18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
pencere I Zamlar... Bakınız ne güzel fırsat çıktı iktidarı tenkid etmek için... fırtınaları vakitsiz Cemreler gibi birbiri peşisıra düşmekte. Birbiri peşisıra zamlar... Sigaranın dumanına ve rakının sarhoşluğuna bindirilen zamlar... Ask mektubuna ve başsağlığı telgrafuıa bindirilen zamlar... Iskeleden vapura ve istasyondan trene bindirilen zamlar... Bu zamlann sert rüzgârı, daba ellerine geçmeden nıemurlara yapılan zamları alıp götürecektir. Bir zincirleme pahalılığın neredc başlayıp nerede duracağını kimse hesap edemez. Iktidar, plânın yürütülmesi için gerekli parayı vasıtalı vergilere zam yaparak sağlamak yoluna sapmıstır. Demek ki plânı yürütmek için verçi adaletsizliğini daha da artırarak yürütmek zorunda kaldık. Feki hani halkın hükümeti? Vergilemede sosyal adaleti sağlıyacak en ufak bir teklif daha komisyoıılarda itiraz sesleriyle karşılaşmaktadır. Hayır, bn iktidarın şanjanlı kumaşından halkın çıplak vücuduna yakışacak bir elbise biçmek imkânsız. Niçin böyle oluyor? N'için tarım vergisi teklifleri politikacınııı küçük dünyasında kıyameti koparıyor? Ne dediler namuslu yerli uzmanlar ve dünyanın sayıiı bilginleri : Siz, dediler, çiftçinin fakir ve orta sınıfını verji dışında bırakıni7. Yalnız toprak sahiplerinin yüzde an bes zengininden yılda jüzde on vergi alırsamz plân kâğıt üzerinde kalmaz. Bunu söyliyen milletlerarası ilim adanılarının pasaportlarını ellerine verdik. Şimdi onlar Türkiyeden yalnız umutlarını değil, ellerini ve eteklerini de çekerek Avrupadaki işlerinin başına dönmüşlerdir. Düşüncelerini Başbakanın yüzüne karşı açıkça söyliyerek Koalisyon iktidarı bir başka çare aramışlır plânın finansmanı için... On para vergi vergi vermiyen tarım ağasına dişi geçmez. .Nitekim geçememiştir de . Ne yapsın? Vasıtalı vergilere zam yolu açık ve rahat görünüyor. Çünkü genis halk tabakaları bugünkü parlâmentoda dilsiz. Ve eııinde sonunda fakir tabakanın sırtına ezici bir yük daha vurulmuştur. Zam Gene dc açıklıyalım : İktidarı bu konuda yeteri kadar tenkid etmek hakkına sahip değiliz. Çünkü bu iktidarın muhalefeti de halkın muhalefeti değildir. tktidarı muhalefetinden, muha/efeti iktidarından beter acayip bir ortaklığın politikasını sahnelerimizde seyretmekteyiz. Peki Çare? Şimdilik tek çare bu beterin beteri durumn yazmak, dnyurmak, yaymak, açıklamak Hiç durmadan. En uzak vatandaşın kafasına girinceye kadar. 1 mart'tan başlıyarak her sigaranın dumanında, her kadehin sarhoşluğunda ve her mektubun pulunda Türkiyenin bugünku siyasi çıkmazının ceremesi ödenecektir. Bnnu böylece bilelim.. Ama koalisyonun ileri kanadından birkaç aydın bakan : Ne yapalım, çaresizlik! Başka yol var mı?.. derlermiş. Politikacı için başka yol var mı, bilemeyiz. Gazeteci için bir yol var : Doğruluk yolu. Demokrasinin tabiî yolu. Ancak yaptığımızı söylemek ve söylediğimizi yapmak. Bir politika sosyal adaletin yanından geçmiyorsa, ilk vazifemiz : Evet, sosyal adaletin dışındayız. . demektir. Hiç kimse tutturdufu politikadan sorumln değildir. Ama herkes hakikatleri tahrif etmekten sorumludur. Dogruyu söylemek bir adım atmaktır. Bulundugumuz noktadan attıgımız bir adım ise ufknmuzdan kazandığımız bir adımdır. <Kt CIIMHUIUYET I962I9GZ 19 Şubat 1963 | GÜNÜN KONULARI § ııııEiııınHiınııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı|ıııı VVhllS Hlül armağam 67 Piyasaya turlanda sebze gelmeye başladı Güney bölgelerinden turfanda sebze mevrudatı devam etmektedir. Şimdilik mal gelişatı birkaç çeşıde inhisar etmektedir. Senenin ilk parti sivri biberi piyasamıza gelmiş ve kilosu 40 liradan satılmıştır. Araka 5 ve taze bakla 9 10 lira arasında satılmaktadır. Enginann tanesi 270 300 kuruştur. üükümeüerin tamnması Yazan: Dr. İsmet «Türkiyenin emniyetini gaye j sı eğilimi bilhassa A.B.D. de göze tutan, hiçbir milletin aleyhin | çarpmış, 1792 de Fransada ilk cumde olmıyan bir sulh istika huriyet ilân edildiği zaman, devrin meti bizim daima düsturu Dısişleri Bakanı olan Jefferson : muz olacaktır.» • ATATÜRK «Halkın rızasına dayanan her hükümeti tanımak prensiplerimize I Irakta 8 Şubat Ihtilâlinden sonra uvgundur» demiştir. II kurulan yeni hükümeti memleketiOrtadoğuda olduğu gibi Güney miz de tanımış bulunmaktadır. Devlet kişiliğinin devamlılığına Am'erika Devletlerinde de sık sık karşılık, bir devletin Anayasa re görülen hükümet darbeleri ve ihjimine uygun veya aykırı olarak tilâller bu memleketlcrın devlet iktidara gelen hükümetleri devam adam ve hukukçularını «hükümettan:nması» konusuna önem lı olarak değişebilmektedir. t lerin Anayasaya uygun seçimlerle şu vermeğe zorlamış, liilî hükumetirade veya bu iktidarın hükümet kur ; lerin tanınmasında halkın ması devletler hukukunu ilgilen i ve rızasına dayanılması tezi Ekvadirmemekle beraber, milletlerara tor Dışişleri Bakanı Tobar'ın issı tatbikatta hükürr.etlerin Anava mine izafetle 1907 de ortaya atılan saya uygun hukuki bir yolla ikti Tobar Doktrinine esas teşkil etmişdara gelmemesi halinde mesele ö tır. Nitekim, 1913 te A.B.D. Başkanı nem kazanmaktadır. Gerçekten hükümet darbesi ve ' \Vilson, Meksika'da iktidarı ele geç MAKALE YARISMÂSI Ciritli rine getirmeği taahhüt eden hükümetlerı tanıma yoluna gittiğini görüyoruz. Nitekim 1932 de A.B.D. Dışişleri Bakanı olan Stimpson. kendi adı ile anılan doktrinde, milletlerarası hukukun ihlâli sonucu kurulan devletlerın tamnmaması gerektiği tez'"i ortava atmıştır. 1917 thtilâli sonucunda kurulan Sovyet Hükümetinin ancak 1933 te A.B.D. tarafından tanınmasında Sovyetlerin ihtilâlci propagandası kadar Çarhk hükümetinin akdettıği bazı antlaşmaları tanımaması da önemli rol oynamıştır. Yeni Irak Hükümetinin memleketimiz tarafından tanınmasında Irak'ın Birlesmiş Milletler Anayasasına ve milletlerarası antlaşmalara bağlılığını bildirmiş olmasının etkili olduğu bildiride açıklandığı gibi, meselâ Formoza Adası hariç. bütün Çin ülkesi üzerinde fiilî ve müessir bir otorite kurmuş olan Çın Halk Cumhuriyetinin hâlâ bırçok Devlet tarafından tanınmamış olması keyfıyetinde bu hükümetın devletler hukukuna ve Birlesmiş Mılletler Anayasasına aykırı davranışı sebep olarak gösterilmıştir. Meksika Dışışleıi Bakanı Estrada'nın 1933 te hükümetleri tanımanın memleketlerin eğemenliğini zedelediği gerekçesiyle ileri >ürdüğü «otomatik tanıma görüşu», ifade ettiği bazı gerçeklere ragmen, tatbikatta kabul edilmemıştir. Sosyalizm, ST. Moritz, Devekuşları Yazan: İsmail Antis Soruya karşılık verebilmek için çözümlenmesi gereken şöyle bir sorun var: İktisadi, yani maddi kal kınma istiyor muyuz? Maddi kalkınma istiyenler, hesapça bu soru ya olumlu karşılık vermiş kimselerdir. Burada şunu belirtmeliyim: «maneviyat» kalkınması için önce madde kalkınması gerekir. Maneviyatçı olup da madde kalkınması istiyenleri çelişmeye düşmekle suç layamayız. Suçlarsak haksızlık et miş olulruz. Çünkü sefaletin ve hay vanca yaşama koşullarının egemen olduğu bir yerde mânevi deJerlerin sözü olamaz. Anadolunun geri yerlerindeki sefil yaşama kojulları nın yanında, bu koşullara uygun olarak biz kentlilerin ölçüleriyle büyük bir ahlâk düşkünlüğü bulunduğu Anadoluyu tanıyanların birleştikleri bir noktadır. Çocuk kitaplanndaki yoksul ama ah lâklı kişi yoktur. Eğitim amaçlariyle uydurulmuş bifr efsanedir bu. Yoksuüarin varlıklıları görüp de ortalığı birbirine katmamaları salt korkularından, belki daha doğfusu ezikliklerindendir. Cennet, cehennem düşünceleri de bu yoksullara ezikliği ve boynu büküklüğü haklı göstermeye yarıyan ruhbilimsel araçlardır. Taritıte ah lâk değerlerini yaratmış olanlar her zaman az çok varlıklı toplum katları olmuştur. Gelelim Türkiyenin iktisadî gelişme açısından tarihsel evrimine. Osmanlı Devletınde Batı ile şu ya da bu biçimde ilişik kuran herkes Osmanlı Devletinın getihğinı anlayıp madde kalkınmasını özliyen ler arasına girmıştır. Burada kişiyi şaşırtan, bu ilişiklerin pek geç başlamış olmasıdır. Batıya Müslüman Osmanlı ticaret adamları gitmemıştır. Batıya ilk gıden elçi, Yirmisekiz Çelebi Mehmettir. Lâle devrinde, yâni 18. yüzyıhn başında Fransaya gidip gelmiştır. Bu kısa zıyaret bıle hemen yararını göstermiş, elçinin oğlu ilk tslâm Osmanlı basımevini kurmuştur. Avrupadaki ilk basımevınden 275 yıl kadar sonlra. Batıda sürekli elçiliklerin kurulması için ise 19. yüzyılı beklemek gerekiyor. Bu kapanıkhk, bu dış dünyada olup bitenleri umursamazhk öyle sanı yorum ki Osmanlı ilkelliğınin bir belirtisidir. Cumhuriyet çağında iktisadi kal kınma en başta gelen konu olmuş tut. Devletçilik sayesinde bu uğurda önemli hamleler yapılmıştır. "ok partili düzene girince öğreti doktrin) olarak devletçiliğe ver yansın edıldi. Oysa yine devlet eliyle mâddî kalkınmn yolunda çok önemli adımlar atıldı Çok par tili düzen siyaseti en ücra köylere kada» soktu. Gariptir, dini en faz a sıyasette m»»a olarak jnıUanan ar, «mukaddesatçılık.la en fazla lört edenler, bir topluluk karşısında söylev vermek durumunda kaldıklarında, her zaman yol, su, "abrika diye bir takım sözler verdiler. Başka bir lâf edemediler bu fırsatçılar, çünkü koyu birer maddeci ıdiler. Daha doğrusu mad decilerin aşağı tüirü olan mideci idiler. Verdikleri sözlerin bir çoğunu da tutmadılar ya da tutamadılar çünkü verdikleri sözlerin bi limsel hesaplarla, plânla ilgisi yok tu. Ama sözlefr tutulsun tutulmasın, en uzak köye kadar iktisadî kakınma özlemi yayıldı, geleneksel sefalet karşısında hoşnutsuzluk kıvılcımlan ateşlendi. Bence çok partili düzenin Türkiyede başardığı en önemli şey budur. Bun dan sonra gelecek bütün hükümet lerin başarı ölçüsü iktisadî kalkınma olacaktır. tktisadi kalkınma öz doyuramıyan hükümetlefr yıkılacaklardır. Ve bu, dağbaşt köylerinde bile halka bir takım elle tutulur yararlar sağlıyabilecek bir iktisadi kalkınma olmak zorundadır. Bunu libetalizm yapa maz, yapmaz. Mutlaka ve mutlaka devlet eliyle, sosyalizm düzeni içinde olacaktır. Hangi özel girişim Türkiyenin 40000 köyünü kalkındıracak? Hangi özel gırişim Doğuda yatırım yapacak? Düşunmesi bile gülünç. tktisadî kalkınma demek, ister tarımda, ister sanayide sermaye bi trikimi demek'ir Sermayenin de tanımı şudur: Başka mallarıüretmeye yarıyan mal. Örneğin, tra(ttör karasapan, kürek, makıne, ke ser, tornavida gibi mallar. Bu sei mayenin binkmesi için tüketımden vazgeçmek gerekir. Sermayecinin ikinci bir Cadillac almaktan, ya da parasını barlarda yemekten vazgecip bir dokuma tczgâhı alması demekt*. Ama, bu sermayecinin öyle değil de böyle davranması bütünüyle keyfine kal mış bir şeydir. îsterse parasını ba lıklara yedirir, isterse kışın İsviç rede St. Moritz'e gidip kayak yapa*. Devlet kayak yapmaz, parala n barda yemez. Üstelik Batının bugünkü iktisadî düzeye varması pek uzun surmüştür. Liberalizmin gelişme tem posu yavaştır. Liberalizm yoluylâ çağdaş uygarhk düzeyine yetişemeyiz. Prof. Sadun Aren'in Yön'ün ilk sayılarında çıkan yazıları pek güzel kanıtladı bunu Batıda hem yavaş bir tempo ile olmuştur gelişme, hem de bir sömürme düzeni sayesinde. Ingilterede sanayi devrimi 1770 te başladı 8 yaşındaki çocukların 1 saat yemek arası ile günde 16 saat çalıştırılmaları olağan sayıhyordu. Ancak İ833 te 10 yaşından küçük çocuklatın 9 saatten fazla çalıştırılmaları yasaklandı. Bugün yurdumuzda han gi 8 yaşında çocuğu, ya da hangi Jcadını 16 saat çalıştırabilirsiniz? Ortaklıkta dolaşan gizli ve açık işsizlere yetecek işyeri yok Türkiyede. Türk halkı boğaz tokluğuna kendini sömürtmek istese de, bunu hangi hükümet kabul edebi. Ifcckür? JSaTürk halkı s ö m ö m l e | bilir, ne de bir takım zsnginierin. paralarını cfrada buifSda çarçur e ^ melerine göz yumulabılîr Her iki. olasılığı (ihtimâli) de engelliyecek olan devletçiliktir, sosyalîzm dir. Sosyalizmin toplumsal adalet çinde kestirme bjr kalkınma you olduğunu görmek istemiyenler başlarını kuma gömen devekuşlarına benzemektedirler. Ne yazık ki devekuşu tepkisi göstefrenler bu gün ortalığı kaplamış görünüyor • Fınncılar eksik gramajh ekmek çıkarmağa devara etmektedirler. Beledıye Ceza Kanununun yetersızlığı sebebiyle eksık gramajh ekmek çıkaran fırıncılara en fazla 50 lıra para cezası verılmekte, tekrarı halinde 4 günlük kapatma cezası uygulanmaktadır. Bundan faydalanan fınncılar, ihtar ve para cezalanna rağmen hile yoluna sapmaktadırlar. Dun 12 fırın kontroldan geçirılmış, 10 una ihtar verilmiştir. Bu arada ıhtara rağmen eksık gramajh ekmek çıkaran 2 fırına kapatma kararı uygulanmıştır. Ayrıca Iktisadi Murakabe Müdürluğü murakıpları 199 müesseseyi cezalandırmıştır. Kontrol edilen 12 fırından 10 una ceza kesildi Şehirde bırçok inşaat sahibinin, yapılarının cephesıne ısabet eden kaldırım ve caddelere malzeme yığarak trafiği aksattıkları, yollan kırlettıkleri tesbit edılmiştir. Bu durumu önlemek için Belediye, inşaat sahipleri, yapılarının etrafını korkuluklarla çevirmedıkleri takdirde kendilerine çalışma ızni vermiyecektir. Bu arada inşaata malzeme geürme ve moloz çıkarma işlerinin de geceleri yapılması kararlaştırılmıştır. İnşaat yaptıranlarla ilgili yeni kararlar Linç edilmekten kurtanldı Eyup Goktepe mahallesinde oturan 10 yaşında bir kız «ocuğu aynı mahallede Şevket adında bir sarhoş tarafından kandırılmış ve tecavuze uğramıştır. Önceki akşam vukua gelen olajın mahailede duyulması üzerine Şevket halk tarafından yakalanmış ve linç edi'.mek istenmıştir. Çocuğu iğfal ettığı iddia olunan Şevket halkın elinden polis tarafından kurtarılmış, soruşturma için nezaret altına alınmıştır. T E Ş E K K U R GÜLSEN KADİR EREN ÎNCEOGLU I Şubat 1963 tarlhinde Ankarada vukua gelen uçak faclasında annesiyle blrlikte yaralanarak Hacettepe Çocuk Hastah»neslnde tedavl edllirken 13 şubat 1963 çarçamba. saat 23.15 1e vefat etl*1!! un 15 şubat 963 cuma günil Hacıbayram Camünde yapılan renaze meraslmtne katılan ve çelenk gönderen D.T.C. Fakültesi Dekanlığına ve mensuplanna, Cografya Enstitüsüne. Talebe Cemiyetine, Aydınlıkevler îlkokutu menpuplarına. akraba ve destlarımua.>,bizzat getarefc. telernt, telefon veya mektupla derln acımızı paylaşmak lüt funda bulunanlara sons'iz şükranlarımızı ayn ı v n blldirmeye teessürümüz mânl oldujundan. bu hususta savın gazetenirfin tavassutunu rtca ederiz. Babası: Prof. Dr. Cevat R. Gürsoy Cumhurtyct 2219 Mçanlandılar 17.2.1963 Ankara ORHAN RÜŞTÜ Gürsoy Kızı kaçınca kendini astı Bakırkoy Zuhuratbaba Mahallesi Kubılây sokak 3 sayıda oturan 49 yaşındaki Annik Denükok adındaki kadın kızının, istemediği erkekle kaçmasına sinirlenmistir. An nık oda'nın tavanına' kendini aımak istemiş fakat kocası tarafınd^h görfllerek ip kesHmek »ırr«r tiyle kurtarılmıştır. ö t e yandan Fatihte oturan O mil Yelekçi de nışanhsı ile yaptığı kavgaya sinirlenmiş, bilek damarlarını keserek intihar etmek istemiştir. Cemil hastahaneye götürülmüştür. Istiklâl caddesıne yakın bir yerde önceki gun eski bir kumar meselesı sebebiyle aralannda geçimsızlık bulunan Fethi Çakmak ile Ali Yılmaz, Bayram sokağında karşılaşmışlardır. Fethi rakibini görür görmez üzerinde bulunan sılâhı çekmış ve ateş etmeğe başlamıştır. Çıkan kurşunlardan üçü Alinin karnına ve kasığına ısabet etmiştir. Olaydan sonra kaçan sanık bulunamamış, yaralı koma halinde İlk Yardım Hastahanesine yatmlmıştır. Polis tabancah sanığı aramağa devam etmektedir. Cumhuriyct 2231 MEVLİT Büyü,k kaybımız.ve aile rel ya ihtilâl gibi Anayasa dışı yollar çirmış olan General Victoriano la iktidarı ele geçiren hükümetler Huertanın hükümetini tanımıyagörüdülğü gibi, bazan bir devlet , cağını şu gerekçe ile bildırmişti: içinde birden fazla otorite iktidar j «Mesru hükümet daima îdare oüzerinde hak iddia etmektedir. i lunanların rızasına dayanır. Karı1 Nitekim bu manzara bilhassa Or şıkhk, şahsi entrıka, Anayasa haktadoğu ve Güney Amerika memle larına meydan okuma hükümetleıl ıtibardan düşürür. ketlerinde sık sık görülmekte, ba zayıflatır ve ğımsızlığa kavuştuktan sonra me Biz iktidarı kendi menfaatleri veselâ Meksika'da bir yüzyıl içinde ya ihtıra?ları için gasbetmeğe çabine yakın hükümet darbesinin lışanlara sempati duyamayız.» 1930 dan itibaren A.B.D. nin tavuku bulduğu ve memleketin anve cak 1940 tan sonra sivil ve askeri nıma '/onusunda daha pratik otoriteler tarafından gerçekleştiri realist bir yol izlediği ve halkın len ciddi reformlar sonucunda si açıklanmış rızası yerine halkın itiyasi istikrara kavuştuğu ifade edil | raz etmediği ve devlet mekanizmasını kontrolü altında tutan ya (1) Ed\vin Lieu\ven, Arms and Pomektedir. (1) Her devlet Anayasaya aykırı ve j ni «müessir otorite» kuran ve bilhtics in Latin America New ya Anayasa dışı yollarla iktidara hassa milletlerarası vecıbeleri yeYork 1961, p. 108. gelmiş fiilî (de facto) bir hükümeti tanıyıp tanımamakta serbest bulunmakla beraber, tatbikatta bu DOĞUM ÇOK ACI BİR KAYlP serbesti keyfi ve başıbozuk bir AZlZE AKSLANPAY takdire değil doktrin ve tatbikatm Milll Mücadcle kahramanlave nndan merhum Urfa mllletvetesbit ettiği birtakım ,kriterlere daTALAT ARSL\NPAY kili Ali Salp Ursavaşın reftkapı. yanmaktadır. Bir kız çocuklsn olduğuDcmir ve Bc7kurt Ursavaşm. 19 uncu Yüzyıhn başında fiili nu doat ve akrabalarına Pcrthan TUrkel ve Istiklâl Gökhukümetlerin tanınması konusunmüjdelerler. er'ln »evglll annelerl, Handan da ileri sürülen «meşruiyet» esaIstanbul 17.2.963 ve Nevln Urs»vaş'ın. Yaçar sının, mevcut monarşiler bakımınTürkel ve Hayri Göker'in ka^ dan değil fakat halkın iradesine vınvalidelert, Mehmet ve Aslan Cumhuriyet 2216 dayanmak bakımından anlaşılma 1 Türkel'in. Zeynep Göker'in anneanneleri, Leylâ, Hllâl. HUlya ve Fehime Ursavaşın babaannelerl a<ılihatı nisvandan büyllk varhğımız Hastalığım sebebiyle yatmıs olduğum Ankara Tıp Fakülte«i Birinci Dahiliye Kliniğinde görmüş olduğum mu.şfık alâka ve FEHİME URSAVAŞ fevkalâde bakımdan dolayı başta Klınik Direktorü Prof. Dr. trHanımefendi fan Titiz olmak üzere, Prof. Dr. Sabih Oktay, Başasistan Dr. Hokkın rahmetiiıe kavusmuçtur Ahmet Sonel, Asistan Dr. Abıdin Kumbasar ile Başhemşire Cenazesi Adanaya nakledilerek Zeynep Şengün ve Klinigin dığer bütün başasistan, asistan, «ah günü 19 Şubat 1963 de öfcle hemşire ve personeline; lüzumlu görülen bronkoskopiyi bizzat namazını mütaakıp ebedi lstlyapmak zahmetinde bulunan Prof. Dr. Selâhattin Akkaynak ile rchatgâhına tevdl edllecektlr. Dr. Nezihe Enacar'a ve hastalığımın tedavisinde yakın alâkalaAilesi rını esirgemiyen Prof. Dr. Efdal Aşar, Doç. Dr. Cengiz Kevenk ve Başasistan Dr. Nurullah Mataracı'ya sonsuz minnet ve şükCumhurivet 2211 ranlarımı arz etmeyi bir borç bilirim. T t R K TİCARET BANKASI A . Ş . . . KUP ÇAMAŞIRIARI Ankara Şubesi Ikinci Md. ENVER MALtK OTOVA H/kRBIY TEŞEKKÜR, ITCYAFRA • <Cumrnırîy%f Reklâmcıhk 7012201 Ord. Prof. Dr,. Aziz ruhuna ithafen. vefatının blrlncl senej devrlyeslne rasthyan 21 Şubat 1963 perşembe günü, ögle namazını miltaakıp Kadlköy. Moda Camlinde Mevlidl Şerif okutulacagından akraba ve dostlanmırla bütün arzu edenlerin teşrlflerinl rtca ederiz. Eçi: Mir'at öktem Kızı: Refhan öktem Cumhuriyet 2218 ÖkfeU | ! j ! j . CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş ' Senellk « aylık 3 ayllk Türkiye Hartct Llra Kr. Ura Kr Reklâmcılık 592203 75.00 150.00 40.00 80.00 22 00 44.00 Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şlrketl Cajalojlu Halkevl Sokak No. 3941 Sahlbl ! Rakibini vurdu V E F A T DenizclUk Bankası Emeklller Cemlyeünden: 26 Numaralı Ar«balı vapur etnckll kapdanı Hakkın rahmetiiıe kavuşmuştur. Cenazesi 19 Şubat 963 salı günü Üsküdar Yenlcamiden öğle namazından sonra kaldırılacağı üyelerimlze duyurulur. Idare Heyetl M/S "FETHIYE,, 27 Şubat 19«5 15 Mart 1963 tarihleri arasında ROTTERDAM. HAMBURG, BREMEN. ANVERS ve LONDRA Limmlarından Türkiye için ticarî eşya yükjiyecektir. V E F A T Selanlk Üçüncü Ordu Müîürü merhum Hacı Hayrl Paç» kızı, ümerajı askertyeden merhum Ezgıi Ahmet Galip Paşa eçl. Yedlkule Goffüs Hastahkları Hastahaneel Diş Doktoru Halit G»Up Ezgü annesi, Nazmlyc Ulaç ablası, Samiha Ceylân, Meral Gasprah. Nimet Aykut teyzeleri, «alıhatı nis\andan MEHMET ALİ ARGUN Yarı lşlertnt fiilen ldare eden Meıul Müdür NAZİME NADİ « Y I LI N K İ T A BI KOÇTUĞ DENİZCİLİK İŞLETMESİ Galata, Bankalar caddesi Bozkurt General Han kat 5 Telefon: 44 26 63 49 56 70 Telfraf: KOCTUĞ, İSTANBUL Reklâmcılık 7102229 VECDİ KIZILDEMİR * ANKARA B Ü R O S U : Atatürk Bulvarı Yener Ap.Yonl»ehlı Telefon: 12 95 44. 12 09 20, 12 09 66, 17 57 35 DOGU tLLERt MERKEZ BÜROSU: tnönü Caddesi Işmen Han Dlyarbakıı Tplefon: 1061 Cumhunyet 2217 I ŞUBAT 19 RAMAZAN 24 OLÜM Kıymetli eşim ve babamız 17 İS Şubat 1963 de rahmetl Rahmana ka\uşmuştur. Cenazcsl 19 Şubat 1963 salı günü öğle namazını mütaakiD Şiçll Camil Ş«rlflnden kaldınlarak FeriTcöydckl alle kabrine defnedlieccktlr. Mevlâ rahmet eylesin. Çelenk gönderilmemesi rica olunur. AZİZE DÜRNEV EZGÜ Hammefendi İ BÜYÜK FIRSAT Levent'te, Eczacıbaşı fabrikası bitişiğinde, (Squib) fabrikası karşısında, Büyükdere asfaltı iistünde, cephesi (43) metre olan (17,000) küsur metrekare arsa üzerindeki dört bloktan mürekkep (1200) metrekare fabrika binalariyle birlikte satılıktır. Her sabah on ikiye kadar müracaat: 44 93 93 44 03 45 j Emekli Albay SABAHATTİN SÜNTER'i Ikaybettik. Mçrhum 19.2.1963 »alı günü Hacıbayram Camilnden öfle namazını miıtaakıp ebedi istirahatgâhına tevdi edllecektlr. Sünter Allesl E. V. ] 7.4S|13.28 16.25 18 47J2O.19 6.07 1.02 6 42 9.39 12 00 1.31 11.20 GÜNEY Î I £Rİ MERKEZ I BÜROSD : KOçüksaat Meydanı Edime Hanı Adana Telefon: 4550 • Gazetemlze gönderllen yazılar konulsun, knnulmasın lade edilmez tlânlardan mesuliyet kabul olunmaı. Abone ve 11in lçlsrl İçin, zartın üstüne «Abone» veya «îlân Servisi» kajdmın konması lâzımdır. * ZARİF KADININ SIRRI VvV/>ÇAMAŞIRLAR! Keklâmcılık 7022202 ÇERKES ETHEM'in HATlRALARl K a p ı 5 ı 1ı y e r A C E L I . E D İ N İ Z U. Satış Yeri: D Ü N Y A İdarehanesi Fıatı 10 Lira Taşraya odemeli gönderilir. Cumhuriyet 2214 Cumhuriyet 2209 Cumhuriyet 2232 Cumhuriyet 2210 ! ECUMHÜRİYET'in Tefrikası: 9 'YAZANS Jean Laborde.ÇEVİ&NstiamdiVaroslu. ş: E E = = ^ E E S = ~ S = = S S ^ 3 ~ = E E Ş; E ~ Ş E 3 = E Zl E = : ASKYOLUNDA liyecek sözü olajı arkadaşlardan zevk alırdı. Catherine'i oturttu, kendisi de koltuğa nturdu. Siz bana anlatırsınız, ben de bir yandan söyler, yazdırırım, dedi. Cassidis, Catherine'e, yazıhanesine nğramadan önce kendisini evine kadar götürmeyi tek lif etti. Ama Catherine kabul etmedi. iki gün otelde kalmak niyetinde idi. Konakta yalnız kalmaktan korkuyordu. Ama köta tefsir ederlermiş, orasını bilmem, dedi. Avukat, genç kadının sesinde sezdiği endişeye hayret etmişti. tmkân yok, dedi. Bu hâkimin acayip bir hali var, değil mi? Hep kendi icine bakıyor gibi. Ru târif gerçeğe tam uyeun değildi. Fakat Gaudet'nin, başKalan üzerinde bıraktığı intıbaı oldukça iyi anlatıyordu. Gaudet'nin gözleri konuşandan tarafa baktığı halde ona bakmadan dinlivordu. Talnız, söylenen sözleri hemen hazmediynr. sırf kendi sahsına has bir âle tin ölçüsüne vuruyor gibiydi. Catherine kısa süren sözlerini hitirditi zaman hiç bir fikir (Arkuı var) E %>ıifiııııuıi!iiıııııiuMiınıııınıııınınıııiMiııırifiııırıııııııifiııııırırTTTi?MfitıııiMiıııııınıııiMiıifiuiMiııiMrMinııııırıııııııııınııuıınııııuırTiTiı ııııııifnııııııııııııiıııniMiıııııınMiııııiv^ Otopsi neticesini de, bir kanaate varır varmaz bana telefonla bildirmesini söyliyeceğim. Çıktılar. Catherine bir sigara içerek bekliyordu. Mübaşir onun hiç bir hareketini gözden kaçırmamıstı. Cassidis Caterhine'i Gaudet'yi tanıttı. Gaudet rastçele bir cümle ile başsajçlığı diledi. Sorgu hâkimliği kısmına gidetı dar ve los dehlize girdiler, ıssız çalerilerden eeç tiler. Catherine ürperdi. Konuş maya cesaret edemıvordu. Kirloz bir kapının öniine çeldiler. Gaudet bu kapıyı açtı. Kenara çekilerek vol verdi. Catherine'le Cassidis girdiler. Odanin evası gayet sade idi. Tahta iskemleler v e tahta bir masa vardı. Gaudet için de soluk. eski bir koltuk konulmustu. Odanin tck süsü Standhal'in bir portrpsivdı. Onlar içeri ffirer girmez biti şik odanin kapısı açıldı. Giren adam zabıt kâtibi Vivier idi. Elli vaslarında. ^isman. bovuna gülümseyeıı bir adamdı. Gaudet. Vivier'den çok hoşlanırdı. Cünkü Vivier. Standhal'e tahammül cdenıezdi. Bu viizden aralannda her zaman konusma mevzuu cıkardı. Gaudet, velev kavga etmek •?'" de olsa, söy • ileri sürmemişti. Nazikti, son derece nazikti. Bu hali de Catherine'i biraz sıkmıstı. Cassidis'nin susması bu hissi korkuya çevirdi. Genç kadın, birdenbire bir endişe duydu. Charles, dedi, dün gece aramızda geçen şeyi unutmadın, değil mi? Beni bırakmıyacaksın değil mi?. Hayır. Hemen arkasından, bu sual ve cevapla hiç ilgisi olmıyan bir şey söyledi: Kocanın bir noteri vardı. Onunla konuşmak lâzım. Herbalde bir vasiyetname bırakmıştır. Catherine aynı soğuk sesle ce vap verdi: Noteri metrDuchet idi. Adresini bilmiyorum. chet've de bir telefon edecekti. Seni eve bırskayım. Artık başının çaresine bak. Benim çok işim var. Sonra, lâf olsun diye ilâve etti: Kusura bakma. Catherine'i, arabadan inmeden evvel, baştan savma öptü. Sonra hemen hareket etti. Birdenbire, Paul Dupre'nin vasiyetname metni hakkında bir seyler öğrenmeyi merak edivermisti. Oldukça büyük olduğunu tahnıin ettiği servetini acaba kime bırakmıstı? Bu suale alacağı cevap, içinde uyanmaya ve gitgide onu tedirgin etmeye başlayan bazı şüpheleri ortadan kaidıracaktı. Cassidis, învalides meydanında çok büyük bir apartımanda oturuyordu. Apartıman, islerine elverişli şekilde tertip edilmişti. Beş kişi olan çalışma arkadaşları ile kendi bürosu için sekiı oda tahsis edilmiş, üç oda da ikametgâh olarak aynlmıştı. Arabasını bıraktı, iki kat mer diveni hızla çıktı. Kapıyı açan sekreteri hatırlı bir müvekkilden bir telefon geldiğini haber verdi. Cassidis onun söylediklerine kulak bile vermeden, koltuğuna oturur oturmaz metr Duchet'yi aradı. Noter, Cassidis'nin bu müracaatine şaşmamıştı. Mösyö Dupre'nin öldüğünü bugün haber aldım. dedi. Kendisinden bir evvelki vasiyetnameyi iptal eden ikinci bir \as>iyetname atmıs bulunuyorum. Kimin adına yapılmıştı bu vasiyetname?. Aramızda kalmak şartiyle değil mi? Tabiî. Vallahi pek şaştım. Dupre servetinin büyük bir kısmını, hastabakıcısı Genevieve Leblane'a bırakıyor. Kimdir ba, tanır mısınız?. Evet. Şunu da söyleyeyim ki karısına da yüklüce bir para bırakıyor. Şaştığınızı söylemiştiniz, değil mi? Hem evet, hem hayır. Karı koca arasında geçimsizlik bulunduğunu biliyordum. Ama bu derecesini bilmiyordum. Cassidis susuyordu. Noter sor BU GAZETE BASIN AHLAK = YASASINA UYMAYI TAAHBtOT E , ETMİSTIR. = E ^ E = Z 1*7:1: = ^ = = Merkez Adresi : Galatasaray Yeniçarşı No. 40 İstanbul Ter. 49 32 00 «44 I I S7 Reklâmcılık 68622DO HER TÜRLÜ SİNEMA MAKİNESİ İHÎİYACINIZ İÇİN 18 Senelik Tecrübesi ile •< .MŞirketi ve Teknik Servisleri ile Şubeleri Daima Hizmetinizdedir S = E 2 E BAY OSCAR: du: Six ne diyorsunuz?. Benim de garibime fitti. Faul Dupre nasıl öldü, biliyor musunuz? Tam olarak bilmiyorum. Genevieve Leblanc Iğtıe yaptığı sırada. Cassidis de, .noter de mstular. Bir kaç saniye, aralannda, telefonun çıtırdılarından başka ses duyulmadı. Anlaşmaları ve düsündüklerini birbirine söyle meleri için kelimelere hacet yoktu. Cassidis: ö l ü m sebebini meydana çıkarmak için bir tahkikat açıldı, dedi. Vasiyetnameyi sorçu hâkimine verecegim, ne dersiniz? Daha iyi olur. Neticeyi bana bildirin. E = E ^ = E = E = = = ş • = x = = = ~ E Tanırım. PROF. NİMBUS'UN MACERALARI: THDl Cassidis düşünüyordu. Bir müşahedesinden memnundu. He yecanı kalmamıştı. Catherine'in hatırlattığı sahne kılıııı kıpır datmamıştı. Meslek duygusu, o an için, üstün gelmiş, onunla da kalmamış, geri kalan ne varsa hepsini uzaklaştırmıs, meydanı bos bırakmıstı. Bir evvelki gecenin macerası dosya haline eeliyordu. Cassidis, yazıhanesine dönecek, iiçlcden sonraki dâ\alara hazırlanacak, bu arada Du
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle