25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
RâdyödâjfBugün İSTANBUL 7.27 Açıhş 7.30 Melodiden melodiye 8.00 H a b e r l e r 8.15 Saz eserleri 8.30 Sabah konseri 9.00 Kapanış. 11.57 Açıhş 12.00 Şarkılar 12.20 Sevilen melodıler 13.00 Türküler 13.15 Haberler 13.30 Dans müziği 13.40 Şarkılar 14.00 Konser saati 14.30 Klâsik Türk musikisı 15.00 Kapanış. 16.57 Açıhş 17.00 Beraber şarkılar 17.20 Esnaf ve sanatk â r l a r konuşüyor 17.30 Yurdun sesi 17.50 Plâk dünyasmdan 18.15 Radyo Erkekler Faslı 18.45 Haberler 19.40 Şarkılar 20.00 İtalyan orkestraları 20.15 Olaylar ve yankıları 2030 Arjantin tangoları 20.45 Şarkılar 21.00 Piyano soloları 21.15 Konufma 21.30 Küçuk Koro 22.30 Radyo Senfonı Orkestrası 23.00 Haberler 23.15 Dans müziği 24.00 Kapanış. fSTANBUL ÎL RADTOSU 17.58 «lyi Akşamlar» 18.00 Unutulmıyan sesler 18.20 Konserto 19.00 Caterina Valente 19.15 Radyo ile îngilizce 19.30 Yemek müziği 20.00 Viyolonsel soloları 20.15 Plâklar arasında 20.45 Operet melodileri 21.15 Benny Goodman 21.45 Müzık sohbeti 22.30 Çeşıtli muzik 24.00 «tyı geceler» yıuııııııııııııııııııımııııımıııııııııııııımııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiiiıııııııııııııııııııııııııııııııııu 6,57 Açıhş 7.00 Yurttan sesler 7.20 Muzıkle jimnastik 7.30 Haberler 7,45 Türk müziği 8.15 Seviien melodiler 8.45 Şarkılar 9.00 Ev kadınının ANKARA not deften 10.00 Devamı yarın eabah 10.20 Hawai melodileri 10.30 Kapanış. 11.57 Acılıs 12.00 Çeşitli melodiler 12.30 Şarkılar 13.00 Haberler 13.15 Küçük konser 13.40 Arif Sami Toker'den şarkılar 14.00 Perez Prado Orkestrası 14.15 Türküler 14.30 Vic Damone söylüyor 14.45 Yüksel Kip'ten şarkılar 15.00 Kapanış. 16.57 Açıhş 17.00 Hüseyni Fash 17.30 Seviien melodiler 17.50 Hüseyin Gökmen'den şarkılar 18.10 Çeşitli müzik 18.35 Yurttan sesler 19.00 Haberler 19.15 Yaşadığımız günler 19.30 Muallâ Mukadder' den şarkılar 19.55 Küçük dınleyicilere masal 20.00 Orhan Sezener Orkestrası 20.15 Olaylar ve yankıları 20.30 Sevim Erdı'den şarkılar 20.50 Büyük Nutuk 21.00 Piyano soloları 21.15 Türk basını bu hafta ne dü1 şünüyor? 21.40 Ahmet Melik ten şarkılar 22.00 T.B.M.M. saatı 22.15 Çeşitli melodiler 22.45 Haberler 23.00 Gece konseri 23.25 Geç yatanlar içm müzik 00.30 Kapanış. ANKARA İL RADYOSU 17.57 Açıhş 18.00 Radyo ile îngilizce 18.15 Jill Corey söylüyor 18.30 Çeşitli müzik 19.00 «Pops in Mambo» 19.15 George Shearing Kenteti 19.30 Seviien solistler 20.00 Bu aksamın konseri 20.30 Melodiler 20.45 Enoch Light ve Orkestrası 21.00 Caz 21.35 Çeşitli müzik 22.00 Gece konseri 23.00 Kapanış. İran Sarayının "KaraJoöRl Panteryfi Eşref, Farah'g Kıskamyor Görünüşte her şey, sankı kavurucu güneş uyuşturucu bir kudrete sahipmiş gibi, îranda son derece sâkin. Siyasî durum sükunet bulmuştur. Sokaklarda ve Müslüman mahallelerinin kuytu bucaklarında, bır zaman lar Tahranı tirtir titreten ve bütün dünya müşahitlerini endişeye götüren o hummah belirtilerden eser yok. Bu sayede Şahın yüzü yine gülümser edasını almıştır. Genç Kıraliçenin yüzünde de bir müddettenberi görülen kederli, hattâ korkulu ifadeden eser kalmamıştır. Fakat, Farah Diba her türlü tasadan kendini henüz tamamiyle kurtarmış, ve Doğu Hükümdarlarına has o şahane hayatı yaşamaya başlamış değildir. Kıraliçe Farah'ın, tam mânasiyle sükunete kavuşamaması galiba mukadder. Nitekim,, çok çetin şekilde başlayan hükümdar eşliği vazifes: bugün başka bir alanda aynı çetinlikle devam ediyor. Bu alan çok daha gizli bir alandır. Başlıca sinirlarını da Şah Sarayının duvarları ve sessiz dehlizleti teşkil etmektedir. Mesele bir aile kavgası, vaHükümdar ailesi nezdindeki korkunç, nüfuzu sebebiyle Kara him bir aile kavgasıdır. uzaklaştırılFarah, elinde olmaksızın bu Panter lâkabı verilen Eşref, Süreyyanın saraydan masında başlıca rolü oynamıjtı kavgaya karışmıs bulunuyor. yüzde doksan dokuz mevcuttur. Kavganın eşhası Iranın en güzel ve en kuvvetli üç kadınıdır. Farah, Eşref ve Şehnaz. Baldızı i!e gelini, şimdiye kadar Ferahla dosttular. Şimdi ise, Kıraliçe Esrefle Şehnaz arasında, iki cami arasında kalmış bir binamaz gibidir. olayların almakta olduğu şekil Farahı çok üzüyor. Durum o kadar çapraşık ki, hâdiselerin safhalarını izliyebılenler bile işin iç yüzünü açık olarak göremiyorlar. Belki de ojup bitenleri tahlil etmeek imkânsız. Bu aile geçimsizliğinin iç yüzünü görebiLen imtiyazhlardan biri geçende şöyle diyordu: Bu şalrkvari oyulmuj bir lâbirenttir, içinden nasıl çıkılacağı son dakikaya kadar anlaçılamaz. En akıl sır ermez söylentiler dolaşıyor. Geçenlerde, Eşrefin oğlu Shanan ile Şehnaz'ın bir arada çekilmiş bir fotoglrafı, Shanan'ın Şehnaza âşık olduğu, ve onunla evlenmek istediği dedikodusunun çıkmasma sebep olmuştu. Bilindiği gibi Shanan,Ardeşir Zahidi'nin oğludur. Şah tarafından damathğa kabulü, Şehnazın ısrariyle olmuştur. Ardeşir Zahidi ile de Eşrefin kanlı bıçakh düsman olduk ! lar! »öyleniyor. • Eşref, Hükümdar ailesi nez • dindeki korkunç nüfuzunun j kendisine kazandırdığı «Kara : Panter» lakabına }eniden lâyık • olacak bir şekilde uyanıyor. • Şahın bu hırçın kız kardeşi, : hiç bir zaman sevemediği Sü • reyyanın uzaklaştırılması işin • de son derece nafîz olmuştur. .' Sonradan, Faraha karşı büyük : sevgi güsterdiği gorülerek raemj nuniyet duyulmujtu. : Fakat bugün, Kara Panter • yine faaliyettedir. Belki de Şeh : naza yahut kocasına karşı ga : rez beslemektedir. Eşref, şim • diki faaliyetle Farahı gayet j müşkül bir durumda bırak : makta ve genç Kıraliçe etra • fında kuruian aile âhenğini • bozmaktadır. : Acaba Eşrefin bu tutumuna • sebep olan şey kıskançhk mı : dır, yoksa kin ve garez mi?. : Eşrefin Farahı ve Şah üzerinde ; sahin oldu^u derin nüfuzu kı» J kandığı söyleniyor. Bu faraziye : doğru ise, bugün için bu kıs : kançhğın ilk kurbanı Şehnaz ; dır. : Farah, ilk partiyi kaybetmiş : görünüyor. Sıkı tutunması lâ ; zım. Gerçi bugün için doğru : dan doğruya bir tehdide maruz : görünmüyor, ama yarın ne o ; lacağı bilinmez. ; Michigan'lı bir kimyager öneml! bir şey icat ettt. Tıpkı suya benzlyen bir sıvı bu. Ama kullamldıgı vakit knmaşları yanmaz bale koynyor. ** NewYork'ta, 49. caddede bir ]okanta var. Yalnız kadınlar yemek yiyorlar burada. Erkekler iç«riye adım atamıyorlar. ** Yaz günii " sinekten bıkmamıs olamazsınız. Ama yine de rükretmemiz gerek. Ya, Mozambik'te elsaydınız... îstatistiklerle ortaya çıktı, dünyada en fazla sinek höcnmnna uçrıyan yer bn memleket. ** Terziliğin en sıkıcı taraflanndan birinin ölçü almak olduğu iddia edilir. Güçlükleri birer birer yenen modern dünya ona da çare bulmuşa benziyor, şimdi. Japonya'da artık terzüer ölçü almıyacaktır. Müşteri özel bir kabineye giriyor. Y«ni keş/edilen bir araç kollannı uzatarak onun bütün ölçülerini alıyor. Hem de hiç yanılmadan. oriatif piknik masası Hazırlayanlar: Seba ve Şeref Öztürk (MORGE TOPTAN SATIŞ DEPOSU ^Fındıkçılar Cam Porselen han asmakat Istanbul Tel: 27 42 4722 88 10 BUZDOLAPLARININ HADÜELENMİŞ DEMIR VE ÇELlK MAMULLER: Pıyasaya mahsus profil demirleri, yuvarlak demirler, köşe demirleri, yassı demir ler, demir putreller, U demirieri, sıcak haddelenmiş sac lar, filmaşınler, beton demirleri; 3 mm. ve daha fazla kalınhkta, hattâ harp tekneleri ımalıne elverışli, orta ve kuvvetli saclar, sıcak haddelen miş rulo saclar. SOGLK HADDELENMİŞ SACLAR: Su venlmemis, halitaaız, katlamağa elverişli, işlemeğe elverişli ve derin şekiller vermeğe müstait saclar. Bo) çesitleriyle. OZEL ÇELIKLER: Injaat çelikleri, halitalı çelikler, âletlere mahsus çelikler, sert çelıkler, Haddelenmiş ve dövülmüş olarak. DAMGALANMIŞ VE KA LIPLANMIŞ PARÇALAR: Sekline göre. MADE.N TOZl'.NDA.N MAMUL MALLAR: «DUREXIT» plâketleri. Çelik, bakır, bronz ve alüminyum çekmeğe mahsus, her boyda, sert halitalı «DURMAX» haddeleri, levhalar ve demir tozundan çejitli ma muller. Her türlü isteklerinizi lut fen asağıdaki adre^e bildiri nız : M E T A L I M P E X Soelete Hongroise ponr le Commerce D'Acier et de Metanx Budapest V. Dorottyau. 6 sz. Letters: Budapest 62. P. O.B. 330 Adreue Telegr: Metalimpex Telex: Budapest 455 Telephone: 183 870 (Basın 14782/11802) BİLLURİŞ Koll. Şti. nâncılık 6532/11793 = Adana Vilâyet Daimî Encümeninden: 1 Eksiltmeye konulan iş: Pozantı Kaymakamevi ikmâl insaatı. 2 Keşif bedeli : (50.000.) llradır. 3 Eksiltme 2/10/1962 Şah günü saat 11 de Encümen salonunda Vilâyet Daimi Encümen Ihale Komisyonu tarafından kapalı zarf usuliyle yapılacaktır. 4 Eksiltme şartnamesi ve ekleri mesai saatlerinde Vilâyet Daimî Encümeninde her gün görülebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 1962 yılına ait Ticaret Odası belgesi ile (3.750, ) lirahk muvakkat teminat vermeleri lâzımdır. 6 Istekliler, ister tek kişi veya tüzel kişi olacaklardır. (özel ve tesci! edilmemiş ortaklar kabul edilmez.) 7 isteklilerin, bu işler önemindeki işleri iyi bir surette yaptıklarma veya idare ve denetlediklerini ispata yarar belgeleri, ihale gününden en az (Tatil günleri hariç) üç gün önce Adana Valiliğine müracaat ederek yeterlik belgesi almalan şarttır. 8 îstekliler kendilerinden istenilen vesikaları teklif mektuplariyle zarflara koyarak ve zarfı usulüne göre kapatmaları, eksiltme günü saat 10 a kadar makbuz mukabilinde Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. Postada vukuu iddia edilecek gedkmeler kabul edilmez. A ™ I Eşref ile Şehnaz arasındaki çekişmelere istemiyerek giren Kıraliçe Farah Pehlevi Bir nevi komplonun esiri olarak bu kavgadan nasıl sıyrılacağını bilemiyor. Aynı zamanda, dostluğun da esiri. Onu asıl üzen de budur. Kavganın sonu ne olursa olsun, Farah Diba'nın, Şah ailesi içinde, sırf kendi varlığı sayesinde yaratmaya ve kuvvetle yerleştirmeye muvaffak olduğu güzel âhengin uzun bir süre için bozulması ihtimali Sonbahar geldi. Havaların serinlemesiyle eğlenceler de değişti. Piknikler yenidn başladı. Ağaçlann altında, sararmaya başlıyan yeşilliklcrin üzerinde yemek yemek büyük bir zevk. Konuklarınıza artık açık havada ufak ya da büyük »iyafetler verebilirsiniz. Bu yazımızda sizlere bövle yemekli bir partide kolayhk gağlayacak portatif masa resmi veriyoruz. Hazırladıgınız yemekleri böceklerden korumak, temizliği saglamak bakımından bövle bir masa gerekli. Ayrıca servise de yarayabilir. Belirgiıı özelligi çok az yer kaplaması. Bir kişi taşıvabilir. Arabaların bagajlarına ve koltu;un üııüne sığabilir. A'erdiğimiz ölçüdeki ahşapları kereste depolarında kolayhkla bulabilirsiniz. Yalnız geçilecek ağacın dayanıkh ve hafif olması gerekir. Masavı iki böIUmde kurablliriz: 1 Üst tabla kısmı, 2 Taşıvıcı ayaklar, 1 Tabla 2,5 cm. kalınlı^ında 15X17 lik altı tabtanın birleştirilmesiyle yapılmış, Bu hirleşmf basit çeçmelerle halledilmi.ş. Her abşabın uzun ke narını üçe bölcrek bir yaıılarına ahsap çivi çakılacak. öbür yanlarına da buna nygun delikler açılacak. Büylece üst tablanın oynamaması sağlanmış olacak. 2 Taşıyıcı ayaklar için 5X5 lik diirt tane 78 cm. boyunda dört tane de 74 cm. boyunda abşap (bunlar taşıyıcı ayaklar) ve bir de bunları tatacak 2,5X10 luk srkiz tane 60 cm. lik alışap gerekli. Bu ahşaplar verilen rcsme uvgun olarak birbirlcrine vidalanacak. Ayrıca dcıiîcvi sağlamak ifin ayakları resimde grtrüldüğü çibi yerleştirilecek. Bu da dört menteşe ve iki yayla temin edilebilir. Ayaklar ve tutncnları tam ölçülerinde yapılmalıdır. Bövlece birleştirmek kolaylasır. Masanın üst yüzeyini istediğiniz uzunlukta tutabilirsiniz. Bizim size vrrdiğimiz ölçüde altı kişi rahatça orurup yiyebilir. Amerikan servisi yapılacak olursa bu masavı on iki kişi kullanabilir. Masayı dış etkilerden korumak üzere örtücü bir cilâ ya da boya sürebilirsiniz. Fakat absabin tabii hali pikni|in havasına daba uygun düşer. ? „ KAYIŞLARITRANSMISYON KAYIŞLARI Yüksek dayanıklılık Fevkalâde kalite 80 seneden fazla bir tecrübe ile hizmetinizde Dıracatçı; Socie'te' Hongroise Pour le Commerce de Produit Chimiques BUDAPEST Ü2, B.P. 248 HONGRİE Turkiye Mümessilı: İzjııir Piyasası için. ( B a m n 15497 Ç. 963/11804) MlllllllllllllllllııııılllllllllUIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIMIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIllllııI BAY OSCAB: SÜMERBANK GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Sümerbank Denizli îplik Fabrikası kazanhane insaatı, birim fiyat esası ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Yapılacak inşaatın keşif bedeli (570.000,) lira olup muvakkat teminatı (26.550,) liradır. 3 Eksiltme evrakı Ankara'da Sümerbank Ankara Şubesi Müdürlüğünden; Istanbul'da Galata'da Sümerbank îstanbul Şubesinden ve Denizli'de Sümerbank Denizli îplik Fabrikası Müdürlüğünden (200,) lira mukabilinde ahnabilir. 4 Eksiltme evrakı 26 Eylül 1962 Çarşamba günü saat 15.00 e kadar Ankara'da Sümerbank Genel Haberleşme Servisine tevdi edilecektir. 5 Bu eksiltmeye iştirak edeceklerin; Bir taahhütte (200.000, ) lirahk benzeri bina inşaatını müteahhit sıfatiyle yapmış ve kati kabulünü yaptırmış olduğuna dair işi veren idareden ahnmış belgeyi haiz olmaları şarttır. 6 Banka işi dilediğine yaptırmakta veya ihaleden vazgeçmekte tamamen serbesttir. (Basın 15469 A. 9958/11805) H. KRANZFELD PK. 9 Galata İSTANBUL E.R.R0DİTİ K a l e f l e r i PK. 24 İZMİR (Basm 12658,11808) JANETN KIB 263 ANNA P E Ç A R O P U L O > BİÇKİ DİKİS YUBDU i Kayıtlar başjadı. ^ J Istiklâl caddesi, Büyük Parmakkapı, Mis. sokak 12. Tel: 49 57 92 0 Reklâmcılık 3682/11737^ Yağmur hafiflemeye başladı. Mendilimle yüzümü siliyonım, yakamı indiriyorum. Orada, tepeden. eski Ankaradan yenisini seyretmek pek hoş olurdu. Umutlanmız, sevinçlerimiz beraberdi o zamanlar. Uzaklarda sislere karışan AnıtKabri, sonbahar günesinde yanıp sararmış ağaçların arasından kıpkırmız; göz aîan Çankayayı, bütün şehri göz alabıldiğine kucaklamak garip duygular salardı içirrfize. Büyur gibi olurduk şehirle beraber biz de. Gençliğimiz, gücümüz coşardı. Yere sağlamca basardık. Mutluluğa yakın bir duygu çağlardı yüreğimizde. Handanm AnıtKabre bakarak dua eder gibi mınldandığı sözler kulaklarımdadır hâlâ : « Her şeyi o yaptı, o yarattı, ne iyilik varsa onun elinden geldi. Onu, gücünü, ülküsünü düşünerek direnmek, savaşmak, bir şeyler yapmak yaraşsr bizlere de.» Şimdi o sözleri birçokları gibi Handan da unuttu. Bana gelince, çabalayıp çabalayıp bir türlü eremediğim güzel ülkülerin, hayali peşinde, işimden, şundan bundan ne kadar sızlanmıs olursam olayım mutluymuşum o zamanlar. înar.ıyormuşum bir çeylere hiç olmazsa! Tepeye çıkacak gücüm kalmamış, geri döndüm yarı yoldan. Kalenın içine kadar yürür de 3'orulmazdım eskıden. N'eler hatırhyorum! Kalenin sokaklarında tanışıp dost olduğumuz çocuklar, ihtiyarlar vardı. Kayalara yapışmış küçücük evlerin pencerelerini süsliyen fesliyen, sardunya tenekeleri arasmrian başlarını uzatıp dil çıkaran, alny edenler de olurdu. Ama bizi sevenier cie bulunurdu aralarında. (Arkası var) «CUMHUKIYET. ın Edebi l'etrikası: 114 lazan: PEKlDt CELÂL Gülsetenle oğlan evlenince dedikodular bitecek. Çarşıya gitmek, nışanı hazırlamak için daha bugün sana söylüyordu. Boş dedikodulara kaptırma kendini. uzatma bu konuyu artık hem... Elinde fincanı yerinden öfkeyle kalkıyor annem : Ben sana neler anlatıyorum, sen neler diyorsun: Kızı çok sıkıştırmış, döğmüş bile diyorlar. Evi vadetmiş, evlenmesin diye daha neler vadetmiş! Ama kız karşı gelmiş. Babası yerinde adamla bir yatağa girmek kolay mı? Bırak bu pis yalanlan anne! Nasıl yalan! îlle beni de dedikodunun bataklığına sürükliyecek! Tekrar anlatmaya koyuldu. Alt kattaki tazenin Bahçelievlerde oturan bir teyzesi, teyzesinin de bir evlâtlığı varmış.. Gülseren ona her şeyini anlatırmış, derdini dökermiş. Kalktım yerimden. Biraz daha karşıhkh oturur, biraz daha onu dinlersem kavga edeceğiz. Ben çıkıyorum anne. Bu havada mı! Doktor yürümemi söylüyor bilıyorsun. Yağmur durrfladıkı daha!. Öfkesi düşuverdı. Hüsnu beyi, GüJiereni unutmuşa benziyor. Gözleri sıkıntıh. Bir şey söylemek ister gibi yutkunuyor, sallanıyor olduğu yerde. Sonunda Hüsnü baya duyduğu kızgınhğın gerçek lebebini açıklayıverdi : Bitti, artık boşanmış sayüırsınız değil miî Başımı sallıyorum. Ama ilâmı almadığın için kolayca birleşmek elinde gene? Bunun hiç önemi yok anne. Bir gün ana nasihatı dinlememekle ne kadar yanhş hareket ettiğini anhyacaksın, anlıyacaksın ama iş işten geçmiş olacak! Yol verir misin anne? Yavaşça kapının önünden çekiliyor. Biraz daha orada kalsam ağlamaya başlıyacak biliyorum. Arkamdan boğulmus, hınçlı bir sesle bağırıyor : Hep o melek geçinen seytanın, Hüsnü beyin işi bunlar! Aranızı bulmak için parrnağını oynatmadı herif, Aliahından bulsun inşallah! Kapının önünde durup elimi uzatarak yağmuru kolluyorum. Yanan avuçlarımı ince damîalar serinletiyor. Kapı saçaklarını siper alarak yürüyorum çabuk çabuk. Yüzüme düşen yağmur damlalariyle beraber gözlerimden yaşiar boşanıyor. ucuna biter. Isviçrede gördüğüm o temiz küçük kasabaları da andınyor biraz. Kenar sokaklara girmemek şartı ile! Yabancı büyük şehirleri tanımıyorum. Kâzım Işıkla Isviçreye gidip gelişimize o garip kısacık balayımıza da pek yolculuk denemez. Bir dağ oteli, iki büyük şehir onlar da hayal gibi görüp geçtiğim şeyler.. Ankara temizlikte, düzende benziyor o yerlere. Tat yoktu o illerde, Ankara da öyle biraz. Yıllardır yerleşeli hâlâ bir şeyler dürter, rahat vermez, îitanbul tüter durur burnumda. M t< L • U N K I Z Cizen; yVES SAYOL Cevirer' Mazhar KUN1 Valentin: «Artık benimle nıeşgul oloıavııı, dedi. Sizinle bir daha konuşmıyacağım.. Siz bilirsiniz. Düşünün. Elbette düşüneceğim. Ondan sonra da kararımı vereceğim.ı» Bunun üzerine kadıncağız başmı elleriniıı arasına aldı ve ağlamağa başladı Kendini temize rıkarmak aklından bile geçmiyordu. Halbuki bu, bir hata idi ve fena neticeler verecekti. Birkar dakika sonra araba Kontun konağı önünde durdu. Bussiers, karısını arabadan indirmek istedi.. Fakat o arabadan deli gibi inerek koşup odasına kapandı. Bussiers sâkinleşmişti. Artık kendine hakimdi. Arabacıya «Polis Müdiriyetine gidelim ı dedi. Kont, Müdiriyete geldiği zaman hemen Polis Müdürünün yanına çıktı ve hâdiseyi naklederek savcılığm emrine âmade bulunduğunu bildirdi. Fakat Polis Müdürü Kontu tevkiî etmek lüzumunu görmedi. Kaçnııyacağına dair vaad aldıktan sonra seıbest bıraktı ve hudise mahalline iki menıuı gönderdi. Lâkin garip değil mi?... Ccsed yok olmuşlu! (Arkası var) Ulusa kadar çabuk çabuk yürüdüm. Soluk soluğa duraladım meydanda. Yağmurluğum sırılsıklam. Saçlanm ıslak, pabuçlarım, çoraplarım çamur içinde. Bir gören olmasın diye utançlı bakınıyorum dört yanıma. Memurlarm çıkma saati olmadı daha. Kalabalık az. Otobüsler, otomobiller yarıyarıya boş. Bulvar bir uçtan bir uca kurşuni, ıslak uzanıyor önümde. Yalnızhk bıçak gibi giriyor içime. Gücsüzlüğümden utanıyorum. Eskiden bir solukta çıkardım bulvarı, ne kadar yürürdüm, ne tepelere tırmanırdım! En çok Kİttiğimiz \erlerden biri de Vakıflar Müzesiydi ON İKİNCİ KISIM Handanla. Tepeye çıkardık, müzeAnkara Kızıiayda başlar benim yi gezmezsek büe yukardan Ankaiçin. Bulvarın bir ucundan öbür rayı seyrederdik akşamları.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle