23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SO Ocak 1965 CUMHLRİVKT SAHİFE BEŞ lllllll s Başbakan AP'ye ihlorda bulundul Iı TÜRKIYEDE | UtL. Parlimento çatısı altında yapüacak tenkidin önce bir seviyesi olması gerekir. Bundan sonra gelecek nitelik kalitedir. Bunlar, millet kürsüsünden söz söylemenin ahl&kl ve uygar sınırlamalandır. Bunlardan yoksun söz tepki yaratır, kabullenilemez. Parlamento kürsüslinde konusma kurallannın hiç mi hiç kabullenemediği bir davranış «yatırım» kaygusu ve «haksız itham» dır. Kürsüler bu gibi hareketlere ftlet edilmeye kalkışıldığında her seferind« tatsu olaylar cereyan etmiştir. Bu, bundan sonra da böyle olacaktır. Bu düsüncelerin kaynağı Senatoda bu haftm cereyan eden olaylardır. Senatoda Başbakanhk bütçesinin görüşülmesi sırasında olaıu biteni yakından izliyenlerde ve konuşulanları gazetelerde okuyup diğer yayın organlanndan öğrenenlerde beliren yargı, söz söylemenin ahlftkl ve uygar sınırlaruun ötesine geçildiği yolundadır. Nitekim saym A.P. grup sözcüstinün Basbakanlık bütçesi Uzerindeki sözleri tenkidin yanısıra daha başka hedeflerin de hessplandığı yorumunu ortaya koymaktadır. Tenkidin bir ilerisi hırpalama, daha ilerisi de suçlamadır. Bu konusma ile böyle olmustur hukmü yaygındır. Sayın sözcünün konuşmasından alınan şu ifadeler düsündürücüdür: «Şekll mes'ruiyet sahibi hükümet», «Milll iradeyi bihakkın temsil etmiyen hükümet», «Türkiyemiz bugün, taritünin hiç bir devrinde rastlanmıyan aşikâr bir nizamsızhğın esareündedir», «Parlamento huzursuz, halk bezgin ve muhtaç, basın mütereddit, üniversite susmustur», «Tüık haîkının nerelerden gelip nerelere ulaştığının farkında olmıyan Başbakan», «Takdimlne çalıştığım huzursuzluk tablosu» ve daha baskalan. Bu davranış karşısında, haklı olarak Sayın Başbakan'ın tepkisi de, son yıllarda alıvşılageldiğinin tam aksine sert olmus tur, sitemll olmuştur. Buna herkes «Yerinde cevap» diyebilmistir. Ama ne olmuştur? Parlâmentonun sükunu bir an olsun «edelenmistir. Bütçe gibi önemli bir kanunun tartışmalanna hakim olması gereken kaliteli ve uygar hava zarar görmüstur. Hepsi bu .. SINIRIN |$l D MilletvekiUerinln Senato gbrüş sınız.» diyordu. AP ye «itidal» öğütmelerini izlemeleri için aynlan ve lüyordu. Artık esküere yaptığı gibi basın kısmımn tam karşısında bu «tavsiyelerini» sık sık tekrarlamak lunan localar ağzına kadar dolu idi ıstemiyordu. Senatoda Başbakanhk bütçesi gö AP iktidara geldiği zaman irtica rüsülüyordu. Meclisin de aynı saat tıareketlerini himayesine mi alacak te çalışması gerekiyordu. Oysa mıl tı? AP niçin hem aşııı sağın, hem letvekillerinüı büyiik çogunluğu Se de aşırı solun memleket çıkarları nato'da idiler. Az sonra gelen ha na aykın oldugunu söylemiyordu? ber, çoğunluk kalmadığı için Mil Ne denirse denilsin Toprak Befor let Meclisl toplantısının ertesi gü mu bu Meclisten çıkanlacaktı ne bırakıldığını büdiriyordu. Türk koylüsüne asgari bu reformu KUrsUdeki hatip Başbakan Ismeı vermek gerekiyordu. tnönü idi ve işaret parmağı ve or AP sözcüsü, memleketin karanlık ta parmağı ileri doğru açılmış, sağ bir tablosunu çizmişti, huzur yokeli ile AP sıralanna ihtar eder şe tu. Buna karşı İnönü, hükumetin kilde «sert» konuşuyordu. Dofrusu yolunun halk arasında benimsendisayın tnönü'nün 1957 ile 1960 arağüıi ileri sürüyordu. Partizanlık sı konuşmalannı, onlara hakim okalkmıştı, zulm kalkmışb, suiistilan anlam ve ruhu andıran ayardamal kalkmıştı. Daha ne istiyordu ki sözlerini son birkaç yıldır ilk defa işitiyördu dinleyenler. Bu ça AP? AP adına yapılan konuşma «çatı, bu duvarlar, bu insanlar, son resiz bir siyasinin bunalmış sözleri» idi. dört yıldır aynı kürsülerden Inö tnönü'nün konuşması pek çok nü'yü çok dinlemişlerdi. Nice genel kimseye Ekimde yapılacak seçimgörüşmeler, gensorular gelip geçlerin nasıl geçeceğini düşündurümiş, kaç defa güven oyu dalgalanmalan heyecanlı gösterilere yol aç yordu. Konuşma artık AP lilerin yapacakları her ithama en sert semıştı. Ama Inönü o görüşmelerde kilde karşı çıkılacağını ve bu duru heyecan dalgalan içinde sakin bir ada gibi kalmıştı. Çoğu zaman söylenenlere giilüp geçmişti. Senatoda yapılan görüşmelerde ise tnönü konuşmasıyla heyecan yaratıyordu. Sinirli olduğu belli oluyordu. Gene de ince espriler yapmaktan gerl kalmıyordu. Ne alkıslan, ne de AP sıralarmdan atılan lâfları dinlemek istiyordu. AP lilere dönüyor, kimi zaman mikrofonları unutuyor ve sesini duymak müm kün olmuyordu. İnönü'yü bu dereoe sert, hattâ hiddetli konuşma yapmaya sebep, AP li senatör Ziya Termen'in Başbakanlık Bütçesi hakkında yaptıgı konusma olmuştu. Termen konuşmasında Türklye'nin hiç bir devrede görülmemlş bir «nizamsızlık» içinde oldugunu, • söylüyordu. Başbakan «bencillikten» kurtulmalıydı. Memleket «tedirginlik çalkantısı» içindeydi. Memleketi ne durumda oldugunu anlamayan Başbakana millet «acı bir ders» verebilirdi. Hükümet «Küçük zabıta olaylannı seriatın ihyasına kadar dayamaktan çeMnmedigi halde, komünist hareketlerine dur demekte agır alıyordu.» Hükümet bir azınlık hükü metiydi. Bu sözlere karşı İnonü, konuşma sında Termen'le birlikte AP ye sesleniyordu. «Sizler 20 milyonluk kitleyi temsil etmek ıayali hammda İ GERİCİ OLAYLAR TUNAYA NIN I I I I I I I Başbakan Ismet İnönü mun seçimlere kadar gideceğini gosteriyordu. Bundan böyle AP de sözcü olarak seçeceği kimseleri daha bir dikkatli olarak görevlendirmeliydi. Doğrusu kimse, tsmet tnonü konuşurken Zıya Termen'in yerinde olmak istemezdi. Bitmiyen savaş j Bu yazı dizisini daha fazla uzatmak amacmda değiliz. Yalnız birkaç nokta uzerınde, kısa da olsa, durmak ıstıyoruz : 1 Türkiyede gerıcı akımlar, fosilleşmiş. sözde dincı. tarikatçı davranıslarla beslenmektedır. Akımlar mı davranışları, davranışlar mı akımları doğurur? Bu fâsit daire ıçine gırmekte hıçbir fayda yok Her ikısinin de ortak nedenı. ıkisının de dışındadır. Niçın ve nasıl bu akımlar ve bunların temsılciliğı ıddıasına sımsıkı sarılmış olan çevreler Turkıyemızde bu kadar kolaylıkla yayılma ve çalışma olanaklannı bulabiliyorlar? Birer siyasi kuvvet olabiliyorlar? Bu soruya, kesin bir cevap verilebilir: A* gelismiş bir memleket eldnğnmnı için... Az gelişmişlik terimini bugünün modasına uymanın alışkanlığı içinde, bir çeşıt «yuvarlak lâf» olarak kullanmıyoruz. Az gehşmişlığın «karmasık bır gerçek» oldugunu bilerek, az gelismiş bır memleketin derin sosyal değışmelere ve kalkınma hamlelerine ihtiyacını belirterek konuşuyoruz Az gelismiş bir sosyal yapının ekonotnik »ârazlan» yanısıra ve bunlara bağlı olarak bırtakım özellikleri de vardır: Az gelişmis bir sosyal yapı gerı kalmış bir sosyal yapıdır. Yan feodal sosyal ve ekonomık bafları hâlâ yasatan bır ülkedir Eskı ve gelenekçi zihniyetın, din adına toplum üzerinde vesayet kuranların, birer siyasi kuvvet olduk lan bir memlekettır Geniş kitlelerin «taassup» etkısı altında bulundukları bır memlekeHir Gerçi eski ve gelenekçi denge böyle bir ülkede içinde bozulmustur. Uyanış. kalkınma suuru baslamıştır. Ama yenı, eskinin karşısında azınlıktadır tlmin kudretiyle cehaletin kuvveti çarpışır bu memleketlerde.. Bizim memlekette de öyle.. Bugün Türkiyede her alanda bir ikilik var. tki toplum, iki zihniyet. iki pkonomi, sanki iki ayrı dünya... Bu çeşit bir yapıda. gericilik olayları dediğımiz, en ılımlı kalkınma hamlelerinı bile engellevici hareketler, az gelismişliğin tabii mahsulleridir. Bu hareketler, zamanlardır ihmale ujramış, mâsum kitleler arasında yasıyabilecek ortam koşullarını bulabiliyorlar. Kendisini fiilen devam ettirmek olanaklarını arayan, eski llmiye'nin yenî tem»ilcileri de bu ortamda .. Karakurt köyü bu ortamın bir parÖyieyse, yapılacak lş, az gelışmış sosyal yapıdan kurtulmaktır. Türkiye için bu kurtuluş bir Istıklâl Savaşıdır Bu kurtuluşun gerektırdığı derınlemesine sosyal değışmeler ve kalkınma hamleleridir kı gerıcılık yuvalarını kurutabilirler. Işte Atatürk'ün reçetesi: «önumüze dikılen bütün engellerı birer bırer yıkıp attıktan sonra, bugün artık Mısakı Milli'nin çızdığı hudutlar dahılınde müreffeh ve hur yaşamak ıçın ne lâzımsa hepsıni istihsal edeceğız.» 2 Bu şartlar içinde kanunlann rolü ve etkısı ne olabilir? Turk Devrimı, yerleşme çağında, kanun koyucunun bir toplum üzerinde sahip olabileceği gücten ve etkiden en yüksek dozda faydalanma yoluna gitmiştir Ama heT şey kanunla çözülmüyor. Bununla beraber kanunların devrimci karakterleriyle uygulayıcıların devrimci ruhu arasında ıçten ve kökten biT bağlantı bulunması Türk Devrıminin gerçek garantısidir Atatürk Türkiyesı, temellerine saldıran akımlar karşısında medeni cesaretle dolu bir adâlet teşkilâtmın varlığı ile korunabilir. Bunu kalkınma politikasınm bir yani olarak görmeliviz. tümü oİarak değil.. 3 Gericı dediğımiz akımlar, hareketler ve çevreler aynı zamanda cehalet çevreleridir ya da cehaletı sömürücü kuvvetlerin sömürdüğü çevrelerdir Tümünün de ortak hedefi, Cumhuriyet müesseselerını milli, devrimci, demokratik, lâyık ve sosyal temellerine saldırarak yıkmaktır. Hemen hepsı, din paravanası ardına ne kadar saklanırlarsa saklansınlar, siyasi'dirler. Cumhuriyeti yıkarlarsa. yerine neyi koyacaklardır? Gerçi hayallerınde bulanık, cahilâne kavramlardan örülü bir hilâfet ve saltanat örneği vardır. Fakat hiçbir mâkul sisieme dayanmazlar. Hattâ ne istediklerini bilmivenlerı de çoktur Bu fikirlerle devlet ıdaresi bir tarafa. bir kovun sürü'ü bıle güdülemez. 4 Gerıcı çevrelerin en şiddetli saldınlannı Uyiklik temelıne yönelttiklen pıeçhulumü»deS'l Lâyiklik, bizim için, bir medeniyet prensıpidır. Bu prensipin devamı Türkiyenin devamı, yasaması demektir. Türkiyenin yasaması için de bu çevrelerin yasamaması gerektir. Bunun için de, bir yandan sosyal yapımızın sakatlıklarından kurtulurken, bir vandan da Devletin devması gerekir. Devrimci kalmak istiye n idareci sınıfların (bu temuhalefetlerı de kapsar) rIm baş pdevı, hurafeleri ve Şarklı Kafa9 l n l sosyal hayatta hâkım kılm^fc istiyen çevreler karşısında enerjik bır yol izlemek, en azından Atatürk'ün Menemen Olayı karşısındaki tutumuna sahıp olmaktır. Bir fikrimizı tekrarlıyoruz: «Oy toplamak için dini istısmar politikasınm revaçta olduğu bır memlekette, lâyıklik prensipinın devrimci bir anlarnı olmak gerekir.» 5 trtıca olaylarının basıt bır tablosu bıle bize gösteriyor ki, geri çevreler ya da bunları sömürenler, baran tktidarlara karsı savaşmışlar. bazan da iktidarlarla bir olmuşlardır. tktidara gelmenin ve iktidarda kalmamn tılsımmı, bu kabil çevrelerin suyuna gitmekte bulan polıtikacılar. Türkiyenin siyasi hayatında. dün de bugün de, en çok raslanan tıplerdır. Bir müşahedemize sadık kalarak belirtelim, gerı çevrelerin desteğine dayanan hükümetler, sonunda bu çevrelerin dikte ettikleri bir siyasetı izleme zorunda kalmışlardır Kendilerini inkâr etmiş • lerdir I 6 Bu olayları ınceliyenlerın dikkatini çeken bir durum daha var. Her memlekette, din plinında karşılaşmalar, çatışmalar olur. Bu diyalog önce, din adamlan düzeyinde ortaya çıkar. Memleketimizde, her çeşidiyle, tslâmlığı sıp«r edınerek, siyasi hayata karışan tarikatlar, çevreler var Mehdilik iddialan, Vahyı temsilcilıkleri de bunlar arasında... Acaba bir Devlet müessesesı olan Diyanet tşleri Başkanlığı, ya da gerçek Müslüman lığı bılen kisiler ve çevreler niçın susarlar? Yoksa yeterli mi değiller? Bu garıp tutumları tasvıp mi ediyorlar? Yoksa eski tlmiye fiilî bir şekilde devam mı ediyor? 7 Ezell diyalog bugün de sürüp gidiyor. Çarpısan iki kadro... Bir yanda halkı Osmanlı düzeni içındekı uykusundan, Cumhuriyet boyunca da uyandır mamaJcistiyeyJer^. öte^jranda, uyam«ın temsilcileri, aydmlar.. Uyusukluk teşkilfrtlı, halk'la aralarında uçurum yok, onun içinde... Aydınlarsa, Ziya Gökalp v e Prens Sabahattin'in teshisleriyle, hâlâ halkm dışında... Ne veriyorlar halka? Hemen hiç. Bir şey verilmeyen insanlardan da, hJçbir şey istemeye I I 1 1 1 I I OLAYI SECİM KANUNU DOLAYISİYLE MECLİSTE TARTIŞMALAR Kemal Aydar ..„ KORİDOR .., S ~~ * ııımıııııımıııııııi!iımıııııııııııııııımııi£ FİKRET OTTAM E Genel tutumlarına bakınız . Türk toplumunda... Sağduyusuna guvenerek... Saygılarımla ..» İ S 5 5 z: 2 S Ş S S 5 5 s S S Ş S «MÜNEVVER BOLAK» Atatürk'ün kurduğu, yakın arkada?ı 82 yajındaki tsmet tnönü'nün ^= ^S ^S ^S ZZZ = ^= = = = = = UZUN LÂF V E de Genel Başkam bulunduğu Cutnhuriyet Halk Partisinin, Bahkesır GÖKAY... milletveklli 39 yaçındaki Aydın Bo .Uk'ı, bundan bjpyle «Münevver B c sözü uzatanlara kızıyordu, b"unu lak» diye anacağız ki kendisinin şöyle tanımladı: de hojnut kalacağını samyovuz. • Bazı insanlar vardır bunlar ısŞimdi bunun nedenlerini »Mühali kelâm olurlar. lyi değildir.» nevver Bolak» ın agziyle anlataCumhuriyet Halk Fırkasımn Balıkesir mebusu muhterem Münevver Bey, bina kiralan kanun lâyihasının Meclisi Mebusanda muzakeratı esnasında şöyle ifadei kelâm eyliyorlardı: «Zevatı muhtereme... Sıze niyabeten... Bendenizin (ikriyatı ile nasıl kullanabilirdi? «tktıdar askere giden ve vergisini veren vatandaşın oy hakkını çiğnemek» istiyordu. Bu hareket başka bir şekılde yorumlanamazdı. Ayrıca bu siçtemın, başka bir kanun tasarısı görüşülürken ortaya çıkarılması da tüzüğe aykırı idi. Bu siitemle ılgılı bir kanun teklifi komi«yonlardaydı. Komısyonlarda görüşmeden Meclıse getinp bır oldu bitti ha vası içinde geçirmek ne dereceye ka dar doğruydu. Bu tartışmalardan sonra tasarı MecSeçim Kanununu değiştiren kanun lısten geçti ama AP yöneticileri hafta tasarısı uzerindeki tartışmalar oldukiçinde iki toplantı yaparak. tasarı Seça sert geçti. Seçımlerin ekime bıranatoya gelince ne yapacaklannı dukılması ve Millî Artık sistemi uzerinşundüler. AP liler tasannın kanunlaşdeki tartışmalar, geçici komisyonda masına engel olmak için ellerinden partilerin ortaya koydukları görüşlergeldıklerı kadar Senatoda da çalışden ileri geçmedi. Ancak beklenmiyen maya azimli görünüyorlardı. bir konu olan «Birleşik Oy Pusulası» Bütçe Cnmhoriyet Senatosunda da tasarıya eklenınce yeni bir tartışBütçe Cumhuriyet Senatosunda göma konusu açılmış oldu. AP nin Mecruşülmeye basladı Senato her gece lısten çıkıp gitmesıyle sonuçlanan bu îaat sabahın birine kadar çalışarak tartışmada CHP ve küçük partiler, arkendisine avrılan az zaman içinde büt tık, seçimlerde yapılan oyunlara bir çeyi bitirmek için çaba gösteriyor. A son vermek gerektiğıni ileri sürüyorna>asaya göre başka kanun tasarıla lardı. Seçimlerin sadece gızli 05', açık rının aksine Bütçe Kanun Tasarısı sayımla yapılması yetmezdi. Oy satın once Cumhuriyet Senatosunda görüalmalar, muska gibi oyları koynuna şulmek zorunda. Son karar ise Millet koyup sandık başına gelmeler, karşı partınin oylarını toplayıp ya da sa Meclisinin tın alıp yok etmeler sona ermeliydi. Seçimler durüstlük içinde yapılacaksa oy üzerinde donen dolaplar da sona ermeliydi Bunu da •Rır)e?ik Oy Pusulası» sağlayacaktı AP ve MP ile birlikte CHP den Turhan Feyzıoğlu birleşik oy pusulasınuv kaxsısına çıktılar. Btınl8K"6U" sıstenniR işleyeceğine .ıpa^fiıaoriardi» Birleşik Oy Pusulası binlerce vatandasın oylarının geçer sayılmamasma sebep olacaktı. Birleşik Oy Pusulasının amacı okuma yazma bilmiyen vatandaşı seçimlerden uzaklaştırmaktan baska bir sey değildi. Bu kadar kansık bir sistemde vatanda= oyıınu 1 I I I I I I I I I 1 I I I I 1 I S ftlSIİLASI.. ..•. ' : Partileri birbirine katan kağıt parçosı «BİRLEŞİK OY PL'SVLASl» yüzünden Mecliste sert tartısmalar oldu, iki parti Meclisi terketti. Neydi bu «Birleşik Oy Pusulası» denilen şcy? Meclisce kabul edilen sistem şunlan getiriyordu. Bundan böy le her parti kendi oy pusulasını bastıramıyacaktı. Yüksek Seçim Kurulu bunu, üzerine alacaktı. Para hazırlanırken yapüdığı gibi özel bir hamurdan özel fllgranlı bir kâğıt hazırlanacak ve bunun üzerine partilerin oy pusulalan yanyana çelmek üwre bastınlacaktı. Yani bir seçim bölgesinde beş parti scçimlere iştirak ediyorsa, bes partinin 07 pusulası bir kâğıt üıerine bastınlacaktı. Her partiye diişen yerde en yukarda partinin i s » reti, onun altında partinin adının baş harfleri, onun altında ise adaylann adlan ve meslekleri yer alacaktı. Partinin işaretinin sağ yanında bir daire bırakılıyordu. Seçmen pusulayı sandık başkanından aldıktan sonra hücreye girecek, hücredeki bir damgayla, hangi partiye oy verecekse onun isaretinin sağ yanındaki daireye damgayı basacaktı. ^ ZZZZ SS SS ^S ~ = ^^ ^S S = 5 S £ 5 g S Ş birlikte mütalea etmemek l&zımdır... Kastı aşan fiil... Sarahatle ifsde edeyim, âmme efkânnda ehemmiyeti... Hâlen tatbikat cereyan etmektedir... tstisnaî bir devre için tecviz... Bertafsil... Rızayı tarafeyn... Beyan .. LSfzım ilâvesiyle bir tebeddülü... Bu esas içinde tekerrür eden a k i d l e r i n , rnüddeti Bu sırada tsmet Sezgin «Hocam» dedi, «Siz de az konuşmazsınız». Gökay güldü: »Eeee... Kabızı kelâm da iyi değildir! Bakın bir lâf vardır, ay nen not almaya çahştım, yatılış varsa bağışlar.a (KI ilmi fissudur li fissutur). yani, ilım göğüstedir satırda değil... Bu söt, kendisinı hiç konuşmadan âhm diye satanlar için söylenir.. » BALIKÇI VE HARİCİYECİ.. Koridorda bir hikâye: Dışişlerinde çalışan oğlunun 750 lıra aylık aldığını, oysa Sakarya caddesindeki bir balıkçı tezgâhtannın ayda 1000 lira kıvırdığını söyliyen bir milletvekiline mektup gelmiş balıkçı tezgâhtanndan. şöyle diyormuş : «Mebus bey, beyanatını gazetede okudum. Oğlunun, çok çalıştığı halde az para aldığını şikâyet edıyorsun. Hakhsın. Kimi çok çalısıyor, hakkını tam alamıyor, kimı hiç çalışmıyor hakkı olmadığı halde çok alıyor. Oğluna biraz para ver de hak yerini bulsun » SS SS ~~* *• ZIYA TERMEN panakkale Senatoru iıya lermen Vbu halta içinde Senato'da Başba Kanlık bütçesi dolayıstyle yaptığı konuş mayla şiddetli tartışmaların sebebi oldu. Senatör Çankm'da 1917 yılında dogmuştu. Gazi Eğitlm Enstitüsünden mezun olmuştu. Bir zamanlar güzel hikâyeler yazan senatör, daha sonra politikaya DP safiannda atılmış ve Dokuzuncu ve Onuncu dönem milletvekili olmuştu. Bır ara HUrriyet Partisi hareketine katıl mıştı. Daha sonra dedikodulu bir şekilde Vatan Cephesine geçmişti. 27 Mayıs'tan sonra kendi ozel işle rıne devam etmiş ve gene kendi ifadesine göre turistik tesisler için hükümetten bır milyon liralık bir kredi almıştı. EET SS Ş akdin...» s S cüslubu beyan ayniyle insandır» diye boşa dememişler!. ^ | İNÖNÜ'DEN... 82 yaşındaki Başbakan ve CHP Genel Başkam tsmet tnönü'den de bazı deyımler: «Nasıl veriralı ve aydınlık... Tezine değinilmi?tir... Beş Yıllık Kalkınma P\ânımn öngordüğü... Bütun konular vanında. özellikle E Z = = E Ş2; E SS ~ ^^Z. == riıııııınıııııııı ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı Meclıs : 172 Senato : 78 Toplam : 250 Meclıs Senato Toplam r. Meclıs : 22 Senato : 9 Toplam : 31 Meclis Senato Toplam Mechs : 13 Senato : 4 Toplam : 17 S.D.P. Bağımsıı Meclis : Meclis Senato : 1 Senato Toplam : 1 Toplam 20 40 60 AEG alarak bu mutluluğu tamamlayınız... Bayram... Neş'e, Sevinç ve Saadet demektir... Bayramda, yuvanıza bir Bu hafta bağimstz Senatörler Sabahattin Orhon ve Cemal Tarlan, bağımsu milletvekilleri Alâaddin Eriş ve Kemal Kaya AP ye leçmislerdir lllllll P»ris malı fevkalâde mobilya. yeni elektrik eihazları, kıymetli bihlo tablo. avize ve Çin haiılariyle fevktlâde esya llllllll MÜZAYEDESİ 31 Ocak 1965 PAZAR günü saat 10 da, MAÇKA Sılâhhane Cad. No. 35, MAÇKA PALAS Kapı 4. D. 10 (2 nci kat). MOBİLÎALAR: Hakiki Paris malı Rönesans eşine ender raslanır güzellikte yemek odası takımı. yine Paris malı Pelesenk Lui Filip 4 koltuk ve 4 sandalyeden mürekkep Velur dö Jen kumaş kaph salon takımı. Bombe Camlı vernı marten vıtrm, Parıs maİı marketerı, bombe. sımdiye kadar çok az tesadüf edilmis bır arada komod sekreter. valdızlı salon takımı marketerı. orta masası, yaldızlı yan masası. ayrıca Holânda orta ve sıgara masaları, genç odnsı takımı, Galbe tertemiz ve komple yatak odası takımı, 2 ve 4 fcapıh dolaplar. portmanto, v.s v s.. BİBLO VE TABLOLAR : Saks. Kapo Dı Monte, Vıyana, Porselen Dö Pari Biblolar, Tophane lüle eserler. bohem vazolar, minelo dürbün, tsmail Hakkı, Mülâzim Halıl ve Hayri Çizel'in tabloları, ayrıca tablolar. fildişi minyatürler.. ELEKTRİKLİ EV CtHAZLARI: Admıral yeni buzdolabı, Phi[ips orijınal möblelı RadyoPikap Westinghouse otomatik çamaşır makinesi. Elna komple dikı? makinesı. HAL1 VE DEGERLİ SAİR EŞVA: 2 adet gayet güzel Çın halısı, Kars ve eskı Kayseri yo! halısı ve seccadeler, bronz mıneli bir'çift samdan bronz, C H Veeck ım/alı harika heykel, büyük ve yeni havagazı fırın ocak, Portekiz ve Blö Blan duvar tabakları, Magic Cheef bornlu petrol sobası, turall aynalar, bronz ve kristal puar avıze krıstal, harika antre lâmbası, Fer Forge avize ve aplikler, 33 devir klâsik plâk koleksiyonu. BKHAR Tarlabaşı Cad. No. 4« • Tel: 41 44 38 (İlancılık: 4814/1303) Ticaret Bakanhğı tçticaret Genel Müdürlüğünden 7397 sayılı Sigorta Şirketlermın Murakabesi hakkındakı kanun hükümleri uyarınca, Turkiye dahilinde hayat sigorta branşında çalışmak üzere ruhsatname almış bulunan, tstanbul Bahçekapı Germanya Han No. 34 de mu kim «Lö Feniks Espanyol Hayat Sigorta Sirketi» bu defa Bakanhğımıza müracaatla Türkiyedeki muamelâtını tasfiye edeceğini bildirmıştir. K^yfiyet 7397 sayılı kanun hükümleri uyarınca ılân olunur. (Basın 1408) . 1264 TURİZM MEVSİMİ YAKLAŞIYOR Eski Eserlerin Etrafını Güzellestiriniz lyi Ahlak Derneği ILAN Şırketimizin Hıssedarlar Umumî Heyetı 25 Mart 1965 tarıhine raslayan Perşembe günü saat 11.00 de Karaköy'de Şark Hanının 4 üncü katındaki merkezimizde toplanacağından, Sayın HUsedarlarımızı bu toplantıya davet eyleriz. G CN D E M : 1 Idare Meclisi ve Murakıp raporlannın okunması, 2 1964 hesap senesine ait bilânço ile kâr ve zarar hesaplarının tasdikı, 3 Geçen hesap devresi içinde vazıfe gören îdare Meclisi üyelerinin ve murakıpların ibrâsı, 4 1964 senesi neticesine ait tekliflerın tetkik ve kabulü, 5 1964 hesap devresi için tdare Meclisi üyelerinin huzur haklariyle murakıplara verilecek ücretin tesbiti, 6 1965 bilânçosunun tasdikine kadar vazife görecek îdare Meclisi üyeleriyle Murakıpların seçilmesi, 7 tdare Meclisi üyeleriyle Müdüriyete, Ticaret Kanununun 334 ve 335 inci maddelerinde derpiş edilen mezuniyetlerin itasına karar verilmesi. I. Şirketin esas mukavelenamesı gereğince Umuml Heyet toplantısına iştirik edecek hissedarların asaleten veya bilvekMe hâmil oldukları senetleri, toplantı tarihinden en az on gün önce şirket veznesine veya tstanbul'daki bankalardan birisine vermeleri ve alacakları makbuzu şirketimize ibraz etmeleri muktazidir. II. Kâr ve zarar hesabı, bilânço, yıllık rapor ve umuml muamelât neticesi hakkındaki tekliflerle murakıplar tarafından verilen rapor, Ticaret Kanununun 362 nci maddesi gereğince, sirketimiz merkezinde 8 Mart 1965 tarihinden itibaren hisse sahiplerinin tetkikine âmade tutulacaktır. ÎDARE MECLlSt ŞARK SİGORTA TURK ANONİM ŞİRKETİ 73.13,40,70,80,90 Gümıük tarife numaralı A I D İthil müssdelert alrnır. Muracaat: Tel: 44 75 83 1 \ liincüık 47811300 lhtiyacınıza göre 3 ayrı boyda AEG buzdolabı mevcuttur 10,2 Ayak 7 Ayak 5,5 Ayak GRÜNBERG TİCARET A. Ş . lıtantal Rızapas» Xok«su KiUt H«n (tUaoıhk: 4I1I/U01) Üâncüık: 4780/1281
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle