15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ CTTMHURİYET 29 Temmuz 1964 •ıııllllllllllllllllllllllllllll Milli şuur ve dış politika Millî şuur, bir milletin millet olma algısından doğar. Ancak bu yeterli değildir. Milli şuur, «millet olarak özgür ve bağımsız yaşamak» iradesine ulaşamazsa, değeri yoktur. Bir milleti millet yapan ögeler, Ernest Renan'dan beri azçok belirli niteliğe kavnşmuştur. Ama bütün bu ögeler, bağımsız ve özgür yaşama dileğinin potasında birleşmedikçe kaç para eder? Milliyetçilik dediğimiz nesneyi, politika çıkarlarının maşası olmaktan kurtarıp lâyık olduğu yere koymak gerekiyor. Milliyetçilik, gerçekci gözle ve bilim açısından değerlendirilmedikçe kürsü nutukları aldatmacasında kullanılacaktır. Bugün Türkiyede ümmetçilikle kolkola hora tepen akımın milliyetçilikle en küçük bir ilintisi yoktur. Tersine bu akım «yeni sömürgecilik» eyleminin çarkında bir disli Batıda milliyetçilik akımı bağımsız iktisadî düşüncesinin desteklediği bir hikâye idi. Ve Batı milletlerinin sanayiini kuran Batı burjuvazisinin temsil etti ği akımdı. Bizde son yıllarda edebiyatı yapılan milliyetçilik, kökü dısanda büyük sermayenin elinde afyon olmuştur. Bu türlü aldatmaca yalnız bizde değil, azgelismis birçok ülkede «yeni söraürgecilik» akımının bir parçası gibi knllanılmak isteudi. Ancak o ülkelerin çoğu Türkiye gibi jeopolitik bakımdan talihsiz olmadığıiçin yutturmacasını sürdüremedi. Gerçek şudur ki kökü dısanda büyük sermayenin Türkiyedeki temsilcileri «milliyetçi • muhafazakâr» maskesiyle politika sahnesine çıktılar. Oysa bir milletin iktisadî bağımsızlığa kavuşmadan bağımsız olamıyacağı hele son Kıbns olaylannda elle tutulur, gözle görülür bir gerçek haline gelmistir. Bunun için «miltiyetçiyim» diyenlere ilk sorulacak sey şudur: Türkiyeyi iktisadî bağımsızlığına kavuşturmak için hangi yolu teklif ediyorsunaz? Eğer devrik iktidar devrinde tutulan yolu teklif ediyorlarsa. tesekkür edip sırtımızı çevirmek için yeterli cevabı vermislerdir. Çünkü bu yolun bizi peyklik derekelerine düşürdüğü Mısırdaki sağır sultanın bile duyduğu ve bildiği bir hikâye. Önce açıkça sormalıyız: Türk milliyetçisi! Türkiye kendi kuvvetlerine ve millî kaynaklanna mı güvenecek? Yoksa bir yabancı devletin yardımına mı? Bu yabancı devlet için biçbir ayırım yapmamak gerek. Bu yabancı devlet ister Amerika olsun, ister Rusya Tarihin acı dersleri göstermistir ki Batı ile Rusya ne zaman yakınlaşırlarsa Türkiyeyi harcamak bir mesele değildir. Ama ne zaman uzaklassalar Türkiye birine dayanarak ötekine direnebilmiş! Kurtuluş Savasında Rusyaya dayanarak «Batı kapitalizminin emperyalizmine» direnebilmiş tkinci Dflnya Savasından sonra Batıya dayanarak Rusyanın taleplerine direnebilmiş. Ancak bu iki olay arasında büyük farklar vardır: Kurtulnş Savasında ve savas sonrasmda Rusyanın desteğini kullanan Atatürk, Sovyetlere teslim olmadı. Millî bağımsızlık titizliği içinde Kuzey komsumuzun tekliflerine nasıl direndiği tarih sayfalarında yazılıdır. tkinci Dünya Savasından sonraki en kritik günlerde Batının desteğine muhtaç olan yöneticilerimiz ise bu desteği kullanmak bahanesiyle Batının büyük devletlerine teslim oldular. Batının desteğini millî çıkarlar uğruna değil, bir azınlığın çıkarları için kullanan siyasî iktidarlar yüzündendir bugünkü çözülüsümüz Kendi çıkarlan için memleketi Batıva peskes çekenler. hunu millî çıkarlar için yapıyormus gibi göstermek istediler. Kökü dısanda yabancı sermayenin milvonları ve milyarları bu propagandayı isledi. Amerikanın Türkiyede kaç milyonu hangi yönlerde kullandığını Türk vatandası ve milliyetçisi olarak öğrenmek istemez misiniz? Simdi DoğuBatı yakınlasması basladığı anda tarihin yeni bir dönemine kavusuyoruz. Rusya ile Düveli Muazzamanın kuc.klasması demek, tarihinde sık sık raslanan bir kesime yeniden girmesi detnektir. Türkiyenin Bu kesime girdiğimiz anda durum ne? Türkiye iktisadî kalkınma palavrasımn fiyaskosunda çırpınıyor. Yorgun, saskın, fakir Borç gırtlağı asmıs. Batıdan dilediğimiz yardım, borçlarımızın taksitlerini ddemeğe yetiyor vetmiyor. Dıs ticaret açığı korkunç. Bir komprador sınıfı Türkivenin kalkınmasını düsünecek yerde Batıdan ithal edip halka satarak zenginlesmeyi meslek edinmisler tşte Batı Doğu yakınlasması bizi bu durumda yakalıyor. Acaba Batının ve Doğunun «Yeni Hasta Adam» için neler düşündüğünü merak etmez misiniz milliyetçiler? • J'iri ' ' D Ü Ş Ü N C E L E R | DÜŞÜNCELER | tstanbul'da 95721 kişi yeniden telefon alabilmek için sırada bekle^mektedir. Müracaatlar gün geçtikçe ! fazlalaştığından bu rakamın önujmüzdeki ay içinde 100 bini geçeceği jtahmin edilmektedir. Santralların genişletilmesi işi bazı noksanlıklv yıizünden daha da gecikeceği için Fatih, YeşUköy ve Bakırköyde telefon alacakların müracaatları şimdiden karşılanamamaktadır. Diğer taraftan yeni telefon rehberi için yapılan hazırlıklar ilerleme'cte olup, daha kullanışlı ve faydalı olabümesi için de bir «Rehber servisi» ihdas edürriştir. Rehber servisi her abone ile temas etmekte ^ e ne gibi degişiklik istedigini sormaktadır. • | Telefon sırası bekleyenlerin sayısı 95721 kişiye yükseldi Devlet llemurları Kanun fasarısının son \rl\li Dr. Ismet Giritli Mutlu insan, mutlu dünya Yazan: Halis ÖZGÜ İnsan yer vüzünde, bir insan olarak ve başkalanyla bir arada yaşamağa basladığı günden itibaren ebedi bir mutluluğun, mut Iu bir dünyanın ozlemini duydu. Bununla beraber tarih boyunca hiç bir zaman böyle bir mutluluğa ulaşamadı. Böyle bir dünyada yaşamak unkâmm bulamadı. istekleriyle işinin isteklerini baî daştırmakta zorlukla karşılaştı. Bu yiizden işine tam olarak bağlanmadı Bunun sonucu olaraft da. bütün çabalanna rağmen, kendisinden baklenen, beklenmesi gereken başanyı gösteremedi. Başansızhğının nedenlerini başarı yetenlerinin vetersizliğinde aradı. Kendisine zaman zaman küs tü. Denizcilik Bankası Denizyollan îsletmesinin gemileri ile haziran ayı içinde iç hatlarda 72 sefer ile 57.443 yolcu ve 10.263 ton yük, dış hatlarda 14 sefer ile 4.872 yolcu ve 8.o02 ton yük taşımıştır. Geçen yılın Haziran ayına göre ou lyılm aynı aymda dış ve iç hatlarda taşınan yolcu arasında bir azalma, yuk miktarında ise bir vükselrae göuilmüştür. Her yıl 27 Ağustosta enedikte yamlan uluslararası Venedik film festivaline «Duvarlann Ötesi» adındaki Türk fUmi de katüacaktır. Pestival ilgilılen, rejisör Özden Çelik'e gönderdikleri bir telgrafta «Duvarlann ötesi» filmini festivale getirmesıni bildırmışlerdir Dış ve iç hatlarda yolcu sayısı azaldı Duvarların ötesi Venedik film festivaline katılacak Rıhtımdan Bandırmaya gltmek üzere vapur bekhyen Mahmut Sezen ismindeki şahbA yanına sokuluiı ve «Ben, lıman reısıyım, ten nereye gıtmek ıstıyorsun. tstjdığın vapuru emrıne verebilirım, ister • sen bana para ver, bıletını kapı cıma alöırayım» dı>en meçhjı şahıs Mahmut Sezen'den aldığı 100 lıra ile ortadan kaybolmuştur Bir muddet sahte reısı bekliven Sezer .gelmediğıni görünce, cebıne J bakmak aklına gelmış, fakat bu sej fer cebındekı 3665 lırasının da yok I olduğunu gormuş ve polıse muracaat ederek durumu bildırmıştır. 3665 lırayı çalan sahte liman reısının aranmasına başlanmıştır. Liman Reisiyim diyip para dolandırdı A D R E S İ M İ Z E D I K K A T Yeni OTEL BCGAZİGİ Adliye bitişiği ¥. E N İ K O Y Boğazuı şahane manzarasına hâkim Otel ve Restoranımız, temiz servisi, nefîs yemekleriyle Ağustos tatili için yegâne ai!e otelidir. Yemekli veya yemeksiz rezerve kabul edilir. TELEFON : 62 40 01/38 Cumhuriyet 8675 Ahlâk zabıtası ekipleri iki tanınmış | oteli basarak altı çıfti uygunsuz vazıyette yakalamıştır. Pıyerloti otelinde dört çift, Beyazıt Teras otelinde ise iki çift basılmış olup, olay sırasında bazı kadınUr kendılerıni pencereden atmak ıstemışlerdır. Fuhuş yapıldığı tesbit edilen iki otel kapatümış ve sahıpleri hakkında takibata geçilmiştır. Ahlâk Zabıtası iki oteli bastı Plânlı bir ekono Oysa, Devlet Yazan: mik ve sosyal kal Personel Daıresı, kınma devrine gir bu goruşu bu ke dıkten sonra, Dev re de nazan ıtiba let Personelimizde re almıyaıak, su ve rejimindeki bay ve astsubaybozuklukların, ahenksizliklerin ve Hatırlanacağı üzere Anayasamı larla hâkim ve savcüarı Devlet Me yetersizliklerin daha kesin bir şe zın 120 nci maddesince «Özerk» bir rnurları Kanun tasansının tamamen kilde göze çarpmaya başlamasını kuruluş olarak ihdas edilmiş bu dışında tuttuğu halde, her nedense tabii karşılamak gerekir. lunan ve idari ve ilmi muhtariyete ve her nasılsa tasannm bütün masahip olan Üniversiteler mevzuatı li hükümlerinin üniversite mensup Plânların, ne derece mükemmel hükümlerinin saklı tutulduğuna larma uygulanması konusunda anhazırlanmış olursa olsunlar, eninde sonunda beşeri unsur tarafın dair, bundan evelki tasarıda bir laşılması guç fikrî bir .nukavemet dan uygulandığını, yatırımların ne sarahatin bulunmaması keyfiyeti gostermekle Anayasanın öngordüjü nin, üniversite muhtariyetini bir Üniversite muhtariyeti gereklerini derece sağlam ve bol kaynaklara Anayasa müessesesi olarak düzenlı daha az bir nispette de olsa, ihdayanırlarsa dayansınlar yine beyen 1961 Anayasamıza aykırı dü lâlde ısrar etmektedir. şeri unsur tarafmdan yapılacağım şen bir noksanlık olduğu ileri süunutmamak gerekir. Üniversite muhtariyetinin bir Arülmüş, tstanbul Üniversitesi RekBütün bu sebeplerden dolayıdıı nayasa realitesi olmadığı 1946 Türtörlüğü Hukuk Fakültesi Idare Hu kı Plânlı bir ekonomi ve sosyal kuku ve İdari İlimler Enstitüsüne kiyesinde dahi Memurin ve Barem kalkınma devresine girdikten sonkanunlarında mevcut olmayan bir ra Devlet Personelinde reform ih hazırlattığı etraflı bir raporu Sehükmü 1964 Türkiyesinde bu kanatodan gecirerek Devlet Personel tiyaç ve düşüncesi yalnız idarenunlarm yerlne geçecek bir tasan Daıresine sunmuştu. nin ve memurların malı olmakBu raporda üniversitelerin, bün ile üniversiteye empoze etmeğe tan çıkmış, Türkiyenin hızla kalkalkışmak ve her ne pahasma olur yelerine tamamen yabancı olan bu kınmasını iyi işleyen istikrarlı ve kanuna hiç bir suretle tâbi olma sa olsun, yapılan bütün iyi niyet huzurlu bir toplum hayatı sünneli ikazlara rağmen bu yolda israr maları gerektiği gerekçesi ile tasa sini isteyen kamu oyunun, daha nnın daha birinci maddesinde ka etmek, izahı mümkün olmayan ga doğru bir ifade ile bütün vatandaş nun kapsamına tarmedıginm rip bir tutumdur. Ve bu yolda vv larm, malı olmuştur. tasrih edUmesinin lüzumlu pılmış çahşmayı gölgeleyebilecek îşte 233 asıl, 19 geçici maddeyi olduğu tezi savunulmuş, * bir davranıştır. a ihtiva eden «Devlet Memurlan Ka Tasannm kanaatimizce, yine de, meselâ aylık, gdsternun Tasarısı» Genel ve Madde ge sannın rekçeleri ile birlikte bu konuda ge, katsayı, yolluk, temsil gider düzeltilmesi gereken diğer hüküm leri, kademe ilerlemeleri gibi hu ierine bir başka yazımızda değine1960 yılından ve daha kesin bir ceğiz. deyimle 13 arahk 1960 tarih ve 160 susların ancak münferiden incelen sayılı kanunla kurulan Devlet Per mek ve tartışılmak kayıt ve şartı ile üniversitelere de uygulanabilesonel Dairesinin kuruluşundan bu (1) Devlet Memurlan Kanunu yana yapılan hummalı ve devamlı ceği ifade edilmişü. Tasarısı ve Gerekçesi, Ankara 1964. bir çalışmanın sonucunu teşkil etmektedir. Bilindiği gibi bu çalışma, mevcut durumu aksettiren etüdlerin toplandığı bir <Ön Rapor>a, bu ön rapordaki bilgilerden hareket edilerek ve başka kaynaklardan da fay dalamlarak hazırlanan «teklifler>e ve bu çalışmalardan sonra Bakanlar Kurulunca kabul edilip 21 mayıs 1963 tarihli Resmi Gazetede ya ymlanan «Yeni Personel Rejimi hakkındaki prensipler.e dayanmak tadır. Tasarı metninin tetkikinden anlaşılacağı ve esasen Genel Gerekçede de açıklandığı üzere, tasarı ile ilgili çahşmalar sadece, sözü yukanda geçen metinlerle yetiniierek yapılmış değildir. ŞUBESI Ayrıca Devlet Personel Dairesi30 Temmuz 1364 Perşembe ııın hazırladığı tasarı üzerinde Baksnlık Müsteşarlarının, Katma Büt gününöen ıtıbaren çeli îdareler Genel Müdürlerinin ve Üniversiteler Temsilcilerinin ileHİZMETİNİZDEDIR. ri sürdüklerı fikirler de, hiç olmaz sa kısmen gözönünde bulundurultnuş basında çıkan bir kısım yazı lar da yine kısmen de olsa nazan itibara alınarak tasarıya son şekil verilmiştir. Bütün bunlardan sonra da Devlet Memurlan Kanun Tasarısı geHUSUSİ ÇEKİLİŞ çicı, intibak. ilga ve yüriirlük hüA y rıca kümleri de yeniden düzenlenerek tamamlanmış ve Bakanlar KuruluUmumi çskinsierde kannmj sın» na sunulmuştur. II Tasannm bu son şeklinin bundan evvelki şekline nazaran arzettıği en değişik taraf «Kapsam> başlığım taşıyan 1 inci maddesinde; Üniversite Öğretim üye ve yardımcıla rının, mali hükümler dışında, Cniversiteler Kanunu ile aynı kanunun ek ve tadıllerine tâbi olacağını tasrıh etmesıdir. Reklâmcılık 26518684 AKBANK SİRKECİ ALMAN DEVLET OTOBÜS İŞLETMESİNİN ORTAĞI VE AVRUPA OTOBÜS BİRLİÜİNİN (EUROPABUS) TÜRKİYE KOLU OLAN K t RA L I K 8 odalı büro katı ve dükkân. Tophane, Yeni Gümrük antrepoları karşısında. SALIPAZAR1 HANI Tel: 22 34 77 Üâncılık: 1621/8688 Sağnak yağışlı geçecek Bolu, Zonguldak, Kastamonu. Eskişehir iller ve çevreleri parçalı bulutlu, öğleden sonra bir ara mevzii sağnak yağışlı, diğer böUeler az bulutlu ve açık geçecek, rüzgâr kuzey ve doğu yönlerden hafif olarak esecek, hava sıcaklıklarında düne nazaran önemli değişiklik olmıvacaktır. Turizm Şirkeli Sonra İSTANEULMUNİHTEN KOZAN ÖZEL LİSE MÜDÜRLÜĞÜNDEN: enedik Milâno HATTINI DA AÇMIŞTIR Bu hatlarda çalışan tuvaletli Yatar Koltuklu Otobüslerimiz, T.PA.O. ve Petrol Ofisin üstün kaliteli yağını ve yakıtını kullanchklarından etaplar arasında bır dakikalık rötaıunız me\cut değildir. BOSFOR TURİZM : ANKARA : İZMIB : Taksim Opera vanı Tel: 128669 Tel: 325S3 Cumhuriyet 8693: CUMHl'RIYETin Tefrikası: 4 Tel: 485151 Muadeleti kabul edilmiş özel lisemize aşağıdakı adet ve branşlan yazıb ÖĞRETMENLERE İHTİYAÇ VARDIR Ücret dolgundur. Taliplerin en kısa bir zamanda müracaatları ilân olunur. NECDET DEMİR Kozan Özel Lise Müdürü Öğretmenler: Edebiyat (2), Tarih (1), Fransızca (2), Coğrafya (1), Fizik (2). Matematik (3), Kimya (1), Biyoloji (1), Beden Eğitimi (1), Müzik (1), Resim (1), Felsefe (1). i Cumhuriyet S694 i Temmuz 29 Rebiülevvei 19 Akşaırı O C varlık anlayışına, yaşayış şekline, dünya görüşüne ulaştı. Bir giicsüzlük, önemsizllk evresi olarak saydığı çmmkhık «taK""11 **" Mfcrmd«n. kahntılanndan uzak kalabilmenin yollannı aradı Ken dislni bir yerlşkin gibl görmeğe uğraştı. Çe\Tesinln, yetişkinlerin kendisini çocuk saymakta devanı ettiklerini gördü. Artık bir çocuk olmadıçını anlarmak, yeni cağının kendisine kazandırdığı özelliklerle kendisini tanıtmak istedi. Bağunsızhk bağlılığını. özgürlük özleminin önemini belirtmeğe uğraştı. Her zaman gerekli olmıyan ve çevreden, yetişkinlerden gelen baskılarla kar şılaştı. Çocukluk çağında olduğu gibl, bilincinde yer alan ve dış dünyanın istekleriyle çelismiyen bir çok isteklerini, arzulannı. dileklerini de bilinç altına azaklaştırmak, sürmek zorunluğunda kaldı. Bu isteklerinin. arzulanmn, dUeklerini zorlaması va zünden başkalanyla. özellikle. yatanlanyla ı ormal münasebetler kurmakta torluk çektJ. Huzur içinde yaşamasını önliyen ka bahatiilik duygusunun sıkıntılı et kilerini duydu. A « çektl. Acı çektiği için zaman zaman da olsa, başkalanna acı çektirecek şekilde hareket etmekten her za man nzak kalamadı. Daha da yaşlandı. Yctişkinlik çağına girdi. Çoğu zaman kendisi ne en iyi şekilde uyan çalışma alanmı seçemedi. Rasgele bir mesleğe girdi. Varlığınm çerçek İnsan yaşam cağlarının ilki olan çocukluğunda varlığını tam fstelik. cevresine. iş yerine ve olarak gercekleştiremedi. Çağının genel olarak. gecmişteki ve içinbir insanı olmadı. Varlık bütünde bulunduğu zamanki tecrübelüğ:ü bilincine varamadı. Norm»! lerinin etkisivle. insanlara karsı bir şekilde gelişebilmesi için getam bir sevgi duymadı. İnsanlarekli isteklerinden bazılannı her rın birbirlerini çekemediklerini zanu>n yerine getiremedi. Zaman zaman bölünerek yaşamak zorun çördii. Zaman zaman başanh lujunu duydu. Çevresinden. ökimselerin kıskanıldıklarına ve zellikle. annesinden. babasından, sırf bu vüzden cekistirildiklerine diğer yakınlanndan beklediğî ve şahit oldu Büyüklük iddiasında kendisj için tabii bir hak saydığı bulunanlann. kendilerini herkessevgiyi daima elde edemedi. Daten büyük görmeğe uğrasanlann ha sonraki yaşam şekillerinin varhklannda küçük insanlann zorunlu kılacaeı davranışlan çizlendiklerini. saklandıklannı meydana getirmeğe elverişli eğinnladı. Kimi kimselerin alçak tim sistemleriyle değerlenen çev sönüllülüklerinde. aşın nezaketrelerde büyüyemedi. İnsan kade lerinde saldırganlıkla karşılaştı. rinin ortaya çıkmasında önemli Birbirlerini gerçekten ve bütün bir rol o>Tiıyan anne. baba aravarhklanyla sevdiklerini söylisındaki ahengin tamlığına her yen kimselerin günün birinde zaman şahit olamadı. Arada sıbirbirlerine düşman olduklannı, rada da olsa. anne ile baba arabirblrlerlni göklere çıkaranlann sında bazı anlaşmazlıklann bukısa bir süre sonra birbirlerini lunduğunu gördü. Bu anlaşmazyerin dibine uıdirdiklermi deeilıklann sonuçlanndan endişe etsik, çeşitli ve çok sayida örnekti. Annesinin, babasmm sadece lerle gördü. Böylelikle başkalave tamamiyle kendisiyle ilgilenrına. yakınlanna tam olarak gü« melerini diledi. Onlann kardeşle venmek imkânını bulamadı. Biriyle daha az ilgilenmelerüıi arHnen bir insanın içinde arkasmzu etti. Annesinin, babasının kar da bilinmiyen başka bir tnsanm deşleriyle de uğraştıklannı, on yer aldığmı sezdl. Bo gün sn ve ları da sevdiklerini gbrdü. Karya bu kimseye zararlı olan kimdeşlerini kıskandı Kabahatlilik selerin günün birinde kendisi Iduygusunu duydu. Kendisini gii çin de zararlı olabileceklerini dü nahkâr buldu. Kendisini büyükşündü. lerle annesi. babası ile mukayese eti. Annesini, babasını ber Bütün bu nedenlerin etklleriybakımdan çok daha yeterli ve le insan başkalanna kolay kolay üstün gördü. Bunun sonucu olagüvenemedi. Her yerde ve ar rak, kendisini önemsiz, yetersiz çok yalnızlığını duydu Sonsuz bir varlık halinde tanidı Hiç bir evrenin içinde bu yalnızlığı karzaman yetişemiyeceğine inandıçı şısuıda huzura ulaşamadı. Yaşamı annesi. babası ile aralannda mey süresince daima ozlemini duvdudana gelen mesafevi kapatmak > • eu tam bir rahatlıea kavosamadı. çin onlarda bazı knsurlar aradı. Bu çününü dllediği Tİbi geçireBu durum ise insanda kardeş çe medi. Yarmmı da bo srünkfi rakememezlieinden doğan kabahat şami ile değerlendirmekten uzak 11lik duygusunu daha da kuvvetkalamadı Yannına bu çünkü dü lendirdi. sünceleri, duveulan. endiseleri ile ulastı. Arada sırada nkmrtlı, buhraniı bu ırünün eseri olan Bundan başka, İnsan. çocukmutlu bir yartn görüsii ile kenluk çağında zaman zaman sırf disini avtıtmaea uğraştı Uğraşkücük olduğu için önemsiz sayıtı ama gecmişteki varlığı ile kar Iırdı. Buna karşılık sık sık bü şılaştıih bütün yannlarda da dayükler gibi hareket etmeğe zorima şlkâyet edecek bir şeyler landı. Büyükler gibi hareket etbuldu. mediği için deeer eksikliçi duygusunun etkilerinden uzak kalatnsanlık tarihi kadar eski olan mutlu dünya özlemi ancak mutmadı. lu insanlann vasadıklan ve çoBüyüdü. Gençlik çağına ulaşğunluk teşkil ettikleri bir düntı. Varhğında büyük değişiklikvada gerçeklesebilecektir. ler olduğunu gördü. Yep yeni bir Bunu olağan saymalıdır. Gerçekten. İnsan yaşadığını başkalaraıa da yaşatan. daha" doğru ve yerinde bir deyişle. yasamını başkatanyla paylaşan. bövlelikte bir evrensel vaşam şekline ulaşan, varlığını haşValannd» aravan. hulan. daha dnğrnsu vnr lı&ını evrenselleştiren bir \THİıktır. Bu ebedî ve evrensel İnsan yaşıyış şeklinin etkisiyle insan mutluluğu ölçüsünde başkalannın mutluluğu için çalışmak. mutluluklarmı görmek arzusıınu duyar Başkalanna ızdırap verecek davranışlarda bulıınmaktan kacınır Mutiuluğunun başkalnnnın mutluluğuna bağlı bulunduğuna. tnsanın ancak mutlu insanlann vanında ve aralannrta mutlu olabileceğine lnanır Huzu rnnu korumak, devam ettirehilmek için başkalannın huzurunu bozmaktan korkar. Mutlu olmıyan, sfirekll olarak huzursuzluk içinde yaşıyan insan ise kolay kolay başkalanntn mut luluğunu diieyemez. Başkalannın mutluluğu İçin çalışamaz. Kendisine karsı gerekli sevgiyi göstercmez. Kendisini sevmediği için başkalanna da bağlanamaz. Sevmediği kimseleri gerçekten scvindirmek tmkânmı bulamaz. Acılannm, odıraplannm nedenlerini başkalarında arar. Kendisine ızdırap çektirdiklerine inan dığı kimselere ıstırap çektirecek şekilde hareket etmekten uzak kalamaz. tklndl Yatsı 1 50 0 o « V. 1 5 51113 20 17.16 2O.2d 22 18 3.45 E. ] 9 221 4 51 8.47 12 00 7 lfi BAY OSCAR: Bir acı şarki Yazan: A. J. Cronin 10 Çeriren: VahıktCülttkin BİR ACI ŞARKI BİR ACI ŞARKI 11 12 BİR ACI ŞARKI PROF. NİMBÜS'CN MACERALARI: Yalnız, o gece aklım mayaya öylesine takılmıştı ki bütün o törenleri falan unuttum, yatma işim de böylece kısa sürdü, tadı kaçtı. Yattım, annem «Allab rahatlık versin» dijerek, kapıyı da her zamanki gibi gene aralık bırakarak gitti, o tuhaf sey, evimizi kaplıyan anlaşılmaz nesne, kafamın içinde mayalanıp duruyordu. Bir türlü uyuyamıyordum. Gözlerim açık, öyle, yatarken, şişenin içinde raayanın kabarışını görür gibi oluyordum. Kabardı, kabardı, köpfirdü, en sonunda patladı, sapsan bir bulut oldu, bütün evi sardı, babamın anlattı|ı masallarda şiseden çıkan cinler vardı, o biçim oldu. Serimde kıvranmıya basladım. tleride olacakları haber veren bir rüyanın başlangıcı mıydı bu neydi? Annemle babam yeniden konnsmaya baslamıslardı. Alçak sesle konuşuyorlardı ama, daracık vatak odamın aralık duran kapısından kulaâıma bölükpörçük lâkırdılan geliyordu. Aradabir, bana pek dokunan, tasalandıran sözler de duyuyordum: «Bu musibet yerden uzaklasmış oluruz» .. «Sen gene şarkılarına başlarsın» ... «Terence gibi onu da Rockliff'e veririz» ... En sonunda da, tam uyumak üzereyken, babamın o pek ciddî, kesin sesiyle snnları söylediğini işittim: «Göreceksin bak, Gracıe, seninkilere göstereceğiz... Benimkiler de görecekler... Bize karşı bu biçim davranmaktan en sonnnda vazgeçecekler. Bir gün olacak barısacaklar seninle. Hern de çok yakında.» 11 Haftalardan berı, okula başlamak için can •tmıstım. Benim için bu büyük bir scrüvendi; bHbam bunu bana en parlak söz'.crle allayıp puilayıp gözümde yüceltmişti ama, en ufak bir mikroba karşı dayanıksız oldu^uın ıçın, o güne kadar okula başlayamamıstııu. Yalnız, simdi o beklenen gün çelmıstı ya, içimi bir telâstır kapladı. Annem yeni lâcivert şayak pantolonumu düğmeleyip ıprklı gömleğimı aşağı dofru çekerek bana sou olarak bir çekidüzen verirken, iki gözüm iki (.eşrne, «N'olur yollam» beni okula!» diye yalvarmaya basladım. Güldü, öptü benı. «Korkma, Maggie var* dedi. Bak, işte yeni çantan. Hadi bakayım, tak çantanı sırtına, uslu oğlum benim.» Çanta, boştu ama, kendimi toparlamama yardım etti. kendimi daha güçlü taissetmeye başlamıştım. Bu sırada kapı vuruldu, yenmden sıçradım. Maggie gelmisti. Gene öyle, başı önünde, dalgın, kapının ağzında duruyordu. Bızim yayla danalarının durgun ama gene de adama ürküntü veren bir bakışları vardır, Maggie'nin gözlerinde de böyle bir bakış vardı. O karmakarısık perçemleri de gözlerinin üzerine kadar inerdi. Köyde çamaşırcılık eden kadının kızıydı. Bu kadın pasaklılığıyla tanınmıştı. Kocası oııun dırdırına dayanamamış, çoktan kaçmıştı. Kadın, böylece yüzüstü kalan kızının talihinden yana yanıp yakılırdı ama, öte yandan, onu tepe tepe de kullanırdı. Maggi'enin, arkasında annemin verdığı, kısaltılmış eski yünlü eteklik, bir ayagında dizkapagından yamalı çorap, pek boş bir dış görünüşü yoktu. Aptallığı kendisi de benımsemisti; lonra, evde çok çah»tıjını, yıprandıftını açıkca gosteren ağır. çökük bir hali vardı; onun ıcin. köv.in oçlanları, hiç acımazlar, «Kaçık Ma^gie» di\e bağıra bağıra alay ederlerdı. Ama, ondan koruarlardı da, çünkü Maggıe'nin taş atmada pek si'Çlü bır kolu, biç de şasmaz bir nisancılığı vardı: ırmak kıvısından topladığı vuvarlak yu\arlak çakıl taslarım cebinde hep hazır bulundururdu. Valııız. bana karsı pek ıçten davranırdı, pek de baslıydı Uenım de ona karşı tam bir güvenim vardı, annemin de öyle. Annem Maggie'yi pek sever. birçok bakımlardan lyilik ederdı. Kı^cagızın omuzlarında bır alay yuk vardı: ükul saaUerınden sonra onu ya elinde bir çıkın çamasırla, va da süt güğümlerine bürünmüs bır halde gorürdünüz: bu giifümlerı de, ev ev dolasıp sütleri dağıttıktan sonra çiftliğe götürür. uavruıtıp vıkar. çalkalar, ondan sonra da lavuklara leıtı verırdı. Bu kadar ışı varken. gene de \at avlarında bana dadı gibi bakmıstı. Hastalıklardan venı Italktığım günlerde, oçleden sonraları benı alır, dolastırmaya çıkarırdı. t n sevdığımız ver ırmak Kivısıydı. Uraya gıdorkeıı. yuzustu bırakılmıs. yıkılıp dökülmüs, yesıl buyalı asma tarda*ı çürümüs pek ıçleracısı utaU Dır ko\ evinın önünden geçerdik. Hıç >akısmı.\ordu ama. bu evin adı Gülyaka ıdı. tsın tuhatı, Oen orada doğmuşum. Bovle dncmlı bır oUv brivlesıne pestenkerani bır yerde nasıl olmus da meydana gelmisti. bır türlü anlavamıvordum I A rkaeı var ) Sahlbl NAZİME NADİ * Genel Yaym MüdürO CumhuriYet Sayısı 25 Kuruş rorklye Harlci Llra Kı Ura Kı Senellk 6 «711b 1 aylık 75.00 40.00 22.00 Yazı tglerin] Sllen tdara eden Sorumlu Müdür: ECYET GÜRESİN * Gazetemlze gOnderüen y«nl»r koaulsun. konulmagm tade edllmez * tlânlardan mesullyet kabul olunmaı Abone ve Uân işler) tçln zarfın OstUne «Abone» veya ttlfln Sprvt«t» kaydının konman lânmdıt VECDİ KIZILDEMİR * 150.00 30.00 44.00 Baean ve Yayan CUMHURİYET Matbaacüık ve GazetecUlk T A. Ş. Cagalnglu Balkevl Sokak No 5941 ANKARA BÜKOSU: AtatOrk Bulvan Yeneı AD YENİŞEHIB Telefon: 13 99 »4 ıs 09 20 12 09 66, 17 57 3S * DOGl) tLLKKI KfKOSU: FatlB Paşa MahallesJ $<ftallg<>çldl Sokagı No 5 Dlyarbakır TeJefon: l(m * GÜNEY tLLERI BrROSD: KüçOksaal Meydam Edlrne Hanı ADANA relefon 4550 * Bu gazete BASIN AHLAK YA. SASINA uymayı tıubhOI etml^Ut.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle