Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ıııııııııımııııııııııııııııııı İ Günün Konuları | MALÎ KONULAR IIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIMIIIIIIII Mevsim dönemi Her Yaz, bngünlerde Gene öyle oldu. yağınca yağmur, Sonbaharı getirir. Böyle mevsim değişmelerinde insan başka bir ülkeye varmış flbidir. Renkler değişmiş, ısı düşroüş, havada bir başka koku. Peneereden baktığınız zaman damla damla gördüğünüz kurşunilikte, artık dünyanın yağmnrdan önceki dönya olmıyacağını se•iyoronnuz. Bir ayrılık duygnsn. Bir yeni dönem. Btttün bn dış •tkiler lnsaıu kendi içinde bir hesaplasmays götürüyor. Bn besaplaşma, hele «Haıan» mevsiml baslangıcında romanMzme çağrı için birebirdir. Hepimizin yüreğinde içli insan olmak Szlemi var. Edebiyatımızca beslenmiş, çevremizce tntnlmnştnr Içlilik. Birine iltifat olsun diye : Ne Içli insan... bile denir. Duyguln insan olmak özentisine kaptırraış gidiyornz kendimizi. Sabah kalkıp da pnsla ve ıslak havayı koklayınca benim de önee içimde bir edebiyatçıhk depresti. llk satırlarımdan anlamışsuıızdır bunu. Hele kâğidı yazı makinesinin üstünde bırakıp biraz «gfizel yazı» kitabı karıstınnes bayagı içime büzün çöktü. Böyle zaman kesimlerinin tamamlayıcı »vadanlığı vardır. Pikaba bir plâk koyap, perdeleri de eekersiniz; bir sigara, biraz duman, biras mnsiki ortasında yağmarn seyretmek, güzel salçalı bir yemeğin mideye verdiği baza benzer bir zevkle gönlümüzü doyurmak için birebirdir. Yalnızlık, bırakılmışlık, geçmişin pişmanlığı, geleceğin bilinmezliği... re daha neler! Böyle zamanlarda içime bir hırs çökSyor : Ulan... diyorum. (Biliyornm, bn nlan kelimesi bir nezaket ifade etmez. Şakalaşırken knllanırMnız lâübalilik, öfkeliyken kabalık, heyecansizken terbiyesizlik, ama hırsiıyken içtenlik İfade eder.) Bn kadar avadanlık ortasında böyle Şopen lüksünü knllanmak özentisi de nereden çıkıyor? Şn otnz milyonun karanlığı bedeli ışımış birkaç bölge varsa, sen onnn içindesin. Nasılsa ve hangi tesadüfle bn mutlulnğa kavnsmnşsan pnn nasıl ödeyeceğim diye dflsnn! Kendi içimde dnygulnluğa karsı açtıfım bo savaşla, duyjuln olmaktan knrtnlmağa çalıştığımı sanmayın. Tersine, dnygnln insan olmanın erdemierine inanmışım. Ama aklın yönetmediği duygvlar çofn zaman komik oluyor: Halkın iliğini emen bir istismarcının aradabir yolda gördüğü yoksnl çocnklara aeıması bir duygulnlnktar. Onnn bn halini görüp : Aman ne içli, ne hassas adam... diye aynca dnygulanmak da bir dnygnlulnktnr. Diyeceğim şu ki, dnyçulanmızı harcıyacafımız alanlan aklımızla düzenliyemezsek, gülünç olmaktan, aldatılmış olmaktan kurtnlamayız. ö y l e bir zamanda yasıyomz ki, fakir fnkara «a içsin diye kapısının önfine çeşme yaptıran insanlar çağın dışında kalmıştır. Kapılann önüne çesme yaptıracaklanna, insanlar birleşip şehirde sn örjütü knrnyorlar. Artık «bayır» yapmak yerine «ödev» yapmak var. Bdylece dnygnlanmız da iyi yönlerde gelismek yollannı kendiliğinden bnluyorlar. Bir toplumca ile bir bireycinin (ferdiyetçinin) yalnız fikirleri defil, dnygnlan d s birblrinden ayrıdır. Çiinkfi dnygnları besliyen kaynak akıldır. Yağmnra, Sonbahara, sirara dnmanına, mnsikiye rağmen, yaııyı gene toplnmculuğa getirdiğim için özür dilerim. Ama bir fakire acıyacağımiza bütün fakirlere yardım edecek akıl yolunn araştırsak, geçmiş ve gelecek bayatımızın hesabını bfitfln toplumnn hesablyie birlikte yapabilsek, mntlulnğun en kısa yolnna çıkmış olacağız. Elbette bn yolnn sonnna varmak çok zaman ister; ve kimbilir kaç Sonbahar, kaç tlkbahar ister. O kaç Sonbabardan biri değildir bn Sonbahar... Onnn için Hazan yapraklanna bakıp da Iç çekmek keyfini yazıda sürdürmek mevsiminin edebiyatını yapmak istemiyorum. E | e r bn isteksizliğe rağmen kalemimden bir seyler sızmışsa ne yapalım, onl a n gene ilk haberlerini aldığımıs Sonbahann etkilerine verin. ııııEınııııiıııııiHiııııııııııınııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııifiııııııınııııııııııııııİıııı Son günlerde Türk dış politikasının revizyonu zorunluğundan söz edilirken, bazı çevrelerden gelen itirazlar, bu yeni eğilimi doğrudan doğruya Kıbrıs meselesine bağlıyarak, bunu Üç gündenberi sehrimizde de! fevrî bir hareket olarak nitelevam eden Uluslararası Sıtma Era> mekte ve hatta böyle bir değişikdikasyon toplantısında açıklandı liğin bir nevi şantaj sanısını verduydukları endişeyi ğına göre Türkiyede sıtmalı sayıs: ınesinden belirtmektedirler. Anladığımıza parmakla gösterilecek kadar azal göre, son günlerde yapılan Ameri mıştır. Halen Türkiyede 1480 e ya ka aleyhatrı gösteriler de Ameri. kın sıtmalı bulunmaktadır. îlgüi kan resml çevrelerinde, bu çekiler, yapılacak mücadele sonunda de yorumlamaya doğru bir eğilim yaratmıştır. Bunun için de, Va«bu sayının daha da azalacağını ifa hington hükumeti, Türkiyede bede etmislerdir. Hastalığın yapılan liren tepkileri ciddiyetle gözöncelemelere göre daha ziyade nünde tutup bunun sebepleri üşimdilik Hakkâri, Diyarbakır ve Mardin zerine eğileceği yerde, bölgelerinde görüldüğü açıklan hafif de olsa bir sertlikle karşılamıştır. Türkiyeye ait birçok mıştır. meselelerde olduğu gibi, AmeriBugün son bulacak toplantıya kanm bu sefer olsun hatasını anstanbul ll Sağlık Müdürü Dr. Ze lamakta gecikmemesi temenni edilir. ki Bıigın, Dr. Muhıt Tumerkan Sıtma Savaş Umum Müdür MuaBugün Türk dıs politıkasım /ıni Selçuk Tabanlı, Dünya ll Sağ yolların ağzına getiren olaym ık Teşkilâtı temsilcilerinden SeKıbrıs meselesi olduğu bir ger^illand, Andouche Buisson ile deçektir. Fakat genel dış politikaegeler katılmışlardır. mız bakımından karşılaştığımıı durum, Kıbrıs cıeselesinin geliıAzılı bir hırsız çaldığı mesinden duyduğumuz tatminsiz likten doğan bir tepki değil, lâkin eşyalan satarken bu gelişmenin Türkiye için bazı yakalandı gerçekleri, artık hiçbir şüphey* Çeşitli semtlerdekı evlerden sa yer vermeyecek kadar kesin bir .•ısız eşya, para ve mücevherat ça< sekle sokmasmdan ibarettir. Geran Faruk Kongo adında azılı bir çekler bütün kesin çizgileri ile ırsız, Aksaraydaki bir kahvede ortaya çıkınca, raillî menfaatlekumar oynarken, polis ekipleri ta rimiz bakımından kendimizi bu afından yakalanmıştır. gerçeklere göre ayarlamak da bir Bir süre önce, Bakırköy adliye zorunluluk olmustur. Meselenin inde jandarmaların elinden kaç esası buradadır. Kıbrıs meselesi gelişme yönfl raaya muvaffak olan Faruk, son başka türlü bir akalanışında satmaya hazırlandıj göstermiş olsaydı, belki bu gerı bir el radyosu, bir kadın kol çekler ve zorunluluklar da karaati ile 7 adet altını gizliyeroemiş şımıza çıkmayacaktı. önemli olan Kıbrıs meselesinin sonucu ir. Polislere: cBunları satmadan kumarda şansımı deneyeyim de değil, fakat bu meselede, kendiım, fakat sonunda sizin elinize lerine sıtnsıkı bağlandığımız, ba? üştüm!» diyen Kongo, nezaret al ta Amerika olmak üzere Batılı tnüttefiklerimizin davramşıdır. ına alınmıstır. TütKiye ve Uzakdogıı lürhiyeıle sıiıııal sayısının 1480 Yazan: Bedelsiz Ithalât rejifflinde değişiklik Yazan: İ. Sadi TlNAZTEPE Maliye Mufettlşl Memleket dışında döviz gelitir; evvelee bn had 400 mark'tu ri elde edenler bnna mal veya e) Yabana memleketlerde kaeşya olarak Türkiyeye getirlan bir kısım sahıslann zat ve ev eşyalariyle meslekleriyle UglU mek suretile değerlendirmekte âlet ve makinalan ve otomobill* dirler. Ba dövizlerle »lınan ri ithaline gümrük idarelerlnc* mal ve eşyalardan hangl nevîle izta verillrdi. Bu defa, bu listerinin, ne sartlarla yurda getiden doktor, yüksek mühendia, ml rilebilecekleri Maliye Bakanmar ve kimgyagerler çıkanlmts, lığı tarafından tesbit ve zaman bu klmselerin döviz gelirlertnl zaman tebliğlerle llân edilmek tevsik edip müsaade almalan g« tedir. Son defa 1963 Eylülünde rektiği hükme bağlanmiîtnr. FOB yayınlanan esaslar (1) geçen değeri 100» lirayı gecmeyip hârl« ay içersinde yeni bir degişikliten hediye olarak gönderilen mea ğe tabl tntulmnş bnlnnmaktaleki âlet V A de aynı sekilde mndır (2). saade alınmasma bağlı tutnlranftnr. Bilindiği gibi, son yıllarda ynrt dışında çalışan Türklerin d) Tebliğ usule müteallik btr ka adedi sür'atle artmıs ve balen sun hükümleri yeniden düzenlesadece Almanyada bulunan işçi mektedir. Herhangi bir mal veya eşya için bedelsiz ithal müsaadesi adedi 65 bine ulaşmıştır. Bnna alanlar 2 yıl geçmeden aynı eins diğer memleketlerdeki isçileriçin müsaade talep edemezken bu le memnr, doktor ve talebeler süre 3 yıl olarak arttınlmaktadır. eklenirse büyük çapta bir kütKendilerüıe yatacak yer ve yiyeleyi ilgilendiren konunnn önecek temin edilen işçiler, bunn an mi anlasılmaktadır. rak tş ve İşçi Bulma KurumnnHernekadar yurt dışındaki iş dan tevsik edebilirken şimdi Kon çilerin döviz tasarmflarının bü solosluklann bunu tasdiki de ka yük bir kısmının DJH.'ın resmi bul edilmektedir. Nihayet, ynrda ve serbest knrları arasmdaki gelişi takibeden 6 ay içinde yafark sebebile ynrda başka yolpılması gereken müracaatta Mer Iardan getirildiği gözden nzak kez Bankasmca bir 6 ay daha ek süre verllebileceği belirtilmiştir. tntnlmamak lâzımgelirse de, Hükflmetçe bir kanunla bn yol e) Yurt dısından gelenlerin ço da alınan tedbirler (3) ayrı bir şitli âlet, makina, gereçlerle zitetkik konnsn olacaği cibetle, raatte kullanılan makine ve âletler) getirebilmeleri mümkün kı burada sadece bedelsiz itbâl re lın mıştır. jimi ve bnnda vaki son değişmeler ele alınmıstır. ıl Yeni tebliğde son bir değişiklik de Sanayicilere tanınan Rejimin esası ynrt dışında elbir kolayhktır. Şimdiye kadar ti de olunan döviz gelirinden zararî mahiyetteki eşyalardan eşan rurî harcamalardan sonra artatiyonlar, reklâm eşyası ve ticari bilecek miktarın mal olarak adetlere uygun hediyeler, evvelmemlekete getirilmesjni düzence ithâl olunan mallann verilme lemektir. Birkaç yıl evvelsine si mntad parçalan bedelsiz ithâl kadar otomobil, bnzdolabı, çaolunabilmekte İdi. Bn defa, satnasır makinası, teyp ve sairenayiciler tarafından imalât ve nin Türkiyede satış fiyatlarile montaj için, tecriibe maksadiyle ynrt dışındaki alış fiyatlan ara veya model olarak getirilecek sısındaki fark bn esyayı getirennaî mamullerln de ithali kabul lere önemli kazanç safladığı edilmektedir. balde bngün aynı kârdan bahset Bedelsiz ithalât rejiml, normal mek imkânı kalmamıstır. Bu olarak, ayrıca döviz tediyesinl ge halin birinci sebebi ynrt dışınrektirmeyen dısarda mevcut kadaki işçiler tarafından fazla tnik nunî döviz tasamıflarının mal tarda getirilen otomobil ve dive eşya olarak kıymetlendirilefer eşyalann iç piyasa fyatlan rek yurda getirilmesinl düzenlenın dfismesi, diğeri de bnzmektedir. Ancak, son yıllarda dolabı, çamasır makinası ve yurt dışmda çalışanlarm artışı, bir kısım etyanın dahilde daha getirilecek mallann dahilî fiyatlanndaki inmeler ve aynı malla ncnza teminin mümkün bulunnn içerde alınmasındaki yeni itn masıdır. kânlar (taksitle buz dolabı, çama Ba snretle, bedelsiı ithâl reştr makinası, radyo sarışlan) bejimi hali tabiisine, yani döviz delsiz ithalât taleplerinin câzibeşeliri elde edenlerin zat ve ihsini azaltınıştır. tivaçlarının karsılanması maksa Bunun neticesidir ki, dısarda dına ynnclmis bnlonmaktadır bulunan işçiler tasarruf ettikleri kl bu hgsus da ekonomik hadidövizleri Türk parası olarak yurselerin mevznat yerine vine en da getirmek Istemektedirier. Seriyi bir sekilde ekonamik «fbep, best borsada 2.9« . 3.00 lira eden lerle tabii oaline girdiğini g9a aıarkı resmi kur olan 2.25 ten ga termektedir. tfrmelerini beklemek ise, flîlen de görüldüfü gibt asın iyimserBnna rağmen Maliye Bakanlik olmustur. Bu gerçeği kabul Iıfı ne bakımdan bedelsiz ithaeden resmi mâkamlar konuya elât rejiminde bazı degisiklikler ğilmek lüzumunu görerek bir kl yapmıs bnlnnmaktadır? sım tedbirler almış bulunmakta18 Temmnzda nesredilrn yeni dırlar. tşçilere mesken ve is kre TpbliJin tptkikilf anlasılmaktadisi açılması şeklindekl. kanunla dır ki: düzenlenen bu tedblrleri ve yeterliğini diğer bir yazımızda ina) Şimdiye kadar serbestçe Zt cellyeceğiz. tirilen otomobillfrden eofnnun eski model vıpranmıs arahalar olnsn gerek henzin ve gerekse (1): T.P.K.K. hakkmda 17 sayılı karara ilişkin tebüğ; Seri 111 ttlıayedek parra sarfivatını arttılât, no. 3 Bedelsiz; Resmi Gazete rıyor. bn da döviz 7iyanıni do13.9.1963 sayı 11504. euruvordu. Bu defa deeistiri(2): Tebliğ serî VII, no. 18 Belen hükfimlr son 5 vıldan eski deisiz; Resmi Gazete 18.7J964 sayı model otomobillerin ithali menc 11757. dilmistir. (18 Temmnzdan ev(3): 14.71964 tarih 499 sayılı kavfl Törkiveve firmiş arabalar nun. eski hükümden istifadp e d e h i i e cektir). Ayrıca otomobil ithâl edebilmek icin döviz tasarrnfu nnn en a7 800 dolar olması ee rekmektedir. bn miktar evvelce 600 dolardı. b) Ynrt dışında kalaniarın se tirebilecekleri esva icin mü«a ade verilirken elde ettikleri dö vizden her ay memleketine çö rc 80 • I«l dolannt »eçinmek Irin harramak 70rnnda oldnkları kabnl edilirken bn miktar simdi 150 dolara fikarılmaktn dır. Boylece. farara Aimanvad^ oalısan bir i«ci avda fiOO mark| tan vnkarı eeliri icin bed'lsiz GOLOEN LİOH Bİ5İK1.ETLERİ Prof. Dr. Fahir H. Armaoğlu karşı, üzerinde bulunduğumuz şe. ridin batı ucunda Amerika ve Nato'nun ve doğu ucunda da GüneyDoğu Asya tttifakının (SEATO) varlığı, kuzey ve güney muhasım kuvvetlere karşı bir karşıtağırhk teşkil etmekte ve bu muhasım kuvvetlerin etkilerini zayıflatabilmekte idi. Lâkin TürkYunan ve TürkAmerikan münasebetlerinin almıs olduğu yeni biçim vc Nato'nun etldsizliği karsısınd», üzerinde bulunduğumuz teridin batı ucu, bizim için artık ağırlığım, tamatnen olmasa bile, siyasal bakımdan önemli derecede kaybetmiştir. Yunan emperyalizmi batımız. da ve güneyimizde bir tehdit çemberi yaratmaya başladığı gibi, Batı Avrupa ile olan bağlantımıza âdeta bir bıçak darbesi indirmiştir. Bu tehdidin bertaraf edilmesinde Amerika etkili bir faktör olamıyacağını göstermiştir. ö t e yandan, şeridimizin doğu ucundaki SEATO ise, şimdiye kadarki gelişmeleri ile, Nato gibi basit bir asker! ittifak niteliğindeo öteye gidememış, hatta bu bakımdan bile zayıflamıştır. Iran istisna edilirse, Türkiyeyi çevreleyen şartlar, herhangi bir iyimserliğe imkân vermemektedir. Türkiyenin bu şartları kırması ve zayıflatması gerekmektedir. Bunun için de izlenebilecek iki yol vardır: Birincisi, bu sert şart ların yurauşatılması çarelerini aramak ve bu konuda faaliyete geçmek; ikincisi de, bu çevre şartlarının ötesindeki ağırlık uneurları ile bağlantılar kurmak suretile, bu çevre şartlarının üzerimizdeki ağırlık ve etkilerini azaltmak. Bize öyle görünür ki, doğrudan doğruya çevre şartlarını yumuşatma konusunda harcanacak çabalar, kısa zamanda sonuç alma imkânına sahip değildir ve bu sartlara eğemen olan ağırlık alanlanndaki bazı katılıklar sebebile, bu çabaların sonucu bir süreye bağlı bulunmaktadır. Şüphesiz, daha baslangıçtan itibaren kuzeyde ve güneyde bazı yumuşatma faaliyetlerine girişmek gerekli olmakla beraber, çabaların yoğun bir şekilde yöneleceği ve sonuç almanın daha kısa bir sürede mümkün olabileceği alanlar, kuzey ve güneyimizdeki çevre şartlarının ötesinde bulunan alanlardır. tnancımız odur ki, bu alanlarda Tiirk diplomasısının gösterebileceği manevra ve manipOlâsyonlar, kuzey re güneyimizde bizi doğrudan doğruya çevreleyen faktörlere de etki yapabilecek ve blze bazı avantajlar sağlıyabilecektir. Meseleye bu açılardan bakınca. Türk diplomasisinin ilk elden yö. nelmesi ve buradaki imkânları kullanması gereken iki alan, Uzakdoğu ve Afrika'dır. Afrika konusundaki düşünceleritnizi açıklamayı başka bir yazıya bırakarak, bu yazımızda sadece Uzakdoğu'nun Türk dış politika için sunduğu imkânlara değin mek istiyoruz. Uzakdouğdaki kuvvetler den gesinde rol oynayan faktörler Asyadışı ve Asyaiçi olmak ü zere iki kısma ayrılabilir. Asya dışı faktörler, birinci derecede Amerika ve ikinci derecede tn gilteredir. Bizim Asyaya ve U zakdoğuya yönelmemiz, Szellik le bu iki devletle olan münasebetlerirnizin almış olduğu biçimin bir sonucu olduğuna göre Asyadışı faktörleri bir kenara itmemiz gerekmektedir. Asyaiç faktörlere gelince, Sovyet R yanın dışında bu bölgedeki mü nasebetlere eğemen olan üç k vet mevcut bulunmaktadır: Çin Halk Cumhuriyeti, Japonya ve 44 ıılılıiüiı (inlıliiııılı Hindistan. Bunların içinde bizim için birinci derecede politik önemi olan, Sovyet Busya ile münâ sebetleri de gözönünde tutulunca, Çin Halk Cumhuriyeti'dir. Türkiye tarafından tanmması ve AnkaraPeking arasmda doplomatik münasebetlerın kurulması, bizim için atılması gereken ilk adımı teşkil etmektedir. Tabia tile böyle bir hareketin, şimdiye kadar bizi uysal bir cnahmi olarak görmeye alışmıs olan Amerika üzerinde bir takım tepkileri olacaktır. Fakat, Peking rejimini ve Asyada büyük bir Çin devletinin varlığmı tanısak da, tanımasak da, TürkAmerikan ikili münasebetlerinin bundan sonra yeni bir sekil alması zorunluluğu artık bir gerçektir. Böyle olunca, Peking'i tanımanın TürkAmerikan münasebetlen uzerındekı tepkisinı ıhmâl etmek pekâlâ mümkündür. Bu tepkıyı hafifletmek ve TürkAmerikan münasebetlerinde herhangi bir tahribatı önlemek ıse, sadece Amerikaya bağlıdır. Çin Halk Cumhuuyetımn Türkiye tarafından tanınmasının, milletlerarası plânda gerek Peking için gerek Ankara için, önemli sonuçlar doğuracağına inanıyoruz. Böyle oır tanımanın, Peking için, özeüikle Moskova ile çatışmasında, Vaşhington ile mücadelesinde ve nıhayet, Asyanın ve Afrikanın yeni bağımsızlıklarını almış olan devletlerile münasebetlerinde, bir takım önemli zonuçlaı doğurmasını beklemek tabüdir. Buna karşılık, Türkiye de Asya poütikasmın içine girebilir ve Peking'i tanımış olması, Asya ve genç Afrika ülkeleri ile münasebetlerinde kendisi lehine özellikle bazı morâl avantajlar elde edebilir. Yine aynı şekilde, AnkaraPeking münasebetlerinin kurulması, Tür kiyenin Sovyet Rusya ve bazı Sovyet bloku cnemleketlerile olan münasebetlerinde de olumlu yeni biçimler yaratabiliı. Hatta bu gelişme Türkiyenin bazı Lfitin Amerikan memleketlerile münasebetlerine dahi olumlu etki yapabilir. Önemli olan, Türkiyenin, milletlerarası gerçekleri dış politikasında daima gözönünde tuttuğunu ve dış politikasının genış bir serbestiye ve bir kişiliğe sahip bulunduğunu göstermektedir. Türkiyenin, Peking'i tanırken beraber işletmesi gereken önemli bir faktör de, Türkiye ile Japonya arasmdaki münasebetlerin geliştirilmesidir. Bizim bakımımızdan buna, hem ekonomik ve hem de siyasal açıdan gereklilik vardır. Bunun yanında, Pakistanla olan münasebetlerimizin de p!âtonik biçimden çıkanlarak daha sağlam ve «amimi temellere oturtulmasında zorunluk vardır Rawalpindi, Peking ve Tokyo, yeni Türk diplomasisinin Asya poütikasınds başhca dayanak noktalaıını teşkil etmelidır. Polis esrar satıcılannı suçüstü yakaladı Gaziantepten, şehrvmıze esrar atmaya gelen Mehmet Ayhan mukçu adında bir şahıs, Süleymaj iyede polis ekipleri tarafından 4 ilo esrarla birlikte, yakalanmısj ır. öte yandan, polis ekipleri, Takimde şoförlere esrar satmak istien Necati Aktan ve Şükrü Boz dında iki sabıkalıyı da dün suçıstü yakalamışlardır. Esrarcılar, ezaret altına alınmışlardır. ÖZEL MAYA OKULU Beş *5 » :•*!»"> ANA İLK YATILI GÜNDÜZLÜ öğrenciye bir öğretmen yalnız Özel MAYA Okulundadır. KAYTTLAR DEVAM EDİYOR. Adres: 4. Levent Akağaç Sok. No: 16 Batı bölgelerinde ısı düşecek Marmara ve Karadeniz j leri çok bnlntln ve arasıra sagnak yağışh, Orta Anadolo, KuReklâmcılık 3209/10702 zey ve Ege böl^eleri ile Dofu Anadolunun knzey kfsimleri, tsparta, Bnrdnr, çevreleri parçalı bulutlu, öğle saatlerinden itibaren yer yer sağnak ve gök giirültülfl safnak yafışlı, diğer Türkiye GazetecUer Sendikasından bildirilmiştir: bölgeler az bnlntln ve açık geçecek, bava sıcaklıkları DoJSu Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi normal ve Güneydogu Anadoln bölgekongresi, 28 eylül 1964 pazartesi RÜnü saat 10 da Cağaloğlu lerinde değismiyecek, diğer bölTürkocağı caddesi No: 1 de Basın Sarayı lokalinde yapılacakgelerde azalacak, rüzgirlar bütır. O Kün çoğunluk sağalanamadığı takdirde kongre 12 ekim tün bölgelerde knzey ve doğv 1964 pazartesi günü ayrı yer ve aynı saatte toplanacaktır. Ü y e yönlerden, Marmara ve Batı Ka. lerimizin bilgi edinmeleri ve kongreye teşrifleri rica olunur. radenizde orta knvvette eseeek,! T. G. S. Merkez Kıbns meselesi bugünkü buhdiğer bölgelerde hafif ve yer Yönetim Kurulu ranlı safhaya gelinceye kadar yer orta knvvette esecektir Türkiyenin harita üzerindeki duGÜNDEM : Eylul 11 Cemaziyelevrel 5 rumu şuydu: Türkiye, Batı Av1 Açılış ve yoklama, 2 Başkanlık divanı seçimi. 3 rupadan baslayıp, Yunanistan üFaaliyet raporu, hesap özeti ve denetçi raponmun okunması, S zerinden geçen ve Hindistana kaa 4 Raporlarm müzakeresi ve ibra, 5 Çube Yönetim Kurudar uzayan bir şerit üzerinde buS O lu, Haysiyet Divanı ve Denetleme Kurulu seçimi, 6 Merlunmaktadır Bu şeridin kuzeyinde ve güneyinde muhasım akez Genel Kuruluna delege seçimi, 7 Dilekler ve kapanış. V. j 8.34|13.10jl6 44 19.26 20.58| 4 50 ğırhk noktalan mevcuttur. Bu E. 1H.O7| 3.43 9.17 12.00] 1.33 9 22 muhasım noktalara veya alanlara Cumhuriyet 10698 KONGRE İLÂNI Kuruluşundan bugüne kadar Nato, askeri niteliğinden başka bir varlık ve güç gösterememiştir. Nato'nun kurulduğu 1949 yılından bugüne akan gelişmelerde, bu ittifakın rarlık »ebebini teşkil eden siyasal lartlarda önemli değişiklikler olduğu ve bu durum karşısında da Nato'nun bir ekonomik ve siyasal birlik gücü göstermesi gerektiği halde, bu yapılamamış ve Nato bir askeri ittifaktan öteye gidememiştir. Nato kurulurken yeni bir uygarlık sisteminin yaratılmasından bahsedildiği halde, bu ancak s3zde kalmıstır. Nato'nun bu donuk özelliği, Türkiye için Kıbns meselesi ile sert bir gerçek olarak ortaya çıkmıştır. Şu halde, bundan sonra bizim için yapılacak iş, bu ittifakı bu niteliği ile almak ve onu kara gün için bir ak akçe olarak korumak, takat genel dış münasebetlerânizl de yeni adaptasyonlara ve ayarlamalara götürmektir. Nato, Türkiyenin milletlerarası düzendeki siyasal durum ve yerini tek başına kuvvetlendiren bir faktör olamadığına göre, bu eksikliği Türkiye kendi aktif tedbir ve faaliyetleri ile giderrnek zorundadır. Nato, miîletlerarası münasebetler düzeninde sistemli bir siyasal yön ve bir davranış bütünlüğüne sahip olamadığına göre, askerl ittifakın ve askeri görevlerknizin dışında, Türkiye için geniş bir elâstikiyet ve esneklik alanı var demektir. TUNA HABİP AVİ LEVİ Erlendller 10.9.1964 TelAvlv İlâncıloık: 2105 10702 .J ME VLIT kaybı çok { Allemlzln büyük sevgill annemlz AYŞE HALİDE VANKın Tefatmm 40 ıncı gününe t«sadtiı eden 13.9.964 pazar gunü o^le namazını mütaakıp ErenKöy (tren Istasyonu) Zlhnl Paja Camiinde aaiz ruhuna lthafen Hacl H. Apttırrahman Gürses, Hacı H. Ha3»n Atkıış, H. Zekl Altm, Haeı H. Rall Bahrlyell, H. Rlfat aürsee. H. Mahmut Hataylı tarafından okunacak İ Kur'anı Kerim ve Mevlldl Şerlfe akraba, dost ve arzu eden din kardeşlertmlzin teşrlılerlnl rtca ederiz. Vink ve Kuujınuı ailesi NEW LİOM OİKİŞ MAKİNALARI KÖSEOfiLU KOUEKIIf ŞIRKET1 intecl, Uuuiıjt t U . KmtQa pmjı CUMHUKIYET'ln refrikası: (Reklâmcılık: 3216) • 10718 : l t 5 \ | t İ Bir acı şarkı Yaıan: A. J. Cronin 134 BtR ACI ŞARKl BtR ACI ŞARKJ 135 136 Safkenki halinin mumyadan tıpatıp bir örne£i pek süslü, islemeli, kakmalı, bol yastıklı bir sandnkada yatıyordn. Bernard Amcam, aşırı bir ince dnygvlnlnk göstermiş, annemin isteklerine aykırı olarak, bn sandnkayı ısmarlamıştı. Babamı mezara gfitürmek üzere öyle gnzel hazırlamışlardı ki! Saçlan taranmış, bıyıklan kırkılmıştı. tki dirbem bir çekirdek olmnştn, sağ olsa kendisi böyle derdi alay ederek. Derken, Bernard Amcam, sessiz sessiz ağlayarak, o birderibirkemik kalmış, taş gibl soğuk ellerden birini kaldınp benlm elime tutuşturuyordu, tüylerinı diken diken oldu. O sırada gözüme bir şey earptı: ÖIii yıkayıcının daha bir gün önce sinekkaydı tıraş ettiği o ölmüş çenede inceden inceye kızıluntırak bir sakal çıkmaya başlamış. Bir çığlık kopararak fırladığun gibi öyle çılgıncasına attım ki kendimi odadan dışan, kapınra pcrvazına tosladım, bajun yanldı. İste şimdi, başun sargılıydı ama, mezar başında çekeccğim daha başka azaplardan kurtulmuşrum, amcamın kızı Nora İle, avluda bekliyordum. Avlu bu kırmızi tuğlalı evin arka bölükleriyle demiryolu arasındaydı. Çok acayip, hiç görülmemiş bir yerdi bnrası: Kırık tahta bh parmaklıkla çevrilmiştL Kimsenin ayak basmadığı bir yerdi. Keresteyle, tahta sandıklarla, yığın yığın boş, kırık siselerle, bn şişelerin yağmurdan ıslanmıs hasırlanyla doluydu. Kilerin kapısı önüne taskömür yığılmış, kapı kullanılmaz olmnştu. Bir köşede yıkıkdökük bir kümes vardı, önünde tavuklar eselenlyorlar, bir şeyler bulup yiyorlar, gidaklayorUrdı. Başka bir köşede yan yana bir dizi köpek knlübesi vardı, karmakanşık paslı tellerle sanlmıstı, böyle ayakta duruyor gibiydi. Bütün bunlar öyle çılgmea bir karmakanşıklık içindeydi ki, bizim evde alıştığım o piiriizsüz düzene, o güne kadar bildikleriıne, gördüklerime öylesine aykırı kaçıyordu ki, doğrusunu isterseniz, korkunç pek çekici bir güzelliğe bürünüyordn. Dört bir yana göz gezdirirken, bn düşündüklerimden bir şeyler yüzümden belli etmiş olacağım ki Nora bana acı acı gülümsemek lutfunda bnlundu: «Pek derlitoplu bir yer değil, öyle değil mi, delikanh?. Kurnazlık gösterdim «Pek değil» dedim. «Burası böyledir iste. Hep kanşıklık içindeyizdlr» dedi. Sonra, pek önemsiz bir şey söyleyormuş gibi: «Buranın güııleri sayıll zaten» dedi. «Günleri sayılı mı?> diye haykırdım. Bu •günleri sayılt» sözlü İçime bir ürkünrü vermişti. «l'ıkacaklar. Belediye yıktıracak. O güne kadar kendiliğinden yıkılmazsa.» Bu sırada, gümbürdeye gümbürdeye bir tiren geçti. Babacığımm gençliğinde bindlği tircndi bu belki. Gürültüsünden, sanki Nora'nm sözleri gerçekleşiyormuş gibi, avlu baştan başa öyle sarsılıs sarsıldı kl yığuıın en üstündeki sandıklar devrildl, tavuklar kaçacak delik aradılar; ev de, o köhne yapısıyla, tepeden tımağa sallandı, titredl, nfak b'r parça sıva koptu, tam ayağımm dlbine düstü. Korka korka baktım. «Peki ama, siz n'apacağınız o zaman, Nora? Ev yıkılmca?» «lflâs ederiz sanıyorum, daha önce de az kalsın edlyordıık.» Şaka mı söyleyordu? Yo, görünüşc bakıhrsa sahi söyleyordu ama, zerre kadar aldırmıyor gibiydi. Hiç oralı olmadan, bana gülümseyordu gene. Onun bn gülümseyişi pek hosuma gidlyordn: Hiçblr şeye aldırmıyormuş gibi öyle rahat bir gülüm Çevirtn: Vahdet Gültekin Makine Mühendisi Aranıyor Büyük bir sınaî müessesenin montaj işlerinde çalışacak askerlik yapmış, tecrübeli, çok iyi Fransızca bilen 3540 yaşlarmda bir makine mühendisi alınacaktır. İlgililerin P.K. 92 Şışli adresine hâl tercümeleri ile müracaatları. Cumhuriyet 10697 BtR ACI ŞARR1 Cumhuriyet 10684 geyişti ki bn, benim hareım değildi. Gerçekten de, amcamm kızını Unıyalı daha topu topu birkaç saat anca' olmuştu ama, bakıyordum her şeysi hosuma gidiyordu... hele o zayıf, incecik, canlı yürü, alleden biri olmuşken, gene de gülüyordn, gendl. Buğday tenliydi, gozleri karaya yakmdı, uznn nznn krvnk kirpikleri vardı, sacı da parlak bir siyahtı, salkım «acak salıvermisti. Benden üç y«s kadar büyüktü ama, pek ufaktefekti, benim boyumda anca1 vardı. Sonra, pek de zayıftı, kollan, bacaklan mcecikti. O gün Jçte, üstü kabartma dokunmuş siyah pamukludan pilili güzel bir yeni elbise giymlşti; paraca sıkıntıda olduklarını söylüyordu ama, bu elbise pek pabab bir şeye benziyordu doğrusu. « Bak, TerTy*nm köpeği. Şakacv* Konuşmamızm gevsemek üzere olduğunu gör müş de yeniden eanlandırmak Istiyormus gibl, gene o tulavnz tavnnı takınmış, npuzun, sıska, sıcan rengi bir köpeği görteriyordu. Köpeğln pek baygm bakışlı gözleri, sıçan knyruğn gibl tnceclk bir kuyruğn vardı. Biz orada konuşurken köpek kulübesfaün nzak bir köstsinden, kendiliğinden uzar gibi, osalca süzülüp çıkrvermlşti. Ben bu blçim köpek hie görmemiştlm. Ardfillan'da herkesin öyle kolay kolay ayak basamıyaeağı caddelerde büyük bir özenl* gezdirUen kibar köpeklere hiç benzemlyordu. • Melez mi?» diye sordnm. « Yok. canım. Soyln bir köpeği goriir görmeı tanıyamaz mısın sen? Bizim bu Şakacı çok değerli bir hayvandır, kncak dolusu paraya aldık. O da Terry'ye kncak dolaso para kazandırdu Yansta Terry'ylen kims« boy ölçüseme*, köpek yarıjı olsun, at yanfi oUun, İnsan yanjı olsun.» (Arkası var) NAZtME NAOİ ECVETGÜREStN VECül KIZILÜEMİR Içlertnl CUlen tdar* eden Sonımlo MOdör; Genel YayiD MüdUrO SahlU CumhuriYet Sayısı 25 &uru$ njrkly» aarld Un KJ U n Kr SeneHk 6 «ytık 8 aylık T* T3.0S «00 «ao» Tayao (90JM 40 00 44.00 AUtOrfe Hulvan y«Mi A » YENtŞBHlB releton t» «9 «4. U « M ANKAKA 80KO8U; u » «a tzmlı Bflrusu: O«s1 BulTan Ro. U Tel: 31230 UttC.lı İLL.KKİ No 9 Otyarbakıı Celmtrm: IM1 • Il.l.lKl BÜROMU: KOcukMat Mvrfla» EdlnM H*m ADAMA ıvirfıtn: «fl9« * n»i9 Gasetemtz* g«nöerflen «mztlaı ko> aulsuo, kocuimaıao tad» adllmes. • ÜAnlaMan mesuılyet kabul olun» maz, Abon» ve Uan tsloi İÇİD tar> fın OstUD* cAboaaı rmya ctlâa Servtsö kaydınıa konman lâzımdır CUMHURIYtn RlatbucıUk. *• Gasetectllk I A. Ş. CaftalnClo Bu eaz«te BAbiN ASLAK YASokak No S9M SAS1NA uytnayı taahhüi «tmlstlf