25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Dencere Plâncıların istifası Bnndan bir «y kadar önce bn sütnnlarda «Plâncıların Dramı» bsşlıklı bir fıkra yazmıştık. Bu yazı şöyle bitiyordu : «Ankaradan aldığımız haberlere göre Plâncılar, muhafazakâr ve tavizci politikacılann tazyiklerinde bunalmışlardır. Hazırlanan plân karakterini kaybetmek üzeredir. Eğer durum böyleyse... Eğer plân, sırf yardım almak ve memleketin ilerici kuvvetlerinin gözlerini boyamak için bir paravana fibi kullanılmak isteniyorsa... E$er p!ân gerici bir zümrenin politikasına perde olacaksa... Eğer sosyal devlet prensipine aykırı tercihler önde tutulup, plân, halkın değil, memleketi on yıl sovup soğana çeviren bir mntlu azınlığın işine yarıyacaksa... Eğer bu piânla, sosyal adalet içinde kalkınmanın gerçekleştirilmesı umudu kavbolmuşsa... O zaman Plâncılarm bir tek ödevleri vardır ı tstifa etmek.» • Dfinkü gazeteler Plânlama Dairesi yetkililerinin lopyekun istifa ettiklerini yazıyorlardı. Bu istifa, bir bakımdan kötü ve nmul kırıcıdır, Eğer meseleye satıhtan bakarsanız, insanı üziintüye ve karamsarlığa sürükliyen bir davranıştır bu... Plâncılar, politikacılara apaçık bir dille : Bu iş böyle yürümez... Ama ille de yürür diye ısrar ediyorsanız, alın siz yürütün... demişlerdir. Ama biı bu yazımızda, istifanın uraut verici ve iyi işaretlerinden söz açaeafız. Plânlama Dairesinîn genç elemanları, «haysiyet ve medenî eesaret sahibi memur» örneğinin günüroüzdeki temsilcileri olmuşlardır. Osmanlı uyuşuklufunnıı «Evet efendiroci» memarlyet gelenefine indirilmiş bir çüzel darbedir bu istifa... Heyecanını kaybetmiş... mfitevekkil... gerici bir politikanın büyük tazyikinde cesaretini kaybetmiş... neme lâzıracılı|ın rüzgârına kapılnııs... ve buşün kudreti elinde tutanlara teslim olmuş kimsclerin bu davranıştan alacakları büyük dersler vardır. Türkiye öyle bir noktadadır ki, kimscnin artık ne aldatmağ» ve batti ne dc aldanmaia hakkı vardır. Bn memleketin hayatını lam on beş yıl kapsıyacak bir büyük program, politikacının alaveresine dalaveresine teslim edilecek .. Ve bn tpslimiyetin altına genç ilim adamlan kendi lmzalarını bastıracaklar... tfte biıim asıl amutsuılu$umuı o laman baslıyacaktı. Tanzlmattan bcri aydınlannın daltra dalff» ihanetlerinde bütün imkinlarını hırpalamış bn memleket, asıl o laman gelecek jünlerine karamsarlığın hüznüyle bakacaktı. Plâncılar zaten müsellem ilml deferlerini, ahlâkî değerlerinin teraıisinde tartmasını bllen insanlar olduklsrını Ispat etmişlerdir. Bu memleketin geleeeğinde genç neslin omuzlarına jükIenen sorumluluk çok ajırdır. Teriraiz ve durumnmnz neresi ve ne olursa olsun Hangi «ahval ve şcrait» Içinde olursak olalım, bu aSırlıgı yükleneraiyecek kadar medeni cesaretten ve vatandaşlık şuurundan yoksnnsak istikbale iyımser gözlerle bakmaya hakkımız yoktur. İKİ CUMHURİYET 28 Eylul 1962 DÜŞÜNCELER # Kazaya uğrayan Alman gemisinin kurfanlmasma çahsılıyor Gaziantepte bir olay beni çok dü sündürdü. Kırk yıl önce bu güney doğu şehrine gelen Amerikalı misyo nm Müritleri Geceydi. berrak bir ay i|iğı maviliğe butd^mif kiri sanki temı/iiyorriu. Gök daba mavi, dah^ \üksekti. Bu aydınlık içinde «Samanyolu» bembeyaz bir bulut köpüğü olmuştu. Uyuyamadım. Bulunduğum odanm penceresinden «Dülük Baba» ya yöneldim. Gözümün önü ne Mr. Îsely geldi. Karısiyle birlikte «40» yıl Gaziantepte oturan bu adam bizim neyimizdi? Doğduğu, büyüdüğü yerleri, oranın kıymet biçilmez konforunu bırakatak neden aramıza kanşmıştı, neden sefoletimizi paylaşmıştı? Bu toprak onun yurdu değildi. Bu memleket onu büyütmemiş. okutmamıştı. O bir yabancı idi. Hizmet ettiği şehre hiç bir şükran borcu yoktu. öyle iken Gaziantebin en gözde vatandajı oîdu. Gazianteb Belediyesi, bir şükran nişanesi olarak bir cad deye onun adını verdi. Bu ntektubu keşke almasaydım ün Teknik Üniversiteden 60 kurus ödenerek postaya verilmiş taahhütlü bir mektup aldım. Zarfın kenarında mühim bir devlet müessesesininki kadar büyük (Ord. Prof. Tüksek Mühendis Nurettin Çuhadar Istanbul Teknik Üniversitesi Teknoloji Kürsüsü) damgası vardı. Onun için ismime yollanmış 15 mektupla beraber geldiji halde evvelâ onu açtım. Bu tercih'.e tabiî mektup sahibinin 'sminin değil, yazıların büyüklüfünün, hiç dejil, ilim ve fen adamlarına dnyduğum derin sayçıPin tesiri vardı. Fakat zarfı yırtıp da içindeki yazıya «öyle bir ?öz gczdirince sasırıp kaldım. Okuduklarıma inanamadım dersenı hayret etmeyin! Mektupta, ben \e Doğan Nadi, Sayın Ord. Profesörün »ahsı ile ilgisi bulunmıvan iki yazımızdan dolayı ağır şekilde tenkid ediliyorduk. Hattâ ba tenkidler mektubnn sonnnda «Sözil geçen ygzılarınızda iyi niyet gö rmek mümkün dejil. Maksadınızın ikaz olduğn da kabul edilemez. Çünkü bir tetklke dayanmıyan yazılar bu mahiyeti taşımaz. gibi cümlelerle bir Ord. Profesöre yakııtırılamıyacak derecede basin ve mütecaviı bir edaya da bürünüyorlardı. Dogan Nadi tenkidlerden kendi payına düsenlere Iflznm gSrürse tabiî cevap verecektir. Onun için ben sadece bana ait kısmı ele alayım ve evvelâ Ord. Profesörün benim yazım hakkında süylediklerinl tekrarlıyayım. Sayın okuyucularım, bu sütun benim keyfimce kullanacafım bir köse dejildir. E}er burada maruz kaldığım haksız ve yersiz bir hücumu cevaplandırırsam bilin ki hunda mutlaka toplum için bir fayda görmüşümdür. Ba yazıda düsündüğüm faydanın ne olduğunu tâyin etmevi sizlere hırakıyorum. Şimdi baka'ım, Sayın Profesörümüz ne diyor? lşte mektabun benimle alikalı parçası: «Refikiniz Dogan Nadı Beyle birlikte, Avrupada tahsilde bulunan talebeler ve seyahat eden profesörler hakkmdaki yazılarınızın bır esasa dayanmadığını dünkü yazınızla umuml efkâra açıklamış bulunuyorsunuz. Bu yazılara, bir benzin istasyonunda çalifan talebe ile konuşmanızı naklederek başlarmş ve bn talebcnin «Kim okuyor ki» şeklindeki bir sö'zünü benimsemiştiniz Benim oglum da Avrupada tahsil etmektedir. Durumu kendısinden tahkik ettim ve bunun yazdıgınız ^ibi olmadığına kanaat getirdim. Talrbelerin başarılan taleiıe müfettisleri tarafından kontrol edilmekte ve başarısız olanların tahs:>atı kesilmekttîdir. Talebenin büyük bir ekseriyetl bajan göstermektedir. Halbuki yazila.rwi7.dan çıkan mâna bunun aksidir. Diğer taraftan çok baçarılı talebeler de vardır. Bu durumu da belirtmeniz gerekirdi. Bu hususta bir vesika olarak oÇlunun DaimlerBenz Şirketinde yapmış olduğu staj esnasında aldığı belgenin suıetini eklijorum. Mcrak edcrseniz tercüme ettirirsiniz. v.s.. v.s... Sinıdi muhtcrem okoyucular, müsaadenizle mektup sahibine hitap edevim: Sayın Profesörüm. e^er bu satırl.ir Almanyada DaimlerBenz şirketinde sta.j eörmüş olan oğlunuza reklâm yapmak üzere kaleme »lındı i*e «Aferin, İyi huluş» demekten baska söy. liyecrk sözüm olamaz. Tok böyle değil de oilunnznn başarısı hir memleket meselcsinin mütalâasmda delil diye kullanılmak üzere yazıldı ise ki daha fazl,t bun» ihtlmal veriyornm raüsaadenizle konu«acafem. Sayın Profesörüm, »izin gibl İlân etmediğim için bilmezsinlz, benim de Avrupada ba»arı ile okayan bir tane değil, iki tane oŞtlum var. Birisinin pck şöhretü bir sanat akademhinin açtı^ı müıabakada yüzleree sanatkir arasında birincilik aldığını Istanbul eazeteleri yazdılar. ötekinln pek müşkül şartlar altında ne öğünülecek bir tahsil de\resi geçirdiğini de hen oiliyorurn. Fakat Sayın Frofesörüm, hen«Şaz, kaideyl hozmaz» hükmünü hildiğim ve beilcdiğim için bu çocuktarın gösterdikleri haşarılardan Avrupadaki bütün talebemizin aynı yolda yürüdükleri neticesini çıkarmadını. Hele onları bir yazarın ortaya attıgı memleket dâvasında hakem mevkiine yükseltip reylerini sormayı ve bu reylere göre hüküm vermeyi asla düşünmedim. Onlara daima ve sadece «buralara geldikçe Türk talebesinin durumunu tetkik ediyor, çok şeyler işitiyor ve hiç bejenmlyornm. Onlann muhitlerine girmiyecek, devam ettikleri kabvelere gitmîyecek, eğlencelerine katılmıyacaksjnız» dcdim. Sayın profesörüm, 35 yıllık bir gaıetecl ve yazarım. Rir memleket dâvasım ortaya attığim zaman bu hareketi mesuliyetimi müdrik olarak yaparım. Tani anlanm, dinlerim. düşün^irüm. sonra yazarım. Ben böyle yaparım da siz koskoeaman Ordltıaryüs ProfesSr naııl olur da karsıma geçer, «durumu •£Inmdan tabkik ettim, yalan söylüyortnnşsanuz» dersiııiz? Renim gÖ7İerimle gördüklerim tetkik değildir de sizin mandıım heyle mektupla.şmanız mı teikiktir? S i * bütün memleket pıesclflcrinde o meselelere karışmış cocnkların rey ve mütalâaları ile mi karar verlrsiniz? ZatıSIİnizi bir üniversite kürsüsüne sahip kılan derin ilminiz, engin tecrübe niz, Tük»ek düsünce seviyeniz nerede kaldı? Ben yazar olarak mesuliyetimi blllrira de s i ı Ord. Profeso'r olarak buna niye düşünraezılniz? Lâf fazla uzadı, daha fazla uzarsa belki ben de sizin gibi hasin ve mütecavij nlorum. Onun için söyHyeceklerim bu kadar, diyip keseyim. Mektubunuzn, diger mektuplardan evvrl değil, keşke hiç açmasaydım, hattâ hiç almasaydım Sayın Ordinaryüı Profesörüm. Cevat Fehmi BAŞKI'T ^*^" P Yazan: * ^ Cahit Tanyol J AMERİKAN ERKEK DERSHANESI lisan 39 uncu Hizmet Yıh İngilizce • Almanca Fransızca Muhasebe ve SPOR dersleri için kayıtlara başlanmıştır. Lisan dersleri 6 çeşitli seviyeye göre tertiplenmekte ve lâboratuarı yolu ile pratik kuvvetlendirilmektedir. Sultanahmet, Alemdar raddesi No. 23 Tel: 22 17 37 İlâncıhk 6379/12306 |JI/S FETHİYE 6 Ekim. 1352 23 Ekim, 1962 Tarihleri arasmda HAMBURG, BREMEN, ROTTERDAM, ANVERS, LONDRA limanlarmdan Türkiye için ticarî eşya yükleyecektir KOÇTUĞ DENİZCİLİK İŞLETMESİ Galata, Bankalar caddesi Bozkurt General Han k a t 5 Telefon: 44 26 63 49 56 70 Teleraf: KOÇTUĞ İSTANBUL < > ı Reklâmcılık 3989/12297 SECRETARİES WANTED Typists and Applicants are Secretaries with ability to type in requested to apply to Goodyear English, Lâstikleri preferably with shorthand knowledge and English speaking. T.A.Ş. Karabaş Mahallesi, Emlâk sokak Blok Apt. No. 4/1, İımit. İlâncılık: 6809/12302 AMERİKAN ERKEK DERSHANESI 39. ncu Hizmet Yılı HAZIRLIK OKULU Okula devam edcmiycn öğrcncilere mahsus her gün öğleye kadar İ N G İ L İ Z C E Ayrıca akşamları İNGİLİZCE FRANSIZCA ALMANCA MUHASEBE vc SPOR de,rslerine 1 ekim pazartesi başlanacaktır. Kayıtlar devam etmektedir. Alemdar cad 23 Sultanahmet Tel: 22 17 37 İlâncılık: 6818/12330 ner, Amerikan Hastahanesi Müdu ı yen çıplak tepelere tam altı milrü, Mr. îsely (Ayizli) nin hikâyesi. yon çam dikmiş. Gaziantep halkını, Buna hikâye demek de yanlıs. Bu Gaziantep delikanlılarını peşine Evvelkı gece Kızkuiesı onlerinde na hayat dolu, gerçek doiu kırk takmış ve bir orman seferberli;i çarpışan Alman bandralı Ferdiyıl demek gerek. ilân etmiş. Bu bölge ve çevresi nand Nortar ve Yunan bandralı Mr. Îsely, kırk yıl Gazıantepte halkı çok çalışkandır, taştan ekmeAthonasios gemilerinin fennî muayeneleri dün sabah yapılraıştır. kalmış. Hastalara şifa veren bir : §ini çıkanr. Toprağı işlemek için llgililer çarpısma sırasında baş ta kurumun başında, insanlara ve in kayaları ulalar. Ama Mr. îsely'nin rafından çok ağır bir yara alan sanlığa yararlı olmak için bütün kurdugu orman, ekime tamamiyle Yunan gemisinin batmamasını bü gucünü kullanmış. Belki kendi'i. eîverişsiz, yazm yanar, kışın donaf yük bir şans eseri kabul etmekte ni, doğmuş olduğu yurttan bu böl tepe ve bayırlardır. ve geminin ancak tamir edildikten gelere sürükleyen aşk, insanları Çölü cennet yapan îsrael oftulla sonra limanımızdan ayrılabüeceği Tanrının çevresinde toplayan şef rının irade gücünden bah.'etmek, kat (Charite) kavramıydı. Amerıni ifade etmektedirler. Aîman banOrta Doğu memleketlerinde, aşadralı Ferdinand Nortar'm da yara kanın hangi şehrinde, hangi kasa Sıhk duygusu ile karışık, bir haybasında doftmuştu, bilmiyorum. sını kapattıktan sonra hareket edeGençliğinin güzel yılları hangi düş ranlık konuçu oldu. bileceği bildirümiştir. Gaziantepte. Mr. îs«ly'nin kurleri kovaladı. bilmiyorum.. Evirıi, Bu «abah da kaza yerinde bir sokağını, dostlarını terk ederek bu dugu çam ormanı, bir tek insanın keşif yapılacak ve kati rapor tan güney doğu şehrine geldiği zamanı irade ve inanç gücünü hikaye ezim edilecektir. hayal ediyorum da zihnim allak den canh bir destandır. Gidip gör bullak uluyor Türkiyeyi, îsviçre meden inanmak güç. Sonra kendimi düşündüm: Ben Korgcneral Rcfik Yılmaz ile komşu sanacak kadar gevşek bir Yirmi beş. otuz yı! sonra Gazian neydim? Bu memleketin çocuğu... coğrafya kültiirünün verildiği bir tep ormana bn£ulmuş yeşil bir şe ' Soyum sapum bu topraklarda vabugün geliyor mcmîekefte, Mr. Ncly'nin. Anndo Birinci Ordu Komutantıgına ata lunun bir şchrinde kırk yıl yaşa hir oîacak. Şehri kuzey ve trüne şamış, bu topraklarda büyümüş, nan Korgcneral Refik Yıîmaz. bu ması, bsna masnlların haher vcr yinden knşaian bu ormnalardan bu topraklarda ölmüştü. Karnımı biri «Yavuz Sultan Selım Ormanı» bu memleket doyıırmuş, beni gün Istanbula gelerek yeni ödevi dıüi bir Aleme güç etmesi kadar adıııı taşıynr. Mr. îsely'ye göre, bu memleket okutmuştu. Etimin ne baçhyacaktır. garip corünüynr. Sultan Pflin. Mı?ır «efcrine Rİder her zerresinde onun nimeti vardı. Bu münasebetie bugün ?aat 15 Ama bu garip şey b(r gerçek ken bu ormanın huhındııgu t»<pe ı Bu iyiliklere karşı ben onu sömürte Birinci Ordu Karargâlv.nda bir oHıncn, insan drdijimiz varlıjjın de konakîamış. Diğcri, Gaziantcbin nıoktcn başka ne vcrmiştim? Hiç. tiiren yapılacaktır. kabuklarını yırtmak ve o:ıda tanı kırîemli evliyası, «Dü'ük Baba» I Ellerimi alnıma gotürdüm, ıslak, mız bir başka özü kavramak türbefinin bulunduğu tepeye ka ' nemli, vıcık vıcık bir snlurnna HoOdun depoları sıkı bir şekilde dar uznnıyor. I kontrol ediliyor kunmuş çibı geri çcktim. Flim al Mr. Isely neredpn peldi, nereye Gaziantep köylüleri dah» şimdi nımdan tik.'indi.. Belediye Iktisadî Murakabe Mügitti ve çimdi nerededir? Bunu Baba» Ve sonra uyumuşum. Düşümde dürlüğü kıç mevsiminin yaklaşma sormak ve öğrenmek dahi isteme d"n ^îr. tfely'ye «Ayizli diyor'nr; ve Rönüllerinde ona «Düsı üzerine odun ve krtmür satıcıla dim. Yalnız «Gsziantep Kültür lük Baba»nın yanında yer ayırıj köstebek yuvalarında, mağara korını kontrola başlamıştır. Dergisi» nin k?pa*ında re^mini eö yorlar. Antebe gelen bulutların, I vuklarında yaşıyan insanlar görEkipier dün 149 fırın, 31 odııncu rünce onu tnnıdım. Yıllar önce, Ga ilkonce «Isely Babn» n:n ormanları • düm. Düşümde dağ yamaçlarını, ve mantvı kontrola tâbi tutmuşNiz!t> arasında RP(,irmİ5 ürerinde konakladığını söy'.iyenler sırtlpjmda tuluklarla tırmanan, uzak mesafeîere su taşıyan kadınlar, narha ve Belediye nizamUrıbir araba karası dolayına uymıyan 13 oduncuyu da ceıa Bİyle Amerikan Hastahanesine RO ve bunu onun ulu kijiligine yoran l«r gördüm... Ve sonra onlann san türülmü^tüm. Mr. îsely'nin odama lar var. Halk, kendisine hizmet cılı er.ıekleriyle karır.larını doyuj landırmı?lardır. edenlere, gönlünün yüce katında Belediye narh fiyatı üstünde sı gelerek. bana tath bir Antpp five yer vermek için. ne büyülü efsa ran, bir takım gcnç dokîorların, siyle, vîeçmiş ol^un» dediğini şimgeny mühendislerin ve genç işçiletış yapan odun ve kömür depoları neler uydurur. Yakında «îsely Ba nı kapatma kararmda olduğunu a di hatırlıyorum. O zaman bende, ba» n:n, «Dülük Baba» nin yer.i ki rin ellerinde bavullar, çantalarla, çıklamıştır. Dün Belediye Iktisat hastahanenin alçak eönüllü küçük şiiiği tarzmda bir rivayet halk ara ] bir vebadan kaçar gibi kendi vaMüdürlügünden açıklandığına gö bir personeli etkisini bırakmıştı: smda yayıhrsa buna jajmamak lâ| tanlanndan uzaklaştıklannı görbütün içinden özlü, içinden de düm. re, odunun çekisi eve teslim şarzını. rin insanlar gibl. tiyle 36, depoda ise 32 lira olarak Bu bir düş değil, benciller ce Doğrusunu söylemek gerekirse Mr. Îsely Gaziantepte ne yapmış? tesbit edilmiştir. Kömürün kilosu hcnnemi idi... O. büyük petrol yataklarmı ele buna ilkönce ben inanacagım. «Düj ise 50 kurujtur. geçirmek için alttan alta çetin hir lük Baba» nin müritleri kimlerdi,' NOT: Geçen hafta «Site Ruhu ve öte yandan. Belediye, Yenikapı savaşa tutusanların bir âleti miydi? kcrametlcri neydi, bilmiyorum. Gaziantep» adlı yazımızda Gaziandeposunda da odun kömür tanzim Yoksa Anadolu nehirlerinde altm Yalr.ız bildifim bir şey varsa o. in tep aydınlarından bahsederken öğsatışlarına devam etmekte olup, yataklarını «raîtıran bir açgözlü sanların ümitşizliğine teselli dağı retmen Nadir Gül'ün adı unutulbir çeki odunun eve teslim şartiy mü? Hayır, onun eözü maddi tut tan bir «gayb ehli» idi. rnuj. Kadir Gül, alaturka musikile «atış fiyatı ?,5,5 üradır. kulara karşı kapalı... Tam tersıne «îsely Baba» ya pelince, günün sine karşı klâsık batı musikisini o. dünya ihtiraslarının üstünde, bir ve gecenin her saatinde o. insan savunmak üzere bir Flârmoni Der 8 yaşında bir yankesici başka dünyanın varlığına inanan, hıra olan sevgisini, Tanrıya olan neği kurmuş; gençleri Batı musıkiyakalandi insanları sevmenin, onlara hizmet şükranını altı müyon yeşil libaş ' sıne teşvık etmek için suurlu bir Kasımpaşada, Hacıhü=rev ma, etmenin en büyük servet olduğunu giymiş müridi vasıtasiyle yıldızlı I çaba harcamıştır. hallesinde oturan 8 yaşlarında Y. bilen bir insandı. C T. göklere arzedecek... 1 F. isimli çocuk, Taşhtarlada SüMr. îsely «40» yıl Gaziantepte ne leymsn Şenol adlı sahsm pantalon yapmıştı? Tanrının çevresine yeni cebir.den 150 lirasını yankesicilik müminler mi katmıştı? Hayır. suretiyle çalarken suçüstü yakaO sadece, ömrünün kırk yılır.ı lanmıştır. geçirdiği bir şehirde, adını ebedi8 yaşındaki çocuk. Emniyet Mü leştirecek Firrı bulmuştu. Gaziantep güzel ve canlı bir «ehirdl. Ondürlügünde verdigi ifadede. ken1 da bir site örgüsü vardı. İnsanları dlsini yankesicüifte, sabıkalı yan çsîışkandı. Zevki. eğlenceyi de sekesicilerden olan annesi Fatma Su verdi. Fakat çevresinde ne bir ne na'nın alıştırdıgını söylemiştir, 8 hir ve ne de bir orman vardı. ÇıpBugüne kadar yaşında poliste sabıka kayıtlarına lak tepeler; Euneş altında yana gecen Y.F. adliveye teslim edümiş yana kırmızılığı uçmuş bir toprak; GÖRÜLMEMİŞ yaşının küçüklüğü sebebiyle ser ve bir tutam yejillik... best bırakılmıştır. Işte onun dünya güzelliğinden ZENGİNLİKTEKİ Cezalandırılan müesseseler nap'bi buj'du. Antep halkı. suya ve yesile Beledıye zabıtasınca şehrimizde düşkür.dü. «Alleben», «Ka\'aklık» ki kontrollara devam edilmekte o aenilen iki mesire yeri vardı. Allup son bir hafta içinde 7 bin 679 leben, su olmaktan çıkmış, kirli ve kontrol yapılmış, 2 bin 525 esnaf kokan bir çamur «ızıntiüi haline Çekilişine ve müesseseye ihtar, 1191 kişiye de gelmişti. ö y l e iken halk, pararBelediye yasaklarını ihlâl ettikle ları oraya gider, efîlenirdi. Kavakrinden dolayı peşin para cezası ve lık da öyle ahım ?ah:m hir yer d e . katılabilmek için ğildi. Fakat su ve yefilin kıt olrilmiftir. riuSu bir memlekette o. Anteplinin Ayrıca. 114 tesbit, 7fi7 ceza zapen geç tı tutulmuç, 15 dilenci yakalanı gözünde bir cennft köscsi idi. Mr. îsely, Gaziantebi çevrelemış ve hafta tatiline uymıyan 19 esnaf da mahkemeye sevkedilmi?27 EKİM tir. ö t e yandan pazar yerleri BeleÖĞLEYE KADAR M E V L İ T diye zabıtaları tarafından devamlı olarak kontrol altında bulunduTrabzon eşrafından rulmuj ve son üç gün zarfında tasarruflarınızı 1270 pazar esnafı murakabe edileHacı AHMET Kıroğlu'nun rek bunlardan 630 una ihtar. 140 ruhuna ithaf edilmek üzere Türkiye ına peşin para cezası verilmiştir. 30 Eylül Pazar günü ö£le namazını mütaakıp Maçkada Teşvikiye Camiinde Mevlit oİş Bankasında Eylul 28 Rebiülâhır 29 kunacağından akraba, dost, • rkadaslan ve ihvanı dinin teşrifleri rica olunur. toplayınız Büyük Senesonu GULRIZ SURURİ ENGIN CEZZAR KÜCÜK SAHÜE Kıroğlu Ailesi V. ] 6.51 j 13.05 16 25 13.5S20.28 5.09 E. ]11.52: 6.051 9.2ti!l?0n 131 10.10 (İlâncıhk: 6781/12299) ry^ Yazan: ERSKİNTG CALDWELL Türkçesi: Filiı OFLUOĞLU Sahneye Koyan: ENGİN CEZZAR Oynayanlar: Pekcan KOŞAH, Nur SABUNCU, Ayten ÜRKMEZ. Engin CEZZAR, Gülriz SURURİ, Mıne CEZZAR, Nural KOVAÇOĞLU 28 eylülden itibaren her gün 1800 de ve 21.15 da IUW YOLU K Ç K S H E E ÜÜ A N D . Cumhuriyet 12312 . IltlIlIIIIiniMUIlMIIIItllllIIIUIIIIIIIIIffllIIMIIIIIIIIllIlIllllllIllllllIIIllIIIIIIIIlllIlllllllIIIIIIIIlllIIIIIIIIIIllllllllllllllIIIIIIIIIIIllllIIIIMIlIIIllllllllll = .CUMHURJYET» in EDEBl TEFRİKASL 48 Ö^ferdemir ^ 5 k baKîc ^ = = ~ E ^ ^ ^ ~ ~ ^ ^ ~ ™ ^ Ş E ^ ^ = jŞ r: ~ E E ^ Z: ~ ~ ^ ^ «Susun. susun kurbaıııuz o'a yım lisna söyletmeyin. Sonra ağzıın rjrilir. Ellerim Koi:»rım. ayakiarım kııru a^açlar s;ibi kuruyup su> u çekilir. Amaıiın orasırn bara soyletmevın.» ıiivoiüu. Istr burası üstüno. /aiaca sby lemeuıU'f her kövüinün kafsıurtrt bir düş, yarı gprvek yarı hava' hir dünya hikAycltnivorriu Ve hiç kinTe kafa«ındakı hikâyeyi düşü kimseyc s ö v l ı m n ordu. Günler geçîikçe Taşoüş sa|lanılaşıyor, ııaak laşıyor. hiiviileşiyor, tlüslesı yor. «Ne dedi? Taşbaş n ; dedi? Bir geee bakmı«sın ki Üstünıüzı3e kara;ılıh yok. îıld»zlir, ay vok C'stumü/den çekip alıp çti tiirmüsler. l a s b a ş ne dodi? Bir şanah kafkmış bakmiMZ k) üstürrıüzrte mavi çök\ıızıi yok, gck.)' ülmış çötiirmtislfr. Bir s iit. bakmışız kı su Torosuıı ormanı vok, çckip almıs çritilr müşlcr Ariile seünce, ya gelir, >a RCİniez. dedi.» «Nereden bildi?» Muhtar Sptenıı haşında tiirîü isler vardı. Kır İsmaüin kızı hiç aklmdan çıkmıvordu. Artık kızla evlenmçje, onu üçüncii karısı yapmaya bir iylce karar vermisti. Bu karışık. ba kötü, sıkıntıh günlerde bu kıı da olmasaydı hali dumandı. Ba karanlık çünlprin ısıjı olmuştu kıı. Başı sıkılınca ya onu çağırtıyor, ya kızm evlerine gidiyorda. Adil gelmiyordu, gelmiyecek ti de. Ru yüzden kovde de işler habire kötüye gidiyordu. Köylü kendisinden adını adını azaklaşıyordu. Bunu jöıüyle görüyor, kulaklariyle duyuyordu. Bnnlar hep Adilin zıpırlığı yüzündendl. Işte şimdi de başınd» Taşbaş oğlu olayı. Köylü adamı ysvas yavaş, gün geçtikçe ermişlıje doğru itivor. Bunun bir tek mü sebbibi Adil. Köylü böyle anlarda sanlacak dal »rar. Tiirlü tiirlii dala sarılır, oırakır. En sonuncu sağlarn sandıjı bir dala sarılır, sarıldıkça sarılır. her bir şeyini dalın sücüne verir, dala sığınır. Bir dal bnlamazsa, kendisi dah yaratır, sonra da sarılır. Köylü dalsız edemez. Hiç hir umut kapısı bulamadı. Bulamayınca Taşbaşoğlu kurnaz. akıllı adam, köylünün ba halini hemen anladı. BaşIadı köylüye kutsal kitap gibi söğmeŞe. lânetlemeğe. köylü de ondan korktu, ISir de divane Vurgun Ahmede öğrctti ki. böy Ie böyle yap, sonra gel Bflüm ^/MiıııuıınııınHiHmmıınıııııııııııııııiMiıııiMiııııııııııııiMmııııııııııı yemceden başka» dedi. = Sefer: = «Hesaplı adam, kurnaz hir er = kişi. Işini biliyor. Ama ben o = nun âkibetini Murtazanın âki betl gibl y«p«rım. Ve de onu S Istanhuldan deniz suyu a!ma = ya yollarım. Bunu böylece bil = sin Taşbaşzâdem, acı badem. ~ •ff Ve de acı biberim.» S Muslu: S de toprağı öp. Ondan sonra köy«Elimizde kanuniyet yasası ^ lü atesi aldı. Varsa da yoksa da Taabaşofiu. Bu böyle gideese, delili yok. Delil olmayınca, = böyle de gideceğe benzer, en şimdilik hiç bir şey yapsmayıı. = büyük düşman Ta«başo|la ken Sonracığıma Murtaza gibi değil ^ disini bir ermis ilân ettirip, şu bu. Murtaza a£zı v?.r dl'i yok E; Toros daflarının taçsıx kırt>lı bir fıkara. Taşbaşoğlu öyle mi ^ olur. tnsanlar, öl dediğl yerya? Bir koca köyün yarı§ı ak = de ölürler, kal dediği yerde ka rabası, yansı da ona taptı ta n lırlar. pacak. Ondan korkulur. Hepi Bir gün bakmışsın ki, böyle mize bu köyde duman attırır. ^ giderse, Taşbaşoğln ne demlş? Hele böyle bir zamanda. Köy ~ Demiş ki köylüye, şn Muhtarı Iü ber şeyden bıkmış, dünya bn köyden ve de şu Toros ülke dan unıudunu kesmişken, on sinden sürgün edeceksiniz. Röy dan korkulur.» ^ le giderse, hiç bir vakit köylü Muhtar Sefer, içini çekerek, ^ onun sözünden çıkamıyacik. yılgın: S Adil köye gelip iki çift iki söz «Korknlur.» dedi. «Bu I? kö ^ etmezse, iş kötüye gidiyor. Hem tüye gidiyor. Köylü her giin = de çok kötüye. Yakanı Taşbabiraz daha Taşbaşı ermis mer şın elinden kurtaramazsın. Taş tebesine çıkarıyor. Bu eidiş, fi E baş da yakasını köylünün elindiş değil. Bir sabah çöziinü aça E den hiç bir vakit kurtaramaz. cak, bakacaksın ki Taşbaş er E Köy kurnln üyeleri, birinci miş olmus çıkmış, herkes bastı E üye Kurt Fakı, ikinci üye Zibiğı yerin toprağını öpüyor. O dik Muslu. üçüncü üye Kadir zaman temizle pirincin tasını, E Zincirdoğdu, dördüncü üye Ha elinden gelirse. Adil mctlaka E lil Kölesizoğlu, bir de Muhtar gelmell. KSylüye görünmeli. = Sefer oturmuşhır, başbasa verGelmeli, hiç olmaısa, köylüye ^ mişler, büyüyüp giden Taşbaş oğln çığına bakıyorlar, buua demell ki bu yıl alacajımı Is E bir çare anyorlardı. temiyorum. Ben »öylersem i E Zibidik Muslu: nanmaı, sen söylersen itıan E «Elimizde hiç bir kannnî tamaz, Taşbaş söylese köylü ee E kibat yasası için delil yok. Taş ne Adilin gelmiveceğine inan E başojlu evinden bile çıkraıyor. maz. klmseyi de evine »Imıyor, Mer {Devamı var) IIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIU^I CUMHURIYET Nüshası 25 Kuruş Senelik « ayhk S ayllk 15.00 40.00 22 00 Ba;an ve Yayan T E Ş E K K Ü R Annem Relıka Balamn'm yülardan berı çekmekte olduğu barsak hastalığını l;ısa tiı îarr.an içinde teşhis ve tcriavı etmek suretiyle kerdisinı ycniden sıhhatc kavuşturan Ce:rahpaşa Hsstanesi I. Dahi'tyr K'iniği docfitlerinden Türkiye Haricl Lira Kr. Lira Kr. 150.00 80.00 44.00 Cumhuriyet Mıtbaacılık ve Gazetecilik Ttlrk Anontm Sirketı Cagaloflu Halkevl Snk»k No. 3a41 Sahibi Y»ıı iılerinl fiilen ldare eden Meaul Müdür Dr. ORHAN ERSANL1 ye Asıstan Dr. Macit Suntı ile hastanede kaldığı müddeı çe yakın ilgi'.erini görmuş oldvıju bütün hemşire ve ha.ıtü c bakıcılara , on«uz teşekkürle rimizi arzederiz. Av. Atillî Balaroır ( Cumhurıyot 11131ü) NÂZİME NADİ Atatürk Eulvarı Yener Ap.Veaişehir Telefon: 12 »5 44, 12 09 20. 12 0« 68, 17 57 35 Inönü CaddfJi lîmen Han Dıyarbalcır Telefon: 1061 Cîaretemııe (ündertlen Taıılkt konulrun, bonulmasın lade edllmez. tlânlardas metmliyft kabul olunmaz. * Abone v» 11in ıjleri ıcın. mrtın Ottüne tAbone» veya «Ilân Servisu kaydının lconması liıımdır. * BU GAZETE BASIN AHLA.K YASA?INA UYMAY1 TAAHHÜT ETMtSTtR. KAYHAN SAĞLAMER * ANKARA BÜROSU: DOĞU İLLERt BÜROSU: M E V L İ T Eşim ve sevgili babsrnız MUAMMER 1 talihllya 9 dalrell 1 apartmanın tamamıf 41 ıpartman dalrssl •4 5 adet 100.000 Lira +150 adet 5.000 Llra +150 adet 1.000 Llra + 24000 adet çeşitli para Ikramiyalerl AKARSU'JIU; clümünün kııkıncı günü oları 30/9/9R2 pazar günü öfile nnmazından scnra Kadıkoy üsmanağa Camiinde okunacak Kur'aıu Kerim ve Mevlidi Şerife akraba, dost ve arzu edenlerin teşriflerıni rica edçriz. Eşi ve ÇGcuklan (Cumhuriyet 12313j TÜRKİYE en fazla ikramiye veren Bankadır $ BANKASf CUMHURİYET ÎLÂN TARİFESİ \ f Faal 6032/12281 Bashk (Maktu) 150 TL, 5 234 üncu «ahlfeler ! (santlml) 30 TL.. ' 5H ncı fahifeleı I (»antirr.il 25 TL \ Nlsan. Nıkâh, Evlrnme, S Dofum (maWtu) 75 TL \ Ölüm, Mevlit, TesçkltJr j (5 fantime kadar maktu) 90 TL • Kayıp (10 kellmeye lca \ dar (maktu) 10 TL ; «•••••••••••••••••«•»•«••••••••••••••iMBak!1 GLİTSA PARKE CİLÂSS Blt» DEFA TATBİK CIDILMEKLE • I N I L I K C I CİLA OESO'Nİ FCRMENECİLER 36 KARAKÖv| TCL »4 1 *O O Reklâmcılık: 4045/12320
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle