Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
pencere Devlet Doktrinleri « Dante Alighieri 1265 yılının mayıs ayında, Flo ransa'da doğdu. Soylu bir ailedendi. Orta ve yüksek öğrenimini tamamladığı pek sanılmıyor. Ama gene de zamanm en bilgili kişilerindendi. Çok okur, okuduklarının tıimünü aklında tutardı. Çalışkanljğıyla ün salmıştı. Hele sevgilisi Beatrice'inin ölümünden sonra kendini öylesine kitaplara verdi ki, az. daha gözlerinden olacaktı. Dante deyince Beatrice'den söz açmamak olmuyor.» yukarıdaki satırları İstanbul Hukuk Fakültesi Umumi Hukuku Doçenti Dr. İlhan Akın'm yeni yayınladığı «Devlet Doktrinleri» adlı eserinden aktardık. Bir bilim kitabında nasü şaşılacak bir dil ve üslup giizelliğine varabildiğini göstermek için... Gerçekten de şimdiye kadar, hele İstanbul Üniversitesi âmme hukuku kitaplarında yer yer yaldızları dökülmüs, köhnemiş, yeterliğini kaybetmiş, karanlık bir muhafazakâr dilin uzun ve kötü cümlelerinden yaka silkmis olanlar Dr. İlhan Akın'ın eserindeki aydınlıkta geniş bir nefes alacaklardır. Bu fikrimizi desteklemek için Dantenin «Evrensel Kıral» lığını anlatan bölümden birkar satır daha almaktan kendimizi alıkoyamıyacağız: , « Düzen demek. adalet demek Danteye göre. Adalet de iyi niyetten doğar. Ne var ki vöneticinin iradesini kullanırken duygularına kapılmaktan kurtulması kolay değil. Nihayet o da insan. İster istemez bir takım dilekleri, istekleri, tutkuları olacak. Niyetini bozması jıasıl önlenebilir? Gözünu doyurmakla. Yöneticiyi insanljğın başına geçirirsek, yeryüzünün bütün nimetlerini ona sunarsak, artık hiç bir şeyde gözü kalmaz, duygularına kapılmaktan kurtulur, adaleti kolaylıkla sağlar.» Sayın t Akının konusma diline yakın bir ustalıkla yazdığı kitabını okumaya do\um olmuyor. Macbiavelli'nin hayret verici ePrens» liğini, Hobbes'un buyrukçu kırallığını, Bossuet'nin Kutsal Kitap'a dayanan mutlak iktidannı, Montesquieu'nün soylular liberalizmini, Tocquevile'in demokrasi anlayıçmı bir nefeste atlayıp daha geniş ufuklara açılıyorsunuz. Ütopik ve ihnî sosyalizmin sağlam ve yeterli özetlerinden sonra çağdaş Fransız düşünürlerinden G. Sorel'in pek de sevimli olmıyan gerçeklerinde, Marx ve Nietzsche ile elele verdiği fikir yönlerini dolaşryorsunuz. Onemli olan nokta şu; Tlirkiyede âmme hukuku jibi kürsüler, heniiz anlama, öğnenme ve kaynaklara inme yolundadırlar. Bizde öğrencileri imtihan eden öğretim üyelerinden bazılarının bile tarih boyunoa devam eden fikir akımlarını ve devlet felsefelerini tam ofaujak biknedikleri görülmüştür. Bilmek iddiasmda olan bazı kimselerin ise bildiklerini zannettikleri seyleri heniiz tam anfcunıyla kavrıyamadıklan yazdıkları kitaplardan ortaya çıkmaktad'ır. Biz Dr. İlhan Akın'ın eserinde bir büimsel tevazuun şuuruııu ve ayaklarını, kaynaklara sağlamca basmıj bir araştırıcı ıiantığm düzenini bulduk. Bu eser, Türk okuyucus» na aydınlık ufuklar açacak bir özetlemedir. Eksikleri de sadlece bu karakterinden doğmaktadır. Önsözünde yazıldığı gibi^her düsünce akımı, o akımı en iyi temsil eden isme bağlanarak anlatılmı; .. Belki de bu sistem yuzündendir ki Voltaire öneınsiz gö'rülmüs, hatta Hauriou atlanmış, Duguit feda edilmis + Ama Hegel'den yalnız Marks dolayısiyle söz açmak biraz haksızlık değil midir? Rejim dâvalarınm ve demokrasi tartışmalannın baş köşeyi tv'ttuğu şu günlerde Dr. İlhajı Akın'm kitabı ve kitabın bilhaVsa son kısmı geniş tesirler yaratacak önemdedir. Yirminci yüz\vılda, her fikir akımını aı.ıl kaynaklarına inerek öğrenmek imkâ.\nsız sayılacak kadar zor ve üstelik lüzumsuz olduğundan sıhha&li kılavuz kitaplara bü$ük ihtiyaç vardır. İlhan Akın'ın sağlani sistematiği.< ve mantık disiplini bu rehberlikte okuyucusunu* yanıltmıyacağına delildir. Dilindeki aydınlık ise kafasındaki aVdınhk demektir Çiinkü bilmek aydınhktır, bilmemek karanlık. ^. tKÎ Sehir Bahar ve Çiçek Bayramı bugün başlıyor CUMHÜRIYET l l I I ^ I I I l I I I I I I E I I I I I I I I I I I l l I I I I l I I I I l I I I I I I l I I I l I I I I I I l i r i l I I I I I I I l I I I l I I I I U I I l l l II11IIUJ MIII111I11III1I1IJIII1III 1 = I I I I 9 Haziran 1962 DÜŞÜNCELER HAPSINE SEBEP OLAN KİTAP = Stalin'i bu ikinci görüşüm ol olmadığını bana söylemiştı. Fakat Kimisi ikide bir muştu. Suratı asıktı. Fakat Molo Tito'nun bana naklettiği sözlere ve yapısını değiştir^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ Yazan: ^ ^ " ^ " ^ ^ kum döker, taş çıtof gibi ne tutuktu, ne de yapma Kalinin'in ziyafette ıleri sürdüğü mek demektir. karır; «Neden oluNerede bünyemi cıklı mültefitti. Stalin benimle ko mütalâalara bakıhrsa bunun aksi yor bu?» diye soraskerlerinin iddia edilebilirdi. 2e uydurulmak gö nuşmadı. Kızılordu maya görün, «BünStalin, her halde, Kalinin'in buruşü ile alınmış tutumuna dair olan münakaşanın ye yapıyor,» derbi yenilik kar unutulmadığı ve afledilmeâtği bes naklığını biliyordu. Zira, bir araler. Doğrusu o sözün, bünye» sö biyatımızı Batıya föneltmek istilık Kalinin, Tito'dan bir Yugoslav şılaçsam, kır gezintisinde pıjama belli görünüyordu. Ji îstanbul Bahar ve Çiçek Bayra zünün ne demeğe geldiğini : açık •' yenler, gerçi yabancı dil öğrenmiş, gıyenleri görmüş gibi yadırgarım. Stalin Kremlinde verdiği özel sigarası istediği zaman onunla kamı eğlencelörine bugünden itiba seçik olarak anlıyamamısımdır bir o dillerin buyuk ozanlarını, yazar«Almayın, ziyafette de bir şey söylemedi. Ye ba şekilde alay etti: ren Yenikapı ve Üsküdar Şemsi türlü. Tunaklarımın uzamasını, larını okumuşlar... Ama Akıf Paşa Eskı bir Çalışma Bakam, «Sendika mekten sonra film seyrettik Sta dedi, kapıtalist sigarasıdır». Kalipaşa semtinde başlanacaktır. yemeğimin sindirilmesini sağlayan nın, Pertev Paşanın fransızcadan ları biz kurmazsak işçiler kura lin, tüfekli filmler görmekten bık nin utandı, sigara, titrek parmakcak » demış ya, onun niyeti de Bilindiği gibi, Belediye, burala da bünyem değil mi? Nedense yaptıkları çevirileri gülmeden oku sendika denilen işçi birliklerinı tığını söylediği için harb filmi ye larının arasından düştü. Stalin gürın hazırhkları için uzun zaman «bünye» sözünün çok seveni var yaraazsınız. Çunkü o büyük yaban bünyemize uydurmak. Görünüşte rıne. bir kollektif çiftlik hnyatına lüyor. yüzünün ifadesi sadist bir dan beri çalışmış ve halka ucuz dır bizde, bir okumuşluk, bilmiş. cı ozanlar bizim Tanzimat yenilik sendikalar kurulacak, ama hepsi de dair dökümanter oir film gösteril mâna ahyordu. Biraz sonra, yine eğlence temini hususunda yardım lik verir o söz kullananacilerinin elinde birer divan kırması hukumetin, işverenlerin buyruğun di. Film devam ettiği mıiddetçe Stalin «Başkanımız Kalinin» şerecı olmuştur. Yüz yıldır batılılaşalım, çağdaş Osmanlı ozanı oluvermişler, bünye da olacak... Buna sendika kurmak Stalin, artistik gerçekleri aktüali fine kadehini kaldırdı. Fakat söy3 ay devam edecek Olan Bahalr uygarlığa girelim diye çırpmıyo mize uydurulmuşlardır. denemiyeceği gıbi, sendikayı taklit te ile kanştıran tahsilsiz bir adam lediği kibarca cümlelerin, çoktanve Çiçek Bayramı eğlencelerine ruz ya, batıdan, çağdaş uygarlıkOysa « bunye » demek yapı de etmek de denemez. gibi, perdede görülen sahneleri beri kukladan ibaret kalaıış bir giriş 25 kuruş olarak tesbıt edıl tan toplumumuza neyi gptirmeye mektır, ılerlemek, çağdaş bır topGrev hakkının, toplu sözleşme tefsir edip durdu. tkinci film, harb adamı kasdettiği anlaşılıyordu. miştir. I.E.T.T. İdaresı de Yenika kalktıysak, bizim «bunyeciler» bil lum olmak istiyorsak, yeni anlayış hakkının bir turlu tanınmaması, sa den evvele ait fakat konusu harb Orada, o daha resmî ve daha pı Taksim otobus seferlerini giç bilgıç işe el koymuşlar, «efen ları yapımıza uydurmak yerine, ya nırım, daha bünyemize uydurula olan bir filmdı. Adı «Yann harb geniş çevrede, Stalin'in tannlaştıtakviye etmiştir dim olduğu gibi alamayız, bünye pımızı onlara göre değiştirmemiz madıklarmdan ötürüdür. 1945 Top patlarsa» idi. Filmde, boğucu gaz rılmış olduğu daha belli oluyorrr.ize uydurmalıyız,» demişlerdir. daha doğru olurdu. Ataturk boyle rak Kanununun uygulanmaması da larla harb ediliyor, geri plânda du. Bugün diyebilirim ki, bu tanİkinci taksit gelir verjplerinin Bu yüzden de, bunca çabadan son yapmıştıı; şapkanın ya dâ Lâtin ya bünyemize aykırı bulunduğundan müstevliler görülüyordu. Bunlar rılaşma, bizzat Stalin'in eseri olra biz yine bize benziyerek kal zısının bünyemize uydurulmasını dır. Giderek, yüzde yüz yerli kuru Aimanlardı. Bazı proletarya un duğu kadar böyle bir şefe. muhtaç ödenme müddeti haziran mış, değisnvemişizdir. bir an bile düşünmemiştir. Çünku luşlar olan Köy Enstituleri, bünye surlannı isyin ettiriyorlardı. Film çevresinin ve Sovyet bürokrasısısonu bitiyor Tanzimat'tan sonra şiirimizi, ede devrim, bir toplumun bunyesini, mize uymadığından ötürü kapatıl bittiği zaman, Stalin sâkin fâkin nın eseriydi. Stalin'le çevresi araİstanbul Deftedrdarhfe'i bir tebdı. Bu bunye denilen şey ne belâlı şu «özleri söyledi: sındaki münasebet bu yüzden deliğ yayınhyarak «yıllık beyan esa şeymiş ! ğişmiş bulunuyordu. Stalin. tannç Olup bitenlerden o kadar fark sına tâbi mukelleflerin ikinci takBakın, demokrasıyi mis gibi bün laşmca, nüfuzu ve kuvveti öyle lı değil. Yalnız, gaz kullanılmadı sit gelir vergisinin tediye müdde yemıze uydurduk. Toprak ağaları, arttı ki, kendisini yükseltenjerin ti»nin geldiğini bildirmiştir. parti adı altında çeşitlı kuruluşla ve Alman proleterleri ayaklanma ihtiyaçlarında ve arzularında göTebliğe göre, mukellefler, ikin ra bolundüler, yaptıkları, yapacak dılar. o kadar. gitgiŞerefe kadeh kaldırmaktan, ye rülebilecek değişikliklere, ci taksit vergiletrinı haziran ayıları iş aynı olduğu için de, hukude dikkat etmez oldu. mekten ve film seyretmekten hernm sonuna kadar ödeyeceklerdir. meti arada bır olsun elden ele geImparator saraylarının yaldızlı Bilindiği gıbi bu ikinci taksit çırmeyı de on yıl boşladılar. Şimdı kes yorgun düşmüştü. Stalin, bir geçerken. de kalkmış, « Demokrasi bizde tut kere daha, hiç konuşmadan elimi mermer salonlarından vergiler, haziran ayında ödenmemuyor ! » diye üzülüyoruz. Doğru sıktı. Fakat artık sebebini bilme yolu üstünde bulunanlar kenara diği takdirde, borç muacceliyet su, bu anlamda demokrasi, tek par diğim halde, daha sâkindim. Bel çekilip ona yol veriyorlar. havran kesbedecek ve üçüncü ekim ayı ti gününde de vardı. Işçilerin kur ki havanın, daha yumuşamasın ve ateşli bakışlarla peşinden bakı taksidi de dahil tamamının tahsili madığı sendikalar gibi, halklarm dan, belki kendi verdiğim karar yorlar. en küçük bir sözünü kaçırcihetine gidilecektiir. karışmadığı demokrasiler de bir o dan dolayı. mamak için kulak kesiliyorlardı. Belediye Başkanı yundur, bir aldatmacadan başka Her halde, Stalin'in sevgisi de O, kendisinden ve eserinden emin, Atinaya gitti bır şey değildir. Bugünkü durumu olmadan yaşamak mümkün oldu bu hale başını çevirip bakmıyorAvfrupa Konseyi Belediye Başmuzun korkunçluğunu ya da gü ğu kanaatinde idim. du. kanları toplantısına iştırak edelunçlüğünu açıklamaya kalkan bir Memleketi yakılıp yıkılmıçtı, *** cek olan İstanbul Belediye Baştakım iyi niyetli yazarlarımız ise, Ertesi gün, yahut daha ertesi açtı, bitkindi. Fakat orduları ve kanı Prof. Kamuran Görgün , dun suçun < taklit bir demokrasi > armareşalleri, semizdiler, göğüsleri uçakla Atinaya gıtmiştir. dına duşmemizden ileri geldiğini gün, Catherine Hall'de resmî bir madalyalarla dolu idi, votka ve ziyafet verildi. Sovyet protokolu10 gün sürecek olan toplantılasoyluyorlar. Ben o duşuncede değızafer sarhoşluğu lçindeydiler. Av ra iştirak edecek olan, Görgun, lım; biz demokrasiyi taklit etmi na göre Tito, Stalinin solunda ve rupanm yarısını ayakları altına al Şurası mıiteakiben Rodos Adasına gideyoruz, etseydik bugüne değin ona o zaman Yüksek Sovyet Başkanı bulunan Kalinin'in sağın mışlardı. bir sonraki raundda öterek tetkiklerde bulunacaktır. çoktan kavuşurduk. ki yarısını da ayağı altına alacaTaklit deyip de geçmeyin... O da oturuyordu. Ben Kalinin'in soBelediye Reisine Kadrı llkay vesözcük bizde çoğun kötü anlamda lunda idim. Molotov'la Subaçiç, ğına emindi. tnsanlık tarihinin en kâlet edecektir. kullanılagelmıştir. Oysa demokrasi Stalin'in ve Tito'nun karşı^ına dü? zalim, en müstebit adamlarından Çocuğunu görmeğe gelen biliyordu. yi taklit etmek demek, sözgelişi iş müşlerdi. öteki Yugoslav ve Sov biri olduğunu kendisi kocasını yaraladı çilerin özgür sendikalarda toplan yet şahsiyetleri ise. yuvarlak ziya Fakat buna aldırdıjh yoktu ÇünŞehreraini, Bezmiâlem sokak 5 maları, belli ekonomik, toplumsal, fet sofrasının muhtelif yerlerine kü tarihin hükmünü yerine ge^cVte oiduguna inanmıştı. numa!ralı evde, kocasından ayrı siyasal gorüşleri temsjl eden suııt serpilmiş bulunuyorlardı. Stalin, kendi emriyle ve kendi olarak yaşıyan 28 yaşında Hilmiye Teşrifatlı bir hava hüküm sürüpartilerınin kurulması, düşunceleri Demirbağ, evvelkı gece çocuğunu yayma ozgürlüğünün tam anlamı yordu. Doktor Subaçiç'den başka adına hayatları mahvolan milyon gormek uzere evine gelen kocası ile tanınması, herkesin korkmadan sofrada hazır bulunanların hepsi larca insana rağmen, memleket ve Hüseyin Demirbağı, bıçakla yaraistediğini söylemesi, yazması gibi komünist oldukları için bu hava milleti saadete, adalete ve hürrilamıştır. Yarah koca, olayı müte artık uygar toplumlarda tartışması garip görunüyordu. Şerefe kadeh yete doğru götürdüğünden şüphe akip hastahaneye kaldırılmış, sabile yapılmıyan bir haklar ve öz kaldınldığı zaman herkes birbiri ettikleri için vatan haini diye ölnık kadın yakalanairak nezaret gürlükler düzenini benimsemek de ne «Mösyö» diye hitap ediyor, san dürülen en yakın arkadaşlan binaltına alınmıştır. mektir. Bu anlamda 1946 dan bugü ki ayrı ayrı sistemleri ve ideolo lerce Insana rağmen vicdanında ne değin, öylesine duşkun olduğu jileri temsil ediyorlarmış gibi tnil hiç bir sızı duymuyordu. Denize düşen 8 yaşındaki muzu, bir kurtuluş ve kalkınma letlerarası protokoloun icaplarına Mücadele tehlikeli, uzun ve çok çocuk boğuldu yolu olarak bellediğimizi söylediği sıkı sıkıya uyuyorlardı. sinsi olmuştu. Çünkü muhalifler miz demokrasiyi hiç de taklit etBuyükdere çocuk bahçesi önunBununla beraber, kadeh kaldır az sayıda ve zayıftılar. Fakat yenmiş sayılmayız. Biz onu bünyemi malar ve protokol dışında arkadaş mişti. Tek gerçek ölçüsü zaferdi. de, deniz kenarındaki bir sandalze uydurmakla yetindık. Başka bır ça davranıyorduk. Yani birbirleri Vicdan neydi ki? Böyle bir şey da oynamakta olan 8 yaşında Atıl deyişle, bünyemize, yapımıza, ağa ne yakın, aynı harekete mensup mevcut bile değildi! Onun fehefelâ Kaya adında bir çocuk, dün lık düzenimize dokundurmadan de ve aynı hedelfere bağlı insanlar sinden, hele ioraatmda bunurt "Vedenize düşerek boğulmuştur. Mumokrasiye geçmek gıbi gereksiz bir vazenesini kaybederek denize düş gibi hareket ediyorduk. Yugoslav ri yoktu. Netice itibariyle, insan, işe giriştik tuğu tahmin edilen çocuğun cesearasındaki yaratıcı kuvvetlerin eseri idi. Bugun iyi niyetli aydınlarm kar. ya ile Sovyet Rusya di, Şişli Çocuk Hastahanesinde Şairler ondan ilham almışlardı; şı karşıya bulundukları guçlük işte münaseebtler henüz samimî mahimuhafaza altına alınmış, olayla il yette olduğu için şekilcilik'.e reali orkestralar onun şerefine marşlar buradan geliyor: Demokrasiden Oda Meclisimiz ı Üyelerinden İntıbah Çamasır Fabrikası gili tahkikata başlanmıştır. yana olup olmamak, bu demokra te arasındaki bu tezat daha da besteleyip çalmışlardı; üniversite sahibi Ticaret Sarayının inşasına siyi tutup tutmamakla bir sayıh kuvvetli idi. Sovyet hegemonyası lerde profesorler, onun sözlerini yor. Oyîa bugunkü demokrasiyi ve komünist âlemindeki nüfuz re cl« alıp cildlerle eser yazmışlardı; yakmda başlanıyor mağdurlar, onun adını söyliyerek olduğu gıbi elde bulundurmak is kabetleri henüz başlamamıştı. îstanbul Ticaret Odasının EminStalin'in tanrılasması «ehpalarda can vermişlerdi. Şimtpği, toplumumuzun daha iyiye önünde 220 metrekarelik arama çevresinin eseriydi di, tarihin en büyük harbinin gadoğru değişmesinden korkuyu gös. yaptıtacağı büyük Ticaret SaraAncak hayat, arzuları ve mak libi idi. Dünyanın altıda biri üzeHakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugün Feriköy Kuterir. Durumumuza açıklık geyının inşasına önümüzdeki gunyulubağ sokak No. 73 dleki evinden alınarak Feriköy Camiinde tirmek nıyetinde isek. kimlerin de satlan hesaba katmaz, hiç kimse rinde mutlak şekilde hüküm sülerde başlanacaktır. Arsada mevmokrasiden yana olduğunu, kim nin tahmin edemiyeceği gelişme ren kudreti, durmadan daha uzak eda edilecek ikindi namazını mütaakıp, Feriköy mezarlığındaki cut düklçân ve binaların yıkılma lara yayılıyordu. j lerin olmadığını anlamak istiyor. leri vardır. ebedî istirahatgâhına tevıdi edilecektir. sından sonra derhal binanın yapıl sak, demokrasinin temel özellikleBu, Stalin'e, mensup bulunduğu Sovyet Birliğiyle Batılı mütteMerhuma Allahtan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dimasına geçilecektir. Inşaatın 3 rini vakit geçirmeden kurmalıyız. fikler arasındaki münasebetler he topluraun hiç bir tezat içinde buleriz. yılda tamamlanacağı tahmin olun\ncak bundan sonradır ki gerici nüz harb sırasmdaki balayı safha lunmadığı ve bütün öteki toplummaktadır. lerle ilericilerin cepheleri kuşkuya smda idi. Sovyet hükümeti. bir de lara her sahada üstünlüğünü belirt yçr bırakmıyacak biçimde ortaya receye kadar şekle bağlılık muha tiği kanaatini veriyordu. Garson müşterisini bıçakladı çıkar. Üst yanı boş lâftan başka faza etmekle beraber, YugoslavKızilordn serefine bir (Basın 8945/7182) Kumkapıdaki bir işkembeci dük bir şey değildir. kadeh votka kânında, Mehmet Demirtaş admyaya komünist olduğu için bağım«Yoldaşlar» dediği dalkavuklada bir garson, dün sabah hesap sız bir memleket muamelesi gösyüzünden kavga ettiği Cevat Cotermediğinden dolayı tenkide uğ riyle alay da ediyordu. Fakat bulakoğlu adındaki müşteiriyi bıçak ramağa meydan vermek istemiyor nu sırf âlicenap bir şef gibi yapmıyordu. Efendice âlicenaplığı anla 5 yerinden ağır surette yaraladu. cak bir tek noktada görülüyordu. mıştır. Yaralı koma halinde hasta Sonralan, Sovyet hükümetinin, t Hiç bir zaman, kendi hesabına ahaneye yatırılmıs, sanık garson D*oğu Avrupada sağlam şekilde yer lay etmezdi. Aslında. yaşadığı yük men çamaşır isiiabı ve randıman yakalanmıştır. leştikten sonra, «burjuva» ve «mil sek zirvelerden a?ağı inmeyi sevResmi sektore dahıl bulunan bir, Bankanın Kambiyo ve Akreliyetçi» usuller telâkki edilen pro diği için alay ederdi. Netice itibabakımmdan büyük boy çamaşır Haziran 9 Muharrem 6 ditif Servisinde istihdam edilmek üzere Ingilizce ve Fransızca diltokolu ve daha başka formaliteleri riyle insanlar arasında yaşıyordu, alaç lerine bihakkin vâkıf elemanlara ihtiyaç vardır. makinelerine e$ittir. terketmek lüzumu üzerinde ısrar ferdin camia dışında hiç bir şey Ücret elemanların tahsil durumları ve eski hizmet sürelerine da bulunması mukadderdi. olmadığını ara sıra göstermesi lâgbre 3659 ve 7244 sayıh kanunların tayin ettiği azamî miktar üzeResmiyeti bozan Stalin oldu. Bu zımdı. rınden verilecektir. nu ancak o yapabilirdi. Çünkü Stalin ve nükteli sözleri beni de Müracaatların, mufassal izahat ile ve mektupla POSTA KUSultanhamam Katırcıoğlu Han Kat 5 İstanbul sürçtüğü için tenkide uğraması ihV. ] 4.27 112 13 16 13 19.39 21.411 2.0S cezbetti. Fakat aklımm ve vicdaTUSU (242) Galata adresine yapılması. timali olmıyan tek insan o idi. E. 1 8.48 4 34 B.35'12.00 2.021 6.28 Ayağa kalkıverdi, kadehini uzat nımm bir küçük üöşesinde beni üâncılık: 4423/7160 bulandıran ( Basın 8673 7176 ) tı. Tito'ya cYoldaş» diye hitap et şaşırtan ve zihnimi Şık erkek ti, «Mösyö» tâbirini kullanmak is bir şey vardı. Stalin'in sahte cilâ1111111111 ıııııııııiMiııııııııııııııııııııııtıııtıııiiiıııııııtııııııııııııııııııııııı ııııııııııııııııın ııııııuıııııııııııııııuııııııııııııııııııııı ımııııımıııııııııııııımııımıımm^ temediğini belirtti. Bu, bir dost sını sezmiştim, onun alay ediş tarseçeceği poplini bacan, tatlı gülüşüyle yüzüme dığını, ne kadar para verdiğini luk havası yaratmağa ve ortalığa zını ve bana insanca ve dostça bir = «CU1MHURİYET.. in Edebî Tefrikasn 7 bakıyor, başını sallıyor. «İyi E bilir. hatırlıyorum d a ! neşe vermeğe yetti. Doktor Suba tek söz söylememek hususundaki yaptın, keyfine bak, yoluna = Bavulu sürükleyerek çıkıyor, çiç de sevindi ve gülümsedi. Ama azimli kararını için için beğenemigit sen..» gibilerden göz kırpıE kapıyı çat diye öfkeli örtüyor bunun zoraki olmadığını tahmin yordum. yor. Eğiliyorum pencereden on E arkasından. etmek güçtü. Bu siyaset adamınm, Onun i*in, Stalin'in villâsında lara. Başımla anneme işaretler j= sağlam fikirleri ve sağlam prensip özel bir yemeğe ben de dâvet eBen de hatırlıyorum: Banka yapıyor, sözlerini tutacağımı, ~ leri bulunmamakla beraber, his didiğim zaman, hem şaştım. hetn daki arkadaşlardan biri satmış kendime iyi bakacağımı, bir a E lerini gizleme kabiliyeti yok de de memnun oldum. Doktor Subatı bavulu bana. Sarı domuz yın göz açıp kapayıncaya ka E ğildi. derisindendi. Az kullamlmıstı, çic'in bu dâvetten, tabiî hiç haberi dar geçeceğini anlatmaya çaba = ikl katlıydı içi. Bütün eşyamı Stalin şakalaşmsğa, sağa sola yoktu. Bu yemekte valnız komülıyorum. Onlar gibi ben de ro E acele doldurup tıkıvermistim. nükteler savurmağa başladı. Bir nist Yugoslav Bakanlar vardı Sov Yazan: PEKİDE CELÂL lümü oynuyorum. Görünüşüm ^ Sabahtı. Evet, bir yaz sabahı.. kere neşelenmiştik, ondan sonra yetlerden de Stalin'in en yakın ça Karanlık basmca yorgun adam koymuş annem. Rahatlığına diyarı pişman. Abanda beraber = Yavaş yavaş sallanmaya başla hşma arkadaşlan olan Malenkov, sonu nereye varırmış. Bir talih artık bu neşemiz iaybolmadı. lar döner sokağımıza. Açık pen yecek yok şimdi. gitmediğim için Handana, yal :z kusu gelmiş, otnrmuş başıma, dım sahncaklıda. Cökvüzüne ba îhtiyar Kalinin'in gözleri pek az Bulganin, General Antonov, Beri a cerelerden radyo sesleri döküAnnemin hiç bir isine karışben onu ürkütmek, kaçırmak i kıyorum. Masmavi gökyüzü. Ge nız bıraktığim için de anneme E gördüğü için kadehini, tabağını ve gayet tabi', Molotov bulunulür. Tabaklar. lencereler tıkırmıyorum artık. O bildiği gibi çin elimden geleni yapıyormu ne de bir fakr var. O gün başka karşı utançlıyım. Annem «Eve E ekmeğini bulmakta güçlük çeki yordu. dar mutfakla \'.a. Camlann seyürütmekten çok hoşlanıyor maviydi gökyüzü, güneş de baş şum. ö l ü lodos dalgaları gibi gidip bacaklarımı uzatayım, E Her zamanki gibi, akşam saat on yordu. Yemeğin devamı müddeHn risinde bir telâşlı gidip gelmegemisini. Evin benim olmadığıkaydı. Yaz ışıgı insanın gözleannemin öfkesi. Zaman zaman dinleneyim, sevgili kocamin r e E ce kendisine yardım ettim. Tito, ka sularmda Stalin'in sofrası etrafındir başlar. Komşulanmız perde nı düşünüyornm. Kâzım Işıkgelip sessizliğime vuruyor, da rine doluyor, içimi yakıyordu. gimlerini çıkarıp ağlıyayım» di = bul töreninden bir iki saat evvel da buluştuk. Ben Tito'nun arabalerini kapamaktan hoşlanmıyor la annemin arasında olup bitBembeyaz, masmavi b i r gün, ye sevinçli biraz da gidişimğıhp çekliyor, 3 protokol icabı, kendisini ziyaret siyle gelmiştim. lar. Bahtsızhklan ile başbaşa miş bir pazarlık bu. llgilendirüstelik umutların, gençliğin se Dışanda şarkı başladı. Bir den. Handan, Abandda sevgili E etmiş, ihtiyann büsbütün bunak YARIN BERİA kalmaktan korktukları için mi? mez beni. Bir yabancı gibi döşeyler mınldanıyor kendi ken vinci ile dolup taşıyordum. Ak si Rifat beyle beraber olacakla £ Belki <ie pencereden pencereye nüp dolaşıyorum odalardan oşamı, gideceğim saati iple çeki Poplini dine annem. öfkeye dönüyor rını söylüyordu sabah. Orada 3 olsun hep beraber yaşıyabildalara. Anııemi, o pek tertijıli, mırıltısı. Kapıma doğru bağır yordum. benim gözlerimden uzak, kü Ş mek için.. Kim bilir! cilâlı, süslü güzel salonunda, dığını duyuyorum: çiik macerasını yaşamak çok ££ « Kendine iyi bak.. DenizPazar tatilini feda etmeğe değer. Harika eşya, biblo, plâk Üâncılık: 4296/7161 Annem apartımanı değiştirdisofrasında, kalaylı yeni tCDcedaha işine gelir onun. Gene öe Peki bu çantayı nereye ko de açılma sakın. Yollarda arakolleksiyonu ve teknik eşyalarınm MÜZAYEDESI ği zaman eski esvalann hepsini relerin parladığı naylonlarla süs sevinincinin içinde parlayan ~ yacağız? Dolap küçük, sofada balara dikkat et.» 10 haziran 1962 pazar saat 10,15 geçe TEŞVİKİYE Muradiye satmış. Şimdi onun camlı bülü mntfağinda yalnız bırakıyokıskançlığı görüyordnm. AraŞ da yer yok! Peronda, ışıkların altında du Bayır sokak 65 No. lu apartımanın 1 numajalı dairede (Teşvifesi, kırmızı «adife koltuklan. rum. Evin kendi evi olduğunu, larında bir bizim üstad olduğu = Kapım açılıyor. Eşikte anruyordular. Annem, imdat arar kiye) camisinin tam yanındaki sokağından sağdaki 2 nci sokak i, açılıp büyüyen yemek masası orada bulunuşuinun bir durak nem. Elinde eski sarı bavulum. gibiydi. Yalnızca seyrediyordu = gibi yanındakilere bakıyordu. Nüshası 25 Kuruş bile var. Bütün buıılan bana lamadan başka mânası olmadıtan gidilir). Son model stilize tekmili ceviz kök ağacı ve teko bizi. Hepsinden bıktığımı dü Ha^ ne dersin, ne yapa îri gözlerinin akları ya^larla Basan ve Yayan sormadan seçip aldığı, evini ğını kabnllenmesi için elimden mili oyma 11 parçadan ibaret harika yemek odası, Mazel Papel şünüyordum ben. Hüsnü bey E hm? taşıyor, dilsiz bir sitemle «Cy Curtihuriyet Matbaacılık ve keyfince süsledifi için pek de geleni yapıyorum. tstediğim de den bile. Annem bütün bütün E le değil mi, haklı değil nıiyinı agacından Moderno stilinde emsalsiz Yatak odası, berjer kolOmuz silkiyorum. Gszeteeilik Türk Anonün Sırketl sevinçli. tlk günler bir çok oluyor. Benim için daha rahat sinirime dokunuyordn. AcınaE Cağaloğlu Halkovi Solıak No. 3941 ama?» diyoriu bakışları. Daha Atıver gitsin. tuklar, kauç divan salon masaları, berjerler. şeylere el atacajımdan, yapfizülebiliyor annem şimdi. Kencak haldeydi. Saçları başörtü E çocuk! Şuna bakın, kalkımş Şaşkın bakıyor bana. Hakikî kristal bakara vazolar, şarap ükör takımı. SüraSahibJ tıklarını bozacağırndan feorktndisine sıgınmış olmam, çaresizyalnız başına yollara düşnyor! sünden darmadağınık çıkıyorE Atmak mı? deli misın? hiler, sigaralıklar, küllükler, biblolar, 12 kişilik gümüş borNÂZİME NADİ ğunu sezmedim değH. Böyle lifim, yüreğini tatlıükla ynmnBeni dinlemiyor artık, benden du. Mantosunun önü açılmış, Sesi titriyor. Sarı bavulla bera dürlü sofra takımı, halı ve seccadeler, avize ve aplikler, tül ve olmadığını görünce keyfi yerişatıyor. Mutlu bir neder diye ber bütün umutları da gidecek Yao Işlerin) fiilen ıdare eden koptu, benden ayrıldı iyictne'» koeaman karm siyahlı beyazlı E perdeler ve harika teknik eşya. Şimdiye kadar emsaline tesaMesuJ MüdUr ne geldi. Tadını unuıtuğu bir ceğim onunkine neredey«e.. tlandanın bir şakasına a*iaremprime entarisini gerip iırla E sanki. dui edilmemiş hiç kullanılmamış kadar yeni Amerikan malı sevda uğruna düstüjü yoksulBana verdiği küçük odada saken gülmeye baslıyordu sonrn. Gülmeye çabalıyorum. mıştı. Aşınmış topuklarının ü E VECDİ KIZILDEMÎR Westinghouse 12 ayak Deepfrizli tam otomatik buz dolabı, Juktan sonra yeni kavuştuğu Iıncaklı iskemlem, kiıaplarım. Hepsini görüyorum, kopnk bir Sok bir tarafa canım, ne bi zerinde yana doğru devrik du E * Norge ful otomatik çamaşır makinesi. GRUNDİNG ses cihazı, küçücük rahatını kaybetmekgazetelerim, hâtıralarımla yal leyim ben! Getir benim divanın lilmin acemi figüraı\larm:ı ben ruyor, terkedilen zavallı yor E Gazetemize gönderüen yazılaı koAvrtıpa malı möbl havagazı fırın ve ocak, Elek. tren, çocuk ten ödü kopnyor belli. Bodrum nızım çok zaman. Annem, sty altına istersen. ziyorlardı biraz. Handan beyaz çun ana rolüne kendini kaptır = nulsun. konulmasm lade edilmez katından yeni ^vine salıncablı rek de olsa kaygnlu gösteriler, oyuncakları, petrol sobaları ve Amerika, Ariantin, Brazil, lar içinde, hafiften Hüsnü be Hayır benim odama, bemış. elinin tersiyle burnunu si = tîânlardan mesulıyet kabul olunmaz iskemleyi getirmiş nasılsa... Ha merakh sorularla karşıma ge nim karyolanın altına koyacaMeksiko, İspanya v.s. nin büyük şarkıcıların plâkları ve en yin koluna yaslanmış, kıpkır* Ie sile ağlıyordu. Utanç vericiy = sırlan çürüyüp Kopmns, siyaha çip ağlama sağnağına tntulu ğım. Daha iyi öyle. Abone ve llan ışiert İçin, rartın mızı ağzınin köşesinde küçük büyük orkestraların defa plâkları. di görünüsü. Akılsız güzel dönmüştü rengi iskemlenın. Be yor bazan. Ne olduğunu, evimi, bir gülüş. Acınma var gülüşünBasını sallıyor. liğin, ışıksız lâmbaya benzediği E üstune «Abone» veya «llân Servüsn l 54 " GELİN, GÖBÜN, KAPIŞIN PORTAKAL Tel: 44 54 59. 59. â Küydınıo tnnması lâzımaır. yaz boya vurdurmus. Üzerine kocamı bırakıp neden geldiğide, biraz da haset. Hüsnü bey Senin için hiç bir seyin deni söylerdi Hüsnü bey. Ona hak E * de çiçekli basma minderler mi merak ediyormuş, bu işin her zamanki gibi kayıtsız, bağeri yok zaten. Ne hevesle al veriyordum. (Arkası var) ~ Bü GAZETB BASIN AHLAK YASA: 4552/7164 S1NA UYMAVI TAAHHÜT ETMİŞTIB Güçlük nerede? Melih Cevdet Anday Kremlindeki resmi kabul 1 Stalin'le Konuşmalar J CİLAS'IN YENİDEN 1 KUÇÜK BİR O L l H ADIL IY\MK İstanbul Ticaret Odası YABANCI DIL BILEN ELEMAN ARANIYOR U r O küçük cesamefine rağ CİHAN KOM. ORT. 1 1 CUMMURIYET İ llllllIIIIIIlllllllIIIIlIIIIlUlllIIlIlllllllllllIIIIlIIIIIIlIilllIIIIlllfltilIMllIIlllItlIllJIllllllIllIIIllIIIIJlllllllfilıiiiiiiıııııııııiMHIIlllilllIIII^