22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
pencere Ne istediğini bilmek Adamlar vardır, ne istediklerini bilmezler. Kimisi zengin olmak ister, kimisi meshur olmak ister, kimisi etliye sütlüye hiç karısmadarı ayaklarını uzatıp gel keyfim gel rahat etmek ister... Bu anlamda söjlemiyorum. Lokaniada eline listeyi alıp : Acaba kadmbudu köfte mi yesem? Yoksa tzmir köftesi mi >esem? diye iki saat düşünen mızmızlardan da bahsetmiyornra. Mesele başka türlü. Ünümüze çıkan olaylarda. ama iyi, ama kötü, liimi, ne\i, niçin tuttuğumuzu bilmek çerek. Roea güresinde matador iyi bir bamle yaptıkça halk heyecaııla ayaea kalkıp : Ole!.. diye bağırırmıs. Derken arada boğa fiyakalı bir bamle yapmış ve nfak tefek bir adam a\aja kalkıp bağırmış : Ole: " ' Biraz soııra bir daha biicnm etmis boğa, küçük adam gene fırlamıs : Ole! Etraftan kızıp : Sen ne yapıyorsun? diye sormnslar. Adam : Size ne yahu! diye cevap vermiş, ben boğayı tntnyorum. Sonra ne olnıuş bilmiyoruz. Eğer seyireiler «demokratik düsünceli kişiler» ise, küçük adam koskoca arenada tek basına boçayı alkışlıyabilmistir. Tok, çevresindekiler «antidemokratik dü•jünceli kisiler» ise, adamcağızı bir kaşık suda boğuvermişlerdir. Hikâyenin sonu ne olursa olsun, o adamcağız ne istediğini hiliyor. Belki hayvanları koruma cemiyeti üyesi, belki boğalara karsı özel bir sempatisi var. Onertıli değil. Önemli olan neyi, niçin tuttuğunu bilmektir. Bizim memleket, mebus olup, bakan olup, başbakan olup da hâlâ ne istediğini bilemiyenle dolu bir ülke olduğundan, bu türlü davranıslara pek muhtacız. Şu De Gaulle ne istediğini bilir mi? Bilir. Bildiği içindir ki, sırası çelince çeUilir gider, köyünde oturur. Sırası şelince çıkar gelir istediklerini açık açık söyler. Ama doçru, ama yanlıs. Adam diyor ki : Arkadas benim fikrim bu! tnsanlar iktidar mücadelesini de bir fikrin. bir sistemin mahrekine oturtamazlarsa atılan füze, sonunda çelip kendilerine çarpıvor. Kudret sahibi olup şasırmak bize mahsus. 27 Mayıstan 28 Mayısa geçtiğimiz gün, H Mayıstan 15 Mayısa geçtifimiz gün, 15 Ekimden 16 Ekime geçtiğimiz gün, ne yapacağımızı saşırmadık mı? Adamın biri yolda yürürken Alâaddin'in lâmbasını bulmuş. Ama kendisi farkında değil. Lâmbayı silerken, silerken bakmıs bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir dev, önttnde eğilip durmuş : Dile benden, ne dilersin? Adam düşünmüş : özür dilerim... demiş. Eline kudret geçiren herkes üçüncü günü halkın karsısında özür dileyecek dereceye düsüvor. Neden? Çevresinde olan bitenlerin anlamını kavramadan yalpala>a yalpalaya esintilere çöre dümen tutmak Atatürk devrinden sonraki Türkiyenin tarn tarifi bu. Toplnm kendi gerçeklerinin şuuruna yeni yeni varmaktadır. Artık insanlsrı değil bazı fikirleri tutmak ve bu fikirlerin rüzgârında yelken açmak zorundayız. Yoksa ne istediğini bilmiyenlerin kıran kırana girdiği iktidar mücadelesinde ikide bir de karşı takımın formasını giyip öbür tarafa hücum etmenin saskınlığını oyunun icabı sanmaktan kurtulamıyacağız. Ne istediğimizi, ne tarafı tutacağımızı bilip ona göre oynıyalım oyunumuzu . Bugünkü iktidarın en yukardski koltnklarında oturanlar içinde dahi bu kaidenin dışında politika yapanlar vardır. tKÎ CUMHURÎYET 26 Ocak 1963 ÜNÜ GÜNÜN KONULARI HEM Basına verilen ehemmiyet ün neredeyse «Istanbulun bütün memleket ile irtibatı kesilmiştir» diyecek durnmda idik. Anadolu ve Trakyadaki muhabirlerimiz susmuşlardı. Çünkü telefon ve telgraf muhaberesi yapılamıyordu. Yakın vilâyet ve kazaIara giden arkadaşlarımız bir türlü geri dönemiyorlardı. Çünkü yollar kapanmıştı. Bütün bunlara ilâve olarak Ankara ile Teleks irtibatı da bir türlü temin edilemiyor, en büyük haber kaynağımız olan Devlet Merkezindeki Büromuz gündelik haber yollama faaliyetine bir türlü başlavamıyordu. Nihayet durum aydınlandı. Istanbulun Ankara ile telefon ve telgraf irtibatı tamamen kesilmiştir. Ne zaman temin olunacağı da meçhuldür, dediler. tşte o andan itibaren «Cumhuriyet. Merkez Istihbarat Servisinde bir telâş ve endisedir basladı. Sonradan öğrendiğimize göre bu durumu öğrenen Ankara Büromuz da telâşlanmıs, bizimle irtibat kurabilmek üzere sağa sola başvurmaya başlamıştı. Bu sırada arkadaşlarımızın Adana Büromuzdan istifade etmek çaresi akıllarına gelmişti. Ankaradan Adana aranmış ve durum anlatılmıştı. Ankara topladığı haberleri Adana Büromuza verecek, Adana Büromuz da Teleks hattı ile bunları bize geçirecekti. Böylece bir ümit kapısı açılmıştı. Nihayet biraz dolasık bir yoldan da olsa günün haberleri merkeze bildirilebilecek, «Cumhuriyet» in bu haberlerden mahrum olarak çıkması önlenecekti. Önlenecekti ama çok geçmeden bu ümit kapısı da kapandı. Adana PTT. Idaresi telefonla Cumhuriyet Bürosunu aradı ve: İstanbul ile bütün kanallar kapandı. Sizi bağlayamıyacağız! diye bildirdi. Adana «CumhuriyeU Bürosu sefi özer öztep, önüne çıkan engellerden kolay kolay yılacak bir gazeteci değildi. Telefona sarıldı ve evvelâ Amerikan Konsolosluğunyf sonra Amerikan Haberler Servisini yn nihayet Incirlik Hava Meydanını aradı. Buralardaki telefonları açan dostlar, gazeteciliğin vatanında doğmuş \e büyümüş insanlardı. Türkiyenin en büyük ve en ciddî haber gazetesinin düştüğü müskül durum hepsini yakından ilgilendirdi. Kısa bir araştırma ve düşünce devresinden sonra Adana Büromuzun telefonu çaldı ve Amerikalı dostlarımız: «Cumhuriyet» in haberleri için bir hususî kurye uçağı hazırlandı. Ankaradan aldığınız haberler tamam olur olmaz derhal bize yollayınız. Bu jet uçağı paketinizi derbal tstanbula gönderecektir! dediler. Bu güzel jest, Adaııa büromuzun şefi olan arkadaşımızı çok mütehassis etmişti. Biraz gonra telefon ve telgraf hatlarındaki ârızaların giderilmesi üzerine Istanbul ile irtibatın yeniden tesis edildiğinin bildirilmesi ve uçaktan istifadeye lüzum kalmaraası dahi, duyduğu memnuniyeti azaltmadı. Yazı Işleri Müdürlügünden Adanadaki Amerikalı dostlara teşekkür edilmesini istedi. Dün aksam Yazı Müdürlüğii odasında bu isteğin nasıl yerine getirileceğini konuşuyorduk. Bir sekreterimiz: Adamların basına verdikleri ehemmiyet ve duyduklan alâkaya bakın, dedi. Cümle henüz tamamlanmıştı ki, kapı açıldı. Ne konuştuğn • muıu bilmiyen bir başka arkad aş içeri girerek, yüksek sesle sordu: Kayhan Sağlamer'den ne haber yahu, bugün tam bir «y oldu! CEVAT FEHMt BAŞKUT ^v 11 1/ Saglık karnesi bulunmıyan esnafa calısma izni verilmiyecek Sağlık cüzdanları bulunmayan esnafın satış yapmaları önlenecek tir. Yapılan kontrol sonunda, sey yar satıcıların çoğunun sağlık cüz danlan olmadığı görülmuştür. Belediye Başkan Yardımcısı Kadri llkay, Beiediye Zabıta Müdürlüğüne bilr yazı gondererek, bütün esnafın sağlık kontrolünden geçirilmesini ve cüzdan veril mesini istemiştir. Hâler şehrimizde 7 bin seyyar satıcı bulunmaktadır. Yazı işleri Müdürlerinin tevkifi Konusu suç sayıEğer gazeteei, Yazan: lan bazı yazıların yayınladığı yazıyayınlan masın dan nın sahibi ile «îşdolayı so n günlertirak» halinde ise de yazı işleri müAnkara t'nnersite'si Ceza Huku ku Profesörü bu konu esasen durlennın tevkifi Ceza Kanununda yoluna gidildi. Basın bu tevkiflen r başkasının yazısını yayınlamak nizama konmuştur. Kanunun, ne za hakh bulmamaktadır Halbuki res tan, yani kendi fiilinden ileri gel man bir kimsenin diğerinin suçumi ^«,r,=ı« , „; çevreler yazıların konusuna ' mektedir. Bu itiraz yersizdir. Zi na ortak sayılacağını gösterdiği 1 ı gore tevkiflerin haklı olduğunu i ra yıne Anayasaya göre: «Herkes malumdur. Başkasının ortağı olan leri sürmektedirler. Zannımızca düşünce ve kanaat hurriyetine sa başkasının değil, kendisinin bu orburada iki husus karıştırıhyor hiptır, düşunce ve kanaatlerini taklık fiilinden sorumludur. HerYazı sahibinin sorumluluğu ile ya söz, yazı, resım ıle veya başka yol kese kabili tatbik olan kaideden zı işleri müdlerinin sorumlulukla larla tek başına veya toplu olarak gazeteciyi ayrı tutmak doğru derı birbirinden ayrı sayılmak icap açıklayabilir veya yayabilir.» O ğildir.fakat yazının bir gazetede ederdi. Buna imkân vermiyen Ba halde yazı veya söz sahibinin so çıkmış olmasının gazetecinin suç sın Kanunumuzun mantık ve hu rumluluğu bu hakkını kullandık ortağı olmasının kabulü mânasına kuk kaidelerine aykırı olduğunu tan sonra başlıyabüir. Bu hakkın gelen hükümlerde, umumi hükümkabul etmek icap eder. Yazı işle1 kullanılmasım önleyen bir ortam lerde, ga^eteciler aleyhine, ilâveri müdürlerinin tevkifleri ile ilgi yaratmağa kanunlar yetkili değil lerdp bulunmaktan başka bir şey li son olaylar bu gerçeği açıkça ! dirler. Eğer bir söz veya yazı ya yoktur. ortaya koymuştur. Resmi çevreler yınlandığı için gazeteci sorumlu de «Basın Kanununun sivri uçla tutulursa bu korku, söz ve yazı I Yaygın, fakat yahlış bir düşünrı» diye isimlendirilen kusurların hürrıyetinin Anayasaya aykırı şe ce de şudur: Gazeteci gazetesine dan biri de bu noktada toplanmakj kilde bir tahdidi sonucunu vere nezaretle mükelleftir. Suç teşkil tadır. . cektir. Anayasanm istediği şeyler eden bir yazı yayınlanırsa gazeteAnayasanın 23 üncü maddesi hük düşüncenin yayınlanmasını sağlı cinin sorumluluğu o yazıdan gelnezaret vazifesini yapmamış mü pek açıktır: «Ceza sorumlulu' yabilmektir. Söz veya yazının sa mez, ğu şahsidir» Bu kaidenin mâna1 hibi bu söz veya yazının yegâne olmasından sorumludur. Bu düşün sında hukukcular arasında bir an I sorumlusudur. Onun dışında so ce sadece yanlış değildir, aynı zalaşmazlık yoktur. Bu kaideye gö' rumlu aramak isteklerinin altın mnnda tehlikelidir. Gazetecinin ga 1 TP bir kimse ancak kendi fiilin da daima «Gizli Sansür» bulunur. zetesmi murakabe ;!, neticede bir den (kendi yazısından) sorumlu o Sansür yasağının, yalnız açık san kimsenin başkasının fikrine nezalabılır. Başkasının fiilinden so sürü kapsadığını iddia etmege im ret etmesi sonucunu verir. Bu bir hukuk görüşü de değildir. Suç, yarumlu tutulmanın acısını çekmiş kân yoktur. yından sonra baslamazsa, yayına olan insanhk bu kaıdeyı koyabiltakaddüm eden safhalara taşabimistir. Ceza sorumluluğunun mutlen hükümler konulursa fikir hür lak surette şahsiliği kaıdesi, menyetinden bahsedilemez. Zira kordeni milletler ve bılhassa demokku yayın imkânlannı ortadan kalŞEHRİYAR DOÖU rasi esaslarına bağlı milletler için dırabilir veya daraltabilir. Bundan İle terkedilmesi imkânsız kaidelerden iyi ve faideli fikirlerin de zarar Kur. Alb. dir. OSMAK TOPKORU Coreceği tabiidir. Demokrasilerde O halde Basın Kanununda yazı bu zarar rejim için «Hayati TehliNlkâhlandılar sahıbınden başkasını da mes'ul tu, ke» savılır. 'zmlt 21.1.1963 tan hukumlerin Anayasaya aykı [ rıllğı üzennde durmak icap eder. Bu alanda ilk akla gelen ıtıraz şudur: Gazetecinın sorumluluğu, Cumhunyet 1194 Prof. Dr. Faruk EREM 45 çuval kaçak kahve yakalandı Gaziantepten Istanbula getirilen 45 çuval kaçak kahve onceki gece Üsküdar vapur iskelesinde yakalanmıştır. Suriyeden parça parça getirilen ve Gaziantebın Nizip ilçesinde bir leştirilen kahvelerin Istanbula ka çırıldığı polise ihbar edilmiştir. Bunun üzerine Istanbul polisi ter tibat almıştır Saat 2,45 sıralannda görülen 14055 plâkalı kamyon kontrol edilmiş, un çuvallarının altına gizlenmiş olan 45 çuval kahve görülmüştür. Kamyon soförü polisin kontrolünü görünce kaçmış. sadece muavini Kerim Demirtürk yakalanmıştır. Olaya el koyan Üîküdar Emniyet âmirliği, tahkikata devam etmekte, kahve kaçakçılarını aramaktadır. i TEŞEKKÜR Anne ve babasım sopa ile döverek ağır yaraladı Evıne sarhoş gelen bir sabıkalı annesi ve babasından para alamayınca sağa sola saldırmıs, vaslı annesi ile babasım da ağır şekilde yaralamıştır. Kevser sokak 37 sayıda oturan Rerep Beyazkaya önceki gece saat 22.30 da eve gelmiş, babası 72 yasındaki Hasan Beyazkayadan para istemis. Yaşlı adam parasının olmadığım söylemesi üzerine eline geçirdiği sopa ile babasına «aldıran Recep vurmağa başlafnıştır. Kocasının sarhoş oğlu tarafından ddvüldüğünü gdren Kevser olaya müdahale etmek istemiş fakat ?arhoş evlât, annesini de iki sopa ile yere yıkmıstır. Yaralılar ifade veremiyecek bir durumda Şişli Çocuk Ha«tahanesine yatırılmıştır. Recep Beyazkaya yakalanmıstır. T. B. M. M. Bırtncl Dcvrp Mllletvelcillerlnden Konya Akfaraylı. AU Buçuk Zade merhum Vehbl Beyin Refıkası. merhum Servet Çorakcının annesi. merhum Nusrct Alkoç'un kavınvalidesi. bütün hayatını sonsuz bir sefkat vc muhabbetle scvdiğl bizler uğruna cömertçe harcamaktan çcklnmlyen, dertlerlmizle hemdcrl. saadetimİ7İe mesut olan. mâne\1 varlığı ruhumuzda pbedıyen yasıy?cak muazzez ve çok sevglll ainemiz FATMA ÇORAKCI'nın gerek cenazc mcraslmine içtlrak eden. prrck evım;zi teşrif edfrek. gcrek telgraf. telefon ve mektupUn İle blzleri teselll edpn muhtprcm zevata. dostlarımıza ve akrabalarımız». ayn ayrı teşekküre derin acımız mânl oldueundan. kendilerlne minnet duygTilanmızla teçpkkürlerimlzin. f!a7.etcniz vajıtasıivle ilptilmesini. s»ygı İle rica ederiz. Evlâtlan DürlvP Alkoç. Haoan. Ata. Huhi Çnrakcı Cumhurlyet 1193 1963 YILINDA ÇOK ACI BİR KAYIP Süveybe Vandemirin sevgıli e$i, Ümeyme Özayduı ve Huzeyfe Bakırcının enişteleri, Nuran Küçükkul, Suna Yaşa, Berker, Tuncer ve Gürer Bakırcının, E. Şerii Küçükkul ve Memduh Yaşanın büyük enişteleri, SenatÖr M. Cevat Açıkalın, Dn Hatice Cevat Aksel ve Hifcmet Baykalın teyzezadelerinin kocası, Ateş Ahmet Yaşanın sevgili dedesi: Harb Akademüeri Komutanhğından emekli ve Sümerbank eski İdare Meclısi Bajkanı, pra Lale Oraloğlu. Mahir Özerdem, Atıf Kaptan PAZARTESİDEN' İTİBAREN SUAREDE a Uevlet Tiyatrosunda 300 kere oynanan oyun Bir kahvede çıkan kavgada iki kişi yaralandı MILYON LİRALIK PARA İKRAMİYELERİ Önceki gece Kumkapıda kumar oynanan bir kahvede yeniden silâhlar patlamış iki kişi yaralanmıştır. Samsa sokağında bulunan N'iyazi Aksuya ait kahveye gelen «abıkahlardan Necdet Kamalı, Niyazi ile münakaşaya başlamıştır. Bir kumar alacağı meselesinden çıktığı tahmin olunan münakaşa <;ırasında, Necdetin kahveciye yum ruk atması silâhın patlamasına sebep olmuş 7,65 çapındaki tabancasını çeken kahveci ateş etmiştir. Dizinden yaralanan Necdet tabancanırı üzerine gitmiş, kahveci ile boğusmağa başlamıştır. Tabanca ikinci ve üçüncü defa ates almıs kurşunlardan biri kohvecinin eline saplanmıştır. Silâhlı ve kanh kavgaya polis müdahale etmiş, yaralı iki sanık yakalanmıştır. Tedavileri yapılan kahveci ile sabıkalı nezaret altına alınmıştır. AĞAÇLAR Pazartesi dışında her gün saat 18 de hn Reklâmcıhk 388/1196 TEŞEKKÜR Aramızddn ebedlyen ayrılsn pek sevgıll ve kıymetll eçlm \'p büvüğümüz KORGENERAL BAKİ VANDEMİR Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi cumartesi (bugün) öğle namazını mütaakıp Şişli Camünden merasimle kaldırılacak ve Zincirlikuyudaki ebedî istirahatgâhına tevdi olunacaktır. Vasiyetine uyularak çelenk yollanmaması rica olunur. Cumhuriyet 1192 RÜYA OOĞRU ÇIKINCA Müstahzanm,z Sayın Doktor ve Eczacılara : Yenidepo B u VİTAMİNİ Tıftık ihracatını geliştirmek için çahşmalar yapılmaktadır. Bu cümleden olarak ihracatı geVAOEU HER SO LİR«YA VADESİZ HER 100 LİRAYA 8İR KUR 4 NUMARASI liştirme Etüd Merkezi bu tnetam istihsal ve ihracımn artırılması hu susunda genis bir rapor hazırlaReklâmcıhk 362/1197 maktadır. Son şeklini alan raporda tiftik üretimi ve ihracı hakkında tavsiyeler bulunmaktadır. Piyasada fiatlar şöyledir: oglak 19 lira, Konya dağ malı 14 lira, F E d b i F k ü l t i i t 4 FenEdebiyat Fakültemiz B i k B ö l ü ü i i 4 asistana 4 ova malı 925 kuru=. Botanik Bölümü için 4 ihtiyacımi7: vardır. Meslek ve dil imtıhanlar! 18 şubat 1963 pazartesi günü saat OCAK 26 SABAN 30 9.00 da ATATÜRK ÜNİVERSİTESİNDE yapılacaktır. İsteklileE rin 4936 sayılı Üniversiteler Kanununun 39 uncu maddesinde cı c 7> yazılı belgeleri dilekçelerine ekleyerek FenEdebiyat Fakültesi Ü < Dekanlığına müracaatları ılân olunur. TÜRK TiCARET BANKASI Tiftik ihracatı geliştirilecek BIODEP 12 3 ampul X 1.cc Ecza depolanna tevzi edilmiştir Beher ampul 1000 raıTtjogram stabil Depo Bıı vitamini ( Hidroksikobalamin Asetat ) ihtiva eder cenaze tör"nlnde bızzat bulunan ve telgrafla tazlyelerlni blldirrn Sağlk ve Sosyal Yardım Bakanı Sayın Dr. Yusuf Azlzoğlu'na ve evimize kadar ihtlvan z«hmet eden telefon, telgrafla »cımıza i;tlrak eden dost vc akrabalarımıza. »ilâh ar kadaslığının en iç'.i duygulan ıle askeri törenl tertlpliyen Eski MuharİDİer ve Malul Gaziler Demeklprl İle Istanbul Garni7on KumandanliBina, Ank»rada toplantı halinde bulunan SıtmJ Kongresı Savın Üvelerine. Hudut Sahll Sıhhiye Genel e Müdilrlügü person llne, NUmun< Hastahanesl Doktor ve mensuplann» en derin minnet ve teşekkürlertmlzl sunarız. SÜYEV Karaçayır. Üner. Ba'tacıoğlu, Sürsal, Tarhan. Sıtkı Nemlızade Ailelerl Cumhurlyet 1195 Dr. MİDHAT SÜYEV'in SAY.N DOKTOR VE ECZACILARA KEMIGETINE SÜPOZİTUAR 0,125 g (POLİETİLEN GLİKOL İHTİVA EDER) 6 Süpoziruar 315 Krj. Piyasaya bol miktarda arz edilmiştir. Reklâmcılık 378/1200 Atatürk Üniversitesi Rektörliiğüı.f!en jj M E V LI T MELEK TÜKEL Hanmın ölümunün lkind »enei devriycsine tesadüf eden 26 Ocak cumartesl günü öğle namazım nıütaakip Şlşll Camlinde okunacak Mevlide, akraba, do?t ve din kardeçlerimlıln teşfl nca olunur. Kızı Reklâmcıhk (390) 1202 BİOFARMA LABORATUARI LTD. ŞTİ. üâncılık: 9659/1136 V. I 8.15113.26 16.01 1 1.59 7.10 9.45 18.17 12.00 19.?2' 6.3ü 1 35 12.13 (Basın 1179/1215) E. MMIMiUIMHN Reklâmcdık 262,1191 «adece gözlerini kırpmadan bak makta devam ediyordu.. Nihayet kendi konuşmuştu. Fakat şaskınlıkla söyleyecek baska bir söz bulamamış. Bu acaip vazi yete bir nihayet vermek için sadece: Ben artık gideyim demişti. tste o zaman adam birden gülmüştü. Hem hiç de her zamanki tatlı şakacılığma benzemiyen, sert bir istihza ile: Ya b'yle mi, demek artık gitmek istiyorsunuz? demiş ve terbiyeli olmaya çalışarak: Sizi istediğiniz gibi harekette ser best bırakacağıma söz vermistim diye ilâve etmişti. Bütün bunlar o, telefondan sonra olmustu. İhtiyar uşak ge lip efendisini telefona çağırdık tan sonrayı iyice hatırlamak istiyordu. Usak ne demişti: Sizi telefondan istiyorlar. Haluk kızmış ve hiddetle: Neden atlatmadın? Atlat.. diye çıkışmıştı. Çok mühimmiş beyim. Bir konuşun. (Usağının acaip bir faali vardı. Ve.. Halük usağının sözünü dinlemiş tıpıs tıpıs eilmisti.) Dönüşte de sanki başka bir adamdı. Kim telefon etmisti. T sağın bildiği biri mi? O terbiyeli uşak beyini boşuna rahatsız etmczdi. Telefonda ne söylemişlerdi de Haluk öyle değismisti? Hem de kendine karsı deçis mişti. Biri onun için bir şey söylemiş olabilirdi, ama ofak bir ihtimalle. Büyük ihtimal ise telefon eden Sara'yı sörmesi lâzımdı fakat işte o da kaçıyor du. t!ç çündür aynı şeye karar veriyordu. Fakat bir türlü ona gitmeye cesaret edememişti. Gene de Saraya birden gitmek aklına gelince yerine büsbütün büzüldü. Ve bir kere daha o., Haluka gittiği günü düşünmeye başladı. Evvelâ kendisini ne güzel karşılamıştı. Ne candan, ne sevimli bir hali vardı. Hele açık gri kostümü içinde o. up uzun boyu ile ne zârif, ne kibar görünüyordu. Semraya bu adamı beğenmemek imkânsızdır gibi geldi. Üstelik bir mektepli genç gibi helecan lı olduğu belliydi. O kahve ren gi gözleri pırıl pınl parlıyordu. Semranın ellerini tutup, geldiği için teşekkür ettiği zaman sesi helecandan âdeta boguklaşmıştı. Evvelâ bahçeyi gezmisti. Yan yana ağaçlar, çi çekler arasında dolaşmak ne hoştu. Semra oraya ilk gidişinde bahçeyi pek iyi görememis ti. Çok güzeldi. Sanki bahçenin kokulu faavasiyle beraher içine çocukluğunun havası dolmuştu. (Arkası var) Deri, Bağırsak ve Karamazot Naklettirileeektir 1 Kombinamız istihsali takrıben 450 ton deri, bağırsak ve sair emtianın Ankara'dan İstanbula nakli ile Derincedpn Ankaraya takriben 700 ton Karamazotun kapalı zari usulü ile teklif almak suretiyle nakli yapılacaktu. 2 Tâliplerden deri, bağırsak vesair emtia için (2365) TL. Karamazot için (4725) TL. muvakkat teminat ile Ticaret Odası vesikası alınacaktır. 3 Şartname ve mukavele örnekleri 1edelsiz olarak Kurumumuz Et Kombinalarmdan ve Bölge Müdürlüğünden temin edilebilir. 4 TEİiplerin teklif mektuplarını 11/2 1963 jrünü saat 17.00 ye kadar Kombinamız Yazı tjleri Şefligine vermeleri şarttır. 5 İhale 12 2/1963 günü saat 14.30 da Kombinamız AlımSatım Komisyonunca yapılacaktır. 6 Kombinamız ihaleyi tamamen veya kısmen yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. mu Et ve Balık Kurumu Ankara Et Kombinası Müdürlüğü (Basın l * Iklnrll Yatsı öğle CUNHURIYET Nüshası 25 Kuruş Türklye Hartcî Lira Kr. Lira Kr. '5.00 150.00 4000 80.00 22.00 44.00 Basan ve Yayan Cumhuriyet Matba»cılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketl Cagtdoğlu Halkevl Sokak No. 3941 Sahibi Senellk 6 aylık 3 aylık § CUMHUKİYET'in Tefrikası: 48 YİIAN ELMA Scmra nasıl oldu da ben böy le kcndımdrn uzaklaştım. Keıı dimin yabancı.sı hattâ düşınanı nldum divr düsündU. Bu bü tün \ alnızlıklarin beteri idi. Kcndini anlı>amamak bir yabancı ile mücadcle eder çibi kendi kendısı ıle mücadcle etnıck hislerinı didikleyjp arastır mak ve vepjeni se^Ier bularak ürkmek, kendinden nefret etmek. Onun eibl normal, sinirleri sağlam, sıhhatte bir kadın için bu hal hakikatc; pek yeni \e tatsız bir şeydı. Haluk beyin evine sittiçı günden sonra aradan dört çün çeçmisti. Ve avııı saskınlık a.vıiı çaresizlik de\anı ediyordn. Hâlâ ne vapması Iâ7im çeldiâinp karar \erememi«iti Bir kere Sarayı ara mıstı. Ve Sara onu gene atlatmıstı. Zatcn kendisi de Sara>ı söriincf np söyljveceğini, ne ya pacaÇını pefe bilmivordu. Simdilik.. sadece Haluk beyc bir fpnalık vapmasına mâni olmak istiyordu. öbür mesele için Safinin telefon etmesini bekliyordu. Onun konuşmadan bir şey yapamazdı. Ona her şeyi anlat mak ve ne yapmak lâzım geldiğine beraber karar vermek lâzımdı ama işte o da ortalardan yok olmuştu. Her telefon ça>ışta ümitle koşuyor sonra kırgın, yorgun yerine dönüp büzülüyordu. Bütün ahbaplannı atlatıyordu. Bu tek başına eve kapanıp bekleyiş de sinirlerini bitiriyordu. Evhamlı, korkak olmaya başlamıştı. Onu ürküten iki şey vardı. Biri kocasının cinayetle alâkalı çık ması. Biri de.. Haluka duyduğu his. tşte asil anlayamadığı bu histi. Adam aklından çıkmıyor du. Ondan kaçmak istiyor aynı zamanda ona yaklaşır yaklaşmaz bayatında hissetmediği bir arzu ile sarsılıyordu. Üstelik onu beğeniyordu da. Sade yakışıkiı olusu değil her haliyle hosuna gidiyordu. Evet, ama neden kaçmak istiyor, neden onu beğendiği için kendini suç lu hissediyordu. Serbest bir ka dın değil mi idi?. Adam da ser bestti. Kim karışabilirdi? Bu cii nah hissi ne demekti.. Budalalık, küçük bir çocuk gibi kork mak onun yasındaki bir kadın için gülünçtü. Gülünçtü fakat işte böyle idi. Hele ayrılışlarını düşününce bir daha ona telefon etmiyeceğine dair kendi kendine yeminler ediyordu. tkinci ayrılışlarında ona nasıl bakmıştı. Bu bakış ilk seferkinden ne kadar değişikti. O, tatlı, bafifçe mOstehzi, kah verengi gözleri âdeta birden koyulaşmış, bütün mânâsını kaybetmişti, Kendine dikilen bu gözler iki tane boşluk gibi idi. Ne demek istediklerini arkalarında ne saklı olduğunu anlamak imkânsızdı. Bir müddet ikisi de ayakta karşıhklı kıpırdamadan kalmışlardı. Pek uzun gelen bir müddet adamın bir şey söylemesini beklemişti. Hayır hiç bir sey söylemiyor, 4 4 4 4 NAZİME NADÎ Yaa lşlerlni fiilen Jdare eden Mesul MUdUr 4 4 =i ANKARA B Ü K O S U : Atatürk Bulvarı Yener Ap.Yenlşehlr Telefon: 12 95 44, 12 09 20, 12 09 66, 17 57 35 * VECDİ KIZILDEMİR * A. 620/1209) DOGü İLLERÎ MERKEZ BÜROSü: BUHARLI VİNC SATILACAK T.G.D. Demiryolları İsianbul Alım ve Satım Komisyonundan: 1 İdaremizin Sirkecideki Gülhane Cümrüklü anbarı sahasında Demonte vaziyette bulunan 5 tonluk buharlı vinç açık artırma suretiyle satılacaktır. 2 Muvakkat teminatı 250 lira olup açık artırma 5 şubat 963 sah günü saat .15 de Sirkecideki Komısyonumuzda yapılağmdan taliplerin mezkur gün ve saatte Komisyonumuzda hazır bulunmalari lâzımdır. 3 Şartnamesi Komisyonumuzdan almabilir. 4 TCDD satısı yapıp yepmamakta ve tercih ettıgme yapmakta tamamen serbesttir. (Basın 1162; 1211^ Inönü Caddesi Işmen Han Diyarbakır Telefon: 1061 * G Ü N E Î l l l E R İ MERKEZ BÜROSÜ : Küçüksaat Meydanı Edirne Hanı Adana Telefon: 4550 * Gazetemlze gönderllen yazılar konulsun, knnulmasın iade edılmez. Dânlardan mesuliyet kabul olunmaz. • Abone ve Uân İşleri İçin, zarfın Ustüne «Abone» veya (tllân Servısu baydının konması lâzımdır. BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYMAYI TAAHHÜT ETMİŞTİB.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle