23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKt 17 Ekim 1965 CUMHURİYET • ••••••••••••••ı KAZAHANLAR VE KAYBEDENLER Dr. Nihat TÜREL ünyanın neresinde olursa olsun, birbirlerine rakip siyasî eğilimler arasında yapılan seçimlerde mutlaka bir yaııda kazananlar diğer yanda da kaybedenler vardır. 10 ekim milletvekilleri geçimi de Türk siyasî hayatına ycni bir kazanan ve kaybedenler listesi daha eklemiş bulunuyor. Adalet partisi bu seçünin kazananıdır. Açık soylemek gerekirse CHP. de kaybedeni... Diğer küçük partilcrden Millet Partisinin seçimden kârlı çıktığı, öbiirlerinin de umulanı vermedikleri kesln bir gerçektir. Seçim sonuçlannın bilimsel nedcnleri üzcrinde uzun uzadıya durulacağı, çeşitli araştırmalara gidileceği muhakkaktır. Gerçekten çok önera ve özellik taşıyan bu seçimin. Türk siyasî hayatına getirdiği, biraz da umulmayan sonuçların ana sebeplerini ortaya çıkarmak hcnı bilimsel merak hem de pratik meseleler yönünden son derece faydalıdır. Sosyal ve siyasî olayları tek bir faktörle izah etmek hiç şüphesiz yanlvjtır. Siyasî ve sosyal sonuçlar, birbirlerine bağlı değişik ve çok taraflı faktörlerin etkisi ile meydana gelirler. Bu faktorlerden bazıları temel güce sahip olmakla beraber, derin köklere bağlı olduklan için birdenbire göze çarpmazlar. Bazılan da yüzeyde kaldıklan için, ilk nazarda akla gelirler ve etki dereceleri bakımından yanılmalara sebebiyet verirler. Her siyasî olay gibi, geçirdiğimiz son seçim sonuçlarımn da elbetteki bir yandan teraele dayanan diğer yandan da yüzeyde kalan sosyal bir takım nedenlerl vardır. Aşağı yukan bundaa bir buçuk yıl önce, gene aynl sütunlarda yer alan ve siyasî hayatımızdaki ktimelenmelere değinen bir yazımızda, bugünkü sonucu haber vermiş. nedenleri üzerinde kendimizee bir tshlile girişmiştik. (*) ~î Bir kitap DOGAN NADI SEÇİM SONÜ DUASI Tam kavuşurken... Zorla güzellik olmazYa öyle ya böyle Namusluluk imtihanı Kargalar ve gözlerMillî Eğitim Bakanı açıklıyor ı::: ii: istemiş. Hocanın reddetmeıl ü zerine de çekmiş tabancayı adamt gayet ağır yaralamıs. (Sonra ögretmen ölmüştür). Şiradi, bu yaralamayı ve bir öjrencinin üstünde tabancanın ne aradığını bir tarafa bırakalım. Orası adiiyelik bir istir. Amm, insaf edin, bu durumda bir ögrenclnin isteğini, hangi \icdan sabibi musiki hocası reddeder? öraründe belki tek bir konsere gitmiyecek, battâ, radyosunda bile musiki dlnlemiyecek olan, bu çocnğa bo Inad neye? Ben okul hayatımda, hemen her sene, bir takım derslerden ikmale, (bfitünlemeye) kalırdım. 600 lira ile kimbilir nasıl şartlar altında gcçinen bir memura yüz binlerce lirabk maameleler havale ederseniz giinün birinde şeytana uyabilir. Ve sonunda. işte böyle, hem banka kıyamet kadar zarara girer, hem de bir a ile barap olur. Her şeyden evvel vatandas rahat ve emniyetli geçinebUmelidir. Hal. letmek zorunda olduğumuz en büyük dâva bu. Ve bir türlü halledemediğimiz. *** D Siyasi hayatımızdaki kümelenmeler O yazımızda da isaret ettiğimiz gibi, 27 raayıs devriminden sonra dahi, alınan siyasî ve hukuki tedbuiere rağmen, toplum içinde yer alan politik kümelenmelerin daha çok duygusal bir mihver etrafında iklli zıt kamp seklinde devam ettiği, bu durumun önlenemediği ve tarihî bir miras olarak geliştigi bir gerçektir. Bugünü anlamak için, bu Ikili kümelenmelerin başlangıcına ve kısaca gellşiınine yeniden bakmakta zaruret vardır. ildiğimiz gibi Osmanlı toplumu 1» uncu yüzyılın başlanna kadar. kendi bünyesinde hiç bir itiraza uğramadan •Teoriklslâmik» esas dokusunun bütün gereklerini yaşatarak devam edegelmiştir. Ancak, coğrafi mevkii itibarı ile çok yakın münasebetleri olduğu batı toplumlannın akılcı ve reformist yondeki gelişmeleri, bu gelismelerin doğal bir sonucu olan ekonomik. teknik ve askerî üstünlük, Osmanlı aydmlarını ister istemez devletin geleceği üzerinde düşünmeğe sevketmisti. Gittikçe güçlenen Batı karşısuıda devlet olarak yasama imkânlarını muhafaza edebilmek için, dcvlctiıı dayandığı ekonomik, sosyal ve politik muhtcvalı İslâmik teokratik temel dcğerlerin hiç doğilse biçimsel yapısında. Batı dünya görüşüne «Sgun bir teluro degi$iklifeletin yapılmasında zoTunluluk duyulmuştu. Hemen söylemek gerekir Jfci. Osmanlı jydmındaki bu de&işiklik arznsu, batı karşısuıda ve onunla bildiğimiz ekonomik tabiiyet münasebetleri içinde, varolabilme icgüdüsünun asgarî biçimsel gerekleri ile sınırlı idi. Toksa, Osmanlı aydınlarınm, batıyı batı yapan, ilhammı rönesanstan ve insan kişiliğinin kutsallığından alan temel duşünce ve itikat sistemini olduğu gibi kavTayabildiklerini hiç zannetmiyoruz. İşte Osmanlı aydınlarınm, Osmanlı devlet ve sosyal yapısında «Batılılaşma» adını verdiğimiz biçimsel karakterdeki islâhat hareketleri, bu davrsnışlann toplumun İslâmik teorik dokusunda uyandırdığı yaygın ve sert muhalefet, bugün siyasî kavgalanmızda ön plânda gelen ilerici gerici çatişmasmın teorik ve fiili menşeini teşkil eder. zaman sertleşen tetahürlerinden baskm bir sey değildlr. Bu çatışmanın örii, çağımızın getirdifi diger başka faktörlerin çok cılıı etkisi birtaraiabırakılırsa, hemen hemen ayni biçim ve sloganlar altında cumhuriyet devrinde de hâkim bir unsur olarak devam etmiştir. uhteliı (asılalarla denemesine giriştigimiz siyasî partller hayatımızda, İslâmikteokratik yapı taraftarlannm destekledikieri taraftn daha ağır basması, daha fazla oy toplaması. eskl ve köhne dokonun bütün çabalara ragmen, degistirme operasyonlanna direnme hnsusundaki hayatiyctini ispat etmektedir. Bu dokunun akılcı, dinamik ve radikal tedbirlerle değistirilmesinin tamamlanması gününe kadar ayry tezahürleri görmek kimseyi şaşırtmamalıdır. Değişmeyen bu dokunun derece derece reform ve yenilik vadedenlere karşı muhafazakâr eğilimlerl tutmasındaki ana sebep işte böyle bir tarihî gelişime yaslanıyor. ltiraf etmek fereklr kl, halkımrz, bazan azalan bazan da çoğmlan değişik oranlarda olmakla beraber, serbestee yapılan hemen her seçimde eğilimlerini bu yolda açıkça ortaya koymuştur. 10 ekim seçiminin galibl Adalet partisi seçmen karsısına tam bir muhafazakâr hüviyetle çıkmıştır. Elde ettiği gerçekten önemli galebenin temelin • de, yukarıda bahsettiğimlz sosyolojik özelliğimlz, önemli faktorlerden biri olmuştur. Fakat bu sonuca bazı ek unsurlan da katmak lazımdır. Genellikle ihtilâller ve hükümet darbeleri gibi sert toplumsal bünye operasyonlan, kısa bir süre İçinde halk tercihlerine fırsat verdiği zaman, geçicl de olsa sarsmtmın meydana getirdlği normal hayattaki olumsuı değişiklikler, tnsan psikolojisinde operasyondan yana olanlara karsı cephe alan bir duygunun ortaya çıkmasına yardım ederler. İhtilâlden hemen sonra Fransız halkının kıraldan yana çıkması gibi.. Anadolu Ihtilâlinin Serbest Fırkayı, kısmen Demokrat Partlyi, 27 Mayıs devriminin de Adalet partisini bu yönde beslemesi gibi... M Seçim sonu duası diyorsunuz?» diye sordum. Gayet kesin: « Ben iyi yerden Bğren. dim. Teni hükümet bizleri de kovacakmış» dedi. « Tok böyle bir şey» dedim. *** Bir başkası (bunu tanımıyorum) telefon etti: « Artık sonunnı geldi» dedi. « Neyin sonu geldi?» diye sordnm. « Hepiniıin, dedi, topnnuzun birden sonu feldi. Artık A.P. İi olmıyanlan, A.P. nin karşısında olanlan, AJ\ nin bütün basımlannı susturaeagız. Nefeı aldırmıyacafıı «iılere.» « Tok böyle şey» dedim. *** Bir başkası: « Gördün mü felâketi. Artık bir taraftan yobazlann, bir taraftan Amerikan uşaklanmn elinde kaldık» dedi. « Tok böyle şey» dedim. *** Bir de mektup: «Rezalet bu, diyor, tam mânasiyle rezalet. Demek yine milyonerler daha fazla milyoner olmakta ve fakirler daha fazla fakirlesmekte devam edecekler.» «Tok böyje şey» diye düsün • düm. *** Tok böyle şey, dedim düsündüm ama, olmaz böyle şeyler diyemedim. tnşallah olmaz. *** ir Rum vatandaşımız dostum telefon etti: « Eb, artık B (idiyormuşuz.» « Nereye biı de gi Kargalar ve gözler •>") < Ama. hiçbir zaman resim gibi, musiki gibi, jimnastik gibi derslerden böyle bir kazaya uğra madım. Halbuki, o zaman olduğu gibi, bugOn dahi hiçbirisinden bir şey anlamam. Ya öyle, ya böyle Q ir anlıyamadığım meşele de " gümrüklere gelen otomobiller işi. Burüar usulsüz, nizamsız, kanunlara aykın şekilde getirildikleri için memlekete sokulmalerına izin verilnaiyor. Buraya kadar iyi. Ama, bir de bakıyorsunuz, gazetelerde ardı arası kesilmiyen «gümrüklerde bekliyen otomobiller satışa çıkarılıyor» yahut «çıkarıldi da yü2 tanesi satıldı.» haberleri. Bu arabalann yurda sokulması yasaksa, neden satışa çıkarıhyor? Eğer, sokiilrnasuıda mahzur yoksa, ne diye sahiplerine verilmiyor? B Bundan başka, tsçl Partisinin bir hayli slvri, C.H.P. nin de çok daha mutedil reform sloganları, gelenekler etkisindeki halk yığınlanna tesir etmemis, fakat büyük toprak sahlplerini ve büyük vergi mükelleflerini muhafazakâr cepheye dogru siddetle itmiştir. Disipluıden uzak bir hayat ve geçinme hayali, kısaca bilim dısı ve eiddî olmayan taraaraen duygusal faktörler, seçmen oylarının yönelisinde âmil olmuşlardır. Bu seçimlerin başka bir özellıği * h... Bu dert, pek söylenmiyor ^ ^ ama, bizde de var: Ister istemez bir milll tasarrul politikasına giren Fransada, hükümet, cezaevlerınin devleta ne kadar pahalıya mal olduğuna dıkkat etmiş. Ve, gizli tutulduğu söylenen bir tamimle (genelgeyle) hâkimlerden, pek zarurl olmadıkça, bapıs karan vermemelerini istemiş, Haberde belirtildiflne gdre Fran sada hükümlu başına gunde 30 Türk Urası ödeniyormuş. Bizde, hiç şüphesiz, bu kadar değildir. Ama, ne de olsa, toplam olarak, mahpuslara yine milyonlar gldiyor. Üstelik her mahpus, dışarıdaki sefaletini, içerlde de çekiyor. Avnca rnüdürler, savcılar, mUdür muavinleri... Toplumun ne tuhal. ve anlaşılmaz, meseleleri vardır. Bir takım adamlar suç işliyorlar, bir takım başka adamlar onlan mahkum ediyor, diğer bir takım adamlar da yine onlar İçin milyonlar ödüyor. Herkes akıllı uslu olsa ya... Olacak şey defil tabil, ama, yalnız düşüncede dahi, şu ütopya güzel şey. Kitabın adı «Sosyalizm ve Islâmiyet» ve kitabın yazan Roger Garaudy . Garaudy, çağımızın iinlü kuramcılarındandır (nazariyecilerindendir). Sosyalizm ve Islâmıyet adlı kitabını şu günlerde okumak gereği, Türk okuyucusu için her zamankinden daha çok yoğundur. Garaudy'nin bir ünlü Fransız sosyalisti olduğunu söyledikten sonra akhmıza öncelikle söyle bir soru isaretinin takılması gerek : Bizim sokaktaki adamın gözünde sosyalist olmak, din'e, Tann'ya, ve geçmişin bütttn minevi değerlerine karsı olmakla blf tv tuluyor. Bu akım Türlılyede hiç bilinmiyen, ama bilinmediği halde kötülenen bir «eydir. Bu ünlü düsünür nasıl oluyor da îslâmın degerlerini çağımızın bir akımı olan sosyalizmle bağdaştırabiliyorV Geçmişin değerlerini reddettiğini sandığımız bir mesleğin adamı. nasıl oluyor da Îslâmın değerlerinde sosyaiizme katkılar bulabiliyor? Bu sorunun ccvabını açık ve kesin olarak anlamak için kitabı okumak zahmetine katlanmalıdır. Açık seçik bir dille ve herkesin anhyacağı dille yacılmıt olan eserl Dofan Avcıoğla ve E. Tüfekçi dilimize çevirmislerdir. Bu arada çeçmisin mânevi değerlerinin, özellikle din ve ablâk gibi kurumların bueünkü insan yasayısında olumlu veya olumsuz etkilerine dair biriki örnek vermek isterim. Amerikanın Güney illerini dolasırken slyah beyaz dâvasını elimden ee!di*ince kurcalamıstım. Georsia eyaletinin Atlanta keııtinde kaldıçımız şünler, zencilerin kendi dâvalarında en hızlı olanlanna, Hıristiyanlıeın bu konadaki etkilerini sordum. Bilindiği gibi Amerikada kiliseler toplum havatına büyük ölçülerle bâkimdirler. Hele Güney'de bu egemenlik büsbütün artar. Dinlerin insan esitliği konuıunda olamlu yargılara varmaıı gerekiyordo. Amerikada •enel düşmanlıft en muhafarakâr çevrelerde yoğunlaştlğına göre nasıl olnyordu bu? Zencilerden aldıfım eevap şöyleydi : Din adamları siyah beyaz ayrılıeı konusunda tncil'e kadar uzanan kanıtlar buluyorlar. Kardesl Kabil'l oldürdflgU zaman. Tanrı ceza olsun diye Habil'i siyahlastırmış, Papazlar bn lânetin sürdüğttnü ve siyahlarla beyaıların esit olmadıkltnnı işliyorlar, Amerikan topluraunun temelinde zencilerin köleligi ve eşitsizli|i düsUncesi bir harc gibidlr. Hıriıtivanlık ve kapltaliım bn tarlhî olgvyu koyulastırmak için yardımcı olmaktadır. Ve Garaudy'nin kitamnı okurken Atlanta'daki zenciler feldi aklıma .. Bakınıı ne yazıyor Garaudy : Peygamberin bir hadisinde şöyle denir: «Tanrınm en çok sevdiği şey kölelerin özgürlüğe kavusturulma^ıdır.» Ve başka bir hadiste de: «lnsanlar tıpkı bir dokumaeı taragının disleri gibi aralannda eşittirler: Beyazm zenciye. Arabın Arap olmıvana üstünlüğü yoktur.» «Bir Arap başka bir insana ancak bilim ve eğitim b»kımından üstün olabilin der. Gene aynı kltapta Hazreti ömer'in su sözlerini okuyornz : însanlar özgür doğdukları halde, onlan köleleştinnek için size kim vetki verdi? Bn llgi çeicici inceleme, «Batıhlaşma» sorunu fiıtfinde düşünen Türk aydmlarını bazı kapılann önüne götürecektir. ÇünkU Batılılaşma adına Hıristiyanlıgın gerekslz deferlerini Türk toplumunnn ilkeleri haline getiren yüzeyde bir Batıcılık'tan çok «arar gBrdük Batılılaşma, zaman zaman, uygarlık savaşımııı baitalayan kSttt bir taklitçilik akımı oldu. Medeniyetin yalnız, adına Batı dedi|lmiz fllkelerde baslavıp bitmediitini anlamak istemedik. Medeniyetin evrensel nitclifini unuttuk. Bu unutkanlık çaeımızm medeniyetine kavusmak isteyen bizleri, medeniyetin deçil Batıdakl birkaç ülkenin taklitçisi durumuna düsürdü. Türk insanı olarak, geçmisimizin mânevi değerlerini akıl ve bilim yoluyla deterlendirmek imkinından yokran da bırakıldık. Çünkü fikir özjürlügünden yoksun bırakılmıstık. Bojün Tiirkiyede birisl kalkıp da : Faiz glmak ne demek? Parasının faizi ile yani tefeeillkle ve çahşmadan yaşıyanların bu toplumda yeri yoktur. Faizin, yani paranın durup dururken yavrulamasının da yeri yoktur. Faiz yasak edilmelidir. Ancak emeğini topraŞs sarfeden, ve' ancak kendisi o toprakta tarım yapan o topragın sahibi olabilir... diye konuşsa... Komünistllkle itham edilir. Oysa yukarıda beyaı harflfrle yazılanlar badislerdekl llkelerdir. Ve ne tuhaftır ki, faizciligi ve büyflk toprak mülklyetini Hıristiyan kapitalistlerden daha büyük askla savnnanlar, Tfirkiye toplumunda muhafazakâr ve tslâmeı rolüne çıkıyorlar. Ve bunlar kendilerini Îslâmın dejerlerine saygilı sanıyorlar. tslâm toplumu. büvfik bir aldatmaca İçinde kendi değerlerine yabancılastırılmıs olarak yaumaktadır. Bu kitabı okuyunuz! Size bu konuda şimdiye kadar söylenmemişleri söyliyecektir. B r% ir bankada memur. Ayda 650 lira maaşı var. Vergilerden sonra eline ne geçiyordu, bilmem. Bu adam 200 bin lirauk bir suiistimal yapmış. Yani bankanın ken niniz, çocuklannızı okuttınuz» dedi sorumluluğu altında bujunan. mek seçim propagandası mıdır? 300 bln lirasını çajjnıs. Şimdi haHele dünyada cehaletle savaş, piste. anzimattan cöküş yıllanna kadar olan süre kongresinin toplandığı o günlerKolay değıl. Evvelâ aday adayiçindeki siyasî kutuplaşmalarda mihverleşen Ben burada hırsızı müdafaa e de .. lığında kazan. Sonra do.3rudan ana tema yukarıda sözünü ettiğimiz «yenilendecek değilim. Ama bu işin bir Ama Tüce Danıştay 3. Dairesldogruya listeye girmeğe muvafmeeskiyi olduğu gibi koruma» çatışmasının zaman (*> 5 Temmuz 1964 tarihji Cumhuriyet gazetesi ! • • • sosyal Urafı var. nin 13.IX.1965 tarihli ve 1965'329 fak ol. Daha sonra da köy koy, ; Düşünün, bir memur, ki elin 280 sayılı karan ile Genel Kurul>••>•»•••••••••*•< ::::iiii:::;::::!:!!::::::!::::!i:::r:::Hii:::::::i:::!:::::ii:::::::::: '^ kasaba kasaba dolaşarak nutuk den yüz binlerce lira gelip geçi dan verilen 16.IX.1965 Urihli n üstüne nutuk çek, ve milletveyor, maaşı sadece 600 lira civann 1965 '202208 sayılı karan ile bukili seçil. Ve tam o gün de ol. da. Olur mu böyle sey? nu Seçim Kanununa göre suç sayFransız yazan Andre Morua, Bırakın şimdi namus, seref, dı. Onun üzerine biz de Bakanlık bir hikâyesinde, çölde bir adaolarak (efendiler okurna • yazma mın, o serabdan bu seraba koşa öğreniniz! demek) (ibi agır bir koşa, sonunda yorgunluktan, ve bilhassa, susuzluktan, bir kum teciirmü irtikâp etmemek için İlk peciğinin dibine düşüp öldüğünu öğretim Haftasını vasak ettik. anlatır. Halbuki, tam o tepenin Şimdi siz bu işte günahın kime öte tarafında, serab değil, sakiait olduğunu takdir edip aynı süden su vardır. tunda yazarsanız bizleri mutlu kıSAIJ AKŞAMI 21.15 ten İTİBAREN YENİ OYLN Hataylı adayın hazln hikâ;. esılacaksınız. ni okurken aklıma geldi. Saygılarımla. haysiyet, doğruluk, dürüstlük e*** Cihat Bilgehan debiyatını. tnsanlar birbirine benMİ1U Eğitim Bakanı zemiyor. Kimisi sokakta bulduğu yüz binlerce Ilrayı götürüp sahiNOT Evvelâ bu ışe hiç bir kabine teslim eder, kimisi, hiç tın nşması olmadığı anlaşüan Sayın Komedi 3 Perde, 1 Tablo I I ocalık deyip geçmeyiıı. Çok maz, cebine atar. Bakandan, ve Bakarüıktan, özür Nakledenler: B. Muvahhit ve V. Rıza Zobu Biletler satılmaktadır. Rahmetli babam, bizim matbaa dilerim. Ama, Yüce Danıştaydan •• ince bir meslektir. Bakm Cumhuriyet 12514 Tel: 22 62 46 işlerinln her zaman sağlama baj da böyle bir karar sadır olacağıTarsusta ne olmuş: lanmasını ister, ve «kimsenln na ru, doğrusu, lcırk yıl düşünsem aBir ögrenci iki dersten (biri musunu imtihan etmeye kıl edemezdim. Kusura kalmayın. fizik, diğeri musiki) sınıfta kalmıs. Bu arada, tek dersten ka yoktur» derdi. D. N. lanların bir yukan sınıfa devam etme imkânlan ortaya çıkınca, bu öğrenci musiki hocasına bas vurarak, kendisine kâfi bir not vermesini, boylece bir üst sınıfa devam edebilmesini sajlamasım Müessesemizin ihracat ve ithalât işlerini tedvir edebilecek, İngilizceye bihakkın vâkıf, acele genç eleman aranmaktadır. Almanca tercih sebebidir. T u seçimin başka. bir özelllği de seçime iştirak nlspetinin, eskilerine göre bir hayli düsük oIuşudur. Ciddî «Le Monde» gazetesüıe göre, bunun sebebl, seçim günü genelllkle havanın soğuk ve yağmurlu oluşudur. Bizce, iştirak nispetiııdeki düşüklük, çeşitli halk kesimlerinde, partilere ve mevcut polltikaya karşı bıkkmlığın ve güvensizliğin bir ifadesidir. N'e olursa olsun, 10 Ekim sonuçlan, bir fiili durum yaratmıştır. Önemli olan biud^n spnjrasıdır. Nasıl bir yarmın bizi bekledlğidir. 27 Mayıs 1960 devrimi. kuruluşu ve felsefesi ba$!ç)k olan bir devlet düzeni temeline dayandınlmıştı. Bu temelde siyas! hürriyetler muhafaza edilmiş, siyasî hayatm. tarihimizden gelen ikili zıt kamp etrafında kümclcnmeslne engel olacak çok taraflı bir fikirler ve partiler yelpazesl İçinde yürütülmesi öngöriılmüştü. 27 Mayıs ihtilâli eskiyi tekrarlatmamak için, devlet ve toplum çarkının böyle işlemesini istemişti. ' Oysa ki bugün, eski ve muhafazakâr eğilimlerin bir partide toplanması ve onu mutlak bir çoğunlukla işbaşına getlrmesi ile çarkın dislileri arasına kocaman bif çomak sokulmuştur. Bütün mesele çarkm bu çomakla nasıl işleyeceği sorusunun cevabmda düğümleniyor. Temenni edelira ki işlesin. Ve temenni edelim ki ne çark ve ne de çomak kırılsın .. Tam kavuşurken... J> u seçimlerin en acıklı vakası " îskenderunda oldu. Adalet Partisinin Hatay listesine giren, ve milletvekili seçilen, bir aday, seçıldiğı gun, Vjitmakta olduğu hastanede olmuş. Talıhsiz adam bu iş için, kimbilir, ne kadar uğraşmış, ne kalar didinmış, ne kadar gayret sar fetmişti. Ne sekil kombinezonlar için ne kadar kafa yormuş olmalı ki, zaten ölüroünun sebebı de beyin kanaroası. Normal olanı, mademki kanun yasak etmiş, bu zavallı otomobilleri, geldikleri memlekete iade etmektlr, hattâ, o mümkün degilse, lmha etmektır. Orası öyle ama, bizim meşhur «hikmet1 hükümet» e akıl erdirmek güç. *** ıliı Eğitim Bakanı açıklıyor Sayın Doğan Nadi, Cumhuriyet'in 1Ü.X.1965 tarihli nüshasında «Bâdeharabel Basra» yı cevkle okudum. Benim yazmak istediklerüni ılz lutfetmissiniz. Efendim, İlk Öğretim Haftasının Beçunle ne Ügisi var? Vatandaşa «lutfen okumayazma öğre Namusluluk imtihanı • • • • • • • • • • • • • • • • • • « • • • • • • • • • • • • • • > a l I a a a a I a l a a II I a a ||lllaaaıBj AGI BİR ÖLÜM GöNöL ÜLKÜ AZAK GAZANFER ÖZCAN Diyarbakır eşrafından Hooa Eşref ve Mediha Yıldırımın kızı tüccardan Ahmet Arcak'm eşl, Müjgân Sürmeli, Nazan, TDrahim, Nurdan ve Beray'ın seygili annelerl, Vasfiye Arcak ve Kemal Yıldırımın kardeşlerl Mehmet Arcak'm yengesi, Nihal Bayar, Meliha Silâhti.roğlu. Sazan Serap, Mustafa ve Rena'run teyzeleri Zuhal Yıldınm'ın eörümcesi, Meral Eşref ve Mehtap Yıldırımın halaları Gültekin Siirmenenin kayınvalidesi pek kıymetli varhğımız İCLÂL ARGAK 16'101965 günü Hakkm rahmetine ka\Tişmuştur. Cenazesi 17/10/1965 pazar günü öğle namaımı mütaakıp Kadıköy İskeie Camiinden ahnarak ebedî istirahatgâhına tevdi edilecekür. NOT: Çelenk gönderilmemesi rica olunur. ARCAK AİLF.Sİ (Basın 19546/12549) OPERATÖR DOKTOR Avrupa tetkik seyahatinden dönmüş ve hastalarını kabule başlamıştır. Şişli Büyükdere Caddesi No, 11 Tel: 48 36 82 Cumhuriyet 12516 EVDEKi PÜZAH!.. Zorla güzeılik oımaz F İ K R E T KARACA TMSIVE ELEMAN ARANIYOR ŞEHiR OPERASI LICINIO MONTEFUSCO (Italyan Bariton) Yuvanızda temeiden çatıya kadar Plasiel kullanınız TOKKiYEı HALI SuPüRGESI LTD. ÇİFTGEYİK TRİKOTAJ FABRİKASI Müracaat: 22 65 51 Cumhuriyet 12515 CENEL SATICISI TİC ULUS ANKAIU 1141S4 STİ (Ankara Devlet Operası Sanatkârları) Heriş: İ254/12512 NEVİN PERE DOSÂN ONAT İştirakleriyle PARMAKKAPI TELEFON Numarasının TCHAİKOVSKY'nin YEV6ENI 0NYE6IH (Opera 2 Perde) OBK. ŞEFİ: Pino TROST KORO ŞEFİ: Muhittin SADAK DEKOR : Metin DENİZ SAHNEYE KOYAN: ELMAR VOİGT 1 26, 28, 30 Ekim 1965 tarihli temsillerin biletleri 18 ekim pazartesi günü saat 12 den itibaren Tepebaşı Opera glşesinde satışa çıkarılacaktır. 2 Öğrencilere her temsilde « f 50 tenzilât vardır. " (Basın 19466/12528) 49 O7 42 • Yer muşambaları • Sofra muşambalan • döşemelik sun'i deriler • tecrit maddeleri • Sair kauçuk ve plâstik mamülleri Bol renk, Cazip desen, Üstün kalite Plasiel Rf1rlflmwl,lr UÛ6/12S17 olarak deği§tirildiği?ıi saym müşterilerine arzeder Eeüâmcılik; 4128/1Z521
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle