27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1111İ1111J1İIIIIIIIIII111IIIIII1 T U R İ ZM illlllirf I I İ I I M T f IlIIIf llllltf I •ııı=ııııııııiıııııııııııııtııııııııııııııııııııııııııifiıııııııuıııtfiifffffnmııııifiıırııımfUfiıınıııııııııııııı=Jiıı Lüzumsuz yasaklar Yazan: Mazhar KUNT Son jfunllerde yine karar verilmiş: E\\ve|ce döviz alım satımiyle uğraşmaiâıiına izin verilen bazı müesseselerden bu ruhsat geri ahnmıç. Sebep? G^aliba turistlere uygunsuz muamıîi'e yapmıslar... Uygunsuz muamele ne olabilir? Paralarını eksiğin(ft bozduklarını sanmıyoruz. Bunvf yapamazlar, çünkü fiyatlar belll. Acaba adamlara karşı haşin nıuamelede mi bulundular? Yanî Uabalık mı ettiler? Eğer bu iW5lı sebep dolayısiyle bizim ticaref veya hizmet erbabını işten men eitmek lâzım gelse emin olunuz çaJ\tıı ve pazarda na; dir müstesnalaıt yle pek az açık dükkân, otel veyy» eğlence yeri kalır. Şöyle bir dü^ününüz: Kaç esnaf kendisine bir r, ayli menfaat temin eden bir mübayaanız sonunda size teşekkür etmeVİ aklma getirir? Hangi garson, hangi sinema kasiyeri, teşekkürrie» vazgeçtik, şöyle bir gülümsfimek zahmetine katlanır? Hele bu sonuncular size bileti âdeta fedakâVlıkta bulunuyormus gibi firlatır. Bizce yapılacak şey döviz ahrmnı tahdit değil, alabittdiğine serbest bırakmaktır. Biz daima bu sisteımi müdafaa ettik; Sıkıyoruz da ne oluyor? Zararı memlekete 1 dokunuyor. Üstelik hiç bir seyin de önüne geçmiş olmuybruz. Dövizi alıp satanlar yine ilşlerine devam ediyorlar. Turist serbestlik ister. Ferahlık ister. Bırakın adam alışVeriş ettik çe parasını bozsun. Biz baska mem leketlere gittiğimiz zaman öyle yapmıyor muyuz? Lokantaya gidip bir şeyi yediğimizde bedelini elimizde bulunan yabancj dövizle ödemiyor muyuz? Bunda en ufak zorluğa uğnıyor muyuz? Bu liizumsuz sıkılar yerine kendimize, sokaklarımıza, daha doğrusu sokaklarımızın manzarasına biraz çeki diizen verelim. Biraz yağmur yağsa her taraf göl olu yor. Galiba bizim memlekette suyun akması için biraz meylin lüzumlu olduğunu bilen yok. Böyle oknasa Boğazda, sahilden bes met re içerideki ana caddede göller meydana gelir mi? =haberleri önümüzdeki harbin öldürücü silâhı ııı^ıniHiııııııııiHiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınıııııııııımıııııııııııtıııııııııııııııtınHimıı=ıııı | ASKERLİK | HEM Bir beyaz otomobilin hikâyesi undan birkaç sene erveMi; bir fün odasma girdiğim zaman Nadir Nadi, kendisine gönderilmis olan bir mektubu gülerek bana uzatmıstı. Alıp oknmuj ve ben de gühneğe başlamıştım. Yazı, ifade kusursuzdu, sahibinin mektep. medrese gormüs otdnğn anlasilırordn. Fakat bv vasrflarma rağmen mektup düpedüz bir jurnaldan ibaretti. Nadir Nadi, benim piyeslerimi förmiia mfi Idi? Ele akhğım konnlarda daima ve dahna halkm sefaletini Isüyerek açıkça komtinfam propagandası yapan benrm gibi bir adama gazetesıni nasıl emanet ediyordu? Dediğim gibi, ikimiz de mektup üzerinde fazla dnrmanuştık. O tarihten sonra müteaddrt defabr, değişik gazete va dergilerde benim, etrafına komtinist yazarlan tophyan maksadı malum bir kalem sahibi olduğnm yolımda iddialar, ithamlar yer bulmns, fakat ben hepsine omnz silldp geemistim. Evet; onlann istediği gibi sağcı bir yazar defildim. Eserleriınde kankocaâşık triybsonun maceralannı yazacağnna bir takrni yaralara doknnuyordum. Çünkü bu memlekette sosyal adalet istiyordum. Çünkü kurtulusumuzn bunda gören bir adamdım ve süphesiz ki hiçbir itham, hiçbir tazyik, biçbir iftira beni hak bildiğim yoldan döndüremezdi. Bugün bn seçmise ait olaylan hatırlamam bizce malum; oknynciı için meçhul bir tiyatro elegtirmedsinin beni piyeslerinde halkm, köyltiniin «efaletine jöz ynman, bu sefaletin derinHğine inmektense, para kazanmayı tercih eden beyaz otomobilli ye alabildiğine katı kabU bir adam olarak tanıtmak Istemesindendir. Benim ne komünist, ne de anlatılan dnsten blr berirgân olmadığım ne kadar mnhakkak ke, hikâyesini naklettiğim mektup sahibi ile bu makale yazarının da iddiaları ayn. fakat usulleri aynı birer jurnalci oldukları o derece âşikârdır. Hattâ, benira bir dosttan, taksitle alıp yarı borcunu hâlâ bir türlü ödiyemediğim, en ufak cinsten Hr arabayı. balkm, köylünün ıstıraplarma kar«ı lâkayd, menfaatinden başkasını dti«unrm*yen bir adam olduğum iddiasuıa mesned yapmak için insanın jurnalcıliktan daha başka meziyetlere de (!) sahip bulnnmak lâzımdır. İ5te biz böyleyiz, seveiti okuyncnlanm... Blr adama kin bağladık mı onu yere devirmek için bazan komünist, bazan bezirgân der; sağdujiı; mantık, nıuhakemc, vicdan; insaf, fikir ve diısünce namnsn gibi mefmmnlaTa bos vererek her ttirto iftfaaya başvnrmayı mubah sayarrzEğer, bu memlekette bh gün sabah ohnasmı istiyoTsak; koy^ lünün. halkm maddî sefaletinden evvel bn mahrnmiyetleri dfisman bildiklerine karsı silâh diye knllanmak istiyen yazarm mhî »efaletînl tedaviye metbtmıi! ve illâ sonnmnz kötüdtir. Cevat rehmi BAŞKtJT Not Ba yazmın maksadı, sizin de anladığnra (tibi »on escrim Gö^ hakkmda kendisinden beklenen sekilde yazı yazan malum elcştirmeciye cevap değil, bir zihnîyetin, bir kafa yamsınm, bir sosyal yaramızm teşhirlnden ibarettir. Toksa o etesttrmed kendisine hitap edibnek sevijtshri «oktaa kaybetti. • Bir Amerikan firması dün jehrimiz Ticaret Odasına müracaat ederek memleketimızden önemli miktarda hediyelik eşya satm almak istediğini bildırmıştir. Verilen bilgiye göre, Amerikah firmanın istediği eşya arasında bakır ve pirinçten mamul çeşitli hediyelik eşya, Kütahya işi çini maŞu Londraya bakın. Hemen he mulleri, havlu ve fantezi terlikmen dümdüz bir şehirdir. Hani ler bulunmaktadır. Amerikan firmasının tekhfi heyağmur da yağar. Anja bir gün de sokakların bataklığa döndüğü diyelik ve turistik esya imalcilerine duyurulmuştur. nü goren olmuş mu? Amerikalılar hediyelik eşya almak istiyor TEŞEKKÜR Blr krlr sonucunda, evlni terk eden yavrumuz HAlTDAN'ın bulunmasında göstennis olduklan yakın ilgl ve geseeli gündüKlü faaliyetlerl için Kmnlyet Renel Milclörfl EBAt Bmniyet Teş Idlitına gelip teflekkür «demedidolayı üzunWQ duyBu yüıden buTada mMiet ve şölcrarilanniım arz edet* «ynca yarflım ve imkânlannA bizden eStrgemiy*n uyanık basın» d« teçökkür ••deriz. Sa^ılanmızla Semilia Sofekoğlu MithıV S o t k o i l u Reklâmcılık: 105G 3087 Bfttfin Ya sokakta o insan kalabahği ne kasvetü, ne sevimsiz... Geçen gün îstiklâl caddesinden geçeyim dedim. Sokak kapkaranlık renklere bürönmüş gibi geldi bana. Neden? Dîkkat ettim. Ortada dolasan bir tek kadın yoktu dersom inanınız ki mübalâğa etmiş olmam. Ne yap sın zavallılar: Bir takım haytalar yüzünden bu cadde bazı günler ve saatlerde kadmlara haram olmuş. Şu memleketin geri kalma sebeplerinden biri ve berıce en btöyüğü kadını asırlar boyunca umumî hayata karıstırmamsmız olmuş tur. Bir zamanlar bu hstarmzı düzeltir gibi olduk. Ama simdi yine eskiye döndök gibi bir sey. Artık var hayır bekle... Ya lstanbul tarafında isportacıIarm yaptıkları o gürültü ne? Bütün caddeleri, sokakları tutmuşlar, etraflarına bir kaç da yardakçı ve taveı almıslar, avazları çıktığı kadar bağırıp duruyorlar. Turîst ilk anlarda bu manzarayı ibret ve tecessüsle seyrediyor. Fakat çok geçmeden hükmünü veriyor ve başmı dinliyecek daha medenl diyarlara göç edip gidiyor. tJntrtuyorduk: Hani Bayramda Işportada şeker satıltnıyacaktı? Hani yumurtah pide hftali ve «»tıçı yasaktı? Igportada seker ve yumurtah pide satıl*. Hem Eminönünün en kalabalık yerinde, Mısırçarşısının kapısında. Şehrimizde kuzu ktsimi azaldı Son haftalar içinde Istanbulda knzu kesimi bir hayli azalmıstır. Bir süre önce ahnan bir karar gereğince, çifti 30 kilodan aşağı kuzu kesimi şehrimizde yssak edilmiştir. Halbuki, 30 kilodan aşağı olan kuzular Izmir, Ankara gibi yasak olmıyan piyasalara sevkedilmek suretiyle satılmaktadır. Kuzu katliâmını önlemek üzere ahnan kararın bütün memleket piyasalanna teşmil edilmesi lâzım geldiği belirtilmektedir. Beykozda eczanelerin nöbet tutmaları isteniyor Yanlış ahnan bir karar Beykoz sâkinlerini müçkül duruma sokmaktadır. Bevkozda bulunan iki eczahane her gece münavebe ile nöbet tutmağa razı oldukları halde bu teklif reddedilmiştir. Bu suretle çok defa Beykozda oturan vatandaşlar. Anadoluhisanna, Çııbukluya, Paşabahçeye giderek nöbetçi eczahane aramak zorunda kalmaktadırlar. Beykoz ile Anadoluhisarının arası, vasıta temin edildigi takdirde asgari 30 dakikada ahnabilmek te, bu da hastaya geç müdahale edilmesine sebebiyet vermektedir. İHSAN ARASPa Fazla snrat yüzünden müşteri ile şoför mahkemelik oldtılar KÜÇÜK S A HN E H ALDU N DORMEN Perşembe Cuma Cumartesi Ftazar matine ve suare1<rde (Oyun 3 Perde) PazarteSi Salı Çarşamba suare Salı 17 de OYÜHCAKC! (Son DÜKKÂNI İlâncdık 2528/3086 Fazla süratle giden bir taksi şoförii, kendisini ikaz eden müşterisine hakaret etmiştir. 56431 plâkalı taksi soförü Osman Nebioğlu, Büyükdereye süratle seyrederken, içinde bulunan müşterilerden Ihsan Onuç yavaş gitmesini söylemiştir. Bu yüzden çıkan münakaşa sırasında hakarete uğradıjtını iddia eden müateri, soförden dâvacı olmuştur. Yakalanan santk. hakkmda kovusturcıa açıimıştır. donanmasile uğraşmağa luzum yok Deniz altından düşmana görün tur; bütün ticaret gemilerini batırmeden gıderek karşı tarafın bü mak suretiyle düşmanın deniz yol yük gemilerini batırmak fikri 1580 j larını kesersek, yalnız duşman dosenesine kadar gider. Fakat teknik nanması değil. orduları ve sanayıı b i l e a c k a l ı r imkânsızhklar bu gemilerin inkil Böylece yüzlerce deAtlantik ve Okyanuslara aşaf etmesini o tarihten yğ yasadığımız l l d l )car51 senelere kadar uzatmıştır. 1580 s e ' Ç : tarafın 11 milyon ton nesinde çalışılmağa başlandığı hal tutarında gemisinı batırdı F a k a t k a r x t a r a f d a b o de denizaltının harbde kullanıldjğı ? ? m ı ş ; tarih 1727 dir. Amerikah bir snbây, denizaltı avhyacak ve batır a c a k veni e n i y silâhlar ve sistemyaptığı pek iptidî bir tekne ile , I e r bulmuştu. Denizaltı gemisi, suancak 200 metre kadar bir mesafe katederek Ingiliz kalyonlarından yun altında fazla sürat yapamabir tanesınin altına ınfllâk madde dığı için elektronik âletler kendisi bağlamağa muvaffak olmuştur. sini kolayhkla buluyor; su bomInfilâk maddesi patlamıştır ama; baları da batıfıyordu. Ba yüzden gemide de öyle büyük bir hasar denizaltı g*misi birinci harbde he z ı m e t e u r a d l meydana gelmemiştir. Çünkü kulâ •' ™*V<*P oldu. *•• lanılan madde pek ufak, bir el tki dünya harbi arasında denizbombası cesametindedir. Deniz altından torpil atmak ise 1890 sene altının, inkişaf devri yakalanmasmde tsveçli bir top miihendisinin mak için fazla sürat yapmak; su bombasiyle oatmamak için fazla malıdır. derinlere dalmaktı. Fakat elektrik makineleri fazla sürat yapmağa; Makinenin inkisafı denizaltılara makine ve akümülâtör ağırlıkları da fayda sağlamıştır. Lâkin deniz da fazla derinlere dalmağa müsaaaltının derdi, yalnız suyun üze de etmiyordu. İkinci Dünya Harrinden değil, suyun altından da git binde Almanlar, bu kusurları mektir. Bundan dolyı makine dev sevk ve idare şeklini değiştirmekrinin ilk denizaltı gemilerine mü ie çarelendirmege çahstılar. Ticaret teharrik bacalar konmağa zaruret gemilerinin teşkil ettiği kafilelere hasıl olmuştur. Dalacak bir gemi kırk, elli denizaltı gemisi birden evvelâ bu bacaları kaldıracak; da taarruz edeeek; 10 denizaltı kaylacak, daldıktan sonra da elektrik bedilirse 20 de ticaret gemisi batımakineleriyle gidecektir. rılacaktı. Motörlü makineler de denizaltı Bu sistem muvaffak olur gibi gemisinin su altı seyirleri için el oldu. Lâkin AngloAmerikanlar verişîi değildir. Çünkü bu motörler uzun fnenzilli, elektronik bulma işlerken fazla miktarda hava sar âletli bol miktarda tayyare yapınfetmekte ve dolayısiyle denizaltı ca bu kullanış da para etmedi. Ba gemisinin içinde yaşıyanları hava suretle Almanlar, tekrar denizaltı sızhktan ölüme tnahkum etmekte gernisinde teknik inkişaf sağlıyadir. lşte denizaltı gemilerinin akü rak çareler araştırmağa başladılar. mülâtörle elektrik istihsal ederek Bir ilerleme oldu ama; mükabil suyun altında seyretmelerinin se silâhlar karşısında para etmedi. bebi budur. Birihci Dünya Harbi Daha mükemmel ilerlemenin ise ne kadar olan devrede denizsltı tatbikine zaman elvermedi; harb gemileri bu sahada inkişaf ettiril bitti. miştlr. *** *** Harbden sonra atomla isliyen deBirinci Dünya Harbinin hemen nizaltı gemileri yapıldı. Atom mamotör ve akümülâtör ilk ayında Wedigen isimli Alman kineleri, denizaltıcısı bir çırpıda üç Ingiliz sıkletinş nazaran pek çok hafif... kruvazdrünü birden batırdı. Bu o Makineden iktisat edilen sıkletle lay denizcilerin gözünü birden aç daha dayanıkh tekne yapıp deniztı. «Aman, dediler; bu gemileri in altı gemisini 300400 metreye kadar kişaf tetirirsek su töstü gemileri daldırmak mümkiin oldu. Sn bomnin tarihteki kıymetini sıfıra in bası bu derinliklere kadar ulaşamamaktadır. Demek oluyor ki dediririz...» Denizaltılara dayanarak bir de nizaltı gemisinin emniyeti çok art harb sistemi bulummuştu. Düsman mıştır. Denizaltı gemilerinden söz açmak istedim. Bu suretle okuyucula nmın çeşitli sorularını da cevaplandırmış olacağım. Amiral Afrf Biiyüklıığnıl Yazan: Atom makinesi denizaltı gemisinin sualtı süratini saat te 35 mile kadar arttınnıştır. Artık gemi veya tayyagemisini yakarenın denizaltı laması da imkânsız derecesinde guçleşmiştir. Atom makinesi denizaltı gemisinin kuvvei muharrike almak zorunu orladan kaldırmıştır. Şu halde denizaltı gemisi, deniz harbi için büyük tehlike haline gelmiştir. * * * Denizaltı gemisinin öldürücü bir vasıta haline gelmesinin sebebi bunlar değildir. Tekne bu tarzda yakalanamaz ve batınlamaz hale gelince denizaltı taktik bir tekne olarak mevkiinl bırakmış; stratejik bir silâh halini almıştır. Çünkü içine konan roketi 400 mil mesafeye atmaktadır. Hava meydanlan, roket atan istasyonlar hiç bir zaman denizaltı gemisi kadar emniyette görülmemektedir. Denizaltı gemisi, tam tersi, atom ve hidrojen bombasını en emniyetli muhafaza eden ve atan bir silâhtır. Böylelikle denizaltı gemisi atom plânının en dejerli vasıtası olarak silâhlı kuvvetler arasında en büyük mevkii almiîtır. Bir başka yazımda modern harbin şeklinden teferruatiyle söz açacağım. Burada şu kadannı belirteyim ki, ekseriyet, gelecek harbi kısa bir atom döğüşmesi, bunu takiben de eski silâhlarla uzun bir mücadele şeklinde tasavvur et mektedir. Atom döğüşmnesinde taraflardan biri üstün çıkar da karşı tarafın atom istihsal ve kullanma merkezlerini yok ederse harb kısa sürecektir. Şu halde her iki tarafın ugra$ı da kendi merkezlerinin tahrip edilmesine meydan vermeden karşı tarafın aynı merkezlerini yok etmeye müteveccih olacaktır. Yani atom ve roket aaklamanın; bunları atmak kadar kıymeti büyüktür. Denizaltı gemisi atomu hem sakhyacak, hem de atacaktır. lşte öldürücü silâh niteliği de buradan gelmektedir. c r B. Yayın Haberleri .N.OZ.ERÜİM CEMİLK B. BALCIOOLtJ ils Diş Tabibi TAVTJZ ELÎTEZ Nişanlandılar 91.İ99Z Hilton lstanbul Anayasalar ve Siyasal Belgeler • ANAYASALAR VE 3İYASAL BELGELER. Hazırlayan: lstanbul Hukuk Fakültesi Esas Teşkilât Hukuku Asistanı Dr. Server Feridun. Pmf. Dr. Hüseyin Nail Kubah'nm Önsözü ile. lstanbul 1962. Aydın Güler Kitabevi. 8+510 S. 20 lira. (Kitapta: Senedi îttifak'tan son Anavasamıza kadaT Anayasalarımız ve önemli siyasal belgelerımjz bir araya getirilmiştir. Birinoi Bolüm'de: Eski Anayasalar ve Siyasal Belgeler yer almıştır Bunlar arasında: Gülhane Hattı Humayunu, Islahat Feirmanı, Adalet Fermanı. Kanunu Esasi ve yapılan değişiklikler; Amasya Tamıminden başhyarak Millî Mücadele ile ilgili belgeler, Cumhuriyet ça gı Anayasası; 1960 ihtilâlinden sonraki Anayasa ve «iyasal belge Ier bulunmaktadır. İkinci Bölümde: Yeni Anayasa ve Müesseselere yer verilmistir. Üçüncü Bölüm: Tüîrk Siyasi Havatı başlıâı altında: CHP, CKMP, AP, YTP nin tü zük ve programlannı içine almaktadır.) evi. 139 sayfa, Ciltli 5 lira. «Büyük Fikit Cereyanlar: 2» Karrnn: • YENt GELİR VERGİSİ KA NUNU. Servet Beyanı. VERGİ USUL KANUHU. Değişikliktare Göre Kurumlar Vergisi Kanunu ile Amortisman Cetveli. Tasartul Bonolan Kanunu ve İlgili Tüzük. Bir Kısım Vergi Cezalan ile Gecikme Zararîarının Tasfiyesine dair Kanun. Son Değişiklikleri Havi Yeni Bin a ve Arazi Vergilefri Kanunu. lstanbul 1692 Kültür Kitabevi. 239 S. 6 lira. Şiir: • SAAT SEKİZİ GEÇ VURDU. Arif Damar'ın şiirleri. lstanbul 1962 lstanbul Matbaası. 31 S. 2 lira. Adres: Ataç Kitabevi, lstanbul. • BELA ÇİÇEÖ1. Attilâ llhan' m şiirleti. lstanbul 1962 Ataç Kitabevi. 95 S. 3 lira. • Adnan Çakmakçıoğlu'nun ge f r çen yazılarımızdan birinde duyurulan kitabınn adı: «Okul, ektnek ve güneş» olacaktır. Çeviriler: • KALBİMDEKİ DİŞİ. Alberto Moravia'dan çeviren: Semih Yazıcıoğlu. lstanbul 1962 Akay Kitabevi* 328 S. Ciltli, renkli gömlek, 10 lilra. fBu roman Italya'da «Primo Viareggio» armağanını ka zanmıştır ) • KAPALI MUTLULUK. Coşkun Zengin'in şiir çevirileri. Istan bul 1962 Ataç Kitabevi. 62 S. 2 li ra. (Kitap, otuz kadar ünlü yabancı şairin şiiî'lerinden çevirileri içinde toplamaktadır.) Çocuk ve oknl kitaplan: • KÜÇÜK YARAMAZ Müzik 11, baleli, dansh çocuk tiyatrosu. 3 perde. Yazan: Izmir Kız Li^esi Edebiyat öğretmeni Münife Baran. Izmir 1962. Kültür Kitabfvinde satılır. 49 S. 2 lira. •• 10 DERSTE PORTESİZ NO* TA ÖĞRETİMİ. YazanGornköy llköğfretmen Okulu Müzik Öğ retmeni Veli Asan. Isparta 16 say fa, 50 kuruş. Gezi: + YOLCUNUN KİTABI htanbul 1962 Gergedan Yayınevi 122 S. resimli. 3 Jıra. «Oda Kitap'." ı: 1» (Bu kitapta tren . vapur uçak târifeleri, yolculukta vakif fir'ir tecek hikâyeleir: karikatürler. fık ralar, bulmaca'ar. cocuk sayfaa!an bulunmaktadır ) Tarih: Cumhuriyet 3097 M E V L İT Sevgili kardeşimtz, daynnız ve amramıı Şiçli Çocuk HastaneFİ Başecıacısı temsiller) Sarhos bir çimati denize düşerek boğuldıı Beykoz iskelesi çımacısı Mehmet Çelik, sarhoşluk saikiyle muvazenesini kaybederek denize düsmüş ve bogulmılşfur. 55 yaşlarındaki çı macının cesedi denizden çıkanlmış ailesine teslim edilmiştir. Diİer taraftan Fenerde oturan 60 yaşlarındaki Kemal Altınbilek fazla miktarda içtiSi rakının tesiriyle alkol komasına girmiş ve ayıltılmak makeadiyle Cerrahpasa histahanesine kaldırılmıştır. SEYİT HASAN ALİ GÖKÇEK'in vefatının kırkıncı gününe müsadö 14 Mart çarşamba günü ögle namazını mötaakıp Şişli Camiinde aziz ruhona ithaf edilecek Mevlidi Şerlfe akraba. do«t ve »rzu eden ihvanı dinın tesrlflerini rica ederiz. Ailesl Soğuk algıniığına Atâtörk Ukeleri Iş Cumhuriyet 3080 , Pantalon cebmden 820 lirası çahndı Haydarpaşa Nümune Hagtahanesi önünden dolmuşa binen Kâznn Babuş ismindeki şahsın pantolon cebinde bulunan 820 lira meçhul bir yankesici tarafından çahnmıştır. Polis yankesicinin hüviyetini tesbite çalışmaktadır. UYARMALAR Tek kitap istiyenler, bedelini pul olarak göndermelidirler. Cumhuriyet 3098 APTALKIZ 120. SON Teımil 15 TEMSİL Bateş 31/3095 Nıçin Herkes Ktnt Oyımaları • + BEN BtR IŞIK ARIYORDUM. (Kızıl Dünya). Ülkeler Beldeler Olaylar Insanlar Dâvalar Sonuçlar. Yazan: A. Battal Taymas. lstanbul 1962. Yaz a nn adresi: Hasılrcıb?sı Sok. 44 Çe vizlik, Kadıköy. 209 S. 6 lira. (Ya zarın 1947 de çıkmış olan «Rus Ih. tilâlinden Hâtıralar» adh kitabının devamı olan bu cilt de Rus ihtilâli sırasında görüp geçirdikle rini, Rusya'dan ayrıhşını hikâye etmektedir. Büvük boyda basıl1 mıştıl , resimlidir.) İlâncıhk 212>/3»7S Büyük bir işletmenin imalât kontrolünde çalıstmbnak üzere, askerliğini yapmış Kimya Sanat Enstitüsü mezunu ve Lise Fen Kohı mezunu elemanlar alınacaktır. Müracaat: P.K. 77 Kadıköy. Bâncılık 2429/3073 c ts O V. E. J12 03[ « O Ikındı Eleman Aranıyor MART 13 ŞEVVAL 6 2 A SUZAN DEFİLESİ Şişli Tel: 47 39 04 Beklâmcılık 982/3083 5 \ X i 0 21 15 mart perşembe günü saat 16 da HİI,TO\*da Adres: Abideihürriyet Cad. No. 168/1 Ierken, artlstin gene yüzündeki ifade degişihliklerini dikkatle seyrederdi. Kathy, başlançıçta, kendi«i fçhı yepyeni bir şey olan bn opera temsilini, Doğu'dan bir kö şe gösteren sahneyi yadırgamış gibfydi ama, yara? yars^ kendini oynna verdi. r " •'& onrn ÇoÇoSan'a karsı İçinde yavaş yavas bir acıma dnygnsn nyandıfını, gelecek felâketi daha simdiden hissederek onn yaşar gibi old«i?nnn hissedlvordn. BiTİnci perdenîn sonunda perde kapandıjh sırada, Kathy lamamfyle kendinden seçmlşti. Tanaklan al al olmns, David'den yana döndü: «Aman ne kötü adam!» diye haykırdı. «Değersiz bir insan oldugn d a h a başlangıçtan belli.» David: «Evet» dedi. «kendini beyenmiş, irovaTda bir adam belki ama, niçin ba kadar k5tfi t3rüyorsnn ono?» Kattıy, dösünnyormiı* gîbi gSzlerini önüne efdi. Sonra: «Bana gorar§an» dedi, «dünyada en kötü şeydlr Bas kalarım düsfinmemek, h«p ken dini dü«ünmek.» İkinci perde başlad». U «*latıcı bir öıçfinluk, on«n yanı basında da içlen iee ileriye dair bir omıl vardı bn perdenin havasında. Onnn için, bnnnn Kathyye ilkinden daha çok dokanacagını David bi'iyordn. Oyun sırasında ona hiç bakmadı: Bn kadar ieten eelme bir eoskunlnfu seyretmek mahrem bir seye bakmak gibi geliyordn ona. Talnız, perdenin "îonnna doi rn, ısıklar kısılıp d3, ÇoÇoSan kapısının esi*inde fenerini yakarken, bir yandan da «Gü•el bir gün» aryaiının insam nereye ritse pesinden kovalıyan melodisi odanın loslnjtTinda yükselip alçalırken, David Kathy'ye bir göz attı. Kızın ya naklanndan asağı yaşlar sözülüyordn. David ona dogrn nzandı: « Kathycigim, dedi, canın sıkılıyorsa kalk gidelim.» Kathy, boğnlnr gibi, xorlnkla kon»»arak: «Hayır, hayır» dedi. «Aeı ama, harikalâde. Sonra, nasıl biteeek, g5rmek isterim. 3en bana yalnız mendilini ver, benimkinin knl lamlacak yeri kalmadı çiinkü. Teşekkür ederim, David'ciğim.. öyle iyi bir insansın ki senl An şn ıavallı kızcağız .. İnsan ba kadar.. kalbsiz olabilir mi!» Sesi titriyordn ama, kendini tutmak için çok çalışıyordu. Gerçekten de, üçfincü perdeyi seyrederken, kendini çok iyi tuttn O üçüncü perde ki dayanılmaz bir acıkh dnramla başlar, gittikçe artar, artar, iç paralayıcı bir faciayla sona erer. Perde kapanıp da David Kathy'ye bir göz atmak cesare tini bnlnnca, baktı kiz aglamı yor; yalnız artık dayanacak ha li kalmamıs gibi, başı göğsüne düsmüstü. Operadan çıktılar. Kathy hâlâ kendinde değildi; taksiye bi ninceye kadar hiç konıısmadı. Otomobilde, kendini yabancı gözlerden nzak bnlnnca, alçak sesle: «Bn aksamı hiç unutmı yacnSım.. hiç » dedi. David sözlerini geşe seçe konustu « İçli bir kız oldnjunu, dov eulu hir yaradılısın bnlundafu nn bilivordum zaten. Derin his Ier duyacağını ymayorıJnm.» < Arkası var) ] 8.14113.23 15 42118.13] 19.441 4.33 6 11 0 30 12 M : 31 Şimşak Magazası na koşuyor? Çünkü KALİTE," ZARAFET ve UCUZLUK orada f E CUMHURÎYET'm Tefrikası: A^ACT «Yo. Anna hayran kaldı. Tıraşsız znmrfitmuş, öyle diyor.» «E, hçr neyse. îalnız. inşallsh ysnındaki adamın çorünüşü de bunların yanında yadırttanmaz.» Kathv önce ona bir baktı, sonra gözlerini başka yana çevirdi. «Bn dünyada sizin gibi bir adam bnlunabilecefini hiç sanmazdım» dedi. Bir şey söylemek istiyordu ama, kelimeleri bulamıyordu. Sonra, onda hiç çörölmemi? brr şaskmhkla a5zından dökülüverdi: «Siz., siz bn dünyanın dtşındasınız » David «tn<=allah nran zaman kalmam» diye bir kahkaha attı. «Hadi şimdi, gel ridelim. Alayışı sevmediîîn için, bn akşam hcşuna şidecek: Artnro yok. iaksiye binecejfiz.» Aşafı inerlerken, Kathy, hiraz sinirli bir halle: «Bu eldivenleri de eiyecek miyim?» diye sordn «l'ek oran gibi geliyor bs>na.» «İster «iy, ister elinde tnt, Kathy'ciğlm, nasıl istersen: fark etmez. O kadar mükemmelsin ki daha fazla mükemmel olmana imkân yok.y Kapıcı, onlann, bn ihHsam ieinde, her zamankl Iüks arabalanna bîntneylşine gasmifitı, gH zel bir tsksl bBİmust», yerlere kadar efilerek kapıyı »çtı, bvyur etti. Birkaç dakiks tonra Opera'ya '„ 'mişlerdi. Kalabalık salondan geçtiler, ikinci kattaki loeslardan birine çirdiler. Bn, kırmızı perdeli, rahsl odseıkta, herkesten nzak kalınca, Katby'nin üzerindeki gerginlik gider gibi oldu. O sinirli hali ka^bolmnş, ışıklar ieindekt salona gittikçe artan bir ilfiyle, icten gelen bir coşkanlnkla bakıyordn. David, biraz arkada, ona doğrn soknlmnş, elinde fiyatro dflr bflnü, omnznnnn öıerinden etrsfı seyrederken farkındaydı, bnndan da bnvnk blr «erk slıyordn Renelr'm aynı kannya isliyen tablosnnnn bir kepyasını çizer çibiydi. Bn benzeri olmıyan labloya öledenberi Iıay randı ama, ne yazık ki elde edememisti. «Teni bir yapı bo» diye an latmıya basladı. «Savaşian »onra y^m'dı. F'ıla beva», «rözkamajtınci . Viyanalılar biHtrlannı önüne sermesini aşırı derecede »eviyorlar ednebilir . Ama gene de şfizel.» Kathy: «A gflzel» diye hemen atıldı. «Sonra, bak, ;6rfiyerınn Herkes en cicl elbiselerini givmis... Tebaldi'nin şerefine. Tebaldi dedim de aklıma geldi: t talyanca söyliyeeeği için, Operamn konasnnn sana biraz anIatıvereyim. Perde açıldığında, Japonya'da, Nagazaki'deyiz. Orada,Amerikan Donanmasından Pinkerton adında bir snbay, araya adam koyarak, tatlı, küçük bir Japon kızıyla evlenmek üzere hazırlık yapmıştır. Kın n adı ÇoÇoSan...» Hlkâyenin ana hatlannı kısaea anlattı. Sonnnn da şöyle bafladı «Görnyorsnn, çok içli bir konn. Pnccini'nin hafifçe eser leıinden biri. öyle bnyiik bir opera degil ama, gene de insa m rarar, zevkle sörfikler.» O sözlerini bitirir biiirmez. bir alkıştır koptn Orkestra şefi Karajan telmisti. Isıklar kısıldı, nveriflr başladı. sonra perde afır ağır kaiktı, gfizel bir Japon odasi göründü. David bn onerayı o zamana kadar NewTork'«a Metropolitan'da iki kere görmüştii. Orada bir mevslm için operaya a bone olmnstn. Bn arada Tebaldi'yi de defalarca dinlemişti Bn sopranonun sesinin derin ol dnfnna bir kere kanaat çetir mî$ti ya, bir daha arkad??Iarı ne derlerse desinler dinlememişti. Onn bayran hayran din b ) ŞİMŞEK ELEKTRİK t Ltd. Şti } ;u Musa Cad. No. 79 Galata Toptan ve Perakende • ŞİMŞEK Nıhayet Yüzlerce RENK, TİP ve DEKOR'da Yatak Odası Avizelerini takdim eder. Komple ve Çıplak ŞİMŞEK ELEKTRİK A Ltd. Şti J Okçu Musa Cad. No. 79 Galata Toptan ve Perakende ( Reklâmcıhk (1019/3088) CUNHURİYET Nüshası 25 Kuruş Seneiik 6 ayirk I ayhk TarSlye Hariet Lira Kr. Lira Kr. T500 150.00 40 00 80 00 22 00 44 00 Basan v e Yayan Cumhuriyet Matbaacıhk v e Gazetecilık Türk Anonim Sirketi Cagaloğlu Halkcvt Enlr^lı No. 3941 Sahibi NÂZtME NADİ Yazı islprını fıılen ıdare eden MPSUI Müdür i IIIII1IIIII1IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII1I1I111III1I11IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII IlIirilIIIIIIIIIIIIIlIlllflllIIIIIIIIIIIIIlllIllllllllllllllııııııııııııııılıılllllllllIIIIllllllIIllIIIIllIIIlIlIlllllllllllIIIIIIIIIlIIIlt 1 Gazctemizp fönderllen yazılar konulsun. konulmasın iade ediimez tlânlardan mpsuHvPI kabul olunmaı * Abone ve H3n ıslert İçin, zarfın üstüne «Abımes veya «îlân Servisın kaydının knnması lâzıındır. * BU GAZETfc. BASIN AFTLAK Y^«ş«'5rNA UYMAY1 TAAHHÜT ETMlŞTtR. ŞAHİN PERESE * • TÜRK KELlMELERİNtN ÖN SESLERİ. Yazan: Ankara Üniver sitesi Di! ve Tarih Coğrafya Fakültesi Profesörlerinden Dr. Vecihe Hatiboğlu. Ankara 1962. Aynı Fakülte yayını. 65 S. Fiyatı yazıh değil. (Kitap Önsöz ve Giriş'ten sonra iki bölüme aynlmıştıfr: I. önseste vokaller (ünlüler). II. Konsonleri olan Türk lehçelerinin. mümkün oldugu kadar benzeşmelerden uzak gibi görünen ve bir tarafı tamamen tesiHerden tabii olarak tecrid edilmiş bulunan kelime başlanmn, bu arastırmada. ilk defa, bir bütün halinde, bir tek konu olarak ele alınması umul madık neticeler vermiş. dilimizdeki bazı karanlık noktalaira ısık tut • BELLETEN Turk Tarih Ku muştur.» Araştırma. mukayeseli rumu yayını. Ocak 1962. 26, cilde olarak yürütülmüştür.) ait 101. sayı 230 S. resimli. 30 lira. •• ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR. (Bu sayıda 6 inceleme. nekroloji, * Yazan: Sermet Sami Uysal. lstan bibliyogSafya, haberler.) bul 1962. 272 S. Metin dışında iki Okul kitabı: fotograf. 4 lira. (Hisarın hayatı, • ARİTMETİK PROBLEMLEsanatı, eserle!ri incelenmiş, eser RİNİN ÇÖZÜM METODLARI VE Ierinden seçme parçalar verilmiş; ÇÖZÜLMÜŞ ÖRNEKLER. Ortaedebiyatçılanmızın Hisar ve eser okul 1., 2., 3., ve bunlara denk sıleri üzerindeki düşünceleri der nıflar için. Hazırlayan: Ankara lenmiştilr.) Yenimahalle Kız Lisesi MatemaTeknik : tik Öğretmeni Mehmet Gökyay. •• STANDARD. Ekonomik * ve 64 S 150 kuruş. teknik dergi. Türk Standardlar Dergiler: Enstitüsü yayını. İlk sayısı ocak • ARKADAŞ. Geçen yazılarıayında Ankarada çıktı. Adres: mızdan birinde tanıttığımız bu ço Adakale Sok 27, Ankara. cuk ve gençlijc dergisinin Katraca Tabancı Dil: Yayınevi tarafından çıkarıldığı • KENDİ KENDİNE KOLAY belirtilecek iken başka bir yayınALMANCA. 2000 kelime 2. ba evinin adı vefrilmiştir Özür dilesım. Hazırlayan: Mithat Akçit ls riz. tanbul 1962. Öğretim Yayınevi • YENİ YAYINLAR 6 cildin 207 S. 10 lira. 12. sayısı arahk 1961 tarihinı taşı Sosyal bilimler: maktadır. Ankara, P.K. 60 . Ye• GARBLILAŞMANIN NERE nimahalle SINDEYÎZ. Yazan: Prof Mümtaz • KİTAPLAR ALEMİ Ayhk Tufthan. llâveü üçüncü basım ls bibliyografya ve biyografya dergitanbul 1961 Bâbıâli Yayınevi 151 si. Yeni seri 1. sayısı. Mart 1962. S. Ciltli. 5 lira. P.K. 193 . Ankara 50 kuruş. Mistisizm: • ZEYTİN. Avvahk Zevtin ve •• MİSTİSİZM. Yazan: Peyami Zeytinyağı Müstahsilleri Cemiye* Safa. lstanbul 1961 Bâbıâli Yaym ti dergisi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle