15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DOHT CUMHUEIYET 28 Temmuz 1964 BULMACA 1 23456789 Cumhuriye Gazi Eğitim Enstitüsü Orta Öğretime Öğretmen yetiştiren bir ku rumdur. Atamızuı adını taşıyan bu yüksek okulda neler olduğunu hep beraber görelhn. Bu okulun resim bolüjnü ve bir de şefi vardır. Bolüm şefi N. P. öğretmen arkadaşlarının o) duğu kadar öğrencilerinin de nef ret ettiği bir şahıstır. Mesleğiyle bağdaşmtyacak şahsi kine sahip tir. Üç sene sınıfını doğrudan ge çen miitevazl birkaç ösrermen adayının yerine, gözünün ısırdığı, sınıfını zor geçen hattâ gayri ahlâki davranışa sahip kişileri Öğ retmen Okuluna ayırmıştır. Ayn lanlann içinde takdir edilecekler azdır. Okuldan atılmak korkusu olmasa tüm öğrenciler şefliğiıei değil, öğretmen olarak bu okulda kalmasmı dahi istemiyoruz. Ne çare ki mücadele edemiyornz. Çiinkii hayatımızdan korkuyor ve yarının öğrebnenleri haksızlıklara ve kine karşı koyamıyoruz. O, kızlann dostu, erkeklerin düşmanı, atölye ve malzemenin ebedî bekçisinden, biz olduğu ka dar gelecektekiler de faydalanamı yacaklar. O ki, kini yiizünden ikinci sınıflara haklan olduğu halde yıllık gezilerini yaptırmadı. Biz, bize iyi ömekler istiyoruz Bir diktatör değil, kin yerine adalet ve hak yolunu tutan idareci istiyorur Sağ duyu sahibi Millî Eğitun idarecileri tahkikat açsınlar. Yoksa aynı huylar nesillere de aşılanmıs oluyor. Tüm resim grupu öğrencileri adına 13 imza Ok u rla n j i m a n Menemenciojjln, basınımızın ııılııııııııııııı | hükiimcfe ne kadar yararlı ıılılıııiıııııı lırlirıiyıırılıı Sayısı zaten az olan taksiler, : büyük şehirlerde ihtiyaca karşüı: yamaz hale geldi. Dolmuş dedi: ğimiz mtlessesenin doğuşu o günE lere rastlar. Savaş biteü nerede j ise ylnni yıl olduğu halde dol: muşların hâlâ kaldınlamaması, • ekonomimizin normal şartlara : bir türlü kavuşamadığını göste: ren sayısız ömeklerden sadece • biridir. : Tahıl satışlannı kontrol altına • almakla hükümet, her şeyden : önce spekülâsyonu ve bir derece: ye kadar enflâsyon tehlikesinl i önlemek istiyordu. Devrin şartla• n içinde, alınan tedbirlerin ol: dukça başanlı sonuçlar verdiği: ni sdylemek mümkündür. Şaka • değil, koskoca bir ordu besliyor :' duk. Yüzbinlerce köylüyü tarla : dan alıp kışlaya sokmakla üreti• ci sayısuu azaltmış, buna karşı • tüketici sayısını çoğaltnuştık 1 Hem devlete imkânîar bulmak, ' hem de kendi yağımızla kavrul : mak zorunda idik. Pakat pamuk gibi endüstrlye yanyan ham mad : deler konusunda o zaman alınan tedbirlerin pek eksik kaldığını inkâr etmek güçtür. Devlet, pa muk fiyatlanna narh koymuştu Fakir köylüden aldığı pamuğu kendl fabrikalannda işliyor ve kumaş olarak bunu halka yüksek fiyatla sabp bütçeye gelir sağlı yordu. Ne var ki tekstil endüs trisi, ömeğin şeker endüstrisl gi bi devletin tekelinde değildi. Sll merbankın yanısıra bir takım i> zel klşiler de dokuma fabrikası işletiyorlardı. Bunlar, ya kend) tarlalannda yetiştirdlkleri, ya da fakir köylüden (narh gereğince) ucuza aldıkları pamuğu kumaş haline getiriyorlar, sonra bunıı devlet gibi yüksek öyatla piya saya sürüyorlardı. îkinei Cihan Harbi boyunca bizde yetişen ilk hacıağalann to humunu, sanınm böylece devlet eliyle kendimiz atmış olduk. tumuzun dUşmanı ile resmen dostluk kurmamız biraz tuhaf geliyordu bana. Ne var ki biz genel yönü önceden çizümiş bir po litikaya bağU kalmaktan ziyade olaylann zoru altmda rotsmızı günü gününe ayarhyorduk. Durumu o »arpnninr ne kadar yadırgamış olsam da, daha önce de belirttiğim gibi, bu son derece tehlikeli satranc oyununda Ismet Inönü'nün başan payuıj inkâr etmek yine de haksızlık olur. 22 Haziran 1941 trünü. safakla kötüsü olmıyac^k. Rezil, çıkarcı, namussuz, vatan haini sayılacaksın. Ama alta aya varmadan onlar seni gölgede bırakacaklar, senin önerilerini fazlasiyle uygulıyacaklarmış! Ne çıkar? Sen, dilin bir karış dışanda, nefes nefese yine arkalanndan yetişecek «bravo, sayın biiyüklerimiz! Ne lyi ettiniz!» diye onlara yıne alkış tutacaksın! Bu mu idi politika yazarlığı? Doğrusu, mesleğini seven bir eazeteci. hanei kosullar nitinrta 38 Oğteimen oîmaz Bu nasıl klâkson yasağı Biz Ankaralılar ne gündiiz ne de gece yolda ve evmi/de rahaf huzurdan mahrum yasamaya mahkum edilmiş insanlar olduk Şehirde bilumum vasıtalar. lüzumla 'üzumsıız mevcut yasaklara rağmen diledikleri eibi çeşitli klâksonlarııu (hattâ trafik polisi yanında) fütursuz çalmaktadular Şabit olduğum bir vak'ada polisin kılını kıpurdatrnadıeını gbrdüm. Hayret ettim. Bizi rahat ve buzur.i kavu^turacak bir makam; bu usulsüz hareketlerle meşgııl olacak bir görevli yok mudur?... SOLDAN SAGA: 1 Berlln Festlvallnde btrlnei mü. kâfat kazanan Türk fllmlnln adı (lki söz). 2 «Ehemmiyetl fazla değll» anlamına lkl söz. 3 Eskl ve merhum Dışlşlerl Bakanlanmızdan blrinln adı, Musa Peygamberln dalma ellnde taşıdığı. 4 «Kumarda yutmayı edlnmls iç güveysl genç» mânasına lki söz. 5 Bu yıl tam yaz ortaeında Doğu illertmlzden bazılarına yağan, çok baskı yapıp pestile çevlrlcl 6 Ulaşılmak için fazla zaman harcanacak yer, haksızlık ermemeği prenslp kabul etmlş kişl 7 Atlllâ ordulan İle Galya ordulan arasında vaktiyle büyük bir savaşın geçtiğl alanın adı. hayvan yemlerlnden. 8 Tersl «ek» edatların ötekl adıdır, boyle bir lpucu ele geçlnee suçlular kolay yakalanır 9 Blr erkek adı, bir malın satış değerlnln yansı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 «ölü gözü gibi görünen parıltı» anlamına lkl söz. 2 Hâfızası zayıf olanlara mahsus hareketl yaparak. 3 «Yük hayvanlannın sırtına vurulacak aracı ele geçlren» karşılığı ikl eöz. 4 Ümlt eden. dış tlcaret konusunda zaman zaman düznelenlp ilân edilenlerden 5 Uyuşuk değll de canlı ve hareketl i . , , . , . , , . halde. 6 Bir 123436789 e d a t > h e r n a n g l blr kurul men•îubu, idare bölümlerimizdpn 7 «llâçlırın vertlebllineeek en kuvvetll derecesl» anlamına lki söz 8 Dünkü bıılmacanın Blr erkek adı halledllmts şekll 9 Insan öldürmüş kişl. blr çeşlt tutün içme aracının yansı. Bizî düsânen yok an? Halil Küçükdemır yazıyor : «Konyada eski ayakkabıları tamir ederek yirmi yıldanberi geçimini saglıyan bir esnafım Şimdi bnlundugum dukkânda beş yıldanberi oturmaktayım. BD yerde kendime göre müsteri edindira. Benim gayretim yüzün den yanımdaki lâstikçi dükkân ları da is değistirerek ayakkabı tamirciliğine başladılar. Çok ?ükür ekmek paramız çıkıyor tkisi ilkokulda birisi ortaoknlda üç çocnk sahibiyim Şimdi dük kân sahibi benden eski ıcarın on mislini talep ediyor. (Beş bin lira). Noterden ihtarname keşide etti. Bn parayı kazaneımla ödemeye imkân yoktur. Çünkfi aylık kazancım 300 lirayı gecmez. Dükkân sahibi beni çıkarınca hazır müsterilerime sahip çıkaeak, bir baska tamircive bnrayı devredecek. Bövlece çolnk çocuğumla aç kalacagiz. Yasım ilerlediŞi için bir baska yerde yeniden yerleşmefe ve müsteri tutmak cok zordur. Bizim cibi dar gelirli esnaf için Kira Kanunu içine el emeüvle çalısanlan kornvacak bir hnköm konnlamaz mı? Kannn çıkaranlann bizleri de düsünmelerini istiyo Kıyafet Kanunu ihlâl ediliyor Manisa ıllerıne Dağlı 3 köy nal kı hakkmda tahkikat açılmasını tzmir Savcıhfından istediğini 21.7.1964 tarihli ve 6161 Demokrat İzmır gazetesüıin i uncü sahifesinın 6 ıncı sütununda bu gun okudum Kıyafet ka nununa göre takibat istendiğinJ anladım . Luzumlu Telefonlar Tek sesli Cumhuriyet'in kapalı bulunduJu süre içinde dış politlka yönünden basınımız bir dengeye kavuşmuştu. Artık tek sesli k o ro halinde alaturka şarkılar söylemeyi bir yana bıraknuştık. Minvere çatanlann yanısır; Mihveri tutan yazarlar da bir hayll çogalmıştı. Cumhuriyet, genel olarak Batı demokrasilerine yakınlık göstermekle beraber tarafsız durumunu korumaya dlkkat edlyordu. Dışişleri Bakanlıgında yapılan bir basın toplantısında Umuml KâUp Numan Menemencioğlu, basınımızdaki "lu tutumun hukümete ne kadar ararlı oldulunu övünerek belirtmekten kendini alamamıştı. Gazete tekrar açüdıktan tam altı ay sonra, 18 Haziran 1941 de /Umanya ile bir dostluk ve saldırmazlık paktı imzaladık. Doğrusu, ben bu kadar ileri gidilmesini hiç bir zaman ne özlemiş, ne de istemiştim. Dostumuzun dostu bizim de dostumuz olabilirdi, dostumuzun düşmanı ile de mutlaka savaşmak zorunda de *ildik. Pakat karşılıklı yardım antlaşmssı imzaladığımız bir dos PARİSİN KIRALI = * İ T F A l Y E : Beyoğlu: 41 40 44 Z tstanbul 21 42 22 Kadıkoy S 36 08 72 Üsküdar 36 09 45 Z B a k ı r k ö y 71 64 66 Adalar = 51 60 81 tstinye: 63 60 20 Nıunan Mencmencioğlu E # TELEFON: Santrai' 22 42 10 beraber, Alman ordulan Sovyet olursa olsun savaşmayı, bır ödev E * POLÎS tMDAT: tstanbul Rusya topraklanna salduıyorlar bilmeli, toplum dıizenini geriye E 27 45 00 Beyoğlu: 27 45 01 dı. iten ilkel davranışlan değiştir Z Anadolu Yakası • 27 45 02 mek uğruna çalışmaktan yılma E Sıhhî tmdat: Beyoğlu. 44 49 98 malı idi. Fakat dedim ya, politi E Fatih 21 15 95 Üsküdar kadan pek zevk almı/ordum Bel= 36 05 38 ki yaşama tmkânlamıın da sağPolitikadan hiç bir zaman faz ladığı kolaylığa güvenerek bir sü E • UÇAK: T H Y (Termmal). la zevk almamısımdır. tnsan zevk 44 02 96 Hava Alanı: 73 82 40 re politika yazılarımı azalttım. E almadığı bir işi yapar tnı? diye• T R E N : Demıryolları • 36 04 75 Meslek hayatımın başlangıcmda E ceksiniz. Mecbur olursa, görev (Haydarpasa) 22 30 79 (Sıryaptığım gibi daha ziyade dene E diye kabul ederse, neden yapmokecı) me niteliğinde fıkralar yazıyor Z sın? Halka ve devlete hizmet bi= * HAVAGAZ1: tstanbul: 22 45 80 linci içinde ileri sürdüğüm, dog dum. Türk • Alman dostluk pakE (Gündüz) 2144 26 (Gece) Ka ru yanlış, bir takım düşüncelerin tı imzalandığı zaman «Biz altı ay dıköv 36 46 20 gıbilerden ~ yüksek yönetim basamaklarında o'nce ne deıniştik?» * VAPUR: Denızyollan 49 18 90 doğurduğu kötü tepkiler bevesi böbürlenmeye kalkişmadjn. Ze E Nobetçı M 44 02 07 Şehır mi lormıştı. Her gün «oh ne iyi minü zamana uygun bir iki bey S = Hatları: 44 42 33 44 43 59 ediyorsunuz, bundan iyisl can lık yazı ile olayı geçiştirdim. E Üsküdar• 36 03 12 Yeşılköy: sağlığı!» diye yukanya alkış l a z a n . tan Flemıng E 73 84 25 Boğazıçı 63 56 35 tutacaksın. Ba^taki sağa saparsa = Büyükada: 51 61 28 sen bir adım arkadan sağa, sola saparsa, sen yine bir adım arka• BELEDİYE: Zabıta 22 42 79 Hayatım yeni bır romantik a E dan sola. O yerinde durursa sen şamaya varmıştı Piyanist arka = tşleri • 22 08 35 de olduğun yere mıhlanacaksın; daşlarımla sonatlar çalıyor (Mo E • ELEKTRİK: Beyoğlu: 44 48 00 yürürse yürüyeceksin (hep arka zart, Beethoven, Cesar Frank). = Beyazıt: 22 45 80 K a d ı k o y dan). Sonra, zaten pek hoşlan 16 36 07 10 Bakırköy: 71 68 49 şür okuyor (Baudelaire, Verlaine, madığın poütika konulannda bir Bir sure sonra genç adam bamRimbaud), sanatçı ve edebiyatçı gün yeni demiyeyim baştakibaşka bır endişe duymağa başladı: dostlanmla düşüp kalkıyordum KAYIP 139470 No. lu pasaportu Kisi yorulunca dibe dalıp istiridye leri yadırgatan şöyle ayncalı bir Z mu kaybettlm. Hükümsüzdür düsünce Ueri sürdun mü, senden toplama sırası ona gelecekti. Bu işi (Arkası var) ; Bedrlye Sonkaçar yüzüne, gözüne bulaştırmadan başaCumhuriyet 8643 rabilecek miydi acaba? Nefesi yetecek mıydi? Bütün o içtiği sakileri Georges Ohnefln romanınve tüttürdügu sigaralan düsündükçe 2 dan lktlbas edilmlstlr ümitsizliğe kapılıyordu. . Kisi yorulunca sandalın içine girip oturdu. Gözlüğünü ve başındaki örtüyü çıkardı. Nefes nefeseydi. Nihayet biraz dinlenince başım kaldırdi ve James Bond'a bakıp gülüm sedi. «Haydi bakalım, yabancı, sıra sen de! Git bak bakalım denizin dioi nasıl oluyormuş! Ama benim kadar uzun kalamıyacağın için otuz saniye dolar dolmaz yukan çekecegim seni.» Poütika fUhmetli ATATURK'ün cihan şumul inkılâplan suralannda hAtırladığuna göre bir de kıyafet kanunu çıkartılmıştı. Bilhassa sakıt iktidarın 10 senelik devrede rey avcüığı düşüncesiyle tatbik kabiliyetini tamamen kaybeden mezkur kanunun yurtta katiyetle tatbiki için (tç İşleri Bakanlığı) neden alâkalı mercileri ikaz etmevi düşünmüyor diye akla bir sual bile geliyor. Acaba yeni anayasamız bu kıyafet kanununu mer'ivetten kaldırmış mıdır? Izülerek belirtmek isterim ki: Memleketimiz başı takkeli, puşolu, sanklı ve hatt bücra koşelerimizde belki de feslilerle çevirme sakallı ve tica^î kılıklı bir sürü vobazlarla dolmuş bu meyânda çarşaflı, peceli kadınlann dahi Lstilâsına maruz bırakılmı^ tır. D.D. Yollannm cevabı ÇEEsklden (VATANDAŞ TÜRKKONUŞ) •bareU afişler vası«Avrupaya turtanda taze ö ta ve dıvarlarda asüı lururken zfim ihracı gelişebilir» baslıklı şimdi ekseriyetini ana vatana getirdiğimiz göçmenlerin teşkD etyazı incelendi. tiği Türkçeden hTiyri (YugosIdaremız yurdnmuzdan Avrnlav ve Arnavut) 'ça Usanlariyle upa'ya trenie yapılacak yaş mey mumî mahallerde ve vasıtalardi ve ve sebze ihracatını daima pervasızca ulu orta konusmakta teşvik etmekte ve mevcut bütfin dırlar. imkânlarını knllanmaktadır. Bu Men'i israfat kanunu nedense mevzn ile ilgili olarak mevva ve tatbik edilmiyor anladık fakat sebzelerimizin Detniryollan ile bilhassa gelen yabancı toristlere ibracının ne şekilde vapılacağı karşı olsun tarafetlerimrzin dünı belırien ve baska teknik bil zeltilmesi şart oünuştur Zira bu gileri de içine alan bir broşiir halimizin fotoğraflannı bile albazırlanarak ibracateılanmıza dıklarına şahit oluyoruz. dağıtılmıstır. Bu acı rerçekle mücadele etmenin zamanı çoktan eeçmiştir Aynea ibracat imkânlarımızın Alâkalılann nazan dikkatini arttırılması için istirakçisi olducelpetmenizi insanlık namına riğnmnz tnterfrigo sırketi ile dai ca ederim. ma tetnas halinde bulunmaktaAdresim: Ümit Sabun Fabrikadır. sı Kâtibi M. Yıldınm İzmir Keyfiyetten bilgi edinilmesini N O T : rica ederim. Genel Müdür Ankara C Savcılığı tzmir ve Bir dilekçe i!e durumunuzu büdirîn «Gazetenizin 1 Teramuz 1964 günlü nüshasında Oknrlardan Cumhuriyete Mektnplar sütunnnda «Terhisten önce tâyin islemi yapılamaz mı?> baslıklı 59. Dönem Yedek Subay bir okoyucunuzun mektnbnnn okudum. öğretmenlerimizin asker dönfişü tâyinleri hakkında bilgi vermeyi faydalı buluyorum. öğretroenler, terhisten önce «enellikle 8, 10 gfinlök izinle aynlmakta ve müracaatlarında ay sonunda vazife basında bnlnnacak sekilde tâyinleri yapılmak tadır. tzin sflresinin 15, 20 güne Cikarılması hnsnsn Millî Savunma Bakanlığından temin edil meğe çalısılmaktadır. tzin süre si uzatılamadıtı takdirde ilgili ler terhislerinden 20 çün evvel kıt'alarından alacaklan ( tarihinde terhis olacaktır.) seklinde bir vazıvı dilekcelerine ekliverek müracaat ettikleri takdirde tâvinlerinin hemen vapılması ve terhisten sonra Bakan lığa «relmfden veni eörev verlerine gidrbilmfleri mümkün olabilir. M. Kemal Yılmaz Orta rtSrptim OPTIPI Müdürii» Partizanca bir tâyin «Cumhuriyet Halk Partilerinin kanunsuz arzulanna âlet olma van. •ratandaşlan riişvet ve sop» dan kurtaran toprak ve istimlâk ağalanna göz açtırmayan partt farkı gözetmeksizin. herkese ve bilhassa fakirlere ve kövlülere «• > sit muamele vapan Nusavbin ka* makamı Tekir Alp Mardin Mil letvekilleri ve senatörlerinin tazyiki sonunda Viranşehir'e nakil edilmiştir tçisleri Bakanhğuıın bu parti zanca tasarrufu halkın teessürü nü mucip olmuştur. Dunımun sayın gazeteniz vası tasiyle umumi efkâra arzını istir ham ederim. Nusavbin Çelikyurt Mahallesin de isci Mustafa Cerçi Yasak honu tevıren NİHaı VKGINUİİALJ Ataç Senin yardımına ihtiyacım var James Bond üçüncu dalışuıda dos çe nâlâ çocuKça Cıır gururla gögsü doğru o kayahğa inip awabi'yi eliy { kabanyordu O şevkle kürsk çekme le koymuş gibi buldu ve yukan çı ye başladı ve biraz sonra düzgün. kanp sandaldaki tahta feknenin <çi güzel bir ahenlc tutturdu. ne attı. Köye döndükleri zama.n yorgunhalde^di Kürek Gözleri, «Marifetimi beğendin mi?» luktan bitik bir gibüerden çocukça bir gururla Ki çekmekten avuçlan patlamış sıru sinin gbzlerine 'ikümişt Genç kız dayak yemışcesine agnyor ve omuz en az onunki kadar büyük bir se başlan günes yanığından sızlıyordu. Ama ıçi halif ve mesuttu Yorgunvınçle gülerek, luğuna da aldmş etmivoMu «Aferin!» dedi. «Bu antrenmarj bana nasılsa 'âzımdı,» diye îendini avutuyordu «Bir kaç gece sonra koca bogazı nlJames 3ond'la Kisi çok güzel bir zerek geçip şa*onun sarp kavalangün geçirdiler Genç adam vücudu nı tırmanarak ıkacağım Ve ondan yoruldukça ruhunun ve zihninin dın sonra da kimbilir neıerl karşıialendiğini hissediyordu şacagun Şimdider. idmanlı olmam Dalışlara yanm saat Kadar devam iv bir şey.» edebüdi. Sonra rfğerlerinde bir ağNitekim ertesı gün vücudundajö n duymağa ve Eylul denizimn se ağn ve sancılar kayboldu. nefesi gerinliğinı devamlı olarak hissetmegc nlşledi ve dalışlan daha süratli. dabaşladı O zaman Kisi, ha verimlı olmağa başladı «Haydi artık kayığj gel,» dedi. Akşam üzeri köye dönerlerken Kİ «Şimdilik bu kadar yeter.» si Suzuki teknenin içinde tam «8 Kayıktaki kaba, kahverengi kimo tane istiridye saydı ki bunlann 21 noyla erkeğin ıslak vücudunu kuru tanesini James Bond çıkarmıştı! ladı. James Bond ise uzun bir süre Bir ara James Bond, üzerinde oiç kayığm dibinde, başı önüne egik o durmuyormuş gibi tavır takınarak, larak oturup solumaktan başka bir aŞu sizin adamrj karşısındaö şaşey yapamadı. to hakkında bir bildiğin var mı? Ögle yemeğini de kayıkta yediler. Kisi?» diye sordu. Balıklı pilâv ve kurutulmus yosun. Genç kızm yüzü birden öyle Kurutulmuş yosunun, tuzu fazla rardı ki James Bond hayretler Ikaçmış ıspanak gibi bir lezzeü var çinde kaldı dı. Yemekten sonra kayıgın dibine Kisi alçak bir sesle, «Biz, Kuro biraz uzanıp dinlendiler Sonra ge adasmda oturanlar o yerden konuşne daüşlara devam ettiler mayı hiç sevmeyiz,» dedi «O şato Saat dört sulannda birden, ner Kuro adasmda vasak bir konud'ir Boğazm öbür vakasında. den geldiği belli olmayan serin, ın sanki ce bir rüzgâr çıktı ve Eylül güneşi sevgili adamızın tam barşısında oır nin tatlı sıcaklıgLi aldı, götürdü. cehennem ağzı açıldığına ve bizzat şeytan'ın gelip oraya verleştiğine Dönüş zamanı gelmişti. Küçük adadan ne kadar uzaklaş inanacaeımız gelir! » mış olduklarıru James Bond ancak o zaman farketti Güzel bir gün Üçüncüsünde Fakst Jean Hienart o akşam, Melanie Lascart'ın evinde fazls kalmak istemiyordu. Kendisini alıkoymağı pek istiyen, birtakım tatlı hâtıralarla bağlı bulunduğu Juliette'in üzüleceğini bile bile, knmarhaneden ayrıldı, giderken de knmar masalarına söyle bir gö zattı. Juliette'le Melanie, onu kapıya kadar geçirmişlerdi. Juliette, içini çekerek: « Jean iyi çocuktur,» dedi. «Ama annesinin servetinden acaba niçin bir sey kabul etmek istemiyor?*. « Canı istemiyor da ondan. Düşes de Diernstein, genç âşıklara para yediren hovarda bir kadın diye şöbret yapmıs. Jean bundan memnun değil. Halk tabakasına mensup kalmağı, sade bir isim kullanmağı, babasından kalan az bir para ile yetinmeği tercih ediyor.» tki kadının konuşması tam bu sırada, birdenbire yanda kaldı. Büyük salonda şiddetli bir patırdı olmustu. tskemleler tartaklanıyor, sövüp saymalar oluyordu. öfkeli bir sesin şöyle baykırdıgı duyuldu: «Siz bir hırsızsınız!» Madam Lascart'la Juliette, yerle rinden sıçradılar. Komar masası devrilmişti, ayakları havada, yerde yatıyordu. Kumral bir genç adam. bir sandalye kapmıs, ha vaya kaldırmış, öfkesinden yüzünün çizgileri kınşık, kendisine hakaretler savuran bes kişilik bir grupa meydan okuyordu. Biraz ötede, açıkta, başka birisi, hiç işe kansmadan bu sahneyi seyrediyordn. Adam iskambil kâğıtlarını toplamıştı. Melanie'ya yaklaştı. « Azizım, Madam l>as cart» dedi, «zannederim, evvelâ herkesin sükunet bulması lâzım. Elinizdeki sandalyeyı bırakın, delikanlı. Sizler de, baylar, masa ile kol şamdanlarını yerlerine koyunj» Melanie: « Azizim mösyö de Rascol,» dedi, «size tamamiyle güvenim var. Konuşun ve bu isi düzene koyun». « Mükemmel! Baylar bu meselenin etraftan duyulmamasında he pimizin menfaati var. tşte paralarınız bura da. Alın ve dağılın. Namınıza işi bn genc adamla halletmek üzere bana tam yetki verin. Görüşmelerim hakkında yarın size bilgi veririm .. Müzakerelerimizin sonucu tamamiyle lehinizde olacaktır.» (Arkası var) 4O 28 Temmuz 1925 tarihli Cumhuriyet'ten i James Bond"un dibe ilk dalışı pek !bir şeye benzemedi. Çok ağır indi ive etrafma ancak şöyle bir bakabj.di. Burası bütün dünya okyanuslaI nnda bulunan ve (posidonya) denen alelâde yosunlarla kaplı bir denlzaltı tarlasıydı. Yosunlaru arkasından yer yer siyah kayalar yükseliyordu. Genç adam ancak bu kadannı <6rebilmışti ki belindeki ipin tartaklandığını ve gövdesinin yukan doğ ru çekildiğini hissettı. Meğer nefesi ne kadar dar, ciğerleri ne kadar idmansızmış! James Bond kendi kendisinden utandı! Ve bir cfohaifi dalışmda daha çabuk davranmağa fcarar verdı. Bu sefer üzeri gayet sık yosunlarla kaplı geniş ve düz bir kayalık görerek hemen gitti ve sağ eliyle yosun diplerini yoklamağa başladı. Bırden sevinçten yüreğı ağzma geldi. Parmaklan iri bir midye kabuğunun düzgün kavsine değmiştı! O gün tekneue biriKmi' olan 65 Ama tam o sırada gene belindeki awabi istiridyesinin 10 tanesini Jaip tartaklandı ve Kisi onu suyun üs mes Bond denizin dibinrlen kendi tüne cekti elleriyle çıkarmıştı Bunu düşündüK Yasak konu 0ı aDegerli nedıyeıer getirmişl'îr ve aramıza karışan uzun boylu \abancıya dair sorular sormuşlar » Bona. vüregı ani bir heyecanla çarparak «Pekı köy büyükleri oe yapmışlar?» diye sordu. Kisi omuz silktı «Rahıp EfendJ bıze ^enin aramıza bır dost olaraa geldigini söyledi. Onun sözü de bu köyde fcanun lemektir Onun için köyün büyüklerl bu ziyaretçilerir çetirdiih hedıyeleri kabul etmişler Ama cevaplan (şirankao) olmuş.» «Şırankao da ne demek Kisi?» «(Hiç bir şev bilmiyenin vüzü), demektir.» James Bond gülmekten senduu alarr»acu Ama Kisi'nin Japon şeftalilerini andıran güzel vüzü gülmüyordu Kız geldi, o minicık elinı erkeğin koluna soydu ünun vüzüne âdeta yalvaran 'özicrle bakarak «Yabana Dost» »tedı «Gerçı aramıza yeni girdin t'ma oen kendimi çok yakın buluvorurr sana Senın bir sırnn var, hem de karsıdaid şptoyla Ugili bit sır Bunu benden gizli tuttugunu düsünd'kçe oedbant oluyorum Ne o'ur sırnnı söyleyip beni sevindirmez misın? Kimseye hiç bir şey sövlemiyece§imi bilirsın herhalde.» Onun sade takat candan bir tavırla söylediğl >u sözler erKegin ıçine işlemişti Kızın yüzünü elleri arasına aldı ve onu dud'klanndan öptü Kisi birden nefesur tçine çekerek kollannı onun ooyıiuna do'adı Ama James Bond bu nânn sıcacık kollan çözüp ^ektı oovnundan Sevişmenln sırası difild) stn» di Belki daha sonra daha sonra «Kisi o fcadaı güzelsm ki! O sadar da cömert ve iyi Ralplisın «i! Ben bu sımmı seninle oavlaşmasa James BonJ'un küçü\> iCuro ada zaten nivetliydim Senınlt konuşmak sına geldiğinin üçüncü sabahı, deni için fırsat gözlüvordum Zira senin ze üımege hazırlamrken Kisi bir ırordımına ihfivarırp olaca'den, Yann: Bu gece vüzerek şatoya «Dün bizım adaya boğazın karşı gittnen. lâ'irr. yakasından ziyaretçUer gelmiş.» de Bana sırrını söyle Şehrimizde dütı bazı tevkifler daha yapıldı Polis Müdürlüğünün siyasî kısım âmirliği; aldığı emir üzen ne dün şehrimizde bazı tevkifler yapjnıştır. Tevkif edilenlcr arasında eski İstanbul mebusu Şükrü Bey; Mithat Akif; Mehmei Ceh; İsmail Paşazade Fuat; Sapancah Hakkı; Hüsrev Sami ve Salih Hoca bulunmaktadur. Öte yaııdan Eskişehir mebusu Eyüjr Sabri Beyin yazıhanesine giden polisier, kendisini bulamadıklarından haklundaki tevkif kararıru infaz edememişlerdir. Yazıhanedeki evraka el konulmuş ve odalar mühürlennüjtir. RADYO • M m * 1 & t t l • RADVO • RADYÖ »RADYO • RADYO • RADYO İSTANBUL 7 30 Açılış Kısa haberler Tür • küler 7 45 Haflf müzik 8.00 ! Haberler 8.15 Salon orkestralan ;: 8 45 Çeşitll müzlk 9 00 îstsn| bul'un sesl 9.20 Saglık ögütleri 9 30 Küçük konser 10.00 Kısa | Ivaberler Kapanış. 12.00 Açılış Kısa haberler Sa. lon orkestralarından 12.30 Şarkılar 12.50 Haflf müzik 13 00 Haberler 13.15 Plâk dolabından 13 30 Sarkılar 13 50 Çeşltll müzik 14.15 BağUma eklpl 14 30 Küçük konser 15 00 Kısa haberler Kapanış. 17.00 Açılış Kısa haberler 17.05 Haflf müzik 17 15 Türküler 17.30 Karma faslı 17 57 Kıs» llânlar 18 00 Haflf müzik 18.10 Dansların tarihl 18.30 larld donüşü IM 25 lopıun v. eğltlm 19 40 Şarkılaı 20 00 Haberler 20 25 Hava durumu 6.27 Açılış 6.30 Günaydın sayın dinleyiciler 7.30 Sabah mü 20.30 Şarkılar 20 50 Uvkudar zlğl 7.45 Oyun havalan 8 00 önce 20.55 KUçük ilânlar Haberler 8.10 Hava durumu 21 00 Kısa haberler 21 02 Kıb8.15 Slzln İçin çalıyoruz 8 30 Ev ns içm! 21^0 Panorama 2135 kadınının lsteklerl 9 00 Kapanış Klâ=lk Türk müzigl k'irosu 22 1 e 11.57 Açılış 12 00 Kısa haberleı BaİPte çağrı 22 45 HabPrleı 12.02 Öğle tatlll için çesitli mü 22 55 Gece konserl V* 4P G e c zlk 12 25 Küçük tlânlar 12.30 varısına doğru 23 50 Günür Şarkılar . Türküler 13.00 Haberönoml) haberlerl 24 00 Kapinif ler 13.10 Hava durumu 13.15 A N K A R * l l RAnVOSH tSTANBUL İL RADYOSD Öğle konserl 13 40 Şarkılar 16.57 Açılış 17 00 Dans müzlfff 17.58 Açılış 18 00 Dans müzlğ] 14 00 öğleden sonra dans 14.30 18 00 Bir konçertn 1S35 Karı 1830 Caz albümlerl 19.00 Me Türküler 14 45 Şarkılar 15 Of şık haflf müzik 19 PO ^••nfonılKapanış. lodiler Ulkeslnde gez\ 19.30 Senkonser 19 30 Fran«ızca melodi fonlk marşlar 20.00 Çlgan hava16.57 Açılış 17.00 Kısa haberler 19 45 Radyo <\P FtJnsızca ları 20.15 Radyo ile Almanca ler 17.02 Türküler 17.15 Ak 20 00 VokaHiz haflf meloHller 20 30 Plâklar arasmda 21.00 G e . şamın karma müziği 17 40 Şar 20 30 Dllek p m a n 21 30 Üç yace konserl 23.00 Çeşltll müzik kılar 18.00 Küçük tlânlar ymda bir opera 22.30 Dan« nıü24 00 Kapanış. 18.05 Reklâm programlan 18.00 zlgl 23 00 Kapanış Şarkılar 18 57 Kısa llânlar 19 00 Reklâmlar geçldi 20 00 Haberler . Günlük olaylar 20.30 Dünyaya açılan pencere 21.00 Türküler 21 15 Sllâhlı Kuvvetler saatl 21JÎ0 Haflf müzik 21 40 Şarkılar 22 00 Reklâmlar geçldi 22.30 Küçük orkestra 22.45 Haberler 22.55 Ara melodilerl 23 00 Radyo senfonl orkestratı 23.30 Çeşltli müzik 24 00 Kısa haberler Kapanış. ANKARA Askerî müze onanldı Askerî Müze: yeni ve çalışkan müdürünün gayreti ile t'.üzgün bir hale getirilmiştir. Duvarlar badana edilmiş, zemıa tuğlaları temizlenmiş ve içindeki bütün eşyanın tozlan alıruruştır. Ayrıca Anadolu harbine ait bir de camekân vücude getirilmiştir. Bu camekânda Trikopis'in kılıct ile Gazi Pa»a Hazretlerinin Asker! Müze binası blr mektubu da yer almış bulunmaktadır. Gazi Paşa bu mektubunda şöyle demektedir: «Millî Müdafaa Vekili Kâzım Paşa Hazretlerine, mubarebe meydanında Birinci Kolordu ve Cennp Ordusu Kumandanı General Trikopis'in eşyası arasından iğtinam olunan kıhcını zâtı âlii biraderanelerine takdim ediyorum. Dumlupınar: 2 Eylul 1338 • M. Kemal o
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle