23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
pencere Antidemokratik kanurtlar Şehirde ısı derecesi düşüyor Son günlerde şehrimizde, boğucu sıcaklardan sonra ısı derecesinde bir düşme kaydedilmiştir. Hava, dün de parçalı bulutlu ve zaman zaman şiddetli tüzgârl olduğundan halk, pazar olmasına rağmen. mesire yerlerine gitme ih tiyacı duymamış ve evmde istirahat etmiştir Plâjlann ve mesire yeHerinin çok tenha olduğu dün. ısı 21 ilâ 28 derece arasında değişmiştir. Meteoroloiiden bildirildiğine gö re hava. bugün de rüzgâtlı ve : man zaman bulutlu geçecok ve ısı derecesi değişmiyecektir. I DÜŞÜNCELER I evgili okuyucular, Bondan sonra her pazartesi günu bu iütunlarda tizlere I hitap edildiğini göreceksiniz. Maksat okuyncuları (25 kuruş verip gazeteyi alan adam) olmaktan daha ileri, bizIere daha yakın bir mevkie getirmektir. Sırasında tereddütsüzce söylediğimiz (Cumhuriyet, mânevi cephesiyle, sahipleri ve yazarları kadar okuyucnlarınındır) sözünü gerçekleştirmek için atılacak ilk adım elbette bu olmak gerekti. Bir kısım Batı gazetelerinde çoktan görülmüş olan bir harekette bugüne kadar gecikmiş olduğumuz için özür dileriz. (Pazartesi Mektupları) sizlere (Cumhuriyet) in içinden haberler verecek, çahşmalarımızı, teşebbüslerimizi, ileriye ait tasavvur ve düsüııcelerimizi bildireceği gibi gazetenizden şikâyetlerinizi veya düeklerinizi de ortaya koyup cevaplandıracaktır. Kısacası (Cumhuriyet ailesi) nden dediğimiz sizlere bu ailenin harimini açacaktır. *** ıııılıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiııııııııııııııiııııııııııiııiıııııııııııııııııııiıııı Anayasa Mahkemesi kuruldu ve çalışmaya başladı. Şu dururaa göre, kananlar dokusundaki antidemokratik maddeleri temizlemek irakânı doğmuş görünüyor. Bu maddelerin en önemlileri, Ceza Kanunumnzdaki pek meshur hükümlerdir. Faşist Italyan Ceza Kanunundan aktarılan bu hükümler yürürlükte oldukça söz ve fikir hürriyetlerinin lâfta kaldığını Mısırdaki sağır sultan bile duymuş ve kabul etmıştir. Aslında, demokratik düzeni gerçekten istiyen iktidarlann, işi Anayasa Mahkemesine bırakmıyarak Meclise teklif edeceklcri tasarılarla bu yoldaki iyi ntyetlerini belirtmeieri gerekirdi. ÎMesclâ bir kısacık kanun tasarısı ile Ceza Kanunumuzdaki malum birkaç maddenin kaldırılması işten bile değildir. îşten bile değildir... diyorum. Çünkü Milli Birlik İktidarının soıı Adalet Bakanlarından Kcmal Türkoğlu, bu yoldaki hazırlıklann tamamlandığını açıklamıştı. Ama koalisyon kabinelerinde bu yöııde hiçbir hareket sezilmemiştir. tstelik Ismet Paşa son basın toplantısında, bu konudaki bir soruyu şöyle cevaplandır mıştır : Anayasa Mahkemesi kurultnaktadır. Antidemokratik ka iıunları Anayasa Mahkemesinin halledeceğini sanırım. Bu sözler, Israet Paşa"nın, meseleyi kendi kabinesinden çok. Anayasa IMahkemesinin görevi saydığına bir işarettir. Halbuki işi derinlemesine ele aldığımız zatnan görürüz ki, Anayasa Mahkemesinin bu konudaki yetkileri bütün diğer mabkemeler gibi pasiftir. Yani Anayasa Mahkemesi re'sen harekete geçemez. Bütün diğer mahkemelerde olduğu gibi, taraflar dâvayı mahkeme huzuruna çıkarmadan hâkimler ise el atamaz. Iste bnrada kimierin Anayasa Mahkemesine başvurmak yetkisiııe sahip oldukları sorusu ortaya çıkıyor. Anayasanın 149 uncu maddesine göre bunları şöyle sıralıyabiliriz : 1 Cumhurbaşkanı. Z Son seçimlerde oy sayısının yüzde 10 unu toplıyan veya Mecliste temsilcisi bulunan siyasi partiler. 3 Yasama Meclislerinden birinin altıda bir tatarındaki üyeleri. Bunların dışındaki bazı organların da iptal dâvası açmak hakları var ise de ancak «kendi varlık ve görevlerini» ilgilendirtn konularda yetkileri tanınmıştır. Bir de 151 inci maddede yazılı durum var. Buna göre hakkında dâva açılmış herhangi bir vatandaş kendisine uygulanacak bir kanutıun Anayasaya aykınlığını normal mahkemelerde ileri sürebilir. Dâvaya bakan hâkim bu iddianın ciddî olduğuna inanırsa Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara ka dar dâvayı geri bırakır. Ancak şu noktayı nnutnıamalıyız ki, mevcut kanunlann Anayasaya aykırılığı iddiası altı ay içinde Anayasa Mahkemesi hazuruna getirilmemişse iptal dâvası imkânları kayboluyor. •*• Kalkınma ve Tarım Yazan: Dr. İsmet Ciritîi «Efeııdiler, milletimiz çift lerinin ihracatının döviz getirip nında takınılan bu tavrın tafsilât çidir, milletin çiftçılikt'Ki e yerli sanayi için piyasa yaratacağı ve teferruatını yine bu yılki Ekomeklerini asri, iktisadi ted ve zirai ithalâta sarfedilen döviz nomik ve Sosyal Etüdler Konferan hirlerle azami haddine çı ten tasarruf sağlayacağı için lü sına enteresan bir rapor sunan karmalıyız. zum ve önemi küçümsenemez. Hint iktisat ve politikacılarından Köylünün çalışmalannın Fakat bu gerçek, tamamen doğ M. R. Masani'nin izahatmda görnetice ve semeresinj kendi matik, ideolojik ve doktriner nıü mek ve bulmak mümkündür (2). menfaati lehinde azami had lâhazalardan mülhem olan ve Ta Nitekim 1961 de uygulanmaya dine yükseltmek, iktisadi si rınn Ağır Sanayie feda eden Sovyet başlanan Hindistanın 3. beş yıllık yasetimizin temel taşıdır.» Rusya ve Çin plâDİamalarında ih kalkınma plânında bu ihmal ve bu ATATÜRK mal edildiği için, bu memleketler nun kötü etküeri açıkça kabul eçok büyük sıkıntı ve güçlüklerle dilmiş, Londra Üniversitesi İktisat I karşılaşmışlar. re.ıimin ilk yılla Profesörlerinden P. T. Bauer (Hint Kalkınma plânlarının hazırlanrında Sovyet Rusyada olduğu gibi, Ekonomik Politikası ve Kalkınma) masında ve yürütülmesinde veya bugün de 600 milyonluk Konıünist adlı ve 1961 yılında yayınlanmış daha doğru bir ifade ile bütün denÇin, ölüm saçan açlıkla karşı kar olan kitabında, Hindistanda tarım geli kalkınmalarda dikkat edilmesi şıya bu doktrinci plânlama yüzün mahsullerinin artırılması ve piyaen önemli hususlardan biri de taden bırakılmıştır (1). saya sürülmesi için mevcut olan rımsal üretimin yeterli bir artnıa zaruri ihtiyaca mukabil bu zaruII oranı sağlamasıdır. retin ağır endüstriye yapılan büBu çeşit nazari ve doğmatik esasAğustos ayı içinde î»tanbulda yük sarfiyata ve tarım ürünlerinin oplanan Ekonomik ve Sosyal E ların, demokıatik plânlamaya rağ nakline konulmuş olan tahdit ve üdler Konferansma katılan ünlü men, maalesef bazan bir memleke zorluklara feda edilmesindeki tezatktisat Profesörü W. Arthur Le tin gerçek kalkınma ihtiyaçlarını da ve tezadın menfi etkilerine işawis'in «Tarımsal Kalkınma» adlı görmemezlikten gelecek kadar a ret etmiştir. tebliğinde de işaret ettiği üzere, ğtr bastığının en güzel misalini Yine bu anlamda olmak üzere. arım ekonomik anlamda az geliş bilhassa Hindistanın ikinci beş yıl The Observer gazetesinin ekonomik miş memleketler yönünden büyük lık plânında görmek mümkündür. yazarlarından Mr. A. Shonfield, Filhakika doğmatik sosyalizm önem taşımaktadır. 1957 de Londrada Milletlerarası Me Gerçekten tarımda £elişme. ev plânda. Hindistanda devlet sektö seleler Kıraliyet Enstitüsünde Hinvelâ bu gibi memleketlerde nüfus rünün bütün memleket ekonomisi distanın ikinci beş yıllık plânı hak0 yeter derecede beslenmediği ve ne hâkim olması ve halkının ,o70 kında verdiği konferansında: «Bu, üstelik süratle arttığı, saniyen eko inin toprak üstünde yaşadığı ve Sovvet tipi bir plândır, Bu tâbiri nomik ve sosyal kalkınma yeni hayatını topraktan kazandıeı bu herhangi tezyif edıci bir anlamda mali kaynaklara ihtiyaç gösterece memlekette, tarımın ihmal edilmesi değil, sadece bunun bir ağır enği ve en büyük sektör olması do pahasına, ağır endüstriye öncelik düstri plânı olduğuna i'aret için layısiyle ziraatin vergilere iştirak tanınması istikametinde müessir kvıl'.anıvorum... Müstehlik bunun e ve tasarruf hacmindeki payı bu olmuştur. Hindistanın ikinci beş yıllık plâ içine pek az gırmektedır...» demiş,ük olacağı ve nihayet tarım ürüntir. Temennimiz, nüfusu '«3 gibi çok büyük süratle artan ve daha şimdiden açlık tehlikesi çanlarının çalmağa başladığı memleketimizde, yukarıdaki mülâhazalardan ve milletlerarası tecrübelerden de faydalanılmak ve tamamen amprik ve prağmatik bir metodla hareket emek suretiyle, plânın gerek hazırlanması ve gerekse yürütülmesi esnasında tarıma gereken yerin ve önemin veriimesinden ibaretfir. <1) Valantin Chu, The Famlne Makers, a report on Why China is Stprving, the Newleader, june 11, 1962. (2) M. R. Masani, Raporun (The tndian Experiance) adlı II. kısmı S. 2225. Cumhuriyet aüesinde şark hizmeti Memleketin bellibaşlı merkezlerinde (Cumhuriyet) büroları kurmaya başladığımızı biliyorsunuz. Maksat yurdu mıntakalara ayırıp her mıntakaya dahil muhabirleri o mıntakanın bürosuna bağlamak, böylece haber teşkilâtını yeniden ve daha iyi bir şekilde organize etmektir. Teleks tesisleriyle teçhiz edilecek olan bu bürolar, haberlerin daha süratli ve daha sıhhatli olarak gazeteye intikalini temin edecekleri eibi (Cumhuriyet) bayileri ve (Cumhuriyet) okuyucuları ile daha kolay temasta bulunnıamızı da sağlıyacaklardır. Böyle bir esaslı teşebbüse girişirken elbette büroları kuracak tecrübeli elemanlara ihtiyacımız aşikârdı ve (Cumhuriyet) kadrosuna dahil arkadaşlar ba hamleye lâkayıt kalamazlardı. Onların da can ve gönülden katılmaları ile gazetede bir nevi'(Şark hizmeti) tesis ettik. İlk gönüllüler Vstanbnldan Mücahit Beşer ve Ankaradan Haluk Besen oldular ve derhal Diyarbakıra hareket ettiler. Doğo tlleri Merkez Bürosunu kurmak üzere 24 saat zarfında Mücahit Beşer'in başkanlığında faaliyete geçildi. Büro için bir kat bulundu, bu daire teleks tesisleri ve telefonlarla teçhiz edildi. Bir taraftan büronun kurulması içi ile uğrafilırken diğer taraftan haber alma faaliyetinin genişletilip geliştirilmesine başlandı. Sizlerin de gördüğüııüz gibi atılan bu ilk adımlar dahi bayli semcreli oldu. Omuzlarına aldıkları sorumlulufu tamamen kavrıyan Mücahit Bcşcr ve Haluk Bcsen hakikaten yorucu bir faaliyete girişmiş bulunuyorlar ve bugün de bir başarma çabasının sıkıntıları içinden kurtulmus değillerdir. Mücahit Beser arkadaşımız yalnız muhit değiştirmek, alışılmış bir isin rahatlığından ayrılıp mücadeleye atılmakla kalmadı, muvaffak olmak kararı uğrunda bir kaç senedir çehresini süslemckte bulunan sakalını dahi feda ctti. Gençlerin sakallarını bilirsiniz, devamlı bir itina isterler ve insan böyle bir hamleye giriştiği vakit ckseriya bu itinayı gösterecek vakit bulamaz Onun için siz ne dersiniz bilmem ama bana göre verdiği karar yerinde oldu. Mücahit Beşer ve Haluk Besen Diyarbakırda 3 ay ile 6 ay arasında değişen bir müddetle kalıp yerlerine bırakacakları clemanları yetiştirecekler, ondan sonra (Şark hizmetlcri) ne nihayet verip tstanbul ve Ankaraya döneceklcrdrr. (Doğu tlleri Merkez Büromuz) faaliyetini geliştire dursun bir taraftan da (Güney llleri .Merkez* Büromuz) a kurmak üzere hazırlığa girişmiş bulunuyoruz. Bu büro bittabi Adanada kurulacaktır. Arkadaşımız Erol D1II1 Şark hizmetini görmek üzcre şimdiden bavullarını hazırlamaktadır. Onu pek yakında Adanada yanına muhabirimiz eski gazeteci Çoban Yurdçu'yu alıp kolları sıvamış göreceğiz. İdealtepe'nin. idarî bakımdan ncreye bağlı olduğu belli değil! Şehrin genişlemesine paralel olajrak idari taksimatın yapılma* ması hem idarecileri hem de vatan daşları müşkül duruma sokmaktadır. Bunun son örneği. Maltepe ile Küçükyalı arasındaki tdealtepe'de bir banka tarafından insa ettirilen mahalledir. Doğubank evlerinin bulundusu mahallede son zamanlarda sık sık hırsızlık olayı tesbit edilmekte ve buradaki vatandaşlar durumu ken dilerine en yakın yer ol..n Kiicük yı'1 kârakoluna bildif mpîıtertirler. Küçüyrl. karakolunda bulunanlsr. bu mahallenin keniilerine rit oİTiayıp Maltepe idare<inc?e bulııpdupunu ileri sürmektetiirl'T. M»1epe karakolu ise yantığı inc?lemcdp bu bölgenin Küçükyalı ida=psinde olduğunu bildir.Tîfkted'r. BıınkaevİPrinde otu'Riı v.dsnc'aş lar idaıi taksimatın bi#\sn önce yapılır iki karakoldan birine ba^lanmalarını istemektMirler. Bu konu herhalde dikkatle ele almması gcreken bir dâva dır. Hükümet Başkanı ber zaman olduğu gibi pasif davrandığına göre öteki iki parti, A.P. ve M.P. nin meseleye titizlikle sarılmasını ümit etmek kalıyor geriye... Ama A.P. ile M.P. nin de bu meseleyi altı ay içinde ele alıp almıyacakları, cevabı verilraemiş bir soru olarak havada sallanmaktadır. Bir yandan basının. bir yandan bu gibi meseleleri dert edinen aydınların kurduğu «Temel Hakları Yasatma Derneği» nin omnzlarına yüklenen sorumluluk bu bakımdan agırdır. Demokratik düzenin ve temel bakların, iktidarın lutfuna değil, kanunlann garantisine bağlı kalmasını istiyorsak altı ay içinde bütün antidemokratik bükümleri kanunlardan temizlemek yollarıııı bnlmak zorandayız. SANTRAL GARAJ bugün hizmetc açıldı I Soymak için çevirdikleri şahsı dövdüler Evvelki trece saat 23 sıralalında Salih Taşlıçukur ismindeki bir bak':al, evine jritmek üzere Mecidiyeköyündeki Şişl: Tiramvay deposu arkasındaki Yenivolda üç meçhul şahıs tarafından yolu kesilmiştir. Hüviyeti meçhul şnr>ıslar. bakkalm üzerinde para bıılamayınca kızmıslar ve Salih'i dbv müşlerdir. Polis, fijrar eden sanık larm hüviyetlerinin tesbitine çaIışmaktadır. Çaldığı otomobili ağaca çarptı Cumhuriyelin yeni makinesi yapılıyor Ankaralı okuyucumuz emekli Binbajı Ömer öcal yolladığı mektupta: «Herke» levdiği şeylerin daha iyi ve daha mükemmel olmasını ister. Severek okuduğumuz gazetenizin bir takım kusurları ihtiva etmesine gönlümüz razı olmuyor» diyip spor sahifesinde gece maçlarını niçin bir gün sonra verdiğimizi soruyor. Bana bu bahsi açmak fırsatını verdiği için önce kendisine teşekkür ederim ve sonra derim ki: Gece maçlarına ait haberleri bir gün sonra değil, günü gününe koyuyoruz. Ancak kendisine gelen gazete zarurî olarak hu eksikle yollanıyor ve ancak ertesi lün bunlar yazılabiliyor. Bir hayli garip olan ba izah şeklini açayım: Bütün dünya ve bu meyanda tstanbul gazeteleri gibi (Cumhuriyet) te müteaddit baskılar halinde tab olunmaktadır. En evvel yurdun en uzak köşesine gidecekler basılmakta, sonra gazete uzak Anadolu nüshası basılırken gelen haberlerle ikmal edilerek nisbeten daha yakın yerlere yollanmakta, nihayet en geç basılan Îstanbul nüshasında (Cumhuriyet) haber bakımından raümkün olabilen en mükemmel seklini alabilmektedir. Bütün yurdun aynı gün gazetemizi okayabilmesi için bulunabilecek tek çare budur. Ancak baskı makinemiz yaşlandığı, ağırlaştığı ve eski D.P, devrinde iktidar bunu yenilememize imkân vermediği için uzak Anadolu baskısı için (Cumhuriyet) i diğer gazetelerden daha da erktn makineye vermek mecburiyeti ile karşılasmaktayiE. Böylece doksan bine varan tirajımızın hemen hemen yarısında gece maçları günü sününe konulamamaktadır. (Cumhuriyet) e bafchlıklarmı daima ispat etmiş olan sizlerin giderilmesi elimizde olmıyan ba kusur için bizi mazur göreceğinizi ümit ederken en son yeniliklerle mücehhez yeni ve büyük tabı makinemizin Almanyada yapılmakta olduğunu müjdelerim. Bir yıl sonra bu makiie gelince Ankaralı okuyucumuzun bahsettiği cinsten kusurların kısmen azalacağını ümit etmekteyiz. Ama makine meselesi halledilse dahi uzak ve yakın Anadolu baskıları ile şehir baskısı arasında haber bakımından daima az çok fark bulunacağını da ilâve etmek isterim. Bu durum yalnız bizde değil, bütün dünya gazetelerinde meveuttur ve mevcut olacaktır. Haftaya yine görüşeceğiz sevgili okuyncular, sevgi ve saygılar... Yeni sezonun ilk, muhteşem ve heyecan dolu Bir M.GM. filmi RenkliMetrocolor „ ^TORPEDO RUN) Glenn Ford Ernest Borginine Diane Brevvster Seanslar: 14,15, 16,30, 18,45, 21;15 de Tel: 44 08 35 Ilâncılık: 6272/11185 T O R P E D O L A R H Ü C U M D A Bu akşamdan itibaren Mecidiyeköyünde oturan 19 yişFaal 5438/11170 larında Enver Canyoran ismındeki genç, Leventte Üstzefren Sokağında llhan Erdemir'e ait Eskişehir 2040 plâkalı otomobili çalmış ve Mecidiyeköy civarında ağaca çarpıp hasara uğratmıştır. Otomobil hırsızı yakalanmıştılr. Üç çocuk kaynar sudan yaralandı Zeytinburnunda Telsiz MahaHesinde 85/6. sokakta 21 sayılı ev.de oturan Sultan Yıldırım, bahredp gaz ocağı üzerinde su kaynattıçı sırada, bahçede oynayan çocuklar suyu devirmişlerdi*. Karnar su üzerine devriîen 2 ya şmdaki Güler Yıldırım, 8 yaşındaki Cemâl ve 10 yaşında Ze'iha muhtelif yerlelrinden yanmışlardır. Yanıkları ağır olan 2 yaşındaki Güler Yıldırım, hastahaneye yatırılmıştır. Bir emeklinin maaş cüzdanını çaldılar Çengelköy'de ofuran Cevat Özbaykal isminde yaşlı bir emekli, maaş almak için Üsküdatdan tram vaya binerek Kadıköydeki bar»kaya gitmekte iken panto'.on cebinde bulunan maaş cüzdanı meçhul bir yankesici tarafmdan çalınmıştır. Durumu polisç bilriiren Cevat Özbaykal «İyi ki maaşımı almamıştım» demiştir. lMemurve Stajyer Âlmacakj Bankamızın îstanbul ve taşra teşkilâtında istihdam edilmek üzere askerlik ödevini yapmış üniversite. lise ve muadilleri mezunları arasmdan müsabaka imtihanı ile ihtiyaç nispetinde (Memur) ve (Stajyer) alınacaktır: 1 Memur olabilmek için daha evvel diğer bankalarda en az iki sene çalışmış ve otuz yaşını geçmemiş, stajyer olabilmek için yirmi beş yaşını geçmemiş olmak şarttır. 2 Istekliler (Akbank Um. Md. Beyoğlu P.K. 548) adresine en geç 10.9.1962 akşamına kadar yazılı olarak müracaat etmelidirler. Müracaat mektuplarında kısa hal tercümesi, sarih adres elle yazılmah ve mektuba bir fotoğraf ilişti rilmelidir. 3 Taliplerden yazılı sınava girmeleri kararlaştırılanlara davetiye gönderilerek imtihan yeri ve tarihi bildirilecektir. 4 Yüksek tahsilli olup, diğer bankalarda en az dört sene çalışmış, kırk yaşını geçmemiş olanlardan müessesemizin muhasebe, muamele, teftiş ve kontrol branşlarında çalışmak istiyenlerin müracaat ları da bu vesile ile kabul edilerek ihtiyacımıza uygun talepler imtihan dışı incelenecektir. (Tetkike tâbi tutulan müracaat sahipieriyle temas temin olunacaktır.) o Fransızca, ingilizce ve almanca bilmek tercih sebebi olup farklı ücret verilecektir. 6 İmtihan konuları ile maaş miktarı, sosyal yardım ve emekülik vesair usul ve mevzuatımız hakkındaki malumat ?uneîerimizden öğrenilebilir. A k b k Umum Müdülüğiid Akbank U Müdürlüğünden: i GANZ l'mumî ve hususi tahrik işlcri için 6 KVa kadar h t r voltai. da 50 4000 Kw arası asenkron elektrik motorları Husust dogru akım makinclrri Mottîr jeneratör gnıpları Senkron altcrnatör ve motorları ACI BİR KAYlP ştrkctimlzin kurucusu. büyÜğümîiz 17 yaşında bir hırsız suçüstü yakalandı 17 yaşındaki bir hırsız, girdiği manifatura dükkânının tezgâhı al tında suçüstü yakalanmıştıt. Halâskârgâzi Caddesinde 225 sayılı Antuvani Yakın'a ait manifatura dükkânınm vitrin camının kırıldığını gören bekçiler. dükkân civarında sabaha kadar. nöbet bek lemişlerdir. Saat 8.30 da dükkân sahibi ile içeri giren polisler 17 yaşındaki Nazım Kurt ismindeki genci suçüstü yakalamışlarrîır. ARON SİGALLA'nın 31.3.1962 tarlhinde vefat ettiğlnl teessürlerlmlzle bildiririı. Ceııaze merasiminin 3. Eylül 1962 Bugünku pazartesi günü saat l.'i te Yüksekkaldırım Sinagogunda ifa edilecektir. StGALLA BİRADERLER HALEFt A. SİGALLA ve Ort. Kom. Şll. Ilâncılık: 6268 11188 Mümessil: Makel Ticaret Ltd. Sti. Fermenecller 143 îstanbul Telefon: 44 71 04 Hungarian Satış yeri: Elektromotor Koll. Şti. Perç^mbe Pazarı Yukuşu 2 îstanbul. Telefon: 44 65 08 Trading Company for ElectricaJ Etjuipment »nd Supplies BUDAPEST 62. P.O.B. 377 Telgr: Transelektro Budapest Eylul 3 Rebiülâhır 4 c o • J V. E. ] 6,26 ct O 13.13 e » â 16.53 s a TRANSELEKTRO S CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş Turkiye Harlcl Lira Kr. U r a Kr. 75.00 150.00 40.00 80.00 22.P0 44.00 Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Ancnim Sirketi Cağaloğlu Halkevl Sokak No. 3y41 Sahibi Senelik 6 ayhk 3 ayhk «• J 19.40 21.15 12:00 1.35 Reklâmcıhk 3447/11174) J10.45J 5.32! 9.12! 4.39 8.57 (Basm: 13925 11182) i = «CUMHURİİYET.. in EDEBÎ TEFRİKAS1 ^23 Ö^iferdemir Gök ba Millet eğlenirken belki on kere dışan çıkmıştı. Ya birisi takip edip, kibritlerin yerini öğrenmişse? l'mmahan kimseye. babasına anasına söylemez miydi? \'ok yok, söylcmezdi. tsterse kibritlerden birisi onun olsuıı. Bu buluşu hoşuna gitti. l'mmahaıı yanıbaşında uyuyordu. Onu uyandırmağa uğraştı. Kız bir türlü uyanmıyordu. Koluna bir çimdik attı. Kız bağırınca Hasan korktu : «Suuuss. benim,» dedi. «l'yan, uyan da sana diyeceğim var.» Epeyce uğraşmadan sonra L'mmahan kendine geldi. Hasan sordu : «tyice uyandın mı?» Ummahan ters : «Uyandım, n'olacak?» Hasan : «Kibritlerden birisini, istersen ikisini sana veriyorum. Kim seyc söylemezsin, değil mi?» Ummahan her şeyi unutup kıvanç içinde kaldı. «Söyler miyim ki hiç?» dedi. Hasan usulca kulağına : «Haydi dışarı çıkalım da, bakalım kibritlere, birisi almış olnıasııı,» teklifinde bulundu. Ummahan : «Usul usul,» diye yataktan çıktı. «Kapıyı tıkırdatmadan açalım. Nenemin kulağı çok duyar. Uyumaz da... Bir duyarsa » Kapıyı hiç tıkırdatmadan Ummahan açtı. Bir yel gibi kapıdan dışarıya süzüldüler. Hasan elini uzattı kibritleri tnttu, okşadı. Orada, sıcacık durup duruyorlardı. Ummahan : «Ben de bakayım,» dedi. Hasan : «Ne bakacaksın, yerinde duruyorlar işte. Burada çok durmıyalım.» Ummahan : «Bir bakayım, nasıl duruyorlar orada.» Uramahanın bu hali Hasanın hoşuna gitmedi. Azıcık kıskandı. Ama kibritlerden birisi de onundu. «Haydi bak ama, çok uzun olmasın. Çabuk!» diye, kırılmış, söylendi. Ummahan kovuktan elini çektikten sonra Hasan elini soktu, uzunca bir sürc elini kibritlerin üstünde tuttu. Sabaha kadar uyumadılar. Endişelendiler, sevindiler, korktular, konuştular. Birkaç kere dışarı çıkıp kovuğa ellerini soktular. Ellerini kibritlerin üstünde uzun uzun tuttular. 8 Hüsne duvarın köşesinde hir gölge gibi duran Recebe doğru koştu. Karın ışığı vurmuş karanlıkta iki beden bir oldu. Birbirlerinin keraiklerini kırarcası sarılmışlardı. Çok sonra ayrılıp, boş eve Recep önde, Hüsne arkada girdiler. Ocakta kocaman, kırmızı ışığı bütün evi dolduran bir ateş yanıyordu. Hüsn e hemen soyundu. Elbiselerini ocağın yanına üstüste vıfdı. Gülümsüvordu. Bedenine ateşin kırmızı ışığı vuruyor, esmer, ince, tüyiü bedenini bakır renfine çeviriyordu. Kaiçası belinden aşağı incelip genişliyordu. Şu kadarcık bir kırışık yoktu. Memclerini avuçlarına almıştı. Dolgun memeler avuçlarından taşıyordu. Bakıra çalan tenin üstündeki ince tüyler yıldırıyordu. Epeyce çukur olan göbeği şehvetle gerilmişti ürperir gibi domur doraurdu. Ateşin kırmızısında öyle, azıcık öne eğilmiş duruyor, öndeki sağ ayağının baş parmağı ocağın külleri üstüne bir takım çizgiler çiziyordu. Recep hiç bir sey yapmadan ona bakıyor, dudaklarında hafif bir gülümseme, bir mutluluk. Bir şeylerden, ağır bir yükten kurtulmuştu. Ama neydi bu ağır yük? Bir türlü bilemiyordu. Hüsne bir an Recebe baktı. Baktı ki Recep soyunmadı. Ocağın başına yumuldu. Bir bcklemenin titremesindeydi. Büyük kara gözlerini açmış, Recebe yalvarırcasına bakıvordu. na %ıiHiııımııu!immıunuui(uuıııııımıııııııiHiiMiıııııııi!iıııııııı tki kalın kara beliği kırmızı bakır omuzlarmdan sırtına aşağı uzayıp dökülmüştü. Bu, Recebi deli ediyordu ama dayanıyordu. Hüsnenin bedeninin tadını, güzelliğini içine sindiriyor, gözünü bu şehvet ateşinden bir türlü ayıramıyordu. Uzun bir süre tepeden tırııağa kızın bedenine, en ince ayrıntılarına kadar baktı. O baktıkça Hüsnenin titremesi gittikçe artıyordu. Sağlıklı, istekli bir bedenin titremesi. Recep de usuldan titremeye başladı. Büyük ates bos evin içini ılık bir yaz havası gibi yapmıştı. Recep bir anda soyundu. ocağın başına büzülmüş kızı arkadan kucakladı, üstüne çekti. Bir gece, Çukurovada da Hüsneyi böyle kucaklamıştı. Pamuk tarlasının yumşacık, sıcak toprağına bedenlerinin gömüldüğünün farkına varmamışlar, kendilerine geldikleri zaman çamur içinde kaldıklarııu görmüşler, yakındaki çaya girip yıkanmışlardı. Bu sefer çaym içinde başlamıştı delilikleri. Onların bu işlerini bütün köy biliyordu. Varsın hilsinler, aldırmıyorlardı. Recep yumulmuş, tirtir titriyen kızı tepeden tırnağa öpüyordu. Boynunu, yanaklarını. kulaklarını. saçlarının altındaki sırtını, geniş düzgün kalçalarını öpüyor, ısırıvordu. Bir an geldi ki kızın titremesi, gerginliği, ürpertisi. her şeyi bitti. Tal nız derin derin solıık ahyort'.u. Cansızcasına kucağına serildi. Bir süre böyle kaldı. Sonra Recche sarıldı. tkisi de toprağa scrilip kalmıştı. Parmaklarını bile kımıldatamıyorlardı. Şiddetleri. sehvetleri ocakta yanan ateşe. altlarındaki terdeıı ıslanmış topraîa siıımisti. Onlarla birljkte va ııan ateş, altlarındaki toprak da soluklanıvordu. Recep Hüsneyi elinden tuttu kaldırdı. Kız ayakta duramıyor, sendeliyordu. Recep onu bir süre omuzlarmdan kavrayıp ayak ta tutmak zorunda kaldı. Bu haldeyken bile Hüsne dirildi, bedeni büyük bir ürpermeyle gcrildi, Recebin kucağına sokuldu. Recep de bu kendini verişe kaptırdı kendisini. Tine yere düştüler. Şimdi artık iki beden bir olmuştu. Birbiriııe karışmıştı. Bu iki yapısmış, karışmış beden ölüme kadar, kıyamete kadar bir birincen ayrılmıyacaktı. Onun kanı ona, onun kanı ona akıyordu. Elleri. ayaklan, kimin eli, kimin ayağı belli değildi artık. Kimin yüreğinin kanı kime akıyor belli değildi. Bedenlcri birbirinden aynldığı zaman tüy gibiydiler. Bir inoe yel esse. ikisini de ak, küçük bir güvercin tüyü gibi alıp uzaklara götürebilecekti. Recep yine Hüsneyi kucaklayıp kaldırdı. Islak beden, kollarından aşağı bir kaç kere kaydı. Sabaha karşıydı ki kendilerine geldilcr. Hüsne hemencecik giyindi. Recep Ct giyindi. Hüsne yine Recebin yüzüne bakamıvordu. Ona öyle geliyordu ki bu işten sonra Recebin yüzüne lıaksa bütün büyü, bütün tad bozulacak. tşte bu yüzden buna cesaret edemiyordu. Hiç bir zaman da edemiyecekti. Ölürdü de bu büyüyü bozmazdı. Recep, çiyinir giyinmez Hüsııeniıı her zamanki gibi kaçıp gidcceğini sanıyordu. Baktı ki Hüsne, geçen scferki gibi çeldi yine ocağın başına oturdu. Gözlcrini ocağın yalımlarına dikti. (Arkası var E ^ = E E E = ~ E ~ E = E E = E E E E 5 E ^ ~ E E: E E E E = E ~ E E E E ^ = NÂZİME NADÎ Yazı işlerini fiilen ldare eden Mesul Müdür • VECDİ K1ZILDERÜR Gazetemıze göndertlen yaülar teonulsun, konulmasın lade edilmez. tlânlardan mpsuüyet kabul olunmaz. * Abone ve !Iân işlert için. rartın üstüne lAbone» veya «tlân Servi»i» kaydının konması lâzımdır. * BU GAZETE BASLN AHLAK. YASA5INA UYMAY1 TAAHHÜT ETMtSTtR. 4 Eylül 1962 tarihinden 6 Evıül 1962 tarihıne kadar 09.00 12.IM) ile 14.00 16.00 saatlerı arasında aşağıda smırlan belirtıien ^aha içinde seyretme. demirleme ve avlanmanın can ve mal eınniyeti bakımından tehlikeli olduğu önemle tebliğ olunur. KARADKNtZ ŞİLE BURNU 1 inci nokta Arzı: 41 derece 21 dakıka Kuzey Tulü: 29 derece 26 dakıka Doğu 2 nci nokta Arzı: 41 derece 09 dakıka Kuzey Tulü: 29 derece 34 riakika Doğu 3 üncü nokta Arzı: 41 derece 21 riakika Kuzey Tulü: 29 derece 43 dakika Doğu 4 üncü nokta Arzı: 41 derece 09 dakıka Kuzey Tulü: 29 derece 3ti dakıka Doğu olan rru•kilerin sınırladığı saha ıçi ve 1000 metre yüksekhği letHıkeiı dir. DENlZClLERi; VE HAVACILARA ONKM1.K rLBl.lf, 01.ı NUR. tlgili harita No. 2238 (Basın 1472411173) Denizcilere ve Havacılara 73 Sayılı Tebliğ \ Sayın Doktor ve Eczacılara Perıferık sınir hastolıklarındo .• ; . ... Yüksek dozdo B >, B, B» vitaminleri kombinosyonu . &••... KOBALAMIKS Flakon Her cc de : Bu vitamini 1000 mcgr. B> vilamini 200 mgr. Ba vitamini 30 mgr. ECZACIBASJ ECZACIBA9I İLH( FHBHİKflSI çıktı Ilâncılık: 6274/11183
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle