Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
pencere SeKir* I Böyle gelmemiş, • böyle gitmiyecek... =haberleri * • Bir taeteık anlattı. tlkokulun dördüncü sınıfına giden on yalaki kızı, eski I m u iilwilaxmı siyle ezberlenaiş : Pitagor, Aristo, Sokrat, Zenon, Epikür, Mor . Büvüklerin tuhafına gitmiş : Kızım ne demek Mor? Mor işte cannm . diye ısrar edernif küçük. Sonradan anUsıhnış ki, kuçuk kızın Mor dediği filozef, Eflâtandur Tani namı diğer Plâton. Ba »Layın tartışması japıhrken ben oyama küçük kızdan jana kullandım. Küçük aklıyla, kör ezbercilikten sıvrılıp bir düsunce zahmetine katlandığı için Bazı kisiler vardır, kendilerine oe öğretilmisse üstünde hiç düşunmeden, süphelenmeden kabul etmislerdir. Sonra da bu bilgilerin üstiınde düsünce tembelli|inin ömür boyv oykasnna datarlar. Böyle biri ile mülkivet ve istihsal meselesine dair konu şuyordak : Adam sesde . dedi, ba atünya böyle gelaais, fcöyle gider Halbuki uzak değil, son elli yıl içinde mülkivet kavramının greçirdiçi değisikliklere bakmak bu dunvanın böyle gelmediğinı, böyle de gitmiyeceğını anlamağa veterdi. Ama kimi zaman menfaatlerimiz, kimi zaatan ajusnkluğamnz bizi uzun boylu dusünmekten ahkoymağa yeter. Doğra sandığınuz, inaadığımız veya inandınldığınuz her dâşuncenin bir de karsıtı olabilecegini aklımızdan çıkarmanalıyız. Sokrafın karısı : Ah bu insafsız yargıçlar! Seni haksız yere öldürüyorlar . dıye dövünüp çırpınırken : Sokrat : Ağlama hatan . demiş, haklı yere Mdnneler daha mı iyi idi? Kadıneağız düşurunuş ki fılozof haklı. Silrais gözvaslarını. Dogru sandığımız, inaodıgımız, inandınldığımız ber düşüncenin tenkıdini yapmak zomndayu. Insanların yasayışlarım düzenliyen kaideler ve inamslar gün geçtikçe değismektedir. Ba dünyanın «böyle geldiği \e böyle gideceği» inanısı Şark tevekkülünün miskinliginden doğmaktadır. Cemiyetler degişmek ve ilerlemek, içinde yasadığı çağa ayak avdnrmak zornndadır. Bu yolda bize rehberlik edeeek tek kılavnz, akıldır. Biz aklımızı da kullanmaz, yüz yıllardan beri bize belletilen şeylerin hiç degismiyeceğine iman beslersek, yaşadığımız çağın çok gerisinde kalmağa kendi kendimizi mahkum etmis olnruz. Şa içinde yasıdığımız eemiyetin mezivetlerinden söz açanlar vardır. Bnnlar, en iyi âdetlerin, en iyi geleneklerin, en iyi terbiye şekillerınin bizde oldafandan dem vururlar. Inanmayınız. Ve en iyinin, en dogrunun, en güzelin oasıl olaeagını, nasıl olabileceğini yorslmak bilmeden düşününüz .. Size Sfretilen şeylerin doğm olap •lmadığını bir dakika darnp dinlenmeden düşününüz. Bir elbise diktırmek Utesek, tezgâbtarın nzattığı kumaşı binbir şüphe içinde çeker çekistirir, öteıini berisini karealar, bü yfik bir dikkatle maayene ederiz. Bize belletilmek için büyük tezgâhlarda hazırlanarak küçükteaberi hepimize sunalan şeylerin sağlam mı, çürak mü olduğano araştırmak niçin hakkımız olmasın? Bu hakkı kullandığımız zaman en saglam görünüşla telkinlerin naaıl, nasıl çfirük oldnğu kendiliginden ortaya çıka eaktır. İKİ CüMHURtTET 1862 ıııı=ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımıııııııııııııııııııııııjıııııııııııııııııııııııııi!i=ıııı 1 DÜŞÜNCELER | IIII=IIIIIIIIIMIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII1IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII!IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII11I1IIUUIIIIIIIIIIHIIII=U!1 HEM Altıncı Halk Oyınlan Bayramı özlerim doln doln .. Taşlkr neredeyse bosanaeak. Karşımda tnnazzam bir sahne, tahnede memleketin dört 1 bncaçından getmiş kadinlı erkekli halk oynnn ekipleri . Ne Tar bnnda ağlıyacak? Mr tki k**>h Iriı WT fçmiftin. Sartft» ««»«BT Toksa bastahaneden çıkalı benfiz iki ay oldo, daha tamamen iyiltsmedim mi7 Veyabat banların biç biri d«fil d« İNHM bu seviıte yBftarmı döktürca bir b*fka sefccf BM v«r? Galrita «yie... Mor, yeşil, pembe, al, mavi aiyah kadifeler, atlaslar... Sijth çahalar. Mavi çuhalar... Bir renk çağlıyam karşmndayıttt. Oyalar, nakışlar, tümfis, «Rın işlesaelcr. PuIIar, sırmalar, kordonlar, kenerler, Tftrk sanatkirının asırlarca. emek vererek vücude getirdifi desenler, biçiaıler... Sanat ıkhaaından ruh inceliğinden ve gSs nurandan Srfilniiş bir rüya içinde>im. SeyfeUifım »yun defil Tark halkuun, Myltainün. fcasabalısının gözüyl* aşkı, insanlığı cençi görfivornm. Kadının inceliğıni, nazını, i$T«aini, aynı zamanda iffetini, asaletini, erkefin erkekliğini, knvvetini, atikliğini, bazan bir zenberek gibi boşanmasını, bazan bir F«y gibi gerilmtsini, kâk büyük denlcler kadar dmrjnn. kâfa âsi çaylar kadar cosknn tavır ve edasını, vakartnı, kibarlığını gSrüyarvaı. Ben bir şiir görty*nım, Mr aiir, oy«n değil. Ve bütün bunlar anlatıyor ki ben büytk bir ttilletin 绫nİuynrn. Zengin. kndretli. tanatkâr, sair. cengâver, nsta bir milleiin ç»cusu^um. Ba milletia bnfiüıki haline bakanlar aalaanır lar. Bnçünkü maddi ve mânevi perisanlığı lonradan olmadır. Ona tanımak ve anlamak için düne bakmalı. t?te bnnları duydnğnm ve düsündüğüm için ağlıyoram. Halk •rvnUrt dlyip seçmeyiniz. Tiirk milletine aneaaap fertler «larak bizlere bir lâBza olsan bnnları duyarauUn dabi kıyaaetlerini bilmck için veter de artar bile... Altıncı halk •yunUrı bavracnını diferlerinden daha daha ileri, daha gttıel bnldum. Programın tertip ve tatbiki de kuıursnıdu Hele Tnnan ve Ya*»slav ekipleriniıı iştiraki bn ceneki bayrama renk ve mâna olarak çok «evler katanıı. Türk halk •yunlarını yasatma \f yayma tesisi ivi çalısıyor, bir kültür hizmeti olarak yaptıkları hakikaten övtlmete deger. Tebrik ederim. Cevat Fehmi BAŞKUT O C.D.E., tktisadi Yazan: Işbirlifi ve Gelişme Teşkilâtın: ıfade eden Fransızca kehmelerın ılk harfleridir. Turkıyenın ıktısadı yardım taleplerı 1 yatırımlarla kalkınma ıiızı, gelırŞehr.mızde dur., 1 kişırın olumu OXJJ.E. tarafından ıncelenerek » lerle tasarruf, tabıi kavnsklarla • 12 kisınin de yaralanmasıvle netı numuzdekı aylarda karara bağla \enı teknık ımkanlar ve efektıf tacelenen 13 trafik kazası olmustur. nacaktır. lep hacmı ıle do^z bılançosu araOlumle sonuçlanan kaza, ErenkoyBu teskılâta mensup bulurar, sındakı alcka, henuz tam bır sıh Sarıjer arasıncia \ukubulmus ve eksperler, Turkıyedekı iktısadı du hatle *esbıt edıîemeraektedır.» »ofor Oktay Tun ıdaresındeki 56369 rumu nasıl gormektedırler? Bır eO.C.D.E. ekperlerı, ılerıde şartplâkalı kam%oretuı uzerınae bulu rud komitesinm temmuz başlangı ların 1950 60 devresinden daha nan Naıi Tırvakioğlu adında bir cında O.CX».E. K*nseyine sund ığa gjç olacağına ısaret etmektedır.er. şahıs, kamyonetın anı fren >apma rapora dayanarak, iktısadı guçluk Ancak dıs yardımla durumun bır sıyle yere duçerek ağır surette ya lerımız hakkında yabancı eksperle derece^ e kadar duzelebılmesını ralanmıştır. Yaralı, hastaneye kaı rin koyduklan teshisJerı okuyucu mumkun gormektedırJer. Dı« jaraınlırken olmustur. larıma aksettıreceğım. dımın kesıleceğı 1967 den sonra, dıs Dığer kazalar ıse, Sarner, Fatıh, Turk ekonomısını tetkık eden odemelerm muhtemel se\ rı hakkmBakırkov semtlerınde olmuş ve dakı sezışlerınm ıjımser olmadıgı4 u çocuk o:m»k uzere 12 kısi muh eksperler, bılhassa 1950 60 ara=m na supbe yoktur. telı{ yerlerinden j aı alsnmıştır. Ya da takıp edılen ıktısat sıyasetırın Raporda, ekonominin plânla çıralılar tedavı altma alınmış, yaka zararları uzerınde durmaktadırla^ zilmış istıkamette muspet gelısmeKanaatlerıne gore, o vakıtki kaılanan sanık foforler hakkında gekmma hamlesı, tehlıkelı netıceler | ler gostermesı, su şartlara bağlanreklı tahkıkata baslanmıstır yaratabılecek sartlar altında cere maktadır : yan etmiştır. Toprağm ve orman1) Fiyatlara ıstikrar kazandınlBir mahallenin sakinleri lann tahrıbı pahasına vurütüıen ması. Çunku bır pahalılık cere\azırai ıstıhsal, artık son haddıne gei nı tekrar bas.ar ve endeksler her Başbakana telgraf mıştir. Köyler ve şehırler arasın ay btrkaç puvan ;. ukselış k»\deçektiler înonu mahallesı Vakıf evlerı sâ daki içtimaı farklar, endışe uyan derse, ıhracatın çoğalması ımkankmlerı, Babakan Ismet Ironu'ye dırabılecek bır karakter almıstır. sızlasır, ücıet fıyat muvazene^ızNufus artışı, memleket refarnnı lığı busbutun ağırlaşır ve spekuajağıdak: teigrafı çekmışlerdır: « Bızler, Harbne, Inonu mahal tehdıd eden ayrı bır faktordur. la^\ on hareketlerı Lararet'.enebı'ır. 2) Kbylunun bızzat zırai yatınmlesı halkından olup bu mahallede Işsızhk jaygındır ve toprağın besbulunan Vakıflar Mudurlugjne a hyemedıği kıitleler şehırlere akın lara gııısmeai. Son y.Ilarda, de\leit evlerde 15 ıle 60 sene\e kadar o etmektedır. Avrupada, en dusuk tın zıraate faydalı vatırımlar vapturanlarımız vardır. Bu kere o hayat sevıyesıne katlanan mıllet, tıgı kaydedılmıştır. Eger bu yatırımlar koyluye ornek teskıl eder, turmakta olduğumuz evlerı, Vakıf Turklerdır lar Mudurluğu 3 ağustos 1962 de O.CJ>.E. Rapornnda, bugunku ık o da toprağının verıınını yukseltemuza\ede\e çıkarmıs bulunmakta tısat sıyasetiBiızın anahatları da cek maksatiara emek ve para hardır. Bızlerden kımımız emeklı, kı kısaca belırtılmektedır. Gelecek carsa, Turk ekonomısınde umıtiı nnımız malul. dul ve orta hallı ın beş yılda, yenı malı kanunlarla bır çığır baslıvabıhr. Ancak bu saKanlar olduğumuzdan buradan çı verri Basılâtının S1M yükseltilecf j ede, şehırlere nufus akını hafıfkarıldığımız Cakdırde sokakta kal fi bıldırılmektedır. Gayrısafı mıllı letılebılır. mış olacağız. Istenmekte olan meb hasılanın *,«18 ı nıspetınde yatırım 3) İktısadı devlet teşekkullerılâğları da muhakkak kı vereme yapılmasına hukumetçe gayret nıa ıslahı. O.CJ).E. eksperlerı, ıkmekteyız. Bu vazıyette huzurumu harcanacağına ışaret edılntîktedır. tısadı devlet teşekkullerının ıdarı, zun bozulması ıle bızı gorenlerın 1967 yılına kadar, ıkıbuçuk mılşon mali ve hukukı bunyelennın tatde huzurlarınm bozulacağı muhak kişıye ış temın edıleceği soylen minkâr olmadığma daır hukumetkaklır. Bu sebepten bu ışın durdu mek'.e beraber bu tarıhte yine pek çe verılen bılgıler uzerınde ehemrulması için ehnızden gelen yar çok ıssıze raslanma^ı ıhtımal dahı mıvetle durmuslardır. Bu ısletmedımı esırgemıjeceğınızi ve bir lu lınde gorülmektedır. lerm, yatırım faalıyetınde çok getufta bulunmanızı sonsuz saygıla Kalkınma hın. yatırım nıspetle nış bır pay arzetmekle beraber, rımızla rıca edenz • mıllî tasarrufun teşekkulunde gaPakistanlı Prof. Abdüsselâm rı, dovız ^ıkıntısı ve ıhracat me«e yet zayıf bır rol oynadıklarını yazlesı hakkında raporda belırtılen dün şehrimize geldi kanaatlerı şoyle ozetlemek kabıl maktadırlar. Fakıstan'ın tarunmıs alimlerın dır: «Turkıye Hukumeti, beş jıllık 4) Ozel teşebbüs ve sermavenın den Profesor Abdüsselâm dun u plânı, istatıstıklere \e tahrr.ınlere desteklenmesi. O.C.D.E. raporunda, çakia şehrimize gelmıştır. Profe^or dayanarak hazırlamıstır Bu saha devlet ısletmelerı ıle ozel tesebbus Abdüsselâm, Robert Kolejde de da. ıktısat teknığınden faydalanraa arasında fark gozetılmıyeceğıne, ovam eden semınere ıştirak edecek ımkânlarının musaadesı nı^petınde. zel tesebbuse kredı kolaylıkları ve konferanslar verecektır. alâkalılarca cıddi çalışmalar ya gosterıleceğıne, yabancı »ermaye' e İntihara teşebbüs etti pıldığı muhakkaktır Bes yıKık bır musaıt ıklım hazırlanaca£ına ve Nısantasında oturmakta olan 21 devreyi kapsı\an bu kantıtat.f *ah ıktıdarla pivasavı a\ıran anlaşmazSAYIN DOKTOR ve ECZAClLARA yaşlarında Zahıde Çolak adında mınler hakkında, hıç suphesız ıtı lıkların gıderıleceğıne daır huku' CİBA'nın bir kadın, Hayrı adındakı arka razlar ve tenkidler dermiyan edı metçe venlmış temınat memnunıdaşıyle yaptığı munakaşaya uzu lebılır. Bovle uzun vâdelı kantıta >etle karsılanmaktadır. Ancak, bu lerek mtıhara teşebbüs etmıstır. tıf prevızyonlann tesadüfi mahi>et temmatın daha da kuvvetlı ve keıçtınaptır. sın bır ıfade ıle tekrarlanma^ında Zahıde, olayı mutaakıp koma ha tasıması, ga\rıkabılı lınde Ilk Yardırn Hastanesıne kal Çunku dünyanın hiçbır yennde; fayda gorülmektedır. ^ Komprıme 25 mg «Tansıyon duşurucu» ilâcı satışa arzedılmişür. A dırılmıştır Hâdise ıle ılgıiı tahkıkata devam edılmektedır. t/^^^^^^^^^l^^^^^^f^l^^^^ Trafik kazalarında 1 kişi öldü, 12 kişi de yaralandı 0. C. D. E. nîn görüşleri Dr. Feridun Ergin 5) Daha musamahakâr bır ıthiiât sıyaseti uygulanması. O.C.D.E. eksperleri, Turkıyenin doviz tasarruf etmek mecburivetınde olduğumı takdırlermde dıkkate almaktadırlar. Fakat dışarıda daha ucuza satılan jr.amul maddelerın ıthalınden tamamıyle vazgeçilmemesini temennije şayan addetmektedırler. 6) Anca'< dıs yardım temin edılebıldığı, nujBimet gavret gosterdiğı ve halk şimdıyc kadar olduğundan da fazla fedakarlıkla planı desteklediğı takdırde, hedeflenn gerçeklesmesı şansı olabıleceğı belırtılmektedır. • Hula»aten denilebüır kı, plana esas tutulan hesaplardakı ve raetodldrdaki kusur ve irızalara daır bu sutunlarda bır yıldanberı ifade edicr: tereddütlere, O.C.DJE. raporunda da kısaca ve daha kapah şekılde dokunu.mustur. Ancak yabancı eksperler, Planlama Musteşarlığmın ve Hukumetın takdırleıi hakkında, dıreit kijraet hukmu vermemekte ve bu noktaları Turkıyejı ıdare edenlerin takdır yetkılerıne aıt bır mesele olarak bırakmaktadırlar. Raporun umumı havası, lehımızedır ve yardım lüzumunu belırtmektedır. Anlaşılıyor kı. bır defa daha, Turkıyenin iktısadı kalkınma şansını ele geçirmesı ıçın kredı açılması yonunde yeni bır teşebbüs gelişme halındedır. On yedı yılda. kalkınma hamleleri ıkı defa ıflâsla netıcelenen bır iktısadı ortamda, şımdı belki uçuncu bır tecrubeve doğru yaklasılmaktadır. CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş Turklye Harlcl Kr. Ura Kr. Senehk 6 ayhk 3 ayllk 6 K»EN BEHEV l!e MAHMIT KOCAMFMİ Nifanlandılar VII.1962 Feneryolu " . 0 0 150 00 ! t 40.00 80 00 Î200 «*•«> Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonım Sirk e t i Cagalojlu Halkevl Sokak No. 3»41 Sahibi Yazı ıglerln! fıılen Idare eden Mesul Mudur Klm.vâ Yük Mühendlsl NO.AY BERK8ON Ue Kım.va Yuk Mühendlsl VED4T AÇ4N Nlşanlandılar S u a d l y e PlâJ GazlnoBU 28 T 1962 1, , ' f umhuıiyet Cumhuriyet S5B7 NÂZİME NADt VECDİ KIZILDEMİR İS1HELINE SUGECİRMEZÇEKMEZ Trençkotluk P 0 P t I N Solmaz INDANTHREN eiiketıyle emrinizde Her yerde ısrarla araymız. İlâncılık: 5548'9578 Samat\a Hacıkadın mevkıınde, durumundan şuphelenılerek ehlıyetı sorulan KDJ. 288 plâkalı arabanın şoiöru Duruşman Songelen' m uzerınde, 190 mark, 100 adet Yugoslav dinarı ve bir adet 200 luk Brezılya pesetası bulunmuştur. A>rıca, arabanın torpıto gozunde 21 santım uzunluğunda sustah bu bıçak da gorulmuş, yakalanan sanıkla ilgi'.ı tahkıkata baslanmıştır. Kaçak para bulundu KONYALI Sünnet Düğünii ziyafetleriniz için emrinizdedir Faal 4759/9552 • Gazetemıze gönderılen yazılar konulaun, konulmasın ıade cdUmez. llânlardan mesullyet kabul olunmaz. * Abone ve illn ışleri için, zarf'n üatune «Abone» veya «tlâ.i Serviıu knydının konması lâzımdır. * BU GAZETE EAS1N AHLAK YASASINA UYMAYI TAAHEÜT ETMÎŞTtR. MILLETLER ARASI 6 ıncı HALK OYUNLARI BAYRAMI •YUNAN • YUGOSLAVEKIPLERILE EKİPIERİ 27 yemmuz '& Ağustos | • 150 KİŞİLİK TÜRK TİYATROSUI her akşam BılttUr Atlj» Slntması »• A;ık Hıv> Tiyıl • . rosu sı;elerl i!j Yıpı » Krıdl Btnktlının H • jCjai: Bah;tkap>, C ı l ı u , 6«yoğlu. Kıdıkey, rır ^ K 21:00 mtklcıpı, P«nt»l». OıltUMray, Ülkbdtr |u btkrındt talılır ÎLÂN TARÎFESÎ KAVA Ölümle tehdit edilmiş Ostün kalıfenın sembolu lo han No 4 Tel: 22 41 20 üâncıhk: 5563/9579 Gümuşsuyu 35 numaralı evde oturmakta olan Dora Aliksadırapol adında bır kadın, dun polıse yaptığı mviracaatta, Haydar Caba adh sahsırt kendısıni olumle tehdit ettığini iddıa etmiştır. Kadının bu ıddiası uzerıne yakalanan Haydar ıse, hakkmdaki ıddıaian yalanlamıştır. Olayla ilgılı tahkıkata devam edilmektedır. Baslık (Makiul 150 TL. 234 Oncü sahlfeler (santtml) 30 TL. 56 ncı sahifeler (aantunl) 25 T L Nlçan, N ı k ı h , Evlenme, Doğum (maktu) 75 TI» Ölüm. Mevlit, T e a e k k i r (5 santıme kadar m a k t u ) 90 TL. K a y ı p (10 k e l l m e y e ka dar (maktu) 10 TL * > « • • • •• • •• • • • « Numaralı ytrler 10 ve 15 Ura numarasızlar 2,5 lira Reklâmcüık 3194/9572 ANA OZEL İLK Taksim Bekâr sokakta rezalet çıkarıp. ehndekı bıra şışesiyle 700 ıralık bır vıtrın camını parçalıyan 25 yaşında Nurettın Gursoy, yakaDoğrama atolyesi. Komple tezgâh ve bütün takımlan seyaandıktan sonra karakola goturuh«t dolayısıyle ACELE satılıktır. urken, taksı şoforunun burnunu Mür: Bostancı Aitmtepe Bağdat caddesi No: 147 $ da bu arada çakı ıle yaralamıştır. Güven Doğrama Atolyesi t Nezaret altına alınan sanık gençle ilgıü tahkıkata devam edılmekCumhuriyet 9568 ;edır. Rezalet çıkardı Paranızın... istikbalinizin emniyetini sağlıyan ALEV OKULU Öğrenei kaydına başladı. Tel: 36 30 39 Feneryolu Eyup Pasa «ok. 19/3 Cumhuriyet 9566 DEVREM SATILIK TURKİYE S; BANKASI en fazla ikramiye veren bankadır Faal 4725'9553 İSTANBUL HİLTON OTELİNDEN: Sekreter alınacaktır. Türk tabıyetınde olmak, gayet iyi Türkçe, İngılızce bilmek ve Daktiloda süratlı olmak şarttır. İstekhlenn lüzumlu belgeleri ile Otel Personel Miidürltiğune jahsen müracaatları. (Basm 12609,9584) BEYOĞLU OİŞ POÜKLİNİĞİ MOTEHASSIS CLI.ER MOOERN P0OTCZ VC CIHAZIABIA Hızmetınızde IEP£B*$I ASMAUMESCtl NO 3 İ FEl. 14 4715 ilâncılık: 5528/9576 c a 3 « 1 m O c OV it * 02 V. E 5 î l 1" 2S, :T : 6 Q :210 ı ' 44 15 | 9 211 4 50ı 8.46 12 00 1.501 tmaak TEMMUZ 29 SAFER 27 e İ s = .•CUMHURİYET» in Edebî Tefrikası: 57 fİfrTHİÎfîîfTMff^ Rıhtımın merdivenlerini çıkan kalabalığın ucundavdık. Nermin Hanım Serrayla kolkola öniimÜ7de yüruyordn. Ben de ilerlemek. onlara yetismek istedim. Ahmet kolumdan tuttu. bırakmadı. Ala\la ^üluyordn. «Biliyorum diyordn, benden kaçmak isirj orsun, benımle >al ni7 kalmaktan korkavorsun!.» Rıhtımda yalnız kaldık onuııla. Deniz kabardı birden bire. Dalgalar simsiyah üzerirnize çelıvordu. Izakta dalgaların üzerinde inip çıkan, lırtınayla boğıışan beyaz, küçük kotraya ba kıvordum çok. «Görüyor musnn, dijordu. Ab met hep senin yfiıünden! Unut ma, buııu sen istedin, sen sorumlnsun onlardan.» Sabaha kadar «Sen sorumlusnn.'« diycn sesi çınladı dardo kulaklarımda. Uzun zamandır oııu hatırlamamıs, öylesıne dü şünmemistim. Bütün gfce benimle beraberdi. Amerikava gidene kadar hiçbir sey anlavıp sezmediğini sannorum. Takın zamanda dönecefine, evlenecefimize, öylesine inanıvordak!.. Rüyalar içindevdı. Orada verlesmek, istediğini cizlememistı benden. Agabeysivle olmazsa bile, başka bir yerde kendine iş edinmeyi dfî^ünüyordu. Türkiyeden hiç çıkmadığım için ben dünyanın ne renk olduğunnn farkında de|ildim. O bana rağmen yapacaktı yapaeağını, beni zorla da olsa su geri, su kötfi, yasanılmaz memleketten knrtaracaktı t tstedifine ennls sayılır Ahmet şimdi. Amerika'da kalması nı bn kadar kolav sağlama bağ lıvacağı akiından geçmezdi her halde. Çoktan avunnp nnnttuğuna emrnim beni. Çok sonra «Teyze kızı, ilk zamanlar çok tasa ettim, kendimi yedinı bitirdim ama sonra çabuk ay. dım!» diye, yazmıstı Serrava.. «tnsanın vatanı sevdigi, yasadığı yerdir» diyormnş. Dönmemeve kararlıymıs bir daha Türkiyeye. «Sildim hepsini defterden! Hem o memleketten, hem de yürefinde, kafasında o memleketin bütün kötii, çeri tarafla rını tasıyan o kızdan knrlulduğum için iki türlfi mutluvum simdi..» diye de seviniyormus.. Serra mektnbn bana göstermekten kaçınmıştı. Kimbilir daha ne küfürler vardı içinde. Ahmedin Amerika sevdası bir tarafa, benim için düsündüklerin de hakkı vok mo sanki, snçln defil mivim ona karsı? Hem de nasıl ! Herşeyi nstaca düşünüp ter 7¥ir laxan: CELAL tiplemisti Kâzım Işık. Istediğim den çabuk ve kolay nzaklastı aramızdan Ahmet. tnsan kandırmak, mat etmek insanlan, ona verjti bütün bnnlar . Servetini. kaç koldan birden yürüvüp çelisen vapur, banka, yapı islerini, hepsini o se\ tanea balusları, gizli oyanlan ile vapmıs olmalı. Cihansir.. ağabeysinin akıllı değil, kurnaz oldnğunu sbvlevip dnrurdu. Ona çöre tailı dili, valanları, çösterisi ile insanlan büyülemekte nstavdı Kâzım Isık. Aldığı vapurlann, Amerikallıarla knırdıçı işlerin, orada burada mantar eibi boy veren bankaların, her işinin, suna buna, sozü ç«çer kimselere varanarak koparılmıs kredilerle avakta durdafunu, anlatırdı sırasında. Cihanşire çore pek soysuz, kurnaz, isinden baska birsey düsünraeven kalpsizin bi rivdı Kâzım Işık. Halbuki o pek beyefendi tavırlı, kendini beğenmiş Mecdi Bev ise ha>randı patronuna '. « Bevefendinin is knrma kabıliveti kimsede voktur!» dıve, öğer dnrnrdu efendisini. Tüzü gibi jağlı, fcısık bir sesi vardı adamın. «Jenial efendim Jenial!» diye, alay ederdi Serra arkasın dan. Serra gerçekten ağabeysini. Dünyanın en akıllı, en biljili, en hoş insanıydı onun için. tyi kalbli, eli açıktı flstelik. Yasamasını seven, harcamagım bilen, modern bir insan, samanına uygun sevimli, alımlı bir erkek!. Arkasından kahkaba>ı basar. ona sevdalanmadıfına sa sıp kalırdı kendisi de. Sonra da kuskulanıp, kıskanmamadan urkmns gibi hemen sansınlardan, ihtivarlardan. hoslanmadı ğını, sözlerinm saka oldnğnnu söylemeye koyulurdn. Kâzım Isık tan nefret edenlerin başında Cihangir gelirdi. Tü reğini bana açmak İçin hiç de uzun beklemedi o. Daha çok baslangıçta ağabeysini vermeve. vormaja bahane aradığını hatırlıyorum. « Afabeyim gösteristen iba rettir derdi. Cihançir. Çok çaIıstığına da inanma sen oıınn. Bürosuna etrafındakileri pavlamak, küçültmek. haslamak icin gider çok zaman. Büvük kıral masasma olnrur. O eün kimleri tuza^ına düsürece|ini. kime para vedirip, kimi kaııdıracaçını düsönmeve koynlur. tse varavanları pohpohlar, varamıvanları köpek gibi kovar savar başından, Bir komedi oy nar masasınm basında. İnsanlan aldatıp vere vunnava bayılır senin kocan kızım. işte o böyle IIr adamdır kuçiık \tngecifim benim..» Reni ondan koparmava caba lıvor, çerçeğe çötürmeden. son vurusunn indirmeden evvcl bu tiirlu konnsmalarla hazırlıyordu beni Cihangir. Naııl anlamadım, nasıl düstüm tuzajına! Onnn ağabeysini luskançlıgın dan yerdigini görüyordnm. Kâ zım . Işığı bütün ömrünce kıs kanmış oldnfunu biliyordnm. Gene de aozleri zehirli tohumlar ekivordu içime. Çiftehavaılara ikinci gidişim vağmurlu bir funt raılar. Sıraservilere Nermin hanım kendi küçük yesil arabasını göndermişti. Beni ürkütmemek, kolay yola getirmek icin belki bu da onnn bir tertibiydi. Istediği zaman Bvle ince seyler düfiünürdu ki:. N'adia ürçün göriindü gidisimt. Bana alısmıstı. Günlerce vapvalnız ne yapacaktı? O buyük köske, yabanrıların arasına da gelemezdi. « Bilirsiz, siz benim kız kardes vallavi, hakika öjle Macide hannm!.* Çaııtamı elivle indirdi arabaya. Gdzleri yaslı öptü yanaklarımı, sonra ajaklarını uzatıp bir çüzel dinlenmeve, genç dostuna telefon edip gece için pevlemeve kostu iceri. Nermin hanımın soförü pek terbivelı ufak tefek bir ihtivardı. Beni dıs kapıda karsılamava çelen garsonlar, Tu*.uf efendı, bahçıvan lıepsi terbiveli insanlardı zaten. Yıllar yılı baskalanna knl köle olmak icin ustaca letıstirildikleri belliydi. Çanlamı alırken, vol gösterirken vüzümu gozumtt kolluvorlar, vadırgamısçasına baknorlardı bana. Terbiveli \e sahteydi zülüileri. " * Bahçe kırmızının, yesilin, mavinin, sarının acı renklerine bovanmıstı. Sonbahar baslamıstı ağaclarda. Yapraklar ıslak ezilivordn avaklarımııı altında. Derinden derine Tuberosa kokuları eenzimi vakıvordu. \rap bir zaman eteklerimde dolanıp durdu, çekildi gıtti sonra. Ilk günü olduğn gibi Ahmet ağa düstü önume, öbürleri pesime takıldılar. Biri çantamı, biri caketimi almıs gelivordu. Pek utançlıydım aralarında. Bvylesine savçı alısmadıjım şeydi. lnsanların önümde başlarını eğıp alttan, dndak ucu ile gulumsediklcrini ilk defa gorüyorduan. Biliyorlar mı, içlcrinden benimle alay ediyorlar mı? diye, korku düstü içime. Köşkün arka kapısından girdik ıslanmamak için. Içerde bir baska bekliyen vardı. Marsık gibi esmer, yaşlı, çatık kaşlı bir kadındı. Nermin hanımın oda hizmetçisi, köskün vekilharcı gibi bir sey oldagnnu sonradaıı o|rendırn. Nafia hanımdı adı. Köşkün uşajı, bahçıvanı, hepsi urkerdi biraz ondan. Hanımın yakını, sırdası bilinirdi evde. Beni aıanea bir »üzdfi. Nazlkçe gülümsedi. « Sizi odanıza çıkarayım efendim,» dedı. «Hanımefendi uynr bu saatte. l yanınca haber veririm geldiginizi.» önüme düstü. Koridorlarda yürüduk. İki kat yukarı çıktık. Merdivenleri vumuşacık, tüylü halılar kaplı^ordn. Koridorlarda, dSndüğümüz her kıvrımda bfiynk yesil saksılar, vazolarda çiçekler vardı. Her adımda bir başka guzellikle gözlerim kamaşıyordn. Merdivenlerinden tavanına kadar japısı, boyası, biçimi her seyi özenilip bezcnilmiş bir zençin evi! Üstelik zevkli! Üst katta köşkün sag yandaki kanadına geçtiğimiz zaman fördüfüm güzelliklerle vurulmns, böyle düsünuyordum. Koridorda vüruvorduk. Ayafımızın altında mavi tüvlü halılar, havada Tuberosa kokuları vardı. Nafia banım : « Sabahtan beri ne hava değilmi efendim?» dedi. Çatkııı kaçlarının arası »çılmış, gulumıuyordn. « Ahmet bey de tzmirden buçün dönüyormus galiba?» Evin ınsanı, aileye vakın biri oldufunu anlatmak ister gitoiydi. Bir şeyler kekeledim, 8«im efendinin onlara, efendiai ile beni günlerdir her gece nerelere götürüp getirdiğini »öyleyip sdylemedigini düşünüjordunı. Kâzım Işık, Saim efendiye füvendiğini töylemifti. Gene de içim bir tnhaf oldu. Nermin hanımın uykusu bile valan geldi. Belki de önem vermediğlni göstermek için beni hizmetçilerin eline bırakıyorda. Bin pismaııdım oraya geldiğime. O çatık kaslı esmer kadın odalardan birınin kapısını açtığı zaman, beıı rüya gordiigümü, nyanaeagımı. kendimi Ankarada, bodrum katında, uzakta, çok nzakta bulacağımı düfünüyordum. Genis ajdınlık bir odaya girdik Nafia hanımla. Kadın çantamı karyolanın ayak ucuna bıraktı, dnmp bekledi karşımda. Teni odam, hiç de Nadia'nın pansiyonundakine benzeraiyordu. O kadar begendigim, şirin pansıyon odası pek külüstür, fakir göriindü gözüme birdenbire. Dnvariar parlak yeşile boyalıydı, yatak örtüsü aynı yeşilden, ipekti. Tatagın basucundaki ince bacaklı kırmızı gece dolabından iki güzel büjuk koltuktan baska eşya görmedim ortalıkta. Şasırdım biraz. Kadın dolap aradıgımı anlamış olacak eliyle yanda bır kapıyı ifaret ettı. îurudü o tarafa dofru. Kapıyı açtı önümde. Duvarları butun ayna başka bir odaya girdik. Aynaların kenarına dokundu Nafia hanım raylann üzeriıı de kapaklar kavıp açıldı önümüzde. Odanın bastan başa dolap oldağnnn gördüm. « Sovunma odası burası» dıje, kadın açıkladı, «banyo»a geçilir bnradan. Banyonon Ikıııci kapısı baska bir vatak oda*ına açıhr. Ama kilitledik biz *• ra kapıyı. Bu kıımı tamamen size bırakmamızı söyledi bevfendi, Ahmet bey asafıda, kar desinin yanındaki misafir odasında kalacakraıs.» Son loılerl sfiylerken bir garip baktı yuıüme. Ne sanıyordn? Ahmedin bitişik odada olmayısına esef ettiğimi mî? Odaya dondüğümüzde Nafia hanım bir eksiğim var mı gibılerden etrafına bakındı. « Bir sev istiyecek olursanız zile basın güzelim,» dedi. «Telefonia da asafı ofise haber verebilininiz. Simdi rahat rabat soyunun, eşyalannızı yerlestirin, yagmvr dinerse bahçeye çıkar dolasırsınız. Eviniz layılır burası..» Bunlan »öyleylp çekip gitti. Tatagımın ayak ucuna otnrdum, oda.M seyre daldım. ömrümde öyle güzelini gdrmemiştim. 1erdeki ynmuşacık pembe balı, ipek perdeler, sarı çerçevelerde uzak bir rüya gibi, toz pembe beyaz «ulu boya resimler, her sey birbirinden seçkindi. Çok büyük servetlerle elde edilebilen güzelliklerin, bağırmadaıı, insanı vavastan vurup sasırtan şeylerin incelişini sezer gibi olnyordnm. Bir zaman yatagın ncunda oturup kaldım. Sonra o güzelim ipek örtüyü burusturduğnm için utançlı yerimden (ır ladıra. Odanın içinde dolasmaya koyuldum. Aynalı giyinme odasına, banyoya glrip çıktım. Soyvndum. (Arkası rar)