Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
pencere I tKÎ CUMHtTRÎYET lgMırtlttS Meslek taassubu astaneler hakkında yazdıgım dünkft dertlesme dan sonra evin telefonn çalışmaya başladı. Bmzı doktor arkadaşlar, telefon ahizesini el\erine nalıoeı keseri gibi almif konuşuyorlar ve: Fıkranın yukarıdan onuncu satırı haklı, ama aşağıdan beainci satın haksız diye uzun uzun tabliilere girişiyorlar, En çok tutulduklan nokta, hastalarla doktoriann münaaebetlerine değinen gatırlar... Devlet hastanelerinden birinde asistan olan bir genç arkadasım da su bikâyeyi anlattı: Geçenlerde bir genç kadın. çocoğunn getirdi. Muayene ettira. Gereklı ilâçları yazdım. Kadın reçeteyi yfizüme fuiattı: «Ben, bu kâ§ıt parçasını ne yapayım, bana ilâçları verin» diye bağırmaya başladı. Yarım saatte derdimizi anlatamadık. «Hanım, biı muayene edip reçetesini yazarız... tlâçlan da sen alırsın. Elimizden başka biı sey gelmez» diyoram. Dinlemiyor, edepsizlesiyor. Bu, en hafifinden bir tanesi... Bir gün bnraya gel de manzarayı gözlerinle gör. Doktor srkadaşlanmın şikâyeflerinden çoğnna hak verdim. Şüpbesiz soylediklerinin ve anlattıklarının hepsi doğrudur. Ama doğru olmıyan bir şey de var: Doğru olmıyan şey, doktor ile hasta münasebetlerinde bn çe»itten bir teraziyi ele almaktır. Çünkü, bu, Byle bir münase bettir ki, hasta hep baklı olacaktır. Doktor hep hakgız Mantıklı bir kafa ile kabul edilemiyecek bütün saçmahklarında ve kaprislerinde bile hasta haklıdır. Bu, bizinı ortaya attığımız bir prensip degildir. Tıp disiplini böyle söylüyor. Hastasıyla veya hastasınm yakınıyla iddialasraa psikolojlsine kayan bekim, bekimlikten nzaklaşmıs demektir. Denebilir ki, hastanelerimiz yüklüdür ve heklmlerimlıin omuzlarına çok abanılmıstır. Hastalarımızla doktorlarıraızın münasebetlerini nazariyattaki ölçülere bağlamaya imkân yok tor. Elbette imkân yoktnr. Ama, eldeki imkânlar içinde de işleri ıyi yurüttüğümüzü kırase iddia edetneı. lddia edenler giilünç dururaa düşerler. Doktorlarımiz da işlerin ne halde oldugunu çok iji bilmektedirler. Hepiraiı bilmekteyiz. Ama kapalı odalarda çok rahat konuşulan şeyler, sütunlara çıkınca meslek taassubu birden kabarıveriyor. Bn gadece doktorlara hâs bir duvgu değil, öteki meslek dallannda da aynı dururalarda, aynı tepkileri görüyoruz. Avukatlar, tüocarlar, mübendisler, ga zetecilcr... hepsi de bara teline bastınız mı ayaklanıverirler. Ilalbuki, bütün bu meslek dalları çok büyük bnhranlar geçirmektedirler. Ve toplum içindeki görevlerini yerine getirecek çaiışma düzenınden uzaklaşmışlardır. Hattâ lâçkalaşmışlsrdır. Meselâ, biz gazetecileri ele alalım. Türki>enin bugünkü durumunda, Türk basınının omu z | 3 nna düşen Mrnmn taaıyabil dıiıni söylemek için bin »ab.it ister. Halkı arandırraak, Iyi jönlere doğrn itebilmek, iktisadi ve sosyal meselelerin iç yu«lerıni açıklıyabilmek için gerektiği gibi çalışıyor mnynz? Yalnız, şu tstanbnlda kaç adet gazete çıkar? Bu gazetelerin çogu, artık başlıklannuı altındaki «Fiyatı Î5 kurnştur» cfimlesini «Hediyesi «5 kurnstnr» efimleslyle degiştirseler yeridir. Dini yalnıı siyaaete degil, satışa da filet etmiyen iki flç gazete kalmıstır ortada™ İktisadi konulara el mtmak cesaretini gösteren ve halkı uyaneı yazılar yazabilen gszeteler ise, yok denecek kadar aıdır. Hayır, bayır Meılek taaasmbann bir yana bırakahrn. Ve k«surlanmın oldvgv gibi r«rüp gösterrlim. Biz, doktorlok D N letinin nasıl perissn blr hale düstüğünü biliyoruz. Mesele, bn durnma çare bnlabllmek lçin gerçekleri olduğu gibi eriaya koynp konsfabllmekiedlr. Çıkış yollarını arastırmak, aneak «n Şehrimizde, 80 bin suça yönelmiş çocuk bulunmaktadır. Bunlara bir yon vermek için tstanbul Hukuk Fakultesi Sanat Kulubü «Suçlu Çocuklar Meselesi» konulu bir »eminer düzenlemıştır. Hukuk Fakultesi Knminoloji Enstitüsü doçentlerinden Nevzat Gürelli tarafından jönetılecek se miner, 2829 mart tarihlerı arasında Galatasaray Lisesınde yapılacak tır. Seminerin ilgi ile tâkip edile eeği tahmin edümektedır. istanbulda 80 bin suça yönelmiş çocuk bulunuyor Sehir =haberlerl Memur ve Grev 1 DÜŞÜNCELER | ıııı=ıııııııııııııııııııııııııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııtii=ıııı Yazan: «Fertlerin hürriyetini masnn tntmakla müktllef olan insanların diğer taraftan devleti de irade ve hâkimiyeti' nin mefluç bir hale gelmemecine çok dikkat etmeleri Iâzımdır. Fertlerin hürriyeti, devletin hâkimiyet ve iradesinin mahfuz kalışına baflıdır. Devlet iradesi mefluç olursa fertlerin hürriyetini ko rnyacak hiç bir knvvet vajıta kalmazj ATATÜRK I Memurların grev hakkı bakımından diğer çahşanlarla ve bilhas>a isçıierle aynı durumda olup olmadıklan hususu uzun zaman doktrin alanında tartifma konusu olmustur. Meseli Fransada: Dördüncü Cumhuriyete vücut vcren Tl ekim 1946 Anayasasına kadar memurların grev yapmaya haklan olmadığı, başka bir ifade ile, memur statüsunde bulunanların grev yapma vecibesini yüklenmi? bulunduğu, mevzuat, doktrin ve içtihatta kabul olunuyor ve bu yasak iki noktadan izah edilmek isteniyordu. Büyük Fransız sosyalisti Jean Jaures'in bile cTopluma karsı barbar, fakat zarurl bir mücadele vasıtası» olarak tavsif ettigi grev devamlı ve kesintisiz bir surette görülmesi sereken kamu hizmetlerini durdurup vahım netıceler hu•ule getirebilır. Diğer taraftan, yine aynı görüse gore, grev; işçi ile işveren arasındaki menfaat aynlığından ve tartışmasından husule gelir. Oysa devletle memur arasında boyle bir menfaat ayrıhğı ve zıddiyeti olmadığı gibi. esasen akdî bir durum da yoktur. Mennurla devlet aras'ndaki rabıta kanunun meydana getırdiğı bır kavnaşma mahıyetindedır. Bu ıtibarla memurun grev yapması ısverpne karşı meşru bir Tnenfaahni koruma'inı değıl bagH olduğu kamu hızmetıne k»rşı bır hareket teşkıl eder tste kamu hizmetlerinin ve hizmetler karçısında memurların durumunu gozonunde tutan kanun koyucuları memurları grev yasağı mükellefiyetıni yuklemişler ve hat tâ daha ileri giderek grevi ve greve teşviki ve teşebbusünü suç say mı?lardır. Nitekim bi?im 1926 tarih ve 788 Dr. İsmet Ciritli Başka kadınlarla gezen dostunun yüzüne kezzap döktü Etiler, Aytekın sokak, 5 sayıda oturan Alı Ulubay, önceki gec« arkadaşı Yaşar Çeşmekol ile beraber, evıne gıderken dostu Ester'ın tecavüzüne uğramıştır. Bir «üredenben kendisiyle b* raber yaşıyan Alinin, «on günlerde başka kadınlarla munasebet kur duğunu tesbit eden Ester, dostun dan intikam almak istemiştir. Bunun için bir şişe kezzap almış ve dostunun yolunu beklemeye baş lamıştır. Saat 24 sıralarmda yolda Aliyi karşılıyan genç kadın, kez • zabı dostunun yuzüne atmıştır. Bu sırada Alinin yanında bulunan arkadsşı Ya>;ar da yaralanmışt'r. Kadın; olaydan sonra kaçtığından, polis tarafından aranmasına başlanmıştır. dan n m mttnkfin •laMttr. Divanyolu caddesi 118 sayıda «turan P.T.T. emeklisi Şeref Tozanjan, onceki akşam, evınde ölu o larak bulunmuştur. Okuldan do nen oğlu, evın kapısını ıçmak ıstemifı, fakat garip bir olayla kar şılaîtnıştır. Babasının ayaklarını, kapıya dayanmıj bır halde goren genç, biraz sonra ölduğunu anlavınca durumu polise bildirmiştır. Olaya nobetçi savcı el koymuş, Adli Tabip tarafından uzerinde yapılan muayen» «onunda, cesedm Morga kaldırıl masına lüzum gösterilmistir. P.T. T. emeklisinin 6'lüm sebebi, Mor fun vereceği rapordan sonra anlajılabilecektir. Bir P. T. T. emeklisi evmde ölü bulundu İSVİpREDE SATILIK KÖSK CKNEVRE GÖLÜ kıyıaında, Lozan'a 35 km. mesafede, tam konforlu, 11 odalı jahana bir köşk. Çok güzel ağaçlandırılmış 8500 m2 muhteçem bir park. Misafirler ve personel için müştemilât. Diğer «atıj tekliflerimiı de vardır. İrat getirir gayrimenleuilar. Tnaanta. etr»rieli arsalar: İstek uzerine fotoğraf v* plân gönderilir. Banka refermnaı: Union de Banques Suisses. Münoaat: Valerio REA1E av. Henri Bordıer 29 Geneve. (Basın: 2672) M35 Şehrimızdekı butun vatandasla rın, bu yıl içinde kan gruplarının tesbit ettırilmesi istenmektedir. Bır olay kar?ısında meydana ge!ecek uzücü durumları önlemek için kan grupunun oğrenilme^inin çart oldugu ileri surülmektedir. Bunun için Kızılay îubelerinde kan pru p"ü'tesbit ekipleri Vejltır edilmistir. Vatandaşiann kan srruplan tesbit edilecek sayılı memurin kanunumuzun 851 grev yısağının Anayasaea kaldıjnci maddesi memurların toplu o rılmadıgı ortadadır. larak işlerini terketmelerini yaNitekim bu husus Kunıcu Mecliak etmiş, bunu teşvik edenlerin sin Anayasa Komisyonu çalıçmalaS memur statüsünden çıkanlacağını rında da görüsme konusu olmus i?tirak edenlerin ise «ınıflarmın ve baz! uyeler Anayasanın 47 nci tenzil edılecegini ta«rıh etmıştır. maddesinin metninde bulunan «isAyrıca ceza kanunumuzun 201 çiler» tâbirinın «çalışanlar» olarak nci maddesi de bu hareketi suç değıstırılerek maddeye daha genis addetmiştır. Bu görüş. yukarıda bir anlam kazandırılmaıım teklif da soylediğımiz gibi, Fransada da etmişler, buna mukabil, komisyon ötedenberı kabul edilegelirken sözcüsü çalışanlar tâbirinin isçile1946 Anayasasının «Ba?langıç» kıs ri aşarak memurları da ihtiva emında cgrevın kanun dairesinde den bır mâna tasıması itibariyle he ıcrbest olduğuna dair> mutlak ya nüz bu adımın atılmadıgını beyan ni işçi ve memur arasında bir a etmiştir (3). yınm gözetmiyen hükmün yer alIste bu düsüncelerle grev hakkı ması doktrin ve ıçtıhat sahasında Anayasada sadece işçilere tamntereddütlere mucip olmuştur. mış bulunmakta ve bu esas gerek işçi Fransız Devlet Şurası 7 temmuz Çalışma Bakanlığı, gerekse 1950 tarih!i Dehaene kararmda me teşekküllerinın hazırladığı tasanmurun grev hakkını tammakla be larda yer almaktadır. raber, bu huausta kanunl bir sarıhst oltnıdığı takdirde kamu hiz(1) M. Waline Droit Adminstrametlerinin muntazam ve devamlı tif, 7 ed., No. 1459. olarak gorülmesinden »orumlu o(2) G. Vedel, Droit Admlnistralan hükümetin bu işi bizzat tanzi tıv, 1959 T 2 p 509. me, yani grev hakkının maddi ni(3) Çalısma Bakanlığı, Beyaz Kizamı ve kamu hizmetlerinin selâ tap s. S. metini ihlâl edecek suııstimahni önliyecek kaideleri koymağa yetkili ölduğunu kabul etmıştı Prof. ACI BİR KAYlP Waline, bu kararı grev hakkını tanzim yetkisinı sarıh bır surette Merhum Mustantlk Ahmet Be. yasama organına tanımıs olan 1946 yln ve merhume Fatma Hanırrın Anayasasının «Başlangıç» kısmına kerımelert. Istanbul ve Kcrnva aykırı görmüştur (1). Maartf Müdürlütünden ve Ka. batas LUefi Rlyazlye MuH'.lmFransada 1946 Anayasası yerine Uglnden emekh Haslp Dinçsoy1geçen 4 ekim 1958 Anayasası grev un vefakâr reflkası. îstanbul hakkını ta^rih etmemıs olmakla Beledlyesi Murakabe Müdür beraber. «Baslangıç» kısmında 1946 Mua\lnl Güzln KöprOIÜ l!e Anayasasının başlanftıcına atıfta î E T. T. Avukatlanndan NTes. rjn Dlnçsoy'un möçfik ve fpdabulunduğuna, diğer taraftan 1958 kâr annolen. îstanbul BrlediveAnayasasını 34 ucu n.addesi vatan rt tktlaat Mud(lrlu£u raportordaş ve memurların ana hürriyet lerınden Ahrar Kbprtllü'nün ve teminatlarını kanunların tesbit ka.vınvalidesı, Kadıkoy Orta edeceğini tasrih ettiğine göre. hak Okulu ogrencilerinden Incl Koplı olarak. hükümetin Devlet Şurarülünun kıvmctll anneannesl. Rali'i"tı nlsvandan nının grevle ilgili yukarıdaki kaSÜTUDE DİNÇSOY rarına uygun hareket etaıesi haHakkın rahmettne kavuçmuşlinde de. memu7ların teminatlarıtur Cenazesl 18 Mart 19*3 pana aıt hukumleri ılga edemıyecezartesl günü b£le namazını £ı ileri sürülmektedir (2). mütaakıp Kadıkoy Osmanaga II Cftmiinden alınarak KaracaahMemleketimizde ise 27 Mayıs met mezarlıSındakl ile kabrlne devriminın eseri olan 1961 Anayao>fnedilec*Wtlr. Tann rahmet eyllye. samız, 1909 tarihli Tatili Eşgal kaAllesi nunurdanberi yajak edıimiş bulunan ve bu hususu teyit ve ayrıca cezalandıran is kanununun da sisCumhuriyet 3448 temİTii değiştiren 47 nci maddesinde grev hakkını sadece işçilere tanıdıgına gbre, mevzuatımızdaki tne V E FAT murlar bakıramdan mevcut olan 13 Mart 19«3 tarihlnde Beyrut'ta vefat eden kardeşlmlz nâeı jrurda getirllmiçtlr. Cenazesl. 18 Mart 1963 pazartesi gunu.lklndi namazını mütaa. kıp S ? Camiinden kaldmla1H r»k Zlnclrlikuyu meıarlığındakl aıle kabrist»nına defne. dllecektlr Mevlft rahmet eyll, ye Kardeşleri: Cemll Muhaye» Ferld Muhayeç Fevzlye Madencl Cumhurlvet S44S okayaoular, »u noktayı tereddutrt» toabit T * k»b«l edebillrlı. Bugünktt gazetelerimia, dflnkfl gaıeteler» bir çok ySnlerden pek M benzemektedirler. Gaıete İki eepheli bir müessesedir. Bir cephesi İle bir mah bazırlıyan, dağıtan. satan şahst, sınsf ve tlearl teşebbüs, diğer cephesiyle halk efkânnı yaratıp, idare eden, haberleri veren, dgreten, tenkid eden, doğrn yolu gösteren sosyal bir varlıktır. Bizde gazete, son zamanlara gelinceye kadar yalnız ikinci eephesiyle, sotysvl bir müessese olarak var «111199, birinci eephesi daima geri plânda kalmıştır. Işte şimdi, tıpkı bir fabrika gibi, bir takım iptidai maddeleri mamul bale sokup piyasaya dökerek kftrı ile sstmaktan ibaret olan bn birinci eepbede bızlı bir gelişmeye şahit olmaktayız. Bu gelişme neticesi tirajlar faılasiyle artmış, tiraj artışı gazeteler arasında şiddetli bir rekabet dogurmuştur Baskı fazlalığı ilânları da çofalttığı için Ankara eaddesindeki yarıs gitgide, bugüne kadar görülmemiş bir şekil almıstır. Aynı zamanda halkın gazeteye olan alâkası artmış, bu arada basına yöneltilen haklı, baksız tenkidler de şiddetlenmlstir. Bu tenkidlerin bellibaşlı esası şndur. «Gazete denen fabrika bugün eskiye nazaran çok, fakat k5tfl mal çıkarmaktadır. Birinci eephenin gelijmesi, iklnel eephe aleyhine olmuştur.» Gazetesine göre az veya çok doğrn olan bu tenkidler önceleri yalnız bir kaç okuyucu mektubunda ileri sürülürken »imdi hayli çoŞalmış, hattâ Anadolu gazetelerinde dahi gSrfilmeye baslanmıştır. Meselâ bv »atırları yazarken önümfizde duran (Bandırma Ekspres) gazetesi (Babıâlideki yanş) serlevbalı fıkrasında aynı tenkidleri oldokça sert bir dil ile ileri sfirmekte, Îstanbul basmını ağır sekilde itbam etmektedir. Bu yazının bir özetini hep beraber gözden geçirelim: <Türk basınının Kâbesi olarak kabul edilen lstanbulun Babıâli yokuşunda bir süredir amansız bir rekabet ve yanş başladı. Fazla satış yapıp tirajı arttırnnak ve dolayısiyle reıml ve ozel ilânlardan ıstıfade etmek için başlıyan bu cehennemî yarışın sonu neticede yıne okuyucnun sırtına dayanmaktadır. Zira bugün gorüyoruz ki Babıâll gazeteciliğı eski havasım kaybetmiş, bir kaçı müstesna tamamen ticari zihniyetin esiri olmuştur. Günlük adı altında piyasaya çıkan bu gazetelerin çoğunun o gün saat 17 de baskıya verildiği her halde pek çok vatandaşın dikkatinden kaçmamaktadır. Saat 18 den itıbaren cereyan eden pek çok olaylar bu gazetelenn nesriyatır.da yer almaz. Gecelen yapılan bir spor temasını, işlenen bır cinayeti, muhım bir siyasi olayı ancak ıkı gun sonraki tarihli gazetelerde okuyoruz. Gerçi bu gazetelerin Îstanbul baskılarında son saatlere ait olaylar yer almakta, Anadoluya sevkedilen gazetelerde verilen bazı haberler çıkartılıp yerlerlne bu olaylar konmakta ise de bu durum da taşra diye kabul edilen Îstanbul dışı okruyueusunu hıçe saymaktan başka blr şey değildir. Altınlar, gümuş lıralar, boyunca banknotlar, konserler ve çeşitli ılâvelerle simdilik ayakta durmağa çalışan çoğunluk gazetelerin bu gidişle fıkirden, haberden ziyade ikramiye keşide eden birer bankadan farksız hale geleceklerinde şüphe yoktur ve işin garibi de bunlar yine, gazete adı altında, çıkaranlar da gazeteci etıketi ile memleket ve mlllet hizmetinde olduklannı her vesile ile tekrarlamaktadırlar. Oy avcılığı için çeşitli kılıklarla vatandaşın karfiıına çıkan pohtikacı ile okuyucu »vcılıjı yapmak için vatandaşın karşısına dıkılen bu gazetelerin arasında ne fark var, diye Insanın soracağı geliyor.» Gazetenin sosyal cephesinin saafa ntramamMi kayıt re şartı He tirajı arttırma gayretlerinl yermeyi biı dogru bnlmatnaktayız. Bugün bazı gazetelerimizin büyük tlraj rakamlanna yilkMİmelerine rağmen Türk basınının bir gunluk baskı adedi, nflfns yekfino karşısında hâlS gtilflnç olmaktan kartulamamışiır. Binaenaleyh bn gayretler netleesi tirajlar artarsa bundan mllletçezararlı değil, kirlı çıkaeağımız asikfirdır. Aneak dediğlmiı fibl bn gayretlerin dognrdagn rekabet, dinf, behimt hisleri tahrik eden neşriyatı eofaltmaya veya plyangolar tertip edip bnnlan gittikçe arttırmaya münhamr kalır da gazetenin sosyal cephesi duranra ngratılırsa netleenln kirlı olaeagını sBylemeye imkin olamaz. Fakat bnna rağmen bn çeşit rekabetl yasaklamanın da mümkün olaeagını sanmamaktayız. Mesele dSnflp dolaşıp halkın sagduyusuna dayanmakta, oknynennnn basın fabrikalannoa çıkarılan kötfi mallara ragbet etmemesi neticesi bn nevi zararlı temayüllerin zamanla orta dan kalkaeağı şfiphesiı balun> raaktadır. Bugün bu şikiyet konus'a olan faftfar orfaaında dahi BabıSH caddesinde, kötft gazetelerin yanında, iyi gazeteler de vardır. Bn büyük tirs.jlı iyi gaıetel«Hn meVcnt knsnrlannı 'da ıslâh ederek tiraj arttırma gayretlerinde tara blrer Srnek halini alacaklarma eminiz. Nitekim halen yü* bine çok yakın tirajlı (Cumhuriyet) de aynı maksatla ve prensiplerinin hududunu asmıyan sahalarda bir takım yenilikleri birbiri pesi sıra tatbik etmek karanndadır. tstanbul gazetelerinin nzak ve yakın Anadoln şehlrlerl İçin ayrı, tstanbul için ayn tsbılar yapmaları meselesine gelince (Bandırma Ekspres) 1 bunda haklı bulraadıfımızı heraen belirtmeliyiı. Gazeteyi aynı günde bütün memlekette okntma gayreti, medeni dfinyanın her yerinde yıllardan ve yıllardanberi takip edilmektedir. Bütün Batı gazeteleri çıktıklan şehirlerin dışı için ayrı, iç i için ayrı tabılar yapmaktadırlar ve bn ayn tabılar arasında az çok farklar bulunmaktadır. Mesele bn farklann asgarî bir hadde kalmasını temin edecek bir tab'a baslatna saati seçmektedir, kanaatindeyiz. Memleketimizde meseli (Cnmhnrlyet) Anadoln tab'ına saat yirmiye kadar gelen haberleri koymakU, günün bütün mühirn haberlerini o saate kadar almaya çalı«maktadır. öyle ki aynı tarihe ait muhtelif tabılar arasında pek nadir olarak bfiyfik farklar bnlnnmakta, iki tabı aranndaki defişiklik ekserlya iki, flç habere inhlsar etmektedir. * * * «Camhuriyet», kitap, dergi yayınını teşvik ve hiraaye gsyesi He yeni blr karara varmış bnlu nmaktadır. Naci Tener*in başf kanhgındakl illn servisimis, bn maksatla hazırlık görmektedir. Şimdiden tesbit edilen esaslara göre yayın ilânları için hnsusi bir tarife tatbik edileeek, 50 kelimeyi geçmiyecek kitap, dergi vesaire ilinlan lçin kelime basına yalnız 1 Hra flcret alınacaktır. Bn ilinların 50 kelime olması şart koşalmıyacak, 5 19 lira mnkabili, s . 10 kelimell ilinlarla dahi kitaplann, dergilerin çıktıgını halka duyurmak mSmkün olacaktır. Ba llînlar haftanm mnayyen gflnlerinde topln bir halde ve sflslfi bir sekilde nesredilecektfr. «Cumhnriyet» bn suretle bizde hâlâ kâfi derecede gelişmemi» bn nevi yayını kendi imkân larınca tesvik ve bimaye etmis olacafı düsüncesindedir. Gerçı hususî sütunlarımızda yayın haberleri de neşredilmekte ise de bu ucuz taifclî ilânların tekrarı kabil olması ve fazla izahat ^erilebilmesi bakımından daha tesirli olacakları mnhakkak bulunmaktadır. Bugünlerde ne^redeeeğimiz ilk (Tayın tlânlan) sütuna ile bu hususta daha iyi fiklr edinmek raümkün olacaktır. Sevgi ve sayt/ılarımızla.. EMİN MUHAYEŞ'in MERPOLİN BtBİNCİ KAIİTB GARANTİLİ Reklâmeılık 12073429 1MPERTEX g>n>t T « d flymt 1230 TL. Bmayil. Şi}li Meydarn 199 Ttl: 4T 16 » Reklâmeılık: 1234/3428 Galvaniıli bidonlar içinde içme suyu satıjı yasak edilmiştir. Bundan böyle içme luları, eam bidonlar içinde satılacaktır. Beledıyenin yasağına rağmen, galvanizli bidonlar içinde su satısı devam etmektedir Belediye, ka rann tatbikinde. halkın yardımeı "Imasını, cam bidonlar içinde sa tılmıyan >uyu almamasını istemektedir. öte yandan dün yapılan kontrolda, Belediye Zabıtası, 3 suçu hakkında koğuşturma açmıstır. Yapılan ihtara rağmen, galvanızli bı donlar içinde su satan sucuların, ruhsatlan iptâl edılecektır. Galvanirli bidonlar içinde su satışı yasak ediidi YILIN 2 nci ÇEKİLİŞİ \Ç\t SON PARAYATIRMA GÜNÜ CUMHURİYET Baaan ve Yayan Cumhurtyet Matbaacılık v« Gazetecilık Türk Anoram Şlrketl Halkevl Sokak No. 3941 Sahlbl Nüshası 25.Kuruş NAZİME NADİ Yazı islertnı fıılen idare eden Mesul MUdür Yeniden 557 şişe kan toplandı PRUDENTIÂL LİNES İNC. New York Aanlhn bandıralı YÜK gemUerinden: İstanbaU «eliş İstanboldan kalkış i Genünin «<h S/S NEWBERBT VtCTORT S/S MOLÎNE VİCTORY S/S BİDDEFORD VİCTORY S/TS ATTLEBORO VİCTOKT tarihi 23.3.1963 3.4.1963 10.41953 17.41963 tarihl 26.3.1963 6.4.1963 13.4.1963 20.3.1963 Kızılay Istanbul Kan Merkezı gezici ekipi ve mavi melekleri.kan toplama kampanyasına devam etmektedir. Gejtiğimiz hafta içinde gezici ekip ve mavi melekler, Trak yada'fi askeri birlikleri ziyaret etmiler, 557 çişe kan bağısı topla mıslardır. Kızılay ekipi, bu hafta Ege bölgesindeki askeri bırlıkleri ziyaret edecektir. VECDİ KIZILDEMtR llineılık MO3421 MART 18 ŞEVVAL 22 •l • ANRARA B Ü K O S C : AtarOrk Bulvarı Yener Ap.Yrnlşehtr Telefon: 12 95 44. U 09 20, 12 09 66. 17 57 35 * DOGU tLLERİ MERKEZ BÜROSCI: tnSnü Caddesi Işmen Han Dlyubakıı Telefon: 1061 tLLERİ MERKEZ BÜROSC : KOçUksaat Meydanı Edlıne Hanı Adan» Telefon: 4550 • Gaıetemlze trSnderllen Ta«ıl«r konulsun, konulmasın lade edılmez. tlanlarduı meıuhyet kabul olunmaz. Abone re Uan lşlerl için, zartın Ortüne cAbone» vey» ttlân Sendsij kardının konman Iâzımdır. * BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA ÜYMAYI TAAHHÜT GTMİSTtR. GÜNEI NETVYORK NORFOLK BALTİMORE PHİLADELPHİA lımanlanna hareket edecektir. Fazla tafsılât için müracaat: LAURENT REBOUL ve GABRÎEL COUTEACX Ştl. Kuto Han, Galata Telefon: 44 47 49 48 47 tklndl I U V. E. 1 7 06 ]11 49 a o 13.22 o M C D > 16.45)19 13(20.49 5 25 Hinnlık: »/S422 o 28|12 00| 13 10.07 Reklimcılık 12293432 = CUMHUKİYET'm Tefrikası:34 ASKyOLVNDA YAZAN, \« • Genç adamın kendisinden nelret ettiğinin farkında idi tabiî, hasetten diyordu. Hiç solnk al madan kadehi tamamiyle boşalttı. Ağzının kurnluğu biraz geçmısti. Catherine'e yaklaştı: Sonra su sualı sordu: Bn isi niçin yaptın? Catherine Cassidis'nin kalktı gı ko<tusa selip oturdu. Bnrası, ber eün, çelip çiden dâva sahiplerinin biribiri arkasından oturdukları yerdi. Cassidis, Catherjne'in aynı koltufca oturmasının bir nevı sembol olduâunu düşündü. Genç kadın yavas sesle konnşmaya başlamıstı: İlk geldiği gün, o ynmrnk kadar. riyakâr yüzii hiç hoşnına fitmcdi zaten. Daha ilk anda benim yerimi kapmayı aklına kovmustn. Cassidis pek bu fikirde değil di. Ama Catherine'in sözünü l.psmemeâi daha do|rn buldu. O da, devam etti: Paul'Ie benim aramın açık olduğunu anlıyord\ı. Onnn nasıl bir adam ölduğunu biliyordu. Paul ona knr yaptı, o da bunu kabul etti. Bu. kocatnın beni ilk aldatısı deçildı. Ama bu sefer bu kıza âsık olmustu. Genevievç, yavas ya\as hedefine do^ru ilerlivordu. Bana Laborde. üstün {cliyor, beni ondan »yınyordn. Bnno gözleriode eknyordura. Bana bakışından, gtilümseyisinden anlıyordam. On dan nefret dan nefret ettim. Kendisine kötülük etmek istedim. Üstüne atılraamak, bagırıp çağırmamak, suratını tırmalamamak için kendimi zor tutnyordum. Catherine'in sesinde, o birikmiş kinin hâtırası titriyordu. Cassidis sordu: Paul'ü hâli seviyar muydan? Bilmiyorum, olabilir. Genevieve'i sevdifini anladıfım zaman bedbaht oldnm. Temin ederim ki dogru söylflyornm. Ama asıl müthiş olan şey, kendimi yenilmiş, o şıllığın zaferine şahit olmuş gSrmekti. Genevie%e sriin çeçtikçe daba kuvvetleniyordu. Beni hiçe sayıyor du. Mağlâp olmuştom. zelil olmuştum. Mübalâia ediyorsun! Hayır. Beni evimden kovaeaği günun yakın olduğnnn anlıyordn. Sen öyle zannediyordun. Belki bu kadar ileri gitmiyordu. Bırihirini seven insanlar. scnel olarak, haskalarını dusünmezler. Ne i>iliklerıni ne de fenalıklarını. O halde Paol'ü h i l l MVİyormuşsun. Cassidis kaşlannı çattı. Catberlne bunn farketti. Sen sanıyor musun ki bir kadın bir erkeği sevmekle beraber aynı zamanda, vaktiyle sevmiş olduğu başka bir erkeği kıskanamaz? Catherine jülümseyerek devam etti: Sen bizi tanımıyorsun. Seni düşünüyordura, bütün o anlattığın şeyleri düşünüyordura. Sabırsızlanma, seni isteyişimln sebebi bu değildi. Senden cinayet dersleri satın almadım. Yüreğimde her şey biribirine karışıyordu. Bn orospaya olan kinim, benim yeriml kaptığını jörmenin verdiği sssbiyet, cinayet denilen şeyin sılınds olafan bir şey, tabii bir şey olduğv fikri... Snstn, biraz düşündü: Evet, aslına bakarsan böyle. Senin bütün anlattıklanndan aklımda kalan, bilhassa, cinayeti olaşanüstü bir hâdisf değil her çün olabilen, mazur görnlebilen bir hâdise savmak fikri oldu. tnsanlar her çun bldüruluvorlar. Hareketlerinc mazeret bulunuvor. Sen de mazerctinı önceden bnlu.AOrdun. dcçil mı? Mazeretim vardı. Beni eTimden koğuyordn. Cassidis koltujun kenanns oturdu. Catherine, yalvaran gSslerle ona bakıyordu, Devam et. Lâzım mı? Bilmem için lizım. Dâvadan dolayı mı yoksa... Dâvadan dolayı, yalnız onn düşünüyorum. Kendimizi düşünmüyor mn mn? Onu da düşünüyorum. Catherine hafifçe doğruldn. Tüzünü ona doğrn yaklaştırdı. Gayet açık söylüyomm, dedi. Seni seviyornm demek, onu senin ugrunda Bldtirdüm demek, seninle yaşamak iıtiyorum demek ne kadar kolay, Cassidis soğuk bir sesle: Hayır, dedi, çünkü bunun için boşanmak yeterdi. Panl zaten buna kararlıydı. Catherine sert bir ıe*Ic eevap Terdi: O hasta bakıcı kıs hamm oUrak benim evime giremezdi. Psrayı düşünmedin mi? Csttherine meydan okoyan bir bakışla eevsp verdi: Ne yaltn söyleyim, bir bakıma düşündüm Netice itibariyle, bu servette hakkım vardı, Boşansaydık onu kısmen kaybedeceMim. Halbukt kabahatim azdı. Temin ederim sana. Az âşıkla münasebetim olmnştu. Hem de bunları, Paul'ün beni aldattığını gördükten sonra edinmiştim. Beni çok aldatıyordu. Rastgele kadınlarla, çcnelev kadınlarıyla, sekreterlerle. Tahammül ctmiştim. Sonra bu hastabakıcı ccldi. her sevi mi elimden almak istedi. Paul'a karşı saf bir sşk beslemiyordn. Madam Paul Dupre demek dSrt yüz railyon de|erinde bir isim demek oldnğnna gayet iyi biliyordu. Ne de ol»» fazilet meleft değildir. Demek kl b6ylece onu 81dlnnete, sonradan cinayeti Genevi*ve'in urtıns yakleneeek şekilde hu«k«U k ı r u verdln, Peki, Güney tanfiarına yapılmasını düşündüfunüı • »eyahat? PMl'le ber*b«r gideeektim. O nalde btnytınız mıydı? H»yır! Dosyadan bSyle a.nl»#ılıyor, tl kakşara kendln de b*na bSyle sbyledindl. P»nl, aynlma t«rtUnnı daha etraflı »ekild» tesbit etmek için beni Güney'e jötürmefe karar vermisti. tlk aksam smna i» dogrn tSylemedlm. 8ana bana nssıl açıklıya«ajhmı bilmiyardum. P»nl M n b« kar»nnı blldlrmlf miydi? Hsyır. Ama ben lezinllyordura. Başka blrine sSylememiş miydi? Zannetmiyorum. Noter metr Dvcbet'ye?. Hsberi ona, lannederim, aneak dönüst e verecekti. Bir dostnna söyledi mi acaba? Catherine, Cassidis'nin yüzündeki tasalı ifadeyi görmüştü. Fena bir şey mi var? (Arkası %ar) Lütfen unutmayın ... Alajunlayin KLÖBX 'te buluşacağız. Oayatn lıtanbula ilk gelişımle sizleri memnun etmektir. KLOB X in programı zengin, yemek vc mezeleri nefis, Ser<. isi ems«lsizdir. Rezervasyon: 48 44 47. POLI P.\MJ Reklâncılık: 1181 3427 BAY OSCAR: PROF. MMBUS'UN MACERALARI: ^UUIUIUIIIIIIIIIIlIIlIllllllllllllIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIItlllllllllllllllllllllllllllllllililllllllllllltlllllllll UlllillltllllllIIIIIIIIIUIIIIIlllilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllilllilU^