Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Şehir Mezarlara ve ölenlere dair Washington, 12 Ekun 1964 Bugun şehrin gdriilecek yerlerini dolaştık. Bizi Arlington mezarlığına goturdüler. VVashınğton, Potomac nehrinin kıyısına kurulmuş Arüngton, obur yakada, muazzam bır askeri mezarhk. Gittık, gorduk. Meçhul Asker mezan başında blr nöbet değişimi seyrettik. Büıyorsunnz Kennedy de buraya gömuldü. Ve başucunda durmaksızın bir meşale yanıyor. Arada sırada değişik ve suslu mezar taşlanna rastlıyorduk. Ama yuzde doksan çogunlukla sade asker mezarları yemyeşil çlm ustunde duzenle sıralanmışlardı. Mezar taşları tıpkı kılometre taşlanna benzıyorlardı. Bu yolun sonunda barışa vanlnuş mıydı? Kimbilir? Şimdıye kadar hiç bir olu, insanlara ders verebilmiş değfldir. Yetersiz oğretmenler bunlar! Dilsiz ve sağır hocalar! Onlan kursulere oturtanlar yaşıyanlardır; onlan dinlemiyenler gene yaşıyanlardır. Arlington'u soğuk ve ruzgârlı bir havada ve kapab gökyüzunün altında dolaştık. Yani dekor yerinde idi. Kurşunî gun, beyaz mezar taşları, dokunaklı bir manzara veriyorlardı gözler öniine bir kaç mezarm ustunde taze çiçekler gordum. Adını bilmediğim bu guzel ciçekler bana fılleri hatırlattüar. Biliyorsunoz füler de olmek için mezarlığa gelırler. Dunya zaten butünuyle mezarlıkken insanlann aynca mezar yaratmakteki gayretlerine saşıyorum. Herkes gıbi ben de çok mezar gordüm. Suslu, süssüz, gosterişli, gosterissız, bilinen ve bilın. mıyen. Büınmiyenler her zaman meçhul askerlerin mezarları değildır. Okuma yazma bUmiyenlerın köyunde mezar taşına isim hâk edecek kişi de yaşamaz. Taşlara isimlerini en cafcaflı yazdıranların çoğu, kimbilir belki yaşamaya da lâyık değillerdi. Öylelerin isimleri, yaşadıklarını değil, öldüklerini hatırlamak için okunur. Bunun için mezar tasları bana her zaman faydasu görfindü. Bir dunya kı her yaprağında, her dalında, her otunda canlanmış bir ölu vardır; canımız istediği zaman cevremıze mezarlığa bakar gibi bakabılıriz. Ve her taşa mezar taşı gibi bakabilıriz. Öluleri anmak için aynca kocaman taşlar dikmek, tabiata saygısızlık gibi geliyor bana Insan duşüncesi soyut bolgenin sınınnı aştıktan sonra, zerresi kalmamış veya kalmıyacak vücutlara kabir yapmak ne anlamsız! «Soyut Tann» fikrine varüamamış çağlarda putlara tapmak ne ise işte o! Mezar taşı ilk dikUdiği günler belki bir gerçeği soyler; bir sure sonra yalancüığa başlıyacaktır. Çunku adını soylediği kişi, gosterdiği yerde yoktur artık. Sevdiklerimizi anmak için de artık anlamı kalmamış kocaman bir taşa muhtaç olmak bana gülünç geliyor. Ama bütün bunlar bir kenara, bazan pek guzel mezarlara da rastladığımı açıklamahyım. Şirazlı Hafız'm mezan bunlardan belki birincisi ıdi. Hemen yanıbaşına ilişip şiir okuyacak ve dinüyecek kadar guzel bır mezar. Onun yanısıra Istanbulun sağında solunda arasıra gorduğum derviş edalı mezarlan da severim. Anadolunun ötesınde berisindeki yumuşak mezarlıklar da ne guzeldir! Ne kapıcısı vardır, ne kapısı, ne duvan! Çocuklar oynaşır; esekler, keçiler, koyunlar otlarlar içinde. Tabiatla ve hayatla bir kaynaşmışlık vardır onlarda Arlıngton'da hoşuma giden çoğu zaman gorduğum bir eşitlik düzeni oldu. Potomac nehri yakımnda toprağa serpilmiş bunca msan dunyanın dortbir koşesinde Amerika için çarpışmışlar. Yaşıyan insanlann bu kahramanlara duyacaklan saygı, törenler ve gösterıler dışı bir gerçek savgı olmalıdır. Bu da ancak banşa hizmet etmekle yerine getirüir. Savaşta ölmüşlere başka tfirlö borç odenmez. *** Yaşıyanlan sevmiyenlerin, ölulerini seveceklerine inanüır mı? Ben inanamıyorum. Türkiyemizde bu durum nasıl da butün acılığıyla görunür! Olulerimize hurmetimiz vardır da, yaşıyanlanmıza yoktur. Ölulerımizi severiz de, yaşıyanlarımızı sevmeyiz. ölülerle dostuzdur da, yaşıyanlara âdeta düşmamz. Ve yaşarken horladığımız, aşağılık görduğümuz kişilerin cenazeleri geçerken avağa kalkanz. Bu, öluye değil de ölume bir saygı olsa gerek Acaba korkudan mı? IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIII =haberleri O.E.C.D. Raporu ve Dış Yardımlar Orman yangınları llllllllllllllllllllllllllllllll | İNCELEMELER | DÜŞÜNCELER ÜŞÜ ıııı|ıııııııııııııııııııııııııııııııııi!iıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımııııiMiııııııııııııııEıııı flMlltllMIIIMIIIIIIIIIIIIMIMIIIIIIIMIMIMMIIIIIIIIMI Mllllttlllllll» ŞAMPIYON İDAKTİLO SEKRETER KURSLARII Lıse ve Kız Enstltusü mezunlanna öğretlp lş bulduktan sonra ücretı taksitle alan, Orta ve llkokul meznnlarım bıle garantili bir meslek gahibi eden tek müessesedir. 510 Hurda portatil değil 184 yepyeni maklne; > 7 sınıflı 3 şube, 12 Odall ev katl > 1962 dlplomalı memur 3040 Işsiz mezun » 340 saatlik program, 1015 Saatllk bllgi 176 kuruş ucretl ve Saati 510 Llra ücret > Mütehassıs kadrosu ile îKtısadî Işbırlt ğı ve Kalkınma teşkılâtınca (O E. C. D.), memleketımızın eko noınık durumu Kara taşıt araçlaruun plâklarıhakkında kaleme alınan raporun nın değıştınlmesı için taıunan suyayınlanması, basımmızda genış re 23 ekım cuma gunu saat 17 de yankılar yapmış; bıUnen gerçeksona erecektır. Bu sure ıçınde plâlenn bır yabancı teşekkul tarakalarmı değıştırmıyerek 24 ekim fından teyıd ve tekrarı, «kalkınsabahından ıtıbaren eskı plâkala ma» ve ozellıkle «ıhracat ve dorı ile sefer yapmak ısteyen araç sahıplen ile şoforler ve surucu MZ gelırlerinin arttırılması» konuları ustunde tekrar durulmaler peşın para cezasına çarptırıla jına yol açmıştır caklardır. Plâka Yonetmelığuun Trafık Kanununa âtıf yapan mad Bu ıtıbarla, zıkrı geçen Teskıdeleri gereğınce şoforlerden 10, lâtın, bu onemlı raporunda yazısuruculerden de 5 lıra ceza kesıle h ve yurdumuza ılışkın hususcektır. Cezalar bır defaya mahları sona bırakarak» «az gelismis sus olmayacak ve ceza odedığı uilletlere yapılan jardımlar» me halde yola devam etmekte olan selesının ıncelenmesı. faydah ve şofor ve süruculere suç devam luzumlu gorulmuştur etmekte olduğundan her trafık I memuru ceza kesebılecektır. Az gelısmış memleketlerın kalKöylerde kütüphane kındırılması, Ikıncı Dunja Savasından sonra, bır uluslararası kurulacak problem olarak ortaya çıkmıstır Istanbulda kurulacak olan Şehir Kutuphanesının, çalışmalan devam Dunyanın bır kısmı, elverıslı etmektedır sartlar ıçınde gelışırken, buyuk Dığer taraftan Mıllî Eğıtım Bakan kıtleler teşkıl eden gerı kalmıs hğı, Valılıklere gonderdıği bır yazımemleketlerın kendı kaderlerıne da, kutuphane kuruluşlannı yaygın • erkedılemıyeceğı duşuncesı, yabır hâlde devam ettırebılmek ıçın, vaş yavaş kuvvetlenmış ve tarafBeledıye ve Özel Idare butçelerıne, tar kazanmıştır odenek konulmasını ıstemışür. Bu memleketlenn kalkınmasın Bakanlığın bu yazısında belırüldıda en buyuk guçluk, «sermave ğıne gore, en uzak koylere kadar kutuphane açma ve faahyete geçırme te yetersizliğinden» ılerı gelmektedır. Tahmınlere gore, az gelışmıs şebbusunun başladığmı, bına, malulkelerın yıllık yatırım ihtiyacı zeme ve kadro olarak yapılan mu(34) milvar dolar cıvarmdadır racaatlann karşılanamadığını açıkla Bu mılletlenn, her yıl, kendi oz maktadır Bu sebeple halkın dıleklerını yerigehrlerınden bu olçude bır para ne getırmek ve kutuphane kuruluşavırmaları ımkânsızdır. lannı yaygm bır hale sokabılmek Sermave yetersızlığmın yanınıçın vılâyet ve beledıyelenn yardım da «yetişmis insan gücünün» yoklan ıstenmektedır. luğu da, gerı kalmış sahalann tsraelli köy uzmanlan geldi kalkınmasını ağırlaştırmış ve Koy Işlen Bakanlığının Istanbulkosteklemıstır. da yapacağı çahşmalara yol gosterBu eneeller yuzunden. hemen mek amacı ile dâvet edılen ikı tsraher alanda, kalkınma çabalanmn elli uzman şehnmıze gelmiştır «Devlet elıyle» gerçekleştırılmesı Israel Tanra Bakanhğı Yayın Seryoluna gıdılmıştır vısi Başkanı Mr. Admoni ile BakanHalbukı, zıkredılen devletlerin lık Daıre Muduru Mr. Davıt Tsaur ıc ve dış fınansman kaynakları adlı uzmanlar Şıle ve Zeytınbumu da sınırlıdır; dış kaynaklar, bukoylennde tetkıklerde bulunmuşlar tunuvle «ihracat gelirlerine» dadır vanmakta: ıhracat ıse, çeşıtlı seValı Vekıli Hâdi Koçak'ın başkanbeDİer yuzunden, zayıf kalmaklığında yapılan ve yatırımcı daıre mudurlerının de bulunduğu bır top ta ve eelisememektedır. Kalkınma ıçın gereklı sermalantıya katılan uzmanlar, Kırklarelı ve Edırnede de mcelemelerde vevı normal yollardan sağlavabulunduktan sonra Koy îşlen Bamıvan hukumetler tarafından. kanlığına vereceklen raporu hazırenflâsvon cıkmazına sapılmıs: layacaklardır. bovlece. vukselen fıvatlar, ihr»catı azaltma ve dolayısıyla, luKasa kınp 7600 lira çaldı zumlu ıthalât da kısıntıya usraTuzla porselen fabnkasının yazıtılmıstır hanesıne gıren, bıhnmıyen bır hırsız, çekmeceyı kırjnış ve 76O0 Az gelısmış mılletlenn ihracalırayı çalmıştır tını sımrlavan sebepler, jalnız Pazar gecesı, kımsenın bulunma enflâsvoncu eeılımlere ınhısar et dığı bır sırada, oda penceresını kınp muhasebe odvsına gıren soy memıs; sanayı memleketlerınce. ıthalâta uygulanan mıktar tahgtıncu.çekmeeevı parçalamıs, hıç bır ız bırakmadan paralan alrmş dıtlerı, vuksek sevıyede gumruk vereılen. bazı dahıli vergıler v» tır. Mahalli karakol, soyguncuya De\let Monopollerı de, gerı ka'tesbıt etm°ğe çalısmaktadır mıs ulkelerden mal çıkışların' daıma etkılemıstır İhracat yetersizliğinden başka faktorler de. gerı kalmıs mılletlenn dıs celirlerini aıaltma vonunde cercevelemıs: meselâ. hara ve yan mamul madde ıthal eden memleketlerde ekonomık selısme hızının. zaman zaman «dnraklaması \eya gerilemesi*. bu madde fıjatlannda şıddeth duştnelere sebebıvet vermıstlr Netıcede, İhracat, hacım ıtıbarıyle artsa bıle; elde edılen dovız mık tan azalmağa başlamıştır. Sanayı memleketlerı, az gelısmış mılletlenn kalkınması ıçın luzumlu «dıs finansman vasıtalarını» ya iki taraflı veya çok yönld olarak sağlamağa çahsmaktadr İkı taraflı yatırımlarda, bıı memleketten dlğenne, doğrudan doğruya yardım yapılmakta; «kamu sektoru hıbelerı, suresı bıı jılı aşan kamu ıkrazları, kısa surelı borçların konsolıde edıl mesı, garantili ozel ıhracat kr« dıler ve orta vadelı ozel ıkraz ve yatırımlar gıbı konbmezonlar, bunlann çeşıtlennı gostermektedır. Plâka değişimi 23 ekim akşamı sona erecek Muammer Yahya Islâmcıoğlu Öncelerı açık sonra kapalı geçecek lç Anadolunun kuzey ve batı kesimlerı ile Ege, Marmara ve batı Karadenız bolgelerı parçalı bnlntlu, akşam saatlerinden iti baren Marmara bolgesi çok bu Intlu, mevzıî sağnak vağıslı, di fer bölçeler az bulutlu geçecek, hava sıcaklıkları batı bolgelerımızde bıraz azalacak, doğa böl gelerımızde değışmıyecektır. Ruz gârlar Ege, Marmara ve batı Ka radenızde gunev vönlerden orta kuvvette, dığer verlerde dejısık vönlerden hafıf olarak esecektır. Adreste yanıhp aldanmayınız Merkezl. Lâlell Kemalpa?» Mah Ağayokuşu Cad No 14 Tel 22 2106 Beyoğlu Şubesl. Istiklâl Cad Lâle Slneması karşısı 34/5 Tel 44 90 11 Kadıköy Şubesl Altıyol. Kuşdili Caddesl No 8 Kat 4 Tel 22 2103 = îııııııiMiııııııiMiıııııııı ıı ııııııııııııııımııııııımııııı Bir bilene «ormadan veya gelip gönneden karar vermeyiniz. Dünyaca tanınmıs Türklye'nln en tecrübell, en ciddı ve en genlş teşkllatıdır Başındaki İlâncüık 3049 12799 <• • I ••••••»•• •••••••, İTALYAN KÜLTÜR HEYETI İtalyanca Dil Ve Kültür Kursları Pek Yakında Açılacaktır Kaydolmak ıstıyenlenn Sekreterlığe muracaat etmelen gerekır Beyoğlu, Meşruhyet caddesı No. 161 Tel. 44^!>8 ^ m M m m m m Ilâncılık 3065 12812 Ekim 20 Cemaziyelâhır 14 6 15 11 59 14 59 17 22 18 02 12 521 6 36 9 36,12 00 4 33 131 11 10 Bu maksatia, geçen vıl yapılan GATT Nazırlar toplan*ısmda Malıve Başmufettı^ı «g^lıjmemış mem leketlerın kal Çok yonlu yardımlar ıse, Dünkınmasında ıhracatın o>nadığı ya Bankası, Milletlerarası Fınans rol» uzennde onemle durulmus, man Kurnmu, Milletlerarası KalPara Fonu ve Dunya Bankası kınma Birliği, Birleşmış MılletToplantısında da, yıne bu sorun ler Teknık Yardım Teskilâtı, U tekrar ele alınmıştır. luslararası İmar ve Kalkınma Istıkla'lerıne kavuşanlarla sa\ı Bankası » gıbı, sayıları jıldan ları yıldan jıla artan az gelısmı. jıla artan uluslararası teşekkulrnılletler temsılcüerının, Uluslar ler vasıtasıvla yapılan hımaye arası toplantılarda ortaja attılr ve destek ışlemlendır. ları yardımla ılgılı .tenkıdlerikı nokta uzennde toplanmakta 1961 yılından ıtıbaren, bu alan da yenı ve etkıh bır organızas dır : a Iktısadî yardım, luzumlu jon daha meydana çıkmıstır. Bu olmakla beraber, tek başına J« yenı Muesseseye de, «Yardım tersizdır. Mılletlerarası tıcarette Konsorsiyomu» adı venlmıştır bugunku sartlar, «tptidaî madde n fiyatlarında istıkran» engelleO E. C. D. Raporuna gore, ge mekte ve bu maddelerı ıhraç elışme hahndekı memleketlenn den memieketler bakımından zz.kalkınması ıçın; bu mılletlerın rarlı sonuçlar doğurmaktadır. sarf ettıklerı çaba ve gayretlere Boylece, dıs jardımdan zıyade, ve dış yardımlara rağmen; sanabu durumun (düzeltilmesi çareyı memleketlerı ile aralanndakı leri) arastınlmalıdır gelır farkı, gıttıkçe artmaktadır b Mali yardımlar (kolaylıkGerçekten, 1962 yılında, (Iktıtan yoksundur). Çunku; kredı asadi îşbırlığı ve Kalkınma Teşlan memleketlerın çoğu, bu krekılâtına) uye olan sanayı memle dılerle fınanse edılen yatırımlaketlennde yaşayan (470) mılvon rın «gelir getırmesıne vakıt kal nufusa, brut mıllî gehrden kı<sı madan», borçları odemek zorunbaşına dusen pay, ortalama (1900) da bırakılmaktadır dolar olduğu halde; komunıst Goruluyor kı, az gelısmış memolmıyan gelışmemış memleketleketlenn kalkınmaları bakımınlerdekı (1400) mılyon ınsanın dan, «ihracat gelirlerinin arttırılfert başına hıssesı, (130) dolar raası», hayatî bır onem taşımaktahmın edılmektedır. tadır. Az gelışmıs mılletlerde, mıllî Fakat, bugune kadar, sanayı gehrden aynlan payın, bu derememleketlerı tarafından, bu koce dusuk olmasında, sfir'atli nünuya gereğı kadar ılgı gosterılfus »rtışı da rol oynamaktadır; memış; ote yandan, fakır ulkezıra, hızla çoğalan nufus, gayrı safî hasıladakı artışın (o/o 4 un lere >ardım elmı uzatan Bırleşık Amerika da, «polıtıkasını değisaltındadır) takrıben yansını alıp goturmektedır. îlerıde bu hıssetirmeğe» baslamıştır nın daha da azalması muhtemelDurum boyle devam ettığı takdır. dırde; gelışmemış veya gerı kal Yapılan tahmınlere gore, gelışmış memleketlerdekı «ekonomık memış memleketlerın nufusu, ve malî sıkıntıların» daha yıllar (1962 1970) donemınde, yaklaşık yılı surup gıdeceğı de, soz goturolarak (300) milyon kişi çoğalamez bır gerçektır. caktır IV Bu devre zarfında, gelir artışı0 E C D raporunda, memlenın yalnız bugunku sevıyesınde ketımızın 1963 ve 1964 yıllarındakalabılmesı ıçın, yıllık kalkınma kı ekonomık durumu, şu şekılde hızının (°o 4,5) a yukselmesı; yaozetlemıştır : nı, toplamı (180) milyar dolara 1 Turkıye, dunyada en yukvaran brut gelır mıktarında, sesek dış borç yuku altında bulunede, (40) milyar dolarlık bır arnan bır memlekettır tıs olması lâzımdır. 2 Yurdumuzun, bugun ıçın1963 senesınde yayınlanan rade bulunduğu guçluklerde, yakın porda, 1961 yılında, gelışmemış memleketlere O. E C. D ile Ja geçmışte ışlemlen hatalann rolu ponya ve «Uluslararası Teşekkul buyuktur. 3 1963 yılı kalkınması başaler. tarafından aynlan yardım rılı olarak gerçekleştırılmış; kalfonunun (9,2) milyar dolarlık bir kınma hızı (°o 7,5) oranma ulaştoplama ulaştığı ve bu jekun umıstır Bu gelışmeyı, tarım urunzerınden, (8,8) milyar dolann, bulerının verımı sağlamıştır memleketlere fıılen verılmı1; bu4 Dış odemeler blançosundalunduğu belırtılmektedır kı açık, yıllar yılı surup grtmekFakat, bu mıktar, az gelısmış tedır. mılletlenn yıllık yatırım ıhtıyaç5 1963 de, para ve kredı haclarının (30 milvar dolar) ancak mınde genısleme olduğu halde, üçte birini kar^ılamaktadır fıvatlarda tehlıkelı bır yukselme III ve fırlama gorulmemıştır Evvelkı yıllarda olduğu gıbı, 6 Iktısadı Devlet Teşekkul1961 senesınde de, sanayı memlelerı zararlarının, Devlet Hazıneketlen arasında, en çok yardım sınce kapatılması; Turkıye ıçın yapanlar başında, 4,5 milyon dobu>uk bır sakıncadır. Iarla, Amerika Birlesik Devletlf7 İhracat, klâsık maddelere rı gelmektedır. munhasır kalmış, dışarıya odeFakat, Bırleşık Amerika, (1963) nen jıllık borç taksıtı butun ıhjılı başından ıtıbaren, yardım po racat gehrlerının (»o 37) sını kav lıtıkasına yenı bır ron vermeğe ramıştır baslamıştır. Son eğılımler, «dıs 8 Butçe açıklarını kapamak yardımlann kısılman» ve «kalamacıvla, »vasıtalı vergılere» u\kınmasını plânlı sekilde gerçekgulanan zamlarla başarılı bır lestiren» memleketlere ılgı gosvergı reformu vapılamamıstır Öterılraesı yolundadır. te yandan, «vasıtasız vergılerde» Dış yardımlara venlen bu ye ıse, mılli gelırdekı gelışme oranında bır artış elde edılememışnı duşunce ve goruş açısı; gelıştır. memış memleketlenn, kalkınma alanında, «başta kendi imkânla9 Vergı mukelleflen arasınnna ve kaynaklanna güvenmeda, ozellıkle, yuksek gelırlı sıleri» gerektığı kuralını bır kere nıflarda, «vergı kaçakçılığı» budaha ortaya çıkarmıştır. juk ve yaygındır Ancak; az gelısmış, ya da, fa10 1964 yıh başlannda Turkır memleketlerın, «ihracat gekıve ekonomısı, parlak ve umut lirlerinin arttınlması»; «dıs ticaverıcı bır durumdan uzaktadır retlerinin hızlanması», sattıkları Raporda, memleketımızın ekoıptıdaî madde fıyatlannda bır nomık durumu bojlece belırtı! «istikrar sağlanması» na ve bu dıkten sonra; «ıhracat gelirlerıhususun, sanayı memleketlerı tanin arttınlması ve odemeler bıraıından da desteklenmesıne bağ lânçosunun daha radıkal bir sehdır. kilde duzenlenmesı ve ıslâhı», lunı 70 ve Türk Ceza Yasası Yazan: Sami SELÇUK tAkşehir C Sa\cı Yar ) miştir. Hiç kuşkusuz maddenin uygulanmasında oneelikle >anan şeylerın orman olup olmadığı 6831 sa>ılı yasanm I. maddesmdeki tanıma gore saptanacak, sucun maddî ogesi olan «ateşe verıp kısmen veya tamamen yak» ma»nın varlığı da araştınldıktan sonra suçun mânevî ogesi (suç kastı) uzerinde durulacaktır. Uy gulama alanmda orman yakma suçları, genellıkle tarla açmak için işlenmektedir. Bu durumda, Yargıtay L C. D. nin 18/2/1954 gun 180/673 sayılı goruşunu da ileri surerek, suçlunun hem orman \asası. hem de T C. Yasasınm 370. maddesl ile cezalandınl masını savnnan Prof. Erem'in ak sıne T C. Yasasının 79. maddesi karşısında sanığm yalnızca 370. madde ile cezalandırılacağı kuşku suzdur. (F. Erem, T C. Hukuku ozel hukumler 1962. S. 588) Bu arada kasten orman yaktığı tanıt lanan suçlunun cezası, koşullar gerçekleşmişse 411 ve 412. maddeler gereğince de artınlabilecektir. Ancak hemen işaret edelim ki, orman yangını suclannda sue kastının saptanması guç, hattâ olanaksız bulunmaktadır. Orman lık bolgelerde birbirlerini koru>an tanıklar, ıssızlık sanıkların lehine çalışırken, çokluk yangin bir çobanın ormanda ısmmak veva yemeğinı ısıtmak isteğinin soııucunda çıkmakta, bu>umekte ve bir anda vuzbınlerce Iıralık serve tın kul olmasına sebep olmalrtadır. Surlusu bir rastlantı sonuru saptanılırsa suç, T.C. Yasasının 383. maddesine değinen bir kimlığe bıırunmektedır. Bunun muejyidcsi ıse bir haftadan otuz a>a kadar hapis ve on liradan yuz lirava kadar ağır para cezasıdır. 383 maddenin cezalandmlabilme koşullan olan yanguı, kusur ve nedensellik baği gerçek leşmiş olsa bile, 383/2, 411, 412. maddeler dışında. jargıç ancak takdir hakkına dayanarak sanığı bır haftanın ve on liranın uzerinde cezalandırabilecektir. Oysa uv gulama alanmda vargıç çoğu zaman asgarî ceza haddinin uzerinde takdir hakkına dayanarak bir ceza vermeyi, gerekçe goster mek zorunkığu nedeni ile u\çu lamaktan kaçınmaktadır. Uygulasa bile suç ile verilen ceza a» rasındaki orantı yine de doyurucu olmayacaktır. Durum boyle olunca uğursuz bir elin dikkatsız liği sonucu bir anda kul olan yuz binlerce liralık değerin yanında bu cezalann suça oranla ne kadar cılız kaidığı ve bu nedenler le de 383. maddenin yetersizliğl açık bir gerçektır. Sonuç olarak diyoruz ki, bu onemli sorunun ( mesele) çozumlenmesi için, inancası aitına alınan Anayasanm ulkucu ruhuna paralel olarak, orman yanguı la rını onlijecek bir ceza politikasının ışığl altında; 6831 sayılı va sa ile TC. Yasasının ilgili maddelermin yeni baştan gereksinmije uygun bir bıçhnde duzenlen tnesi gerektiği kanısındayız. Gecmişten ders almıştık. Çunku, orman demek, gonenç demektı, toprağın koruncası onunla kajması onlenirdi. O, ard duşuncelılerin politık kaygılanna kurban edılmemeh, sivasal propagandaja sermaje yapılmamalı, «kamu yararı» olçu alınsa bile, eezanın ne de olsa •gencl onleme> etkısini azaltıcı bir affa konu olmamalıydı. Kaldı ki afla, unlu cezacı Garofalo'nun dediği gibi işlenen e>lem dun suctu, ya nn da suç sayılacak; ama aynı eylem bugun suç olmayacaktı(l)» Buradaki «bugunler» çoğalırsa ormanlanmızın hâli nıce olurdu'. Ovlejse ormanlar içuı «genel af» çıkmamalı, politik propaganda yasaklanmalıydı. Oyle yapıldı. Nitekım 334 sayılı 9/7/1961 günlu Anayasanm 131. maddesinin son fıkrası buna değınmektedır. «Orman suclan içm genel af çıkanlamaz; ormanlann tahrıbıne yol açacak hiç bir siyasi propaganda yapılamaz.» Ama ormanlanmızı yine de ko ruyamadık. komyamıyoruz. Ormanlık bolgelerde mahkemelere orman suçlannın cezalandırılması için yığm yığm açılan dâvalar ve mukerrir suçlular bir >ana, orman yangınlan butun bir yaz mevsimi bu guzelhn hazineyi ruketmekte ve korkunç bir âfet ol makta surup gidiyor, gunluk ga zetelerde orman yangını haberle ri birbirıni izliyor. Nitekim 24/8/1964 gunlu Cumhuriyet Gazetesi, ağustos ortalanna dek 4700 hektar ormanm yandığmı. iki gun sonra aynı gazete Toroslardaki yangmın sondunılemedığini yazıyordu.. Simdi biz bu temayı T.C. Yasası açısından kısa bir in celemeye uyruk tutacağız. Bilindiği uzere 6S31 savılı orman yasası, 6876. maddelerinde belirtilen ve orman yangmlannm önlenmesi ve gerekli odevlerin yerine» getirilmemesi durumlaruıda bazı cılız tnueyyide ve cezalan ongormuş, sozu edilen ya sanın 105, 106, 107, 110. maddele ri bu duşuncelerle duzenlenmiş tir. Yine T.C Yasasınm 391. mad desini çağıran bir suç, yanguı mevsimi sayılan haziran ayı bası ile ekim sonu evresinde işlenirse 6831 sayılı Yasanın 104. mad desinin son fıkrası uyannca ceza iki misline cıkanlacaktır. Ne var ki uygulama alanında bzel Yasanm butun bu hukumleri or man yangmlannuı azalmasmı sağlamıştır, denilemez. T. C. Yasasına geiınce: Bu ya sanın orman yangınını ilgilendi ren 370 ve 3S3. maddeleri «Kamu nun esenliği alevhhtdeki curümler» bâbmın İlk faslmdadır. Bâbın başhğmdan anlaşılacağı uzere eylemin suç olabilmesi İçin kamu esenliğini tehdit eden genel bir tehlikenin varlığı şarttır. Aynca yangına değinen 369 ve 370. maddelerde, nelerin suç konusu olabileceği sınırlı bir sekilde belirtilmış ve orman yakmak eyleminin cezası, şiddet sebeplerine konu olarak alınan suçlar arasında, 370. maddede duzenlen Cumhuriyet'e Tehlikeli bir durum Avukat Oğuz Ozbek yazıjor jılı bır kamjon, hıç tahmin edüeIstanbulun en çok trafik kazası o mıyecek cehennem süraüyle gelmelan caddesı, Vatan caddesıdır Bu ğe başladı Kalabalık kafilemizin irada sık sık ya bır ınsan çığnenır Ierıye ve gerıye kaçmamız suretıyveya bır kaç araba çarpışır Bu cad le ancak feci bır kaza onlenebıldı de, genış olduğu kadar gozden ve Butun bunlar gosterıyor kl, bu kontroldan uzaktır Bu sebeple bu bolgede trafık kontrolu yapılma rada hıçbır trafık kanunu yurumez maktadır Kılometre tahdıdi huk Sevyar trafık ekıplen de hiçbir za munu icra edemiyor Bu gıbi lm man buradan geçmerun ve kontro tık yerlere ıkl sarı çızgı üe bu yalun zaruretıne manmazlar va geçıdı yapılması ve okullu çoVatan caddesınde Iskenderpaşa du cukların caddeyı muhakkak geçmek rağı vardır. Bu duragın arkasında zorunda bulundukları bu bolgeye Iskenderpaşa Ilkokulu bulunmaktadır bır kaç okul tabelâsı asılması ımBen dahıl, ekserı aıleler çocuklarını kansız mıdır' bızzat okula goturup getırmek zorundadırlar. Durağın yanmdakl bır trafık levhasında azamı suratın 40 Km. olduğu yazılı ıse de bunu hıç bır çofor gormez Bır sabah mutad veçhüe çocuğumu yanıma alarak bır sırat koprusunden farksız. Va tan caddesını geçlrmek için caddeye çıktığımız esnada. onumuzde bınkmış 78 kişılık kuçuklu buyuklu kalabalıkla bırkkte ilerı atıldıkTam bu esnada 41 AD 65S plaka sa CIIMMI İir acı şarkı Yazaa: A. J. Cronin 248 «turızm» \e «yabancı ulkelerde çalısan isçılerımızın tasarruflarının Turkiyeye transferi» konularına çok onem verılmesı tavsıye olunmaktadır. Yukanda da belırtıldığı uzere, O E C D raporundakı goruşler, memleketımızın ıktısatçıları, mahvecılerı, aydın ve dusunurlennın otedenben bıldıklen bırer gerçektır Butün mesele, bu oğutlenn tutulması; mılletçe elele venlerek, iç ve dış finansman kaynaklarımızın arttınlması ve yukseltılmesı ıçın, sarfı gereken sureklı ve arahksız çaba ve gayretın hıç bır zaman esırgenmemesıdır. ÇeYiren: Vahdet Cültekin BIK ACI SAKK1 la BIK ŞARK1 249 250 BIR ACI SARKJ Baslangıçta annem yalnız koltukları kabanr gıbı olmuştu: Yadırganacak bır sey değıldi bu; o gune kadar havatı pek donuk, pek sıkıntılı geçmıs olan bır kadına bu kadarı hos gorulebilir dive kendımi yatıstırmıstım. Ama, sonradan baktım: annem adamın bu iğrenç ılgisını gıttikçe daha buyuk bir sevınçle karşılıyor. Hele şımdı, üzerine gelen değisiklıfi bakısı, davranısı, bütün benliği bana da açıkça belli ediyordn, pansıyondakilerın hepsinin de; aralannda fısıldaştıklarını duymustum. Daha genç, daha guzel göninuyordu; üzerine tuhaf bır çekıcılık gelmıs, çıçek açar, hos bir koku vayar gibi bir hal almıstı. Yepjeni bir canlılık vardı onda; yadırganacak bır canlılık. Kendini kapıp ko>u\ermıs gibıjdı ki, bu halı ben onda hiç gormemıştım. Hepsınden kotusü. bana karşı davranısındaki defisiklikti: Aşın bır sevgi, açık tan açığa bir sefkat gösterıyordu ki, bunun beni yatıştırmak için yaptığını seziyordum. Yapmacıktı bütün bunlar; çünkü, çoğu vakıt, benım merakla bakan gozlerimden kaçınmak için, benden uzak durmaya çalısıyor, kendısi onunla gidebılmek için beni balığa gönderiyordu. *** tkinci haftanın baslarındaydı, bır gun Spean Çayı'nın ordaki gölün kıyısında otnrnyordom, birden kafama koydnm: Bu işe bir son verecektim artık. Silkilip atılmaya gelemezdım, Ofkeden yanıyordum. Oltama baktığım bile yoktu, ucundaki yem çoktan yenmiş gitmişti. Oltayı topladım, Ardshiel'e dönmek flzere yo koyuldum. Annem kapının onundejdı ama, beni beklemıyordu. Yapmacık bır gulumsejısle: «Nasıl, talıhin >âver gıtti mı°» dıyc sordu. «Ha\ır.» «Aldırma, yavrum. öğleden sonra bir daha denersin, bu seler bir seyler tutarsın nmarım.» Hıç karsıhk vermedım. Kafama koymustum ne yapacağımı. Öğle yemeğinı gorunuste sakın sakın >edım. Yemek biter bıtmez müsaade ıstedım, kalktım, ortadan kayboldum. Balık tutmaya falan gıtmedım. Babçenin obur ucundaki lıdanlıktavdım. Beni pek bekletmediler. Onlan gorunce \ureğım hop ettı. Sommen gene o hbdük ısı satranç çizgili elbisesını gıjmısti, annem de kahverengı yunlu kostumünu. Boynunda da pek suslu yeni bır ıpek atkı vardı; kendisi almamıstı elbet; adamın hediyesiydi besbelli. Ne olur ne olmaz dıye biraz ayn gidiyorlar, zıpla\a zıplaya yamaçtan şehre doğrn iniyorlardı. Defne dallarının arasından gözetliyordnm. Bir hayli nzaklaşmalarını bekledim; sonra, yureğim çılgınca atıyordu ama, sanki hiçbir şev yokmuş gibi, bahçenin yanından vurdnm, arkalanna düştum. Bu kovalamanın verdıgi acı coskunlnkla koşmak istiyordum ama, arayı bir hayli açık tutmak gerektiğini de bılıyordum. Fansiyondan görülmiyecek noktaya jelince, birbirlerine biraz daha sokulmuşlardı. Sehre vannca, köseyi dönüp ana caddeye saptılar. Ben de, bızlı yürnmemeye çalısarak, arkalarından gidiyordum. O gfin kasabamn pazar gunuydu, sehır kaynıyordu. Bir ara, gözden kaçırdım, sonra baktım: Karsı kaldınma geçmisler, Gosse tabaklan, fıncanları gibi daha birçok kasabanın yadigârı seyler satan bir dükkânın camekânına bakıyorlar. Adam, gene boyuna konuşujor, bir seyi gostererek onu almaya annemi kandırmaya çalısı\ordu ama, annem basını hafifçe iki yana salladı, dükkânın önünden çekildiler. Arka arkaya arabalar geçiyordn, ben bu yüzden epi geride kaldım ama, karsıya geçince gozfimün knyrnğnyla gördüm: Tahıl Pazarı'na doğrn sapmışlardı. Dar bir sokaktı burası, sehrin eski kesimine çıkardı. Simdi adımlarımı sıklastırmıştım. Ben de Tahıl Pazan'na saptım ama, onlar görunürde \oklardi. tçimi bir telâş aldı. O dar sokağı kaplayan tezgâhlann arasından girip çıkarak, her yana basımı oıatarak, yolunu sasırmıs bir av köpeği gibi, hızlı hızlı gidiyordum. Dakikalar geçti.. bes dakika, on dakika. Bir türlü söremlyordnm onlan. Kaybetmis miydim yoksa? Derken, Tahıl Fazarı'nın öbür ucundan, gölün karşısındaki, kaldırım tası döşeli alana çıkıyordum, gösfime bir kayık ilişti : Kıyıdan ancak biriki yfiz metre uzakta, güneş içindeki snlarda, süzülflp fidiyordn. (Arkan var) TURIZM VE OTELLER T ESF KKÜR Eslm Perran Saltık'ın rahatsızlığını bllhassa İlk anda ve lsabetle teşhls ederek zaman kaybı İle durumun ılerlemesml ve vehamet kesbetmesınl onllyerek bizlere en dogru yolu gosterfn ve mutaakıp safhada da yarf dımlarmı, vakmlığını ve dos lugunu ibzal ederek bizlerı mlnettar bırakan Sayın Dahılıye Mutehassısı Dinlenmek hakkımız değil mi? Dr. AbduUah ALTUNİÇ'e sonsuz teşekkürlerlml sunarım H%LIT S4LTIK «•••••••••••••••••••••••ı Cumhdrivet 12815 Ingılızce muhaberatı bılen Daklilo \lııiiiiiilıiır Ücret tatmınkârdır Isteklılerın, Izmit P.K. 52 müracaat (Baim 1960612192 Dr V Burtıajı Bengısu yaztvor Istanbulun Akâaray semtınde bır kaç aydanben ruhsatsız ve tutturabıldıgı kadar ucret alarak muşterı kabul eden tRest» ısmındekl otele bılmıyerek Anadolu seyahatımiı doIsmi bızde mahfuz bır okıı\iıcu nusunde bir gece geç vakıt ugradık. Boş olan ve ıçınde kırık bu komemuz yazı>or. Kadıkoy Kaymakamlıgı ve Beledı dın ve dolaptan başka mefruşatı bu>e bınası ile tam Kadıkoy ıskelesı lunmıyan çıft karyolalı bır odaya run karşısma ısabet eden Damga so çıkarıldık Her memlekette ve bııkak bugun gurultuden oturulamaz de de otellerde tatbık edılen usule (hattâ konuşulamaz) ne gece, ne gore, kapının arkasmda odamn ucgunduz uyku uyunamaz, ıstırahat e retını bıldıren tarıfeyi aradık buladılemez kanunsuz yaşıyan bır hale madık Yatak çarşafları ve ortulegelmıs bulunmaktadır nn kuUanılmış olduğu ıçınuzde bır Sokağın hemen hemen yarısınj şuphe u>andırmış ve bunun eşımle kaplıyan kahvelerın gurultu ve pa rnunakaşasını yaparken, otej persotırtıları ile asprator seslen sabah nelınden ftırı gelerek odanın bır gesaat 55,30 da baslamakta. evlerı celık ucretmın 40 Iıra olduğunu soymızde konuşulanları dahl, bağırarak ledı ve bu ısı otel muduru üe goruşkonuştuğumu2 halde arüaşüamıyacak memı ılave ettı Aşagı ınerek mu hale gebrmektedır Resmi makam durle goruşmek tstedım ve kendısıhıçbır yerde buna benzer bir ların gece 12 de kapatmaları ıkaz ne, larına rağmen elektnklerıni sondur davranış gormedığımı soyledım Benımle pazarlığa başladı ve otelın duklen halde gece saat 12 ye kadar gurultu ve patırtı, devam et «Turıstık» olduğunu, ıstedığı ücretı mektedır Sokak sakmlerl, her şey alabilecegıni soyledı O esnada Iranden evvel ügılılerm alâkadar olaca lı ve turkçe az konuşan bir çıft gegını umıt ederek bu hale sabırla, lerek oda ıstedıler Mudur benimle fakat sınır icinde seylrci kalmakta konuşmayı keserek otelde boş kalmış olan odamızı onlara verdi Badır. na, gldebıhrsınlz ve klme şıkâyet eDamga sokak, boylece feci blr so dersenız edinız dedı kak halındedır Bızlenn gunahı nedır? Uyku uyumak ve ıstırahat et 1 Tumtüc kelımesımn ne kadar »umek en tabıi hakkımız değü midır' ustımale uğradığ'nı ılgihlenn dıkmusb kaoakağag b g b b katme bır kere daha arzederım