18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHİFE ÎEJ Kasım 1965 CUMHURÎYET BİLİNÇLENME BAŞLAYACAK 9 çlne girdiğimiz ba yeni devTe, Meclis ve ötekl I kuvvet kaynakları ile, Türk Clusunu, bir bilinç• lenme yolu üzerine koyacak bir devre olacaktır. Bilhassa bu Meclis, Türk Ulusunda, siyasal ve ekonorasal meselelerin bîr kiinhü oldueu ve bnna vannak için, Ulusun, gerçek halk haklanna göre örgütlenip, o yolda faaliyette bulunması gerektiği hakkında bir bilinç nyandıracaktır. Tabiî böyle bir sonuç, bu Meclisteki kuvvetlerin tüm olumlu uygulamalan, yürütmclcri dolayısiyle olmayacaktır. Tersine, hakuken halk temsilcisi olduğu halde, bazı sosyo ekonomik nedenler lle bir türlıi olumlu yürürmelere geçüemeyi^in açığa vurulması yüzünden olacaktır. Böyle bir iktidar egemenüği altındaki siyasal karar organlanndarı, gerçek haik katlarmın, siyasal so«yal ekonorasal yararlarma uygun politikalar çıkamaz. Meclise açırlığını getirmiş. olan bizimki gibi jrruplardan; cıksa çıksa, liberal . muhafazacı özelci sosyal ve ekonomsal radikalizmlere direnici diişkün smıriarın sosval talepte buhınma bilincini uvuşturucu bu bilinci uyandırmak isteyen düçünce ve aksiyon merkezlerine saldıncı yürütmelere desteklik çıkar. •••<••••••••••••••• MİLLİ GUİR • ••• • ••• • ••• • ••• •• Eğitimde A'dan Z'ye Üniversiteye giremiyen öğrenciler konusunda basın toplantıu yapan TMTF Baskanı Ahmet Güryüz Ketenci : Amerika. Almanya ve Fransa öğretim üyeleri haftada 12 saat ders verırler. Bızde ortaiama 6 saat ders veren öğretim üyesi parmakla gösterilecek kadar azdır. Bır öğretim üyesinin saati Türkiye Cumhurıyetıne 400 liraya malolmaktadır. Bir kürsüde 4 profesörün görev aldığı fakülteler vardır. Ünıversite öğretim üyeleri özel okullarda ders verecek zaman bulabılmektedırler. t.T Ü. înşaat Fakültesme 10 yılda alman öğrenci sayısı, Beşiktaş Özel Mimarlık ve Mühendislik Yüksek Okuluna 1 yılda ahnan öğrenci sayısına eşittir. Başarı nispetı de Istanbul Teknik Üniversitesinin yüzde 3'üne karşıhk yüzde 93'tür. Bnnlar korkunç gerçeklerdir. Ama biıler dnygulan nasırlaşmış insanlar olarak yaşıyoruz. Toplnm, adaletsizlikleri tabiî sayanlann elindedir. Ve adaletsizlikler önce eğitimin temelinden başlıyor. Tnrkiyede yirmi milyona yakın okuma yazma bilmiyen vardır. tlkokul çağındaki çocuklarımızı okntanuyonız. Sonra ilkoknlu bitiren ortaokula, ortaokulu bitiren liseye ve liseyi bitiren üniversiteye ancak ailesi varlıklı ise devam etmek imkânını bulnyor. Nice pınl pırıl insanın istidadı daha ışımadan gömülüyor. Liselerden Cniversiteye gelen çocnklanmızı bekleyen adaletsizlikler de az değildir. Bir kere Anadolunun uzak liselerinden gelenler gıris sınavında iyi derece alrnak imkânından yokson bırakılmıslardır. tstanbul, tzmir, Ankaranın paralı ve imtiyazlı oknllarından mezun olanlar her yıl Üniversiteye giris listelerinin basını çekerler. Anadoludan gelen çocuğa imkân verilse, belki bir ve beiki de iki yıl sonra bütün akranlannı çeçecektir. Ama Tancelide voklnk ve yoksnnlak içinde büyüyen insanınuz» daha ilk adımda Üniversitenin kapısını kapayıp : Sen yetersizsin, Üniversite tahsili yapmaya lâyık değilsin, memleketine dön !.. diyoruz. Niçin yetersiz görünüyor o çocuk? Çünkü öğretmensiz kalmıştır. Çünkü kitapsız kalmıstır. Anadolu oknllarının poğunda dersler boş eeçmekfe. veya çoenhlar dısandan gelme uydurma öğreticiler elinde kalmakfadır. Üniversitelerimizin hali de bir âlemdir. Üniversite İçinde korkunç bir çıkarcılık dalçası hocalan sarmıstır. Ama bn dalganın içinde narauslu insanlar da boğulnp gitmektedir. Geçimini zorlukla sağlayan öğretim üyeleri. Üniversitedeki yetkilerini her an paraya ceviren hocalarla yanyana ve aynı çatı altmda yasamaktadırlar. özel yüksek okullar piyajavı sarmıs, yüksek Sğretim eğitimi kârlı bir ticaret haline getirilmistir. Paravı olan okuyabilmelrte, parasız vatandaşlarımız yanyolda kalmaktadır. Bütün bnnlara karşı düsünülecek ilk tedbir «tkili 5fTetim» dlr. Ama ona karsı direnenler de cıkacaktır. Bin dereden su getireceklerdir. Gerçekleri saklıyacaklar, çıkar hesaplannda kaynatacaklardır. Üniversite içten ice kavnayan bir dedikodu kazanı gibi her yıl mânen biraz daha yıkılarak bir süre daha böyle eidecektir. 147'ler olayından bu yana kaç sene çeçti. Üniversite, dertlere çare düsünmivenlerin yemliği olarak vönetilmektedir. tktisat bocsları Ticaret Odalarına ve tüccar politikasına hizmet edecekler... tıp hocalan klinikleri babalarmın rnalları tribi knllanacaklar . tembel profesörler baskalarının makaleleri altına imzalannı atacaklar... fikir korsanlan günlerini çün edecekler . pahalı kitap satarak öfrencinin sırtından geçinmeye çalısanlar. kürsülerden fazilet dersleri verecekler .. kulis faaliyeti ile «abahtan aksama dek çene çalanlar. bilim adamı çehresivie maskeli baloda dolasır gibi Üniversite koridorlannda dolaşacaklar... Bu arada öğrenciler bütün bn acı gerçekleri pek iyl bilerek ve vüreklerinde hocalarına karşı saygının kırıntısı kalmamış kimseler olarak veti«ecekler.. Peki çare? Bir başka yazımızda da o konuya doknnacagız'. Prot. Bahri SAVCI ve medenileşmemiş burjuva değerlerine dayalı muhafazacı davranışlan tahlil edecektir. Sosyal talepte bulunma hareketlerine yapüan saldınlann, bu geri feodalite ve âdileşrnemis burjuva çıkarlarmı kornmaktan başka bir amacı olmadığı gerçeğini açığa vuracaktır. Keza onlann MilliyetçilikMillî Egemenlik Demokrasi temalan altmda sosyal muhtevayı emreden ve bunu gerektirdiği radikalizmleri işaret eden gerçek Anayasa düzenimize olan muhalefetîerinin eskimişliğini meydana çıkaracaktır. Böylece, tüm bir sonuç olarak, bu Meclis: günlük işlerimizi görme ve fakat az gelişmişlikten kurtulma yolundnki durgunluğu yanında. kamu oyunu, onu teşkil eden ve asıl büyük kitlesi düskün sınıflardan ibaret olan sosyal gruplan ve toplum katlarmı sosyal ekonomsal meselelerimizin künhü üzerinde bilinçlendirme görevi de görmus olacaktır. Bu suretle de tarihin ve bizim tarihimizin pek enteresan bir olayı cereyan edecek: Türlü partiler içinde yer alıp. türlü parti Mebusu sıfatiyle Meclise gclmiş olmalarma rağmen hepsi de memleketm sosyo ekonomik yapasına egemen feodalite artığı. adaletsiz burjuva devamı sınıflarm savnnncusu haline giren tabakalardan gelmede birlesmis bulunanlardan kurulu olan bu gruplar; savunduklan sınıflann siyasal egemenlifHni sürdürmede gitrikre başansız hale düşeceklerdir. •••• •••• •••• Niillîgelir ve gelişme hızı mukayeseleri Doç. Dr. Mükerrem HIÇ lıbaşma mânevi bir tatmin kaynağı finümüıün bütün dimyayı meşgul eden temel problemlerden ve üretim gücü potansiyeli teşkil biri az gelismi? ülkeler ve bu eder. Kültür seviyesi hakkında, oülkelerin kalkınması için seçilme kuma yazma bilenlerin ve yüksek si gerekli olan ekonomik sistem ve tahsil yapanların toplam nüfusa otedbirlerdir. Türkiye gibi az geliş ranlan yardımıyla bir ilk fıkir elmiş bir ülkede de, genel bir seçim de etmek mümkündür. Şayet adam sırasmda, bütün siyasi partilerin başına düşen gelir seviyesi gelişher birinin bu temel probleme ça mişliğin tek kıstası olarak kabul re bulmak ve fakirlik çemberini edilseydi kültür seviyesi ve sosyal örgütü çok ilkel olan ve fiilen soyırtmak üzere teferruatlı ve sismiirge durumundaki bir takım pet temli bir ekonomi politika ve prog rol zengini şeyhlikleri Venezüeramı teklif etmesi ve bu programlâyı v. b. gelişmiş ülke kategoriların bilgili bir seviyede tartışılsine sokmak gibi yanlış bir sonuması büyük faydalar sağlayabilirca sürüklenebilirdik. dL Adam başına düşen millî gelir, ül kenin toplam gelirini nüfusa bölmek suretiyle hesaplandığma göre, mutlaka o ülkedeki büyük halk kütlelerinin eline geçen geliri temsil etmez. Bu husus için. adam başına düşen ortalama millî gelir seMaalesef. siyasi partiler tarafınviyesi yanında, ülkedeki gelir bödan teklif edüen ekonomik proglüşünü de hesaba katmak gerekir. ramlar ve bunlar etrafında cereMeselâ. bir ülkede adam başına dıi yan eden politik tartışmalar tatşen gelir diğer ülkenin aynı ve famin edici bir seviyeye ulaşamanu; kat gelir bölüşümü daha eşitsiz ise, •Ur. Nitekim, ortanm solu ve karo ülkedeki maddî refah diğer ülma ekonomi olarak özetlenen ekokeye kıyasla daha azdır. Çünkü, nomi stratejisi, bu haliyle kaldığı önemli olan kütlelerin refahıdır. müddetçe müphemdir. Öyle ki, en Diğer taraftan, millî gelir hesapkoyu bir özel teşebbüs taraftan lama metodları çeşitli teknik yöndahi tezini karma ekonomi gibi den kifayetsiz olabilir ve bu da müphem kalmıg bir kavram yardıgerek yıllar itibariyle gerek ülkemıyla savtınabilir. O halde, bu ler arası maddi refah mukayeselestratejmin temel telfesesini daha rini güçleştirebilir. Meselâ, az gesistemli bir şekilde inşa etmek ve lişmiş ekonomilerde, piyasada Eabunun yanında, hiç olmazsa en ötıbnayan ve üretici tarafından doğ nemli alanlarda bu temel felseS rudan doğruya istihlâk edilen taçerçeve içinde ne gibi tedbirler arım malları yekununun tahminınlınacağını açık ve teferruatlı olade, üretilen malların fiyatlarının rak ispat etmek ve en önemlisi bütesbitinde karşılaşılan güçlüklcr, tün bunlan halka indirmek gerekir. G • ••• • ««• • ••• ıS Pozatifin değerine erme S on seçira, karşunıza, genel çizşileriyle bu nitelikteki gruplann altmda yaşayacak olan bir Meclis çıkarmıştır. Binaenaleyh oııun içindeki bu gruplar; eğitimsiz. sıhhatsiz, kalkmmasız bir toplumun kaderini, yerli ve yabancı bir kaç teşebbüsün eline bırakmaya eğilimli bir iktidar desteği olmaktan ileri gidemiyecektir. Ondaki bu çoğunluk. sosyal sınıflann millî hasıladan yararlanınada donmuş paylan üzerine bir adalet getirme tesebbüslerine karşı statükoyu muhafaza endişesinden başka bir endişe duymıyacaktır. Toplum yararlannın ve Atatürk ile kurulmaya başlamış bulunan Lâik ve t'manist esprideki bir taplum bünyesini aıayan radikaüzmlere karşı, kuvvetini hukukra hesaplanan sayı çoğunluğundan alan bir direnmeden başka bir merakı olraıyacaktır. •••> '«•• •••• Ekonomik , program ' tartışmaları mal stoklarının değerlendirilmesj hususunda uygulanan metodlann değişikliği v. s. millî geîir istatis'akleıirün katiliğme imkân vermez. Hata ihtimalleri, özellikle az gelişmiş ülkelerde, gelişmiş ülkelere kıyasla daha fazladır. er bir ülkenin millî geliri o ülkenin parasıyla ifade edildiJine göre, bunlarm birbiriyle mukayese edilebilmesi için tek hir para cinsine tahvili gerekir. Bugun, bütün ülkelerin milli gelirlerinin dolar ile ifadesi âdet olmuştur. Fükat, bu hususta kullanılacak kambiyo kurunun seçimi önemli bir konu olup, bu seçim mu kayese sonuçlarını köklü bir şekilde olrr.asa bile yine de az çok etkıleyebilir. H S iyasal egemenliklerin uğradığı zayıflık dolayısiy'.e de, diğer halk katlarmı kendilerine tâbi kılmada guçlüklere uğnyacaklardır. Yani onlar için Bır fa.=it daire> hasıl olmuş olacaktır: İktidar grupunu da aşarak bir varlık gösterecek olan bu eruplann egemenlikleri altındaki Mecliste, yukarıda söylenilen teşhirlerden, açıklamalardan, tahlillerden ve bütün bunlarm büyük killelerce öğrenilmesir.den hasıl olan zayıflık. sonunda, sosyal guç zayıflığını da yaratacaktır. Sosyal gücün zayıflığı ise. siyasal gücün parça parça yitirilmesine yol açacaktır. •••a tşte bu yeni Meclis, sosyal ekonomik tabiyatımızın gerektirdiği ve Atatiirk ile çizilmiş bulunan • Halkın kendi gücü ile çağdaş uygarlığa yükssltı'mesi» toplumsal ilerleme amacına uygun yürütmeleri yapacak bir iktidar çıkaramıyacaktır. Bu bakımdan da, olumlu icralarm desteği ve bu olumlu icralan yaratacak bilincin doğrudan doğruya oluşma merkezi olamıyacaktır. Fakat bu Meclis, içindeki iktidar çöğunluğu karsısında \er alan kuvvetlerin eliyle. negatifleri teşhir ederek pozatifin kendhini aramak, negatifleri tahlil ederek pozatifin değerine erme, toplumu nvutaıvpalyııtillerin altındaki uyanmamış kitlelere egemen sınıflann ziimre çıkarlannı gerçekleçtirme ve koruma işlemlerini açıSa vurarak tüm oluşmanın gerçek prensiplerine inme bilincini çetirmeye yarayan bir Meclis olacaktır. Bu. aynı zamanda, onun bu uyandıncı çalışmasına dışardaki halkçi aydm kuvvetlerin de katılması ile başlayacak, sürecek ve gelişecektir. Sonuç İşte bu suretle, bu Meclis, sonunda, oydan gelen siyasal gücün, geniş halk kitlelerinin sosyo ekonomik görüşlerini savunan halkçı kuvvetlerin ve kuruluşlann eline geçmesini sağlayacak bir bilinçlenmenin ilk merkezi rolünü oynayacaktır. Yani bu Meclis, şimdilik pek mesut iktidarlar getirınese de, kurtuluşun, sadece hukuksal açıdan değil sosyolojik açıdan da halkın olan iktidarlar yolu ile gelebileeeği bilincinin uyanma vesilesi ve ilk çevresi olacaktır. Sosyal bilinçlenmenin önemini kavramıs olanlar için, bu da, az şey değildir: Aydınlanmalar çağında uyanmış bulunan bir insancı. hürriyetçi bilinç, Amerikan ve Franşrz Demokrasilerini yaratmıştı. Yine bu çağdan ilk kaynaklarını alan bir tosyailesme bilinci. modern çağda, türlü biçimler altmda. sosyal demokrasi devletlerini meydana getirmiştir. sraanlı kozmopolitliği içinden çıkıp gelen bir Türk Milliyetçiliği ve Millî Devlet Bilinci, bağunsız Atatiirk Devletini yaratmıştır. Bu devlet hayatını; köylü çiftçi esnaftan kurulu halk temeline dayatma bilinci, henüz gelişme vetiresl içinde olan Atatiirk Demokrasisine hızlı bir olanak vermiştir. Şimdi, bu Meclis içinde başlıyacak ve dışardaki öncü kuvvetler desteğiyle gelişecek olan, ve, asluıda daha çok nepatifieri. olumsuzları teşhir yolu ile ağırlığını elde edecek olan bir sosyalleşme bilinci de, bu Der^nKra'îi içinde hnlkın ker.di gerçek Hükumetlerini işletmeye vesile olacaktır. •••« • ••• •••• >••• •••« Bütün bu ekiikliklerine bakarak millî geür istatistiklerini tamamen reddetmek cıhetine gidemeyiz. Çün kü, bu takdirde herhangi bir ülkenin maddi refahı hakkında sadece politikacılarm, turistlerin, tek tek bazı şahıslann anlattıklaruıdan bir fikir elde etmek durumuna düşmüş oluruz, ki bu da ilmî değildir. Şüphesiz ki, milli gelir istatistikierini gözü kapah bir inanç içinde de kullanamayız. Bu istatistikleri kullanırken mutlaka bunların arkasmdaki hesaplama metodlannı ve eksıküklerini teferruatıyla bilmeye lüzum vardır. + YARIN Muhteüf Ülkelere Ait Gelir İstatistikleri • ••• *••• Başansıı hale düşecekler erçekten bu Mecliste Sncü, halkçı, Atatiirkçü kuvvetlerin hattâ ayn ayn partiler içinde temsilcileri vardır. Bunlar, bir ilkel ziraat hayatı biçiminden gelen feodal kuvvetlerle; onların, ticaretleşmiş ve sozde sanayileşmis bölgelerdeki ifadesi ve müttefiki olan burjuva kuvvetlerinin egemenliği altuıda kaldığı için ö'ncü ve halkçı bir politikaya intibak edemiyen gruplann halkçılığa negatif gidişlerini teşhir edecektir. Eskimiş feodalita O G 1EKNİK EÖITIM SORUNU Selâhattin KAMBER ıl: 1S61. Dünya milletleri dev ilerleyişierin ilk adımlarım atıyor. Daha uzay araştırmalanna, atom çağma girilmiş değil... Tekniğin, Türkler hariç diğer bütün uluslarca bilinip benimsendiği ve uygulama alanuıa geçildiği yıllar tşte buyük devlet adamı, gerçek Türk aydını Mithat Paşa, ileri bir görüşle sanat mekteplerinm ilk tenıtlini atıyor.., O günden bu gürce tam 104 yıl geçti. 104 yü içinde teknik eğitim alanmda sadece bir başak boyu ilerliyebilmiş bir milletiz şu anda. Bizden yıllar sonra tekniğin milletlerin gelişrnesindeki rolıinü göriip uyananlar bngiin bize makina satmaktadırlar. İste Japonya, işte Çekoslavakya, Komanya, Polonya, Bulgaristan, Macaristan ve işte bir milyonluk iş gücü ile İsrail. . Bütün Dünya Milletleri tekniğin önemini kavradıkca ona daha büyük bir Umitle sanlmakta ve eğitim çağındaki çocuklannı sonsuz bir istekle teknik eğitime kaydımıaktadırlar. Bugün başta Rusya, Almanya, Amerika, Fransa ve İngiltere olmak üzere medeniyet alanmda sonsnz ilerlemeler sağlamış tüm uluslarm son yıllardaki rcfah ve rahat yaşayışlannı teknik öğretime verdikleri öneme borçlu olduklan artık bir gerçektir. Rusyada orta ötretim çağındaki çocuklarm • 75 şi Almanyada ' • °i> 67 si. İnErilterede •• 55 şi. Amerikada °'o 50 si teloıik öğretim yapmaktadır. Tabii ki bu milletler ilcrliyecek, gelişecek ve yükseleceklerdir... iğer taraftan, 19. yünyıl zengin kapitalist filkeleri tarafmdan ortaya atılan şekliyle liberal doktrini savunmak ve sadece özel teşebbüse dayanan ve devleti demek ki, aslında büyük halk kütlelerini özel teşebbüse maddî mânevî mevkiine düşüren bir kalkınma stratejisi teklif etmek ise her bakımdan yetersiz kalmaktadır. Böyle bir stratejiyi haklı göstermek çabasıyla Türkiye'nin hâlen çok ileri bir ekonomik ve kültürel seviyeye ulaşmış olduğunu, yahut politik ortamda bazı önemsiz değişrneler sayesinde görülmedik bir ekonomik kalkınma yoluna gireceğini iddia etmek, azından Türkiyenin bünyesini v e dünya içindeki yerini anlamamazlıktan gelmektir. Maamafih, poHtik ortaraın ve partiler tarafmdan öne Sürülen çeşitli ekonomi stratejilerinin bugünküne kıyasla daha ilmi bir seviyeye ulasmasını istemek bir bakıma az gelişmiş bir ülkenin şartlarına uygun düşrnemektedir. Çünkü, böyle birüîkede genel kültür seviyesi düşüktür; düşük olmasaydı esasen o ülke az gelişmişlik çem beini yırtmış bulunacaktı. D ••••••••••••••••••••••••••••• NADJR • ••• • *•• Y Teknik bgretmen Geçen sene sayın Cumhtırbaşkanımızın da kuTulmasını tasvip ettiği Fen ve Teknik Bakanlığı, 20. asır Türkiyesinin büyük ve plânlı kalkınma yükünü gerçekten kaldırabilecektir. Bu yıl yine sayın Cumhurbaşkanımızın teşvik ve yardımları ile açılan Teknik Eîritimi Sevdirme Kampanyasımn şüphesiz çok büyük yaran olacaktır. Fakat meseleyi kökten halledecek reformlar yapmak buoun için de Dünya ulusları arasında ekonomik ve sosyal statümüzü tayin edecek üstiin vasıflı, kalite, kalifikasyon ve fonksiyonu mükemmel teknik elemaıılan yetiştirmek, etkin bir insan gücü istihsalinl sağlayan Teknokültür okullan açmak ve bütün bunlan bir tek bakanhğın sorumluluğnna bağlamak şüphesiz ki alınacak randımana en büyük etkiyi yapacaktır. Bilinçli ve tüm vatana şamil bir eğitim politikası yürüterek eğitim çağındaki yavrulanmızm seve seve teknik eğitim okullarına kaymalannı sağlamak büyük bir imkân dahilindedir. Ekonomik kalkınmamızın ve özgürlüğümuzun ana unsuru olan teknik eğitimi ehil ellere vermek, ilgi çekici, yükseltici ve randıman verici bir bünyeye sokmak teknik eğitim knnımlarmın ve onlara bağlı olarak Türkiyenin kaderini değiştirecektir. Bu yazıda az gelişmişlık problemirun önemi mslletlerarası milli gelir istatistikleri yardımıyla belirtilecek ve boylece ekonomik güç ve refah bakımından Türkiyenin yeri de tesbit edilecektir. Türkiyenin yerinin açık bir şekilde ortaya konulması, ekonomi politikasının bugünküne kıyasla daha ciddî ve bihrili bir şekilde ele alınması için bir hareket noktası olabilir. Soğuk ve rutubetü havalarda EVİNİZDE VE YANINIZDA PERDE ARALIGINDAN Gelişme indeksi milli gelirdir B • •>• «••a ir ülkenin gerek maddî refahının gerek üretim kapasitesinin en iyi ölçüsü millîgelir istatistikleridir. Nitekim, bir ülkenin ge I lişmiş veya az gelişrnig olduğunu | tayinde o ülkede adam başına düşen gelir seviyesi belli başlı rolü oy nar. Maamafih, bu hususta tek kjstas millî gelir değildir ve millî gelir yanında kültür seviyesi de baş OPON bulundurmak faydalıdır OPON, baş, diş, adale, 6inir ve lumbago ağrılaruuj teskin eder. OPON, bayanlann' muayyen zamanlardaki sancılannda başarı ile kullanıhr. OPON, günd» 6 tablet© kadar alınabiür.Y eni Ajans 6841 13952 /ıteme yeri: h BATEŞ Bayiİik T^kilâü İSTANBUL TEŞEKKÜR Kanada'da elim bir kaza neticesinde aramızdan ebediyen aynlarak ailemizi sonsuz acılara garkeden kıymetli varhğımız Maden Yüksek Mühendisi MEVLİD •*•• Dr. S, VEDAT AYTAMAN'ın cenezesine iştirak için Ankaradan gelen arkadaşlarına, dostlarına, meslekdaşlarına, akrabalarrna ve herkese, telgraf, teiefon ve mektup gönderenlere, evimize bizzat gelerek teessürürnüzü paylaşanlara ve çelenk göndermek lutfunda bulunanlara ayn ajTi teşskkür etmemize kederimiz mâni olduğundan sükran ve minnetlerimizi arza gazetenizin tavassutunu rica ederiz. Annesi, Esi, Çocuklan, Kardeşleri Çok kıymetli varhğmıız eçen yıldan beri uygulanmakta olan yeni müfredat proğramlan ile eğitim süreleri 6 yıla çıkanlan sanat enstitülerinde iyiye doğru bir Bunîara karşılık Türkiyede teknik eğitime degidişin varlığı dikkati çekmektedir. Bu iyiye givam eden öğrenci'erin oranı °'o 13 tür. Ve işte diş sonunda üniversitelerimizin kapılannı sanat Türkije sırf bu \iizden yerinde saymakta, ileri enstitüsü mezunlanna da açması beklenmekte ve kauluslara el açmakta. her yıl milyonlarca liralık labalık bir toplum tarafından arzulanmaktadır. Bu faiz ödemekte ve >eni doçan her çocuğa binlerce güne kadar sanat enstitüsü mezunlan üniversiteye lira borc yüklemektedir. Neden 104 yıl önce bir girmekten mahrum olarak yalnız Teknik Yüksek devlet adaınımız, bir serçek aydınımız tarafından Okuluna ve Teknik Yüksek Öğretmen Okuluna gibenimsenin ilk kuruluşu yapılan teknik eğitimi gerebilmektedirler. Teknik Yüksek Öğretmen Oknlliştirip müli bir dâvâ haline getirmedik? Neden lannda 4 yıl daha yüksek öğrenim gören ve Tekgözümüzü açıp etrafınıızda okıp bitenleri, komşunik Öğretmen olarak sanat enstitülerinde vazife alanmızm kalkınma hamlelerini, devrimlerini görlanlar, endüstrimizin çok ihtiyaç daydoğa bir nimedik? Neden eğilmedik bu konuya? Veden yılteîiğe ve huna ilâve olarak da bir öğretmenlik forlar yılı, sabit bir fikre saplanıp kalmakta ısrar masyonuna sahip olmalarma rağmen ünvanlann ettik?.. Cumhuriyetten sonra sanat mekteplerine bir ziimre iühisanna bağlandığı ülkemizde lâyık kazandırılan yeni veçheye rağmen çırak mektebi olduklan vazifelerde çalışma imkânlanndan mahgözü ile bakmaya neden devam ettik? Neden hor ' ruin bırakılmaktadırlar. ve küçük gördük bu eğitim yuvalannı?.. Bu günkü duruma düşmek için mi?... Dünya milletlerine Ders ve atelye öğretmenliği yaparak yarının el açmak. onlardan yardım istemek, makina. ilâç Teknokültür savaşına zirıde, nyanık, mert ve yaalmak icin mi?. pıcı elemanlar yetiştiren teknik öğretmenlerin piyasada eösterdikleri başarı daima takdirle anılu eün en küçük atelyemizden en büyük fabmıştır. Buna rağmen savılan bînleri aşan bn toprikamıza kadar bütün iş »ücümüzün kullanluma halen işletme mühendislijri ünvanmın verildıçı makina ve avadanhklar neden Türk malı mesinde israr edilmekte ve teknik eğitimln en gözdeğildir? Ordumuzun modern silâh ve vasıtaları de unsurlannm sanayi kollarma hizmetlerine enneden Türk işçisinin eseri değildir? eel olunmaktadır. Evet bu nedenler daha cok, pek çoktur. Daha binlerce soru sormak münıkün bu konuda. Ama u kutsal şartı ancak çok geniş yetkilere ve neye yarar. DÎ^T biz bunlan dinletmek için kamyeterli bir bütçeye sahip bir bakanlık yerine panyalar aeıvo*» Ve daha yeni yeni uyanıp eygetirebilir. Teknik eğithrri sevdirme kampanvah. biz r.e vaptık diyonız!.. yası araolanan sonucun çok üstünde bir sonuç Kuru bir teknik ejitimi millete sevdirmek akıl verse ve teknik eğitim okullarımıza milletçe bü ; kân det'ildir Tekniği küîtürle besleyip Te'knoyük bir rağbet gösterilse bile mev:ut oknllamnrz kültür eâitimi haline getirebilmek ve milletin karhu gelişmeyi karşılıyacak nitelikte ve yeterlikte şısına cıkmak bu?ün için bir zaruret ve mecburideğildir. Mevcut teknik eğitim bütçemiz asla buna yettir. Son iki yıllık cahşmalarla Meslekî ve Tekkâfi gelmez. Bu kaçınılmaz bir gerçektir. Bu senik Öğretim Mü«teşarl>ğı bu gayeyi gerçekleştirbebtendir ki zengin bir bütceye sahip. tam. anlamme çabalan çöstermcktedir. Ancak konu o kadar lı bir örgüt ile kurulacak bir Fen ve Teknik Bapeniş ve önemlı ki bir miisteşarlığın imkân ve yetkanlığı ancak bu dâvâyı millileştirebilecek ve hakilerinden daha geniş bir ortam ister. Bu ortamı şarı ile yürütebilecektir. A.ksi halde girişilen büverebilcek jegâne kurulug da Fen ve Teknik Batün çabalar yan yolda kalmaya mahkumdar. kanlığıdır. G NEMİDE KIRDAR'm aziz ruhu için 17 Kasım 1965 çarşamba günu (Yarın) lkindl namazını muteakip AJcsaray Valide Camiinde kıraat ettirilecet Mevlide akraba, dost ve arzu edenlerin teşriflerinl rica ederlz. KIBDAK AtLESt Cumhuriyet 13945 Cumhuriyet 13942 VEFAT Merhum Naim ve Ayşe Ayanrur'un sevgili oğulları, Nimet Ayantur*un eşl, Fuat Ayantur'un babası, Emel Ayantur'ıın kayınpederi, Bulent Ayantur'un dedesi, İffet Şakarea'nrn ağabeysi, Füruzan Ayaş, Fahiman ve Ferihan Şakarca'mn dayıları Mulga Türkiye Seyrüsefain İdaresi Terctrme Mndiirlüğtlnden ve İstanbnl Deniz Ticarrt Mudurhı^unden (Unekli D eniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir ve Hidrografi • Dairesi miştir. Başkanlığmdan bildiril ACI KAYBIMIZ TJşak dersiâmlarından Hacı Ahmet Efendinin oğlu, Kmins Okur'un eşi, Dr. Yiğit Okur'un ve Mehmet Okur'un babaları, Dr. Mustafa Emre Okur'un ve öğretmen Münevver Okur'ıın ağabeyleri, Mehmet Bayoğlu'nun ve Avukat Zehra Onaraa m enişteleri, İstanbul 4. Ticaret Mahkemesı Reisliğinden emekli DENİZCİLERE VE HAVACILARA 105 SAYILI BİLDİRİ 29 ve 30 Kasım 1965 tarihlerinde 08.00 ile 17.00 saatle. i arasmda aşağıdaki noktalan birleştiren saha içinde seyretme, demirleme. avlanma ve bu sahanın 6500 raetreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakımındaıı tehükelidir. KARADENİZ ŞİLE AÇIKLARI 1 nci nokta : E. 5832 No. lu Şile fenerinden 088 derece ve 18 mil mesafedeki enlemi 41 derece 28 dakika Kuzey, boylamı 29 derece 40 dakika Doğu olan nokta, 2 nci nokta: Enlemi 41 derece 50 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 40 dakika Doğu 3 ncü nokta: Enlemi 41 derece 50 dakika Kuzey Boylamı 30 derece 19 dakika Doğu 4 ncü nokta : Enlemi 41 derece 28 dakika Kuzey Boylamı 30 derece 19 dakika Doğu. DENİZCİLERE VE HAVAdLADA ÖNEMLE DUYURULUR. (Basm 218"3) 13937 AVUKAT H. TAHSİN OKUR tutulduğu muştur. hastalıktan kurtulamayıp Hakkm rahmetine kavıışCenazesi 16 Kasım 1965 Salı günü (bugün) öğle namazır.ı muteakip Şijli Camiinden kaldırılarak ZincirükujTi Mezarhğ;na defhedilecektir. AİLESİ Cumhuriyet 13949 •••• •••• ••aa • •*• • ••3 • >>• •smmm >••• AHMET REFİK ATANTUR • •• • •a '••« B 15.11.1965 günü vefat etmlstlr. Cenazesi 16.11.1365 saLgunü öğle namazını muteakip Suadiye Camiinden kaldırılarak İçerenköy kabrlstanın» defnedllecelrtlr. AİLESt Cumhurly«t 13947 İslanbu! jandarma Levazım Amirüği Satın Alma Komisyon Başkanlığmdan 10 Adet elektrojen grupu kapah zarf usulüyle satın alınacaktır Tahrnirıi bedeli (158.500) Yüzelli sekizbin beşyüz lira olup geçici teminatı (9.175) Dokuzbin yüzyetmişbeş liradır. Rksiltmesi 2 Aralık 1965 Perşembe günü saat 11 de Demirkapıdaki Komisyonda yapılacaktır. Şartnamesi İstanbuL Ankara J. Sat Al. Kom. Başkanlıkları 'le Izmir Ege J. Dz. Bölge Komutanlığında görülebilir. (Basın 21134) Tarık Z. Kırbakan HMMM •İM • « • • • • • • W •• • • • • • «••Baı m i * " r * ı " * r Oert, Saç ve ZBhrert Hastalıkian UfitenaAsısı tsOkiâJ Cad. PaxnıaKkapı No: 86 Tel: 44 10 73
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle