Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Jehcere Asıl dâvamız Memleketin binbir çeşit dâvası var. Tol dâvası, oknl dâvası, cğretraen dâvası, su dâvası, açlık dâvssı, iktisadi kalkınma dâvası, kimsesiz çocnklar dâvası, nüfns artışı dâvası... Sayın sayabildifiniz kadar.. Bnnlarla boguşmak, bunların hakkından gelmek geceli giindüzlü bir çalışmay», büyük bir düşünce ve bilfi kadretine bağlıdır. Pek güzel... Bugün bütiin bu dâvaların çözülmesi ödevi kimin omuzlarına yüklenmiştir? Şüphesiz bir anlamda bütiin vatandaşlann omnzlarına ve bir anlamda da bugunkü Iktidarın omuzlarına. Bugünkü iktidar ne demek? Bugünkü iktidar, bugüukii parlâmentoyu dolduran politikacıların yürütme kuvveti demek. Bu yürütme kuvvetinin başında bnlunan lsroet Paşa ister istemez parlâmentodaki politikacıların çoğnnluğunun düşuncelerini benimsemek zorundadır. İste Paşanın tarihi kişiliğini bir degirmen taşı gibi ufalıyan, kabinedeki genç ve aydınlık birkaç bakanı önüne katıp götüren bu çoğunluğun arzularıdır. Parlâmentoyn dolduran politikacılardan çoğunun gelişmesi, düşünce yapısı, yetiştiği ve dayandıği sosyal çevreier, onları tabiatiyle kendi çıkarlarının yonüne doğru itmektedir. Bu yöne dogru Türkiyenin on jedi yıldan beri çok çiğnediği yollardan gidilir. Itiraf etmeli ki Türkiyede parlâmento, demokratik düzenlerde endise verici ciddî bir rahatsızlığın iılerini taşımaktadır. Yani dertlerimize deva bulması islenen doktorun kendisi dertlidir va hastadır. Ama bırakınız bizimkini, daba çok ileri filkelerin parlâmentoları bile zaman zaman bir başka anlamda «parlâmento hastalığı» na tutulurlar. Meselâ en yakın örnek Fransadır. Gerçekten, De Gaulle gibi tarihî kişiligi büyük bir adam raüdahale etmese idi, Fransanın, siyasi partîlerin yaygaralan arasında dâvalarına nasıl bir çöziim şekli bulacagı hayli meraka deferdi. Bu Fransa, şimdi De Gaulle'ün yönetiminde «Baskanlık» gisteminin ytirürlüğüne dogru adım adım ilerlemektedir. Uzun boylu General, siyasi partileri bir kenara itmiş, balk ile kendisi arasında knrduçu kontaklarla gtieunü artırarak Fransayı istediği yöne dofrn sürüklemistir. lsmet Paşayı zaman zaman De Gaulle'e benıetenler çıkmamış degildir. Kendisinden enerjik davranıslar bekliyenler de almnştur. Bunlar aradaki bir farkı unntuyorlar. De Gaulle halkın çoğiuılnğnna dayandığını referandumlarda ispat ettiği halde, lsmet Paşa böyle bir denemeye dayanabilecek gücde degildir. Bnnnn içindir ki, âdeta iradesinin dışında bir ayunun kaidelerine tâbi olarak iktidarda durabilmektedir. Bu dommda ne yapılabilir? Türkiye kendisini sürukliyecek bir liderden mahrnm olduğuna göre, ister istemez buyük dertlerimizin halli parlâmentonun çogunlugunu teşkil eden politikaeı tipinin ellerinde kalıyor. Bn politikacı tipinin niteliklerini duymıyan ve bilmiyen kalmamıstır. Bn demektir ki, Türkiyenin binbir çeşit dâvası arasında bir de parlâmento dâvası eıkıyor karsımıza... Böylelikle büyük millî dâvalarımızı çözecek politikacı çoİunlnğunun bizzat bir dâva balinde tartışılması, meselelerimizi pek ilgi çekiei bir hale sokmaktadır. Gün geçmiyor ki herhangi bir gazetemizde bn konuya dejinen bir yazı eıkmasın... Dnrom bn olnnca, gün geçtikçe pek sevimli bir çehreye bürflnen politikacılarımızın bizıat viicntlariyle yarattıkları dâvaya egilmeleri de bir millî vazife baline girmektedir. Tol dâvasiyle, sn dâvasiyle, keçi dâvasiyle, erman dâvasiyle ilgilenen ve bn konnda pek çok sözltt sora finergesi veren politikacılarımızdan biraz da bn meseleyi parlâmentoya getinnelerini bekliyomx. Bilmem ki içlerinde bn konnda bir söıln aom önergesi veren çıkaeak mıdır? Memleketin bn çok önemli derdini Meclise getirecek olan ilk politikacıyı önce biz yurekten alkışlıyaeağız. tef üfUMMUKfHBjf DÜŞÜNCELER Belediye kontrol sistemi değişiyor Belediye kontrol sıstemını daha faydalı bir şekle sokmak amaciyle çalışmalara başlamıştır. tnceleme neticesinde yapılan kontrollardan yüzde 25 fayda sağlandığı. ihtarlara ve cezalara rağmen suçların tekrarlandığı gorülmüştür. Bu amaçla «Kontrol Yönetmeliği» adında bir kitap hazırlanmıştır. Kontrol Yönetmeliği önümüzdeki günlerde Belediye Encümeninde müzakere edilecektır. Bu arada yönetmeliğin bazı maddeleri tatbik edilerek elde edilecek fayda nispeti bulunacaktır. IKTUPLl evgili oknyncnlar, Bngün sizlerin «Cumhnriyet» I nasıl benimsediginizl gö»teren tenkidlerinizden töz açmak istiyom». İçlerinde haklısı da, haksızı da bnlnnan bn tenkidlerin ber şey den evvel bizleri sevindirdigini belirtmeliyiı. Cemiyetimizde «Cumhuriyet» i çekiştirmenin moda oldnğn gnnlerdeyiz. Şehirlerde, kasabalarda dost, ahbap meclislerinde veya komşn topluluklarında hazir bulunanların iki grupa aynldıkları, bir grnpnn «Cumhuriyet»* »tılan mahnt iftiralan ileri sürerken diğer grnpnn da gazetemizi canla, başla müdafaa ettili bizim knlağımua kadar geliyor. Bir taraftan bn tartışmalar devam ededursnn, difer taraftan yüz bine varan «Cumhoriyet» okuyucularından knrnln kitleniıt hiç bir eksilme göstermeksizin, olup bitenlerin zerre kadar farkına vannamış gibi davranarak alelâde, gnndelik kusnrlarımız için üşenmeden mektuplar yazmaları, biç şüphesiz bizleri ancak memnun etmektedir. Bu davranıştan çıkan mâna: Aldırmayın, bit sizleri tanıyornı, yola devam! demek değilte nedir? * Bir oknyucumuz «Cnmbnriyet» in birinci sahifesine konan bir köpek ve diğer bir gün yine birinci sahifede neşredilmiş bir eşek resminden şikâyet ediyor. «Siz de resimden başka bir şeye kıymet vermiyen sokak gazetelerînden mi olmak istiyorsunuz?» diyor. Şikâyet esas itibarıyle yerindedir. Biz de fotoğraf aneak vazgeçileraiyecek derecede bir havadis veya sanat kıymeti aldnğn zaman neşredilmelidir, düşnncesindeyit, Bu kaide bilhassa birinei «ahifede titizlikle takip edilmelidir. Tapılan tenkid ve irşattan alâkalı elemanlarımız haberdar edilmişlerdir. * Almanyadan mektnp gönderen yüksek kimya mühendisi bir okuyncnmnz, nesrettiğimiz bir küçük baber nzerinde durnyor. Istanbulnn i« adamlarından biri otomobili ile içkili olarak yaptıfı bir gezinti sırasında tabii bir ihtiyacını gidcrmek üzere arabadan inmiş olan karısını almadan yola devam etmiş. Sonradan isin farkına vararak polise başvurmuş ve eşini bularak evine dönmüş. Oknyucnmuz bn hâdiseyj pek olafan bir şey imiş gibi yazmamızdan şikâyetçi... Kör kütük sarhoj iken vatandaş hayatını biçe sayarak araba kullanmaya kalkan bu adamın Batı memleketlerinde olduğu gibi evvelâ cezalandınlması, sonra da ehliyetinin elinden alınması lâzım geldiğini söylüyor ve havadiste ibret olsun diye bnnlan belirtmediğimiz için bize çatıyor. Neşrettiiimiı haberde vak'anın yainız hafif tarafını ele aldığımız için belki tenkide lâyıkız ama sarhoş iken araba kullanan bir adamın cezalandınlması nin en tabii bir akibet olduğuna ve tekrar» ihtiyaç bulunmadığını düşünmüş olamaz mıyız? Demek ki «Cnmhnriyet» oknyncusu ibret olsun diye haberlerin ba olafan taraflarının da kaydolunmasını istiyor. * Bir başka okuyucumuz öz Türkçeye hâlâ lüznmn derecesinde ehenuniyet vermememizden şikâyetçi... Havadislerin olduğu kadar fıkraların da Arapça, Acemce ve difer yabancı kelimelerle doln oldnfunu söylüyor. Nadir Nadi'nin öz Türkçe yazmaya tam mânasiyle sadakat gösteıdiğini, fakat meselâ Burhan Felek'in, hattâ Cevat Fehmi'nin bn gayreti asla harcamadıklarını snlatıyor. Haberlerin ve ıcrlevbalarının ise bn bakımdan çok geri kaldıklarını ilâve ediyor. Bizce tenkidin bilhassa bn son kısmı haklı, yerinde oldnfn kadar hayret vericidir. «Cumhuriyet» te istihbarat elemanları ve sekreterler en genç arkadaşlanmızdır. Taşları 20 den başlar ve 39 35 i zor bnlur. Kendilerini mümkün olan dikkati ve alâkayı göstermeleri için ikaz ve takip edecefiz. Bn konnda sebep olarak «Cumhnriyet» in vaktinde intişar edebilmek için tesislerinin eskiliğinden dolayı difer arkadaşlanndan da daha hızlı bir çalışma temposn içinde hazırlandıfını ileri snreeeğiz. Fakat bunun kabul edilebilir bir mazeret olmadıfının farkındayız. Her halde bu knsnrumnzu gidermek üzere daha fazla çalışacafımızdan emin olmalısınız. Sevgi ve sayfilarımızla.. Bazı kolejlerin giriş imtihanlannın bugünlerde yapılması isteniyor Bazı kolejler, önümüzdeki yıl okula alınacak öğrencılerin işlemlerinin bugünden yapılmasını istemişlerdir. Haziran ayında yapılacak giriş imtihanı işlemlerinin bugünlerde yapılması, isteklerin yüksek olacağını göstermektedır. Bu arada yapılacak taleplere göre okul durumunun genışletilmesi de dusünülmektedir. Boğazda bir fuhuş yuvası tamamen yandı Beyoğlundan muhabbet tellâüarı aracılığı ile Boğaza akın akın gönderiteri kadınların bulunduğu otellerden biri önceki gece çıkan bir yangın sonunda tamamen yanmıştır. Üç ortak tarafından çalıştınlmakta olan ahşap üç katlı binanın üst kat 5 numaralı odasında gaz sobasının devrilmesi ile çıkan yangın kısa bir sürede genişlemıştir. Otelde bulunan kadmlar ve erkek müşteriler güçlukle kendilerini kurtarabilmişlerdır. Olayda bir kasıt olup olmadığı ilgililer tarafından incelenmektedir. Esrar alan kontrol memuru yakalandı İzmir eşrafından Şemi Beyin torunu, merhum Saniye Hammefendi ile eski Naiıa Vekillerinden merhum Mühendis Ahmet Muhtar Çilli'nin cğlu, Rebia Çilli'nin kıymetli eşi, Ayşegül ve Gündüz Çilli'nin babaları, Sahire Çilli ve Behire Kantoğlu'nun kardeşleri, Berrin Zariioğlu'nun ağabeyisi, Mevhibe Aksoy'un damadu Sedat Kantoğlu, Suat Kant, Kemal Kantoğlu, Hüsniye Öğe ve Nebahat Kunt'un yeğenleri, Pulat, Esin ve Fİİİ7 Kantoğlu'nun dayıları, Vedia, Hayrünnas, Feyzullah ve Iklil Aksoy ile Sezen ve Hüsrev Akıska'nın enişteleri, Özcan Esinduy'un kayınpederi, ACI BİR KAYIP Şehrimizin tanınmış lüks otellerinin birinde kontrollük yapan Yıldırım Odabaşıoğlu, dun sabah Tophanede sabıkalı bir esrar satıcısı olan Burhan Yaydan esrar alırken yakalanmıştır. Zengın bir ailenin oğlu olan Yıldırım ile sabıkalının sık sık maları polisin dikkatıni çekmiştır. Takibedilen kontrol memuru ile sabıkalı, esrar alış verişi yaparken ekipler tarafından suçüstü yakalanmışlardır. Yıldırımın lüks ve turistik bir otelde çalışması ve esrar alması onemle tahkık olunmaktadır. Sabık eniştesini öldürmek istedi Sarıyer Emniyet Âmirliği kadrosunda görevli bulunan bekçı Ismail Karaca önceki gece sabaha karşı saat 3 sıralannda evine giren eski kayınbıraderi tarafından öldürülmek istenmiştir. Hasta yatan bekçinin evine gizlice gıren Selâmi, yastığın altında bulunan Ismailin tabancasını almış ve ateş etmiştir. Omuzundan yaralanan bekçinin bağırması üzerine sanık kaçmıştır. Kızkardeşini boşa! dığı için bekçiyi öldürmek istiyen [ Selâmi yakalanmıs ve nezaret altına alınmıstır. Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugünkü 2T ocak 1963 pazartesi günü, öğle namazını mütaakıp, Şişli Camnnden kaldnılarak Edirnekapı Şehitliğindeki Aile Kabristanına defnedilecektir. Mevlâ rahmet eylej'e. AİLESİ Cumhuriyet 974 İBRAHİM HALDUN ÇİLLİ Bir kilisenin kapısı kırıldı Galata Vekilharç Sokakta bulunan Ortodoks kilısesınin dış kapısı önceki gece zorlanmak suretıyle açılmıştır. Kapıyı kırdıktan sonra kiliseye giren hırsız veya hırsızlar, kilıseye gelenlerın bıraktıkları mum paralannın bulunduğu kumbarayı da parçalamışlardır. 1500 lirayı alan hırsızlar hakkmda kesin bir bilgi edinemiyen polıs, aldığı parmak izlerini tetkik etmektedir. V E F A T Bankamız İdare Meclısi Azası kıymetli kadaşımız. mesaî ar HALOUN ÇİLLİ'nin 20 ocak 1963 tarihinde veiat ettiğini bildirir kederli ailesi efradına dost ve larına başsağlığı dileriz. MADEN KKEDİ İDARE MECLİSİ teessürlerimizle mesaî arkadaşBANKASI A.Ş. BAŞKANLIĞI Cumhuriyet 978 Yalovalı sakat çocuk bulundu 3 gün once Yalovadan Istanbula gelen Hayati Soyudelli adındaki çocuk dün polis tarafından bulunmustur. Kimsesi olmadığını ileri süren Hayatinin sırtından sakat olduğu ve bu sebeple tstanbula geldiği tahmin olunmaktadır. Çocuğun Yalovadaki adresi tesbit edilğ miş ve durumu hakkında bilgi istenmiştir. BÜYÜK FIRSAT Levent'te. Eczacıbaşı fabrikası bitişiğinde, (Squib) fabrikası karşısında, Büyükdere asfaltı üstünde, cephesi (43) metre olan (17,000) küsur metrekare arsa üzerindeki dört bloktan mürekkep (1200) metrekare fabrika binalariyle birlikte satılıktır. Her sabah on ikiye kadar müracaat. (44 93 93). 1 Cumhuriyet 972 kasdetmiyoruz. Türk Anayasasının hükümlerini, Türk Anayasasının kabul ettiği çerçeve içindeki demokrasiyi gözönünde bulunduruyoOCAK 21 SABAN 25 ruz. C b Bir metreyi mi, bir kilometreyi mi t> h S 5c gedik sayanların ilçttffi? X i. O JB < a Demokratık rejimden ayrılış. 6J2 Anayasaya aykırı tutum ne zaman V. ] 8.19 13.25115.56)18.11 19.47 başlar?» sortısunun cevabı da, «re| 2 08 7.15 9.46 12 00: 1 36 12 22 E. jımi ve Anayasayı ciddiye alış de tarafsız »ydınlar, basın ve üniver site durmadan iHalkın refahını kaz ettiği halde.bir ve. mutluluğunu (hızüne Anayasagerçekleştirebilen ya aykırı kanunu bir idarenin var olrnası, büyuk ölrecesi» ne gore değişir. Anayasa yainız muspet oy~ vermemiş, aynı fade iyi bir Anayasa sayesinde ve rejim konusunda titiz ve «ami zamanda bunlardan hemen hepsimümkündür. «Hem iyi bir Anayamî olanlar, »uphesiz kı, Anayasa nin ya teklifçisi veya gozcüsu olsa ve hem de ıyı bir idare», en norhukumlerıne ve demokratık pren muştur. Hem de, «Bu kanunların, mal oian yolduc. Fakat yainız basıplere aykırı olan davranışların ne Anayasayı. ne hürriyetleri, ne şına Anayana, amaca ulaştıramaz. hepsıni, tehlikeh ve toplum için demokratık rejimi en küçük ölçüde Herhangi bir Anayasaya sahip olzararlı sayarlar: rejimde ve Ana golgelemediklerini» barbar bağıramaksızın halkın yüzyıllar boyunca yasada açılan gedik küçuk de olsa, rak ve muhalefeti samimiyetsızlikyaptığı demokrasi savaşı sonunda onun açıkça adım koyar ve gere le, yaygaracıhkla. bilgisizlikle hatgelişen ve yerleşen kamu oyu gaken ikazı yaparlar. Rejımi ve Ana tâ gerçekleri tersıne çevirmekle ıtr ns d k at ii ham ederek... Değerli ve dürust siyaset adamı tfrnL î f3" l1™ g e r ç e k l e s ! üm ve Anayasa delik des.k. olmatırmış toplumlar yok degildir (İn dan. soylenen butun sozlerı. «siyasi Faik Ahmet Barutçu, «mazi üzeringiltere gibi). ve luzumsuz yaygara» dıye vasıf de durmak, maziden den almak Köhne Anayasalara dayandıkları landinrlar ve Anayasa dısı «tediçin lâzımdır» diyor. Bu maksatla halde demokratik düzenı ve de birleri» (!) ve hattâ «tertipleri», gözlerımızi 1960 yılına çeviriyoruz: mokratik zihniyeti ciddiye alma «memleket menfaatı» yahut «sürattktidar değişıkliği üzerinden hesayesinde örnek idareler kurmug le iş gormenın gerekleri» gibı panüz üç ay geçmiştir; ve ancak samemleketler de vardır. Isveç. Nor rolalar altında, savunma yolunu yılı mıktarda meouc, haksız muaveç, tsviçre, Holânda ve Belçika tutarlar. mele ile karşılasmıştır. Fakat C.H. gibi. Şımdi bugünün durumuna bakar P. pek doğru olalrak «bir kişiye Bir çok dikUtoriukte ise, hem yapılan haksızlık, umuma yapılan kötü bir Anayasaya ve hem de kö sak görürüz ki, bazt BakanUr Anayasaya aykırı tutumları ile bir bir tehdittır» dusturunu benimsetü bir idareye rartlanır. jçıpdir ki, Indnü, 28 ağustos çok Anayasa hukmünü hıçe sayEn kötü ihtimal bu degıldir. Bun makta. bu prensıplen sadece kâ radyo nutkunda mıllete aynen şoy dan daha beteri de vardır. O da, ğıt üstünde bırakmakta, gerçek le haykırmaktadır: «Demokrat Par•iyi bir Anayasanın, fena uygulanhayatta ise «keyfî bir rejim içinde tı idaresinde memleket baştan baması sonucunda, fiilen yaratılan şa huzursuzluk içindedir. . Orduld h k ö ü biMdare7°dir.*Hem idaVe! h'em ! n a s l l h ü e k , e t e d ']İ r f e ' ° y ° l d a **• d kötü l i i reket etmekte» dırler. Keza eski dan tapu memuruna kadar bütün de Anayasa kötü oJunca. hiç değilAnayasaya dahi aykırı olduğunu devlet teşkılâtında memurlar yase milletin bir ümidi vardır: Mılbağlamışlar, kimin bir en objektıf ağız ve kalemlerın ve taklarını let, Anayasayı değiştirmeyı başar1 iftırasıyle ne muamele göreceklerim d dığı gün, demokratik duzenın ku j ^ ^ A ve "ileri gelenlerinın yüz nı beklemektedırler. . Butün bu ^ I t A" *, fet lıder rulacağına (keyfi idarenin sona elerce defa ilân ettiği bır kaç anti sısteme. Başbakanın hukuk devleti receğine) inanmaktadır. adım takması, memleketımız için îyi ve demokratik bir Anayasayı demokratik hüküm, yeni Anayasa hukuk âlemi gozunde acıklı bır tamıza da aykırı olduğu halde, hâli «kâğıt üstündeki guzel bir yalan» lıh olmuştur.» * halıne getiren kötü bir uygulama yürürluktedir ve bol bol uygulaHalbukı bugunün Sanayi Bakanı, nılmaktadır. Bu suretle. «Anayasa ile, «adına asla demokrasi denile1953 yılı ortasındakı tatbıkatı bile miyecek bir idare» kurulmuşsa, vesıkası» ile «Anayasa gerçeğı» a normal saydığından. «gorülen lumillet yainız demokratik bir hu rasında bır ayrılık başgostermıs zum» formulu ile emeklıye sevkekuk devletinin .nimetlerinden yok tir. Anayasa ile Anayasa gerçeği dilenlere Danıştay yolunu kapasun kalmaz, aynı zamanda demok arasındakı mesafe, henuz bir uçua y yan (6122) ssayılı) ilk antidemokrarum halıne gelmeden, yani kimse I ' f Y " " * ' " " " K »ntıaemokrarasinin bir «sahtekârlık» olduğu lk lemivcceJİ hir r , ! *kkan"n« teklıf eden hukumetm inancına da ulasır ki, bu bezginlik nin inkâr edemivı<c. • . S S 1 y t e n k lk d\ «den eden < yalnız bugünü değil, yarım da tefa buhranı içıne düşülmeden, mesele °" t " "JÎ^ J " " ^ , ve Inonu başta olmak uzere toptan Itkeye düşürür. Demokrasıden sıtkı nin üzerıne parmak basmas, o....reddeden C.H.P. ye ateş puskürsıyrılan bir milleti, tekrar «demok retın, tecrubenın ve ılmın icabıdır. mektedır. rasi inancı» na getirebilmek için, Boyle olduğu halde, bazı siyaset Ceza Kanununun antidemokratik kuşakların acı tecrubelerine kat adamları. hele bellı BakanUr, bir 159 ve 161 ınci maddelerine (Kanun lanmak gerekir. kaç metrelık çokuntuyü gedik say No. 6123) butun muhalefet ve baGedikler, önce hep küçüktür mamakta. «Anayasa kalesinde bir sın kırmızı oy verırken, bugunkü «İyi ve demokratik bir Anayasa kılometrelık bır çöküntü olmadan, Sanayi Bakanı o kanunda da bir ya karşıhk, kotü ve demokratık gedikten bahsedılmıyeceğı» tezıni kusur gormemiştır. olmıyan bir idare» ye misal olarak, j benimsemektedırler. llim hurriyetıni baltaladığı için 1954 1960 yılları arasındakı TürkiRejım ve Anayasa alanında gös tarafsız basının ve muhalefetın şıd yeyi zikredebıliriz. Ancak şurasını terılecek hassasıyet bakımından, detle tenkıd ettiği 6185 sayılı kahatırlatmakta buyuk fayda vardır nasıl bır ölçu uygulanmasının doğnunun teklıfçıleri arasında. yine ki, D.P. iktidarı 1960 yılında içinde ru olacağını tesbit ederken, tecrü bugunun Sanayı Bakanını goruruz. bulunduğu çukura, bir sıçrayışla be metodundan faydalanmak lâToplantı hurrıyetini zedeleyen düşmuş degildir. Ittihat Terakki zımdır. Sosyal ilımlerde «tarih», 6187 sayıh Kanunun, hürrıyet duFırkası da, iktidara gelmeden bnce j b ^ b o r V t ü V . r . zeni ıçın yarattığı tehlike Barutçu üân ett.ğı re,ımın tam z.ddını teş t ,un ve Gunaltay tarafından mükemmeo ı c l i n ü n doğru. hankıl eden duruma (yanı 1914 gunle ' n j n y a n l ı d u ğ u n u , g e ç m i ş t e len behrtılmıs ve muhalefet, tnönu o nnın ıdaresıne), bır hamlede ulaş ' g başta olmak üzere kanuna kırmızı kı hâdıselere ve onların sonuçlarımamıştı. oy vermişti. Ama bugunun Sanayi na bakarak cevaplandırmak mümDiktatörlüğü kendisine «doktrin» Bakanı, o hukümlerın de tekhfçıkündur. edinmış olmayıp, «demokrasi parolerındendır. Inönü'nün, Barntçn'nnn, Günallası arkasında keyfi idare dusturuHalk Partisinin mallarını müsatay'ın ölçnlerine karşı Sanayi nu (veya kurnazlığını) benimseyendere eden Anayasaya aykın kanuBakanının ilçfisö lerin yahut farkına varmadan bu nun nasıl bır devreyı getirdiğini Bugun,«Anayasa duzenı ve rejim, yola sürüklenenleuin', demokratık bizzat Inönu belırtmıs ve muhaledüzenden uzaklaşısları yavaş ya su ve şu noktalarda zedelenmeye fet Meclisi terk etmışti. Ama buvaş olmaktadır. Dıktatorluk sathı başlamıştır» dıyen bır çok demok günun Sanayi Bakanı, o kanunu da mailinde aşağıya doğru «kayış» a, rasi taraftarı kalem ve ağız, var mükemmel bulmuştu. başlangıçta bir kere seyirci kalındı dıkları bu sonuca. vaktıyle muhaleYainız memurların değil, hâkimmı, bu gıdışi durdurmak, sonra fet liden ve bugun Başbakan olan lerın temınatını ve dolayısıyle mah imkânsızlaşır. Tepenin başındaki Inönu'nun, demokrasi alanında sakemelerin bağımsızlığını ve seçım demokrasi platosundan, vâdideki mimiyet ve ıdeahstlıği ile temayuz emniyetıni agır surette zedeleyen dıRatorlük bataklığı istikametin etmış, Barutçu ve Gunaltay gibi 6422 sayılı kanunun Anayasaya ve deki bir kaç kılometrelık kayış» değerli devlet ve ııyaset »damları demokrasiye ne derece aykırı olnın ölçulerine dayanarak ulaşmakdneaasiz sayıldı mı, bu bır kaç met ^ duğu da, yine C.H.P. sozculeri tareyı sonra bir kaç on metre tâkıp tadııiar. Nihayat bunlar, hukümle rafından en açık surette belirtileder. Sonunda bır gun bakılır ki, rinde, hurııyet duzenınin ve hu mis ve (başta înonü) bütün mukeca y t n u f bttmiş ve çukurdaki kuk devletinin asgarî prensipleri halefet bu kanuna kırmızı oy verdiktatörlük bataklığımn ortasına olarak kabul edilen esaslara sadık mişti. Ama bu kanunun dahi tekkalmaktadırlar. Bu ölçulerin ve lifçilerinden ulaşılmıştır. birı, bugunün ve o Hukuk prensipleri bir kere cid onlara davanan ikazların doğrulu günun Sanayi Bakamdır. diye alınmamaya, «bır ıki kişıden ğu ise. 19531960 senelerı arasındakı Seçım hurriyetıni ve seçim eşitbazı garantiler esirgendı ise, mem gelişmenın doğurduğu sonuç ile salığini ağır surette zedeleyen, mulaket mi batacak» denmek suretıy bittir. halefetten seçımlerde bile radyoda le temel haklara ve insan haysıyeBuna karşıhk. gunümüzde, Ana konuşma hakkını esirgeyen 6428 satine karşı gereken saygı gösteril yasanın bir çok hükümlerine ve yılı kanuna, değil yainız basın, memeye başlandı mı, «önce istisna demokratik rejımin çeşıtli pren üniversıte ve muhalefet, bir çok olan davranışın, kısa bir zaman siplerıne aykırı davranışlar ile hü D.P. li mebus bile karşı koymuştu. sonra kaıde halıne gelmesi» kaçı kumet içinde şampıyonluğu muha Ama bugunun Sanayi Bakanı, o nılmaz bır sonuç teşkil eder. faza eden Sanayi Bakanını bir mi kanunu dahi teklif edebilmiştir. Devlet hayatında büyük maha sal olarak ele alırsak gorurüz ki, Zamanımızın Sanayi Bakanı, seret, Anayasa prensiplerinın ilk ze onun «Anayasaya ve demokrasiye çim emnıyetıne en ağır darbeyi teşdflenmeleri karşısında tam titizli ayrılık ıddıaları bir yaygaradan kil eden 6429 'sayılı Kırşehır Kanuği gösterebilmek; «düsüşü, h « al| i b ' a r e t " t i r , yölundaki" sÖzlYrine te nunu bile antidemokratik bulmaö madan önleme» nin çarelerıne bak mel olan ölçulerin, demokratik an mış, hattâ o kanunu teklıf etmişti. maktır. layıştan son derece uzak olduğu, Partızan idareyi en korkunç bir «Demokratık ^ rejimdeki küçük j " u ' r a T f s l z " h e r insanca ve tarihin hük şekilde yaratan ve üniversite muhgedikler dahı musamaha ile karşı mu ile tesbit edilmıstır: tariyetinın zerresıni bırakmıyan lanmamalı, Anayasanın herhangi 1953 ve 1954 yıHannda »ynı san 6435 sayılı kanuna bütun muhalebir hükmüne karşı saygısızlığa asdalyede l u r a n bugunun Sanayi fet hücum ederken, zamanımızın Ia göz yummamalı» derken, «Frani ° " t J t : u c ooturan ougunuu oanayı Sanayi Bakanı bunu da, hem hü. . . . . t ; „.„= t»,ı*.™^.ki demok ! Bakanı. butun muhalefet partılerı, j.mnı,. I sadaki veya Ingılteredeki kumet üyesı olarak desteklemiş ve rasinin Türkiyede uygulanması» nı hem de ona muspet oy vermişti. Anayasa vesikoı ve Anayasa ger Demokratik düzende açılan gedikler Yazan: Muammer Aksoy Sayın Doktor ve Eczacıları Grip, Nezle Soğuk alğınlığı Romatizma ve bütün ağnlard*. CENOKÎN ORAJE Piyasaya bol mıktarda »rzedilmıştLr. »' $)inçet laboratuart Uâncdık: 9582 953 ] ŞİMŞEK MAGAZASI'nda Reklâmcıhk 326969 APLİK AViZE KUP Her çeşit M EVLİ T Kıymetll eşim ve b*bam Emekıl Hv. Albayı CUMHURİYET Ntishası 25 Kuruş Senellk 6 ayllk 3 ayllk Türkiye Hartcl Llra Kr. Lıra Kr. i 150.00 75 00 80.00 40.00 44 00 22.00 Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazeteeiiik Türk Anonim Şlrketl Cağaloğlu Halkevl Sokak No. 3941 Sahlbl HATİCE BAŞI.AK lie ORHAN THRCAN Ni««nl«ndllar 20 1 1963 htanbul Cumhuriyet 960 Basına karşı en buyuk darbelerI den birini teşkil eden ve bütun demokrasi taraftarlarınca ve muhale fetçe ağır sözierle reddedıien 6334 sayılı kanun da, zamanımızın Sanayi Bakanının teklıf ettiği antidemokratik kanunlar arasında yer almaktadır. vpfatının 40 ıncı gtinüne tesadüf eden 22 Ocak 19«3 sali ITünü (Yann) oğle namazını mütaakıp Bevoğlu Agacamiinde azlz ruhıına okutturulacak Mevlidi Şerlfe srzu eden akraba. dnst ve din karde^lerlmlzln teşrtfleri rica olunur. E$iAvda Gnkspvpı Cumhuriyet 9"6 H AKK I Göksever"in İCUMHURİYET'in Tefrikası: 43 K&DIN ^ Evet benim .. Galiba başka birini bekliyordnn. Seni rahatsız ediyorum. Fakat gördü ğümden, yaptığın delilikten son ra telefon etmeden yapamazdım. Hangi delilik? Hangi delilik olacak. sn Sara ile ahbaplığın. Sen sabiden çıldırdın mı knzum? Sizi beraber görünce şaşırdım. Bn ne demek .. Nereden buldun Sa rayı, ne yapmak istiyorsnn? Cevap versene... Ne yapmak istiyorsnn? Karısma bn işlere... Rica ederim karısma! Bir şeye karıştığım yok... Tesadüf oldu... ¥a şn dünyada ne de garip tesadüfler olnr... Nasıl oldu bn tesadüf anlatsana bakalım. Sonra anlatırım... Sen neden kaçtın onn söyle? Doğru yapmadın. Neden kaçtın? Şimdi neredesin? Ben de seni gördüm .. Demek ortalarda dolaşıyorsnn .. Astl sen delisin... Ben hiç bir zaman akıllı Bu sözler Semranın ağzından olduğomn iddia etmedim. Tavgayri ihtiyarî çıkmıştı. rum. kendi yarım akılcağızımı Bir an adamın sesi dnynlmakendime göre knllanırım işte o dı. Sonra eski zamaaları hatırkadar. Sonu iyi olnr ,kötü olnr kendi bileeeğim «ey. Sade mn latan bir gülnsle güldnğü daynldn ve biraz alaylı, birsz hid hakkak olan bir şey varsa kimdelti bir sesle konnstn: senin işine karışmam. Herkesi bimayeye almaya da kalkmam. Neden kendine sormadın.. Semra kendine'yapılan imayı Pek dost görünnyordnnnz. Hem hemen anladı. Hafif bir bayretböyle seyler seni neden alâkale sadeee: dsr ediyor... Sen böyle kedi misali sevişmeieri düşnnemiye Sana ne «ldn? diye sordu. cek kadar temiz bir kadınsındır. öteki birden şaşırmış ribi Şimdi de ben sorayım.. Ssna ne kekeledi. Bana... Hiç Her halde ci oldn? nirliyim .. Sirrfrliyim tabiî .. Da Bana ne olacak. Çok riea ha doğrnsn kendime kuıyomm. ederim sen sualime cevap ver.. Seni bilmem lâzımdı . Sana gel Hayır, hiç bir şeye cevap memem lâzımdı... Senin basını venniyeeegim. Asıl ben sana belâya sokmamam lâzımdı!. tekrsr rica ederim. Vazgee . Ba na iyilik etmiyorsnn . Vacgeç . Beni belâya sokmadın.. Toksa... Tam mânasiyle belâya soktnm. Hissediyornm. Gördöm Bir an sessizlik oldn. Semra, de.. Çok riea ederim o kadını nefesi kesilmiş gibi soluk alma rahat bırak.. Onn bir daha gördan sözün sonunn bekliyordn, me... Söz ver bana . fakat üözün sonn geltriedi. Senin o kadınla aranda bir Adam bir solukta: şey var mıydı? Ben seni vine ararım, söy lediklerimi anntma.. Hesça kal .. dedi ve telefonn kapadı. Semra elinde ahize şaşkın kal dı. Telefonnn kapandığına inananıyorda. Safi niçin böyle k* nnsaınştn? Ne demek istemişti. «Bana iyilik etmiyorsnn vaıjee demlşti. Ve a, yarım kalan «yok s»» ile baslıyan eümle... Neden acele telefonu kapamıştı . Ta Sara ile aralannda bir sey «lnp olmadığını sordnğn zaman verdifi cevap. «Sen Syle'kedi misali sevişmeierden ne anlarsın» gibi bir seyler söylemisti.. Tani tam düşiindnfü gibi . ö y l e ise korktafn da «logra idi. Saranın çecBfanan babası Safi ıdi. Hayır... Hayır . Hayır. Böyle oldnğunu istemiyordn . Nibayet telefenn hâli açık tnttngnnn farketti. Acele kapadı. Dolaşmağa başladı.' Derli topln hiç bir sey döşünemiyordo. Ne istediğini bilmiyaF, ne yapacağını bilmiyordn. Hnlbnki dfisünmesi, hattâ bir seyler yapması lâzımdı. Birden döndü. Tekrar telefonn açtı, acele numaraları çevirdi. Pek az bekledi ve Saranın sesi «AIo» dedi. Semra, tabiîlestirmeye çalıştıgı bir sesie: Sara bngnn seni görebilir miyim? diye sordn. Sara telâşla Hayır, dedi. bugiin. hatti öyle zannediyorum kı, bir kaç gfln çok meşfnlıim. \kit Jıa lnnea ben seni ^rsrım. Vaaiyetimi biliyannn... Hem iste me«gnlüm bngünlerde. Semr» yine şa«irt<t . Buna da ne alnyerda, stlattıgı belli idi. G»yri ihtiyarı. Y»ni ben de seni aramıyayıra mı? diye lorda. Hayır sen beni bu giinlerde srama boşnna.. Çok meşgnliim, Ben seni ararım bir »ra. Allah»ısmarladık şekerim.. Telefon yine Seraranın yöıüne kapaadı. Semra gene şaskın kaldı. «Bnnlara ne ainyor» diye düşündö ve âniden içine fena bir şfiphe girdi. Safi nerede saklanırarda? Sara neden an* atlatıyordn? Hayır, hayır Safi Sara4a, alamaıdı. aradan bn sekilde kanas*mazdı. Otarap düşünmeklr isin içinden çıkamayacağını snladı. Harekete geemeli idi'. Birden aklına a gfiniin e u u oldnğ* geldi. Minenin aldfirnld8i« apartmanın kapıcısının her t ı m ı âğle namanna gittigini Safiden öğrenmişti. Karısı d» haftanın birkae g*nü gnndelik ise gitti|ine göre. belki de şimdi kapının enünde kimseler yokta, ef er kadın görse bile birini sorar, bir şey aydarurdn. Terinden fırladı. Safinin eebinden calıp eslerini yaptırdığı anahUrları sakladığv yerden aldı. / jw»..««ftı*»* v. (Arkam « a n Şu bir kaç mieal ispat eder ki, bugun «ortada ne Anayasaya, ne de NAZİME NADİ demokrasiye aykırılık var, sadece menfi insanların yaygarasını duy• maktayız» diyen bu Bakanın ölçuYazı lçlerlnı fulen idare eden Mesul Müdür lerine göre, «her rejim demokrasidir ve her hükum Anayasaya uyVECDt KIZILDEMİK gundur.» Yeter ki iktidatrda olunsun!. ANKARA BÜKOSIJ : Gonul isterdi ki bugunün Başbakanı, demokrasiyi, muhalefet li Atatürk Bulvarı Yener Ap.Yenlşehlr \ Telefon: 12 95 44, 12 0» 20, deri iken benimsediği olçülerle 12 09 66, 17 57 35 ölçsün ve bu ölçülere saygı göstermiyen şahıslarla aynı hükıimette DOGU İLLERİ MERKEZ kalmasın! Ve yine gonül ister ki, BÜROSU: muhalefet devrınin demokrasi ve hürriyet savunucusu olan C.H.P., lnönü Caddesı Işmen Han Dlyarbakır Telefon: 1061 o günkü ölçulerine bugun de sadık kalsın! Muhalefette iken «demokGÜNEY tl.lKKİ MERKEZ rasi, hürnyet ve hukuk devleti» ne j BÜKOSU : gönül vermek kadar kolay bir şey I yoktur. Marifet, bu sevgiyi iktidarKüçüksaat Meydanı Edırne Hanı da da muhafaza edebilmektir. Dün Adan» Telefon: 4550 • de, bugun de, demokrasiyi asla ciddiye almıyan, onu sadece bir Gazetemlze gönderllen yazılar kokonulmasın iade edilmez yem olarak değerlendiren ve ikti nulsun, dar sandalyesine oturunca başı dö llânlnrdan mesulıyet kabul olunmaz. nen şahısların ölçulerine göre ha seltemez. Ve bır devekuşu mantığı ile başmı kuma sokarak tehlikelere göz yummakta, şimdiye kadar hiç bır varlığı acı gerçekten kurtaramamıştır. TEŞEKKÜR Ebedlyete lntika] eden kı\ metll aile buyügumüz Em, Tojı. Tuğbay ALİ TEVFİK VARDAR ın cenaze merasırrlne iştırak etmek. çelenk gondermek, bız7.at evımize gelerek, telgrai veya mektupla acımızı paylaşmak kadirşınaslıgmda bulunan değerll ve vefakâr dotlarımıza muhterem gazeteniz vasıtasiyle teşekkurlerımizi arzederiz. Alleel ve Evlâtları Cumhuriyet 979 Hânka llluzyonist (3171) reket em k hiÇ bir partiyi t e y ^ l J ^ J Z ^ J T ^ M ^ PİGK POCKET jOE WALÛİS Her akşam kaydının konması lâzımdır. * BU GAZKTE BASİN AHLAK YASASIKA UYMAYI TAAHHÜT ETMÎ5TIR. KERVANSARAY'da (Reklâmcıhk: 316'983) S i SANFOR T RAD E M A R K ^i!HJ!ni!i!!l!H!l!!!I!!!nil!!l!llllllllll|!(!!l!!ll!!llll!!t!ll!ll!f!ll!lll||III!lllll|lll!llllllllllllllllllllllll!!l!lll!lllllllinHfll RekiâJOicüık 313 971