18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖlrf 6 Kasnn 1965 CUMHURÎTE1 9 CANLI /ADAM Hamdl Varoğlu 33 Başbakanın n< gibi kusurları varmış? Kusurdan değil bu. Meclisin günümüzdeki durumu, sosyalistlerin yönetimindeki bir kabinenin güven almasını hemen hemen imkânsız kılıyor. Saat dokuzbuçuğa doğru, Klavurun grupundan iki milletvekili kahve içmek için kantine geldiler. Boş yere hükumet kuruyor, dedi birisi. Diğeri cevap verdi: Bu ise hiç girmemeliydi. Nasıl olsa güven oyu alamıyacak. Garscn. bize iki kahve getir. Ümidi ve neşesi yok olan Vıktor, sin'irli bir şekilde önündeki gazetenin sayfalarını çevirmeye basladı. önceki gece, herşeyi iyimser bir göz!e görmüştü. Içeri giren Alfons Male Viktoru görünce: Demek kabul ettiniz. Elindeki bir komünist gazetelerinden sayfalar:nı, iğrenır gibi çeviriyordu. Sözüne devam etti: Hata ettiğinizi sanıyorum. Viktor, Başbakan arkadaşımdır, diye cesaretle cevap verdi. O takdirde .. Fakat benim oy'umu alamıyacaksınız. Bu Klavur maliyer.in kasalannı bir çırpıda boşaltacaktır. Zaten boş değiller mi? Daha da boşalacaklar. Sevgili dostum. düşünün biraz... Viktor, onbeş dakika kadar Ma leyi dinlemek zorundâ kaldı. Male, komisyonda bakanı sorguya çekerken söylediklerini yeniden tekrarladı. Viktor, Klavuru korumak için birşeyler sö/lemeye çalıştıysa da berikinin dinlemeye hiç niyeti yoktu. Bir sosyaliste, hele programının maliyeyle ilgili bölümü için kendisine danışmayan bir sosyaliste asla oy veremezdi. Male, sözlerini bitirirken, Hem de biliyor musun, dedi, Komünistler de ona oy verecek .. Viktor bütün günü meclisin ko ridorlarında geçirdi. Diğer milletvekilleriyle, gazetecilerle konuşuyor, «kendi» başbakanını, bu başbakamn sabah gazetelerinden öğrendiği programını müdafaa ediyordu. Viktor, gerçek bir muhalefete karşı konuşmayı tercih ederdi. Oysa kimse Klavura karşı sağlam bir tenkidde bulunmuyor. frj.at kimse ondan yana çıktığını açıkça belirtmiyordu. Milletvekillerinden çoğu, meseleyi bir at yarışı seyircisi gibi ele alıyor, oyları he«ap ediyor, hattâ iddiaya bile giriyordu. Bu mec lis, kurulacak olan hükumet sankı onlarla ilgisizdi. Onlann dışında bir olaydı. Klavur kazanırsa onu alkışlayacak, kaybedetse üzülmiyeceklerdi. Akşama doğru, isminden Dıçişleri bakanı olarak bahsedilen Belondo geldi. Birkaç kişinin elini sıktıktan sonra. üzgün ve sinirll bir şekilde somurtan Viktorun yan:na geldi. Hadi, hadi, endişenizi başkalarma belli etmevin. dedi. Ba<:arının tek şartı, insanm kendine güvenmesidir. Klavur da bu bakımdan pek kuvvetli değil. Birkaç tane önemli hatası oldu. Ama dâvayı kaybetmiş değiliz. Bağım«ızlann arasından hâlâ tereddüt edenler var. Demokrasi güzel bir şey deJil, dedi Viktor. Belondi. Doğru, diye cevap verdi. De mokrasi bazılarının sandığı kadar kolay bir şey değildir. Fakat sevgili dostum, sunu unuımamak gerekir ki, demokrasiden fötü olan tek şey, demokrasinin yok luğudur... Sonra, Viktorun moral bozukluğunun yersiz olduğunu söyliyerek sözlerini bitirdi. Belondiyle konuşmak, Viktoru biraz fahatlatmıştı. Birkaç saat sonra Toneli telefon etti. Viktora ayrılan devlet bakanhğının ticari meseleler'.e ilgili olduğunu söyledi. Eh. bir günlük kulis faaliyetinin ücreti, hayli dolgun sayıla*** O gece, MariMod'la beraber Voj meydanındaki bir lokantaya gittiler. Metr D'otel'in onu tanıyarak «Buyrun Bakan bey» demesi Viktor'un pek hoşuna gitti. Kendisine ilk olarak bu sfkilde hitap ediliyordu. «Son olmaz inşallah» diye düşündü. MariMod dayanamadı: Mösyö Pirono'nun bakanlı ğını kutluyoruz, dedi; bana lutfen şampanya getirin. Dört senedir Pariste yaşamasma rağmen, yemek listesini inceleyince Viktirun midesi burkulur gibi oldu. Fiatlar öylesine yükseldi ki... Lagrinşteki küçük lokantalan dü şündü. MariMod da hiç sıkılmadan' şampanya isteyivermişti... MariMod'la olan macerası hayli eskimişti artık. Üstelik bu gece pek soluktu... Ona «Bakan bey» diye hitap eden Metr D'otel, başına dikilmiç ısmarlıyacağı şarabı bekliyordu. Viktor düşündü. ucuzundan istese ayıp olacaktı. Fiatı garson bahşişiyle beraber kafasında he«ap eriip: Şato D'Anyo getirin, lutfen, dedi. MariMod; Anlıyorsun ya. küçük aslanım, dedi, yarın işler terî sitse bile. hiç olmazsa bir eecemi «Bakanla geçirmiş olapağım..» Yandaki masada oturan çok güzel bir sarışın, Viktorla MariMod'a umursamaz bir gözle baktı. Viktorun yiizüne şöyle bir göz gezdirdi. Sonra MariMod'a küçümser bir şekilde nazar fırlattıktan son ra kendi yemeğiyle meşgul olma ya başladı. Yanında oturan bu çiftin sanştn kadını ilgilendirmediği her halinden belli idi. • Ne kadar güzel bir kadm» diye düşündü Viktor, Eğer Başbakan olsaydım, kendini bana vermek için ayaklarıma kapanırdı...» Kurduğu hayaller birden bire şe kil değiştirivermişti. Mari Mod: Hadi küçük aslanım, dedi, bu geceyi kutlayalım. Artık güven oyunu falan düşünme. Yarın her bilirdi... gey belli olacak. Bu gece, hükumet biziz. , Yemekten sonra, MariMod, Vik torun geceyi onun evinde geçinnesini istedi. Ancak, yeni Bakan, MariMod'un arkadaşlanna anlata rak övünebileceği biç hir ozellik gösteremedi o gece... *** Çalışma Bakanhğının konferanı salonundaki yeni Bakanlar sabırsızlanıyordu. Hükumet progranu Mecliste okunmadan önce Klavur tarafından kendilerine okunacaktı. Viktorun yanında, Meclist» pek tanınmayan bir milletvekili oturmaktaydı. Bu adam, hükumetin düşürülmesi ihtimali olan oturum lardan başkasmda pek bulunmazdı. Tebrik ederim, dedi adam. Teşekkürler. Ben de tebrik ederim, diye cevap verdi Viktor. Başbakan beni spor işleriyl* ilgili Devlet Bakanhğma getirdi. Çok enteresan bir Bakanlık bu. ö nemli futbol maçlarım her zaman radyodan takip ederim. Klavurla dostluğunuz var mıdır. Hem de sıkı bir dostluğumuz vardır. Eski arkadaşımdır. Sık sık bana fikir danışır. Pirono, içeriy» bu yeni giren adam kim? Lâcivert bir elbise giyen? Başbakan... Klavur mu? Tabii... Allah Allah, tanıyamadım. Bu itırafı, hiç utanmadan yapıyordu. Birkaç dakika sonra, kürsüye çı kan Klavur programını okumaya başladı. Viktor, hemen her paragrafı büyük bir tasvipie karşüıyordu. Prog ram büyük bir dikkatle kaleme almmıştı. Her konu etraflıca ijleni yordu. Viktor, «Eğer güven oyu alamazsak, bu Meclisin yetersizliğini ispatlıyacakür» diye düşündü. Konuşmayı tâkip eden tartışmalar, pek uzun sürmedi. Belondi, birkaç paragrafa ek yapılmasını teklif etti, sonra birer kadeh vermut içildi ve herkes yemeğe gitti. Viktorun yanındaki Spor Bakanı, ' (Arksn rsr) AYŞE !LE fiU I S T A N B U L 6.25 Açıhş 6.30 Günaydın 7.00 Köye haberler 7.05 Oyım havaları 7.25 Sabah melodileri 7.45 Haberier ve hava durumu 8.00 İstanbulda bugün 8.05 Türküler 8.20 Küçük ilânlar 8.25 Bu sabah sizinle 8.40 İstanbulun sesi 9.00 Kansık sololar 9.15 Türk'jier 9.30 Kadm ve ev 9.50 Mü2ik kutusu 10.05 Arkası yarın 10 25 Kısa haberler 10.30 Solodan soloya 11.00 Şarkılar 11.20 Dikkat trafik 11.23 Türküler 11.40 Sonat saati J2.00 Sami Göğüşten şarkılar 12.20 Rad yo armoni muzikası 12 35 Küçük ilânlar 12.40 tnci Çayırhdan şar kılar 13.00 Haberler ve hava durumu 13.20 Bu hafta neler dinliyeceksiniz? 13J0 Reklâmlar geçidi 15.00 Kısa haberler 15.05 Çocuk saati 15 45 Caz müziği 18.00 Ramazan Şensesten türküler 16.20 Konçerto saati 17.00 Kadınlar fasıl topluluğu 17.25 Çocuklar için 17.40 Kısa haberler ve ktiçuk ilânlar 17.45 Hafif müzik 17.50 Reklâmlar geçidi 19 00 Haberler ve hava durumu 19.40 Küçük ilânlar 19.45 Sahin Gültekinden türküler 20.00 Sizin için seçtiklerimiz 20.30 Her hafta bir ozan 20.40 Tülin Yakarçelikten şarkılar 21.00 Kısa haberler ve küçük ilânlar 21.05 Piyano soloları 21.35 Hayata bakış 22.05 Reklâmlar geçidi 22.45 Haberler ve hava durumu 23.90 Gençlerle beraber 23.45 Gece müziji 24.00 Kapanış. İSTANBUL İL RADYOSU 14.57 Açıhs 15.00 Tatil başhyor 15.30 Gençler için 16.00 Cumartesi konseri 17 00 Çay saati 17.30 Küçük konser 18 00 Dans müziği 18.30 Konçerto saati 19.00 Hafif müzik 19.30 Akşam konseri 20.00 Hafif müzik 20.15 Popüier hafif Batı müzigl 22 00 Hafif müzik 22.30 Oda müziği 23 00 Caz müziği 23.30 Sizler için 24.00 Dan» müziği 00.30 Gece ve müzik 1.00 Kapanıı. A N K A R A 7.00 Koye haberler 7.03 Sabah müziği 7.25 Şarkılar 7.45 Haberler ve hava durumu 8.00 Ankarada bugün ve küçük ilânlar 8 10 Hafif müzik 8.25 Her telden 9.00 Sabah konseri 9.15 Günümuz Sorunlarımız 9.35 Kemal Karasüleymanoğludan tür.kuler 9.50 Çeşiüi müzik^ 10.15 Arkuı yun 10.30 Kısa haberler ve küçük ilânlar 10.40 Nusret Ersözden şarkılar 11.00 Posta kutusu 11.15 Dan» müziği 11.30 Nevin Akoldan türküler 11.45 Konser saati 12.15 Kıbrıs saati 12 25 Küçük ilânlar 12.30 Gönül Akın ve Vedat Gürselden şarkılar 13.00 Haberler ve hava durumu 13.20 Kadınlar topluluğu 13.50 Kayıp mektupları 13.55 Caz müziği 14.15 Reklam programları 15 15 Çocuk bahçesi 1530 Kısa haberler 15.35 Kutlu Payaslıdan şarkılar 15.50 Gençlik saati 16.10 Cumartesi konseri 17.00 Çocuk «aati 17.40 Radyo çocuk korosu 17.55 Küçük ilânlar 13.00 Reklâm programalrı 19.00 Haberler ve hava durumu 19.40 Küçük ilânlar 19.45 Uykudan önce 1950 Meral Armağandan şarkılar 20.10 Erol BUyükburc ve arkadaşları 20.25 Küçük ilânlar 20.30 5x5 Halk için genel bilgi yanşması 21 00 Kısa haberler ve küçük ilânIsr 21.05 Bir sanatçı çağırdık » 21.35 Eşref Şefik'in «ohbeti 21.45 Yurttan sesler kadınlar toplulufiu 22.05 Balete çağrı 23.25 Altı »eı, altı saz 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Sizin seçtikleriniz 23.45 Cumartesi sona ererken 24.00 Kapanış. konu ve resim: Ayhan Başoğlu SONDÖGÜS İŞ SAATLERI AUPtSlNI ANUVIP VAB4VISİLAH VAV'CANINA / KAN Yaptığım şu bütçe Ue rahatça geçinebileceğimizde» eminim. Yalnız sen maaşuu iki misline çıkartmahsın... Küçükçekmece Belediye Riyasetinden Belediyemiz 1100 llra kadro maaşlı Belediye Hekimlijl münhaldir. Bu tcacroya talip olamarın en az bu kadronun İki derece aşağı tnaaşı olan 800 lirayı hak etmlş olmalan şarttır rallplerin en geç 22^11/965 tarihıne kadar tercümei hallertnJ blldlrir birer dilekçe ile Belediye Reisliğine müracaatlan llftn olduur. (Basın 20579/13458) İr ve llı\ Lâslik Satm Ahnacakfır Ankara Eleklrik Havagazı ve Otobüs İşletme Müessesesi Umum Miidürliiğünden 1 Müessesemizce; 120 adet dış lâstik 1100x20 25 » » » 1000x20 150 » iç » 1100x20 Türk parası mukabilinde ve teklif alma suretiyle satın alınacaktır. 2 îlgililer bu işe ait şartnameyi mesai saatleri dahilinde Müessesemiz Ticaret tşleri Müdürlüğünde görebüirler. 3 İşin tamamı bir firmaya verilebileceği gibi. fcısral sipariş de yapılabilir. 4 îlgililer şartnamesi esasları dahilinde hazırüyacaklaxı tekliflerini teklif fiyatları üzerinden °.'o 7,5 muvakitat teminatları ile birlikte 12/11/965 cuma günü saat 17.30 a kadar Umum Müdürlük Yazı İşleri Müdürlüğüne göndereceklerdir. Teklifler bu tarihten itibaren 30 gün opsiyonlu sayılacaktır. 5 Postada vâki gecikmeler nazarı itibara alınmıyacağı gibi, telgrafla yapılacak teklifler kabul edilmez. 6 Müessesemiz ihaleyi 5>apıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basm 20232 A. 13512/13455) YALNIZ 88 rlakkmız var, yerden göğe kadar kızım.. Yalnız ne yaparsınız.. şu eşarp olmasa idi.. Onu nasıl mı düşündüm? Bilmem.. birden ve saçma bir yönden.. çocukça bir iş.. Solange Vauthier ile ilk karşılaşmamı hatırlıyor musunuz? Bir gece telefon etmişti, ertesi sabah da onbire doğru Bagatelle'de buluşmuş tuk. Evet hocam.. Bütün miyopluğuma rağmen, o görüşme sırasında, yenç kadını baştan aşağı kadar rnce:ediğimi tahmin edersiniz.. Üzerinde durduğum iki nokta oldu: Değişik parfümü ve boynundaki gri eşarp.. Kokusunun en v°k eşarptan geldiğini anlayınca, bir gece önce «Yalnız» romanında bir sahife istemiyerek gözümün önüri'5 geldi. Vauthier, kitabında, kahramanının karısını snlatırken söyle diyordu: «Genel likle, boynunda, her :sman kullandığı kokuyu çevresine yayan yeşil bir eşarp takardı. Bunu takmakla kocasma olan sevgisini belirtirdi. Çunkü o, hiç görmemesine raŞnıen, yeşil °s::vpı seviyoıdu. Ipek eşarptan gelen kokuyu her koklayışında, koca*ı, yeşili düşünür, o rengi kendine gö're tasavvur ederdi. «Vauthieı çifti ile romanm kahramanlarım benzetmekten kendimi alamadım. Böylece eşarpın benim için bir anlamı vav iı.. sonra bunu • unuttum. Büsbütün başka şeylerle ilgilendim. Solange Vauthier ile görüşecek o kadar çok konu vardı ki, bunun lâfını etmek aklıma gelmedi. Üç gün sonra. genç kadınla, bu defa kendi büromda, ikinci bir karşılaşma oldu. Içeri girer girmez, burnuma aynı koku, gözürne de aynı gri eşarp takıldı. Böylece bir sonuç çıkarmak zor değildr. Ya Solange Vauthier bu eşarpı özel bir sebepten sevıyor, yahut kocasının hosuna gittiSini bildiğinden onu her gün ta Vazan : G. Des Cars Zürdçesh Berin Kurtbay onu okşar, ona dokunurdu. Fakat, de Grasse gemisi Ne\v Yorktan ayrıldıktan bir kaç saat sonra, onu kaybetmiş olduğumu farkettim. Vapura binerken boynumda olduğunu bildiğimden, her yönde onu aradım.. Ama bir türlü bulamadım. Jacques'in bundan üzül^ceğini veya fena kıyordu. Öyle ise, eşarp neden bir fikre saplanacağım düşüneyeşil j'erine gri oluyordu? Gö rek. çok sıkıldım ve geminin rev aşkı değil ama meraktan dükkânlanndan birine giderek, sözü kokusuna getirdim ve tok eşini satm aldım. Dokunuşu, igüzel olduğunu söyledim. B.raz peŞi tıpkı eskisine benziyordu üzgün, kocasının da aynı şekil ama, rengi gri idi. Kendi Kende düşündüğünü söyledi. Sakat dimi rahatlandırmak için, Jac • adam için, kokunun ne demek ques'in nasıl olsa onu görmedi düşündüm. ö.nemli olan olduğunu bildiğimden bu de ğini fa kendi kendim» karısını parmaklanna yaptığı tesir idi. hep yanında hissetmek için aynı Eşarpı alarak kamarama getirparfümü sürmesini istediğini dim, kokumu sürdüm. Jacques tahmin ettim. Genç kadma sor küçük hilemi hiç bir zaman andum: «Kocanız, bu eşarpın gri lamadı. olduğunu biliyor mu?» Solange Solange Vauthier'ye, onun yederhal cevap verdi: «Hayır.. ko rinde benim de aynı seyi yapa cam onu hep yeşil sanıyor.. Ne cağımı söyledikten sonra söz den bilmem ama, yeşile bayıh karıştı. O arahk durumun anahyor. Ona göre, yeşil, temizlik t»rının bu eşarp hikâyesinde olbir tazelik anlamına geliyor..» duğunun farkında değildim. Bir Onu anlamadan dinlediğimi kaç gün daha gççti. Sanac'ı sörgörünce ekledi: «Bu eşarpın kü düm. Bir çok kimse ile konuş çük bir hikâyesi vardır.. Çok ev tum. Müvekkilimi bir kaç kere vel, Jacques'in bana aldığı, bu tercümanla birlikte hapishanede nun eşi, fakat rengi yeşil bir ziyaret ettim. Üçüncü defa ol çşarpım vardı.. Onu galiba Jac mak üzere karısı ile buluştum. queg benden çok seviyordu. Her Boynunda gene gri e?arp v«rdı. gün onu takmamı ister, arasıra Şu ipek mendil beni artık far ketmeden işgal etmeğe başlamıştı. Kafamda eksik olmıyan bir burgu olmuştu. Yavaş ya • vaş cinayet aydınlanmağa başlamıştı. Evet.. cinayet Vauthier imzalı idi. Fakat parmak izle • ri, diğer delilier öyle çoktu ki, bana bu da normal geîmiyor'ıu. Vauthier gerçekten kaatil değilse, birini kurtarmak için bu suçu benimsiyordu. Kimin için bu fedakârhğa katlanabihr? Tabiî, ancak güzel ve genç karısı Solange'i.. Demek John Be'.l'i Solange öîdürmüştü.. Vauthier bunun delilini, ispatını bulmuştu. Ama nasıl bir delil? Nasıl bir i'spat? Yeşil eşarp a canım.. Solange'in Amerikalının kamarasmda kaybetmiş olduğu uğur eçarpını.. Vauthier onu orada bulmuş, tutmuş, koklamıştı.. detle Amerikahdan kurtulmak istiyen bilinmedik bir insan olsun.. Böyle bir durumda, kaatil için en iyi şey, Amerikalıyı öldürmek ve suçu Solange'a yüklemekti. Kaatil de benim gibi, Solange'in boynundan eksik olmıyan eşarpa dikkat etmış olabilirdi. Onu çaldı ise her şey aydınlamyordu. Sonrasını biliyorsunuz.. Fakat bunlar hep rahminden ibaretti. Vauthier'nin cesedin janında yeşil eşarpı bulduğunu ispat etmem gerekiyordu. Muhakeme başlamadan bir gün önce, Solange'a, boynundaki eşarpla gelmesini rica ettim. Plânım kesindi. Tanıkhğı sırasında, ne yapıp yapar, Solange'i sanığa yaklaştınr, onun kokusunu ^Idırdıktan sonra, tepkisine bakacakYer.i bir »oru zihnimi Kurca tım. Nasıl hareket ettiğinı görlamağa baslamıştı. Solange ne öünüz. Karısmm boynundan yeden John Bell'i öldürsün? On şil sandığı eşarpı alabümek için dan kurtulmak için mi? Demek elinden geleni yaptı. Solange'in ki genç kadınla Amerikalının suçlu olduğunu ispat ed»n, kenarasında gizli bir bağ vardır. A di eliyle denize atmış olduğu bu caba kendi mi öldürdü? Yoksa yeşil eşarpın hâlâ nasıl karısıbirinin yardımı ile mi? John nın boynunda olduğunu anlıyaBell kuvvetli bir erkekti. Bu mıyordu. Işte Danielle, eşarpın kadar ince bir kadın kaatil ola sırn bu..» bilir mi? Bu bana biraz zor anlaşılır gibi geliyordu. Ancak.. Affedersiniz hocam.. fskat tste sevgili Danielle, galiba Vauthier'nin eşarpı denize attıo anda gerçege dokrmdum an ğım nanl »nladınız? cık, kaatil, Solangc kadar «ld • (Arkan v»r) Kocaeli Daimi Encümen Başkanlığından 1 İlimiz Bayındırlık Müdürlüğü ihtiyacı için kapali zarf usuliyle şartnamesi veçhile 350.000. *1ira muhammen bedelli bir adet yapım Grayderi, satın alınacaktır. 2 Geçici teminatı 17.750. lira olup eksiltrne 18.11. 1965 Perşetnbe günü saat 11 de Daim! Eneümence yapılacaktır. 3 İsteklilerin geçici teminat makbuz veya mektubu ile Ticaret Odası vesikalarınj ve kanuna uygun şekilde haarlıyacaklan teklif mektuplanru eksiltme saatinden bir saat evvel Daimî Encümen Başkanlığma vermeleri lâzımdır. Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. 4 Bu işe ait şartname Encümen kaleminde ve Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir. (Basın 20010/13453)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle