Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8AHİFE fKl 14 Arahk 1965 ÜUMHLRÎYET •••••«••••••••• T0P1UN BARIŞ ve DAYANİŞMASI Dr. Ziya AKKAYA hâlinde gerçekleşebilecek olan «Toplum Dayanışması» nın kuvvetli varlığıdır. Çevrenize baktığımızda göreceksiniz. Ailede, sokakta, iş yerinde ve müesseseler içinde en câhll bir vatandaştan, en aydınımıza kadar bir çoklanmız arasında; her tfirlfl sosyal ilişkUerimiz •ertlik ve insafsızlık ölçüleri İçinde bnlunuyor. Bize yöneltilen, veya bizim karşı kişi ve gruplara yönelttiğimiz söz, fikir ve davranışlarımız, kaynağını akıl ve mantık, bilgi ve eğitinüi alışkanlıklardan alacağı yerde; bunlar, his, heyecan, bencfllik ve önyargılann kamçıladığı öfke ve kinden kaynağını almaktadır. Böylece, kişi ve toplumun bütün sosyal ve psiko • sosyal Uişkileri asın ve ters sivri uçlann (ifrat ile tefritin) ölçüsüzlüklerine göre korulmaktadır. Bu sebeple, olaylann nedenlerine ve derinlerine inerek, objektif yargılaıa varamıyoruz. Onlan, ya görünüşlerine göre, veya arzuladığımız sübjektif yargılarla niteleyiveriyoıra. Onun için Türk Toplumunda, doğru İle yanlışın, lyi fle kötünun ve güzel ile çirkinin aynmlannı yapmak haylice güçleşiyor. T)u dengesizlik ve ölçüsüzlükler, 16 ncı yüzyıl••*dan bu yana bütün bir yakın tarihimiz boyunca süregelmiştir. Bu yapıdaki psiko Bosyal çatışma ve gerginlikler, toplumnmuzda sosyal barışın istenen ölçüde kurulmasına engel olmuştor. Bunun sonucunda da, sorunlarımızı çözmede; ya el ve gönül birliği ile aramızda bir sosyal dayamşma kuramamışız; veya şâyet kunnuş lsek, ondan yeterli ve olumlu sonuçlar elde edilememistir. u gün Türk bize göre, kalen çok muhtaç olduğumuz Bkınabilmek için,toplumunda bu barışın varlığı |ey: «Toplum Barısı» ile, ancak Sosyal Hlzmetler Akademlsl Öğretim Oyed ve biri diğerini sömürmeyen âdil bir işbirllğine dayanan çağdaş toplum görüş ve bilgisinden çoklanmmn habersiz oluşu, veya bunların önemini kavrayamamış olmamızdır. £) Toplum barış ve dayanışmasmı olumsuz yönde etkileyen üçüncü bir sebep de; kişilerin psikosojyal güvensizliğinden doğma korkn ve kaygılanma kompleksidir. Kişiler, bu gun ve yann karşüaşabilecekleri işsizlik, yoksulluk, hastahk, kaza ve felâket, kimsesizlik ve kocama gibi maddî ve manevî yetersizliklerinde; toplum mfiesseselerinin kendilerini kesin ve yeter ölçüde koruyabileceğinden emin duruma gelmedikçe, bu korku ve kaygı kompleksine kapüacaklardır. O takdirde, onların topluma ve kendilerine gfivenleri azalacak veya yok olacak; bunun doğal bir sonucu olarak da toplumda, bencfl ve olumsuz duygu ve daşranışlar; toplumsal duygu ve davranışlar aleybine gelişecektir. Başka bir deyişle, toplumumuzda sosyal güvenlik sağlam ve yeterli bir ölçüde kurulduğu giin; Insanunızın sosyal güvensizlik kompleksinden doğma, hırçın, bencfl ve olumsuz biçimdeki sosyal llişki ve tatumlan da, şüphe yok ki, daha olumlu şekle dönecektir. DEVLET SEKTÖRÜ Türkiyenin yeri «Türkiyenin yeri» dendiğinde akumıza tabiî Türkiyenin coğrafyadaki yeri gelmiyor. Kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Akdeniz, batısında Ege denizi... Bunlan değiştirmeye imkân yok. Türkiyenin yeri? dendiği zaman dünya milletleri toplulnğunda Türkiyenin yeri neresidir? diye soruyoruz. Ankara, İstanbnl, lamir Üniversiteleri öğretim üyelerinin yayınladıklan bildirüer, bu konnda güzel uyarmalar yapmaktadır. Son olarak 141 yazar ve sanatçı da Ankarada yayınlanan bildiriye katıldılar. Bu olaylar Türkiyede aydınIann dış poütika konusundaki eğflimini ortaya çıkardı. Üniversite gençlik hareketlerinin de ötedenberi bağımsızlık otkuna yöneldiği açıktır. Demek ki Türkiyede aydınlık çevreler, Türk dış politikasında bağımsızlık ilkesinin titizlikle ele alınmasını istiyorlar. Çünkü Türkiyenin son on beş yılhk dış politikası Atatürk Tür kiyesi için övünülecek değil, utamlacak bir tutnmla yürütülmüştür Buna rağmen politikacılann ağzında artık anlamı çürümüs bir ifade durmadan tekrarlanmaktadır: Biz Batı bloku içindeyiz; yerimiz Batılılann yanıdır! Doğrusu ötedenberi hepimiz Batılı olmaya, Batı anlasmalan Içinde bulunmaya bayılınz. Sanırım bundan on yıl kadar önce idi. Futbolda Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupasına almak istemediler bizi. Ve basmımızda kıyamet kopmuştu. İlle de: Biz Avrupalıyız, bizi niçin aranıza almak istemiyorsnnu»... diye tutturmuştuk. Sonra dediğhniz oldu. Biz de Avrnpahlarla fntbol oynadık. Tekmeleştik. Böylece biraz daha Avnıpalı, biraz daha Batüı hissettik kendimizi. Zaten bizim Batılı olmak için yapmıyacağımız iş, katlanmıyacağımız fedakârlık yoktur. Frak giyeriz, silindir şapka giyeriz, ve de gerekirse evvelallâh kolonyal şapka, uzun çizme giyip elimize kırbaç alır, sömürgeci kılığında ortaya çıkarız... Tek Batılı olalım, Avrupalı olaum diye... Nitekim öyle de yaptık. Dünya milletleri tkinci Dflnya Savaşından sonra Birleşmiş Milletlerde bizi sömürgecilerin saflannda gördüler. N'erede bir kurtuluş savaşı varsa, biz karşısmda idik... Nerede bir emperyalizme karşı mücadele varsa, biz karşısmda idik. Ve: Biz Batı blokundayız. Biz Batılıyız. Hürriyetler cephesindeyiz... diyerek yürütüyorduk bu politikayı. Ankara, Istanbul, tzmir Üniversitelerinden yayınlanan büdirfler karşısmda bugünkü iktidanmız ve onun hmk deyicileri bakıyoruz aynı ağzı kullamp: Türkiyenin yeri Bah blokudnr ve hür mflletler arasmdadır. diyorlar. Demek ki aldatmaca sürüp gidecek. Sömürmek için Anadoludan başka toprağı obuıyan Türkiye emperyalistlerin masası oünakta devam edecek. Oysa, Türkiye dış politikada hem kendi kaderi ve hem de yeryüzündeki mazlum milletlerin kaderine olumlu tesirler yapacak davramşlara girebilir. İçinde bulunduğumuz anlaşmalar bu davranışlara engel değfldir. Zaten eğer engel iseler o aıüaşmalara karsı çıkmak gerekir. Avrupa Konseyine, NATO"ya, CENTO'ya üyeyiz, Ve Ortak Pazar üyelik sandalyesinin de ucuna ilişmişiz. Ama biz bu anlaşmalann hiç birinde, Vietnam savasmds istilâcılan tutmak gerektiğini gösteren maddeler bulunduğunu sanmıyoruz. Cezayir Kurtuluş Savaşmdan bu yana istiklâl savaşlarınm karsısmda bulunmak, peyklik palitikasına kendilerini kaptırmıs iktidarlanmızm marifetidir. Şimdikiler de aynı hastalıkla ateşlidirler. Oysa İsmet Paşa, Türkiyenin çevresinde dünya banşını Ugilendiren konuşmalann ve tartışmalann başlıyacağını söyledi. İsmet Paşanın niteliklerinden biri, belki de birincisi ihtiyattır. Bir mesele olgunlaşmadan, pişmeden, onun ağzmdan duyulmaz. YıUardanberi herkesin gördüğü açık gelişmeleri eğer İsmet Paşa dile getiriyorsa, olaylar Türkiye için kaçınılmaz bir olgu haline giriyor demektir. Üniversitelerin bildirflerini, İsmet Paşamn konuşmasmı, dünya politikasımn gelismesini, iç ve dış iktisadî olaylan, hepsini, hepsini değerlendirdiğimiz zaman perşembenin gelişini çarşambadan bümemek için bir sebep • Devlet Sektörü kâr mı ediyor yoksa zarar mı? Suat ÂRAY EVLET SEKTÖRÜNCN SON S YILL1K KAR ve ZARAR DURUMU: Sektör tşletmelerinin bünyelerine göre ödenmiş •ermaye vaziyetleri ve bunlardan, gerçek mânasiyle, iktisadî faaliyette bulunanlarm kâr ve zarar d u r u m l a n aşağıda gösterilmişür: 0 Organik olarak zarara maruı teşekküller: ta D öz ve yabancı kaynaklara göre hesaplanan rantabilitelerde cuz'î farklar, sadece öz kaynaklara göre olanlarında ise son üç senede tam bir istıkrar göze çarp maktadır. Teşekküllere şu veya bu şekilde yüklenen sosyal şarjIara da pnan verilecek olursa, devlet sektörü olarak elde edilen rantın dünya ölçülerine göre gayet normal oldnğn görülür. Sıhhatli bilânço rakamlarına dayanılarak verdiğimiz izahlar dan sonra devlet sektörünün zararlılığı veya ' ı 1 in de altında gösterilen verimliliğinin asla bahis konusu olamıyacağı âsikârdır. Rayiçlere göre değerlendirme a Devlet Demiryolları b Denizcilik Bankası e Devlet Havayollan 0 2,500 497 59 evlet sektörü aktiflerinin gü nün rayiçlerine göre değerlen dirilmesi: Tenkidlerde aktiflerin, hiç bir kıstas gösterilmeden, indî reevalüasyonlan yapılarak sektör rantabilitesi hesaplanması da ilmî bir çalısma niteliğinde degildir.Bazı batı mem leketlerinde yapılan tatbikatta, aktif kıymetlerine dokunulma dan konjonktür farklarımn «karşıhklar» tesisi suretiyle yenileme sarsıntılannı karşılama yo luna gittikleri görülmüştür. Devlet sektörümüzde de bu yolda senelerdenberi tatbikat yapılmak ta ve kârlardan normalin üstünde karşılıklar aynlmaktadır. Diğer taraftan sektör aktiflerinin müteraadi yenilemelerle konjonk tür farklarını peyderpey giderdikleri Denizcilik Bankası, Devlet Demiryollan, PTT gibi sonradan sektöre iltihak eden teşekküllerin esasen iltihak tarihlcri Denizcilik Bank. 1952 TCDD. PTT 1953 itibariyle aktiflerinin reevalüe edildikleri; nihayet yeniden kurulan bütün iştiraklerin aktiflerinde bir reeval.ias • yonun mevzuu bahsolamıyacağı gerçekleri gözönüne almırsa, bu hakikatleri bilmeden ve 14 milyarhk aktifleri cömertlikle »M00 nisbetinde yükselterek yapılan Atatürk çağı ması ve sosyal güvenlik» ilkeleri üzerine oturtmasında rolü büyük olmuştur. O'nun ortaya attığı «Yurtta Sulh; Milli Birlik ve Beraberlik Ue; Blrimiz Hepimiz, Hepimiz Birimiz tçindir» şeklindelri ilkeleri kelirae farklan olmasına rağmen, yukanda açıkladığımız fikirlerle aynı anlamdadır. Bn bakımdan Atatürk zamanında, büyük zorluklar ve ağır şartlara rağmen, Türk toplumunda toplum barış ve dayanışması ve sosyal güvenlik yolunda büyük adımlar atılmıştır. Böylece o eşsia lnsan, bu kuvvetlerln sosyal guç ve gereklillklerini ispat ederek; bizlere bu noktalarda da örnekler vermiştir. Esasen, ileri gitmiş ülkelerin gelişmelerini ve bu günkü yaygın mutlu hayatlanm yaratan kuvvetler; toplum barışı fle, toplum dayanışması ve sosyal güvenlikten başka şeyler değfldir. Istiklâl Savası ile Devrimlni başarmasında; toplum A tatürk'ün Türk muhakkak ki, O'nundayanışgörüş ve felsefesini «toplum barışı, toplum D ssss •••• • ••• • •a* •>•• Kusur nereden geliyor ? O Bu durum bir bakıma: Toplumu teşkil eden kişilerle, iş ve meslek gruplan arasında mevcut eğitim, sosyal ve ekonomik alanlarda aşın farklardan doğma, değisik ve birbirine karşıt (zıt) yargı ve davranısların varlığından ileri geliyor. O Fakat bu hal ve çatışmalan, aynı seviyedeki kişiler ve gruplar arasında da rastlandığına bakarak; çevremizin bize aşıladığı bu olumsuz gelenek ve alışkanlıkları yok edebilecek nitelikte bir eğitim gücünün yoksunluğu ile de açıklanmak mümkündür. Çünkü, şimdiye kadar biz, kişi ile kişinin ve kişi ile toplumun karşüıklı hak ve ödevlerini hukuk düzenimizde en ileri şekilde saptadığımız halde; buna paralel sosyal ve insancı bukuk anlayışını, ailede, okulda, sokakta, iş yerlerinde ve bütttn sosyal müesseselerimizde bnlunan insanlanmran ruhlanna, fikir ve aksiyonlanna (davranış) gereği gibi aşılayamadık, ve onlara gerekli alışkanlıklan veremedik. Bu eğitimi veremeyişimizin sebebl ise; toplum Uişkilerinde, karşüıklı sevgi, saygı, anlayış Toplam 3056 °,'o22 Fonksiyonel zararlara ma rnz teşekküller: a Toprak Mahsulleri Ofisi «00 b Kömür îşletme367 leri Kurumu c Et ve Balık Kurumu •40 Toplam 1007 Vo7,2 0 Tamamen sosyal bünyell teşekküller: a Emekli Sandığı 2972 b lşçi Sigortaları Kurumu 2750 Toplam 5722 »,'«41,2 ı îktisadî faaliyette bulunan diğer teşekküller 4123 V.29,6 GENEL TOPLAM 13908 %100,•ktisadi faaliyette bulunan te|şekküllerin son beş senelik kâr ve zarar d u r u m l a n da şöy ledir: tavsiye olunmaktaydı. Verdiğiıniz izahlardan anlaşılacağı üzere, tedbirler zarardan kurtulmaya değil daha rasyonel, daha rantabl çalışmaya yönelme olmahdır. Hedefi böylece tesbit ettikten sonra Sektörde rasyonalizasyon nasıl sağlanmalıdır sorusuna cevap aramak gerekiyor. Devıet lşletmelerine verilecek en muvafık düzen «anonim sirket> şek lidir. îşletmelere bir an önce anonim şirket niteliklerinin tanınması gerekmektedir. Bunların başında «muhtar» olmak vasfı gelir. Muhtariyeti en iyi koruma çaresi de teşekkülleri «knvvetli» birer yönetim kuruluna kavuşturmaktır. Yönetim kurullan, her türlü harici tesirlere mukavemet edecek, ehliyetli, müstakil fikirli, mütehassıs kimselerden kurulursa ancak bu nitelikleri kazanabilirler. Bunun için de kurul üyelerini; yüksek tahsil yapmıs, Sektörde uzun süre muayyen bir seviyede çalışmış, veya mevzuda ihtisas sahibi namzetler arasından olmak üzere, bitaraf ve ehliyetli meselâ Danıştay, Sayıştay, Yüksek Denetleme Kurulu mümessillerinden kunıla bir heyetçe seçilmis kimselerden kurmak lâzımdır. Bu nitelikleri haiz olamamalan ve tesir altmda kalarak fikir istiklâllerini devam ettiremeyecekleri endişesinden dolayı, biz, teşekkül personeli arasından yönetim kuruluna üye seçilmesini mahzurlu bulmaktayız. Sonuç iğer rasyonalizasyon tedbirleri olarak; kanunda öngörülen •maliyet altı temel mal ve hlzmet külfetlnin tazmini» hakkındaki hükmün kolayca isler hale getırilmesi lâzımdır. Bundan başka ücret ve tesvik konusunda da teşekküllere mutlaka, muayyen ölçülerde de olsa serbesti ve suples verilmelidir. Bugüne kadar barem kanununun katı tatbikatı Devlet Sektöründe eleraan tutmada büyük zorluklar doğurmuş, Hususl Sektöre bu yüzden büyük kaymalar olmuş, bilhassa kıymetli eleman buhranı Sektörün başhca dertlerinden biri olarak devam edegelmiştir. Sektörün önemli dertlerinden biri de; teşekküllere yüklenen külfetlere karşılık ölçü malî imkân • lardan m&hrum bırakılmasıdtr. Bunun içindir ki teşekküllere yük lenecek her külfetin veya meselâ Plân uygnlamalarmda Hnsnsî Sektörün itibar etmediği yeni kuruluslsnn vazife olarak verilmelerinde mutlaka bunlann malt imkânlannı da sağlamak lâzımdır. D Ne yapmalıyız? lııı •••• erşeyden öuce halka örnek ve halkm sorunUn çözmede liderler ve eksperler (uzmanj olarak, biz okumuşlar ve aydınlar; öncelikle kendi aramızda psiko • sosyal banşı kurmalıyız. Aksi takdirde; sosyal ilistdlerimizdeki akıl, bflgi, sevgi, saygı ve hoşgörürlük dışı didişmeler yüzünden; Türk toplumunun gelişme başlangıç ve eğilimindeki eğitim, sosyal, ekonomik ve politik alanlardaki sorunlarını çözmeğe ve gidermeğe fırsat bu lunamayacaktır. iiji OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK TILLAR 1959 1960 1961 1962 1963 YILLIK SAFİ KAR YILLIK K \ R ÎILLIK ZARAR (milyon lira) (milyon lira) (milyon lira) 700, 865,8 557,6 646,8 732.7 3502.9 700, 865,8 548,2 646,8 732,7 3493,5 •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a APVE « MNUN » a | * | Grnpunda basına karsı ısrarla yükselen A M « t e d b i r isteği» ve «ithara» ların yanı sıra, iktidarın devletin yargı gücüne bir çeşit baskısı balini almaya başlayan «kanunları harfiyen uygulayınız» öğüt, ihtar ve talepleri Türkiyeyi ve iktidarını çok gereksiz bir gerilime sürükleyecek niteliktedir. 1,4 TELEFON DEGISIKLIGI 4 T" 1 .,,ft.ı< h 9,4 The Ford Foundalion Ankara Ofisi telefon numaramız «Kanunlann uygutanması» u öğüt, iktidar büyükleri tarafından bemen her fırsatta, özellikle iktidar küçükleri tarafından basın ve mnhalefetten şikâyet edildiğinde verilmektedir. Uygnlanması söz konnsu olan kannn maddeleri Türkiyede tenkid hürriyetini, mnhalefeti sınırlayan, berraklıktan nzak oldafn bizzat iktidar lideri tarafından belirtilen maddeIerdir. Bunlan nygulamalan sık sık, ve arkasında gizli bir tehdit ile hatırlatılanlar ise Türkiyenin teminat altındaki hür savcı ve yargıçlarıdır. Uygnlanması istenen maddeler ceza huknkuna ait, cezalandırıcı maddelerdir. Tani iktidar, savcılann ve yargıçların bn maddelerin kapsamında kabnl etmedikleri hareket ve görüşleri bu maddelere sokmalannı, maddeleri sık sık uygulamalannı istemektedir. Ancak, bukukta bir hareketin belirli cezayı gerektirip gerektirmediği iki kere iki dört eder örneği bir kesinlikle anlaşılamaz. Bnnda, ülkenin şartları ve huknk adamlannın kişisel görüşleri çok önemlidir. Bu sebepten ötürüdür ki bir mesele Mahkeme tarafından ele alınınca, o mesele bakkında yazı yazmak «yargıçlan tesir altında bırakacağı» gerekçesiyle yssaklanmıştır. Şimdi, iktidarın ceza kanunnnnn belirli maddelerini kastederek «kanunlann uygulanmasını» istemesi, savcı ve yargıçlara yapılmış dolaylı bir baskıdır. Devletin yargı gücünden bn maddelerin daha çok uygnlanması, yani daha çok sayıda hareketin bn maddelerin kapsamına soknlması istenmektedir. Ve bn istek o kadar sıklaşmıştır ki, artık her çeşit tehdit halini almaya ba.şlamıştır. Zir» yargıç ve savcılann tayinleri, yükselmeleri v. s, onlardan bn istekte bnlunanların elindedir. İktidar ileri gelenlerinin seçimlerden bu yana sık sık tekrarladıkları bu ikaz, her şeyden önce Anayasa hukuku ve kuvvetler ayrılığı ilkeleri açısmdan değerlendirilmelidir.. Ne yasama organı, ne de yürütme organı şu veya bn kanunnn nygulanması veya uygulanmaması yoInnda savcı ve yargıçlan ikaz etmek hakkına sahip değildirler. îktidarların hoşlanmadıklan konularda yargıçlara ders vermeleri, iktidarlan Anayasa dışına sürükleyebileceği gibi bu ikazlardan sonra verilen mahkeme kararlarına gölge düşürecek bir niteliktedir. Uygnlanması istenen soyut «kanun kavramı» değil, belirli isteklerin hedefi olan belirli konulardaki kanun maddeleridir. B yasî gelişmesiyle oranlıdır. Söz konnsn kannn maddelerine dayanarak yargıçların bnndan 10 yıl önce mahkum ettikleri hareketler ve sözler, bizzat iktidar partisi başkanı tarafından bol bol kullanılmaktadır. Bu yapıdaki maddelerin memleketin gelişmesine paralel olarak genişleyen sınırlannı, AP iktidara geldi diye hemen daraltmak, ilerlemiş bir toplumu geri kalmış toplumun sınırlan içine sokuvermek ne iktidann, ne de bn ikazlara nyacak yargıçların gücü dahilindedir. Böylesine bir tersine zorlama, yaratacağı çeşitli huknk meselelerinin yanı sıra toplumnn siyasî hayatmda da bazı aksaklıklar yaratacak niteliktedir. ismail CEM •••• •••• •••• Cetvelde bazı yıllarda zarar gö rülmemesi, yıl zarfında teşekküllerin camiaları içinde zarar e den müesseseler ve iştiraklerin zararlarının, kâr eden müesseseler ve iştiraklerin kârları ile mahsubundan sonra bilânçolarını kârla kapatabilmiş olmalarından ileri gelmektedir. 1961 de yalnız bir teşekkül bilânçosunu zararla kapatmış bulunmaktadır. Bu kârlarm teşekküllerin k u l landıkları öz ve öz ve yabancı kaynaklara göre rantabiliteleri de şöyle olmuştur: hesapların ilml bir kıymeti olamıyacağı da âsikârdır. 17 41 47 olarak değişmiştir. Ankara Ajansı: 682/15350 Tedbirler neler olabilir ! ktisadi Devlet sektöründe alm| ması gerekli tedbirler neler olabilir? Ötedenberi bu tedbirler hep Sektörü zarardan kurtarmak üzere Netice olarak diyeceğiz ki, bugün için almacak tedbirler Devlet Teşekkül ve Işletmelerini ehliyetli ve salâhiyetli ellere tevdi etmek ve kaııunun ısrarla belirttiği Muhtariyeti sağlamaktan ibarettir, SON 6000 Kilo Baskılı Ambalâj Kâğıdı Satınalınacaktır 1 Evsaf ve mütemmim malumat Müessesemizin Beykozdaki merkezinden veya Sirkecideki 5. nci Vakıf Han altındaki Irtibat Büromuzdan öğrenilebilir. 2 Teklifler 22/12/1965 günü aksamma kadar Müessesemizin Beykozdaki Merkezinde Muhaberat Şefliğine verilmiş olacaktn. 3 Teklifler arasında şartlanmızla ihtiyacımıza en uygun olanları tercih edilecektir. Istanbul Tekel Başmüdürlüğünden 1 Kasımpaşa satış depomuzdaki 10.000 adet kullanılmi) tuz çuvah Komisyon huzurunda pazarlıkla satüacaktır. Çuvallar depoda görülebilir. 2 Beher çuvalın muhammen bedeli 203 kurus olup muvakkat teminab 1525. liradır. 3 Pazarhğın 17.12.1965 cuma günfl * u t 15 da Basmüdürlüğümüzde Komisyon huzurunda yapılacağı ilân olunur. (Basın 23312/15342) Maddelerin niteliği 959 960 961 962 963 îll X C • iktidann ısrarla uygnlanmasını istediği madI deler, bizzat iktidar yetkililerinin ısrarla beÜrttikleri gibi «ıslaha mnhtaçtır». Bunlar, diktatörlük yönetimine muhalefeti snstnrmak imkânını vermek için Italyan Ceza Kanununa konmnş, oradan Türk Ceza Kanununa aktanlmıs raaddelerdir. Hukuknn temel ilkelerinden, açıklıktan ve sınırlılıktan yoksnndurlar. AP iktidan, daha muhalefetteyken maddelerin bn niteliğinden şikâyetçi olmnş, onları «vnznha kavnştnracağını» belirtmiştir. Şimdi, kendi şikâyetçi oldnğn maddelerin nygulanmasını bizzat kendisi ısrarla istemekte, garip bir çelişmeye düşmektedir. Bu maddelerin sımrlariyle ilgili olarak yan yazan her huknkçn ayn görüşü savunnr; bu maddelerin söz konusn olduğn dâvalarda her bilirkişi değişik rapor verirken, yargıçlardan istenmesi gereken maddelerin nygnlanması değil, açıklığa kavuşana kadar nygnlanmaması olabilir. * 233 14,4 7, 7,7 7,7 7,3 6,5 4,9 6, o 5 r SÜMERBANK DERİ VE KUNDURA SANAYİİ MÜESSESESİ (Basın 23972/15341) •• Modern erkegin traş makinası PHILISHAVE ile daha çabuk, daha iyi, traş olabiiirsiniz. TEŞEKKÜR Sevgill «nnemlı BEHİCE İMREM'in cenaze töreninde bulunan ve evlerünize kadar gelerek bizleri teselli eden kıymetli ve vefakâr akraba ve dostlanmıza teşekkür ederlz. RaU, Rüjtü, Enise, Sevün tmreın Bem ve Kemal Yöncl Cumhuriyet 15347 Bu tutum gerekli mi? iktidannın bn ilk aylarında yapılan az »ayidaki Grnp toplantılarında isimsiz milletvekilleri kalkıp «soU basına karşı tedbir istediler. Herkesin düşüncesine saygı göstermek gerekir. Bn kimselerin sözlerinin önemi, kendi bilinmiyen kişilikleri ile oranlıdır. Ancak önemli olan, bizzat iktidar liderinin bn taleplere karşı takındıçı tavır, verdiği cevaptır. Başbakan, hemen her talep karşısmda, savcıları ve yargıçlan kannnlan uygnlamaya çağırarak, talepte bulunanlara hak vererek konnşmuştur. Oysa, Batı idealine, hukuka ve demokrasiye samimiyetle inanan bir Başbakanm, şımank çocuk edasiyle ileri sürülen bn isteklere vereceğl cevap, çok değisik olmalıydı. AP, Türkiyede hlç bir iktidara nasip olmıyan açık, demokratik, batılı ve namusln bir seçimin sonncunda iktidara gelmiştir. Maddî imkân eşitsizliçi dışında, bütün partiler devletin blr çok imkânından ortak bir şekilde faydalanarak görüslerini açıkça savnnmnşlardır. Türkiyenin AP ye sagladıgı bn imkândan AP nin Türkiyenin diğer partilerini ve Türkiyedeki düşünce akımlarını yoksnn bırakmaya hakkı ve gücü yoktur. Üstelik ihtiyacı da yoktnr. Siyasî havayı bulandırmaktan, Türkiyenin gelismesini bir takım sertliklere ve zorlamalara tâbi kılmaktan başka hiç bir şeye yaramıyacak bir tntuma, iktidar girmemelidir. Zira, Türkiyede mnhalefete yapılan baskı artsa da, dOşünceyi ve tenkidi sınırlayan kanunlar çoğaltılsa da, taleplere verilen cevaplar sözde kalmayıp fiiliyats dökülse de, Türkiyenin gelişmesl Bnlenemiyecek, sadece daha çetin ve zorlu bir yoldan geçilmesl gerekecektir. VEFAT T. C. Ziraat Bankası eskl Müdürlerinden Mehmet Ali BERKER 13.12.1965 pazartesi günü vefat etmlştir. Cenazesi (Bugün) 14.12. 1965 sah günü öğle n&mazını müteakip Hacı Bayram Camiinden kaldırılacaktır. Egi: Semahat Berker Oğulları: Müfit, Fcrtii Berker Kızı: Serap Fnnneel Damadı: G. Fnnneel Ankara Ajansı: 679 15351 İktidar a göre uygutama ::: Elektrik Yer Altı Kablosu. Aranıyor 250 metre 3X70 • 35 eb'adında EĞE SANAYİİ A. Ş. Karaköy Tünel Cad. 36/2 Tel: 44 03 70 Cumhuriyet 15348 KAYIP Janâarma Lvt Astsb. kimllk kartımı kaybetttm. Hükümsüzdür. Şerif Çindoruk 4343/15343 CuriLhuriyet 15352 B ir kannnnn, belirli bir partinin iktidarı döneminde «hafif», bir di|er iktidarın döneminde «ağır» bir şekilde uygnlanması söz konusn olamaz. özellikle AP iktidarının «uygulanmasını» istediği kanunlar gibi bir memleketin iktisadî, sosyal ve Biyasi yapısıyla ilgili sınırlan belirsiz maddelerin uygnlanması o ülkenin iktisadî, sosyal ve si • ••I • ••> PHILIPS BÂYİLERINOE VE BUYUK MAGAZAIARDA SATIIMAKTADIR; TECRUBE EDEBItlRSINIZ. i»i::!:::iii:;::i:i::;:iiiii;;ÜU;İİ:i:İİH»;;UUiyîUİİlİlİİİliİİİİİİİ