22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHİFE tKt 22 Ekim 1965 CUMHURÎYET ••••••••••••••••«•• KIBRIS VE YEHİ YUNAN TAKTİĞİ S on günlerde Kıbrıs meseiesinden ötürü Tiirk Yunan münascbetlerinde yenl bir gerginlik havası ortaya çıktı. Özellikle Ankaranın resmî çevrelerinde sert dcmcçlcr birbirini kovaladı. Yetkilılerin toplautılanndan sonra, bir takım «askeri tedbirler» den so'z edildi. Bir kaç gun için, hükümet çevrelerinde bir sinirlilik görfildü. Fakat Atına ve Lefkoşe'ye bakınca, oralarda havanm daha «âkın ve dunımun daha serinkanlı olduğu da gozdcıı kaçmadı. Su halde, bn çelişmenin ardındaki sebepler ve gelişmeler nelerdir? Turk ve Yunan hükuraetlerinin Kıbrıs mesele•iniıı bugunkü safhasında benimsemiş oldukları tututnun kısa bir karşılaştırması, son gelişmelerin içşuzüne ışık rutabileeektir. Bilindiği gibi, Kıbns meselesi Birleşmi; Milletleıde ancak Kasıra ayının ortalannda ele almahılecektir. Turk hukumeti, bu raürakerelere hazırlanırken, nisbeten basit bir yolu seçmi; gorunmcktedir. Tiirkiye için onemli nokta,~TurkYunan ikıli goruştnelerini devam ettirebilecek bir formülun Birlcşmiş Milletlerden çıkarılması olduğundan, butun cahalar bu doğrultuya yönelmiştir. Bu amaca da iki yoldan gidilmektedir: Bir yandan onemli başkentlerde diplomatik faaliyetlcr çoğaltılırken, öte yandan da, Birlesmiş Milletler çev relerindeki çabalara hız verilmiştir. NUFUS • *•• «••• • ••• •••• Anlamı! 1 SMS • ••• :::: K ••• •ll • ••• >••• • ••• • ••• • ••• :::: •••• •••• •oıı • •«• • ••• • tll llll • III Prof. Dr. Fahir H. ARMAOGLU hakkmda Birleşmiş Milletler çevrelerinde «büyuk bir anlayış» gördüğünü tantana ile ilân etmiştir. Bu demecin, Yunan kamu oyunu tatmin etmek istediği kadar, Türklyenin moralini bozma ve Turkiyeyi sinirlendirme amacmı guttuğu de güphesizdir. Nüfusumuzun 32 milyona ulaştıgı tahmin ediliyor Doç. Dr. Mükerrem HIÇ ürkiyede nüfus artışının h ı ı lanmssı 1945 yılında baslamış ve 1950 yılından bn yana en yüksek seviyelerini bvlmuştur. Aşağıda Tablo l'de toplam nufusun seyrı v e sayım yılları arasındaki nufus artışı mutlak rakamlarla verilmektedır. Tablo 2'de ıse sayıra devrelerındekı yıllık ortalama nufus artışı hızı gosterılmektedır. Nufus artışı iki şekilde ıfade edılebilır. Birincisi, toplam nüfus artısıdır, ki bn artısta göclerın ve toprak ve nüfns ilhaklarının da rolü vardır. tkincısi ise, tabiî nüfus artısıdır ve bu artısta göclerın, toprak ve nufus ilhaklarının rolü bir kenara atılır ve sadece dofumlar ve ölumler sonucunda mevdana gelen nufus artışı hesaplanır. Tablo 2'de gerek toplam nüfus artısı, gerek tabıî nufus artısı ayrı ajrı verılmıstır •••• Türkıyenin tepkileri B Yunan manevrası unanistana gelince: Gorünen işaretlcri ilc, Yunan diplomasisinin daha karışık ve daha inre taktik ve manevralara başvurmayı tercib ettıği anlaşılmaktadır. Tiirkiye gibi Yunanistan da, faaliyetlerini Birleşmis Milletlere yfaneltmekle beraber, bu sonuncusu esas itibarıle iki yola girmiş. gorunmektedir. Bir defa, Turkiyeninkinden farklı olmaksızın, bir jandan diplomatik kanallan kullanırken, bir yandan da bizatihi Birleşmiş Milletler çevrelerinde yoğun bir diplomatik çaba harcamakta ve tnuzakereler icin kendi le/ıine geniş bir hava jaratmava çahşmaktadır. Bunun vanında, Yunanistanın girdiği ikinci yol, doğrudan doğruva Türkiyeye yonelmektedir. Bunun da amacı, Tfirkiyevl kışkırtmak. onu sert bir haıekete zorlamak ve bu surctle, tam Birleşmiş Milletler müzakerelerinin arifesinde onu dünya kamo oynnda ve Birleşmiş Milletlerin gozünde küçük düşünnektir. Y u Yunan manevra ve kıştırmalan, seçimlerin etkisinden henüz kendisinl kurtaramamış bulunan Turk kamu oyunda elle tutulur ve Yunanistanm istediği biçimde bir etki meydana getirmiş değildir. Bu taktik, Ankaranın resmî çevrelerini de etkisi altına almış değildir. Hukumet çevrelerinde ortaya çıkan sert hava, gerçekte, Yunanistanuı istediği sonuç olraamıştır. Aksine, bir bakıma Yunanistanın silâhı geri tepmiş ve Türk hükümetini belirli bir Kıbns politikasma daha sıkı bir şekilde sarılnıaya sevketmiştir. Bu politika da, bugun şekillenmiş olan bieimi ile, Yunanistanm, j a bir uzlaşma zihniyeti ile goruşme masasına oturması veja girişebileceği tek taraflı aşırı bir teşebbüsun Turkijevi de aşın hareketlere goturebıleceğuıi anlamasıdır. Bununla beraber, Turk hukumeti, bu iki şıklı politıkanm birinci şıkkına ağırlık vermlş olup, ikinci şıkkı. butun yolların tükendiğinde öngormektedir. O kadar ki, Yunanistanm bu son mane\ raları, ikili goruşme politikasmda Turk hukumetinin durumunu daha da guclendirmiştir. Çunku, Yunan hukumeti bu yeni taktiği ile aynı zamanda kendi zaafını da ortava koynıuş bulunmaktadır. Çırimokos'un iddia ettıği gibi Kıbrısla ilgili Yunan goruşu Birleşmiş Milletler çevrelerinde «biiyuk bir anlavış. gormuş olsavdı, kendisi için de tehlikeli sonuçlar doğurabilecek olan bir kışkırtma politikasını seçmezdl. Sonuçtan emin olanlann Iç güvenl ile gelişmelerin normal akırnma uyardı. I unun dışında, Yunan hukumeti. durup dumrken patrikhane meselesini kızıstırmakla, kendisi için için en zayıf bir noktajı daha açığa vurmuş ve Turkiyenin elindeki kozu guçlendirmiştir. Simdi, Kıbns meselesi Makarios'un arzusuna gore çozumlendiği takdirde, patrikhanenin de İstanbuldan gideceği yetkililerce rahatlıkla ifade edilebilmcktedir. Açıktır ki, Fener patrikhanesi Kıbrıs papazın meselesi değildir. Bu mesele Yunan hukumetinin ve Yunanistanın meselesidir. Bunun içindir ki, şimdi Türk hukumeti, Kıbrıs meseBu amaçla yapılan Yunan kışkırtmalan özellesinin TurkYunan munasebetlerine aıt bir melikle şu olaylarda goze çarpmıştır: sele olduğunda daha israrla durmak suretiyle, 4) Uzun suren Yunan ıç buhranından sonra Kıbrıs \e partikhane meselelerini aynı sevivcye Turk hukumeti, yeru Yunan hukumetınin ikıli goruşmeiere tekrar başlamasını beklerken ve bu ü getirmekte ve birbirine bağlamaktadır. Yeni Yunan manevraian, Turk hukumetinin, mıtle de bir takım lyı niyet gosterılennde buluTurkYunan gorüşmeleri için Amerika ve tngiltenurken, Yunan hukumeti, bırdenbıre, Birleşmıj M'llet'erm Kıbrısla ılgılı kararı ç.kıncaya kadar, * t e uzerindcki baskılannı da arttırmıştır. Bu konuda, ozellikle Amerika üzerindeki baskı onemlidır. ikıli goru;melenn gereksız olduğunu ılân edıverYeni A.P. iktidan, Amerikanuı Turkiyede kırılan mıştir Yunan hükumetinın bu tutumunun Turkıprestijini tamir ve kaybolan güvenini geri kazan>ede uyandırdıgı tepki ve hoşnutsuzluk sert olmak için değerli bir fırsat teşkil etmektedir. L'nutmuştur mamalı ki, Turk vatandaşının gozünde Amerikayı Q Bunun arkasından, bir suredenberl uyutahrip eden, Turk nasy onalizminin Kıbns meselemakta olan Patrıkhane meselesinin, bu defa Türsinde kırılan gururu olmustur. ki>e taraündan değıl de, Yunanistan tarafındari gunun konusu haline getirildiği gorulmfîştür. Türk Ortodoks Kilisesinin, Fener patrikhanesinln uzelinde bak iddia e'tliği iki kiliseje el koyması gibi u Yunan taktıkleri ve Kıbns meselesinin >eni tamamen iç hukuka aıt adlî bir olay, Yunanistan bir doneme girmesinin arifesinde, yeni A P. iktarafmdan bu>ultulerek dunya kamu oyuna yantidannuı Kıbns politikası da önem kazanmaksıtılmış ve hatta tanınmış dinî liderler nezdinde tadır. Fakat bu politika hakkında şimdılık fazla somurnıe konusu >apılmıştır. Turkiye aleyhine bir şey soylemeye imkân jok. Bir defa, veni hudinsel bir kampanya acılmak lstenmiştir. Anlajılıkumet kurulup, proğramım açıklamış değildir. Mayor ki, fstanbuldaki iki kilise ola.M olmamış olmafih, bu politikanın bugunkünden çok daha farkaaydı bile, Yunanistan, Türkiyeyi kışkırtma vasılı olmasını beklemek için sebep voktur. Kaldı ki, tası olarak patrikhane meselesinl gunun konusu hangi hükümet olursa olsun, Birleşmiş Milletlerin yapmak için muhakkak başka bir bahane bulakaran belli olmadan, şimdikinden çok farklı bir caktı. politikavı benimsemesine imkân yoktur. Bununla B Tablo 1. Sayım yılları itibarıyle toplam nüfus ve nüfus artışı (*) Sayım Toplam nüfus Nüfus artışı yılları (1.000) (1.000) • ••' • ••• :::: • •• • •• «•• • ••' *•• »•• *••( •••• • ıtı • ••1 **• • ••1 • aaı • aaı • ••I • >•< • aaı • •a • ••I aaaı • ••I • ••• • ••• a»«ı «•«a 11)1 •• 1 • 1927 1935 1940 19^5 1950 1955 1960 13,648 16 158 2 510 17,821 1,663 18 790 «9 20,947 2,157 24 065 3 118 27,829 3,764 (•) Kaynak: D Î E Nufus Istatıstıklerı Eskıden az gelısmış ülkelenn gehsmiş ulkelere kıyasla gerek doğum haddı, gerek ölum haddi yuksektı ve sonuç olarak bu ulkelerın tabıî nufus artışı hızı aşağı yukarı gehşmiş ulkelennkınm a\nı ıdı Buçün ise az gelişmis ülkelenn nüfusunun tabiî artıs hızı, çelismis ülkelerin tabiî artıs hızının çok üstüne çıkmıstır. Hemen belırtelım kı, 195560 savım devresindeki ° '2,83 tabıi artı« hızı ile Turkiye dığer az gelışmış ulkelere kıyasla on saflarda yer almaktadır Bunan sebebi de Türkıvede sıtma mucadelesi dahil, çenel olarak sajlık tedbirurkiyenin nüfusandaki bu çelenne daha onceden baslanılmıs lismeler diğer geri kalmıs ulolması ve bugun ölüm haduinin kelerin nufusundaki gelismediğer az gelismis ülkelerdeki olere hemen hemen paralel bir selum badlerine kıvasla daha düsük yır takip etmıstır. Nıtekım, dığer olmasıdır. Fakat şüphesiz kı hegeri kalmıs ulkelerde de son on nuz ge'ısmış ülkelerdekı olum yıldan bu yana alınmakta olan hadlen sevıyesmm çok gensmde sağlık tedbirlerı sonucunda olum bulunmaktavız. Tabîo 4, bazı çehadleri onemli duşmeler ka\ detlismiş ülkelenn, orta sevıvedeki mıştır Buna kar«ı doğum kontro lu tedbirlerı henuz belirli bır et filkelerin ve az gelismis ülkelen n nüfus artısı hızı hakkında bir kı yaratmadığı \ e doğum ile ılgıfikir vermektedır. lı davranıslar da değısmedığı ıçın, Devlet îstatistık Enstıtıisü hehuz şehırlerde ve koylerde yaşayan nufusa gore dökumlü doğum ve olüm istatıstıkîeri hazırlıyama maktadır. Fakat, kesınhkle belirtebıhrız ki, koylerdekı doğum nispeti şehırlerdeki doğum nıspetıne kıyasla çok yuksektır. Aynı şekilde, tabiî artış hızının yukselmesınde ıse ozellikle koylerde >aşayan nufusun olum haddınm du«mesı büyuk rol oynamıştır. 195560 devresindeki »ı2,83 tabiî artıs hızının 1960 65 devresinde de aynen câri olacafcını kabul edersek, 1965 nüfusumuzun 32 mılvona çok vakın olacağı sonucuna varılabilir. doğum haddı eskısımn aynı kalmaktadır. Bunun sonucunda ise az gehşmiş ulkelerde, bahıs konusu devre içinde nufusta şıddeflı bır yukselme muşahede edılmektedır. Diğer ülkelerle bir mukayese T Tablo 4. muhtelif ülkeierin nüfus artışı hızı, 195059 ( *) Toplam Nüfus Kaba Doğum Kaba ölüm Yıllık Tabiî 1860 vıh Haddi Haddi Artıs Hızı (l.OOO^OOO) IMkeleı (••oiarak) ('.olarak) ('. olarak) 1,41 A.B.D. 2,36 1793 0,95 1 °0 17,8 Kanada 2,68 0,78 5,4 0.80 1,78 Isviçre 038 0 3C 1,36 îsveç 1,00 1» 53,3 • 1,77 0,63 B. Almanva 144 52,1 0 52 1,69 Ingıltere 1,17 ' 1,79 0,65 45» Fransa , 1,14 Rusva 1 74 214,4 2,50 ' • 0,76 49,3 1*4 0,88 Italva 0,96 Japor va 93 4 101 1,75 0,74 Meksika 34,6 4,55 3,41 1,14 Brezı.ya 65,7 4,30 2 °4 2,06 Arjantın Şuı Bugun Meclis açılıyor. Bu, Turkiye yeni bir iktidara açüıyor de> mektir. Tarihî bir guniı yaşıyoruz. Ve yaşadığımız günün anlaminı düşünmek zorundajız. Atatürk Cumhurıjeti kurulduktan bu yana toplum hayatunızda çesitli dalgalanmalar olmuştur. Bu dalgalanmalann dış etkflerle büyuk ilişkileri vardır. Türkiye yeryüzünde tek başına yaşıyan bir ülke olmadığına göre tabiîdir bu 1917 den önce yeryüzündeki bütün ülkeleri kapitalizm elinde tutuyordu. Avrupa ve Amerika kapitalizmi, bütün dünya iktisadını ve siyasetini kontrol altmda bulunduruyorlardı. Bu kontrol mekanizması, bazan kaba çizgili bir sömurgecüik, ve bazan da Osmanlı Imparatorluğunda göruldüğü gibi yan sömürgecilik olarak ilerliyordu. Kapitalizm, bazan top. tufek. asker ve bayrakla gelerek sömürgeleştiriyordu ülkeleri . Bazan da sermaye, borç, kumpanya olarak bir ülkeye girip içeriden fethediyordu her şeyi... Osmanlı ülkesini bovle ele geçirmiştir kapitalist emperyalistler. Birinci Dünya Savaşı, kapitalist devletlerin çıkar çatışmalanndan doğmuştur. Kapitalizmin kendj içindeki rekabetiyle birbirine düşmüş olan emperyalistler, bu savaş sonunun hazırladığı sürprîzlerden habersiz idiler. Nitekün Birinci Dünya Savaşı sonunda, kendi aralanndaki çatışmanın çökuntülerinden kurtulmadan yervüzünün çehresini değiştirecek ve kapitalist eğemenliğini çatlatacak iki onemli olay ile karşılaştılar. Bu olaylardan birincisi 1917 Sovyet ihtilâlidir. Lenin ve arkadaşları Çarlık yönetimini yıkarak Rusyada iktidan ele geçirdiler Gerçekiştirdikleri iş, o zamana dek ancak kitaplarda okunan düşüncelerin geniş bir toplumda yürürluge konmasıdır. Olaylardan ikincisi ise Atatürk ve arkadaşlannm 1919 dan başhyarak kapitalist emperyalizme karşı Millî Kurtuluş Savaşına girişmeleridir. Sömürgecileri Turkiyeden atmak için çarpışan Türk Millî Kurtuluş ordusu zafere ulasmca Atatürk Cumhuriyeti kuruldu. Bu olav yeryüzünde daha sonra bashyacak olan millî kurtuluş hareketlerinin öncusü ve buçünku t'cuncü Dünvanm habercisidir. Bövlece yeryüzunü ellerine geçirmiş ve iktisadî kontrolu altına almış kapitalistlerin dünyasmda gedikler açılmış; ve onların iradeleri karşısına başka iradeler cıkmış bulunuvorda. Ancak bu büvük tarihî eel i simde atatürk Türkiyesinin çok nazik Lir dunımu vardı. Atatürk hareketi millî bir nitelikte idi. MilG kurtuluşa her şevin üstünde tutuyordu. Zaien bu fikirle aksiyona geçilmiştı. Ovsa Lenin ve arkadaşları bir enternasvonal peşinde idiler. O zamanki Türk komunistleri de aynı düsunceleri taşıvorlardı. Komünizmin karşısmda olan Avrupa ve Amerika kapitalizmi ıse gene Turkiyenin bağimsızUğını ve millî kurtulnşunu vok edecek tekliflerle karşımızda idiler Genç Türkiye dunvada tek başına ve valnız eörünüyordu. Adarnsız, ozmansız, tecrübesiz, parasız. bügisiz, sefalet içinde ve büvük savaşlarm yokluklarında çökmüş bir ülke . Bu ülke bir yere dayanmadan ayakta duramaz sanılıyordu. Lord Kürzon Lozan'da Ismet P«şa ile bunun icindir ki: Yann kalkmmaya muhtaç olunca gene bize gelecek, blze el açacaksınız. Simdi cebimıze attıgımız kâğıtlan, o zaman birer birer çıkaracağız dive konuşmuştur. Ama Atatürk, Milli Kurtuluş Hareketi içinde pişmişti. Sovyetlere yamanmadan ve Batı kapitalizminin veniden peyH haline gelmeden; iki tarafa da gerekli uzaklık ve yakınlık içinde bulunarak kalkmma çabasına giristi. Ister 1923 • 1930 arasındaki liberal iktisat egiümleri süresinde olsun, ister 19°,0 dan sonra be|iren devletçilik eğüiminde olsun, tek endişe kapitalizmin eğemenliçine yeniden düsmekten kaçınmaktı. Bu süre içinde kapitalistlerden gelen çeşitli teklifler titizlikle reddedilmiştir. Atarürk'ün ölümünden bir yıl sonra ise tkinci Dünya Savaşı başIadı. Kapitalist dunvanın iç çatışmalanndan doçan bu yeni savaş da kapitalist dıinyaya yeni sürnrizler hazırlıvordu. Nitekim savaş sonrasında butun Do?u Avrupa Sovyetlere terkedildi. Ve bn ulkelerde Sovyetlerin elivle kapitalist efemenliğine karşı bir iktisadî nizam kuruldu. Asvada Çin. kapitalist dunya karşısmda belirdi. Türkiye ise yeniden bir nazik kesimine gelmişti tarihinin tkinci Dünva Savaşı sonrasmdaki Sovyet politikasının hataları yiızünden sadece kapitalist blokla işbirügi rapmak zomnda kaldık. tşte bn başlangıçtan sonra Millî Knrtuluş hareketine ve Atatürk baçrmsızlıgma uysrun bir politikavı yürütmek ve kontrol etmek imkânlanndan mahnım bırakılmış oUn Türkiye, kapitalist dfınyanın nydusn haline girmiştir. Ovsa artık kapitalistler dünvayı kontrol edemez hale düşmüşlerdi Ataturkun oncülük ettiği nullî kurtuluş hareketleri birbiri ardından gelisiyordu. Sovyetlere karşı mesafeü ama kapitalist dünyaya karşı başkaldırmış millî kuvvetler, bir avrı dünvanm üyeleri idiler. Turkijede ise bu surede vardım, borç, kumpanya araçlariyle memleket iktisadiyatını ele çevirmiş yabancı kapitalisüerin işbirliginde kalkmmaya çalısmış, ama iktisadî kanunlara karşı bn ters çıkış iflâs etmiştir. Bu iflisın çöküntüsü bir ihtilâl ile tescil edilmiştir. Ama 27 Mayıstan sonra tekrar bashyan bafımsızlık hareketi 5 yıl sonra seçimlerde yenilgiye ngramıştır. Turkiyede kapitalistlerle tam işbirllğini uygulamak istiyen güçler, 10 Ekim seçimlerini kazanmışlardır. Simdi kurulacak iktidar işte bu iktidardır. Ve bnnlarm karşısmdaki muhalefet henüz tam bir aydınlığın şnnrunda birleşememistir. \Ie var ki bundan sonra Anayasa çerçevesinde yürütulecek hesaplaşmalar ve tenkidler, bilinçleri keskinleştirecektir. Işte çok kısa özetlGi verdiğimi tarihî gelişim gelip bugüne vanyor. Buçunun anlamı ancak bu tarihî gelişim içinde belirir. Oy sonuçlarına olan sajgı, taıihî gerçeklere olan savçıyı eksiltmemelidir. • aaı :::: • aaı • ••• • <•• • »•• • ••a • aaı • aaa :::: • aaı • ••I • aaı l l l l Tablo 2 Sayım devrelerindeki y ı l l ı k nüfus artışı h.z. (*) Savım Toplam nüfus Tabıî nüfus devreler artısı artışı 1927 35 193540 1940 45 W i 50 1950 55 •zol.58 1,04 2 16 2,68 1S55 60 2,83 (*) Kajnak: Orhan Turkay, Turkıyede Nufus Artışı ve Iktısadı Gelısme, 1962. Tablo 2'de de açıkca göruldü|ü gibi, Hatay'ın ilhakını içine alan 1935 40 devresi hariç, goçler, nufus artısımızda önenılı bir rol ovnamamaktadır ve son vıllardaki nüfns artısını doğrudan doğruva tabıı nüfus artıs hızının yiikselmesiyle izah edebiliriz. Tablo 3' te tabıi artış hızı doğum \ e olum nıspetlerıne ayrılmıstır. .2,13 1.98 1,06 2 20 2,81 taaı • t 11 taaı • •aı Sonuç 20,9 2,23 354 3,91 4.00 4,50 B 7,6 031 Hindistan . Endonezya 408,0 1^4 92 6 2,00 20,6 2,50 Iran (*) Kaynak: Birleşmış Milletler, Nufus îstatıstıkleri 1,25 1,42 2,20 1,97 2 00 2,00 Y ı l h ğ ı , 1960. YARIN Hızlı Artış Ekonomi tçiıı IVIahzurlu mudur? O Patrıkhanenin somurme konusu yapılmaBinın Turkıyedekı havada nisbeten bır gerginlik yarattığı bır sırada da, Kıbnsta bazı Türk mevzılerıne karşı sılâhlı saldınlara gırısıldi. Bu saldın hareketımn dar çapta kalması ve şımdilık arkasının getırılmemesı. Turk hukumetını sınırlendırmek \e onu kışkırtmak ıçın japılmış plânlı bır zemın joklaması olduğunun açık delıllerıdır. O Nihavet Yunan Dışişleri Bakanı Çirimokos da, Atinada verdiği bir demecte, NewYork tcmasları sırasmda, Yunanistanm •milli dâvâsı» beraber, yeni hukümetin bir çok avantajlara sahip olacağı açıktır. Bir defa, yeni hukumet tek parti hukumeti olacak ve arkasında sağlam bir parlâmento çoğunluğuna dayanacaktır. Bu, seri ve kesin kararlar almada kuçumsenecek bir davanak değildir. tkinci olarak, yeni hiıkumetin genel dış politikası da, Kıbrıs bakımından yeni imkanlar kazandıracak nitelikte gorunmektedir. Butun bu unsurlann ışığında, veni gelişmelerden bir iiimserlik beklemek, bir de.e e kadar mumkun olabilmektedır. ANA BABA VE OÛRETKEN Oğuz Kâzım ATOK Em. General geuııesinin bir nedeni de, anababanın ters işliven mantıklarının urunu bırtakmı çapraşık davramşlandır. Okul Aıle Birliklerinin toplantılanndaki hava da bu dedıkleıimizin kanıtıdır. Ana Babalarm çocuk terbije jontemini, toplum eğitimi icinde olgunlaştırıncaya kadar bu bovle gidecektir. Bu bakundan butun umut oğretmene kalmaktadır. Ana babanın temel görevlerini de daha bir sure onlaruı omuzlarına yüklemek gibi çok ciddî bir sorun var ortada. Bu da, nitelikli ve nicelikli oğretmen kadrolarına olan ihtiyacuı kesin'iğini meydana kor. Memleket jarnıınuı, hangi anlam \ e temel ustune oturtulmasınm daha faydalı olacağmı kavramış oğretmenler gerek bize. Kendi kendini olgunlaştıran azmlıktaki oğretmenler, dâvanm tümuyle çozulmesine yaramaz. Bu yıl da gene eski eğitim sıstemini surdüreceğiz. Bu sistem bir çok yonleriyle aksaktır, oğretmen sıkmtısı da ayn bir engel; ne var ki, bunlar hemen duzeltilecek türden konular değildir. Bizce guclü bır oğretmen, bu sistem içinde de vararlı olmasını bilir. Yeter ki, bakanhk organlan ve okul voneticileri, cocuğu istenilen seviyede yetiştirmenin çareleri uzerinde dursunlar ve bulacaklan yontemleri bilincli bir ongorujle desteklemeye yonelsinler. Tablo 3. Tabiî nüfus artışı, doğum ve ölüm hadleri •i r 2 '|. 2 Ü •• *> > Sayın Okurlarımızın Dikkaiine 1. 24 ekım 1965 pazar gunu butun yurtta Genel NvJus Sayımı >apılacakur. 2 Pazar gunu sayım m başlangıcı ile bitiminin mahallen ilân edıleceğı sure arasında sokaklarda jalnız gorevlıler bulunacaktır. 3 Savım gunu hanenızı zıyaret edecek sayım memuruna, hane halkınızdan olsun, olmasm evınızde o anda bulunan butun nufusu yazdırmayı unutmayınız. 4. Soruları doğru cevaplandırdığmız takdirde sayım için yurt çapında harcanan emek ve para, yerıne sarfedılmış olaeaktır. 5. Sorulaıı cevaplandınrken, Enstıtu'nun kışısel ve özel nıte* lıktekı bılgılerı resmî veya ozel her hangi bır makama vermesımn, açıklamasının ya da yayımlamasının 53 sayılı kanunla yasaklanmış olduğunu lutfen unutmayınız. 6 Sayımın sonuçlandığı mahallen ilân edildığı halde haneruzi henuz bır sayım memuru ziyaret etmedıyse, bulunduğunuz yerın ıdarı makamlanna başvurarak sayıma katılmak suretiyle uiusal gorevınızi yenne getırmış olunuz. 7. 24 ekım pazar gunu sayun süresmce sokağa çıkmak yasak olduğundan ıhtıyaçlarınızı önceden sağlayuıız. Teşekkur ederız. I... 2 X 13 1935 1940 1945 1950 1955 5 "3 A l ' S . r 40 45 50 55 60 4 01 3 65 4 05 4 27 414 2 43 2,61 1,89 1,59 1 31 3 * H 5 w 158 1966 öğTetim yılına başladık. Bunu vesile bilerek, çocuklanmızın yetiştiriimesinde etken olan AnaBaba ve Oğretmen ustunde bir başka açıdan durmak istivoruz. Oğrenimin ereğl. çocuğu bılimin, kültürün, sanatuı bilinciııe eriştirerek, toplum içüıdeki hizmetıne japıcı, varatıcı bir kişi niteliğinde yukseltmektir. Bu oğrenim, erdem varhğı ile birlikte gel^şırse bir değerdir; tcpluma yararlı kuşaklar yetiştirmenin bilirnsel çcrçevesi budur. Ovsa çevremizde biraz derinlemesine inceleme lere dalınca, umulanı bulamamanın üzuntusu ve karamsarlığı içine duşeriz. Çevremizdeki kıvanç du>duğumuz bir kae ornek, titiz ailelerin çocuk eğitme vontemlerinden >etişenlerdir. Buçun cocuklarımızı, gerçeksel erdem dünyasıııa vuKseltecek, onlara. asil bir ruh orgusunde moral değerleri sindirecek. olumlıı ve pratik yonleıivle olgunluğa eriştırecek çabalara her zamandan daha çok ihtiyacımız vardır. Çocuklarımıza, yaslarına ve eğitim seviyelerine gore, her konuda kendilerine ozşu vargıda bulunmanın, nezaket inceli,fi içinde tartışmanın, kendi yarannı toplum •îararınııı sonunda duşunmenin, çıkar uğrunda v icdanlarını karartmamanm. .veni ve ilcri örnekleri secmede ve uvgulamada titızlik çosteımenın, jaratıcılığa şonul vermenın. değerler oicusune tutkuıı olmanın. eski kuşaKlardan gelme torelere, basKılara veterincc toleranslı davrjıımanın. ozel'.ikle guzel, dojrru, iji ve şerçek deneıı olculerm otelcrınde venı ozlere. b'iluşlara çitmenin bilincini, erdemmi eğitim sanatıjle içlerme percinlemenin zoruiluğu icindeviz. ocuğa ;lk insanlık erdemıni aılesi telkin eder. Onu, bılimsel seviyede bilincli bir ol^unluea eriştirmeyi de oğretmenleri sağlar. Ne vazık ki. bir çok anababalar, gozlerine inik gereksiz bir şofkat peıdesi altında. yanlış bir yargıdan vola çıkmaktadırlar. Çocuğum sunepe olmasm. hakkını savunsun, aslanın agzmdan ekmeğini alsın, sibi temeli çüriık dusuncclerle sajgısız, kıistah ve vüzsuzce hallere goz yummaları yuzunden çocuklarını çevresi, okulu ve toplumu için birer baş belâsı yetiştirmektedirler. Bu tip aileler. çocuk yetiştirme jontemlerinin bilisizidirler. Çocuklan kendilerine dikelıneye başlayan çağa geünce, yanlış tutumlarmı sezivoriar ama, bu sefer de Iş işden geçtniş oluvor. H C erşejde» once oğretmen yetiştiren eğitim yuvalarmı kurs ve semmer calışmalarını, akmılar ustu bır moral guele, yeni çağın kultur derinliklerijle, psikolojinin incelikleriyle bezemeliyiz. Onlara, aile vetiştirmelerine belbağlamadan, çocuklan istenilen olcııde geliştirmenin >ollarını gostermeliyiz. Bır de, her eğitim kademesinin sevivesine göre tbrenin, karakterın, terbivenin; tüm anlamıyla erdemin ana ozel ilkelerüıi, çekimli güclerini belirtecek, olumluolumsuz tutnm ve davranışlann sonuclarmı değerlendirecek. çocuğa doğrunun, guzelliğin, insancıllığm otelerini sezdirecek gucde örneklere davanan konuşmaları. fılnıleri. eğitim saatîeri içine ve özel tertipli saatlere serpiştirmeliyiz. Okul Aile Birliğinin amacını da bu çalışmalarla birleştirmelbiz. Butun bunlarla birlikte oğretmeni de maddesel darhktan kurtarmalıvız. Bu konuda jarım>amalak tedbirlerle değıl, sendika, banka, kooperatif; mesken: ders aracı; kitaplık gibi ihtlyaçlannı guvenilir temellerc oturtmalı. hatta yargıçlar gibi ozel odenekler vererek, bu fedakâr billm ordusunu geçim kajgısmdan sıyırmahyız. Yeni ozlere doğru yönelmeje, Batının gerçek kultüruyle bezenmeye ve tarihî yapumzla onu aşmaya azmetmiş bir memleketiz. Bu, sozle değil. jeni kuşakların kafasmdan, elmden olacak. Bu bakımdan çocuklanmızı, çok titiz bir tutumla. inançlar drgusunde, üstun terbiyenin, ruhî yükselmenin, erdemli olmanın belirli felsefesinde bulucu yaratıcı blr seviyede geliştirebilmemlz en jüce bir memleket sorunudur. 1,04 2 16 2 68 2 83 (*) Kajnak: Orhan Turkay, ajnı eser, s 43 Bu yazıda, kaba doğum hadlerının ayarlanmasına ve demografık anahzlere daha uygun bır hale getırılmesme luzum gorulmemıştır. ablo 3ün tetkikinden de anlasılacağı gibi, son vıllarda nüfus artışının hızlanması ozellikle ölüm nispetinin düsmesiyle ilgilidir. Doğum nispeti 1940 45 devresine raslavan savas yıllan hariç, aşağı yukarı aynı kalmıs ve fakat ölüm nispeti düstüğü için tabiî artıs hızı siddetle vükselmistir. Olum hadlerının dusmesı ıse saghk tedbırlerırın gel:«*ırılmesıvle ılgıhdır. Nıtekım, 1940 yıhrdan ıtıbaren aç'lan sıtma mucadelesı sonunda bu hastalıktan olenler suratle azal*ılmıstır Bunun yanmda, veremden, zaturrıeden v b . olenler de a\nı sekılde bır du*me kaydetmıstır (Bu konuda Devlet Istatıstık En=tıtusunun ı'gıh vavınlarına muracaat eüılebılır). Yakın tarihimize ışık tutan eser T Devlet İstatistik Enslüüsü (Basın: 19501 A 13043) 12745 PERDE ARALIGINDAN KİRALIK VEYA SATILIE DEPO ARANIYOR Bakırkoy Sırkecz arası asgarî 3000 M2 depo araruyor Teklıflerın EMAYETAŞ BAKIRKOY adresıne gönderilmesi TEL: 71 51 30 12 Ilincılık: 9313'12738 Te^kılât, , u ^ İSTÂNBVL Cumhurivet 12754 TEŞEKKÜR Ölaıml ile b°nl sonsuz acıda bırakan kıvmetlı eşım EMAYETAŞ Tekiîik ESsman Fabnkamızın konstıuksıvon burosunda isthdam ed^mek uzere tecrubelı ıkı Makina Teknıkem ile San.tt Enstıtıisü teknık resım dalındar mezun ıkı Makina Rpssaraı ve Madenî Eşya v e Emaye Kalıte Kontrolluğunda çalısmış bir eleman ahnacaktır. Askerlikle ih«ağı olmayan tahplern ış saatleıinde H2VL4YETAŞ Bakırkoy Yeni Mahalle adresıne muranaatları Tel: 71 31 30/31 Ilâncılık: 938212741 Avrupa şahane tablo ve mınyaturler elektrıkli e v cıhazları gumüş ve krıstallarla Al.boyk«r. Ç*«M S kat C A •*». 40 1 ALİ ŞEYDA KERESTECİOĞLU'nun hastalığı ile yakınen ilgılenen, cenazes ne katılan, çelenk gonderen, telefon, telgraf %e rrektupla acımı pa>laşan akraba dost, meslekdaş ve talebelerı ile Z raat Işlen Genel Mudurluğj \e JIue=ceselere ayıı a\rı teekkure bı>ux acım mânı oldutıından içten teşekkürlerime gazeîenızin aracılıgını rıca edenm. Eşi: NUufer Kerestecıo?lu Cumhunjet 12753 Bo>le bir ortamda yetişmiş çocuklan, hangi eğitim sistemi. ne kerte >ararlı bir duruma getirebilır, soıunu karşımıza çıkıvor. Gerçekte her bilim dalı, kendi toresini de birlikte getirir. Kuşku yok ki bilim, felsefe, saııat buketinden ağır başlı. yapıcı ve enerjik bir tore doğar. Ne var ki, bovle l l r buketten, ailesince işlenmiş çocuklar fajdala•abilir. Bunlarıusa sayısı sayılacak kadar azdır. Bugun oğretmenliğin xoı bir meslek durumuna mobılya Harıka avizeler Kataloge Keşan ve Anadolu halılau Yepyerd ve hakıkatcn çok guzel porselen Avrupa fevkalâde eşja DOKTOR HCUIli 1 1* 1 Z HH*4 SVtffTf OTOMATİK Tar!k Z. Oeıi S«ç »e Zührevl Hastalıkuın Mutehanın isUtelflJ Cad ParmaKKapı No: 66 rel: M 10 73 v» M.«Mnodıu KAIDESUB "•* 72 78 71 Namlı 5uc uk IslsnbLİ ( MAKİNIlf Bli MamMk Ttlgral • İUAI EOİlil 23 Ekım 1965 CUMARTESİ saat 14 de. NİŞANTAŞ Mım Kemal Öke caddesi (Eski Evtam Cad). No 10 Arel Apt. Daıre 3 (Valıkoiağı karşısmdaki Cad ) Mufasaal ılânımız >arınkı gazetede BEHAK Tarlabau Cad. 46 Tel: 49 44 38 İlâncılık: 3397/12762 MUZAYEDESI 9329/12740
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle