23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT CUMHURtFET IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII'IIIMIIIIIIIIIIIIIItllllllMIIIMIIIIIIIHIIU 15 Ağustos 1964 r ı fc'IIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIMIIIMIIIIIIIII BULMACA 7 jÜ^l 1234 56789 NADİ Sonra, Polonyayı ezen bir şefin Ukraynaya saygı duygulan beshyeceğine Ukraynalılan inandırmak ta güç olacaktı. Şu halde, Napoleon'un hatasını tekrarhyan Hıtler, as. lına bakarsanız, somurgen emperyalist felsefenin açmazına düşmüş bulunuyordu Savaş nasıl biterse bitsin. bu felsefeden donülmedığı takdirde dünya mılletlerı rabat yuzu görmıyeceklerdi. Iki motorlu Yunkers uçağı ;le Kırımdan dönerken Alman ordusu Volga'ya yaklaşmıştı ve Peşle Peşte'den trenle gittığimiz cek mıyiz o gunlerı acaba? Sofya'da bir buçuk gtın kaiabılîik once subayı gozum ısırdı, : dık Bulgar bıraderlerımız daha sonra tanıdım! ; bir teşrıfatsever kışılerdı Kım A... hayret, siz burada ha? liksız er (Meçhul asker) rnezarı Ben de gorüştuğumıize çok mem • na bir çelenk kojmamız gerektı. nun oldum. Ünıformanız da ne ; Bu, âdeta başlı başına gunun o yakısmış! Sahi, ne ıdı o günler? : lajı sayılabılecek büyuk bir to Bir daha gdrebüecek miyız aca ; ren oldu. Mezara g den yolun ba o gunleri? : ikj yanında bir böluk asker sıSubay gerçekten sevinmışti : ralanmıştı. Necmeddın Sadak'ın Aşina bir yüzle karşılaşmaktan ; bdlüğu Bulgar dılı ıle selâmla. mutluluk duyduğu belli oluyor ; ması gerekıyordu. Yuzbaşının du. Onunla vedalaştığıra zaman, verdığı komut uzerıne bölük ha hayretler içınde bızi seyreden ] zırol vazıyetine geçtı. Slâvcaya Necmeddın Sadak'ın merakını j hiî dıli yatmıyan başkanımızın giderdıtn: bu genç, Vıyanadakı : \ Sofya 7 3 4 5 6 8 9 U SOLD*N SAGİ: 1 AUaııılktekl dünreca meşlıur akmtının Bdı 'soj'lendlğl glbl yazılmıstır). 2 «Hıç bir üstünlüğu olmayan bal yapıcı hayvan lsml> Sarşılığı uç soz. 3 Gosterişll parlltl, ocak bacalarıaı tıkajan. 4 «Büyuk vücutlu namaz kıldırma uzmanı» karşılıgı lkl soz 5 Blr edatın ktsaltılmış ve kalmlastırllmışı. çcvrlllnce Divan Edeblyatında «çoban> karşılığı kulianılan bir soz beiirir 6 Blr takı, lhtljarlar beğenmediklerl bu çağı boıle adlandırıjorlar 7 Aşın hareketlerden vazgeçlp akıllıca hareketlere başlıyan. 8 Alevî mezheblnde olanlara boyle denlleblllr, bir zam&n parçası, bır edatın kısaltılmışı. 9 Irak blr yere ertşmek lçlu çaba gösteren YUKARID4N AŞAĞIY4: 1 «Bunun yuvasını Tann yapar» dlye blr atalar sozu vardır (tkl kelime). 2 Avrupada bir nehir. ad. 3 ÇeTrlllnce «ünifonnasız* demek olur. blr sıfat takısı. 4 eGeçici hayata sahlp üve» anlamına lki söz 5 Tersl tavla oyununda ikl oyun birden kalşldlr. 1 73456789 zanma cçok cüz! mtktarda» karşılıgı lki soz. 6 Blr dellğl adam akllll kapatma lhtiyacı karşısında verUen enalrlerden, anlam 7 Eski Mısır Dunku hıtlmaranın Tannlanndan hallfrtllml» «fkH tersl bir erkek adıdır 8 Blr çekım, bir zaman parçası. nota. 9 «Istanbulda kazan lçlnde plsirtlip satılan bltkinın ziraatlnl yapan> mânasına lki soz. 1 1I 1 Lüzumlu Teiefonfar Peşte Z Z Ş E r S £ £ £ Ş Ş Z £ Ruslar Stalingrad'j sokak sokak, ev ev savunmaya hazırlanıyor. lardı Necmeddm Sadak'a durum hakkında De duşunduğünü sordum: Almanya harbi kaybetrnijHr! dedi ttiraf edeyim ki o sırada ben böylesme kesın bır ınanca henuz varmamıştım. Kafamı, savaşı kinrn kazanacağı değil, yarınki Avrupa nasıl kurulacak sorunu kurcalıyordu. elinde tuttuğu kâğıttaki sözleri tıtrek bır sesle mırıldanmasina karşılık böluk bir ağızdan top gibı gürledı Herhalde «Sağ ol!» denıyordu Çelenk yerıne kondu. eller sıkıldı, şeref defterı ımzaiandı Bır duzıne kadar gazete fotoğrafcısı bu unutulraaz anlan yakından ızlıyor. fılra ustüne fılm barcıyordu Necmeddın durumu yorumladı: Batıda mıllî değerlere saygı bakımından yabancıları sıkıştırmazlaT dedı Berlınde görduk dun, Hıtlerın adamlan bıle bızi böylesme bır torene zorlamadılar Bunlarsa bak nelere önem verıyorlar! Doğuya doğru uzandıkça bu teşrıfaf merakının daha da artacağından şuphen olmasın' Grand Hotel'in kâtiplennden bı ; rı id) Otele her gıdış mde ona sık sık uğrar, bır ahpaba oda a '. yırtmak gerektığınde onun ara ', cılığından yararlanırdım De i rnek, savaşta askere alınmış. ve ; ' dek subay ularak nuralara gon ] derilmışti \ Ertesı gün hareketımıze bır . ıkı saat kala, bır gun oncekı to : rende resnvmızı çeken fotoğraf : cılar etrafımızı sardılar önumuze serdıklerı resımlerden seçeceklenmızı bıze satmak ıstıyor. : lardı O devrın bır çok gen kalmış memleketlerınde olduğu gı bi Bulgar foto muhabrlerı de böyle sağhyorlardı geçımlerını Necraeddın: Besımlerden beğendıklerınizi ayırmaya kalkışmayın Ne gosterıyorlarsa hepsını satın alın. Kıbarhk bızde kalsın! Dedı. Bız de oyle japtık.. • İTFAIYE: Beyoğlu: 44 40 44 İstanbul 2142 22 Kadıkoy 36 08 72 Üskudar 36 09 45 Bakırkoy 7164 66 Adalar 51 60S1 ' Istınye 63 60 20 TELEFON: Santral 22 42 10 POLİS IMDVT: îsfanbu) 27 45 00 Beyoglu : 27 45 01 Anadolu Vakası: 27 45 02 SIHHÎ ÎMDAT: Beyoflu 44 49 98 Patıh: 21 15 95 Üs küdar: 36 05 38. 1/Ç4K: T H Y. (TermınaO 44 02 96 Hava Alanı: 73 82 4t) TREN: Demiryolları 36 04 75 (Havdarpaşa) • 22 30 79 (Sır kecı) H4\\GAZI: tstanbul: 22 4O8n (Gurduzl, 2144 26 (Gece) Kadıkoj: 36 46 20 VAPIR: Deruzyolları 49 18 90 Nobetçi M. 44 02 07 Şehır Hatlan 44 42 33 44 43 59 Üs kudar: 36 0312 Yesilkov: 73 84 25 Boğaziçi: 63 56 35 Buyukacla 51 61 28 BELEDIYE: Zabıta: 22 42 79 tşleri: 22 08 35. • • • • • • • Adı ve adres) mahfuz bir okuyucumuz yazıyor: •Galatasaray lisesinin Ortakö>de bir ilkokul binası \ardır. Bu sene alman bir kararla ber sene bir sınıf kaldınlmak üzere bu kısım vok edilecekdir. Fakat daha dori sene burada tedrisata de\am edilecekdir. Binanın içinde hâlen vaşları yedi ile onbir arasında 300 ilâ 350 çocuk okumaktadır. Okul leylidir ve bütun bunlardan sonra bina ahşap \e solıalıdır. Her sınıfda kocaman sobalar akşama kadar >anar, gece ise yatakhanede ki bu kısım en ust kattadır in san boyu bir soba sabaha kadar yakılır. Elektrik tesisatı dışardandır. Bütün bu şartlar bu küçücük >avrularm ne büyük bir tehlike içinde olduklannı anlatmağa kafidir. Gece çocuklar u>urken çıkacak bir yangının ne buyuk bir felâket doğuracağını duşunmek bile dehşet vericidir. Mektep mudurü fevkaiâde dikkatli, bu mevzua velilerden fazla ehemmi>et veren ehil bir zattır. Fakat . Ne Erenkoy lisesi yagınını \e ne de Guzel San'atlar Akademisi ve benzeri yangmlarını bina lar ahşab olduğu icin onlann da ehil ve dikkatli olan müdürleri onle>ememişlerdir. Geçirilen >angın felâketleri M. Efitim Bakanlığı mes' ullerinin gozleri onundeyken bu küçüciıkleri hem de yatılı, böyle bir tehlikenin içinde hâlâ nasıl bıraktıkları çok sayanı dikkattir. E\velâ işi sağlama bağlamak sonra Allaha ve kullara emanet etmek lâzımdır. Benim bu naoiz hatırlatmamdan sonradır ki zaten sayın Öktem de bu işe muttalidir her halde^ bu bina için. başlayacak ders >ılında ne gibi bir tedbir düşunıılecektir. beklemektejiz. Acaba mektep bir kârgir binava olsun nakledilecek mi? Yoksa .sene bu kuçucukler ağabevleri kâgir binalarda okurken Kabataş lisesi, Denizrilik okulu gibi Bakanlık tarafından kaderlerine terkedilip Allaha mı emanet edileceklerdir? Bile bile yapılan hata'ar kaza de;il ihmâl ve lâkaydîdir. Vaktinde tedbir almamakla bu işin tek mes'ulu de Bakan'ık sonımluları olacakdır. Saşgılarunla.» Bu öİMcileri iehlikeden liiın Itiırlaracak ? lliiyiiiıı >t'ıîsıirîıî yiin'İM1 Cumhuriyet^ r Okurlardan Tiirlıiııi'iılcr ilüi beÜlJyor Okuyucumuz Erden Ercan yazıyor: «Sizlere aşağıdaki yazıyı Bolkaı dağınuı 3 000 m. jüksekliklercnden yazıyorura Burada MTA'nm kampında bulunmaktayız. Bu vazife ile çilekeş asiretleri yakından tanınıak imkanını buldum. Ne bileyim, herşeyden once devamlı bir okurunuz ve sonra bir vatandas olarak onlann dileklerüıi gazeteniz vasıtasıyla duyurmak mecburiyetinde hissettim. Hakikaten bunlara artık bir hükümet eli uzanmalı ve gün getlikçe savılarının azalmasına, hayvancılığın geleceği ve her türlü imkânın kullanılması için ilgililerin dikkati çekilmelidir. Bu vatanm en çalı^kan. cefakâr mert ve samimî insanları olmalarına rağmen sahipsiz çocukları. Eski hükıımetlerden bugüne kadar hiçbir mıiesseseden ne maddî ne de nıanevî bakımından en ufak bir yardım görmemişlerdir Bnnlar \azın Torosun >üksek yaylalarmda. kışın da Adana ve Morsinde otunırlar. Hayvancılıkia eeçinen Türkmenlerdir. Bunların haj'A'ancılığı Anadolu için en faydalı ve en fennisidir Artık bunlarla ilgilenmek hayvancılığın geleceği için şarttır. Şimdi bunların dertlerine gelelim: 1 İlk önce bunları teskilâtlandırmalı ve Ziraat Bankasının kredisinden bunlar da istifade etmeli. Bugüne kadar kredi alan olmamı<tır 2 Yazın bunlar Torosun en yüfcsek yavlalanna çıkarlar. Buralarda ziraat yaDmak imkânsız olduğu gibi orman bölgesinin de üzerinde bulunur. Şimdi bulunduğum yerden en yakın köyler 34 saat mesafede bulunmakta. Buna rağmen bu âşiretler aşağıdaki koylere hazinenin malı \e ko\lülerin kullanmadığı otlaklar için para ödemektedirler. Bu yerler aşiretlere verilemez mi? Bunlara emniyetle gidebilecekleri bir giizergâh gbsterilemez mi? 3 En miihimi senenîn büyük bir kısmmı Adana ^ e Mersinde geçirirler Bu bblgede ziraata elverişli olmıyan ta'slık ve kayalık yerleri hunlara vermeli ve hazinenin toprak'an üzerinde kiracı olmaktan kurtarılmalıdır En yakın zamanda hunlara bir care bıılunmazsa ellerindeki malları satıp bir >ere yerleşecekİPrdir Her sene içlerinden ayrılanlara geri kalanlar katılacak ve çok yakın bir zamanda Çukuro\anm büyük bir havvan ihtijacuıı kar«ılıyan Turkmenler tarihe kanşacaktır Bundan da en çok hayvancılığımız ziyan edecektir. Selâmlar.» Çimento Fabrikası MüdürtınUn Tazıfe anlayışı başlıkb yazıyı uzıüerek okuduk. Mezkur vazınızda zıkredilen olayla llgili olarak sendıkamız gereklı tetkık ve tahkıklen yapmıştır Bu hususu avdınlatabilnıek için hâdise gecesi vardıya otobusunde bulunan ışçı arkadaşlarımızla gereklı temaslar sağlanmış ve aşağıda Izah edılen netıcese varılmıştır. Fabrıka .vardımlaşma derneğı yararuıa »enlen tıyatro donuşu loimanlarda ıkamet eden Işçl ve memur arkadaşlar aıle ve çocukları İle birlıkte saat 0 30 sulannda vardıya arabasının donuşunu beklemekte idıler Bu arada vardıvalannı bıtırıp Sökeye 25 dakıkalık mesafedrki koylenne gitmekte rlan fşçıler otobus duragmda bekliyen arkadaşlarının aıle aıle vp çocuklannı gorerelc arabadan inmışler ve be$ dakikalık mesafede olan loımanlara bıran ev«el donmelerını kendı arzulan ile sağ lamışlardır Vazıda hahstdıMıçı glbl bn busn«nn teminı Fabrika Mddiııil tarafından empo?e edîlmemiştır Sendıkamız işçileri ve işveren am sındakı munaspbetlerımızın karsılıkh saygı ve sevgıve dayandığını bilhassa tasrıb ederiz.» Bir kilometrelik yol asfaltlanamoz mı? De\rim Uev .vazıyor: • Yabancı memleketlerde bulunanlar bilir: Guzel manzaralı yamaelara vol yapılır. turistlet ve halk buradan vaja veya otomobilleri>le dıınıp manzarayı lemaşa ederler. Boğazın en güzel yerlerinden biri BEBEK Sırtlarıdır. ETIÎ.ER'den Robert Koleje eiden toprakh hir vol vardır. Bu yoldan boğazın m.uızarası harikulâde görünür Bu bir Km lik yol a v faltlansa hem ETILER Robeıi Kollejden boğaza haelanır • Buralarda oturan halk çok istifade eder hemde mukernmel Iuri«tik bir holge daha ISTANBUL'a kazandırılmış olur. , Emekli Sandığından ciddiyet bekliyorum Edremit Z P Er Eğ Tnğ Iaşe sabavı Teğmen Nuraan Kartal yazıyor: «İlk oğretlmde üç. orta oğretimde bır jıi çahşmii, ıkı yıldan bu yana da askerlığımi yedek subay olarak »apan altı »ıllık bır memurum Emekli Sandığından borc talep ettım Ikı aydır surüncemede bırakıldım Talebını «hızmet sılremin beş yılı doldnrmadığı gerekçesiyle. kabul edılmedi. Ekte sunduğnm dilekçem ile durumu açık olarak belırtti£ım halde a>nı sebeple talebım dilekçem ıle bırlıktc iade edildı Şımdı sorujorum. a) Emekli Sandığı gonderılen dllekçelerı okumaz mı? b) Borç talep edenin dummanu kayıtlanndan araştırmaz mı? c) Ilkoiretlmde geçen üç yıllık hızmetımı hi/metten saymaz mı? d) Cıddl olması gereken bır kurumun haklı bır memuru aylarca surüncemede bırakması vazife anlavışı Fe cıddivedvle ba£da;ır mı' Emekli Sandığından ciddıvet bekliyoru m Durumun ilgilılere sutunlannızda duvurulmasuıı savgılanmla dilenm » •?$ j» E Z Z E £ S ~ ~ Z 5 Z £ 5 2 ~ £ £ Z Peşte'de çok iyi karşılandık Anlayışlı ınsanlardı Macar kardeşler Vorucu bir gezıden dondüğümüzü bıliyorlardı Bır iki resmî buluşma dışında bızi serbest bıraktılar Margaretenınseli'dekı luks otellerden bınnde üç gün dınlendik Almanya ve Doğu cephesınden sonra burası bıze cennetten bır köşe gıbı göründü Peşte hiç bombalanmamıştı o gune değın Gece karartmaları dışında şehır normal hayatını vaşıvordu Tunaya bakan eazınolardan çingene orkestralarının kıvrak melodılerı gelivordu kulağımıza Canlı guvercınler üzerinde zengın sporcular ^tı« talımı yapıyorlardı Peştede Denizyolları vc ticarî anlayış Okuyucnmuz Hikmet Ertaylan yazı>or. «1964 tzmir Enternasyonal Fu. an ÎO Agustos 1964 tarıhınde açılarak hir ay moddetle dev»m edecektir. Vapor biletı almak için Acenteve müracaatımızda, 12 ve 23 Ağustos normal seferler dışında çemi olmadığını hayretle o*rendik. tzmir fuarı a\ın 20 sinde açıldıgina göre. borle be\nelmılel bir açılış kaale alınmamış demektir. tşte size Denızvollarımızın ticarî zihniyetle çalısmadığına dair ven! b.r mısal » Manisa Valisinin mektubu Manisa Vılısi Nıjazı \razdan şu mkıubu aldık «Sa>ın gazetenızm pazar 3 ağustos 1964 funlu » e 14368 sayılı nusbasında (Adana Valıier Toplantısında İkincı Gun) başlıkll haberın benim konuşmarola ügıli kısmının bir nokUsında 1963 te Manisa'da Toprak Su ışlerı yatınmlan hakkında bflçı verdıkten sonra. «Vanı planın şehrımirde gerçekleşme payı yüzde 24 tur • denılmektedır. \dana Valıler toplantısında yıl/ık pmşramın uıgulanmasından karşılaşılan guçluklcr, aksakllklar ve meydana gelen gecıkmelerle, bunların gıdenlmesi tedbırleri goruşüllirken yıllık programlarla yapılması on porulen bntün Tatınmların, plân hedeflenne ulaşmak için senesı ıcınde realıze edilmesi fıkri tarafımdan savanulmnş Te bazı yatınmcı daırelenn bn ılkeye ayma dıkları Ilerı surülerek ornekler verilmiştır. Burada bahsedılen yüzde 24 gerçefc leşme oranı doğrudan doğruya ToprakSu ışlerı yatınmlarına aıt olnp ilıraizde yapılması ong"*tılmfış bulunan ve cenel olarak l%3 yıllık programının uypnlama sonuclan seviyesınde gerçekleşmış olan Kanıu Sektoru yatınmlannın oranını ıfadc etraez. Konunnn bBylece acıK'Ianmasını rica eder, say^ılarunı sunanm • Bir eski tanıdık Necmeddm'le Sofya caddelerınde dolaşırken bırının «Herr Nadı!» dıye arkamdan seslendiğını duyduk ve donduk Bu, kıyafetı ustüne pek de yakışmıyan bır Alman subayı ıdı Uzun suredır kavbettığı bır dostunu bulmuş gıbı hararetle ellenme sarıldı. Aman bilemezsınız sızi gorduğume ne kadar sevındım Bakıniz, hiç değışmemıssınız Ah ne ıdı o günler? Bır daha göre • Dönüş 16 Ağutosta Sırkecı ganna m H dığımız zaman Istanbuldan ayrı £ lalı tam bır ay olmuştu O ara z da bzım 28 tumen Ankarava ta z şınma emn aldığı ıçın benım du ; rumumu yenıden ıncelemek ge ; reltıyordu. E (Arkası var|£ MUHASEBECI ARANlYOR Sanayı formalite ve resmi ; daırelerde takıbe bıhakkın • râkıf muhasebecı aranıyor ts ; teklilenn hal tercumelenyıe müracaatları PJC 93 İstanbu» tlâncıhk 1902'9433 * <jhtı t tn romdnıniktlbdS edılnıistlr Söke çimento fabrikasındaki olay karşısında sendikanın görüşü Çimento Sanayıl Işcılerl Sendikası Soke Başkanından su yazıyı aldık: «Muhterenı gazetenizin 5 Ağustos 1964 tarihinde Oknrlardan CurahuriTete Sütunanda nesredilen Soke Beş Vazan lan Klemıng V'evıren. Nuial Vt(iLNOBAlJ bin PARİSİN KİRALİ 19 llllllllllllllllllllllllllllll dan yen isterim llllllllllllllllllllllllllflllilllll Şinto rakibinin sözünden çıkmadılar Matmazel Marechal, Jean'la madam de Sauvelys'in yanına yaklaşmıştı. La Baron: « Lucienne, dedi, kuzenim. tnosyo de Predalgonde'un nasıl bir kimse olduğunu sizden sornıak isti>or«. Senatörün kızı, hayret ettiğinJ gösteren bir hareket yaptı; « Sahi mi? İyi a ma siz nerede yaşıyorsunuz? Hangi gazeteleri okuvorsunuz? Azizim, efendim, marki cenapları sosyetemiz scmasında bütün parlaklığiyla nnr sacan bir yıldızdır.» • Demek ki bu san> şın yakışıklı genç o kadar önemli bir kişidir, öyle mi?. « En güzel giyinen, en şık, en ara nan. en .. Hasılı .. Genç kız. yarı alaycı yan neşeli bir eda ile sozunü soyle bitirdi: « H«sılı, Parisin kralıdu!» • Ey, sorabillrmiyim, matmazel, ona ba unvanı veren kJmdir?» Matmazel Marechal, tekmil ofku kaplayan geniş bir el hareketi yaptı, sonra aynı alaycı eda ile: • Insan adı verilen hayvanlar», dedi. O sırada salonun kapılan açıidı, sofracı başı gözüktü ve habcr verdl: Madam la diişes, yemek hazırdır!. O zaman Jean, ba moden iılke hakkında kendisine soylenen şeylerin restnen teyid edilışi gibt bir hâdise ile karşılaştı. Annesi, gülumseyerek, salına salına, kendiliğinden gidip, şık markinin koluna girmişti. Bu manzara karşısında genç adam kaşlannı hafifce çattı ve uzun xaman susup kaldj. Ertesi sabah, ha\a cok giizeldi. Jean bastonu kolunun altında, kunısala çıktı \e Trou%ille'e doğru yurudu, saat »nda deniz hamamlarının bulunduâu >ere vardı. Banyoların en ci\civli saatiydi. Oeniz kenanna bir seyirciler kalabalığı dolmuştu Deniz banyosu saatinde bir vok kişinia buluştuğu bu yerde, genç adam bir kaç çenesi düşükle karşılaşacağmı ve için için koşkulanmaktan kendisini alamadığı bu marki de Predalgonde esrarını çozebileceğini iimii ediyordu. (Arkası var) 34 Böylece günler birbırini kovaladı, haftalar haitalara eklendı, aylar geç tı. Pukuoka'dan kaç kere pohsler gelip yabancıyı sordular. Kaplan Tanaka Tokyo'dan bizsat gelcü. Pakat Kuro'lular Şınto rahıbınln sözünden çıkmadılar ve gayet ke tum davranarak yabancınm adadaiu varhğını tamamen gızh tuttular. Kisı'nın şefkaü ve ıtınası say& sınde James Bonu da yavaş yavxş iyıleşiyordu Kısı onu akşamlan gezmeğe çıkarıjordu. Sonradan, Bond'un kuvvetj ıyıce yerıne gelin ce denıze cie gırmeğe başladılar. Kış bastmnca demz kızlan deni ze acılamaz oldular Şımd omürleri karada. ev ışier yapmak, ağ ve Ka yıkları tamır etmekle geçıyordu. Bond Kısı'den Japonca öğrenmege baslamıştı Kısı onun adanm gvjıey layısına gıtmemesı ıçm dıkkat ediyordu üzaktan, boğazm karşı yakasında kı o uğursuz kara sulan gdrürse Bond'un hafızasının yenıden açıLv cağından korkuyordu. Bond'un jaralarına bakınak için ara sıra gelen doktor onun hafıza kaybının bu kadar uzun surmesı karşısında hayretle'' içindeydi. Bır gün Kisi'ye: geçmişi belki de hiç hatırlamıyacak!» Kısi de, «YazJk'.t dedi. Ama için için sevmmeirten kendı ni alamadı. Bond'un temelli Kuro'aa kalması Kisi'yı ancak sevındirebılirdi. Zı.a sevdıği adamın burada nıes'ut old.ığunu, eski hayatıca donerse bura dakı huzuru bır daha bulamıyacasını Kısı kadınlık sezışiyle bilıyordu. Hayır, Kısı'yi üzen taraJ bambaş kaydj Onun geçmıstekı bayatından çoğu ştyleri unutmasmı, bır takım şeyleri de hatırlamasını istiyordu. Çok önemli bazı seyler... Zira James Bond'un vücudu genç kızın vTjcudundan tamamen haber siz gibi bir şeydi. Gerçi Kisi'yl ara, sın opüyor ve ?ok zaman elini tu tuyordu ama o kadar! Genç kızın butun sokuluşlan, bütün sanlışlan karşıliKsız kalıyordu. Acaba bu onun Ölüm Şatosunda aldığı yaralann tesiri miydi'' Kisi bu husu«ta doktora danışa. Ama doktor: «Hayır,» diyordu «Onırn aldığı yaraların bu isle bir üişiği yok Bu adam lıerşeyi unuttuğu gıbı sevış mesini de unutmuş» se! Ben de hatırlatınm ona'» Her hafta Fukuoka'yla Kuro ara sında bir posta vapuru ışliyordu Vaourun bır dahakı sefertnde Kısı FuJtuoka'ya gitti Ve şehnn arka sokaklanndan bırindeki MutluluK DukJcânını aradı, buldu. Japonya'nın bellı başlı butün se hır.erinde Mutluluk Dukkanlan bu lunur ve buralarda çok enteresan şeyler satılır Bu dukkânın sahıbi, tasık gozierı velfecr okuyan kır sakallı bır ıhtı yardı. Kisi ona cÂerdinm ne olduju nu a'lattı. thtıyar, «Anladım,» gıbilerden ba şını salladı. Sonra: «Beş bm yen ıstenm,» dedı Çok paraydı bu! Kisi bır kere yut kundu Sonra: «Pekı,» dedı. O zaman ihtıyar seks tacin küçüK diıkkânının kapısını kılıtledı ve kızı arka taraftaki bir odaya aldı Sedırlerden bırL:ın altından tav şan kafesı gıbı tellı bır kafes çıkar dı Kisi bu kafe^ır ıçmde dort tane kurbaga durduğıınu gcrdü. İhtiyar tacır dör. kurbagadan blrınj tatlı sozier ooylıyersk elıne aldı ve elektrıkl) âletır> ortasındakl K a fese koydu Sonra g e ı çekıldı ve beklemege koyu.d^ Kurbağa şmıdj yavaşça tıtremeğe başlarnıştı O patlak fcızıl gozlerıru, ofkelı bır bakışla Rısı'ye dıkmış duruyordu «Bufun m ışler senın başının altınaan çıktı!» der gıbıydı adeta. Seks tâcirı onp irğru ığılmış kurbağasıru enaıteyle iejTeuıvordu Nıhayet ellerını memnunlukla ufuşturarak gulumseclı. kurbaganın o sıSıllı yeşılımtral? densının uzennJe ırı, iri ter tanelerı boncuklaşmışn! İhtıyaı elme j'umüs bır ça* kaşığı alarak kafesi halıfçe Kaldırdı .e kurbağanın vucudundakı terlen dıs Satle sıyırıp ufak 4u şışenın ıçıne akıttı Sonunda vannı çay kasığını dolduracak tcadaı su toplandı şışenın içinde Sona ı.aeıı şısen' ağznıa mantar şevırdı ve Kısı've verdi KISJ bj şışeyı elinde r*unyanın en naaıde elmasmnış gıb. huşu ne dıkkatle tutuyordu ihtıyar kurbağayı ıldı ve öteni uç tanesının vanına 'JO 'du Hayvan o kadar soğuk t > Jokmekten nıç <r zarar gormemıs gt'vdı ÎARIN: «KVLtNH.lM KtSt» DlVECtK TllVDf? 4O 16 Ağustos 1925 tarihli Cumhuriyet'ten Tarikatı Salâhiyecilere ait İstiklâ] Mahkemesi kararı dünkü celsede tefhim olunmuştur. Mahkeme onbir kişinin idamlarma ve Lütfü Fıkri Beyin de beraetine karar vermiştir. Kararrn açıklanmasını tâkiben Reisicumhur Hazretlerinin Lütfü Fikri Bey hakkındaki şu tezkeresi okunmuştur: «Ankara İstiklâ] Mahkemesi Riyaseti Âliyesine, İstiklâl Mahkemesine verilenler arasında bulunan Lütfü Fikri Beyin muhakeme safahatını gazetelerde okudum. Kendisinin fikirlerimiz ve hattı hareketlerimizden esas itıbariyle farklı olan bir takım mülâhaza ve tenkidlerine bu vesile ile muttali oldum. Kanuni yollarla milletin tezahür eden iradei kat'iyesi, teşkilâtı devlet ve usulü idaresi hakkında kendisinin hususî fikirlerine uymayan son tecellilerini göstermiştir. Şahsının bertaraf edilmesi tahminlerıne ve bu tahminlerin neticesi olmak üzere derpiş ettiği tasavvurlara karşj mâhiyeti hakikiyesi tnüsait dahi olsa, şahsen bir iddia dermeyân etmeye mütemayil değilim. Binaenaleyh gerek âyasî fikirlerimize ve gerek şahsunıza karşı olan vaziyetinden dolayı eğeY yüksek mahkemece başka reminde kanunî esbabı it Batarya Gazi bazretlerinin yolladığı tezkere Bundan sonıa ihtıyar elektnk ocagına benzer yuvarlak bır âiet al dı ve köşede duran bır otomobıl oa Genç kız doktora başkaca bır şey taryasına basladı Ocağa benzıyen sojlemedı ama ıçınden, «Unutmuş âletin orta verinde mınıcık bır ka «Yazık!» dedı. «Bu genç yabancı ha!» dıye düsündü «Pekâlâ, öyley fes vardı Yazık Büyücü baba RADYO • MSW' R / Ü t • RADYÖ: İSTANBUL Gazi Hazretleri Resit Galip Bey tihamiye mevcut değilse, mahkemei âliyelerınin müsamahasmı isticlâp ederim. Reisicumhur Gazi Mustafa Kema!» 7 30 Açılış Kıs» haberler Oyun havalan 7 45 Hafll muzık 8 00 Haberler 815 Salon orSestralan 8 45 Çeşitli muzlk 9 00 Turkuler ve şarkılar 9 20 Kuçük fconser 10 00 Kısa baberler Kapanış 12 00 Açılış Kısa haberler Salon orkestralarından 12 30 Şarkılar 12 50 Hafif muzik 13 00 Haberler 13 10 Şarkılar 13 30 Küçuk ortestra 13 45 Sas eserlert 14 00 Radyu armoni muzlkaaı 1415 Haftanın programları 14 30 Tusııl Betıtç Günseli urkestrası 14 45 rürküler 1500 Kayıp mektuplan 15 05 Kısa haberler 15 10 Şarkılar 15 30 Çooukların saatl 16 30 Tlnlopez çalıyor 17 00 Yurdun sesl 17 30 Karma faslı 17.57 Kısa llânlar 18 00 GençlUs saati 18.15 İlhan Peyman orkestrası 18 30 Şarkılar 18 50 Kısa llânlar ve hafif müzlfc 19 00 Reklâmlar geçldl 20 00 Haberler Gunlük olaylar 20 30 Kitap faatl 20 40 Şarküar 21 00 Dünden bugüce Istanbul 21 40 Şarkılar 22 00 Reklâmlar geçldl 22 30 Kanat Gür orkestrası 22 45 Haberler 22 55 Ara melodlleri 23 00 Gece muzlğl 23 30 Çeşitli muzlk 24 00 Kısa haberler . Kapanış IST*NBUL IL BADYOSU 17 58 Açılış 18.00 Dans müzlğl 18 30 Caz albümleri 19 00 Melodller ülkeslnde gezl 1930 Mln5atür müz'k 20 00 Plâklar arasında 20 30 Operet melodlleri 21 00 Cumartesi konseri 22 30 Çeşitli müglk 24 00 Ka.panış. ttDf0 ANKARA 18 15 ReKlam prugramlan 19 00 Kucuk llanlar 19 05 Spor sajtası 19 15 Hafit meluailer 19 40 Şsrkllar 20 00 Haberler 20 25 Hal a durumu 20 30 ŞarKılaı 20 50 ü^kudan önce 20 55 Kuçuk IJaıuar 21 00 Kısa haoerleı 2102 KıBrıs ıçın' 21 10 Blr Kunıımuz var 21 40 ErkekJer toplııluğu 22 15 Dinlercekten Bıkmadıgınız eserler 22 45 Haberler 22 55 Dans' Dans' Dans! 3 5a Günün or.emll ttaberlerl 24 00 Kapanış ANK*RA IL R<U)\O»,IJ 16 57 Açılış 17 00 Dans müzlğl 18 00 Cumartesi Konseri 19 00 Fllm melodllerl 19 30 tnçtltzce mslodifer 1<)45 Radvo Ile Ingilizce 20 00 ÇeşitH urkestraıar 20 30 Müzikseverlerle bagoasa 21 30 Plâk albOmü 22 30 Dans müziğl 23 00 Kapanış Reşit Galip Beyin sözleri Ankara İstiklâl Mahkemesi heyeti âzasmdan Resit Galip Bey kendısine inübalarını soran bir gazetecıye şunları söylemıştir: « Saltanat, milletin hâtırasında tutan kamus'un mumyasından daha eski tarihî bır kadavra haline gelmıştır Onun çıkardığ) zehirli hava, kendisine yaklaşanları ergeç carpar behemaha] ölümle nihayet bulan hastalıklara uğratır Milletin af ve müsamaha siyasetlerinden bıkıp usanmış olduğunu dahil ve hariçtekı bütun fesat ve hiyanet erbabının tamamıyle anlaması lâzımdır Sıyasi cürümlerde en küçük af ve musamaha, ciırme iştırak etmek üe birdir.» 6 27 Açılış 6 30 Gıinaydın sayın dlnleyiciler 7 30 Sabah muzlğl 7.45 Şarfcl ve saz 8 00 Haberler 810 Hava durumu 8 15 Slzln İçin çalıjoruz 8 30 SolİEtlerden blrer şarkı 9 00 Kapanış. 11 57 Açılış 12 00 Kısa haberler 12 02 Paul Weston orkestrası 12 35 Küçük llânlar 12 40 Şarkılar 13 00 Haberler 13 10 Hava durumu 13 15 The Four Lafls'den sevllen melodller 13 30 Kadınlar topluluğıı 13 55 Kayıp araaıyor 14 00 Reklâm prı^ramları 14 45 Türküler 15 00 Cumartesi Sonserl 16 00 ŞaSılar 16 20 Öz dillmte 16 35 Hepsl Almanca soylüyor 17 00 Kısa haberler 17 02 Çocuk saatl 18 00 Türküler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle