Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
pencere tKİ Yukarıda iki adam Şehir üniversite aday kayıt tarıhleri belli oldu CUMHURÎYET 15 Aeustos 1962 ıııııııııııııııınıııııııııııııı TARİHl BAHİSLER Ekonomık ve Sosyal Etüdler heyetinin dünkü seminerlnde Su satırları yazdığım sırada o iki »dsın iki günden beri uzayda idıler. Kimbilir, belki de siz bu satırları okuduğunuz sırada hâlâ nzayda trfacaklar. Niyefimiz ba iki adamı gösterip: Bakın onlar neredc? Biz neredeyiz? diye kaba bir mnk»«ese »!(>»• lı 4e4ÎL Şügbesiz onlar orada \e biz de çok iji bildiçimiz yerdeviz. öyle bir verdeyiz ki yarışı ka>bettiğimiz iddiasmı da ileri süremcyiz. Çünkü hiç bir csman yarışa katılmadik. Bir dostumun dediği eibi: Vın.s «tdar *wa.Mtıd»dır. Biz, >arışçılar finiş ipine da\andıkJan strad» bile tribâalerde «turmaktayız. itn yanş ne yartşıdır? Bir açı4aa babtığımız zaman şiyle bir geııelleme yapraak' müınkün: Bir zanualar karalara lıibim olan, dünyaya hâkim olurdo . Bu «HB\3, Bihik tsfccnder'in, Cengiz Hanın. Yavuz Selim'in düı^asıdır. l'.ir zamanlar dçııizlcre hâkim olan, dünyaya hâkim olurdu Bu düııja i>ıi\ ük Britanya Imparatorluğunun müstemleke (liayasıtlır. Bir zamanlar havalara hâkim olan, dünyaya hâkim olar4« Bu dünva bir ataaıfc»ml*asındaHiroşima'yı kül eden Amertluı'nın ttiııvasıdır. Ve şiatii fezalara hâkim olan dünyaya hâkim elacaktır. Bunuıı iıindir ki Amerika ile Rusya canlannı dişlerine takımf ve yiriinfeler kulvarında ı n y yarısına çıkmışlardır. Bıkkıa ı e rakat Avrmpa ise dedelerinden kalma mirası bir *v»var4a tmnsyeii edMtyta yeaaekte, Ortak Pazar tiearetinâen Avrupa Bîrliğînin hayallerine do|ru zenginlik ve ltiks hesapları yapmaktadır. Tapacaktır elbet . Avrupanın makine ticaretine, az gelişmis ama kapitalizme özenen ülkeler ham madde yetiştirdikçe, lüksün ve refahın en göz kamaştıncı sekillerine, sanatıa ve estetijin g8z alıcı öraeklerine daima Avrapada rastlaraak «aüjnkân glıeak. Söslenmiş, islenmis, ineelmiş, oynlmuş, cilâianmış bir medeni Avrupa, yeryüzünün bakımsız bahçelerinin bir köşeskıdeki limouluk gibi en mutena çiçekleri yetiştinecek. Ama bu çiçekleri beslemek için dün Kongo'da. Cezayir'de, bugün bir baska ülkede büynk bir meiânetin gübreliğini de üretmek gtrekirmiş... Olsun. Avrupalı, dünyavı ketıdi dünyanoın dıaında Tukarıdan . Çok ynkarıdan... Bir fna istasyennndan «akıldığı zaman görülen manzara budur, Bir yanda Puşkin'den, öte v u r i ı Pae'dan şürier •bayan insanlar nıayda dolaşıyorlar. Bir büyük yanşjn ySnnçecinde başdondürücu bir hızU yepyeni bir dnnya ve yepyeni bir insan yaratacak hedeflerin peşinde kosnyorlar. Biz tribünlerden seyrettiyorfK ba yanşı... Katılmak. katılabilmek gücümüzân dısutdsdır. Ama aeaba yanşın anlamını kavnyabiliyor mnynz? Fntboldan anlamıyan bir kimse için maç, yirmi iki insanın karmakarışık koşuşmasıdır. Bokstan anlamıyan bir kunbe, ne y u n k mesafesinin farkına varır, ne de boksoriuı açık verdigi u n u ı ı cezer. Atletizmden anlamıyan kimse, çıtayı bir milimetre (arkla sürünerek geçen atletin reflekslerini izliyeaez. Bize öyle geliyor ki, biz bn yarışı hiç, ama hiç anlamadan •eyrediyornz. Uzayda aya uçrataak için tramplen kanılan çağda, hasta O a n u h tmparsUriBfannn Bogaılar »iyasetini gargara ediyomz. Ve imnun H'iıuür ki Poe yu da, Paşkin'i de bir yana itiyornm «atdi . Biz Yafcya Keâai'i biliriz. GeUin Boğaz . Gel§in hülya tepeler... Haval agaçiar... Mehtap. iri güller ve senın en güzel aksin. şv ki, bitüıı hatıralar yerli yerinde dnmyor M EVLI T Bulunmaz eşim, kı>inetli babamız ve sevgili kayınpederimiz İLHAMİ AHMET ÖRNEKAL'ın aziz ruhuna ithaf edilmek üzere ufulünün ıkinci senei devriyesine tesadüf eden 17 Ağustos 1962 Cuma günü saat 16.30 da Göztepe; Çiftehatoızlar caddesi 48 1 deki yalısmda memleketimizin tarumnış hâfızlarından Kadıköylü Cemal Bağcı; Kâni Karaca; Ali Rıza Altınbay; Kemal Tezelgıl; Hayri Aksoy tarafmdan okunacak Kur'anı Kerim ve Mevlidi Şerife arzu eden akraba; dost ve arkadaşlarınm iştiraklerini rica ederiz. Eşi; Kızları; Damatlan Cumhuriyet 10335 ÖZEL MORAN OKULU Ana • Ük • OrU kısmuıa YaUİı • Gündiizlü, KırErkck öğrenei kaydına başladı. İngilizce • Fransızca Ekonomik ve So»yal Etudler barıyle geçici tedbırler saymakta Konferans! heyetinin ikinci çalıs ve zamanla bunun yerini ozel krema haftasında sanayileşme ve dış dilere vermesi gereküğine inanyardımlar genel konusunda dı» maktt idller. Faktt bu umitler tayardımlarla ilgili bazı meselelere hakkuk etmemiştir, dokunuldu. Matmafıh büyuk bi' ijdtna kay Ahmet B e d e v i hükümdarlığını idkay^^^^^ Yazan: u u u Kuran, inkılâp ta» rak etmis ve Val ProfesSr Besim Üstünel'in başdedilmtştır. DÜT/I Banka'i c ^ n kaniığında yapılan bu seminerdc nakUriıun büytik bir k' tnı V k'ihimıze dair e ^ e l de Sultan ünvan Mektebi kanın boTî itınıç e!me*l v» buıp ce yayınladığı bazı nı ıhraz eylemiçtır. Londra Iktisat Yüksek profesörlerkıden Mıster Basil Ya luları.ı tajnh it ssnetleıintn sa'i{!» eserleri daha da ge Kendisinin Maçka çıkanln.ısı nstıetıinı'e, cı il ;('t]nışleterek yeni ve da bir sarıyı, Yıl wey, duşuk gelirli oıemleketlere yapılan iktisadî yardımın karışık rım «ah'.tiıTİ tarafından s^fıanılbüyük bir kitap vücude getırmiş j dız'da hususi bir dairesi mevcuttu muharrır bu devıe pek kısa bir ünıversjtelerine alınave anla$ılması pek kolay olmıyan mıstır.» i Sonra Abdülmecidin izdivaç ı cak oğrencileıın sayılan ile aday ' bulunmaktadır. Bu kitabın dikka yer aytrmiştır bir milletlerarası münasebetler sıs Bununıa bî'.Jber hatlo, 1^50 ce te şayan terafı onjinal vesikaları Tanzimatın ılânı da bu buyük den kifcları arasmda Rukıye Su öğrencı kayıtlarını yaptınna güntemi içinde cereyan ettiğini söyle yapılan yardımların 1955 den sonda ıhtiva eden tkinci Meştutiyete kitapta tafsilâtıyle izah olunma l tan adında olanı da yoktur. leri tesbıt edılmıştır dıktcn sonra bunun istikameti ü ra bir misline ^ıLTni'ı olmiSt itytekaddüm eden Jon Türk çalışma mıstır. Husrev Paşanın Reşit Paşa Istanbul Üniversıtesıne ahna lariyle Mılli Mücadele kısmıdır. Kitapta böyle ufak hatalara te zermde müessir imiller arasında fıyetine harjrak bunun hakkında Abdülhamıd'e yazdığı cak 3.975 oğreoci ile. tstanbul Tekotedenberi bıiınen mektup metın "sadüf etmek «numkündür. Fakat siyasi, askeri, iktisadi ve beşerî boyle rievara fdecegt nik Ünıversitesine alınacak 550 oğ Kitap fmparatorluğun kuruluş olarak kıtaba konulmuş ise de bu bunlar eserin bütünü hakkındakı mülâhazalann yer aldığını ilâve vaımanın dj§ra olmnlı/ttnı kaydevirlerinden baslıyor. Hattâ bir renci için aday öğrenci kayıtları detmij, karyılıklı Para Kooun.lan nun hayalî bir mektup oldugunda hükme tesir edici mahiyette sayıl etmıştir. 15 eylülden başhyarak 5 ekıme ka vesile ile Akad ve Eti devirle'ine süp : ı ynkîur. Mektubun içinde o mamalıdır. Bu eserden bilhass yapılan vmlımurı iznh etmi«, bun Profesöre göre dış yardım baht dar devam edecektir. tstanbul Tek bile temas ediyor. Bu kadar eski devirde hentiz kullanılmnan keli yenı nesillerin, Türkiyedeki ink sinde esas olan, Kaynakların ve ların çok nıüsait •:r ^ekiıde ışıedınik Üniversitesine başvuran öğ devirlerden itibaren inKilap hare meler yer almaltt..dır. Sonra bu lâp hareketleri hakkında istifad ya satın alma gücünün serbest bir ğini söylernıs •/• Avrupa tktısbüî rencilerin seçme sınavlan 8 9 e ketlerinden bahsetmek elbette v»r mektubun kavnağı da gosterilme edeceklerine şüphe yoktur. şekilde transferi fıkridır. Ister hi Birliğine boğlı bir teşkilâ: clan kim. tstanbul Üniversitesine başsizdir. Bu devitlerden söz açınca mistir Bu vesile ile rahmetli Doktor be, ister kredı şeklinde olsun yar denızaşın memleke" v» tıprillavuran öğrencilerin seçme sınavla imparatorluğun kuruluşunu izah üe.tjkuru Nihat Resat'ın hâtıralarını nejre dım veren memleketler ve bunla rın gelijım» fonu, ATieril:» 5 rı ise 9 1 0 1 1 ekinj tarihlerinde ve bu yolda sarfedilen gayretlere dememış olmasını büyük bir ka rm halkı bakımından yurt içinde me B.ınlîısı, Millt lert'ra : Gelişluşundan yükselme ve duralamî yapılacaktır. isaret etmek doğru olurdu. bulunan. devlet elindeki veya 6 me Teşkilitı iîmi a!t!n la kurulsu rievirlerinden çökme devirlerine, yıp saydığımızı belirtmeliyiz. I tstilâ devirlerinde ise tmparator nihayet slyasi fıkik* haresetlerinin' Kendisi son zamanlannda bu h zel mülkiyetteki kaynaklann azal üç yeni teşekkülü 'ikrî»m.'?tır Devrilen bir merkebin üzerin luğun dış siyasetini belirtmek, ge başladığı devırlere kadar kitap;a tıraların hazırlıklarından. elınde tılması mânasına gelir. Dış yar Denizaçırı Memleket ve Tr|ı.;k nişleme plânları üzerinde durmak memleket için lar Gehfne fonunun amscı. denizkı vesikalardan ne?e ile bahseder dım bunu veren deki küfeler bir kadını koma gerekirdi. Bilindiği gibi dunılaTia bir ınsifam mevcut değildir. asırı ül'î»:»r h'ikıimı»tl* ine ve>a di. Eğer Kurucu Meclis âzası ol vergilenn artması demektir. Zuyuf akçe meseleleri ve bu halinde yaraladı \; ve çökme devirlerinden sonra 18. resml teşeicVJllenne «konurrlk ve Hatip konuşmasında dış yardımayıp da oturup ou hâtıraları ya yüzden çıkan karşıklıklar, Osmanlı tenkidlerden, sosyal gelişme lın *;ibe FîSlamak. Yükünü tasıyamıyarak devrilen asırda ıslahat hareketletine teşeb Sarayına hâkim olan muhtelif te yınlamıs bulunsaydı, Meşnıtiye ma karşı yapılan j bir merkebin üzerinde bulunan kü büs olunmuştu. Bu hareket bilhas sirler dikkate ahnmamıştır. devri tarihimize ve Millî Müca hangi memleketlere yardım edil Sermay^Eİ b.r r.ıllyar dola* rîan Gelişne Banıcas'r.aan I feler 70 yaşındaki bir kadının ağır $a silâhh kuvvetleri kalkındırmak deledeki dıs çalısmalara büyük mesi gerektiğinden, düşük gelirli Amerika Müellif bu eserde en canlı bir maksat kredi ihtiyacını temm et, surette yaralanmasına sebep ol ' amacına matuf bulunuyordu. memleketlerde devletin rolünden, bir ısık tutmus olurdu. *ekild* bir kısmma kendisinin de muştur. > | ' K J miiyon ,iolar sermayeıi dış yardımın bu yardımı alan mem mek, 9 devirlerini takip eden lcatıldıgı Jön Türk hareketleri Fakat ne çare ki kaWin çizdiğ leketi mutlaka daha iyi duruma Milletlera.aıı Gelişme Teikılâtı j Çengelköyde Baki Başkurt küfe zamanlardan bahsetmek lâzım pe hakkinda istifadeye şayan malu yoldan çıkmak imkinı olmuyor. geçirdiğinden bah^etmiş^ ve ileri da yine, i«mi üituıide, millet.'erin ' leri bağlanmış merkebi ile Bekâr lince ilmiye sınıfmın ve yemçpri mat vermektedir. Taraftarı olduğu de geri ödeme gereken hallerde gelişmelerine vjrrtımcı olnıaic l deresinden geçmek ıçın merkebin lerin çıkalrdıkları meseleleri, sebep Prens Sabahattin Bey, Satvet Lüt'üzerine atlamış, muvazenesini kay leriyle kaleme almak icap ederdı. fi ve Doktor Nihat Reşat Bey grubile memleketin kısa süredekl teBu aroda sd» alan Bir mütehav 1 beden hayvan yere yuvarlanmış ' diye bilânçosunu düzeltecegini 1 sıs, yardım or^ınlınnm çrk'ufun punun hürriyet yolundaki faaliyetAskeri ıslahat üzerinde dikkatle ' ve küfeler kurutularak sağa sola ' lâve ederek sözlerine son vermis dan sikâyetîe şcyle btr tpkHfte t,u leri bilhassa belirtilmiştir. j dağılmışlardır. Bu sırada yoldan durmak, Batı fikirlerinin kara ve tir. luntnuştur: NBLLY MAYER Prens Sabahattin Beyin validesi | geçen 70 yaşındaki Mezruke Sadeni? mühendishaneleri kanaliyle Her .^ne veni "enı isimler alİle Turkiyeye ne suretle girdiğini be Seniha Sultanın V. Muradı mahDunkü seminere Ticaret Bakanı , buncu'ya çarpan kufelerden bıri tmda yeni yardım organlarınır. orbesinden kurtarmak için bazı faalırtmek sonralan inkılâp hareketRLİEZER KASTHO Muhlis Kte de gelmi? bulunuyorkadının koma halinde yaralanmaliyetlerde bulunduRu hususuna da lerinın ızahında faydalı olurdu du. Nihat Alpar'ın riyaset ettiği taya çıktı.Jm, sörryjruz hıı hal I sına sebep olmuştur. MçanlandıUr bu toplantıda Washıngton İktisadî artık ıçinlen çıkılmaz bir karakGarp fıkir hayatiyle temasnıızı bu eserde tesadüf edilmektedir. Suadiye 15 A(usto« 1962 kalkınma enstitüsünden ve Türkl ter taşımu'a bajladı. K»n«atiT.ce ! Bir kadına tecavüz etmek bilhassa Fransa thtilâli fikirbjrinin Eğor bazı ufak tarihî hatalara : yeyi gayet iyi bilen hattâ memle bunların hepsini hir araya ütUrisaret etmek lâzım gelirse IJ. AbTürkiyeye girişinı iyi bir istiyen iki kişi yakalandı ketimizin malî siyaseti hakkında mek için bu «eyler vıpmanın za dülhamid'in valideliğinin ismi müCumhuriyet 1032P ' Sabaha karşı 02.30 sıralarında de izah etmeden bizdeki inkılâp ha ellifin yazdığı gibi Prestide Kadın bir de eseri olan Profesör John manı çoktan gelrniştir. 1 Londra asfaltı üzerinde Şirinevler reketlerini iyi bir sekilde belirt değl, Prestu Valid Sultandır. Adler «Yabancı devlet sektörü ma Bazı hatipıere j.ıe yapıian y»re civarında bir otobüsten gelen fer mek d e mümkün değildir. li yardımının iktisadî gelişmede dımlar, vardirn vapan memleketin Yine müellifin dediği gibi II. yat muhitte heyecan yaratmış ve Ahmet Bedevî Kııran'ın eserinlulun GÜNEŞ GCRH\N ki etki ve faydaları» mevzulu bir ihracatını artMr'nak için Abdülhamidin valdeliğinin vefv durum semt sakinleri tarafından de Birinci Mesrutiyete gidişimiz de ile muş bir cjred.>n ja^ka bir «ey aekonferans vererek bunda bilhassa Valde TAHStV BOR Emniyet Müdürlügüne bildrilmiş kifayetli bir izah tarzı bulmuj tından sonra Pertevnival devlet sektdrü sermayesi ile özel ğildir. Dünkü toprantıda bir şey Nlşanlandılar t tir. Harekete geçirilen polıs ekip degıldir. Bınnci Meşrutiy»t inkılâ Sultanın himayesine girdiği bahis sermaye rolünün mukayesesini daha öğrendık: Amerika. yardımBursa 11.8.1962 >j ,leri, seslerin geldiği semtte arama b'nd.i en mühim devir Abdülâziz i mevzuu değildir. Çünkü Pertev vtpmıs, çok yardımı karsılık İki lardan hibeler haricindt kalan kıs yapmıslar ve «Bolu 07701» plâkalı dfvridir. Böyle olmasına ragmen' Valde Sultan, II. Abdülhamidin tarafh yardımdan, iktisadî di| mın, dolar olarak ödenmesini ar( otobüs içinde yarı baygm ve yaralı tık sart kosmaga baslamı*. yardımdan beklenilenlerden bahI vaziyette bir kadını iki mütecavillâncılık: 5896 10318 setmiştir. Ruslar alacaklannı |eri kalmı? I zin elinden kurtarmışlardır. memleketlerden mahalll para ile Profesöre göre az geli?mis memı Gündüz Şengören ismindeki genç tahsile razı olurken Amerlkalılar leketlerin mecmu hasılaaına göre, acaba neden bu yola fidiyor? Maj ile otobüsün soförü tbrahim Bilge V E F A T I iki kadın alarak Kumburgaza gihibt ve dıs yardım yekunu ardır. lum degil. Türk Yukıeltme Cemlyetlnden: , dip gelmişler ve geç saatlerde don On yıl zarfında yapılan bu yarKırsıhklı fonlardan Türkdyeye Cemiyetlmiz Kardeçlık kolu | dükleri sırada kadınlara tecavuz dımların ve hibelerin yekunu az ait olanının nasıl kullanıldıgı haküyelerlnden f ' etmek istemişlerdir. Kezban adıngelismiş mem!eketlerin hepslnin kında da genis bilgi verildi. daki kadın Gündüz'ün arzusuna şayrisafi millî hasıla tutarının an LEON AGOPYAN Mütehassısların açıkladıklarına ! mâni olmak istemiş, bunun üzerikardeslml2 13 ağustos 1962 pa cak yüzde üçü kadardır. göre Türk lirası fonundan yüzde ' ne dövülmüş, sol kaşı patlamıs yüzarteai gunu ebedl meşrlka intı. Gelismemij memleketlere »kan ylnnisi Amerikalılann Türkiyede'. zü kan içinde kalmış ve elbiseleri kal etmlştlr. Cenazesi 15 ağustos dış kaynaklann en önemli va»ft, ki bilumum masraflanna hasredilı yırtılmıştır. Kadının teslim olma1962 çarşambH gunü saat 1^ .".0 bu kaynaklann yarıdan fazlasının mektedir. da Beyoghı Balıkpatarı Üç ması üzerine Gündüz bu sefer de devlet veya milletlerırası teıekHoran kütseslnden kaldınlarak ', 22 santimlik bıçağını çekmiş ve Bu pıranın yüzde on besi Ametsttratatgâ^jna tevdt «dıirtHIefrn "M»* "«* «THtMrarlTiyle rfkan özel ' jirketlerine borç 'ola! tehdit etmiştir. ;ağlanmış clduği4nıj söyliyen ha rak, verilmakte, gert><ka)an yüzde î Polis ekipleri tarafından kurtaJye kardeslerlmlzin son vazltip, sözlerine ezcümle söyle devam 65 de Türk hükümetinin emrine • rılan kadın hastahanede tedavi alfeye gelmelerl rica olunur. etmiştir: J tına almmıs ve sanıklar yakalantahsis edilmektedir. Hükümet bu ı mıştır. Harbin hemen akabinde gehj fonu özel sektöre istediği ve gerek Cumhuriyet 10334 ı rnemis memleketlere hususi tek tiği sekilde sarfetmektedir. ı Bir akıl hastası hâdise törden istikrazın derhal baelamaAma hibe şeklinde yardımı doj;ı beklenemiyecek bir keyfiyettl, ru bulmıyanlar da var. Bunlara çıkardı rünkü 1930 sıralarında Amerikalı göre yardım bir gün kesilebilir. Kızıltoprakta Feneryolu sokağın yatırım sahipleri ellerinde bulu Yardımın az faizli borç olarak veda oturan 35 yaşlarındaki akıl has15 Ağustos 1%2 nan yabancı menşeli bonolardan rilmesi daha isabetli olur, çünkü Nüshası 25 Kuruş tası Ziya Ahmet Sacit dün anî bir dolayı büyük zararlara uğramıs bu takdirde devam edebilir. Türkiye Haricl kriz geçirmiş gerek evde gerekse Lira Kr. Lira Kr. lardı. Amme sektöründen istikrar Dün yine öğrendik: Birleşmij muhitinde tehlikeli olma istidadı ve hibede bulunulması tezini sa Milletler, teknik eğitim İçin az gegonerdiği için polisden yardım isSenelik 75 00 150.00 vunan bir çok müşahitler bile ya lişmiş memleketlere hibeye yakın tenmiştir. Olay mahalline giden ( aylık 40.00 80.00 bancı âmme sektöründen yapıla şartlar altında ikrazda bulunmapolisler Ziya'yı güçlükle zaptedıp 3 aylık 22 00 44.00 ıeepe bindirerek Bakırkoy Akıl cak hibe ve istikrazları esas iti ga karar vermişler. Basan ve Vayan Hastahanesıne sevketmişlerdir. Cumhurıyet Matbaacılık ve «Osmanlı İmparatorluğunda inkılâp hareketleri ve Millî Mücadele» Haluk Y, Şehsuvaroglu Yardımlar neden yapılıyor? Yazan: Mazhar KUNT IZ N IK Şubemiz fıugün hizmete girdi CUMHURİYET Millî Piyango bugün çekiliyor Millî Piyangonun 15 Ağustos I çekilişi bugün saat 13.30 da Ankaı rada yapılacak, ikramıye kazanan j numaralar bu gece saat 23.00 te Ankara Radyosu ile yaymlanacaktır. I Gazetecilik Türk Anonim Sirke" Cağaloğlu Balkevi Sokak No. 3941 Sahibl NAZİME NADİ Yaıı ielerinl fiilen ldare eden Mesul Mudur Orla kısım Altuniud* Kuıkiı CiddMİ f u No. d» 10 dönum bahftli, k»lor!f«fll bin* âçılA. ( Mürtcaat: Morın İlkekvlv F*nwb*hçe (Dtlytn Dur»») Ttlefon: « « « T E Ş E K K U R Çok ievgili eşiın ve babamu; eski Millî Birlik Komitesi üyesi; Emekli Kur. AJb. Tabil Senatör KAYHAN SAĞLAMER f Reklâmcılık 3427/10351 ^%^»^«v«v«k«> İS Ağustos Cumartesi AÇIK HAVA'daki Ağııstos 15 Rcbiülevvel 14 8 V. E. ] 6 07 13 18 17 03 20 09 21.31ı 4.U ] 9.57İ 5.10 8.58112 00 1.42 8 01 RADYO MENSUPLARI BANKASI I I Reklâmcılık 3492/10352 gecesinin biletleri Necmi Rıza Mağazası; Şemsi Yastunan Sazevi; Gayrettepe Büyük Sinemada satümaktadır. >*«»>«*>^'«»'^'<»>^^^^^^^^^^^^'«»^^^^«>^<»>«»>*»^*»^< Cumhuriyet 10316 Cazetemıze gönaerılen yazılar konulaun, konulmasın iade edilmez Ilânlardan mesuüyet kabul olunmaz • j Abone ve tlân ışlerl İçin, zarfın Ustüne «Abone» veya «Ilan ServisU kaydınm konman lâzımdır. BU GAZETE BAS1N AHLAK YASA?INA ÜYMAY1 TAAHHÜT ETMlŞTtR. FİKRET KUYTAK'ın hastanede bulunduğu müddetçe kendisine büyük ihtimam gösteren Gülhane Tıp Akademisi kumandanı, müdavi hekimleri ve hemşireleriyle bilhassa son ânına kadar yanından ayrılmıyan Dr. SAİM BOSTANCI ile Dr. Zihni TAN'a en derin minnet ve şükranlarınuzın sayın gazeteniz vasıtasiyle duyurulmasuıı rica ederiz. KUY.TAK AİLESİ Heris Reklâm Basm A ?711/10345 = ..CUMHUHİYET.. in EDEBÎ TEFRÎKASI: 4 fO^ferdemir ^ YASAR KEMAIJ ökbaRîr Bir orman yeşerijor yalımdan. Orman yanıyor, daglara taşlara ates düşmiis, cayır cayır yanıyor. Sonra her şey kararıyor, dnman çöküjor ortalışa. Talımdan kurtlar yok oluyor. Tanan ormanın yerinde yeller csiyor. Hasanın gözü bir süre ocağın kalıntılarından çıkan dumanda. Ouman bir hoş kokuyor. Taş, ıslak çalı, önce acı kokar ateşe düşünce. Sonra usul usul azalır koku. Sonra yalımlar sönüııce de, salt duman kokar. Çalının dumanı başka, çam ağacının, mesenin, sedirin, döngeleııin, kengerin, pürenin dumanı başka başka kokar. Hasan yanındaki çalılardan bir tutamım daha tüten ocağa sürdü. t'stüne de iki kenger dikeni koydu. Bir süre dnman tüttü. Hasanın ustüne çeldi. Gözlerini yaşarttı. Ummaban onun gözlerinin yaşardığını görünce eğildi, ateşi üflemeğe başladı. Hasan bağırdı : «Üfürme kız!» Sesi boğuktu. Immahan suçlu suçlu : «Gözüne duman gitti de . tki üfürmede parladı.» Sonra kızdı: «Sen de bir boş oluksnn, bire Hasan. Hep bağırıp dnruyorsun. N'e oldu sana yani? tnav, kardeşim sen de..» Somnrttu. Ayaklarını altına topladı, ocada yanını döndü. Ocaktaki çalılar çıtırdadı, koktn, sonra da hemencecik >andı. Kayalıirın tâ ucnna yukarı incelerek bir yalım sândü. Hasan, bn bir kavak ağacı oldu, dedi. L'zun, gıcım çıcım yalımdan bir kavak atacı. Ayağa kalktı, köyün iistünden tâ uzaklara baktı. Bozkır bütün aklıgıyla serümiş, panltı içinde, güneş içinde, aklık altında uzanmış durnyordu. Bir tek kavak ağacı, ama çok nzun bir kavak ağacı salınıp durnrdu bozkınn bosluğunda. Çok nıaktaydı ama, şafağm yeri ifirken o kavak ağacı gözükürdü. Gün doğarken bir yanı ışık içinde kalmış gibi gelirdi insana. Gün atınca aııcık gözukur, iyice gün kızdınnca da kavak afacı hiç gözükmez olurdu. Bir günes, bir aydınlık dumanı içinde kaIırdı. Hasan kavagı göremedi. Diinyanın aklığı, güneşin ipiltisi dumandandı. tam erta yerinden koptn, uçtu gitti, kavagın * yarışı kopup gidince yalımlar yayıldı, kaynaşmağa başladı. Şimdi yere serilmis yüzbinlerce karınca . Yere serilince karıncalar daha da kırmızılaşıp, billur ipiltisine kesti. Her bir ipiltisinde yalımdan karıncalar. Amma da çok, amma da kaynafiyorlar. Kedense karıncalara sinirlendi. Ateşe bir tutam çalı, ustüne de üç kenger .. Birden, doludizgin, bir yalımdan at fırladı ocaktan, kocaman kocaman bir at... Üstünde kıvrılan, atın boynuna yatmış biniciıi. «L'mmaban bak. Bak, kaçıyor!» diye bir çıglık attı Hasan. Immahan irkildi. «Of, ne de güzel...» Bir anda at, ocaktan doludiz gin süzüldü, çıktı gitti. «Gitti.» dedi Hasan içinl çekerek. «Vay oca|ın bata, ben hiç böylesini görmedim. Sıyrıldı gitti. Göz açıp kapayıncaya kaBozkınn ipiltigi düziüfünde dar uçtu da gitti. Vay anasını, tâ bir diinya kadar düzlUğünde ince bir maviye çalan bir du ne de güzel, ne de uçan bir attı, kız! Yelesi uçuyordn. Tam man süzülür gibiydi. kuyruğundan koptu gitli.» Dünyanın öteki acunda. bu Immahan : kıyamet aklığın ortasında kim yakar su ötedeki ateşi? Orman «Gene mi yalım,» diye güldü. da yok oralarda. Periler ateş «Yalımdan at vardı da ben nije yakarlar mı? görmedim \a?» Kayanın nenna kadar uzamış Hasan : yalım tuul usul indi. Bir ara «Sen grirmczsin,» dedi. |a Lmmaban : «Bu gidişle sen aklını çıvdırıp Vurgan Ahmet gibi olacaksın.» «Olaea|ım iste.» diye ayafiyle tozlan itti. «Kötü mü Vnrgvn Ahmet? Nesi var?» Cmmahan düşündü kaldı. «Deli amma, değil mi?» Hasan : «Kim bilir, belki de deli,» dedi. «Sen korkma. Inad etmezsen, gözünü iyice dikip bakarsan, atlan, kuslan, böcekleri, dağları taşları, adamlan, cinleri, çoook cin var, perileri, çooeek perı var, onların hepsini yalımdan jörürsün. Yalımdan her şey olur. Su olur, su bile olur. Bir sefer babam ocağa bir kütük koyduydu, on bes gün dnrmadan yandıydı. Iste o kfitükten çıkan yalımlar ak su gibi fışkırıvorlar, sonra da düz bir ovalıkta kıvrıla kıvrıla akıyorlardı. Çukurovadaki sular gibi...» Ummahan : «Biliyorum, biliyorum,» dedi, «Hepıini bir bir biliyorum.» Hasan : «Sen benim güzel bacımcın,» diye uzanarak elini tutto. «Sen benim güzel bacım değil misin? Kimseye söylemezsin, de£il mi, yalımdan atlar gördügümü, karıncalar, kuslar gördügümü. Vallahi yalan degil. Bir bir görüyorum. Canlı gibi. Ama yalımdan. Dur bak » Kalktı, ocaga biraz çalı, bes tane kenger daha attı. «Şimdi iyice aç da gözünü, bak. Ya bir at fırUr, ya bir kavak uzar gider.» Ummahan : «Çok baktım.» diye hayıflandı. «Çok baktım ama hiçbir faydası olmadı. tp çibi biribirine dolanan >alımlardan başka bir şey çörmedim.» Hasan çıçlıfı bastı : «Aç göıtinü de bak, bak .. Bak! Bak, bak, bak Bak bir tazı uzadı. lşte gitti.» Ummahan üzgün : «Göremedim.» dedi. Hasan : «Tfih, ne de güzel taııydı,» dedi. «Ne de güıel! Bir gör»eydin » Gene fmmahanın yanına oturdu, elini tuttu, oksarcasına: «Canını sıkma, bir gün sen de görürsün,» dedi. Güneş batıya, Çukurovanın ustüne doğru sarkıp gidiyordu. Konuşmuyorlardı. Dalmışlardı. Hasan yaîımlardan atlar, kuslar görmüyordu artık. Ikisi de aynı seyi düşünüyordn. Belki de düsünmüyorlardı. Kanlanna, derilerine, iliklerine işlemişti. Soluk alışlarında vardı. Kimdi bn? Neydi bu? Bir karanlık gecede, bir mezarlık mıydı? Gökleri yırtan bir yağmur simseği miydi? Bir dev mi, bir ejder mi?Toprak mı sallanaeaktı? Bir ulu sel gelip, bütün evleri mi ahp sidecekti? Kıyamet günü esen yel .. Ne ev kalacak, ne köy. Ne de dağlar. Beşik sallar gibi, biri selip de toprağı mı sallıyacak? Merjemce Kan ne diyor? Çok eskiden, karlı dağlarııı arasında bir şehiri toprak yutuvermis. Insanı, e^le^i .dükkânları, Çukurovası, pamuk tarlası. karıncaları, suları, daçlariyle yutusermis. Bir de gelip bakmışlar ki, o şehir yok orada. • Kim bu jelcn? Kimscciklcr adını ağzına alamıyor, kimse kimscve korktuğunu belli et mek istemiyor. Gittikçe de, gün geçtikçe de korku artıyor. Köyün itleri bile ürüsmez oldn. Topalların san kancıtı bile ür • ııçtan hir uca epeyce gıttı geldı Tozlu toprağa ayakları gömii lüyor, yerinde derin bir iz ka lıyordu. Beş parmagın beşinin ixi de. Epeyce yürüdükten, mavi kusu düsündükten sonra yine ecağın basına oturdu. «tçimde bir korku var. O kövp hiç gitmek istemiyorum.» dedi.Sesi ajlamaklı, yılgındı. O knstan bln tan r yakalansa .. Bin tanesinin etini yivin. basını nazarlık dive rrpeçe^re. kazıklara baçlayıp. köyün dört bir yanını çevirselfr. bir daha Izci Yel Veli varmıs eskiden, köye hiç ngursuzlnk u*rar mı? çok eskiden. Bin yıl önce yasaNeden yapma7İ»r? Ailâlem bin mış. Bu kuşu bir severmiş ki tane ku«ıı yakalamak zor. . Koyarmış karsısına, dnrmadan. gözlerini kırpmadan seyredertste düstüsü yerde . SırılsıkUznn Alinin göıleri fa1ta«ı miş. Yağmurlu havalarda daha lam siıdan çıkınca, karsısındacibi açılmıs, Hasanın bütün çok bakarmış. Bu kusun adına bedeni ürperdi. Vedir bu ada ki yarda üç tane delik çörmilsda, yağmurlu havalarda daha tü. Bir dc bakmıstı ki. ne hskmın basındaki? Bu köyfin bagüzel göründügünden «Ya|mursın, fırt diye bir vanar d'iner ıındakl? Senra titredl. Ocağa cuk» kuşu demis. yaîmurcuk kuşu dclikleıı rılcıp bir tutam çalı daha attı. liir su akıyor. Hasan tam Ummahan ona dalgınlığından ortasına gflmiş, so hızlı, alıp nyandırdı. Ummahan: götürecek neredeyse. Balıklar «Gün batıyor. Anam deli olnr «Ben de. Ah anam ağiamauçuşuyor. yukarı do|ru. Snyun karanlıea kalırsak,» dedi. sa Sonra da gecc olmasa » dibine gün Mirmus. Şu dafın Gerçekten sofnk da fittikçe diyerek derinden içini çekti, Uarına nasıl gün vurmuşsa. Suyun dibi ipilti içinde kalmış. artıvordu. Hasan: «Karanlıfa kalırsak kurtlar Balıkların pulların yıldırdıyor. «Acıkmasak da.» çelir de bizi » Hasanın avağı kayıyor, boylu Ummahan: Hasan sözünfl ağzında koyboyunca suyun içine, iri su tas«Güne bak. eün bataeak Hadu: lannın ustüne kapaklanıvor. san. Çabuk olalım.» Kapaklanmasiyle de ayağa kalk «Sns.» dedi. «Sana kurt sözü Hasan ayaga fırladı, meşeliğe ması bir oluyor. etme benim vanımda demedım daldı. Gözleri ycsil Burnu azıcık mi?» yukarı. Durur, bakar. Kücüml'mmahan: Hasanın tüyleri dikcn diken «liyerek. tepeden bakar. Çiftlik oimnstn. «Knrnlarını,» dedi. «llem sahiblnin torunu. Bembeyaz •Ne varmıs onnıı sö7Ünü edin>evni olur. bem de ivi yanar.» vÜ7Ü var. Hasan ona baska ce?» diye direndi kız. Hasan biiyücek bir me«oe dünyadan gelmis bir yaratık• Snuns: öldürürüm seni.» di vanp, baltayı kurn bir dala mıs gibi bakar. O da Hsıana. ve kükredi Hasın. vurdu. Balta «e«i boşlukta öyHasan onunla konnsmak için Atrse bir tntam çalı, iki tane lesine çınladı ki . can atar. Taranmıs, ı<ıl ısıl sapkenger daha attı. san sırları var, ayagindaki ayak Sonra kavaiıgın dibinden bir (Arkam var) kabısı biraı tozlu ama gene de parlıyor. Pantalonu dize kadar. düzgün. Mintanı lekesiz. bulnt glbi. Bogazına kırmızı bir şey bağlamış. Bir düğtim çalmıs ustüne. Hasan meraktan çatlıyacak. Bir konnsabilse, ne biçim bir yaratık bu oglan? Oglan da Hasana şaskınlıkl* bakar. GSzünü dikmiş 8küz gibi bakar. Ama hiç konuşmaz. Konussa Hasan da konuşaeak, isterse kiraz çnbuklarından birisini de ona verecek. Çocnk arkasını döner, tarlanın keseklerini tekmelive tekmeliye çeker sider. Yazık drfil mi? Her tekme atısta on elma dökülür vfre pamnk fidanlarından. Deli mi ne bn o|Ian? müyor. Boynunu içine çekmif, gelen geçene korkulu, sorn dolu gözlerle bakıyor. Knşun gözlerinin üstünde ak bir kaş gibi bir çizgi mi var? Ayakları kara mı, kırmızı mıf Yeşil çalan bir renkte mi? Yemyeşil mi, çimen yeşili gibi? Mavisi gök mavisinden daha mı parlak? Gagası çok mu uzun, çok mu güzel? Çok çok güzel. Bn kusun başka yerine değil de, gagasına baktıkça bakasın gelir. lşte bu güzel kuş güneşte yanar döner olur ama, yağmurİu havalarda lom mavi.