18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1KJ Beynelmilel portreler IIIIIIIIIIIIIIIIMIIMIIIIIIIfll « Kruçef'in yükselttiği adam » Gürbüı bir vücut, penbe stratej» diye bahseyliyor ve şöybir yüz, boğazma düşkün le diyordu. «Stalin Yoldaş, Marklüğü belli eden kalın bir sizm . Leninizmin yaratıcı gelişises, aynı zamanda nazik, mi ile, dev ölçude bir devlet mflltefit ve neş'eli. Kadın faaliyetini parlak bir şekilde bir eli öptükleri ve Kremlinde araya getirmektedir. Stalin, Koverilen resmî partilerde münizmin dâhi mimandır. Memvals yaptıkları sevrek g5rü leketın gelişmesi için milletin yap len yüksek mevki sabibi Sov tığı savaşla Komünizm zaferinin, yet idarecilerinden biri. Leo devrimızin en büyük insanı olan nide tllich Brejnev Mosko. hâkim Başkanımız lossif Vissati. vadaki nmumî kanaate göre, movitch Stahn tarafından idare Cumhuriyet Bayramının 41. örnek bir devlet başkanıydı. edilmesi yurdumuz için büyük yıldönümü bütün yurtta ol. Fakat kendisini çok yüksek bir mutluluktur.» duğu gibi şehrimizde de yapısonımlulnklar taşıyan bir lacak törenlerle kutlanacakBrejnev, gerek Parti gerek erişmevkide tasavvur edenler, tiği yüksek tır. Kutlama programını hazır kademe itibariyle, hele ona Parti Başsekreter Stalin'in son gözdelerinden sayıllamak üzere Vilâyette kurulan liğini yakıştırabilenler az. makla beraber, bazan da ilk Krukomite çalışmalannı tamamh. dır. yarak, resmî teşekküllere bilçefçıler arasında adı geçenlerden. Brejnev, Ukrayna'da Dmeprod di. 1957 de hafıfce gözden düştü. dirmiştir. gernik'de, 19 Aralık 1906 da doğOrdunun siyasî idare âmirlerine Programa göre, 29 Ekim Permuştu. Ukraynalı bir işçi ailesinin yardımcı tâyin edildl. Bu sıfat, şembe gunü Vali Vilâyette teb çocuğuydu. Önceleri ziraate me belki de askerler arasında faydarikleri kabul edecek, saat 10.30 rak etti. Yirmi bir yasında Kou. lı dostluklar peyda etmesine yada Vatan Caddesınde geçit resrik şehrindeki bir Ziraat Teknik ramıştı. Fakat Parti Başsekretermi yapılacaktır. Okulunu bitirdikten sonra Oural liğiyle ölçülecek ayarda bir mev. Gece şehir ışıklandırılacak, bölgesine gönderilmiş, oradaki ki değildi. Bununla beraber 1954 Çamhca tepesinde «Turkun köy Sovyetı Başkanı yardımcıh yılında, Kruçef Parti içınde ken. sönmez ateşi» yakılacak, bu ağma seçilmek suretıyle ük resmi di durumunu kuvvetlendırir kuvrada ordu ve izciler tarafıngörevi almıştı. vetlendirmez onun da yeniden dan da fener alaylan tertip eOrduda kısa bir zaman hizmet yükselmeğe başladığı görüldu". dilecektır. Bayram suresınce ten ve bir fabrikada birkaç ay Brejnev'ın daha o tarihte, en askerî bando ve Itfaıye bansüren teknik vazifede kaldıktan yüksek mevki olan Devlet Başdosu meydanlarda marslar ça. sonra Brejnev, gerçek siyasi mes kanlığına yükselme ümidi vardı. lacaktır. leğîne başlıyacak olgunluğa ulaş. Bununla beraber 1960 da bu mev. tnış bulunuyordu. 1938 senesinde, kie yükselmesi kendisi için pek Şişe ve Cam fabrikası otuz ikı yaşında iken Dniepropet de faydalı olmuş değildir. O zagrevi durduruldu rovsk bölge komıtesıne gırdı ve mana kadar elinde tuttuğu gerPaşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası bir sene sonra da bu komitenin çek kumanda mevkilerini kaybetişçilerinin giriştikleri grev teşebbüsekreterliğine seçıldi. Tam o sıra miştir. da, Kruçef, Ukrayna'da idareyi eSon yakın tarihlere kadar Kru sü, TürkIş Genel Başkanı Seyfi Dele almış bulunuyordu. Brejnev, o çef'in en sadık adamı olan Brej mirsoy'un aracılığı ile durdurulmuştarihten sonra, doğrudan doğruya nev, acaba aralanna bir mesafe tur. Demirsoy, aynı zamanda İşveve onun sevk ve idaresi altında, koymağı, sonra zamanı gelince o renler Konfederasyonu Başkanı olan derece derece yükseldi. Esasen, nun yerine geçmeği mümkün mü Fabrikanın Genel Müdürü Şahap harb zamamnda, Kruçef'le Brej görmüştü? Yoksa, Parti arkadas Kocatopçu ile evvelki gece, yaptığı nev, Ukrayna'nın çeşıtli cephele larının tavsiyesini sadafcatle yeri. görüşme sonunda, işçilerin ileri sürdükleri taleplerin karşılanacağına rinde yan yana bulunmuslardı. ne getirmekle mi yetinmişti? dair teminat almıştır. Bu konuda gö Her ikisi de o tarihte siyasi komiPohtikada vefakârlık birinci rüşmelere dün yeniden başlanmış•er olarak çalışıyordu. derecede meziyet değildir. Onun tır. Harbden sonra sıvil hayata dö için ilk faraziyeyi kabul etmek nünce, Kruçef yine Ukrayna Ko. mantığa aykırı sayılmaz. münist Partısi Başsekreterhği vaBununla beraber, tarihten ders zifesine avdet etmiş, Brejnev de almış bir çok süpheciler, Leonide Cumhuriyetin iki ayrı bölgesinde Brejnev'i Lenin'in, Stalin'in ve aym görevi almıştı. 1950 senesi Kruçef'in son varisi saymakta tetemmuzunda, Kruçef'in Moskova reddüt edecekler ve onun bir inya tayininden az sonra Moldavya tikal devresi adamı olması ihtiCumhuriyetinde Partınin başına malinden endişe duyacaklardır. Bulutlu geçecek geçerek bir kere daha yükseldi. («Le MONDE. Bu yazının Marmara bölgesi parçalı bnBu gdrev, Partınin Ondokuzuncu Türkiyede neşir hakkı yalnız Intln, yer yer mevzii sağnak ya. kongresınde, kendisine Parti Pre«CUMHURİYET» gazetesine ait ğışlı, Ege ve Karadeniz bölçele»idium'unda bir yardımcı üyelik tir.) ri parçalı bulutlj, diğer bölgeve Merkez Komitesinde bir Sekre. ler açık ve az bulutlu geçecekterlık nvsvkii sağlaraakla kalmadüne mış, Komitenin Stalin zamanın Fransız Kültür Merkezinde tir. Hava sıcaklıklarında nazaran önemli bir değişiklik ol. daki bu kongresinde kürsüye çıkurslar açılıyor mıyacaktır. Rüzgârlar Marmara, karak, bugün dahi ilgi ile okun. Istanbul Fransız Kültür MerkeKaradeniz ve Ege'de güney yön' mağa değer bir hitabede bulunlerden hafif ve arasıra orta kuvmak fırsatına vermiştir. Brejnev, zinde 2 kasım gününden ıtibaren vette, diğer bölgelerde değişik bu hitabesinde Stalin'den «Dâhi Fransızca kursları açılacaktır. Kurs lar; pratik lisan kurslan, gorme yönlerden hafif olarak esecekve işitme usulü ile kurslar ve Fran tir. sız Üniversitesinin sertifika kursSular İdaresi şebekeyi lan olmak üzere üç kategoriye aygenişletecek nlmıştır. Dersler Fransız profesör. Ekim 23 Cemazivelâhır 17 Sular İdaresi şehrin su şebeke leri tarafından verilecektir. sini genişletmek ve onarmak için S S Merkeze bağlı olan Sine Klöb'çalışmalannı hızlandırmıştır. a 3 de ise her hafta bir film gösterılea a O Sular îdaresi Etüd ve Plânlama cek, bunlar arasında yeni çekilen 0 Dairesi, Terkoş. gölü Ormanlı de. fHmler ve sinema klâsikleri de yer E 17.İ? 18.48 V. J 6.18 resi ctVarıhda yapılacak toprak alacaktır. Beddi işi, Elmalı Barajı heyelân E. 1 1.00 6.40 12 001 1 3 1 J 1 8 Kayıtlar Fransız JCültür Merke. ¥ sahafr'"ajçü*«ri, Fİbryâ Şenlikköye su verilmesi, Alibey deresi ve zi Sekreterliğinde devam etmeküçüncü isale hattı etüt ve proje tedir. Tanzimat semineri leri üzerinde çahşmaktadır. Leonid BREJNEV nıışıııııııııııııııııııııııııııııııııiıııııııııınıııııııııııııımııtınıınıınıııııııııııuııiMiııııııııııııııııiMiiıııı | Ekonomik Konular | DUŞUNCELER lllllllllllllllllllllllllillllll IIIlİllllllllinilllllllIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIlllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllEllll l'ııııılııırm'i itayraını lıiıılıiııiii programı liiizırliiııılı Kıhns konjonktüru Eirkaç yıldanbe ri varlığı iddia edilen iktisadî durgunluk ve iş hayatındaki yavaşlama iç siyasî hayatımızın neticesi olarak ele alınıyordu. Bir yıla yakın zamandan beri buna, dış sebepler de karıştırılmıştır. Kıbns olaylarmın Türkiyeyi, hattâ dünyayı nereye sürükliyeceğini bilemiyen, işin kötüye gittiği kanısında bulunanlar yeni tesebbüslere girmekten sakınmakta, maddî imkânları altın veya sadece nakit olarak elde tutmayı tercih etmektedir. Kıbrıs olaylannın istihlâk harcamlarına da tesir etnği ve bunun iktisadi durgunluğu daha da şiddetlendirdiği ileri sürülmüştür. Bu davranışm iş adamı yönünden akla yakın bir izahı vardır. Zira yatırım yapan bir kimse bunun güvenilebüir şartlarda olmasını ister. Gelecek hakkında güvensizlik yeni işlere girmeyi dnliyen sebeplerin başında yer alabüir. Fakat müstehlik için durumun biraz fark h olması gerekir. lleriye güvenle bakmayan bir kimse tasamıf edeceği yerde harcamayı tercih eder. Bu insan psikolojisinin özelliği ve ona dayanan davranışm bir sonucudur. Halbuki bizdeki müstehlikin davranışı çok hallerde bu psikolojık kanunun tersıne olmaktadır. Bunun izahı biraz güç olmakla beraber iki yönden ele almabilir. Evvelâ, piyasa durgunluğu büyük bir zumrenin kazancı dolayısiyie satın alma gücüne tesir etmektedir. Öte yandan geniş bir müstehlik Bir eğitim sorunumuz ÖĞ RETM EN LİK Yazan: Mustafa ÖZKAN Çankın İlfcöğretlm Müfettljl Yazan: Prof. Dr. Ahmet Kılıçbay zümresi gelirini bir teşebbüsten, veya bir işten kazanmaktadır. Bu gibi kimseler siyasî bayatın gidişine karşı hassas ve değişmelere karşı davranışlarının tümü ile reaksiyonda bulunan şahjslardır. Onlar için yatırım veya istihlâk iktisadî sonucu olan bir tutum tarzıdır. «Siyasi tehlike anında hepsi kısılmalıdır.» görüşü hâkimdir. Bu reflekslere bağlı davranışm durgunluğun şiddetlenmesinde rol oynadığına şüphe yoktur. Bütün bu olaylar karşısmda akla bir soru geliyor. Durgunluk ne kadar devam edecektir? Sebeple netice arasındaki bağlantıyı yukarıdaki izahlanmızda belirttiğimiz den hemen cevap verebiliriz. Siyasi krizler devam ettikçe iktisadi durgunluktan kurtulamayız. Öte yandan dış siyasî olaylar millî iradenin kontrolü altında olmadığmdan siyasî huzursuzluğun yanında iktisadi sıkmtılara da katlanmak gerekli görünmektedir. Bu şartlar altında ne yapabiliriz? Bir tedbir, hükümet harcamalanna hız vermek ve plânda belirtilen yatırımları durgunluk anında kuvvetli bir tempo ile gerçekleştirmek tir. Bu. enflâsyona yol açabilecek bir tedbir olabilir. Çünkü son olaylar vergi hâsılatını azaltmış ve Kıbns buhranı yüzünden hükümet masraflan artmıştır. Şimdiden beliren bütçe açığı tehlikesinin kuv \ UCUZLUK BÖYLE OLUR Sirkecide ŞEHİR OTELİ'nin kış tarıfesi bir kişinin ödeyeceği para; sabah kahvaltısı, banyo, teshin ve gömlek ütüsü ile beraber: 20 Liradır Geliniz, görünüz, yerlerinizi önceden ayırtmız. Teşekkür ederiz. 27 18 62 VAKD? ÎAEIMAĞAN «W«W«V^^«V«V«W<V«W«W Reklâmcılık 3934/12946 lstanbul Ticaret Odasından Mensuplanmızın, 19641965 devresi Anlaşmah Memleketler (Doğu Almanya dahil) kontenjan listelerinde kayıtlı «Muhtelif ve Müteferrik» adı altındaki kotalardan ithalini istediklerj mallara ait müracaatlarını, Odamızdan temin edilecek formülü doldurmak suretiyle engeç 23 Kasım 1964 akşamına kadar İthalât Servisi ve Sanayi Şubesme> yapmelarv rica olunur. r fî. <•* "' . . . • CBpsın 19961/12925) vetlenmesine yol açacak bir tedbırın, zararlı tesirleri daima denenmiş bulunan enflâsyonu doğur ması mümkündür. Devlet bütçesinin yükünü daha da arttırmadan bu meseleyi halletmek özel teşebbüsün elindedir. İktisadî menfaatini korumak için tedbir almak normal, beşeri bir davranıştır. Fakat aşm tedbirlilik ve ürkeklikle menfaatler korunabihTiekte midir? Menfaatini korumak için harcamasını kısan bir iş adamı sonunda kendi kazancını daraltan zincirleme tepki mekanizmasmı çalıştırmaktadır. Her iş adamı harcamasını kısarsa, piyasada mecmu harcama azalır ve hepsinin satış hacmi şüphesız daralır. Öte yandan bazı eşya müstesna, (altın, mücevharat gibi) hiç bir kıymet bu harbin tahribinden, yıkıcı, yoğaltıcı tesirinden uzak kalamaz. Temenni edihniyen bu harbin doğuracağı ikinci felâket enflâsyondur. Nakit halinde saklanan değerler enflâsyona karşı en zayıf olan değerlerdir. Son iktisadî demeçlerde belirtildiği gibi geniş bir kütle elde para tutmayı tercih etmekte ve harcamdan sakınmaktadır. Bu davranışm bir dış tehlikenin doğuracağı zararları hafifletecek nitelikte olraadığı muhakkaktır. Konuya başka bir açıdan bakıldığı zaman daha önemli bir mesele bilhassa dikati çeker. Kıbns dâvası milli bir dâvadır. Bu gibi hallerde halk ve iş adamlarmı tututumlannda başka bir ölcünün ve başka bir felsefenın hâkım olması zaruridir. İkinci Dünya Harbi sırasında, Batılı müttefik memleketlerdeki halk ve iş adamları servetlerinin büyük bir kısmını hazine bonolan almak için harcamışlardır. Bu suretle mıllî dâvaya en iyi hızmet edeceklerine inanıyorlardı. Çok şü kür bir harp içinde değiliz. Fakat dâvamızı kazanmamız iktisadî gücümüze ve dayanıklıhğımıza bağlıdır. İktisadi bünyeyi kuvvetlendirecek her davranıs dâvamızın başarısı yolunda yeni bir adım clacaktır. Bu günku şartlar altında şuurlu, cesur davranışa ve yeni bir felsefeye muhtaç olduğumuza şüphe yoktur. Hatırlıyalun ki İkinci Dünya Harbinde İngiliz halkı ve iş adamları yatınmlarını istikbâli karanlık ve varlığı büyük tehlikede olan bu devletin yani İngiltere'nin Hazine bonolanna yöneltmişlerdi. Ulusumuzun en büyük sorunlanndan biri eğitim meselelerimizdir. Eğitimimizin yönü, amacı gün gibi belli değildir. Yüriiyüş ağır, yollar dolambaçlı. Emek ve masraf fazla, hasat pek kısır. Yüz güldürücü, iç açıcı se>indirici değil. Okullanmız bilhassa orta öğretim görevini yapmamakta, gerçek hayatla olan bağlantısım yitirmiş durumda. Öğrenciyi dü şündürme özelliği taşımıyan bilgilerin öğretilmesi ,onu etkinliliğe sevketmiyen öğretim prensipleri hâlâ geçerlikte. Her türlü başarısızlığı yalnız öğrenci tembelliğine bağlıyan bir görüş çoğunlukta, öğrenciyi pedagojik, psikolojik, sosyal ve fizyolojik yünleriyle tanımak istiyenlerimiz azınlıkta. Öğretmenlik bir meslek olmak tan çıkarılmış, ber eline alanın, sınıfa girenin yapabileceği bir duruma getirilmiş. Okul yaşadığı toplum içine yuvarlanamamış, yöresinin gerçek problemleri üzerine eğilememektedir. Okul ve problemleri toplumun (o köyün, o şehrin,) değil, yalnız o okulda çalışan öğretmen ya da idarecilerin sanki. Okul, yöresi için örnek bir yer ve bir danışma yeri olmaktan çoktan çıkmış. Köylü kendi okulunu ve okula giden öz çocuğuna karsı dıırmuş, kendi yararını takdir kudretinden voksun bir durumda. Vatandaş okulu ayağıyla teperken caıni ve imamına döt elle sarılmış, devlet müspet ilim yapan okullara yatılı kontenjanmda hasis, İmamHatip okullarına ise bu yönde daha cömert davranmaktadır. Okullu köyümüzle okulsuz köyümüzü, okuyanunızla okumayanımızı, aydımmızla kara cahiIimizi ayırtetmek güç. Yukarıda belirtmeye çalıştığımız sorunlann eğitim yönünden nedenlerini araştıralım: Toplumların geleceği her şeyden önce o toplumun eğitim felsefesine ve bu felsefenin uygulayıcısı olan öğretmen ve eğitimcilerine bağlıdır. öğretmenlik herkesin yapabileceği bir iş de. ğil, bir meslektir. BUmekle öğretmek birbirinden ayndır. Bir doktor vücut organizmasının her ârızasını giderebiliyor mu? Gözle kulak birbirine ne kadar yakın oldukları halde mütehas sıslan ayn değil mi? Hele e|îtim gibi bir ana dâvada nicelik değil, nitelik aranmahdır. Yeterli olmıyan sayı çoğunluğu bize hiç bir şey kazandınnadığı gibi zarar vennektedir. Okula gelen çocuğun ruhu yeniden yaratılmaya, temizlenip ayıklanmava muhtaçtır. Eğitimin amacı çocuğa canstz, renksiz, dilsiz, zevksiz, süs bilgiler öğretmek degil, ihtiyacı olan bilgileri ne zaman, nereden, nasıl öğ reneceğini göstermek, düşünen kafa .işliyen el, erdemli kalb kazandırmaktır. Öz varhğımıza olumlu etki yapmıyan bilginlerin hiç bir gerçek değeri yoktur. Eğitim, çocuğun ustından gelen katıksız, ayna gibi parlak, kaynak kadar duru düşünceleri ni, yüreğinin erdemli duyguları ile olumlu yoldan harekete geçirebilmektir. Bunu yapacak gerçek sanatkâr öğretmendir. Sanat ise bir aşkın mahsulüdür. Çocuğu ve öğretmenliği sevmiyen öğretmenlik yapamaz. Öğretmenlik meslekl ve genel kültürle çocuğu tanımak. sevmek, onun küçücük var Iığı karşısında büyük saygı duymak sırrına dayanır. Seven ve sayan mutlaka sevilme, sayılma mutluluğuna erecektir. Sevilen öğretmenin bütün söyledikleri dikkatle dinlenir, dinliyenlerde derin izler bırakır. Onun her istek ve ricası bir buyruk olur. Sevgi tohumu eken güzellik ve iyilik biçer. Eğitimde başarıya modern pedagoji, psikoloji, öğretim prensipleri ve sosyal davranışların bilinip inceienmesi ve uygulanması ile ulaşılabilir. Bu, yukarıda belirtildiği şekilde meslek formasyonu almış kişilerin yapa bileceği bir iştir. Bunun dişında kalanlar için öğretmenlik olsa olsa ancak bir geçim yolu olabilir. öğretmenliğe hakkı olan değer verilmeli. Okul çalışmaları dört duvar arasından dışarna o kul bahçesine, işiiğe, köy sokak larına. gerçek hayata, kişilerin kalb ve kafalarına kadar girebilmeli, kan olup damarlarında, hava olup ciğerlerinde dolaşabil melidir. Eğitim • öğretim çalış> malan akıl ve düşüncenin rehberliğine dayanmalı, bilgiler hayat için bir araç olabümeli, deneye ve gerçeğe dayanmalı. \srî mollabktan kurtuünalıyız. tmsak I | SATAV İle ERGÜN DÂLLI Evlendller 22 10 1964 Kadıköy OYA (orrfsponDfnrr jJnsîituît Metoduyla sız de Türkıyenın her yerınde kendı kendınıze düzenlendi SEDES lle Mllllyet Gazetesl Ankara Bürosu Şetl İZZET SEDES kızlan SELDA'nın doğumunu dost ve yakınlarına mujdelerler. 20 Eklm 1964 Zeynep Kâmll Hastanesi Cumhurtyet 12953 ŞİMA Tanzimatın ilânının 125 inci yıldönümu dolayısiyle Türk Tarih Kurumu taralından «Tanzimat Semineri» düzenlenmiştir. 3 • 5 Kasım tarihleri arasında lstanbul Üniversitesi Edebiyat fakultesinde yapılacak olan semi. nerde Tanzimatın muhtelif etkileri üzerine tebliğler verilecek ve tartışmalar yapılacaktır. TUrkiye Emlâk Kredi Bankası A.O. ĞENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 499 sayılı kanun gereğınce yurt dışındaki ışçUerımizin Türkiyedeki yakınlarına veya emirlerüıe gönderecekleri bilumum havalelerin resmî kurun üzerinde, aşağıda gösterilen tablo gcreğince derhal ödenmekte olduğunu ve bu paraların gönderilmesi hususunda işçilerimizin çalıştıkları bölgelerdeki yabancı Bankalarla gerekli anlaşmaların yapüdığını ve iş muhitlerinde bankamız gezici memurlarının iıçilerimizin emirlerinde bulunduğunu, yurt dişmdaki işçilerimize ve memleketimizdeki yakınlarına duyurmakta fayda mülâhaza edilmiştir. Gönderilecek Cinsi Dovizin Tutarı Eskiden ödenen Türk Lirası Tutarı 225. 248.62 18 205.82 34.61 182 29 173.97 900. Yeni çıkan kanuna giıre ödenecek Türk Lirası 285.75 315 75 2286 261.39 43.96 23151 220.95 1143. Menfaatiniz Türk Lirası 60.75 67.13 4.86 55.57 9.35 49.22 46.98 243. (Basın 20071/12933) 72 Cumhuriyet 12951 Oxford mezunu tecrübell İnglllz oğretmen İNGİLİZCE FRANSIZCA İNGİ ALMANCA MUHASEBE Ö ĞR ENEBİLİRSİNİZ İNGİLİZCE DERS VERİR. Tel: 22 83 30 Cumhuriyet 12937 izahlı droşürümüzü isteyiniz F O N O . İstiklil cad. 213 Beyoğlu İstanbul. Reklâmcılık 3942/12945 13. KOT A 73.19 gumruk tarıfe pozisyonundan lısansı olanların 22.27.06 telefona müracaatlan. Cumhurtyet 12936 Turist grupunu soyan bir sebekeyi sür'atle ortaya çıkararak, Şisli bölgesinde hırsızlık vakalarını önlemeye muvaffak olan, $ış. li Emniyet Âmiri Muvaffak Çetiner ile kadroda görevli 5 Emniyet memuruna, Şişli Kaymakam Vekili Altan Tuna tarafmdan tak dirname verilmistir. Şişli Emniyet Âmiri takdirname aldı Gençleri avarelikten kurtarmalıyız... Emekli Yarbay Mehmet Özdcmir yazıyor: Dört çocuk babasıyım. İlkokuldan s<mra çocuklann okuması velilere büyük külfet ve uzüntu oluyor. Ortaokul ve Uselerde sınıfların kalabalıklığı. hocasız kalmaları. hoca ol mayan kimselerin de elinde şimdi de 30 saat ders okutan yorgun hocalarla çocuklar li^rıkiyle yetisemiyor. Liseyi bitirince dertJerin en bü yüğü başhyor, üniversiteye girmek. Parası olanlar ozel okullara verecek, orta hallilerın cocukları ne olacak? Biz anne baba olarak mem lekete munevver bir insan yetiştirmek İçin çırpınıyor, her türlü fedakârlığı goze ahyoruz. Fakat imkânsızüklarla karşı karşıyayız. Genç ço cuklaruı bir sene beklemesi ne demektir. Öğretmen ihtiyacı karşısında Yüksek Öğretmen ve Eğîtim Biıstitulerme ek kontenjanla bu çocukLarı avarelikten kurtaramazlar mı? Hukümetin kalkınma plânında bu davay> öne almasını istiyoruz. Açıkta kalacak lıse mezunlarına sağ lanacak imkânları merakla endişe ile beklemekteyiz. Kasıro ayında bütun fakultelerin açılacağına gore ne kadar sabırsızlandığımızj Ugilile re du3rtirmanızı tekrar rica ediyoruz. Cumtıuriyef'e Türkçe, İngilizce ve Fransızcaya bihakkın vâkıf TECRÜBELİ MUHABERATÇI ve mütercim devamlı veya günde birkaç saat için iş arıyorAlmancayı da konuşabilecek kadar biliyor. MUracaat: P. K. 1063 İstanbul Cumhuriyet 12935 Doyçe Mark 100 Hollanda Florini 100 Belçika Frankı 100 İsviçre Frankı 100 Avusturya Şilini 100 Fransız Frankı 100 Isveç Kronu 100 Amerikan Doları 100 Devletin Lojmanları kime tahsis edilir (İsmi nıahiuz bir okuyucumuz yazıyor) Enerji ve Tabiî Kaynak lar Bakanı Saym Hüdai Oral ve DSİ. Genel Müdürü Neşet Akmandor'dan istirhaımnı: Konya DSİ. 4. Bölge Müdürlüğunde konutlar talimatnanıesinin âdilâne uygulanması için ilgililerin yardımnu istiyoruın. Halihazır S senedir lojmanda (DSÎ. 4. Bölge Mdr. devlet lojmanı) 27.50 liraya oturan bir memurun imkânları şudıır: Kendisi «E» işaretli cetvelden maaş alır. E işaretli cetvel Emekli Sandığına bağlı olmadığu Isçi Sigortalarına bağb olduğu için babasmdan maaşı kesilmenüştir Oradan da 3 ayda bir maaş alır. Aıınesi de ayrıca maaş ahr. Bir erkek kardeşi Konya DSİ. de 24 TL. yevmiye ile çalışır. Diğer erkek kardeşi öğretmendir. Bu 4 kisilik ailenin hepsi bekârdır. Ve 4 kişilik aileye ayda 5 maaş girmektedir. 'Bu normal btr durumdur. Maalesef bizi üzen taraf; bu memurenin bölge binasının tam karşısmda İşçi Sigortaları Kurumunca taksitle yaptırılmıs bir apartman dairesi vardır. Taksiti 190 liradır. Aylığı 350 liraya DSİ. 4. Bölge Müdür Muavininin ağabeyine kiraya vermiştir. 160 lira da ayrıca oradan artar Durum aynen böyledır. Şimdi haddim olmıyarak merak ediyorum. Devlet lojmanları bu kadar dururou müreffeh olan memurlara hizmet için mi yapılmıştır. Saym Hüdai Oral ve Neş'et Akmandor bu durum karşısmda Konya DSİ. 4. Bölge Müdürlüğunde çahşanların ne kadar huzursuz olduklarını takdirlerinize bırakıyoruz. Ve durumun düzeltilmesinden başka sizlerden arzulan yoktur CUMHURİYETTn lefrikası: Biracışarkı Yazan: A. J. Cronin ııınıııııııııııuııııııııı Çevıren: . v Yahdet Cüitekin BtR AC1 SARKI 257 258 BtK AC1 SARK1 BtH ACI ŞARK1 259 Aman yarabbim! annem, benim anBem, herkesin gözü önünde, bu madrabazla sevişiyordu! Az kalsın arabanın uzerinden yuvarlanacaktım... Pansiyona gelince, ben hiç sesimi çıkarmadan sıvıştun, doğru, odama çıktım. Yatağın ncuna oturmuş, duvar kâğıtlarındaki solok güllere bakıyordum, kapınm tokmağının çevrildiğini duydum. Annem, biraz sıkıla sıkıla, içeri girdi. Geldi yanıma oturdu, koluııu boynama attı. Haline, gönlümü almak istet gibi sanlrçına bakmca, bir an yüreğim çılgınca atmaya başladı. Pişman olmuş da, yalnız bana karşı değil, aramızdaki sevgiye karşı işlediği suçtan dolayı kendisini bağışlamamı isteyecek sandım. Onun yerine, ne dese beyenirsiniz?. « Laurence, yavrnm» dedi. «Charley.. şey, yâni Bay Sommen beni istedi.» Önce hiç bir şey söylemedim. Oyle büyük bir sarsıntıya uğramıştım ki, dilim tutulmuştu. Yüreğim koıkunç yanıyordu, haykıra haykıra ağlamak istiyordum. . Olmaz, anne, Allahaşkına yapma!» dıye yalvardım. «Biliyorsun, senlen hep bir arada yaşadık, birbirimize çok bağlanmış bulunuyoruz. Yapma, anne, kimse girmesin aramıza, n'olur!» Derken. o çirkin öpüşme sahnesi birden gene gözumün önüne geldi, boğulacak gibi oldauı. Sertleştim. « Evlenecek misin yoksa?» diye, soguk bir tavırla sordum. « Evleneceğimi sanıyorum, yavrumj» « Niçin?» diye sordum. Sesim biraz tiksinir gibi çıkmıştı. Tutulma dedikleri bir sey var ya, sen de bu adama mı tutuldun yoksa?» « Beyeniyorum onu, yavrum. Sonra, beni seviyor sanıyorum. Evet, tuhaf bir adam, şey di yebileceğin.. nasıl söyleyeyiın.. alıştığın gibi bir adam degil ama, cömert, iyi huylu. Neşeli de; böyle oluşu benim için çok iyi Altın gibi bir kalbi var. Cstelik, ilerimiz için çok iyi olur, benim için de, senin için de. Çok zor oldu bana işleri yolunda tutmak, tek başuna. Böyle olursa, birbirimizden ayrılmak zorunda da kalmayız, Leo Amcanın yanına gitmezsin artık. Londra'da hep bir arada yaşanz. Charley, yâni Bay Sommen diyor ki senin için her türlü güzel okullar varmış orada. Seni de pek seviyor, yavrum.» «İstemiyorum, sevmesin beni. Ben ondan tiksiniyorum» dedinı, annemin kolundan sıyrüdım. Sevgün yaralanmış, yttrefiın parçalanıyordu ama, gözlerimi annemin yüzüne diktim, hain hain baktım. «Aşağılık adamın biri, serserinin biri, çapkının biri o! Ne oldu sana, ince ruhlu bir kadınduı sen! Baillie Nicol söylüyor, madrabazın biriymiş bu adam! Biliyorsun sanırım bütün pansiyon neler söylüyor senin bu biçün davranışmdan dolayı! Sonra, ne büyük saçmalık ediyorsun kendinden daha genç bir adamın arkasmdan koşmaklan! Herkes ifrit oluyor buna!» «Laurence!» «Hem sonra nesini biliyorsun bu adamın cıgara fabrikası olduğunda, lortlar gibi para narcamasından başka? iki hafta önce yeryüzünde böyle bir adam olduğunu bile bilmiyordun. Sonra, bizim durumumuzu anlattm mı ona? Ner'deyse düşkünler evüıe başvuracak durumda olduğumuzu biliyor mu?» Annem yatagm öbür ucuna kadar çekilmiş, bana acı dolu bir kızgınlıkla bakıyordu: «Bana karşı bu biçim konuşmana gelemem!» dedi. «Bay Sommen'in aklından bile çeçmez bizim ne durumda bulunduğumnzn sormak.» Burun bükerek alaylı alaylı güldüm. «Bana sordu ama. Biz buraya daha yeni çelmiştik, babamın işi üzerine benden bilgi edinmeye kalktı. Övündüm elbette, dedim ki babam tskocyanın en güzel maya işini kurmuştur, dedim. Onun için, belki de şu pek tatlı, yumusacık dnl bayancık para içinde yüzüyor samyordur. Belki de bundan dolayı senin etrafında pervane gibi dönüyor.» Burada sesim birdenbire boğuklasb. «Arabada gördüm ben onu, alçak herifî» Annem artık çileden çıkmıştı, kısaca bir haykırarak kulağıma doğru öyle bir ynmruk savurdu ki az kaldı yataktan aşağı yuvarlamyordum. Korkunç bir sessizük içinde birbirimize baktık. O güne kadar annemin bana bir fiske vurduğunu bilmiyordum. Boğulur gibi, kısık bir sesle, söyleniyordu: ıNe kötü çocuksun sen! Kötü, çok kötü bir çocuksun! Baban öleli beri birazıcık tnutlu buldum kendimi, ona da sen bozayorsun. Sen se söylersen söyle, neler uydurursan uydur, ben gene canım ne isterse onu rapanm!» Ayağa kalktım. Başım uğulduyordu. «Peki. yap!» diye baykırdım. «Bak haber veriyorum: Pişman olacaksın!» Dosdoğru sokağa fırladnn. Kulağım yanıyor, korkunç sancıyordu. Artık gölden de soğumuştum ama, bir de baktım kendimi orada buldum. Çıktım bir kayanın üzerine oturdum, ellerimi yumnık yapıp başımı arasına aldım. Bu kadın, kalbimin tek sahibi olan, gÖTÜmü açtığım gündenberi, belki de bana ilk meme verdiği gündenberi sevdiğim tek kişi yüz çevinnişti benden. (Arkası var) 5,000 er öğretmenin derdi Bizler öğretmenligi meslek edinmiş, asil öğretmenleriz. Henüz körpe iken, ruhumuzu bu yone yönetmişiz. Scve seve bu mülete fayda sağlamak için, her türlü mahrumiyetler karşısında hizmet etmekteyiz. 25 Mayıs 1964 de eğitim merkezlerine çağırılıp, dört aylık eğitimi bitirdik. Türklyenin en ücra köşelerinde bulunan Ukokullarda vazife görmek üzere atandık. Dort ay eğitim müddetince maaşsız askerlik yaptık. Millî Savunmanm vennis olduğu on lira ile bir ay hem kendimizi hem de, köyümüzde bulunan eş ve çocuklarımızı geçlndtrdik Devlet bizim dört aylık tnaaşunızı kesmekle acaba iyi bir iş etmiş midir bilmme. Dört ay bizim çekmiş olduğumuz malî sıkmtının yanında, bizden kat kat fazlası ile mağdur olan ailemizi ve bizden yardım bekliyenlerimizi düşünün. Eğitim sonunda atandığımız vilâyetlere gitmek için sülüssüz ve yolluksuz oIarak hareket ettik. Şimdi ise eğitira ödeneği ismi altında verilecek paraları Isteyince; siz askersini2 deyip, bizl bundan da mahruro ediyorlar. Asker olmak kabahat m i ' Beş bine yakın er öğretmen üzerine ilgililerin nazarı dikkatini çekerim. Aylardan beri gazetelerde size ya pılan saldınşlan ok'jyarak üzıilüyorum. 14.10.964 guııku Cumhuriyet Gazetesinde bunlardan bLrini daha bir velinin kaleminden okiîdnm. Bu mek tubamda adımı ve adresimi buiama yınca beni ayıplamayın. Zİira ben bir okulunuzun müdürüytım. Adımı verirsem bazıları beni size yaranmak istiyorum zannedebilir. Savın Öktem, belki yine anlamayacaklar ama susmayın; soyleyin. Daha Demokrat Parti iktidan zama nında bir Eğitim Milli Komisyonu kurulduğunu, bu komisyonda pek cok değerli eğîtimcinin bulnnduğnnu, onlarııı belki de Kars'tan Edirneye kadar yordmnnzn dolaştıklarmı, ç e şitli kademelerdeki eğitimci ve öğre timcilerle konnştnklannı ve sonunda hepimizi heyeeana getiren bir rapor hazıriadıklarını, o raporun >ine hepimizden o zamankilcr tara Cından saklanıldığını, o vakit mil ? Susmayın Oktem Bey! letçe capor saklanıyor diye oeredey se kıyametler kopardığımız] soyleyin. Susmajın. soyleyin ki o raporda her kademedeki eğitim ve oğretiracilerimizin büyük çoğunluğu borçlu geçme sistemînin kaldırılma sını, onüç dersten onuçunden birden btıtunleıneye kalma usâlUnün değiştirilmeâni istemişlerdi. Lisclere ve ortaokıdlara sınav ile öğrenci alınma sını istemişler, yalvarmışlardı. Sayın Öktem. Sİ2 Turk MiUi Eğitunînin yararına olan buyuk bir ka rar aldcnız. Raporun hazırlanmasından bu yana eclenlerin yapmağa korkraklarmı bttyiık bir medenı cesaretle nyguladınız. Bu gerçekleri meselâ öğrermen derneklerinin de kamu oyuna acıklamasını îsterdim üğer bu dâva daha uzayacaksa nâciz meklııhum belki onlan da uyarmıstır, dâvava vardımcı olurlar. Sizi saygıyla selâmlarım. Bir öğretmen
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle