23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHlfJblKİ 6 Aıaiık Kubalı mülteciler AMERİKA MEKTUPLARI Miami'nin bildiğiniz nitelikleri dışındaki bir özelliği de Kfibalı mülteciler kenti olması. Söylendiğine göre, burada flç yiiz bin kadar Kübalı yasıyor. tspanyolca, şehirde bir ikinci dil. Maria'lar, Pedro'lar, ıklim bakımından Havana'ya pek benziyen Miami'de yerleşmişler. Her yanda kendilerine raslamak mümkün. Alışveriş için girdiğimiz bir mağazada tezgâb başındaki Maria'lardan biri : Ah Kiiba, ah Havana .. diyordn. Niçin bıraktınız? . On dört yaşındaki oğlumuzn mektep bitirmiş diye Adanın doğusuna yollamağa kalktılar; oranın cahil balkını okutman için... Dayanamadık... Buradan memnan mnsunnz? «Hayır» işaretini kaşlarını kaldırarak verdi. Kendisi Mnsevi imis. Ab, dedi, bir sabah kalksam da, inıanlan ayıran bütün badutların yok olduğunu görsem.. Miami'de Kübalı mültecilerin siyasi çahşmaları da var. Miami Beacb'te Sbelbourne Otelinin salonunda bunlardan üç kişilik bir grupla bnluştnk. Başlannda Prof. Raul Sbelton vardı. Kendisi Miami Üniversitesinde bocalık ediyormuş. Castro rejimi aleyhinde uzıın bir nutuk çekti bize. Küba'nın on vıllık siyasi tarihini anlattı. Adanın eskiden ne iyi, şimdi ne kötü olduğunu söyledi durdu. Bir sual attım ortaya : Castro rejimini beğenmiyorsnnnz. Pekİ ihtilâlden sonra nasıl bir çözüm şekli düşünüyordunuz? Batista devrinde kauçuk plântasyonlarının ve şeker sanayiinin yabancı sermaye elinde oldnğo biliniyordn. Meselâ siz bunları millîlestirmek fikrinde değil miydiniz? Prof. Shelton'a göre, yabancılar Kübayı yanlış tanıyorlardı. Zira Küba ihtilâlden evvel kalkınmış, ileri bir iilkeydi. tktisadi meselelerini çözmüştü. Ancak siyasi meseleleri vardı. Küba, Güney Amerikanın en zengin memleketlerinin birinci sırasında idi. Hem Lâtin Amerikasındaki yabancı serraayenin sömürgeci karakteri hakkında çoğu zaman demagojiye dayanan yalan iddialar dünyaya yayılıyordu. Bu sermaye o memleketlerin kalkınması için lüzumluydn. Bütün bunlardan sonra dedi ki profesör : Ben Küba'da Amerikan isbirliğinden yanayım. Bakın yabancı şirketleri millîlestirince memleket nasıl çıkmaza girdi.. Üç mültecinin de anlattıklarını birbirine eklerseniz, Adada •efalet öylesine koyulasmıştır ve halk öylesine şikâyetçidir ki. Castro ha yıkıldı, ha yıkılacaktır. Bir noktayı daha deşmek istedim : Peki ama tarafsız sayılan Avrnpa basınında sizin bn söylediklerinize zıt haberler ve hükümler çıkıyor. Meselâ Le Monde' da son yıllarda çıkan iki nzun röportaj serisi?.. Sonra Rene Dumont ile, J.P. Sartre'ın yazdıklan?.. Kübalı mülterilerin üç temsilcisi birden : Bunlar para ile satın alınmıslardır diye cevap verdiler. Toplantıda bir de Fransız vardı. O dakikaya kadar her şeyi sakin sakin dinliyordu. Hattâ ben, Küba'nın, profesörün anlattığı gibi gelişmiş değil, az gelişmis bir ülke oldnğunu söylediğim zaman bana itiraz etmisti. Son cümleyi dnynnca kendisini tutamayıp ayaklara fırladı : Olamaz. diye bafırdı, bu iddianız saçmadır. Ne Monsieur Sartre, ne de Dumont yalan söylemek için pars alıriar... Kübalılarla Fransız kapıstılar. Mülteciler biraz da mahcup olmuşlardı. Sonunda Prof. Shelton dedi ki : Tabiî biz tarafsız olamayız. söylediklerimizin akıine fikirler ileri süriilebilir. Bir an önee vatanlarına kavusmalan temennisiyle kendilerine teşekkür ettik. Ama ayrılmadan önce biraz da cururla şunlan duyurmaktan kendimi alamadım : «Biz Atatürk ihtilâlinden sonra bütün yabancı imtiyazlarını yokettik, yabancı kurulusları millilestirdik. Bu davranışımız müspet olmustur. Atatürk ölünceye kadar tam bir kalkınma atroosferi sağlanmıstır. Millî gelir artmış, Türkiye iktisadi bağımsızlığa kavasmanın sınırına gelmistir. Ne Amerikan ve ne de Sovyet egemenliğine kapı açmadan bağımsız bir ülke gibi yasamak miimkündür. Ve millî kalkınma ancak bn siyasi şartla gerçeklesir.» Ama İkinci Diinya Savasından sonraki hikâyelerimizi es geçtiğimi simdi size itiraf ediyorum. , T * n •*•"." o • T.' A* Sehtr ııııınnnnıtınıınınııınn ıııı=ııııiHiıııııııııııınınııııi!iııııuıııııiııırınnnuHi!iıııııiHiımii!iıttııııımnııııııııiıııiMiııııiHi=iiiı 7200 kişiye yeniden telefon T veriliyor Tahtakale, Kapalıçarşı, Çadırcılar, Mahmutpaşa ve Fatih Taşkasap arasmdaki 1800 er hathk 3 telefon iç sebeke tevziatı bitirilerek hizmete açılmıştır. Aynca 600 hathk Yeşilyurt Ye şilköy ve 1200 hatlık Maltepe Kartal iç şebeke tevziatı da bitirilmiştir. ri İ A Hukuk Konuları t» | MALİ KONULAR ıııı=ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııııııııııııııııııE(iıı Vergi kanunlarındaki mehiller ve tatbikaf Yazan: Fehamettin ERVARDAR Serbest Hesap L'zmanı Vergi kanuıılarında konulmuş vetlendirmek k'in konulan «indî' mükellefiyetlerin belli süreler i rim» işinin, Devlet Plânlama Teş çinde ita olunması zaruretı aşı kilâtı ve Maliye Bakanhçı yönünden incelenmesi zarureti âşikârdır. Nitekim gerek bizatihi vergi ka kâr olmakla beraber, bu mcelenunları gerekse vergilerin usule menin esas gayeyi aksatacak bir müteallik hükümlerini büııyesin şekil ve süre almaması da zarude toplıyan Versi Usul Kanıınu ridir. Nitekim, kanun koyucu, bu muzda vergi mükellefleri ve ida nevi tetkikler için «Plânlama Teş re için kendilerine terettüp eden kilâtında 2 ay, Maliye Bakanlıvecibelerin hangi süreler içinde ğında da 1 ay» lık sure kabul veriııe gctirileceği açık ve kesin etmiş ve bunun daha fazla uzaolarak çösterilmis, buna muhalif tılamıyacağı âmir hukmunıı koyhareketlerde uygulanacak ceza mu.ş olmasına rağmen, zıkrolu nan süreler içinde intaç olunmuş lar da tayin olunmuştur. Mükellefler için ekseriyetle tek misal bulmak güçtür. malî ve adlî suç addedilerek çe Q VERGÎ MAHSUPLARI VE şitli nakdi ve hukukî cezalara İADESİ GEREKEN HALLERDE bağlanan süreli vecibelerin ade BÎLDİRME : mi ifası, maalesef idare için sa üelir ve Kurumlar vergilerimiz, dece kanuııa riayetsizlik çerçe muhtelif gelir kaynaklarından elvesi içinde kalmakta, bu yüzdeıı de oluııan kazanç ve iradların birde umumiyetle bahsi çeçeıı du leştirilmesi, bu arada kârların zarnmlarla karşılaşılmaktadır. rarlarla mahsubu prensipini kaBu yazımızda vergi kanunla bul ettiği cihetle yapılacak bu rında mükellefler lehine konul mahsuplar sonunda, mükeUeflerin muş, fakat tatbikatta ekserha yıl içinde tevkif suretiyle ödedikidarenin ihmaline uğrıyan bazı leri vergiler sebebiyle, idareden örnekler verilmeye çahşılacaktır. alacaklı durumda kalabilecekleri ODÜZELTME TALEPLERİ hallerde nazara ahnarak idareye NİN TETKİK VE İNTACI: fazla alınmış vergilerin «Vergi Bilindiği gibi. Vergi L'sul Ka dairesince mükelleflere bildirme nunumuz. 116 ilâ 126 ncı madde sini ve mükelleflerin bir yıl içinlerinde «hesap hatası» ve «vergi de red ve iadeyi tahsil etmesi» lendirme hataları. olarak kesin âmir hükmünü koynıuştur. tariflere bağladığı vergi hataTatbikatta ise idareden bu nevi larını ve maddi hata yo»ıv ihbar almış mükellefe rastlama la yapılmış hatalı vergi ö mümkün olmadığı gibi, bizzat mu demelerini düzeltme imkân kellefin durumu idareye ihbar etIarını muayyen usullere bağla mesi hallerinde dahi derhal hamış ve idarî kaza mercilerine git rekete geçirilen İNCELEME v.s.; meden idarenin re'sen bu nevi fonksiyonları ile âdeta isteyip igbatalı durumları tashita edrbil temiyeceğine pişman eden aylar mesi yollarını açmıştır. ve hattâ yıllar süren idare müTapılmış herhangi bir maddi kellef münasebetleri doğmaktadır. hata sebebiyle devlet alacagının İ.şin en enteresan tarafı, bahsi geeksik veya tazla alınması, âmme çen mahsuplarda yüz binlerce liintizamını ilgilendiren bir konu ra mahsup yapılan ve fakat netiolduğu içindir ki, kanun koyucu cede vergi iadesi gerekmiyen halbu nevi bataların tesbit edilir e lerde duruma seyirci kalan idare, dilmez düzeltilmesini emretmiş mükellefe BİN lira iade edecek ve bu yolda hükümler vazetmiş bir durum doğunca derhal hassatir. Nitekim idare lehine meyda siyet göstermekte olmasıdır. Halna çıkan farklar derhal «ihbar buki, pratikte mahsubun da bir name» veya «ödeme emri» gibi nevi iade oluşu her nedense gözbelgelerle mükelleflerden istenil den kaçmaktadır. diği ve ahndığı, gecikirse ayrıca Bütün bu arttırılabilecek misalzamlı tahsili yoluna gidildiği hal lerle ortaya çıkan gerçek, «Malide, mükellefler lehine ortaya cı yenin nalıncı keseri gibi daima kan ve ödevlilrrin • düzeltme ta lehine çalıştığı» yolundaki yaygın lebiyle idareden tashihini diledi kanaati silmek ve MÜKELLEF İği mevzularda «düzeltme taleple DARE işbirliği olarak anılan muarinin müracaattan başlıyarak bir sır vergicilik prensiplerinin uyguay içinde incelenip karara bae lanamıyacağıdır. lanması ve neticenin talepte buSayılan ballerin hepsinde idarelunana bu süre içinde tebli* o nin kendine göre (teşkilât ve melunması (Md.123) âmir bükmüne mur kifayetsizliği ilh.. gibi) marağmen tatbikatta aylar, hattâ zeretleri bulunabilir. Ancak, ziksenelerce sürüncemede kalan ta rolunan kanunlann hepsi yeni ve lenler mevcuttur. bu teşkilâtı ve imkânsızlıklan hiO YATIRIM İNDİRİMİ TALEP len mali kuvvet ve kanun koyucu LERİNtN TETKİK VEİNTACI: tarafından vazedilmektedir. Bili. 133 sayılı. Gelir ve 5422 sayılı nen gerçeklere rağmen işaret olu Kurumlar Vergileri Kanunların nan kanuni süreleri kendi lehine da 202 sayılı kanunla yapılan ta kullanmak ve kullanılmasını istedilâtla, ticarî ve sınaî tesebbüste mek elbette mükellefin de hakkıbulunan mükelleflerden uzun vâ dır. Demokratik bir düzende müdeli kalkınma plânı çerçevesinde kelleflerden kanunlara saygi bekmuayyen şart ve limitler dahilin liyen idarenin bizzat kendisinin de yapacakları yatırımlarda ver de aynı kanunlann mükellefler le gi indirimi uygulanması esası hine koyduğu hükümlere harfiyen kabul olunduğn malumdur. Mero riayeti istemesi normaldir. leketin, içinde buiunduğu ekonoHer halükârda uygulanamıyamik ve malî şartlar bakımından cak hükümlerin vazedümemesi, yatırım mevzuunun önemi, her kanunlan bizzat idarenin çiğniyetürlü izahtan varestedir. Ba âcil rek mükelleflere kötü örnekler ve hayati mevzunmuza mükellef vermemesi gerektiği kanaatindelerin istirakini sağlamak ve kuv viz. Şehrin çöp dâvası için 350 vasıtaya ihtiyaç olduğu tesbit edildi İstanbulun çöp dâvasının halli için 350 vasıtaya ihtiyaç bulunduğu tesbit edilmistir. Buna karşılık Belediye Temizlik tsleri Müdürlüğünden 100 vâsıta bulunmaktadır. Gerekli olan 250 vâsıtanın alınması için 1965 yıh bütçesine tahsisat konulmasına çahşılacaktır. Para bulunamadığı tak dirde 1 veya birkaç ilçenin çöp toplama işinin müteahhide ihâle edilmesi sağlanacak, bu ilçelerden tasarruf edilecek vâsıtalarla da diğer ka zalar takviye edilecektir. Belediye. Karaİcöy Köprüsünün •Önce yükseltilip, sonra da 20 santim alçaltıldığı» hakkında Büyük Millet Meclisine verilen soru önergesi ile ilgiii olarak bir açıklama yaomıştır. Açıklamada bu konudaki iddiala rın aslı olmadığı belirtilmekte ve ilk fırsatta Köprünün Eminönü tarafındaki ayaklannın da vükseltile ceği bildirilmektedir. Könrünün Eminönü tarafı da yükseltilecek Azapkapıda yeni bir yaya geçidi yaıpldı Atatürk Köprüsünün Azapkapı ta rafından yaya emniyetini sağlamak için bir yaya geçiti yapılmıstır. AH geçit, dün hizmete açılmıştır. Bu sa yede Sokullu Camii tarafından Tersane önüne ve Tersane önünden So kullu Cami tarafına rahatça geçilmektedir. Geçidin bir eşi de Unkapanı tara fına yapılmak istenmiştir. Fakat arazi durumu müsait olmadığından bu tesebbüsten vazgeçilmiştir. ürk Medenl Kanunu, «BOŞANMA» konusunda, bugünkü sosyal şartlar ve anlayışlar karşısın da sert sayılabüecek hükümler ihtiva eder. Aile ve toplum düzenine genış ölçüde tesir etmesi bakımından yasanın konu üzerindeki hassasi yeti bir bakıma çok yerinde ise de, hükümlerin kesin ve şartların sınırlı olması, hâkime tanınan tak dir hakkının ve hareket sahasımr> dar bulunması, sarsılmış bir aile birliğine mensup kimseler için de vamlı bir ıstırap sebebi teşkil etmekte ve yeni sosyal meseleler yaratmaktadır. İslâm dininin boşanma hakkmı sadece erkeğe tanımış olmasına mukabil, Meden! Kanunumuzda bu hak, eşlerden her ikisi için de kabul edilmiş ve boşanma sebep leri, «genel» ve «özel» olmak üze re iki kategoride bütün teferruatı ile tesbit olunmuştur. Yürürlükteki yasaya göre bzeı boşanma sebeplerı, zina, cana kasit, pek fena muamele ve diğer tarafın şeref ve haysiyetini terzil edici bir cürüm işleme, haysiyetsiz bir hayat yaşama, terk ve akıl hastalığıdır. Genel boşanma sebep leri ise, evlilik münasebetinin genel surette sarsılmış olması key fivetidir. anunumuz, karşılıklı istek ve muvafakat ile boşanmayı kabul etmemektedir. Kanunun belirli sebeplerden birine dayanılarak dâvanın açılması ve iddianın kanuni delillerle ispatı lâzımdır. Yasa, boşanma dâvası açabilme hakkını sadece kusurlu olmıyan ese tanımıştır. Kusurlu es hiç bir zaman boşanma isteminde buluna mıyacaktır. Yani, zina eden ve bu fiili devam eden kan veya koca, düştiiğU bu durumdan kendisini kurtaramıyacak şartlar içinde bulunsa dahi, şayet karşı taraf dâva açmazsa, evlilik gibi kutsl bir ba ğıt altında toplumun kınadığı kişi olarak kalacaktır. Bu halin, toplumun «NİKÂH) anlayışını inci teceği bir gerçektir. Nikâh mevcut iken yıllarca ön ce birbirinden aynlmış, yeni gay N. Ruhi OZÜARI K Hastahğın şifa kabul etraiyeceği mütehassıs raporu ile tesbit edildikten sonra üç Niğde Sulh Hâkimi sene gibi uzun ri meşru evlilikler kurmuş ve bu bir zamanın geçmesini şart olarak ileri siirmek, olayda hiç bir kuevliliklerden gayri meşru çocuklar suru olmıyan eşi de, hasta eşle edinmiş eşlere hayatta çoğunluk birlikte aynı ıstırabı çekmeye mah la rastlanmaktadır. Evlilik birliği kum etmekten başka bir mâna tanin fiilen çöktüğü bu gibi müna şımaz. sebetlerde şekle bağlanıp, «KL SUR» ve «KUSCRLU» aramadar. Garp hukukları evlilik birliğinı boşanmaya karar verilmesi, mey bir bakıma gönül birliği olarak dana gelmiş nesebi gayri sahıh kabul edip devarrunı sübjektif çocukların durumları bakımından şartlara ve sebeplere istinat etti«osyal bir zorunluk teşkil eder. rırken ve eşlerdeki en basit kuiddetli geçimsizliğe dayanar. suru dahi boşanma sebebi olarak boşanma dâvalannda kusursur sayarken, kanunumuzun bir kıseşin geçimsizliğin mevcudiye mına temas ettiğimiz sert ve âmir tini ve bunun karşı tarafını ku hükümlerinin zamanm sosyal şart surlu hareketinden Uerı geldiğini !arına ve anlayışına uygun olduğu ispat etmesi ve hâkimde de bu 'ddia edilernez. yolda bir kanaatin hasıl olması Bu bakımdan, boşanma müesgerekmektedir. Ancak, sosyal du sesesinin bizde de yeniden ele arumunu, şahsî ve ailevî şeref ve lınması ve zamanın şartlanna ve haysiyetini düşünen eşlerin aile anlayışına göre düzenlenmesi gemahremiyetini sokağa düşürerek reKir. uluorta üç beş kişi yanında münakaşa ve kavga etmekten çekineceklerini gözönünde tutarsak, kanaat verici kanuni delillerin sağlanmasındaki güçlük açıkça anlaşılır. Bu gibi kimseler, son çare BlRSEN ONURLÜ olarak mahkemeye kadar gelebıli!e diklerine göre, aranan şartların ERDOĞAN KEBAPÇI varlığını kabul etmek ve bunun 3.12.1964 Nikâhlandılar için de hâkime geniş takdir hakBelfdlje urayı kı tanımak gerekir. Fuzuli ve hiç bir fayda saglamıyan ve sadece zaman kaybına se(Cumhurtyet 147S7) bep olan usuli formalitelerden «SULH TESEBBÜSÜNÜN» kaldınlmasına ve «İHTAR DÂVALARININ» basitleştirilmesine, yukarıda belirttiğimiz şekilde zinada kusur sıız eşin dâva açmamasının ve kusurlu eş tarafından açılan da • Pefatının seneslne rastlıyan 3 Aralık perşembe «aat 17 30 da vaya bu yönden itiraz etmesinin ağabeylml? Yargıtayca «Hakkın kötüye kullanılması» şeklinde kabul ve telâkŞEFKATİ tstinyeU'nin ki edilmesine rağmen, kanunun ruhun» hedlye edllmek Dzere kesin hükümlerinin yaratlığı sair evlnde Mevlldi Şerif otunacakgüçlükler devam etmektedir. tır. Kendisini tanıyan re aeTenyileşmesı mümkün oimıyan ve lerln teşrtft rlca olunur. müşterek hayatı tahammül edilmez hale getiren akıl hastalıgı KARDEŞLERt da yasanın kabul ettiği boşanma sebebidir. Ancak, dâvanın kabulü için bu halin üç seneden fazla Cumhurivet 14752 devamı lâzımdır. Yazan: . J Ş \ M E VLİ T İ Ters basılan yüz liralık Şehremininde bir eczaneden ilâç almak isteyen Ahmet Çelik adında bir inşaat işçisinin, eczane sahibine verdiği yüz liralığın sahte olduğu iddia edilmiş, Ahmet Çelik nezaret altına ahnmıştır. Merkez Bankasında incelenen 100 liralığın sahte olmadığı, ancak ters basıldığı anlaşılmış, bu yolda rapor verilmiştir. Durumun aydınlanması üzerine Ahmet Çelik seTBeSt "bıra^" kılmış, ters basılan 100 liralık iptâl edilmistir. YERGI DERGI Aylık Hiciv ve Sanat Dergisi İlk sayısı en seçkin imzaların şiir, yazı ve karikatürleriyle 1 Ocakta çıkıyor. Yö'neten: Ümit YAŞAR Sayısı 2.5 Yıllık abonesi 25 Lira. Abone ve haberleşme için adres: Posta Kutusu: 205 Galatasaray .*...>.. .. Telefon: 44 67 23 Cumhuriyet 14766 BÜYÜK KAYBIMIZ Hayrabolu eşrafından Hüseyin Beyİn oğlu tüccar • çiftçi ÂSIM KORKMAZ (Asım B*y) 1.12.1964 tarihinde edebiyete intikal eünis ve Hayraboluda ebcdi istirahatgâhma tev<Ji edilmistir. EŞİ, ÇOCUKI.ABI ve DAMADI (Reklâmcılık: 4511 14769) Şirketimizin Merkezinde istihdam edilraek üzere 19581961 yıl J ları mezunu; | 1 Bir Yüksek Mimar veya Mimar • 2 Bir Statiker (Yüksek Mühendis veya Mühendis) alınacaktır. J 3 Yevmiye 4/10195 sayılı kararnameye göre verilecektir. j îsteklllerin Ankara Cebeci Caddesi No. 74/3 teki Şirket Merke \ zine sahscn müracaatları rica olunur. ; YÜKSEK MİMAR VE YÜKSEK MÜHENDİS ALINACAKTIR. * Sağnak yagiş v e fırtına bekleniyor Tekel İstanbul Bıra Fabrikası Müdürlüğünden 1 Fabrikamızın 1965 yıh imâlâtından birikeceği umulan (azalırçoğalır % 25) 160 ton Malt filizi. her yıl olduğu gibi bu yıl da açık pazarlıkla 14 aralık 1964 pazartesi günü saat 10 da Fabrikamız Satınalma Komisyonunda satışa çıkarılacaktır. 2 Nümune ve şartnamesi her gün görülebilir. 3 Geçici güvenme parası 2124 T.L. dır. 4 İsteklilerin belirli gün ve saatte Komisyonda bulunmaları rica oiunur. (Basm 22727/14762) •••••••••••••••••••••• • • IDIL BIRET • TEK RESITAL Ankara İmar Limited Sırketi j (Basın 22657 A. 13712/14745) f • • • • • • • • • ••• ••••< Kilis Vakıflar Memurluğundan: Kiliste azmlık Yüsüf Piçito vakfuıa ait 20.000 lira muhammen bedelli sabunhanenin mülkiyeti Kilis Vakıflar Dairesinde kapalı zarf usulü ile 14/12/1964 pazartesi günü saat 10 da 1/3 hissesi satılacaktır. İsteklilerin 1500 lira muvakkat teminatı yatırmaları ve teklif mektubunu ihaleden bir saat önce komisyona vermeleri, postada vâki gecikme kabul olunmıyacağı ilân olunur. (Basın 21738'14748) Ege. Marmara, İç Anadolu ve Batı Karadeniz bölgeleri ile Akdenizin Batı kesiınleri çok bulut lu. yağıslı ve yer yer gök gürültiilü sağanak yağıslı, diğer bölgeler parçalı bulutlu ve az bulutlu geçecektir. Hava sıcaklıkları Ege ve Marmarada değişmiyecek, diğer bölgelerde biraz artacaktır. Rüzgârlar Doğu Anadolu'da Batı, Güneydoğu Anadoluda Doğu yön lerden hafif, diğer bölgelerde Gü ney yönlerden kuvvetli, Ege, Mar ••••••••• mara ve Batı Karadenizde zaman ••••••••• zaman fırtına şeklinde esecektir. Tractor Distributor wishes to employ young man about 2530 as Marketing Assistant to General Manager. Post offers ARALIK 3 RECEP 28 opportunity for advancement. Qualifications required: Scholastic or practical training in business administration and/or a 9 marketing, perfect Turkish and English. Please apply with a M O 3 detailed, handvvritten, bilingual curriculum vitae to SINAI 3 < »• | O TEÇHİZAT, PK 176, KARAKÖY İSTANBUL. 5.18 7.06 12.04 14.27 16.41 18.18 V. » • • • • « • • •• • • ••• • • •»• • • • • •• • • » • • • » » • • • »« * E. 1 2.25' 7.23 9.46 12.00 1.38'12.37 (Basm 22782/14759) • Taksım Verem Savas Sosyal • • Kolu yararına 8 Aralık 1964 J Saat: 19.00'da • • ŞAN SİNEMASINDA • ••••• >••••••••»••••< Cumhurivet 14754 Cumhuriyet'e Vakıflar Başmiidürlüğünün gönderdiği cevap 9.11 1064 tarihli Cumhuriyet G«zetesinin 2. sahifesinin «Cnmhurljete Mrktuplar» tütunnnda: • Hatâlı verilcn tapular hâlâ dfl•eltilmedig başlıklı yazı Oıerine ftrekli inceleme yapıldı. Bahse konu Beykoz, Ortaçeşm» mahaUeslnde, kaln 492 ada. 3 parwl ve yine 4S3 ada, 2 panel cayılı cem'an 324.093.M M2 «ahayi lhtlva eden. tamamı mazbot Sultan Selim Han Vakfı adına mUıeccel cccekondnlarla mesgul İki parca araıinin bidayette İstanbul Belediye»! Mesken ve PUnlaştırm» İşleri Mfidürlflğü mühendis ve teknik elemanlarınm re'sen mahallinde yaptıkları ölcii ve tetklkati müteaklp, tanıim edılen parselasyon haritası esaı tutularak isgal etükleri artalarm tapnlan tdaremltt* S188 • • yıiı kanununun 23. maddesinin B fıkrasma tevflkaıı blna •ahlplerine verilmiştir. Ölcü ve tespitin kadastro mevzuatına uysun olarak yapılmış olacağı mütalea olunmakla beraber sayet bunda bir hâtâ varsa bu hususun Mesken ve Planlaştırma tşleri Mıidürliiğünden sornlmasının iktiza edeceği ?ibi. satışı yapılmak suretiyle vakfın tasamıfundan tamamen cıkmıs olan bu yerler hakkında bnndan böyle Müdürlüiümüzce yapılacak bir ijlem bnlunmadığının iİKİIilere dujTirnlması »aytı ile rica olunur. All Orhon Başmiidiir mektupla<r Keban Barajı ve bix Almus'Un Ekrem BÎNLER'e ı»ypl»r: Cnmhuriyet gazetesinin, (8 kanm 1964 gttn v» 14466 •ayıh nüshasında) «Cumhuriyet* Mektuplar» sütununda yaımış olduğunuz «Tasarruf bonolannı Keban Barajı için verelim» başlıklı yazının Sorgun'da gözlerim yasararak okudum. Her türlü sahsî düşünce ve çıkar kaygılannın dışında ülkücü bir insan olarak yaptığınıı teklifi saygılarla •elâmladım. Sizi, aynı düsüncenin adamları olan Sorgun Merkeı öğretmenleri de kutladıUr. Bunu biı, bir teklif olmaktan fazla, bir çağrı olarak ksbul ettik. Siz memleketin bugünkü mali imkânlannı ve dostlanmızın diğer alanlarda olduğu gibi ekonomik dayanışm» alanında da gösterdikleri pasif durumu düşünerek, bizim için haystî önem taşıyan Keban Barajının yapılması dâvasını düşünüyor ve «Tasarruf bonolanmın karşılıks» olarak devletimize devredelim» diyorsnnnz. Sizin kalkınma düşüncenizi, devlet, ulus, çağdaş uygarlık anlayışımzı kavrayamıyan sözde ülkücüler size koymadık isim bırakmıyaeaklar. En azından: «Mutlaka bir memurdur, göze girip; bir baltaya sap olmak istiyor» diyecekler. Fakat sizi, bn çeşit yargılar etkileyemiyecektir. Evet, tasarrnf bonolanmızi devlete seve seve verelim. Bunda biz, kaybetmez, kazanırız. Devlet bunn vatandaşlardan isteyemez belki... Devlete yapılacak bn çeşit teklifler itibar düsürücü olamaz. Pek iyi bilindiği gibi batılaşmaya özenti daymak sözle olmaz. Bu vatandaşın maddî ve mânevî desteğiyle mümkün olur. Keban, bizim hemen her yönden belimizi doğrultacak önemli bir projedir. Biz yıllarca «bir lokma, bir hırka» felsefesinin etkisi altında tevekkülcü, kaderci bir nlus olup çıkmışız. Geleceğimizi kaderin uyuşuk, pısırık' düşünce ortamına bırakmışız. «Bana ne?», «Neme lâzım», «Bana değmiyen bin yaşasın» düşüncesi giinlük yaşamalarımıza bükmetmiş. Şahsî çıkarlarımız için ulusal çıkarlarımızı bilinçsiz, şuursuz olarak kolayca tepelemişiz. Üstelik ulusçu, memleketçi kılığına girip horozlanmışızdır. Bizde «aydın insan» tipi de yanlıs anlaşılmıstır. Her okuma • yazma bilen kişiye «AYDIN» ünvanı verip şımart mışız, başımıza kendi elimizle belâ etmisiz. Artık elimizi kolumuzu sıvayıp ise koyulmamız, dertlerimize kendi imkânlarımızla çare bulmamız, kafa yapısı, bilek kuvveti itibariyle «Batıhlaşmamızın* zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir. Ey Türkiye! öğretmeniyle, snbayiyle, memuriyle, aydınıyla, kentlisiyle. köylüsüyle bütün Türkiye: Bu yurt senden akıl, bilgi, enerji ve para istiyor. Salnız atalarının başarılariyle övünüp oturmak istemiyor. Bir Batılı Başbakan ulusundan kan ve ter istemişti. Bu yurt da senden aynı şeyi istiyor. Uzun sözün kısası Almus'ln ülkücü kardeşimin, Ekrem BtNLER'in çağrısına kulak ver, gönül ver. Hizmet yarışı bu... tsmail Altan Ağretmen SORGUN WANTED I CUMHUKrYET'uı rebikası: 110 Bir acı şarkı Yaıan: A. J. Cronin 380 BtR ACI SARKI BtR ACI ŞARKJ 381 382 Çok şükür burada sessizliğe kavusmuştuk. Havada deniz yosunu kokusu, hoş bir tuzlu esinti serinliği vardı. Taş döşeli nhtım boyunda Nora'nın yürümesine yardım ederken, Berwick'in şenlik aydınlığında balıkçı kayıklarının direkleri gökyüzüne doğru yükseliyordu. Biraz sonra Çoban Uğrağı'na geldik. Eski hir tuğla yapıydı. İçerisi loş görünüyordu, bir otelde aranan rahatlığı gösterecek pek bir sey de göze çarpmıyordu. Içeriye girince karşımıza dar bir tas geçit çıktı, oradan hanın içki salonuna geçiliyordu. Kavga eder gibi yüksek sesler geUyordu. Nora'yı oraya götürmek istemiyordum. Sağda «tşi olmıyan içeri giremez» yazılı bir kapı vardı. Kapıya vurdura. Yaşlı bir adam açtı. Ayağında terlik, arkasında uzun bir el örgüsü hırka vardı, elinde de yapraklarından biri, kösesinden bükülüp kulak gibi dışarı çıkarılmış bir «Chambers1 Journal» vardı. Sinirlerim öyle gergindi ki bu önemsiz aynntılar bile aklımda kaldı. Bir yandan da, yırtınırcasına, haykırdım: « ¥arısmalara gittik, dönüste treni kaçırdık. Aıjcamın kızına bir oda verin, n'olurl Hasta çünkü. tstediğiniz yerde yatarım ben.» İyi kimseler olduğnmuzu göstermek için, ben, soluk soluğa, elitndeki çantayı uzatırken, adam bizi gözlüklerinin fizerinden şöyle bir süzdü. Bir bana baktı, bir Nora'ya. Anlamıştım, iliklerim sızlar gibi oldu. Bu adam da bizi geri çevirecekti. îüzünden belliydi. Tam bu sırada, içki salonundan doğru bir kadın geldi. Yirmi beş, otuz yaşlarında bir kadındı bn; pek sade giyinmişti, eteklik, blu». Koltuğnnun altında bir tepri vardı. tsinin nttası, iyi bir kadına benziyordu. « Ne var, baba?» diye sordn. « Bu iki genç oda istiyor.» Kadın pek kızmış gibi: «Ne!» diye haykırdı. «tkisi için bir oda mı?» Ben: «Hayır, bayan!» diye atıldım. «Yalnu amcanun kızı için. Isterseniı ben tabah» kadar dışarıda dolaşır dururumj Bir ara sessiz geçti. Sonra, yaşlı adam: «Yarışmalara mı gittik dediniz?» diye sordu. « Evet, efendim» dedim. Doğru söyledigime inansın diye de, boynumu büküp yakındım: «Bir millik kosuyu Harry Purves kazandı.» Kadın Nora'ya bakıyordu. Sonrs bana baktı. Birden: «Verelim, baba» dedi. Kıza 3 nnmarayı veririz, oğlan da sandık odasında yerde yatar. Ama, kurnazlığa kalkmayın sakin ba, ikinizi de kapı dısan atanm.» Göğsüm şişti, derin bir soluk aldım. Sevinmiştif. Kadına teşekkür etmeme kalmadı, içeri döndü. Yaşlı adam da, terliklerini sürüye sürüye odaya girdi, anahtar aldı geldi. O önce, bir arkada, üst kata çıktık, bir kapıyı sçtı. Ufak, tek kişilik bir odaydı burası. Pek fakir döşenmlşti; duvar kâğıtlart solmuş, muslnk taşı çatlsmıştı ama, yerdeki tahtalar ova ovs silinmişti, yatak çarşafı da yeni örtülmüştü, tertemizdi. Bnnları görünce, içim rshat etti. koltaklsnm kabardı: Nora'ya îyi bir yer bulmnştum en sonunda. tçimln titrediğini belli etmemeye çahsarsk: «Şimdi bnrada ystar uynrsun, ssbaha bir seyeifin kalmsz» dedim. Nors: «A, evet, Laarie, tsğ ol« dedi. Ken Çeviren: Vahdet Giiltekm BtR ACI S dini lorlayarak, pek bitkin bir halde, hafifçe gülümsedi. «Çok şükür, artık ystıp dinlenebileeeğim.» Adam, elimde, hâlâ sımsıkı tuttuğum çantaya bakıyordu. « Bunu bayana bırakmıyacak mısınız?» Hemen: «A, evet, bırakacağım elbette» dedim ama, doğrusu aranırsa ikimizin de işine yaramazdı. Nora'ya bir şeyler daha söylemek istiyordum, hele o, rengi uçmuş, yumuşacık dudaklarından, nsulca, sevgi dolu kalbimin bütün şefkatiyle öpmek için yanıyordum. Ama, adam gözlerini biıden ayırmıyordu ki. Talnız, şimdi biraz daha kuşkuyls bakıyordu. Nora'ya yalnız bir «Allah rahatlık versin» dedim, adamla birlikte odadan çıktım. Aralıktan teçerken kapının kapandığını duydum. XXXIII O uğursuz koşu için boşuna harcadığım didişme, sonra başımızı sokacak bir yer bulmak için uğraşmalar beni yorgunluktan bitirmişti. Sandık odasındaki yer döşeği hi; de rahatsız değildi ama, gene de uvuyamadım. Hiç beklenmedik olaylarU dolu olarak geçen o gün bütün olup bitenler, karmançorman olmuş, kafamın içinde dönüp duruyordu. Ne aptalmışım, ne bön bir çocukmuşum ki, bu kadar kolayca, bu kadar istiye istiye tuzağa düşmüş, o yarışı tek kazanabilecek kimsenin ben olduğuma inanmıştım! Benim bu aptalca inanışımla Terence ile Martin kimbilir ne alay etmişlerdi beni Harp Kulübünün futbol alanuıdaki o maskaraca denemeye çıkanrlarken de, pek ciddi (Arkası var) Silâha ihtiyaçları var mı? Askerlerin ve polislerin görev başında değil iken silâb taşımaları acaba lüzumlu mudnr? Trafik Müdürlüğü gibi sade kayıt isleri ile nğraşan bir dairede çalısan polislerin silâhlı olmaları lüzumlu mudur? tlgililerin açıklamasını rie» ederim. Suphi Eren
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle