18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
penc ere I Kavel Grevi Bir tasnif yapılıyor : Statüko'ya karşı olanlar... ve Statüko' y« bağlı olanlar. . Ne denıck statüko? Lâtinceye uzanan bir kelime . Daha doğrusu birleşik iki kelime. Çok basit bir tarifle, «Yiirürlükteki antlaşmalara göre olması gereken . süregelen durum» denebilir. Bir ülkede «statüko» deyince akla ilk gelen Anayasadır. Anayasadan yana olan statüko'dan yana olur. Anayasayı bile o toplum için eksik ve az gören kimse, statüko'nun değişmesini istiyor demektir. Türkiyede tkinci Cumhuriyet Anayasası. çrev hakkını vatandaşm öndc gelen hakkı olarak tanır. Şu duruma göre soralım : Türkiyede statüko'nun temel direği efer Ana\asa ise. grev hakkını iki yıla yakııı bir zanıandan beri yürürlüğe koymıyan bir iktidar statüko'nun yanında nııdır? Yoksa karşısında mıdır? Türkiyede bugünkü statükoyu efer Anayasa tesbit ediyorsa, busünkü politikacuun da, milletvekilinin de, idarecinin de statüko'ya ulasması için daha bir fırın ekmek yetnesi lâzım. Bir bakıma buşunkii Türkiyede devrimcilik demek, 27 Mayıs Anayasasının tam ölçüleriyle tatbiki demektir. Ve bugünkü Türkiyede ileriei kınvetler sadeee memleketi Anayasa statüsüne ulaştırmak için çırpınmaktadırlar. Gerici kuvvetler ise. çrev hakkını çeri bıraktırmak için olanca güclerini kuilanraaktadırlar. Bir adam düsününüz ki, birbuçuk yıldan beri grev hakkını tanımamak için elinden çeleni ardına kovmaz Sonra da Anaıasaya dayanarak şre\ hakkını kullanmak istiyen işçinin karsısına çıkıp : Hey işçi arkadaş . diye bafırır, sen kanunlara karsı eeliyorsun! Lâf söylemek kolaydır. Anayasanuı hükümlerini yıllardan beri havada bırakıp savsaklamaya çalısan kisilerin işçiyi kanunsuzlukla itham etmesi de kolaydır. Ama çalısan insanın psikolojisinden biraz haberi olan insaf sahiplerinin, Kavel Fabrikası önünde kurulan çadırlarda yatan duygulara omuz silkmesi imkânsızdır. Bir fabrika var. tşçiler bazı haklarının tanmması için grev yapıyorlar. Işverenler, işçilerin isteklerini kabul ediyorlar. Ama diyorlar ki : Sizin isteklerinizi yerine getireceğiz. Fakat sizi tahrik eden on üç arkadaşınızı isten atacağız. Ne demektir bu? tşçiler bazı arkadaşlannın sokağa atılması pahasına işverenin menfaat teklifini kabnl edecekler. Olmaz böyle şey . Bütün kanunlar bir yana, yeryüzünün insanlık kanununda böyle tek bir madde yoktur. tşçiler, pek tabiidir ki. arkadaslarını feda edemezler. Feda ettikleri 5ün, işçinin dayanışma şuurunu daha başından yıkmış olurlar. Sonunda ne olmuştur? Kavel grevi üzüntü verici yollara dökülmüştür. Vüz ellı yıl evvelki A\rupa, 1962 Türkiyesinde tekrar yasaıımı^lır. Hak arayan işçinin üstüne polis. cop. tabanca sürmüşüz. Şimdi. Anayasaya karşı direnenler. ikinci derecede kanunların lâbirentlerinde kendileri için hukukî dayanaklar bulmaîa çalışmaktadırlar. Ne boşnna ve ne faydası» bir gavret! Hiçbir tarafı tutmak niyetinde değiliz Bu olavda tek soruntlu vardır. O da, bugüne kadar grev hakkını Anayasaya oygtın olarak yürürlüge koydurmayanlar Anayasada trev hakkı varmıs Kime ne? Grev hakkını kullanan isçivi, tutar kulağından sokaga atarsın, yerine başkalarını alırsın. Memleket zaten işsit dolu. Grev hakkı diye sayıklıvan işçi de çitsin sokaklara dökülsün. Bize, Türkiyenin sosyal realitesini oldugu gibi çörecek işverenler lâzını. Herhalde bazı çe\ relerde işçilerimiziıı yeteri kadar olgunlaşmadığını ileri sürenler büyük haksızlık ediyorlar. Galiba Türkiyenin asıl derdi. barnunun ucunu bile göreraiyen isverenlere sahip olması. Kendi menfaatlerinin bile hanfi yolda olduğunu göremiven i$ çevrelerinin bu hali endise vericidir Ve bu endi.şeyi de bizimle paylasan işverenler pek çoktur. İşçi çalıştırmak sadece «işçiyi kullanmak» mıdır? İşçiyi tanımak, işveren olmak sıfatımn başında gelir. Bizim bazı işverenlerimicin ne işçiden, ne memleketten. ne de değişen dünyadan haberleri var . Sonra da memleket hayatında ilk sözün sahibi olmak iddiasındalar. Olur mu? taî CL'MHtlKfYET 15 Şubat196i DÜŞÜNCELER Holk dilekleri ön plâna alınıyor Sosyalizm ve Milliyetçilik Son yıllarda sosyalist düşüncenin bir kısım aydın çevreyi içine aldığı bir gerçektır. Çok geç olmakla beraber, bazı sosyal zorunluklarm da sosyalizm eğiliminin kuvvetlenmesinde rol oynadığını gözden kaçırmamak gerek. Bunun sosyal nedenleri üzerinde nedense durmak luzumunu duymuyoruz. Batıda sosyalizm, bir fıkir akımıdır. Bu fikir akımının gerisinde. birtakım sosyal tabakalaşma bulunmaktadır. Orada sosyalizm, çeşitli yorumlara uğra> makta. çeşitli yollardan uygulanma imkânlarına kavuşmaktadır. Bizde sosyalizmin bir fikri gele neği yoktur. Son yıllara kadar, bu dünya görüşünün taraftarları, ! a = deee bir şıır ve sanat akımının memleketimiz aydınları arasında bıraktığı yankı nevinden, bir du şünce özelliğini temsil ediyorlardı Sosyalizm. Türk toplumunun sosyal gerçeklen dısında bir nev «ydın davranışı şeklinde kalınca veya sert bir polıtık gorüş haline gelınce elbette kı bu, halk kütleleri ıçınde arzulanan yankıyı bı rakmıyacaktı. Sosyalizmin bidayet te politık cephesi, aydınlar arasın da sadece. bir duygu ve inanç konusu sayılmış, onu komünizmden ayırmak da güç olmuştur. HEM Tevfik Sadullah GALVANİZLİ SACLAR (Japon Malı) iktıdara getiiren bir âlet vaziiesini gördi'. Bu anlayışta halk bir zümreye iktidar sağlayan bir «tebaa» idi. Belediye hizmetlerinin veriml: üç noktada toplamak mümkun j Kurtuluş savaşını Mustafa Kehale getirılmesi için çalışmalara dür: ; malle elele yapan, Kurtuluş Savabaşlanmıştır. 1 Emeğin sömürülmesini red şiyle beraber kendi devletini kuVali ve Belediye Başkan Veki eder. ran Mustafa Kemalin halkı ile, buli Niyazi Akı. dün kaymakamlar' Acaba milliyetçilik emeğin sö günku politikacıların. bugünkü la yaptığı toplantıda bu husus üze mürülmesini tasvip mi ediyor? milliyetçi. mukaddesatçı (!) aydınrınde durmuş, halk dıleklerinın Hayır... Emeğin sömürülmesini sa ların halk anlayışı arasında ne ön plâna ahnmasını istemiştir. Bu vunan, ancak, mutlu bir azınlıkla. doldurulmaz bir uçurum var... arada Akı, birçok hizmetlerin il ona bağlı olan milliyet yobazıdır; *** e ımkânları ile yapılabileceğıni milliyet yobazı milliyetçi olamaz. Ziya Gökalp miüiyetçiliğinin ebelirtmış şube müdürlükleri teşk: Halk düşmanı olur. lâtının yetkileri, merkezle müna 2 Sosyalizm toplumun mutlu saslarını araştırırken şu sorudan sebetlerini düzenüyen bir yönetluğunu ve faydasını, fert ve züm hareket etti: «Turk nedir?». melifin hazırlanacağım söylemişre çıkarlarının üstünde tutar. MilBu yüzden kitabının adına «Miltir. Yönetmelik, Belediye teşkilâliyetçilik demek, bir zümrenin vetjnda vejrimlı çalışmayı sağlıyacaya şahısların çıkarlarını halk fay liyetçiliğin Esasları» diyeceği yerğı gıbi, karşılaşıian bazı zorlukla dasının üstünde mi görmektir? Böy de. «Türkçülüğün Esasları» dedi. Soruyu böyle sormaya mecburrı da giderecektir le bir milliyet anlayışı, ancak onu savvınanların işine yarar. Ancak du. Çünkü karşısında «ümmetçiÖte yandan Kaymakamlar ve Şu onların çıkarına olur. Buna da, lik» vardı. Türk milleti asırlarca be Müdürleri halk ihtiyaçlarını milliyetçilik denmez, halk düş «ümmet» kavramı içinde düşünülkarşılamakta, jazışmaları en az müştü. manhğı denir. hadde mdıreceklerdır. Belediye Ziya Gökalp bu eserinde, Türk Başkanının izninin alınması gere3 Sosyalizmin üçüncü prensipi, ken hallerde durum tdefonla bilmemleketin üretim gücünü artır kültürünü ümmet kültüründen adırilecektır. mak, insan emeğıni son haddine yıran vasıflar üzerinde durdu. Tür kadar değerlendırmek, bir zümre ke mânevi ve milli temeller aranin refah ve saVieti yerine, bütün dı. Onun bütün kaygusu, kendisiBelediyede boşalan yerlere bir toplumun güven ve mutluluk ni, ümmet kültüründen, ümmet yeni memur aimmıyacak içinde yaşamasını sağlamak. bun uygarlığından, bir kelime ile. Jsları gerçekleştirmek için iş alanla lâm Ortaçağ kültüründen ayırBeledıyedeki boş kadrolar donrını ve iş gücünu plânlı ve prog maktı. durulmuştur. Boşalan kadrolara ramh bir çabaya yoneltmektir. da her hangi bir tâyın yapılmıyaGökalp'ın üzerinde durduğu koHele sosyalizmin, «üreklı olarak rak. Beledıyedeki memur sayısı Işsizhğin ortadan kalkmasmı. in nular tarihten gelen bir takım Ve kasden komünizmle karıstınl san emeğinın heder edilmemesini, milli vasıflardı. Ama hu vasıfları normal hale indırılecektir. Vali Akı, bu konuda yayınladıgı ması, aydın düşüncesinde, bir ur üretimin artmasını istemek ve bun bıılmak milliyetçiliğın sadece stafienelgede, müdürierden ilk hedef küntü, bir tethiş yaratmıştır. Bu ları sağlayacak plân ve program tik bir takım unsurlarını tesbit etolarak insan gucunun değerlendı gün de bu urküntüyu, devamlı ları hazırlamak mı milliyetçilik. mekti. Sonraları, «anki hâlâ ümrilmesinde âzami hadde varılması olarak, canlı tutmak istiyen faşist yoksa bunlara karşı olmak mı? met uygarlığı içındeymışız gıbi. hu nı, çalışma ruhunun benimsenmesı bir grup. her türlü iftira ve entri Bunlara karşı olanlara halk düş vasıfları savunmanın adına milliyetçilik denildi. Bu tarz bir savunmanı denir. ni ve artan güçle hemşehriye faz ka sılâhlarını kullanmaktadır. Bir taraftan. komünizm ile sos Işte sosyalizmin temel prensip ma. sadece ümmetçiliğe karsı bir a hizmet sağlanmasını belirtmışyalizm birbirine karıştırılırken leri ve gerçekleştirmek istediği a antıtez olmak bakımından önemtır. Öte yandan Beledıyede yaşhlık diğer taraftan, halk kütlelerinin maçlar bunlardır. Bu üç prensıp lıdır. Çünku bir milletın dil, din, tarih v.s. gibi temel unsurlarını sebebı ile ış gücunü kaybetmiş. sefalet ve perişanhkları başka yon bizi, Ziya Gökalp'ın milliyetçilik biz ondan ne alabıliriz ve ne de lere sürüklenmekte, sosyalizmden nlayışına götürür. Eğer sosyalizm 50O10Ü0 kadar memur ve işçinin kaldırabiliriz. Buniar bize, kendi emekhye ayrılması için harekete korkunç bir umacı gibi bahsedil de bu üç hedefin gerçekleştirilme arzu ve irademiz dışında. tarihten geçilmiştir. Emeklilik işleminin mekte; sosyalizmin. dinın, ahlâkın, sinden başka bir şey görenler var miras kalmışlardır. Oluşu ve dene şekilde yapılacağı önumüzdeki mılliyetin karşısında olduğu iddıa sa. ya kötü nıyet sahibidirler: ve Eismesi ayrı bir sosyal kanun edılmektedir. ya milliyet ıskatçılarıdır. Buniar günlerde belli olacaktır içinde cereyan eder. Bu memlekette, Mareşal Çak kendılerinı halkın üstünde. halkın Kıbrıs ile ticarî münasebetler mak'tan tutunuz da Inonü'ye ka dışında, halkın efendisi, halkın ço Boyunlarına birer yafta yapıştıgeliştirilecek ( Bahçekapı ) dar. zaman zaman herkes, korku banı sanan ve hakıkatte de halkın rarak «biz milliyetçiyiz, biz mu«Kırk Harami» si olan Osmanlı ar kaddesatçıyız» diye dolaşanlar. ger komünistlikle tıklarıdır. Memleketımızle Kıbrıs arasında suzca. pervasızca. çekte, ne milliyetçi ve ne de mu<ı tıcari münasebetlerın gelıştirıl tham edılmislerdir. ERKEK TUHAFİYE Sosyalizmin temel ilkelerıne dik kaddesatçıdırlar.. Olsa olsa çıkarmesi ıçın Ticaret Odasınca çalıjma Azgın bir ıhtıras, gozu dönmuş ara başlanmijtır. DAİREMIZDE bir politika, kendi çıkarlarına kar kat edince. onun Turk mılliyetçi cıdırlar. Dün bu memlekette. «şeriat isteVerilen bilgiye göre. Kıbrıs fir şı olan her düşünceyi komünizmîe lığının özünde bulunması gerekli malası Ticaret Odasına muracaat mçlamış, iftira üstune iftira me bir unsur olduçu meydana çıkar. rüz!» diye bağıranlar nasıl milleti derek piyasamızdan sanayi mâ :od olmuştur. Işte Türk milletini Sosyalizmin pratik temeli bu yüz ve memleketi geriliğin uçurumuna mulleriyle çeşitli tarım ürünleri bu hale getirenler, devrimleri ye den «halkçılık» tır. «Halkçıhk», yuvarlamışlarsa, buniar da, milleatın almak iştediklerini bildirmiş re serenler, din ve müliyet ıskat «milliyetçilik» ve «sosyalizm», hal tin ve halkın mutluluğuna yönelerdir. çılığı yapanlar hep bu adamlardır. kı sevmeye, halka inanmaya. hal miş her fikri komünist, sosyalist Ağır pıjamalık poplin. sedtf düğme ka guvenmeye, halkın mutluluğu diye damgalamak suretiyle, aynı Talep edilen ınallar arasında fa Elbette ki bu memleketin mu nu araştırmaya yönelmiş bir ülku meş'um oyunu oynamakta devam lüks dıKiş. genlş bedanltr. ulya. nohut, fındık, iç ceviz, kes kadderatı, din iskatçılarına, rriiili anlanıında birleşirler. etmektedirler. Tıpkı eski şeriatçıRtnkler: MavigribajfilUi ane, pencere camı, sekefr, mensu et simsarlarına bırakılamaz. Her Atatürk devrimleri arasında lar gibi buniar da. elbette her türat ılâç vardır. ,atandaşın lokması guven altında «halkçılık», hem temel ilke ve hem lü iftira, her türlü tuzak. her türbulunduğu müddetçe, belki bu a de dınamik güç olmak bakımın lü suçlamalara başvuracaklardır. Camiden halı çalarkea da'mlann kandıracağı, zehirliyeceği dan, diğer ılkelerden ayrılır. Ürkmenjçt korkmamak gerek... yakalandı kimseler bulunabilir. Fakat buîkindi namazından sonıa ŞehzaTanzimattanberi devam eden ba Boynumuztta 30 raflyöhuri" debaşı Camiıne giderı Feyzi Bay ün Türk milletinin ekmeği tehli tılaşma hareketıne dikkat edecek raktar, tam iki saat camide bit keye düşmüştür. Bu tehlike kar olursak. bunların hep üst yapıda, mutluluğunu yani idareciler kadrosunda yenileş halının üzerinde oturmuştur. Fey ıısında, toplumun Ziya Gökalp «Turk nedir?» diye zi, akşam namazına yakın içerde düşünen aydınların bir araya top meyi hedef tuttuğunu görürüz. Yekimsenin kalmamasından faydaia anmasına, halka iş, yarına güven ıileşme hareketleri içinde «halkçı iormuştu. En iyi kalite, en ucuz fiyat narak üzerinde oturduğu 2 bin li ,ollarının araştırılmasına şiddetle ık» kavramına rastlanmaz. «Halk i Bugünün aydın ve ülkücü çocukçılık» kavramı, mılli kurtuluş ha ları «halk nedir?» diye soracaklar; ra değerindeki halıyı toplamış ve htiyaç vardır. 0.300.350.400.50 mm. Kalınlıklarında 1000X2000 diiz Her türlü iftira, tehdıt ve yay reketine dayanan Cumhuriyet re ve Mustafa Kemalin «Halkçılık» sırtlayıp götüirmek istemiştir. Fave her boyda oluklu GALVA1VİZLİ saçlarımız gelmiş kat muezzinler tarafından görüîen araya kulaklarımızı tıkayarak çı imınin «Osmanlı batılasma anla ilkesini hedefine ulaştıracaklardır. vc depolarımızdan teslimine başlanılmıştır. hırsız yakalanmış ve polise teslım kar yollar araştırmak zorundayız. ,ışı» na kattığı yepyeni bir kav tşte milliyetçilik budur. Siz isterseniz buna «sosyalizm» deyin... edilmiştir. Hırsız: «Camide şeyta Bunu da ancak kavramlara açık amdır. Bu yüzden Cumhuriyet Bırakm yobaz, «komünizm» deık kazandırarak yapmak mum devrımlerini soysuzlaştıran Osna uyduk» demiştir. ündur. Önce kavramlara açıklık; manlı kadrosu. kurulan Anadolu sin... 6 yaşındaki bir çocıık, diğer onra. memleket gerçekleri bu kav Cumhuriyetinin içine sızınca, bir çocuk tarafından soyuldu •amlann ışığı altında kontrol e Halkçıhk» sozü de. bir nevi «teİstanbul Tel/44 28 53 44 75 44 Kapının önüı.ıe oynarken kayDo ilmelidir. Tehlikeli kelimeler paa kavramı» haline geldi. (Çart Reklâm) lan 6 yaşındaki Tuîgay Aymutlu cad etmek. bu tehlikeli kelimelerGerçi 1946 dan sonra ortaya çıNüshası 25 Kuruş Reklâmcıhk 628 2027 onceki akşam Maçka Kadırler yo e insanları ürkütmek eskidenbe kan siyasi partiler halka gittiler; Türklye Harlc» ma bu gidiş, Atatürk ilkelerinkuşunda bir masa ortusune sarılı i kullanüan bir yobaz silâhıdır. Lira Kr. Lira Kr. olarak görulmuştür. Polis tarafınAçıklık istiyen kavramlar şun deki «halkçıhk» anlayışiyle değil, dan aranan Turgay, yağmurdan sı ardır: Sosyalizm ve komünizm, tebaa» haline getirilmiş olan halSencltk 75.00 150.00 rılsıklam ve ağlar bir halde ora osyalizm ve komünizmin memle kın oy gücünü sömürmek amaciyle 6 aylık 40.00 80.00 dan geçmekte olan Izzet Basut ta et gerçekleri açısından kontrolu. ,apıldı; ve halk, siyasi partileri 3 ajlllc 22.00 44.00 rafından gdrülmüştür. İzzet, çocu Sosyalizm ve halk», «sosyalizm ve Basan ve Yayan ğu yanına almış ve Beşiktaş Emni in», «sosyalizm ve kalkınma», «sos Cumhuriyet Matbaacılık ve BORNOVALI BATTANİYELER. yet Âmirliğinp gotürmüştiır. Tur alizm ve demokrasi», «sosyalizm Gazetecilik Türlc Anonün Şlrketl ÖLÜM gay ifadesinde: «Kapının önünde e milliyetçilik» gibi kavramların Cagaloğlu Halkevt Sokak No. 3941 Reklân.cılık 59 2023 oynarken tanımadığım bir çocuk Satübl eler ifade ettiği açıklanırsa. sanıTirıt Resmo e^rafmdan Ali yanıma geldi. Sinemaya gidelim ım ki, halkı savunan hür düşünNAZİME NADİ Bejın ki2i. Çanakkaie Bidayet Bcyaz v* renkli solmaz poplin dedi beraber yürüdük Sonra bir eye «komünist yaftası yapıştıran mahkemesi .Başkâtip'.ığinden çamhğa geldik. BuTada beni soy obazın fesadçı kolları iki yana düspor v« manşetli modıfler • yedek Yazı lslerlni fülen İdare eden mütekait rahmetlt fsmall Sücudu, üzerimde bulunan elbiseleri a er. Mesul Mudür di Efendl zevcest. tüccardan yaka vt spor modellerde yedek manjtt larak kactı» demiştir. Narl Dura. merhum Rebia SODin ve mukaddesat bezirgânları VECDİ KIZILDEMİR rel. Mahmut Sadt ve Saime osyalizmin, mılliyet duygularına Afife Dura'nm anneleri * Levent'te, Eczacıbaşı fabrikası bitişiğinde, (Squib) fabrikası ŞUBAT 15 RAMAZAN 20 ykırı olduğunu söylüyorlar. O A.NKARA BUKOSU : NAZİRE DURA "alde, once. «Milliyet nedir?» sokarşısında, Büyükdere asfaltı üstünde, cephesi (43) metre olan Atatürk Bulvarı Yener Ap.Yenlsehtr 3 Şubat 1963 cuma günü vefat usunu cevaplandırmaya çahşalım. Telefon: 12 95 44. 12 09 30, (17,000) küsur metrekare arsa üzerindeki dört bloktan mürekNOT: Taşra için tediyeli sipariş ctmlştir. Cenajesi Çanakkalede1*09 66, 1757 35 Ziya Gölraip «MiHiyer» i, halkın kep (1200) metrekaıe fabrika binalariyle birlikte saülıktır. r ki ebetli istirahatgâhm» tevdl * mutİuluğunu araştırma şeklinde IHHr edflmlştlr. Mevlâ rahmet eyliye. Her sabah on ikiye kadar muracaat: 44 93 93 44 03 45 orumlar. Sosyalizm de aym şeyı ET ] 1.12 6.47 9.40ı 12 00 1.32 11.30 DOGU tLLERl HERKEZ üşünür. BÜROSC: V. 1 7.54 13.28 16.22 18.42 20.14 6.12 llâncılık: 166 2043 tnönü Caddeıf lşm«zt Han Dlyarbakıı Cumhuriyet 203Ü Sosyalizmin temel hedeflerini şu Yazan: Cahit Tanyol ısaya yakın orta bir boy, güzel, renkli bir yüz, kalm dndaklar, pos bıyıklar, sigaradan sararmış parmaklar... Kendini olduğundan daha yaşlı gösterme gayreti, a|ır konnsma, ağır yürüme, ağır davranma .. Yılışık değil, çckingen, geveze değil, sükuti, heyecanlı değil, içine kapanık... Doğru, mert, tok sözlü, bildiğinden şaşmıyan ve intizamı seven bir knrakter Amerika'da okumustu, f»katTürklüğiinü unufmamış, batıyı ve doğuyu mezcetmeyi bilmişti, kültürlü idi ve bunn hazmetmişti. Fakat onun beni asıl şaşırtan tarafı yarısı ile ilim ve fen adamı ise diğer yarısı ile tiyatrocu, yani sanat adamı oloşu idi. Biz bir tanesini taşıyamazken bu iki karpuzu bir koltuğa nasıl sığdırmıştı, hâlâ şaşarım. Evet beni bu olağan üstülüçü ile daima hayrete düşürürdü. Fakat asıl sürprizi sonuna saklıvormuş. Bir çok şeyler yapmak istiyordu. Bir çok şeyleri yapmaya hazırlanıyordu... Hazırlığını kâfi görmemiş, yeniden Amerikaya öğrenmeye gitmişti, istediklerinin hiç birini yapamadan, ecelden yediği sille ile çöktü, yerlere serildi. Onun âkıbetini düşünürken Âkif'iıı bir mısraı kafamın içinde dönüp duroyor: Ben bu istikbale mazimi feda etmezdim! Y a a a a . Tevfikcik öldü gitti iste Kafasındaki olçunluğa. biriktirdigi kültüre göre o kadar gençti ki öldü haberini alınca evvelâ inanraadım, olamaz diye bafırdım. Yüreğime çöken sızı neden sonra kendini gösterdi. Hayatta istediğini yapamadiğı gibi istediğini de bulamadı. kadri bilinmedi. Kısmet öbür (arafta, ebediyet içinde imiş. Petrol mühendisi olarak yetişmişti ama ona bizim idare makinemiz içinde çalışmanın mühendislikten başka vasıflar da istediğini öğretmemişlerdi. Pelrol mühendisliğini yapamadı. Amerikada harb içinde mühendis çıkınca yolların kapalı oluşundan Türkiyeye dönememiş ve ikinci iş olarak rejisörlük tahsil etmisti. fakat bu yönde de bildiklerine tatbik sahası bulamadı. Sonunda Teknik Üniversiteye ögretim üvesi oldn, bir kaç piyes çevirdi ve Cumhuriyet'e yazılar yazıiı. Yani bilgisine ve kabiliyetlerine göre havanda su dövdii. Bu yüzden bedbahttı, ama yılmıyordu. \ e çare ki sonunda yine bedbaht gitti. Allahım bu altın kalbli, çok kabiliyetli, fakat kötü talihli kuluna karşı rahîm ol. Cevat Fehml BAŞKUT POPLİN PİJAMA 35,00 T L İIAVKİ YAZAB CUMHURİYET POPLİN GÖMLEK KRAVAT BÖYÜK FIRSAT 25,00 35,00 TL kabul edilir. Faal 998/2018 Telrfon: 1081 ^\w.ıııııııımıııııııııııııııııııımıım.n!iHiııı.mm.m İCUMHURİYET'in Tefrikası: 6 'YAZANs Jean Gtce neredeydin? diye sor du. Boksa gitmiştim. Cassidis şaşırdı. Catberine bu hayretin farkma varmıştı. ~ Paul'un haberi vardı, dedi. Misafirlcrimiz vardı, onları götürdüm. Maçın sonuna kadar kaldın mı? Tabii, ama son maç ancak bir raund sürdü. Sonra hemen eve mi şeldin? Hemen. Paul'ü merak mı ediyordun? Katiyen. lyileşmiş gibiydi. Tereddüt etti, sonra ŞUnu ilâve etti: Ama yine barışmıştık. Canını sıkmak ıstemiyordum. Bozuştunuz mu idi? Catherine içini çekti. «tlk kav gamız değildi ki!» demek ister gibi bir hali vardı. Paul'ü tamrdın, dedi. Aylardan beri hastalandığı sün. den beri. bana karsı halinde bir değısiklik vardı. beni kaba hatli buluvordo. Cassidis sülıimscdi: Bazan baksız değildi. Serbest kalmaya karar ver miştik. ASKYOLVSDA Catherine dnşünceli düşunceli: Evet, dedi, bunu düsündüm. Ama dedim ya, hâlâ ona bağlıydım. Yavaş yavaş onunla barışıyordum. Sonra bu kız çıkageldi... Paul onu seviyor muydn? Zannetmem. Ama Genevieve Syle sanmış olacak. Metresi Onu artık sevmiyordun, ediyor. Paul'le evlenmenin mnmkün ol değil mi? Halinde samimiyet yok, o duğunu tahmin etti. rası d»ğru. Seviyordum. Bu senin faraziyen. Cassidis bir tereddüt geçirdi. Faraziye değil, daha da ile Bırak da anlatayım. P»ul Merak ettiği bir şey vardı, onu beni aldatıyordu, biliyorsun, ri bir şey! Meselâ çok gayret sormak istiyordu. senelerden beri, rastgele her zösteriyordu. Etrafında perva ölümünden dolajı hiç roü kadmla. tlk zamanlar çok ıstı ne gibiydi. Hareketleri hastaba teessir değil misin? rap çektim. Yaradılıştan nçan kıcı gibi değildi, daha ihtimam Catherine sesinde ciddi bir idi. Akdenizli idi, Tunuslu; ka lıydı, daha. sokulgandı. Paul'ün ahenkie: din peşinde koşmak doğuşunda yanındayken bile bana karşı so ğuklnk çösteriyordü. Ondan tas Aldamyorsnn dedi, simdi vardı. Gitgide bunu benden giz lemez olmuştu. Bu hale boyun Jik saskın haldeyim. Sonra, yavip beklediği belliydi. eğmek lâzım, ben asla değişenımda sen varsın. Yalrıız kaldı O ne yapıyordnî mem, diyordu. Bununla berağım zaman . Beni oyuncak haline retiber, dünyanın en iyi, en kibar Cassidis genç kadının yüz ifa riyordu. Genevieve belki onun kocası olabiliyordu. Bir giin desinden mânâ çıkarmaya çaiçin listesine eklenecek bir faz ben de aynı seyi yaptım. Ha la isimden ibaretti. Ama onu lıştı. Sözfinde acaba samimi mi ber aldı. Bir sene var. Müthiş idi? Yarı yanya mesleki bir benim aleyhimde kullanıysrdu. öfkelendi. Bu konuda eski zatepki olan bu araştırmaya bir öldüğü zaman? az da his karıştığını inkâr ede man adamıydı. tki yüz sene ev tkimiz on bes gün kalmak vel olsa beni öldürtürdü. Kafa miyordu. Lâfı değiştirdi: iizere Güneye gideeektik. tuttum. Ayrılmak istemiyordu. Buraya geldin. sonra? Sustu. Cassidis'nin gSsiereeeAkla aykırı gelir ama, beni hâ tçeri girdira, karşıma he Iâ seviyordu. Kendi ihanetleriği tepkiyi bekledi. Son söyledimen Genevieve çıktı. Şırıngayı ği söz bir laftr bildirisi gibiyne rağmen, benimkilere rağmen elinde tutuyordu. Hınltıyı işit di. Rakibini inkâr kabul etmez beni hâlâ seviyordu. tim. bir delille ezmişti. Seni debdebe içinde vaşat Sence Paul'ü 0 mu öldnrCassidis: tı. dü? Tabii onsuz gideeektiniz, Şüphe mi ediyorsun? Boşanma dâvası açsaydı, ga dedi. Açık söyliyeyim, bilemem. yet ağır nafaka vermesi icap Onsuz. Cassidis bir koltuğa oturdu. edecekti. Benden ayrılmasına Bu ne zaman kararlaşmışbacak bacak üstüne attı. galiba bu engel oluyordu: Beni tı? Bu iş bana öyle akla nzak, serest ve paralı görmek. Üç dört gün evvel. öylc mânâsız gorünüyor ki! Scrbest kalmak için sen dâ Sence sebep bu mu? Paul'ün metresi idi. inkâr va açabilirdin. Evet. Laborde.CEVİZENsHamdiVarOslu. Bir kaza, bir kalb kriıi ihtimallerini hesaba katmıyor musun? Catherine cevap vermeden evvel düşündü: Olamaz, demiyorum. Ama onu, öyle yatak »dasında, elinde şırınta ile beni karşısında balunea taş kesilmiş vuiyette hâlâ göıür gibi ol«y*ram. tğne saat kaçta y»pılıyordu? Tam en birde. Senin eve daha gee dönece ğin akla gelebilir miydi? Eğer Paul'ün canı sıkılır diye korkmasam gecikebilirdim? Cassidis yerinde nkalktı, âdeti •ldnfu öıere delaşarak das&nmeğe başladı. Otopsi muam mayı çözeeekti, şınnga üzerinde yapılacak tahlil de öyle. Dolasırken j a n yolda, mühürlü küçük paketi eline aldı, hiç bir şey düfünmeden evire çevire seyrctti. Bir zehir kullanmış, dedi, sence hangi zehir olabilir? Catherine kollarını iki yana açarak, bilmediğini anlatmak istedi. Cassidis yine dolaşmaya başlamıştı. Kaderin bir oyunun» geldiğini düşünerek sinirleniyordu. Evet, müşterek dostla rının evinde geçirdiği bir geccden sonra, Catherine onun met resi olmustu. O tek geceden be ri onu hep özlemisti. Paul o za man hasta idi. Cassidis Paul'ü çoktan beri tanırdı. Ara sıra onun dâvalarına bakıyordu. (Arkası var) * J H E R İ MERKEZ BÜROSD : Küçüksaat Meydanı Ediıne Hanl Adana. Telefon: 4550 * Gazetemlze gönderilen yazılar konulsun. konulmasm iade edilmez. tlânlardan mesuiiyet kabul olunmaz. • Abone ve I!ân tşlerl tçin, zarfın ÖEtüne «Abone» veya «tlân Servisi» konmau Iâumdır. Bü GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYMAYI TAAHHÜT ETSÖ5TIB. GÜNEX AZOT SANAYİİ T.A.Ş. Genel Müdürlüğünden: Kütahya veya Kütahyaya yakın mıntakalarda, yüda yüz bin ton alçıtaşı vercbilecek durumda alçıtaşı ocağı işletenler veya ruhsatı buJunanlann, tamamlayıcı bilgi almak üzere 153.1963 tarihine kadar Azot Sanayii T.A.Ş. (Ziya Gökalp caddesi 4. İşkur Han, Yenişehir Ankara) adresine müracaatlan. Tel: 12 31 95/34 veya 37 (Basın 1997 A. 1230/2025) BAY OSCAR: PROF. NÎMBUS'UN MACERALARI: ^>»'""»»' •ımııımmıııııııımımıııııııııııııııııııııııııııııımımıııııııııııııın ım.ı.MiımıııııummmımiHimııımiHmmmıııııiMiiMimımıııııııııııııı ııımııı^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle