Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
pencere p ÎKÎ CIMVIHMRÎYET llllllllllllllllllllllllllllllll 1963 llllHlllllllllllllllllllillllllllllllllllHIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIlllllllllllllUlllllllllEllll Biçimsiz işler. | DÜŞÜNCELER | j GÜNÜ N "^"^^^"^^"^^îTTnTnTTnTTnTITnTnnnTTi^^^ KON U LA Ri \ ıııı=ııııııınıııııııiHiııııııııııııııııımıiıııııııııııııııııııııııııııııııııııımmııııııııııııııııııııııııııııııı£ıııı Biçimlileri yok mu? Var elbet. Meclisten çıkan son kananlar biçimli... Sendikaiar Kanunu, Grev Kannnu... Gerçi bunlar boş *ıraUr onünde tartısılıp görüşüldü aıtıa, olsun Gene de sonnçUr gönuHere ferahhk veriyor. Gönüllere ferahlık vrren bir başk» şey de lngiltere tbracat Konseyi Başkanının dünkii gazetelerde oknduğumuz demeci... Demiş ki bn sayın zat: « Türkiye plânın yüzde ellisini tahakkuk ettirse bile kalkınır... Beş altı yıl içinde ba memleket gelişeetk ve ref&ha ka.vuşacaktır.» Böyle iyimser... Hem de çok iyimser lâftara gerçekten mnhtacız. Inanmasak bile hoşumuza gidiyor. Biz niçın hayıflanı • yordnk? Plân yiude yedi kalkınma hızı tesbit etmis. Bnnun ynzde üçü nfifus artışı tarafından emilse, geriye kalır yüzde dört. Onon da ynzde biri kaynarsa, geriye kalır yüzdc fiç. Yani biz «yüzde üç» kalkınma kızına plân, yüzde yüz gerç«kleşirse kavnşacaktık. Simdi sevindik artık. Çünkii biz, nasıl olsa bu plânın ynzde ellisini tatbik ederiz. Ne yap»r yapar tatbik ederiz. Geçenlerae anlatıyOTİardı. Piyasanın knrtları şimdiden ellerini oğu»tnrayorlamıış... Hani sa plânuma icabı devlet ihaleleri başlıy«r ya. Devlet malı deniz değil ariık... Okyanns. Biitfin bn isJeri kontral cdecek Baymdırhk Bskanlıgi müfettişteri dt on iki kişi imişler... Adamcağızlar, şimdi arpacı knmrnsn gibi düşünüyorlarmış: Biz, bn büyuk furya sı rasında yolsuzlukları nasıl gö • füsliyebiliriz?.. diye. tıtanbalda bir modern eezaevi İnsaatı yapılıyor. Şehir gibi bir sey™ 1955 yılında baslanmış. İki buçak yılda biteeekmis Hâlâ da bitiDemis. Yani sekiz yıl oluvor. tki yıldan önce bitmesine de imkân yok. Demek hepsi on vıl... Biz, iki boçak yıllık m «n yıld» yaparak narla afmklara kanat açtıkça geleceğimiz parrshtır. Yelsuzluk daeralannı yanyana kaysak neredeyse memleketin bütün yolları dösenecek. Ba işlerden bıkkınlık duyanlar: Adaaaaatn sen de... diyorlar, bö>le çelmiş, b8»le jrider... Gitsin bakahm gidebilece|i kadar... Hem biz bu yazıımzda ba türli işlrrdrn de|il, bir başka şeyden %m acaeaktık. Mesele şu: Bir senatöre hem de CurohurbaşkantıŞı kontenjanından bir senatöre yabancı bir pelrol kumpanyası adına jmti fhşın<U yapacajh ineeleıne geıisi için izin verilmis. Hem ödenekli izin bu Bir yıl sürecek ve adam maaşlanm da alaosk Olur mu canım? Hem burda aylıkUr işlesin. Hem dışarıda bir yabancı şirketin dâvetlisi olarak bir yıl dolaş. Parlâmento üyeleri, sıfatlinnı eölçelivecek e n nfak bir iste mesgal »lamazlar. Ne menturiyet, ne ytinetim karulları Syelikleri m bir şirkette müşavirlik ne su, ne bn! Hele Türkiyede petrol divasının bu kadar dalbndak saldv *ı zamanda bir yabsneı petrol sirketinin satladıçı rmkânlardsn bir yıl favdaianmak tnhaf kaean bir iatir. Dcaebilir ki: Canım, bn kaçüeük bir is... Tek kisiden nt olnr? Ne olacak... Yol olnt. Yann öbfir «rön yabanei şirketlprden Parfâmentonnn 5b«r öyelerine de ea7i» teklifler selmeye ba»ladı mı, ayıkla pirincin taşmı. Hem Bay Senatör. Amrrikada bir yıl incelnne serisine eıkacatına. Anadoluda çiksa, genatvrlük sıfatına daha cok yakişraaı mı idi? öyle i?ler yapıvornz ki, bavsala almaz. Bnnlan kira yapar, nasıl yapar, ne cesaretle yapar? Omür aaaml&rız vesaeIftm. Kurban Bayramına bırkaç giin kala pıyasa hararetlenmiştir. Bılhassa Kapalıçarşı ve Mahmutpaşa' da satışlar çok hararetli olmuştur. Halkın aldanmaması içın Bcledıye Zabıtası ve Murakabe Müdurluğu kontrollarını sıklaştırmıştır. Bayram günlerınde de kontrollar arahksız devam edecektır. Her bölgede bir motorıu ekıp bulunacak, halkın dileğıni yerınde inceliyerek hemen cevaplandlracaktır. Öte yandan bu yıl kurbanhk koyun fıyatlarımn bıraz yuksek oluşu, satışları durgunlaştîrmıştır. Buna mukabil istihsal bölgeierinden çok sayıda koyun getmlmiştir. Belediye Veterıner Müdurlüğü ve Belediye Zabıtası, satışları devamlı olarak kontrol etmektedir. Ayrıca Bayram gunlerinde geç saatlere kadar I.E.T.T. ve Denizcilik Bankası taşıtları çalışacaktır. Ihtıyaç fazla olan hatlar takviye edilecektir. Bayram hazırlıgı hızlandı Müşterek Pazara girmeli miyiz? Müşterek Pazar Konseyi bakanları i 1e, Turkiyenin Müşterek Pazar'a ortak olması mev»zuunda yapılan murakereler hayli ilerlemiştir. Bu sene sonbahardan evvel Müşterek Pazar ile aram^zdaki anlaşmanır. ımzalanması çok muhtemel gorunüyor. Böylece Müşterek Paıara girmek bizırn için bir mukadderat halini alıyor. Bununla beraber, bu iltihakın şiddetle aleyhınde buîunanlar Türkiyede mevcuttur. Bunun içın ır.evzu üzennde durmak, iltıhakımız hakkında leh veya aleyhte ileri surülen duşunceleri tartışarak bir kuvvete varmaya çalışmak faydalı olacaktır. Her şeyden evvel şunu kaydetmek doğru olur ki, Müşterek Pazara girişin Türkiye içın mucip olacağı fayda ve zararların kati bilânçosunu yapmak, fayda veya zarardan hangisinin neticede galip geleceğini söylemek imkânsız gibidır. Bu mevzuda ıktısatçılar muayyen faraziyelere dayanarak Müşterek Pazarın sebebiyet vereceği müstakbel kayıp veya kazançlar hakkında bazı tahminler yapabilirler. Fakat, iktisadi tesırleri itibariyle dahi. meseleyi tamaraen rakamlara bağhyarak halletmek mumkün değıidır. îktifatçılar, kayıp veya kazançlar hakkında bazı sahalaröa, t>elki oldukça sıhhatli tahmini miktarlar verebilirlerse de, başka ve belki de daha mühim sahalarda keyfi mahiyette hükümler ile iktifa etmek zorundadırlar. Bunun içic, Müşte'^k Pazar'a girmenin kârlı olup olmıyacağı hakkında iktisatçılardan kesin bir cevap elde etmek mumkün değildir. Nitekim, bu mevzuda şimdiye kadar yapılan en ciddi iktisadi araştırma. Besim Üstünel'in Türkiye Odalar Birliği için 1962 de yapmış olduğu araştırma, şu veya bu istikaraette kesin bir sarahat getirmemiştir. Kaldı ki, meseleyi sadece iktisadi bakımdan düsünmek kabil değildir. tktisadi faktörler yanında siyasi, sosyal ve kültürel faktörler vardır. Bunlann da değerlendirilmesi lâzımdır.Müşterek Pazar'a girişimizi tartışırken iki açıdan hareket etmek mumkün görünüyor : Birincisi, mevzuu heyeti umumiyesiyle ele almak ve değerlendirmeğe çalışmaktır; ikincisi. sadece iktisadi tesirleri ele almak, bunlardan bir netice çıkarmaya çalısmaktır. İtalyan seçimleri siyasi alanda ne sonuç verebiliK 28 ve 29 nisanda Italyada yapılan genel seçimleT, Başbakın Amintore Fanfani tarafından girişilen ve Nenni'nin Sosyalist partisince desteklenen merkez sol denemesinin leh veya aleyhindeki bir referandum kılığına bürünmek teydi. Gerçekten de, Hıristiyan Demok rat Partinin 1962 ocağındaki milll kongresinde onaylanan bu deneme, bir yandan sağcı partilerin şiddetli hücumlarma uğrarken, bir yandan da doğrudan doğruya Hıristiyan Demokrat Parti içinde tar tışmalara yol açıyordu. Merkez sol akımı'nın lideri Fanfani ile, merkez akımımn lideri ve Hıristiyan Demokrat Partinin Genel Sekreteri Aldi Moro, «Merkez sol» siyasetini komünizme karşı daha etkilı mücadele ve «devletin derq.okratik temeUerirıi genişletmek» bakımından haklı görmek teydiler. «Devletin demokratik temelini genişletmek» deyiminden kasdettikleri . de, zayıf ve istikrarsız hükümet için, öbür merkez partilerinden daha geniş ve daha istıkrarh bir destek sağlamaktı. Liberaller de dahil, sağcı partilerle her eçşit işbirliğini reddetikleri için, Fanîani ile Moro bakımından bu desteği Nenni'nin sosyalist parti^inden istemekten başka yol yoktu. Zaten sosyalist parti de bövle bir destekte bulunmayı teklif etmektçydi. Fakat Nenni. komünistlerle olan seleneksel bağlarını kesmeyi ve dış siyasette tarafsızlıktan vazgeç meyl reddettiğınden, bu işbırlıgi ancak parlâmentoda ve Hıristiyan Demokratlar iie Sosyalist'ıer arasında kurulabilecek belirli bir sos yal ve iktisadi reform programı üzerinde gerçekleşebilmısti. Buna rağmen, merkez saj ve sag partileri bu sınırlı işbirliğini bile yine de tehlikeli saymışlar ve buna karş> yoğun bir kampanyaya girismişlerdl. Çok geçmeden. îtalr yan kamu oyu da tıpkı siyasi çevreler gibi, «sola açılış» ın lehinde ve aleyhinde olarak ikiye bölünmuştü. «Sola açılış» ın taraftarlan, bu siyasetin, îtalya için zorunlu olduğu hemen herkesçe kabul edilen sosyal ve iktisadi reformla rı gerçeklestirmenin tek çaresi oldtıgunu ileri sürmekteydiler. Bu siyasetin aleyhinde bulunanlar ise, hâlâ komunist partisine bağlı olan bir partiyle yapılacak işbirliğini memleketin istikrarı, hattâ güvenliSi için getirebileceği tehlikelerj öne «ürmekteydiler. UJradığı hücumlara, Nenni ile Moro'nun bolgecilik lconusunda aralarında çıkan derin anlaşmazlıJa ragmen, merkez sol denemesi. Senato ve Temsilciler Meclisinin 18 şubatta feshedilmesine kadar tu tunmuftu. öt*. yandan, doğrudan doğruya koalisyon partileri içinde de bir ânlaşmâzlık örtaya' ^ıkmıştı: Koalisyona katılan partiler çoğunluktaki Hıristiyan Demokrat Partiyi, katoliklerin oylarını «tekeline» almak istemekle suçlandırmaktaydılar. İtalyan din adamları ise bunları birliğe çağırmaktaydı. Işte bundan dolayıdır ki, bir yıl süren bir işbirliğine rağmen, koalisyon hükumetine katılan dört partiden her biri, »eçimlere kendi başına girdiler, her biri 34 milyon seçmenden. merkez sol denernesine yeni bir hamle kazandıracak gücü saŞlamak' için yalnız kendiler.ne oy vermelerini istediler. Oysa, seçimlerin sonuçları, merkez sol denemesi için yapılan «referandum»un olumsuz bir cevapla sonuçlandığını göstermektedir. Ger çekten de, koalisyonun üç partisi, 1958 seçimlerinde oyların % 48.4 ünü kazandıkları halde. bu seçimlerde oyların ancak °' 45,8 ini ala.o bilmişlerdır. Nenni'ci sosyalistler de. 1958 de oyların °.o 14,2 sini altnısken bu sefer % 13,8 ini kazanarak hafif bir gerileme göstermişlerdir. Öte yandan, Hıristiyan Demokratlar, 1958 seıçimlerindekı V 42.4 ten bu seçimlerde °'o 38.3 e o düşerek ciddi bir basarısızlığa u5ramışlar, buna karçılık mücadelelerinin başlıca hedefi olduğunu ıleri sürdükleri komünistler ise "'a 22,7 den ','* 253 e ilerlemişlerdir. Bu da, seçim kampanyasımn başın danberi. Hıristiyan Demokrat par tiyi yenılgiye uğratılacak başlıca düşman olarak ilân eden komü nistlerin bu seçimde zafer kazan,dıklarını haklı olarak belirtmelerine yol açmıştır, Fanfani'nin başarısızlığı Fanfani'nin kendi seçim bölgesinde verilen kayıplarla da ortaya çıkan bu başarısızhğın sonuçUrı ne olacaktır? Şurası muhakkaktır ki. merkez sol siyaseti şimrtı çok daha şiddetli hücumlara ugrıyacak. Fanfani'nin kendi partısi içmdeki durumu ise çok daha nazik bir duruma geçs'cek'ir. Baztlanna göre, Hıristiyan Demokrat Partinin merkez sağ ve sağ akımları partinin oîağanüstü kcngreye gitmesini «ağl'.yprak bu kongrede sosyalistlerle işbirliğinden vazgeçilmesini istiyebileceklerrtir. Bununla birlikte, sağcılarla lıerhangi bir işbirligi ihtİTnalini reddeden Fanfani ile Moro'nun seçmcnler önunde verdıkleri temmat gözönüne almırsa. bunlar içın. «merkez sol siyaseti» nin, ilk safha daki kadar ihtiyatla devamında ısrar etmekten başka yol kalmnmak tadır. Fakat, bu konuda, Nenni'nin Hıristiyan Demokratlara saglad.ğı destek için biçtiği fiyatı arttırmasını beklemek gerekir. Yeni bir merkez sol hükümetine istikrarlı bir hayat sailamıyaeak bir çözümün bulunmaması durumunda, meclislerin yeniden feshpdilmesinden başka bir yol yoktur. Zaten Fanfani de, seçimlerin arifesindeki son televizyon konusrr.asında bu ihtimalden sbz açmıştı. Fanfani, seçmenlerden, koalisyona katılan üç partiye oy vermelerini isterken şunları da eklemişti: «Oylafını başkaları için kuliananlar, istikrarsız çoğunluklara ynl »çacaklar, kısa ömürlü bır parlâmentonun ortaya çıkmasına sebep olacaklar. ltalyanın hayatın da güçlüklere meydan verip îtalyanın dünyadaki faaliyetlere, katıl rnasını zorlaştıraeaklardır »• .. . (Anadola Ajaıuı) > Yazan: L Osman OKYAR tâbirmi kullanmıştır. Böyle düşünenler için hareketimiz. daha ziyade suursuz ve düşüncesiz bir harekettir, batan bir gemiyi, her ne olursa olsun, yüzen ve ilerleraekte olan bir gemiye bağlamayı istihdaf eden bir harekettir. Bu harekete karar verilirken, istikbaldeki ihtimaller iyice goze ahnmamış, ortaklığın Turkiyeye yükliyeceği mukeiiefiyetlerin kötü tesirleri düşünülmemiştir. Müşterek Pazar'a iltihak etmenin neticeleri iktisadi kalkınmamız bakımından âdeta bir felâket olarak görülmektedir. Ortaklık talebimızi bir kanca atma arzusu şeklinde görenler, ortakhğın bizim içın mucip olacağı iktisadi zararlan üzerinde duruyor, meselenin siyasi, sosyal ve kültürel cepheleri üzerinde fikir beyan etmekten imtina edıyorlar. Bu düşünce tarzı kabul edildiği takdirde, yani Türkiye İle Müşterek Pazar arasında kurulacak bağın, hesapsız, sathi ve zoraki mülâhazalara dayandığı düşünüldüğu takdirde, bu bagm saâlamhğı ve devamlılığı hakkında çok önemli tereddütler ve şüpheler ortaya çıkar. Bu derecede zararlı olduğu iddıa edılen bir bağ, şartlar bıraz değişince, meselâ yeni bır hükumet iktidara gelınce, kolaylıkl» kopabilir. Mevzuun ehemmıyeti ve iyice tartışılması luzumu bundan ilerı gehyor. Şımdı düuinelim, acaba Müşterek Pazara ntihak etme talebimızi boyle kıymetlendirmek, bunu bu derecede sathî ve zoraki sebeplele bağlamak doğru mudur? Müşterek Pazara gırmek talebımız ilk defa Demokrat Parti iktidarı zamanında yapıimış, sonradan Milli Bırlık hükumetleri tarafından devam eUırilraiş ve nihayet iki koalisyon hükumeti tarafından benimsenmistir. Farklı gdrüşlere sahip olan çesıtli hukumetlerin bu talebi benımsemi.ş olmaiarı, ılk nazarda, kanca atmak şeklindeki tetsiri ciddi şekılde zayıflatıyor. Gırme talebi belki bir tek iktidar tarafından yapılsaydı, siyasi oportünizmden bahsedılebilirdi. Birbirıni takibeden mütaaddit hükümetler aynı talep üzerinde israr ederse, mesele değışiyor. Yukarıda izah etmeğe çahştığım gibi, mevzuun iktisadi muhasebesini yaparak, bunu kati sonuçlara bağlamak fevkalâde zordur. Mevzuu tartışmalıdır ve Müşterek Pazarın büyük iktisadi zararlan mucip olacağım peşinen söylemek imkânsızdır. Kanaatımce, bu sahada meseleyi tek taraflı olarak vaz'etmek hatalıdır. Iktisaui tartışmayı ikinci bir yazıda ele alacağım. Fakat ^tuşter'ek' P'azara' îltihakırnızı münaka^a ederfcerf, sadece iktisadı faktörü nazarı itibara alarak, tıyasi, sosyal ve kültürel laktörleıi bir kenara atmanın hatalı ve yanıltıcı olacağım kaydetmeliyim. Müşterek Pazar, belki iktisadi hüviyeti kadar siyasi ve sosyal hüviyeti dolayısiyle, ehemmiyet arzeden bir kuruluştur. Esas gaye bir Avrupa Birliğıne doğru gıtmektır. Bunun yolu da milletlerarası iktisadi yaklaşmadan başlamaktadır. Bankacılar Cemiycti ycni idare heyeti seçildi Turkıje Bankacılar Cemıyeti lstanbul Şubesı, yıllık Umumı Heyet toplantısı Istanbul Tıcaret Odası salonlarında yapılmıştır. Venı İdare Heyeti aşağıdaki zevattan tesekkül etmıştır : Mıthat Özdeş. Şerif Dosdoğru, A>Ven Eti, îsmail Noyan, Hadiye Devrım, Israaıl Kuzgun, Mithat Tuygun. Son gunlerde taıncıların, Beledıyenın tesbit ettıği normlara uygun şekilde ekmek çıkarmadıkları yapılan kontrol netıcesınde anlaşıl mıstır. Hamur ve esmer şekilde ekmeğin çıkarılması şıkâyetlerin önunde gelmektedır. Nıtekira üç Run ıçınde 56 Iınn kontroldan geçirilmiş, 21 i ceıalandırılmıştır. Üç günde 56 fırın kontrol edildi BUTUN YURHA Dün Taşlıtarlada çocuk yüzun den bir kavga olmuştur. Yıldız Sokak 17 sayıda otufan Leylâ özkul ıle Bahriye Efenın kavgası sırasında Leylâ ağır yaralanmış ve Gureba Hastanesme yatırılmıştiT. Samk kadın nezaret altına alınmıstır. Zeytınburnunda oturan genç bir kadın evınde baygın olarak bulunmuştur. 22 yaşındaki kadının, bir suredenberi beraber oturduğu tlhanın kendısıyle evlenmek istememeauMttk dola>Liha\faJ4»*»4«n vermek ıstedığı anlasılmıştır. Bahriye Efenin dövdüğü Leylâ hastande Nikâh yapmayınca hayatına larak ele almaya çalısacagım. îkînson vermek istedi cı bir yazıda ise, yukarıda mevzuu Bu yazıda, mevzuu bir bütün o Kazova Giyimde " Zerafet Yaratır, İstanbuı po.ısının bir aydır aradığı Ankarah sabıkahlardan Fikret özgul onceki gece saat 21 de (llâncıhk: 2053/6099) Kadıkoyde yakalar.mıştiT. Genç kadınları tehdit eden sabıII Jici Diabet Tekâmül Kursu kalınır., son olarak tanıdığı N. adır.da bir kadını da aynı şekilde İzmir 22 25 Mayu 1963 tehdit ederek para sızdırmak isteMüracaat: Türk Diabctikler C«niyeti dığı tesbit olunmustur. Kadının baTel: 47 51 20 sır.a da tabanca kabzası ıle vurup yaraladıktan sonra kaçan Fikret Cumhuriyet 6094 Ö?gül'un. Cınayet Masası memurlan taraiından Kadıkoyde saklanKadıköy SÜREYYA Sinemasmda | dığı yer tesbit edılmışür. Baskında, bir elınde tabancası, Bugün Suareden İtibaren bir ehnde 20 santımlık otomatık sustalısı olduğu halde raerautlann karşısına çıkan sabıkah, sıvıl memurlardan yol istemış ve kaçmaga (Renkli, Sinemaskop) «Butterfield 8 » teşebbüs etmiştir. Memurlarla saELİZABETH TAYtOR LAURENCE HABVEY nık arasında çok kısa bir mücade T«l: 36 06 82 le olmuştur. Nezaret altına alınan Ankarah Fikret için gerekli koğuşÜâncıhk: 2029/6108 turma yapılmaktadir. Kadıulara musallat bir sabıkah yakalandı bahs edılen iktisadi araştırmaya dayanarak rneselenin sadece iktisadi cephesi üzerinde durmak istiyorum. Harcket noktası olarak şu soru ile baş'uyabiliriz: Turkiyenin Müşterek Pazara girme talebi sadeee bazı sîyasi veya' iktisadi ^firsatlardan istifadeyi istihdaf eden, meselâ yardımdan faydalanmak sâıkine dayanan bir istek mıdir? Yoksa bu talebın daha derıne inen. tarihi ve sosyal zaruretlerimize dayanan tarafları var mıdır? Birinci tarzda duşünenler, Müşterek Pazara girmek talebimızi Pazara bir kanca takmak arzusu olarak görmektedirler. Meselâ YÖJJ dergisi geçenierde kanca atmak Avrupa devletleri, m u a s ı r sartlar altında, tek başına kalmakla dünya işlerinde bir ağırlık teşkil etmiyeceklenni anlamaya başlamışlar, buna mukabil, birleşme sayesinde dünyada çok mühim bir kuv vet ve muvazene unsuru teşkil edebileceklerinı görmüşlerdir. Türkiyenin karşılaçtığı roesele, bir gün bütün Avrupayı kapsaması roukadder olan bir birliğe girip girmemek meselesidir. Gırmemek, yalnız kalmak ve kendi kendine yetmeğe çahşmak demektir. Oysa, muasır şartlar altında iktisadi ve siyasi bakımdan tek başına kalan milletlerin kuvvetlerinin azalması mukadder görünüyor. 30 serre evvel mumkün gorünen seyler bugün artık gerçekleştirilemiyor. 20 nci Asnrı ikinci yansında, Türkiyenin kendi kendine yetebileceğini ve kendi kendine kalkınacağını söylemek fazlasıyle iddiah o\maktır. Kaldı ki Türkiye, 19 uncu Asırdan ve bilhassa Cumhuriyetten beri, Batılılasmaya çahşıyor. Bu çaba koiay değıldır ve bazan da Batılılar tarafından anlayışsızlık ile karşıianmıstır. Buna rağmen, bu hareketin ılerlediğı ve safha safha geiiştiği şüphesizdir. Müşterek Pazarın ve Avrupa Birliğinin dışında kalmak, bır bakıma bu Batılılaşraa hareketını durdurmak veya istikametını çevırmek mânasını taşıyabılır. Turkiyede bunu şuurlu ve şuursuz olarak istiyenler olabilir. Bu gıbi arzularda Batı düşmanhğı taassup ve aşırı mühyetçıiik ile şovenizm gıbi unsurlar rol oynıyabil>r, Ancak daha ziyade hissî olan bu cereyanların hedefi karanhkta kaldığı gibi, hissi cereyanlar üzerinde bir siyaset bina etmenin tehıkeleri meydandadır. Avrupa Bıriği hareketine katılmak ar7umuzun kaynağı bir asırdan fazla süren Batılılaşma çabasıdır. Bunu sathi ve zoraki sebeplere bağlamak, tarihi ve sosyal gidışimizın realitesıne sırt çevirmek olur. Zaman zaman hükümetlerimiz, Müşterek Pazara ıltihak meselesini sathi bir şekilde ele alarak, bunun sadece bir tarife pazarlığına ve bir ıardım meselesine inhisar ettıği intibaını yaratmış olabilirler ve böylece Müşterek Pazara girmek steyişımizın bir' kanca atmadan baret olduğu hususundaki goruşun doğmasına kısmen sebebiyet vermiş olabilirler. Fakat bu husus muhtevadan ziyade şekli ilgilendiren bir tenkid mahiyetinde olup, bizi Müşterek Pazara iltihak etmeğe sevkeden uzun vâdeli sebepleri ortadan kaldırmaz. Neticede, bizi Müşterek Pazara iten veya ondan ahkoyan unsurların sadece iktisadi faktörler olmadıgını ve olamıyacağını izah etmeğe' çahştım. İktisadi olmıyan faktörlerin nazarı itibara ahnması şarttır. Mütaakıp bir yazıda, iktisadi faktorlerin de bazan ileri sürü'.düğü gibi, genış ölçüde aleyhimıze olmıyacagını göstermeğe çalıacağım. AVRUPI FERMUARLI riKANIR VİOELA BAYAN ÇANÎAURININ İLK BAHAR Ul MOOEUERİ »OELOİ / . . . Bayünizden isteyiniz. Abone: P.K. 1157 Istanbul. Cumhuriyet 6115 VİZONLU VENÜS TEŞEKKUR Eski Manisa MiUetvekili ve P.T.T. Umum Müduru (tlâncılık: 170P/G106) BAY OSCAR: HÂLDUN SARHAN' ın vefatı dolayısiyle, bızzat cenazeye gelmek, çelenk göndermek, ziyaret ve telefon etmek, telgraf ve mektup göndermek suretiyle acımızı paylaşan muhterem zevata derin teşekkurlerimizi sunarız. 1 CUNE5 TEKRAR T'AKLİT EDİLDİ / Deterjanla alakası olmayan beyaı bir çamur pjyasaya sürülmektedir. Saym satıcılanmtzdan, GÜNE$ deterjamnı tanıdıklan toptancılardan almalannı ve mümessilıyiz dıye gelen kimselerden almamalanmricaedertz. ImU yeri SELVER KOLL. $Tt. UMk ç m k aak. */% I T«l ı J1 61 «4 MAYIS 2 ZİLHİCCE 8 m A. DETERJANT c s V ç O £ 5 1 5 56 13 11 17 03 20 06 21.50' 3.59 8.59 12.00 1.44 7.54 o l i Esi : Aliye SARHAN Kardeşi: Hnldi SARHAN (BA.TEŞ Reklâm: 137/6096) PROF. NtMBUS'UN MACERALARL E. \ 9.51 5.06 Kolynos DÜNYADA EN ÇOK ARANILAN Diş Macunu (tlâncılık: 2025/6112) (tlâncılık: 1925/6111) CUMHURİYET KANIİ TOPKAKLAI Ax sonra, elma knm»unn ha tırlatan kara sarı yüzü, »an ışıltılı kopça gözleri, önünde ka vuşuk elleriyle Kantarcı içeri girerken bayılacaU kadar htye caıılı olduğandan, ne Çırçır ki tibine dikkat etmişti, ne de yan gelip otarnşnyla, parmaklan arasındaki siyah kâğıtlı cigaraya. Ağaya bakıyordn. Ağaysa öfkeden mosmor, karşısındaki adanu büsbütün küçüUSp, alabildifince ezmek i«in yftıüne bakmıyor, hiç bir şey de sormuyordn. Kantareı faşırmifti. Bir ara gözü Topal Nnri'ye ilişti. Adamın koltuğa yan gelisi, aganın yanında fiitorsuzca cigara Içlşine daldıysa da, srrası dejildi. Nedtm ağa birden sordn: Nvri efendi senden hamal îstemiş. Ne diye vermedin? Niçin çafeırtıldıgını, a|a sorarsa ne türlü karşılık verecegini bararlaştırarık geldiği halde, birden şasırdı, ne »öyliyeceğini nnnttn. EUerinin titremesi artmış, yüzünU «ıcak bir kan kaplam'stı. Kekeleme Je baaladı: Üç yflı, öç yüz balya »|a u Bo balyalar . Balyan batsın! Her birtnta bir Camharreiai kesildiniz benim fabrikamda! Afa işten an lamaı,' ben olmaum fabrikanın i?l r " i kalır Ne blçim aSzler bnnlar lan? Afa Işten an tamaz, len »nlarsın da hani fabrikan? TJynz! Ağa senin kar nında kaç bafırsak oldn{wıa bile bilir! Kantarcı davrandı: T5be ağa, vallaha töbe. . Snas! Bütün g&n matasalarda yanlar, dalga geçer, Uf firası da geldi mi kimüeye «ıra vermezsiniz! «Bütün RÜn mağazalarda yan lamak» Kantarcıyı can evinden vnrdu. Sabanın beşinde işb»»ı yapıp, »ksamın yedisi, aekizi, hattâ doknıu, onuna kadar ?i nefte, yağmnrda, ayazda kostağn halde emeSi bir kalemde inkâr edilivermisti. Ağaya hınçla baktı, göz göze geldiler. A|a: Nüshası 25 Kuruş en a|ır Işlerde kallanılan yaylft memleket aşaklan, «Topal Kâtip » in ana avrat, Allah kitaplı küfürleriyle tekme, yamragnna, en kabadayısı yâz, yü« on kıınış için boynn eğer, on iki saatllk iş süresini atlatıp gündeliği hak etmeğe bakarlardı. Yalnız makinistler.. Topal Kâtip onlara söğmez, onlaTdan çekinir, karsılaşmamağa çalışırdı. Çünkü makinistler, Tspal Kâtibin palavrasma boş vermekle kalmaz, yaptığı seyin çok kötü olduğnnu yüziine karşı söylerlerdi. Ama, karşılaşmazlardt çok lok. Topal kâtip kapıda topallıyarak gözükmez mi, irili nfaklı işçilerle birlikte Ireatbaşı'vı da bir telâştır alırdı. Düdügüne sarılır, makinelerin arasında sağa, sola kosar, uyuklıyanları yumruklıyarak uyandırır, ayak dolasıklığı edenleri iter, sonra da « Nuri efendi » nin yanına saytıvla şelir, önünde kavoşuk elleriyle beklerdi. Nuri efendi hiçbir zaman mem nun defildir. Asık vüzü, inadına catık kaslarıvla her şeyi inceden inceye söztlen reçirir. nasılsa dökülmüs iki tntam kütlüdcn. makinelçrin önünde birikmis pamuklara. densiz densiz s» kız riğneycn süpürsreci kızlartşçi kartlannı deldi|i demir ıımbası bir elinde, öbür elinde sarı defteri, kalağının ardmda sarı kopya kalemi, makineleri teker teker dolasır, işçilerin kartlannı ıımbalar, namaraları sarı deftere geçirir, işini bitirdikten sonra da geldigi gibi topallıyarak giderken, Çırçır dâiresi'ne çöken ağırlığını da birlikte gStürürdü. Çırçırların yeni işlemeğe başladığı ağnstos sonlannda onan odası, odasının bulundntn mey danlık bir an kovanı gibi nğnldardı. Kcaman tekerlekli öküz, camız arabalanyla boyası dökül raüş hantal kamyonlann başlı kıçlı durduğu meydanlıkta terli, paramparça mintanlanndan karayağız tenleri gözüken çiftlik tutmalan araba, ya da kamyonlardan sırtladıkları koca koca hararları durmak, yorulmak bilmeren küfürlü bir gidip gelis taalinde fabrika ambarlarına taşırlarken, boyunduruklann dan çözülüp arabaların tekerlek lerine bajlanmış öküzlerle ca&ızların böğürtüsü, kamyonlann m'azot ya da benzin koknlü homurtusu birbirine karısır, kuv vetli çüneiin ısıttıSı hava>sa aeı acı hayvan rnaytM kokardı. (Arkası var) Türkiye Harlci Llra Kr. Llra Kr. 75.00 150.00 40.00 80.00 22.00 4400 Bagan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecillk Türk Anonim Şlrketl Cagaloğlu Halkevl Sokak No. 3941 Sahlbl SenellU 6 *ylık 3 «ylllı los bir «alonda. Karşılıklı iki sıtan sonra da: rada on&rdan yirmi çırçır maki Kıpti yapılı deyyus, diye nesi bütün hızıyla çalışırken, homnrdandı. Yüzünü jörmütozln davarlar, örümeek ağlan yor muynra, tekmil cinterim ba Yazan: ORHAN KEMAL sarkan yanık tahtalı çürük taşıma toplanıyor! van, döşeme tahtalan sarsılır, Ne baluyorsun? dedi. It «ü Topal Nnri bilmişçesine içini tavandaki ufacık ampüllerin sarü«ü gibi adam beslediğim yaçekti: rı sarı aydınlattığı havada genlan mı? Bana ne istifadeniz Aaaah ağam ah... Sen biz zi yakan pamnk tozları uçuşurvar? Beni ihya n» ediyorsnnn»? den iyisini bilirsin. Bizim gibi du. Kantar tartmak da mı iş? knl tayfasına yüz vermeğe, kar Her makinenin üstünde bir is lyi diyorsun am» a|a... nımuı dovurmağa. tırnağımızı çi otnrnrdn. Bnnlar dokuı, on Sııs hadi sns. Avnkatlık azatmaia eelir mi? yaşlarında kız, o|Ian çocukları, edip durma karşımda. lstediji Nedim ağa memnun, Yaka genç kızUr, tâze kadınlar, ya da kadar hamal ver efendiyt! eigara paketini yeniden ozalkırıs kıns yaşlı kadınlardı ki, Mahasebecinin sıkı tembihitı: afnlannm üstüne kadar böriinni, üç yüz balyanın akşama ka Sen kendini ne diye kat» ' dükleri örtüleriyle tozlu birer dar tartılıp sahibine teslim edi yorsnn? Sen başks. onlar baspaçavra yığınına benzerlerdi. lecetini. aksi halde cezaya çar ka. Baçüne bngün sen benim îşçilerin ellerinde küçuk küpılaca|ını anlatabilmek için ca hemşerim, eanını, caoımın içi. çük değnekler vardı. Makineleri nını diş^ne takarak: O? Onlar?. nin arkasındaki sandıklardan al Zile bash içeri giren odacı Aga, diye inledi. A|a... dıkları tutam tutam kütlü, yâni ya: tfrit olan afa gene sBsünü tohumln pamnğa, makinelerinin Bize bira aç! dedi. kesti: önünde döneıı ve pamuğu tohuAz sonra hamalların hazır ol Ulan ver diyorıım sana, mundan ayıran silindirlere Bun dusunn haber vprmek için gelara Top denirdi a tar, silindirgözünün çiçeğini. . ler tohumln pamuğu iyice yesin !rn Kantarcı. Topal Nuri'yi aÇok ayıp, çok kahredici bir diye de ellerindeki desnekleri ğ^yla karsılıklı hira icer r,örün kütürle sözlerini tamamlaırusce, mo«mor kesiidî. » diyeee topların arasında saga sola kaltı ki Topal Nuri araya girdi: lanırlardı, srîııî sasırmıvtı. Bu kadar, bn Beş kisicik olsa. yeter a Çırçır dâiresindr herkes, dakadar gözündeydi demek ToMustâfendi kardeşim... ğılan pamukları uzun saplı süpal? Kantarcı Mastafa bnna, en pürfceleriyle toplıyan kızlar. örNcfreile: çok da bnna ifrit olarak öfkemc kamıstan ceki sepetlenvle Vfamallar bar.irl den âdet a kendini vitirdi, Elindrdi k^rsılık beklemeden o çırçır makir.elcrine kütlü tasıde hir bıcak. va da tabanca ol>an delikanlılar. pantolon >a da dadan çıktı. sa bir iki demez «Topal»ı çe Yan lîlerlnı fülen idare eden Mesul Müdür NAZtME NADÎ VECDİ KIZBLDEMÎR * ANKARA BCROSTJ : Atatürk Bulvan Yener Ap.Yentşelılı Telefon: 12 95 44. 12 09 20, 12 09 88, 17 57 35 * OOGV ÎLLERİ MERKEZ BÜROSO : lnönü Caddesi Işmen Han Dlyarbakır Telefon: 1061 • GÜNEX ll.LhRİ MERKEZ BÜROSÜ: KOçUksaat Meydanı Edlme Hanı Adan» Telefon: 4550 * Gazetemlze gönüertlen yazılat konulsun, konulmasın tade edilmez. uân'ardan meeuüyet kabul olunmaz. * Abone ve 11 an ıstert İçin. zarfın Ustüne «Abone» veya «tlân Servisı» kaydının bonması lâzımdır. BU GAZETE BASIN AHLAK YASASrNA UYMAY1 TAAHHUr ETMlŞTtR.