19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÜÖRT CDMHURÎYET 30 Nisan 1962 Dünyanın en büyük hırsızlığı Dünyanın en buyuk hırsızlık hadısesi 1945 de Almanya'da Bavarya'da vukua gelmiştilr Hırsızlığı yapanlar, Amerıkar askeri personelınden birkaç kı şi ile sivil Almanlardır. Çalınan altın külçeleriyle, 5 çuval kâğıt para, 25 sandık plâtın ve kıymetli taşın kıymeti 9.8T8.40« dolar tahmın edilmektedir. H : sızlık nakil esnasında vukua gelmiş ve işin en garip taraf: hırsızların hiç btri yakayı e!e vermemiştir ' Garip fakat gerçek İstanbulda bir Tunus fiimi: Tunus geceleri Bu mevsım şehrımız sinemalai'mda da, bütün dünyanın ilgisini çekmış ve gerçek sinema sanatı yönünden değerli sa yılabilen filimlerin birbiri arkası gösterilmeye başlaması. ilerisi için büyük ümitler vermiş ve filim getiricilerimizı bu yolda cesaretlendsrmış bulunuyor. İşte: «Rocco ve Kardeşleri», «Kwaı köprüsu», «Hirosınii1. sevgüım. gibi kaliteli filimlerden sonra, önümüzdekı günlerdç gusterilmeye hazır «Gölgeler (Shadovvs) ve «Tunus geceleri (Coha) adlı filım ler bulunuyor. Meli)c Fıiım produksiyonun sehrimize geürdiği «Goha» fılmi «Tunus gecelerı» adı altıııda geçenlefrde basın a gösterıldi. 1958 yılı Cannes UlusJaraıası Filim Festivalinde «senaryo ve diyalogları» ve «şiir özelligi. yönünden «Büyük Jüri Armağanı»nı kazanmış olan bu fılim rejisör Jacques Baratiefr'nin bir başarısı olmakla berabcr. iik defa bir Tunus filmi olarak büyük İJgi ve yankı uvandırmış tır. Nitekim Irol almış olan satıatçüara göz attığımız zaman, Tu nuslu artislerin bulunduğu şu adlarla karşılaşıyoruz: Omar Cherif (dilimize göre (Ömer Şerif Goha rolünde başarılı bir oyun çıkarmaktadır. «Fulla» rolünde Zina Bouzaiane, Goha'nın babası rolünde, Gabriel Jabbour. «Jbrshirn» rolünde, Daniel Emüfork, diier ırallerde Lauro Gazzolo, Annie Legrand. tto Bent Lahsen, Jean Laugier ve Zehra Faiza (Zehra Fajze) hepsi sinema dünyasında adı işitilmemi.ş yeni istıdatlar olarak seyircivi kendıleîrine çekmesini biliyorlar 1957 iikbaharında Tıınuta çevrilmiş olan bu filmın knnusu şudur: «Goha. hayatta pişmemiş ve çalıyaeağı yerde vakitlerini dolaşarak geçiren saf ve fakir bir gençtir. Goha'nın çevseıinde tanınmış ve sayılmış olan Tac El Ulm adlı Orı.ıınal adı: QOUA. Oynayucağı ad: Tunus Geceleri. Rejisor: Jaeques Baratier. Senaryo ve diyalog: Georges S1 hehade (A. Ades ve A. J«»siı>ovici'nin « Le livre de Goha !e • Simpleu adlı eurindcn •lınmıgtır). Produksiyon: U.G.C. Pilms Franeo Africains. yaşlı bir bilgin. Fulia adında genç bir kızla evlenir. Fulia yafiı kocasının evinde sıkı!maktaiır. NTıtekim Goha ile karşıU'itışı zaman ona tutulur ve ıki genç sevişmeye o, slarîar. Yaşlı bilgin bu j.>;.''i a? kın farkına varııua FuiKıyı evine göndetir. Fulla'run babası bunu nâmus meselesi \aparak kızını öldürür. "îı iuı ise bütün köy tarafından lâ netlenir. Terkedilmış Goha ı«e bir gun yaslı bilgin ile karşılaşıır. Bilgin onu alfeder ve ya nına ahlr. Goha'nın hikâyesi burada bitmemiştir.» Görülüyor ki filmin konu?u basittir ve az gelişmis ülkeî*»de oldugu gibi fanatık ve fatalist görüşlerle, alışılmış olay lar zineirine bağlanmaktadı'r. F»kat filmin gücü konusunda değil, onun ötesinde. filim sanatı icin yapılmıs olan çabasındadır. Filmin bu özelliğini rejisörün kendi ağzından dinleyelim. Jacques Baratier der ki : «Ben Tunusta, Tunusun gerçek havasını vermeye çalıştım. Filmimde üç şey atadım: «Işığın kalitesi,. «neşe ve renkli ortam» ile «gerçek hayat.» Senarist, müzisyen. dekoratür, figüranlar ve arkadaşlarımın cuju aynı çevjedendir. Özellikle senaryo ve diyaloglar ça ğımızın ünlü Dogulu şairi Lüb nanlı Georges Sehehade'nındir. Afrikadan toplanan motif lerle hestelenmiş olan filmin fon müziji Maurice Ohara'nın başansıdı'r. «Gohatyı canlanthran Omar Cherif Mısırlı tanınmış jompruniier'dir. Fuila rolünde Zina Bouzaiano ise Be devî bir dansiİ7di:v. ller şairin değişik larzda ranlandırdığı Goha'yı biz şu şek'Uie r1 ><;;induk: «Golıa fakir nVu?ıı hf!de her saf insan ffihi z^ns'.n sayılır. Çünkiı o her şeyini etrafjndakiiere dasıîmaktadır: Kalbinı eşeğine, golf!e«ini sevgilisine ve hayatını ise nehire...» Selmi A.VDAK En uzun saltanat Tarihitı kaydettiğı en uzun saitanai. Firavuniann 6 ncı sülâlesine mensup Pepi II ye nasip dmuştur. Mısır tahtına, İsadan evvel 2566 da beş yaşında iken ç.'kan bu zat 91 yıl salîanat sürmüştür. Avrupa'da ise Fransız Kıralı XIV. Louis 5 yaşında tahta t'kmış; 72 sene II yün sonra ölmüştur. Bugün ise Lüsemburg Kıraliçesı Chariotte 1919riatahta rıkmıs ve i)âla yaşamaktadır. Chru'lotte'dan son;'a Japon İmparatoru Hirıkito gelmekte dir. O da 1926 da saltanat sür meye başlamıştiT. Tongan Adaları Kıraliçesi Salote Tubu<; ise 1 nisHn 1918 den beıi 7 tahtında uturmaktadır. Bu adalar tngıltereye aittir. Bunları biliyor musunuz Derleyen: Nüshet Baba ler için 4853, kadınlar içın 5283. Şimdı ise en çok yaşıyan nıi/letler arasında^ İskandinav memleketleri geliyor. Orada ırkekler ortalama 72. kadınlar 74 de vefat edıyoTİaı. Hindistan ve Seylan'da ise fiunyanın hiç bir yerinde görul miyen bir olay var. OralarcU erkekler. kadınlafdan daha fazla yaşıyorlar. Amerika'da ömür, hfmen he nıeıi her yıl bir az daha uzuyor. Htm de oradu ihtiyarlar şimdi dinçlerle yarış cdecek kadar sıhhi'.tli!. 1*H47 yılınüa Ingıltere Kııaliç?sine hediye edildiju zanıaıı 1.26".00 dolar pah a biçilmîştir. Kıratı 24 tür Dünyanın en buyuk tlma.M ise 1905 de yüzbaşı M. F. Wells taırafından Güney Afrika'dr, Pretoriodakı Plrimıer madan ot'aâında bulunmuştur. Traş edilmeden once 3.1()6 kırat çek miştir. Hemen hemen bir kiioya yakın oian bu taş, İngiltere Kıralı VII nci Ed\vard'a, Küaliyet asasına konnıak üze re hediye edilnıif'ir. Elmasın »Ti'.'iıı Afrika Yıldızı kuvmıı:U<r. •ıodero tarıhçıier gerçek nazajrirle bakfnamaktaiırlar. Çünku logıstic bakımından bu kadar askerıc (tnukabil taraf'da hetaba katıiırsa) bir gün de "harbe girmesi imkân dahıuudf surülmemeiitedu. Fakat can telefı bajutumdaiı ejn büyük felâket II IJCJ Cüıan Harbidir. Vatıkanca tutulan istatistiklere gofe bu harbde 22.060.080 «ısan sivil ve apkerolmüç. 34.3Oü.CiX) kişi yaraianmıştır. Fakat VaUkanııı verdıği rakatular çâyet Sovyeüeoın 1956 da yayınLanaıi rakamları doğru ise çimeiı değtşuriiuaei icap etmektedir. Çünku Sovyetlerin iddialarınj göre Rusyada 1S411945 ara.: hari) ve harb sonrası kıtlıktan 25.00*).000 kişi ölmüşttîr. DEKSRAZYON Evde yapâbilectğiıni? ucm ve kullaııışb bir abajıır Yazan: Seba ve Şeref OZTUKJv Altta resmi görülen abajuru evde k£n4i oiaoakiajiLuzla kolayca vapabilireintz. IşıkUıulır maİMİa ilteleri dafaa öncefci ya zılarımızdan biri:ıd e vermistiU. O ilkelere göre ışık kaynaklanuiB yerleri karürlartırılır. K.trarlaştırılaD yere uyacak olan yansıtıcı ya da kıneı ae\se o hazırlaıı.'r. Buradaki aba.ıur atülabilir ya da avakları üstünde durabi'ir Vitrinlerde gürdüklerimizden a.vrı olan va;ıı ucuziui j. ftiçimindekî deeişikükse beğenimize kalmıs. Gerekli olanlar Nunlar. Paslanmaz tel (galvanizli raıııa.şır tcü). rafya ve saydam kâğıt (abajnr kâ»ıdj), Hazırlanarak resimdeki ök'ülere £Öre her bi rinden ne kadar serekefp^i bp ssplanalıiür. olnr. ^rgüye baçlamadaıı önce iskeletiıı her telini, açık yeri kalniuvasıya rafyayla sarmalıdır. Bu iş bitince iskeleıin üst ağız kenanndan orme işi baslar. t l k dügüm atıldıktan sonra sırayla bir alttan bir üstteıı ve her keresinde telin çevresinde bir döniıs yapacak bieimde saniır. örgüde dikkat edilecek şey. bir ö'nceki iır^ü sırasında lifin üstteıı ™ l c ılİEİ tel bir sonraki sırada alttan alınarak sarılmalı. Bu. lif lerin eğri yüzeylerde üst üste y ısılnı.ısını önlivecektir. örpiidf aralık kalsa bile zararı yok Cercebte isjediğimiz, hiç aralık^ı/ h i r örştii \iizcyi değil. iM'4iıı üizabileceği aralıklı bir viueydir. Lıîfler uç nca el iiaiii '(üfnmüyle ha§!anırlar. Sarkan nçlar somadan makasla »çten kesîli'. Orerüniin bitli5i :ılt aiızda lif tele dfişömlenir 1e kesılir. Dünya nüiusu, ne durumda? Dünyada 1961 tab.min;erine ^ure 3 milyar kadar ınsan ya•ıyor. Bu; kilojoıetre başjna U't e yakın bır nürus dooıek. Fııkat günde düuya nüîusu ne kadar artıyor bijjyo ÜDUSUnuz. Tam 1^.000 ki:: L'sasen son yetmiş yıl ırinde nüfus dünyada bir nıisJi arUrı? buiı; nuyor! Bu cu, yetmiyr.rmuş gibi gelecek 38 yıl ıçınde bir mish daiıa arucakmı^! Yürminci yüz yUda ı e 6 jniiysı & 500 milyon rakamını bulacaktır. Bun<Jir. da oteii var. Şüyet bugünkü nüfus artışı devam edecek olursa 2.560 yılında her meırekare böşına bJT insan yaşıyacaJc. 3660 yjlında ise insan topluluğu. ağırhk ıtı bariyle, düüradan daha faz!a okka tartacak. Tahminlere goıe son 100.000 yıl içinde 86 mrlyar insan doğ muş ve ölraüştür. Bugün ise saat başına 11.475 ki.şi doğuyor. 6075 insan öbür clünyaya gdç ediyor! r Uzun ömür mü, kısa ömür mü? Uzun omur, kotüjüra olmadıkfa elbette ıstenecek bir şey dir. Esasen ölüm tatsız bir hal dir. Fakat bugün halimize şü kür etmemiz lâzım! Çünkü 5 inci yüzyılda ortalama ömür Ingilterede 33 yıl imiş. 18901900 yılları aırasında kızılderililer 2327 vaşlarında ölurleımış. 19011910 yılları arasında fn. gilterede ortalama ya.ş erkek En kıymetH, en büyük elmas Dünyanın en kıymetli elnıas İarı mavi ve pembe renktedır. • Hope» adı vtrilen bu renkteki bir elmasa kıymet biçilememıştır. Fakat kıymetli taş; Washinaton'da Smithsonian Enstitu sune hediye edılmiştir. Bir kıyaslama olsun diye bundan oldukça küçük pembe bir eimas Dünyanın en kanlı nuıharebesi Dünyada en çok telefat veren harb. 1916 da Somme'da cereyan etmiştır. Müttefiklerle Almanlar 1.250.000 zayiat vermişlerdiı Almanlar 650.000; İnsılizlerle Fransızlar 614.105 ki.şi kaybetmışlerdır. E?ki harb lerde bir günde 250.000 ölu veriMigine dair rıvayetlere, ! } • • • • • • • • • • • •• » « « • • • « » » • • • • • • • • • • • • « >••• • • •••^ jCHP balosundan! notlar Vazan: Mücahit BEŞEK Bir bakıma. bu toplantıya C'.H.P. nin adı takılueağına, • :\(ialısyon Balosu» demek daha doğru olacaktı. Zira, daveıM'erin büyük kısmını Adalet ravıilıler te.?kıl edıyordu. Nitekını, «Terrace Restaurant» da kurülan açık büfenın bir tarai iiuan elieıinde tabaklarla akın eden C.H.P. liler ile diğer •arafından gelen A.P. liler, ma'••ının tam orta yerinde karşıla*ıiKa kimse yennden kıpırdıyamaz oldu: Tam bir dayanısma örneği.. lyi ama, geride kaianlar bir türlü masaya yaklaşamıyorlar, yemeklerin biteceği endişesiyle de aralarında mırın kırın ediyorlardı. Büfede yer kapmış olanların ise kıpırdamağa hiç niyetleri yoktu. Koalisyonun, tabaklarını dolduramama ihtimali karşısmda gösterdiği dayanışma görülecek şeydi. Fakat, beklenen ve artık kaide halıne gelmiş olan sonuç, geç de olsa, tecelli edecekti: A( kalraa endişesi ile taarruza geçen mağdurlar grupu, bir anda masa başındakileri püskürttü ve onların jerini aldı. Ama, mağlüpların büyük kısmı, tabaklarını o zınıana kadar, çeşitli yiyeceklerle lebalep doldurmuslardı bile... * Şeref masası, baloyu himayesine almış olan C.H.P. Genel Sekreteri Ismail Rüştü Aksal, A.P. li Devlet Bakanı Necmi Ökten, eski C.H.P. lı Bakanlardan Tahsin Banguoğlu, 66. Tümen Komutanı General Faruk Güventürk, Akademiler Komutanı General Faruk Gürler, Vali Kıyazı Akı, Burhan Felek, Ahmet Emin Yalman, Ratıp Tahir Burak ve eşlerine tahsis edilmiştı. Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Kemal Satıra ise Şadırvanda yer verilmişti. Şeref masasının yanıbaşında A.P. liler toplu halde oturuyorlardı. Gözler, Y.T.P. ve C.K.M.P. lileri boşuna aradı: Çünkü, her Abajuruıı üç liu>nıı var Ta ŞI.MCI iskelel. iskeU1 örluiü Cburada raiva). ı±ık kayııaiıııı taşıyan iç silindir. 3 İç silindir. Dışı iskeletin içine çirebilçcek ölçöde bİT 1 lskeJeli yayabilmefc için ir iskelet bu. Ampulü taşıyıcı 11 ük'eUJi. yani gerçek olçiisı.vla birlikte bu silindirin içileriyje resimleri hazırlaıur. ne yerlestirdikten sonra abaBu, her telin biiküldüğü za,iur kâğıdj sarıkr ve yaju$tırıman alarajh bicuni çizmek delır. AnınuJ silindirin içine. kâ mektir. Kesim tezgâbuı üstüııe eıda değmiveoek hiçimde yerilistirildik(ejı soıırü tcüeriıı lestirilmelidir. Silindirin iki u resimdeki büklüm yerlerine eu açık. Büyieoe hava değiçüni rivi çakılır ve tel hu çivilerin yoluyla kâğıdın yanması öııçevresindo pens'e büküliir Tel lcıımiti elnyer. ' lcriıı tiiınü ke^ilip bükiiJdükteıı sonra resimdekî gibi lelünı Abajur, yemek masası üstiilenerek ıskelet Kıırulur. İç »ine, oturma çrupu yakınına alindir iskeletinin hazırlanışı sılabilir. Ayrıea iç siündirııı >ine böyH*. uzayan telleri ayak ödevini de SÖrdti4ÜrMİ*n nıasava , va da «l» 2 IÎ3fva lifleri bir kap ioi'i semc östüne konabilir. de öııre ıslatılır. Yunıusayan lifier rshstçrı acılabilir. örçü Rafya yerine difer bitkisel v:>pıhrkefl <ellerin iistünde lif ve iplerle renkli plâstifc, da böyleee önlenmis naylon ipler de Bu kadar leke yaparsan, zor satarsm sen o tibloyu ıkı «iDulıaİjj» parumu îl Baş J kanları kendilerioe davetiyele • rinin aynı gün ve çok geç saat • lorde gönderilmesinden alına J rak baloya gelmemişlerdi. Böylece, Ikinci Cumhurıyetin iik ayiarında göze çarpan müsamahalı hava yavaş yavaş dağıtmağa başlamış oluyordu. Bir ara, atraksıyon yapan bir dansöz şeref mas,;sının üzerine . çıkıp oynamağa başlamaz mı'.' X Yarın, obürgün seçimlerde «iş 4 te bak, kadjn oynatıyorlar» di • ye i>tisınar edilmcsi kuşkusıv T le fotoğrafiarının çekilmeme • sı içın bazı politikacıların ga • zete muhabirlerine mânalı ma ^ naiı bukmaları gorulecek fey • fc9? KISAHABERLER • «Kleopatra» filminin prodiiktörü WBİter Wagner, tiloıin önümiizdeki hsziran veya temmuıda hazır «lncafım, Liı Taylor'un olağanüstü bir oyun çıkardığını ve 25 milyon dolâra mal elacak filmin, 100 milysn dolâr getireceği ümidinde oldnJunu söylemiştir. Bilindiğj gibi, Liz Taylor geçenlerde tekrar intihara tesebbüs etmiş ve hantaneye kaldırıldıktan sonra kurtulmuştu. Aktrisin ruhi durumunuıı «Kleopatra» filminin tamaralanması konusuna ne derece etki yapabileceği düşiinülebilir. •k 't'icdaıı çatışmasını konn alan Claude Autaııt Lara'nııı «Oldürmiyeceksin» adlı filmi, uıuıı tartıştnalardan sonra nihayet ttalvan sansüründen vize almıştır. Bu filim, geçnı yıl Venedik Festivaline, Fransız filaıi olarak sunulmasına izin verilmedifi için, bir Yufoslav filmi olarak iştirak ettirilmişti. Arkasından ltalyan sansürü de, filmin cürmti övdüğü iddiasirle ttalva'da oynatılmasını yatak etmiştl. * Ismail Rüştü Aksal, misafjrlerinj masalarında ziyaret ediyordu. Bu arada Necati Anbaş'ın yanına gelen Aksahn, A.P. ll Başkan Vekiline yüksek sesle şöyle dedigi duyuldu: « Bu memlekette ya sağduyu hâkinı olacak, ya da topluca beklenen âkıbete sürükleneceğiz. Bunu bazı kuvvetlerin beklemekte oldukları da herkesin malumudur.» • 4 • J 4 • J • * ^ • i « | laydemkSŞıt Çık • IIIIIIIMIIIIIIIIflltllMlltllllllllllllllllllHIIIIIIIMHIMItMHIHO*"!*""1111111 BAV OSt:AK: Balonun en neçelı adamı General Faruk Güventürk, kendısme «bazı» sorular yönelten • gazetecilere şu şekılde muka J beie ediyordu : 4 « Boçuna ağzımı aramak • tan vazgeçin. Konuşturamazsı J nız beni..» • • • Vakit geceyarısını geçmış, ^ rnasalarm uzerındekı çeşit çe • şit yiyecekler tükenmiş, içilen j viskilerden kafalar dumanlan £ mış, salona neşeden ziyade be • ürli bir rehavet hâkim olmuş T tu. Bir arahk C.H.P. fl Sekre 4 ter üyesi Salih Nuri Tüzel'i • • dışardan» çağırdılar. Gelen * ler, 0 gece Belediye Zabıta 4 Teçkilâtı tarafından gecekon • duları yıkılan Gültepelilerdi. J Kendilerine yardım edilmesını 4 bekliyorlardı. • Yani, sırası mıydı şimdı? !• ^ Radyoda#Bugun ISTANBUL 7.27 Açılış ve program 7.30 Melodiden melodiye 8.00 Haberler 8.15 Saz eserleri 8.30 Sabah konseri 9.00 Kapanış. 11.57 Açılış ve program 12.00 Türkuler (Neriman Tüfekçi) 12.20 Karışık şarkılar ve sevilen melodiler 13.00 Saz eserleri 13.15 Haberler 13.30 Dans müziğı 13.40 Şarkılar (Ahmet Çaşan) 14.00 Konser saati 14.30 Klâsik Türk müziği 15.00 Kapanış. 16.57 Açılış ve program 17.00 Şarkılar 17.20 Esnaf ve sanatkâr konuşuyor 17.30 Türkuler (Gülcan Sevim) 17.50 Plâk dünyasından 18.15 Fasıl topluluğu 18.45 Haberler 19.00 Reklâmlar geçidi 19.40 Şarkılar (Sabite Tur Gülerman) 20.00 Çigan melodüerı 20.15 Olaylar ve yanküan 20J0 İki kemanla müzik 20.45 Şundan bundan (Eşref Şefik) 21.00 Piyano soloları 21.15 Konuşma 21.30 Şarkılar (Şükran Doruk) 21.50 Konuşma 22.00 Reklâmlar geçidi 22.30 Radyo senfoni orkestrası 23.00 Haberler 23.15 Çeşitli müzik 23.55 Program 24.00 Kapanış. 8.30 Çeşitli orkestralardan hafif müzik 8.45 Ismet Nedim den şarkılar 9.00 Ev kadınınm not defteri 9.45 Billy Vaughn Orkestrası 10.00 Kapanış. 11.57 Açılış ve programlar 12.00 Hafif melodiler 12^5 Küçük ilânlar 12.30 Gönül Söyler'den şarkılar 13.00 Haberler 13.15 Küçük konser 13.45 Müzeyyen Yıldızdoğan'dan şarkılar 14.00 Nat King Cole söylüyor 14.15 Nezahat Bayranı dan türkuler 14.30 Tony Cabot ve orkestrası 14.45 Mustafa Seyran'dan şarkılar 15.0ü Kapanış. 16.57 Açılış ve programlar 17.00 İncesaz'dan Segah Fasiı 17.30 Trafiğe dikkat 17.35 Cound Basie, Dizzy Gülespie ve Ray Anthony Orkestraları 18.00 Reklâm programları 18.3ü Küçük ilânlar 18.35 Yurttan sesler 19.00 Haberler 19.15 Yaşadığımız günler 19.30 Güneri Tecerden şarkılar 19.55 Küçük dınleyicilere masal 20.00 Aysel Seren'den dans şaı kıları 20.15 Olaylar ve yankı İarı 20.25 Küçük ilânlar 20.30 Esen Altan'dan şarkılar 21.00 Açık oturum 21.20 Hafta nın operası 22.00 Türkiye Bu yük Millet Meclisı saati 22.i. Hafif melodiler ve dans müzığı 22.45 Haberler 23.00 Gec>? konseri 23.30 Dans ve caz müziği 24.00 Kapanış. llllll JANE'İN KİZI 138 ty/f />/ B/e YÜZÛ'CÜ'. BAKİB/&MPENZ£ JAUM K'M MgA '••••••••••••••••••••••••••••••••••••• ••>•••••% Hububat Çuvali Satın Alınacaktır Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğünden: 1 300.000 adet jütten mamul hububat çuvali teklif alma usuliyle eksiltmeye konulmuştur. 2 Eksiltme 23/5/1962 çarşamba günü saat 15 te Genel Müdürlük Yönetim Komisyonunda yapılacaktır. Teklif mektupları bu saatten bir saat önce idareye verilmiş veya bu saate kadar ele geçecek şekilde postalanmış olacaktır. Postada vâki gecikmeler kabul olunmaz. 3 Muvakkat teminat 67.750 liradır. 4 Bu işe ait şartnameler Genel Müdürlük Ekonomi ve Dağıtma Işleri Müdürlüğünden (Karanfil sokak No. 62, Tel: 12 68 95) ahnır veya görülebilir. 5 Idare ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basın: 6066A. 3547/5241) ANKABA 6.57 Açılış ve günün programları 7.00 Günaydın 7.20 Müzikle jimnastik 7.30 Haberler 7.45 Şarkı ve saz 8.00 Bugün l.esimli Koman: 181 MıîL'üN KI Z Çizen: FVES SAYOL Çeviren: Mazhar KUNT Edmond'u görünce Blanche hayretler için de kaldı. Nasul eluyor da bu delikanlı kuklacı ile ark.daşlık ediyordu? Edmond uıun boylu, zarif bir gençti. Vüzüniin hatları muntazam ve kendui çok kibar tavırlıydı. Genç kız garip bir hissin tesiri altında kaldı. O ana kadar böyle bir duygunuıı mevc'.ıdiyetini tîahi tasavvur etmemişti. Kızcağıa aşkın ne oldufuna nereden bilecekti? Fakat delikanlı kıjı pek farketmemişti. Meyus olarak ihtiyara yaklaştı. Greluehe: «\e o? Yine bir şeyler bulamadın mı? diyt' sordn. F.dmend başını salladı: Havır bulamadım. Ne yaptımsa nafile. Anneroin adını bastalıane defterlerinde arattım Yok, yok. yok. Artık ümidira kalmadı. Herhalde ölmüş olacak... Tabii hastahane personcliyle görüşüp onlara bir şeyler sormuşundur. Öyle anıa nafile, bunlardan bazıları o tarihte burada değillermiş. G«ri kalaniarı da bir tiirlü hatırlamadılar. Buraya boşuna gelmiş oldum... Sen bulamadıktan sonra ben nasıl bulabilirdim. Ne ise çok şükür sen varsın. Bu da Allahın bir lutfu.'... (Arkası var) «Buraya bakın, Miss Van Schuy ri!>lHUKİYET'ih Tefrikası: 8 9 Ne kusurum var yani?» ler, sizinle çok önemli bir mese«Sosyal durum gibi bir mesele le haknında konuşmak istiyorum. de vardır. Mr. Ferguson.» Mesele şu. Yeğeninizle evlenmek is «Sosyal durum kuru lâftır!» tiyorum.» Kapı hızla açıldı ve Cornelia içe Miss Van Schuyler'in yün yumari girdi. Çok çekindiği kuzini Mağı kucağından yere düşüp, taa sarie'nin kendisine evlenme teklif lonun öbür ucuna kadar yuvareden zatla konuştuğunu görünce landı. dondu kaldı. Miss Van Schuyler zehir gibi bir Küstah Mir. Ferguson başını çeÇevirenler: Mete Kr gin Uant Xeneı tonla, «Siz aklınızı kaçırmış olma"'" ••> • •• • • • • • | virdi, sırıttı ve bağırdı: «Buraya • • lısınız, delikanlı,» dedi. nimin böyle bi/r şeye kurban git«Ferguson.» • gel C o r n e l i a . S e n i n l e e v l e n m e k i«Hiç de değil. Onunla evlenme memesi için her türlü tedbiri alaMr. F e r g u s o n . » Miss Van S c h u y | çin t a m u s u l i i d a i r e s i n d e , t e k l i f t e yi akhma koydum. Ona evlenme cağım,» diye, Miss Van Schuyler ler bu ismi âdeta iğrenerek söyle bulunuyorum.» teklif ettim.» ısırır gibi konuştu. di.» Böyle bir evlenme bahis konu Miss Van Schuyler. «Carnelıa.» Miss Van Schuyler onu soğuk «Benimle ne alıp veremiyeceği su olamaz.» Bu dedi. delikanlıya cesaret nazarlarla sözdü, bu haliyle, onu niz var sizin?» Fefrguson, «Yani,» dedi, «ona lâ mi verdin yoksa?> bir ağustos böceğine benzetmek Miss Van Schuyler sadece kaşla yık değiüm mi demek istiyorsu«Ben mihayır. tabii vermedım mümkündü. rını şöyle bir kaldırdı ve tekrar yâni pek deği! • demek istiyorum «Sahi mi?» O da her halde sızi örgüsüne başlamak, konuşmaya «Bunu sizin de bildiğinizi sanı ki» da bir son vermek üzere hııla yü yordum.. «Ne demek istiyorsun?» Beni reddetti.» nünü eline aldı. «Ne hususta lâyık değilmişim | Ferguson Cornelia'ya yaTdım «Tabii reddedecek.» Mr. Ferguson, «Hadi. hadi» diye ederek, «Bana cesaret fılân verme «Hiç de tabii değil. Kabul etti i ısrar etti, «benimle ne alıp veremi Miss Van Schuyle yine cevap di,» dedi. «Ben yaptım teklifi Çok rinceye kadar teklifimı yapmaya yeceğiniz vat?» vermedi. yumuşak kalbli olduğu için. sura devam edeceğim?» «Bu apaçık zannederim, Mr şey«İki bacağım, iki kolum var, sıh tıma tokat atmadı tabii. «Sizi temin ederim ki, sir, yeğe adınızı bilmiyorum.» hatliyım ve oldukça da akılhyım. (Arkası var NiL CiNAYETi 4GATHA CHİZISTIE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle