19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2H>ftT «Nntmmııııııuuııııniiıı ız GDMHURfYET tS Ağustoc 1864 BULMACA parsm? Ağabey! Kırk yüd» bir uğrarth kahve Ben olsam Mjle 7e. Aksaraydald hslasına geldiKonsolos Bey: ğini söylerdi. Ona bakarsamz Trmkya otobüslerinde emanetçi Pek hakikate nymoy*r. umlik edennis. Ahmedin söylediğine ğil mi Ahmet Beyefendi? före çocuk otobüs hastası... O Bana da öyle geliyor Ko» tobüsle seyahat etmeye meraksolos Bey; ama Şaban boî AnlaU. Topkapı tarafında bir eski evtır... Ieri varmış.. kimi klmsesi de Şerefsbim t%t» yaiaa aöj Yok ağabey„ biriylen bahse di.. ahşveriş tamam.. sonra bayok. Ona kir»ya vermis.. kiracı girdik de.. lüyorsam . na geldi.. gülerek: ile sözü var. Evin alt katında Nasıl knrtuldnn? Kaç paraya? Şaban ağabey! Sen namuslu bir oda Şabana ait.. çocuğnn adı tsmail beş kâğıt verdı.. sef Beş kâğıdına .. adamsm! Ver beş kâğıdı.. Şabandır. Şabanın birinde doğ Kim o? Alay etme de.. beşliği elden talici yakamı bıraktı öteki yolmuş, biraı delişmendir başka cuyu ahali: Kırklarelinde bir tsmafl var gel! dedim... knsurn yok. Biraz da atar. da.. otobüslerde biletçilik ed^r.. Neden yahu? Hani para ver Yuuh be! diye kovaladılar. iddiacı mı, iddiacı.. miyecektin.. O da gitti.. beni de çekip sandal Rahmi Şabanla çocukluk arka Neye bahse girdiniz? Oğlum ben sana ne dedim? dan aldılar. Üstümü başımı. der dafi. Halasnun yanına geldiği za Anlatayım ağabey.. bafiaı Para vermem dedin ya! ken kapıdan içeriman hep beraber oynarlarmış. ağntmazsam . (PantaJommu çe Ben baukçıya para vermem Habire edepsiz? Neredesin? Rahminia anlattığına göre Şaba kerek) Yapışıyor da .. dedim. Hep aranm seni her tarafta dinı esir almacads bep yakalar Ne? Ama verdin? ye içeri girince: ınış, Şabaru dinlerseniz aksine.. Şeftali suyu.. anlatayım a|a Yok tsmail. Mızıkçüık etme! Hah! İsmail ağabey! Ben de Rahmi önünden kaçamazmış . bey bana bir kahve orta şeker Parayı ben sana verdim. Balıkçışimdi seni anlatıyordont, dedi Yalnız birlejtikleri bir nokta var: li! ya sen verdin Herkes durdu .. Çukurbostanda incir apaçlarına Rahmi: Ulan ne namussuz adamsm! Şaban Recebe: mnsallat olmuşlar.. ye babam Recep kahve benden anist dedi. . Recep, İsmail ağabeye bir ye! Olmnşunu, hamıru yemeye bakalım.. ama çok atma. Ağzını bozma! Ver beş kâğıbaslamışlar.. bostancılar bunlan Serefsizim doğru anlatırun.. dı dedim ama vennedi .. Yiirü kahve yap! dedi. ismail kahveyi icerken ftsbmi yakalarnışlar. Bir araba dayak biz bu sabah otobüsle Sirkeciye dük . Galata rıhtımında şeftali Şabanın hikâvesini ona da «nlat•tmışlar.. bnnlar da: geldik.. sabah dersem.. on bire satıyorlardı . Dâvacıyız! diye bağırmışlar.. doğru.. Ismaille çıktık.. Karakö Bari bir kilo şeftali al da tı. Ooğru mu İsmail Efeodi' karakola gideceğiz! demtşler. ye geldik . İsmail ille de deniz fit olahm.. dedim. Eksiği var, fazlası yok! HeBostancılar korkmuş.. ikLsine görmek ister.. benim de i?im Sen onu dedemin külâb'na birer okka incirle işi kapatmış yoktu. Köprüden hani alt tara anlat! dedi... Ben şeftalicıve yak rif bunu boğacaktı... Oenlze attı da kurtuldu.. yoksam.. reııi ollar.Üst tarafı ne ki anlatsalar fında dükkânlar var.. oradan ge laştun: birbirini tutmazdı.. onun için Ah çerken balık kızartıyorlamuş, Ver bir küo! dedim.. ismail du adam.. gevşemiş şeftali. aba met bunlann sözlerine pek inan burnnma mis gibi jeldi.. de orada idi.. adam tarttı, verdi. böyle armnm ortasına yapısutca mazdı. Canun balık istedi be! de Ben aldığım gibi tüydüm.. İsma sulan da yanaklarından skıyordu.. hepten kırüdı âlem eülmekfle de: Şaban kahveye Kirdiği zaman dim.. Aldırma, balık yenir mi? Ver parayı.. ben vapu.a gi ten.. kalabaiıktı. Yani bizim ahbaplaŞaban: nn hepsi orada idi. Üstelik ala KimbUir kaç para? dedi.. yürii diyorum diye bağırdun.. unktan Gördün mü? Ben yalan sfiyfranga Kâmil Bey, tmam Efendi. dük.. ben aldınş etmedim.. deniz baktım. Şeftalici yakasına yapışhattâ simsar Sami bile orada i de sandalda bahk ktzartıyorlar tı.. kemali yetmiş beş kuruş %er lemem oğlum yalan söyliyea na mış.. bizim İsmail ona baktı, b*k mez bir türlü.. rezalet çıkacak.. mussuzdur. di. sokuldum: İsmail: Şaban içeri girince Rahmi ye tı.. Şaban be! Benim de içün Versene parayı be! dedim. Şaban be! Süyleme boyle rinden fırladı: Neye vereyim? dedi.. büyük lâflar.. Vlan Şaban! Hani sen Edir çekti.. dedi. Yiyelim istersen? Bende ufak para yok! Ver nede idin? Deyince Şaban lâfı değiştirdl. Ama herkes kendi payma? de ben veririm, dedim. Ağabey! Ben pire gibiyım. Yaşa İsmail ağabey.. sen W Ben bu herife para verÜstfime yürüdü Yoıculara tanesin vallaha! diyerek adamı Bngün Edimede, yarın pıt Kaymem.. sen kendine bak! çarptık.. kolumu sıktı, canıtn yan yatıştırdı.. Nuri güldüseride Bedava mı yiyeceksin! dedi. dı.. şeftalici de geldi.. halk da' diAhmet priildü: Çevir kazı yanmasm! ha? Ben balıkçılara para ver rikti.. ben ktzdım.. silkinın elin Fazla sıçradın galiba Şaban mem, dedim ya! Hani iâf olsun den kurtuldum. Elimdeki şefta Öyle değil mi Rehmi? Bey. Rahmi de pis oıs gülfiyordn. diye söyledim. lileri Ismailin suratına suratma Ahmrt ağabey! Kusura bakKâmil gözlerini süzerek Şaba Sen para Fermezsen ben sa atmaya başladun... Bir pandomima, serde uçanlık var. Allah sena: ni inandırsm Ha! Merhaba he> na beş lira vcririm.. ohnazsa sen na ki sorma . Ahmet: İklnci perdeyi nerede oynıler.. Recep nasüsın? Nuri aınca bana beş lira verir misin? Veririm! dedim Ulan deli misin be! Rezalet yacaksuuz? diye sorunca Şaban: isler nasıl? Sandala yaklaştı.. ismail sor olmuş. Bu akşam saza gideceğiz. Şimdi de emice mi olduk? du: Sorma ağabey! Bir kere ol değil mi İsmail ağabey? diyerek Ey günler geçiyor Nuri Kaç para?.. du işte! Şeftaliler de haınmış. işi kapattı. Bey! Ağabeyler büyüyor, anıca Adam: Sertleri suratına geldikçe IsmaiKonsolos Bey Ahmede: oluyorlar. Yanm ekmeklen bir lira.. lin canı yanıyordu. Herkes bizi Monşer Ahmet Bey! Hari Ya sen olduğun yere mi ka dedi. seyrediyordu ağabey! İsmail kız kulâde bir âşinalık koleksiyonulırsun? Ver bakayımb! dedi. lirayı dı: nuz var. Hayret doğrusu.. Sen bana bakma Nuri anıcd.. çıkardı. ülan Şaban! Sen benı rezıl Ahmet de: ben pire gibiyim . Adam ekmeği yardı. ortasına ettin, diye ustiime yürüdü. Ben Bunlar bizim hemşehrüer Ahmet konuştu: balığı koydu. Uzattı.. İsmail al bir şeftali daha aldım.. oir fır Konsolos Bey! Siz dışanda çok Bu Bey, Konsolos Beydir. dı.. lattım.. Ismai] başını kenar:. çe kaldığmız için garibimize gidiyor. Rahmi Uâve etti: Sıcakken ye! dedim.. ekmeği kince arkasından gelen bir heri Bak başkalan şaşıyorlar mı? Lâfım bil de tconuş Avru ısırdı .. fin alnma geldi: öyle monşer, öyle~ sosyete pa görmüş adamdır. Enayinin ağzı yandı hemen Vay namussuzlar, burası den uzak kalanlar için ne hazin Peki Rahmi Bey.. öyle ya çekti ağzından ekmeği.. ben: futbol yeri mi? dedi. Peşime düş cehalet. panm . Bana da ver! dedim. tü. Ben kaçarken tökezleditn . he Ama sözlerinin yansına boş Adam bana da hazırladı.. bir rif beni yakaladı. Boğacak he! verin! Hep böyledir, bu çocukAhmet devam etti: Kâmil benim akrabamdır. lira uzattım.. o da ekmeği uzat fsmail! Yetiş! diye bağirdım» lar.. yapmak istediklerini vapmış tstersen bir parti 66 yapıver. Pa tı.. ben sendeler gibi yaptun.. ts İsmail de şasaladı. Adam beni gibi anlatırUr. ran varsa. . msil sağımda dunıyordu .. aldığı gibi denizdeld şeftali san Yalan mı bu söyledikleri? Tut şu parayı! dedim.. lira dalına atmaz mı? Yok »#abey! Ben kâğıda tör Değil, değil ama mübalâğah. yı ona verdim.. adamın nzattığı beliyim . Yüzükoyun şeftalilerin ortasına üstüne varmamalı.. dedi ve mıbalıkfa ekmeği aldjm.. tsmaile de: düştfim .. t stün baçm ne öyle? nldandı. Ver lirayı balıkçıya: dedim. ŞefUli lekesi stmber! Allah! dedim .. Aı kalsın Birde defcaraceketliler bo Yürudum.. tsmail parayı ver devriliyorduk.. Sen olsan ne ya çeşit! Halde mi çalışıyorsun? 1943 C.H.P, Kutultapt va? dısı kalmayı başarmıştık. Yukanda adı geçen devletlerin aksine, Sovyet Rusya ile aramızda binlerce kilometreyi bulan suıır komsuluğumuz vardı. San • SOLDAN SAĞA: Francisco'ya gidemezsek nakkı ; 1 Amerlia İle savaşa tutu^mak mızda hayırh olmıyabilırdi. Ba ; uzere olan Asyadakl dünyanın en nütılı dostlanmız bunu sık sık yo| fusu çot tnemleketl (tkl sö*). 3 neUcilerinüze hatırlatıyorlardı. ; «Normalden fazla allcol alan> &nlatnına lkl Tersl «herh&ngl blr Nihayet 23 şubatta olağanüstu bır : topluluksöz. 3 een de karış'» mana; arasma toplantıya çağınlan Büyuk Millet I sma bır emirdir eski btr BakanımiEin Meclisi oybirliği ıle Almanja ve '• soyadı 4 Ilâve edllmlş parça, dünJaponyaya savaş ilânma karar ; yanm beş büyük toprak parçasına verdi. Bir iki Batılı gazete 1 verilen ad 5 «Herfcese sevlmll gorü(Türkler döğuşmek defil, San ' nerek t«.nıştık]ariyle çabuk ahbap Francisco'ya bılet almak için sa ; olan» lara boyle denillr (karma sSz. vasa girdüer) dıyerek bızı yer ; 6 Billm ev. 7 .YükseltUgi fazla mek istedilerse de karanmız de 1 olmıyan yapı» anlamuıa lkl soz. 8 İnce ağaç dailanndan yapılmıç duvsr blr takı 9 Meyslmlerd^n blrl, mokrasiler dünyasınca olumlu çağırma vasıtalarmdan. karşılandı. 7 mart günü Bırleşık YUKAKID\N AŞAĞIYA: Amerika Devletlerinin Ankara 1 Ankaraya yakın ilçe merkezleBuyükelçısi Steınhardt Dışişlen rtnden blrl 2 «Parıltı çeklcl» mâBakanlığına gelerek galipler anasma lkl soz. 3 Blrblrtnln tamadına hükümetimizi resmen kon ; mlyle tersl ve aka çeyler, Pı»nsad» feransa dâvet etti. tşler yolunda | blr şehir 4 <Uzakt& bulunan gaye> gidiyor denebilırdi. Ne yaparsı i karşılığı lkl söz 5 Çevrlllnce «dlklll nız kl, aradan üç hafta geçer : balden çıK da geçmez 21 martta Molotof Mos : yere yatar du ruma kova Büvükelçimiz Selim Sar i lamına gir'» anblr emlr per'e bir büdin (declaratıon) ver • bellrlr, çuvaldız di. Bu büdiride Sovyet Rusya ile : çeşltlertnden biTürkiye srasında 1925 de imza : rl 6 Bir sılanan ve stiresi 1945 kasımmda ; fat takısı. Pasladalarbitecek olan dostluk ve tarafsız j flktekl dan blrl. 7 Inönü'nün 1938 yüında kendinı lık antlaşmasını Sovyet huküme : «Dihllı kısma Dunku bulmaeanın C H.P. değışmez Genel Baskanlı tinin uz«tmamak kararında ol • dogru cereyan halledllmls »fkH ğına seçtırerek şeflık rejımini duğu haber veriliyordu. Ancak • eden» mânasma lkl söz 8 Çok açık sıstemleştırmeye çalışmasında o Ruslar bir açık kapı bırakmış : göninür durumda, tersl <kanaat> tır. zamanki dünya koşullannın, par lar ve (değenni takdir etmekle j 9 Şey. bır hayvan. ti ileri gelenlerinin, nlhayet tn beraber Ikinci Cihan Savaşı ıçin j önü'ye ozgü bir takım psikolo de basgösteren derin değişildik i jik egilimlenn derece derece ro ler sonucunda 1925 antlaşmasının • lü olduğunu bu yazılara başlar artık yeni koşullara uymadığı ve i ken gormüştük. Savaş sonu olay cıddi âyarlamalar istedıği) ge • lannı ıncelerken şeflıkten de rekçesme dayanmışlardı. Yanı: \ mokrasiye (soyut demokrasiye) San Francisco'ya gitmekle : geçişimizde de hemen hemen ayBiz ne yapacaktık? Ne yapma nı etkenlerin bu sefer ters yo iş bitmez, bizimle anlaşmalısı : • İTFAITE: Beyoğlu: 44 40 44 j Istanbul: 2142 22 Kadıköy: lı idik? ne ışlıyerek yıne derece dere nız! Deraeye getirıyorlardı. ! 36 08 72 Üskudar: 36 09 45 ce aynı rolleri oynadıklannı kaBakırköy: 7164 66 Adalar: bul etmemek güç oluyor. 51 60 81 tstınye: 63 60 20 Savaş bittigl zaman, toplumsal Sovyet hükümetinin bu davra• TELEFON: Santral: 22 4210 rarhğımızı doğrudan dogruya ılnışı, Stalin rejimi ıle Batılı de • POLÎS İMDAT : Istanbul : gılendıren hangi sorunlarla k3rmokrasiler arasında yakında bır 27 45 00 Beyoğlu: 27 45 01 şılaşacağımızı elbette bilemezdik. fırtına kopacagına daır bır on Anadolu Yakası: 27 45 02 Kendine özgü otoriter davranış1945 başlangıcında Mıhver da belirti sayılmalı ıdı. San Frin • SIHHf İMDAT : Bejoğlu : lanna rağmen Atatürk devrimle yanışı Avrupada son haftalannı cisco konferansı tam bır an'.a? 44 49 98 Fatıh 2115 95 Üsnnln özünü başan ile koruyan. yaşıyordu. Doğudan Ruslar, Ba ma ha\ası içinde geçeceğe hıç de kudar • 36 05 38 hattft o devrimlerl daha Ueriye tıdan AngloSaksonlar Alman benzemiyordu. (Engel ortadan •• fÇAK : T.H Y (Termına!): * doğru gelistırmeye gayret edpn toprağına gırmişler, adım adım kalkmca yasak geri gelır) kur.:!! İsmet Inönü. iyi bir çalışrna ekı 44 02 96 Hava Alanı: 73 82 40 Berlıne doğru ılerlıyorlardı. İtal gereğınce faşizm tehlıkesi karsı pi kuramamıstı. Memleket dâva • TREN (Demıryollan) : Haydaryada faşızm yıkılmış, Bomanya, sında birleşen iki zıt dünya go lannı, kişilıği olan, ustün yew Bulgarıstan, Yugoslavya ve Mapa^a • 36 04 75 Sirkeci: 22 30 79 nekli adamlarla tartısarak çoz caristan kimi Iturtarılmak, kimi rüşü, tehlikeyi atlatır atlatmaî • HAVAGAZI: Istanbul: 22 40 80 yine eski düşmanlıklarına dor. meye çalışmaktan galiba hoşlan de isgal edılmek dururnuna glr(Gunduz) 2144 26 (Gece) mıyordu. Yanına daha ziyade, e miştı. Kesin zafer gtinti yaklaşı mek üzere idiler. Kadıkov: 36 46 20 mirlerine tartışmasız boyun eğe yordu. Gelecek banş Bizim hesabırmza yapılacak JS dUzenınl • VAPl'R: Denızyollan: 49 18 90 cek memur yaradılışü kimseler korumak üzere nisan sonunda basitti: Dostluğumuzu devam etNobetcı M : 44 02 07 Şehır toplamıştı. Devlet makinesini en San Francisco'da. bir konferans tirmek İçin 1925 antlaşması üio Hatları: 44 42 3 3 4 4 43 59 teferruatü çarklarına kadar ken rınde ne gibi btr âyarlamaya lütoplanmasına karar verilmiştt. Usküdar: 36 03 12 Yeşılköy di eliyle yönetmek istlyordu îl Bu konferansa ne Mihver dev zum görüyordu kuzey komşu73 84 25 Boğazici: 83 56 35 gill Eakanlan, hattâ Başbakam letleri, ne onların ortaklan, ne muz? Bunu ögrenrrreif !dlk. Eğer Buyukaria: 51 61 28. aşarak müsteşarlara, tımum miı de tarafsızlar çagınlmıyacaktı. haysiyet kırıcı, ya da bağımsızdürlere direktifler verdiği duyu îspanya, Portekiz, îsvıçre ve îs lığımızı tehlıkeye duşurucü bır luyordu. Bunun en parlak ömeğine veç, San Francisco konferansına takım isteklerle karşılaşırsak cl bir gün kendi gbzlerimle tanık ol katılmıyacaklan bilinen devlet bette «olmaz» dıyecektık. Ba^ı;. Dr. Zivaettin Maktav > dum. San Francisco konferansı top ler arasında bulunmalanna rağ dostlarımızın bızi yalnız bıraka lanmak üzere bulunduğu, ya da men istiflenni Kulak Burun Boğaz } bozmuyorlardı. cagı pek beklenemezdı. Gerçı henüz toplandığı sıralarda (1945 Fakat onlarınkinden apayn idi o sıralar Batı dünyasında, ozel Hastalıklan ? nisan sonu) Saraçoğlu'dan bir bizim durumumuz. Btz Baü de likle Birleşik Amerikada Sovje' ve 5 görüşme (mtilâkat) rica etmış mokrasileriyle karşıhklı yardım Rusyaya karşı tapınma derece •. Ağız Çene Sirürjisi \ • ; tim. Tasasız ve içi rahat Başba antlasmalan imzalamış, olaylann ne varan bir hayranlık göze çar Mütehassısı ( kan bana diinya durumu hakkm gelışıminden yararlanarak yine pıyordu. Taksım Receppaşa C 5/1 ; da bir şeyler söyledikten sonra de 1945 yılı başlangicma dek sa48 30 98 i (Arkası var) r'iiMiımıııııımııııınııııııınıııniıııııııııııııııııııııı tııı ıı tıı ıımı ı ııım Miııımıııın rtnMnııı ımıııı" CJIP. altıneı büyük kurult&yıru açış nutkunda (3 haziran 1943) İsmet Inönü arkadaşlarırta şu sdzleri söylemişti: «Cihan Harbinin bugününde de yurtta sulhü muhafaza etmek hedefini güdüyoruz. Memleketiu emniyet re müdafaası için hazır ve kararlı bnlunuyoruz. Milletin varllğı için icabederse, onun msanca ve paraca bütün kaynaklanndan isitifade etmeye mecbur oldnğnmuzu büiyonız. Büyük cihan âfetinin ne vakit ve nasıl bıteceğini kimse tahmia edemez. Harb bitinceye kadar olduğu gibi bittikten sonra da, mületiıı kendi varlığını doğrudan doçruya alâkadar eden ne gibi veni meseleler çıkacağını takdir etmek de güçtür.» Bu sözlerde büyük bir gerçek pa yı bulunduğu inkâr edılemez. Mılletın varlığı uğruna, gerekırss, butün kaynaklanmızı elbette ortaya atacaktık. Savaşı Mihver devletlerinin kaybettiği aıüaşılı yor idi ise de onun ne zaman ve nasıl bıtecegi belli değildi. Sovyet Rusya ıle Baülılar arasındaId llişkilerin ne gıbi gelışmeler gösterecegi önceden kestirüemez dl. Marksizm • Leninızm Ukeleri açıandan Stalln, bır bakıma devrimci, bır bakıma gerici bir yol tutmuş görünüyordu. Emperyilizme karşı olduğunu söylerken Japonya ile lyi geçinmeye dikkaî ediyor (bu durum Hıroşima üzerinde ilk atom bombası patlayın caya değın sürecektir), Çın komünlstlerinin ÇanKayŞekle uz laşmalannı sağlıyor, aynca S w vada Kutuzof, Suvorof gibl Çar devri komutanlan adına nişanıar dagıtarak tuhaf bir bolşevik trulliyetçiliğine kapı hazırhyordu. sözü yurdumuza getirdi. Ona göre her şey yolunda idi ve yolunda gidecekti. Vatandaş memnun, işiyle gücü ile uğraşıyordu. Basıo da hükümetin ve rejimin yardımcısı idi. Yalnız lkl tane fena kokan gazete vardı. Onlan susturdui, mesele kalmadı artık! Dedi Saraçoglu. Bu Iki gazeteden bın Vatan, biri de Tasvirdı. üzun süredenberi kapatılmışlardı. Görüşmemiz bitince, îş Bankasının yanmdaki sokaktan çıkarak Ankara Palasa yaya döndürn. Holde bır bayram havast esiyordu. Ahmet Ernin Yalman, Cihst Baban, Zeyyat Ebüzziya sevinç içinde hep orada idiler. Gazetelerinın açıfma kararmı biraz önca BasınYaym Müdurunden ögrenmışlerdi. Ve devrin Başbakanı bu karardan henüz habersizÖi. Bir zamanlar resmi görüşe aykın duşünceler şoyle dursun, dofru haberlerin bile izdnsiz yazılmasına kızan İnonU acaba şimdi ne yapmak istiyordu? Dış pobtika koşuUarmın degışmesı kar şısında nasıl bir yol tutulacaku? En yakın çalışma arkadaşlarına bile danışmadığına gore soru, gerçekten düşündurücu idi. a Şabanın masalı Yazan: Burhan FELEK Luzumlu Telefonlar Bir görüşme San Francisco konferansına doğru Bir işaret KORKU . Frances ve Rıchard Lockridge SflflTLERI mnTirni llllllllll llllllllll Hafta sonu PARİSİN KIRAL1 27 Oeorges Ohnet'ln rumanındaıı lktlbas edllmlştlr Gözlerini incilerden ayırmadan sordu : « Bu incileri size kim getirdi, sevgili dostnra?».^ « Kuyumcum. Biliyorsunuz, hani Paris sokağmda mağazası var». « Çok mn pahalı şeyler?». • Nadideliklerine bakılırsa hayır.» « Alıyor musunuz? Eğer almıyorsanız, kuynmcu ile ben kendi hesabıma anlaşayım.» « O kadar hosunnza mı gitti, Roger?» « İneiye karşı zaafım vardır.» « Peki. O halde müsaade edin de onları size bediye edeyim . » Marki kızardı. Acaba sıkılganhktan mıydı, yoksa sevincinden mi? Üzerinde çözü kaldığı bu nefis seyleri görmeraek ister gibi mahfazayı kapadı: «Çılgınhk» dedi. «Siıe ba küçük zevki verebilirsem, pek mâknl bir çılgınlık. Ba hiçten şeye önem vermeyin, b« pek kâçük hfitırayı geri çevirmeyinj» Dâşes, müeevher mahfazssını, onnn eline zorla vermeğe çalısıyor, marki de bir yandan nazlanıyor, bir yandan da: « Ab Elise, beni sımsrtıyorsnnaz!» diyordu. «Ama raadem ki öyle istiyorsunnz, bunlan takıp süsleneceğim. Talnıı, bilmis olan ki, size bağlılığım zaten son haddindedir, daha fazla bağlanmama imkân yoktnr.» Mahfazayı cebine indirirken, son derece memnun görünmek lutfunda bulnnayorda. Düşes, nereâeyse, hediyeyi kabnl ettiğinden dolayı ona teşekkür edecekti. « Yemekte benirale beraber misinis?» « Yalnn mısınıı?» « Bu sualin sebebi ne?» « Çünkü yemekte oğlanuı da bulunacaksa, camnızı sıkmış olmaktan korkarım.» « Ne gibi meselâ?» « A canım, benim kadar siz de biliyorsunuz, oğlunuz benden pek hoslanranor. Daha ilk andan beri bana ters ters bakıvor, bana diisman olduğunu hissettim. Acaba, kalbinizde bana bir \er ayırdığınızdan mı şiiphe ediyor? Ama siz ıstırap çekmeğe lâyık değilsiniz. Meydanı oğlunuza bırakıp çekilmeğe hazırım. Gerekirse silinip gidebilirim.» Düses hemen çılçına döndü. « Ya sonra ben ne olnrum? Hayır, Roger, benim yanımda kalmanız lâzım. Sizsiz yapamam. Bir yolunu bulacafım, güçlükleri gidermeğe çalısacağım.. Seni çok seviyorum biliyorsnnj» (Arkası var) 4O 23 Ağustos 1925 tarihli Cumhuriyet'ten ğa baslamıs ve sonra da dalıp git Amcası güldü: «Sen dünyanın Loren onu masasının başında bıVücudu ter içindeydi. Vücudu miş olsam gerek... Ne feci tey! en vazife sever sekreterisin. Ne rakarak yeni, sarı mantosunu giydı ve dışan çıktı. Tam bu mevsina terler dıken diken batıyordu. Hastalanıyorum her halde. Birden mutlu bana!.» ve başı ağrıyordu. Çathyacak gibıre ateşim mi yükseldi nedir? Loren de güldü: «Yok, vazife se înin mantosuyla, yeni san mantcbi. Uyandığı zaman ilk farkına Yoksa bayıldım mı? Ne oldu bana, verlikten değil ama, aradan fazla su. Yaglı çanaklar gibi, nergisler boyle gupe gunduz, güneş altında vakit geçince stenografya tuttu gıbi parlak, şen, şatır bir san kevardığı şey bu oldu: Sıcaktan buokuyamıyorum da! tenden, kendi başına bir hayatiyenalmış olduğu ve başının ağrıdı uyuyup kalacak? Herhalde feci ğuen notları Sıcağı sıcağına deşıfre etmem ge te «ahipmişcesine canh ve fiyağı, gozlerini açtı ve açar açmaz bır şey oldu..» kalı duran bir manto! müthiş bır baş donrnesı duydu. E Kol saatıne baktı. Beşi yirmi rek!» lini gozlerıne bastırarak, geçıyor. «Ne oluyorum?» diye duşündü. «Burada, güneşte oturduğum yerAmcası gene güldü. Sonra, Binanın tek asansörü tıklım tıkden uyujakalmış olacağım. Ama îkindı üzerı saat beşi yirmi ge «Nasıl,» dedi, «Bu hafta sonu e lım doluydu. Loren de bir köşey* doğrusu pek tuhaf şey bu! Olacak çiyordu ve güneş hâlâ yüksekler ve geliyor mjsun?» sıkıştı ve sokak katına indiler. şey değil. Herhalde uyuyorum da deydı. Loren, «Eve» kelimesıni duyan genç kız Loren ıçınden, «Cuıma günleri etrüyamda goruyorum bunu ben.» «En aşağı iki saattir burada ol içinde gene her zamanki gıbı bir raftaki insanlar ne kadar başka Gözlerini yavaşça, dikkatle açtı. sam gerek,» diye zihninden bir heisyan kımıltısı duydu. Alex Am oluyor!» diye düşündü. «önlerinBajının donmesı biraz geçsin diye sap geçirdi. «Alex Amcam saat ca onun buyuyüp koskoca bır kızdekı hafta sonu tatilinin hayaliy. bekledi. Sonra etrafına baktı. hemen üçten sonra ofisten ayrılıp olduğunu hâlâ aklına sokamaraış le daha şimdıden ferahlayıp» haKüçük bir parkta, bir sıranın 3.30 trenine yetişecekti. Stamford' tı. Alex Amcaya gore Loren hâlâ fıflemiş gibi bir hal geliyor üzerüzerinde oturmaktaydı. Loren'e a golf oynamağa gidiyordu. Herhal küçucuk bır çocuktu. Loren'in lerıne! yabancı dejıldı burası New de ben de hemen onun arkasın Stamford'daki koşkten temellı ay Kendi de, en asağı sırtındaki rıldığını ve «ev»ınin artık New York'da Bryant Park her zaman sarı manto kadar neşeh, Besinci dan çıkmış olacağım... York'da kendi başına oturduğu mı uğradığı kutuphanenin arkasına caddeye çıktı. Tam Umumî Kütüp «Ama yok... Alex Amcanın gıdi nik apartıman dairesı olduğunu duşen kuçuk bir yer. şını hatırlamıyorum. Daha doğru Alex Amca hâlâ kabul etmek is hanenin önunde, merdiven başınLoren sırada yalnızdı ve etraf daki o kibirli aslan heykellerino da tenhaydı. Sadece karşı tarafm su oğle tatilınden sonra ofise don temiyordu. bakıyordu ki arkasından bir kadın duğutnu de hatırlamıyorum. Yedaki sırada şışman bir adam oturmek saatinde yazıhaneden ayrıl Genç kız, «Bilmıyorum.» diye sesının, muş, uyuklamaktaydı. Sırtında cevap verdi. «Niyetım var Stamkirlice bir gomlek, düğmeleri açık dım. O kadarını bıliyorum. Ondan ford'a gelmeğe. Ama ben size te «Loren, Loren Hartley!» diye çasonra da ..» ğırdığını duydu ve döndü. pejmurde bir ceket. Üzeri tüylu. lefon ederim.» şişman ellerini gobeğinin üstüne Ama şimdi Loren zihnini topar Alexander Hartley 65 yaşlarında Kendi yaşlarında bır kızdı bu. kavuşturmuş. Ve geride, parkın ö lamağa başlamıştı ve yemek saa in yan bir erkektı. Gür beyaz saç Ufakça, tombulca, sarışın.. Başınbür tarafındaki sokakta Loren'in tinde sokağa çıktığı zaman ne olları ve sık, sık golf oynamasına da çiçeklı bir şapka vardı ve maçalıştığı dar ve yüksek iş hani duğunu açıkça hatırlıyordu. Daha borçlu olduğu sıhhatli bir yüzü vi gözlennde metnnunluk. göruiüyordu. yazıhanedeyken amcası, vardı. İş sahasmda da, sosyal ve «Loren'cığim, bu ne güzel tesaGenç kız, «Ofisten çıkınca park «Ben bu gün erken gidiyorutn,» siyasi alanlarda da gayet faal ve tan geçmeğe karar verdica zahir,» demişti. «Golf oynayacağın» biraz. nüfuzlu bir kişıydı Kudret sahı Loren önce, «Ben bu kızı ömburaya biydı ve etrafındakilere sözünü rümde görmedım,» diye düşündü. diye düsündü. «Geçerken bır sı Senin de öğleden sonra dınletmeğe ahşıktı Yeğenının dık Ama sonra kendi kendınden utanranın üstüne oturdum» ve uyuya dönmene hiç hacet yok.» hoşnut olmadığını dı Ne kötü huydu bu unutkanlık, kaldıro... öyle oldu zahir... tıpkı Loren, «Bir kaç mektup yazıla başlılığmdan tsımlen ve şu karşımdaki traşı uzamış, şiş cak,» diye cevap verdı. «Bitirip gizlemedi ama fazla üzerinde de ınsanları unutmak, man, çirkin adam gibi uyuklama postalamazsam içim rahat etmez.» durmadı. Yarın hiç bir sey hatırlamıyordura Küçük bir narkta sıranııı ii/i'riıııli'iıııırımırılıı Hatırlayış Isyan Kız arkadaş llllllll llllllll Tevfik Rüşttt Bey şehrimize geldi 2 eylul günü Cenevrede toplanacak olan Cemiyeti Akvamda Musul meselesini savunacak Türk heyeti reisi ve Hariciye Vekili Tevfik Rüştü (Aras) Bey dün şehrimİ2e gelmiştir. Vekilin btfraberinde Rus Büyükelçisi Suriç Yoldaş'ın buJunması ayrı bir önem taşımaktadır. Te^ik Rüştü Bey ile Suriç Yoldaş bu yolculuk sırasmda uzun uzun konuşmuşlar, hatta gazetecilerle konuşurken dahi beraber bulunmuşlardır. Hariciye Vekili arkadaşımızla konuşurken bir ara Büyükelçiye hitapla demiştir ki: öyle değil mi Sefır Hazretleri, Cumhuriyet muharririn* e Suriç Toldas Tevfik Rüştü Bey diyorum ki, lozan Muahedesini biliyorsunuz. Musul için iki •«neden beri cereyan eden olaylan da biliyorsunuz. Bu hustıst» Gazi Hazretleri Kastamonu'ya gittiler Türklerin, yâni hepimizin noktai nazannt da biliyorsunuz demektir. Şu halde netıcenin ne olacağını kestirmek güç olmaz sanıReisictnnhur Gazi Paşa Hazretleri Kastamonuya mütevecclrım.» hen Ankaradan hareket etmişlerdir. Kastemonuda Halk sürur Suriç Yoldaş da bu sözlere iştirak ederek: içinde Büyük Kurtancıyı beklemektedır. Şöhirde bu münasebetle <t Hakikaten gazötecilerin neticenin ne olacağını bildiklerinon iki tak kurulmua ve bayraklarla donatılmıştır. den eminim» demiştir. M ••*••••»•««« RADYO • RADYO ISTANBUL 7.30 Açılı« Kısa naberler . Oyun havaları 7.45 Haflı müzifc 8.00 Haber] er 8.15 Salos orkestralan 8 30 TatU sabahı melodllerl 9 00 Türkü re sarkılar 9 20 K ı » hkberler 9.30 Pazar <aı»sı 9 45 Şanll sayfalar 10.00 Türk müzigl dlnleylcl lsteklert 10 30 Haflı Batı müzigl dlnleylcl leteklerl 11.00 Pazar Bkeçl 11.30 Taa rüzgârı 12.00 Slzln İçin 12.30 Turdun seal 13 00 Haberler 1310 Şarkılar 13.30 Reklamlar geçldi 14 30 Dans müzlğl 14.45 Türküler 15 00 Plâk dolabmdan 1530 Oyun havalan ve farkCar 18.00 Pazar konserl 16 45 Türküler 17 00 Çay saatl 17 30 Amatörler saatl 17.57 Kısa llânlar 18 00 Operet melodllerl 18 30 Şarkllar 18 50 Kısa Uanlar Şarkuar 17 35 DaılE urketcraal ANKARA T» tnîiî mUzlk 19.00 Reklamlar 17.50 Şarkılar 18.10 Kuçük llânlar geçldt 20 00 Haberler Günlüt 6.27 Açılış 6 30 Kısa haberler 18 15 Reklamlar 19 00 Tarla doolaylar 20.30 Beraber sarkılar «J2 Gücaydm sayın dlnleylcller nuşu 19 25 Spor sayfası 19.35 21.00 Eşref Şeflğln sohbeU 21.157.30 TatU sabahınm şarkıları 8 00 Küçuk konser 20 00 Haberler Şerlf Yuzboşıoğlu orkestram 21.40Haberler 8 10 Hava durumu 8 15 20 25 Hava durumu 20 30 Sarkılar Şarkılar 22 00 Reklâmlar geçldl Pazar sabahı İçin müzik 8 45 Şar 20 50 Uykudan once 20.55 Küçük 22.30 Radyo promenad orkestrası kuar 9.15 Kadın re tatll 9 30 llânlar 21 00 Kısa haberler 21.02 22.45 Haberler 22.55 Arm melodl tsteklerinla mlkrofonda 10 00 Atlı Kıbrıa İçin! 2110 Dünyaya açüan lerl 23.00 Oece konserl 23 30 karınc» 10.15 Isteğlnlze gore pencere 21 40 Sarkılar ve türküler Çeşltll mttzlk 34.00 K ı a haber 10 45 Blz) dinler mlslnlz II 55 Har 22 15 Müzifc dünyası 22 45 Hab«r ler • Kapuııs. t«nın skeçl 11 25 Pazar konserl ler 22 55 Sollstler. orkestralar ve 12.00 Kısa haberler 12 02 Çeşltll melodller 23 58 Günun önemli bamelodller 12.25 Küçük llânlar berlerl 24 00 Kapanıs. tSTANBCL İL RADTO8O 17.58 Açüış 18.00 Danaa çt&n 12.30 Turttan sesler 13 00 Haberler 18 30 Cazceserln sa»tl 19 00 13 10 Hava durumu 13 15 Eyfel'%NKARA IL RADYOSl! Melodller ülkeslnde gezl 19 30 den müzlk 13 40 Şaricılar 14.00 Akşam müzlgi 20 00 Pl&klar ara Caz toplulufu 14 15 Reklâm prog 16 57 Açılış 17 00 Dans müzigl »ında 20.30 Haflı mOzlk 21 00 ramlan 15 00 Cumhurbaşkanlığı 18 00 Konser 19 00 Haftamn sollsti Oece konserl 22.30 Oda müzlğl armonl muzlkası 15 25 Sarkılar 19 30 Orkestralar 20 00 Pazar 23.00 Çeşltll müzik 24.00 Ka 15.45 Dllek kutusu 16 45 Spor ve konserl 21 00 Mozauc 23 00 Kamüzlk 17.13 Kısa haberler 17.15rmnış. P»nı».
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle