Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
pencere 1 Sebepleri arıyahm Devlet idaresl dlye bir lanst vardır. Daha dofrora blr ranat v»rdı. Bilim ve teknık ilerledikçe devlet Mnresinde lezgüerin ve 5ml gfirüflerta p»yı {îttikçe azalmakta, iki kere iki dört eder niteliğinde keskln köşeli hükümlerin yüTÜrlüge girdigi göriilmektedir. Daha açık bir deyişle bilim denen sey milletlerin hayatını ySnetmek konosunda gittikçe »ğır basmaktadır. Inıanlar nasıl tabiat kannnlannı birer birer çözerek tabiatı medeniyetin erorine gekmuşlarss, sosyal ve ekonomik kanunları da birer birer eözerek insan toplnlnklannı medeni yasayış» dofra yöneltmek imkânlannı yaratmışlardır. Bir gemi tezgâhlamakla, bir kaikınma plânı tezgâhlatnak arasındaki yakınlık gün geçtikçe çoğalmaktadır.' Sosyal kanunlarla fizik kannnları arasındaki ayrılıklar gün geçtikçe yskınlagmaktadır. Yirminci yüıyılda fizik kanunları nasıl bir göretelik (izafiyet) kazanmış ve 19 uncu yüıyıl anlayışuun kstılıgındsn knrtnlmaşlarsa, sosyal bilimlerdeki gelismeler de sosyal kananlara daha açık, daha gerçek ve daha keskin bir görünüs vermektedirler. Bu yeni adımlar yeryüzünün medenî toplumlannda yeni «mUyışlar yaratmaktadır. Politika daha çok bilimsel çalısmaların tesirleri altına girnıekte, devlet Idaresinde politikacıya düşen pay, gün geçtikçe azalmaktadır. Şüphesiz bn, yeni ufnklara yönelen insanlar için çok güıel bir şeydir. Adına politikacı denen bir adamın zaman xaman çıkarlarından, zaman zaman taasjubnndan, zaman zaman bllgisiıliginden dogma yanlı? görüşlerine bağlanmaktansa bilim kanonlarının objektif ve tarafsız hükürolerine sığınmak bir toplum için huzur ve medeniyet sartlarından biri oluyor. Dünyanın en yüktek medeniyet teviyesine erişmiş Batı ülkelerinde bile genel ekonomik plân karsısında politikacının yetkilerini gün geçtikçe eritraek e|ilimi çogalmaktadır. Her çeşit harafenin ve gerieiligin geçer akçe oldngu az gelişmiş Ulkelerde ise bu carnretin daha eok oldngu tayıııı tecrübelerle meydana çıkmaktadır. Türkiyede son günlerin buhranlarını gögüslemek için ileriei çevrelerin nasıl bir dayanışma içine giriverdiklerini görmek bir umut ışığı olmaştnr. Ancak bu dayanışmanın duyguları içinde hâdiselere yanlış teşhis koymak, yeni dengesizliklerin dogması için yeni temeller atmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Bütün degişik görünüşlü vakalan yalnız hükümlü Bayarın çıkışına baelamak kadar ters ve tehlikeli bir yorum yapılamaz. Hükümlü Bayar, bugün Türkiyede bir noktadan ibarettir. Asıl mesele Bayarın temsil ettiği zihniyetle bngünkü idarenin arasındaki miinasebetlere açık ve aydınlık bir anlam kazandırabilmek roeselesidir. Türkiyenin idaresi bngün bilim adamından çok sokak adamının tesirleri altuidadır. Bn tesir iledir ki, iktidara yol gösteren yerli vc yabancı bütün bilim adamları istifalarını vermisler, yönctim mekanizıuasından bir bir uzaklasmıslardır. Bunun yanısıra politikacının Meclis içindeki ve dısındaki muhalefeti t«plum idaresinin ekonomik ve sosyal soronlarından çok uzakta bir mentaat taassnp' ve hiıip mücadelesi halindrdİT. Bu isiıı sonu ne olacaktır? Elbette hükümlü Bayarın çirisi ve çlkısı ile hattâ trkrar girisl ile bir sonuç elde edilemez. Daha doğrnsu ecçici bir sonnc clde edilebilir. Birtakım köksüz tedhirlerle daha bir süre bn istikrarsız dönem avnen devam ettirilebilir. Hapishane trafiği, aslında Türkhenin temel meselelerinin su üstündeki faydasız dalsalanmalarından haska hir sey dejildir. Herhalde «u gürültü ceçtikten sonra ki sececeeini umut cderiz hükünıetin yalnız karsı tarafın politika«ını deijil, aynı zamanda kendi politikasını ve kendi sorumluluklannı ciddiyetle gözdcn geçirmesi eerekir. Bir ülkede eşer birtakım kargasaIıklar oluyorsa, bunların sebeplrrini \alnız bir akılsız adama \eya bir politika hizbine bağlayıvermek kolay bir çözıim yoludur. lstaııbul ve Ankaradaki zineirleme olaylar. çoktan beri bazı ilerici kalemlerin yazdıklarına hak verdirmiştir. lltm de pek acı bir sekilde hak verdirmiştir. tRİ CUMHHRÎYET 29 Mart 1963 llllllllllllllMllJlllllllllllll ? haberleri Mustafa İETT vasıtalarında İ Günün Olaylan | Milletlerarası Meseleler llllllflilllllllltflllllllllllll llllElllllllllllllllllllllllMlllllllllllllllllllllinillllllllllllllllHIIIIIIIIIIIIUIIIMIllllllllllllllllllllllllllllEllll Kemalin çocukları Cahit Tanyol Erhard, 87 lik Adenauer'in yerini almaya hazırlattıyor Yazan: Kayhan Sağlamer Ihtiyar Dr. Adenauer'in tazyiklere daha fazla mukavemet edemiyerek Rhnndorf'taki evine çekilme ye karar vermesiyle, boşaltacağı Basbakanlık koltuğunu kimin dolduracası sualinin cevabı, Federal Almanya halkını olduğu kadar dün yayı da büsbütün ilgilendirmeSe başlamıstır. Geçen ekimin 26 sında, dilimizde « Ayna • anlamıns selen haftalık aktüalite dergisi» Der Spie gel» e birçok Almana Gestapo metotlarını hatırlatacak sekilde muamele edilmesi, duyulan sabırsızlıgı son haddine yükseltmisti. « Der Spiegel» skandalmın yarattığı kabine buhranından sonra, gerek Hür Demokratlann, gerekse muhalefetteki Sosyal Demokratların yeni ko aüsyona iştirak için ileri sürdükle ri sartlann başına istıfasını koymaları, Adenauer'in kendi partisi Hıristiyan Demokratlar içindeki fırsatçı aleyhtarlarının ekmeklerine yag sürmüştü. Yeni Koalisyon müzakerelerinde Hür Demokratlar, önumüzdeki genel seçimlerden, yani 1965 ten önce çekileceğıne dair Ade nauer'rien bır taahhütname a'mışlardı. Dolayısiyle 1963 sonbaharında son 13 senedir deruhte ettiği Baş hakanhktan ayrılacağının ilânı, Adenaur'in koalisyon kanadı Hür De mokratlara verdiği söze uygun düs mektedır. Alcyhtarları, Adenauer'i Hıristiyan Demokrat Partinin Genel Baskanlığından da istıfaya mec bur bırakmış'.ardır. Yaşlı devlet adamının daha hayli zamanı olduğu halde Rhöndorf taki evine çekilmek le «ürprİ7 sayılan bır aceletilik gös termesı, yerini alacak hukümet ve Hıristiyan Demokrat Parti Şefine, 1965 gene! seçımlerine hazırlanabil me imkânı bahsetme maksadına ma tuftur. Zıra Başbakan Adenauer li derliğinde girdıği 1161 genel seçim lerinde Hıristivan Demokratlar he zımete uîramıs, iik defa olarak Par Sâmentodaki ekseriyetlerini kaybet m'.Fİerdl. Aslında, 87 yaşındaki Ade nauer'in yerini suratle daha enerjik birirte devretmesi gerektiğine inanmıyan. kendişinden başka pek az kımse kalmıstır. Erhard, Scbröder ve dîğerleri Adenauerın halefı kım oıacaktır? Akla gelen ilk ısim, «AlmBn mucizesinin mimarı tombul Prot. Erhard'dan başkası değildir. Xe var ki Başbakan Yardımcısı ve tktisat Bakanı Erhard'm başlıca talihsizliği, Adenauer'in onun yerini ılma.sını arzu etmemesinden doğmaktadır. Memleketine yaptığı sayısız hiz metlerden dolayı prestij ve nüfuzu hâlâ yaygın olan Adenauer, hareket ve sÖ7İerıyle Erhard'm henüz politik bakımdan tam mânasiyle ol gunlaşmadığını halka ve Hıriıtiyan Demokrat Partisinin ileri gelenlerir.e ır.andırrr.aya çalışmaktadır. Efter Hür Demokratlar t»raimdan desteklenmek'e olmasaydı, Erhard kurt dçvlet aıjamının manevraları kar'şısında^geieceKte B'Işbakanlıga getırilme ihtimallerini tamamen kaybedecekti. Halbuki Hıristiyan Demokratlar 1961 genel seçimlerin ce Parlâmentodaki mutlak ekseriyetlerini yitirdiklerinden, hükümet kurabilmek için mutlaka Hür Demokrat r^ylere muhtaçtırlar. 499 sandalyeli Alman Parlâmentosunda Hıristiyan Demokratlar 242, Hür Demokratlar 67, Sosyal Demokratlar ise 19ft tem.silciye sahiptirler. Hıristiyan Demokratların Hür Demokratlann arzularına kulak verme zaruretleri böylece aşikâr olarak ortaya çıkmaktadır. kıyasıya lenben kavgau bunyesinde tahribat yapıp efkln unoumiye nazarında itıbarını zedelediğinden, Hıristiyan Demokrat Ptrtisi sert ve köklü tedbirler »Imalc zorunda kalmıstır. Evvelemirde birbirleriyle selâmı sabahı kesen ve düşmanlıklarının baslangıcı m»7inin derinlerine inen Adenauer ile Erhard'ı el sıkıştırarak barıştırmıstır. Ancak bu barısmg jesti, Adenauer ile Erhard'ın daha önce t»m 13 defa boyle el sıkıştıklarını unut mamış olanlan tatmin etmez. Taraf lar, oİ5a olsa Hıristiyan Demokrat Partisi dahilındeki birligin korunması amacıyla, asıl mücadeleyi son raya bırakrnıçlardır. Bu arada, Prof. Erhard'ın Dr. Adenauer'e karşı kazandığı bir zaferı de belirtmek lâzımdır. Hıristiyan Demokrat Parti Genel Sekreteri Dr Dufhues ve Parlâmento Grupu Başkanı Von Brentano'ya Adenauer'in halefinin taynil için yapılıcak istişareleri yürütme görevini veren ka rarda, evvelâ. seçilecek ada'yın Adr nauer'in « mutîak güveninı haiz » olması şartı koşuluyordu. Oysa Erhard, bu kaydı bilâhare kaldırtarak Adenauer'in vetosu klbusunu bertaraf etmeyi başarmış ve Başbakanb.Sa dogru yürüdügü yolda önemli bır engeli daha aşmıştır. Erhard'ın düzineye yaklaşan.rakipleri arasında en tehlikelisi Dışişleri Bakanı 55 yajındaki Schröder'dir. Dr. Schröder, 1962 subatında gene Allensbacher Enstitüsü tarafından düzenlenen «nkette, Basbakanlık için halkın yüzde 3 ü tarafından desteklenmisti. Halbukı geçen subatta Schröder oldukça muvaffakiyet kazanmış ve nisbet yüzde 9 a fırlamıstır. Erhard, Adenauer'ia de tuttuğu zamamn Shröder lehine ve kendi «leyhine çalıştığını farketmemiş, telâsa kapılr.^» mış değildir. Tayinini süratlendırmek gayesiyle dah» Adenauer jv tifa tarihini kesinlikle açıklatnadan. «Hıristiyan Demokrat Partisi ve Parlâmento (Bundestag) karar verdiği takdirde, Başbakanhğı dev ralmam için yapılacak çagınya cevap vermeğe hazırım » teklinde de meçler vermege başlamıstır. Ayrıca geçtiğimiz hafta sonund» da, ye ni Başbakanin, Adenauer'in Rhöndorf'taki evine çekilmesinden çok önce, en geç haziran »onuna kadar seçilmiş olacağını ileri «ürraüftür. GOrfls mynhklsn Adenauer il« Erhard arasındaki goruş aynlıklınnın an dikkate değerlerinden biriti, dah» doğrusu bi zi en fazla alâkadar edeni AvTupa entegrasyonu konutuadadrr. Erhard Londra'nın tarıfmı tutmakta ve Ingiltere'nin Müsterek Pazara girmesini hayat! bulm«lrt»dır. Halbuki Dr. Adenauer Frannzlann ha relfet tatWW»rilrrp 'etthektedirj • pene Adenauer lnfilttrt; 'N'orveç ve Öanifnafk'a'TW'tî$ter%k Pazarif gir dıkleri takdirde bir «Sosyalist Avrupa» nın do|maıınd»n korkmakta dır. Zira ona göre yarın îngilterede îsçi Partisi pekâli iktidar» gelebilir. îtalyada iıe solcuların mı, yoksa lajcıların mı iktıdardt Oİdukları belli değildir. Norveç ve Dammarkada da sol kanatlar iktidarda bulunduklarından, Müşteîek Pazar sosyalizmin hakimlyetine girebilir. Ustelik Müsterek Pazara katılmaga hazırlantn tsreç, tzlarvd* ve Finlandiya da «osyalist memleketlerdir. Adenauer'in bu endifesi, Fran sız lıderi De Gaull» Ur»fmd»n da paylaşılmaktadır. Oyt« Prol. Erhard'ın nazarında işin mahiyeti bambaşkadır. Avrupa entegrasyonu hareketi, meseli Îngilterede lfçi Partisinin iktidara gelmesinden vı>ya tskandinav memleketlerinın ı<tirake kalkısmasından rahatsız oimıyacak tarihî bir ztrurettir. Bu gelişme, her türlü siyasî istıkamct ve renklerin üstündedır. Herşeye ragmen. Erhard Bajbskanlığa leçildiği takdirde Bonn un iç ve dıs politıkasında heyecan vcrıci değışıklikler beklemek abes olur. Sadece, Federal Almanya denildiği zaman hatıra buruşuk yu?lü Adenauer'in geldiği 13 yıllık bır devrenin alışkanlığmdan sıynlaiT.ı yanlar, Bonn'da birden bire Eıhard'la karşılaştıkîarında. yeni munssebetler k'jvmalarınm Cereklı^t bır bsşka memlekete geldiklerını zannedecekler. bedava seyaha! edenler lesbit ediliyorlar I.E.T.T. îdaresi tasıtlarınd» ücretsiz olarak seyahat edenlerin sa yısını tesbit etmeğe başlamıştır. Yapılan ilk incelemelere göre, ta çıtlarda ücretsiz olarak seyahat edenlerin sayısı 17502000 arasında değişmiştir. I.E.T.T. îdaresı, ücretsiz seyahat edenlerin rayısım aıaltmak is temektedir. Parasız olarak seyahat edenlerin İdarenin yılda 15 milyon lira kavbını sebep oldukları bildiriimektedir. td«fe bu arada milletvekillerinin ücretsiz seyahat etme hakkım da kaldırma yı düjünmektedir • Dolapdere Mirmiran Sokak 29 sayılı evde oturan biri kadın, dığerı erkek 2 kardeş, önceki gece odalarında olu olarak bulunmuşlardır. 2 günden beri evlerinden çıkmayan 78 yaşındaKi Ruratromaz ile kardeşı 72 yaşındaki Rahü Büyukbostancıoğlu, komşuları ta rafından ölü olarak görülmüşlerdir Karyolada yatan kadınla yerde bulunan erkek kardeşınin ölüm sebepieri anlaşılamamıştır. Adli Tabib tarafından yapılan muayeneden sonra 2 ceset de Morga kaldırılmıştır Tahkıkati idare eden ilgiltler, kardeşlerın yemekten veya gazocağından zehırlenmış olabiîeceklerıni ilerı sürmuşlerdLr Bir akrabaları bulunan ve kıhseden yar dırn gören yaşlı kardeşler hakkında Morgun veıeceğı rapor tahkikata bir ynn verecektir. 2 yaşlı kardeş aynı odada ölü bulundu İçki âleıni kanlı bir şekilde son buldıı Zeytinburnu Telsız Mahallesı 35 sokak 65 sayılı evd<" bir genç, arkadaşını bıçakla ağır sekilde ygralamıştır. Sureyya Sepici, aynı evde yatan Mustafa Aktutk ile ıçkı içmeğe başlamıslardır îçki ileminin sonuna doğru ıkı genc arkadaş arasında münakaşa çıkmış. bu s.rada Süreyya, Mustafayı bıçakla 5 yerınden yaralamıştır. Yaralı koma halinde Yedikule Ermeni Hastaha ne^ıne yatırılmıştır. Dolandmcıhk yapan iki İtalyan nezarette Mçffjjırin Müdür Muavıni, mesaî arkadaşımız yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamıyarak 28 mart 19B3 perşembe günü vefat ettığini ve aynı gün ebedi istirahatgâhına tevdi edildiğini teessürlerimizle büdirir. kedprli ailesi efradına, dost >f mesaî arkada^larma baş sağlığı dileru. 'c TÜRKİYE İŞ BASKASI l'nıum Müdürlüğü Faal 2153/402» Loudra . Palas Otejindç kalaİ Emandato Gior.auvi ile arkadast Mavcaetillio Cıovânni Sume* bank'a ait iki takım elbiseltk kumaşı tngılız kunıaşı olarak satmak istemişlerdir. İki İtalyan, kumasları Doğan Yolaç ile arkadaşlarına sattıklan sırada polıs tarafından yakalanmıslardır. Otomobîlle gezen ttalyanlann yattıklan yerlerde ve otomobilde yapılsn aramada aynca kaçak ku maşlar da bulunmuştur EMIN OZTAN'm Sebze ve meyva fiyatlan Sebze v £ meyve fiyatlan yuksek liğini korumaktadır. Önümüzdeki günlerde fıyatların düşeceği belirtilmektedir, Turfand» sebze ve meyvenin yüksek fiyatla satılmaması için Beledıye Zabıtası kontrol larını artırmıştır. Belediye Zabıtası, halkın sikâyetlerini bekleraektedır. Yapılan sikâyetler. motorlu taşıtla gidilerek yerinde incelenmekte, »uçlular cezalandınlmaktadır. Nitekim dün Samatya sâkinlerinin şikayeti üzerine yapılan kontrolda 10 müessese cezalandırılmıs, 91 »ne de ihtar cezası verilmiştir. BÜYÜK FIRSAT Levent'te, Eczacıbaşı fabrikası bitişiğinde (Squib) fabrikası karsısında, Büyükdere asfaltı üstünde. cephesi (43) metre olan (1Î.000) küsur metrekare arsa üzerindeki dört bloktan mürekkep (1200) metrekare fabnka bmalariyle bırlikte satUıktır Her sabah on ikiye kadar müracaat: 44 93 93 44 03 43 Cumhuriyet 4012 f MART 29 ZİLKADE 3 tktndl I 3 V. | fi.48 13 19 16 51 19 30 21.04 0 o l! Üniversıte genç ölümündcn »onYazan: liğının, tutuklu Ba ra ortaya cıkan yar'ın çıkışı dola tek" parti diktatoryısiyle göstermiş yasının vebali de olduğu tepki, 28 Atatürkün orr.uz Nis»ndan bu yana larına yuklendı. cereyan eden olayların bir sonucu vuşen gençlerdi. Bunlar, 27 Ms Osmanlı avriım bu kdtülüğü yap dur Konuyu. serinkanlılıkla, ger yı^tan sonraki tecrübelerle. ha^al makla kahrudı. O, Mustafa Kemale çeklere dokunarak ele aldığımız kırıklığı ile yeniden Mustafa Ke içten ıçe csasen düsmandı. Onu bir zaman, Bayar'ın çıkış olayının sa maîe ve Mustafa Kemalin yönel • dıktatör gıbı ^orüyordu. Mıthat Pa şa ile Abdülhamit devrinde başladece bir vesile olduğunu görürüz. [ dısı halka gidiyorlardı. Çıkarcı. müfsit. gerici bir grup. ' Bunlara «komunist» dıye bağı yan «Anayasa» ve çok partili hayat, Osmanlı aydınımn Batıdan tak gerçeKlerımize aykırı olmısına raâ ı ranlar kimlerdi Hüzun verici taraf şudur: genç lit suretıyle aldığı iki kavramdı. men. ıvı nıyetle hazırlanmış olduğundan asla süphe edilmıyen A lerı artık aldatamıyacaklarını an İkinci Mcşrutiyette, hürrıyetin ilânavasamızın, özgürcü gorüsunden lıyar. politikacılar ve halk düşma nı, memleketi çok partili hayata faydalanarak, milleti ve gençhği nı, çıkarc sivil yobazlar. gençliğin sokmuftu. Busun oldu^u gibi o gu'n birbirine düşürmek içın haınce bir uğradıöı haval kırıklığından fayda de, çok partili hayatın sosyal telanarak onlan ikiye bölmeye mu mellerı memlekette mevcut değıllavasa «irdi. Önce "27 Mayıs hareketini çürüt | vaflak olmuslardı. Gençleri llerici dı. Partiler olmadan demokrasi omek için elınden geleni yaptı. Genç Gerici diye iki kampa ayırmışlar lamaz fikrı, sadece bir şekil olalerı ayaklandırdı Hayalkınkhkla dı. Bunlar, kafalarının içindeki ge rak düşunülüyordu. Atatürk; İkinci Meşrutiyetin, par rını «ömürdü. Ordu ile halkın, riligı milliyetcilik maskesi »Itında gençlik ile ana ve babalannm ara saklıyan Atatürk ve devrim düş j tı kavgalarının memleketi nasıl bir felâkete süriıkledığini gözleriyle sını "açtı. Ve nihayet üniversite manları idi. Bu nasıl o!du ve bunu kimler gnrmüştü. Öyle iken, belki de kengençlığ'.nı birbirine düsürdü. Ondısınde Osmanlılıktan kalma bir « • lan. ilerici gerici diye ikiye bö'l yaptı? Çok partili hayata girdiğimiz ta lıskanlıkla, iki defa siyasi parti de dü. Bir taraftan demokrasiyi savunurken, dıfier taraftan memlpketi riht?n ben, bu'un sıyasi partiler nem'esi yaptı. Memleketin nasıl bır 28 Nısan öncesi plâtformuna süruk. memleket sençliğini kendi safların ucuruma surüklendiğinı gözleriyle lemek suretıyle, demokrasinin im da bir başkı unsuru olarak tutmak gorerek bu hülyadan vazgeçtı. jçın. onlara çeşıtli tuzaklar kurmus « Gerçekçı Atatürk » , « Osmanlı kânsızlığını telkin etti. Mustafa Kemali » yendı. Memleketin bütün ışlerı, yüzüstü lardı. Siyasi partil»r bunu. gençlik Fakat bütün bunları sadece Atabırakıldı Perdenin önunde gerçi knlları kurmak suretiyle, Üniversıbir çok siyasî partiler vardı; ve telerin içine kac'ar sokmsulardı. Bır turkün şahsi ıhtıra'lariyle yorum« fakat perde cerninde dovıisen es yandan cmçlerın saf v > temiz he layan Osmanlı aydmları, devrimleki Dcmokrat Parti i!e Halk Partisi yecanlarmı sonıürerek. bir yanrîan rm ve belkı rie « Cumhuriyet » ın tehlıkeye düşmesı pahasma da olonlirı çeşitlı vaatlarla aldatar<n '•'•• id'. Milletin ve memleketin içine duş Atatürk'ün Cumhuriyeti »manet sa, « Partisız cumhuriyet olmaz » mü": oldujıı huzursuzluk, bir »t ettiei gerrhfi perişan bir hale gc teziyle onu yermeje, onu bir dikta tör gibi görmeye ve sostermeye. ça tırmis'.erditeranesiyle giderilmck i.«tendi lıstılar. Atatürkten «onra. Halk Par Bu hal. memleketin Rerçsk ay27 Mavıs hareketmden sonra tek tı.inin, memur aristokrasısine daya dınlarını önce karamsar'ığa, sonra rar faalivete geçen siyasî partılerin nan bır diktatorya kurması. «devbnşka çıkış yollan aramaya go tutumu, sençleri haval kırıklığma let ve tebaa» kavramını dayanıltii rdü. uçrattı Gençlere bir takım sahte maz bir hale getirdı. [Jniversite gençliği, uğrunria dö degerlerin oğretildigi ortay» çıktı O zamana kadar ne Türk topluvüFtügü değerlerın sapır sapır dö O gıindenberi, Atatürk gençliği. bu rr.unun sosyal ve ekonomik dokukülıiügünü gördü. Gerçekte bu. va tün siyasi kuruluşların dışmda. şamak htiven. yasamak için ileri kendilerine tevdi edilen «manetı su ve ne de Türkiye Cumhuriyeye atılmak istiyen avdın gençiığin koıumak yoHarım arastırıyor. Bu tinin kuruluşundaki ozel faktörelyordamı ile memleket gerçekle gençlerin er geç yolu bulaeakları ler du.şünulmedi. 1946 dan sonra rini yoklaması idi Üniversite genç na. dsi.1 asacaklarına ve halka u çok partili bir hayata gidilecek yerrie halk hâkimiyetinin gerçek li.ffi. 150 yıldanberi. yalnız üst ya la.şacaklanna şüvenim var.. pıcla. yalnız devlet katında girişiBir başka ihanet çemberi yol kav lestırilmesi yoîları araştırıNa idi len ve halkı etkilemekten uzak olan «pğında 2ençl»ri birbirinden ayır elbette yepyeni. sosyal dokumuza eğretı kalıplann iflâsına şahit ol dı. Ve birbirine karşı çıkardıuygun, bir demokratık djzene kadu Tamamiyle baska bir sosyal do vusmamız mümkün olurdu. Anlatayım: kunun şonucu olan ve devresini biz Ataturk, «Halkçılık». «devletçiGerçeklerın kontrol edilmediğı zat, Batı dunyasında kapatmıs bu lik». «DevrimciHk» gibi Kurtulus lunan 19 uncu yuzyıl demokrasile sRvasının özüne yapışık ilkeleri memleketlerde aktarma kaıdelere rinin, bizim sosyal ve politık ya • ger.çlı?e emanet ederken, OrtaçaS ba.svurmak âdet olduğu için, biz pımıza uvmadığını gözleriyle gör ka!ıntı«ı kurumları da silip süpür de o yola saptık. Ve çok partili demokrasiyi, tıpkı îkınci Meşrutı dü. müstü. Fakat Genç Türkiy» Cum yette oldu*u gıbı, 1950 l°60 yılBu haval kırıklığı. onlan tekrar huriyetınin bodenini iki âfetten kur iarı arasında tekrar denedik. Kurtulus Savaşına, tekrar Atatürk taramamıstı. Bunun biri irtica, diSiyasi partilerin sosyal temeli ilkelenne gotürdü. Kırk yılhk bir ğeri «Osmanhlık» dı. zaman ıgınde Ataturk ilkelerinin trticaı tasfiye cdememiş, sadece olmaymca onlar. elbette ki haikın nasıl yıpratıldığını. nasıl yanlıs onu sindirmişti. «Osmanlılık» la faydasına yonelrcek yerde. halkın yonlere siırüklendiâinı, «halk» i'e boğusmus. onu yere sermiş. onu tepkilerıni. halkın iranç'.arın; ok«h?lkçılık> prensipleri ara^ına na ypnmisti. Fakat Osmanlı «ydını ile sıyarak îktıdara gelmeyi demok sıl bir karanlık duvar çekıldigini ıs yapm^k zorunda kalmıştı Dev rasi savacaklardı. Nitekim de övle farketti. rimlerın sÖ7.cülüğünü onlara bırak oldu. İkinci Mesrutiyette sadece Bir kısım gençlik. Turkive Cum rrı'stı. Bu aycınlar halkı bir «tebaa» bir ayd'.n azınhgı arasında cereyan huriyetinin ana ilkesi olan «Haki olarak gtirüvor, onu gudüîmesi ge eden particilik. 1946 dan sonra, en miyet, kavıtsız, sartfiz milletindır» reVi .bir şu,ry].,sayıyoj;du.1 Atatü,rk uzak halk tabakalarına kadar yash'zu "üzer'ine tekrar ' pfii'di Bunun saclıSın'da, şahsi harekeîleri%le yırrll. ÎCan gutmelerden tutuftuz bir snlamı vnrdı,: «Hslkla beraber, krndisivle halk arasuıda özel jjjjiı da menfaat kavjalarına kadar her a halk için». baj' kurmu'stu. Halk onu İider ve" türlu riüşmarılıklar pa artı'.erin "kaaltında meşrulaştı; ve Halkla beraber. halk için savas kurlarıcı olarak görüyordu. «Halk natları mak, halkı soyanlan, halkın kutsal Partisi» ni, «Halkevleri» ni, «Dev memleket iki düşman grupa bölün duygularını sömürenleri bir tarafa let» ile .Halk» m br*lantısın yitir dü. Cumhuriyet devrim'.eri ve onun bazı haklı tasarrufları oy paiterek. halka yol göstermek için, memek için kurmuştu. vol aramak ülküsü. 27 Mayıs »onOsmanlı «ydınları Cumhuriyet zarına sürülriü. Din politikanm â rası Atatürk gençliğinin *n büyük devrimlerini. Tanzimattan beri de leti haMne getirildi. Lâyik devkaygusu oldu. Bu gençler ıçinar vam eden ve gayesi milleti degil, let, lâyik öeretim ve egitim laftan tık Cumh'irıyet devrimleri sadece devletı kurtarmak olan üst yapı ibaret kaldı. Memleketin iktisadl bir inanç konusu değil, aynı 1* • reformları halin» soktu. ikinci Mes Arkası Sa. 5, Sü. 5 te manda. geliştirilmesi gerekli te rutiyetir. inkılâp • irtica ayrımını mel Uke'.erdi. Cumhuriyetin körpe dokusuna » • Atatörk Cumhuriyeti ve devrim sıladı. Boylece inkılâp deyince leri, gençliğe emanet etmişti. Onu bundan, bütün yerli değerlere düskorumak. ancak onun üstünde dü manlık anlasıldı. Oysa ki Cumhu NUshası 25 Kuruş şünmekle mümkündü. Yeni yollar riyetin temel dokusunda böyle bir TUrklye Hartct aramak, halkı ve memleketi her çatısma değil, bir «oluş» v« «kuru Llra Kr Lira Kr gün uçurumun kenarına sürükü luş» vardı. Bu da «Halkçılık» ve yen anarsik ortamı. aklın. tecrü halkın faydasını hedef tutan «devSenellk 75 00 150 W > benin ışığı altında ortadan kal letçilik» tı. Bu iki «Temel ilke» «. a\lık 40 rn 80.0O • riırmak gerekiyordu. bir yana itilerek, onun yerine, in3 aylık 22 00 44.00 Iste 25 mart sabahı Atatürk dev kılâp ırtica gibi verimsiz bir müRssan ve Yayan rimîerini korumak için sokağa fır nazara geçti. Aydmlar »rasında Cumhuriyet Matbaacıhk \*« lıyan yirmi beş bin üniversiteli kslması gereken bu çatışma, halk Gazetecilık Türk Anonim Şlrketi genç, bütün Osmanlı geleneklerin tabakalarına kadar sızınca, Cum CaJmİPtlu Halkevl Sokak No. 39~1! Sahlbl den sıyrılmıs ve bütün siyasi parti huriyet devrimleriyle halkın arası kavgalarının üstüne çıkmış. halkın açıldı. Halkla devlet arasındaki NAZİME NADİ öz çocukları idi. Gölgesi altında yü münasebet yeniden: «Devlet teYazı Islertnj fiilen idare eden rüdükleri büyük bayrak, Türkiye baa» münasebeti haline geldi. OsMesul Müdür nin ve devrimlerin, ölümkalım sa manlılıkta olduğu gibi, halkla dev vaşı için açılmıştı. Bunlar, 28 Nı let bağı, jandarma ve tahsildar müKAYHAN SAĞLAMER san olaylarında, meydanlarda dö nas^betine çevrildi 5 5 i 5.04 E. ]11 19 6.50 ~* 9 22 1200 ••i 1 33 8.35 Maamafih Erhard'm bazı davranışları, Adenauer'e hak verdireeek mahiyettedir. Fakat gene de Adenauer'den hosalacak koltuğu doldu ma bahsinde hâlâ en çok şansa sahıp olan kımse Erhard'dır. Nitekim Allensbacher Enstitüsü tarafından geçen ay tertıplenen bir »nketin netıcelenne göre, Erhard, Batı Almanyalıların yüzde 45 i tarafından mustakbel Başbakan kabul edilmektedir. Geçen yılın şubatında ter tiplenen ankette ise, katılanların yüzde 54 ü Erhard'ın lehinde olduk larını belirtmişlerdi. Görülüyor ki, Adenauer'in manevraları meyva vermekten geri kalmamış, geçen yılın şubatında Erhard lehinde olduklarını söyleyen halkın yüzde 9 u sonradan fikirlerini değiştirmislerANKARA BÜROSC : di. Erhard ayrıca, Hıristiyan DeAtatürk Bulvarı Yener Ap.Yenlsehlr mokrat Partisi milletvekillerinin de Telefon: II 95 44. 12 09 M, yüzde 60 kadarı tarafından isten12 09 66. 17 57 35 mektedir. Sonraya kalan mücadele DOGU İLLERt MERKKZ Adenauer ile Erhard »rasındaki Keklâmcılık 1396/4005 BÜROSU : CUMHURİYET M ,mmiıniH iiııııııııııııııııımıımııııııiMi lefrikası 45 ıııııııııııııııııııııııımııımıııııııııııııııııııiMiııiHiımıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımıımmıııııııımıın Genevieve şiddetli bir heyecan içindeydi. Birden solu|u kesildi. Havasız kalmıs gibi, ne fes alamaz oldu. Ona, üstü örtülii. içindeki oksijen tükenmiş bir tabutta kapalıymış jçibi geliyordn. Durup dururken, imdat! diye haykırdı. Lucienne: Deli misin? Ne olnyonun? diye omnzlanna yapıstı, genç kızı zaptetmek istedi. Ama Genevieve çırpınıyordu. Bir güre çekiştiler. Lncienne, bu dnrnm dan kendisini sorumlu tutarlar korkusiyle telâşlanıyor, boyuııa: Rahat dur, simdi jrardiyanlar gelecek. deyip duruyordn. Fakat Genevieve onu dinlemiyordu. Dndaklarından, birbirini tutmaz sözler dokülnyor, bu lâflar, kcndinoe. felâketini hnlâsa ediyordu. Lncienne, bir arahk, genç kızın yüz ifadesi1 ne dikkat edince, onu rahat bıraktı. Genevieve düpedüz linir bnhranı geçiriyordn, Oehlizden, telâşlı ayak sesleri geldi, sonra kapı açıldı. tçeriye iki çardiyan kadın girdi. Öfkeli seslerle Lucienne'e hitap ettiler. Lucienne, elini uzatarak Genevieve'i gösterdi. Genç kız durmadan inliyordn. Gardivan kadınlardan biri ona do£ru egildi: SuMin hakayım. dedi. Genç kızın perhan yüz ciz«ilerini o sırada o da görmüştü. Tecrübesi vardı. Mevkufun ken diliğinden aklını hasına alaeaçını ummak hostu. Arkadaşına bir isarrt etti: Rcvirc ^ritiirmclü Gcne\icve tardnaınn knluııa japısnııs, hırakmıyordu. üinlryin brni. ben >.ıi"" 1 ıııııı,^ ss HMlM'IUYKT'in ASKYOLVNDA s Jean Laborde.C£VİZEMtHamdiVarO§lu Müdür, mevkuflar arasında. bu vazifeyi dürüstliikle yerine şretirebilecek birini arastırıyor du. Bazan hafiyeler kullandıjı olnr, hu usolün tehlikelerini bilirdi. Bu rol için seçilen mevkuflann. çeçici âmirlerini tatmin etmek için. yanlarına verildikleri arkadaslara ihanet ettikleri olurdu. Gaudet've. elinden teleni vapacaşını vadetti Basgardiyan kadınla îörüştü Meseleyi ona anlattı. Gardivan kadın. Locienne adli bir mevkaftan bahset ti. Bu Loeienne, çocnk düsürmekten snçln olarak mevkuf bnlunnvordu nâmusln. dürilst bir kadın olarak tanınmıstı. Bnvlece, 0 gün aksama do{rn Genevieve. bolundngiı koJtısa kırk vaslarında kadar, şisman bir kadının eirdijini gördti. Kadın. Genevieve'e güliimsevniş. teklifsi7ce, alttaki karynlava oturmustu Sonra: Benimle olursaııı/ ranını/ sıkılmaz. drdi. Bn. Genrvieve'in en korktuSn sevdi Kadına cevap verme di. Amn sinirlerı hirden bire bosandı Masanın hasmda ntıı ruyordu Knllarını mssaııın ü< tiindi' Uavıi'turmııstıı lta«tı hir denbirr knlları ürniın, rliisti) Mesaı arkadaslarına her /aman. Küçiik Roquette hapisha nosınin, netioe itibariyle bir ha pishane dfs'l bir tevkifhane ol dııuıi'iu, orada, snçluların yanı s'ra, haksız yere mevkuf c ursuzlar da bulundağnnu, bunlar hakkında nıabkeme taritıııdan heniiz hiikiim verilme di^i ıçin mahpus sayılamıyaca Jıııı "iöylcrdi. Ciaudet: Matmazel Leblanc'ın yaııi'ia emin birini koyarsanız mrmnnn olurum, dedi. Bir miinasebetsizlik eder dıye mi korkuyorsunuz? Olmayacak sey değil. Aynca. ınatnıazel Leblanc'ın îöstercceği tepkileri öğrenmek de isterim. Bir susnı.ı oldu. Gaudet müdürüıı tckintiiîini anladı. Yanlıs anlamaym, dedi. Bu kızın aleyhinde deliller an yor rieâılim. Karısık bir iş bu. tlk bakısta matmazel Lehlanc suçlo e;ozüUü>or. Halbuki ben buııa kanaat çetirmiş decilim. Onun hapishanede nasıl hal alacajını, neler sövliyeceğini öğrenmeye ihtiyacım var. ögreneceğim şeylerin hepsini ken ılime saklayacağıma şüphr yok. . Ba genç tuzı kısa zamanda ser best bırakmam ihtimsli.de var. kıra ağlamaya başladı... Kendine geldiği zaman karyo lasının üstüne uıanmış bnlnna yordu. Ortahk kararmıştı. Oenevieve. içine ynvarlandıgı son suz ümitsizlikten sonra neler olup bittiğini hatırlamıv«rdu. Bayılmıs oldutuna hnkmettl. Gözleri, koğnşnn yarı karanlığına ve kandilden dökülen ktr mızımtırak aydınlığa yavaş ya vas alıstı. Masanın başında birisi oturayordu. Genevieve kımıldayınca, k«Juş arkadaşı kslktı, on» defm geldi. Genevieve: Saat kaç? diye «ordn. Yüksek sesle konasmuarn. Beriki mınltı halinde bir lecle cevap verdi: Dokuı, on filân olmalı. Biraz düzeldin mi yavrum? Evet. Başlangiçta hep böyle olnr. tnsan sonra sonra alışır. Dışardan, iç ürpertici, aeayip çürültüler çcliyordu. Demir gıcırtıları, belli belirsiz iniltiler. akan bir su gibi şeyler. Lncienne: Geceleri en berbat «jey hunlar. bütün bn (ürültülerdir. dedi. Ben hiç bir $ey yapmadım kı! rtylcvse ^akında çıkarsın. «imdı nvu. zum diye yalvarıyordu. Kaatil. Catherine Drupe'dir. Bu ismi aklınızda tutun. Gidin, hikime söyleyin. Raııa inanmıyor, ama size inanır. Korası bosamak istiyordn, Catherine onu o yüzden zehirledi. Boşayacağını bana söylemisti. Benimle evlenmek istiyordu. Ama Catberine onu öldürdü, sonra snçu bana yükledi. Ampulleri de|iştireıı odur ben defilim. Gardiyan kadın sıyrılmaga çalıstı. Genevieve avazı çıktığı kadar haykırdı: Gidin, hâkime söyleyin. Sözöme inanıyorsunuz, değıl mi? Siz de benim gibi kadınsınıı. Ben ekmtk paramı kızanıyordnm. Mesnt olmak istiysrdum. Ben bapiste yatmağa lâyık değilira. Bnrada kalmak istemiyorum. Sonra tesi pürüzlendi: Hayır! Kalmak irtemİTOrnm! Gardiyan kadınlar ona koltuklannın altından totmnşlardı. Genevieve löylenmrğc devam ediyordu: Geee vakti anlaştılsr. . lşi tertipleyen metr Cassidis'dlr . Beraber kaldılar, söyliyecekleri yalanı bazırladılar. Paul'ü ortadan kaldırmakta benim bir menfaatim yoktu. Evlenecektik onunla. Dehlizde eiderkrn, kolların da >ürııdücü cardiyan kadınla rı sözlcrine sahit tutmafa çalı sıyardu. Kocus kapıiarnıııı ar kasıııda. mahpus kadınlgrıtı hi riktiklcn. COTIC ciirülnii> f'> ku lak nıısatirlcri riliı. nnUrı dııı ledikleri sczMivoriıı. |Arlt.tsı v a r ) Inönü Caddesi l«ınen Han Dlyarb»kır Telefon: 1061 • GÜNEY İLLERI MERKEZ BÜROSÜ : KUçük«aat Moydanı Edlrne Hanı Adana Telefon: 4550 * Gazetemlze Eonderllen yazılar konulıun, konulmaeın lade edilmez. lltnlardan meeullyet kabal olunmaz. Abrne ve HSn lşlerl İçin, zartın Ostüne «Abone» vey» «tlân Servısi» kaydının konması lâzımdır. BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYMAYI TAAHHÜT ETMİŞTÎR. M S "MARMARİS I,, t 4/Nisan 1963 20/Nisan/1963 tarihleri arasmda HAMBURG. BREMEN, ROTTERDAM; LONT DRA ve AN\ ERS Limanlarmdan Türkıyo için ticarî eşya yükliyecektir. KOÇTUĞ DENİZCİLİK ^ ^ ^ % fr ^ '^.^.'H, ^ ^ İŞLETMESİ >.%.^*.«».»*»^V Galata, Bankalar caddesi. Bozkurt General Han kat 5 Tclefon: 44 26 63 49 56 70 Telgraf: KOÇTUĞ, İSTANBLL "%. % . *^ ~%. X "%, ~\. •%. ^ . 1 Reklâmcıbk 1353 'KCi2 BAY OSCAR: PROF. NİMBUS'UN MAC ERALARI: ü