19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Juliao'yu ararken 2 «Onu mutlaka bir kategoriye lokmak istıyorsanız, evet. Fakat »unu da unutmayınız ki o asla kuv vet fcullanmaktan vazgeçmeyi d sunmüyor.» Bfrezilyalı ile birhkte bindiğimi tak.«ı durdu. Bu, 1949 modeli bi arâbaydı. Şimdiye kadar 172 def tamir görmüftü. Üzerinde 47 çe? yabancı menseli yedek parça va dı. 22 defa kaza yapmıştı. Üç kişıni de ölüraüne sebebiyet vermişt Arabanın 14 üncıi sahibi olduğun. •öyliyen iri kıyım şoför, Yunan a sıllıymif. Bununla iftihar ediyoı Arabayı durdurduktan sonra ger ye döndü ve: «Konuştuklarınızı dinledim dedi. «lâkin $u Juliao'yu düşiindü, çe içitn burkuluyor. însan içmez se, yemezse, hattâ belki de aşk unutursa hayattan ne anlar bi mem. Tam erkek o.'mah, sevmel., içmeli. Böylesine erkek olmıyanın bir ihtilâl yaptığı şimdiye kadar görülmemiştir. Benim atalarımın geldiği raemlekette tam erkekle var. Ama Yunanlıları, Brezilyahlarta kıyaslayamazsın. Bu roemlekette sadece çene çalınıyor, ağı dolusu lâkırdı söyleniyor. Birı boğazlanacaksa. mutlaka polisle elbirlifi yapmak lâzım. Para. ka ba kuvvet, cesaretin yerini aldı Paçavra bu herifler, âdi paçavra Bunlar sadece cinayet işliyoriar Hem de tehlikeye »tacak bir jey leri ölmadığı zaman Seve seve cinayet işliyoriar.» Bana refakat eden gazeteci Iftfa karıştı: «Ama o, insanın kalbinde oUbilir!» «Ne?» «firkekiik!» Birden araba devrilecek gib! sar •ıldı. Yunanh joför arabanın çekmesinden bir tabanca çıkararak kendi kârnma dayadı ve haykırdı «Mermiler buraya boşaldığı za ntan Ihtilâl soğuk bir duştan başka bir «ey olmaz. Bana bir adam göster, ama tam adam, hemen pejinden giderim. Lâkin buradâ böylesi yok. Kafasında bira« akl. olsn, para kazanmak için elinden geleni yapıyor. Burada böyle bu iş. Bu memlekette o kadar çok fafcir, o kadar çok cahil, okuma yazma bilmiyen var ki, biraz kafaya ve cesarete sahip olan, ölçüsüz zengin olabiliyor. Ondan son ra 3» artık ondan hayır kalmıyor tabiî. Kendini asilzade sayıp, eski nizamı, sanki kendisi o nizam i. çerisinde büyümüş gibi. müdafat edip duruyor. însanın kusası geHyor yani...» Ntredeyse münakaja büyüyüp, kavgaya dökülecekti. Refikimi ko lunâan tutup arabadan indirdim ve parayı verip oradan uzaklaştık. Kliniğe gittiğimiz zaman, Juliao'nun bir müddet önce taburcu edüdiğini bğrendik. Nereye gittiğini kimse bilmiyordu. Ertesı gün Alman Elçiliğine gittim. Juliao hakkında bir şeyler öğrenmek istiyordum. Beni basın a<a«resi kabul etti. Bir takım nezaket sözlerin,den sonra hemen konuya girerek Juliao hakkında bildiklerinl sordum. Cevsp gayet kısa eldu: «Juliao bir komünisUir. Onunla ilgilenmeye değmez.» Ataşe bir el hareketiyle bu konuyu kapamak istediğini belli etti. Bu el hareketi aynı zamanda Juliao'nun peşinden giden milyonlarca köylüyü bir kenara itmek demekti. Ataşeyi ikna etmeğe çalıştım: «Juliao bir komünistse kendısiyle daha fazla da ılgılenmenız «Millet .. için kurtuluş. iç yan memleketlerden biridır. 1933 ı dan baska, plânda teşebbüs erbalâzım. Komünist olmıyanlan nasıl iimai bünyedeki illeti teşhis te sanayileşmemiz uzerinde köklu bının kararlarına yardım eden ve olsa biliyoruz.» ve tedavi etinekle elde edi etkileri olan ilk beş yılhk sanayi rıskierını azaltan "bilgı ve tahlıl Faydasızdı. Ataşe, Brezılyayı iyi lir. Mllletin tedavigi ilmi ve J plânı yapılmış, fakat 1938 ve 1947 ı bulunmakta özel teşebbüsün, er tanıyan bir mütehassısa bu gıbi fenni bir tarzda olnrsa şlfa de hazırlanan plânlar savaş, teş memleket için faydalı mülâhaza e«eylerin yutturuiamıyacağını fhverir . MemleUeti. miÜeti kilâtsızhk ve diğer bazı siyasi sehalara yatırım yapması hal e n «a= etti. Bunun üzerine hiddetlenkurtarinak istiyenler iein bepler yüzunden uygulanamamış dü ] ae sabu teşebbüs devletten, gen dim: hamiyet, hösnüniyet, feda tır. Karaköy Köprubaşındaki «Yuzer nıs teşvik ve himaye görmektedir. «Ben de Brezılyayı gayet iyi kârlık elzem olan vMıflarIkinci Dünya Savaşından sonra satak» denen dükkanlar Beiediye ın dır. Fakat bir insan tepluln plânlı ekonomi hemen bütün az ge tanınm ve Portekizce bilirim.» tarafından önceki gün istimlâk efundakl bastalığı gdftnek, lişmiş memleketlerde uygulanmaBu sözüm ataşenın daha az ho dilmi?tir. Dubalar üzerıne kurulan Î7 konu«unda da önemli mi Mayıs Devrimi plânlı ekonobir onu tedavi etmek. o toplu j ğa çahşılırken, memleketimizde bü şuna gitmişti. Nutuk çeker gibi dükkânlarda 1957 yılındanberi 37 luğu asrın icaplarına göre yük zaman ve para israfına mal o merhale olmuş, ekonomik ve sos bir edayla: vatandaş gazete bayıliği, tütüncüilerletebilroek için bıı vasıf lan keyfî ve demagojik yollar mâ yal hedeflerin tâyininde ve Hukü «Daha iyi ya» dedi, «bu ha lük, kahvecilik, anahtarcılık gibi lar kâfi gelmez, bu vasıfla alesef seçilmiş, plânlamanın de mete plânın hazırlanmasında yar reketiniz gazetecilerin bir takım işlerle iştigal etmekte idi. Beiedirın vanında ilim ve fen lâ mokrasi rejimi ile bağdaşamıyaca dım, uygulanmasında ise müşavir politik meselelerde ne kadar me ye birkaç defa bu «yüzer satak» lazımdır.» ATATÜRK ğı ve komünist rejımlere ait bir lik edecek bir teknik heyet olan suliyetsiz davrandtkiarım açıkça rın boşaltılması için teşebbüste buI teknik olduğu yolunda safsatalar Devlet Plânlama Teşkilâtı 30 eygösteriyor. Gazeteciler ne yaptık lunmuş fakat kanuni yollardan lul 1960 tarihli ve 91 sayılı kanunÇağımızda «kalkınma» sadece ay bile yapılmıştır. larını bilmeden bir takım nazik muvaffak olamayınca iki gün dnHalbuki bugün Iiberalizmin be l a kurulmuştur. (2) politik meselelere burunlannı so ce bunları köprüler romorkörünun dınların bir arzusu ve bir «fikri Diğer taraftan Anayasamız 41 karak işleri altüst ediyorlar. Ba yedeğine takarak denizin ortasına luks» olmaktan çıkmış, halk küt şij|i olan Ingılterede, Amerika B. inci maddesi ile sosyal adaletle kın günümüzün en önemli proble sürükleyip orada bırakmıştır. Yu lelerınin daha iyi yaşama için duy Devletlerinde ve diğer Batı de ekonomik ve sosyal kalkınmanın mi Berlin ve Almanyanın birles zer satak müstecirleri olayı Danış dukları tabıi, kuvvetli ve yaygın mokrasilerinde devletin ekonomik bir ozlem haline gelmiştir. kalkınmanın alana gitside artan müdahalesi in paralel gideceğini, tirilmesi. Bütün gazetecilerin bu taya aksettirerek Beiediye aleyhinBununla beraber, az gelışmış kâr olunamaz bir realite olduğuna demokratık ve ilmî yollarla gerproblemir. çözümüne yardım ede de dâva açmışlardır. memleketlerın çoğunun arzettiğı ve programstz ve plânsız müdaha çekleşeceğini beyan, 129 uncu mad cek yazılar yazmaları gerekir. Bre ozel durum, bu gıbı memleketlerın Bir İngiliz okutman konferaııs rasyonel ve sistemlı bir şekılde ve le kapris, keyfilik, keşmekeş ve de ise iktisadî, sosyal ve külturel zilya, milletlerin kendi kaderleribaşıbozukluk anlamını ifade ede kalkınmanın bir plân çerçevesinni tâyin etmeleri prensipine tarafverecek hızla gelişmeleri için, on sekızinci ceğine göre. bir taraftan devletin, de getçeklestirileceğini kabul ettar ve Birleşmiş Milletlerde bu yuzyıldan farklı olan ve çağımıza ekonomik ve sosyal alana müda ı mistir. Londra Iktisat Fakültesi toplumkonuda Almanyayı destekliyor. Şu bilim okutmanlarından R. T. Mc has bulunan metotlan zaruri kıl halesini kabul, diğer taraftan ise j Ancafe demokratik bir düzende halde Brezilyadaki kanşıkhklar, kenzie, konferanslar vermek üzere mıştır. umumi ve milü bir plânın lüzum ı plânın iktisadî ve sosyal hedeflekomünist hareketler yerine onun dün akşam şehrimize gelmıştir. 12 Işte «plânlama», modern ekono suzlugu iddiasında bulunmak te ne kadar modern, ne kadar ileri nisana değin yurdumuzda kalacak mı ılmınin; demokratık bır sistem nakuzların en büyüğıine düşmek o rin tâyini, Hükümete ve Parlâmentoya ait olduğundan plânın bir memleket olduğunu yazmalısı olan Dr. Mckenzıe, Ankarada Âm ıçınde hızlı, dengelı ve âdil kalkın lur. muhtevasını tâyinden kaçınılmış, nız ki Brezilya dima bizim tarafı me Idaresi Enstitüsünde birkaç se ma için, ortaya koyduğu bir metot Nitekira Amerika Birleşik Dev bu iş Devlet Plânlama Teşkilâtımızda kalsın.» letlerinde Jiberal doktrinden hare nın teknik ve istişarî yardtmları nıiner yapacak, Istanbulda da kon vasıta ve tekniğin adıdır. Bu sözler karşısında artık ne feranslar verecektır. Geçen yıl da Kalkınmada a.>ıl amaç; ınsanla ketle «Roaduto Serfdom Esaret söyliyebilirdim ki. Tarafsız bir Türkiyeye gelmiş olan İngiliz okut rın daha ıyı yaşamalarını sağlamak Yolu» adlı kitabında plânlı ekono altında siyasi iktidara bırakılmışröportajın ne demek olduğundan man, konferansiarında Ingilterede olduğuna ve sadece ıktisadi gücü minin totaliter rSjimlere hâs oldu tür. Simdilik son sözümüz şudur ki: haberi olmıyan bir basın ataşesine demokrasi ve siyasal partiler ko arttırma yeter bır hedef olamıya ğunu iddia eden muteveffa Prot. cağına göre, artan ekonomik ım Frİederick A. Hayek bir başka ik Plânlama teknifi tek zaruri bir j bunun mânasını anlatmak lürum nuları üzerinde duracaktır. kâniarı efitim, saglık, mesken, ge tisatçıdan «frtica Yolu» idlı ese metod olmakla beraber, plânlama uz olurdu. Şapkamı totoğnt manın kendiliğinden bir sihirbaz değ kinemi aldım re elçili|i terket Sultanahmet Camii yanına lır dağılışında sosyal adaiet gibi rinde gereken cevabı almış (1) neği kabilinden, her seyi bir anda problemierin hallinde kullanmak 1945 ten sonra, kapitalizmin diya çocıık cesedi bırakıldı tim. gerektir, rı olan A.B.D. de dahi, plânın de halledecefini sanmak büyük haSultanahmet Camıi yanındaki Tarihte «memleketi kalkındıraca mokrasi ile bağdaşıp bağdaşamıya yal k#ıkhklarına uğramak demek «Hep ğenç »dam bir »ey mi top sahasının bir kenarına tahmı ğım» dıyerek bazı fantezi kapris, cağı hususu artık tartışılmadıktan olur. nen 4 5 a.rlık bir erkek çocuğu arjyorsun?» raada, «plânlama» tâbiri siyaset ve Sosyal meselelerin halline yönel cesedi bırakılmıştır. Polıs, çocuğun ve hayallerle oyalama ve oyalan ekonomi «Kvct!» bilimi edebiyatının en ulum sebebinin tesbiti için cesedi ma teşebbüslerinin her defasmda muteber kelimelerinden biri ol mis hızlı ve dengeli bir kalkınma «Yoksa beni mi''» feci iflâslarla sonuçlandığını gösiçin aşılacak çetin ve uzunca yoUfak tefek melez giiz»li bu sözü morga gondertmiştir. muştur. teren sayısız misaller vardır. lun başında bulunduğumuz bu sı Çocuğunun cesedini yol kenarınsöylerken ıdımlarını benimkine Bu konuda çok defa unutulan bir rada en finemli unsur milletçe bu Onun içindir ki sosjal llımler ve da bırakan ana veya babanın hü bilhassa modern ekonomi ilmî su başka nokta; uydurarak teklifîizce kolumı girplân yapan memle. . vıyetlerinın tesbitine çahşılmakta ratli ve dengeli kalkınma için der ! keilerde öfel sektorüıı de süratli konuda gereken inanç, sabır ve di ve hafif bir sesle: «Sanin gibi bir erkek kadın dır. Polıs, yapılan ihbarlar uzerıne letçe tutulması gereken tek yolun bir gelisme kaydettigi hususudur. devamlı gayretin gösterilmesidir. ?rıyor olmah» dedi «bak bakayım çoeuğunu terkeden ananın izi üze keyfi değil plinh bir müdahale ol Zira, plân, ticari ve iktisadî haya(1) Hefman Finer, «Road to Rerindedir. tı bir «yazboı» tahtası olmaktan bana. Nasıl buluyorsun duğunu ortaya knvmuştur. çıkarmakta ve çok önemli «istik action, Boston 1945» «Çok güzel». II Kristensen Atinaya gitti (2) «Plânlama nedir? Niçin plân Türkiye, plânlamayı ilk uygulı rar» unsurunu getirmektedir. Bun «E, byleyse...» yapıyoruz» adlı broşür, Devlet • Bir süredenberi yurdumuzda bu «Ama ben bir ad»mı arıyoPlânlama Teşkilâtı Yayını, Anluh«n Iktisadi îşbirliği ve Kalkınrum Adı Juliao'» kara 1961. ma Te?kilâtı (OECD) Genel Sek ».Sen bir azizi anyorsun do«reteri Prof. Thorkıl Kristansen, um. Tanrının adamı o. Ben de bir muavini Keıser ve Özel Kslem Munsan anyorsun sanmıştîm». «Sea Juliao'yu nereden tanı. dürü dün sabah uçakla Atinâ'ya Eşim Dr. Nadire Güresin'e hastanede yattığı müddetee BMEL KTOÜR gıtmişlerdir. Mr. Kristensen'i habüyük ilgi gösieren Ankara Doğumevi Başhekimi va alanınca ilgıliler uğurlamıştır. ve (Arkası var) Beiediye Köprü üsîünde bufunan dükkânları istimlâk etti =haberleri K«ılhııınıa ı^e Plâıı Yazan: Dr. İsmet Giritii Bizim Ağalar TT'7~ adirli Kaymakamının bir yerden başka bir yere nakli doK\ İ 3 V I S ' v I e * r t a y» atılan ağalar meselesi, meğer bize mah1 1 ^ ^ sns bir şey değilmiş, Camhnriyet'te dünden beri baslıytn bir tefrika Brezilya'ds da bir afalar saltanatı ıflrflp fittigini anlatıyor. Her yiğitin bir yoğnrt yiyifi vardır. Her afanın taltanatı «flrüşü de kendine göre oluyor. Bu, biraz da Bayrampasa'nın enginan, Değirmendere'nin fındığı. Çengelköyün hıyarı, Ankaramn kelemi, Çamlıcanın ıuyu glbi bir şey.. Bir toprak sahibi, kendisini öfkelendiren bir işçialni ceıalandırmak için, adamı, boynndan yüksek bir fıçının içine daldırmış, Sirtlagına kadar su doidnrtnoş, herifceğiz, kuru ekmekle, içine kirlettifi sn ile üç gün dayanabilmig, sonunda, suda be^nlnp ölmüş. Bn, Brezilya ağasınm «altanatı. Burnumuzun dibi sayılacak kadar yakın bir yerden, Samsnn' dan bir mektup aldım. Mektubun, gazete sütunu gibi bir de ba?lıfı var: Bnnları biliyor mn idiniz, diye.. Hani başlık koymağa da değer. Gelin, şu satirlan beraber okuyalım : «Samsun sinemalarında hâlâ harem selâmhk usulüne riayet edihyor. Saat 17 sıralarında, buranın en işlek caddesi olan Mecidiye Caddesinden geçecek olursanız, yüzden fazla çarçafh kadını bir arada gormek mumkündür. Bunlar, o saatte paydos yapan ve bir devlet müessesesinin, Tekel fabnkasmın işçileridir, erkekleri öyie istiyor diye..» Bu anlatılanlar da, biç süphe yok, karınca kaâerinee, Sammn ağalarının saltanatı.. lstanbul fınncıları bir nevi kazan kaldırdılar. Beiediye ekmeğe zam yapmazsa nisanın birinci gününden itibaren bu zammı biz kendilifimizden yapacağiz, diye. Eeledlye daba atik davrandı, kalkan kazanı limdilik indlrtti. Fınncılarta karşılıklı oturdu, bir antlaŞrrta yaptı. Fınncılar, bn antlaşma gereğince, 3 nisan tarihinde yine Beiediye ile yapacakları bir baska toplantının sonuna kadar, verdikleri kararı tatbikten vaıgeçmişler. Bn işte, Beiediye dize gelmiş gibi föriindügüne göre, galiba fırıneılann syak diremesi de bir nevi lstanbul ağalarının saltanatı.. Kenyada bir ceonet resmi patıfdıgı \ar. tmamHatip Oknlu resim Bğretmeninin öfrencilere eennet ve cehennemi tasvir eden bir resim mevznu vermesi üzerine çıkan bu patırdı. okul idare«inln verdiği muvakkat tard ve tekdlr cezalariyle sona ermis. Bnnda da, daba başka zararlı sğa namzeflerlnin bir nevi stajını görür gibi değil misiniz? A man ağalar, dikkat edin, insaflı olun.. Ağa iâbirinin Türkçede bir baska mânası daha vardır. Efendiye, hattâ eskiden kullandığımız beyefendiye filân benzer bir şeydir. Öylesine «Ağa» lığa Bzensek! Hamdl VAROGLU ACI BİR ÖLÜM Bayan BERT SİNAP'ın e?i, Bay Ra«ıp Sinap, Bay Dr. Vedat Sinap ve ailelerinin uncaları. Bay Ğaston Giebe'in; Bay Jean Summa ve eşi Yvette Summa'nın dayılan Pont et Causses mezunu, Yüksek Mühendis Mektebi eski Betonarme hocası ve înşaat îdarei Fennlye Şirketi Kurucusu ve Müdürü İnşaat Müteahhitlerinden Yüksek Mühendis, TEŞEKKÜR GALÎP SİNAP İUüyan Hastahaneslnde 1 nisan 1962 pazar günii Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 2 nisan 1962 pazartesi günü ikindi namazından sonra Aksaray Valide Camiinden kaldırılarak Merkez Efendideki Aile Kabristanına defnedileeektir. Cumhuriyet 3996 Sucüstü yakalandılar t.T.Ü. Mimarlıh Fskttltesi DEKANLlGlKDAN: Fakültemizin değerli asis tanlarındao Y. Müh. Mimar önder TÜZCET, görevli ola rak bulunduğu Stuttgart şehrinde bir kalb kriti neticesinde vefat etmistir. Merhumun yurda getirilen cenazesi, (2 ni«an 1962 pazartesi saat 11,00 de, Î.T.Ü. Merkez bina (Taşkışla) da yapılacak töreni müteakıben Şişli camiindSn kaldırılacaktır. Ünh'ersftemiz mensuplarına, meslekdaslanna ve yakmla rına başs»|lı|ı dileği i!e duyurulur. (Basın 4594/3976) VEF AT Beyoğlunda genelevlerin bulunduğv «okakta İsmet Aydın adındaki şahsın cebinden 100 lirasını çalan 20 yaslarındaki Fikret Bilirgen suçüstü yakalanmıştır. Diğer tarar^ tan Eşref Atalay isminde 20 yaşlanndaki bir genç, gece saat 02 «ır«larında Fenerde Sultançeşme Caddesindekilbrahim Özatalay'a ait dükkânafc|rip çekmeceyi karıştırdığı sıradT gece bekçileri tarafından görüliip yakalanmıştır. Dr. Ziya Durmuş v« Nsrkoritör İle ameliyâtlnı hazakatle yapan kıymetli hekim, Jınekolog Operatör Dr. Zekâi Tahir Bırak BİLGEÇ TJ«ER N)|»nlandılar J Cumhuriyet 3995 VEFAT Merhum SOvari Kumssdanı Ferik Osman Kuri Pa»a ile merhume Nazh Hansmın oglu. merhtım Doktor SUIeyman Şevkl Paf» damadi. Sabiha Baysal'm e»l. Süreyya Bavsnl, mer hum Eedat Baysai. Çocuk Ha«talıkiârı Mütehagsısı Doktor Vedat Baysal. merham Aydın B»y«al'n babalan. EmekH Albay Doktor Hakkın rârımetlne kavusmujtur. Cenazeii 2 Nl»an 19S2 pazartet.1 günü Ütküdar AltunlMdedekt 59 N'f. lu *S$kUnden kaldınlarak Meriteıefehdl C«miinde öğle namannı mütaâkip sile kâbr!«t«nıni defrıedilecekt:r. Mev!* rahmet erliye. Çelenk «jönderümemeei rica olunur. AHert Cumhuriyet 3997 NÎSAN 2 ŞEVV AL 20 1 3 e c S O V B te <i U V. c 5 V J» m m s 1 E 4 1 ,12.18[!5.52 '.S.31! . 3 57 JinekologOp«rat6r Dr. Azâde Kelefoğlu, Dr. Celâl Özpolat, Dr. Mithat Ertürk, Dr. Rahmi Üter, Hemşire Hikmet Sezer; Hemşire Sabahat Soytürk'e, Ankara Doğume^ ile Ankara Hajrtahanesinin yakın ilgi gösteren kıymetli hekimlerine, refakat eden, ziyarete gelen veya muhtelif şekilde yakınlıklannı gfirdüğömüz bütün dost ve arkadaşlarımıra Slenen tefekkürü bir borç bilirim. Cumhuriyet Gazetesi Ankara Tetnsilcisi Ecved GÜRESİN Cumhuriyet 3992 Dr. Ali Ulvi Kaya AKİS Bajbakan İnönü'nün CH.P. Meclisinde tarihi konusması hakkında hafttuun en allka çekici başyazısı İSMET PAŞA ve SİYASÎ MAYATIMIZ Tazan: METİN TOKKR SADIK NURt BAYSAL n KADEŞ HÂDİSESİ Bütün gerçek mahiyeti, bütün lstismaflin, Bütün dedikodusu. bütün kulisi BU 6ECE, SAAT 22 OE İSTANBUL RADVOSUNDA TÜRKlYE İŞ BA1VKASIMIS SEVDİKLERİNİZLE ÛNBEŞ DAKİKA PROGRAMINI OlNLEYİNtZ T t M l m e d e n : Orhan Boran Faal 1997/3950 1 SELÂNİK BANKASI T.A.Ş. 4 5 « 0 0 0 Liralık Keşidesi duııtunuty Cumhuriyet 3994 t Bir Kişiye 15.000 Lira İkramiye Son Yatırım Tarihi: 28 Nisan Tafsilât Gişelerimizde Öânedık: 2953/3971 ( BUZ DOLABI RAMtZ ARGUS, Beyoğlu, ' ( Tarlab^2 Cad. Bekâr S o . 23 '2 18 «y Taksille : Kadınlığın bütun konulafını içine eıkıyor. alarak dergi halinde Reklâmcılık 1332/3954 Fiah: 75 Kr. Yarın bütün bayilerden arayınız. (Basın: 4591) 3975 CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş Mrkry» Haricl ^' = CUMHURİYET'in Tefrikası: 89 MACl «Sana yardım etmeyi çok istiyorum ama, aziz dostum, geni bir daha förmemeye katar verdim.» «!«fe!» David Byle şasırakalmıjtı ki hn tek bece bile ağzından zorlukla çıktı. «Peki ama, niçin? Söz vermiştin. Ç«y tahımlarını «armak için sana giiveniyernm.» Frida, alav!ı ulaylı; «Çay takımları!» dedi. «Değer mi? Artık ktıllanaeak değilsin ki. Onları bir daba gSrmiyeeeksin bile » «Ama, ben . başka şeylerde de sana ihtiyacım var benim » Fritla; «öyleyse hie etmem> dedi. GBzIerini gene ondan ayırmadan, basıni ağır ağır iki yana salladı. «Rsna çok aeı gelirar. Senin dediğin gibi s«yli yefim Resip alıfıak dahn iyi.» Bir ara tam hir sessi^lik içinde geçti. David süyliyeeek bir şey bulamıvordu. «Peki ama, nirin?» diye sortnaktan başka aklma bir şey jelmivprdn; bunu da. daha önce «ormnştu. Senra, Frida, «cldiği çibi pene e sakin, ama iıiraz 4s özgfin haliyle «Dostum.» dedi, «sevfili dostnm, sana karşı içrmdekl dnyga beni vMiIıa ycla turflkledl. Ba flnygn 4», »enin bfldiflnderi çok dtha tfetln. Ben kadınım, zaafâ kapıldım, sana yardım ettim. Ama, dün toplantıda, bQtön genin o abpaplannı, arkadaşlannı göriince, anladım kl yanlış davranmışım. fok ranlı*. Hepti fizgfîn, hepsi senin için »ynı şeyi düşflnüyor.» David, kendisi yokken fizen'n de konBşnlmaf olmanna kızmıttı. «Eksik olmasınlar» dedi. «Ama, bn şeref neden, anlıyamıyarnra." «Onlar anlıyorlar!» Frida bnnn Syle bir sesle söylemişti ki David'in içine i|ne «splanır gibi oldu. «Hepsi seni konnşuyerdn. Senin gibi, ömrii boynn ca kendisine karşı saflamak için çalışmış, zengin olrnnş, iyi arbadaşlar edinmiş bir adam. . hem sonra, ariık genç de değil BSyle bir adam, birdenbire aklına esiyor, her şeyi fırlatıp atıyor, her şeye bir tekme ruroyor.. öyle şaşılarak şey ki bn, senin o Arehie Stench bile, o pis gtilümseTİşiyle «Çiğniyemiyecefi kadar böyök bir lokma «Idı ağzınü^ divordn.» David, aeı acı «Ona da tesekhfir ederim, Stekilere de» dedl. «Ama, ne yaptığımı pek SIi biliyomm ben.» «Sah! blliyor mnran? Şimdi sen işden banalmışsın, kafanın içinde bir tek "üşüncf var, onon için gazete «korauyorsnn, radyo baberlerini dinlemiyorsun Dün Arehie Stencb söylttyordu, yeni bir baber almıstı: Başka bir şehiri daha, Kalinda'yı aşireti bssmıs, ellerinde DCU alevli oklar, hançerler, Bel çika misyonerlerinin bnlondnğn yere girmişler, içeride kim varsa hepsini dldürmâsler. Tal nız öldttrmekle de halmamıslar, önre ellerini kesmNler. Ah! yarabbim, senin ellerini düşünüyornm da . bn çözel. dnygnlu ellere hayranımdır oen. . S'öıdi, canavar bir yabaııinin ba elleri baltayls uçurdağu gözümün önüne gelince, ben de. Stekiler de sana nasıl acımayız?» David. kaslarını (aimıs, dudaçını dişleyip duruyordn. tcini bir tedirginlik, bir öfke kaplamışfı. öfke ilstfin geldi. «Vnutnvorsun galiba, orada tfhlikr oldugunu \ViIIic bana «dylediydi. N'eleri g«ze aldığımı ben ppkâlâ bilivorum.» «Hic sanmam. «Talan mı s6ylnyor«m yani?» «Hayır. kendi kendini a!datıvofsun. «Öyle bile olsa. çok yüksek dilsttncelerden dolayı.» «Tani, din knrbanı oiacak ^ımımuıııııınfiımHtıifimnıımiHiımıımıınıınıııııııııııııııııııııııııiHiııiNiıııııiMiıııiMnıııuııııınııııııııı^ »ın, Sebastian gibi belki senl de okla öldurecekler, elinde harp, başında hale, göklere nçacak6in.» Bnrada Frida'nın jBzleri öfkeden kısıldı. «Senin iyilifin irin »8y!flyornm, diyortJrn ki.. » David: «tıtemez!» diye haykırarak Frida'nın sözünü kesti. «Vâzgeçiretztezsin beni!» tıun nznn birbirlerine baktılar. Frida mahsus konnşmnyordo. En .«nunda: «Demek gidiyorsnn?» dedi. «Evet.» «Peki, git. Gözün hiç bir şeyi görmüyor. akhn hiç bir şeyi almıyor. Kendinden bütün bütün uzaklaşmışsııı. «Teşekkür ederim.» Bayağı kavga ediyarlârdı. David bnnu farkedinee derin bir üzünfü dnydn. Frida: «Sen diyorsnn ki, bunu büyük bir ülkü nğruna ya pıyorsun, bosuna geçen hayatının kayıplarını kapatmağa ça lısıyorsun» diyordu. «Hiç de 9y le değil. Sen bnnu mankafa bir kızla, din hudalası, pinti bir kızla gerdeğe girebllmek için yapıyorsnn. Nasılss elde etti seni. Ama, ne olgun bir insan, ne de senin kafana aygnn biri. Bonnard'ın tablosunu görse o turak ganacak, basit bir hastabakıcı.» David, bu ağır sözlerin karşısında dndaklarına kadar bembeyaz kesilmişti. Talmz, içine bir koııusma knvveti gelmişti öfkeyle boşandı: «Karım olacak krzdan bahsediyorsun, dikkat et!» «Peki, karın olacak da sana ne verebileeek samvorsnn? İhtiras vercmez. Çünkfi, kendisinde yok. Bu din bndalası kadınların disi tarafı ydktnr.» David bnrada «Sen ne bilir ııınMiiMimıııiMMiiMiımımmıınnıu»^ 8in!» der gibilerden göz kırptı. 5 Lira Kr. Lira Kr. Frida anlatıyorda: ^ «Senin istediğin cinsten, ih ^ Senelik 15.60 150.00 tirası kuvvetli, canlı bir viient 2 « aylık 40.00 80.00 S ayllk 12 00 44.00 verebitir sana ancak. Senin is ~ Bajan ve Yayan teklerini karşılıyacak bir kuv 5 Cumhuriyet Matbaacîl.'k ve vet. Böyle bir şey onda yok. Za 3J yıf o. Sonra, dayısına bağUn S I Gazetecilik TOrk Anonlm Sirketi mış. Sen otınn içih baba yerine Z I Cafaloglu Balkevi Snfeak No. 3941 Sahibi konacak bir adamdan başka bir i NÂZİME NADİ sey değitain. Onn ds bırak, kar S Tan tslerlnl fiilen ldare cdea şınds çok kuvvetli bir r»klp da S Mssu) Mfidfir ha var. Hem seni, hem Tanrıyı z: VECDİ KIZILDEMtR stvemez.» S Düvid: «Sana, çık git demek = • Gazetemlze gönderilen yazılar kozornnds kalacağım» dedi. = Frida kendini tntmaya çalışı S nultun, konalmann iade edilmtz. yordn ama, derin derin soluyor S tlinlardas meRUliyet kabul olunmaz • dn. Bn haifylp, VVagner'in npe= Abone ve l!ln içler! için, lartm ralarındaki o muhtesem gövde üstüne «Abone» veya «îlân Servisis li, gözleti ateş gaçan primadon? kaydınıo konmaaı lâzımdır. rıaları indırıyordn. Sirir» bir7 * denbits. dnrganlaştı, bnz kesil £ BU GAZETE BASIN AHLAK di. Ş YASASrN'A UYMAtl TAAHHÜT «Evet, gidiyorum. Ama, ETMÎSTİR. bak: Haber verdim sana. Şnnu = da unutma: Aklın basına gelir 3 de geri dönerse, ben gene bn radayım, gene senin arkadaşı s mm.» S David onun bahçe yolnndan ? asatı inmesini bile beklemeden kapıyı arkasından pat diye ka2 pattı. Müthis kızmış, çek »iı S rına çitmişti: hele Kararı büs 5 bütiin knvvetlenmişli. Frida na H sıl o'ur da Kathy için bn kadar » • aeır konusabilirdi. Kendisi için = de öyle. Bn bile karsnnı tavîas yıp çelik haline getirmeye ye • ; • terdi... Bir bu, bir de sn, insa = m cileden çıkaracak sey: Arka 2 daşlarının o toplantıda kendi j~ sini cekistirmeleri. ~ Darid'in en ağırına giden sey, S Frida'nın, ntanmadan yakında 3 karısı olan kızın iffetiyle alay Ş; Torna, Planya ve rdisiydi. Hele, David şimdi ~ Kathv'nin. 0 eece kendini na ^ sıl kuzn gibi onnn eline bıra ^ ALEM^Koll. Şti. kıverdiğini düstinüvordn da. = (Arkası vsr) = GEMİMİ TERKEDEMEM (DONT GİVE U P THE SHIP) J E B R Y L E W I S Seanslar: 1214.1516.3018 4521.15 İlâncılık: 2?41 ? Bugün suareden itibaren Fevkalâde neş'eli bir film DİŞ MACUNU TÜRKİYEDE.. Faal 20İU EXCELSIOR matkapları.İtalyan sanayiinin şaheseridir. Ömer ağa Sok. 4/3 Galata ist. Tel: 44 94 3 3 . . M . llâncılık 2884/3965
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle