22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SÂHÎFE ALTf 14 Ekfan 1965 CUMHURÎYET 9 CANLI AftAM SCHBA S C SEDVE Yaranrl A1İ1İM MEB'US BE Y Christian p (Fransız eski dışisieri bakant) Çeviren: H a m d i V a r o ğ l u girmekten, bu arada, özel okulla ra verilecek ödenekler bahsinde konuşmaktan sakınmıştı. Barde, kendisi de> ihtiyat tavsiyesinde bulunmuştu. Bu sefer oy vermek gerekecekti. Mesele, Viktor'a göre şöyle özetleniyordu. Ya ödeneklerin 1°hinde oy verecek ve solcu seç menlerini kaybedecekti; veya aleyhte oy verecek, bu sefer de sağcı seçmenler onu affetmiye ceklerdi. Klavur'la Dolivan'a gıpta ediyordu. Onlar, açık açık vaziyet alabileceklerdi. Müzakereleri iyi niyetle, dik katle dinledi. Sonuna kadar, uzlaştırıcı bir formül bulunacağını umdu. Ama bulunması için de o formülün aranması lâzımdı. Halbuki bu, hiç kimsenin umu runda değildi. Tersine, berkes, lâik problemler üzerinde atalardan kalrrra gerek'.cri ileri sürmek ten, pohpohlu hitab^lerle köhne filozofik kavgaları, onları geride bırakacak şekilde konuştuğunu sanarak tekrarlamaktan zevk duyar gibi görünüyordu. Birıçi. hiç kimsenin, aleyhinde söz söylemediği bir dinin uğrunda öl mekten dem vuruyor. başka birisi, meziyetlerini kimsenin inkâr etmediği bir okulun savunmasını yapıyordu. Bu küçük parlâmento dramının aktörleri, Pirono'yu, eyaletindeki seçim kontenjanlarmı unulturacak derecede tesir altında bırakmadı. Luareluar m^busu. son oylarr.ada her şeyi göze aldı. cesur davrandı ve oylamaya katılmadı. IV SEÇMENLEKLE SOHBET Viktor Pirono, mahalli gaze'.elerle ilân edilen ilk sohbet toplantısını, Sentron'da, güneybatı kahvesinin birinci katında yaptı. Kadife kaplı peykelerde, yirmi kişi kadar oturmuş. sırtları duvar'a dayalı sessiz sedasız bekliyorlardı. Mebus bey içeri girince hepsi ayağa kalktı, en önjen hangisinin gireceğini fısıltı halin de kısaca tartıştılar. Pirono, salonun h»men hemen ortasma yerleştirilmiş bir mermerli masanm başmda oturuyoı* du. Ak sakallı, kurnaı yüzlü, ufak tefek bir adam, gelıp kar?ısına dıkildi. Yüzünü geni» bir tebessümle yaydı: Bonjur, azizim mebus bey, dedi. Beni tanıdınız, herhalde? Adamın Senmiçel degatin b«lediye meclisi üyelerinden biri mi, yoksa Eşurgen yol bekçisi mi olduğunu pek iyi çıkaramıyan Viktor: Evet, tabiî, diye cevap ver. di. Size nasıl bir hizmette b u lunabilirim? Boşanma işim için geldira. Bu yaşta karınızdan boşanmak mı istiyorsunuz? Yeniden evleneceğim de. Karınız? Otuz senedenberi benı b;rakıp gitti. Başka birini buldum. Genç biri, kundura işlerinde güzel çalışıyor. Belediye reisine nikâh kıydırmak istiyoruz. Ötekiler duymasınlar diye ya> vaş sesle ilâve etti: Belki çocuk doğuracak da.» Size nasıl bir faydam olabilir? Eh, mebus değil misiniz? Mebuslar boşanma işlerins bakmazlar. Burada avukat olarak bulunmuyorum. Hem bu iste asıl yetkililer Sentron «vukat larıdır. Onu bilijrorum. îhtiyar adam, sıkıntı=;ır.dan, şapkasını evirip çeviriyordu: Adalet her zaman pahalı sey dir, dedi. Benim istediğim bir danıçma değil, bir öğüt. Viktor, birden anlayıverdl. Mebus. bedava iş gören adam demekti. Pekâlâ. dedi, gidin, kâtibim Jan Kristof'u görün. Size, tutaca^ınız yolu o öğretir. Sonra içini çekerek ilâve etti: Sizden yalnız masraf parası a'.acaktır. Bir de otobüs parası vereceksiniz. o kadar. *** Birincisinden daha yaşlı olan ikinci ziyaretçi, cebinden kirli bir cüzdan, cüzdanın içinden de bir deste kâğıt çıkarıp masanın üstüne koydu. Sadece: (Arkası var) 10 Yeni mebusu, gece karanhğının örttüğü ulu afaçlara bakan bir pencere önüne çekti, sürdüğü parfümün ağır kokusuyla nefesini tıkarayark, mesleğine, projelerine, fikirlerine dair bir sürü sualler sormaya giriştl. Bu, düpedüz bir imtihandı. Viktor, bu imtihanda tökezlenmemenin, şöhreti bakunın dan ne kadar Bnemli olduğunu anladı. Tezatlı, çapraşık yollara sapmadan, cerbezeli cevaplar verdi. Bir ikl iltifat vo lâtife savurdu. Bunlar, hayra alâmet gülüşlerle karşılandı. Dâvetiiler sofra başmda yerlerini aldıklan zaman, Madam Sartarius, bu kadar zeki, bu kadar inandıncı kuvvette mavi gözlere sahip bir kimsenin sofrada, yani basında oturmasmdan duyduğu memnunluğu belirtti. Yemeklerin çeşidi, bu kasaba avukatım hayretler içinde bırakmıştı. Bunlarm, Ameli'nin pişirdigi yemeklerle ya da Laureluar'daki ziyafetlerde ortaya çıkarılanlarla hiç bir münasebeti yoktu. Yapılışları muammalı ve nefis yiyecekler birbirini kovalıyor, bu yiyeceklerin esasiyle teferruatım birbirinden ayırd etmek zor oluyordu. Balıklar, joımurtalar, etler, nasıl oluyor da böyle köfte, ezme, börek haline getirilebiliyor, şipşirin renklere boyanmış soslar içinde yüzen kule gibi kat kat şekillere sokuluyordu? Belondi'nin aşçı başısı öylesine başarılı yemekler hazırlanuştı ki dâvetiiler, önlerine birer mönü konulmamış olsaydı. yedikleri şeyin ne olduğunu, ziyafetin sonuna kadar anlıyamazlardı. Madam Sartarius tıka basa yiyordu. Viktor da onun gibi yapmamak için kendini zor tuttu. Kı n\ saçlı genç kadın ona bakıyordu. Adıru obura çıkarmanm, göbek bağlamanın sırası değildl. Şişman bayan, Viktora: Kibar bir yer, burası, dedi. Belondi, genel olarak, ziyafetlerini Bovo meydanındaki lokantada verir. Buraya yalnız teklifsiz ah 4MEL6LEC İÇ.İNDE ALmnBuUJHpU&U M B Û E BASLİOI baplanm toplar. Viktor: Demek oluyor ki ben de onlar arasuıa geçtim, diye düşündü. Çıraklık komplekslerinin çoğundan kurtulmuş, içi rahat etmişti. Büyük politika güzel bir ziyafet sofrası etrafında başlardı. *** Bir kaç gün sonra Mecliste ikinci bir oturum, sonra bir üçüncüsü oldu. Bu, son oturumdu. Yeni Başbakan, kabinesini kurarken, Pirono, sonraları yayılıp genişlemesi mukadder bir hsstalığın ilk belirtilerini gördü. Bir bakanhğa getirilmesi veya danışılmak üzere çağırılması için akla yakın hiç bir ümidi bulunmamakla beraber meclis koridorlarından aynlmadı, bir yandan matbaaya, bir yandan parlâ mento ataşelerine, bir taraftan da telefona çağtrılanlara haher taşıyan odacılan gözledi durdu. Günlük bir ?abah gazetesi, muhtemel Bakanlar arasmda onun adını da yayınlamıştı. Ezeldenberi aynı başarı ile tatbik ettikleri bu oyuna ahşık olan bir kaç gazeteci kendisini tebrik ettiler, yanakları al al oldu, vücudünü terler bastı. Viktor, bir aralık bir kcridordan geçerken rastladığı Remi Be loni'ye sordu: Acaba sahiden bir inıkân var mı? » Bakan, âdeti olduğu üzere, iğr.eli bir lâtife ile cevap verirken, yeni meslekdaşının bulanık yüzünü görünce ona acıdı, nazik bir cevapla yetindi: Henüz yok, aziz dostum. Ken dinizi göstermeniz lâzım. O da olacak. Her çeye raŞmen, Viktor Lagrer.o trenine, ancak, yeni Bakanların tam listesi resmî gazetede yayınlandtktan sonra bindi. Bir kaç hafta sonra, okullar meselesini görüşmek üzeıe bsşlıyan büyük oturuma katılmak için Parise döndü. Onu, bundan başka hiç bir konu bu kadar güçlüğe sokamazdı. Seçim kam • panyası sırasmda, lâik olduğunu iddia etmekle beraber teferruata Bl LMGDÎSİMİ iice I S T A N B U L 6.25 Açılıs 6.30 Günaydın 7.00 Sabah çayı 7 15 türküler v» oyun havaları 7 45 Haberler v« hava durumu 7.55 Istanbulda buBün 8.00 Saz eserlerl 8.15 Küçuk llânlar g.20 Bu sabah sizinie 8.40 Şarkılar 9.00 Keman soloları 9.15 Türküler 930 Şarkılar »50 Müzik kutusu 10.10 Oda mütiği 10.30 Kısa babeıîer ve küçuk ilânlar 10.35 Frank D» Vol orkestrası 10.55 Solodan soloya 1125 Türküler 11.40 Çalışırken müzik 12 00 Salih Dizerden şarkı 12.20Öğle tatili 12.35 Küçük llânlar 12.40 Nesrin Sipahiden farkılar 13.00 Haberler ve hava durumu 13.20 HaJif müzik 13.30 Bir reklâm 13.40 Oıkestra raüziği 14.00 Türküler 14.15 Ögle konseri 14.40 Çocuklar için 15 00 Kısa haberler ve kapanıj. 16.55 Aeıhs 17.00 Dört ses. dört sazdan türküler 17.15 Eglenceli müzik 17.30 Karma fasıl topluluğu 17.55 Küçük ilânlar 18.00 Feklâmlar geçidi 19 00 Haberler ve hava durumu 19.40 Kuçuk llânlar 19.45 Şarkılar 20.00 Küçük orkcstra 20.15 Ahmet Çağandan şarkılar 20.35 Bale sülüerinden 21,00 Padyo tijatrosu 22.00 Reklâmlar geçidi 22.40 Hafif müzik 22.45 Habcrfer ve hava durumu 23.00 Senfonik müzik 23.40 Gece müziği 24.00 Kapanış. A NKAR A aa&JBBm 6.25 Açıhş 6.30 Günaydın 7.09 Köye haberler 7.05 Sabah müziği 7.30 Saz eserleri 7.45 Haberler ve hava durumu 7.53 Ankarada bugün 8.00 Sabah konseri 8.15 Küçuk ilânlar 8 20 Her telden 9.00 Melodiden melodiden melodiye 9 30 Ev kadınının istckleri 9.50 Fatma Türkândan türküler 10.05 Turizm 10.10 Gül Batudan sarkılar 10.30 Kısa haberler 10.33 Hafif müzik 11.00 Selâhattin Erorhandan türküler 11.15 Solistler geçidi 11.45 Konser saati 12.15 Kıbrıs saati 12.25 Küçük ilânlar 12.30 İki solist söylüyor 13.00 Haberler ve hava durumu 13.20 Öğle konseri 13 45 Aynur Gürkân ve Yüksel Alpdoğandan türküler 14.00 Çocuk bahçesi 14.15 Güneri Tecerden şarkılar 14.35 Dans müziği 15.00 Kısa haberler, kapanıs. 16.55 Açılıs 17.00 İncesazdan S'.szinak faslı 17.30 Tarla dönüşü 17.55 Küçuk ilânlar 18.00 Reklâm programları 19.00 Haberler ve hava durumu 19.40 Küçük ilânlar 19.45 Vykudan önçe 19.50 Şarkılar 20.10 Din ve ahlâk sohbeti 20.20 N'eclâ Eroldan türküler 20,35 Caz sanatı 21.00 Kısa haberler 21.05 Serbest saat 21.20 İsmet Nedimden şarkılar 21.40 Küçuk konser 22.00 Muazzez Türüngten türküler 22.15 Almanyadan melodller 22 45 Haberler ve hava durumu 2300 Gece konseri 23.45 Gece yarısına doğru 24.00 Kapanış. tSTANBUL İL RADYOSU •ANKARA tL RADYOSU 17.57 Açıhs 18.00 Müzikü daki17.57 Açıhş 18.00 Plâklar arakslar 18.30 Kücük konser smda 18.30 Diskoteğimizden 19.00 Hafif Batı müziği 19.30 So 19.00 Aksam konseri 19.30 Günün lolar 20.00 Hafif müzik 20.15 melodileri 20.00 İki ünlü orkestra Her zaman sevilen plâklar 21.00 20.30 Bir senfoni 21.00 SevdikGeçe konseri 22 00 Caz saati leıiniz ve sevecekleriniz 22.00 22.30 Sololar 22.45 Hafif Batı Gece konseri 23.00 Andy Williams müziği 23.00 Sor.at saati 23.30 dan film melodileri 23 30 Dansa Dans müziği 24.00 Hafif Batı mü cağrı 00.30 Karma müzik 1.00 ziği 1.00 Kapanış Kapanış. İŞ SftATLERİ Adamı bekletmenin faydası olduğunu hiç zannetmiyorum.. Bekledikçe daha fazla sinirleniyor. Âsistan Âhnacaktır Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulü Müdürlüğünden: 65 üç Adet Onar Iüşilik însan flsansörü Alınacak Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden Ofijimiz ihtiyacı için onar kişilik (750 Kg.) ve normal hızları 1,5 metre/saniye olan 3 adet insan asansörü kapalı teklif alınmak suretiyle satın alınacaktır. Bu işe ait teklif mektuplan en geç 15 Kasım 1965 Pazartesi günü saat 15.00'e kadar Ankara'da Ulus Işhanı A Bîokundaki Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Muhaberat Müdürlüğüne tevdi edilecek veya bugün ve saatte bulunacak şekilde postalanmiş olacaktır. Şartnameler Ankara'da Genel Müdürlük Malzeme Müdürlüğünden, Istarcbul ve Izmir Bölge Müdürlüklerinden 20, lira ücret mukabilinde temin edilebilir. Ofis 2490 sayıh Kanuna tâbi olmadığmdan, ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basın 19005 A. 12733/12391) Danielle, fikirlerini gizlemek ister gibi başını elleri arasına almıştı. Onu hâlâ incelemekte devam eden Victor Deliot'nun, aklından geçen bu çirkin düşünceleri okumasına dayanamazdı... Kendini toparlamaya gayret etti. Kızım.. ne oldu birdenbire? de durmaktır. Öldürüldüğü ana Fena bir rüya mı gördünüz? kadar geçen yıllannı inceliyecek Evet hocam.. hakkınız var.. olursak, bu yirmi beş baharda bi Jena bir rüya... ten hayatın, ileride parlak bir Sizin yaşmıza yakışmaz... adam olacak şekilde hazırlanılmış Sahi.. bu sabah, dün çekmiş ol olduğunu göreceğiz... John Bell duğunuz telin cevabını erkenden Harvard Üniversitesinden en iyi aldım. derece ile mezun olduktan sonNew York'u teleîonla aradım. ra, on sekiz yaşında, herkesin deNe glizel icat şu telefon.. ne de ğerini bildiği Amerikan denlz birrahat aynı zamanda.. düşünün... liğine gbnüllü olarak girmiştir. Aklına getirmiyen bir insanı ko Japonya yenildikten sonra, Balayiıkla ölüme mahkum edebili taan'dan memleketine dört niyor... şanla dönmüştür. Harbin sarstığı KIS1M IV bir çok genç gibi, John Bell de İddianame dönüşünde kendini sorumsuz bir Sdz maktulün vekilinindir.. eğlence hayatına kaptırabilirdi. Victor Deliot'nun muhasımı a Fakat bunu yapmadı. Savaş onu yaga kalkarak söze başladı: olgunlaştırmıştı. Dünyayı sarsan Sayın yargıçlar, sayın jüri.. bu faciamn pek çok memleketi görevim", geçen 5 Mayıs günü, mahvettiğini düşünerek, kendini, de Grasse gemisinde, vahşice öidürülmüş olan John Bell'in hâtı harap olmuş Avrupaya yardım rasıru savunmaktır. Cinayetin ne konusuna vakfetti. Parise gelerek, hiç bir intikam şekilde yapıldığı sizlere bütün teferraatiyle anlatılrmş olduğun hissi tasımadan, tarafsız tanıklıdan, bu noktaya yeniden dönmek ğını bizlerden esirgememiş clan niyetinde değilim. Gayem, cinaye babası Senatör Bell, oğlunun bu te fcurban gıdenin kişiliğl üzerin işe ne kadar zevkle atüdığını an YALNIZ Vazan.G. Des Cars Zürnçesi: Berın Kurtbay latmadı rru? Onu en sevindiren yönün de, oğlunun New York'ta Fıansız çevreleri ile dostluk etnıesi olduğunu söylemedi mi? John Bell'in hiç görmeden sevdiği Fransayı ziyaret etmek için, bağlı olduğu Broadway'li güzel h ; r kızdan bile ayrıldığını öğrenmedik mi? Onunla gemide aynlacakları anda, babası John Bell'e «Dönüşünde belki bana bir Fran sız gelin getirirsin... Bütün kalbimle bunu dilerim» dememiş mi idi? Gerçekten, Fransaya bun dan fazla bağhlık göstermek imkâm var mıdır? îşte durum böyle iken, New York'tan aynldıktan üç gün sonra, de Grasse gemisinde, yani Fransız topragı sayılabüecek bir yerde, vatandaşlanmızdan biri tarafmdan vahşice öldürülmüştür. Evet... Belki bu cinayetin gerçek nedeni henüz belirmemiştir. Fakat olay ortada, ve parmak izleri, kaatilin ısrarla sorumluluğu kabul etmesi, bu cinayeti ikl kere imzalamamış mıdır? Kaatilin doğuştan olan ağır sakatlıblan tn sanı belki merhamete sürükliyebilir. DUnyaya kör, dilsiz, sağır doğmanın korkunç olabileceğini kabul razıyız, fakat bu sakatlıklar, bir cinayeti affettiremez... Jacques Vauthier'nin çocukluğun danberi sağlam insanlara karşı içinde nefret hissi taşıdığını bir an için anlasak, bu hissin onu adam öldürmeye kadar götürmesini kabul etmemize imkân var mı? Tanımadığı, ona fenalık etmemiş, yabancı bir gençten bu şekilde intikam almaya ne hakkı vardı? Babasınm bizlere t«reddütsüz: «Oğlum eğer M. Vauthier'yi tamsa idi, onunla ilglleneceğinden emindim... öyle cömert bir ruhu vardı ki.» diyerek bahsettiği bu genç Araerikalıyı öldürmeye ne hakkı vardı? (Arkası var) Yüksek Okulumuz bölümlerinin aşağıda yazılı ihtisss dallarına, ilgili yüksek öğrenim diplomasını haiz bulunanlar arasmdan imtihanla (12) Asistan alınacaktır. BÖLÜM VE İHTİSAS DALI Iç Mimarlık ve Mobilya Böliimü Buluş ve Kompozisyon (Mimarlık 'bügisi ve Teknik Resim) Buluş ve Kompozisyon (Mobilya Konstrüksiyonu) Grafîk Sanatlan Bolümü Adet ı 2 Yazı Serbest Grafik ve Kitap Sanatı Reklâm Grafiği Dekoratif Resim Bölümü Duvar Dekorasyonu Buluş ve Kompozisyon Tekstil Sanatlan Bolümü Buluş ve Kompozisyon (Dokuma) ' , ı 1 1 1 1 Pikle koyun derisi ihraç olunacaktır 1 Zeytinburnu Et Kombinamızdan 4127 düzüne pikle, koyun derisi kapalı zarf içinde teklif alma suretiyle ihraç olunacaktır. 2 Şartnamesi ve mukavele örnekleri Genel Müdürlüğümüz ile Istanbul Bölge ve Zeytinburnu Et Kombinamız Müdürlüklerinden parasız alınabilir. 3 Teklifler kapalı zarf içinde en geç 1/11/1965 tarih, saat 17.30 a kadar Genel Müdürlüğümüz Yazı ve Arşiv tşleri Şefliğinde bulundurulmalıdır. * Kurum, ihaleyi yapıp yapmamakta ve dilediğine yapmakta serbesttir. 1 Seramik Sanatlan Bölümü Seramik Şekillendirmesi (Endüstriyel Seramik ve Kapkacak) 1 Seramik Şekillendirmesi (Figiiratif Seramik v« Yapı Seramiği) 1 Seramik Dekorasyonu 1 İsteklilerin en geç 10 kasım 1965 tarihine kadar, görev almak istedikleri Bölüm ve İhtisas Dalını belirten bir dilekçe ile, Beşiktaş Akaretlerdeki Okul Müdürlüğüne bajvurmaları ilân olunur. Tamamlayıcı bilgi Okuldan öğrenilebilir. (Basm 18981/12389) ET VE BALIK KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Basın 19090 A. 12787/12387)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle