23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
enc ere CUMHURlYET ıııı=ıııııııııınıııııııiHiıııııııııııııııııi!iııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımıııııııııııııiMiıi!iııııııını=ıııı 24 Ştıbat 1963 Hermes'in başı Hastanelerde iyi muamele yapmayaıi personelin işine son verilecek Bu maksatla llkay, Sağlık Teskılâtına yolladığı genelgede, bazı hastanelerde hademe, hastabakıcı ve kabıcıların hastalara ve zıyaretçılere ıyı muamele etmedıklerı, bu uzucu hareketlerın onune geçılmesini ıstemıstır Bu arada yapılan teftişlerde, şıkâyetlere yol açan personelin işıne derhal son verıleceği belirtilmiştir. Beledıye Başkan Yardımcısı Kadri llkay, hastanelerde halka iyi muamele edılmesını ıstemıstir y 1 DÜŞÜNCELER | HEM Yarınki nesiller pek şaşacaklar! emleketin darumn hakikaten köta, bagSna ve yarını hakikaten karanlık... Bnndan 30 yıl evvel: Çıktık açık alın ile On yılda her savaştan.. marşını söyliyen ve geleceğine füven İle, inan Ile baksn Türkiye ile bugünün Türkiyesini yalnız coğrafi bakımdan birbirine benzetmek kabil .. Bugünün perisan, saskın. fakir, üstelik cahil bocaların pesinde yüzçeri edip asırlar evveline doğru yola çıkmı^. sınıflara, zümrelere bölünüp birbirini yiyen halkı ile 30 yıl önresinin heyecan, ümit, iman, neşe doln, ne yaptığını \ e ne vapacağını bilen insanları aıasjnda bir bağlantı knrmak en ha\ali geniş iiimserler için bile mümkün değil.. Doğu tlleri Merkez Büromnzun verdiği su babere bakın: Mersın Sağlık Bakanlığı Sıtma konusunda «ehrımızde çalışmalara baslamıstır. Çukurova şehırlerınm kanalizasyon bakımından fecı durumda olduğunu tesbit eden ilgıliler bir yıl içınde ortalama bır rakamla 243 bin ton insan pislığinın ortada kaldıgını ve bu vuzden sineklerın ınanılmaz bir hız içinde ürediklerıı ıfade etmektedirler. Ta jurdun dort bir köşesinden ddnmüş olan yedeksubav ö§retmenlerin anlattıklarına ne demeli?. Bunlardan Mardinin bir koyünden gelmiş olan genç: Halk Türkçe değil, Arapça veva Kürtçe konınuvpr. Hepsinin en azından iki karısı \ar. Köylü çok fakir . Geçinme \agıtası toprak değil, kaçakçılık! diyor. Istanbulnn kapı karşı komşnsu Bursadan gclmis olan diğer bir öğretmen ise sunları ilâve ediyor: Dini taassup Doğuya nazaran Batıda daha hızlı gclisivor ve vavılıyor. 13 vasına basan her genç kız çarşafa sokninyor, cahil hocalar kdy köy dolaşıp halkı zehirli\orlar. Tani lâfın kısası ekonomik, sosyal, kültürel dnrum fecl . Halk en çeri memleketlerdekinden daha fazla pislik içinde .. tnkılâplardan eser ve ümit kalmamış... \e bn kapkara tablonun önünde memleketin üç buçnk aydını, deviet adamı, mebusu, yazarı aylardan ve aylardanberi bir tek mesele ile nğrasıyorlar. Onnri nğrnnda mücadcle edip alınteri döküvor, ondan med«t nmnyor, memleketin buzurunu refahını, istikbalini ona bağlamak istiyorlar: Af! Belki varın Istedikleri toptan affı da çıkaracaklar Ama 9bür çün bu millet aklı haşına gelip de düşünebildiği zaman onları asla affetmijeceUtır. Tarihin tarın hepımiz için löyliyecegi tek »öz bugünden knIağımıza geliyor: Hay budalalar hay!.. Cevat Fefaml BAŞKUT Eski Yunan mitolojisinln finlfi tanrılarından Hermes'in ba«ı çalınmıs. Gazeteler yazı.iorlar. O güzelim ilâhın Arkeoloji Mıizesindeki hejkeii simdi kafasız O Tunani vücut hendesesinin dengelediği orauzların üstünde bir bosluk sırıtıyor. \iee kıralların, nice kıraliçelerin, nice padisahların başlarını ka\bettiklerini okamusuzdur tarihte Ama ilk defa bir İannnın kafasını kaybettiğini du\u\oruz. Atom çağı, insanları çok deşistirdi, çok tuhaflastırdı. Tannlarm bile kellesi teblike\e girdi artık. Hermes'i ivi tanır mndınız? Eski Yonan'ın en hıziı tanrılarındandı mulıterem Sıhbatli, gürbüı. yakısıklı, çapkın, neseli .. Ve biraz da scrseri, biraz da eli nzun! Biraz da r!i nzun dediysek, bn, yükşek mevkiine duvduçumU7 «a\sı \uzundendir. Hermes hırsızlann tannsı idi. Yaptıfı çevıtli islcr yıizündcn, çesitli adlar takılmıstı kendisine Yiğit kiüi lâkabı ile anılır. Hermes de lâkabı ile anılan bir ilâhtı. Ona Hecemonios diyorlardı Tani uaruların, yol kesenlerin, hırsızların tannsı. Ona Nomios diyorlardı Tani öküzleri, inekleri, kojunları güden tanrı. Ona Enanogilos diyorlardı Yani >anşların, yansmalann tannsı. Bu adlardan onun kisiliği de ortava çıkıvor. Hermes, tanrıların tannsı Zeus'un oğludnr. Olemp dafının nkuzlerini surmekle gdrevlendırildi. Afrodit'le se\isti. Böjlesine bir tanrının kafasını çaldırmasına nasıl üzülmezsiniz! Arkeoloji Muzesinin kuytu kdselerinde millî bir servet olarak usla uslu duran kafa, şimdi kimbilir nerelerde? Zaten bir havli olmuş Hermes'in kafası ralınalı . Fakat basına yeni dujunılmus. Polis çoktan gerekli arastırmalara başlamıf. Aslında bu arama, yalnız polisin degil bütün vatandaşlann Sdevidir. Hermes'in başını muhakkak bulmalıyız. Bnlnp d» müredeki kösesine ko^malıvız. Hermes'in basım bntnp müzedeki köşesine koymadan, emın olun, hiçbirimize rahat yoktnr. Bunun içindir ki, ben kendi hesabıma simdi ber vanda Hermes'in kafasını arıvornm. Kiminle tannsam, nereve şitsem içimde bir şuphe Geçenlerde bü^ük, ama bem büyuk, hem ünlü bir politikacı ile tanıstırdılar. Adam : Müşerref oldnk .. dedi. Ben de : O şeref bize ait . dedim. Dedim .. Fakat içim icimi viyor. GSı nenyla gfiphell fflpheli «flıüyorom politikacıyı . Bn herlf halkı koyun yerine koyanlardan, milleti sürü zannedenlerden .. Sakın Hermes'in başı bnnda olmasınT Gene geçenlerde bir toplantıda, plyasamızın en kodaman iı adamlsnndan biri ile karsılaştım. Tek ayak üstünde kırk dalavere çevirecek bir dehâya ve Allah verjisi bir kazıklams ustaIıfına sahiptl. Minareyi çalıp kıhfını faazırlamadan flzliyebilen dlllere destan, bir kabiliyet vardı adamda .. Bn herifî de dikkatU dikkatli rtıüyorom : Sakın Hennes'in başı bnnds elmaaın? Bnlnttan nem kapıyornm artık . Kimden fflpbelenmezsinlı U ? Şehir orfasında gupegündüı adam soyan bizde . Boynn kıravatlı ngrnların üstadları bizde .. Milletin gözündeki »ürmeyl yürüten karmanyolacılar bizde... Hepsinden .. hepsinden şüphellytm : SaJon Hennef'in baat bnnlarda olmuınT Sankl förflnmea bir el Hermes'in kafasının içindeki beyni çıkanp biıim insanlanmıza dafıtmı?. . Herbirl birer tannsal jne kannmışlar... Hırnslann Ufthı, sürtlerin çobsnı arsmızda «ürdürmef* baflamif tannlıfını... Ve dfiıflnfip tonnnda amntsazlnğa kapıldım : Polls bana ne yapnnT Nasıl bnlsun Hermes'in basını? SByleyin bana, kimi, kimleri tevklf edecek?.. Hem bnlsa bile gücü yeter mi smmrnnıt? Ikincı Abdulhamıt İstanbulunda tahat yaşamanın yo lunu bulrouş olanlar ıçın Meşrutıjet kotuluğun başlangı Geçmiş ile bugün M Yazan: Melih Cevdet Anday Ikıncı Abdulhamıt'ın gununde, baş tan başa mutlu olan bır ulus, Meş rutnet geldığı gun nasıl olur da birden bıre joksul duşuvenr? Nasıl olur da bıt gun ıçınde butun erdemlennı yıtırıverır? Ama Ikıncı Abdulhamıt İstanbulunda rahat j aşamanın jolunu bul muş olanlar, bu goruşu yaymışlar, gıderek bır kette tutturmuşlardır da. Öyle kı, elın joksulu bile, .An eski gunler'» dıye yakınmıştır. Meşrutıyet devnrm, boj'lece birkaç hafta ateşli ozgurluk, kurtuluş sojlevlerının çekılmesıne jara makla kalmış. kurtuluş ınancı get çekten kıtleye ıslememıştır. Çunku kıtlenın dusuncesını, Istanbul efendısı temsıl edıyordu ve Istanbul efendısi koca Anadoluya gozunu kapamış kulağını tıkamış, sarayla alış verısını yoluna koyarak kendı açısfndan mutluluğa er mıştl. Acı olan, yoksulun, ezılenin bu propagandava j'atması ıdı. Yeni kanuna göre miting yapılacak yerler tesbit ediliyor Toplantı ve Gosteri Yuruyuşlerı Kanununun tatbıkatı ile ılgıh çalısmaları gozden geçırmek ve toplantı yapılacak yerlen tesbit etmek uzere harekete geçılmıştır. Bu maksatla Valı Nıyazı Akı'nm başkanlığında kaymakamların katıldığı bır toplantı >apılacaktır. Toplantıda, gosteri yapılacak yerler tesbit edılecek, alınacak tedbırler uzerınde durulacaktır. cı sayılmıstır; toplumda sıra, duj zen bozulujor, başlar ajak ayaklar baş oluvor, kımsede saygı kalmıyor ahlâk çuTuyor Ve arkasından «Neydı o gunletr!» teranesı, «Şekerın okkası yedı buçuk kui r u ş e n yoksulun sofrasında bile uç kap yem'k, saygı, sevgı o zaman vardı » Çocukluğumda dinle dığım bu turlu sozler benı gerçek ten uzerdı; demek Meşrutıjet koca bır ulusu joksullastırmak, so\'suzlastırmak ıçın yapılmıştı î\ı ama, bıjr takım kışılerın elınden nasıl olmuş da ıyı gunlere, mutlu gunlere tekme vurmak gelmıştı? İnsan goz gore gore kotuluğu ıstıyebılir miydı? Bu sorular gerçi çocukça sorulardı, ama bır toplumun uç beş kısı şoyle ya da bojle ıstedı dıye mutlulugunu son damlasına değın tuketmesı olacak ışlelrden mıdır sorusunu sormak ıçın de oyle pek derm bır bılgıye luzum yoktu Yerli mallara TM ibaresinin konulması mecburiyeti 3 ay tehir edildi Resmî Gazete ile yayınlanan bır kararname gereğınce, yerlı sınaı mamulâtın uzerıne «Turk Maiı» ibaresinin yazılması uygun gorulmuştur. Ancak, aldığımız bılgıye nazaran Sanayı Bakanlığı yeni bır kararname hazırlanması amacıj le, mezkur kararnamenın uç ay tehırinı Bakanlar Kuruluna teklıf etmıştir. alabilirsiniz Bunun için İki Tiip U Posta müdürünii ölümle tehdit etti Kocamustafapaşa P T.T. Mudurü Fethı Ceylâncılar oncekı akşam gorevi ba^ında ıken bır genç ıçerı gırmıştır Posta Muduru başını kaldırmıs ve gence ne istedığını sormuştur. Bu soru uzerıne adının Ahmet Ayvas olduğu sonradan tev bıt olunan genç: «Senı burada yasatmıyacağım. Senı oldureceğım» demiş ve kaçmıştır. Henuz bulunamıyan gencın ne sebeple Posta Mudurund oldurmek ıstedığı anla i şılamamıştır. Bugün geçmise baktığımız zaman bu gerçeğı açıkça goruyofuz. Artık Meşrutıyet'ten oncesının bir mutluluk donemı olduğunu kımse soj'lemıjor. O mutluluğun, o gunku ıktıdardan j aralananların mut luluğu olduğu bugun herkesçe bılınmektedır. Geçmışı karıştırmanın nedenı şu: Yazık kı, dun ıçın açıkseçık olarak anladığımız bır takım gerçekleti gunumuzde de bulup ortaj a kojmakta guçluk çekıjoruz «Gorulmemış kalkınma» sozu, >al nızca 19501960 arasını n palavrası olmakla kalmıyor, bugun de sojlenıj'or, soylenebıliyor, bır gerçek mış bır doğruymuş gıbi bugun de ! ortaj'a atılabılıj'olr. 19501960 arasında Türkiye kalkmmış, m u t l u l u ğ a ermış de, 27 Ma jıs bu kalkınma\ı, bu m u t l u l u ğ u yıkmış . Bunu demek ıstıyorlar. 27 Mayıstan z a r a r gorenlerin boyle du^unmelerıne bır şey denemez, çunku r a h a t l a r ı kaçmış belki de vurgunları ellerinden gıtmıştır. Ikıncı Abdulhamıt'ın gununu ozlemle anan saray çevrelerı, İ^tanbul efendılen gıbı, 19501960 donemının m u t l u l a r ı da elbet geçmışı oveceklerdır. Benım şaştığım o değil, 19501960 donemı ıçınde bunca rahat olduğu soylenen b ı t toplumun, 27 Mayısta bırdenbıre yoksul duşuverdığıne ınanılmasıdır. Gerçekten de buna inananlar boy le duşunenler var. Nasıl olur da on yıl ıçınde gorulmemış bır kalkınma ıle mutluluğa eiren bır toplum, bır gun bırdenbıre butun zen gınlıklerını, b u t u n erdemlerını yıtırır? Rakamların yardımından ya rarlanmak ıstemnofrum, sadece sagduyuya guvenerek konuşmak ıstıyorum. İçinde b u l u n d u ğ u m u z çıkmazlar artık herkesçe bıhnmektedir. O goruimemış k a l k ı n m a bızi bu çıkmazlara getırıp bıraktı ise, kımdı, kımlerdı onun mutlu kıldığı? İşte geçmiş ıçın, îkınci Abdulhamıt gunu ıçın açıkseçık j olarak anladığımız bır gerçeğı, bu | gun bır t u r l u goremedığımıze do j k u n u r k e n bunu soylemek ıstıyordum. MEVLÛT IIAFIZ KÂNİ KARACA tarafından okunan bu eser 33 devirli bir plâk nlarak neşrediimiştir. Butun plâkçıîarda. Ankarada: GİMA Mağazasında. Faal 1252 2482 DİŞ MACUNU almanız kaiidir Amerikadan terlik talep edildi TEŞEKKÜR Maruı kaldıjım bobrek taşı »meliyatını, yarattığı bilgi ve •efkat yuva»ında, büyuk basariyle yapaa çok sayın meslekda i şım, büyuk insan, Ürolog Op. Prof. Dr. GlYAS KORKUT'a ve Klıniğınin guzide mensuplarına mınnet ve şukranlarımı arz ederim. Hastanede yattığım muddetçe kardeş alakalarını esırgemiyen Prof. Dr. SABAHATTÎN KERÎMOGLU ıle Dr. KEMAL ÇAMLICALJ'ya, mensubu bulunduğum îzmıt Işçı Sıgortaları Hastanesi hekım, hemşıre ve personelme, benı aramak lutfunda bulunan bütun akraba, dost ve teşekkuller mensuplarına en derin teşekkürlerimi sunanm. Dr. İMRAN SATAN (Basın 2612/2470) Bırleşık Amerıkaya terlik ıhracı imkânları belırdıği, Tıcaret Odasına gelen bılgıden anlaşılmaktadır. Reklâma ehemmıyet verılmek sartıyle Turk terlıklerırıırt Amarı L kada satışının buyiflc ÇıîKyasta âr * ^acağı b^dyılmektedır. Ancak, terlik sayılarının bılhasI sa zarıf Turk motıflerıyle tezyın I edılmesı şart koşulmaktaıîır ACCLE EDİNIZ MIKTARI AZDIR Ecıaneye, patlumeriye, bakkala ugrayarak bedava plâstik bardaklı Kolynos Super White dis macunundan alrnız r SUBAT 24 RAMAZAN 29 V. E | 7.41113 27 16 30 13 5J 20 24) 6 00 ]12 49 6 35 9 37 12 00 1 Tl 11 07 ılı Iklncil £ töJt ~"^MSÎ Uâncıhk: 258 ŞCUMHURİYET'in Tefrikası: 14 WAZAN>VeanlLaborde:ç£VimisMamdi Varoui u, Gidip kendisini görmekte, oannla konusmakta menfaatinız olabilir, dedi. Insanda iyi tesir bırakıyor. Sanınro, tamamiyle samimî değil. Ama niçin, işte onn anlamak lâzım. Dosye söyle bojle demiştiniz, niçin? Dos\a, Gandet'nin elinin altında idi. Onu gülümsiyerek Philliet'ye çosterdi. Öndekilerin izinde yurümeyi tercib eden, başa geçmek istemiyen bisiklet >arısçıları çibi idiler. O da, öteki de ilk soziı sdjlemek iste miyordu. Mutalâalannın biribirinden farklı olraadığinı seziyorlardı. Nihajet, Gaudet'nin gönlü oldu, konuşta: Siz de benını kadar bilıyorsnnuz, dedi. Iğneyi japmış. Am ı anıpuldeki ilâç beparine değil, oumerane imis. Eğer bu bir cinayetse, hastabakıcı bir kızın isleyece*i tipten cinayetin ta kendisidır. Seben olarak da ortada bir \a«i\etname \ar. Denıck ki matmazcl Leblanc'ı «uclu saınorsunuz.' Korkarım, ba«ka tefsir joIn \o\\. Nıçın «korkanm» dıjorsunnz? Kendisini gördüm de onun için. İslediği cinajete u>çnn in san dejıl. Bazan .bir cınayetle faili arasında birden bire bir münasebet belirir. tnsan, bn kimsenin bn cinayeti islemls ol ması tabiî bir şey, diye dfişfinür. Bazan da, bn oinayeti işlemesi mnkaddermiş, der. Hattâ dahası var, bannn bn cinaye ti işlemis olmasına ihtimal yok, der. Ben öyle örnekler gördüm ki, cinayette bir dereceye kadar kadere inamyorum. Dünyaya şerir olmak için gelmiş in sanlar vardır. Bn, daba dofcuş ları esnasmdaki alın yazılandır. Şeririn sonu darağacıdır, şasmaz bn kaide. Snsta, sonra gülümsedi: Lâkırdı nereye gitti! Demek istediğim şoydu. Gene\ieve Leblanc bnnnn tam zıddıdır. Philliet gülümsiyerek Gandet'je baktı: Bana bana niçin söylüyorsnnuz? Bnnlar bir sorgn hâkiminin bir avnkata söyliyeeeği sozler değil. Ben rastrele bir sorga hâkimi deçilim. Biliyornm! Karsılıklı gulümsediler. Gandefnin söhreti vardı, hazırlop fikirlere iltifat etmeyen bir adam oldufunu bilmeyen yokln. Fakat bu sefer bir hedef giidüyordu. Phitliet'nin tecessüsünü ASKVOLUNDA knrcalanıak isteyisinin sebebi bir taktik meselesiydi. Genç avnkatın, yapacaih tekliften goconmamasını istiyordu. Düsünceii bir tavırla onnn yüziine baktı. Genevieve Leblanc'a bir şey söylemenizi istiyornm, dedi. Sizin tarafınızdan mı? Hem evet, hem hayır. Resmen dejil, tabiî. Fakat o tarza söylemelisiniz ki sadece kendi menfaatini aradıgımı anlasın... Philliet kaşlarım çattı. ' Bn kaş çatısia biraz mübalaga ve endise taklidi vardı. Gandet devam etti: Eğer snçln ise, bakın israr ediyornm. efer saçln ise, kendi sine anlatın ki snçnnn itiraf et mesi kendisi için daba hayırlı olnr. Philliet'nin göstereceği tepkiyi önceden biliyordu. Tereddüde dfisecek, hayrette kalacaktı. Devam etti: Ne düsündüfünüzü biliyornm. Her seyden evvel, kendi isimi kolaylaştırmak istiyorunı zannediyorsunuz. ttirafı aldıktan sonra, bir snçlnya oynadığım bu oynndan dolayı memnnnlnktan elleriml ovnstnracafımı tahmin ediyorsunuz. Çet refil bir sorgu işi altına girmek bakımından bu, doğru, ama üst tarafı yanlıs. Suna samimiyrtle inamyorum, eşcr Geneviev« Lrblanc mosvö Dupre'yi zehirlemisse bunu bvlesine ispat edecefciz ki, içinden cı kılmaz bir a|a düsecektir. tnkâr edecek, inkârında israr edecektir. Bazı suçlular olmus, o kadar yalan sö\lcmislerdir ki, gerçeğe avkırı bir kocaman yıgına dolanmıslar, artık onun içinden bir daha çıkamamıs, bü tün sağdnynlarını kavbetmislerdir. Jürinin karsı<>ına çıktık Jan vakit, bu yiızden o heyeti de aleyhlerine çevirmislerdir. Avnkatları. hafifletici sebepler ileri sürenler olmas. ikisi bera ber alabildiğine asırı çitmişler dir. Siz henüz gençsiniz . Philliet sorgo hâkiminin sözünü kesti: Aksini iddia etmiyornm efendim, dedi. Tecrübesini daha evvel yaptım. Ama iki itirazım var. Ririncisi, Genevieve LebIanc'ın suçlu oldnğana emin misiniz? Tasrih etmistim. Suçln ise, dedim. Değilse bu söyledikleri min zaten mânâsı kalmaz. tkincisi. (arzedelim ki itiraf etti. Diyelim ki zehirledi, para hırsıyle. Dnpre'nin servetini ele geçirmek istiyordu. Her halde metresivdi. Bana ben nereden hafifletici sebep bulurnm? Âdeta Cassidis'nin sesini dnyar gibi oluyorunı. Bir hastanin mecalsizliğinden faydala nıp onn öldürmek için iblisce zekâsını kullanan bir hastabakıcı kadııı, diyor gibi. Gaudet çöğus geçirdi: Elbette kolay olmaz, dedi. Ama bilmis olun ki bir dâva, her zaman değilse hile çok defa iki romanın karşılastırılması dır. Sahsi hukuk dâvacısı, bütün kusurlar üzerine jüklenen bir kötü kisi ile. dâvalı ile karsı karsıyadır. Müdafaa cephesinde, bn aynı zanlı, cürmü ne olursa olsun, olayların bir kötuluk islemeye sevkettiği bir zavallıdır. Romanını akla en ya kın sekle sokabilen avukat dâ vayı kazanır. Size belki de bir parça kötümser görünüyorum. Çok defa bundan dolayı beni mnahaze ederler. Gaudet konusurken Philliyet kararını vermişti. Pekii, dedi, söz veriyorum, deneyeceğim. Gandet devam etti: Beni bnna sevk eden sebepleri sizden saklayamıyacağım. Asıl gerçek sebep su ki, Genevieve Leblanc'ı suçladığı m ı memnun olmus değilim. tsin sonuna kadar, târif edemiyeceğim bir huzursuzlnk duyacağım diye korku\orum. Itiraf beni rahat ettirecek. Egoist bir dnygv bu. Hattâ belki de bir \esvese. Siz ne isim verirseniı verin. Gaudet gülümsiyerek ilâve et ti: Metr Cassidis, dnrnma bel ki de korkaklık diyecektir. Siz de belki işin beni korkuttujuna hükmedeceksiniz. tkiniz de haksızsınız. Bn meselede bir pürüz var ama, nedir, bilmiyorum. (Arkası var) Geçen gun b i r istasyon bufecisi, gorulmemış kalkjnraa edebıvatının gazetelermden bırını u z a t a r a k : Bunu okuyun dedi bana. Onun gorulmemış kalkınmadan yararı ne olmuştu'' Az ya da çok, orası onemlı değil, a m a o ıstas\on bufecisi, kendı d u r u m u n u butun toplumun d u r u m u sanmak gıbı, aNüshası 25 Huruş ramızda pek ya\gın olan bır yanıl Basan ve Yayan maya duşüyordu. Gerçi basit yuft Cumhurıyet Matbaacılık ve ta? her zaman boyledir kesesıne Gazetecllık TUrk Anonım Şlrketl b a k a r o, paracıkları çoğalıvorsa Cağaloğlu Halke\1 Sokak No. 3941 dunyada ı<:ler iyi gidiyor demekSahlbl tır. O paralafrın çoâglmjısı \ u z M n * * & den. l u m i ?aman d j , jjwndfs^ne KO tü b i r gelecek hazıögndığ ldare n e n mez, dusuneme7. Here ıte Mesul Müdüı lığini b u t u n t o p l u m u n iviliği ile bağlı gormek erdemıne plbette erı VECDI KIZILDEMİR sememı^tır. Bunu da anlıyorum, * ama y u r t sorunlarını t u m u ıle goBÜKOÎMJ : tebilecek durumda o'.an kımsele Atatürk ANKARA Yener AP Yrnlsehll Bulvarı rin, avd'nların, yazarîarın, 1950Telefon. 12 95 44. 12 09 20, 1960 arasında, ulusun bu\ uk çoğun 12 09 66, 17 57 35 luğunun az da ol«a zengnle>=tığıne • inanmalarını anlıvamıyorum. Az DOGU İLLERİ MERKEZ da ol«a zensinlesmış b ı r ulus, hıç BÜROSU: 2477 bugunku guçîuklerle karşı karsl Inonü Caddesı l^muı Han Dlyarbakıı ya kalır m ı v d ! ' O donem bıze bı!r Telefon. 10R1 zengınlık mi, yoksa borç m u bırak * tı?. UÜMCK 11.1 I Kİ MERKEZ Bu soruyu kesin olarak çozmeBÜROSU : dıkçe, gecmı<!! gereğınce bilemıve KUçüksaat Mevdam Edlıne Hanı ceğımiz eıbı. geleceğ'mizı de bi Adana Telefon: 4550 S lınçîı olarak kuiramayız. * Gazetemlıe gbnüerllcn yazılar konulsun, knnulmauın lade edılmez llânlardan mesulıvet kabul olunmaz IŞIK ÖMEROĞULLAKI ıle Abone ve tlân tşlerl İçin, zartın GARİP GVRİP\C\OĞLU Ostüne «Abone» rev» «Ilân Servisıı Xı?anlandılar kaydının konması [âzımdır. Slvas 20 = 1?63 5 • BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYMAY1 TAAHHÜT C u m h u m e t 2489 ETMİSTtR. CUMHURlYET ZERRİN PEKİŞ İle RIDVAN PEKjŞ Evlendller 23 n 1963 Cumîıurt\et "c\ TEŞEKKÜR Kızım Nuvıt özçerçının apandısıt amelıyatında yuksek alakalarını esırgemıven sayın Dr. ALİ RIDVAN UNAR'a ve başarılı mudahale^ı ıle kısa zamanda kızımı sıhhate k a v u ş t u r a n çok k ı y m e t h doçent Dr. Sayın BAHA SEZER'e asıstan Dr. ONAT ARINÇ Hemşıre Mefruze Sarışın ve pansumancı Tahsın Onbaço a Cerrahpaşa hastanesi ).. cerrahi klınığı personehne te sekkuru borç bilirım. Babası HASAN OZÇERÇİ Cumhurıjet 2468 SATILIK Grundıg muzık dolabı ve 1956 Opel Kapıtân 22 65 75 Cumhuriyet: 2484 BAY OSCAR: PROF. NİMBUS'UN MAC ERALARI: Aııkara Istanbul Hava yolculuğunuz vesılesıyle gunluk mesamın telaşı olmaksızın nezıh bır hava ıçınde zengm bır yemekle bır kadeh neş elendıncı ıçkı hıç kımse tarafmdan rarıaisız edılmeden kendı duşuncelennıze dalmak.okumak veya bır oyun ıle huzura kavuşma fırsatmı kaçiTnayınız Lutthansa Servısı sızlere son derecede rahal uçaklannda her turlu rahatiıgı mumkun kJlmaktadif. 1ATA Seyahat Acentenız veya Münih Lufthansa Burosundan mesela son derece elverışlı Turıst Sımfı. uçaktakı gumruk muafıyetı ve sızı bekleyen başka faydalar hakkında malumat temın edebılirsınız Şuna emın olabılırsınız kı Lufthansa'nın suratlı uçakları ıle fıedefımze dınlenmış ve neş eli bır halde ulaşırsmtz, Acaba çok ehven olan Lufthansa Kargo Servısı hakkında malumatınrz vann»? Frankfurt ü LÜFTHANSA servıste onderdır l i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle