Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
D0RT ^•MIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIIII^ CUMHURİYET 1 Ekim 1964 BULMACA NADİR NADİ Yenl iktidann ikinci yılmda Bayarla beraber Ege bölgesinde bir yurt gezisine daha çıktım. Esklşehlr üzerlnden Kütahya, Balıkeslr, Manisa, Aydın, Nazüliye ugradık, DönUşte iki gece de Izmirde kaldık. Muhalefette iken Demokratlar şiddetle tenkid ettikleri Için bindiğimiz trenin rengl beyaz değüdi ama nibayet bu da her türlü konfonı yerinde, özel bir trendl. Cumhurbaşkam yamna Tanm Bakanı Nedim ökmen'i, Mİ1U Eğitim Bakanı Nurl Özsan'ı (Muğlalı hemşehrim), bir de, şaşacaksınız, Adanalı milyoner Had ömerl almıştı. TJğradığımu yerlerde halk Bayara, 1950 den önceld kadar değilse de, yine büyük sevgi gösterılerinde bulunuyordu. Buğday fiyatlan üç kuruş arttınlnuş, Ziraat Bankası kredi musluklannı iylce açmıştı. Buna rağmen sonu gelmiyordu isteklerin. Bir yerde şeker fabrikası mı var, orada pancar fiyatlannın düşüklüğünden sızlanıyordu üreticiler. Başka bir yerde şeker fabrikası mı yok, oraya mutlaka kurulmalı idi bir tane. Her indıği Istasyonda karşılayıcılann hiicumuna ugruyordu Bayar. Kimi partilüer arasında bir el öpme yanşıdır gidiyordu. Yaver Albay Nurettin Alpkartal, bu gibi gösterilerden Bayar*ın hoşlanmadıgım söyledi ise de ben o gezide bu sözlere hak verdirecek bir sahneye tanık olduğumu hatırlamıyorum. önünde yerlere kadar eğilip şapur supur ellerine sanlanlara Bayar herhangi bir tepkl göstermiyor, bu davranışlan hiç de yadırgamıyordu. 89 Bir el öpme yarışıdır gidiyordu verilmiş olmalı idi kendisine. O dlrektifler hakkında Bayar ya bilgisizdi, ya da bilgisizmis gibi davranmayı (zeminU zaman) a daha uygun buluyordu. Her halde Bayar'ın gözlinde Atatürk Ukeleri bir biçim sorunundan öteye pek bir deger tasımıyordu. Bu tutumunu sonralan, kara sakallı Ticaniler Atatürk heykellerine saldırmaya başladıgı zaman daha yakından görecektik. Memlekette devrimler (milletçe benimsenmlş, benimsenmemiş olanlar) diye ikiye bölünebüirdi. Yobazlar körpe dimağlan bir takım hurafelerle zehirliyebilir, olumlu düşünceye sırt çevirebilir, hattâ devrim Türkiyesi içinde bir Ortaçağ saltanatı kurabilirlerdl. Fakat Atatürk heykellerine dokunmak? tşte bu olamazdı. O zaman 103 i § O gün Bayar biraz gecikti. Vâ E dileri asmış, duz ovada bir hay = • tTFAİÎE: Beyoglu: 44 40 44 U ilerlemiştik. ölüm habercisi E Istanbul: 2142 22 Kadıkoy kara duman uzaklarda görunmez E 36 08 72 Üsküdar: 36 09 45 olmuştu artık. Telâşlı adımlarla E Bakırköy: 7164 66 Adalargittigi yerden ökmen salona dön z 5160 81 tstınye 63 60 20 dügü zaman Bayar hâlâ ortalar E da yoktu. Tanm Bakanı, korku E • TELEFON: Santral: 22 42 10 lu bir rüya görmüş de yeni uyan E • POLİS tMDAT : tstanbul : 27 45 00 Beyoglu: 27 45 01 mıs bir adam heyecam ile geniş E Anadolu Yakası: 27 45 02 bir «oh!» çekti. Meğer Cumhur E 5 Dilâver Ergun başkanı vaktinde kalkar da or = • SIHHİ tMDAT : Beyoğlu : = 44 49 98 Fatıh: 21 15 95 Üsdevleün çelik kolu yakalarına ya man yangınını farkederse kendl E r sini haşlar diye korkarmış. Bu E küdar: 36 05 38 pışır, yobazlara hadlerini bıldirir imiş demincek telâşla ortalıktan E S • UÇAK : T.H.Y (Terminal): di. Bu, düpedilz biçünle ilgüi bir kaybolmasının nedeni. = = 44 02 96 Hava Alanı: 73 82 40 devrim anlayışı idi. Aynı anlayışŞ Şimdi duşünUyorum: r •• TREN (Demıryolları) : Haydar* la paralara pullara Ataturk'un E llahi ökmen, diyorum. O kara E paşa : 36 04 75 Sirkeci: 22 30 79 resimleri yeniden konmus, büyüJc z sl var! kurtancıya hasmetli bir Anıtka suratlı ölüm habercisi yangın bu Z • HAVAGAZI: Istanbul: 22 40 8ü E Demesin mi? Aman Vali Bey, bir yapılmıştı. Devrimler orasın lutunu görse idi Bayar seni haş E (Gündüz). 2144 26 (Gece) S nasıl olurdu? Memlekette bir öğ dan burasından kırpıla kırpüa hyabilir mi idi? Hakkı var mı E Kadıköy: 36 46 20. = retim birliği kanunu yok mu İdi? kuşa benzetilecek olduktan son idi buna? Memleket ormanlannı E • BELEDtYE: Zabıta: 22 42 79 sen mi yakıyordun? Sen mi idin E r Bacak kadar çocuklann kafasını ra kentlerimizi, kasabalarımızı, tşleri: 22 08 35 E örümcek ağlariyle örmek hürri evlerimizi susliyen Atatürk hey orman yakıcılarına göz yuman? E • yeti mi demekti demokrasi? Ba kellerinden, resimlerinden ve a Ormanlan soyut demokrasi E j Ş yar, hayretler içinde bakışlanmı nıtlarından toplumumuza ne gi kahramanlan halka peşkeş çeki z S kendisine çevirdiğimi görünce bi bir yarar bekliyebilirdik? He yordu. Oy avcılan idi fakir köy E E yuksek bir hakem edası lle tar le bir de onları devlet gücü ile luyu orman suçlarma azmetti E tlân Tarifesi £ tışmayı kesti: Bana hak verlyor korumak aorunda kaıırsak! Dev renler. Onlara karşı koymaya se E z E du. Olamazdı boyle şey. tnkılap let gücü, kanun gucU ile Uzeri nin gücUn yeter mi idi? lira E kanunlan yürürlükte idi ve on ne titriyerek asü koruyacağunız E lara karşı gelinmesine göz yu devrim ilkeleri degil mi idi? OyBaslık (Maktu) 150 ş mulamazdı. 2345 d sahifeler sa, bakınus, batılı eğitim görmüş, Trende Adanalı pamuk agala = (santimi) 40 aydın kisi bilinen yöneticilerlmiz nndan Hacı Ömerin de bulundu z 67 ci sahifeler ( » ) 35 bile bu noktaya boş veriyorlardı. ğunu biliyorsunuz. Kravatsız göm \ Nlşan, Nikâh, Evlenme. Gezi boyunca, öğle yemeklerin legi, uzamış traşı, elinden duşur ; E Bu sözler üzerine susmakla beDoğum (maktu) 75 den sonra Cumhurbaşkam kom mediği tesbihi ile tam bir hacıya = 5 raber Cumhurbaşkanının düşünölüm. Mevlit. Tesekkur E cesini Argun pek de ciddiye alır partımanına çekiliyor, bir sure benziyordu Ömer Ağa. Kendl ha : ve kayıp arama E görünmedi. Sorumlu hükümet ü dinleniyordu. Ben, çok defa sa linde, alçak gönüUü bir dış g& £ (5 santime cadar maktu) 90 Z yeleri tarafmdan bu ve benzeri lonvagonda pencere yanına otu runUşU vardı. Samnm içi de öy E Kayıp (kelimesi) 1 (Arkası var) = E konularda bir takım direktifler ruyor, Nuri Özsan ve Nedim ök le idi. Şurada burada hafiften gericilik hareketleri başladıgı duyuluyordu. Aydın sınırlan içinde bir yerde trene atlıyan uyanık bir öğretmen Kur'an kurslan adı altında ilkokul yaşındaki çocuklara Arap harfleri öğretildiğini Bayara anlattı, idare organlannın bu hale göz yummasından acı acı dert yandı. Pariste bir kaç yıl yüksek ögrenim gördüğünü bildiğim Aydın Valisi Dilftver Argun da trende idi. Bir ara yanımıza geldiği zaman öğretmenin şikâyetini tekrarladını. Argun'dan durumla ilgileneceğine dair bir kaç tatlı söz beklerken o, hiç oralı olmaksızın: Ne yapanm, şimdi demokra men'le sohbet ederek etrafı sey ; rediyordum. Manisa dolayların • da bir yerden geçerken, Bayar'ın ş kalkma gamıtnina yakm, karşı SOLDAN 8AĞA: dağlann ardında gökyüzüne doğ z ru yükselen esmer renkli bir bu £ 1 «Boguk çıkan seda» anlamma İkl söz 2 «Herhangi blr hastalığa lut görünmesiyle ökmen yerin den kalktı, telâşlı adımlarla yan E karşı vüeuduna Uaç zerkedllmls söz. 3 şekildakl vagona doğru seğirterek or ; karşıllgl İkl ve bezle Düzenslz dertop de yapılmıa bağlanarak talardan kayboldu. Ege guneşi = edilmlfl paket. apansız. 4 Blr renk, nin cömert ışınlarını sindire sin z çeşltll ylyecelc maddelerl satılan büfe dire kaygusuzca emen gtırbüz tar î yeri. 5 Kelle ve baş. blr emlr. 6 lalar üzerinde bir ölüm habercisi ; Öğrendlerln okulda gördüklert pratlk gibi somurtuyordu o kara bulut. z derslerden (fcarma söz), yollarda dlrekHer halde bir orman yanıyordu : ten dlrefe uzanıp glden. 7 Tören çevremizde ve Tanm Bakanı Ök z günleıinde sokaklarda tcurulan, erkelc men, ilk istasyonda treni durdu = ced. 8 Orta Anadolu tllerlmlzden rarak telefonla ilgililerden bilgı î blrinln halkından. 9 Açıklanmamaedinmek üzere hazırlanmaya git z n gereken. blr (tadın adı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: mişti. Ciddi bir durum varsa bel 1 «Mezbahanın dışında kesllerek ki valizlerini indirip bizi bıraka : satılan hayvani gıda maddesl» anlacak, sorumluların başında, ahn E mma İkl söa, 2 «Parlltı gîhası» ması gerekli tedbirlerle ügilene E karşılığı İkl söz 3 Seyrek değil cekti. Çogu tarla açmak amacıy ~ uzun uzadıya düşünüldükten sonra le gerçi yurdumuzda her yıl bu = ortaya atılması gereken. 4 «Orta nun gibi yüzlerce orman yangını E sıcaklıkta yemek» mânasına İkl soz çıkarıldığını bıliyorduk. Yurdu E 5 Köy kadınlannın tırnak cllâsı muz gitgide çölleşıyordu. Bir gün = ve saç boyası. gelecek, toprağımız nufusumuzu E kabul etmeylp beslemeye yetmiyecekti. Aritme E geri çevlrme hatik bir gerçekti bu. Dâva, bir Ta = ketl. ' 8 Blr rım Bakanhfı, hattâ bir hükü E edatın kısaltılmet, bir parti dâvası degil, tüm E mıs ve kalınlaşşekll, varhğımızla ilgılı düpedüz blr ö E tınlmıs lüm kalım dâvası idi. Fakat ne = blr aoru edatı, de olsa, yurdu iliklerine kadar E lnsan derlsl. 7 için için kuruttuğunu bildiğimiz E Oramerde blr bUyuk orman faciasmm bir ör ~ negini gözleriyle görduğu zaman E 8 Daklkmın altmışta blrl, kurum. sorumlu bir Bakan yerinde du E S Ozerl marl renkte »üsltt. ramaz, hiç değilse işte böyle Ne ş dim ökmen gibi telâşa kapüır, E çaresizlik içinde ilk istasyonda E trenden athyarak ilgilileri uyar Ş maya koşardı. = Zekl Oskay yazıyor: «Belediyenin, bütün gayretlerine rağmen şehirde temizlik yapılamadığı bir gerçektir. En mntena semtlerde dahi esen haüf rüz gâr karşısında, ellerimizle ağzımızı, bumumuzu ve gözümüzü kapatma mecburiyetini duymaktayız. Sabahleyin sokağa tertemiz çıktığımız halde akşama doğru mendillerimlzle yüzümüzü silerken gördüğümüz pislikten utanıyoruz. Şehirde bu pisiiği önlemek, tstanbulu bir Viyana yapmak miim kün değil mi? Caddelerin hemen hepsi asfalt veya muntazam parıe döseli olduğu halde pisliği ön lemek neden mümkün olmasın. Bence, bir şeyi temelinden yok edebilmek için onu meydana getiren unsurları körletmek lâzımdır. Bu hali doğuran âmiller. 1) Her cadde ve sokakta bir arsa bulunuşu, 2) Halkımmn. hizmeti bitmi$ her şeyi sokağa eelişigüzel fırlatışıdır. Bu iki sebepten birincisi, arsa sahiplerine arsalannın etrafmı en az 1,5 metre yükseklik te blr duvarla kapatması veya ta mamen çimenleyip bir yeşil saha haline getirmesi hususuna lorlamak suretiyle bertaraf edilebilir. Bir çoğnnnn içinden (aslında yol olmadıği halde) geçilen bu arsalar çiğnendikçe toz meydana gelmekte ve her rüzsâr esişinde tozlar caddelere sokaklara geçmcktedir. Yağmur yağdıjh zamanlarda da aynı yerler bir çamur kaynağı halinl almaktadır. İkinci sebebi de, vaktlyle Vali Tarhan'uı zamanmda olduğu gibi yolları kirletenlerden ceza almak suretiyle ortadan kaldırmak mumkündür. Nihayet çarşilarda trotnvarların temiz tutulması, mağaza müsteclr Ierine, mahullelerde de apartman kapıcılarına bir mükellefiyet ola rak yüklenebilir zannederim. Buna ilâveten, Belediye süpürgecile rfaıin elindeki iki çalı parçasından meydana getirilmlş garip.bir araç yerine hakiki süpürge vererek caddeleri lâyıklyle tcmizleme imkânının sağlanması her halde Belediye için blr külfet olmasa gerek. Saygılarımla» Cumhuriyet Bu şehir temizlenmiyor T.l'.ll.ll. Genel İdöriiniin ıi'Viilııııı lınyri'ilp okuduk Bir okuyncnmuı yazıyor : «Muhterem Gazetenizin 12/9/1964 tarih 14409 sayısının okurlara ait sütununda TCDD Genel Müdürlü|;ünün çelişmelerle dolu cevabî yazısını hayretler içinde okuduk. Her seyden evvel bu müessesenin bir tktisadi Devlet Teşekkülü ve 3460, 3659, 6186 sayılı Kanunlara tâbi oldağunn ilgililere hatırlatmak isteriı. Tazıda 3656 sayılı Kanun yerine yukarıda No. n yazılan kanunlar öngörülmeli ve herhangi bir Iktisadi Devlet Teşekkülü ile mukayese yapılmalı idi. Diğer tktisadi Devlet Tesekkfilleri yuksek tahsilli elemanlara 3 üst dereceye kadar maaş vererek kendilerine bağlamayı bilmislerdir. 6186 sayılı Kanun 2 üst dereceye kadar maaş venne imkânını sağlamakta ise de, idarenin zarar ediyor gerekçesi ileri sürfilrrek tatbikinden kaçınılmaktadır. Neden zaran önleyici tedbirler alınmaz, niçin personel tasarrufu sağlanmaz, selâhiyetli agızlar Î0 bin personelin fazlalığından bahseder dururken, 60 yaşına kadar çalıstırma şartı uygnlanarak emekliler işe alınır, emeklilik süresini doldurmus memurların çahştırılmasında ısrar edilir, dolayısiyle kadro tıkanıklığı doğar, terfi imkânı kalmaz, gençlere verifen imkân bunnn neresinde, cevabî yazıda bu noktaya neden d%ğinilmemiştir? İdare bnrs vererek yuksek tahsilli eleman kazanmaya çalısacafı yerde, üniversite tneznnlarına 6186 sayılı Kanonun bahşettiği imkânlan sağlıyarak müessesevi cazip bir şekle soksaydı, burs masraflanndan da kurtulurdu. Bugfinkfi şartlar muvacehesinde tekrar edivoruz: 810 senelik okur • yazar bir makasçının maası 60730 (tahsil senesi farkı dikkate alınırsa) üniversite mezununun da 607,50 liradır. Sayın Clastırma Bakanımızm bilgilerine arz ederiz^ «Yeşilovalı sızlanıvuı başlığı altında yayınlanan yazının hakikatle hiç bir ilgisi olmayıp vazifesini bihakkın yapamadıgından bir müddet evvel işine son verilen gece bekçisi Ali Makal'i kendilerine siper yapan medenî cesaretten mahrum bazı geri zihniyetli kimselerin iftiralanndan ibarettir. Hakikat şudur: Her yıl yapılacak köy yollan Vilâyetçe bazırlanan bir bir program dahilinde bu iş için Vilâyet bütçesinden aynlan paralarla yapılır. Bu arada yollan programa alınamıyan köylerden kendi aralarında yollan yapacak vasıtaların akaryakıt parasını toplayıp, yolların yapılması için müracaat eden köylerin, bu istekleri de programın el verdiği nis pette yerine getirilerek mümkün mertebe çok köy yola yapılmasına çalışılmaktadır. Bu da sızlandıfından bahsedilen ve bu güne kadar ne bize ne de başka bir makama böyle bir sızlanmaları aksetmemiş olan köylü vatandasların memnuniyetini mucip olmaktadır. Ok u r la rT Bir cevap Luzumlu Telefonlar İlgilileri ikaz... Ve tekzip Gazetenizde «İKİ KRAL BİRBİRİNE GtRDt» manşetli yazınızı Cihangirliler namına tekzip edivoruz. tsin esası polise aksettirildiği veya sizlere yazdırıldığı gibi de ğlldir. Muhterem gazetenizin Halk SUtanunda çıkan «KİMİKTVIE Ş1KAYET EDELIM» baslıklı yazıda olduğu gibi, Cihangir tnuhitindeki randevu evlerinden biri olan Cihan Palasın birinci katında vnkua gelen kabadayılık (kadın meselesi) hâdisesidir. Hürriyet ve Cumhuriyet gazetelerinde bu mülevves ynva • lardan kurtulmak için acı yazılar cıktı. Bnnlarla uğraşmanın ne müskül olduğnnu, bu olayın akgettiriliş şeklinden de anlıyoruz. Palise müracaatlarımıı fayda vermiyor. Fakat biz, yine Cihangir halkı olarak Emniyeti ve ilgilileri ikaz edivoruz. 2 nci Leventin yolları Leventten Vedat Erim yazıyor: •tstanbulun nispeten yeni mahallelerinden biri olan 2 nci Levent'in yollan âdeta yürekler acı sıdır. Hele bu mahallenin (Sümbül Sokağı) adını taşıyan sokağında iki adet iikokulu bir de camii vardır. Sekis seneden beri mezkur yola bir kazma dahi vurulmamıştır. Tretuarlar mahalle kurulduğundan beri toprak yol olarak Belediyeyi beklemektedir. İlkokul öğrencilerinin okula gidiş gelişlerini görmek yürekler acısı dır. Beşyüz metre uzunluğundaki bu yol kuyu gibi deliklerden iba rettir. Sayın Belediye Relsinden ricamız iki iikokulu bir de camii olan, hiç olmazsa bu yolun onarılmasına tavassut buyurmasını, muhterem gazetenizin okurlar la başbaşa sütununda neşredilrae sine tavassutunuzu rica ederiz.» Yoksa asılsız yazıda iddia edildigi gibi kanuna aykın ve makbuzsuz olarak para toplam ması mevzuu batıis olmadığı gibi Kocapınar köyü muhtarının Kaymakama verdiği iddia edilen para adı geçen muhtar tarafından köylerinin yola üstündebirden veremem, esasen sene so ki bir köprünün yapımı İçin topnu na 3 ay daha var, al 6 aylığını, lanmış ve 14/11/1962 ve 27/11/1962 diğer S aylığını da vâdesl gelin tarihli tnakbuzlarla Teşilova Zice alırsın» dedlm. Tahsildar: «Bir raat Bankasına muhtar tarafmseneliğinl vereceksin» diye dayat dan yatınlmıs ve muhtar taratı ve alamayınca yüzde elli ceza fmdan çekilerek köprfi işi için Iı bir kâğıt bıraktı, «bu parayı harcanmıştır. cezasiyle vermezsen hacize gele cesiz tehdidiyle gitti. Ben bir Memlekete hizmeti zevk sayan çok memleket dolaştım. Bekçi pa bizler bn yolda karsılasacağımıs rası diye bir usulsüz vergiye hiç böyle iftiraları nefretle karsılar, bir memlekette rastlamadım. Vâ bn iftiralan gece bekçisi Ali Madesi gelmiyen bir paranın cezalı kal'a yaptıran zavaliılara her tahsilini de hiç aklım almadı. zaman açık alın ile hesap verAlâkalılann dikkatlerini çekme meğe hazır olduçumuzun cazetenizin aynı sütunlarında rtuyunizi saygı ile rica ederira.» rulmasını saygılanmla rica ederim. Âdil Kerimoğln Tesilova Kaymakamı Neden Törk değil? Cumhuriyet Omer ağanın hesabı \ | Kara sakallı ticaniler Kasunpaşadan Mehmet Salihot lu yazıyor: •Hârlcte bulunduğnm 4 sene zarfında ziyaret ettiğhn ElçillkIerimizde Lahaye (Holânda), Lizbon (Portekiı) gibi bütün Elçilik lerinizd» 3, 4 kM olmak üzere Recai Törün yazıyor: Elçilik erkânı . htzmetlerinde, Kızıltoprak, İstasyon CaddesinTürkçenin T harfini bilmeyen İtalyan ve diğer yabancılann ça de ikâmet eden bizlerin kapalı bi lıstığinı gördüm. Neden Türk de donlar içerlsinde Temizlik tşleri ğil yabancı? tngilizce, Almanca, kamyon veya arabalannın gelip Fransızca bllen Almanyanın Bre almalan için bıraktığımu çöp kap men liıtıanı doklartnda Stock lan günlerce ve hattâ haftalarca holmde otelde çalısan vatandaş kapılanmızda beklemekte, o cilar yabancılann yaptığı isj yapa vardan gelen geçenlere karşı meŞişliden bir okuyucumuz denî blr şehlr ortasında çok çirmazlar mı?. ( yor: kin blr manzara teşkil etmekte«Ben Sişlide otunıyonım. Bekçi Holânda Konsolosluğu tstanbul dlr. Belediyemizin bu çok acıklı tahsildarı geçen gün gelip 964 so Koasolosluk tâmir ve boya Işle ihmal ve alâkasızlığı yüzünden nuna kadarkl bekçi parasını pe rinl Holândadan getirttlği vatan muhitimiz karasinek ve slvrlsişin istedi. Ben de cevaben «ben daşlanna yaptmrken biz Türkler nek istilâsma uğrayarak sıhhamemurum aylıkçıyun, bu parayı neden böyleyiz?j» timizl tehdit etmektedir. Çöp hamyonu istiyoruz Bekçi parası derdi PARİSİN KIRALI 66 Ctourga Ohnet'ln rumanından Iktlbas edllmlştlr KORKU fiınrırni SDHTLERI Motoru durdurdu Fronces ve Rıchord Lockridge ama telsiz radyosunu açık bıraktı «İşe buradan başlıyalım, bakalım» 40 Düşes gittikçe artan bir heyecanla devam etti: c Hayatımı ve saadetimi mahvetmek için kurulan bu komployu siz biliyorsunuz, biliyorsunuz ve beni bir nankörün emellerıne ve bir hercaımeşrep kızın fantezılerine, hiç tereddüt etmeden feda ediyorsunuz. Ama bilmiş olun ki Predalgonde'u mahvetmiş olacaksmız, size kesin olarak söylüyorum. Bu dehşmen Lucienne onu lekeliyecek. sonra bir kenara fırlatıp atacak; servetine goz diken bir çoklaa hakkında daha önce yaptığı gibi. Çünkü onu yalnız parası için istıyorlar!» Madam de Sauvelys'in Düşesi susturmak için harcadığı bütün çabalara rağmen o, devam etti: c Ama gerçekten delı gibi seven bir ruha işkence etmek insana nasıl bir zevk verir? Bu çirkın kız bundan ne haz alıyor? Bunu siz anlamıyor musunuz? Siz nasıl bir kadmsınız ki hiç bir şey hıssetmiyorsunuz? Ben Roger tarafmdan terk edildikten sonra aradan on sene bile geçse onu yine kıskanırım. Bana öyle geliyor ki, mezanmda bile yine onu aranm ve onun için ağlarım!» La Baron, biçare Elise'e, acıyan gözlerle baktı. Sonra ciddıyetle şu cevabı verdi: » Sizin aşkınız egoist bir aşk da ondan. Yalnız kendi zevkinızi arıyorsunuz, sevdiğiniz bir insanın saadetini değil. Insanın, kendi nefsi için sevmesı marifet değildır. Aşkta gerçek zevk ancak fedakârlıktadır.» Madam de Diemstein, acı acı güldü. « Demek ki, dedi, taparcasına sevdiğim bir erkeğin ihanetine, bu ruh felsefesi gereğince, rahat rahat seyirci kalmamı tavsiye edeceksiniz! Hayır, hayır, bunu benden beklemeyin. Eğer tehdit karşısında kahrsam, her çareye baş vurarak, bütün kuvvetimle mücadele edeceSim.» (Arkası var) 4O 1 Ekim 1925 tarihli Cumhuriyet'ten Buralara geldikten sonra araştırma çıktık. Şimdi sen de, biz de, payı da odanın içinde dolaşıyor ve parmak mıza düşene razı olacağız. Ama sen zi belli edebilecek yerleri bir bezle •apmadan donemem a!» Peter Sayres otomobilin etrafınkaatil olduğun için, öldürdüğün a Mİiyordu. Sildiği yerleri dikkatle eği daki ot ve yapraklarm arasında araş damın mirasından hak istiyemezsin. lerek gözden geçiriyor, gayet titiz tırma yaptı. Kan lekeleri göreceğin davranıyordu. ^tü rni, Kuzin Loren?> den korkuyordu ama böyle bir şev Robert Campbell bir oyundan bah Loren orada oturmuş. bütün bun Bir ara Dorothy, gözlerinl hiç Lo^der gibiydi önceden tasarlayıp bulmadı. Belki de gerçekten br 'irı dinliyor ama kendi kulaklarıkaza olmuştu. Loren hendeği gör jrduğu ve zevkle oynadığı bir o inanmak istemiyordu. Ve zihnin ren'den ayırmaksızın, «Çok konuşu3 meden içine saplanmış olabilirdi. un. Oyunu bu kadar güzel hazırıa e burgu gibi bir düşünce: «Bütün vorsun, Bob» dedi. • Kızın eline fazla ıpucu verme. Bakarsın söylediklerine Her ne halse, Loren'in bu yakınlar •ıp bu kadar ustaca oynadığı için mları polise anlattığım zaman ım bir inanan filân olur.» biraz da avunur gibi bir hali vardı da bir yerde olduğu muhakkaktı. :ânı yok inanmıyacaklar. tnanıla Robert güldü: «Şekerim, sen de amPeter, otomobiline döndü ve ağır iki kardeş Alexander Hartley'i ser ak şey değil çünkü!» ağır yokuş aşağı inmeğe başladı. B' etme tamaen öldürmüşler ve suçu ma vesveseli oldun ha! Biz birer ha Zira Campbell kardeşler onu buıren'in üzerine atmak için gayet raz sonra karşısına bir patika çıktı yaletten ibaretiz, diyorum sana! Ku enç adam arabadan indi ve patı ee hesaplarla kurnazca bir plân 'ada, ormanlar içinde gizli olan hu gideceklerdi. zin Loren'in hasta muhayyelesinin rmuşlardı. Loren'in aleyhine şa 'lüçük evde bırakıp kayı izliyerek yürüdü. Ağaçlar ara tlik yapmak üzere bir adam kira Sobert öyle söylüyordu. Polisler de birer mahsulüyüz. O bizim burada sında bir ev vardı. Kırmızı boyalı mışlar, sonra, oyunda onun rolü "nun, iki cinayet işledikten sonra olduğumuzu söylüyor. Ama biz ner bir ev. Bernard Simmons, Peter'in aksine. •mamlanınca ortadan kaldırmışlar kaçıp buraya saklanmak amacıyla deyiz? Memleketin öbür ucunda, bir dağ başmdaki çadırlanmızda, tabii. arabasmı yokuşun tâ başına kadar ı. Alexander Hartley'in vasiyetna geldiğini sanacaklardı. sürmedi. İlk gözüne çarpan patika nesini de hileyle avukattan alıp or Genç kız tuhaf bir serinkanhlık Yıllardır New York'un semtine uğ la, «Her halde Robert haftada bir fi ramamış, kendi halinde iki kardeş!» lardan birine saptı ve otomobili ora .adan kaldırmışlardı. Robert Campbell tekrar gülerek da bıraktı. Motörü durdurdu ama te Robert Campbell, «Bu dünyada ya an uçakla Kaliforniyaya gjtmiş ol siz radyosunu açık bıraktı. Telsizde "ilan haksızhk kimsenin yanına kai ":> gerek.» diye düşünüyordu. «Ora Loren'in bavulunun sapmı silmeğe polis mesajları birbirine kanşıyordu ıaz, Kuzin Loren,» diye başıru sal da, sözüm ona yaptıkları kampıng başladı. Simmons; adı. <Alex Amcanın biz de yeğen Itıli için gerekli erzakı alıp dağlar Dorothy. «Bence öteki türlüsü da«İşe buradan başlıyalım, bakalım,• ^iydik ama o bize hiç yakınlık gös da bir yere sakladıktan sonra tekdiyerek patika boyunca yürümeee ermedi. Bütün parasını sana vasi rar, uçakla Ne\v York'a dönüyordu ha temiz oiurdu», dedi. «Sen ne der sen de, o daha iyi bence.» başladı. «Bu koskoca ormanhk va ;et etmişti bir de Harvard üniver her halde.» maçta kız aramak delinin pösteki sıtesine. Bizim günahımız neydi? Biz Robert Campbell bir taraftan kendi YARIN: .Şimdi sıra kuzin Losayması gibi bir şey ama, çaresız! de, ne yapalım, hakkımızı aramaya kumazlıgiyle övünürken bir taraftan ren'de» ınce hesaplar Boğazdan geçerken nizama uymayan Rus torpitoları İtalyan limanlarını ziyaret etmek üzere Karadenizden hareket eden iki Rus torpitosu limammızda birkaç gün kaldıktan sonra Akdenize müteveccihen yola çıkmışlardı. Rus torpitoları Çanakkale Boğazından geçerlerken Boğazlar komisyonu nizamlarına riayet göstermiyerek yollanna devam etmişlerdir. Boğazlar Komisyonunun tarafsız üyeleri keyfiyeti bağh olduklan hükümetlerine bildirmişlerdir. Rus çevrelerinde yaptığımız tahkikata nazaran vaziyet |öyle mütalâa olunmaktadır. Lozan muahedesinde Boğazların durumu hakkındaki maddeler Rus hükümeti tarafından tasdik olunmadığından gemiler komisyonu selâmlamaya lüzum görmemişlerdir. Rus gemileri suretiyle tabiî RÂÖYO 8Aİ3IYO • RİUÎ¥P*İftÖYO • İADYO * «ADYO A N KA RA 6 27 Açuış 6.30 Kısa haberler 6.32 Günaydın sayın dlnleyldler 7.30 Sabah müzl*l 7.45 Saz eserlerl 8.00 Haberler 8.10 Hava durumu 8.15 Slzln İçin çalıyoruz 8 30 Ev fcadlnının lsteklerl 9.00 Kapanış. 11.57 Açılış 12.00 Kısa haberler 12.02 Öğle tatlll için 12.25 Kttçük llanlar 12.30 ŞarkUar Türküler 13 00 Haberler 13.10 Hava durumu 13.15 Öfle konserl 13.40 Şarfcılar 14 00 Çeşltll sollstler. çeşttll orSestralar 14.30 Türküler 14 45 Saz eserlerl 15.00 Kapamş. 16 57 Açılış 17.00 Kısa haberler 17 02 Şarkılar 17.15 Ceml) Başargan orkestraaı 17 30 Tarla dönüsü 18.00 Beklâm programlan 19.00 Haberler 19 25 Hava durumu 19 30 Şarkılar 19 50 Küçük Uânlar 19.55 Dykudan once 20 00 Şartılar 20 20 Dln Ahlâfc üzerine Sunuşma 20 30 Blr fconumuz varl 20 55 Küçük tlânlar 21.00 Kısa haberler 21.02 Kıbns İçin! 2110 Sarfcılar 21.30 Çeşltll müzllr 22 00 Şarfeılaı 22.15 Ylrmlnd yüzyılm müzlği 22 45 Haberler 22 55 Hava elurumu 23 00 Gece kunseri 23 40 Gece yarısma dogru 23 58 Günün önemll haberleıi 24.00 Kapanış. ANKARA İL RADYOSÜ 16.57 Açılış 17 00 Julle London söylüyor 17 15 Dans müziğl 18 00 Senfonlk tonser 19 00 SoUstler ve orkestralar 19 30 Aimnnca meludiler 19 45 EUdyu Ue Alman» 20.00 Btr eenfun) 20.33 Günün sevllen meludllen 2100 Dans mü7ljl 21 30 Bit Kunçerto 22 00 Caz 23 00 Kayanış. Saatler geri alındı Dün gece yarısı saatler 1 saat geri almmak saate avdet edil^istır. Çankaya'da yapılacak cami Ankarada bulunan Mimar Kemalettin Bey, Reisicumhur Gazi Pasa Hazretleri terafmdan inşası arzu buyurulan Çankaya camiinin plânlarım ikmid etmistir. Yeni kıyafet elbise ve şapka tedarikıne medar olmak bütün memurlara fevkalâde tahsisattan birer maaş avans mesi Vekiller Heyetince karara alınmıştır. Karartn tatbikine bugünlerde başlanacaktır. Memurlara verilecek avans uzere veril 21 00 Badyo tlyatrosu 22 00 (STANBUL Reklâmlar geçldl 22.30 Şan solo7.30 Açılış Kısa haberler Tur ları 22.45 Haberler 22.55 Ara feüler 7.45 Hafif müzlk 8 00 melodllerl 23.00 Gecefeonserl Haberler 8.15 Salon orkestralan 23.30 Caz müzlfi 24.00 Klfia ha 8 45 Çeşltli müzlk 9 00 Şarkı berler Kapanış. lar 9.30 Küçük fconser 10 00 İSTANBUL İL RADYOSC Kısa haberler Kapanış. 17.58 Açüış 18 00 Dans müzlği 12 00 Açılış Kısa haberler Sa 18.30 Caz albümlerl 19.00 Melon orkestralarından 12.30 Yenl lodller ülkeslnde gezl 19.30 Oda sesler 12.50 Hafil mflzlk 13 00 müzlgl 20.00 PlaUar arasında Haberler 1315 Plâk dolabmdan 20 30 H&flf müzlk 21.00 Gece ton 13 30 Şarfcılar 13.50 Çeşltll serl 22.15 Operalardan sahneler müzlk 14.15 Saz eserlerl 14.30 23.00 ÇeşltU müzlk 24.00 KaKonser saati 15 00 Kısa haber panış. ler Kapanış. 17.00 Açılış Kısa haberler İSTANBUL POLİS RADYOSL' 17.05 Afcordeonla melodller 17.15 (Kısa dalga: 47, 43 m.) Türküler 17.30 Fası) topluluğu 10.58 Açılış 1100 Altı sesten 17.57 Kısa Uânlar 18 00 Reklâm altı şarkı 1120 PlâS dolabmdan lar geçldl 19 00 Habeıler Gün 11.40 TUrküler: M. ASgün A. lük olaylar 19 30 Kısa Uânlar Sez Y. Tez. 12 00 Kapanış. Hafll rnuzlk 19 40 Sanatkarlar 15.58 Açuış 18.00 Şarkılar: M. geçldl 20 00 Plyano soloları Muk. M. Nur. S. Tur 1620 20 15 Vasîl Uçaruğlu orkestrasî Dans ımızlği 16.40 Türküler 20 30 aaîli müzlk 20 40 Şaıkılar 17.00 Kapanış.