25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKt II Ekim I9S5 CUMHURİYET •••••••••••••••••••a KÖY İLKOKULLARININ •••• •••• :::: •••• 10 Ekimin anlamı Bu satırları 10 Ekim Pazar günü sabahı yazıyoru/. Demek ki, sandıklardan çıkacak oy'lar bakımından hiçbir bilgimiz yok. Ancak bir konuda çok kesin bir bilgimiz, daha dogrusu şimdiye dek kazandığımız bilgilere dayanan çok kesin bir inancımıa var: Seçim sonuçlan ne olursa olsun, Türkiyenin yönü bellidir. Türkiye mademki Millî Kurtuluş Savasından geçmiş insanlann yasadığı fakir bir ülkedir. mademki kapitalist emperyalizmine karşı savaşarak ve direnerek kurulmuş bir devlettir, öyleyse kendi yapısına uygun bir yörüngeye girmek zorundadır. Türkiyenin sömürecek dış pazan yoktur. Böylesine bir, az gelişmiş ülke, kendi iç pazannı, yani kendi halkını sömürerek kapitalizmi knrmaya yönelirse çıkmaza saplanır. îabancı kapitalistlerle lşbirligine girmiş bir avuç kompradorun keyfine göre yönetildikçe batar Türkiye... Bu batıs süresinde doğacak buhranlar ise darbeler, ihtilâller, karşı ihtilâller, karşı darbeler getirirler. Türkiye şimdi bu korknlann içinde yaşamaktadır. Farlâmento Türkiyenin gerçekleri dışına düstüğü içindir ki, politikacının da itibarı bugün son derekesine kadar sarsılmıştır. Parlâmento dışında devrimci, toplumcu, Atatürkçü güclerin birikimi gittikçe srtmaktadır. Ve bu ayrılıfın yarattığı tehlike, sağdnyu sahibi vatandaşları endiselendirmektedir. Şimdi bu aynlık, ya oy sandıklarınd», ya oy «»ndıklan dısında çözümlenecektir. Toplum kanunlan böyle yazarlar. Ve biz bu satırları yazıp da bo kanunlan tekrar ettlgimlı zamanda bemen birtakım politikacı çıkıp : Vay, demek demokrasiye ve millî iradeye karsı çıkıyorsun... derler. Oysa tersinedir. Demokrasivi savunduğumuz için böyle yazanz. Bazı politikacılar, salt oy hesabına bakarak kendilerini halkın ve millî iradenin temsilcisi sayarlar. Ama bir noktayı unuturlar ki, buçün itibarları halk indinde düşüktür. Bugün Tfirkiyede politikacı demek, çoçnnlukla, oy aveısı, demagog, yalan söyliyen, sözünu tutmıyan adam demektir. Bazı köylülerimiz köy sınırlanna : Buraya politikacı giremez... diye levbalar asmıslar, ve jerçekten de köy sınırlan Içine politikacıyı sokmamışUrdır. Parlâmentoyu politikacılar meydana getirirler, politikacı itibarlaruun toplamı, parlâmentonun itibannı da gösterecektir. Ama toplumun gerçekleri dışına düşmüs bir parlâmentoyu da salt kannnların zoruyla halkın gözünde saygılı kılmak mümkün değildir. Halkın politikacılara karşı bu tutumn yanında, aydınların, subaylann, gençlifin ve kısa deyişle devrimci güclerin de politikacılar hakkında neler düşündükleri öteden beri bllinmiyen bir şey değildir. Parlâmentosu toplumun gerçekleri dışına düşmüş, halkın değil bir avuç azınlığın temsilcisi haline girmiş ülke olmaktan kurtulmak için yollar vardır. Ba yollardan biri de devrimci tedbirleri programma temel yapmış bir siyaal partinin parlfimentoya girmesidir. Biz bunun içindir ki, tşçi Partisinin yeni bir ses ve yenl muhaIefet olarak parlâmentoya girmesini savunduk. Şimdi ilk sosyalist milletvekilleri Meclise girecekler ve halk ile parlâmento arasmdaki uçurum bir dereceye kadar kapanacaktır. Türkiye îşçi Partisinin gelişmesl, Halk Partisinin de kendisine bir çeki düzen vermesine yarıyacaktır. Bir zamanlann devrimci partisi, Atatürkçülüfün antiemperyalist görüşünü ve bu görüşün sonucu olarak dış politikada bağımsızlıgı savunnrsa olnmlu bir açıya doğrulmuş olacaktır. Millî kaynaklarımızı yabancılara peşkes çeken partilerden kesin olarak ve cesaretle aynlması da saygılara lâyık sayılacaktır. Ama şüphesiz önümüzdeki dönemin dikkatlerl çeken politikacılan, toplumcu milletvekilleridir. Bu milletvekilleri, salt bir tarihî görevi yüklenmekle kalmıyacaklar, halk gözünden düşmüs politikacı itibannı yükseltecekler. milletvekilliginin gerçekte ne demek olduğunu halka ispat edeceklerdir. Politikacının gercekte ne demek oldağunu halka duyurmak. gerçekte Meclisin mânevi kişiliğini halkın gözünde yükseltmek demektir. Tukarda söylediklerimiz meselenin sadece bir yanıdır. Bu arada halkımızın çok iyi bilmesi ve anlaması gereken bir konu üstünde bugünden durmak zorundayız : Bu seçimle sosyalist partisi adına temsilciler parlâmentoya giriyorlar. Ve Türkiye îşçi Partisi, bu seçim boyunca resmî görüşünü seçim propagandasına temel yaptı : Irgatlar. işçiler, kol emekçileri, toplumcu aydınlar Meclise girecekler. Ve demek ki, halkın kendisi Meclise girecek ve siyasi tercihlerini bildirecek! Bu ilk ve güzel adımdan sonra hemen düsünmeliyiz kl : Sosyalizm parlâmentoya halk içinden çıkan bazı temsilcilerin gir mesiyle hemen gerçekleşemez. Sosyalist mnhalefet, kapitalist toplumun Meclisine girmiş olur. Ve sosyalist temsilcileri parlâmentoda iktidan ele geçirse bile, sosyalizm gene parlâmentodaki temsilcilerin degil, halkın eliyle ve halk kesiminde gerçeklestirilebilecek bir yaşayış dfîzenine geçmektir. Sosyalizmi gerçekleştirmeyi temsilcilerimizden degil, kendimizden bekliyeceğiz. Güzel ve mutlu bir mücadelenin, insan gibi ve elele yaşama savaşının ilk adımlanndayız daha . Bu güzel yaşayıs düzenini halk adına temsilcileri değil, bizzat halk yürürlüğe koyacaktır. Sosyalizmin temsilî demokrasi düzeninden de daha ötede ve daha gerçek bir demokrasi olusu zaten bu niteliğinden doğmaktadır. tlerde bu konuya daha geniş ve daha aynntılı olarak tekrar geleceğiz. Mukbil BiRERÇiN lş ve Işçi Bulma Kurumu Genel Müdür Yardırncası emleket olarak Iktisaden geri kahşımızm ve bütün çabalara rağmcn istenilen bir tempoda hâlâ kalkmamayışımızın şüphe yok ki çeşitli •ebepleri vardır. Ancak, biz bugünkü yazımızda, tadece iktlsadî kalkınma hamlesinde varatıcı ve Terimli Insan gücünün öneml üzerinde duracak ve bunun da herseyden evvel memleket gerçeklerlne uygun bir Genel Eğitim Politikasının yüriitülmesi ile kabil olacağı tezini »avunmağa çalışaeağız. Denillr kl, İktlsadî kalkınma, bir yatınm dolayısiyle sermaye meselesidir, ba elde edilmedikçe kallanma saz konusu olamaz. Fakat hemen ilâve etmek yerinde olnr ki, sermayeyi de temin eden, yaratan yine insandır. Nitekim. gerefi kadar fcrden görgü ve bilgi ile teçhiz edilmiş topluluklar için scrmaye bir problem olmamakda ve bu topluluklar refah içersinde yaşamaktadırlar. Gerçek bu olduğuna göre, bir toplumun süratle kalkınmannda tek mesnet, yeteri kadar bilgili insan giicüdür, denilebilir. Bu gerçeğe göre, geri kalmış her memleket iein insan gücü konusuna önemle eğilmek ve bu gücü en kısa yoldmn ve fakat çok verimli olabilerek nitelikte çalışma hayabna hazırlamak lâzımdır. Bu nedenle, özellikle geri kalmış olan memleketlerde, Genel Eğitimin politikasını. süratle iktisadi kalkmmayı gerçekleştirebilecek bir şekilde yürütmek ve bunun için de yürürlükte olan sistemin maksadı temine yeterll olup olmadığm! incelemek ve icab ediyorsa gerekll revizyona bütün lmkânlar seferber edilerek vakit kaybedilmcden geçilmek lâzımdır. Esasında, Genel Eğitim, insan gücünü çalışma hayatında en iyi bir şekilde verimli kılacak bir nitelikte yetiştirme işidir. Bu nitelik, grenel ve meslekî bilgi oldağn kadar. intisab edeceği işin gerektirdiği metot ve organizasyon kavramlamn da ihtiva ermesi lâzrmdır. Şüphe yok ki, İnsan gücünün çalışma hayatma hazırlanmasında ve istihdamda prodiktlf olmasında, formel eğitim kadar yaygm ve işbaşmda Eğitim Müesseselerl de başlıbaşına bir önem taşımaktadır. N yer alan bu işgücü topluluğuda maalesef tarnn bil gisinden, metot ve organizasyon kavramlarmdan yoksun bulunduklarmdan istenilen iktisadJ gücü kazanmaktadırlar. Madem ki İlkokul bir temel eğitimidir ve köylerde de •• 99 bu temel eğitimle yetinilir ve en önemlisi de Eğitimin amacı insan gücünü istihdamda verimli kılacak bilgilerle teçhiz etmektir. O halde, köy Temel Eğitimine şehirlerdeki ilkokullardan çok farkh blr yön vennek icabedecektir. Bu yön ise, bir Tanm Eğitimidir. Bunun nedenlerini daha iyi öğrenmek isteyenlerin CNESCO Türkiye Millî Komisyonu Yönetim Kurulunun 1963 de toplanan VM. dönem Genel Kuruluna sunduğu ve Kurulun da oy birliği ile kabul ettiği çok ilgi cekici «TARIM EGİTİMİ» raporunu okumalannı tavsiye ederiz. Toplum kalkınması diyor ve bunu da Köylfinün kalkınmasına bağlıyor ve fakat Temel Eğitim olarak köy gençlerine bu gün tanm ve iktisat bllgileri olarak acaba ne veriyoruz? Eğer köylerde uygulanan müfredat programlannı inceleyecek olorsak, bunun cevabı koskoca blr hlçtir. Halbuki, bu gün koylünün şiddetle tanm bilgisine. iktisaden kalkmmanın Dünyaca biünen basit formüllerine, yanl yeteri kadar iktisat bilgisine ihtiyacı vardır. Bunu, temel eğitimle ele almak, Bölge Okullan ve Yaygın Eğitimie geliştirmek ve son merhale olarak da İşbasmda Eğitimle ea mütekâmil bir sekle sokmak Icabetmektedir. Kabul etmek gerekir kl, Köylü ve Şehirll yönünden Genel Eğitimde, bu gün dört başı mamur bir sosyal adaletsizlik mevcuttur. Zira, Şehir ve Kasaba çocuklan, Üniversitelere kadar üst öğrenime devam imkânları bulurken, köy çocuklan hem bu imkândan yararlanamıyorlar ve hem de üretici olarak gerekli meslekî bilgileri aimalan zorunln bir Temel Eğitiminden de mahrum bulunoyorlar. İktisadi Devlet Teşekkölleri ve özel sektörün durumu Vehbi. KOÇ gelişmeğe başlamıs olan blr sektörden bu kadar kısa bir süre ion zamanlarda özel sektör • çmde mucizeler beklenmemelidir. Devlet sektörü tartışmalan Özel sektör, bu memleket şartlabir hayli canlandı ve sıklaştı. rından tecrit edilmiş bir parça oözel sektörden yana ve özel sek larak mütalâa edilmemelidir. Butöre karşı, haklı veya haksız pek nun içindir ki, Türkiye'de özel çok yazılar basmda yaymlandı. sektörün gelişmesl de memleket Bu konuda kendi görüşleriml seviyesine uygun blr tempoda ve açıklamadan once, Türkiye'de memleket lmkânlanmn elverdigl Devlet teşebbüslerinin yanısıra eğitim sınırlan İçinde mümkün özel Teşebbüsün kısa bir tarihçeolm&kt&dır. sini yapmakta fayda görüyorum. Plânlama, piyasa araştırması, Atatürk Cumhuriyeti kurdugu eğitim, yatınm'alanlarımn ve sevakit, memleketin ekonomik ha viyeslnin tayini gibi çalışm&lErdft yatı her yönüyle yokluğu ifade e batı memleketlerindeki özel sekdiyordu. Endüstri yoktu, özel sek töre kryasla geri bulunmamıza tör yoktu, sermaye yoktu, Mem rağmen, bu kadar kısa hayatı o leketimizin iktisaden varoünasını lan özel sektörün birçok sanayi temin İçin Devletin birşeyler yap kollarında bu çalışmalar artık buması gerekiyordu. İşte Türkiye' gün yapılmağa başlanmış bulunde Devletçilik böyle bir zaruretmaktadır. Muhakkaktır ki, Türk ten dogdu. 1933 yılında Sümerbank özel sektörü artık piânh bir sekükuruldu. de ilerleme çabası içindedir. Türkiye'de Devletçiliğln nedenAtatürktln başlangıçta tktlsadl lerini anhyabilmemiz için Bü Devlet Teşekküllerml kurarak ne yük AtatUrktm Devletçilik konu kadar is&betli bir karar vermiş sundaki şu sözlerini hatırlama olduğunu bugün çok daha iyi anmız gereklidir: lamaktayız. Bu teşekküller birer «Türkiye'nin tatbik ettiği dev okul vazifesinl görmüşler, memleletçilik sistemi 19. cu asırdan be kete pek çok eleman yetiştirmişri sosyalizm nazariyecilerinin ileri ler ve özel sektöre birçok teknik ve idarl eleman teminlnde menba sürdükleri Mkirlerden alınarak tercüme edihniş bir sistem değil olmuşlardır. dir. Bu Türkiye'nin ihtiyaçlarından doğmuş, Türkiye'ye has bir sistemdir. Devletçiligin bizce mânası şudur: Fertlerin hususi teşebbüslerini ve şahsi faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ve geniş bir memleketin bütün ihtiyaçlannı ve çok şeylerin ayınlanan rapor ve araşürma. yapümadığını göz önünde tutalardan görüyoruz ki, bugün rak memleket iktisadiyatını devleîktisadl Devlet Teşekküllerl tin eline almak... İktisadlyat sa hüviyetinde 131 işletmemiz vardır. hasında düşünürken ve konuşur Bunlann 1963 yılı ltibariyle serken zannolmasın ki, biz ecnebî maye ve öz kaynaklannm rutan sermayesine basım bulunuyoruz. 54.6 milyar liradır. Bilânçolan Hayır. bizim memleketimiz vâsi Meclis denetlemesine tâbi olan 51 dir. Çok şeye ve sermayeye ihti teşekkülden sadece 36 sı 1 milyar yacımız vardır. Binaenaleyh ka 29 milyon lira kâr etmiş bulunnunlanmıza riayetkâr olmak şar maktadır. Bunlann gösterdiklerl tile ecnebî sermayelerine lâzım kânn öz kaynaklarına göre nisbegelen teminatı vermeğe her zaman ti °' 5.8, fiilen kullandıklan kay.o hazınz ve şayanı arzudur ki, ec naklara nisbeti lse °.i 2 dir. Zararnebi serrnayesi bizim sâyimize ve lar bu yekundan çıkanlınca bu serveti sabitemize inzimam etsin. nisbetler ° « 3.5 ve «4 1 e düşer. / Bizim için ve onlar için faydalı neticeler versin, fakat eskisi gibi Hesaplar, bu işletmelerin defter değil.» S Sonuç Bu nedenle, zaman kaybetmeden Köy Okulları konusuna eğilmek ve bu okullan Tarım Sektörüne bilgili ve yaratıcı işgücü yetiştirecek bir statüye kavuşturmak gerekmektedir. Konuyu bu şekilde kısaca deştirdikten sonra, Köy İlkokullanna verilecek yönü ve bu yolda alınac*k tedbirleri şöylece özetleyebiliriz: kıymetlerine göre yapümıştır. îşletmelerin varlıkları bugünkü değerlere göre ayarlanacak olursa, kârın öz kaynaklara nisbeti "'o 1.2, umumî kaynaklara nisbeti yüzde yarırmn altmdadn*. Demek ki bu muazzam kısmın sermayeye verdiği randıman son derece düşüktür. Ancak, îktisadl Devlet Teşekkül lerinin faaliyetleri incelentrken iki hususu unutmamak gereklidir. Evvelâ Îktisadl Devlet Teşekküllerl kurulduklan devirlerde gö revlerini yerine getirirlerken büyük faydalar sağlamışlardır. Aynca, kaıinı hizmeti yapan devlet ta rafından Işletmesl zonınlu olan ve sosyal dâvalarla llglll bulunan Devlet Demir Yolları, Toprak MahsuUeri Ofisi gibi teşekküllerin faaliyetleri ticart açıdan ele alınmamalıdu1. Demek oluyor H, münhasıraa ticarl mahiyette olan Devlet işletmeleri Özel Sektör lşletmeleriyle kıyaslanmalı ve ona göre bir hükme vanlmahdır. Gaye gerçekleşemez u açıdan memleketimizde yürütülegelen eğitim politikasına göz atacak olursak, yüriitiılen sistemin eğitimden beklenen gayeyi gerçckleştirmekten bir hayli uzak olduğunu kolayca müşahade edebiliriz. Biz bu yazımızda, toplum kalkınması ile çok yakın ilgisi olması yönündcn sadece Temel Eğitim konusunu ele alacak ve Köy Ilkokullanmn bu günkü durumu ile, almması zorunlu tedbirleri anlatmağa çalışacağız. Yukanda da ifade edildiği gibl, Eğitimin esas gaycsi sosyal olmaktan ziyade iktisadi olup, genç bir insanı çalışma hayalma bilgili, dolayısiyle verimli bir şekilde hazırlamaktadır. Genel Eğitim lse, Tcmel Eğitim dediğimiz İlkokul Eğitimi ile başlanıakta ve memleketimizde ise nüfusun °o 70 i köylerde yaşadıklarından, İlkokulu hitiren gençlerimiziıı büyük bir çoğunluğu üst bir öğrenime devam edemeden çalışma hayatına atılmak zorunda kalmaktadırlar. Nitekim, son istatistiklere göre. nüfusun °o 70 nin ikamet ettiği köylerde, İlkokulu bitirip de Ortaokula devam edenlerin nisbeti • 09 civarmdadır. « Bu nisbet üzerinde özellikle durmak lâznndır. Bu demektir ki, memleketimizde nüfusun • 70 • ' gibi büyük bir çoğunluğunn teşkil eden ve memleket ekonomisine bir yön vereceğini nmduğamuz tarım işgücü, bir İlkokul eğitiminin kendisine verebildiği bilgi nisbetinde tarım sahasında verimli olnıağa çalışmakta ve böylesine bir kapasite toplum kalkınmasına yardımcı oluyor, gözükmektedir. Şu hususu hemen ifade etmek yerinde olur ki, eğer bu gün köylü dediğimiz halkımızın büyük bir çoğunluğu bir ortaçağ geriliği içerisinde yaşıyor ve tanm gibi refah vaadeden bir seçim sektöründe üretici sıfatiyle ve büyük bir feragatle çalışmalanna rağmen. 50 milyarlık millî gelirden aile başına düşen 1040 lira gibi gülünç ve senbollk hir hisse ile yaşama çabası sarfediyorsa. bunun tek sebebi. Eğitim başta olmak üzere çeşitli Devlet hizmetlerinin köylere götürülmesindeki eksiklik ve götürülenlerde de iktisadi faktörler gereği gibi gozönünde tutulmamasından ileri gelmektedir. Nitekim, Köy İlkokullannııı bu günkü durumu buna tipik bir misâl teşkil etmektedir. Yukarda da belirttiği gibi. bu gün köy İlkokullannı bitirenlerin ancak • 09 u Ortaokullara devam edebilmek• te ve bunları da iktisadi gücü olan orta gelirli tarım üreticilerinin çocukları teşkil etmektedir. Hal böyleyken, memleketimizde sanki üst öğrenime devam bnkânlan varmışcasına, klâsik bir ilkokul programı ile köy çocuklan yetiştirilmeye calışılmakta ve bu temel Eğitimle üretici olarak tanmda Reorganizasyona gitmek şart B D Köy tlkoküllarının ilk 5 yılında, şehir ilkokullanndaki müfredat programı aynen tatbik edilmeli ve bu 5 yıllık eğitimi bitiren köy çocukları şehirlerde olduğu gibi bir üst öğrenime devam imkânı bulmalıdır. Ancak. Ortaokula çeşitli sebeplerle devam edemiyecek durumda olan köy çocuklan için «ki bunlar. mevcudun °b 99 unu teşkil etmektedir» 2 yıl daha eğitim mecburi tntulmalı ve bu devredeki Eğitim. tamamen tarıma ve köy kalkınmasına yeterli iktisadi bilgilere inhisar e**'rilmelidir. Köy İlkokullan 7 yıla çıkanlmahdır: iktisadi devlet teşekküllerinin randımanı D •••• •••• :::: Y B Köy İlkokullarında görev alacak Öjretmenlerin bu günkünden tamamen farkh olarak, şehir İlkokullanndaki Öçretmenlerden hem daha kifayetli ve hem de geniş bir tanm ve İktisat bilgisine sahip «teıalan frerektiğinden a>Tica yetistirilmeleri ve bu amacla «eski köy Enstitüleri iyi bir örnek olarak düşünülebilir» yeni okullar açılması zorunludur. Ancak, eski köy enstitülerinin daha modemize edilmiş bir şekli olarak düşünülen Köy Öğretmen Okullarma yine eskiden olduğu gibi münhasıran köy çocuklannın almması kaçuıılmaz bir zaruret olarak mütalâa edilmelidir. Bunun nedenlerini kısaca; 1 Fakir köy çocuklarma üst öğrenim imkânı sağlama, 2 Şehir çocuklannın öğretmen olarak «köy sosyal hayatının çok sönük oluşu» köylere intibak edemeyişleri ve bu mecburî görevi genellikle angar>a olarak telâkki edişleri, şeklinde özetlemek kaabilcîlr. Kanaatımızca. böyle bir programı hemen uygulama bakunından alınacak ilk tedbir, köy ilkokullarında son iki yılda okutulması düşünülen Tanm ve İktisatla alakalı müfredat programlannı ve bu programlarla alakalı kitapları hazırlamak ve halen köy ilkokullarında görevli bulunan öğretmenleri bir ihtisas seminerine tabi tutmak ve ilgili kanunda da gerekli değişikliği yapmaktan ibarettir. Tekrar edelim, bu mcmlcketin İktisaden kalkınması, koylünün yeteri kadar müteşebbis olması ile kalmdlr, bu teşebbüs gücü ise sermayeden evvel bir meslekî bilgi meselesidir. Bu sebepledir ki. köy ilkokullanna bu açıdan bakmak, bu günkü gibi sembolik değil. geniş çapta bir Tarım Eğitimine hiç zaman kaybedilmedeıı eğilmek lâzımdır. Köy İlk Ö£retmen Okullan kurulmalıdır: evlet, bugün elinde bulunan işletmeleri iyi çalıştırmak için sür'atle esaslı bir reorganizasyona gitmeli ve özel Sektörün yapabileceği ve yapmakta olduğu işlere girmiyerek, hem mahdut olan imkânlarını dağıtmamalı ve hem de sahibi bulunduğu isletmelerdeki idaresini zayıflatmamalıdır. Aynca, memleketin kalkmması için gerekll olan temel ya tınmlan da Petro Kimya Endüstrisl gibi Devletin yapması gereklidir. Böyle bir lş bölümü hem özel Sektör üe Devlet Sektörünün işbirliği demek olan Karma Ekonomi anlamına uygun düşecek ve hem de memleket ekonomisinin yararma olacaktır. • YARIN NE GtBt TEDBtRLER ALINMALroiR? Özel sektörün başlangıç noktası O :: :: >••• •••• •>•• •••• •«•a • ••• • ••• •••• iiii •••< • •«I zel sektörün bu memleketteki hayatının başlangıç noktasını ancak 1935 yılında bulabiliriz. öyle ise bu memlekette özel sektörün geçmişi 30 yıllıktır, bu süre içinde özel sektör birçok işler yapmıştır. Başta mensucat olmak üzere, çlmento, lâstik, kablo, radyatör; buz dolabı ve diğer elektrikli ev âletleri gibi çeşitli yardımcı sanayi ve tüketim kollarında pek çok işler başanlmıştır. Bugün bir mağazaya girdiğiniz za man satılan mallann yüzde doksanınm yerll malı olduğunu görmek bir Türk vatandaşı olarak insanı sevindirmektedir. Memleketimizde halen büyük sermaye sahibi özel teşebbüs hemen hemen yok gibidir. Bu gerçeği bankalarımız çok iyi bilmektedirler. Kaldı ki, ancak 30 yıllık bir geçmişi bulunan ve 15 yıldır Asistan Âlınacaktır Tafbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Müdürlüğünden: Yüksek Okulumuz bölümlerinin aşağıda yazılı ihtisas dallarına, ilgili yüksek öğrenim diplomasını riaiz bulunanlar arasından imtihanla (12) Asistan âlınacaktır. BÖLÜM VE İHTİSAS DALI Iç Mimarlık ve Mobilya Bölümü Buluş ve Kompozisyon (Mimarlık bilgisi ve Teknifc Resim) Buluş ve Kompozisyon (Mobilya Konstrüksiyonu) Grafik Sanatlan Bölümü Yazı Serbest Grafik ve Kitap Sanata Reklâm Grafiği Dekoratif Resim Bölümü * Duvar Dekorasyonu Buluj ve Kompozisyon Tekstil Sanatlan Bölümü Buluş ve Kompozisyon (Dokuma) 1 ı 1 1 1 1 Adet ı 2 '•••••••••»•••••••••••••••••I Bir Sosyal Mizah Şaheseri ::: • ••I • ••I Rifa t I 1g a z G E ÇNI ŞE NÂ Z • 104 Herkesin bütçesine uygun... Kodak 8 sineraa kamerası f/1.9 objektifi ile her ışıkta film çeken gayet kullanışlı bir makınedır. Brownie 8 mm. projektörünün de kullanılışı çok basittır. Fılmi kendi kendıne kızaktan geçırerek alma makarasına sarar.,Kapağı ayrıca ekran vazıfesini de görebılır. Kodachrome II. en net, projeksyonu, erucanlı, ve tabıi renklerı iveren yegâne fılmdır. Genel Dağıtım: UĞRAK KİTABEVİ Beyaz Saray Beyazıt Fiatı: 6 Lira FAHİR ONGER YAYINLARI. P.K. 918 İST. Cumhuriyet 12285 Film biflarında. Tınamto karMİUıta !••••••••••••••••••••• Dr. KEıMAL CAĞLAR S Kıımen Renkli, Kısnen Sıyah . beyaz Seramik Sanatlan Bölümü Seramik Şekillendirmesi (Endüstriyel Seramik ve Kapkacak) ı Seramik Şekillendirmesi (Figüratif Seramik ve Yapı Seramiği) ı Seramik Dekorasyonu ' 1 İsteklilerin en geç 10 kasım 1965 tarihine kadar, görev almak istedikleri Bölüm ve İhtisas Dabnı belirten bir dilekçe ile, Beşiktaş Akaretlerdeki Okul Müdürlüğüne başvurmalan ilân olunur. Tamamlayıcı bilgi Okuldan öğrenilebilir. (Basm 18981/12283) • •••••••••(!••••••••••• İlâncıhk: 8913/12250 •• m • îdrar îolları ve Tenasül • Hastalıklan Mütehassısı • Galatasaray, Turnacıbaşı Sok. J No. 12 Uğur Apt. Saat 1012 • ve 13 13. Te«: 44 14 "6 " Mendes France JfÜTfÜR S6Rİ5İ Emeklı Hâkimlerden rr.erhum Tevfik Yumlu'nun oğlu. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif evlerı Genel Müduru Kema] Yumlu'nun ağabeysi, Lütfiye Yumlu'nun eci İstanbul Tacirlerinden OLUM ÇAĞIMIZIN CUMHURİYtTÎ SITKI YIRCALI Halkoyuna dayanaa hür ve demokratik sosyal, ekonomik diplomatik değismeler. Uluslar arası ortak kuruluşları ve çağımızın milli eğomenlik anlavısı. Flatı 5 Lira CEMİL YUMLU Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğünden: Müfettiş Muavini Âlınacaktır Rahmeti Rahmana kavuşmustur. Cenazesi 11 Ekira 1965 pazartesi gunu (Bugjnı oğle namazını müteakıp Fatih Camiindcn kaldırılarak Edırnekapı Şehitliğine defnedilecektir.. Mevlâ rahmet eylıye. AİLESI Cumhuriyet 12291 REMZİ KİTABEVİ 3^ rfi İlâncılık: £ Kodak BAYİLERDE MUHAKKAK GÖRÜNÜZ 22 5948 22 6161 mm. KAMERA ve PROJEKTÖRÜ DİSTRİBÜTÖRÜ RESMF !•© 325282 22 53 82 BURLA • IIADEILIKr Kodak lrr'*ı(lm<rl'li 1 Siyasal Bilgıler, Hukuk, İktisat, Orta Doğu Idarî İlimler Fakülteleri ile İktisadi ve Ticarî İlimler Akademilerinden mezun, fiili askerlik hizmetini yapmıs ve 35 yaşmı ikmâl etmemiş istekliler arasından 8 kasım 1965 tarihinde yapılacak müsabaka aınavı ile müfettiş. muavinleri aJUnacaktır. 2 Isteklilerin, diğer şartlar ve sınav hakkında bilgi edinmek üzere, Ankarada Teftiş ve Kontrol Müdürlüğümüze, İstanbulda Şube Müdürlüğümüze başvurvurmalan ve smava girebilmek için 1 kasım 1965 pazartesi günü saat 17.00 e kadar Teftis ve Kontrol Müdürlüğümüze bir dilekçe ile gerekli belgeleri ibraz etmelerl lüzumu ilân olunur. (Basın 18940 A. 12693/12282) •••••• >•»•«> ı MUHAKKAK KARDEJLERm IHHI NEFIS/APÎKOGLU OLSUN • ^ ^ < .Tel. 227872 Telg. NAMLISUCUK İlâncılık 9057/12252
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle