19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT CUMHUBİYET 24 1962 Cannes Festivali * KE.NNEDY ROLÜNÜ OT.VFFACAK Tanmmış Amerikan aktörü Cliff Robertson, B. AmTİka Cumhurbaşkam, John Kennedy'nin II nci Dünya Savası esnasında Bahrlve Subayı ıken yaptıgı hizmetleri canlandıran «PT 109» adlı filimde baş rolü oynıyacaktır. Cliff Robertson son zamanIarda Amerifcada bühassa televizvon proeranılarında çok popüler olmoştnr. Aktörün John Kennedy roliinde basarı göstereeegi Amerikan sinema çevrelerinde belirtilmektedlrCannes mületlerarası Filim Festivali 7 Mayısta başlıyacaktır. Festival skeçli bir îtalyan filmi olan «BOCCACfO 70» ile açılacaktır. Fransayı festivalde temsil edecek olan filimler belli ol. mustur: Raymond Kouleau'nun «Lej Amanta de Teruel (Termsl âşıkları)», Robert Bres son'un «Jean d'Arcv François Reichanbjch'ın «Un Coeur groı comme ça (Bu kadar genis yürek) ve Agneı Varda'mn «Cleo de a 7» adh ıllimleri. Birlesik Amerika ise Cannes FestİTaline Sudnty Lumet'nin «Uzun geee yoleuluğu», John Frankmheimer'ln «Şiddet Meleğl» ye Otto Preminger'in «Wa»hlngton'dı fırtma» adlı fUimlerM» katılaeaktır. Diger taraftan Cann«s FeıtiT«lin« gSnderlleeek kıt« met. rajh fllfmler ıerl»1nde B. Amerlfct ılnema ÖW komltcıi •«clml Hmamlamış Tt «ra iki flltti tetbit etmistlr: «îmage of the Se«» r» «The Sound ot Speed» adlanndaki (denize) ve (hıun Ksin») »!t ktra doküm«nt«r ftlimltr. Ote yandan Fas bu testıvale ilk defa bir FasFransa ortak yapımı ile katılmaya karar ver miştir. Gönderilecek filim «Les enfants du soleil» (Güneşin çoc u k h n l ?dmı tasımaktadir Nişanarayıpbulmak Yazan: Selçuk Kaskan Geçen yanmds nişan kerterizlerinden bahsetmi? ve bazı usta amatör bahkçıların, yıllanmış eski nişanlara rsfbet etrneyip kendi nişanlarmı kendilerinin buldnklannı an latmıştım. Ayrıca, bn işin, a matörlüğün Bon mertebesi olduğunu, onun için, banan hakkında okurlanma tafsilât vermiyeceğimi, zira bn gibi ame liyelerin ancak tısta yanında öfrenilebileceğini de sözlerime ilâve etmiştim. Şu ânda, bazı okuyucnlarımdan, denizde kendi nişanlarını kendilerinin a rayıp bnlmalarını arzulıyan mektuplar almış bulnnuyorum. Bunun için bu hafta da, rnü saadenizle, bir miktar bundan bahsedeoeğim. Efendim, evvelâ bütün balık amatörü oktıyucularıma ve dostlarıma, lngiliz Amirallık Dairesinin: ADMİRALTY diye isimlendirilen deniz ba ritalarından edinmelerini tavsiye ederim. Bu haritalar numaralanmıştır. Radyoda seyir ve hidrografi d3İresi ilânla rında zikredilen numaralar, bunlardır. Bize lâzım olan bu Admiralty haritalarının por tolon denilen, tafsilât harita larıdır ki, bunların mikyasları büyük oiap, meselâ, Yeşilköyden Dragosa kadar olan kısmı Adalar ve tstanbul limanı ile icir.e almakta veya, Izmit körfezini ihtiva etmektedir. Bu haritalarda ve portolonlarda denize ait her şey, bilhassa biz balıkçılık amatörlerini ilgilendiren derinlikîer ve deniz dibi ânzalan ((,'amurluk, taslık v. s. gibi) bir bir şosterilmiştir. Derinlikîer kulaçla verümiş, sıkıntıların istikametleri küçük oklarla işare tedilip, süratleri, yaıılanna santte mil olarak kaydedilmiştir. Burada hepsini zikretmiye inıkâân olmadıSından, şu kadannı söyliyeyim ki bir denizciye lâzım olan her şey, bu harltalarda mevcut olup, aşagı yukan bütün dünya gemilerinde bunlar knllanılmaktadır. Karaköyde, halat, boya, pnsula gibi deniz malzemesi satan yerlere veya bir denizcl, bir kaptan dostunuza s o rarak bunların nerede satıldığın: öğrenebilirsiniz. Oelelim ni^aıı arayıp balmsya. Nisan bulms işine gjrişmeden önce, ynkarda bahsettifiro Admiralty baritasının portolonundan, nişan arıyacağınız yerlerin kaba bir tesbitini yapar, bu sahadaki derinlikleri, deniz dibi ârızalarını, akıntıları filân bir gözden geçirirsiniz. N'işan arsmak için limanhk, yani > HIIII1HIIIIII Oscar Kahramanlan \ = birlikte oynuyorlar * Dıha önce bildirdiğimİ7 sibi îtalyan filim sanayiinin dünya çapında şöhretli yıldızı Sophia Loren, kocası Carlo Ponti'nin «Th» Condamned of Altona» adlı filminde Maximilian Schell ile birlikte oynamaktadır Filim halen Hamburg'da çevrilmektedir. Sophia Loren ile Maximüian Schell. bilindiği gibi, 1S61 senesinin en iyi aktris v» aktörü olmaları dolayısiyle Oscar mükâfitiyle taltif edilmişlerdir. Buradaki filim çevrelerinin ileri sürdüklerine göre, Sophia Lor^n'in bu yeni filminin müziğini Dimitri Shostakovich hazırhyacaktır. Modacılara göre, gadece iri benekli bir şapka dahi, giyi. minizi renklendirmeye yete cek. Paris'te günün filmi: «Accatone» • Ptriste günün filmi, Pier Paolo Pasollni'nln ytrsttığı «Accaton» adh îtalyan üilmidir. Franco Citti, Franca Pasut ve Silvana Corsini'nin oynîdıgı bu filim, 1961 eylulünd e Venedik'te yapılan festivalde bir skandal yaratmış ve tenkitçlleri birbirine düşür. müştti. Yent . gerçkçi üsİupta, bazı fuhus pevrelerini de ak«*tt(ren bu filîm bugünlerde Paris'te de tartışma konusu olmaktadır. Selmi AVDAK Bu yaz dort bir yanda kelebek kanatIan gibi benek benek kumaşlar göreceğiz. Hattâ yaza da kalmıyacak. İlk günlük güneşlik havalarla birlikte kadın silüetleri de beneklerle süslenecek. İşte size bu yazın «Benekli» ler modasından orijinal notlar.. *• Benekli kumaştan tayyörler göreceğiz. Düz çizgili kareli ahşkanlığı içinde. tath, dinlendirici bit yenilik olacak bu. •• Bunların arkasmdan, ya* kaları benekli kumaştan robJar görünüverecek. *• Düz renk eteklerin üstünden benekli bluzlar, belki, bü tün öbür desenlerın pabuçlannı dama atacak. Bu jipşirın, küçueük bluzlara en ufak <üs konulmayacak Benekleri ken dilerinı lüslemeye yetecek. Çoğu kolsuz, yakasu olacak. •• Benekli ipeklilerden döpi* yesier yaz rüzgâfrları kadar tath bir hafiflik yaratacak. Benek benek buzgülerin piilerini uçucu güzelliği dolduracak sağı solu. •k Yine bu kumaşlardan ağır başiı. klâsik şömizye bluzlar giyilecek. *• Yalnız bluzla* değil klâsik, şömizye roblar da.. Ve bunlara bir spor elbise havası modası, benekli kumaş Yaz mevsiminin yaklaş.ması, ünlü şapka deMiıatorü Ldward Mann'ı da hummalı bir faaliyete sevketmiştir. Mann bn yaz sürpriz modeller hazırlamaktadır. Resimde, ünlü desinatorün bn yaz için bazırladığı iki şapka görülüyor verilecek. İri, kapaklı cepler, plikaşeler konulacak. Puanların hafifliği, şomizyenin biçim sâdeliği, spor ceplerin pratik, rahat duruşu... Üçünden «1962 yazının genç güzelliği» doğacak. ir Kimı vakit baştan başa ince plili puvanlı roblar a rast layacağız. Bütün süslerden uzak roblar. Ama baştan ayağa kendileri süs gibi görünecekler. •• Benekli kumaş]a duz ku* maş karışımının sürprizlelri ile karşılaşacağız. Beyaz, ya da açık renk kumaşlarla koyu benekli kumaşlar (uzaktan koyu düz kumaş • etkisi yapa cak kadar küçük benekli) karıştırılacak. Biir bakışta, lâcivertle beyaz, siyahla beyaı karışımı sanılacak. Yakiaştık ça benekler seçilecek, o vakit «yazın gözdesi» ni keşfedeceğiz. it Yalnız elbiselerde değii. Şapka, kravat, fiyonk her yerde, çeşit çeşit garnitüjrde hep bir «benekli» puanlı kumaştan bir şapka düz renk el biseye bir anda «günün yenili 3t«ni katacak Düz şömizye bluzunuzun yakasına, uçları tâ kemerinizin içinden geçip sarkan blr ktavat taktınız mı «Günün kadını» oluvereceksiniz. Geçen yazın gözden dü>müş robu, yakasına iiiştireceğiniz iğreti bir iri benekli, cömert fiyonkla tazeleşiverecek ve gözünüze gL>recek. ir Basit, küçük b^r rob birkaç ince nervür aırası konulunca «modern» dedirtecek ken dine. Yine «benekü»nin mârifeti. Çünkü nervüjrler benekle ri ııklaştırınca kumaşa, süs konmuş gibi duracak. ir Geçen yazın şapkasını iri benekli, ger.iş bir kordele günün şapkası yapacak. II sakin bir hav» ş*rtür. Boyle bir havada, g*ndalımzs: Bir miktar, paket taşı büyüklüğünde taş (7 8 adet kadar), o miktar da korofya vey» kurnfya denilen (samandıra olarak knllanılacak) agzı lehimli yağ tenekeleri (5 kilolnk) ve 300 400 kulaç kadar da ince fakat sağlam parakets ipi alarak nişan anyacak olduğnnnz sahaya ge liniz. Taşlardan birini bu iple baflıyarak dibi bulnnuz ve kürekle ağır ağır gezmeye başlayınız. Ara sıra da iple, taşı yerden kesip bırakarak, dibe vnrma bistindfn oranın taşlık bir yer olnp olmadığım yoklayınız. Sinarit, Mercan, Kara göz v.s. gibi taş balıklarının yuvalannı aradıiınıza göre, gayeniz ve matlubunuz, taslık yer balmaktır. Bahkçıların binâlık dedikleri taşlık yere rasgeldiğiniz vakit, kaldırıp kaldırıp yere vurduğunuz taştan bunu hissedersiniz. Dip'in taşlık olduğnna kanaat getirip emin olur olmaz, hemen ipi apikosuna yani dikeyine getirip, teneke şamandrayı (koro/yayı) bağlar, orada bırakır ve ikinci nişanı aramaya koyulursunnz. Büyle böyle birkaç nişan tesbit ettikten sonra başlarsınız bunların her birinin kerterizlerini, (bundan evvelki yaomızda, saat düşürme misall ile izah ettiğimiz şekilde) tesblt edip defterinize yazmaya. Bu iş de bittikten sonra korofyalanmzı toplar dönersiniz. Zira bu amelive epeyce bir zamanınızı alaraçından, ya hava esmeye başlamış, yahut da vakit gecikmiştir. Artık, başka bir günde gelip bu ııisanlarda avlanmak kahr ki, bu da o nisana bir müddet devam etmek, yani birçok defalar o nısanda günün ve feoenin muhtelif lastlerinde, muhtelif yemleri denemekle olor. tste sevgill okoyucnlar, amatör balıkçılıjfı tam olarak hakkını vermek şartiyle yapabilmenin büyük zahmetlere ve bolca bo« zamana ihtiysç gögterdijlni ılz de görüyorsnnnı, Onun için memleketlmizd'ekj amatörlerin ekseriyetini teşkii eden, yılın 3 • 4 sıcak «tyında balı?» çıkabllen blzler, galinİT böyle müşkül işleri profesyonellerc ve malunuıtlsn, kendilerine bu ysuları oknmak ltatiyseını duynrmıyacak dereeede olan, uıtalara bırakalua ve kıstnetimiıi, dededen kalmm nisanlarda, hattâ nişan da değil de mer'alarda arıyalım. Binu ufak cinsinden de oln» emin elun her zaman blr iki t»r»hk balık bnlaoafıs. Köy kalkınması ve sinema Güoelogla zun gözlsmlerden lonra | u K>nucı vardım: % 90 ı okuma ve yaıma 1959 yüı tktİMt Fakült«tl mezun biimiyen köylülere memleket dâl ı n s d t m m . Bilhaııa fakülte sıra valarını ve bunların çözüm yollalannda, memleket dertleri, bun nnı anlatmanın en kestirme yolu, lann çörüm yollan üzerinde dü. bu konuıia çevrilmiş filimler gösfenahğını. sünmeğe başladım. Ailemizin bir termektir. Cçhaletin kısmı köyde oturduğu için köy. ormansızhğın doğurduğu felâket lülerle yakından temasım oldu ve sefaleti filimlerden daha iyi ne Böylece onların içinde bulunduS canlandırabilir? ları durumu, dünya ve hayat göBöyle bir tasarıdan rü»l«rıni yakından ögrenmek fırlatım buldum. Köylere hftkim ol. haberimiz yok! mak fırsatını clde «d«n cahil din adamlarının, insanlirın hiç blr^eîstanbul'dan blr oknrumuı yazlyi değiçtirmeğe muktedir olama yor: dıkları hakkındaki teçekkül felsefe 60 llra asli maaslı bir memurum. •ini onların kafa»ına nasıl yerleştirdiklertni gözlerimle gördüm. Bu Geçen yıl yüksek tahsiıimi bitirdunım karşııında m»mleketimizin dim. Maa'jım 30 liradan yüksek ol çoğunluğunu teşkil eden ve % 90 ı duğundan, 30 liradan önce yüksek cahil olan köylülerimızin kafas;. tahsil yapanlar için verilen bir üst nâ memleket dertlerini, bunların derece maaştan faydalanamadım. çözüm çarelerini yerleştirmezsek, Bu durumıla olanlarm mağduriyetn« kadsr kanun çıkar«ak, rne kadar lerini ortadan kaldırmak için, Ku. plân yapsak yine de muvaffak rucu Mecliste hazırlanıp Büyük oUmayız!. Yedek Subaylığım sıra Millet Meclisine devredilen bir sında, hepsi de birer köylü olan tasan olduğunu öğrendim. GerMehmttctklerle yaptığım sürekli çekten d* böyle t>ir tasarı var temaslar da bu düjünceierimi kuv mıdır? Varsa gündeme alınması vetlendirdi. Memleket davalarına düşünülmekte midir? en küçük bir ilgi bile göstermiyen Mehmetciklerin, onlara, anhyacakCEVABIMIZ: lan bil dil ile bu dâvaları anlaSizin durumunuzda çok «z kimtınca, nasıl canlandıklanm, eğitim se bulunduğu için böyle bir tasar» orman davalarını nasıl benim rının verilrois olduğunu sanmıyoMdiklerini yakından gördüm. U. Enuram'dttı yuajot: Şmhln itllMIIMMIDIIMIMIIMIIMIIIIMIItllllltntftllltlllIIItlV Benekli, klâsik »fimiıye bir bluz. İSenekli, dünıdüz bir blOz. Tek sü», bluzutı arkadan minik (iyonklarla iliklenraesi. Baştaki benekler ise, daha iri. Iste lize bu yazın tath sürprizlerinden biri. ir Hiç birini yapmasanız da yalnız, başınıza bir benekli kor ciela taksanız yine 1962 nin ha vasına giTmenize yetecek bu. Hele kordelenizin ucunu gösterişli bir fiyonkla bağlarsanız. Kısaca bir «benekli» açlığı var modada. Hem de vakitsiz denecek kadar erken.. Her yerde ya bür elbise, y a aksesuar, ya süs. Benekli olsun da ne renk olursa olsun. Ama, ta biî, klâsik iiyahbeyaıla kahverengi beyaz, l&civert be yazın bir başka değeri yar. Is ter ijri, ister ufak benek. Hoşu nuza hangisi gider, işinize han gisi gelirse... .TllllllllllllllllllllllllllllllMIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIMIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIiri MCAMMER KARACA: SEVATÜK Kndlkfty da hcr akjam 21.15 te Tel: 36 06 S2 VENI TIYATRO: Her gece saat 11 de OÖÇ CumttrtMt, Salı günlerl temsil yoktur. Çarşamba saat 14J0. TEPEBAŞI TtYATKOSU: Her gece î l de MAĞAEA. ÜPEH.VDA: MASKELJ BALO Perfamb* T* Cumart*«U 11 tVa. FATİII TlYATFtOSU: Her gece »a a t 21 de ve Cumarteai, P»»«r kı«t 15.30 da GAETECtDEV DO8T Paıartesi günlerl temıll yoktur. KAD1K0* TİYATROSU: Herfce™*1 üe ve Cum*rt««l f n u 15^0 da AMAN AVCI Persembe günleri teınsll yolrtur. OSKÜDAR BOI.ÜMÜ: Her gün saat 81 de ve Cumartenı P ı u ; 15.30 da CENDERE cuma günlerl temsil yoktur. P»zar günlerl »tjat 11 de çarFamba günleri »aat 14.30 da MlLTOΫXrK YBĞEV (Cocuk TlyatrosuI tiSTANBUL TtVATBOSU: ENTEBESAN POZ komecü 3 perde. Heı gece 21,15 te de. Çarşamba, Curnartes, Pazair 18^0 da m»ttn«. 8İTE TİYATROSTJ: GÖNÜL AVCI91 Her aksanı Çarşamba, Cuınartesl. pazar matlne 18 de. saat 3IJ< f BAY OSCAR: KCCttK 8ABNE: P«rartesl. Salı Çarşaaıb» BİR TAITIKTA P«rjembe. Cuma. Cumartesl, Pazar CtSATETtN SE8İ Matraeler: Sah Cuma. CunmartosL, Paıar 17 de. dan KFNT OVTJNCtlLARI (Karaea TlyaUo) 44 »6 66. İT Mart JiMt Mlıltiharen Her gün 18.00 de v« 21 de NALIKLAR komedl. ŞENSKS OPERETİ: KAÇIKLAV Saare 21 de, C»rçamb«. Cnmartatn P«»ar matine 15 te Tel: 44 93 #» OPERA Aksaray: Her geoe ».35 t* Oauoter O M U MAT. R.AK GEÇML KOMSERtM roaUne 16.15. Tel: 21 57 22. BULVAR TtYATROSC: Pazartesl harlç her geee ».1» t« BANA ÇİÇEK YOLLAMA Çarşamba Cumarteel, Pazar matine 18.15 de IIIIIMIMMII Bn zarif elbise de, benekli ipekli kumaştan pilili bir döpiyes. ıifiifiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiiiıııııır. «Böyle şeyler düfünmek için vakit henüz çok erken! Eğer iki yüzlülük etmek lâzımsa bunu böyle ifade etmek gerekir, değil mi? Ama six yarı Lâtinsiniz, Matmazel Jacqueline. Gerçekleri, onlar slze pek hos gelmese bile, olduğu gibi kabule muktedir olmahsınız siz. 'Kıral öldü yaşasın kıral' Günes battı; mehtap çıkıyor. öyle değil mi?» «Anlamıyorsunuz. Simon bcnim için sadece üzülüyor son derace ürülüyor. Çünkü kendisini böyle korkunç yaraladığımı bilmij olmarun benim için ne müthiş bir ı»tırsp oldufunu biliyor.» «Ha, tamam,» dedi Poirot. «Sadece acıma; çok yüksçk bir duygu.» Jacqueline'e yarı alayla, yan bir baska heyecanla baktı. Hafiften, mısralar mırıldanmağa başladı : «Hayat boş, Biraz aşk, Biraz kin Sonra bonjur. Hayat kısa. Biraz ümit, Biraz hayal, Sonra bonsuvar.» Poirot tekrar güverteye çıktı. Albay Race, güvertede geziniyordu, Poirot'yu görünce hemen selâmladı. «Poirot, dostum! Seni arıyordum. Aklıma bir fikir geldi.» Poirot'nun koluna girerek, onu üst güverteye çıkardı. «Doyle'un tesadüfî bir sözü. Bu lâfı söylediği zaman hiç de dikkatimi çekmemişti. Bir telgraf hakkmda.» «Bak, bu dcğru.» «Belki bunda bir şey yok, ama ınsan araştırmadık köşe bucak bırakmamalı. Hale bak, Allah belâsını versin; iki cinayet var ortads ve biz hâlâ karanlıktayız.> Poirot başıııı salladı. «Hayır, karanlıkta değiîiz. Aydınlıktayız.» Race ona merakla baktı. «Biı fikrin mi var?» PROF NtMBÜS'ün MACERALARI ftesimli Roman: 175 M E L 'ü N K I Z Çizem YVES SAYOL Çeviren Mazhar KÜNT : Blanche'la birlikte Rouvenat, Gray'a geldiktc indifi otel sahibinin kızını da panayıra gctirmişti. iki kız, ağızları açık Crosaefer'i cîinliyorlardı: «Girin, girin, düşüniTeyin. büyiiklere beş metelik, küçüklerc üç metrlfk .. Acele etmevin, yer var . Vah.şi kadını görün, fırsatı kaçırmayın... Ve halk içeri girerken gürültü yine başladı. O patırdı arasında Blanche'Ia arkadaşı ilk sıraya yerleşebildiler. Rouvenat yanlarında idi. Bir iki dakika sonra perde açıldı. Ortadaki kafeste bir kadın EÜriiııdü. Bu zavallının üzerinde düz bir elbise vardı l zun sivah saçları omuzlarına dokülmüştü... Blanche: «Hakikaten vahşiye benziyor, dedi. Kadmın bacakları. kolları, yüzü döğmeye benziyen şekillerle süslü idi. Ayaklarında ve kollarında bilezikler vardı. Burnunda, kulaklarında halkalar görülüyordu. Kaşlannı çatan Rouvenat kadını hayretle seyrediyordu. Tuhaf değil mi? Bütün bu boyo ve şekiller altında sakh kadınıjı yüz hatları ona bir şeyler batırlatır gibi oluyordu. z (Arkası var) ı >ofdum, ama ne ifade ettiğini anI cak yanm saat kadar evvel idrak • edebildim.» ; «Ben ise hâlft tnlaynmadım:» | «Aniayacaksm! Yeter ki, benim j çizdiğım yol üzerinde düşün. Gele I lim şimdi şu telgraf meselesine, '•• de halledelim. Tabiî eğer herr dok j tor izin veSrirse.» Çevirenler: Mete Ergin (janı tener I Dr. Bessner'in asabı hâlâ düzel 1 memişti. Kapıyı çaldıkiarı zam a n, «Fikirdcn daha fazlası. Knainim dâm Allerton'un tu, oglunun yiski kızgın bir suratla karşılaştılar. artık.» »oda re benim de şarap içtiâim ger ; «Ne var? Yine hastamı mı gör«Ne remand» nberiî» çeği var. Bütün bunlara bir de ikl : nıek istiyotsunuz? Fakat size di«Hizmetçi ki2, Louis* Boarjet'nin küçük o,ıe şışesi iia beninı söyledı ı yorum ki, bu akıllıca bir iş değil ölümÜDden beri.» ğim atasözünü birer gerçek oiarak dir. Ateşi var. Bugün lüzumun«Anledıtnsa Arap olayım!» ilâve et. Vs son olarek da raesele dan fazia heyecanlandı zaten.» «Çok açık doatum çok açık. Yal | nin özü olarak, tabancanm ucuı | Race, «Ysînız bir tek sual,» denız işi bozan bazı güçlükler var • bir mendile ve atkıya sarılmı? bir di. «Sızi temin ederim, başka sorbirtakım engellerl Bak, Linnat halde gemiden atılması var...» mıyacağız» Doyle gibi bir kimsenin etrafınd» Kace bir iki dakika kadar seı çıbirçok karışık nefretler, hasetler, karmadan durdu, sonra başını sal : Doktor homurdanarak, istemiye istemiye kenafra çekildi, iki adam kıskançhklar ve idilikler yer ahr. ladı. Bunları biteviye vzzıldıyan bir »i«Hayır,» dedi, «Anlamadım. Lâfı da içeri girdiîer. Dr. Bessner, kennek sürüsüne benzetebiliriz...» nereye getirmek istediğini anlar di kendine homurdanıp, onları ite «Ama biidiğini sanıyordun, ha gibi, oldum, ama bana kalırsa bun rek çıktı. ni?» Diye, Race ona merakla baktı. dan da bir şey çıkmaz.» «Üç dakikaya kadar döneceğim,» «Eğer emin olmasan böyle söyle«Çıkar çıkar. Sen gerçeğin sa dedi. «O zaman mutlaka gidecek mezdin. Doğrusu ben aydmlık bir dece yarısını görüyorsun. Sonra siniz!» nokta yakahyamadım, «ahsen. Ba şurasını da hatırla ilk telâkkimiz Onun güvertede setrt adımlaıia zı şüphelerim var, tabiî...» tamamen yanhş olduğu için işe ba dolaştığını duydular. Poirot, kendinden emin bir şekil şından başlamamız lâzım..» öimon Doyle, sorar gibi, gözleri de elini Race'in kolunun üstüne Race, hafifçe yüzünü buruşturdu. ni birinden diğerine çevirdi. koydu. «Ben buna alışığım. Ekseriya ba j «Evet,» dedi, «nedir?» «Siz büyük bir adamsınız, Alba na öyle gelir ki, bütün dedektiflik, I Race, «Ufak bir mesele» diye ce yım... 'Ne düşündüğünü söyle ba başlangıçta yaptığm hataların hep vap vefrdi. «Biraz evvel kamarotna', denıiyorsunuz. Eğer söyliyebi sine bir sünger çekip, yeniden baş lar bana raporlarım verirlerken, lecek olsam, söyliyeeeğimi biliyor tan başlamaktır.» bilhassa Mösyö Richetti'nin güçsunuz. Ancak, daha evvel ortada «Evet, bu çok doğru. Halbuki pek îük çıkardığını söylemişlerdi Siz temizlenmesi gereken bir Sürü şey de, onun kaba mizaçlı olduğunu ler var. Yalnız bir an düşünün, si çok kimse böyle yapmaz. Onlar bir bildiğinız için, bunun sizi hiç de nazariyeyi kabul ederler; her şeze söyliyeceğim hususlar üzerinde, şaşırtmadığım, Mösyö Richetti'nin çizeceğim rota istikametinde bir yin bu nazariyeye uyması lâzımdır düşünün. Kesin bazı noktalar var.. onlara göre. Eğer ufacık bir haki bir telgraf meselesi yüzünden kaMatmazel de Bellefort'un o gece kat buna uymazsa, onu bir kenara nnıza kabalık etmi.ş olduğunu söy lemi.ştiniz. Şimdi bana bu vak'aAssuan'da bahçede konuşmalarımı atarlar. Fakat ekseriya da mânalı olan dan biraz bahsedebilir misiniz?» zı birinin duyduğu şeklindeki ifa«Bu çok kolay. Vâdi Halfa'da ol desi var bir kere. Tim Allerton'un, lar, nazariyeye uymayan gerçekleir daha cinayet gecesi ne yaptır;ı ve ne duy dir. Ben de bütün bu sürede hep, du bu iş. İkinci Şelâled°n ı rtuğu hakkındaki ifadesi var. Louis j tabancanm cinayet sahnesinden yeni dönmüştük. Linnet masada | Bourget'nin bu sabah sua'/.'rimize kaldırılışını düşünüp durdum. Bu [ kendine ait bir telgraf bulunduğu ' verdiği mânalı cevaplar var. Ma I nun bir mânâ ifade ettiğini bili I nu sandı. (Arkası var) CiriVIHURÎYET'iı. NiL CiNAYETi Tefrikası: 83
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle