Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dencere Bir kaççizgi. Sehir CUMHURÎYET X5 Temmıu 1962 Hayat ne tuhaf bir mücadele... Ebenin eline düftüfün günden, imsmın eline döştSgün f ö n e kadar. Uerkesin kendine göre bir hayatı var. Ve herkesin hayatında kendi hayatının efsanesi var. Bn efsanenin kölesidir insan . Ki nsp kurtulamaz. Analar, babalar, c/öeaklar... Bilimuez bir bedeie doğıu jürfiytn şölgcler ordusu. tşte bir adım, bir adım daba... Ve bir adıın daha Sonra? Ben anamı bir rski kitapian bilirira. Arasınds knrumuş kır vıtekleri bulunan bin defa ciltlenmiş, sararmıs, sâyfaları kopırnış bir eski kitap. Sonr» o neslin bütün okumoş kadınlan gibi anaraın bakışları hayatın çileli sayfaları arasında daba bayatta iken kurndu. Göıleri öyle bakar. ^ .Muharebc, mnharebe... Göç, söç... Miicadele. mücadele. Kim. ne kadar dayanır buna? Onlar gençliklerini OMnanlı devletinin ve olgunlnklaruu yeni Tfirkiyenin Romfis ve Ramülfislerine sağmışlar. Onlarda bayat, bir vücut değil, bir iskelettir. Babaını ise apoletlerinden tanırıtn. Bavramlarda «Kaol» ile parlattığımız yıldızlar ve demirler... Terfilerde bir yenisi eklenince omuzlarına tırtnanır okşardık onları. Kılıç kuşanan, ata binen bir baba . çocnklar için eşi buluımaz bir babadır. Bir kahrarnan. . Ondan cesur, ondan kuvvetli kim var? Çocuk aklıniB yarattığı ba knvveti talim meydanlannda seyretmefe bayıIırdık. Koskoca bir birlik aert konmHarla tek insan gibi yörör ve darardu. Dururlardı insanlar. 1leri marş. Yürürlerdi İnsanlar. Törörlerdi insanlar . Analar, babalar, ç»cuklar .. Bilinmez bir hedefe doğrn yiirüyen bir gölgeler ordnju. tşt« bir adım . bir adım datıa... Ve bir adım daba. Sanra? tnsanlar önee yürümesini dfrenirler. Babam da Sııce yflrünıesini bğrenmiş. . Anasının elinden tntarak, adım, adım Sonra hep yürümesini ögrenmiş. Şark cephesinde perişan bir ordunnn zabiti çibi ezik ve bitkin Ve Garp cephesinde zafcre dogru Ve zaferden soara gene yfirömesini öfreumiş... Disiplinli ve mnntazam : lieri marş .. Uyg«n adım... TOrfimüş... yürömüjler... Yıllar, yıllar. yıllar. . Ve bir gün olrauş bakmışsınız ki yürüyen adamın sol tarafı tutulmuş .. Ne demek yBrümek? Bacak bacak degil, kol kol defll. Bnndan sonra insanlar doktor, şişeler ilâç, evler hastanedir. Tiiriimek ise gö'zlerde bir özlent : 1leri marş. Gün geçer, gün çelir . Teniden ilk adım. Teni doğmus bir çocuk gibi ilk adım. tlk adım demek ikinci adım demek, ikinci adım demek üçüncii adım demek. Hasta, yürümesini yeni bastan oğrenecektir. Hayat ne tubaf. fakat ne kadar degismiyen mücadele... tnsanlar bir hedefe doğru yürürler. Bazan sert, bazan ynmusak. bazan muntazam, bazan ayaklarını sürüye sürüye... Analar, babalar. çocuklar yürürler... Bilinmez bir bede(e doğrn yörüyen bir gölgeler ordusu. . Bir adun, bir adım daba, bir adım daha... Ve bir adım daha... Sonra? Krt'a dnr. «Ankaraya geçen baharda gittim. Orada, seksenhk genç bir Başbakanla görüştüm. KarMemurlar ara.sında tersikat ya şılaştığımız vakit. pılmiyacağı hususunda verilen temi nata rajmen, Kötnür lşletmeleri yaşımı sordu. Yorgun halime bakarak hüküm vermemesini, ergeç tstanb :! Satınalma Müdürlüğünde onun yaşına erişebilmek ümidinde çalışan 7 barem dahüi ücretli meolduğumu söyledim. Güldü ve kenrourun işlerine son veriltniştir. disine yetişınceye kadar olduğu Kadronun daraltılması dolayısiyle yerde bekliyeceğini söyledi> ve . Snceden haber verilmeksizin Bunlan anlata» adan;, tam kargörevlerinden çıkanlan memurlar «ımda duruyordu. Biraz önce hızh arasında 22 yılhk kıdemi bulunan adımlarla odaya girmiş ve el sıkar lar mevcuttur. Durum. Kömür lş sıkmaz bir saate yakın sürecek letmelerinde çalışan memurlar a hasbıhaline lnönüden bahis açarak rasmda telâş ve endişe yaratmış başlamıştı. Viking mavisi gözleri tır. ve atletık yapısı ile İskandinavyalılann «Kahraman Prens» tipini Dostunu öldüren polis 21 yıl hatıriatıyordu. FaJcat hareketleri canlı idi ve bir Akdenızli kadar hapis yatacak sıcak kanlı görünüyordu. İki yıl önce BeyoğlUndaki Kuba Onu herkes «Sacenr» lâkabı i!e Pavyonunda dostu Havva Savaş'ı anıyordu. Sacenr, dört kelimenin kıskançlık yüzünden tabaaca ile öl birleşmesmden doğmuj sunı bir düren polis memuru Mehlnet Ka terimdi. Bir lugat mânası yoktu. rakol. dün 3. Ağtr Ceza Mahkeme NATO'nun Avrupa Baskumanrlansi taralından 24 yıl hapis cezasına lığını ifade eden «Snprnme Allied çarptınlmıştır. Ancak. polisin cina Comıaander, Earope» unvanı kısa!yeti beylik tabanca ile iflediğini tılarak bu şekle sokulrauştu. gözönüne alan mahkeme, önce ceSacear unvanını daha önce ta^ızayı 28 yıla yükseltmiş. fakat sonyanlar, Eisenhoıver ve Grunther ra da cinayette ağır tahrik unsuru idi. 2 nisan 1951 de, «SHAPE» kabulunduğundan 1/6 oramnda ha£ifrargilunı ilk açan, Eisenbower idi. letmiçtir. Böylece kaatil polisin ceOnu aynı vazifede Grunther takip zası 21 yıla indirilmiştir. etraişti. Şimdi karşımda bulunan General Norstad ise. 20 kasırn 195ö İki kişi daha boğuldu dan beri bu mevkıde Avrupa müEmirgân caddesinde denize giren dafaasının mesuliyetini taşıyordu. 16 yaşındaki Ali Şenöztürk isminSaceur, nasıl bır şahsiyete sahipdeki çocuk, yüzme bilmediği için ti? Fırsattan faydalanarak psikoloboğulmuş ve cesedi denizden çıkajisi. görüşleri ve tahlil tarzı hakrılarak Baltalimanı hastahanesinde kında btr şeyler öğrenmeye çalışımuhafaza altına alınmıştır. Öte yan yordum. dan, Salacak pjâjında denize giren Yabancı siyasi şahsiyetlerle yap55 yaşlarında Münıp Markan yüzerken kalb krizi geçirmiş ve hasta tığım görüşmelerde. eskidenberi üç haneye sevkedilmisse de kurtarıla alternaıifle kar$ıiaşırım. Bazıları. eski Belçika Başbakanı Van Z e o mıyarak ölmüştür. land gibi, kendi icraatlarını anlatBir eri çiğniyen kamyonetin nıaya ve tavsiyelerde bulunmaya ehemmıyet verirler. Yahut tanınşoftirü kaçtı mış Fransız devlet adamı Guy MolLondra asfaltında Avcılar köyü let gibi, evvelâ karşılarındakinin istikametine gitmekte oian 76032 şahsiyetini ölçerek ona göre davplâkah kamyonet, yoldan geçen 5. ranmaya hazırlanırlar. Sözü tamKolordu karargâhı erlerinden Ali dıkları veya duydukJan bir TiirkYıldırım'a çarparak ölümüne sebeten açarak oradan istedikleri konubiyet vermiştir. Olayı müteakip fiya geçenler de vardır. rar eden kamyonet şoförünün hüGeneral Norstad de, söze tnönüviyetinin tesbitine çalışılmaktadır. nün esprisini naklederek başlamı.'Karpuz yerine bir çocuğun tı. Fakat espriyi o kadar seçme ke işten çıkarıldı i 7 memur dün D ÜŞ Ü Ü N C E L E R ÜŞ HEM Attarşiye doğru*.. emokrat iktidarın son yıllannda. Ka*ınıpa«a'da Büyük Piyale Paş» eamiinin avlasnna Kur'an knrsu için iki katlı bir bina yapılmış. Bilirsinis o devirde K n r a n knrsu için bina yaptıranlann Belediyeden rnhsatiye almaları değil, belki Belediyenin faaliyette bnlnnabilmek üzere bu mulıterem zevattan izin istemesi normaldi. Işte o yüzden korg binacı izinsiz inşa edilmiş, fakat fel zaman, eit zanıan devir değifnıis. 27 Mayıs ihtilâli bn iktidarı al aşağı etmiç, ker sey tabii haline dSnmü». Bn arada (Anıtlar Vüksek K u m l u ) tarihi Piyale Paşa eamiinin içindeki izin alınmadan yapılmış kurs binasını Belediyeye ibbar etmiş. Sevgili belediyemiz de bn ihbar. • a dorumu yeni öğrenmis {i bi daldığı gaflet uyknsandan nyanmıs. lbbaruı sevkedildigi Belcdiye Encümeni binanın yıkılmssına karar vormiş. Fakat karann tatbikine çirlşenler evvelâ bir kuım halkın, sonra da kurs öğrencilerinin fiili mukavemetleri ile karşılaşmışlar. Derken Kaymakam araya girmiş ve yıkılraa kararı şimdilik tehir edilmiş. Evvelâ şu mnkavemetçi halka bir iki sual soralım: 1 Yıkılan Kur'an kursu degil de llkmektep binası olsaydı mâni olmaya kâlkışırlar mı idi?? İ Hükümet ve Belediye kararlannın tatbikine böyle fiilen karşı koymaya çalışanlar yaptıkları hareketin bu rnemleketi ve kendlltrini nereve »ürUkliyecegini bllmekte midirler? Ha şnadi gelelirn tehir ka rarını alan Kaymakam Beye! 1 Yıkılma kararı alan gecekondular içindekilerin gözyaşlarına bakıhnadan yerle bir edilirler de hukuken ve kanunen onlardan zerre kadar değişik durumda bulunmıyan kurs binası niye bırakılır? 2 Bugan Kar'an k u n n binasmın vıkılmasına karşı koyanlar isteklerini Belediyeye k*bul ettirdiklerini görürlor de yann hoflarına gitmiyen baaka kararlar karşısında tesebbualerini tekrarlamaya heveslenmezler mi? Kaymakam Bf/y böyle bir mes'uliyetin altına nasıl girer? Hnlâsa halkın yaptıjını beğenmedik. ama Kaymakam Beyin tehir kararını biç beğenmedik. Bu yol dosdogm auarşiye çıkar. Hoşunuıa gıdiyona ileri marş marş:. Cevat Fehmi B A Ş K I T Saceur ün portresi ^^^^^ 9 Dr. Feridun Ergin Yazan: ^ ^ ^ ^ * limelerle ve o kadar canlı yuz ifadeıvle anlatmıştı ki, yaptığı başlangıcı beğenmemek imkânsızdı. tlk kelimelerine bakarak, «bir vezir ^ambitinın giriş hamlesı> diye dü.şünmek iizere idim. Fakat Norstad, Ankara mülâkatının ıntibalarını diplomatik nezaketin geıektirdiği cümlelerle tamamlarken, bir noktayı hatırlamaktan kendimi alamadıra. «Yaş sorma». tsmet Paşanın bazı durumlardakı tipik davranışı idi. tnöoü, iki defa da, benim yaşımı sormuştu. Birincisi. henüz çocukluğumds idi. Kış tatilini Ankarada geçiriyorduoı. Kariı ve güneşli bır günde. dolafmaya çıkmıstım Donmuş yer, lerde düşeceğimdcn korkan evdekilerden biri. babamın bastonunu vermişti. Boyuma büyük gelen bir DLi.tonla Kavakhdereye doğru yürürken, zamanın Başbakanı ile kaışılaşmışt:m. Paşa beni görünce gulmüş ve «Kaç yaşıudasın?» diye sormuştu. Bir defa da. Meclıste tenktde tahammül edemiyen bir iktidarın heı çeşit reaksiyonlarına rağmen, hararetli bır münakaşanın bütün yükünü tek basıma taşımıştım. Münakasadan sonra, înönü takdirkâr birkaç cümle yanında, yaş meselesine dokunmayı ıhmal etmemişti. Karlı havada olsa bile, kocaman bir bastonun ufak bir çocukla tezat teşkil edeceği muhakkaktır. Fakat benim tanıdığım tnönü, siyasi maksatlar dışında, karşılaştığı kimselerin bastonlu veya kıravatolmasına ehemmiyet vermez. O. bastonlu küçük çocugun yarattığı tezadı değil. evden çıkarkep. aynı şeyi yapmayı ihmal ettiğini düşünür ve bastonun asıl ihtiyaç duyacak elde bulunmamasına endirekt bir reaksiyon göstenr. Benim tanıdığım tnönü, bir milletvekilini büyük ve mühim mudahaleler için faıla genç ssydıfından değil, kendisinin iktisadi konularda bızzat ıktidarla tartışabüecek durumda olmadığım bildiğinden. endirekt bir reaksr.on gösterir. Kendi düşünemediğini başkasının yapması, birinde beklediğinden riaha yüksek bir c a p sezmesi veya gıpta ve takaır duygularını bir arada hissetmesi, umumiyetle Inönüde böyle yekna s ak ve endirekt reaıcsiyonlar uyandırır. Norstadin hâtırsinı bağlarktn kuilandığı ^on cümîe de, enteresandı «Olduğn yerde beklemek..» Yalrız yaşta defil. siyasj konjonktürde de.. Bu lnönünün hayat stratejisıdir. Kendi ağzından çıkmış bir sual ve bir cümleye dayanaıak lnönünün iki tipik hususiyetini veciz bir şekilde belirtebilmek, hakikaten ınesele idi. Saceur, vezir gambitini o derece meharetle yapniıştı kı. ıstıyen bunu sadece bir diplomatik kompîıman olarak kabullenebilir ve istiyen onun yüz hatları altındaki ruh yapısını r,uışahede ettiğini düşünebilirdi. General Norstad, 1907 de Minneapolic'te doğmuştur. Başanlı bir askeri kariyerin en yüksek zirvesine erişmiştir. Bir hatip değildir. Lâkin konüşmalarında, fikirlermu pek az haliplerde raslanabılecek bir hâkimiyet göstermektedir. Konulara, umumiyetie beklenmedık cepheierden girmektedir Cesaretle konusmakta. ıfadesi yerine göre ıhtıyatlı bır eda almakta, protokoler bır üslüba kaçmakta, açık tenkidlere yer vermekte veya düşündükçe mâna çıkan bir derinüğe inmektedir. Kafasının işleyişi, büyük bir akıcıükla hareket harbı yapar. bir çevik bırliğin ilerleyişini andıımaktadır. Bir dakika önce asker sadeliğı sezdiğinız bu kumandanda. yeni bir cümleye başlarken bır diplomat ustalığına veya fikır adamı olgunluğuna raslamak kabildir. Bir başkumandanın HderliU vasfı denilince, Norstad son yılların mükemmel bır örneği olarak eösterilebilir. Şahane Avrupa Turu Program: Sofya Belgrad Trieste Venedık Roma Nis Kan Marsilya Psris Frankfurt Münih Viyana Bu gezi 21 temmuzda başlayıp bir ay sürecektir. Yerierinizi aynrnakta acele ediniz. Rezervasyon : Turizm Ticaret; Lâleli: 27 48 72 Kırlangıç Seyahat; Taksim: 44 12 71 Özoran: Sirkeci: 22 07 İG Pasaport ve vize müessese tarafından tâkip edilir. Reklâmcıhk 2995,8930 GfLSCN İle Dr. TVRAV H.7.9»! KEFELt F. BELEV Suadiyf karnını kesti Cumhuriyet «941 Necdet Elmasın duruşmasına: Kardcşi ile kavga eden genç diin de devam edildi intihara teşebbüs etti Kasımpaşa'da oturan 20 yaşlann Sahte evrak tanzim etmek suretiyle başkasına ait bir jeep'i Kara] daki Hikmet Terziahmetoğlu, gece manda satmaktan sanık Necdet El ı geç saatlerde kardeşi Hıfzı ile aimas dün 3. Agır Ceza Mahkeme levi bir meseleden dolayı münakasinde yargılanmıştır. îstanbul mah şa ettikten sonra uyku hapı içerek kemelerinin yer itibariyle dâvaya intihara teşebbüs etmiştir. Zehirlebakmakta selâhiyeti olmadığım ifa nen genç, koma halinde tlk Yarde eden Elmas, Karaman mahke dım Hastahanesine kaldınlmıştır. nıesınde yargılanması icap ettiğini, aksi takdirde Türk Adliyesine le i Bir kasap çırağımn parmakke sürülmüş olacağını iddia etmiş | ları Jcoptu tir. Duruşma. dosyanın incelenme { sı ıçin başka bir güne bırakılmıştır. • Karagıimrükte Altay caddesindeZeki Güngör'e ait kasap dükkânında çalışan 15 yaşlarındaki îlhan Mısırlı gece saat 20 sıralarında et kıytnakta iken sağ elinin üç parmağını makineye kaptırmıştır. Par maklan kopan kasap çırağı tedavi Reklâmcılık 2936/8919 ı altına alınmıştır. Karpuz satan 15 yaşındaki bir çocuk, 12 yaşındaki bir şahsı kazaen bıçakla karnından yaralamıştır. Fe nerde Vodina caddesinde karpuz satan Hasan Elka, müşterisine sattığı karpuzun içini göstermek için bir kasap dükkâmndan bıçak almış ve süratle dükkândan cıktığı sırada orada bulunan 12 yaşındaki Niyazi Yurtgül'ün karnına bıçağı kazaen saplamıştır. Kapuz yerine Niyazi'nin karnını kesen Hasan hakkında koğuşturma açılmıştır. MUADELETLİ ÖZEL ISTANBUL KOLEJINDEN Reklâmcdık 2860/892^ FLND.V ŞERBRTÇlOGLi; ) Valiliğîndetı 1 Vilâyetimiz ilkokuliarı için 300 adet öğrenci strası 22 adet okui maaası, 22 adet sınıi dolabı ve 22 adet yazı tahtasının yaptırılması işi 2490 sayılı kanunun 31 inci maddesi gereğince kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır. 2 Keşif bedeli 49.391.76 lira olup geçici teminatı 3704.38 liradır. 3 İhale 25/7/1962 çarşamba günü saat 15 de Vilâyet makamında Daimi Komisyonca yapüacaktır. , ' .,« i 4 Bu ise ait keşif, şartname, resim \eaairevrak mesai saatieri dahSinde Daimi Komisyon Ve Milli HJtbM Müdüriüğı* kaierrunde görülebüir. 5 İsteklilerin eksiltmeye girebilmek için 1962 yılma ait Ticaret Odası belgesi, muvakkat teminat mektup veya makbuzu ile birlikte 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi hükümlerine uygun olarak düıenliyecekleri teklif mektuplarını ihalc saatinden bir saat evveline kadar Daimi Komisyon Başkanlığır.a makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır. Postada vâki gecikmeler ve telle yapılan müracaatler nazara almmaz. Keyfiyet ilân olunur. (Basuı 10839,8913) 1 ESKİ öğrencilerimizin 31 temmusa kadar kayıtlarııu yenilemeleri şarttır. 2 YENİ yazılacakların da 31 temmuza kadar müracaatları lâzımdır. Yerimiz mahduttur. Telefon: 21 34 99 Çapa İstanbul. I! j| ERDOGAN HEKİMOCIU Ni?anlandılar Izmir '"" Cumhurtvet 8932 TEMMUZ 15 SAFER 13 MUJDE !.. Üstünbaşarı Dersanesinin Adalar Şubesi açıldı. . Bütün öğrenciler; ikmal, Yüksek OkuUar. Üniversiteler, giriş imtihanlaruıa başanyla hazırlanır. Büyükada İskele bırası kat 1. Tel: 47 23 21 Curnhurıyet 8926 CÛJ4HURİYEÎ NUshası 25 Kuruş Türkiye llaricl Lira Kr. Lira Kr. ^5.00 150.00 40.00 H0.0O 22.00 44.00 Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve GaıeteciliVt Türk Anoninı Sirketi Cagaloğlu Halkevi Sokak No. 3941 Sahibi Senelik 6 aylık 3 aylık TOPSER i8ı. BLOKTUGLA V. ] 5.3913.2O|17.19 20.40 22.37 | 8.3^ 4.39 8.3Ş 12.00 1.57; DAİMA 1 NAZİME NADİ Yazı içlerını fiilen ıdare eden Mesul Müdür VECDİ KIZILDEMİR * ı Cazetenıızt' goııuerılcn vazılar konulsun. bonulmasın lade edilmeı llanlardan mosuliyet kabul olunmaz. Abone ve ilân işlerl için. sarfıa üsttine «Abone» veya «İlân ServİBi? kaydının koııması lâzımdır. * BU GAZETE BASIiN AHLA.K ^ASASINA UYMAY1 TAAHHÜT KTMtŞTİR. i ATAKÖY SİTESİ KUR'A KEŞİDESİj Bankamızın Ataköy Sahil Sitesi Birinci Kısım Kur'a keşidesi 22 temmuz 1962 pazar günü saat 17.00 de Ataköy Plâj Gazinosunda Noter huzurunda yapılacağından ilgililerin teşrifl«ri rica olunurJ ^ f t ICtNIZ • = ..CUMHURİYET» in Edebl Tefrikası: 43 Yazan: PEKİDK CELAL Alay ediyor benimle'. Almak için degil, onunla beraber doş ru, güzel bildiğim yolda yürü mek, onu sevmek için oradaydım ben. Beni çağırsın, işinde, kavgasında, kötülük, iyilik her türlü gidişinde beni atasın, bensiz yapamasın istiyordum. Hayatı her yönden bera ber paylaşmak! Halbuki ne ka dar severse sevsin bana ihtiya cı yoktn onnn. En büyük kötii lük de buydtı galiba, Bütnn bunlan unntmak gerek artık. Cyumak şerek!. Derinden derine sesi geliyor kulaklarıma: « Gördüğüm gün bayıldım sana kız! ö y l e tatlı ürkek ve. safdın ki! Hemen verdim numaranı: Dünyanın en iyî kızı bu! diye. başka türlü olamaz diye!.. Bütün o aşiftelerin o Süzanlann, Nedimelerin arasında yıldız gibi parlayıverdin. Çiftehavuzlara Abmedın kolunda ilk geidiğin gün yok mu? O beyaz elbisen, kırmızı boncuklarınla!.. Bak neleri ba tıriıyorum Kirpiciğim benim.» Sallanıyorum iskemlemde. Gözleirm kemik gibi kuru. <•»/ lerim geceye açılmış. Geceniıı içinde siyab ozun bir araba kayıyor yavaştan. Saim efendi nin mavi kıpırtısıt sırtınin gerisinde, onun yanındayıra. Solugu kalağunın flzerinden sıcak esiyor. Fısıldıyor yavaştan: « Sana e kadar israrla Ah medi serip sevmediğini sormam daki seKfbi anlıyor muson ş<m di Kirpiciğim?» Veni adımdan nefret ediyornm. Nermin hanıma «\ini», Suzan hanıma «Snzi» dedijini hatırlıyorum. Kıskançlığa benzer bir yanıklık dalı.vor yöreğimi. Yemin ediyor o Kulağımın dibinde yavaşça: <• Ahmedi gercekten sevdifine inansaydım aramızda hiçbir şey getmiyecekti. Aradığını buldngann sandıjh anda kaybedivermek dayanılır şey değil anıa. dayanmaya, Ahmedin önünden sütnmeye banrdım. Biliyordum onn sevmediğini, beni seveceğini de biliyordum. Seni göriir görmez ne geçti içinu'en biliyor musun? Ahmet bey siz hava alırsınız! dedim kendi ken dime. bu kız benim olacak dedim..» Ldep.sizce eğleniyordo kardeşiyle : « Korkma kız masallardaki peri padişahının oğlu gibi hasretindeıı kederinden kuğu kuşu olup nesa bile gideceği yer Amerikadır en nihayet. Orada bırakıp geldigi kıscagız için ne kadar yas tattu sanıyorsun? Bir kaç gün, iki hafta en çok!. Saman alevi bizim birader, yanmasiyle sönmesi birdir onun. Seni unutur. bir başkasına kapılır» Amerikaya giderken de Serraya sevdalıymış, öyle anlatırlar. Serranın pesinden oralara gitmeye kalktı$ını duyunca annerae yazmıs bemen «gençlik sevdasıydı bitti o iş benim için..» diye. Onu çekiştirmek için degil bu sözlerim. Fena çocuktnr da demiyorum. Bizim ailede en az kirlenmisi, en iyısi belki de. Kendini yiyip bitirmiyesin diye anlatıyorura bunIarı. Üzülmeni, bu yüzden bana sırt çevirmeni istemiyoruın.» Daha başka şeyler de söylüyordu: Yapyalnız bir adamdı, aıılasılmıvan bir adanı! Yıllsrdır kafasının, yüreğinin uysun eşini arıyan bahtsız bir adam! tlk eördüğü gün bana tutulmustu. Ahmedi Izmire uzaklaçtırnıası benimle yalnıı kalabilmek, açıkcau beni elde edebilnıek içindi. Gözünde yoktn dfinya. Ahmet de Mehmette kimse umurunda değildi. « Bir kere ben seni bulmusum!» Sen istiyor musun. sen ne düşüııüyorsun, ne diyorsun? diye, sormuyordu. Belki de haklıydı sormamakta. Öptügü zaman ne hale geldiğimi görmüştü. Gözlerinden aynlmıyan gözlerim. yanaklarımı ıslatan yaslar yeterdi ona. « Anladın mı güzelim?» diyordu. «tnandın mı şimdi bana Kirpiciğim? Seni seviyorum ben!. İlk gününden içime giriverdin kız! Koskocaman Kâzım Isık işini gücünü bırakıp kendini aşka kaptırsın! Kimseler inanmaz buna.. Hakikat böyle basit işte. Yallahi kız. sen o gün rılıtıma inen merdivenin ba.şııına göründüğün zaman ne düşiindünı bilivor musun? İşte bcninı kaderinı bana geliyor dedim kendi kendime. Sen öyle ağır, korkulu merdivenleri inerken içime öylesine bir sevinç doldu ki içimden geçeni anlıyacaklar diye, bir zaman kimsclerin yüzüne bakamadım, yanını dakilerle mühim bir iş konuşnıasına dalraış göründüm, seniıı yüzüne bakamadım bir saman..» Ahmedin umurunda olmadığını söylüyordu açıkça. lyimiş! Yeter miydi iyilik benim şibi bir kadın için? Benden vazgeçmiyecekti. Zorla da kavgayla da olsa Ahmedin elinden alacaktı beni. Bana rağmen alarakiı bem de. Parasına puluna lânet ediyordu. Para.sındaıı, adındaıı ürktüğümü farketmez olur muy du? Gözlerimde scvdayla korkunun karıştığını pekâlâ görüyordu. Parayla alınmıyan şeyler vardı hayatta. İşte ben o seylerden biriydim, belki de en önemlisü. Dünyanın hazineleri vızgelirdi, beni istiyordu. bana sahip olmaktı bütün isteği, tııtkusu Bana doğru egilen yüziinü. dudaklarımın yanında titriyen dudaklarını. iki damla sarı ısık I balinde yaşlarla parlıyan gözlerini görüyordum. Ona inanıyordom. Beni seviyor, seviyor, seviyor! diye, coşkun sevinç akıyordu köpüre köpüre içimde. Hâlâ da sevdiğini söylüyor! lııanmamı istiyor! Bir başka kadına gitmesi. kendi deyişiyie fıngırdaması, yılına kalmadan o Alman kırmasiyle yatıp kalkması, bütün bunlar fındık fıstık yemek gibi eğlencelik şeyler onun için... Sevda uyurmuş zaman zaman insanın yüreğinde. Kadın olup onu uyandırmak. ateşlemek gerekirmiş. Toprak apaçık önümdeymiş, sürmesiııi bilmemişim ben!. tşine ilgisizmisim, kavgalarına uıakmısım, c\de kösesine çekilmiş. kabuğuna girip saklanmış bir yabancı. bütün dikenlerini açmıs bekliven bir kirpi.. Belki de hakiı sızlanmalanııda. Belki de gercekten seviyor beni kendine göre. Aramııda bir fark var yalnız: Alıştıkça daha çok bağlanıyordum ona ben, oysa alıştıkça uzaklaşıyordu benden. Bir köşede unutulmuş pek kıymetli bir eşyaya benzıyordum biraz. Zaman zaman carpıyordum şözüne, zaman zaman hatırlayıp sevdalanıyordu ycniden. .Sallanıyorum. sallamyorunı! Avuclarım salıncaklı koltuğuıı iki yanına sımsıkı yapışımş. Ellerim onun ateşli parmaklarını arıyor. Onunla avuç avuca kalmak, onunla sevişmek tekrar! Kollarının arasında dünyanın bütün kötülükleri silinirdi gözümden. Karanlıklar yırtılıjj aydınlanırdı. (Arkası var) Türkiye Enlâk Kredi Bankası; (Basın 11438/8948) IHIIIIuni'M|||||!||IIIP>.'IIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIHIIIIIIIİIIIII!lllllllllllllllllllllllllllllllllill|ll!l|l||||f||||||||lll|||MII|lllll IIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIllMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIlKv^ (Basın 11145/S341)