19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ CUMHURÎYET 30 Ağustos 1961 IIHHIIIIIIHIIHIMIIHIIIIIII tnsan, memleketinin bavasını saran sisli günlerde y» ieselli bnlmak, ya da hâdiselere gerçek deferlerini verebilmek için Urihe eğilmek istefinl duyuyor. Kurşnnî kış günleri srtık »ojh»mus manjalın küllerini eşeleyip ellerini ısrtmak istiyen biri gibl, Knrtnluş Savaşınm sayfalannı karıştınp, üşümüş yureğimizi ısıtmak, şu sıcak 30 Afustos günânde önüne geçilmez bir flrtiyaç... Şevket Süreyya'nın «Tek Adam» ını ointmak fırsatını bir türİB bulamamıçtını. tkinci cîldi de yayınlandı. Üçiincü eildi yakında baskıya hazır olacak. Aydınlık bir üslup içinde Atatürkün destanını anlatan bir bfiyfik eser. Atatürkün destanı demek bilmem ki doğrn n ı ! Ama gerçeklerin destanlaştığı tarih zamanlan vardır. Iste öyle anlardan biridir Kurtuluş Savaşı... Kendinden sonrs gelen bir zincirin îlk halkası; ax gelismiş milletlerin emperyalizme karşı ilk zaferi. Bn zaferlerin birbirine eklenerek yarattığı ihtilâl, bngün yeryüzüne en h&kim çizgisinl çekmege namzct barekettir. Ücüncü Dünya dediğimiz başka ne ki? Biz ki •imdi dfinyadaki yerini şaşırmış bir TürMyeyiz, çünkü Knrtulos Bsvafinm k»ynaklannı değerlendirmesini bilemedik. Bn filkede kırk yıldan beri : Amerikan mandast istemis... diye borlanan insanlar biliri». Kurtnlnş Savaşından sonra umutsuzluk içinde ileri sürdükleri tekllfleri onlann luratlanna çarpa çarpa bir hal olan bizler, topyekun Amerikan vesayetine nasıl teslim ettik politikamızı? Bs£ımsız devlet olmak içm çırpınacağınuza, yan bağımlı poüttkanın rahatlıgında günumuzü gün edelim dedik. öyle ya; «en düşünme, senin yerine Amerika düşünsün! Düşünmek bir kere snç oldn mn, senin vatandasların ne geçmişten ders almak niteUğine erisirler, ne gelecekten nasiplenmege .. Ama dolâr yağmasında devlet idaresi denizi bitirinceye kadardır. Şevket Snreyya'nın Tek Adam'ını kanstınyordnm Id, Sakarya Savaşından sonra Ankaraya Büyükelçi olarak gelen Aralof'un hfitıralanndan bir parçayı dikhatle okndnm. Aralof, Rnsyadan Türkiyeye yola çıkacak . Hariciye Komiserl Çiçerin kendisine tavsiyelerde bnlnnnyor : « Türkiyede bir harb oluyor. Aynı zomanda bir iç harb. Sizin faaliyetinizi ona göre değerlendirdik. Türkiye az zaman önce bir büyük devletti. Anadoluya, Balkanlara, Mısıra kadar hükraeden bir devlet. Hakikatte şimdi küçülmüştür. îkinci dereceye düsmüştür. Ama cHıan diplemasisinde hâlâ büyük yeri var. (...) Nihayet, bugün Türkiye harb içindedir. Başında Mustafa Kemal Paşanın bulunduğu yeni bir Türkiye, emperyalistlerle ve onlann yaratığı olan Yunanretanla dövüsuyor. îtilâf devletleri askerlerinin muhafazası altında bulunan İstanbuldaki Sultan hükümetı ile de boğuşuyor. Çok mühim olaylar... (...) Bir diplomatın kültürlü olması gerek. Fakat kültür demek barılannın sandığı gibi, yemekte balığı biçak ile kesmemek demek değildir. Bu dış ahşkanlıklar çabuk benımsenir. Hakikt kültür, kazanılan ve benimsenen bilgilerin zenginhgidır. Geçmış dâvalann kültürfü bir biçimde idraki ve tevarüs edilmesidir Karşılaşılan durumlann doğru olarak anlaşılması için de, bunların mâkul ve tenkidi bir surette açıklanabilmesidir Size XIX Yüzyıldaki Avrupa meseleleri üzerinde hazırlanmak lâzım. Emperyalist harbin çıktnası nedenlerini incelemek lâzım. (...) tngilterenin, Fransanın. Almanyamn, Birleşik Amerikanm ve diğer kapitalist memleketlerin Türkiye hakkmdaki polîtikalariyle iyice tanışınız. Türkiye ile bağlı iktieadi meseleler hakkında bilgi edininiz. Bu esaslann esasıdır.» Çiçerin'in Aralora verdigi öfütler bunlar Onlar yabaneı ©1daklan halde kendi çıkarlan açısından Türkfyenin dâvalannı »nlamaga kırk yı! önce çalışmışlar. Biz kendi dâvalanmıza hele son yirmi yılda ne ölçüde e|ilebi144k. Diyor ki adam : tngilterenin, Fransanın, Almanyamn, Birleşik Amerikanın Türkiye hakkmdaki politikalariyle iyice tamşınız! Bizler bn politikayla şimdi yeni yeni ve Kıbns davası dolayısiyle tanısıyornz. Tanışıyornz am» : Mflşerref olduk... diyebitir misinizT O şeref onlara ait... bize değiL Evet... gerçek kfiltür noksan olnncs ne kendi tarihiraizi, ne de bnrünfimilzti kavramak tnümkün. Gerçek kültür olmayınca da durumumozn ancak hâdiselerin mostasını yedikçe »nlıyoruz. Tamşınız! 30 Ağustos'un Yıldönümü DUŞUNCELER îstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından öğretmenler için tertip edilen yaz seminerleri, bugün Galatasaray Lisesi toplantı salonunda saat 10 da yapılacak bir törenle açılacak Itilâf devletlerinin, mütareke hü Yunan ordusu, Sakarya mağlübive 12 eylül cumartesi gününe kadar yetinden sonra çekilerek, Eskişe kümlerine gore bizden alarak Isdevam edecektir. Maçka ve Zeytinburnu hir Afyon hattının şarkında dur tanbulda; U llkokul Müfettişinin idaresinde du. Biz de ordumuzla onu takip e depolan ile daha bazı yerlerde mu 69 okulda yapılacak seminerlere, 4099 derek karşısında tertibat aldık. haiaza etmekte olduklan esliha v öğretmen katılacak ve 37 konu işleBen, Sakarya muharebesinde, or mühimmatı, İstanbuldaki gizlı teş necektir. Konuların işlenmesinde 197 kilâtımızın fedakârane ve mahiran' kaynak şahıstan istifade edilecektir. dumuzun sağ tarafındakl kuvvetle gayretleri sayesinde Anadolu yaka rimize kumanda ediyordum. 1 ocak Bu yıl seçilen 37 konu arasında, eğisına; Karamürsel ve civarına naK timi güç çocuklar, halk eğitimi, öğ 1922 de Büyük Mület Meclisl ^ara lettirdik. Oradan da insan ve hayrenciyi tanıma, eğitsel rehberlik ve fından Millî Müdafaa Vekilligine van sırtlannda, geceli gündüzlü ta rehberlik ile okul ve evde eğitim bu seçildim ve cepheden aynlarak An şıyarak cepheye gönderdik. Işt karaya gittim. lunmaktadır. Sakarya muharebesinde çok zayi Türk kadınlannın büjiık top gülle Bu konu ile ilgili olarak 712 eylül lerini sırtlannda taşıdıkları yerle tarihleri arasında örnek ders filim at vermiştik. Harbe giren birlikle rin önemlilerinden biri de burası rimizin subaylannın hemen yarısı seminerleri ile İlk Okul başöğretdır. menleri sağlık müfettişlerinin de iş şehit olmuşiardı veya yaralı idiler. Memleket dışından, yardım ve sa Erlerimizden de o nisbette zayiatı tiraki ile beslenme seminerine tabi mı vardı. Cephanemiz ise hemen tın almak suretiyle de hayli silâh tutulacaklardır. ve cephane tedarik ettık. Ordumuz Seminerlerin getireceği yenilikler, hiç kalznamıştı. İlk Öğretim Müfettiş ve Öğretmenle Yıınanlılar, yardımcılan toıvvetli kuvvetleniyordu. Mecliste mebuslaı ve ikmal kaynakları çok müsait ol sabırsızlanıyorlar, bana sualler sorinin bu yılki çalışmalarına e: duğundan Sakarya muharebesinde ruyorlar ve menfi düşünenler dı olacaktır. ki kayıplannı kolayhkla tamamlı «bizi oyalıyorsunuz» diyorlardı. Kabataş'ta bir su iskelesi yacak ve ondan daha kuvvetli bir Haziran aymın ortasında bir gün, ordu meydaaa getirebilecek durum Atatürk'e hazırlıklanmız hakkmda inşa ediliyor izahat verdim. «Erkânı Harb Rei daydılar. Sular Idaresı r>.auaıaşta bir su Biz ise, bir çok güçlükler karşı sinin yanına gıdelim» dedi. Berabe: iskelesi inşa etmeğe karar vermi^gittik ve orada görüştuk. Elimizdetir. Iskele, Adalara su taşıyan tan sında idik. Subay, er ve znalzeme kl bütün imkânlar ile her ne tedjnoksanlanmızı bir dereoeye kadar kerıere tahsis edilecektir. Iki ay Pakat, tüîek, rik edebüirsek ancak iki aya kada içinde tamamlanacak olan iskelenin tamamhyabüirdlk. top ve bunların cephanelerini bul bunlan orduya yetiştirebileceğimiz insa?'""> 3"' bin lira hHronn'»'mak çok güçtü. O günlerde, Meclis anlaşılmıştı. Ondan sonra artık Kaçak et satanlarla te, mebuslarla hususî olarak görü bir şey tedarik etmek r imkânı yok mücadele hızlandı şürken ordumuzun süratle hazırlan tu. Yunanlılar ise de\ amlı olarak Kaçax eı satışıarının onü bir ması için bazı careler bulunabilere kuvveüerini arttınyorlardı. türlü alınamamaktadır. Karaağaç ğini söyledim. Orada nazır bulunan Bu hale göre, ağustosun 15 ine ka Kummları takip bürosu son onbes mebuslardan Yunus Nadi Bey, Mec dar ordumuzun taarruza hazır ol lis Grupu Reisligine bir takrir ve ması gerekiyordu. Atatürk bunun gün içinde 380 kilo kaçak et yakalamıştır. Bunlardan 9 kilosu sağiı rerek benım bsüısettiğim çareleri mahrem tutulmasmı re yalnız Garp ğa zararlı görüLmüş ve ünha edil Grupta söylememi ve hep birlikte Cephesi Kumandanı İsmet Paşaya gereken yardımın yapümasını tek şifre ile bildirilmesini emretti Ermiştir. Kaçak olarak kesim yapan ve sa lif etti. tesi günü, Atatürk ile beraber An tan 9 kasap hakkmda kovuşturma Grup toplantısına Mustafa Kemul karadan trenle hareket ettim. Isıne arı'mıştır. Paşa vv Fevzi Paşa da geldiler. Dü Paşa Sarıköy istasyonuna geldı. O şündüklerimi söyledim ve nereler rada görüştuk. Atatürk Adapazan den bulunabilecegini ifade etmiye na gitti. Ben de tsmet Paşa İle Ak rek, memleket içinden ve dışından şehire; cephe karargahma geçtim top, tüfek ve cephane tedarikının Orada da müzakerelerde bulunduk mümkün oldugunu ıfade ettim. Bu Atatürk'ün Ankaraya avdetına»: işler için derhal 3 milyon liralık son hazırlıklarınıızı tamamhyorduk bir tahsisat aynlmasma ve bana Ordumuzun tüfek adedi 100 b:r Isı, doğu bölgelerinde salâhiyet verilmesine dair Grup ka geçmışti. Makineli tüfek, top v< rar aldı. cephanemiz de imkânlar nisbetınds Oirelnıenler için \iiz seminerleri lıııyiiıı açılıyor Büyük taarruz anıları Anlatan: KÂZIM ÖZALP 26 Ağustosta ba$layan ve 30 Ağustosta Başkumandanlık Meydan Savaşı ile sona eren Büyük Taarruz, Türkiyenin knrtuluşuna sağlayan son mücadeledir. Kurtuluş Savaşları olarak vasıflandırılan ve Türkiin bağunsızlık azmini, var olma çabasuıı dünyaya ilân ve kabul ettiren Millî Mücadelenin her safhasında, Kumandan ve Bakan olarak görev almış bulunan değerli asker, Emekli Orgenera] Kâznn Özalp, içinde yasadığı Büyük Taarruz günlerine ait anılarını, Cumhuriyet okuyuculan için anlatmıştır. Aşağıda General Özalpm anılarını okuyacaksınız. arttırılnııştı. Son ihtiyacımız olan tüfek ve kasatura ka>ışı, cephane torbası, çank gibi şeyleri almak ıçin paramız kalmamıştı. Malıye Ve kâletinden 500 bin lira istedım. öır kaç gün beklemek lâzım geliyor, cevabını aldım. Halbuki işimiz ço^ acele idi. Atatürk'ün emrinde, Osmanlı Bankasında bulunan 600 bin lıra vardı. Bunu istedim. Hepsinı verdi ve bahsettigim noksanlan suratle tamamladık. Atatürk tekrar cepheye gittl. 1 »ğustos 1922 de beni de oraya çagırdı. Fevzi Paşa da orada idi. Tekrar görüşüldü ve taarruz esaslan karar laştınldı. Ben, Atatürkle Ankaraya döndüm. Mecliste mebuslar, ehemmjyetli günlerin yaklaştıgını hissediyorlar fakat bir şey sormuyorlardı. Merak ve heyecan içinde olduslan görüluyord". Menfi düşünenler de artık bir şey söylemiyorlardı Atatürk, başkanhgında toplanan Vekiller Heyetirıde, gunünü söylemeden taarruza karar verildigini ve sebeplerini anlattı. Vekiller dikkatle dinlediler ve başarı dileğinde balundular. Taarruz günü yaklaştıgı için Atatürk cepheye hareketinin gizli tutulmasını istedi Çankayada bir çay zıyafeti verilecefini gazete ile ilân ederek o gece cepheye hareket etti. 20 ağustos 1922 de cephe karargânına vardı. Kumandanlarla görüştü. Taarruz istikametlerini tâyin etti. Birliklerin yürüyüş ve hareketleri gizü yapılarak büyük kuvvetlerımiz düşmanın sağ kanadı karşısında Işıklar Şühut bölgesm de toplandı. 26 Ağustos sabahı taarruz başladı. Atatürk muharebeyi Kocatepeden idare ediyordu. Yunan lılar, şiddetli taarruz karşısmda mu kavemet edemiyerek dağıldılar. Buradan ric'at edenler ve bunlan takvıyeye gelenler 30 Ağustosta Dumlupınar cıvarmda toplandılar. Ordumuz süratli ve maharetli manevralar ile düşman kuvvetlerini Aslıhan lar yakımnda her taraftan ihata ederek kati mağlubiyete uğrattı. tşte buna Başkumandanlık Meydan Muharebesi deniliyor. Burada düşman Başkumandanı Trikopis esir ahndı. Düşmanın askerleri dağıldılar, öldüler ve esir 8lındılar. Eüyük hayallerle vatanımızı istilâya gelen Yunan ordusu böylece eridi. Kaçanlann hemen takibine geçildi. Burada Atatürk ordulara «Hedefiniz Akdenizdir!» emrini verdi ve durmadan ilerliyen ordulannuzın öncüleri 9 Eylülde îzmıre g.rdiler. 30 Ağustosun düşündfirdükleri ıiııııııııııiiiıııııııııııımıı Yazan: General Kenan ESENGİN azalacak Bankaeılıkta YetişmişPersond Banka Şube Müdür, ikinci Müdürü ve Muhasebecisine ihtiyaç vardır. Gertk resmJ ve gerekse husnsl bankalarda yetişmiş ve bu vazifeleri fiilen yapmıa olanlar arasından isteklilerin, yas, tahsil durumlan fle açık ikaraetgâh adreslermi havi mufassal hâl tercümelerini (P.K. 746 GalataIstanlsul) adresine göndermeleri rica ohmur. Karadeniz bölgesi ile iç ana< doln'nan kazey kesimleri par çalı bnlntln ve yer yer saf. nak yağışlı, diğer bölgeler az bnlutln ve açık geçecek, hava •ıcaklıklan doğn bölgelerde aazalacak, batı bölgelerinde dfine nazaran önemli bir değişiklik olmayacak, rflzg&rlar knzey ve doğn ySnlerden hafif yer yer orta kavvette esecektir. V EFA T Müzeyyen Yumlu'nun kı>metli eşi, Muattar Nural ve ve Necat Yumlu'nun sevgili babalan, Süreyya Yumlu ve Mehmet Ali Nural'm kayınpederleri, Selina ve Melike'nin biricik dedeleri îstanbul tüccarlarmdan K A S I M P A S A L I Zonguld&k mllletveltm Prens Andre kitabmı şöyle bitirl Kırk iki yıl önce. bugün auavayordu: (küçuk Asyadaki bn soo tanın bağrmda bir meydan savaşı fedakârlık boşuna mıdır? Hayır, oluyordu. O gün güneş Ege uçünkü Yunan askeri tarafından ofuklaruıda batarken, büyük idrada ekilmiş olan bu tohum güdialar ve korkunç emeller ile nün birinde büyük ve çiçekli bir harekâta başlayan bir istilâ orağaç hâlinde açılacaktır.) tşte biz dusu da bu meydan savasiyle son bu açık düşmanlıklara karşılık nefesini verecekti. Yunanistanla 1931 andlaşmasmı Tarihte, özel olarak Türk tariyaptık, 1952 yılında da oy alma hinde bircok meydan savaşlan hevesiyle D.P. İmroz ve Bozca olmuş. bircok düşman ordulan Adaya bilinen serbestiyi verdi yok edilmiş ve bircok zaferler ka Bunlar için artık ciddi tedbirler zanılmıştır. Bunların hemen hiç almmalıdır, herkesi İyi tanımak biri mânâ ve sonuç bakımından gerekir. 30 ağustos Dumlupuıar meydan Yunanistanın ne jeopjolitik dnnı savaşına benzemezler. mu, ne de milli gücü bizim için O bir fırsat düşkünü olarak va ve Akdenizle ilgili devletler içuı tan topraklarına vahşi bir hırs lie önemli değildir. Onun yanımızda saldıran ve Türk milleti için çok görmekle karşımızda bulmak ara hain emeller besleyen düşman or sında fark yoktur. İkinci şık daha dularmı yok etmek, vatanı kurfaydalıdır. tarmak ve yeni bir Türkiye yaratmanın savaşı idi .. + Böyle bir meydan savaşınm he Bugünkü varlığımızın temelinyecanını gerçek anlamda duyabil de 30 ağustos ve onun ölmez ru mek için o günlerin şartlarını hu yanmaktadır. Biz o zaferle ka\Tamak gerekir. Millî mücade Anadolu topraklanna saldıran, le ruhnnun doğuşu, Ege kıyılanTürk milletini yok etmek amacı na yıldınm hıziyle ulaşmak bn güden, mâsum insanlann şeref şahlanıs ve heyecanla oldu, vave nâmuslaruıa alçakça tecavüztan böyle bir aşkla kurtanldı, Ierde bulunan Prens Andrenin as yeni Türkiye böyle bir kudretin kerlerini ve Yunan hayallerini o devamı ile yaraüldı. kadar derinlere gömdük ki değil •k bir ağaç hâlinde ciçek acmalan Kırk iki yıl sonra, Kıbns olay ebediyen bn topraklarm üstüne lariyle Rumlann sinsi ve hain eçıkmalanna artık imkân kalmamellerinin yine hortladığmı görü mıştır. yoruz. Mora Isyanmdan bagüne • kadar izlenen metod hep aynı, Şimdi 30 ağustos meydan savavitrine bir papaz çıkanlıyor buşınm cereyan ettiğl bölgede, o nun arkasında intikamcı emeller gün ovayı dolduran istilâ ordusu rol oynnyor, başka devletlerin nun ölülerinl selâmlayan, yere sempatileri de bu haçlı duygudüşmüş Yunan bnyrağını (Bir lara bağlanmak isteniliyor. Momilletin şeref timsâlidir) diye rada papaz Narvo, Kıbnsta Makaldmlmasmı emnden muzaffer karios ve lmrozda Papaz Milons.. Türk Başkumandanın «Mustafa İstanbulda patrikler. Kemalin» «yüksek ruh asaleti ve Yüz yıl lar boyunca Yunanlılar insanhk duygulariyle Kıbnsta, her savaşta Türk ordusunun öbanyoda kadın ve çocutclan öldü nünde yenilmiş ve silinmişler, fa ren, esir olmuş pilotu arkadan kat daha sonra bu yenilmelerine vuran Rumlann aşağılık haremükâfat ve teselli payı olarak ketlerini düşünüyor. Medenî dünbir takım imtiyazlar verilmiştir. yanm bunlan bilmesini istiyoruz. Fatihten beri verilen bu Imti* yazlarla Rumlar Türk ırkından Yine Makariosun Rusyadan ve daha çok rahat ve mesut yaşamış islâm devleti olan Araplardan lar, kan borçlannı ödememişler, yardım istemesinin mânâsını, bivatandaşlık vazifelerini nâmuslu zim ümmetçi ve şeriatçı parti ve olarak yapmamışlardır. Daima politikacılann kavramfclarını, ken düşmanhk tohumlan ekmişler. dileri için bir uyanış olmasını, ya yabancılık göstermişler, kudretle kın tarihimizin bn yüzden eecirrinin üstünde olan isteklerde budifl felâketleri hatırlamalarını lunmuşlar ve daima Türkiyeden umuyoruz. Aynca temelinde 30 bir şeyler çalmak yolunu seçmis ağustosun ruhu yatan Atatürkün lerdir. getirdiği ilkeleri realiteleri bu * vesile 1le biraz olsun sevmelertni Kurtuluş Savaşından sonra Abekliyoruz. Düşündörücü ve önadolu harekâtını (Felâkete doğ nemli olan bir nokta da budur. ru) adlı bir kitapta yayan Yu30 ağustosu yaratanlara sonsuı nan Kolordu Kumandanlanndan sükranlanmız. Ağustos 30 Rebiülâhrr 22 MEHMET THMUr 29 ağustos 1964 tarihinde Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 30 ağustos 1964 pazar günü öğle namazını mütaakıp Şişli Camiinden alınarak Zincirlikuyu Aile Kabristanma defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. Cumhuriyet 10156 CUMHUKtYETm tetrikjat: 32 TEŞEKKÜR Eşlm Te babamıı YUksek Maden MOhendM KİRALIK DEPO Eyüp Defterdar Fabrikası yanında, denizde rıhtımı bulunan 500 metrekare üzerine İnşa edilmis iki katlı cem'an 1000 metrekarelik betonanne depo kiralıktır. Aylık Idra: 3000 TL. Müracaat: 22 13 59 Reklâmcılık 3086/10146 V. 1 6.23'13.14116.56 19.45j21.2Ij 4.34 E. 110.361 5^61 9.09112.00! 1.36| 8.47 ABDULLAH HÜSREV GULEMAN'ın Tefatı dölayıslyle evimlze gelen, 26.8.964 çarşatnba günü cenaze tneraslmLne lştlrat eden, çelenk gönderen, telefon talgraf ve mektupla büyüfc acımızı payl»şan akrab». dort ve meslek arkadaşlarınB, kadlrşlnas Maden Tet klk ve Arama Enfitltüaüne, Türk Tükseltme Cemlyetlne, Anadolu Maden T. A. OrtskJıgına, Denlzclllk »e Madenclllk Ltd. ŞlrSetlne, Yapı ve Kredl Banknsı A. Şlrketine, Emayetaş tdare Mecllsl Te memurlanna teşekküılerlmlEln gazetenlzle lbl&guu rtca edeziz. AUesl Cumhuriyet 10150 Bir acı şarkı Yazan: A. J. Cronitı [lıHllllllllllllllMIU Çeviren: Vahdet Gültekin SEKRETER ARANIYOR Yeni kurulmakta olan büyük bir fabrikanm Umum Müdürlüğü için çok iyi İngilizce bilen bir sekreter aranmaktadır. Taliplerin hâl tercümelerini İstinye Postfestant No. 1 e göndermeleri rica olunur. Cumhuriyet 10140 98 BtR ACI ŞARKI BtR ACI ŞARKI 99 100 BtR ACI ŞARKI «To, Conor. Ama, ne de olsa, sradablr doktora baktır kendini dedflerdi de fana. Çoktandır grittiğin yok^ Babam o feylezofvarî tanrlannın en güzelini takınarak: «Doğru dedi. «lalnıı, bo adam sinirime dokunuyor benim; sonra, ne zaman gitsem kendımi daha kötü hissediyonun. Onun için, baklı olarak, aklım başımda olarak, karar verdim, gitmiyeceğim. Daha açık söyleyim : Güvenim yok benim o adama> «lşte bo biraz şaşılacak sey. Bütün sehir goklere çıkarıyor ona, birinci sınıf bir doktor.» «Evet, o yangelip oturan zenginlere bakıyor, onlann nabzına göre şerbet veriyor da ondan. Birinci sınıf olabilir ama, beş para et «Nasıl söyliyebilirsin böyle bir seyi?» «Ben onu öyle bulnyornra çünkü.» Babam pek atesli konuşuyordn. «Söylesem inanmazsın: «t'ç ay isi falan bırak, gemiye bin, ta Madeira'ya kadar şit» bile dedi bana. Gemiye binip azun bir deniz yolcnlağnna çıkmahymışım! Onun baktığı kocakarılar için olabilir belki ama, bana çelmez bu!» Pek aşın îitmis gibi. bîrdenbire sustn. Teniden eazetesini okumaya baslıyacaktı, annera dnrdurdn. «Evet. bence de Evren pek farfaracı,» dedi. l'ğradığı sarsıntı.M hic belli etmeden, bir yandan gene yününü örerken. durgun bir sesle konusuvordu. «Ama, baska doktor mu yok! Hoşlanabilecejin birini bnlmalısın bence.» «Peki ama, neden?» «Şey... durumnn nasıl, bir ögrenmek için. Ne de ol«a, fiksürüğün bütün bütün geçmedi ki.» Babam, kaşlannı çatmış, anneme ters t e n bakıyordu. «Bir şey değü o. Kaç kere sdyledim sana ben çok çabuk üşütürüm kendimi diye^ Annem: «Olsnn» dedi, elindeki örgüyü kneağına bıraktı, karşısındakini kandırmayı kafasına koymnş gibi, öne dofrn eğildi: «VVinton'da tanıdıgın bir doktor yok mn arasıra sana bir baksın?» Bir ara sessiz geçti. Gözlerim kitapta, bekledim: «Şimdi babam ya kızıp haykıracak, ya da, hiç olmazsa, kibarlığı elden bırakmadan, gene tumturaklı sözlerle bn teklifi de geri çevirir» diyordnm. öyle olmadı: Babam, yan homurdana bomnrdana da olsa, boynn eğdi : «Vallaha. kızım, madem sen öyle istiyorsnn... benim yazıhaneye yakın biri var. Kaledonya Sigorta Ortaklıgı'nın doktonı. Arasıra raslanm. Bu işi sen bn kadar üsteledigine göre, bir gün ugrarım, senin hatınn için kendime bir baktırınm.» Annem, babamın isin soramluluğunu pek astaca kendisinin nzerine vüklediŞini anlamamazlıktan gelerek, bafifçe bir içini çekti. Belli etmemeye çalışmıştı ama, iç çekisi gene de dnydum. «öyleyse, ona git, Conor. Yarın gitsene?» Babam gene gazetesini okumaya koyulmuşta, işitmemezlikten geldi, Ertesi akşam eve geldiginde annem onu gene kapıdan karşıladı. Içeri girerlerken babamı baktım: Üzerinde pek bir değişiklik göre medim. Biraz yorgnn görünüyordu ama, çogunlnkla, o gün ber günkünden çok çalıştıysa, akşama böyle yorgun gelirdi. Yemekte • o aksamki yemekler de her günkünden daha güzeldi: Babamın pek sevdiği dana haşlaması da vardı babamın iştahı pek yerindeydi. Bir gün önce konnştuklarını hiç açmadılar. Ben yemeğimi bitirince elime bir kitap alıp pencerenin önündeki yerime geçtim. Annem ancak o zaman sordu, alçak bir sesle : «E, ne baber?» Babam önce bir durdn. Sonra: «Evet, gittim» dedi. Sakin bir sesle ama, biraz düşünceliymis gibi konusuyordu. «Dr. Macmillan'a gittim. Çok iyi bir adam. Hakkın varmış, Grace. Ciğerlerimden birine biraz hastalık gelmiş^» «Hastalık mı gelmis? Ne hastalığı?» Babam: «E.. sey.» diye, kekeledi. Söylemek istemiyordn ama, söylemek zorundaydı da. «Ufak bir verem baslangıcı.» «O! Con .. sahi mi?» «Telâvlanma simdı. Ne de olsa, görülmemis bir sey değil. Sık sık raslanan bir hastalık. Takalanan sürü sürü. Hepsi de atlatıyor.» Annem. pek üzgün, derin derin bir an çekti. Sonra, masanın üzerinden agır agır nzandı, babamın elini tnttu. «Hiç olmazsa, durnmumn7a öğrendik artık. tsini bırakacaksın. adamakıllı iyi olacaksın. Ta bir sanatoryuma ridersin. ya da, Dr. Evvenin dediği gibi. bir deniz >olculuğuna çıkarsın.» (Irkası var) NAZtME NADt ECVET GÜREStN * Genel Y«yın MOdürO SahthJ Cumhuriyef Sayıa Zb Kuruş TOrMy» aarld Llr» Kx Urs Kr. Senellk 0 «7lık S aylık T9.00 «0.00 zzo» ISOİ» 8noo «4.00 ANK4RA U: AtacOrfe öulvan y K O «ı AD. tS C a l B T e l e l o n : 13 *S M. U O X B 13 09 66 17 91 33 Yan tşlerttJ tılJen uure edea Sorumlu MQdQr: GazPtemlze genderUen yazılat toaulsun. tonulmasm Lade edllmez. tlânlardao mesullTet fcabu] olunm«z Abone ve UAD tsİHTi ıçlD u t tın QS1QDC tAboneı veya tllân Servlst» feaydıniD bonması lâzimdır. VECüt KIZlLDEMtR * a Mahallesı 3 » R No 9 O i y a r b a U i relefonı 10A1 BHKIISII. Meydanı Gdlmf tum Basao Ysyan CÜMHURlYbT Uatbaücıuk « Cazetedllk r A 5 C*Caing|o aalkert Sokak No * ve Bu Şdîrte BASI1M AHUAK YASAS1NA uvmayi »«ahhtli ıtml«Ut Lufthansa yalnız Almanya'ya mı uçuyor sanıyorsunuz? Hedefiniz ister Afrika, ister Yakın/Orta veya Uzak Doğu; Kuzey veya Güney Amerika olsun, Lufthansa sizi en modern jet uçaklan i!e birkaç saat içersinde dünyanm dört bir bucağına ulaştınr. Lufthansa, muntazaman, dünyanın 52 noktasına uçmakta olup dünyanın 127 çesitli şehrinde büroları mevcuttur. Lufthansa denizaşın ülkelere Boeing Jet 707 veya 720 ve Avrupa dahilinde ise, yegane hava yolu olarak, yeni Avrupa Jet 727'ler ile sefer yapmaktadır. Tokyo, San Francisco, Johannesburg, Rio de Janeiro ve NevvYork'ayapacağımzyolculuklarda Lufthansa'yi seçmekle isabet edersiniz. Yolculuğunuzu planlarken IATA acentenîze müraacatla dünyanın her köşesine seferleri olan Lufthansa hakkmda malumat Isteyiniz. Unutmayınız: Lufthansa servisde önderdir. San Francısco Montreaf LondOB Stockholm V New Yok Arsterdam Chıcago Barce'ont M«dr!d Kice Pa!m* d» Mallorca Rio de JaneTro» »Teheran Tokyo» MüneheıTV "Athlnal TrlDoîıVCalro Khartoum r Baghdad Kuwa1t D n a f l f a n Lufthansa Saatiago de Chile Buenos Aire» Sâa Paulo 4 Montevideo Daktr •Johannesburg. Ka1ârfll Caicuita Baıgtoit u I 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle