Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DÖHT CUMHURfYET ^ıııııınıııırıııiTirııııııııııtıirTinııııııırT(frTrHTinııııiHifriTrT[TtrfTiınııiHiMiınnfnrrriHirınııiHiııifnunıınirııın?uıiMnınnııiMfn)nıniHnıunınç^ 20 Mârt Artık bunlar olmamalı lstanbul'dan Beklr*Gezfin ysz: tstanbul nâzım plânına göre ye«,il tecrit sahası olarak ayrılan Mer kezefendi mahallesinde ilâve inşaata müsaade edilmezken, Merkezefendi, Mevlevihane caddesi, 8 numaralı evin bahçesine 5 tane ka çak ev yapıldı. Mahalle halkının bütün şikâyetlerine rağmen, evler yapıldı ve yapılmakta. Zeytinbur nu Belediyesine yapılan şikâyetler neticesiz kaldı. Eskiden her türlü haksızhklara alışmıştık. Bu halin devamı bizleri çok üzmektedir. İlgililerin dikkatini çekeriz. İ19 ncu yüzyıldan beri etüd eailen [ ve münakaşa konusu olan problem § 5 yacağı bir (întibak Kanunu) iie £ bütün bu pürüzleri ortadan kaldı s racağmı umuyoruz. 5» Maç fiyatlan çok yüksek Dünyada eşi olmıyan bir durum Ankara'dan üç ögretmen yamyor: Biz öğretmçnlerin çeşitli dertle. riai dinleyerek, memlekette. ki öğretmen buhranının ger. çek sebeplerine ışık tutan gazete. nize candan teşekkür ederiz îzin verirsKiiz biz de, binlerce öğret. meni yakından ilgilendiren bir noktayı açıklıyalım: Izmir'den Tiiksel Şükrükaya ya 5 zıyor: s îzmir Aisancak stadyomunun S giriş ücretleri çok yüksektir (5, S 10, 15 lira). Bundan ötürü de stad 5 » hiç bir zaman dolmuyor. Maç sırasında hâdiseler çıkması biraz da bundan ötürü oluyor. Halk. verdiği paranın çokluğuna mı, tuttuğu takımın yenildiğine mi yansın? Bu yüzden sinirleniyor, ne yaptığını bümivor. Çocuk Sucluluğu Sof ra nizarnı ve setvis Yazan: Raufî Manyas Bu günkü yazımızda biraz sofra nizamı ve servisini gözdeıı geçirelim: Sofra, knruluşn itibariyle iki usule tâbidir: Fransız usnlü ve Amerikan usulii. Servisi itibariyle de iki usule tâbidir. Fransız servisi, Rus servisi. Fransız usalü sofra kuruluşunda masanın üstüne büyük bir »ofra brtüsü yayılır ve hattâ ortasına «chemin de lab le» denilen süslü bir küçük ör tü daha konarak, çiçeklikler, meyvelikler, surahiler bunun üzerine dizilir. tabaklar da iki baştan başlamak suretiyle 6065 santim aralıkla dizilir. Çatallar sol tarafa, bıçak ve kaşıklar sağ tarafa konur. Amerikan asulunde büyük örtü yerine herkesin önüne 3035 sentimlik islemeli peçeteler, tabaklar da bnnun üzerine konur. Fakat ba asnlde masanın iyi bir ma sa olması, hiç olmazsa üstünün kristal kaplı olmasına bağlıdır. Servise gelince Fransız psulünde bütün yemekler e v velden sofraya dizilir, fakat ba asal terk edilmektedir. Rus usulünde yemekler hazır lanmış olarak tevzi edilir ve ba usal hâlen umumileşmiş darumdadır. Sayın okarlanmı za sunduğum ve sunacağım yemek reçeteleri hic bir lisanda ve hiç bir kitapta bulunmayan ve otuı beş senelik tec rübe ve tatbikat semeresidir. Nitekim bugün sundufum Rus salatası reçetesi de boyledir. Sayın okuyacularımın ba hususta her han^i bir dilekleri olarsa, cevaplandırmaya haTirım. Rl S SALATASI Bütün okuyncnlanmız Ra» salatasını bilirler. Zir 3 tstanbulun bütün lokanta ve büfe lerinin vitrinlerinde kayık ta baklar içinde her gün görürhn. F»!tat hemen söyîeyeliro Ui b" 1 Urın j > ; bi/i üAkı R«« a< s B U L M A C A 2 2 3 4 5 6 7 8 9 fÇocuğun suça yönelmesinde | e n önemli tesirler, aile | çevrelerinden geliyor Yazan: eski Petersbnrsnn dunyacâ meşhnr Avrofa Otelinin, ba? metrdoteli de Fatih efendi isminde bir Müslümandı. 1926 senesinde bir vesile iie RasyS ya Petersbnrga gittiğimiı zaman dâvet edildiğimiz pek mü kellef bir ziyafette tattıgjmız nefis Rus salatasının reçetesini bizzat Fatih efendiden »1mıştım. Sizlere bunu sunaforum : 1 demet pancarın sapl?.Tinı ve kabnklarını soyarak bir kuşhanede bol sn iie pişiıiniz. Bir demet veya 1'î kllo havo ca da kazıyarak haşlayın, fa kat pancardan ayn olarzik. Zi ra pancarın hoyasından boyanmaması lâzımdır. Döı't be.ş adet patatesi de haşlayın. Ancak fazla haşlanıp erimesin. Et tahtasının uzerinde 150 gr. kornişon. 150 ;r. salamora. hıyarı, tavla zarından çok daha küçük parçalar halinde. doğrayıp kıvın, Bnnlara T O gr. S Kapari ve yarım küçi'fk kotn bir numara bezelye kınştınn. Havuç ve patatesi de zar büyüklüğünde doğrayarak bnnlarla büyük bir kase veya kayık tabak içinde kanstmn. Pancar da böyle dojranacak fakat bnnlardan ayrı totnlacaktır. Bir çorba tabafı içine 3 çay kaşığı tüz, bir çay kaşı Sı kara biber, bir çay kaşı^ı toz sarı hardal. bix kahve Ün canı sirke, iki kabve fincanı zeytinyagı koynp karıştırarak bir salça yapımz. Tabaklardaki malzemenin üzerlerine bu salçayı dökfinfiz ve karıştırınız sonra bir iki saat bırakınız. Diğer taraftan iki taze ynmnrta sarısı iie mayonez hazırlaym (mayonez yapmayı bilmeyen okarlanmıza gelecek yazımızda kolay bir reçete vereceğiz.) Salçalaamış malzeme iki saat kadar dnrCaktan sonra. salçasını stsfip »i'o,/, \e il»i I;2;ık m<»yonez p j r ı r j i l . r j dört I »MJ» da di;»r Uba*» Uo"»ıak i'ice k ? riiiııııı. Oc amrlıy^ttrıı >»>••* o ' i t « c U ı ı d i ' c ı l ^ b i j * IV*1l c d e b n ı r j ü ı u . Zir2 a r u k boy* sı rıkmaz. Geri kalan mayonezle kayık tabağınızı süsler ve afiyetle yersiniz. Ba miktar on kişiye bol bol yeter. ÖZER ÖZTEP Çocnk saçlolnğn konnsanda ba güne kadar yapılan tetkiklerde fikir lerin birbirleriyle daima çatıştıfı görülmektedir. Bir kısım mütehassıslar suçlnlufn biyolojık faktfir lere bağlarken diğer bir kısmı ise harici faktörleri öne sürmektedirler. örneğin; 19 uncu yüi yılda ttalya ve Güney Amerikadaki hapighanelrr. de bnlunan mahkumlar uzerinde büviik bir etüd yapmış olan I.ombroso «Doğnştan Snçlu» fikrini ortaya atmış ve ba tartış ma bn püne kadar çtlmis tir. Buna mukabil muhitten gelecek olan tesifrleri etüd eden Dugdale, dejenere bir aile tipi olan Juke ailesinin 1200 âzâsını incelemiş ve 140 ının suçlu olduğunu tesbit etmiştir. Çocuk suçluluğunun biyolojik sebeplerinin yanı sıra, psikolojik faktörler de tetkik konusu olmuştur. Bu arada mütehassıs lalrın uzerinde ittifak ettikleri tek rjusus, küçük suçlular arasındsl ruhi bozukluklann çok vayjçm oîduğudur. Ameriked» "i'.İLİkdt ' j p . n Hae]y ^e BJDO. n»", >'in':ajdâ.ı C J 90 ı u n Vuni o*onflon i ' . T . i orl'iRİann! Bizler, 1929 yılında öğretmen Okulundan mezun olmuş üç arka. "daşız.. Adl'arımız (A), (B), (C) ol. sun öğretmen (A), yıllarca ilkokul öğretmenliği ettikten sonra Basöğretmen olrauştur. Meslek kıdemi 32 yıl, asli maaşı (100) Hradır. ö ğ . retmen (B), bir süre öğretmenlik ettiktea sonra Gazi Eğitim Enstitüsüne girerek orada dört yıl oku. muş v e ilköğretim müiettişi olmuş IOLDAN SAĞA: S tur. Gazi Eğitim Enstitüsündeki 4 1 Amerika kıtasmın yeriisi olan yıh sayılmadığı için meslek kıde. ılk halkı (çoğul). 2 «Bir yere borç ~ getırdıgl j£ mi 28 yıl, asli maaşı (100) liradır olarak verilmis paranın öğretmen (C) de, bir süre öğret. nemayi geri vernıe» mânasına iki ~ menilk ettikten sonra Gazi Eğitim kelime. t Ttlrkiyedeki para »iste ~ Knstitüsüne ginniş, dört y ı l oku. mi esası, çok şükür blü de£il. 4 Ş Minarrlerin ve kubbelerin tepelerin ~ duktan sonra o da ilköğretim mü. deki, tersi Alphons Daude'nin meshur Ş fettişi olmuştur. Gazi Eğitim Ens bir romanımn adıdır. 5 Baştan 2 titüsündeki 4 yıh »ayılmadığı için açağıya sai ve halis olarak, idare Z onun da hizmet süresi 28 dir.bölümlerimizden. 6 «Acıklı durum» ~ Ama gelmelelim (C) nm aslî ma. karsılığı iki kelime. 7 Bir rivaye H aşı (150) liradır. Çünki (C) nasıl. te göre bülbtil bu yemisi yerse bir Ş sa kadro bulup, zamanında terfi daha ötmez susarmı;, gelenek. 8 ~ arkada&ı, bir etmiş, aynı durumda bulunan (A) Benzer veya hayat ve (B) dea iki üst dereceye çıkmış renk, bitki Ipliği. 9 Asagıya dogru 5 yürüyup gidememe. £ tır. îsin en hazin tarafı, y a n n YUKARIDAV AŞAÖIYA: £ 1 Ticaret âleminde bafarı ka 5 emekli olduğumuz zaman ortaya çıkacak olan durumdur. Ayni y ı l janamayıp top atan <iki kelime). 2 £ öğretmen okuluadan çıktığımız «Her hangi arzu ettiği bir şeyi ele = halde, (A) bizlere, yani ( B ) ve (C) geçiriş» karşılığı İki kelime. 3 Ke Ş dilerin damlarda ge?erlerken kırdık ZZ ye göre 4 yıl daha kıdemli »ayıla l a n . 4 Ç o k b ü y ü k (eski t e r i m ) , jŞj caktır, (C) ise, (A) ye ( B ) y e göre b i r z a m a n p a r ç a s ı . 5 Bir «ıfat taiki derece yüksek maaş alacnktır. kısı, bir içi biriI ; » nin üzerlne yıkCEVABEHIZ: ma hareketi. 6 Tahailin, tahsil eden için bir Mensupluğu bulu nan (iki kelimağduriyet sebebi olecağı biricik r^'° >. 7 • B i r •*' • i:5mleke? herhalde y t l c j urV.• '»ft: ö ı . . ' a d : i f ı ;ç oij* yegşk.. MJjlî.Rinik Kojn: Aile bavatının doğuri a | ı küıkanlfik •••mca olarak evlerinden firar eden ve şehrin kaldırım larına dökülen ba ço cuklar «Yetişkin Serseriler» in himayesi altına girmckte ve ba snretle karşımıza «Ganj Çocuklar* olarak çıkmaktadırlar. tşte, ellerinde olmıyan sebeplerden dolayı Tetişkin Serserilerin iradesi altına girerek soysuzlaşan çocaklardan iki örnek: Bi rinde, yatacak yer temin edemediği için kendisini himayesine alan bir «Te lişkin» iie samanı yorgan olarak kollanaja çocak ve Köpra altında birbirlerine sokularak ısınan bir «Soçlo Çocnk lar» grnpn.. 5 rrvt av: aıele kavdı iie XJtrar,ı *j£hli:<» J>fJn*W S ~ svrımaştu. K v ; . r i : T,!«u.;rı ha ıV Ll'o..ıt:..: »cJİ L. &«oıyı k^nunlaştuna&ga omru vela yatta oynanan fâeia, yanra («Id te | etmedl. Karma hflkümetln bu Isl rlmi. 9 Orurumlara baskanlık !T öncelikle ele alacağını v e hazırlı nun bır problem olmasına sebebiyet yerir. Intibaksız ve sebatsız halleriyle davranış bo zuklukları gösteren bu gibi ço cuklarda suç ve cürüm işleme meyli artar. Korunmaları ve ciddî bir eğitîme tâbi tutulma ları getekir.» Boşanma dâvaları Sayın rvli Kıhç'ın guzel bır «Anababa geçimsizliği ve bo ıtadeyle izah ettigi bu husus, şanmalan yetişmekte olan kör raaalesef memleketimizde çok pe çocuğun duyğuları uzerinde tesir sdeı • e onun şahsiyetim >aygın bir vazi.ettedir. Adli;.s»rayu;da Sulb l e A.iiı? )!>. • e••• Aniya, bao.a ı: ; maaî , , i ..: mai)terı?,p,rji önı;ne gıdrnd nı s.aj.'jaı. A «"»•n..±arınt bo a ' <• onda Nas.kmi'.li, ıuh pe• ;.. «tnl'ğı. Hî^eı.'lıL VF ıi «ıir.• • .ej.je doi'"dı.ı. c.a.iEiîi • a v >'iL.ı B j hal rocui>.l* :' > zuklukları dolayısiyle suç ve cürüm işlemeğe mütemayil ço cuklar uzerinde durmak, Ağaç h Yetiştirme Yurdu Müdürü Ali Kıhç'ın bu konudaki bir tetkikini okuflarımıza sunmak faydalı olacaktır kanaatindeyiz. Ali Kılıç bu tetkikinde şöy le demektedir: l i » : n d e n ".u*tu.'.l»jı ya'TM ğımıı hususlar, çocuk suçluluğu konusunda en önemli tesir lerin aile muhitinden geldiğıni ortaya koymaktadır. tşte bunun içindir ki. aile muhitindeki sarsıntılalr yüzünden bugün İstanbulun ^okaklannda binleı ve binler dolaşmaktadır. Sık sık evlerini terkederek şehrimize gelen çocukla'r, polis tarafından bulundukları zaman ilk söyledikleri söz; «Aman bizi göndermeyin. Üvey annerr.den, b ö ! • fcna b: • muar» < M • r < • > j | « i i * .ı ti*»ıldır. B n »yrın n^^ nflrr bi'A'* Q ^ ' H < , b o l ^^i^il^^. be/'l b > / > ı ı cl> b i i A i 1 nunnjıı B u ^ . j , „„ m u h i t i n i n tfımııııımiMmmımmıııı.mMiıınıııımıiH körpe k*cıı hislerin doğmasına ve o mahkemeye giderek o yavrunun zihninde ana veya yol açmaktadırlar. s Üvey ana ve üvey baba 3 Bu arada boşanmadan sonâa =ana ve babanın başkalarıyle ^evlenmesi, üvey ana, üvey ba Eba konusu da çocuk uzerinde Ecgeniş etki yapmaktadır. 2 Ailede sevilmediğini anlayan ^çocuk, şahsiyeti zedelendiği ıŞçin aşırı derecede dısiplinsiz, ^bencil.ve kırıcı bir karaktetre EEsahip olmaktadır. Bu arada ço 5;cukta kincilik ve öç alma his ^leri de doğmaktadır. îşte bu Ştipteki çocııklar, kötü tesirlere , N,.^ kapjlarak suç ve cü ~rüm işleme volıına sapma'Ktüj^dırlar. 3 t \ e y evlâtlar, rvlâtlıklar ZZ Üvey evlâtlar ve evlâtlıklafl~da ailede agır bir yük olarak Eztelâkki edilmekte, fena. hoyrat ^muamelelere tâbi tutulmakta. ufak tefek kıısurları büyük gos terilerek mübalâjîa edilnıekte BAY OSCAB: FROF. JANE'lN KIZI 101 1İYATRO: Hr: gece »aat 21 de GÖÇ Curoartesi, Pazar 15.20. = saır ffünler 13 de İYt SAATTE OI,SUNI,AR Salı günleri temsil ; iyoktur. ; Bunun içindir ki. muhtaç ço TF.PEB\Ş1 TİYATRO8U: GAZETEClDEN DO9T Perşembe Cumar : cukları korumak maksadiyle ; hariç. Her gün saat 21 de. ; 1957 yıhnda çıkarılıp bugün OPKR\DA: LA TRA\"İATA Perşembe ve Cumartest 21 de ; tatbik edilemiyen 6972 sayılı FATlH IİYATHOSI': Her gece eaat 21 de ve Cumartesi, Pazat tuat : kanuna dört elle safrılmaya, da SAHtl.UFKİ KANAPE Pl'SUnA Pazartesi günleri temsil ; bu kanunun emrettiği vecibeyoktıır. Tel: 22 01 7!. : leri >erine getirmeye mecbuKADIKnT TİYATROSI': Heı gere 21 de v« Cumarte»! • P u a ı ruz. 1530 da ATI.ARLA FİI.I.ER Perçembe günleri temsi] yoktur. ; Yoksa. Belediye vecıbelerini İ > K C D \ R Böl.rMt': Her gün paat 21 de ve Cumartesi • Paraı E yerine getirmezse. Özel Idare. 1S.M0 d ı MOR DBFTKR pa7jr günLeri saat 11 de çarşamba günleri saat böyle bi!r kanunun varlıgından H.30 da Mf.YONT.rK YF.ftEN «Çoruk Tiyatrosu) cuma günleri tem E sli ytıktur. Z bile habersiz oiduğunu söylerİSTANBI'I. TtYATROSU Pazartesl hariç hergece 21.13 te, Çars*m E se. elbette ki bu dert her gün ba Cumartesi Pazar 15 te c l c l BEY. Yalnız Pazartesi gacelen Z •'•'\i\ mü/.minleşecek ve 21.15 te Salı hariç hergün 6 da Ptç KUBU9U. = EEdır. sonunda kapanması imkânsı/. SİTE TİYATKOSU: GÖN'CL AVCISI Her akşam saat 21.15 te E Dainia uyaıiık bulunmaya ve bir yara olarak ortav a çıkacak Carsarnh.i, Cuınartfsi Pazar matine 13 de. Z 5;etrafında tehlıke beklemeğe tır. Ktî(,t>K SAHNE: P.izartesl, Salı Çarçamba ŞAtRlN MEKTCPLAR1 E her an hazır bulunan bu ço Pers^mbf, Cuma, Cumartesl, Pazar OYUNCAKC1 DÜKK.4NI ; Temennilejrimu. tsiarıbul Be Matineler: Salı, Cuma, Cumarte?i. Pazar 17 de. E " c u k l a r kırıcı ve ilç alıcı hisler lediyesinin korunmaya muhtac, KFVT OYL'NCL'LARl (Karaca Tiyatro) 4 66 fifi. 2«.l.lyfi2 den ; 4 z:le meşbu buiunmaktadırlalr. gocuklar için kanunen odenme Itibarvn Suvare 21.15 BtİYİ^K SEIJASTİYANIAR. Matine 13 00 APTAl E Körpe zıhinlerde çok feci te si gerektiği 5.316.000 lırayı bır Klz. Pazartesi oyun yokhır H EEsirler yaratan bu husu^tan bil an önce gerekü teşekküiün em OPERA Aksaray: Her gece ."1.15 te Gazanfer özcan. AMAN E ^;hass a kaçınmak icap eder. rıne vermesi. tstanbul ValısiİDARE ET: matine 16.15. Te:l 21 57 22. . Z ZZ En önemli tesirler aileden nin de özel îdare ilgililerine BI'LVAi: TlY\TROSTj: Pazartesı hariç her gece 21.15 te BANA ; t't(/EK YOI.I.AMA Çarşamba Cumartesi. Pazar matine 16.15 de. Z ~ geliyor • 6972» sayılı kanunu hediye et AZAK TİYATROSU (Beyazıt): Muammer Karaca SENATCR. Htı ; ~ Şuraya kadar izahına çalıştı mesidifr. skşam , 21.1S M;ıtine!er çarşsmb^. cumarte?i, pazar lfi.15 te TPI 22 K 4f ; ! ' ''i lan dert, cemiyetimizin tizerinde büyük bir titizlikle durmasını icap ettirecek bir hususdur. Gayri meşfru olduklarını his seden çocuklar nasıl bir ruh perışanlığına kapılırsa. annesiz kalan çocuklar da kendilerıni himaye^iz ve emniyetsizlik içinde hisşederler. Çünkü çocuklafr okşanmaya. sevilrpeye. tutulmaya ihtiyaç duyarlar. Kanana dört elle sanlmak mecburiyetindeyi/ Rasyanın meşhnr otel ve Jokantalarımn aşçıbaşıları ve basmetrdotelleri Kırımlı Müs lümanlardır. I.eningrad, yanl ^tinııınıııı 111 ıııııtıı tıııııııııııııııhııııııııVıııııııııiıınnVıı'ı'ııVıııııiı ı ıı ıı ıl^ Resımli Roman: 139 MEL'HN K1Z Çiıen: YVES SAÎOL Çeviren: Mazhar KUNT Bn sözleri dnyan dilenoi birden fırlıyarak: «Olamaz dedi, Renatrd'nun kansı nasıl olur da ölür? . Ihtiyar koylfi kadın hayretler içinde bakıyordu. .4.damın neden bu derece irkildifini anlıyanıazdı fabii. Çevap verdi: «Olamaz diyorswnuz ama maaleset öldu Biçare kadın Vurtnldn Taşıyacak da ne olacaktı... Onan ölümüne sebep kocasıdır... Dilenci sapsarı kesilmişti: «Ne demek istiyorsunnı? dedi. Hiç, kaduıcafız, kocasınıh küreğe mahkâm edildiğini öğrendfkten üç gün sonra Söçüp gitti. Zavallı Genevievft, kollarımda öldü,» Dilenci bir şeyler söyledi. Fakat, ne demek istediei aıilasılmıyordu. Bnnnnla beraber, gayet heyecanlı oTdiıfn açıkça görülüyordu. Kadın: Müteessir olmayınız dedi. Nasıl olsa onu tanırhıyordnnuz değil mi? Evet, tanımadım. Fakat Renaud bana ondan çok bahsederdi... Lâkin benim bildrğime göre, kadıncağız, o sıralarda dünyaya bir çocnk getirmek üzere idi. Y'oksa çocak da mı öldü? Hayır, hayır o yaşı yor... Öna bir şey olmadı.» Buna duyan serseri gayriibtiyari hıçkırdı. Kadın ca: Çok hassassınız dedi. Müteessir olmayınız... (Arkası var) O zaman.sizi tekrar çağırraamıUMHUKÎYETin Tefrikasr. 49 za lüzum kalmaz. önce siz. Mösyö tara isminiz.. «James Lechdale Fanthorp.» •Adres?? «Crlasmore House. Market Donnington, Korthamptonshire.» «Mesleğiniz?» « Avukatım.s«Bu memleketi zıyaret sebebiMete Krgin Gani Yener niz?» Bir duraklama oldu. Şimdiye yeceğim.» mıyan şahıt yalan söylemediği kadar hiç heyecan eseri göstermi«Teşekkür ederun, Mosyo Fant müddetçe Jaequeline de Belleyen Mr. Fanthorp. ilk defa olarak horp. Hepsi bu kadar.» fort'un tabancayı almasma imkân şasalamıştı. Nıhayet. kelımeleri âPoirot Cornelia'ya dondu. bulunmadığını. bırisinin de, olaydeta inınldanır gibi, istemiye,. iste«Şimdi, Madmazel Robson? Tam lan görmüş olduğunu kabul etmiye söyliyerek, sey». diyebildi. isminia?» mek zorundayız. Bu da duvara «eğlenme • «Cornelia Ruth. Adresım de^ The koca bir J yazacak kadar serseSouse Bellfield, Connecti min biriydi.» «Aha!« dedi Poırot. «Tatilinizi Red cut.> geçiriyorsunuz; öyle mi?> Kapı tıkladı ve içeri Miss Bo• Mısır'a gelişınizin sebebi?» «Şey Evet.» wers girdi. Hemşire. her zamanki «Kuzin M?rie,,..Mis5 Van. Schuy«Peklâl Mösyö Fanthorp. Dün ölçülü biçili tavriyle oturdu. Poiakşam. şu demindenberi hikâye ler seyahatte beni yanlarına aldı rot'nun suali üzerine adını. adreedilmekte olan hâdiselerden sonra lar.» sini, ehliyetlerini sayıp dökerek. «Bu seyahatten önce hiç Madam kendiniz neler yaptınız, bize kı ilâve etti: «tki yıldanberi Miss Doyle'u görmüş müydünüz?» saca anlatır mısınız?> Van Schuyler'e bakmaktayım » «Hayır, hiç görmedim.» «Doğru yatmağa gittim.> «Matmazel Van Schuyler'in sıh«Peki, düç gece ne yap.tınız?» «Bu, saat kaç?« hati çok mu kötü?» • Dr. Besner'e Mr. Doyle'un ba«Hemen yarımı geçe.» • Şey. hayır. öyle demek isteme«Kamaranız. sancak taraiında cağını tedavi için yardım ettikten di,m», diye cevap verdi Miss Bosonra, doğru yatmağa gittim.» yirmi iki numaralı saîona en yaw,ers. «Pek genç sayılmaz. Üstelik kın olan, değil mi?» «Kamaranız bakıyım?» kendi kendine çarçabuk sinirleni«Evet.» «Iskele tarafında kırk üç numa verir; elinin altında bir hemşire «Size bir suai daha soracağım. ra. Miss de Bellefort'unkinin bi bulunmasını istiyor. Ciddî hiçbir Kamaranıza gittikten sonra bir tişiği.» hastahğı yoktur. Sadeçe kendisine sey, herhahgi bir şey duydunuz çok ihtimam gösterilmesinderı hoş«Hiç bır şey duydunuz mu?» mu?> lanır, bunun bedelini de seve seve Cornelia başını salladı. Fanthorp düşündü. öder.» • Hiç bir şey duymadım » «Çabucak yatağa girdim. Uyku«Şlap sesi falan?» Poirot anladığını belli edercesiya dalmadan önce bir şlap SCEİ «Hayır. zaten o sırada duyamaz ne başını salladı. sonra: «Anladıduyduğumu sanıyorum. Başka bir dım, çünkü vapur rıhtıma benim ğıma göre dün gece sizi Matmazel şey duymadım.» bulunduğum taraftan yanaşmış Robson bulmuş?» «Bir şlap sesi mi dedinizV He vaziyette.» «Şey, evet, öyle oldu.» :5 men yakından mı geldi?» Poirot tasdik edercesine başını «Neler olduğunu tamamı tamaFanthorp, başını iki yana sal salladı. mına anlatır mısınız bana?» ladı. • Teşekkür ederim, Madmazel «Îşte, Miss Robson olanları kısa«Kati olarak «öylemiyeceğim, Robson. Şimdi bir zahme.t, Mat ca anlattı bana, ben de onunla beyarı uykudaydım..> mazel Bovvers'a buraya gelmesini raber gelip Miss de Bellefort'u çok «Peki bu sırada lat kaç sırala söyleyjyerjn lutie.n.». heyecanlı. histerik bir durumda rı olabilir?» Fanthorp iie Cornelia cıktılar. buldum.» «Saat bir sıraları olabiJir. GerRace, «Mesele öldukça açık,» de«Hiç Madam Doyle için tehditkâr çekten de kati olaraK söyliyemi di. Üç tane hiç. bir tarafla ilgisi ol bir söz sarfetti mi?» NİL CiMAYETİ CHZİSTİE «Hayır. hiç öyle bir şey olmadı. Hastalıkh bir şekılde kendi kendıni suçlulayıp duruyordu. Çok faz)a alkol almıştı, diyebilirim ki, olayların kendisinde yarattığı tepki den müteessir bulunuyordu. Ya!nız bırakılmasımn doğru oimıyacağını düşündüm. ona bir ampul morfin yaptım ve yanına oturdum.» «Şimdi, Matmazel Bovters, şuna cevap vermenizi istiyorum. Matmazel de Bellefort hiç kamarasından çıktı mı?» «Hayır. çıkmadı.. »Peki sız?» «Sabaha kadar ben de onun'.a beraber kaldım.» «Tamamiyle emınsınız buna'» «Tamamiyle.» «Teşekkür ederım. Matmazel B*.vers.» Hemşire çıktı. İki adam bırbınne baktı. Jacqueline de Bellefort kati surette temize çıkmıştı. Şu halde Linnet Doyle'u vuran kimdi? Race, «Birıs: tîbancayı asırd.ı». iedi. «Bu Jacqueline de Bellefort değildi. Suçunun. k'za atılaı:ağını iyice bilen biri idi. Ama bu kimse, k:za, hem'jirenin morfin yapıp. sabaha kadar onunla birlikte otur?.cağını bilmiyordu tabiî. Bir şey d;ıha ilâve edeyim. Birisi daha önce de. uçurumun tepesinden bır kaya parçası yuvarlamak suretiyle, Lırnet Doylu öldürmeğe teşebbüs etmişti; bu birisi de Jacqueline de Bellefort değiidi. Kimdi?» . . Poirot, «Bunun kim olmıyabileceğini söylemek kolay. Ne Mösyö Doyle. Madam Allerton, Mösyö Tim Allerton, ne Matmazel Van Schuyler'in, ne de Matmazel Bowers'in bu işle bir ilgisi olabilir. Hepsi de benim gözümün önündeydiler.» Race, «Hım,» dedi; «bunlar çıktık tan sonra gene bir sjirü insan kalıyor geriye. Peki şehep ne olabilir?» • Bu noktada Mösyö. Doyle'mj bize yardım edebjleceğini umyyorum. Birçok vakalar olmuştur ki...» (Arkası var)'