Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0ÖRT ÜRfYET 17 Haziran 1%2 RadyodâfBuğuri ISTANBUL 7.27 Açıhş ve program 7.30 Tatıl sabahı 8.00 Haberler 8.15 Sabah şarkılan 8.30 Plik dolabından 9.00 Operet melodilerı 8.15 Yedı keman 9.30 Turk ınuziğınden ıstekier 10.00 ÇocukJarın koşesı 10.30 Dinleyıcılerle başbjşa 11.00 Sanat olayları 11.10 Yurdun sesı 11.30 Haftanın getardiklerı 12.00 Şarkılar (Sabıte Tur Gulerman) 12.20 Siz ve müzık 13.00 Saz eserleri 13.15 Haberler 13.30 Reklâmlar geçıdı 14.00 Beraber şarkılar 14.3U Plâk dıinyasından 14.45 Turküler 15.00 A ZamboŞıu Gıtar Kuarteti 15.15 Oyun havaları 15.30 Çay saatı 16.00 Milll lig maçının naklen yayını 1T.4S Hafif müzik 18.00 G«nçlik saatı 18.15 Radyo FaBJİ Topluluğu 18.45 Haberler 1».00 Reklâmlar geçıdi 19.40 Çcfitli müzık 20.00 Şarkılar (Sevim Tanürek) 20.15 Kahramanlar saatı 20.30 Dans muııği 30.45 Şundan bundan (Esref Şefik) 21.00 Çesitlı Turk musıkısi 21.20 Spor haberlen 21.30 Yaz rüzgârı 22.00 Reklâmlar geçıdı 2230 Şarkılaf (Aüfe Ediboğlu) 22.50 Hafıf müzik 23.00 Haberler 23.15 Tatil sona ererken 23.55 Program 24.00 Kapanış. İSTANBUL îi, RADYOSU 17.58 Program 18.00 Dansa davet 18.50 Koncerto 19.15 Danny Welton 19.S0 Yemek müziği 20.00 Bob Aızam Toplulugu 20.15 Plâklar arasında 20.45 Mantovani Orkestranndan klasik eserler 21.30 Müzik «lbumu 22.00 Senfonik muzık 22.48 Çeçitli müzik 24.00 Kapanış. ANKARA 7.27 Açıhş ve gunun programları 7.30 Haberler 7.45 Neseli türküler ve oyun havaları 8.15 Tatil sabahı melodilerı 8.45 Pazar neşesı 9.15 Isteğınıze göre 10.15 Bizi dınler mısiniz? 10.30 Oyun havaları 10.45 Çocuklann pazar koşesı 11.00 Dolmuş 11.15 Beraber ve •olo şarkılar 11.45 Bu haftanın plâkları 12.25 Küçuk ılânlar 12.30 Yurttan sesler 13.00 Haberler 13.15 Kuçuk konser 13.45 Turhan Toper den şarkılar 14.15 Reklâm programîarı 15.00 Radyo Gençhk Korosu 15.15 Nevin Demıfdöven'den sarkılar 15.40 Bir ülkeden bır ülkeye 16.00 Klâsik Batı müzıği dinleyici istekleri 16.45 cGazi KOŞUEU» nun Ankara Hipodromundan naklen yayını 17.05 Yıldız Ayhan'dan sarkılar 17.15 Nennin Demirçay'dan sarkılar 18.15 Spor sayfası 18.25 Küçük ilânlar 18.30 Reklâm programlan 19.00 Haberler 19.15 Kutlu Payaslı'dan şarkılar 19.40 Istanbul'dan bir orkestra 19.55 Küçük dinleyicilere masal 20.00 Esen Altan'dan sarkılar 20.25 Küçük ilânlar 20.30 Bana sorarsamz 21.00 Dünyaya açılan pencere 21.45 Perihan Klavun'dan şarkılar 22.00 Gece Müzık Hlkftye 22.15 Çeşitli müıik 22.45 Haberler 23.00 Gece konseri 23.30 Müzik Î4.00 Kapamş. Rahmi hızh hızlı geldi.. Kahveye girdi, Gözleri doln dolu ol muştu. Kimseye merhaba demeden kapıya dogru konaştu : Ulan namugsnz! Sen berıim elime geçersin elbet.. Şerefsizim ciğerini alacağım Kafavedekiler Rahmi'nin bu olafanüıtü halini alayla karsıladılar. Nuri Cifer mi alacaksın Rehmi? dedi. Rahmi kendi kendıne sSyleniyordu... Insanın elinden bır kaza çıkacak.. Vallahi kaatil elnr adam.. Derken birden bire yerin den fırladı.. Recep! Sende bıçak var mı? diye sordu.. Ahmet cevap verdi . Var, ne bıçağı istiyorsun! Ne bıçagı olursa olsnn! Ver Afabey! Bende sakal bıcafı var. ı»ine yarar mı? Rahmi dalgınlıkla. Yarar, yantr! de^ikten wn ra kapıya kartı k*n«şmMiDa deTam ediyerdu . Ah canına yandıtım. Bir elime seçlr»em« Ben «nn yakalardım, yak&lardım ama yaya defildl D I O M I I ! . Dünyada erkeklik kalmadı mı? Yazan: Burhan Felek Valtde catnii yok mı? Var ağabey, alay etme beninılen. Ben bir öksfiz çacugnv Konsolos. Ahmet Beyefendi bırakınız Anlatsın rica ederim. Ben de müteessir oldum. Konsolos Bey!. Ben Valide Camisinin önünden karşıya geçiyordam.. Havada bir ıcs dnydnm. L'cak sesi.. Bafimı kaldırdım.. Sagdan bir taksi geliyormus.. Kcrna yaptı. Bir ııçradım Kar şıya atladım.. Ama sofSr bağırdı : «Ulan salak ! önüne baksana! » dedi.. Bir döndüm. Bactı çitti.. Ama ben bnu balmazsam anamdan emdlğim ıfit bana haram olsun.. Recep, versene bana bir bıçak ! Recep sordu . Herifi tanıyor mutan? Göremedim ki; kaçtı.. Taksinin numarası!. Bacında S vardı. Ahmet : Oğlom ! tstanbalda taksile rin numarası hep 55 len başlar. Rengi naııldı? Taksi rengi ağabey! Hani siyah defil de.. Mavi mi desem.. tste o renkte.. Salak dedi herif Konsolos Dâva ediniz monşer! Hakarettir.. Değil mi Ahmet Bev? öyledir Konsolos Bey ama.. Klmi dâva edecek . Sanık mevdanda vok ki.. Ama Hilmi Beyi bir cinavet islemeve bırakmıyalım. Bırakmavız.. Merak etmcRahmi. Kongsloa Bey!. Siz tsünfinüz".. Yok üsümem. ötekiler de çıktılar.. Eczacı Bey.. içeride kaldı.. Kahvenin önfine sandtlve attılar.. Aksam üstü hava se rindi: ama Rahmi ategli idl. HS lâ. Nasıl kaçırdım elimden.. Salak dedi yahn!.. Nari lâfa karııtı. Bırmk $u «alak ıftfıaı Rahmi ! Senin de «na demediğin lâf kalmadı Ama • benim söylediklerimi işitmiyer ki . Daa et igitmedi.. Ya bir isit ıcydi. seni pataklardı.. Anlamadım.. Benim elim armat mu devsiriyor.. diye lâf rderlerken, ksnsolsı biraz kena ra çeklldi. Rahmi . Konsolos Bey!. Siz filüyeceksiniz^ içeri giriniz... Yok, ne münasebet!. Biraz oksijen.. Siz bilirsiniz.. ama.. Yok yok Hilmi Beyefendi! Ben tskandinavyada bulundnm Sognfa ahıığım. Rahmi kahveden bir yudnm aldı.. Basını Iki yana sallıycrdu. Belâ dedtfin gelirktn, geliverant demiyor ki kardesim.. (Tekrar Konsolosa) Konsoles Bev.. Hava çok serin . Siz içeri ginenU.. Hayır.. Üşümüyorum. Ama sonra benim için hasta olarsanız karışmam.. Olmam. Siz merak etmeyin! Hayır ! Bana göre hava hos !. Ama genç alsanız ne isc. Yine de siz bilirsiniz.. Kons»los biraz içerlemis çlbiyfli. Hepsi snstular.. Rahmi Ahmede : Ağabey! Serin degil mi ha O sırada konsolos akıırdı. Hah!. Iste gördün raü?n Ha E pı yattu adam. Kensoles bey!. E sis bnnlara bakmayın! Ben ha E nl sicfn lyijlğiniz için söylfiyo •= ram. Üsüdtinüz.. siz.. Ş Konsolos birdenbire: s Üşümedim Hilmi Bey, üşü E müyorum.. ve (ceketini çıkanp 2 eline alarak) üşümiyeceğim.. = diye yerine •tardn.. Rahmi: = Naapiyorsunuz, konsolos bey.. demeğe kalmadı.™ O da E aksırmağa başladı.. bir daha, bir daha!.. bir daha!. = Av hkraları Yazan: Niyazi Ahmet Banoğlu SevjiH okuynculanm, 1962 av mevsimi baslarken artık av tekniği konularına gireceğiz. Av tezkeresi nasıl alınır, av tüfeklerinin nevileri, çapları, kar taçları nasıl doldurulur, nasıl avianılır, hangi av kSpekleri hangi avlarda tercih edilir ve av kopekleri nasıl beslenlr? Ba konulara geçinceye kadar, gene avcılığın yaçanmıs maeeralannı anlatmaya deram edecefiı. Batflnka konamıu, arcı fıkraları ve aTcılıfımnın bacı dertleri olaeaktır. Yem aveılıga baflamiftı. Heyeoan içinde anlatıyordn : Tüfegi doğrulttum, gümm.. gümm Ağaçtakiler sapır sapır döküldüler. Doldurdum, bir duble daha.. gene sapır sapır.. Bir kenarda otnran yaslı avcı sordu : Agacta kuş kaldı mı kiT. Genç avcı durakladı : Acemi olduğumu anlamıs olaoaklar, hepsi uçmamiftı. av kopefi ile ava çıkılmaz ki.. Anladım.. bir de at istiyor sun, onn da versinler.. Ama sultanım ata binebıl mek için . Peki, bütüıı levaıımı ilr olsun. Köpek ve at elunca elbet te iyi avlar avlıyacağım, yalnız onları plgirmek de ayrı bir «ik lük.. Bir de cariye ihsan ediyo rum. Allah sizden razı olsun sultanım, avdan yorgun dönün ce ata, ite bakacak... Peki bir de köle versinler.. üerin bir nefes : Bütün bunlar beni ibya etti, ama bu kalabalıgı ben icu kulunuz nasıl bcslerira. nere de beslerim?.. Bir de çiftlik lâzım. onu da versinler.. Mehdi'ye atfedilen fıkra bu kadarla biter. Nasreddin Hoca ise bütün ib sanlardan sonra şöyle der : Sultanım, ben bir kbylü yüm. Bütün bunlara ihtiyacım da yoktur. Sadece insan ihti raslarının sonsuz olduğunu be lirtebilmek için istedim.. Hakikat ise bn fıkra, bir av cının bir köpek ve bir tüfekle yetinemiyecetini ifade etmek tedir. • Tavşan kaçarkeıı ardından saçmalan yetiştirdl. Fakat h»\ van ayagının ucu ile knlağını kaşıyarak yoluna devam etti. Avcı ikinci tetiği çekti. Tavsan bu sefer sol ayağı ile kulağını kasıdı ve gSzden kayboldu. A vını kaçıran avcıya arkadaşı : Görüyorsun ya, dedi, senin saçmaların nasihat gibi bir şey.. Tavsanın bir kulağından girip ötekinden çıkıyor.. SAKALARIN CİDDİ TARAF1 Avcılık elbette tatlı sohbet konusu degildir. Av fıkralan avcılık hayatından alınır. Avcılığımızın ise blnbir derdi var dır. Birincisi kanun yeterlifi, ikincisi teşkilât.. Ba basıboznklnk içinde barbin yapılamıyacagını, kesin ola rak ifade etmek için nasıl <barut yok» demislerae, blı de : «Türkiyemizde avcılık inklşaf edemez, çünkü kotalarda av silâhları ve av malzeraesi ithali yok» diyecefis. Maliye Bakanımız 16 mayıs 1962 de verdiği bir demeçte piyasada mal kıtlığı olmıyacafını açıklamıştı. Kotalarda av malzemesi bulunmadığı gBrülünce İstanbul Teskilâtı, Merkez Av Komisyonu ile Devlet Plftnlama Dalresine başvurdu ve zaruretleri blldifdl. Bir müddet sonra Sanayi Bakanlığı bir cevap verdi ve Maklne ve Kimya Endüstrisi Kurumu tarafından piyasaya araedilen silâh ve malzeme hakkında bilgi verdi. Bn bilgl, açıkça ifade edelim ki, sadece baştan gavma kabilindendir. Arkadasım Tnrhan Tamerler, yıllaryılı Cemiyet adına bu konuda ilgilllerle mücadele etmektedir. Bütün iddialan ihtisaaa dayanan Tamerler diyor ki : «M.K.E. gerçi 12 ve 16 kalibre av tüfekleri yapmaktadır, fakat bunun dısında SO, 84, 28, 3«, 38 kalibre Ue 9 ve 8 milimet re çapında av sllfthlan da var dır. Kaldı ki 12 ve 16 kalibre av tüfekleri de €Blanc d'Epranyes» muayenesinden geçirilme mektedir. Medenî memleketlerde bu kontrole tâbl tntnlmıyan av silâhlan katiyen satısa arredilemez.» Bu hakikatler karsısında ta rilıî ve ananevi sporumuz avcıhk nasıl gelişir? Av malze mesinde inhisar, hem kaliteye, hem de rekabet olmadığı için tiyata tesir eder. Bu arada av mevsiminde av malzemesi kıthğı çekildiğini de kaydetmek isteriz. Avcılık konusunun bit fantezî olmadığını kabnl etme>e mecbunız. Bir gün Türkiyemize milyonlarca döviz getirecek bir sahayı körletmiyelim.. Fujer Kolonvaları İlâmcüık: 4400/7549 PİTALE MAKARNASI Aylık ikramiyelerine devam. ediyor. 15 haziran 1962 ikramiyelerini kazananlar: 1) 14)00 Lira Kazanan: AHMET DOĞRUER Ankara 2) 250 şer Lira Kazananlar: Şevket Can (Yeşilköy İstanbul) Emine Bülbül (Adapazarı) Yıldmm Köksalan (Nişantaşı İstanbul) Muhsin Sesıgur (Galata İstanbul). 3) 100 er Lira Kazananlar: Samime ErgUay (Bursa) Şemsi Denker (Yenimahalle Ankara) Rukiye Aloglu (Karabük Zonguldak] Namık Kemal Sâlçuk (Ayvalık) SOITTIEZ Perk (Kartal İstanbul) Fisun Akıncı (Bakkesir) Yıldız Köymen (İzmir) Halim Çim (Kadıköy İstanbul) A. Kadir Aktepe (Bakırköy t istanbul) Azade (Izmir) İkramiveler adreslerıne yollanaraktır* DİKKAT Piyaie Adı Agız Tadı (DERMAN İZMİR) J * ' Siz de Piyaie Makarnası paketlerinden . keseceğıniz 5 adet f A*çıbas.ı resmiyle gelecek ay ikramiyelerine iştirak ediniz. \ Adres: Posta Kutusu 825 İzmir. f İlâncılık: 4770/7563 BAT OSCAB: O sırada Ahmet cebindtn çıkardıgı defterin araundan bir mavi kftftda tanlı jitet bıç«|ını uzatarak . Al bıçağı! dedi. Rahmi birden döndü, jilet bıçağını aldı ve aldıktan sonra birden bire > ere attı : Alay mı ediyorsun Ağabey! Jilet bıçağı ilen adam \urulur mu? Ahmet gülme\e başladı Ben sans sordum oğlam Sakal bıçağı var. Işine yarar mı dedim. Sen ne bıçafı olnr Nasıl olur? Bakaanıza! Bı •a elsun dedin! Ne bileyim ben. Afabey! Ben laten bnr> (,ak anvor? Ya bnlarsa.. Bıçağı bulmasına bulnr, anumdan solayornm. Basma btnim damanma!. Rica ederim. ma herifi bnlamaı ki Monşer! Ya tesadüfen buBenim namusnm lursa. Narl lâfa kanştı öyle Bulurıa da varamaz.. Ne oldu Rfhmi.. \amasu Bir gey değil Kon««l»( Bey Rahmi. na ne tokandı? Vuramaz mıvım?. (Masava benim vüzümden hasta olnrsa.. Sns be! Alay etme! Konsolos BfUün bu görüşmeler sıraıın bir vnmruk vnrdn) Olmam Hilmi Beyefendi da faıete okumakta olan konsoFlün\ada erkek kalmadı mı?. los bey de lâfa karıstu Yahn! (Bir mmruk daha) Av!. Müsterih olunuz.. 01mazsıni7 ama bir de o Ne oldu Hilroi Beyefendı! cecmisi kandilli masa! (diye ma lursanız. Sonra ben lebep olSiıi pek dramatik görüyornm. «ya bir tekme..) Of! Avağımı dum diye üzülürüm. Ben Drama deiglgm, Kon sev ettim. Konsolos. ceketinin yakasını solos Bey. Ben d«fma büyüme Hepsi gülmeve basladı . Ahka!dırdı tstanbulluyum. Siz konsologsa met Rahmi : nıı biz de. Rahmi ! Kendine gcl oğ Ben sizin için söyluyorum. Ahmet lâfa karıştı. lum! Hfrifin dediri doğruya çı\ok«a bana göre hava hof. Has kacak.. Ne oluyorsun yahu? ta olursanıı siz o'acaksımz.. A Neden afabev? Rahmi hep aflamaU'" hali.vle ma serin hava.. Bak, vakanızı koıiMjuyor. Neden olsan!. Enayi gibi kaldırdınız.. Konsolos hemen Ne olacagım agab»y.. Daba masayı dövurorsun! Elin ava\akasını indirdi.. ne olacak?. Herif bana «alak de ğın çürüyecek! Ne fayda.. Su Havır. havır! Cşümü^o di. mermere vurmaktan?.. rum. Recep Efendi. bana bir ' Ahmet gülmeye başladı Rahmi birden bire çav yapar mısınız?. Tanıyor mu seni? Kim bu Hakkın var ağar»jv!. Ama Çavı iccride için Konsolos herif? çok içerleedim.. Of!. Terledim Bey! SU hasta olacaksınız. Herifin biri be!.. Az hava alayım.. Recep (Hiddetle) Olmıyacaiım Hil Sen de ona, sensin! derdin. bana hir kahve yap!. Su kapımi Bevefeııdi! Ben kendimi siz rit olardunuz. nın önünde hava alayım.. den iyi billrim.. Diycmedim ağabey. Diverek çıktı.. Konsolos da Bilirsiniz ama yüzünuz sap Neden diyemedin? Ben de geleyim Hilmi Bev! sarı oldu Hava iyice serin.. ts Divemedim ağabey! B>n Biraz oksijen fena olmaz. terseniı içeriden bir yağmurluk îltlltHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII'Jf çetirevim Ama rica ederim. Hilmi Beyefendi! Ben çocuk değilim . Üşümüyoruuum.. fcarlan değil va!.. Siı bılırsınız! Allah versin! Sonra bana söylemerti deme yin! Burası serin.. si» bana bak mavın! Biı alışığı». Siz naziksiniz. ne kadar olsa Uuıısolos lar nazik olur. De6il mi ağa bey? Beni karıstırma lâfa!. Sen de ama da nalet adamsın ağabey! Kızma ama burnup dan kıl aldırmıyorsuıı yine!. l'lan gabahlevin geldln! Adam öldürmek icin bıçak ara dın.. gimdi de konsolos bey has ta olacak diye tutturduıı. E Nene gerek.. Hilmi Beyefendi! Siı içe S ri girseniı.. üşüyece ksiniz.. de E difi nrada Rahmi, durmadaıı E aksınysrdn.. bir ara aksırması = dumnca, içeriden eczacı bey E seslendi.. • E Rahmi oğlam.. al şu aspl E rini de yut! Yoksa yatarsın sen! Ş ben seni bilirim.. E Rahmi: E Yok, hapfn, haptu.. yok = eczacı bey.. hapsn hapşu.. Re E cep yantn bardak ra ile aspirl E nl getirmltti. Ahmet Rahmlye = yaklastı.. elinl basına koydn.. = Senin ateşin var be!. S Ne ateşi?.. E Ateşin var, atcfin!. S«n has 5 tasın! Ynt şn aspirini de eve S git. E Rahmide bir firperme oldn.. E Befılm oynak yerlerim siz = lıyorda saten!. Z Sen üşütmussün!,. E Ama bak.. bavım ates gibi.. = tyi va!.. Sen üsütmüssün ~ Rahmi!.. E Ben üşüttam galiba!.. Hep E konsolos beyin vüzünden,. Ben içeri girecektim.. ama, E Uonsolos bey ceketini de çıkar E dı. = Konsolas, ceketini giyerken: Ş Eczacı beyefendi! Bir as E pirin de bana lutfeder misinlz?. Ş dedi.. ona da getirdiler.. önün = deki yarım bardak cayla içtl.. E Rahmi: E Ben üsUyornm ağabey!. = Galiba satlıcan oldum.. E Konsolos: E Benim de romatizmalarım S kabardı.. vay vay vay... 2 Ah Hilmi Beyefendi! Ne = diye ısrar edivorsunuz.. serin dlve ! S Konsolos bey!. Biz blrbi E rimize inat yttzünden hastalanı E ruz.. Allahaskma söyleyin ya hu! Burası serin degil m\'~ E Konsolos: E Serin degil Hilmİ Bey.. so = tuk, soğuk.. ama siz bunu o E kadar âmirane, o kadar.. hap E su, hansu. hapsu! Ş Tamaam! başladı.. lıana E müsaadf.. tesekkflr ederinı ec zaoı bevt>fendi!. ben, yann çılı ^ mam.. Hilmi Bevefendi.. siz de cıkmayın. ~ Konsolas hev!. sı; kendini E ze bakın! Bizim hamummuz.. ^ Hapşu. hapsu, hapsn.. z: Konvoios çıktı.. Rahmlyl Ah E met aldı 3 Gel seni birat terletelim ^ de.. so*ukal?ınlıitınız geçsln ~ Nereye girııeğiF . E Hamama.. hir gü*el terler E siıı.. teçer.. Ş Yok ağahe\ ' Kendi kendi E ne.. hapşn.. jever.. ^ Kendi kendine eerer ama, Ş vartn aksam maı/a gidemezsin.. E Haaa sahi ağabey!. gide E lim öyle ise.. ama ağabev.. hal ~ vete sokma beni!. heıı sıcağa da = yanamam.. softuklukta yıkana = >ım, ne olur!.. Olur olur.. diye çıktılar.. Rahmi Ahmede: E Bu konsoiosta da akıl var ^ mı ağabev! Bana Inat ceketi çı = kar. nevaril ol.. derken Ahmet E de.. = t la>ı >a seninkine ne di Sen bana bakma ağabev!. ben... Sstlağın birigiıı! değil mi?. O kadar da değil ağabey!. ı'iyerek hamama doSru yürfidüler Kenmlos: E • • Iki aveı aksama kadar dolastıkları halde tek knş vnramamışlardı. Ümidi kesmis dönerlerken tepelerinden bir aflıii karganın cGak, gak» ötüfleri ile geçtiklerini gördüler. Ne tuhaf ses cıkanyorlar değil mi? Adeta kahkahaya benziyor. Evet, ceki kuştur karfalar.. Halimize gülüyorlar.. Avcı boş dönmUştü. Karısı sordu : Hani bıldırcınlar? Aveı boynnnu bflktfi : Sorma kancıgim, bu gün grev yapmışlar. • Kesîr nam salmif bir âsıktı. Sevgilisi için yanıp tutuşuyordu. Bir Emev! hükttmdarı olan AbdÜl Melik : Ya Kesir, dedi, senden daha âşık kimse var mı acaba? Kesfr : Var, dedi ve anlattı: Bir gün Sahrada geıiyordnm. Tuzak kurmus bir avcı gördüm. Kabilem aç, bir av bekliyorum, dedi. «Sana arkadaş olsam, tutacağın avdan bana da hine verir misin?» dedim. «Veririm* diye karşılık verdi. Ona arkadaşlık yaptım. Bir rafiddet ıonra bir ceylân aflara takıldı. Avcı koşup ceylinı ağdan çıkardı. Hayvanı btr müddet süzdükten sonra salıvermeı mi! Sebebinl sordum: «Gözleri Leylâ'nın gözlerine benıiyordn. Kucakladım, öptflm ve salıver dim» dedi. tşte bu avcı benden daha fşık bir inaandı. Hava kararmak flzere ldi. îri yarı bir adam hastanenln bashemşiresini soruyordu. Bashem sire geldi ve ne istedifîini sordu. Iriyarı adam bir buket nzattı ve : Yaralı hastalarınızdan Bay Sellm Yılmaz'ın basucuna koymanııı rica ediyornm, dedi. Bashemsire : Yanhşlık olacak, dedi. Bl(im koğusta bu islmde bir hasta yok.. triyarı adam müteessir : Biliyomm, dedi, ama bir saat sürmez getirecekler. Av arkadasımdır. Avda kendiılnl domuz sanmıştım da.. Nasreddin Hoca ile Ttmar'a, Abbasî Halifelerinden Mehdi ile Ebu Delâme'ye atfederler. Hoca veya Ebu Delâme ile hükumdar arasında şfiyle muhavere cereyan eder : Hükumdar : Size bir hedlye vermek istiyorum, ne dilersin?.. Bir av köpeği svltanım.. Hükfimdar kııar : Bir hükümdardan en bü\ ük hediye olarak bir av köpeği istemek kadar kaba bir istek olamaı.. Seni çok sevdifim İçin kabahatini affediyorum ve istediğini de veriyorum. Allah ömrünüıü artırsın, ama saltanıra bilirsiniz ki bir • • • JANEİN KIZİ 179 rmıııııııııımıımmıııımıııııımııııııııııııııııııııııııııııııımııııımııııııın MİL Ll REASÜRANS Türk Anonim Şiıketindfen: Motorlu kara nakll vasıtaları hasar ek6pertİ2 işlerinde gorevlendirilmek uzere imtihanla asgarl lise mezunu ve askerliğini yapmış eleman alınacaktır. Ehliyet imtıhanı 16 Temmuz 1962 Pazartesi günü saat 14 te tstanbulda Aşır Efendi Caddesinde Turkıye Hanındaki Şirket Merkezinde yapılacaktır. tsteklilerin gereken malumatı öğrenmek üzere 1 Temmuz 1962 tarihine ka J dar Şirkete müracaatları rica olunur. J (Cumhuriyet 7532) Fioransa'da çıkan hir gazete bır tahmin ileri sürmüştü. Bu tahminde bulunan muhabirin ailatışına göre Prensesin ıki numaralı bir âşığı daha vardı. Bu, Sorrente'li bir balıkçı güzelıdir. Geceleri, gizlice onu görmeğe geliyordu. öte yandan. Nino bol bir komisyon koparmak için, Kontes Danevska ile. o elmas gerdanlık meselesini hazırlamıştı. Mesele eydana çıkınca. âşıklar birbirlerini öldürmüslerdi. Uydurulan bu masahn tek çürük tarafı, zabıtanın, Kontes Danevska isimli kadını Romada bir türlü ele geçiremeyişi ıdi. Amalfi polisi de, Prensese âşık balıkçı güzeiinı bulamıyordu. Bu balıkçı güzeli hilcây<;?i, Auşusto'yu da Tonio'yu da hayli korkutmuştur. Prensesle buluşmak üzere, geceleri bir âşıkın deniz volundan geldiğine dair bir tahmin hoşa gidecek ^ey değillir. Polisin gece vakti villâya deniz tarafından girilebileceği ihtimalini düşünmesi kötu ionuçl.ıra ulaşabılirdi. Aslında. «ofor Hans'ıtı veıriiği ifade. bu işin buyük ^ıırprızlere \o\ açacak mahiyette uldıığunu hâkım Bonellıye dnlatmi;tı. Şofor Antonıo'ya 'ia veğenme de rt;s ^ılediği için, gözünü vumrauş, d§zını açmıştı. Sabahtan îk.<ama kadar kuşHivu ııtalrlnrda \an ge!ıp \atan °env HsjolT.a •âvık olmadıâı bu pren hivıtınrtnn driavı dnşrr.andı \m"adap. ^ediğı vumrukla verlere erılişını He hiç jnutamıyordu. Sorgu hâkımıne DEMIRBANK Paranızın emniyeti, istikbalinizin teminafadır. Ilâncılık: 4495/7553 57 LT'VIMCKtTET'vı Tefrikası: R«AİmU Roman: 225 M ü L 'Ü N KI Z Çhma FVES SATOL Çeviren Mazhır KUNT VA2AN:MAJURICE SON MACEKA DEKOBRA : HAMDİ VARO'GL U Mardoche hayretle ağzını açtı: Ne dediniz? Blanche knndakta iken nişanlanmış mı? Kime nişanlanmış? Böy]« şey olnr mo? Vallahi Bana söylenen bu. Anlıyamıyorum Yoksa Rouvenat aklını mı kaybetmiş. Ama benim bildiğim o sebep«z İ5 förmez.. Mardoche bir hayli diisündü. Edmond'un orada bulunduğunu unutmuş gibi idi. Delikanlr kendisine elini uzattığı zaman ürperdi. Edmond da: nArtık gidiyorum. dedi, bana verdiğim soü tutmak düşüyor ' Nereye ffideceksinİ7? Bilmiyoruin.. Neresi olsa benim için farketmez. Buııda.ı sonra bu bayat bana haramdır. Delikanlı u/aklastı. fakat henüz birkaç adım atmıştı ki Mardoche. kendisiııi yyakaladı ve: Kaç ya^ındasınız? dedi. Edmond cevap verdi: On dokuz, yirıni yaşlarında varım Peki. bu yaşta bayattan usanılır mı? Bir aşk vüziıııden bu yapıiır mı? Siı ıztııabın ne olduğunu bilmiyorsunuz PeUi ne >apavım. Ne yapoaksınıı? Erkck olılun.' Msrdoche. deDkanlının ümit«Tİiçini îforıı yor ve ona cesaret vermege çalı«ıyordu (Arkası \ar) \erdıği ifadede şöyle demisti. Dort senedenberi Prensesin çoförlüğünü yapıyorum. Bana çok güveni vardı, çünkü ,aynı zamanda muhafızı gibi nir şeydim. Böyle bir muhafıza da ihtiyacı vardı. Bazan. sırf merak yüzünden, aşagıhk, kötü ye'rleri ''oUçtığı olurdu. Sizinle tekliftiz mi idiT Evet, Fransa, îsviçre ve îtalya yollarlnda seyahat ettiğimiı zaman bazan nobetleşe araba kullanırdık. Benimle iıemen hemen bir dost gibi konusurdu. Bu dostluk nereye kadar giderdi?. Aman. Bay hâkım.. Ne demek istediğinizi anlamıyorum, ama açık söyliyeyım, ben sadece hanımına sadık bir şofördum, o kadar. Gençleri de severîm. onun için, jigololarından yana kendisini rahat bırakıyordum. Hulâsa, bu Nino tamamiyle Prensesin sırtından ,nı geçiniyordu? Tamamiyle. Onları birlikte. Romadakı kuyumcuiara. teriilere, gömlekçılere gotür"l>ım Nino için yok voktu. Hattâ jy sonunda bir de otomobıl »lacajını vaadetmisti. Nıno onun olümünü ıstıyemezdi. Buna emın olabilırsınız Iki sevdalı arasında kavgava hiç sahit oldunuz mu? Katiyen. Onun ıçm, gazetelerdeki uydurma yazıları okuyunca içimden gülüyorum. Oda hizmetcisi kadına sorun, o da benim glbi söyliyecektir. Bütün gün, sevişen kumrular gibi burun buruna yasarlardı. Nino. acaba Prensesi aldatıyor muydu. Ne dersiniı? Birbirlerinden hiç ayrılmazlardı ki! Nino isini bilirdi, baçka kadınlarla düşüp kalkarsa elindeki nimeti kacmrdı. Demek ki sizce, Prensesin Nino'yu tabanca ile vurması aklın alacağı bir is değil öyle mi? Bir saniye bile düşunülemez. Peki. Çok önemli diğrr tır noktaya geçelim. Cinayet günü, öğleden sonra Rornaya gitmissiriz. Niçin gittiğinizi biliyor muydunuz? Prenses. Romada Via Santa Costanza'da 244 numnınd.i oturan bir Polonyalı Kontesın ndre«i*"i vermış. Nino'yu oraya goturmemı soylemişti. Guardini'ye ıığrayıp bir gerdanhga değer "niçtırecek. ertesi günü dönecektik. Romaya hareket ettik. üraya varır varmaz, Nıno henen Kontesı arayıp bulmak istedi. Via Co^tanza'ya geldik, baktık ki 244 numarada bir boyahane var. Nino, dört katlı binanın bütün katlaıım tırmnnoı, bütün kapıları ;alch, Kortesı '?• numaraya benziy^n bütür (Hekı nıyan yoktu. Çok ram «jkıidı 1A\ numaraları yokladı. 424 44. 414 441 arandı. Sonra bütün o sokağı ' ı radık. Akşam saat dokuz olduçu zaman umidimiz kalmamıştı. Vu Santa Costanza'da, Kontes Damewska diye kimse yoktu Bunun üzerine, önceden kararlaçtırdığı aı bi Exelsıor Otelinde eece'iveceüi yerde Nıno, derhal Amalfi'ye Hon meye karar verdi, gece varı^ından sonra saat bir sularmda villâya geldik. < Villâya gelince ne \aptigimzı bana olduğu gibi anlatm Nino'yu cümle kapısının onun de bıraktım, Bana : Ben Prensesin yanına gidiyorum, mektuptakı adresin yanlıs olduğunu öâremnce pek şaşacak, dedi Ben arahamı garaja soktum, vatmaya gittim Az sonra. \ahut gece daha geç .vakit bir sılâhsesi duvdunuz mu' Hayır. Bır kere çok \orgundum. Yatar yatmaz uyumuşum. Sonra, Prensesin odası perdelerle halılarla doludur. Silâh patlasa bi |e. «p«i bnğulıır. Huvnlma/ Hulasa Prensesin de .\mo'nun da birbirini oldürme'.erı içın bır »ebep yoktur dıyorsunuz. Öyle mi? Arkası var