Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
pencere 1 Yürür... yürür... Socüne çok değer verfliğim lıir meslektaî : Bana bak, dedi, biz hepimiz «bu iş böyle yürümez» diye yazıyoroz. Ortalığı karamsarhk kapüyor. Arada sırad» «jrfirür» diye yazalıra. Gerçi bu iş yüriimez araa, elbirliğiyle yürütmeğe vbşBİ Bu fikir nedense kafama yatkın geldi. Hemen kalemı ele alıp başladım. Dhorum ki... DU CÜMHURITET 29 Haziran 1962 ıııı=ııııııııııııuııııııuıııııııiııııııııııııiıııııııııııııııııııııııııitıiıııııifiııiıııııııiıııııiıJiiiııııııııiİiiiİ|ıııı | DÜŞÜNCELtR I ıııı|ııııııııııııııııııııııııııııılııııııııııııııııııttiıılıııııııııiıııııııııııjıiıııııııııiıııiıııııııııııııııııııııııı=ıııı HEM Batıh ile Earkımız ne? eçenlerde sıhhi sebeplerle yaptığım Avrnpa seyahatinde memleket mtmleket dolaştım ya, işte bnnlardan birinde bir aksam üstü geniş bir meydana bakan kalabalık t»ir tcahveye «tarmş, yinsi yiManheH fe« n bulunmakta olan bir vatanda.şımizla komısuyordum. Ana vatan4an ç*alı yvrmi yılı geçtiği Tıalde tlaka dün ayrılnıı? gibi ona bağlı olan bu vatandaş lise tahsttini bitirir bîtinnez bnraya gelmiş, yflitsek tateîTtrrt Imrs*» yaptms ^ « t>wr»«a m«st«k sanibi •s «lup lıa>aU atılmıs, cvlenmiş, talışmaya baslamıştı. Mnhavere <Kndü dolsştı Avrupalı ile aranıızdaki farklara takıldı, Valdı. Muhatatıvm: Avnıpalı Avrupalı diyoraz ya, fert « U n k «le aldıeımız zaman tmnların mcziyetleri defil, inarıılmıyacak knsnrları oldntcumı g*rmemek k»bil değildir. Meselâ bu Avrapa memleketjnde nüfasotı vfiede kırfcı karısım «M\er. Yine n*fosun %ür*e altmışının on şünde bir defc olsun ayaklannı jıkamadığmı söylersem bana inanınız. Ben birM şa.şkın itiraz ettim: O kadar fcat'î konuşuyanunuz ki bu sttierinizden şüphelenmcye cesaret edemiyorum. Amabtınları bir başkasından duysaydım ileri sürfilen m8ş«hedelerdeki mübalifa payinı mmtlaka »raftııırdınB. Brni sMertain doğral«ğ« hakkmda bir kere daka temin ettikten sonra devam etti: Maamafih bu adamlarda bütün bu noksanlarına rağmen yine de bizde bulunmıyan bir şeyler var ki onlar o vaziyette ilerliyorlar, biz de bu durumda yerimizde sayıyoruz. Maamafih bunun tamamen aksi de olabilir, yani bizde «lan bazı şeylcrm »Blarda bnlanma*ıfına «a hüfemedebilirit.» Geçen gün A.P. nin en ileri gelen müfritlerinden birinin vaktiyle tnönfi hakkıuda C.H.P, üderıni ilâhlaştırmak izere >*ıd^ı ıriir gacetelerae neşredainoe bu kahrolası bnyvmvz biztle olan ve Batıda bulunmıyan (bazı şeyler) den birl midir diye epey düşündüm. Ova* Tebai BAŞKt'T Bundan önceki * ^ * ^ * * Yazan: * ^ * * ytzıltnaıızd* b*tı demolcrBsile• rınin gensınde bu Bu iş yürür!. lunan sosyal, poliHcm de bu is adamakıllı yürür. Bir kcre biz yeni kabiııcyi tik ve «kDnomik çok befenâik. Maşallah hepsi okumuş yazmış adamlar. Evelallah bu işi yürütecekler. Zaten Anayasamız da bu işi onların yüorgünün özellikleri üzerinde dur k a v r a m ı y a ç a h ş t ı ğ ı m ı z zanMB, narüteceklerini jazıyor : muş, yeni bir insan tipinin, yeni sıl burjuva d e m o k r a s i l e r i n i n tra Yiirütrae görevi kabinenindir . diyor. Belediye, bütün «ğlence yerleri bir dünya görüşünün nasıl ortalıpları h a v a d a fcahyorsa, bunia* Bu is yürüyecek. Bu işin jürüyeceği kabinedeki isimlerden bilctlerini standart hale getirmek ya çıktrfını açıklamıva :ın da h a v a d a k a l d ı ğ ı m görecebellniir. Biz bilhassa, mazisi temiz, simdive kadar sadakatle çaiçin hazırlıklarını ikmal etmiş bu tık. ğiz. B i s d e barjuv* yek. «enffal Jısmış bazı isimler üzcrinde dikkatle durduk. Meıetâ Fahrettin lunmaktadır. fctı demokrasileri, bir ucund* var. İşçi yok fakir var. Gerçek oKertm Gökay Siyasi hayatınıu ber yaprağı, altm snyuna batıBu amaçla Belediyede bir Bilet nlnra dohnakalnnie yanlhnış bu zatın en önemlf hakanlıklarHazırlama. l)amgalama ve Satış borjuva, diğer ucunda işçi bulu lan zengin ile fakir arasındaki ça dan birini almaeı bu işin yürüyecefine en büyiik delildir. Dairesi kurulması uygun görül nan iki sosyal sınıfa dayanıyordu. tışmadır. Işçi ile fakiri birbirine bir tarafta k a r ı ş t ı r m a m a k lâzım. Bir inMSiın Bakırköy Afcıl Hastanesi Sertabipliği, Haİk Partisi vaüiltfi, müştür. Bilet basılması ve dam Bstı demokrasileri burju\a. diğer tararta sosyalist fakir olması işçi olması d e m e k de DeJntfkrat Parti valiiifi, Yassnıd* misafîrlifi... Vc bunca tecrügalanması içın luzumlu ğildir. Ö y l e ise zengin • fakir, pat*eflen sonra biz emiııiz ki Gokay, lmar ve Iskân Bakanlıfıuda ler, Beledıyece 2IB.750 hra muka iki aydm sınıfın devamh çatıçma ron işçi kavratnlarınııı bize ansı. sürekli kaynajması neticesi dîhcr vatandasın yuvasını yapacak. bilinde satın alınmı^tır. l a t m a k istediği a n l a m ı k t v r a t n a »alnız Gökay mı? Oteki Bakanlar da nMÇBİlah bütün maziBundan böyle, tstanbul Beledi yalektik bir olu?da kendisine yol dan hiç bir şey y a p a m a y ı z ; hiç leri \e halleri.vle hepimize güven \eren kisilerdir. Meselâ Fethi l yesı hudutları dahilinde biletle arıyordu. Temelde değişmiyen "ve bir kurtarıcı teklifte Çelikbaşın Sanayi Bakanlığına tekrar getirilmesi çok iyi olmusbulunamaI grrilecek eğlence yerlerinde kul! sadece el değiştiren bir mülkiyet yız tur. Çünkü geçen koalisvonda Çelikbaş, Bakanlık koftufnna 1 yapısı vardı. lamlan biletler Belediyec» hazıroüırur oturtnaz, bizde âdet olduğu veçhile, gösünün üstiinde Batı demokrasileri. üretim (is!j lanarak eğlence yerlerine bedeli işçi modern bir deyim'dir. Enkaşı otan baıı unram mâdnrlere yol verivermişti. Şimdi bir b»ştihsal) vasıtalarına sahip olanla düstri ile, seri h a l i n d e i m a l â t i l e • mukabilinde veTİlecektir. kasım Bakan yapsanız, o da paşa gönlüne çöre bir umum mürın, siyasî hâkimiyete tırtnanma ilgili bir sözdür. P a t r o n l » arasmj Evvelce bıletler, müe=sese sahipdür taoziınatına girişeceğinden, iyiBi mi eski Bakan yerinde otur! leri tarafından getirilmekt«. bu larınıa bir hikâyesi idi. Orta çag daki kavga, ü r e t i m i n (istihsal) «m. Banmaa yeni iş açroış ohnayız. ' biletler Belediyece Damga Matj da senyor ve serf. yeni çağda pat b o l u ş u l m e s i n d e k i h a k s ı z h ğ a dayaBu iş yürür. . Evelallah yürür. Hele servet beyanlan geri r o n bu hikâyenin iki manza nır. Işçi, g ü n l ü k g e ç i m i n i aşan bir baasında damgalattırılmakta idi.l alınsın, af çıksın, su Plânlama Dairesindekilerin btrrnnları bir Mmdi bu isler Belediyece yapılai r a " k ı y m e t fazlasına sahiptir. Bu kıyyapılai krrılsın . Bakın nasıl yüriiyecek. ' cagından yalnız bilet damgalamtısı • Endustn çağıyla beraber üretl m e t fazlası o l m a z s a ç a h ş t ı ğ ı iş Bu iş yüritmez diyenler som ağızlı, menfi adamlardır. Onlar m t o nev>i v e bn vatanın iyili&ini istemiyor, menfi propaganda yapıyorlar. , için Damça Matbaasına senede vel vasıtaları, insanın sahası iflâs eder. Yok Atatürk devrimleri hniş, yok reform hareketleri imiş?.. Ne rilen 50 bin Hra tasarruf edilmis tavn ve anlayışı değişmişti. Fikrî B u n a karşıiık fakir, bir g ü n l ü k v e detnck bunlar efendim? Bir çıkar yol söyleseler ya! olacak aynı zamanda zaman kaybı I iktisadî yapı orta çag sosyal e m e ğ i y l e g e ç i m i n i s a ğ l ı y a m ı y a n v Bu iş yürür .. Yürüyecejjine en büyiik delil olarak da tsmet ; da önlenmiş bulunacaktır. J »Pisını alt üst etmiş ve poliük kimsedir. Bir insanın bir tarlası, Paşayı gösterebiliriz. Pasa en büyük teminat. Onnn iman ve Ancak biletlerin standart hale j J'«P>yı defiştirınifti. bir kaç baş h a y v a n ı olabilir. E ğ e r şevk dolu idaresinde her çüçlüfü yenebiliriz. Bu tarihî çahsi' getirilmesinde bu biletlerm kulla i B " demokrasilerde insan eme o tarladan aldığı m a h s u l g ü n l ü k yet dafaa iki gün evvel Halk Partisinin Grup toplantısında yüz1 nılması bütün eğlence yerlerine' İ*. insan haklan pbi kavramlar i h t i y a ç l a r ı n ı n altında bir değere lerce milletvekili karşısında bu işi yürütmek zomnda oldugunu , birden tatbik edilmiyecek peyder, politik yapıyı her an zorlamakta sahipse bu adama fakir denir. Failân etmedi mi? Künriiye çıkıp : I pey bütÜT müesseselere teşmil ve her an değiştirmektedir. Uzun kat işçi d e n m e z . Bu adama toprak Ben bu kabineyi istiyerek mi kurdum sanıyorsnnnz?... bir gelişmenin neticesi olan de kölesi de denmez. olunacaktır E m e ğ i fazla, diye muanclannı oldu&u yere oturtuvennedi mi? mokratik anayasaların temelinde, kazancı az denir. ö y l e y s e tarlası, Eeec .. en yetkili kişiden bu lâfları kulakiarımızla işittikten Rönensastan beri ortaya çıkan bir bir kaç baş h a y v a n ı olan b u adasonra bu işin yürüyeceğine bâlâ inanmamak. menfi bir tavır Metresini ekmek bıçağı ile takım kaçınılmaz jterçekler var. 1 mın e m e ğ i n i h e d e r e t m e m e k . onun takıninak ve bu vatanın iyiiiğini istememekten başka nedir göyyaarladı nanılan ve uygulanan kanunlar kazancını e m e ğ i n i n ü s t ü n e çıkarleyin Allah askına söyleyin. Şehremini, Pazartekke Çıkmazı ve pren<;ipler onların sosyal doku mak başka, bir endüstri işçisinin Bu iş yürür dostlar .. Adamakıllı yürür... e m e ğ i n i d e ğ e r l e n d i r m e k y i n e ba?36 numaralı evde oturan Feride sunun bir ifadesidir. Şimdi biz tutmusuz, tamamlyle kadır. , Eirgül adlı kadın, birlikte yaşadı, RI Ahmet Güral tarafından ekmek ayTı hir yönde gelismis olan bir B i z i m için ö n e m l i o l a n birincibıçağı ile göğsünden yaralanmış küitfir ve m«teniyettn siytm! k» sidir, lıplarını. temelde hiç bir değisik' tır. Içki sofrasında çıkan münalsa Bu s ö y l e d i k l e r i m i z i Dİr başka iş ! şa sonunda 42 yaşındaki metresini lik yapmadan kendimize uydur. varalıyan Ahmet, olaydaja sonra maya çalışıyoruz. Hâlâ da kendi alanında da t e k r a r l ı y a b i l i r i z . Bir kunduraeı, bir e s k i c i sabahtan a k kaçmış ve dün geç vakte kadar gerçekletimizi görmek, kendi şarllarımızın gerektirdiği imkftnları şama kadar çahştığı n a l d e , bu eyskalanamamıçtır. m e ğ i y l e ailesinvn g ü n l ü k ihtiyaöte yandan dün, Beyofclu ve Ü«; kontrol ederek bir çıkts yolu araçcını gideremiyorsa o n a da işçi kudairda 2 yaralama vakası daha tırmak kaygısında değiliz. denraez, fakir denir. olmuş Alisan Bulut ve Koço ParBatı demokrasılerine, genel tuO h a l d e bizde iki p r o b l e m v?r. larancos adında sahtE, bıçakla ye tumu bakımından, burjuva demoK 1 F ı k a r a h k , ralanmıçtır. Yarahlar hastahane rasisi demiçtik. Bu demokrasi, mül 2 Z e n g i n l i k . ye ytırılmış, yakalanan sanıklarla kiyete temel olan «emek» kavraF ı k a r a h ğ ı g i d e r m e k . yani emeilgili tahkikata başlanmıştır. mından hareJtet ediyor vc bunu gi d e ğ e r l e n d i r m e k için t a n m ve 6 trafik kazasında 1 Ölü, iki tarzda yorumluyordu: 1 Temelâe B*hsî teıebbüs ve endüstri sahasında b ü y ü k bir h a m 5 yaralı var ^ermayenin bulunduğu liberali§t l e y e ihtiyaç var. B u h a m l e iki k ö y l ü y e toprak d a ğ ı t ı l m a s ı gibi yanŞehrimizde dün, 1 kişinin ölümü yön. lış bir y o l u kasdettnivorum. ö n e m S kişinin de yatalanma&iyle co2 Temelini emek teşkil eden li olan köy p r o b l e m i defcil, ürenuçlanan 6 trafik kazası olmuşsosyalist yön. tim p r o b l e m i ile insan e m e ğ i n i n tur. Yenikapı sahil yolunda gezBunlara etfen îH srmf mekte olan 65 yaşmda Kirikos Öz (patron isçi), îki ideoloji \'ar. Bi d e ğ e r l e n d i r i l m e s i d i r . Ç ü n k ü fıkaman, şoför Ahmet Sıkan idare ri sermayeye sahip olanlardan, di rahk, ü r e t i m araçlarının insan emeğini d e l e r l e n d i r e c e k bir plâna sindeki 31989 plâkalı arabanm «ad ğeri ijçilerden jana. göre yapılrnamasından doguvakUmesine mâruz kalarak, ağır suret Batı demokrasileri, üretimin iki dır. F ı k a r a l ı f m i k i n c i k n y n a ğ ı da, te yafralanmış ve hastahaneye kal unsuru olan bu iki sınıfın faydazenginlik.tir. S ö z ü m y a n h s enladınlırken ölmüstür. lannı uzlastıran bir ortam üze şılmasın. B u n u n l a z e n g i n tıpini öte yandan, Eminönü, Eyüp, Ka rinde yürümektedir. kasdediytmım, dıköy ve Sarıyer gemtlerinde vuBize gelince, endüstriyi kuracak j kubulan 5 trafik kazasında da, S Zenjfin Tcimdir, «lasıl zengin olfahsî tesebbüs erbabmı yetistirekişi yaralanmıştır. mermiçiz. Demek ki temelde bir muştur. Batıda o l d u ğ u gibi zenSular tdaresi Avrupa ve üretim, bir germaye, bir kâr kav gin ü r e ü m d e n b ü y ü k p ı y alan ingası yok. O halde onun sınıfı da san mıdır. H a y ı r ; bisde zengin Amerikaya akıl danışıyor tam terrine, üretirnrlen degil, t ü Sular Idaresi Umum Müdürlüğü mevcut değil. O halde bu demok ke>tim maddelerinden (istıhlik rasilerin ortaya attığı fikirler, kasebrin su ihtiyacını gidermek için lıplar, teklifler bizim için havada m a d d e l e r i ) p a r a icaranan bir tipyeniden çalışmalara başlamıştır. tir. Zengin. h a l k ı n ana ihtiyaçlaSul'ar tdaresi Amerikan ve batı bir takım şamalardır. Bizde patron isçi. ağa ırgat rım •âsten fiafla s«tarak kâr seğArrupa memleketleri belediyeleh r a n m s a n d ı r . Yani b i z d î servet, rine müracaat ederek, su mesele çatışmacı. dar görüçlü. şekilci. her iki tiretim m a a d e s i arasında aralerini nasıl hallettiklerini sormus şej'i basite ve kolaya irca eden c ı h k y a p a n k i m s e n i n k a s s s m a ?ktur. Gelecek c^vaplara göre yeni Manc'cılarm zoraki uydurduğu maktadır. B u n l a r k a z s n d ı k l a r ı patesislerin kurnlması için tstanbul bir çeydir. Kendi gerçeklerimizi raları ü r e t i m alantna yatıracak Belediyesine plânlar vereeçktir. y e r d e , b ü y u k ölçüde, ç e ş i t l i tük«Ayrıca Umum Müdürlük tstantim m a d d e l e r i n e v a t ı r m ı k suretiybul B«lediyesinden 22 milyon lira le, b ü y u k e n d ü s t r i n i n hiç bir n s alacatmı tahsil etmeye çalışmakDr. SE1JHA DOGAL ktne g i r m e d e n , büyük paralara «EtAPUUIINO* EN >Z 200 ÜtOkSI BUI.UNMIUM tadır. Rumeli yakasında su mese•GÜLERYÜZ» sahip o l m a k t a v e b a ş k a l a r ı n ı n sev*oeLi «e» *o ılR*» vtDESlz «efe «oo H M Y * eı* KUO * «IIMMIIASI *L«UH> lesini halletmek için 120 milyon taleti üzerine bir sefahet «aJtanai liraya ihtiyaç olduğu, dıs ve hükü tı kurmaktadırlar. Reklâmcılık 2694/8173 met yardımlan temin edilmediO halde bunlar; ğindetı te«Bİ«rin tevsi «dilemedi1 Zaten, e m e ğ i ihtiyaçlarmı ği ve on binlerce kişinin su alabilkar«iilamıyan fıkara cımfının perimek içın sıra bekledikleri açıkian«anhSmı bir kat daha arttırmakSon imâl ettiğjmiz Amerikan tipi mıştır. Cumhurıy«t «161 Bütün eğlence yçrlcrı büttfeTi stamlırd bir hate getîrilecek Zengin Fakic Cahit Tanyol 2~ Üretime yatıracakl»n K y* ile iş alam açov*k VC iasan meğini değerlen dirmek, böyl*c« toplama faydnh olm«k dururken tam tersine. mevcut üretim alan larını da sömürmektedırler. 1960 den bu yan» cbşardan alınan borç parakrın çok önemli bîr kısmı çeşitli endüstri alanlanna yatırıl mamış ve fakat aracılarin ka=;alarını d»Wurmuştur. Kı«»cası, borç milletin sırtma yukleMıis, para onların ceplerine akmtştır. «Her sörü. b u sokakta bir çıdan dujünulürse, b:r gerçfek Ort»ya çıker: memleketin iflâsı. Burjuva ahlâkının her türlu sorumluluğundan ve endişesinden uzak olan bu zengin tipi ve bu tarzda zengin olmak ideali ferdî çuurlarda kök salarsa kurtuluya giıien bütün yollar tıkanır. Cumhuriyetten sonra, Türk milletinin parasiyle. halkın faydası için kurulan bütün devlet i^letınelerinden en çok kâr sa|hyan yine bunlar olmuştur. Demek ki devletçüiğimiz de, devletin ve mil letin hByrmdarı çok, aracılann hayrına çahşmıştır. On yıldanberi dışardan almış olduğumuz borç paralar eğer üretime yönelmiş iş alanlanna harcansaydı, Türkiyede tamamiyle başka bir hâdise cereyan eder ve demokrasi gerçekten halk hâkimiyeti mânasına gelirdi. Eğer 27 Mayısta aracılar. ve onlann opportüni=t aydınlan demokrasiyi yalnız onlann çıkarına çalışan bir zemin üzerine kurmamış olsalardı, hâdiçe yine başka türlü cereyan ederdi: ve memleket bir çıkmaz sokak içinde debelenmezdi. O halde ne yapmahî Bir diktatorya mı? Asla! Aracılar demokrasisi yerine «fakirler demokrasisi» ni kurmafc. Fakirliği ortadan kaldırmanın tek çıkar yolu budur. Zaten Türkiye Cumnuriyeti »Ha kimiyet Kayıtsız 5artsız Milletindir» eözüne davanmıyor mu? Cun»huriyeti kuranlar da aracılar degil, t»kir halktı? Ve onun önün» düşen bir avuç avdındı. «Halkın Hakimıyeti nasıl kurulur?» diyeceksiniz. Millî Mücadele na«ıl rapıldı ise 6yle. Millî Müeadeie aydınlan nı«ıl insanlardı' Onlar milletin önünde idiler. Onları arakta tutan «Kuvavi Milliye ruhu» idi. O zaman bir başka avdın dan» vardı. Onlar da padişahin peçindeydi. Onlar «Kuvayı Milliye» ye karn idi, Şimdi d« ak aydın kara aydın vok: mille«n öntnde ve milietin sırtında aydm var. Devleti milletin «ırtında olan avdınlar b»tınr. (1) Sabahattin Bey ve Demokrasi, Cnmhuriyet 8 haziran 1962, De*a>»cuaaileTi ve Biz» Cumhnrivet. 15 Haziran 1962, «BemokCumh«riyet 22 rasMe t haziran 1962. 1 ^ T E K N I K ELEMAN^ İstanbul banliyösünde bulunan bir madeni eşya fabrikasmın kahp imali ve makine tamiri işlerini ve Ttsviye Torna Atölyesi Şefliğini fiilen derubde etmek ânere aşağıtUd vasrflara haiz, makine mühendisi veya tekniker aluıacaktır. Asgarî 10 sene, en az 50 kişilik bir kadronun çahştığı Tesviye Torna Atölyesinin fiilen şe£lı$ıni yapmıç olmak; Azami yaş: 45. Taliplerin mufassal tercümei hallerini ve talep ettikleri ücreti PK. 64 İstanbul adresıne bdldirmeleri rica oltmur. ilâncılık: 5002/81U YAZ CEKİLİSİNDE PARA IKRAMİYE1İRI IİRA TUTMHNDA Fazla güneşte durmaktan mütevellit TÜRK TİCARET BANKASI KİRLİ ELLER Jean . Panl Sartre'ın en nasanlı piyesi Sabahattin EyübofU'nvn hir «nfiSzt ile Kıtapçılarda ödemeli olarak Matbaasından Fiatı: 5 arayınız. Cumhuriyet istenebüir. Lira Portatif Plknik Masa ve Sandalyalanmız SATIŞA AR ZEDİLVIİŞTİR. Satış yerleri: Amerikan Home Mobilya Mağazası Şigli, HalâskârEazi Cad. 1691 Dr. Halil Sezer Karj'ola ve Madenî Eşya Fabrikası Sirkeci, Demirkapı Cad. Tel: 27 16 32 tadırlar. "%. " ^ 1 Haziran 29 Muharrem 2G e İ •5 S X a * m c c aı § R CB > ^ ^ " ^ " ^ ~% Telefon Santralı Alınacak ı' 34 haricî. 1520 dahilî, yan otonutik telefon santralı satın alınacaktır. Müracaat: Tl 61 S9 dan Sekreterlik. İlâncılık: 5M2/8170 OPON, baş, diş, adale, sinir, romatizma ağrılarını ve bayanlann tnuayyen zamaaiardaki sancılannt teskin eder Cumhuriyet 8187 İlâncılık: 4909 8169 V. ] 4 29 E. ] S.u 2.17 4 12 16 18 19 43 2 . 4S 2.07 8 "SI2.O0, 2.03 MEVLIT Sabık Evkaf Umum Müdürlertnden Antalyah Cem&l B<"y zevce?i. Tüccardan Orhan Örgo. ren'ın validesi vcfatmırv ikinci yıldönümu dolayıslyle Pangajtı Ergenekon ca*deö 4t,Z rramara«Iaki evlroted* 30.6.196Î cum*rte»ı eür.a saat 16.30 da Mevlidl Serif kıraat oluoacaUtır. Akraba ve Oğlu: Orhan İlâncılık: 4986 8165 = >CUMUURtYET. in Edebî Tefrikası: 27 İazan: PtKIDE CELAL bepsinin. Sooradan o gülu&ün, bir çe^it sengin soylağu kurınus olan, o küçük topluma has, âdeta şeref madalyası gibi bir sey oldugunu anladım. Pek yeniydim daha. Birçoğunun mânasını kavrıyamadığım şakaların, alayların, uzak nazik bakışların yalnızca bana, benim kisilifime dönük olduğnnu sanıyordum. Pek utançlı, pek mulsuzdum doŞrusu aralarında. Ahmet bir iskemle çekip yanıma olurmuştu. Garson, renkli gâneş şemsiyelerini bizim tarafa taşıyor, masaları yaklastırı yordu. Teyze kızı peşini bıraknuyordu Ahraediıı. Terli, çıplak eğilmiş tath tatlı bir seyler anlatıyor4a. Çirkinliği içinde güzeldi kız. Badem gibi çekik siyah g*ıieri, dalsnn, biraz fırlakça taze pembe dudakları vardı. tçlerinde en çok ondan hoşlandım. « Ne tatlı şey! Değil mi?» diyordu Kâzım Isık. Sevgiyle bakıyordn teyze kızına. « Çok da akıllıdır!» « Dünyanın en geveze mahluku!» diyordu, Cibangir. <Dedikodu faresi!» Kâzım Işığın beni kanadı altına aldığı belliyOi. Cihangir de, yerini kaptırmaktan korkan biri gibi, gelip ayaklannaın ueuna uzanıvermişti. Beyaz pike lbİ kırmızı boncuklarım, •tancımla çüneş semsiyesiniıı a l t ı n d a a r a l a n n d a kaskatı otu ruyordum, Bir şeyler yapnam, konuşmam, bozlan kırıp eritmera, kendimi beğendirmem %rrektigini biliyordum. Ahaaedı kıskanıyordnm biraz teyze kızından. Onnn, hattâ oradakilerin hepsinin bendeo çok daha çüzel, hoş insanlar elduklannı düşünüyordnm. Şaşıyordum da Ahtnede. Neden beni bulup seçtiğini anlıyamıyordnm. Pek «beyfendi» kılıklı adamla, Genel Müdürüne bir seyler anlatau Kâzım Işığa saygilı, ürkek bakıyordum. Pantolonn ne kadar buruşuktn! Eski sandaliar vardı ayaklarında. Çıplaklığı yaşına güre ç»k fencti. Dlaıdik duruyordu gövdesi. Herkes gibi bir adam! Diye, düşünüyordum. Başkalıgı ueydi öbfirlerin den? Gene de baska oldHğvnu •eziyordum. O k«nuşurken ofcür leri içer gibi dinliyorlardı sözlerini, baş saJhyor, kabnlleniyorlardı ber dediğini, Cikatıçir iskeleyi gögteriyordn bana. Kermin hanımın kotrasıydı açıkta duran. Genç bir çımacı oraaan eraya gidip selerek bir şeyler toplayıp yerleştiriyordu kotrada. Küçük iskelenin ucundaki kırmızı ChrisCraffa gelince, »JabeyBİ yeni almtştı onu. Rüzfâr jibi Bçuysrdn deaizde. « Şimdilik eicisini çok sevi yor, hiçbirimize vermiyer:» diye jılay e4iyordn Cihangir. Tatlı konuşnyordu. Tskın bir arkadaş gibi mavi duru gözleriyle gülerek yiizünıe bakıyordu. B«ynuna tafctıgı ince »ltın zincir garibime gitti. Bakufımı görünee anlattı. Bir arkadacuıııı hediyesiymis. Zincirin uconda sallanajD şeyi gösterdi. Kıvır kıvır titreyip oynıyan ç«k ince güzcl alUn bir balıktı. Avucumu armamı istedi. Elimin «rtasına bıraktı balığı. « Ne bos değil mi değisi?» diye tatlı tatlı güldü. Balık avu cumdan koluma kadar uzayan bir ürperti verdi değince avucu DU. Ilem neden öyle güldüğünt, kırtttfğTDi anlıyamadım. V«4ra •»nra KÂnoı (mk «İ«Krulda. Ahbapları çitmck içiu kalkıv»rlardı. Geoel Müdür 4e, öbirü de bana pek aldımadtlar. Sfrra'nın elini öptüler. Güzel çıplak kadınları saygılı selâmladılar. Onlar gidince Kâ zun Isık ayakta etratıaa bikııı dı, geriadi. Tüyteriai kaşıdı. Sonra bana dönüp : « Bir seyler yiyelim, içelim dcgil mi küçük gelin?» dedi. fstah dolnydn bakısı. VntiKu lardan bu da işte'. Di>e düşüıv düm. Onun is olsun. scvda olsun, her şeyi o do>mak bilmez istahının saldırısı, çüciivlc alt ettiğini, basarısının baslıca se bepierindetı birinin bn iştabtan ileri geldigini sonradan anlıyacaktun. Kendigi de bmna gfiler, açıklardi taer zaman. Cesnr diyemiyeceğina ona. Fakat kendini saklamıyacak kadar kuvvetliydi. Sesi knlaklarımda : «Kfil olnncaya kadar «evmek, çekişmek, alt etmek, hayatm zevkini heyecaolarta sarsıla sar sıla çıkarmak!. OnAmüzde sıra şıra «rtamp giden atlanta çizgilerinî, yıll»n bir anda app nefes ne(«se devirip bitirmek« tstabla yasamak ve doymadan, ihtiyarlamatUn ölnaek'..» Yanıında dnrmuş: < Ama ne sıcakl diyordu. Yoksa denize mi girmeli daha evvel? Size de bir mayo bulsalar. Ne oluyor, Nini hâlâ uyu yor mu Cihangir?» « Yenge hanım zaten günes ten hoslanmaz ki'.» diyordu Cibangir. O da ayağa kalkmıstı. O da geriniyor, denize bakıyordu. Suzan hanjn sarı bir ısık gibi süzülüvermişti aramız dan. Rıhtımın öbür ucunda kırmızılı yesilli bir tentenin al tındaki masaya doğru hafif neşeli koşuyordu. Arkasından bas kaları da gittiler. Cihangir o tarafa bakıyordu. « Pingpong oynayacaklar» *edi, ya\aşça. Mavi gözleri Süzan hanımın üzerindeydi hep. Genç kadın saçlarını sallıvarak topları hdvaya atıp eğleniyordu. « Bütün sarısınlar bir cins 4ir, dedi, Kâzım Iş*k. Günes ten fazla hoslanmazlar. lıenıcı kızarır, terler da^ı'uerirler. Bu 4s Ktni çibi, bJr balutne bulup güneşten kaçar hemen böyle.» Cihangir dalgındı. « Ne derseniz deyin güzel kaiın, seker gibi!» « BilİTormn. K«ean Sleli sizbı heşiuz için ba.llanrp a|datandı, tam lokma hani! tki milysn fe*a para sayilmat, ta bii...» Karnlıktı güMyvrlardı iki kard«ş. « Ben senin yerinde o'sam hemen kapatınm onn tam za manı!» dedi Kâzım Isık. « Güç dedi, COungir. K*ca cı öleli daha güç! yanına yak~ laşanin burnuna gülüyor, para avcılajından ksrkuyor» « Ben senin gibi geitç, gazel olaaydım!» diye içini çekti Kâ zım Isık. « Dünyayı yıkardım.» diye, ekledi. " Sonra bana baktı. Kahkaharı bastı birdenbire. « Kız şasırdı, vallahi şaşır dı!» Ellerini yanlarına vnr«Tordu. Kıpkırmızı olduğumu sanı yorum. Gülmeye çabalıyorAom. Beni sasırtm.tk icın komedi mi oynadıklannı, serçekten mi t kadar çirkin, aıik konustnklarını anlamamıstım. Kâzım Işık: « Daha cok seyler öğreneceksin sen bizim aramızda kızım!» dedi. Sonra vemek konusuna daldı birdenbire. « Nefis şeyler yiyeceğiz bu «rün çocuklar, Mükemmel bir istakoz salatası evvelâ. Sonra su böreği söyledim asçıya. Bir de güzel vişne hosafı! Ha, Cihanşrrr ne dersin, hoşaf ıar mıdu aeafea?» Cihangir ağabeysinin iştahına ülüd (Arkası var) kS^ AZtZE ÖZGÖRGN'İB OPON gundek6 tablete • kadar altnabilir Faal 4084 8İ4 CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş Cumhoriyet Matbaacılık ve Gaıetecılilt Türk Anonim S i r k e t l Cağalojlu Halkevi Sokak No. 3941 SahtM Ya« lslennl fiilen ldare eden Mesul Müdüt Baaan ve Taran rORTA DOGU TEKNIK | ÜNİVERSİTISİNDEK : Universitemiz Fen ve Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümüne iki asistan alınacaktır. 1 îsteklilerin İngilizce bilmeleri şarttır. 2 Unvan ve ücretler, "«Orta Doğu Teknık Üniversitesi Akademik Personele Verilecek Unvanlar ile Görevlendirme Şartlan ve Usulü Hakkında Yönetmelik» gereğince verilecektir3 İsteklilerin, Müdafaa caddesi No: 24 Bakanlıklar Ankara adresindeki Personel Müdürlüğünden alacaklan müracaat formlarmı doldurarak bir dilekçeye ekleyip en geç 3'7/1962 günü saat 17.00 ye kadar aynı adrese göndermeleri ve 5^7/1962 günü saat 10.0C da ügili Fakülte Dekanlığında hazır bulunmaları rica olunur. NÂZİME NADİ Gszeteznıae gönaerüen yazılaı konulsan, konulmasın lade edilmez DeEuhyet kabul olunmaz KAYHAN SAĞLAMER * Abon* ve 11in ışlen 1çtn, zarbn astün» tAbone» »eya ıllân ServiBU tt t&omnası lâzıznâir. Bü GAZETE BASIN AHLAK YASAS1NA UYMAYI TAAHHÜT ETMİ5TÎB (Basın 10171 A 6205,8155) Ankara Vakıflar Mınfaka Müdürlüğünden Ankarada (26678) lira 73 kurus keşif bedelli Ağaç Ayak Camii ooarım işi 13 '7 '962 cuma günü saat 10 da açık eksiltme suretiyie Ankara Vakıîlar Mıntaka Müdürlüğünde ihale edilecektir. Geçici teminatı C2001) lırp olup bu ise talip olanların Vakıflar Genel Müdürlüğünden verilmiş 27000 liralık eski eser yeterlik beleesi veya Baymdırlık Bakanhğı (D) grupu müteahhiüik karnesi ve 1962 ydı Ticaret Odası vesikasmuı ibraz etmeleri lâzımdır. Keşif, şartname her fiün mesaî dahilinde mezkur Müdürlükte görülebilinir. (Basın 9890, 8UĞ) j j • ! • ! | ! • ! ! J ! CÜMHURİY E T İLÂN TARİFESİ Eaşlık (Maktu) 150 234 üncü sahlfeler 30 (samlml) 56 ncı sahüeler 25 (santıml) Nışan. >."ıkâh, Evlenme, 7* Doâum fmaktu> öiüm, Mevlit, Teşekkir (5 sanUme kadar maktu) 90 Kayıp (10 kellmeye ka10 dar (maktu) TL. i • ; ; ; | j TL. TL. TL TL. TL ^!Qll||IIIIIIIIl||If|II||I|||(II1IIlllf|||llllll||l|i|i|llII|l|||||fl|||||I|||||lf|||llllııı|lI||||lM1lllllIfIlIllllllIIIIIIIlIIIIIIIIIllIlIIIIIlllf llllllllllllllllllllllltfI1I1II1I11IIII11IIIIII1IIIIIII1IIIIIIlllllllllllf