Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
UOKT KiıııifiınıııııniHi»m«tntınıımtiiı«nnınmıınınMiHMHitMmNiiMM*»mnNnmumiMNm<mNNtiiıııifmıt: CUMHURtYET 14 Eylul 1964 ^^^^^  Böyledir, çelebi Yazan: Hamdi Yaroğla Kıral olmak kolay mı? Külfetli iştir, kırallık. Hele yeryüzünde sahici kıral diye bir şey kalmadığı, kıral demek, eskisi gibi taç ve taht demek değil, milyonlar ve milyarlar demek olduğu bu devirde. Milletlerin başındaki kırallar parmakla sayılacak kadar azaldığı daha da kuvvetli kişilerdir. Bir bakıma naylon kıral, ama olsun, kıral ya! Sahici kırallann bazan siyaset, bazao askerlik alanlarında yenilmeleri gibi, bunlann da hukümleri altında bulunan para ülkesinde yenildikleri olmuyor değil. Ama ne olursa olsun, teneke kı GELISI GUZEU Cumhuriyet ^Okurlardan I Şefin otoriUsinSen yohun haîmca Bucak itçesinde nurcular işi azıttı Burdurdan adı ve adresi mabfuz bir okuyucumuz yazıyor: «Türkiyenin ber tarafında geli sen nurculuk ve gericilik şehrimizde de azjtmaya başlamıştır. İşte bir örnek: tlimize 45 kilo tnetre mesafede bulunan ve ı0 binden fazla bir nüfusa sahip olan BucaK ilçesüıdetd halkın çoğunu gerici ve nurcular teştdl etmekLedLr. Bu Uçede gazete, roman ve mecmuadan fazla Saidi Nursinln (Nur) risaliyeleri okunmaktadır Nurcular oir .Tiahallede ev kiraUyarak «sözde» gizli olarak faaliyet yapmakta ve bu evi tekke haline getirmektedirler. Ba tekked» en fazla raasum kimselerle gençler zehirlenmektedir. Nurcular dünyada her şeyi günah sayarak yalnız okuduklan kitaba inanmış kimselerdir. Uçede çarşı ortasında bilhassa propagandasını esirgemiyeD 3 nurcu şapka giymeyi ceket ve eömlegin yakab olmasını günah saydıklan için bunlan bıçakla kesip giymeğe başlamışlar dır. Diğer taraftan Nurculuk kis«resine bflıünerek bazı hocalar b > le insanlık dışı hareket etmeğe başlamışlardır. tlçede henflz vası virmi beşi veni geçen bir camı nin hocası dükkânına çağırdıtı altı ve on vaşlan arasındaki kız çocuıdarına sarkıntüık vaparkeu yakalanmıştır. Hocanın bn hareketi bir vatandaş tarafmdan müftü vekiline ihbar edildiği zaman aldıği cevap şu olmuştur: «biz hocalar birbirimizin hakkını korumafa namus sözü verdik.» Gvet hocalık ve nurculuk klsvesine bürünen ba şahıslar her melaneti yaptıktap sonra birbirlerini korumak için namus sörü vermisler. Vermişler va bunlar dotnı vaptıklan işlerde değil aykın hareketleri için birbirlerini korutnak için. Şapka giymenin günah olduğu na inanan nurcu tayfalan ancak şapkalann ön siperlerini kooar dıktan sonra giymege veyahutta sac ve bas taramasını bilmedikleri için bir papaz halinde gezmeii tercih etmektedirler. Bu nurculara hiç bir takibat vapılmadıği için Uçede bazı ileıi çörüslü ve kendi partilerindeıı bulunan vatandaşlar ba hareketlerine mani olmak istemekteyseler de bunlar «nasıl olsa hükıitnet bizim olacak» gayesi ile volu rına devam etmektedirler. Evrt: vine kendi partisinden olan v? aynı partinin saflarında çalışmalannı ilerleten bu ahlâk dışı hareket eden hoca bir vazıhane»e çekilerek lâyık olduğu sopa atılmışsa da vine bildiçinden kalma maktadır. Horanın bu hareketi ve nurculann aşikâr davranışlan halkımızı üzmektedir. Acaba ileililerin bu hareketleri önlemesi mumkün değil midtth r yi yaptığımız halde bütün haklardan yoksun olarak vazife görmek bizleri üzmektedir. Muvakkat öğretmenlere mesleKte kalabilmek için haklar tanıv masını ve eğitün ödeneği verılmesini saygUarunızla a n rallığından, paçavra kırallığına kadar bütün pestenkerani ulkeler yine de bir kıralın elinde. Her ne hal ıse, işte bu kırallardan bir tanesi bu günlerde tstanbula gelmiş. Ingılterenin otel ve azino kıralı imiş diye bir rıvayet var. Gazetelere akseden bir habere göre, bu kıral, bir gece, Beyoğlundaki pavyonlardan bırine gıtmış. tngılterede otel kıralı varsa, bızde de pavyon kıralları vardır. Bızim paviyon kıralı, o yabancı kırahn .kendi ülkesine girdiğini gorünce, stratejık damarı tutmuş olaak ki, kendi ülkesinin daha kuv'etli olduğunu göstermek için heBu durumda ne yapmalı idi men harekete geçmiş. Halk Partisl? Peker'in etrafında toplanan aHamama giren terler, demişler şınlarla 35 lerin temsıl ettiğı Bızim pavyonların da hamamdan üımlılar arasmda gittikçe kızışan arkı yoktur Hele sahibinın elinbir savas başladı. Yürekten bir de bir turıstik belge varsa. hamam. Atatürkçü bilinen Peker, yazık ki pavyonun yanında, terletmek bagövdesi kadar oturaklı bir devlet kımından hiç kalır. adamı değildi. Çabuk parlıyor, Bırgırdiniz mı öylesıne terlersıçabuk sönüyor, gerçek eğilimleri Z nız, terledıkçe öylesine soyunursuni olduğu gibi belirtemiyordu : nuz ki daha doğrusu öylesine terSık sık kuUandığı kendi deyimı z etırler, öylesine soyarlar kı gırile bir sonınu «genişliğine ve de Z dığinize gireceğınize bin kere pışrinliğine» açmakta da güçlük çe Z SOLDAN SAĞA: kiyordu çoğu zaman. Devrim il E 1 Blr yerden başka yere kolaycm man olursunuz. keleri çerçevesi içinde fikir öz E Gazinolar ve oteller kırahnı da. götürülebllen esyava gürlüğüne değer verdiğine emi = Piyangodan çıkan böyle denlllr. bir $ışe viskı ve bir şışe şampanya 2 en kuçuk lknim. Fakât böyle bir özgürlük E ramlyeler (çogul). 3 Kruçefln ote le buram buram terletmışler, sonortamının yurdumuzda nasıl ku E kl adı. blr harfln okunusu. 4 Terra serınlemesı ıçın olacak, soyup nılabileceğine dair bir bildiğı var ; sJ «mUkemmel andlasma» m&nasına oçana çevırmı^ler mı idi, söyliyemem. Inönü bütün Ikl kellmedlr S Kuzey Avnıp» Bu terleme ve soyunma, adamcaagırlığı ile otuzbeşlere doğru ka E memlekMlerlnden blrlnln baskentlnln yınca Peker savaşı kaybetti ve Edörtt* Ikisl. «yayla çekllen sllâhı fır ;ıza iki bin üç yüz liraya mal ol1947 yılının eylül başlarında isti Z latan» karsılıgı tkl SOÜ. 8 Denlzlerfayı basıp koşesine çekildı. İnö Edekl yükselme harpketl, her hangl blr Parantez içinde söyleyelim, bu tu ristik belge acaip bir şeydır. nü'nün üstünlüğunü tartışmasız E bareketl lcra <eskl terlm). 7 Ce»kabul ediyor, onun destekledıği Z rlllnc* «slyaha boyanmıs küçOk çap Sözde, senelerden beri içine balık gece eğlentl yerl» manasına gekimselerle hiç bir zaman çatışma Etakl 8 Terel nefes darhŞı hastalı ama daldığımız turizm endüstrisiC.HP. hesabına da, memleket nHlllflllf HpVİOtİ llr. U R U R haline düşmek istemiyeceğini sak E gıdır, c*"rlllnce «blrşey satmayı mes nin yağ gibi sessiz sedasız kayan hesabına da daha yararh sayıla UCV.Cll lamıyordu. Bu itibarla birdenb; E Irk edlnmlş felşl» olur. 9 Blr erkek çarklarından biri. Kaymıyor da debilirdı. Bu takdirde yurdumuz ğil hani. Öylesine sessiz sedasız işBunlan o zaman uzaktan uza re böyle silkilip atılıvermek pek adı, Güney Afrlkada btr bölge dakl bütün Atatürkçü kadrolann ğa sezenlerimiz hiç yoktu diye ağnna dokundu. Parti arkadaşla E iyor ki, dişlilerinin arasına sıkışan olanca güçleriyle C.H.P. yi des uristin gık diyecek hali kalmıyor meyiz. Fakat, doğnısu tehlikeyi n tarafmdan bütün başansızlık E Yt!KARrD*ıN AŞAĞrTA: tekliyeceklenne şuphe yoktu. Dış bütun çıplaklıgı ile gorüp de hay lann tek sebebi o imış gibi gös ~ 1 flabnede dllslz oyunu oynama Zahir. tngiliz otel ve gaıino kıratemslll. 2 Teral Kuaey Amerlkanın politika kaygularlyle baztrlıksız kıran bemen kimse çıkmıyordu terilraesine de aynca gücenmışti E en üst kısmında yafiyanlardandır. be. ma, bizim icadımız olan bu makinenin nasıl müfcemme) i^ledtfmi davranıldıgı için ne öylesi, ne de ortaya. «Hukuk devleti» formülü den b&reketleri gnıptınun tkl başı. [östermek *e ileride"* açnıak rtiyeboylesi yapılamadı. San Francis sihirll bir lamba gibi bütun göz 3 Salatası yapılan blr çeşlt ot, tinde olduğu gazıno ve otellerde ay co'nun gölgesine bağlı kalındığı leri büyülüyordu. Bu Iambanm çevrlllnee «terazlye koyup ağırUginı sürece her halde yapılamazdı da. ışığı C.H P saflanna kadar uzananla!> anlamma gellr. 4 Blr grup nı makineyi işletmesini kolaylaştırmak için olacak, tatbikatı kendi üdı. Bir takım genç milletvekille Açtığı hukuk devleti kampan C.H.P. üımlılar kanadı Peker*i Ekumarbadar taraımdan kurulmuş saf zerinde gösterüdikten sonra, kıral yasında C.H.P. iktldannı tehlikeli ri, antidemokratik mevzuat ko yenince hükümet kurma görevi E klşllerl tuzağa düşürme toplulugu bunun ne mene belge ve ne biçım nusunda parti hükümetine karşı Uktn Hasan Sakaya, daha sonra E (milletlerarası blr kellme). 5 Bey urizm olduğunu sormuş. bir şekilde zorlıyan DP. muha gir kovuşturma cephe almak lüzumunu duydular lefeti, devrimler konusunda ya da Şemsettin Günaltay'a verildi Z lşl> m&nasına lki Her müşterinin başında, o müştepılan tâvizlere hiç ses çıkarmı Bu kanunlar ayıklanmah, hattâ Birincısi bir yıldan biraz eksık, Z soz. 6 Cevrtri kıral olmasa bile, birkaç hayali yor, hattâ bıyık altından kıs kıs Anayasa yeni baştan gözden geçı ikıncısi de biraz fazla iş başında E llnce cadam agörmeğe alışık olan pavyon mustah nlmeli, yenı bir seçım kanunu kalan bu hükümetlertn başlıca z kılli kavra V gülüyordu Köy enstitüleri mü e demleri, eğlence paviyonuna giren karakteri 1950 seçimleri havasına z llerlye dognı hazırlanmali idi. Hukumet soru essesesi sarsılıyormuş, lâikllk il her kosomatörun oradan mutlaka karşılığı memleketi hazırlamak oldu, diye E sür>> kesi okullarda baltalanıyormuş, munu sırtında taşıyan Recep Pehastahane paviyonundan çıkar gibi biliriz. Devrimlerden verdıği tâ S Ikl sözlü blr eogretim birliği zedeleniyormuş, ker, devrım ilkelerine bağlı ol bitik bir halde aynlmasmı şart bel Z mlr bellrir. 7 9 g ^izlerle umduğu sonucu elde e bunlann iktidara bir güç katmı makla beraber, kendi kabinesın edikleri için, terlettikleri ksralın ~ tdare bolfSmlerlyacağını muhalefet yakından bi dekı Mıllî Eğıtım Bakamnın köy demiyen iktıdar nihayet muhale Z JMKO inıiırır.ınır bu gafletine belki üstelik gulmüşliyordu. Seçimleri kazandığı za enstitülerini kuşa benzetmesine fetin istekleri önünde de adım a 5 mlzden, fırlatma '> hallprtllmi» SP">H erdir de. suretlyle. 8 man kendisi daha fazlasını yap ses çıkarmamış, okullara dın dım gerılemek zorunda kalıyor Z Eskl devlrdekl örtenlerltnlzden, kalın Halbuki, kendi diline tercümesine du (Arkası var) Z ve kaba kumaslardan. 9 Zevk »e bile lüzum olmayacak kadar veciz maya kararlı idi. Pakat ustaca dersleri konmasma ran olmuş (2 bir beyitimizle durumu ona pekâlâ •.ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiMiiMiıııııııııııııııııııııııııııtıtııııııııııııııııııııııııiMiıııı' rlcl panltL anlatabilirlerdi: Toplanıp ehl'i havâ her biri bir Geurges Obnet'ls rumanınsâz çalar, PARİSİN KİRAL1 49 daD ıktıbas edllmtştlT Çelebi böyle olur bizde de konser dediğin! îktidara gelirse D.P. se bir taktikle bu kararını basından çimlerin dürtlstlüğünü saglıya ve aydonlardan saklıyordu. Ö cak, başını ezen baskılan kal nemli olan, bir kere seçimleri dıracak, Cumhurbaşkanhğı ma kazanmak, yurt kaderini ele almaktı. Kazasız, belâsız varmalı kamırun partilerüstü tarafsız du rumunu gerçekleştirecek, idare idi bu hedefe. Bu da ancak iküâmirlerinin partizanca davranış darı dürüst seçırrüere zorlamakla lanna son verecek, Anayasaya mumkün olabılirdi. Devrimler aykın ne kadar antidemokratik konusunda ileri geri tartışmalara kanun varsa hepsinı değıştıre yol açılırsa durum çıkmaza girebüir, butun umutlar yıkılabilir. cekti. di. Bu Gİoganlar gerek başında, gerek kamu oyunda geniş yankılar buluyor, D.P. ye buyük kaBununla beraber unutmıyalım zançlar sağlıyordu. O kadar ki saflarında zaman zaman başgos kı bu tutum da önceden hesapteren çatlamalara ve ayrılmalara lanmış bir plâna dayanıyor derağmen Demokrat Parti bir çığ ğıldi. Eski devirde tek partınin gibi büyüyordu. Mıllet Partisinin kanatlan altındatoplandığınıgörkuruluşu, hattâ Mareşal Çakma duğumüz çeşıtli inanç sahipleri ğın Demokratlara küsup tanhsel şımdı gelışi güzel oraya buraya kişUiğini bütün ağırlığı ile mıl dağılıyorlardı. Şefin bağlayıa oletçilere dayaması bile birinci toritesinden yoksun kal an slyasal ler üzerinde hiç bir etki yapma kadromuz, tek hücreli ükel bir dı. Demir kır at başını almış, A yaratık gibi bölünmeye başlamış nadolu bozkırlannda dolu dizgin tı. Bolünen parçalar arasmda gö ıktidar dağına tırmanıyordu. ze çarpar ayncalıklar bulmak güçtü. Iktidar da, muhalefet de güttükleri politikayı el yordamı ile ve iç gudülerınin etkisi altında, günü günune ayarlamaya çalışıyorlardı. Demokrat Parti safBu şartlar altında C.HP. he larmda Atatürk ılkelerine yüreksabma kadere boyun eğmekten ten bağlı olanlar bulundugu gibi, gayri yapacak pek bir şey kal devrimlere uluorta saldırmayı mamıştı. Daha başlangıçta dev vakitsiz. gereksiz ve henüz tehlirim ilkeleri ile sınırh olarak, o keli görenler de vardı. Alt basa ılkelerin zedelenmesini önleyici maklarda yerleşen gerıcıler daha her türlü kanuni tedbirler alın serbest davranıyorlar. daha çok dıktan sonra yönetilenlerin yöne taraftar topluyorlardı partiye. Bu tenler üzerinde kontrolunu sağlı konuda C.H.P. nin muhaleletle yacak dürüst seçimlere gidilse ve yanşmasına imkân yoktu. Kuru politika tartışmalan gerçek yurt luş düzenüıi Atatürk devrimlerinçıkarlarınuı kaynaştığı yörünge den alan bu partlnin alt basamak ye oturtulabilse idi, belki yurdu görevlileri koy köy dolaşıp goymuzda olumlu bir halk yönetimi goyculuk yapamazlardı. Yapsalar nin temelleri atümış olurdu. Bu da kandıramazlardı kimseyi. Bu düşunülmediğine göre, hiç bir itibarla yukandan verilen tâviz ard niyete bağlanmaksızın, ikti ler geroekte ne C.H.P. ye yarar dan kaybetmeyi önceden kabul sağlıyor, ne de fikir özgürlüğüne lenerek, devnm ilkelerıni gere değer veren samiml Demokratkirse muhalefette de savunacağı lan güçlendiriyordu Kazanan danı açıkça soylemek, muhalefete ha ziyade Atatürk düşmam geride rahat rahat devnm düsmanlı ciler oluyordu. ğı yapabilme olanaklannı vermek Siyasi kadro lek hiicreli ilkel bir yaralık gibi bölünmeye başladı Adalet cevap Bakanından bekliyorum Temmuz 1947), yine de muhalefete şirin görünememişti. Zaten muhalefet bu gibi konularla ya kından ilgilenmiyordu. Halk ço gunluğunun kendinden yana olduğunu biüyordu o. Seçimleri kazanabilmesi için iktidann golge etmemesı yeterdi. Kanuni engeller kaldınlsın, muhalefete de eşit koşullar altında çahşmak o lanağı sağlansındı. Başka ihsan Z istedıği yoktu. : Haklı bulmamak güçtü bu istekleri. Baskı yaparak muhalefe 2 ti sindirme, tâviz vererek oy top E lama politikasından memlekete ; hayır gelmiyeceği besbelli idi. C.Ş H.P. nin bütün fedakârlıklan bo Z sa gidlyordu. 1946 seçimlerınde Z kendi listelerinden aday göster mek istiyecek kadar tnönü'ye saygıü olan muhalıfler şımdı açıkça ona da dil uzatabiliyorlardı. Bu yüzden hakkında kovuş turma açılaıüann sayısı zamanla kabarıyordu. Kandilli böfgesine bir çocuk doktoru verilemez mi ? Ereğli kömür işletmesinde maden isçisi bir okuyucumus vazj yor: «Biz Kandilli ışçilerinin çocuk lanna yazık d"4il mi? ZongulrUK kömür işleımesinin birbirinden 50 kilometr« uzaklığındaki ki bölgesinden merkezde üç vocuk hastaiıklan doktoru olduğu iıalde, Kandilli bölgesinieki binıer ce çocuk için bu imkân sağlan mıyor. Soğıik kış günlerinde aznk olan merkeze çocuklarunızı götdrüp orada sefll otmakta ve çün lerce yevmivelerimizden olmafc tayu Bu üç ioktordan birisi nedcn Kandilliye verilmez? Biz btı işletmenin üvey evlâdı mıyu? B'.ı suallerin cevaplannın verilnıe») için muhterem çazetenizin aracıbğuıı rica ederiz.» nıspette, onların yerini alan yeni kırallar, ehmi sallasam ellısi, başımı sallasam sırma tellısi denılecek derecede çoğaldı. Hem bunlar. kadir kıymet bilmiyen ınsanlara hükmedecekleri yerde, milyonlara ve milyarlara kumanda ettıkleri için, ötekilerden 8ULMAGA Yapacak bir şey ka.mamıştı Peker savaşı kaybetti 1 ".3456 7 8 9 Kandilli Kız Lisesi Müdürünün cevabı Kandiüi Kız Lisesi MOdflründen şu mektı ba aldık «Gazetenizin şikâyet sütunund» obulumuz hakkında yazüan satırlan üzüleıeh okudum. Yalnız şu kadar soylemek Isterim ki: her okulda her Sğrenci bir tmtihan devresi için bir dpf4va mahsus >Imak üzere böyle küçük değerdeki ucreti ödemektedir. Bu, n Kandilli lisesine mahsus bir harokettir ne de mubalatalandmlarah yazıldığı şekilde <1tvranısta bulunulmuştur. SaygıUrımla.» Resmıye BOYSAN Kandilli Kız Usesi Md. Kötü kadınların saçı kesilebilir mi? Hüseyin Köylüoglu /azıvor: tzmirde kötü volda olan kadınların polis tarafmdan saclarının kesildiğinı gazeteler yazmıştı. Demokrusiye ve yeni 4nayasam] za inanmış bir vatandaş olarak, bu olayın; gerek gazetelerce. gtrekse hükümetçe tepkiyle karşıla nacağını ummus ve bekJemiştlm. Göruyoruz ki hiç ses çıkaran yok, galiba olmıyacak da Potisin ba işlemi iki noktadan suç teşkil ettnektedir: 1 Kötü volda olduğu iddia edi len iki kadının (?', jndi daha da co ğalmış olabilir.) Saçlan kesilrrek maddi bir ce/? lerilmistir Bu cezayı veren, ııvçulayaıı polistir. Po lisin bu tasarrufu tamamen mes ntsizdir kan msuzdur Adalete nıüdahaledı 1 Bir insanın saclarının, hem de varşılarımamıs bir insanın saç lannın kesilnıesi insan havsiyetine yakışmayan bir cezadır. Yeni Anayasamız 14 maddesinde: «tnsan haysi>etivl< bağdaşınıjan Ceza konularaaz» der. Bu duruma göre İzmirde polis Anayasayı da ihlâl etmiş bulunmaktaJır. Bütün bunlara zöz vumulacafc mı?» Sangöl ılçesl Konak mahslle•inden Hflscyın Zeybekoğlo ya«yor: «Sarıgol Adliyesine, sabibi bolunduğum bınamı «eneiığı hJKM lira olmak Üıere kiraya verdim ve 1/3/964 tanbinden başlamak üzere mokavele vaptım. Adlıyenin bâlen oturmakU olduto binanın sahibi bnlanan Belediye Baskanı, bn işı dnlemek oıere bizıat Ankarsya kadar gitmı» ve A.P mıiletvekilleri ve Bakanlığın baıı kademeleri ile temasa geçereb ba ışi baltalamaya çalışmıctır. Büyâk maıraflar sarfederek tadilât yaptıfım ve adliye gırecek diye sadece üst katında İMO lira senelik ıcarla oturan maliyeyi de rica ile çıkarttıgıtn binamın tatulmasını beklerkrn iş aylarca •ürüncemede bırakılmif ve nihayet Bakanlık tarafmdan çekilen bir telgrafla. Belediyenin sahibi oulnndaga binanın ek yapılmak suretile tekrar tutulması bildirilmiştir. Belediye reisinin vadinin yerine getirilmesi ve binaya ek yapılması bildlrildiğinde reis buna yanaşmamış ve ek vapamıyacağını açıkca belirtmistir Ba durum karsısında belediye reisinin ortaya çıkardığı akıaklıkların ve üzücü olaylann acaba bangisini ele slalım Vatandasın binlerce lira zarara *oknlmasına ve aylarca peıişan bırakılmasını mı? Sarıgöl adlivesinin aylarca tedirgin bırakılmasına mı? SJtmdı ne olaeak? Meselenin esa» noktasını ıste ba <a£l teşkir etmektrdlr Gelen emir ek yapılmak soreMle mnkavi'lenin yapılraasını amirdır. Brledıye reisi ıse ek yapılmıyaeafını açıkea belirtmektedir. Yapılan bBtfin ba asnlsfl* hareketleri aksettirdijhm ve hiç bir cevap alamadıtım sayın Adalet Bakanı meydana çele ba çapraşıh mesele hakkında acaba ne gibi isleme tevessül edecektir Uçramts nldnğnm nırarlar ne olacaktır? Belediye reisi hakkında herhanfi bir tşleme geçilecekmidir. Bütün bo nedenlerin açıklanmasını bir vatandaş olarak bekliyorum* 7 yıllık sıkı yönetim İ Muvakkat öğretmenler pğitim ödeneği istiyor Fethiveden 10 muvakkat öğnt^ men yazıvor: «232 savılı Kanunla açılan mıı vakkat öjretmen kursunu başar<trak öçretmenlik mesleçinde vazife (förmekteyiz. muvakkat öğr'"»menlere meslekte üvey evlât Tibı bakıldığı, terfi hakkı tanınmadığı, kadro karşılığı bir ücretle a Iıştınldığı ve bu müddetin de •lr Istikbal earantisi teşkil etmedisi, 15 sene ıribi bir müddet olduğu malumdur. Bu şartlar dahilin<1e dahi meslekte başanlı olabilmh için cahşan bizlere eğitim ödene*" verilmemiştir. \vni şartlar altında avnı mesıı Bozı Bankatarın yeni bir icadı, istihbarat ücreti A i ve adresi mahfuz bir okn c< vucumur vazıyor: cPıyasamızın içinde bulundufcu para sıkıntısı cümlece malumdur Banka faiz tıadlerinin indirilmesı için uğraşilırken. aldıklan faizle de vetinmeyen bazı tnilli banka la ronız, iskonto için teminat hesaplanna vrilen müşteri senetlenn den 30 ilâ 50 lira arasmda ISTtH EARA1 t'CRETt namı altında *+• nı icat bir masraf tahakkuk ettlrmektedirler Bu kervana katılanlar arasmda maalesef büyük bankalar da bulunmaktadır Maiiye ve Ticaret Bakanlıklannın Mkkatin< çekmenizi rica ederim. Savçılanmla.» KORKU SflDTLERI Frances ve Rıchard Lockridge Nathan Shapiro lâfa karıştı La baroa de Sauvelys, Velasqaez sokağmda, sirin bir binanın, Monceau parkına bafean rerain katında oturuyordu. Orada sâkin bir hayat sürüyor, işlerine ihtiyar emektar hizmetkârlar bakıyordu. Yasayışı, Parisin bütün zevklerinden, bildiği gibi faydalanan artistçe bir bekâr erkek yaşayıjı idi. Matmaıcl Marechal hemcn her gün onu görmeğe geliyordu; birlikte, akıllarının estiği yerlere, monden loplantılara, sergilere, konserlere, Boologne ormaıuna, mağazalara gidiyorlardı. Biriblrlerinden çok hoslandıklan için hallerinden memnundular. O gün yaya olarak sokağa çıkmaja hanrIanıyorlardı. Matmazel Marechai'in arabası, istedikleri zaman binebllmeleri için, arkalann dan gelecekti. Madam de Sanvelys şapkasmı gijTneğe hazırlamrken oda hizmetçisi tuvalet odasuıa girdi: • Madam, dedi, dük de Diemstein geldi.» « Jean mı? Acaip jey! Ne istiyor acaba? Şimdi de ziyaretler mi başladL Şekerim, salona gidip kendisini kar?ılar mısina? Bir dakika sonra ben de geliyonım .. Mantona zu çıkarmayın, sokağa çıkmak üzere olduğnmıuu Matmazel Marechal salona girtnce, Hienart'ı, bir masa iistünde duran antika bir bronz heykeldği, evire çevire merakla moayene ederken bnldu. Elini uzatarak: • Günajdm, aziz üstat, dedi, Madam de Sauvelys de şimdi geliyor. Bu heykelcik çok cici şey, degil mi? Babamın, Korentte, yapmayı üzerine aldığı kazılarda bulunanlardan biri.» • Demek ki arkeoloji ile meşgulsünüz, öyle mi?» • Ben mi? Yok canım. Doğrusunu söyliyeyim, bn ıvır zıvir seyieri çok çirkin buluyorum.» (Arkası var) 4O 14 Eylul 1925 tarihli Cumhuriyet'ten lâfa karıştı. «Zıra esas vasıyetna 23 Bernard Simmons o kızıl saçlı menın bir kopyasını ofıstekı kasa başını yandan yana sallıyarak, ia buldum!» görunüşe gore amcasının hazırladığı bu yeni vasıyetname senın kuş beyinli tazenın koşuna gıtmemış,» Bernard Simmons, «Inşallah kadiye fikir yürüttü. «İş ışten geç sayı kınp açmak zorunda filân kal meden amcasının icabına bakmaya madın ya?» dedi karar vermiş. öyle görünüyor, de «Yoo. Şıfre yazı masasının üst ğıl mi?» gozunde duruyordu » John Stein, «Öyle görünüyor,» dı Simmons «Şu ınsanlar ne tuhafye cevap verdı. tır!» diye fıkır yürüttü «Gizlı tut Simmons yüzünde gülümsemeye mak ıstedikleri şeylen en tahmın benzer bir ifadeyle, «yaramaz kız': edılebılecek yerlere gızlerler!» diye söylendi. «Acaba esas vasiyet John Stem. «Şımdı felsefe vurüt namedeki 6. paraçraf nasıldı?» meyi bırakalım da vasiyetnamede John Stein, «Bunu bılmıvecek kı şu 6 paragrafa bakahm.» dedi ne var?» diye omuz silktı. «Amca Altıncı paragraf, Alexander Hart sı servetının çoğunu sevgili veğenı ley'ın servetının büyük kısmını Loren Hartley'e bırakacağını söy Harvard Ünıversıtesı ile Loren lüyordu, herhalde.» Hartley'e. eşit olarak bölüştürNathan Shapiro. «Tahmınler mektejdı. rütüp durmanıza hacet yok,» diye Bernard Simmons gene bıyık al 1 ii\i\ ıiıiiiıııi'iıiıı bir kopyasını kasada lııılılııın Kötü bir haberim var Ben konuşmadım tından gulerek, «Yaramaz kız!» gıdıyorum,» dedi. «Yalnız bu kâ. ğıtla biraz ışım vaı » dıye mırıldandı. Alexander Hartley'ın yazıhaneSonra Dedektıf John Steın'a dondu: «Loren Hartley, Alexan sınde bulunmuş olan kâğıdı aldı, der Hartley'ın hem yeğinı, hem de iurüp bükup cebıne koydu ve ozel sekreterıydı. Onun vasiyet. dışan çıktı. namesını kendısının aleyhıne de Kendi ofısıne vardığı zaman heğıstıreceğını öğrendı ve amcasını, men telefon başına geçtı ve Avubuna vakit bırakmadan öldürdu kat Mattheı» Cumberland'ın numarasını çevırdı öyle mı?» «Matt, sen mısın? Ben Bernıe John Stein o güzel, esmer çehresını hafıfçe buruşturarak «Öyle Simmons. Mü^kkiUennden biri eorunuvor,» dedi; hakkında sana maalesef kotü bir «Öyleyse bu kız amcasının tut. haber vermek zorundayım, Matt!» muş olduğu şu notları n^den ortadan kaldırmadı?» John Stein mahut omuz sılkme. Matthew Cumberland, «Hayır, sıyle. «Aptalın bırı de ondan!» di Alexandır Hartley'ın vasiyetnameye fikir yürüttü. sınm aslı bende değil!» dıye ceNathan Shapiro, «Belkı rie Lo. vap verdığı zaman, cinayet maren Hartley'ın bu notlardan haberı sası şefı Bernard Simmons hayyoktu,» dedi «Zıra DU kâğıt çok retier içinde kaldı. koşe bucak bir yerde, bır surü def Yann: Cinayet işliyen bir kızın terlsrın fılân altındaydı.» bu derece aptal olmasına imBernard Simmons, «Ben şımdı kân var mı? İstiklâl Mahkemesinde beraet eden gazeteciler Hâziz (Elâzığ) İstiklâl Mahkemesinde bakılmakta olan gazetecilerin muhakemeleri dün sona ermiş ve heyeti hâkime hükmünü tefhim etmiştir. Hükme nazaran «Tok Söz» gazetesi sahibi Abdülkadir Bey aidiyeti cihetiyle Ankara İstiklâl Mahkemesine sevkolunmuş, sanık diğer gazeteciler hakkında da beraet karan verilmiştir. «Yazılan ile halkı isyana teşvik ve isyanla alâkalı olmak cürümlerinden maznun Velit, Sadri Ethem. Eşref Edip, İsmail Müştak, Gündüz Nadir, Ahmet Emin, Ahmet Şükrü ve Feyzi Lütfü Beylerin isyanla ilgili olduklanna dair ta'mimi vicdana kâfi delail ve vesaik görülemediği kasda makrun bir suçları bulunmadığından, Reisicumhur Hazretlerine takdim ettikleri telgrafnamede de ibret ve intibahı mucip olduğu anlasılmjç bulunduğundan» beraet etmişlerdir RÂDYO berl 2120 Küçük koro 22 00 Reklâmlar geçidl 22.30 Dans mü7.30 Açüış Kısa haberler . Tür zlfl 22 45 Haberler 22 55 Ara tüler 7.45 Hafll mOzlk 8.00 melodlleri 23 00 Gecafconsert Haberler 8.15 Çeşltll müzlS 23 30 Çeşitll müzllc 24 00 Kısa ha8.45 Baflf müzli 9 00 Sa? eser berler Kapanış. lerl ve çarkılar 9 30 Atlı Karınea İST\NBUL tL RADYOSU 9.4S Salon orfcestralan 10 00 17 58 Açılıs 18 00 Dans müziğ! Kısa haberler Kapanış. 18 30 C&z plâklan 19 00 Mü12.00 Açüış . Kıaa haberler Sa zlRll daklfealar 19 30 Küçük Sonlon orkestralan 12 30 Şariılar ser 20 00 Radyo Ue tnglMzce 12 50 Haflf müzllc 13 00 Haberler 20 15 Plaklar arasında 20 45 Ha13.15 Plâlt dolabından 13 30 Şar fll müzlk 2100 Müzlk derglsl küar 13^0 ÇeşltU mOzllt 14.15 22 00 Oda müzlgi 23 00 Çeşltll Şarlcuar 14.30 Küçük Sonser müzlk 24 00 Kapanış. 15 00 Kısa haberter . Kapanış. İSTANBUL POLİS RADYOSU 17.00 Açılış Kıea haberler (Ki£a dalga: 47, 43 m ) 17.05 Tunlun «esl 17^0 Erkekler 10.58 Açılış 11.00 Şartllar: Z. fasü 17,57 Kısa Uanlar 18 00 Müren 11.20 Emnlyett« beş dakika Dlskotefcten seçmeler 18 30 Şar 11 25 Günümüzün şarfcllan kılar 18 50 Kısa llânlar ve haflf 1140 Türküler: A. Sezgln 12 00 müzUc 19 00 R*klâmlar geçldl Kapanış. 20 00 Haberler Günlüfe olaylar 15 58 Açılış 16 00 Şarfcılar: S. 20.30 Şarlcuar 20 50 Orkestra reh Flllz 16.20 Dans muzlğl 16 40 RADYO' Türküler geçldl 17.00 Kapanış. 19 25 Küçüls Uaniar 19 30 KOçük tunser 19 45 TürSçe ezetler | 20 00 Haberleı 20 25 Hara du I 6 27 Açüış 8 30 Günaydıo sa. rumu 20 30 Şarkılar 20 50 Oyyın dlnleylctler 7J0 Sabah mü feudan önce 20 55 Küçtik llânlar zlğ) 7.45 Bu sabahın sollstl 21 00 Kısa haberler 21 02 Kıb8 00 Haberler 810 Hava duru rıs Içlnl 21 10 Mlkrofonda ttyatmu 815 Slzln 1Ç1D çalıyoruî ro 22 15 Ca» ve cazcılar 22 45 8 30 Oyun havalan ve şarkılar Haberter 22 55 Hava durumu 23 00 Opera albümünden 33 45 9 00 Kapanış 11.57 Açılış 12 00 Kısa haber Gece yansına doğru 23 58 Gftnün ler 12 02 Öğle tatlll tçln 12 25 önemli naberıeri 24 00 Kartanıs. Küçük tlânlar 12 30 tkl soüst ANKARA D. RADYOSU söytüyor 13 00 Baberıer 13.10 16.57 Açılış 17.00 Gurdon Mse Hava durumu 1315 Öğle ton Rea söylüyor 1715 Oansa ç»fn serl 13 40 Şarkılar 14 00 Ce 18 00 Aksam Kunsen 18 30 şltll sollstler. çeçitl) meludtllt Karma müzlk 19 00 Barok mOzik HJ30 rürküler 14 45 Şarkılar 19 25 Almanyadan müzlfc 19 45 15 00 Kapanış. Radyo Ue Almanca 20 00 Hafll 16.57 Açılış 17 00 Kısa haber caa şarkılan 20 30 Seotonlk noüler 17 02 tsreçten müzlk 17.30 zlk 21 05 Yeni dünvadan balfc şarİncesazdan Segâb faslı 18 00 kjlan 21 35 Üç yayında blr upera Reklâm pruçramlan 18 4S Şar 22 35 Dans müzlğl 23 00 Kakılar 19.00 Yurttan sesier panış. İSTANBUl ANKARA Dürzî'lerin karargâ hında bir gazeteci Bir Alman gazetecisi Dürzî'lerin karargâhma kadar aokul Sadri Ethem B e ; Abdülkadir Kemalî Bey maya ve Sultanül Etraş ile konuşmaya muvaffak olmuştur. Sultan gazeteciye şunlan söylemiştir: «Ayaklanmamız pek haklı ve meşrudur. 1291 de Cebelidüruı'da verilen istiklâli takz edecek derecede Fransızlar tarafmdan tanzim edilen kabinenin dürzîlere karşı zulmünden şikâyet etmek üzere Beynıta gönderdiğimiz delegeler tekliflere uğramışlardır. Bütün Suriye bize iltihak edecektir. Şamda birleşmek üzertdir.ı