14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Dencere tKÎ CÜMHTTRÎTET 29 ASustos 1962 iisı ııiisııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiiiııııııııııııııııııııııııııisiııı Tarihî Bahisler Meselenin özü Eyüp meydanına Atatürk anıtı dikiliyor HEM Vurun kahpeye! Türkiyede sendikacılık yeni yeni gelişmeye başladı. Topln lözleşme ve grev meselcleri de yeni yeni konuşulmaya başlandı. Sendikacılığın yürümesini, işçilerin uyanmasım Türk toplumunun geleceği için sevinçle karşılamak gerekir. Ancak Türk sendikacıhğının Batıdaki sendikacılıktan bambaşka bir anlaraı Olduğu gerçeğinî de bu arada unutmamalıyiz. Bu gerçek sudur: Batıda sendikalaşma hareketi Batı kalkınmasının yatırımlarını saflıyan özel sermaye birikiminden sonra gelişmiştir. tşçiler grev ve topln sözleşme haklarını kananlarla kabul ettirdikleri zaman. özel sermaye zaten yükünü tutmustu. Ba özel sermaye birikiminin çok pabalı fiyatı anavaiandaki ve sömürgelerdeki işçilerin emeklerinden ödenmistir. Hem de büyük haksızlıklar ve ıstıraplar pahasına Batıdaki işçj hareketleri bazı ellerde zaten toplanrpış olan özel sermayeyi bir disipline sokmaya ve işçilerin insan gibi yaşamasını saflıyacak hakların kanunlaştırılmasına yaramıştır. Türkiyede ise bngün bambaşka bir dnrum vardır. Türkiye özel sermaye konusnnda benüz palazlanraağa başlamıştır. «Her mahallcde bir milyoner» politikasının ışığında kalkınmaya çabalayan mcmleketimizde 27 Mayıs hareketlyle bir tereddüt çörüimüs ise de tekrar ve daha kesiıı bir şekilde özel sermaye birikimine yönelmekte gecikilmemiştir. Ancak Türkiyede sendika hareketleri gibi özel sermaye birikimi hareketlerinde de bir özellik vardır. Batı özel sermayesi vaktivie gözünü budaktan sakınnıaz bir takım özel teşebbüsçülerin öncülüğünde yaratılmıştır. O zamanın özel sermayecileri gerçi devletin iandarmasını ve polisini kendilerine daima vardımcı bulmuşlardır. Ama devletin özel sermaye birikimine yardımı sadece bundan ibaret kalmıstır. Bugünkü Tiirkiyedeki usulle devletin devletçilik prensipini özel sermaye yaratmak için bazı imtivazlılar emrine vermesi Batı özel sermayesinin birikmesinde çörülmüş şey değildir. Simdi Türkiyede iki cereyan bir arada yürümefe çalışmaktadır: Bir yandan işçiler sendikalar kurmakta. uvanmakta, aydınlanmakta öte yandan özel teşebbüs devlet vasıtalarını kulIanıp bol himaye ve prim sağlıyarak özel sermaye birikimine gitmefe çalısmakta Şu h'alde meselenin esası hiç bir şüpheye yer vermiyecek şekilde ortadadır: Türkiyede sendikalaşma hareketleri, grev ve topln sözleşme dayanakları, özel teşebbüsün sermaye birikimine gitmesine engel olacaktır. Çünkü Anayasadaki sosyal adalet ve sosyal jüvenlik ilkelerine bel bağlıyan işçi sendikaları özel sermaye birikimi adına milyonların bazı ellerde trittikçe daha fazla birikmesine müsaade etmiyeceklerdir. Bunun içindir ki Türkiyede sendikacılığın gelişmesi Türkiyede sovçıın devrinin sonn demektir. Amerikalı sendika uzmanının Türkiyeden kovDİDşa olayının temelinde yatan gerçek, sendikacılıkla özel teşebbüsçülük arasındaki böyle gizli bir savaşın su yüzüne çıkmıs belirtilerinden biridir. Türkiyede özel sermaye birikminin de, sendikacılıfın da Batı ekonomik gelişmcsinden çok başka çehrelerle ortaya çıkması Türk demokrasisinin karakterini Batı demokrasilerden ayırmaktadır. Bizira bilim adamlarımızın ve ekonomi nzmaniarımızın Türk demokrasisinin karakterini tesbit edebilmek için önce şn somya bir kesin cevap vermeleri gerekir. Türkiye gibi az gelişmiş bir ülkenin sosyal adalet ilkelerine bağlanarak, sendikacılık, grev, topln sözleşme dayanaklarına da imkân vererek özel sermaye birikimini gerçekleştirmesine imkân var mıdır? Bu sorunun cevabı verildiği zaman, özel teşebbüs hâmisi iktidarların ve hükümetlerin, sosyal adalet lâfını işçileri ve halkı oyalamak ve aldatraak için kallandıkları gün ışıgı gibi ortaya çıkacaktır. eçenlerde tazetelerimiılen birinde bir gfizellik müsabakası için Batı memleketlerinden şehrimize gelen genç kızların mayolu resimleri basılmış ve bunlardan biriGazeteler başta deli ile kahranin baldırındaki çürük sureti mahsnsada ok işaretiyle ^ ^ ^ ^ ^ ^ Yazan: ^ • ^ • ^ ^ Hamidiye olmak man Kumandanıgösterildiği gibi yazıda da buna ehemmiyetle işaret olunmuştu. üzere bazı harb nın portresi yapDün de bir sabah gazetesi birinci sahifesinde düğün gecesi ikgemilerimizin çütırılmış ve diğer rüğe çıkarılacağı tidarsızlık alâmetleri jösteren bir delikanlının babasının yardıhatıralarla beraber haberıni verdiler. miyle çelinin ellerini ayaklarını bafladıktan sonra emeline nasıl bunlar, Deniz Mümuvaffak olduğu tafsilâtiyle anı a tıi m a kta idi. Hamidiye ve Nusret gibi gemile man Hamidiyenin hâtıralarına te zesinin Birinci Dünya Harbi saloEyüp Atatürk Anıtı Yaptırma ve rimizin muhafaza edilebilmesi çok mas etmek imkârunı buluyorlar nunda teşhire konulmuştu. Hayır, yanlış anladınız, bu nesriyatı beğenmemekle beraber Bakım Derneği Atatürk'ün Taksim yerinde olurdu. Deniz savaşların ve Türk deniz tarihinin bu şerefli Türk deniz tarihinin asırlar boTürk basınına ahlâk hoealığı yapacak değiliz. Maksadımıs ve Abidesinden sonra Istanbul'daki da uzun süren yenilme yıllarından sahifesini gururla seyrediyorlardı. yunca devam eden kahramanhk savâsıl olmak istediğimiz netice şudur: ikinci büyük heykelini yaptırmağa sonra Balkan Harbinde HamidiyeAyrıca salonda deniz ressamları hifeleri arasında böylece Nusret Cinsî bahislerdc çocufundan ihtiyarına kadar her yaşta inkarar vermıştir. | nin kaydettiği kahramanhklar, mızdan Hüsnü Beyin suluboya ile mayin gemisi de yerini nİTiış busana hitap eden basında b ö y | e s i n e geniş ve hazımlıyız da Tamnmış heykeltıraşlarımızdan | Türk milletinin kalbinde unutul yaptığı Hamidiyenin o harekât sı lunmaktadır. Fakat Çanakkalede bu dâvada polisimizin yaptıkları niçin en kapalı, en müteassıp birine maketi yaptırılan anıt, Eyüp [ maz bir yer almış ve Hamidıyenin rasmdaki bir bombardımanını gös düşmEnın geçmesini önliyen ve memleketlerdeki usul ve âdetleTe dahi âdeta taş çıkartıyor? Akdenizdeki başarılan bütün dün teren tablo ile Hamidiyenin yağ memleketi istilâdan koruyan »ir Meydanına dikilecektir. Geçcn akşam Maçkada devrı v e gezen polis ekipleri yolun keya tarafmdan da büyük bir hay lıboya bir resmi yetr almikiaydı. kahsaır.an gemiyi muhafaza timeŞimdi salâhiyetli zevat tarihi tek yi gönüîden temenni edîr ve bu narına çekilmiş bir otomobil görmüşier. Hemen arabanın etrafıTicaret Odası yeni Gümrük ranlıkla takip edümişti. nı çevirmiıler. Bakmışlar içeride genç bir kadınla bir erkek se1948 yılında Dolmabahçede yeni nenin muhafaza edilemiyeceğini nun masrafını Türk milletinin faz kanunu ile ilgili görüşünü vişiyorlar. Bunları yakalamışlar. Erkeği serbest bırakıp kadını söylüyorlar. Bu takdirde Deniz Mü la bulmıyacağına inanırız. den kurularak halkın ziyaretine bildirdi muayene ettirmek fizere bastabanenin yolnnu tutmuşlar. Kadın açılan Deniz Müzesinde kahraman zesindeki Hamidiye salonuna gemi Çanakkaledeki askeri müze kuGümrük Kanununda yapılacak Hamidiye ile Kumandanının ve ar nin pusulasını vesair aksamıııı koyyolda intihar kasdiyle kendini Jeepten aşağı atmaya kalkışmış. değişikliklerin tesbiti için Ticaret! kadaşlarmın hâtıralarına da bir mak, o harekât sırasındaki gemi rulurken o günün gazilerinden geGazetelerimizin cinsî bahisler(je gösterdikleri müsamahayı niş malumat almak ve hâtıraları Odasında bir süredir yapılmakta salon tahsis edilmişti. künye defterini burada ziyaretçi itina ile toplayıp iyi bir tasnife tâbeğenmemekle beraber polisin bu davranışını da hiç beğenmeolan toplantılar sona ermiş ve diğimizi söylemek isteriz. Bu salona Hamidıyenin. rahmet lere göstermek münasip olur. bi tutmak gerekir. Odanm görüşü olarak bir rapor Herhalde kahraman Hamidiyenin Bu satırları ukuyanların asgari yüzde ellisinin Batı memleli Celâl Gemi'ye yaptırılan güze! Bilhassa Çanakkale Harbinin kah hazırlanmıstır. bir maketi, alay sancağı Kuman hâtıralarını zinde tutmak ve onla raman Kumandanlarının portreleketlerini gördüklerine şüphe yok. Bu okuyucular, Fransada, AlBu toplantıya Türkiye. Gümrük | dan saıonunda bulunan tarihî ma rı çocuklarımıza gururla, iftiharla rini yaptırmak da yerinde olur. îsmanyada, ttalyada genç çiftlerin sokaklarda, herkesin içinde ö göstermek vazifemizdir. Komisyoncuları Istanbul Derneğit sa ile koltukları, Istanbul Şehrepüştüklerini her halde defalarca görmüşlerdir. Şimdi kendi kenDuyduğumuza göre, Çanakkale tanbul Harb Okulunun giriş kori' r.in bütün üyeleri iştirak edecek manetinin gemiye hediye ettiği dimize cesur ve açık olarak bir »ual soralım. dorunda bulunan Çanakkalede şetir çay takıraı, geminin ismini taşıyan de bir harb müzesi kurulacaktır. hit düşen subaylarımızın isimleri Fransız, îngiliz, Alman, ttalyan milletlerini ablâk kaidetabaklar konulmuş. üzerinde Ha Kanaatimizce bu müzenin muha yazılı mermer levhaların hâlen neleri bakımından i)izden daba mı zayıf ve geniş farzediyoruz? Hastahaneden kacan bir deli , midiye harekâtının plânları yapılan fazaya değer en kıymetli eserlerinrede olduğunu bilmiyoruz. Eğer böyle bilivorsak kanaatimizi derhal tashih etmeliyiz, tekrar vakalandı j tarihi masa üzerine de Kumandan den biri Nusret mayin gemisidir. I bunlar* Ankara Harb Okuluna Eğer nakBatı memleketlerinde de aile ahlâken Türk ailesi Kîdar mazbut Çanakkale Savaçının seyrini de10 sene önce 21 yaşlarında iken,' la Erkânıharbiyesinin bu kararlarl ledilmemiş bulunuyorsa, Çanakkatar. Ahlâk kaideleri zahirdeki görünfişün sksine onlarda da taannesini öldürmeye teşebbüs su aldıkları sırada çekilmiş bir fotoğ ğiştiren bu kahraman gemimizin le müzesinde yer almalıdır. mamen yürürlüktedir. Ne var ki onlar yalnız bir kadınla bir başardığı muvaffakıyet galiplerin çundan yakalanan Hüseyin MuI raftan yapılan yağlıboya bir tablo Deniz Müzesindeki Birinci Dünerkefi alâkalandıran hareketlerde bizim gibi barbarca davranraazHarb Edebiyatında da sitayişîe yer vaffak Ateşli adındaki azılı bir' asılmıştı. lar. almıştır. Büyük bir cihan kavgası ya Harbi salonu tertip edilirken deli, dün sabah Bakırköy Akıl ' Salon şeref yerinde de Atatürk'ün nın neticesine böylesine müessir bu harbde şehit düşen deniz ^uTine cesur ve açık olalım: Hastahanesinden kaçmıştır. I Hamidiye ile yaptığı Karadeniz se olmuş bir tekneyi sökmek yalnız baylarımızin iki beyzi tabla içinFuhuş bizde de fazlasiyle vardır. Gayrikanunî, gayriahlâkî Ilastahanenin spor sahasına di ferinde gemiye ithaf ettiği imza milli tarihe karşı değil. cihan tari de madalyon haünde portreieri einsi münasebetler bizde de hattâ fazlasiyle mevcuttur. Biz Uenğer hastalarla birlikte çıkan Hü sını taşıyan fotoğrafı konulmuştu. hine karşı da haksızlık olur. yaptıfrılmıs ve bu tablolar salodimiz de metres tutarız.fırsstını bulduk mu her haltı >deriz. Faseyin Muvaffak. yapılan araştır Salonda ayrıca Hamidiyenin inçası Nusret mayin gemisinin bir mo na çıkan iki merdivenin baslarına kat bir başkası zinhar böyle bir harekete kalkışmamalı. Onları sırasında alınmış bazı tarihi fotoğmalara rağmen bulunamamıştır. • asılmıştı. Bu harbde şehid düçen gördük mü hançeremiıin bütün gücüyle bağırırız: Bu arada polis, Hüseyinin Kara. raflar da bulunmaktadır. kahramanlarımızın münasip ölçü Vay ahlâksızlar, vay edepsizler... giinırükteki annesinin evi ci\jırın| Bilhassa çocuklarımız bu salonlerde portreieri yaptıirılarak ÇaTalnız böyle yapsak iyi, onlara eziyet de ederiz. Bundan da tertibat almıştır. Evine gelir1 da hikâyelerini dinledikleri kahraV EF AT î nakkale harb müzesine asılabilir. hiç süphesiz marazî bir zevk de duyarız. k*n yakalanan deli tekrtr hasta| Hepsinin fotoğrafları o vakit çıkan Emckll Tüfekçl Blnbaşı Hakkı Gecenin karanlıfında bir kenarda, araba içinde sevişen çifthaneye sevkedilmiştir. Çetin'in kıymetli cşi, Dr. Ba. harb mecmualatında mevcuttur. lerdcn polise ne? Başkalannı rahatsız mı ediyorlar? Başkalarına hattin Çctin ve Mimar Sırrı Kamyonun arkasına takılan Herhalde eski harb gemilerimizin kötü misal mi olnyorlar? Başkalarının edep ve hayâ hislerini mi M EV LI T Çetin'in sevgilj annelert. Lamla bir çocuk öldü ' müzeeilik bakımından durumlarını incitiyorlar? Hayır bunları yapmış olamazlar, cünkü karanlıkta Cetm'in teyze«l. Incl. Ahmet ve Mülg» Merllsl Mesayib Reitleincelerken Çanakkale müzesini L'ğıır Çetin'in babaannelcrt Eronları görmenin ımkânı yoktur. Fransız polisinin, Alman polisiEvüp Küçükköyde lstanbul Cadrlnden merhum Şeyh Ahmet de ehemmiyetle düşünmek ve üzezurumlu sinden geçmekte olan Hamit Yılnin, ftalyan polisinin müsamahakâr bir tebessümle başını çevirip Muhykldtn Efendlnln gelinl ve rinde durmak lâzımdır. Bu müze, merhum Şeyh Mehmet Ali dırımın idaresindeki 83825 plâkalı geçecegi bir manzara karşısında biz yırtıeı bir sırtlan kesiliriz. EMİNE ÇETİN dünyada eşine az rastlanan o kahBeytn reükai muhteremeti. öğ. kamyonun arkasına takılan 8 yas2S.8.1962 günü Hakkın rahmetiSevişen çifti ayırır, üstelik fabişe olduğu hakkında elde biç bir rotmen Tacettin Tantuğ. MUramanlık günlerini bütün heyecalannda Erol Deniz yere düsmüş ne k«vuşmuştur. Mevli rahmet delil bnlunmadıfı halde kadını sürükliye sürükliye hastahanehendis Muhylddin Tantuğ ve m ile yaşatmalı ve tertibine ?anat. ve kaldırıldığı hastahanede cl ' Avukat Saffettln Pınar'ın \»Ucvllvp. ye götürürüz. O da bu vahşet karşısında yarı yolda intibara zevki selim hâkim olmalıdır. müsMir. delerl salihatı nlnvandan kalkışır. Cumhuryiet 11OP1 Polisimizin başında kültürlü, akıllı insanlar vardır. KendileSebepsiz yere dövüldü ÜMMÜ GÜLSÜM rinj bütün hüsnüniyetimizle ikaz ederiz. Bu palis ekiplerini Yalovada oturan Kayhan ErözHanımefendinin SAYIN DOKTOR J polisi beküyen yapılmamış vazifelcre sevketsinler. alp, polise müracaat ederek Kara' ruhuna 2 Eylul pazar ( ü n ü Bırakahm herkes kendi günah ve sevaplariyle basbaşa kalmürsel hava alanında askerî polis • öjle namazını mUtaakıp Tophave ECZACILARA : ZERRİN TOPALOCLU tın. Halkın edep ve hayâ hislerini ihlâl eden açık rureketlcrc görevlisi Amerikalı er Miçael Saes [ nede Kadlrllcr yokuçunda Hacı ile CİBA Müstahzarlarından viki sikiyetler üzerine müdahale edelim ama bu yolda da barbarPirt Camiindf Mevltdi Şerif ve «rkadaşı Eponvg Doladodese , T<Tcüm»n kıraat olunacaktır. Arzu eden lıgı, vahşeti, zulmü, hatta hnşuneti bırakalım. Malum ya Batı tarafından sebepsiz yere dövüldüNAHtT KIRLI •krab». dost ve dln kardeşleriN'ikahlandılar eamiasına dahil medenî memleketiz diyornz. günü iddia etmiştir. | nılzln teçrlfleri rlc» olunur. Imıir 2ü.g.l»«2 Cevat Fehmi BAŞKUT isimli eüzzam ilâcı s»tı; Amerialı erler yakalanmı? ve so| Allesl rustıırma başlamışt'r. arzediltniştir. Eski Harb gemilerimize dair Haluk Y. ŞebsDvaroğlıı C İ B A 1906 SÜPERFOSFAT GUBRE FABRİKALARI T A Ş. Fialı : Aııbulajlı Tontı T.I.. 300 Bir genç kız* Jcaçırıldı A. A. isimli 21 yaslarındaki bir satışlara başlandl genç kız, Silivrinin Germiyan köyünden bıçak tehdidi ile kaçırılnustır. ...;. Erdoğan Orhan isimli genç, bir kızı kaçırmışsa Reklâmcılık 3671/10996 otomobille genç da, jandarnıalar tarafından diğer bir köyde yakalanmıştır. Cumhuriyet 11004 llincllık: «139 10991 :.î Cumhuriyet 1C978 ııııımıııııınıııııııııııııııı VEF AT DİŞ MACUNU • TÜRKİYEDE». Faal 5335/10970 Bayan Santral Memuru Ahnacaktır. 4 ' Balıkçılar tarafından görülen bir ceset dün balıkadamlar tarafından denizden çıkarılmıstır. Polis motiirü ile olay mahalline gelen bir balıkadam bir kaç defa dalmışsa da ekıntının çok olması dolayısiyle cesedi çıkaramamıştır. Bunun üzerine Ahırkapıya geln diğer bir balıkadam 25 yaşlarında hüviyeti tesbit edilemiyen ve bir hafta kadar önce denize girip yüzme bil(Basın 14670/10997) meriiği için boğulduğu anlaşılan şortlu erkek cesçdini çıkarmıştır. T f Ceset, hüviyetinin tesbiti için Morga kaldırılmıstır. Avukat İrfan Karasar yeni Yazıhanesini takdim eder: ,ı Diğer taraftan Haydarpaşa ile İstiklâl caddesi No 380, Kaşet Kitapevi karşısında Terzi 4 Kadıköy arasında açıkta bir erkek Han. Telefon: Yazıhane: 49 45 57 Ev: 47 37 18 cesedi daha görülmüştür. Meşin ceketli ve sabıkalı hırsızlardan Cumhuriyet 10994 Ibrahim Özdemirci'nin cesedi deniz den çıkarılmıstır. Arkadaşları arasında «Şarapçı» diye tanılan Ibrahim'in içkilı olarak muvazenesini kaybedip tîenize düştüğü ve bu suretle boğulduğu zannedilmekGÜBRE FABRİKALARI T.A.Ş. den: tedir. Yarımca Fabrikamız sahasındaki rıhtım duvarı arkasına yapılacak olan toprak dolgu işi, birim fiatı esasına göre teklif Ağustos 29 RebiOlevvel 28 alma suretiyle ihale edilecektir. İsteklilerin şartname ve keşif evrakını Bankalar caddesi Zafer Han 4 üncü kattaki Umum Müdürlüğümüzden temin ederek tekliflerini engeç 14 eylül 1962 cuma günü saat 16 ya DOĞUBANK İŞ HAKI TELEFON SANTRALİN0E çalıstırılmak üzere aşağıdaki şartlara haiz 2 Telefon Memuresi ahnacaktır. a Türk olmak, b Asgarî 3 sene santral memurluğu yapmış olmak, c Azamî 35 yaşında olmak, d Yabancı dil de bilenler tercih edilir. MÜRACAAT: DOĞU İŞ TİCARET ve SANAYİ TA.Ş. DOĞUBANK İŞ HANI No: 408. Hamidiye Cad. Sirkeci Denizden ikî ceset çıkarıldı lstanbul Tekel Başmüdürlüğünden: 1 lstanbul şehri Belediye hududu ile Küçükçekmece, Rami, Küçükyalı, Maltepe, Kartal, Pendik, Yakacık, Tuzla, Anadolu ve Rumelikavağı dahiiinde Tekel kibritinin Büyükdere Fabrikamızdan bayilere satı« ve tevzi işi, pazarlık suretiyle, iki yıl müddetle sözleşmeye bağianacaktır. 2 Taahhüt esaslarını ihtiva eden sözleşme projesi ile şa*tname tâliplere bedelsiz olartk verilecektir. Bu mevzua dair htr türlü izahat ve mâlumat Başmüdürlüğümüzden alınabili'r. 3 Muvakkat teminat (22.500) lira ve kati temioat ise (45 000) liradır. • Pazarlık, 7.9.1962 cuma günü saat 1 de Başmüdürlüğü4 5 müz Satınalma Komisyonunda yapılacaktır. 5 Isteklilerin, ihaleye iştirak edebilmelesi için, belırli gün ve saatten önce muvakkat teminatlarını, makbuz mukabilinde, Başmüdürlüğümüz vcknesine yatırmalan lâzımdır. 6 Idaremiz ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (Basın 14297/10985) A?et, Şahin. Halim, Alim, tmmahan Gürol »e Semiha •*m»ftui'(Jn anneleri, HiKmet Konuk'un kayınvaldesi Bayan ŞÜKRtYE GÜROL vefat etmiştir. Çenaze 28 ağustos salı günü Izmirde kaldırılmıstır. (flâncıhk: 6163 10992) Ekonomik ve Sosyal Etüdler lıeyetijıin jon En ağır vergi! Türkiyede Yazan: Mazhar KU\T îktisat Fakültesi Profesörlerin Fakat bu sahaların vergi verimleden Orhan Dikmen'in, Ekonomik v e ri düşüktür. En iyimser tahminlerle Sosyal Etüdler Konferansında «Ya ziraatten 300 milyon almak zor ütırım ve teşvik edici vergıleme» mid edilebilir. konusunda yaptığı konuşma, heyet Bunlardan başka vergi imkânlaarasında derin bir ilgi uyandırmış rı belki vardır. Fakat bunlar vasıve çeşitli yorumlara meydan ver talt vergi olabilir. Ama verginin de miştir. bir haddi vardır. Vergi sektörü buOrhan Dikmen konuşmas;nı mu gün artık azami hadde yaklaşmışayyen sahalarda yatırımı teşvik tır.» edici vergilcme, hususi yatırımı arPeki o halde ne yapmalı? tırmak hedefini güden vergileme, Vergiyi öyle tanzim etmeli ki tcplam yatırımlar bakımından ver daha ziyade istihlâke müteveceih gileme ve iktisadi kalkınma ve sahalardan gelir gelsin. Fakat busosyal adalet olarak dört kısma nu yaparken de elimiz kolumuz ayırmış bulunuyordu. serbest değil. Çünkü bu hal sosyal Profesör hulâsaten demiçtir ki: adalete muhalif. Sebep? Sebep or« Hızlı kalkınmaya en uygun tada: Yeni vergiler ancak küçük vergileme şekli, aynı zamanda eri gelirden alınabilir. Büyükler zaten şilmek istenilen vergide adalet mak yüklü.» satlanna aykırı düşmektedır. SosBundan sonra hatip tarihten miyal adalet mülâhazaları bir dere saller vererek ağır verginin Ispanceye kadar müterakki, vasıtasız yayı nasıl yıktığını göstermiş ve vergilerle nispeten tâlî derecedeki sözlerine şöyle devam etmiştir: vasıtalı vergiler tatbikini gerekli « Vergi kaynakları iktisadî dev kılmaktadır. Halbuki bu vergile let teşekkülleriyle belki takviye me modeli, hızlı kalkınma üzerin edilebilir. de frenleyici bir tesir icra edecek Plânlama Dairesinin hesaplarına mahiyettedir. göre Türkiyede iktisadi devlet teŞu halde tatbikatta kabul edile şekkülleri iki milyarlık bir kıymet cek vergileme nasıl olmalıdır? Bu ifade ediyor. Halbuki bunlann tesualin cevabı bir bakıma hızlı kal min ettiği varidat 250 milyon Ura, kınma ile sosyal adalet esasları a* yani yüzde yarım. rasında yapılacak tercihin dereceBunun içinde 800 milyon tutan sine bağlıdır.» Inhisarlar gelirleri de olduğunu Hatip sözlerinin sonunda söyle tahmin ettiğime göre hakikajte ikdemektedir: tisadi devlet teşekkülleri her yıl « Bu etüdün maksadı muayyen 500 milyon lira açıktadır. şartlar altında müracaat edilebileZaten politik tesirler altında bucek yollar ve bunların muhtemel lunan memleketlerde bu iktisadi neticeleri hakkında ilmî fikirlere devlet teşebbüslerinden varidat münakaşa zemini açmaktan ibarettir. Hükümetlere, politikacılara ve beklemek abestir.» Hakikaten biz her devletin vergi gelişmemiş memleket idarecüerine pratik reçeteler sunmak, ilmi araş kanunlarından en berbat taratlarını almıçız, ama iyi taraflanna tırmaların hedefi değildir.» katiyen yanaşmamışız. Şimdi bir Profesör Dikmen bundan sonra, de zirai vergi almak düşünüyoruz. bu konuda serdedilen muhtelif fikirleri şu şekilde cevaplandır Ama biz söyliyelim ki bundan temin etmeyi umduğumuz 250300 mıştır: milyon liradan fazlasını ihtımal bu « Kanaatimce sosyal adalet parayı tahsil iç;n harcıyacağız. maksadiyle hızlı kalkınma arasında tezat vardır. Hem hızlı kalkınÜç haftadan beri devam eden bu ma, hem sosyal adalet olmaz. İkisi Îktisat ve sosyal etüdler semineri arasında tercih lâzım. İki zıt maksadı telif ederken bir bir akşam evvel Erenköy'deki eesastan hareket etmek gerek. Bu vinde mükellef bir gardan party esas sosyal adalet olamaz. Çünkü veren Nejat Eczacıbaşının güzel bir ölçüsü yok. Halbuki kalkınmanın kapanış nutkiyle sona ermiş oldu. ölçüsü var. Kalkınmanın gerçek Türkiye için hiçbir seminer bugün leşmesi için elde edilen imkân nis için bundan faydah ve lüzumlu opetinde sosyal adalet yerine geti lamazdı. Elverir ki bundan i;,tıfarilir. Yüksek seviyede sosyal ada de etmesini bilelim. let istiyorsak kalkınmayı öne almaSon hafta zarfında Plân Uairesi mız gerekir.» mütehassıslarının da toplantıda gö Hatip bundan sonra vergi ba rülmeleri umuluyordu. Fakat gelhislerine geçerek demiştir ki: «Hin mediler. Gelemediler. Dün son oturum münasebctiyle distanda dünyanın en ağır vergi nispetlerinden biri caridir. Türki" misafir profesörlerden Hozelitz, Ad yede de nispet aynıdır ve bu nis ler ve Roy Harrod söz alarak knnpet yüıde 53 tür. Ağır vergileme feransın umumî bir özetini yaptıusulleri ileri sürülen Ingiltere ve lar. Bu arada üçüncü haftd görüşAmerikada nispetler Türkiyeden meleri de gözden geçirildi Bugünlerde en çok bahis konusu çok daha hafiftir. Türkiye gibi geri kalmış memle olan plânlama dâvası hakkında yaketlerde özel yatırım kaikınmaya bancı profesör ve mütehassıslar hu kifayet etmez. Onun için devlet lâsaten şunları söylediler : « Plânlamada acele cai/ değilyatırım yapmalı denir. İyi amnıa âmme yatırımlannın vergisini ar dir. Istica! fenadır. Plânda esıs otırmak kabil mi? Türkiyede vergi lan işbirliğidir. Bundan başka plân meselesinde iki kere iki dört et cılar kimseyi de gücendı.memeye mez. Kurumlar vergisini artırırlar bakmalıdırl'ar. Plân açtkça yapılsa 500 milyon lira bile elde edile malı ve münakaşa edilmelıdır. Fsna ve hatâlı bir plân yapmaktanmez: Belki vergisiz sahalan, ziraat gi sa. biraz geç kalmak muhakkak lci bi, vergilendirmek mümkün olur. çok daha müreccahtır. TEŞEKKÜR Esim NURTEN KALAYCIOĞLU'nun Zeyr.erkâmil Hastahanesinde yaptığı tehlikeli do. gum csnasında >üksek dl.cktif vc ilgilprinl ısirgcmiycn Sayın Doç. Dr. FAHRİ ATABEY ilc Müt. Dr. VEDİDE ÜREN ve bilhassa normal bir dogumla ailemize bir kiK çocufu kazanriıran Asistan Dr. FlKRl ERGENÇ'e, Ebe Iffet Hanım ve yjrdımcılar:na, candan teşekkürlerlml bir vazife bilirlnı. Rahml Kalaycıoğlu Cumhuriyet 10995 Toprak Dolgu Yaptırılacaktır t~ Türkiye Birleşik Tasarruf ve Kredi Bankasından Evvelce yapılan kısmt tediyelerle ^ 6 0 ş ı ö d e n m i ş bulunan vâdesiz tasarruf v e vâdesiz ticarî m e v d u a t bakiyelerinin 3/9/962 tarihinden itibaren faizleriyie birlikte tediyesine başlanacaktır. ilân olunur. (Basın 14666/11000) Felsefe Lugali Tamamlandı Beher eildi 40 T. L. Her üç cildinin başlıca satış yerleri : A kadar aym yere teslim etmeleri rica olunur. Reklâmcılık 3679/11005 Kanaat ve İnkılâp Kitabevleri Cumhuriyet 10993 ^«CUMHURİYET» in EDEBÎ TEFRİKAS1: E = = Ş = = H ^ = E E 3 = 5 = = Z ~ ~ E İE ^ = E •j; 3 E 3 Ş S 3 •£ E 2 Z S 5 %iimıi!imıııııımıııııııııııııııı dinsizinin yüzünden mabvola ~ hep bizim yüzümüzden. Allah, cak. = belâları tüm bizim yüzümiiıTaşbaşın Taşbaşlı ofln olma = den yafdırıyor bu köyün üstüi*ydı, biç bir vskit de kövlü = ne.» nün basın» bBvle bir hal gele E Reeep: mez, kövlü bu kadar kötü tar E «Sen deli misin kız?» dedi. laya giremezdi. E • Bn işi bir bizim yaptığımın mı Kendi gitse, borcunu verse = sanıvorsun k5yde?» Adil Efendi ne derdi ola? De = Hüsne: miyeeek miydi, hey arkadaş, se E «Herkes yapıyor ya... Bizim nin paran var, sen verdin, ya = TÜzümüıden. Beni kaçırmarsan, köylülerin? Siz, diyecekti. köy E bir dah» gelmem tana. Yaza Hüsne: nede öyle kaldılar. U ü s n e n i n ıpıslak bedenini öpülülere bayrak oldnnuz. Bundan E kadar, evleninceye kadar gel«Parçalasın,» dedi, sert. «HeRecep: yordu. Kızda durgunluk, kesik böyle hiç bir köy Çnkurova dfi E memj» Sesi şaşılacak kadar men gidelim. Kalk gidelira.» «Ne var?» diye usuldan sorkesik s o l u k alış... Derinden ürnüşu, size bakarak, borennn ver sert, inatçıydı. Recep: du. «Bir şey mi oldu?» Sonra p e r m e l e r . Dolgun, ıslak, ürpemiyeeek. tşte ba, ölümden it E Recep: «Gidelim ama...» şaşkınlıktan ağzı açık kalmış ren tad fışkıran bedenlerini beter. . = Hüsne: bekledi. «Sen deli mi oldun?» diye harlı ocağın ışığı kırmızıya, kırBundan böyle Çukurovay» i E Hüsne, bozuk, ntangaç, titrek «Korkuyorum. Başımıza bir bafırdı. «Aklını mı şaşırdm?» nıızı bakıra döndürüyordu. nerken, köyde beş tane, on ta E bir sesle: bal geleeek. Ba köyün başına Hüsne kendini toparladı, Re«Gelmem, gelmera. öldürsene hekçi bırakmak gerek. Yok = «Tam bir ay olnyor,» dedi. gelen hep bizim yüzümüzden. cebin öpüşlerinden kendini kurler gelmem. tşte böyle.» sa köyü soyar soğana çevirir E «Belki de Oç 'ay... Çukurdın Tıkanmıyoruı bile. Gidelim.» tardı, ocağın öteki ucuna sıfınSabahın horozları ötmeğe baş ler. Adil Efendi bu yıl köylü E döndük döneli ... Recep: dı. Recep d u r durak bilmiyorlayınca ikisi birden ayağa fırÇukurovadayken, köye «teş ve E Recep: «Ben de korkuyorum. Geledu. üratla ö p m e e e başladı. B i r ladı. Korkuyla bakıştıalr. Re rir de yakar. Köylü geleneği ~ «Gelemedim,» dedi. «Korkeek.» türlü d o y m u y o r d u . Hüsne edeeep Hüsnenin elinden tuttu. bozdu ya, borcunu vernıedi ya, E tum. Bir hal var bu yıl köyde. medi kendini ö p ü ş l e r e bıraktı. Hüsne: Hüsne elini onun elinden aldı. hırsızlar, soyguncuiar, uğrular Bir kotü bal başımızda...» • S e v i ş m e l e r i , ikisi de iyice yo«Gelecek. Gelmeden. Köyü kapıda sıyrıldı çıktı. Koşa koşa da, eşkıyalar, kan içiciler 6c ~ Hüsne: rulup k ı m ı l d a m a y a c a k hale geseller alıp gitmeden.» evlerine geldi, yata|ına çfrdi. gÖreneği bozarlar. Gelirler de E «Sana bir şey deyim mi,» dil i n c e y e kadar, sabaha kadar sür Büzüldü. Bedeninde daha ürRecep: köyde ta$ üstiiııde taş bırakmaz = ye konuştu. Kendi sesinden dü .Konuşacak balleri bile kalpertiler dolaşıyordu. Basını yor «Sen deli misin?» dedi. «Köyü lar. Ve de yerden göke kadar kendi de ürktü, sustu. mamıştı. ganın altma soktu. Bir şey bekneden seller alıp gitsin?» hakları var. Ve de suçun bepsi E Recep: Karşı karsıva. ocağın kıvısına ilyordu, bir felâket. Korkııvor, Hüsne: «De bakalım,» dedi. Ne oluMuhtar Sefer'de... Ve de iman E geçip oturmuşlardı. Hüsne bantamvordu. Başını yastığın al«Bir zelzele olmadan.» yordu bu kıza böyle? ş m ı kaldırıp Recebin y ü z ü n e sız o|ln imansız Taşbaşta. = tma soktu. Reeep: Hüsne: b a k a m ı y o r d u . Her zaman b ö y l e Tok, yok. Mümkünü yok. Ö E «Ama yolda ölürüzj» Meryemce erkenden çeldi «Buradan gidelim,» dedi. Sesi olurdu. S e v i ş m e d e n sonra Hüsteki köylülere örnek elsun di E Hüsne: Muhtar Seferin kapısına dikilöylesine boğuk, ölğün, kederli n e ocacın başında bir zaman ye Adil Efendi ne yapsr yapar = «Ölelim, ölelim ama gidelim.» di. Gözünü kapıya dikti. Ora da, bu yıl köyü soydnrur. Ve Ş çıktı ki. ölmekte olan bir insab ö y l e c e Recebin y ü z ü n e bakaRecep: da övleeene kaldı. Hiç kımılmadan oturur. sonra hemen gi nın sesine benziyordu. Sonra de evlerin kapılarını ateşe ve Ş «Kar kıyamet... Çukurova yodamıyordu. Değneğine abanırbirden sesi değişti. «Bu köyde yinir kaçar giderdi. rip yakar. Bundan geetik. bn ~ lu da on gün çeker. Taz değil gayrı durulmaz, yaşanmaz,» derasına dayanmıştı. Hüsnenin bedeni sıyrıklar, anu yapmadı, diyelim. Bu bir iki E ki.» di. «Kimsenin kimseyi gördüğü Muhtar kapının arahîından cılar içindeydi. Tatlı, taddan ölçün içinde gelir de köyü tepe E Sustular. Çaresizlik içindcvdürücü bir acılık. Az sonra jti yok. Korkuyorum. Hemen, şim onu sördü, içine bir ürperti den tırnağa kad.ar soyar gider. E djler. Greçekten de bu kıs kı yavıldı. Gene ne istiyorclıı bu di düsiip yola gidelim. Gidelim yindi. Recep kaçıp gitmesini yamette. aklı olan yola çıkaolur mu?» bekliyordu ama. Hüsne gitmedi. Allahın helâîı? Gözünü de hic Hiç mi hiç gözünün yaşına bak E maz. Her şevin. akar suyun. e E mazdı. Recep: ocağın b a s ı n a oturdu. Recebin kıpmadan kapıya bakıvor. Bu «Gidelira ama, nereye? Ates sönmeğe \'uı tutmustu. yüzüne yine bakamıyordu. karlının durusunda bir is var. sen yelin. kaynıvan zelzelenin ~ önüne geçilir de bunun önünc ~ «Çukurovaya Kaçalım.» Rec«*p işîn içinde ö n e m l i bir Hüsne dngruldu, Recebin eli Bir belâ gibi duruyor. Şrınuıı Recep: şey olduğunu anladı. Uzun nni tuttu. Recebin eli buz gibiydurusuna bak. Bn köy malı\o Eeçilmez. Vc de hiç hir surette E znn, karşı karsıva, Hüsnenin göz di. «Bn karda kıyamette. Bizi lacaksa bir bu Mervemce do geçemezsin, arkadaş! leri >erde. Recebin gözleri Hüs«Bu köyün basına jelen beli mu/unun bir de TasbasoSlu kurtlar parçalar.» 18 Oİferdemir Gökba CUMHURİYET NUshası 25 Kuruş Türkiy» Harle! Lira Kr. U r a Kr. Senelik 6 aylık S «yllk 75.00 40.00 21.00 150.00 80.00 44.00 Baıaa v« Yıy»n Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik Türk Anonim Sirketi Cağaloğlu Halkevi Sokak No. 3941 Sahibl NÂZİME NADt Yan ialerinl tiilen idare cden Meaul Müdür KAYHAN SAĞLAMER Gazetemıze gonderilen yazılaı t o nulsun, konulma«ın iade edilmez, tlanlardan metuliyet kabul olunmaz. Abone r e llan lalerl İçin, zarfın ü»tüne cAbone» veya «tlân ServiıU kaydının konmaıı lizimdır. * BU GAZETE BASIN AHLAK YASA."INA UYMAY1 TAAHHÜT ETMİŞTtR. İ i CUMHURİY E T İLÂN TARİFESİ î ııııııımııııııııııııııııııııııı ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııtıuiıuıuıııtiiiııııııı^ 150 ! e;<çlık (Maktul İ 234 üncü tahifeler 30 ! (fantiml) | 5fi ncı sahifeler 25 ! (fjntımlı | Mşan. Nıkâh, Üvlenme, 75 ! Ucığurrı Imaktu) 1 "lünı. Mevlit, Tcşekkür | (5 s»ntime kadar maktu VO j Kayıp C0 kelimcyc ka 10 ; dar 'm^ktu 1 TL İ TL İ TL İ TL TL TL • i j
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle