14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
A* l . r U i l l Ne tarafından tutacaksımz? Şoför Ömer Hızal'dan bir mektup almıştım. Kim bu şoför Omer HızaJ? dersiniz, ben de biimijorum. Hatta imzasını atış biçimiyle nıektubun ifadesi arasmda da pek munasebet yok gibi gorunuyor başlangıçta . Eciş bucus bir imzası var Omer Hızal'm Mektup ise jazı makinesi ile duzgun ve açık bir ifade ile yazılmıs. .. Bununla beraber gorunus bizi aldatmasın. Nice okuyucu mekrubunda gormuşumdur ki eci5 bucus bir el jazısı ile çok sağlam bir mantık kâğıda orurur da, nice işlek parlak el yazısının sıkar sıkar butünunden bir fikir çıkaramazsınız Bunun için şofor Omer Hızal'ın imzası da mektubu da ilgüni çekti. Yaptığı hesabın doğru olup olmadığını bilmiyorum. Bıldiğim jey Anadoluda kamyon şoforluğunun ne netameli, ne çurutucü bir 1 olduğudur. Üç dort yıl once kamyonlarla uznn 5 bojlu yolculuk >ederdinv Anadoluda . Kam>on şoforlerinin ve muavinlerinin bayatları her an tehlike içindedir. Şimdi geleIim mektuba: Saym İlhan Selçuk, Denızcılık Bankası az zarar ediyormuş, bu beyanatı veren yetkıhde acaba hıç vıcdan yok mu' Şoyle kı: 8 tonluk bir kamvona 10 metre boyunda ınşaat ve köpru malzemesıni Ankarava goturmek üzere bugunun raıç navlun fıatı olan kılosu 7 kuruştan vukluyorsunuz ve yola çıkıyorsunuz En az 510 saat sıra bekhyor ve sıranız geldığmde arabalı vapur bıleti almak ıstıyorsunuz 50 hra arka kuyruk payı, 50 lıra ön çıkış pavı ve 100 hra da kamvonun geçış ucretı kı ceman 200 lıranızı elınızden 10 dakıkalık ve rekabetsız çalışan Denızcılık Bankası alıvor Sıze verılen 560 lıra naklıye bedelınden Denızcılık Bankası 10 dakıkalık bir mesafe ıçın 200 lıra alıyor. Donuşte tekrar Ankaradan 4 kuruştan yuk almak mecburıyetınde olduğunuzdan 320 hralık bir yukle donuyorsunuz. Yıne 10 dakıkalık bir mesafe ıçın 200 lıra venyor ve 1000 kılometrelık mesafede butun rızıkonuzla elmıze geçen 880 lıranın 400 hrasını arabalı vapur alıyor, 180 lıra mazot masrafı, sıze 300 lıra kalıyor. Bu yuku en az 80 000 TL lık bir kamyonla taşıyorsunuz Şofor, muavın ucretı ve yemeğı de 150 lıra. İşte 150 lıra kaldı. Bu da 2 gun 1 gecelık iştır. Bu hesabın «hesabını» vermesi gereken müessese gerçekten Denizcilik Bankasıdır. Her taraan yazdığunız gibi devlet teşekkullerinin basıboşluğu. siyasî akımlaruı elinde oynncak oluşları, politıkacıların arpalığı haline gelişleri Turkiyede devletçiliği berbat eden nedenlerdir. Ve Denizcilik Bankasının bu genel çizgi dışında bir varlık gosteremediğini de biliyoruz. Demiryoüarı gibi Denizyolları da albaştan duzenlenmeye muhtaçtır. Ancak şimdi şofor Ömer Hızal ile başka bir konuyu gözden geçirelim: Kendi verdiği hesaba göre seksen bin liralık kamjonun iki günluk geliri, masraflar çıktıktan sonra 1S0 Hra. Bu ayda 2250 Hra eder ve yılda 27.000 lira .. Eğer bu 27 bin Hranın yedi bin lirasını vergisidir, masrafıdır diye çıkarırsak geriye yirmi bin lira kahır. Bu sermaye olan 80000 Hranın juzde 25 idir. Hajdi yedi bin az divelim de \ergi \e masrafa 12 bin lira ayıralım, gerije 15 bin üra kalır ki, bu da seksen bin liranın yuzde 20 sine yakındır. Demek ki işçılere verilen pay ayrıldıktan sonra seksen bin lira en aşağıdan yuzde yirmi bir kâr getirecek ve bu da az gorulecek .. Turkiyede yanlış işlerden biri de cebine seksen veya yüz bin lira koyanın patron rolune çıkıp zengin olmak çabasıdır. Çek bir taksi çek bir kamyon emrine... Şofoni çalışhr, sen kenarda otur. Yuzde yirmi kân az gor. İşin tuhafı şofor de, bu kân sana az gorsıin .. Bu yanlış gorüşten kurtulmak gerekir. NakUyecilik gibi rizikosu buyuk işlere, ancak bbyuk sermaye girerse sonuçlar muspet olur. Yoksa yuzde yirmi de az gelecekzde otnz gau, Bu İ5İ ne yanından tutacaksınız? Sehir Ba>ındırlık Bakanlığı, Kurbağahdereyı temızleme çalışma larına devam etraektedır. Ancak, çalısmalara vardımcı olacağını vaadetmış olan Belediye, son bir ay ıçınde derenın yenıd^n dolmasına ve ustu açık bir kanalızasyon haline gelmesıne sebep olmaktadır. Kadıkoy, Goztepe ve Erenkoy cıvarındakı fosseptıklerın boşaltılmasmda kullanılan vıdanjorlerle lağımlardan çekılen pıs lıkler, Merdıvenkoy cıvarmda, Şejtanderesı dıye anılan kesımde Kurbağahdereve boşaltılmaktadır Semt halkının, ılgılılere japtıkları muracaatlar, şımdıye kadar netıce \ermemıştır ıııı=ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiiiııııııııııııııııtııııııııııııııııııııııııı=ıııı i Günün Konuları | DUŞUNCELER ıııı|ıııımıııuuııi!inııııııırııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiMiı|ıııı Belediye Kurbağahdereyi dolduruyor Çocuk Haflasının düşüiidürüükleri «1 Hıç bır çocuk ırk, renk, dın, dıl, siyasî ve dığer kanaatlerı, kendısının veya aılesımn servetı sevıyesi dolayısıyle tefrıke tâbı tutulamaz «2 Her çocuk hususl hlmaye ve ıhtımam gorecek ,hur ve haysıyetuıı kırmıyacak şartlar altında zıhnen, bedenen ve mânen gelışmesını temın edecek ımkân ve fırsatlar hazırlanması kanunla temınat altına alınacaktır. Bu gaye ile hazırlanacak kanunlarda çocuğun menfaatleri ehemmıyetle gozonunde tutulacaktır. «3 Her çocuk, doğdugu andan ıtıbaren isım ve mülıyet sahıbı olmaya hak kazanacaktır. «4 Her çocuk ıçtımal sıgorta ve gereklı tıbbı yardımdan ıstıfadeye dogumundan ıtıbaren hak kazanacaktır «5 Sakat çocuklar hususî bakırn ve eğıtime tâbi tutulacaklardır «6 Her çocuk sevgı ve şefkate muhtaçtır. Cemiyetler ve ıdari makamlar aılesı olmıyan veya muhtaç çocuklara hususl alâka gostermekle mukelleftır «7 Her çocuk eğıtım gormeye lâyıktır. Eğıtım (hıç değılse ükokul kademesınde) ücretsız ve mecburı olmalıdır «8 Içtımaı yardım ve hımaye bahsmde çocuk ılk duşünülen olmalıdır «9 Çocuk ihmal, zultim ve Istısmardan korunmalıclır. «10 Çocuk ırkl, diıü ve insan lar arasında tefriK yaratan dığer baskılara maruz kalmaktan korunmalıdır » Uluslaraarası Çocuk Haftası'nın 12 sınin kutlandığı şu günlerde soze, «Çocuk Hakları Beyannamesi» yerıne, çocuk dâvası üstünde yıllar, yıllar once durmuş olan Ataturk'un bır sozuyle, bır çok sozlenyle başlıyabilirdım Bılındığı gıbl, 23 Nisanın çocuk bayramı olarak kabul edilışının üstünden, 42 yıl geçmls bulunuyor . O günkü bebeklerın, bugun torun ları var. Bır güntı, hem de ulusal eğemenlığe eş kılarak «Çocuk» gıinıi olarak kabul eden ilk ulus bızız Bununla beraber, bugün çocuk lanmıza verdığımiz onemln gerçeğıyle dvünüp bvunemıyeceğımızl, Çocuk Hakları Beyannamesının ışığinda bır kere daha inceliyelım: 1, 2 Görüldüğü gibi, Beyannamenin birinci ve ikinci maddeleri özet olarak, çocuğun, fark göletilmeksizin ve her bakımdan, birey, toplum ve devlet tarafından korunmasuun, «zihnen, bedenen ve mânen gelişmesini temin edecek imkân ve fırsatlar hanrlan masının kanunl» teminat altına alınmasım» ıstemektedır Kanunlar, elbette bnemlıdırler özellikle, kanunları saymasını oğrenmış; ya da unutmamış Ulkeler de daha da onemli olurlar Bununla beraber, kanun kadar onem lı olan bir şey de, kişılenn vıcdanlan, sorumluluklarının şuuru na ermış olmalandır Bıreylerin, sorumluluklarının farkında olmadıkları memleketlerde kanun yapıcılan ve uygıılnyıcılan çok zor Kıbrıs dâvamızın bir Kıbrıslıdan hakiki içyüzu Yazan: Hazım REMZİ Tüccar Leffeoşe IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIII ^ * Yazan: * * L. . Ismet Kür luk çekerler Meselâ, bızde, 17 Temmuz 1964 de kabul edılmış ve Mart 1965 de yururluğe gırecek olan «Sosyal Sıgoratlar Kanımu» vardır. Bu, tumuyle pek tatmuı edıcı olmamakla beraber, gene de yoktan ıyı bır koruyucu ozellığmı taşı maktadır Bır de yururlukte olan kanun mevcuttur kı, bunun doğumla, emzırme ile, çocuk yuvalarıyle ügılı bolumlen, asağı yukarı yemsmın aynıdır Ama, Is tanbulda bu kanunun tam olarak uygulandıgı müessese yok gıbıdır. Çalışma Mudurlüğunden alman bılgıye gore, Istanbuldakı kadın ışçı sayısı 24654 tur Kaçak çalışan kadınlar, evlerde çahşanlar, toprak işçılen, ucretlı veya memur kadrosunda bulunan kadmlar bu sayının dışında kalır kı, bunlann mıktan da 100 buıı geçer Meselâ, sadece oğretmen sayısı, eeçen yılki kadrolara gore, 4708 dır, bu yü daha da artmıştır Bu kadınların onda bırının çocuklu olduklarını kabul etsek kı faz ladır en azından 20 bin çocuk eder Buna karşüık, koskoca tstanbulda, çalışan kadının çocugunu emnıyetle bırakabıleceğı gun duz bakımevı, parmakla sayılacak kadardır Çocuk Esırgeme Kuru munun Tophane, Alemdar ve Kasımpasada olmak üzere Uç bakımevı, Tekelin kendı ışçilerl Içın ıkı, bır kaç buyuk ozel müessesenin de ıhtıyacı tam karşılamıyan gundıiz bakımevlen vardır Demek kı, ışçi ve memur olarak çalışan kadının çocukları, hıç bır suretle emnıyet ve ihtlmam içinde değüdlrler Çalışmıyan analara gelince, bunlardan da ancak yuzde yirmısi analık bılgısuıe tam olarak sahiptır diyeblllriz Çunkü kız çocuklar yetışırken ne okulda cıddl bır analık eğitimıne tâbi tutulurlar; ne de hâmılelıklerı sırasında anne namzetleri bu konuda kendılerınl aydınlatacak kurslara devam etmek, fılımler seyretmek, eserler okumak ımkâmna sahıp olurlar. Nüfusun yuzde altmış bır buçuğu okumayazma bilmedığıne go re, okul çağına gelmış çocuklarımızın «zıhnen, bedenen ve mânen gelışmelerıni temın edecek» durum da değılız demektir. Okula gldebılenlerın de çoğu, ikılı öğretım sıstemı ve kalabalık sınıflar içinde kaybolup gitmektedırler. 4. Maddede söz konusu olan «Içtlmaî sigorta ve tıbbl yardım» bızım koylerımlzde, kasabalarımızda degıl, şehırlerımızde bıle hemen hemen kimsenın tanımadığı zumrüdanka kuşudur. 5 maddede sozü geçen 6zel eğıtıme ıhtıyacı olan çocuklar ıçın, butün Turkıyede 5 adet sağırlar, 2 korler okulu mevcuttur. Geri zekâlı çocuklann eğıtım gordukle n dershanelerın sayısı da, son istatistıklerde 59 a yükselmis olarak gosterılmiştır. Memleketimız de asağı yukarı 341 bin gerı zekâlı çocuk bulunduğu düşunülürse, bu dershanelerin, ıhtiyacm tkı jıl once tamamlanan ve 1 yıl once Hazıne tarafından satın alı nan Turk Hava Kurumunun Ca ğaloğlundakı tş Hanına, Defterdar lığa bağh bazı daıreler ile Muhakemat Mudurluğu taşınacaktır. De\let Malzeme Ofısının gereklı mefrusatı temın »dememesı juzunden bir jıldanberı boş bulunan bına\a yapılacak nakıllerın vılbaşına kadar tamamlanacağı tahmın edılmektechr Defterdarhğın bazı daireleri Hava Kurumu binasına taşınacak Istanbul Tıcaret Odası Yonetım Kurulu Başkanı Behçet Osmanağaoğlu, lcra ve tflâs Kanununun bır an ono» yururluğe konma«ını sağlamak ıçın Senato Başkanlığına bır telgraf çekmıştır. Telgrafta, kal kınma plânının gerçekleşmesı ve memleket ekonomısının gelısmesı ıçın pıyasada ıstıkrar sağlanması nın şart olduğu behrtılmektedır. İcrajflâs Kanununun yürürlüğe konması istendi Kaymakamlar ıçın Ankarada sıvıl savunma kursu açılmıstır. Bu kursa Şışlı, Emınonu ve Uskudar Kaymakamları katılacaklardır. Kurs; ıkı hafta devam edecek, sıvıl savunmanın butun esaslan i'erınde durulacaktır. Bazı kaymakamlar sivil savunma kursu görecek DURUMİJ lsı artacaK Bfitfin bolgeler az balutlu ve açık geçecek, hava sıcaklıklan srttnasına devam edecek, rüzgirlar değisık \onlerdeu haflf olarak esecektir. Ekim t4 Cemazivelâhır 8 KADININ SlRRI ÇAMAŞIRLABI Reklâmcüık 3769/12517 S a a O E • 3 a S < V. 1 6 08 12 00 15 06 17 31|19 011 4,27 112 3616 28 9 34 12 00 130 10 55 a kaçta kaçmı karjıloabıleceğı orta>a çıkar. Gerı zekâlı çocuklann 120 bını normal okullara devam etraektedırler kı bu, hem gerı zekâlılar, hem de avnı sınıfta oku yan normaller ıçın çok kotü sonuclar verebılır, vermektedır de . 6 madde, «Her çocuk sevgi ve şefkate muhtaçtır» der; «Cemıyet ve ıdarl makamlar, aılesl oumyan veya muhtaç çocuklara hususı a lâka gostennekle mukelleftır» Bılındığı gıbı, Turkıvede aılesı olmı 5an çocukları, Çocuk Esırgeme Kurumu hımayesıne almıştır Çocuk Esırgeme Kurumu yuvaıarmda bakılmakta olan çocuklann sayısı, butun memlekette 2100 dur Bu bılgıyı verdıkten sonra, 6 maddenın bızdekı yorumu ustun de fazla konuşnıak gereksız olur kanısuıdajnm 7 Evet, her çocuk eğıtım gormeye lâyıktır Ama okullanmızın sayısı, ıhtıyaca karşılık vermekten çok uzaktır öğretım yapmakta olan okullarımızda da asıl oğretmen oram, ancak yüzde 29 dur Ama bız, bu korkunç gerçeğı dıkkate almaz, müfredat programlarımızı gereksız ve ağır konularla doldururuz. Sonra da, en yetkılı kişılenn ağzuıda «borçlu» olarak espnlere yol açan «Sorum lu sınıf geçme» yı bıle evlâtlanmıza çok gorür ve bunun adına da «vatanseverlık» deriz 9 Bızde de bu madde çoktan kanunlaşmıştır. Ama gene de 13 yaşındaki katü samğı çocuğun bır elıne zehlr şışesı, bır elıne şef tall venp resmiru çekmek gibi, u cuz esprı, takat korkunç istismarlardan kendımızı alamayız Ve asıl garıbi, bu ışı, çocuk, devletin koruyucu kuvvetlerinın elındeyken yapabıhnz 10 İşte, yıizyıllardanberl, sadece bizim memleketlmizde yürürlükte olan madde budur Ger çekten de bız Turkler, sade çocuklan değü, bütün insanlan, ırk, din, millıyet farkı gozetmeksizın severız. *** Özet olarak, Çocuk Haklan Beyannamesı, kafası, yuregı olan her insanın bılecegı buyuk bır ger çeğl, toplumun ve devletin, çocuklan sevmek, korumak zorunda olduklan gerçegını bir defa daha ve devamlı olarak hatırlatmak içın kaleme alınmış ve Bırleşmiş Milletler Genel Kurulunca kabul edılmıştır. Çocuk dâvası, dünyanın hlç bir kbşesinde ^adece devlete yılkletümış bır mesele değıldır Hat tâ bu dâvanın asıl sahıbı, devletten çok toplumdur Bugün Turkiyede kimseslz çocuklann sadece 2100 tanesı koru nabıliyorsa, bu durum hepimızin yuzünü bırden kızartmalıdır. Ataturk, ulusal eğemenlık günüyle çocuk günunü bırleştırlrken Türk ulusuna en değerli sozlerınden bırını soylemış oluyordu Bır büyuk adam, dâvaları görür, ortaya koyar, yol gosterır Bundan sonrası artık bireyın, toplumun iz'anına, vıcdanına; devlet mekanızmasını Idare edenleruı bılgısuıe ve ılgısıne kalır. « Kıbrıstan geliyorum. Vuksek Meclıstekı oturumlan her Kıbrıslı Turk gibi heyecan, ümit \t dikkatle izledim. Maalesef, şurasını ıtiraf etmek isterim ki, KıbrısUıkı hakiki durumdan, Kıbrıs Turklennin hakiki kararlanndan ve bu hayati meselenın içyuzünden, Hariciyemiz gibi ne muhalefet ve ne de iktidar mensuplan haberdardırlar. Kıbrıs meselesı göruşulürken, Kıbrıs Turklennın ciddî tasavvur, dert ve fecı durumlanndan ne kadar uzak ve ne kadar habersiz olduğunu eormek Türk ulusu namına teessure, hem de çok teessure değer. Evet bir Kıbnslı olarak, Kıbnstaki en son olaylardan sonra gelmem basebiyle ve efkârı umumiyevi uyarabilirim umidivle şu satırlan yazıv orum Kıbnsta Turkler ıçin bugünkü durumu feci kelimesı ile tarif edebilmek çok hafifte kalıvor, onun için bugunku durumu hemen geçip, istikbal için yazmak istiyorum. Saym Prof. Erim'ın ilk Acheson plânını bir goruşme mevzuu alabiliriz demesını cidden havretle karşüamak lâzun. Uzun za man Kıbrıs Cumhuriveti kurulmadan aramızda ve Kıbrıs Rum ları arasında bulunan bu değerli şahsijetin, «alınacak haklar ve garantiler» ile hangi Kıbrıs Türkünün Tunan idaresinde kalacafını düşünmesine hayret <•• diyoruz. Şurasını açıkça belirtmek yerinde olur ki, ne kadar sağlam veya kati Türk azınbk haklan kâğıt üzerinde tanınsa dahi. tek bir Kıbns Türkünün Yunan idaresinde kalması veya kalabilmesi asla mümkun değildir. Zaten Kıbrıs Türkü, erkpn bir anlaşmaya vanlmasına, pn azından taksim ounasına, aksi halde «TAZMİVAT» kozunun ortaya atılmasma kararlıdır. Enosis neticesi on parasız feci bır sekilde Adayı bırakacak Türkün, bu makul tazminat sekli ile milyonlarca dövizi hem anavatana getirmiş, hem de aç, perişan ve sefil durumlardan kurtulmuş olabilecektir. «Turkler Kıbnstan göç etmesin» denilmektedır. Anavatan Kıbns Turklerinın burada ikamet etmemelerı içın elinden selen formaliteleri ve engeDeri vap maktadır Haricijemizin aklınca, bu sayede Kıbns Türkü Kıb rısta kalabilecektir Ama yine aynı Harıcivemız Kıbrısın Ingiliz Milletler Camıasına üye bir devlet olduğunu ve Kıbns >atandaşlarının tamamivle serbest çe tngıltere.e çırpbileceklerınî ve gittıklennı unutmakta veva bilmemektedir Bugunku kat'iyen tahammülfl gayri nıumkun durumda, muvaf fak olup Adadan avnlabilen yuz lerce Turk her ay Adadan Inşriltereve serbestçe gitmektedirler. Bunu istatıstiklerden de öğrenınek gayet kolavdır Yıne aynı Hariciyemiz «Dayanın, fedakârlık lâzun» diyorlar. 10 aydanberidir on para varidat a'anuvan, evıni, venni bırakmış, çadır ve açık ovalarda kalan binlerce kovlülerimız, mağazalarında tek bir kuruş iş yapamıvan tuccarlarımız ajlıklan kesilmiş binlerce memurlar, okulları kapanmış yavrular ve en nihavet bombardımandan sonra tamamiyle yivecek eşvaları tahdıt edılip, 4 haftadanberidir meyva, sebze ve ılâç vüzâ göremiyen bu bicare insan lar daha ne kadar sabır ve tahammül e» debileceklerdır. Gayri menkul ve memur kadrnlarımız nüfusumuz ile kıyaslanmıvacak fazlalıktadır. Böyla olduğu veçhile, Turkiyemızin arzu ettiği üs (sırf prestij bakınıından) elde edildikten sonra, mademki Acheson plânı esas tu tulınuş ve Taksimden Sayın Erim'in dedikleri gibi dönülmüştür, «Tazminat» meselesi ele alınırsa gerek Kıbrıs Türklüğüna ve gerekse Anavatan iktisadivatına en büvük bir kurtarma a» melivesi vapılmıs olacaktır. Hakikat budur, efkân umumiveden durumu cizlemivelim ve aç, sefil, işsiz Kıbns Türkünün sabnnın ve tnukavemetinin, en sonuna geldiğini iyice hilelim. Bılgıseven ve Gırgın aıle lerı, Levend Gırgın ve konsolos Kemal Gırgının, Amerıkan Hastahanesınde bır erkek evlatları doğduğunu akraba ve dostlarına mujdelerken, muşfık ve hâzık Jıne • koloğ TEŞEKKUR Dis Tabibi i Lâhey'de toplanan çene (I cerrahısı kongresmden don muş, hastalarını kabule bas i lamıştır. ) Tel: Ankara lT7z«9 BEDIIKUÇUKUÇERLER * Dr. VEDAT YEĞİNSU ıle muşfık dahılıye ve anestezı mutehassısı sayın Hâle Anoğuza ve yardımcıları şefkatlı doktor Bayan Mukaddese, khnığın sevımlı hemşı relerıne, servıs personelıne mınnet ve şukranlarıuı arzet meğe benı tavsıt evlerler. Dr. Sadık Bilgiseven Cumhurıvet 12503 Cumhunyet 12501 • • DOKTOR I SÖREYYA ATAMAL • • Op. Ürolog ; • Taksim, Sıraselvıler 105/4 Tel: 44 57 44 (Cumhuriyet: 12519) Gelee Rojale «Kapsullerı» Hayat kukuıda baslar. Balana, yaşlanmayı onler, çunku Gelee Royale gençliğın sırrıdır. AKSU Lâboratuarı Çemberlitaş/İstanbul. Telefon: 27 23 52 Reklâmcılık 3534/12509 BALAN OSMANBEY ÇEKILIŞINDF Ouğme, Yun ve Fanted tuhafıye mağazasının ŞUBESİ 15 Ekımde hızmetınıze gırıyor Halâskârgazi Cad. 273 CARET ri'MHI KIM'T'ln refrikao 6* Faal 9270/12507 Biracışarkı Yaran: A. J. Cronin 230 Çeviren: Vahlet Güitekin Saym BtR ACI SARKI BtR AC1 ŞARKJ Bakan 231 232 BtR AC1 SARKI öyle bir sarsıntı oldu ki bu benim için, dayanabildimse belki çavda jedıklenmin verdiği güçle dayandım. Kimbılır, belki de annem bunun icuı onceden karnımı doyunnuştu. Kendımi acayip bir boşluk içinde buluyordum ,başka hiç bir duyum kalmamıştı. Elımde ounıyarak, ağzımdan şu sozler dokuldu: «E, biz şımdi n'apacağız?» «Sen Leo Amcanın yanına gideceksin, ben de Wales'e.» Bu daha da kötüydü, olacak ış değildi. Annem yuzumden anlamış olacak ki, ileri doğru nzandı, hafifce yanağımı okşadı, acıklı bir oyuna kaçmadan, benı bu duşunceje doğru çekmek için, başladı anlatmaya: Dunımumuz pek kötuymüş, her şeyı uzun uzun gozden geçirmiş, tek çıkar yol olarak bunu bulmuş. Okulu bırakaçakmışım, hiç olmazsa şimdılık. Leo Aracam söz vermış: Benı yanına alıp işuıi oğretecekmiş; öyle ki başımız daha da süaşınca davanacağun bir şey olurmuş elimde: Annemin durumu daba da zormuş. Iş hayati onun harcı değ lmis, tek kazanç jolu çalgı dersi vermekmış ama, bunun için de elinde oğretmenlik dıploması yokmuş, böyle bir şeyi hele şimdi hiç alamazmış. Yalnız, Simon Amcam, Ispanyadan yazıjormuş: A>a Monika manastınnda ona çalgı oğretmenliği bulmuş; Aya Monika manastın dcdiği, bızım «ales'te Monmouthshire'de bir kız okuluymuş. önumuzdeki bir yıl orada çalışırken, boş zamanlarında Cardiff'teki ozel okullarda da ders verebilirmiş. Ote jandan, çok sıkı çabşarak, smava gırıp gezgınci sağhk memuru olacakmış. Yeni kurulan bu, kadınların girebileceği görevlerden dördu \\inton'da olacakmış, Stephen'in Şehir Meclisındeki bbr arkadaşmm araya gir mesiyle, anneme söı vermişler, iyi yetişir de bir yıl içinde diplomasını alırsa bu dort yerden birine vereceklermiş onu. Boylece, maaşh bir işi olacakmış, hem de kendisine pek uygun bulduğu bir iş. Ondan sonra gene bir araya gelebilirmisiz. Ben Leo Amcamın yanında kalmak istemezsem, beni iyi bir okula. verirmiş; bbylece, ıyi yetişir, daha sonra üniversitenin parasız yatılı sınavına girennişim. Annem bu anlattıklannı beni ozendirmek ister gibi sesini yukselterek bana yalvanr gibi bakarak bitirdi. Ben ise, annemin bu sozleri uze rine duraklaınış, bunlann ne gibi sonuçları olabileceğini kavraj abilmek için kendımi toparlamaja çalışıj ordunı Oyleyken, kafamın o karmakanşıklığı arasında, anlıyordum: Annem kimbilir ne zorluklar, ne acılar çekmiş, ne gibi başarısızlıklara uğramıştı ki en son çıkar jol olarak bunlan tasarlamıştı!. . Ben de gelemez miyim Wales'e senlen?» • Ben de gelemez miyim VVales'e seslen?» diye sordum. Annem: •Gelemezsin, javrum» dedi. kendinl zorlayarak, tatlı bır kahkahacık attı. «>Ianastıra nasıl gelebilirsin! Leo'nun yanı senin jerinj» Leo Amcamın >anında gerçek i? hayatını tanıyabileceğim duşuııcesi daha şimdiden kafamın içini tatlı tatlı gıdıklıyordu; ama, bunu belll etmek istemiyordum. • Leo Amca pek acayip bir yaratık, anne» dedim. • Evet, kimi bakımdan biraz tuhaftır ama, ona guvenmek geliyor içimden, belki de bize bol keseden atmadığı için.» « Bemard Amca yardım etmez mi bize?» Annem bsaca: «Etmez» dedi «Ben da iate mem ya.» Doğru söylüyordu. Bernard Amca, iyi nijetle, gozleri yaşara yaşara bize bol keseden soz verirdi ama, ertesi gun bizi unutnr giderdi. Aramıza br sessizik çoktu. Bu sessizlik içhıde, durumumuzu mceledim, ikimizin de kendimizi dışan atabileceğimiz bir kurtuluş yolu aradım. En sonnnda: Anne» dedim korka korka, çünku bu yasak bir konuydu ama, açmak zorondaydım, «ben diyonım ki acaba . Geçen hafta Stephen Dayımdan uzun bir mektup aldm, değil ml Demek istiyorum ki, acaba senin annenin, babanın, sizinkilerin yanına gidemez miyiz • Lâfımı yanda kestim, çünku annemin yüzünu birden kan burümüş, sonra bu kan gene birden çekilip, yüzü esklsinden daha soluk kalmıştı. < Evet, Laurence» dedi, «beni çağırdılar ama . bojun eğemiyeceğim koşullar altuıda.» Bu koşullar nelerdi, çok merak ediyordum ama, sormayı goze alamadun. Onun yerüıe, kara kara, jakmda annemden aynlacağımı duşunmeye başla dım. Bu da beni şuna sormava surukledl: . \ e vakit oluvor butün bunlar?» Annem kısaca blr soluk aldı, pek fceyifli bir tavırla haykırdı: « Birlikte güzel bir tâtil geçireceğiz de ancak ondan sonra!» Aval aval yuzüne baktım. Üzüntuden aklını mı kaçırmıştı yoksa? Işte şimdi de meydan okur gibi, her seye boş verirmlş gibi tavnyla, gulumseyerek bana bakıyordu. Sanki omuzlarından bir yuk kalkmıstı. (Arkası var) Konjadan All Gültekin yazıyor: Orta dereceli oknllann tedrisata baslamalanna tekaddüm eden günlerde sabırla bekledikten sonra, nıhayet 1964 1965 orta öğretım ders vılını açıs konusmanm radyodan dtnle dinv gazettlerden okudum. Tezatlarla doln olan konusraanızda a§ıl,his!eriyle hareket e den, memleket gerçeklerini görmemezlikten gelen sizsiniz. «Borçlu sınıf geçme sisteminin sınıfları doldnrmaktan baska bir sonnç vermediği» şeklındeki kısır gdrüş ve duşüneenizle çocuklanmızı sokaklara doldurdunuz, kahvehanelere itti niz. Şimdi de «Son sınıflarda kalanlann boş vakitleri değerlendirilmek üzere hazırlıklar yapılıyor» teranesiyle, ıstırap içinde kıvranan binleree öğrenci ve onlara büyük ümitlerle bağlı binlerce veliyi avutmak yolunu tuttunuz. Nüfus kesafeti dolayısiyle ihtiyacı karşıhyamadığınız okullarınıza v~akubnlan tehacümü bertaraf etmek gavesi ile aldıfınız tedbiri millet çocnklarına ve memleket maarifine indirilmi? bır darbe addedivoruz. üi'rri'Mi'riııi ünrıuü> ıırMiıııı/ Kalkınma çabası ıçınde bulunan vatanda icraatınız bu mudur?. Ders notlan: Türkçe (5), Tarıh (6), Coğrafva (7), Yurttashk (6), Matematik (8), Fizik (10), Kımva (5), Tabıat Bılgısı (7), tsbırhğı ((6), tngılızce (3), (7), tşbilgisi (6), tngılizce (2), Müzik (8) olan ve bir dersten talihsızlife uğraraıs talebenın. bır sene sokaklarda gezmesı, hangi vicdan, insaf ve yıl ortasında talebeler aleyhıne ıttihaz olunan mesnetsiz kararın hangi esbabı mucibesıyle kabılı teliftir, sorarım sıze. Bos gezen bir talebenın, memleket ahlâk ve ıktisadiyatına ne kadar zararlı oldujŞuna hesapladınız mı? Mubterem V ekıl; siz, evvelâ oğretmenliği, tıcaret vasıtası olmaktan kurtarınız Okullardaki verimsiz tedris sistemını, verimli, noksan ders malzemesıni ikmal ve mevcudu mahdut olan öğretmeni tatmin ederek alâ kalı ve yararlı bale getirme çârelerinı arayınız. Bu icraat kapasiteniz haricinde ise asıl mes İeğinıze dönünüz. Makamımzı ehil bır maarifçıye terkedınız Tahsıl devresi ile; ılım mevzuunu; tahsil devresinin bir ba«amak oldağunu tefrık dığı demecınden anlasılan, sız Maarıf Vekıh, Avrupaya gon derılen 77 bin ısçıye mesnetsız bir kararınızla ve bır hamlede 17 küsur bin mesleksız daha ılâ ve ettınız. Bu taktıkle mı tahsı li teknık \one kavdırdığınızı zannedıvorsunuz. Son sınıflarda tek dersten ka •an ve mıktarını gazetelerden oğrendığımıze gore 18 bıne yak lasan öğrenci neslı sızın sıvası havatınızı berhalde hayır dua ıle anmıvacaktır. Bizim okulumuzun perişan bir hali yoktur Arıf Coşkun ve A. Kerim Ba rutçu Erzurumdan yazıyor: «Okurlardan Cumhuriyete Mektuplar» sutununda okul'ama zun perısan durumundan bah seden bır mektup yayınlanmıs tır. «brzurumda perısan bir o kul bınası» bashklı bj yazı ta mamen haval mahsolü ve ger çeklerden uzaktır. Bilâkvs, bu okul, Erzurumun ornek oknl se vıvesınde bir ojretıın ve eçitım i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle