27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT 19 May» 1962 Zonguldakın yollan j; £onguldaktan Cevdet Yakop Taz: Zonguldak ilinin kara yollan çok bozuk ve ârızalıdır. Dağhk, kayalık bir bölge olan Zonguldakta yol yapımı bu bakımdan zor oluyc*. Zonguldaktan Çatalağzı ve Filyosu geçerek Çaycuma ilçesine giden yol, yoldan başka her şeye benziyor. Çatalağzmdan sonra Filyosa herhangi bir vasıta ile gelmek, eceli göze almak demektir. Filyostan Çaycuraaya ise yol değil, arabaların tekefrleklerine, karoserilerine kadar gömüldükleri bir çamur ve toprak yığını vatrdır. Zonguldağın bir ilçesi olan Kurueaşileye ise yol hlç yok tur. Bu ilçeye gidebilmek için Bartına, oradan Amasraya geçmek ve bir motor bulup Kurucaşileye gitmek gerekmektedir. Zon guldaktan îstanbul ve Ankataya işleyen otobüslerin karoserileri yerli olduğu ve tıklım tıklım doldurulduğu için çok rahatsızdır. Trenle seyahat daha emniyetli olmakla beraber, Zonguldak tfenleri de bir faciadır. Medeni vasıtalar içlnde en temiri, en iyisi De YAZAN/îflAMDİ Rus petrolü Rus petrolü Japon bahriyesi Yemek p«ikolojisi Güneşi sevenler Yeni Rusya Sis makinesi Kötürümlere makine Kanda yeni buluş Altın telefon Fıkralar.... hauer, Nietsche, Wagner gibi daha birçok sanatçınm, ilhamlarını sıcaktan ve güneşten aldıkları sonucuna varan bu bioklimatoloji bilginleri, şimdi, atmosferin ilham üzerindeki tesirinin sebeplerini araştırıvorlar. moti görmege hacır Maiytte g«l|* miftir. |» Bu yeni makine için sip»risler(> şimdiden başlamıs bile. Radyodâ^Bügün 7.27 Açılıı ve program 7.30 Marslar geçidi 8.00 Haberler 8.15 Oyun havalan 8.30 Sevilea eserler 930 Çesitli müzik 10.00 Yurdun Sesi Korosundan kahramanlık türküleri 1030 Şarkılar 11.30 Davul ve zurnayla oyun havaları 11.45 Köçekçeler 12.00 Şartalar (Süheylâ Gürses) 12.30 Küçük Orke»tra 12.50 Lâtln Amerika müzigi 13.00 Saz eserleri 13.40 Şarkılar (Meral Armagan) 14.00 Konserto 14.40 Türküler (Şenui Yastıman) 15.00 Gençler ifin 16.25 Kayıp mektuplan 15.30 Şarkjlar (Nlmet Ergüder) 15.50 Bob Azzam 18.00 8 Orkeatrası 16.15 Kanşık şarkılar 1630 Şarkılar ve oyun havaları 17.00 Danj müzigi 17.30 Yurdun sesi 17.50 Marino Marini 18.05 Oençllgtn sesi 18.15 Radyo Karma Faslı 18.45 Haberler 19.00 Reklâmlar geçidi 19.40 Şarkılar (Necmi Rıza AJoıskan) 20.00 Mantovani OrkMtraaı 20.18 Olaylar ve yankjları 20.80 19 Mayı» Gençlik •• Spor Bayrammdan röportaj 20.45 Şilr ve melodi 21.00 Şarkılar (Mülkiye Ecevit) 21.20 Cnmartesi gecoıi İçin mOaik 22.00 Reklâmlar geçidi 22.30 Saz eserleri 22.45 Üç sazdan melodiler 23.00 Haberler 23.15 Tatll gecesi 23.40 Lttln Amerika ritmi 23.55 Program 24.00 Kapanıs. ISTANBUL niz Yollarının vapurlandır. Ama'' Kruçef, Sovyet Rusyada, peyk bunlar da ateş pahasınadır. Hülâ 'memleketlere sevkedilmek üzere, sa, Zonguldak ilinin yollan, bu muazzam bir petrol programı hagün üzerinde önemle durulması 'zırlamakla meşgul. durulmas Ukrayna petrolü daha şimdiden, gereken bir problem halini almış Karpatlardan dolaşarak, dostluk tır. şebekesi adı verilen 320 küometrelik bir boru tertibatiyle Çekoslo tesirlerinden bahsediyormuş. Bu Küçükçekmecenin vakyaya akıyor. Daha başka şebe yazıda sayılan misaller şunlar : 1 Yetişkin bir insan, alışık olkeler vasıtasiyle de Macaristana, telefonları madığı veya kendı memleketinde K. Çekmeceden Adnan Parmak pişmiyen neviden yemeklere karş: sızoglu Yaz: isteksizlik duyuyorsa bu, çocukluküometreyi bulacakmış. Küçük Çekmece halkının ıhtıProjeyi Rus mühendisleri çizmiş ğunda, kendi çevresi dışındaki inyacını karşılamak uzere, bm ıs \ler, fakat dört peyk memleket de sanlardan korkuyormuş demektir. tasyonda, birı Beledıy* yanmda. (>çahşmalara iştirak ediyor. Mosko Tersıne, böyle bir ruhî kusuru olbiri de postahanede olmak üzere, (>vanın ifadesine göre, yakın zaman mıyan muvazeneli insanlar, yemek topyekun üç tane umumi telefonu da, bu memleketler Rus petrolün lerde değişikliği ve başkalığı pek severler, yemek seçmezler. vardır. j)den başka petrol kullanmıyacak2 Sevgiden mahrum, anlayış Postahanedeki telefon da dahil lar. olmak üzelre hepsi bozuktur. Çok i Eğer verilen rakamlara ulaşılır yoksunu kimseler. genel olarak, şeâcil dururalarda bile halkın nor ||sa, Rus petrol istihsali 1965 senesin kerleri, şekerlemeleri, pastaları, mal olarak konuşabilmelerine im (>de, memleket ihtiyaçlanndan yüz dondurmaları severler. Bu yiyecek kâ n yoktur Bu bakımdan halkın (>de 53 nispetinde fazla olacak ve ler. onlara, çocukken aldıkları mübir çok seferler uyatmasına rağ ((Sovyet Rusya böylece, dünyanın kâfatları hatırlatıyor. Yetişkin inmen ânzalar, giderilmiyen bu te |>birinci derecede petrol ibracatçısı san haline geldikten sonraki durum larını hazmetmekte güçlük çekerlefonların bir an önce konusula f haline gelecek. bilir bilr hale getirilmesi gerek 0 Kruçef'in Batı memleketleriyle ler. mektedir. llgüilerin önemle d i k . /anlaşmalar yapmak üzere pazarlık3 Yemek bahsinde, çok güç ^lara girişeceği söyleniyor. Rusya beğenir insanlar, genel olarak, bakatini çeıtenz. launı pek^rfr |lnm vereceği petrol, diğer petrol ba otoritesine isyan etmiş çocuk«fsatıcısı memleketlerin malından lardır. ı|kat kat ucuz olacakmış. 4 Içi fazla yiyecek dolu bir tabağın manzarasına tahammül ede|[ Japon bahriyesi miyen kimseler vardır. Bunlar, (' Japon bahriyesinin sırf tavunu çocukken. annelerinin, önlerine kol'cu mahiyette bir denizaltı filosu nulan yemeğin hepsini yiyip bitiryapmakta olduğu haber veriliyor. meğe zorladığı kimselerdir. ANKABA , ilk filotila önümüzdeki ağustos a6.57 Açılış ve günün programGüneşi sevenler yında denize inecek. Bu savunucu ları 7.00 Samsun'dan Ankaradenizaltı filosunun "kudreti hakHeidelberg'de, bilginler^en mıiya 7.30 Haberler 7.45 Marşkmda Tokyo'dan hiçbir haber sız rekkep bir heyet, bir müddettenlanmız 8.00 Bugün ve yann mamıştır. Yalnız, bilinen bir şey beri, yepyeni bir ilim şubesi olan 8.15 Marslanmız 8.30 Anıt var ki. o da, ilk denizaltı filotilası bioklimatoloji ile uğraşıyorlar. Kabir'de yapılacak törenin naknın dört tekneden ibaret olacağı, len yayını 8.45 19 Mayıs üzebunların üçünün Japon tezgâhların rine şiirler 9.00 19 Mayıs dan çıkacağı, dördüncüsünün de Gençlik ve Spor Bayramı dola1955 senesinde Amerikaya sipariş yısiyle Ankara 19 Mayıs Stadyuedildiğidir. Yeni Japon denizaltı munda yapılacak gösterilerin filosunu 1300 tonluk bir kurtarma naklen yayını 13.00 Haberler ^ gemisi tamamlıyacaktır. 13.15 Zeybekler geçiyor 13.30 Harbten sonra, Japonyanın harb Rumeli türküleri 14.00 Türk gemisi yapması barış muahedesiybestecileri 14.30 Oyun havaları 14.45 Marşlarımız 15.00 (lle yasak edilmişti. Ama Japonlar, Nermin Demirçay'dan şarkılar (I muahedenin savunucu gemi hakf kında hiçbir maddeyi ihtiva etme 15.30 Okul koroları 15.45 diğini söyîüyorlar. Türküler 16.00 Radyo Gençlik Korosu 16.20 Bolmaz TeğYemek psikolojisi men'drn çarkılar 16.40 Neşeli Bu heyetin araştırmaları sonunBir Amerikan tıp dergisinde, yemelodiler 17.00 Çocuk saati da, birtakım tarihî gerçekler orta18.00 19 Mayıs yıldönümünde ya çıkmıştır. Meselâ Napoleon BoAnkara 18.25 Küçük ilftnlar napart, hava cereyanlarından çok 18.30 Yurttan sesler 19.00 Haçabuk müteessir olur, en küçük haber^er 19.15 Yaşadığımız günva değişikliğinde hemen nezleye ler 19.30 Necdet Tokatlıoğlu' yakalanırmış. Onun için, yazın bidan şarkılar 19.55 Küçük dinle, bulunduğu yerin ısıUlmasım isleyicilere masal 20.00 Metin termiş. Ersoy ve Kalipso Grupu 20.15 Voltaire'in odası da. yaz kış sıOlaylar ve yankıları 20.25 Kücak tutulurmuş. Rousseau, kendisıçük ilânlar 20.30 Marşlar ve ne başlıca ilham veren şey güneş şiirler 20.45 Aziz Atatürk'ün olduğunu iddia eder, hep güneşte Onuncu Yıl Nutukları (Kendi yaşarmış. Bayron, soğuğun, zihnin»eslerinden) 21.00 19 Mayıs'ın de durgunluğa sebep olduğunu yıldönümünde Gençlik ne düşüsöyler. soğuktan dehşetli korkarnüyor 21.30 Atatürk'ün sevdimek psikolojisi başlıklı bir yazı mış. Mılton ancak güneşte ve fazla ği şarkılar 22.15 Dans müziği çıkmış. Yemeğin ve yemek yiyis sıcak havalarda çahşabilirmis. 22.45 Haberler 23.00 Hafif Italyan sairi Alfieri, Schopentarzının insan yarıdılışı üzerindeki melodiler 24.00 Kapanış. Sfiıeli yayınlar Yazan: Muzaffer GÖKMAN Koeaman beylariyle yerlerinl yadırgayan, kâh dikinc, kâh yatırarak yerleştirmeye çahştıgımız dergi ve gazeteler, büyük kütüphaneler içîn de başlı başına bir konudur. Çalışm3 odalarımızı çok kısa zamanda doldnran, ciltlenmesi kadar, korunması da bir problem olan, gunlük konuşmamııda gazete ve dergi olar»k dile setirditimiz ba basmın kütüphanecilikteki târifi, dar sınırlan asarak şöylece çerçevelenmektedir: Çıkmaya basladığı tarihte, sayı ve tarih yönünden ne ka dar süre yayınlanacağı belli olmayan, belirli veya belirsiz aralıklarla devamlı sayılar halinde yayımlanan, genel ola rak birçok yazarlann muayyen veya defişik konulardaki yazılarını kapsayan eserlere (Periodik) süreli yayınlar deniliyor. Süreli yayınlann birinci derecedeki karakteristik vasfı, devamlı eluşudur. Bu kısa tâ rife göre, şu eserler süreli ya yın »ayılmaktadır.: Gazete ve dergiler, almanaklar, yıllıklar, salnameler, yıllık veva yıllık mahiyetinde olan Meclis ve>v. kongre tutanaklan, raporlar, takvim ler, devamlı olarak çıkmakta olan bibliyoğrafyalar, adres kitapları, vs.... Süreli yayının adını bilerek arayan okuyucu bulondnfu gibi. belli bir konu ile ilgili, meselâ: tıp, mimari, ekonomi.. gibi konularda çıkan süreli yayınlan topluca gö'rmek istiyen okuyucnlar da bulnnacağından, büyük kütüphanelerde süreli yayınlara ait fisler; kitap fişlerinde olduğu gibi. çeşitli ihtiyaç ve isteğe cevap verecek şekilde hazırlanır. Ba fişlerde okuyucuya Iâzım olan bilgiler, kısa, fakat özlü olarak verilir. Süreli ya yınlarda, yayının sahibi veya neşriyat müdürü, sık, sık degişebileceğinden, yayının adı nn plânda önem kazanmaktadır. SÜRELİ TATINLAR NASIL TAKtP EDtLİR FlŞLENÎR? a) Kütüphanelerde; süreli yayınlann çıkıp çıkmadığını, dolayısiyle müesseseye gelip gelmediğini devamlı olarak kontrol etmek, işaretlemek için, kütüphanecinin eli altında, yayının çıkışına göre ayar lanmıs, günlük, haftalık, onbeş günlük, aylık . tâkip kart ları vardır. AOI: yAYINLANDJĞI y £ R : yiL Kanda yeni buluş Yeni Rusyr Bir Amerikan biyoşimi uzmanı,(> A. Selgero isimli biri, insan kanınf da, şimdiye kadar bilinmiyen kanın pıhtılaşmasını sağlıyan bir madde bulmuştur. Ismini de Antof prothromeline koymuş. Bu maddef nin tecridi sayesinde, damar tıkar. f malan, beyin kanamaları, her tür# lü damar, şiryan hastalıkları, kanl' kayıpları sahasında yapılan bütün l' araştırmalarm şeklı değisecekmiş. I' Son zamanlarda, Sovyet Rusya Bir Amerikan şirketi, Batı Al|i ile Batı arasında. daha anlayışlı bir hava esmeğe başladığını, bu manyaya, eski telefon cihazlan sa<ı 1 nun da Sovyet gençliğinin eseri ol tışına başlamıs. Yalnız, bu cihazı ları, altınla kaplayıp sitıyor. Buı duğunu söyîüyorlar. telefonlar öyle rağbet görmüş ki,ı' daha şimdiden on bin tane sipariş (' verilmiş, henüz karşılanamıyor. Al1 merikada altmış bin aboneye bu al( tın kaplamalı telefonlardan satıl^ mıs. f Altın telefon \\ FIKRALAR Müşteri bir lokantaya girdi. Pardesüsünü vestiyere bıraktı, bir masa seçti, oturdu. Listeye göz gezdirdikten sonra garsona : Bana bir sebze çorbası! emrini verdi. Garson, ellerini uğuşturarak cevap verdi : Özür dilerim efendim, sebze çorbası kalmadı. Müsteri, listeden başka bir mek seçti : Peki, öyleyse bir şiş kebabı. Tekrar özür dilerim efendim. şiş kebabı da şimdi bitti. O halde, bir tavuk söğüşü. Garson bu sefer ses çıkarmadı, ama halinden tavuk söğüşü de kal madıgı anlaşılıyordu. Müşteri : Anlaşıldı. dedi, verin şu paı f desümü de gideyim. j Garson gitti, geldi : if Pardesünüz de kalmamış, efen j dim! t Çıftlığin yanındaki küçük evt f yeni bir komşu taşınsnıştı. Tavuk' besliyor, fazla miktarda yumurtaj alıyordu. Yüz kadar iyi cins tavuğuf vardı. \ Çiftçi bir gün bu komşu hanınr f ziyarete gitmişti. Tavuklarını gör \ dü, çok beğendi. Fakat kümeste.f tavukların arasında, bayağı cins\ bir horoz dolaşıyardu. Çiftçi bunuj görünce : \ Aman, komşum, dedi, ne yapıyorsunuz? Bu horozu bunların araJ sından çıkann, hayvanlann cinsı» bozulur vallahi! i Kadıncağız, gözlerini yere indirei rek, mahcup mahcup cevap verdi i Biliyorum, haklısınız. Ama hoJ rozu yalnız gündüzleri burada bı^ rakıyorum. Gece olunca başka kümese kapatıyorum. • Avrupa hükümdarlarından biri, gitgide yaşlanıyor, gözleri iyi görmemeğe başhyordu. Buna rağmen av merakından vazgeçemiyordu. Yalnız, gözlerinin zaafını bildiği için, elinden bir kaza çıkmasın dı^ ye, silâhına çok küçük saçmala: f dolduruyordu. , Bir gün, bir av partisinde, yaver V lerinden biri, muziplik olsun diye. J sırtına bir yafta asmıştı. Yaftadâ \ «Ben geyik değilim» ibaresi yazıl; \ tngiliz Başbakanı Macmillan, bu yakınlarda, Birleşik Amerikada yaptığı bir basın toplantısmda, bu ümidi belirterek «tethiş sona erdi» demiştir. Newsweek dergisinin Mos kova muhabiri, «Bu sözde büyük bir hakikat payı var» diyor. Sovyet Rusyada yepyeni bir nesil yetiştiği muhakkak. Bu neslin hedefi komünizmin kırk senedenberı Rus milleti etrafında yaratmağa uğraştığı ideolojik ve bürokratik seddi yıkmaktır. Bugünkü Rus tiyatrosunda, Rus edebiyatında, Rus sanatının türlü kollannda çeşitli değişiklikler var. Stalin zamanmda olduğu gibi, sanat eserlerindeki tipler, yalnız fedakâr ve partiye sadakatle bağlı işçilerden ibaret değil. Bilhassa Rus baletçileri, Avrupaya ve Amerikaya yaptıkları seyahatlerden sonra. hem sanatları hem dekorlan bakımmdan büyük değişiklikler gösteriyorlar. Hele resimde, Picasso'yu ve Matisse'i taklit eden genç Rus ressamlan, yeni neslin, gitgide Batıya daha fazla yöneldiğine delil sayılmaktadır. neden, kitap dünyasından ha berler nlaştıran, kfitüphanele ri tanıtan bu bülten, «Kütüphanenin Penceresinden» adını taşımaktadır. Ba bülteni tiş kutulanndan anyan bir «knynco, ister «Beyazıt ümumî Kütüphanesi» alfabetik sırasında, İster «Kütüphanenin Pen ceresinden» alfabetik dlıisinde bu süreli yayını arasm, her iki halde de kolaylıkla bulabilmelidir. Süreli y»yın fişe, en son taşıdığı Isimle geçirilir. Daha evvelce değişik bir adı varsa, yayının adı değişirse, bütfin kollekslyon en son inme işlenir. Flşin not hanesüıde bu defişiklik belirtildigi gibi, aynca evvelki adma göre de bir işaret fişi yazılarak alfabetik sıraya konulnr. Bu suretle, is ter evvelki adiyle, Ister yeni adiyle arayan oknyueu, aradı gım her şekliylo kutularda bulabilir. Müessese yayımı şüreli yaymlarda eser, ayrıca bir ad taşımıyorsa fişe kurum veya müessese adiyle alınır. Ayrıca bir işaret fisi de yapılır. Meselâ: «T.C. Başbakanlık tstatisiik Genel Md. Aylık tstatistik Bülteni» olarak geçirilir. Aynca «tstatistik Genel Müdürlüğu» adma da bir işaret fişi yapmak suretiyle, her iki halde arayan okuyucoya yol gösterilmiş olur. Her hangi bir süreli yayının adı, rümnz tasıyorsa, rümuzu açılmadan fişe alınır, aynca açılmış şekli için de işaret fişi yapılır. Meselâ: Cento Dergisi, fişe bu rümuzlu şeklinde işlenir. Aynca; «Central Treaty Organization» şeklinde ya pılan açık fişi de alfabetik sı raya konulnr. Bir süreli yayının içinde, başka dillerde yazılmıs metinler ve kapağında da asıl adın dan başka bu dillerde adı ya zılmışsa, esas fişde bu isim yan yana yazılır, aynca difer dillerdeki adları için de ilâve fişler yapılır. Süreli yayınlann bibliyoğra fik künyeleri fişlere; yayının adı, tamamlayıcı adı, kısım ka yıtlan, seri kaydı, tarih kaydi, cilt ve yayım yılı kaydı, sayı kaydı, yayımlıyan kaydı, şehir, tarih ve yayınevi kaydı, boy kaydı, plânş, levha ve harita kaydı, çıkış süresi, not AVUK OERIEMBBA&tŞSOm EVL EKM KAS. ARK. • * Sis makinesi Sıs dağıtmak için ş.mdiye kadar türlü çarelere başvurulmuş, çeşitli tertibat yapılmış, türlü türlü aletler icadedilmiştır. Fakat bunların hepsinin müşterek bir mahzuru vardı. Hepsi de pahalıya mal oluyordu. BAY OSCAfk OCK ŞUB Nis. MAY. HAZ. TEM. PROF. NÎMBÜS'ün MACE RALARJ Bugünlerde, Profesör Einstein'in Av başladı. Kıral silâhını doğeski bir mesai arkadaşı, Kolonya rulttu, boşalttı. Saçmalar yavere i şehrinde, bu tertibatın bir yenisini isabet etti. Saçmalar çok küçük olicadetti. Ismi Schmieschek olan bu zatın yaptığı alet bir büyük dönme dolaptır. Lünaparklardaki dönme ıdolaplar gibi bir şey.. Hava alanılarına kurulacak. Masrafı da fazla ıdeğil. Dolap hızla dönecek. Sisi dü'pedüz emecek ve birkaç dakika 'ıçinde sis, dönme dolabın parmak'lıkları arapında eriyip kaybolacak. idi. J Kötürümlere makine: Yeni bir makine ıcadedildi. Kotürümler, bilhassa çocuk felci hastaları, bu makineden azami şekilde faydalanacaklar. Radyosu, telefonu, hattâ yazı makinesini rahatça duğu için, adam, biriki sıyrıkla kazayı atlatmıştı. Hukumdara donkullanabilecekler. dü : Haşmetli, dedi, sırtırodaki yaftayı görmediniz mi? Hükümdar yaklaştı, gözlerini kırpıştıra kırpıştıra baktı, sonra : Ah, affedersiniz, dedi. Yanlış okumuşum. Ben bir geyiğim yazı' yor, sanmıştım. Memleketimizde, ardımızda bıraktıgımız 1961 yılında 1573 gazete ve derginin yayınlanmakta ve yalnız lstanbulda 636 gazete ve derginin çıkm&k ta olduğu düşünülürse, bu işin ne kadar titizlik istediği anlaşılmış olacaktır. 2) Kütüphanecinin ve daha ziyade okuyucunun her türlü ihtiyacına cevap verebilecek şekilde, kitaplarda olduğu gibi fiş kataloklan hazırlanır. Şehrimizde, Beyazıt Imnmî Kütüphanesinin her ay başında yayınlamakta olduğu aylık bir haberler bülteni vardır. Her sayısında kütüpha yeri, olarak geçirillr. ömek: Fikir harekelteri. tlmi, losyal, edebl dergi. 29 ekim. 1933 12 ekim. 1940. 114 cilt, 1364 sayı. Yayım lıyan: Hüseyin Cahit Yaiçın. îstanbul 1933 1940. 4 Evimizin kütüphanesinde, bilhassa gazeetlerden, ileride göreceğimiz şekilde «kupür» olarak istifadeye çahsacağımız dan, kütüphanecllikte önemli bir yeri olan süreli yayınlar hakkında kısa da olsa genel bir bilgi edinmiş bulunmaktayız. JANE'IN KİZİ 153 Makinenin prototipi henüz tekem ımül etmiş halde değil. Fakat işl°ıyiş tarzı biliniyor. Makine, yatakta ıvatan bir kötürümün, üfliyerek harekete getirebileceği bir şey. Üflenecek şey bir boru. Bu boruyu üfleyince makinenin ışıklı tablosu yanıyor, bir ibre işliyor, hastanın, yapılmasmı istediği işi gösteren ınoktaya gelince hasta, boruyu bıraıkıyor. Artık makine, istenilen hiz trlanda devlet adamı Valera, sıyasete ilk atıldığı devirlerde, siyasi kanaatlerini halk arasında açık açık söylediği için sık sık adaletle pençe pençeye gelir, fakat yine çenesini tutamaz, yakalanır, hapse girer, sonra tahliye edilir edilmez tekrar ortaya fırlar, eskisinden daha hararetle nutuk çekmeğe başlardı. Bir gün nutkunun yan yerinde tevkif edildi, bir sene hapse mahkum oldu. Cezasını çektikten sonra, hapisten çıktığı gün yine aynı salonda bir nutuk verdi ve nutka şöyle baçladı : Lâfımı yarıda kestikleri zamanda dediğim gibi... • 1962 63 öğretim yılı için Robert Kolej'in Lise Bölümünün hazırhk ve birinci sımflariyle yüksek kısmının Fen ve Yabancı Diller, tş tdaresi ve Iktisat ve Mühendislik bölümleri (kız ve erkek) hazırlık ve aslî sınıflarma imtihanla yeniden öğrenci ahnacaktır. Giriş imtihanlan 6, 7 ve 9 temmuz 1962 günlerinde Ankara, Izmif, Mersin, Samsun, Sivas ve îstanbulda Robert Kolej'de yapılacaktır. Imtihanlara katılmak isteyenlerin bütün kayıt muamelelerini en geç 15 haziran 1962 tarihine kadar tamamlamış olmaları getekmektedir. Fazla bilgi e dinmek için: Kayıt işleri Âmirliği, Robert Kolej P.K. 8, Bebek tstanbul adresine müracaat edilmesi rica olunur. İlâncılık: 3755/6060 Istanbul Amerikan Koleji ROBERT COLLEGE Knimlı Knman: 197 H B L ' D N K I Z Cizen: Y V E S S A Y O L Çeviren: Mazhar K U N T Rouvenat, eskidenberi, Parisellerden nefret ederdi: Baba sinsi ve müraî idi. Va o güzel olduğu sanılan oğlu! Ne kendini begenmişin biri idi o! Aptal oğlan, babasının elinde her kalıba girebilirdi. Rouvenat, her ikisinin maksadını biliyorda. GSzleri Mellier nin mirasında idi. Kıza: «Onları görünce beynim atıyor» dedi. Blanche: Canım sıkılmayın, dedi. Herhalde Parisel ba akşam şicîcr. Bundan ne diye o kadar endişe duyuyorsuııuz? Ben onları bilirim kızım, bu adamlar boşuna buraya gelmezler. Bana kalırsa bu ziyaret hiç de iyiye alâmet defil. Allah hayra tebdil etsin . Rouvenat o sırada kızın beyecanlandığı nı görerek sözü değiştirdi: Canım biraı da senden bahsedelim... Seni endişeli görüyorum.Sende bu hal Gray panayırından sonra zuhur etti. Nedir? Ne var». Blanche, ihtiyar adamı çok sevfrdi. Fakat ona Edmond'u sevdiğini bir türlü söyliyemedi.» Bir şey deçil dedi. Size öyle geliyor... Haydi artık çıde lim... Bakın yemeğe çağırıyorlar. . (Arkası var) Dr. Bessner şüpheci bir tavırla CUMHURtYET'iı» TefrikasE 103 omuzlarını kaldırdı. <Ach; fakat bu bir mucize olurdu.» • Sanmıyorum. Bu şartlar altında bir mucize sayılmaz.» Cornelia bağırdı: «Peki kimdir? Bize söylemiyecek misiniz?» Poirot, hepsine sakin bir şekilde göz gezdirdi. Race, yarı alaycı, yarı kızgın tebessüm ediyor, BessÇevirenler: Mete ürgın Uani kener ner hâlâ o şüpheci tavrıyla bakıj'or, Cornelia, ağzı biraz açık, göz Şu halde, cani neden aldı taban du. lerini dikmiş merakla bekliyordu. cayı? Bir aptal gibi her çeşit ak«Ama, dostlarım, bu peşin fik«Mais oui,» dedi, Poirot. «ttiraf la sığmaz sebebi düşündüm. Hal rin yanlış olması halinde, vak'aedeyim ki. dinleyicilerin bulun buki asıl sebep pek basitti. Cani nın bütün seyri değişiyordu. Ve bu masından ınemnunum. Bilirsiniz, tabancayı aldı, çünkü onu almağa peşin fikir de yanhştı! Bu bir teben biraz kendimi beğenmişimdir. mecburdu çünkü başka çaresi hevvür anında işlenmis bir cinaFikirlerimle mağrurumdur. «Her yoktu. yet değildi. Aksine, mükemmelen plânlanmış, zaman daha önceden kül Poirot'nun ne zeki olduğunu 38 görüyor musunuz» demekten hoşPoirot, Race'e doğru eğilerek, inceden inceye hesap edilmiş, hatHerkül Poirot'nun şarap şilanırım!» «Seninle, dostum, ikimiz araştır tâ Race iskemlesinrie bir parça kay malarımıza bir peşin fikirle baş şesine bahsi geçen gece, uyku ilâkıldı. ladık. Bu peşin fikir. cinayetin, cı koymağa varana kadar bütün • Pekâlâ,» dedi, «Ne kadar zekiy bir anda, hiçbir evvelden tasar teferruat üzerinde titizlikle çalışılmıştı! miş, bakalım Herkül Poirot?» lanmış plâna istinat etmeden işBaşını üzgün bir tavırla iki ya lendi§iydi. Birisi Linnet Doyle'un «Evet, evet, bu böyle olmuştur! na sallıyan Poirot: vücudunu ortadan kaldırmak iste Geceki olaylara karışmama imkân «Evvelâ. ben bir aptalhk ettim.» miş ve bu cinayetin Jacqueline de kalmasın diye uyutuldum, ben. rîedi. 'Son derece büyük bir ap Bellefort'un üzerine atılabileceği Ben şarap içerim; benim masa artallık. Caniyi ele verecek şey ola bir anda da eline geçen fırsatı kadaşlanm da sırasiyle, viski ve rak tabancayı düşünmüştüm Ja kullanmıştı. Bu duruma göre, bah maden suyu içerler. Benim şarap cqueline de Bellefort'un tabanca si geçen kişinin, Jacqueline de Bel şişeme zararsız bir uyku ilâcı kası. Bu tabanca neden cinayet ma lefort ile Simon Doyle arasında rıştırmaktan kolay bir şey olahallinde bırakılmamıştı? Caninin geçen hâdiseyi bilmiş ve diğerleri maz şişeler her zaman cnasanın plânının Jacqueline de Bellefort'u salonu terkettikten sonra tabanca üzerindedir. O gün çok sıcaktı; suçlandırmak olduğu besbelliydi. yı ele gecirmi} olması gerekiyor. b«n de «on derece yorgundum; o NİL CiNAYETi CHR,İSTİ€ nun için her zaman uykum çok hafifken bir defa derin bir uykuya dalmam garip gelmedi bana. «Görüyorsunuz ya, hâlâ o peşin fikrin tesiri altındayım. Eğer bana uyku ilâcı verilmiş olsaydı o zaman bir taammüd olması düünülürdü, yani yemek servişinın yapıldığı yedi otuzdan önce cinayetin tasarlanmış olması lâ~in gelirdi diye düşünüyordurr.; ki bu da (hep o peşin fikir açısından) saçmaydı. «Peşin fikir ilk darbeyi, tabancanm Nil'den çıkarılmasıyla vedi. Evvelâ, eğer faraziyemiz doğru olsaydı, tabancanın asla atılmaması gerekirdi. Bunu başka dsrbe'.er kovaladı.» Poirot, Dr. Bessner'e döndü. «Siz, Dr. Bessner, Linnet Doyle'un cesedini muayene ettiniz Hatırlarsınız, yaranın etrafında yanık izleri müşahede etmiştiniz . yani, tabanca ateş edilmeden önce, kafaya iyice yaklaştırılmış.» Bessner başını salladı. «Doğrudur, evet.» «Ama tabanca bulunduğu zaman, bir kadife atkıya sarıhydı ve kadife üzerinde. bunun kıvrımlan arasından bir tabanca ile ateş edildiğini gösteren işaretler vardı i (Arkası var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle