19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT CUMHURİYET 27 N'isan 1962 UII111I ıiHumınmıiimııııııııııııııııiHiıımiifimıııııııııınHinııııi!nmııııifiımııtııımıi!iııi!iHi!iııııııınunınıııııııııııiif sağlığınız içis /7DALET C/MCOZ Damarlarımızı koruyalım Yazan: Dr. Saim Polat Bengiserp zaldığından nernıaldekinden daha yavaş ve az olur. Arteryoskleroz'iıtlardski bu temizletıme bozmklnğn sonucu olarak ta endotel üzerine sıvanan yağ şeriti orada uzun müd det kalarak intima'nın oksijen alamamasına ve beslenme bozukluğuna sebep olur. Bunun üzerine de yağlar ve lipoidler çökerek bir aterom odağı me.v dana çıkar. Eskiden ateroruların sarı rengini veren kolesterinin aterosklerozu yaptıfı sanılırdı. Şimdi ise aterom plâğına kolesterinin oturması bir sebep değil, bir netice olarak kabul edilmektedir. Hülâsa Tpni şörüşlere göre damar sert'iîind» esas olarak evvelâ damar çeperindeki beslenme bozukluğu ve sovsuzlasma. sonra. yemek sonrası kandaki yag seviyesinin yüksekliği, daha sonra da. Bn vüksek seviyedeki ja^ların temizlenme, silinip söpürülraelerindeki gerikme l e az!ık rol oynamaktadır. Bn da böyle olnnca günün morlâsı halinde herkesin diiinde sakız gibi dolaşan, üzüntülere yol açan Kolcsterin denilen nesneden o kadar ürknıeye ve kaygulanmıya yer yoktur demektir Vaş ve cins ile ilgisi Da mar scrtliii eskiden sanıldığı gibi bir ihtiyarlık hastalığı de ğildir. Küçük çocokların aorta larında 3 yasjndan itibaren a terosklerstik odakların min yatür sekillerine rastlanaf)il diği gibi Ikinci Dünya Savaşı ile con Kore savaslarında ölen ve ortalama yasları 22 civarın da olan genç Amerikalı asker lerin otopsileri üzerinde yapı (an bir intelemede bunların 77,3 * de koroner damarlann > da damar sertlifinin çeşitli belirtileri bnlunmuftvr. Ba (ebepten damar sertüji; eloşlar, duraklamalarla yürüyen. ilerleyiei vt seneleree «irfip giden kronik bir hastalıktır. diyebiliriz. Gençlikte başlamasına rafmen klinik belirti vermeden sinsi sinsi ilerliyerek yaşlılıkta bir takım isaretler\r meydana çıkınca önem ve defer kazanır. 49 yasın», daha dofrusu âdetten kesilene kadar kadınlarda damar sertliti erkeklere nispetle »eyrektir. Adetten kesildikten sonra damar sertliğine yakltvnma bakı mından kadınls erkek arasında fark çörülmemektedlr? Burada kadın seks honnonUnnın rolü besbellidir. Damar serlliji önlenebilir mi? Arteryosklerozun dünya ölçösündc medikososyal dâvalar arasında fizerine eğilmesi gereken bir problem oldufîunu bir evvelki yazımızda söylemistik, bnnnnla savaşmak, önleylci ve kornyufn faktSrleri arastırmak herhalde üaglığımız için faydalı bir hizmet olacaktır. Hakiki gebepleri her ne olnr«a olsun, pratik bakımdan en ö'nemü problem, damar sertlifinin hızla llerleyisinden sorumlu olan lç ve dıs etkenlerin aranıp bulunması ve billnmesidir. Ba aebepten damar scrtlifinln olusondan ve hızla ilerleyişinden sernmlu olarak. Beslenme.., Stre».., ve Toksik etkenleri göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Damar sertliği olusunda birbiriyle pek sıkı fıkı olan iç ve dıs faktö'rIerin rolü de bnndan sonraki yazımızın konusu «lacaktır. Spor kulüpleri gibi, transfer ayı bitmek üzere gazetelerin. Bu ara ben de buraya kapılan dım, ünlü karikatüristimizi ko luma takarak karşmıza çıkafrt tılar beni; baş sahifedeki bildiri yazısında sizlere olduğu kadar bana da anlatılıverdi yapacağım jş.. sağ olsunlar, meğer neler istefrlermiş be« Bir koltukta üç karpuz Çelişme Bir açıklama Sorumsuz kişileriz Saygısızlık çültüyormuşum onu? Aldırmamıştım duyduğum bu sözlefre, «aıdırma» demiştı Hamdi de bana Geçenlerde Dr. Fikret Ürgüp'ün Hamdi üstüne güzel bir yazısını okudum; o da dokunmuş bu konuya: sözde, başta Hamdi de ahnmış «Hamdicik» dedifime, ama sonra hemen bağışlamıs beni... înanmıyorum buna. Tarıdıfım Hamdi. koca profesör, büyük ozan; ama bütün bunlarm üstünde büyük, gefrçek dost, ger çek insan Hamdi, anlamıştır «Hamdicik» seslenisimdeki «ıcaklıgı, dostluğu. . Başta abnmış, içerlemişseki ummamHamdi'nin inBanlığını. dostluk ısığı ije pariıyan yüreğini tanımıyan. onun yalnız profesörlük cübbesi içinde görüp tanışıklıgı ile övünen yakının dakilerin zoru ile, onlafrın da (jöniillerini kırmamak için, irerlemiş görünmüştür belki Kimseyi incittigini bilmetn Hamdi'nin «Cik» eklemesi küçültülmeMnde nesnelerin kullanılır, bet, ister istemez konuşulanların özetlenmiş yâzılarıyla yetinecek. Bu yazüar çoğu zs. man yanlıştır.. dil kötüdür, ya onceki. ya sonraki konuşmalat çıkar güzelim resimlerin üstüne. Biliyorum, bu yazıların belli bir sınırı aşmaması ı oOonn 700onn oo o tnfilterede A.B. Pathe ftttidyoUnnd* çevrilen «Pettlcoat Pirates» adlı filim geniş rağbetle karş.lanmif ve bu filim Ingiliz komedilerlnin çok basarılı bir örnegi sayılmıstır. Bu filimde ünlü komedven Charlie Drake lle birlikte Anne Heywood ve Kim Tracy gibi güzel yıldızlar yer almakt&dır. Rerimde Kim Trtvey gSrfilmektedir. Dört armağan birden Loodradı gep«nlerde yapılan bir leçmede «BAL TADI» adını tajıyan Ingiliz filmi dört armağan birden kazanmıştır. Bu armağanlar şunlardır: «Yıhn en iyi îngiliz filmi», €En iyi îngiliz artisti». «En iyi ümit verici genç artist» ve «En iyi senaryo» armağanları. Onlü Ingiliz aktörü PETER FÎNCH ayrıca «No Love For Johnnie» adlı fiimdeki başarılı oyunu için en iyi îngiliz aktörü seçilmiştir. Hatırlarda olduğu gibi Peter Finch'in başrolü oynadığı «Johnme'ye Aşk Yok> filmi geçen yıl Berlin Film Festivaline katılmış, fakat fazla bir varlık gösterememişti. Londrada yapılan seçimlerde dığer kollarda: «En iyi film edisyonu» armağanı «West Side S|«ry» fifcni tçin Tht»mas Stanford'a verilmiştir. Biliniı|i £ibi «We»t Side Story (Batı kesimi hikâyesi)» filmi bu yıl Oscar yarışması adaylan arasında biiyük başarı kazanmıstı. «En iyi renk armağanı» da • West Side Story» filmi icin Mirisch Pictures ve Band Enterprises ile United Artist's ortaklaşmasında trene Sbaraff'a verilmiîtir. Kısa tnetrajlı filmler serisindeıci aksiyon filmleri arasında; «Seawards the great shipü» filmi için Studio Lester ve ***« den! YazJİarımın baslığı «Iğneler»; bir elime «neşteri», bir elime de «fırçayı» verdiler, hadi dediler, hodiri meydan! Kendimi bir an sayın Prof. Kâ zıra Ismail Gürkan'a benzettim: Üstadın neşteri kadar diyemem ama fırcası da önemlidir.. eh, iğnelemekte de boy ölçüşecek pek yoktur ken disiyle; ama zavallı ben? bu üç karpuzu nasıl sığdırabilirim koltuğuma? Dostlardan, tanıdıklardan te lefonlar da geldi bu ara. Kiminde eski Fitnefücur'un hort lıyacağı sevinci, kiminde korkusu var. Hemen söyliyeyim: dedikodu yapmıyaeağım artık. Yapmış olduğuma da üzgü nüm zaten. Ne kimseyi öveceğim, ne de kimseyi yereceğim. Yıllar geçti fitne fücurluktan bu yana.. geç de olsa gördüm, öğrendim ki, gülünç yanlanmızla, övülmeye değer yanlarımız birimlzde deği! hepimizde var! Nıçin bilrimiz üstünde durayım? Tümümüz üstünde konuşmak daha iyi değil mi? Arada bir, bir ad kaçarsa ağzımdan kızmasın bağışlasın be ni: birimiz hepimiz, hepimiz birimiz demektir. gerekir. ama hiç değilse yanlış yazılmasın! Anlaşıhr bir türkçe olsun. önce dilimize, sonra halkımıza birazcık saygı. Birkaç kuruşu gözden çıkarmaya, bu işi anlıyanlara yaptırmaya değmez mi?. luk. Nedeni yetişmemizden geliyor bence. İyi yetiftinniyoruz çocuklanmızı örneğin. Kötü olduğumuzdan değil, ama scvgılimizden, yersiz ilgimızden bozuyoruz çocuklanmızı. Kendimize güvenimiz olmadığı için, çocuklarımıza da güvenem i y o r u z ; bırakmıyoruz onları çocukca yaşasmlar, kendi baçlarma, kendilerince işler gör Daaıar ıcriligi nedir? «Arter>, »iar dunar ««aıektir. «Skleroz, sertleşmek.. «Atheros»taeYunanca «Un bvlamacı» mânasına gelir. Hekunliknymiş bu. tşte o zımtn şaşır dım: Birkaç yılda düimiz mi EE te ArteryasUleroz ile Ateroskleroz'u ayırt eden görüşler bu kadar değişti, yoksa bugün S ve hususivetkr bulunmasına «yasa» yerine «kanun» demesi S rağmen pratikte çenel bir deni bağışlamıyan yazar mı? = TİH »larak «r.rtery«Bkler*z» Sorumsuz kişileriz = yerlesmis ve bn da dilimize «Damar tertligi» diye çevrilKendimıze fcar^ı, ışımıze kar = mistir. şı, çevremize kar^ı sorum suz'uz. Kendimize olan güve E Damar sertliği deyince danimizi de yitiriyor bu sorum Şmar çeperinin sertleçmest ve suzluğumuz. Güvensizliğimiz = kaijnlaçmafi ile kentiini belli eorumsuz kılıyor bizi belki de.. E eden dejeneratif damar hastaYasalar karşısında, uymakla Ş Iıklarının tötniinü anlamaktayasalara, k u r t a r d ı k sanıyoruz ~ yız. S«n 18 • 15 senedenberi kendımizi sorumluluktan ! Hoş ~ tıbbın dev adınlarla ilerleyiçıkarımız varsa, yasalara da ~ si hele elektron mikroskobnboşverdiğimiz oluyor ya... £• nnıı keşfi ile yeni histoşimitik Aydınlarımızda, yönetenleri hulcalar. arteryesklerot h»kmizde, çahşanla, çalışmıyanlas kındaki cörnş ve bilçilcrimize rımızda hep v a r bu sorumsuz •; yenilikler katmiftır. Ş ~ S ^ ^ = S ^ ~ ^ HİJtolojik olarak bir damar çeperi ioten dışa doğrn: Endotel, Infima. Medya, ve Adventisya adlarıncla dört tabakadan kurnludur. Bnçiinkü anlamda damar sertüfini; intimanın odak odak sovsnzlasması ve yavaş yava? ilerîeven bir kahnla^ma ve sertleştnesi ve bnnun klinlk belirtüeri diye tarif edebiliriz. Damar sertliji nasıl oluyor? tntima'daki soysuzlasma (dejenerasvon)un »ebebini besienme bozuîilu^una bsğlî.vorlar. Beslenme bo?uk'ugu sonucund3 burada bir takıra histobiyoşimik değişiklikler, hücrelerde şi<;!ne!er, parraîanmatar, bir takım çöküntüler olnyor. Bu ararîa Iipoid maddeleri, kolesterin ve kireç röküntüsfi de olarak «Afçrom» denilen plâklan meydana getiriyorlar. Odak odah. Ter yer busule gelen ba niâklar vnzflnden damar sertleşivor. iri daralıvar. tşte Ate»e5kleroı ve »rterroskleroz deyimîeri de burndan çıkıyor. Fsası daha iyi kavrsmak için biraz da derinieftirelim; Normalde damar endoteli üzerinde incecili bir pretein zarı vardır. Ba zar, endotel hürrelerinin kandan oksilen ve besiıı maddeleri almasına yardım eder. Yemeklerden sonra bağırsaklarımızdan somurnlan ya^lar, garet küçük Şilomikron denilen zerrecikler balinde kanda dolasmır3 baflarlar. Temek sonrası kanda çoğalan bu yağların bir kısmı, endotel üzerine bir şerit, bir örtü gibi sıvanır. Bir kısmı da alyuvarlara yapısarak onları para dizisi gibi üst üste yığarlar ve damar çeperine yakın ve yavaş seyretmeîerine yol açarlar. Hattâ bunlar çok küçük bazı kıl damarlarını da tıkayabilirler. Normalde yemek sonrası kanda yafların bu çoğalısma karşı, bir takım etkiler ile «Clearinç factor» yahut «Lypase seriqnf denilen ve tıpkı P3nkress icsalçı bczinin yaftarı sindiren Lipaz mayasına benzer bir ferment, derhal harekete geçerek endotel fizerine baskı yapan bu silotnikronları bir kaç saat içinde temizler, siler îüpörür. Damar sertüfine tutultnus veya tutulmıya aday kisilerin kanında ise yemek tonruı ya£ eogaltcının terniılenmesi, silinip süpürühnesi, temizleyici eevheri harekete çeçireeek heparine benziyen maddeler a Çelişme Ünlü Fransız yazarı Madame Colette fır dönmüştür gömütünde (mezarında). Radyo Tiyatrosunda «Gigi» sini dinledik geçenlerde Fransızcayı da Türkçeyı de çok iyi bilen yasa yerine kanun dedi diye başka çevirmenlere takılan bir yazanmız, bakın nasıl sözcükler kullanmış «Gigi» çevisünler. Yaptıkiarının sorumlurısinde: «Vaziyet son derece iuğunu yüklenmeği öğıensinvâhim... aıle mes'uliyeti.. Yeler, alışsınlar buna. Yaptıfı mini Billâh! Mükrim, tefsir, her işte, anasını, babasını govesile, nâsip, mi'.phem, sarih, mucize. mücaöfif. lehte ve » rüyor çocuk yanıbaştnda. Gü = Bir açıklama Yukarıda Ord. Prof. K. Ismail Gürkan'ın adını andım da, bir çağırışım oldu: Ahmet Hamdi Tanpınar geldi usmsa. Söylemeden, anlatmadah yapamıyacağım. Bir ara hastalanmıştı Ahmet Hamdi; Prof. K. Ismal'in kliniğinde ka)mıştı. Üzgıindü dostları, üzgündük hepimiz. O sırada bit yazı yazmış «Hamdicik» demiştim yazımda. Vay efendim vay.. «cik» eki bir nesnenin küçültülmesinde ku! lamlırmış, Hamdi? Koca profesör, büyuk ozan, onun adının sonuna «cik» eklenir mıymiş? Ben kim oluyor muşam da ona «Hamdicik» diyor, kü dogrudL*. Ama Hamdi, kendinin nesne olmadığını bilirdi. Anıtını diktigimiz Mehmette de (Mehmetçik) deriz. Bununla Mehmet'i küçümsemez. tersine yürüSimizden bir parça katarız, Mebmetçik demekle ululastınr. ölümsüz kılaHz oiu. Hamdi de, sanat, kültür alan.nda «Mehmetçik» degil miydi? Çevresine adını katmadan. markasını ba«madan az mı ısık tuHu? TnvaUı anlamına de Relir «cik» eki Bövle de olsa. zavallı degi! miydi? Verdiklerinin ksr5ih?ını ödeyebiidik mi or<? Ama o bunların üstündeydi. aklı efemezdi «lışverişe, prrfesörlük. ozanlık bir y»n« o gerçeic b ' r insan, gercek bir rfi«t»u «H"".di>!V» ola rak dost yürekletde yaşadı, do«t vüreVİprrle yaşıvor. Saygısızhk dülen bir yaratık oluyor. Okula başhyan çocuk, çalışmanın, sınıfını geçmenin sor u m l u h ı ğ u n u bile duyamıyor kendinde, kendi başma yüklenemiyor bunu. Bir an çörmedim ki, çocuğu ile birlikte calışıp ilkokulu bitirmesın! Zavallı anaların gücleri ortaokul derslerine yetmeyince de, gelsin özeî dersler, çaprs.şık yoliardan sınıf geçirtme çabaları. Bırakaiım çocuklarımırı kendi sorumluluklariyle basbaça: bu kadarcık olsun bir saygı gösterelim çocuklarımıza. Sıleyhte tepki!» Daha bunlar ginıfta k a l ı r l a r belki, ama güdübi b i r sürü eskimiş, Osmanlıca len, sorumsuzluktan kaçan yasözcükler.. Sonradan öğrendim ki, bir ratık olmaktan k u r t u l u r l a r sonunda. kaç yıl önce yapılmış bir çevi «Jobnnie'ye Aşk Yok» filmi ilr en iyi tngiliz »ktörv eeçilen PETER Ft.NCH Schoenfeld Films prodüksiyonları armağan almıştır. • En iyi kostüm kreasyonu» için «La Dolce Vita» filmi ve kısa metrajlı caniı resimler armağanları için ise Zagrebfilm, Hertz Lion International prodüksiyonlan seçilmişlerdir. Selmi ANDAK sevmlyenlerimiz Şf***»'»'»*'*''»'»***''*»*'**'**^»**^****'**^ Sinemayı parmakla göstprilecek k a d a r ~ ^ * azdtr. Çoğunluğun t e k eğlen 2 ^ iükelercsf göre ucuzdur d a blzde sinema. ~r Yılda birkaç dişe dokunur fil Şf min yanı sıra, ipe sapa gelmez Zj neler de görürüz, o da başka Ama bu yıl, gerçekten de bir kaç güzel filim görebildik. Av S rupada sekiz yıl önce oynıyan ~ Kvai K ö p r ü s ü n ü d e sayabili ^ ] ı riz b u arada Gelgelelim filim S lerin altında çıkan o yazılara! Herkes yabanci dil bilmez el 5 CP«İ sinpmadır. Baska ^IIIIIIIIIIIIIIIIMIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIİIIHIIIIIIIimillllllMllllillilllllilı Memleketimize turist celbini temin ve turızm gelirinı artırmak maksadiyle dış memleketlere sefer yapacak olan otobüs işletmelerine verilmek üzere, Odalar Birliği emrine bir tahsis ayrılmıştır. Fazla bilgi almak istiyen firmaların 22/Mayıs/l962 »kşamına kadar Odamız Sanayi Şubesine müracaatları ilân olunur. İSTANBÜL TİCARET ODASINDAN » (Bası^ 6123/5088) JTlllllllllllllllf tllf lllllillflf |f llllllflf llllllllltlllflf f Hlf flllllllf f lllfllIIHl lllllir? BAV OSCAK: Kocaeü Tekel Başmüdürlüğünden 1 Çilmi Tekel İdaresinde yeniden inşa olunacak itfaiye garajı, yatakhane ve bekçi Irulübesi işi 20 gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştıır. 2 Eksiltme ve ihale 9.5562 tarihine tesadüf eden çarşamba günü saat 15 te Kocaeü Tekel Başmüdürlüğü binasında teşekkül edecek komisyon marifetiyle icra olunacaktır. 3 Muhammen bedel 2287252 lira olup. geçici teminat akçesi 171544 liradır. 4 İsteklilerin 20000. liralık iş yaptığına dair Bayındırlık Müdürlüğünden tasdikli bir belgenin ihaleden 3 gün önce İdaremize tevdi etmeleri şarttır. 5 Bu işe ait eksiltme evrakı Kocaeli Tekel Başmüdürlüğü ile Hendek, Düzce, Adapazarı ve Çilmi Tekel İdarelerinde görülebilir ve satın alınabilir. Toprak MahsuSisri Ofisi Muhtelif Cins L^boratuvar Aleti Satın Ahnacak Ofisimiz ihtiyacı için muhtelif cins lâboratuvar malzemeçi kapalı teklif ahnmak suretiyle mübayaa oJunacaktır. Bu işe ait şartnameler Ankarada Sanayi eaddesi 29 No. lı binadaki T. M. Ofisi Malzeme Müdürlüğünden. îstanbulda Ga lata Bahtiyar handaki Malzeme Şube Müdürlüğünden temin edilebilir. îstekliler tekliflerıni teminat mektuplariyle birlikte en sec 21 mayıs 1962 pazartesi günü saat 15.00 e kadar Malzeme Müdür lüğüne vermiş veya bu saatte Genel Müdürlükte bulundıırulacak şekilde postalamış olacaklardır. Ofis, 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığmdan ihaleyı kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basın 6065 A. 3548.5091) JANE'IN KİZİ 135 T (Basın 5963/5095) Denizli Belediyesi Başkanhğından E.S.O. Işletmesinin ihtiyacı olan 332 adet santrafüj beton direk (SBA) ve 977 adet betonarme travers, fiat teklif almak suretiyle satın almacaktır. Buna ait şartnameler ijletmeden bedelsiz temin edilebilir. Fiat tekliflerinin 4/5/1962 tarihinde İşletmemizde bulunması iktiza eder. (Basın 6033/5093) I (?nman: 178 MEL'ÜN KI Z Çiıen: YVES SAYOL Çeviren 1 Mazhar KUNT V'iihsi kadın gidince Croguefer de sah• ctleıı cekitdi. Adatnın kulislcrde homurdaııdığı duvulujordu. Kouvenat, Blanche'a hitahcn: Galiba oyun bitti, dedi. Haydi artık uıdelim Sızi simdilik otele sötürevim, sclıirdp işlerimi bitirince çelir alırım. Kâhva valnı* kalınca Rözleri önünde cereyan eden sahneyi uzun uîun düşündii. Bu biçare kadını nerede görmüş olabillrdi" Nasıl olmuş da bu kadın da kendisini tanır gibi olmuştu? Bütün bnnlar oldokça çarip şeylerdi. Vahşi kadının Lucile Mellier olabileceğini aklına getirmiyordu. Bu nu ona biri söylese bile kabul edemezdi. Lucile bu hale nasıl gelrn^ olabilirdi? Croguefrr akşatn üzerT vahşi kadını tekrar sahneve çıkarmafa karar verdi. Herifln kaşları Kyle çadk, bakışları övle fena idi ki kimse yanına yaklaşamıyordu. Tanındakilerec «Su tleli k s n r ı ffetirin, dedi. Bu sefer de aksilik eders* artık Uarısmam. Haydi ne dnruyorsunuz?. Fakat kirose kımıldamıvordu. Nihayet hakikati sö>lcdiler: Vahşi kadın karmıştı. Fakat büttin seh!r tarandı|ı haU'e kendisini bulmak mlinı kiin olmacnıştı. (Arkası var) ten. Tim. kadının içtiğini zannetlı 86 «Durun, bakayım.» Mr. Penning CUMHURİTET'i». Tefrikası: ğini söylüyor. Doğru mu?' ton hafifçe çenesini ovaladı. «Yir Poirot evet der gibi başmı sallami dakika kadar oluyor diyebilidı. ritn.» • Oh, öyle mi, zavallı kadın. in«Hiç çıkmadınız mı?» san onu kötülememeli değil mı; «Pek tabii, hayır.» ama şu kızcağızın da hayatı zehir Sofrar gibi iki adama baktı. olmuştur herhalde.» Race, «Mr. Pennington,» d«di, «Mrg. Otterbourne sizin tabanc»«Doşrudur, madam; hayatı zehir çevirenler: Mete Ergın Uanı Vener olmuş. Çok mağfrurdu ve annesine nızla vuruldu.» Mr. Pennington sartılmıstı. Mr. de son derece bağhydı.» kında bir konusma geçmişti de bu üzerinde gizinle konuşmak istiyo Pennington buna inanamıyordu. rum. Yarım saate kadar kamara • «Evet, bu sadakat tarafı hoşuarada ben de »eyahatlerde daima «Fakat, beyler,» dedi, «bu çok ma gidiyor. Yâni bu günlerde saciddi bir mesele. Gerçekten de çok yanımda bir tabanca taşıdığımdan ma gelir misiniz?» dakate pek kıymet verilmiyor da. «Memnun olurum.» bahsetmiştim.» cidd.» «Kimler vardı o zaman salrjnda?» Pennington hiç de memnun ol Acaip bir yaradılışı var kızm «Sizin için son derece cidd!, Mr. «Doğrusu, tamamiyle hatırlıya muşa benzemiyordu. Race ile Poi mağruir, vakur, inatçı; öyle sanıPennington.» rot bakıştılar, sonra hızla odadan . "'iı ki bütün bunların arkasın•Benim için mi?» Pennington kaş mıyorum, ama, aşağı yukarı her çıktılar. da gizli olan çok sıcak bir de kallarını hayretle kaldırdı. «Fakat, kes oradaydı, zannederim. Yani ba Race, «Koca kurnaz şeytan,» dp bi var.» azizim, bu tabanca atıldığı sırada yağı kalabahktı.» di, «ama korktu. Ha?» Hafifçe başını iki yana «alladı. ben burada sessiz sadasız oturmuş «Görüyorum ki, onu iyi ellere Poirot başı ile tasdik etti. «Evet, teslim etmişim, Madam.» «Evet, doğru,» dedi. «Burada kayazı yazıyordum.» «Acaba, bir şahidiniz var mı bubahatliyim hakikaten.» Devam ettl: dostumuz Pennington hiç de mesut «Evet, merak etmeyin. Ben ona «Önce Linnet, sonra Linnet'in hiz görünmüyor. nu ispat İçin?» Tekrar gezinti güvertesine gel baka'rım. Bana yaklaşmak temayü metçisi, şimdi de Mrs. OtterbourPennington başını iki yana sal ne. Akıl alacak gibi değil, hiç bir diklerir.de, Mrs. Allerton kamara lünde kendisi de; öyle acıklı bir ladı. sından cıktı ve Poirot'yu görünce, hal ki.» «Hayır, yok Var demedim. A sebep yokken ortada!» ifaret ederek mütçhakkım, bir ta Mrs. Allerton tekrar kamaraya ma benim üst güverteye çıkıp da «Sebep vardı,» dedi Race. vırla çağırdı. girdi. Poirot da facia sahnesine bu zavallı kadını vurmama, (hem • Var mıydı?» döndü. neye vurayım?) eonra da kimse «Evet Mrs. Otterbourne, Lııui «Madam?» «Şu zavallı çocuk! «Söyleyin bagö'rmeden tekrar aşağı inmerae im se'in kamarasına birinin girdigini Cornelia, gözleri dehşetle açılkân olmadığı meydanda. Güver görmüş; bize söylemek üzereydi. na, Mösyö Poirot, acaba iki kışı mış hâlâ güvefrtede dikilip durutedeki kanapede giinün bu saatin Daha bu şahsm ismini söyliveme lik bir kamara bulabilir miyiz' yordu. ie bir sürü insan bulunur.» Onu yanıma almak istiyorum. Andrn vurulup. öldürüldü.» «Anlamıyorunı, Musyö Poirot.» «Tabancanızın kullanılmış nlmaMr. Pennington güzel bir ipek nesiyle kaldığı kamaraya dönrr>e drdi. «Onu vuran kimse bize gömesi lâzı mbenimki de tek kişilik.» sını nasıl izah ediyorsunuz?» nıpndille alnını kuruladı. rünmpden nasıl sıvısabüdi?» • Öyle sanıyorum ki bu noktaria ka «Bunlar çok korkunç şeyler,» di «Kızcağız çok mu üzgün?» «Son derece. Kendisini tamamiy bahstüyim. Gemiye bindiğimizden ye mırıldandı, Jacqueline de atıldı «Evet. nakısa bir zaman sonraydı, hatırlı Poirot, «Mösyö Pennington,» de le o iğrenç anasına vermiş zavallı. sıl?» yorum, lalonda atesll silâhlar hak di, «meseleyle ilgili bazı hususlar Asıl acıklı olan tafaf da bu ya za (Arkası var) llllll IIIIMIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIllllllllllllllllllllllllllllllMIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIimimil NiL CiNAYETi *fo,zaK: 4GATHA CHZİSTI£
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle