Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Curnhurıvet Mazide din geleneklerinin fikirler özerindeki agır baskısını s gösteren tarihî bir vesika l Tiyatro «Yarasa» opereti Şehir Tiyatrosunda 1 Dününhaşarı kızıPaola, günün gerçek prensesi oldu Belçika Kıralının kardeşi Prens Albert ile evlenen Paola, aslında Belçik.îlılara gönül vermiş dcpîldi. Resmi törenlerden sıkıhyordıı. Fakat Kıraticenin bazı görcvlerini mccburen yüklenmck. sos yal müesseselere karsı duyduğu >akınhk, Roma'nın o havaî, tas kın ve delişmen kızı nı kısa zamanda gferçek bir prenses haline soktu. Paola değıstı Bir gerçek artık bu Daha dun Belvedere şatosunu «Alberto. Alberto'» dı\e (Prens Albert'ı tam ttahan ^ıvesı ıle çağırırdı. Belçıkahların da bu hıç hoşlarına gıtmezdı ) çm çın otturen kuçuK Prense^, guneş \e .navı rienızın kızı Paola çeıvpk Prers'ps öîuvor. Hâlâ kocasının dıh Flamancajı konu^mamakta ısrarh, atna tatlı bir agırbaşhlık gelmış ustune. Ince, sanşın guzellığme çok da \aıaşı>or bu. "Sosyal hayatımızda delilik,, konnlu ÜÜIÎ bir konferans için Şeyhülislam Nuri Efendi bir tahkikat actırmıştı Feodal düıenin a\ırd edicı niteliklerinden biri de, dın adamlarının dün>a işlerinde fenis olçüde söz sahibi olmaları idi Bu \uzdetı, o devırde, dün%anın her verinde din isleriyle düma isleri birbirine karıştınlmıs, din çeleneklcrinin aÇır baskısı jalnız memleket islerinde deÇil, kişilerin stinlük \asantısında bile kendini du\urmaMan geri kalmamıştır. Hele dinle hurafcnin genıs olçüde elele verdiği memlcketlerde \icdanlar üzerine yapılan bu baskı daha da a | ı r olmuştnr. Halkın din dıngularını kisisel çıkarları yararına kullanan din sdmürücülerı, bu durumdan en çok favdalanan kişilerdl. Pek tabiî olarak bu dururaun sürüp gitmesini isteyen, en küçük bir değisıklifi bile faof gdrmiyen vine bnnlardı Bandan ötürüdür ki, her yenicilik, her ilericilik hareketı dafma banisrı karjısında buldo. ösmanlı taribinde de, Genç Osman, Üçünctt Ahmet, Üçüncü Selim fibi yenilik taraflısı padişahların, dini paravan jfbi knllanan dın sömürficülerinin entrikalariyle tahtlarını, hattâ canlarım kaybettiklerini biliyornz. Bellini gibi sanatçıları mem Iekete getirterek portresini yaptırmaktan çekinmiyen Fatih çibi aydın, nyanık, güçlü taükümdarlar bile, din lömürücülerinin çıkarları söz konusu olduğu zarnan, adımlarını hesaplı atmak lornnda kalmıştı. Osmanlı tarihinin bu dikkate deçer olayını, binük Atatürk, 1925 yılı ekiraindeki söylevlerinden birinde su sözlerle ne gıizel canlandırmaktadır« Beynelmilel umumî tarihin ftkışında TOrklerin 1453 zaferini, yani Istanbnlun fethini lasavvur buyurunuz!. Bütfin bir cihana karsı tstanbnlu ebediyen Tfirk camiasına mal etmis olan ku\\et \e kudret, tak riben aynı yıllarda icat edilmis olan rnatbaayı memleketimize sokmak için o zamanki huknkçuların meşum mukavemetinı kırma\a muktedir olamamıstır.ı, 1839 Tanzımat hareketine, 1877 Anajasasına. 1908 Meşrutiyet inkılâbına rağmen mem leketimizde dusünme yolu değişmedi. Foto kopisini sundufumuz vesika, Atatürk'ün, memleketi batıran bu düşünce sistemine karşı bir ölünı • dirıın savasına giristiği sırada fstanbulds duşmaııla isbirliğı yapan hükümctin hâlâ nelerle ujraştıfını göstermesi bakımından çok dikkate şayandır. 1931 yılı 7 eylulünde yazılan ve al r~"~""'"~ Hasan Vazan: Ali Ediz fettisin sorduîu sorular jcnfl olarak şu noktalar üzcrinde dü^ümlenmektedir 1) Yüksek ötretmen Okulunda kenferanslar \erilmesine dair usul nedir? 2) Kimler konferans \erebilir? 3) Konferansta hazır bulundunuz mu? 4) Konferans esnasında dıni inanışlarımıza a^kı^ı sö^lenen sozler dikkatıııiei çekti mi? Müdür Selim Sırrı Tarcan ile tbrahim Alâeddinin ce\apları su noktalar üzerinde toplanmaktadır 1) Konferans konularının öncedeıı incelenmesine dair helli bir usul voktur 2) Okulda bizce tanınmıs kimseier konferans \erebilir. Kendilerine itintad ettitimiz icin ^alnız konularını söyleme^.le ^etınirler. Cevdet Nasuhi eski bir f'nîversite öğretim uıesidir. Okulumuzda çesitli konular üzerinde konferans \erilmesi ötedenberi kurul<muş bir çelenektir. Bu *at da, mütehassısı buİBnduğu psikolaji ilminin dclılik konıı.' ı:7Crıne bir konferans \ermis*ir. tında Şeyhülislâm Nuri Efendinin (1) inızasıııı tasıjan bu vesika, Mesihat Daıresınin o devrin Mılli Eğıtinı Bakanlığına >azdığı resmi bir \azıdır «De\letlu Efendim» hıtabnle başla A an >azı avnen so\ledir «Doktor Ce\det Nasuhi Be\ tarafından Darulmuallımın talebesıne karşı irad edilmis olan hutbede dini celılı nıubininıız hakkında tefev\uhatı seniada bulunuldujuııtlan bılbahıs takibatı kanunive icrası için Darulhakemetul tslânmedeıı tanzım edilen muzekkerenın leftn le keyfhet 22 zılhicce 1339 tarıhli \c 16 adedli tezkere ilo Adliye Nezaretj Celilesine is'ar kılınmış olmakla, .Vezareti Celilelerince de raerkum hakkında icap eden muamelenın ifasına himmct hu^ urulması sıvagında lczkercı senaı,uri terkımine iptidar olundu cfendım. 4 Muharrem 1340 ve 7 eylul 1337 Şeyhülislâm Nuri» Tazının bueünkü dıl ıle Türk çesi çudur. «Doktor Ce\det Nasuhf Rc\ tarafından Yfiksek Ögretmen OkBİn öjrencilerine ^c^ilen bir konferansta dinimıze atır küfürler edildifındcn bahislc. hakkında katıuni kmusturma vapılmacı için Darülhakemetül îslâmivenin düzenledif( murek kere ilistirilerek durnm, 22 zılhicce 1339 tarihli ve 16 eklı bir vazı ile Adalet Bakanlı£ına bildirilmistır. Merkum hakkında Bakanlığınızca da gerekIi işlem yapılması için bu tez kere yazıldı..» îstanbul Şehır Operası, 28 , Şubat Perşembe gecesınden ıtıbaren bambaşka ozellıkte bir oyun sunacak: Johan n Strauss'un kulaklara ve dıllere destan olmuş «YARASA(Dıe Fledermauss) opereti' Bu sanat olayının şuphesız olağanustü bir önemı vardır Çunku, Turkıjenın Batılı anlamda sanata karşı penceresını açtığı gundenberı, çesıth sanat kolları arasmda tıyatro ıle bırlıkte «Operet» turu de, halka uygar sanat ve muzık kulturunu asılamak yo lunda onculuk etmış sayılır O zamanlar Avrupayı birdenbıre saran ve Vıyanadan ko pan uç vuruşlu «Vals» temposunun dalgalandırdığı ve Straus^, Kalmann. Lehar ve dıger bestecllerm temsıl ettığı «Operet» fırtınasmm yurdumuza gelmemesı ır'k'^sızdı Nıtekım unlu Muhlıs Sabahattın ın onculuğunde, sonradan Ekrem Reşıt Rey, Ccmal Re«ıt Re\ kardeşlerın elınde Turk Opereti gerçek cıddi ve tarzına sadık bir sanat gosterısı olarak gelıştı Fakat ne >azık kı, bu uzun «Yarasa» Ca başrolu surmedı oynıyacak Azra Guıı Bızde «operet<> yavaş ypvas amacından, ontınalhğındcn kaybetmcje ve ol'imîuz topluluklar elınde ba> v.'asnaya ve a>ağa ctuşmeye başlsdı. < Opereti adı altında da'id zıjade revTJmuzıkaller, hatta bu bile dt^ıi karmakaıısık ovurlsr oynanmağa başiadı' Iste hu sebeple Ankara D^vlet Operasının tekrar < op^ret» sanatını ele 'îaıak < Çardas Purstın», «Y=>rasa>ı. ve Pacanını» v d operetİTi sabneye koymasından sonra sımdı de îstanbul Şehır Operasının pYarasa» yı o\namağa tıtızhkle hazırlanmış olması mu«pet bir adımdır. Ikıncısı, îstanbul Optrasınm «Yarasa» yı. tskıdcn opcıet sahnelerımızde Eorunmuş, hslkın sevgı ve rlkıs:nı toplarnış değerh sanatçılarımıza rol vererek oynamas. d? oncmh bir olaj<iır. Işre tıyatronıuzun buvuk uStası ı Baba» Bchzat Butak «hapıshane gardıjanı» rolı.r;dp ve gene Turk sfhnesımn Avrupah tıpindeki aanatçilardan değeılı Rcşıt Gurzap yıl'ar sonra genc «Prens Orloısky» lolunde oyna>acaklaıdır. Basrolu ıse Ankara Devlet Tıjatrosunda 1952 yılında oynayan ğopıano Azra Gun'un tekrar oynaması bu temsılierın garantısı olaeaktır. Fscr; Ajdın Gun butun gayretıyle sahnejc koymaktadır. Orkcstrajı mıssfır şcf Kiaus Nagora ve koroyu Muhidtlın Sadak ıdart. edeceklerdır. Bale> ı Rozzan Abıdmoğlu çalıştırmış, dekorları Seza Altındağ ve kostumlerı Gulsen Yener hazırlamışlardır. Dığer rollerı Soprano Guher Guney, tenor Agop Topuz. tenor İhsan Unluer, barıton Mete Ugur ve barıton Atıllâ Manızade pa\laşmaktedıılar. Selmi AVDAK Bir yıldır PaoU, ,e/ıdMne duşen ode\ lerı Kavrıyor. BPİkı de Kıral Baudoaın evlenelıbt rı Ondakı değışıkh.'n Kır.ı ıçe FabıoİE nın dostluÇonc ? ı dofiduğunu sovlı e ı'.er de yok dojıl. Paola'M O taşKin det'ıko 1 ılu Rmera, Samt Tropez tatıllennden Fımo'a gerı ;ektı dnorlar. Gerçekten Kıralıçenın kcndı ;aa\i'i ıle verd: ğı guzel ornesm boça gıttığı yoylenemez, ama dunun ha*arı genç kı/mdan bır gerçek pren ses yaratan asıl sebebı bajkd yerlerde aramak daha doğru Bır kere, Kı.al, yengesını.i ba*ı odcvlerını ustune alması nı ıstedı Kıralıçenin sağlık durumu bır ara sarsılmıştı Bu tun torenlere yetışmesı ımkan sızd' Paola'nın yjdımı şarttı Ktralice Fabiola'nın dostluğu I BUCAKTAN Bır sözluk hazırlamak Kin ilk 6 kilomeire uutıııda pırklar \e defa Olarak bir elektronik hesap ormanlar içmde 40 000 kisi^i barınmakinesi kullanılacakbr. Fransız dırabilecek >eni bir sehirle. sun'i sirketlerinden «Ball» firmasının bir «ölun kı.Msında 10.000 ögrenci«Gatnma SOi tipindeki eiektronik nin okmabileceği bir universjte hesap makinelerinden birı bu mak kurulması kararlastr.lmıstır. Ünisatla Nane\ Lniversitesine ^er \ersıtenin fen, hukuk, iktisadi ilestırilecektır. «Tresor de la Lange limler \e cdebi>a< fakültcleri buFratıçaise» adını tasnacak olan bn lunaeaktır. Yurtlar ıse 3 ılâ dort sozl^ığün 8 ciltlik birinci kısmı bin oğrenci alabılecektir. Bu suXM neı \ürvıla kadar kullanılan retle üniversite böUesine bir kısla kelimeleri, 12 ciltlik ikinci kısmı ha\ası vermekten kaçınılarak gekurulacak da X \ I I nci yüz\ıldan 1950 \e ka ri kalan öğrenci'erm dar kullanılan kelimeleri ihtiva e >eni sehre \e\a Orleans'a jerlesdecektir. 15 ilâ 20 Mİ süreceği tah melerj sağlanmıs olacaktır. min olunan bu çalısmalar icin 256 milvon fis hazırlamak gerekecekBu\uk Sahrada elde edılen tabıi tir. gazları Akderizın altmdan geçırip | Fransava naklı ıçm Bre't açıklai vapılmaktadır. | Sınemacıhk Yuk=ek Teknık Ko nnda deneme'er mısyonu» «Cyclostereoscope^ d.\e «Gaz de France> ıdare^ı bu makadlandırılan yenı bir uç buutlu satla Akdenıze »dosenecek borular fılım «ıstemını ılgılılere gostermış I ıçm ozel gemıler ınsasını tasarla, tır Savoye adında bır teknısyen I maktadır Borular plâ^tıkten yaf>ı1 tarafından meydana getırılen bu | lacak ve Afrıka ıle Avrupa kıyı' J sıstemde ıki projek'iyon makmesi j ları ara^ına doşenecektır \e ozel tertıbatiı bır perde kullanılmaktadır Yenı sı=temın ozelhği Fransıt Millî Istatistik ve Ekoperdesındedır Perdenın onunde Enf titüsünön ( çapı bırbınnden farklı olan fakat nomık tııceleme'cr aynı hızla donen ıkı dıslı arasma bildirdiçine çore. buçun Fransada gerılmış naylon tellerınden bır ağ j 5 e\den birinde tele\ız^on bulunbulunmaktadır Be%az perde bu maktadır. 1%2 Mlıııda kullanılmak suretle yarım bır konıvı andırân ta elan teleMz^on alıcılnrıntn «ave değısmez bır hızla kendi mıh jısı, fecen Mİa nazaraıı 639 000 arverı üzerinde donen bır kafes ıçı tarak, 3.278.000 e \ukselmistir. Bu, ne alınmış olmaktadır. Bırbırıne miktar 1960 Mlındaki miktarın iki | etmektedır. Bnna senkroni'e olarak bağlanmış ıki mislini ifade proıeksıjon makınesinın aksettır karşılık raıi%o alıcı'arında bır adıkleri ha>aller de boilelıkle uç zalma ka^dedilmıs \e 1960 vılında 19 929.000 olan rad^oların sayısl buutlu hnsını \ermektır 19«1 de 10.507.060 e. 1962 de de 11.355 000 e inmistir. Maamafih bn Fransadakı üni\ersite oferenci azalmanın baslıca sebebi, hcm teterinin • 40 ının Pariste toplanraıs levizvon \e hcm de radyo alıcısına « yalnız bulunması yeni üni\ersite merkez sahip bulunan sahısların lerfnfn kurulmasını gerektirmckte alıcılardan biri için rnhsat almak dir. Bu maksatla Orleans sehrinin mecbariyetinde bulnnmasıdır. Koııfcransla hazır bulunan İhsan Suııçu ıle oSrctmen M. Ce\det de. sozlerinde. konferansta hazır hulunduklarını, konferanscının tslâm ingnıslarına avkırı bir şev sövledifinin farkında olmadıklarını, ancak, sonradan bir dcrsıdo makale olarak eıkan konferans nıetninin târ'il edilmis olabilecegini hıldırmıslerdır. tsj încelemc^e memur edilen MİI'î EJitim BakanlıSı müfetttsi. yüksek öeretmen Okulunda lerilecek konferanslar hakkında onceden te^hit edilmis Hakkında ka^asturma yapılbir \onetmelik bulunmadığını, ması istenilen Doktor Cevdet konferans \eren zatın MİIarca Nasahi Bev, akıl ve sinir hasCnı\ersıtede ders okuttuîunu, talıkları mütebasıısı olup tsbu bakımdan okul ıdarecilerini tanbul Darülfflnunu Fizholojı«orumlu tutmanın mümkün olvaî Ruhivat Profesörüdür. Vermadısını belirtir ^ollu bir radiği konferansın konusu «Sosyal havatımızda delilik» tir. O por vermis, isin idarî ^onü hö\lece kapanmıstır. 4ma bu«ıralarda Tfiksek öiretmen Ona rağmen okul Mudüru Selim kulu Müdürü merhum Selim Sırrı Be\ e istpn el cpktırilmis Sırrı Tarcan, MüdUr >ardımcısı tez elden de. luksek öğretmen da merhum tbrahim Alâoddin Okulunda \rrılpcek k«n(e Gövsadır. Öğretmen Tatbikat ranslara dair polis sansurünu okulu Müdürü de merhum thandıran bir yonetmclik hazır!>an Sunju'dur. lanmıstır. Şeyhülislâmlıfın bn >azısı ttzerine, o zamanın Millî Eğitim Bakanlıgı da, kendi cephe(1) Mehmet Nuri Efendı Ossinden bir soruştnrma açmıs. manlı Şeyhulıslârnlarının sogönderdiği bir müfettis vasıtanuncusu olup, Ataturk hakkınsiyle, Selim Sırrı Tarcan'ın, da ıdam fetvası veren Abdultbrahim Alâeddin Gövsa'nın ve lah Durru Efendıden sonra 26 konferansta hazır bnlnnan theylul 1920 de tâym edılmış, 4 san Sun^u ile öğretmen M. Ce\ kasım 1922 de de ıstıfa etmistır. detin ifadelerini almıstır. MüH. A. E. Fakat Paola 'îelçıkalılaı a gomıl \eTnıs d^gıldi. Resmi torpnlenn hıç deîrmıven debdebelı hava^ınri^n «iKilıyordu Pazar gunu «abah ^ıbah bılmem hangı açılma tounınde bulunmanın genç bır prensesi çekecek tarafı yoktu Ü*telık bu Belçıkada ne \akıt bır Sbıde »çılsg, açık ha\ada bır toren yapılacak ol«a madına \ gğtnur yağıyordu. Genç Pren«e>: zar ?or basegdı Kııalın ıstejıne !şte o «ıra, onu saluden ılgilendirçn bir knnu keç tettı Bü^Öteda \xr)«W»r !»ılyan isçiteHritn vajavı»ı. Bu kalabnlık aılelerın vuzleri jrulü;nr denemezdı. Geçim «ıkıntısı çekıvorlardı Paola kendi \ atandaç'arına "j'kl ıştıkca \nl 1 nız «meshur bır gulu ;» le guimenın dertlere \in oİTmıvı^.ıSını sezdı Bu ın^anları nsdrtften, mâııen do«ı«'lHclııok lralkmdırmak ger»kl.ğını kavradı Sıkıntı veren resmî törcnler bır bakıma gurbette sajılan bir kuçuk Prensesten daha iyi kim anlıvabılırdı'V. radıh'tan ryrtıjŞı tta ra gıttı. Gurbette sayılan küçük Prenses Bıyıu, BeHedere satosunda Eır jıldır, onu, Mr =anrit ve soMete galalannda Kıraliçc>e yarrlımrı olurktn bır yaııdan da dogum. dınlenrac bakım evlerı gıbı sosval mues«ese!erle ilgıl»nır goıuyoruz. Kısılıgı ve davranışlaıı ile çok da yararlı oluyor. Son gunierde, Parıs bu son derece guzel ve ianf Preıı«esin Belçika Sefjretınde verılen bir kabul torenıni yönettiğipı gördu. Ne heyecandı hu?.. H«»ı nered^Br o, 'ank >uzlu, pantalonlu,, Kizrnca fotögrafçnarın baçında ıfıakınelerı parlnan ha«arı ki'*.. Bu Van!st ne kadsr uzaktı crdan . ı ' Tasktıı'ıklara, y?rama*:lıklara paydos! Paola değiçtı. s^ırldşîı, ama durgun, yılların .»lınde çab ıc»k or'îelenEcek bir «hanıtnefendı^ gıbi değıl. Nesesı o nn. şe yine . Italya kış sporlan aşkı yıne o a^k Ya'nız taçkmlıklara, yaramazhk'ara pa\dos. Bu harıkulâde 'eğısiKkğı ne Kırahçe, ne de Kıraiın odevlere çağrı^ı yapana'dı. Yıllar yarattı bunu Paola art'.lc ıkı çocuk annesı. AvUr deîıl. vıllar gech o çocıı'.^u snnifrın ustunden. Zaman bır sanatçının eh gıbı bır guzelhğı golgelı\en hutun kusurjarı usulca, sezdırmeden, urkutmeden «ildi. Altında gızlenon bır başka kişilık, duyan, anhyan. in?anın kifiliği belırdi. O havai, delı^men havavı ?Hı cötürdu. Roma'nın güneşîne kavvtşmak ne güzel Paola, birçok resmi torenlcri, zi>arelleri de üıerine yüklendi. Bu arada dinlenme evi, çocuk yovası gibt sosyal tesislsri doIasmaM da ihmal etmiyer Şımdı işte >)ovle bır Paola, eM ıle. Romada Kıral Baudouın m bir cıft g?nç elçısı huvıyetmde. Orada dıinyanın en mutlu Pren^esı olacak. Çocukluğunun, ılk gençlıfiının geçtığı sehre. okul arkadaslarına \e itaHanm gune^ıne kavuşmak ne guzel'.. Prens Albert İçin Roma vine «yıldınm ask» ı yaratan sehır olarak kalacak Papânın taç gıyme torenme, ağabeyısının flçısi olarak gıdıp de Paola'yâ tutulduğu şehır ' Daima daha iyi ve daha ucuzdur / • ÇAMAŞIR MAKİNELERI BUZ DOLAPLARI ÇELIK EŞYA ÇAVUŞOÛLU BOYA SANAYİİ ısTANBUL