Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
fırt lllllllllllllllllllfllllllllllll CUMHURIYET 1 Mart 1962 Denizcilik Rahisleri Deniz harbinde ş Şans insan oğlunun. her çeşit ha yatında iyi veya fena muhakkak rol oynar. Şansm herkese geldiğini iddia edenler de çoktur. Onlara göre mesele şar.sta değil, şansm geldığıni fark edip ondan istifade edebilmekledir. İ?te Rus Japon (1805) harbinde böyle bir şans Japon filosuna gelmiş: komutanı da, bundan istifado etmesini bilmiştir. 10 ağustos günü bir Rus filosu, kendisinden zayıf bir Japon filosunu sahil tarafında sıkıştırmış ve yağdırd'.ğı mermilerle onu müşkül duruma sokmuştu. Japon füosu, düşmanı ile salıü arasında kaldığı için sakınma marıcvrası yaparnıyor^ çok.fıeci olan âkıbete doğru koşuyordu. Fakat muhakkak olan bu âkıbete rağmen Amıral âsâbım bozmamış, sükunetle şansı bekle» meğe başlamıştı. Bu esnada Rus Amiral gemisinin güvertesine bir mermi düştü. Infilâlcın hasıl ettiği sarsıntı o kadar şiddetli oldu ki, Amiral yere yuvarlanmamak için hemen oıada du ran serdümene sarıidı. Serdümen de, maglup» olmak üzere bulunan, Japon filosunu seyıetmekte olduğu için, Amirahn sarılması karşısında kendini ayakta tutamıyarak dümen dolabma sarılmak istedi. Fa kat sadme Amiralı da, serdümenı de aldığı gibi hemen denize fırlattı. Üstelik dümen de bir tarafa a labanda olduğu için komutan gemisi süratle dönmeğe başladı. Arkadan gelen gemi komutanları, süphesiz amıralin denize gi'.ti ğini bilmedikleri için, amiıal gemisinin bu tarzda dönmesinden hayretlere düştüler. Nerede i?e muharebe kazanılacak iken, amiral gemisi neden böyie, oirdenbi re, geri dönüyordu? Bazı gemi komutanları, cbelki amiralin Dir k sadı vardır? Yeni bir emir almıştır? Mühira bir yeni vaziyetle kar sılaşmıstır» diye onu takiben geri döndüler. Bazıları da «amiral g e misinde ârıza vardır» mütalâasıyle yollarına devam etmek istediler. Fakat amiral gemisinin dönmesi, bir türlü bitmiyordu. Gemilerin birbirine çarpmak tehlikesi belir di. Orada bir karambolâ nıeydana geldi. Durumdan istifade eden> Japon amirali, hemen taarruza ge çerek Rus gemilerinin hepsini batırdı. Şana gelmiş ve sanstan isti fade edilmisti. * * * Birinci Dünya Harbinin patırdıh bir gecesi idi. Dört torpidodan mürekkep bir Alman filotillâsı, ge cenin karanhğında vazifeye doğ ru kosuyordu. Gemilerden bir tanesınin komutanı, baş taraftaki demirde çıkan bir ârızayı giderme• için başçavusa emir vermişti. O i esnada, kuvvetli bir «is de çıktığı için gemiler, birbirini görmez ol muştu. Başçavuş ârızayı henüz izale etmişti ki, gemi, birdenbire, öndeki gemiye şiddetle bindirdi. Baygın bir hale gelen başçavuş, svıidığ] zaman kosarak gemi ko mutamna gitti: Emrinizi yaptım! .. Hangi emri? Demir ârızasını izale ettim. Hangi ârıza? Ben «ana böyle bir emir viennedim. Verdiniz efendim. Komutan, nerede ise deli zanniyle basçavuşu yakalatacaktı. Bir de şapka şeridine baktı ki; başçavu?, iki arkadaki gemiye mensup bir gedikli. Oğlum, sen buraya nereden g«ldin? Burtuı benim gemim efen dim. Senin komutanın kim? Başçavuş, daha ziyade kendine gelmişti. Dikkatle bakınca bir baş ka gemide bulunduğunu anladı. Meğer sademe, başçavuşu kendi gemisindça alıp bu gemiye fırlat ı ItMliltFIIIIHIIMIIHllfllllll Şehir ııırâHiıııııııııııiHrıııııııııııııııııııııııııııııııııııımımıııııııımııııııııııııııııııııııııiHiıııııııııııııııEiııı Yazan: Amiral Afif Büyükluğrul mış; şansı da onda yara, bere hâsıl etmemişti. Başçavu?, sapa6ağlamdı... * * * îkinci Dünya Harbinde Amerikan kruvazörlerinden bir tanesi, bir daha kurtulamıyacak derece. de yara almış; bir tarafa kuvvetle yatarak batmağa başlamıştı. Ko. Î.E.T.T. Idaresı son defa açılan mutan «Gemiyi terkediniz!» •mri. ni verdi. Herkes gibi doktor da Maçka Tüne! trolevbüs hattınsandahn birine koşmıış ve fnkat dan sonra şimdi de 4. Levent . Tü tam bineceei sırada yaralı bir as nel hattı için etüdlere başlamışkerin fervat içinde oldupunu ffö tır. Çalıçmalar müspet netice veriince dönüp r.na ilâç almağa ka Hrse 4. Levent . Tünel arasında da rar vermişti. troleybüs işletilecektir. Büyük müşküllerle hastaney» Eirip ılâcı alan doktor tekrar gü. verteye çıkınca büyük bir talihsizliğe uğradı Srındal açılmış gi. diyordu. Bu esnada gemi güvertesine düşen bir düşman mermisi doktorun iki ayağını birden kopar. Haber verildiğine göre Gümrük dı. Şansı olmasa doktor oracıkta ve lekel Bakanlığı 107 savılı güm olecektir. Fakst ikinci bir mermi rük giriş tarife cetvelierindeki ba nin sadmesi doktoru oldığı gi. zı pozisyonlarda rierişiklikler yap bi aynı saidalın yanına fırlattı. mak üzere çahşmalara başlamışSanrialdaküer de kollarından tut tır. tukları gibi oktoru tekneye aldıB>k»nlık, bu çahşmalara utirak lar. Şansı devam ediyordu; aemi etmek üzere şelırimiz Ticaret Oda doktorların yaptığı sandal tedavisi sını da dâvet etmiştir doktoru kurtardı. Oda fdare heyeti üyelerinden * * * Nurettin Baban ve Umumi Kâtip Bızim donanmamızda ?ar.sın hâ. Tah?in Yıldıran bu toplantıya kakim olduğu bir vaka anlatalım: tılmak üzere Ankafraya gitmişlerKaradenizin sert (ırtınalarından dir. birinde Teğmen Hikmet, Hamidiye Kruvazörünün yan metaforay Yeni Darphane yıl sonunda denilen motor bağlamaya mahsus faaliyete geçecek ufkî direkleri tamir edeyim derken Bir süredir Yıldız asfaltı üzedenize düştü. O fırtınada gemiyi rinde inşa edilmekte olan yeni çevirip Hikmeti kurtarmak kaabil Darphane binasımn beton kısmı cîeğildi. G»mi «denize adam düş tamamlanmı«tîr. tü!» işaretini vermekle iktifa etti. 5.5 milyona mal olacak olsn Faknt Hamidiyenin arkasınd3n Darphane, sene sonu faaliyete gepelmekte olan Mecidiyenin gözcü çecektir. sü feryadı bastı: «Denizde bir adam Limanımızdan yapılan var...» ihracatta artış kaydedHdi Mecidiye Komutanı Yarbay SafiSon günlerde limanimızrlan >apı yeddln Dağada (rahmetli hocamiz) büyük bir çabukluk ile manevra ya lan ihr^rptta artış görülmekteriir. parak gemisini Teğmen Hikmetin Ticaret Odası Ncşriyat Müriürl'isü r pöre. yanına getirdi. Tefmeni denizden taınfî >din verilen bilgiye dün limarıunızdan sekiz yab>ncı almak pek de kolay değildi. Zira mlçktte 4 milyon 730 bii li a gemi yirmi beş derece yalpa yapıyor. Teğmen bir yüksek dalgaların fob ciei*erli çeşitli mal ihrAç ediltâ tepesinde; bir de deniz uçuru miştır. Bu rr.eyanda Polonyaya 3.7 milmunun en altında görünüyordu. Gemi bordagma askerler dizilmiş, yor. Ijrslıjj tütün, Batı Almanyaya tevk Hikmetin gemi yanına sürüklenme iç fındık Belçikaya kepek sini bekliyorlardı. Ke simit atmak, edilmiMir. ne de ip atmakla kazazedeyi kur Japon İmparatorluk balesine tarmak mümkün olamadı. Fakat menMip bir çrun ?*Wi bir an geldi ki dalgalar. birden Japon tmparatorluk Devlet Ba'e Hikmeti Mecidiyenin yanına getirdi, tam bu anda bir asker kolundan ?i sanatkârlafı temsiller vermek tuttugu gibi, sanki masanın yanın üzere şehrimize gelmiştir. Dünya turuna çıkmış olan 9 kı^i dan bir tepsi alır gibi, Teğmeni lik bale heyeti ilk temsiüni bu gemiye çektı. Hikmet kendisinin hayata yeni cumartesi günü verecektir. Baleler den gelmesinin âmıli olması dola Japon foîklor danslarını oynaya yısiyle soyadını değiştirdi. Yeni caklardır. soyadı Mecidije Kumandanının Kadir Gecesi soyadı. yani «Dağada» oldu. önümüzdeki cumaMesiyi pazara bağlayan gecenin mübarek Kadir gecesi olduğu Müftülükçe büdiril miştır Nüshası 25 Kuruş Kadir gece?i münasebetiyle her Basan ve Yajan yıl olduğu gibi camiler sabaha kaCumhunyet Mathaacılık vc dar açık bu'.undurulacakt*. Garetecilik Ttlrk Anonlm Sirketl Cagaloflu Balkcvl Snkfk No. 3941 Serbest altın miktarı artıyor Son duruma göre Mefrkez BanSahibi kası serbest altın ttokları 41 bin NİZİ31E NADİ 373 kiloya yük^elmiştir. Yarı lslerını fiilen ıdar<" fden Rehindeki altınlar 76,484 ki'oMesul MUdür dur. VECDİ KIZILDEMİR i Ancyasa Mahkemesine baş 4* Leveıtte de ını|ııııııuıııııuiiiıiHitıımnnııııııııımıııiHiıiHiırırmnıııııınıııımuıııııııııııııııiHiHiHuıııııııiı>ıı | HUKUKİ BAHİSLER | HEM M NALINA MIHINA CUMHURİYET Oazetemize gönöerUen yazılar konulsun, konulmasm iade «Jilmtz t^ânlardan mesuliyet ktabul olunmaz * Abon» ve 11in içlerl lçln. zarfın üstüne cAbone» veya «îlân Servisi» kaydıniD konmatı lazımdır. * BU GAZETE BASIN AHLA.K YASASINA UYMAYI TAAHHÜT ETMÎÇTİR. * atbaanın içinde haftalardanberi synı meselenin muhtelif gafhalsrms ait haberler ça.lkaltuuyorda: Şerefe bir çocak balundn. Şerefin çeenfiı için resmi maMnele tsn»ml«uuy*r. Şeref çocuğuna salı günü alacak. Anayasa mahkeyapılacağma da^^^^^ Yazan: *^^* mesinın yetki ve gö ir Medeni nikâh Şerefi hep biliyornz, mfirettipbanemizin bdtün meslek hayarevlerı izah oluntını Cumhunyet çatısı altında geçirmiş genç ustalanndan biri... esası aleyhine dc, duktsn sonra (*) Malum ya, büyükler nazannda çocuklar bflyümek, yaşlanmak Anayasaya aykıAnayasa mahkeme nedir, bUmetler. «Yaba, Şcref'indaiıa kendisi çecuk, çaeağu ne rıiık iddiası ile, sine. Anayasaya av yapacak?» falan derken mesele ile alâkalandım. Anlattılar. ŞeAnayasa Mahkekırılık iddıasiyle müracaat edile maksat ve gayesı birinci madderef vc eşi Allahın vermediği evlidı, kullanndan tedsriki düşünmesine müracaat edilemiyeceği miyecek halleri açıklamak bir sinde açıklanmış bulunmaktadır. pıbi, kezalık müşler. üarülâcezcdeki terkedilmiş veya bulunmuş çocuklardan Medenî Kanunun mecburiyet halinde kendisinı gb's Bu madde Türkiye Büyük Milleti 110 ncu maddesinin de Anayasaya birıni aJmaları tavsiye edilmiş. Gitmişler, görnjüşler, seçmisler termektedir. Anayasanın 153 ncü Meclisi âzalan ile Umumi, Hususi! aykınlığı iddia olunatmyacaktir ! Kanun i muamele tamamlanmış. Çocuğu tealim slacaklan tarih tnaddesi bu hususu kesin bir »u ve Mahalli Idarelere ve bilumum ı Bu madde çudur. Evlendirme mekaraı laştınlmış. Müesseseye ve çoeafa dair öyle seyler söylediler rette beyan etmiş ve Anayasa müesseselere mensup memur ve^muru nikâh merasimini bitirdikki «Aman dedim, haber verin, o gün ben de geleyim.» halk oyuna sunulduğu acda yü müstahdemleri, Türk milletinin t e n Benim bu arzuma duyan bazı arkadaşlar da heveslendiler. ~ sonra, karı ve kocaya, evlenrürlükte bulunan 8 kanun hakkın giymis bulunduğu şapkayı giymeme muameiesinin ikmal edildifine Hulâsa evvelki sabab buluştok, dört otomobillik bir konvoy halinda. Anayasa mahkemesine iptal de yola çıktık. Keltnğunun »ltın da plâstik bir »mbalij içinde ye mecbur tutmaktadır. Son | dair bir vesika vermektedir. EV lddiasiyle başvulrulamıyacağını hü. pembe bir çocuk battaniyesi taşiyan Şeref ile eşinin bindikleri afıkrasında ise metnur ve müstah; lsnmenın dinî merasimini yaptırküm altına almıştır 153. m<ıdde ilk raba en önde gidiyordu. Genç karı kocanın çektikleri beyecan fıkrasında divor ki: «Bu Anayasa demlerden maada, Türkiye halkı mak istiyenler, bu merasimi jfa yüclerinden •knnmyordu. Hakları da yok değildi. İki hişi olarak nın hiç bir hükmü. Türk toplumu na da bu mecburiyeti tahmil et için, nikâh memuru tarafından nieirdikleri binanın kapısından biraz sonra kucaklarında kendi mekte ve «Türkiye halkının umu kâh muameiesinin tamamlandığına nun çağdas uygarhk seviyesine eisimlerini taşıyan, onları antvksba biiecek 2 aylık bir bebek ile bulunan vesikayı mi serpuşu «apka olup bun« aykı dair verilmiş rişme^i ve Türkiye Cumhuriyetii ç kişi olarak çıkacaklardı. göstermek mecburiyetindedir. Böy nin lâiklik niteligini koruma tms rı bir itiyadın devamım hükümet le bir vesika ibraz edilmedikçe, * * * cını gürien asağıda gösterilen dev meneder» hükmünü koytnaktadır. dini merasim icrasma imkân yok Siz de gidip görün, bana bak vereceksiniz. Ben Darülacezerim kanunlarınm bu Anayasanın Bu kanun hakkında da, Anayasa tur. Zira Medeni kanun, dini menin ÇOCUK pavvonnnu gezmedim, sanki hali v»kti yerinde aüehalk oyu ile kabul edildiği tarih ya aykmhk iddiasiyle, Anayasa rasimi mecburî bir keyfiyet adlerio çocuklarıua bakaıı çok gttzel, çok temiz, çok modern bir te yürürlükte bulunan hükümleri mahkemesi nezdinde iptal dâvası detmemiş bulunduğunu aynı madbakımevini, bir ynvayı ziyaret eUiM. »5 çocak ki «rt» halli bir nin Anaya?aya aykırı olduğu şek açmaya hukukî imkân roercut bu denin son fıkrasında tasrih etmekailenin temininden âciz kalacağı konfor içinde yaşıyorlar. Her linde anlaçılamaz ve yorumlana lunmamaktadır. tedir. Bu fıkra aynen îöyledir: taraf tertemiz, pırıl pınl, renk renk... Doktorları var, hemşireleri maz.» Bu ifarie. devrim kanunlan 3 677 sayılı kanun, 13121341 «Evlenmenin tamamı, dinî meravar, mürebbiyeleri var, ögretmenleri var. Minimini banyo dairenamiyle adlandınlan 8 kanun hak (1925) tarihinde Büyük Millet Mec sımin icrasına mütevakkıf değilleri, ovun odaları, hattâ sinema salonları var. Terkedilmiş, bukmda. Anayasa hükümlerine aykı lisinde kabul edilmiş bu kanunun dir.» Anayasa, bu formalite husulunmns, veya öksüz, yetim olup ebeveyninden hayatta bulunarılık iddiasiyle, Anayasa mahke çok uzun bir ismi vardır. Kanunun sunda da Anayasa mahkemesine, nın aeze dfifmesiyle buraya getirilmiş 95 çocnk... En küçükleri mesine iptal dâva«ı acılamıyacağı ismi, «Tekke ve zaviyelerle tür iptal dâvası açılamıyacagını âmir bir »ylık. en hüyükleri 3 yaşınd» »5 beb«k... Yaşlarına göre kohükümünden bafka bir mâna ta belerin seddine ve türbedarlıklar bulunmaktadır. fuslara avnisıslar. Biz kendilerinl gördüfümüz zaman bir yaşın«ırnamaktadır. Bu kanunlan sıra ile bir takım unvanlann men ve 5 Anayasa, 285928 de neşredaıı küçuklîr yemeU yiyorlardı. Pek miniminiler her tarafı camsiyle «vmak, haklarmda yazımızın ilgasına dair kanun» dur. Üç madla kaplı karyolalannda, ayakta durabilenler dört tarafını karyolajetcrügi nıepetinde açıklamalar de ile iki ekten ibaret bulunan bu dilmiş bulunan 1288 numarah Uların doldurdmğu salonun ortasındaki bosluğa konmus tahta paryapmak yerinde bir hareket ola kanunun yöneldiği amaç. ismin luslararası rakamların kullanıîma sı hakkındaki kanun aleyhine de, maklığın içinde idiler. İki bastabakıcı bunlardan ikisini kapıyorcaktır. den anlaşıldığı. esasen izahı da Anayasaya aykınlık iddiası ile, lar, yerack masasının yanına götnröp kacaklanna alıyorlar ve oldukça uzayacagı için, üzerinde Anayasa mahkemesine ba.şvurula1 Tedrisatm b:rleştırilmesi mamalarını yediriyorlardı. Karınları doyanlar öğ'.e uykusu için durmamaktayız. Yalnız bu kanu mıyacağını âmir Dulunmaktadır. (Tevhidi tedrisat) kanunu. 3Martsırtüstü karyolalarına konuyorlar, yemek sırası diğer ikisine gena göre bütün tarikatlarla Seyh6 3111928 tarih ve 1358 nn1340 (1924) tarihini taşıyan ve 430 liyordu. Bu sıra evvelinden tâyin edilmiyor, en fazla ağlıvan en numarah olan bu kanun. Cumhu lik, Dervişlik. Müritlik, Dedelik, maralı Türk harflerinin kabul ve önce dovuruluyordu. «Ağlamıyan çocuğa meme vermezler» ata<rivet idaresinin çıkarmış olduğu Seyyitlik. Çelebilik, Babahk, E tatbiki hakkındaki kanun da böysözüflsn dol:rmlaguoa bir fcere daha gözlerimizle gördiik. Bize iik inkılâp kanunlanndan birisi mirlik, Nakiplik Halifelik, falcı ledir. Bu kanun hakkmda da. Aancak cam arkasından seyrettirdikleri bu salonda Şeref'in çocu*u lık, büyücülük, üfürükçülük, mus nayasaya aykınlık iddiasiyle Anadir. Kanunıın gaycsi birirci ve da vardı. Bir hastabakıcı enu karyolasıudan alıp camın önüne ikinci marîdelerinde gösterilmis bu kacılık gibi faaliyetlerin menedil yasa mahkemesine baş vtırulamıgetiHi. Biz ona bakarken bembeyaz kuodağinın içinde iri gözielunmaktadır. Birinei madde Tür miş bulunduğunun işaret edilmesi yacaktır. riııi aç aça o da hepimizi gözden gecirdi. Şeref ve eşine baktım, kiye dahiündeki bütiin biüm ve faydal, olacaktır. Bu kanun hakikisinin de gözleri serinç yaslariyle bugulanmıştı. Fakat bebek 7 29111934 tarih ve 2590 nukında da Anayasa hükümlerine daokutma müesseselerinin (Müessestpheci bir yaradılısta ehnalı ki bir tebess&mtt bile bizlere çok marah bir kanun vardır. Bu kasati ümiye ve tedrisiye) Maarif yanıknak suretiyle iptal için A nun bazı lâkap ve unvanlann kalgördü. Vekâletine bajianmış oldugunu nayasa mahkemesine basvurula dırılmasına dairdir, Ağa. Hacı, HaSonra diğer koguslan gezdik. Birisinde en bfiyükler yuvarlak bildirmekte. ikinci maddesi ise mamaktadır. fız, Hoca. Molla, Efendi. Bey, Beybir masanın etrafmda ipliklere bonruklar ditiyvrlardı. Diğer Ser'iye ve Evkaf Vekâleti yahut efendi, Paşa. Hanım. Hanımefendi 4 Medenî kanun üe kabul ebirinde biraz daha küçnkier •yuneaklariyle ovnuvorUrdı. Tahhıuusî vakıfiar tarafından idare dilmiş bulunan, evleome aktinin ve Hazretleri gibi lâkap ve unU lokomotifleri, be* bebekleri, hattâ küçük biaikletleri vardı. olunan bilcümle medrese ve mek Evlendirme memuru tarafından vanları kaldırmakta, sivil rütbe Koridorda beyas giimlekli bir dsktera rastladık. Salondan saloteplerin Maarif Vekiletine rapteve nisanlarla madalyalan ilga ena geziror, her çocakla ayn ayn alâkalanıyarda. dilmi$ oldu&unu hüküm altına alderek bunların kullamlmasını yaEn boyökler kendi işlerini kendüeri gürmek özere yetiştirilmaktadır. tşte bu kanun hakkıntak etmektedir. Ancak kanun, bu metcte idiler. Havluları küçük gözlere aynlmıs bir dolaba yerÜ. YAYINLARI da Anayasa mahkemesine başvuunvanlann kullanılmasmı meneleştirilmifti. Hangi havlunan kime ait oldnğTinu anlamak onlar rularak, Anayajanın 21 nci madden fıkrayı takiben «erkek ve kaiçin müşkül eldafundan, ayrtca yazıp oknmayı da bilmediklerinSUNAR : desindeki «herkes, bilim ve sanadın vatandaşlar, kanun karşısınden her göze havlu aahibinin bir resmi yapıştırılmıstı. Kendi tı serbestçe öğrenme ve öğretme. StlRlMÎZDE TAŞLAMA da ve resmi belgelerde yalnız adresmini gören o göztlen havlnsanu kolaylıkla alabiliyerdn. açıklama, yayma ve bu alanlarda ları ile anıhrlar» demekte ve bu Büyük Şiir Antolojisi 5 Hulasa çocuklann her şey leri vardı. Vitaminlere kadar ber her türlü araştırma hakkına sai memnuiyetin yalnız resmt muaihtiyaçları düşünülüvor, en mnkemmel «ekilde beıleniyorlardı Ç I K T I hiptir.» hükmüne daysnmak suremelelere inhisar ettiğini anlatmak Ama onlann gözlerine dikkatle baknnlar vino de hflyük bir ar Genel dağıtımı: tiyle, iptal dâvatı açılamıyacaktır. tadır. Esasen bu kanun. dejenere hk içinde kıvrandıklannı kolaylıkla anlamakta İdi. Bu Çocaklann T. Bozkurt P.K. 1275 2 Şapka iktisası (giyilmeşi) olmuş vaziyettedir. Hâlen eşhas rahları «rtı. Anababa hacafındaa, koknsnndan. sevgisinden Istanbul hakkında kanun. Numarası 671, arasında bu unvanlann kullanılmahrumdular. neşir tarihi 221M341 (1925) dir. masına devam edilmekte olduğu Şeref ve diğer arkada»lar. ahnaeak çocağn seçmek ftıere bu2617 gibi resmt belgelerden en mühimi Üî maddeden ibaret olan kanunun raya daha evvelki gelişlerinde oynn odaaında bir an içtn lerbest olan Büyük Mıllet Meclisi zabıtbırainlan çecakların •ksanmak, sevUmek, kucağa, omuza alınlarında da Paşa, Bey. Beyefendi mak arznsuyla nasıl üzerlerine atıldıklannı anlattıklan caman tabirlerinin geçtiği görülmektedir. icimizde gözleri yasannıyan kalmamıstı. Anayasa bu kanunun da aleyhine Işte hiz Şeref vautasiyle simdi bonlardan hiç »lmazsa biriiptal divası açılamıyacagını kabul ni kurtarmış oluyorduk. etmektedir. Bcbeğin babasına ve anasına hayırlı bir evlât olmaıını diler8 Anayasa mahkemesine, hakken Darölâcfienin buzünkü hale gelmesinde büyük rol oynıyan Arkadaşını yaralaclı kında iptal dâvası açılamıyacak oçalışkan Müdürw Emekli Albay Turgnt Aytntrnl'a takdlr ve Büyükderede Çayırbaşında Tepe lan kanunlardan birisi de 2596 nutebriklerimi bilhaasa bildirsaek isterim. mahaüesinde oturan 10 yaşlann marah kanundur. 13121934 tariÇevat Fehmi BAŞKUT daki Serhat ile 12 yaşındaki Salih hinde neşredilmiş olan bu kanun isimli çocuklar arasında bilye o bazı elbiselerin giyi'emiyeceğini, yunundan kavga çıkmışfır. Salih. giyilmesinin memnu bulunduğunu elindeki demir bilyeyi Serhad'ın göstermektedir. Bu elbiselerin babaçına atmak suretiyle yaralamışşmda, herhangi din ve mezhebe tır. TEŞEKKÜR mensup olursa olsun, ruhanilerin O L U M 12 yaımdaki lanık yıkalanmı» elbiseleri gelmektedir. T Merhum Binbası Reflk Eer Kızım Emine Kanerin tmetır. haremi Trrzi PeJcer'in »evgill Bütün bunlardan ba;ka AnayaHyatuıı hazakatle yapan ve ber Kaptıkaçtıdan düşerek öldii teysetsi. Bttyukelçi nverhum Müsa, 65 nci maddesinin son fıkrasıntürlü ihtimaınım eeirgemiyen Soför Ibrahim Erol'un idaresinnir Krtegfln aile«tnln eok «fvda. usulüne göre vürürlüğe konulmemleketlmlzln raedan Iftideki 76199 plâkalı kaptıkaçtının gıil yengslerl »alihatı nisvandan müş olan milîetlerarası anlaşmahan Cerrahpaşa hastahanesl muavini 18 yaşındaki Dursun Riş lann, kanun hükmünde bulunduFATMA CELÂL YOLDAŞ 3 ttncfl Cerrahl Klinigl »peravan, Saçaçhanebaşında açılan ka ğunu ifade etmekte ve bu anlaşBazımefendl törtl »ayın Dç. Dr. pıdan yere düşmüş ve başından aHakkın rahmetine kavusmuçmalar aleyhinde de. Anayasaya jır Burette yaralanmıştır. Adnan SAIJEPÇİOĞLU'na tur. Ccnaıesl 1 mart 1962 peraykınlık iddiasiyle, Anayasa mahGureba hastahanesine kaldırılan ve ömflr Kliniğl sahip. asisUn •embe £ünü öğ!e namazından kemesine müracaat edilemiyeceğiDursun, ifade vermeden ölmüştüT. \*e hernsirelerine en derin mtn•onra Ankarada Hacıbayraro ni hüküm sltına almaktadır. camiinden kaldınlaeaktır. n«t ve fükranlanmı sunanm. Babası: Esat Kaner MART 1 RAMAZAN 24 (*) Cnmhmriyet: S Oe»k ve • Z Cumhuriyet 2665 B E Y O Ğ L U : İstüdâl Cad. 17 (Taksirn) Şubat Cumhuriyet î«18 troleybüs isletilecek vurulamıyocak haller Her isteyene bedava bir çocuk r BAHA ARIKAN GiimrPk cetvellerînde tadilât yapıhyor MEVSIMIN EN ZARIF, SAGLAM VE UCUZ KUNDURALARIDIR. MAĞAZALARINDA BULACAKSINIZ. FATİH: Fevzipaşa Cad. K A D I K Ö Y : A l ü y o l 1X34 A N K A R A : Atatürk Bulvarı 154 Kızılay L « V. 1 6.34 15 34 19.30i 4.53 1.31|10.54 İlar.cılık: 2129/2632 E. ]12.35l 6.28 9.35 12.00 Üâncılık: 2190/2631 Illllllllllllllllllllllllllllllll/^ gözlerine yine bir knşkn gelir gibi oldu. Agır ağır konnşarak: «İyi oInr ıma,» dedi, «rahatsız etmez miyim?» « Rahatsız mı edeceksin? Ben bu sözden hiç anlamam!» Kathy biraz düşündü: « Dağ bavası Willie dayıma iyi gelir» dedi, «Knibu'dsn geleeegine göre.» David: «Sana da iyi gelir» dedi. Üzerine pek düşmüyormuş gibi görünmek için kendini zorluyordu. «Geliy'Orsnn, degil ni?» Kathy, alçak >eslc «Gelmek Utiyornm» dedi. Derin koltoğa gömülmüş, pek ufacık, pek zavallı bir görünüşü vardı. «Yalnız, ortada bir takım zorluklar var. îşim, meselâ. Ayrılacağımı bildirdiğime göre, artık izin vermezler bana. Gidip ya bashemşireyle, ya da Sağlık Mndnrlü|üyle görüşmeliyim.» Kathy burada derin derin bir soluk aldı. «Ba hafta sonuna kadar hastahanede nöbrt» çiyim. O zamana kadar düşfineyim. müsaade eder misiniz?» David o anda anladı ki «olur» demekten başka yapabileceği bir şey yoktu. VIII David Moray, Kathy'yi Markinch'e kadar arabasiyle eötürdi\ Ayrıl'rlarketı, bufunduçı» ruh hali içinde kötü hir şey «öylemekten korkarak, yalnız Allahaısmarladık çibilerden bir iki sözle, çekingen olmakla beraher, kendili|inden konuşan bir hakısla yctindi. Sonra, agır ağır, otele döndü. (Arkası varl ^MIM111 i 11111111M1111111111 [ r 111111111111111M1111111111111M111111 f 111111111111111111111J11111 f 1111 j 111 j 11J J J11( 1 1 f 111111111111111M1111111111111111111111111111111111 ^ = CUMHURIYET'in Tefrikası: sı bir bafış. Talruı, «en bana adreıinl ver dayının.» « A, verevim, verevira. SI•• nanl teşekkür edeeegimi bilemiyorum^» « Ama, bu daha başlangıç, yavrum. Sana yardım etmeyi o kadar istiyorum ki; bunu daha önce söyledim sana, degil mi? tleride bunn daha Jyi görecekıln ya. Şimdiki halde... Bırak blraı düşüneyim. Dayın ne zaman geliyor dedin?» « On beş güne kadar geliyor. Üç haftaya kadar da gidiyornı.» David önce bir şey söylemedi. Kaşlarını çatmış, düşünür gibi dnruyordu. Sonra: «Buldnm» dedi. «Böyle birdenbire, çok yakında gide ceğine gSre, geri kalan zamanmdan birszını bana verirsin canıyorum. Sonra, sağlığın ba^imından da tasa ediyorum. Çok yorfunsun, Afrika'nın bunaltıcı ueağında, çok da sıkı çalışacağına göre, çitmeden önce biraz tatil yapmalı, hiç olmazsa w!raz dinleıımelisin. «Onun, bak ben ne diyorum: Geri kalan iki haftalık iznini al, gel benim dağ köşküne, diıılen. Dayın da, buraya geldikten sonra. bize oraya çelir. Böylece, kısa da olsa, bir arada çok güzel vakit geçiririz!» Beş saııive pek korktılu geçti. Kathy önce. «olmaz» diyecckli. Yüzünün o dııru görünüşünü şaşkınlık, kuşku bulutlan Uarartmıslı. Sonra. kararsızlıktan ilcri şelfiı bu hal gecti. yüziiııde ürkek bir tülümseyiş belirdi. Dv id anlamı«tı: Davetinc WiHe'yi de katması iyi olmuş tn ama. bu yetpr nıivdi? Kızın A^SACI türade her türlü imkân var, intivacımdan. hattâ lâyık oîdnfumdan daha çok maddi servetim var..» David burada gene biraz durdu. «Daha önce de sövlediğim gibi, sizin aileye ben çok borçiuyum... Ne gibi, diye sorma; o kiistah. nankör gençliğimi hatırlatırsın bana. Yalnız şunu söyiemek istiyorum : Ben bu borcu ödemek zorundayım. Bunu da seninle iljilenmekle. seııi şu söniik çevreden kurianp daha uygun bir çerçeve Kİııe ko\makla, lâyık oldugun bütün şeylcri saglamakla yerine getirmelt istiyorum. Parlak, zengin, vcrimli bir hayat sa^lamak istiyorum sana. Tembel bir hayat degil, elbette; çünkü, insanlara yardım gibi birtakım emellerin oldufuna «öre, hunları benim yardırnımIs, öııiine serebileceğim maddi kaynaklarla pekâlâ yerine getirebilirsiıı.» David buıılan anlatırkcn, Katby ona gittikçe artan bir huzursuzlukla bakıyordu. O sözlerini bitirincc, gü^Ierini önüııe eğdi, epi oyle durdu. Sonra: «Çok ıvi kalblisiniz ama,» dedi. «olmaz.» «Olmaz mı?» Kathy basını önüııe efdi. David, onu kandınssys çalısır gibi: «Niçin olmasın?» diye sordu. Kathy önce gene bir şey »öylemedi, sonra: «Lnuttunuz galiba» dedi. «Daha ilk gün söylemiştim ben siıe, ba isi bırakıp daha iyi bir işe geçmek üzereyim, diye. Gelecek »yın sonunda Angola'ya gidiyorum... Willie Dayımla beraber oradaki misyoner beyetinde çalışacağım.» David sısırmıştı. «Yok, canım!» diye haykırdı. Kathy: «Evet> dedi. Sonra, fülümsiyerek, başını kaldırıp baktı, göz göze geldiler. «Willie dayım gelecek ayın yedisinde buraya geliyor beni almaya. Ayın yirmi sekizinde açakla gideceğiz.» Davit şaşkınhktan aptal aptal bakarak, sordu: « E, ne kadar kalacaksın orada?» Katby gayet basit bir şey söy ler gibi: «Temelli» dedi. «Sağlık Müdürlüğüne dün resmcıı bildirdim.» Odaya uzun bir sessizlik çüktü. Davit çabucak hesap etti: Kathy beş haftaya kadar gidiyordu. Bu haber onu perisan etmişti. . Bütün umutları, bütün tasarladıkları pek acı bir şekilde »uy» diisüyordu. Hayır, kabnl edemezdi bunu. Onca ozenle çizdiği, kafasının içinde boyona evirip çevirdifi tasarılann, yalnu kendisi için değil, kızın becabına da artık bütiin •srlıgını saran bir varlık olmuştu. Kathy onnn hayatının tek emeli ol*eaktı, Sıcak ülkelerin o balta girmeoıiş ormanIarına kapanıp kalmak gibi delice bir düşünce ba emelln önüne geçemezdi. Dünyad» olamardı böyle bir şey, dfinyada! Talnız, aklını yavaş vavaş toparlamaya da başlamıştı. Biliyordu ki kıza hemen «olmaz!» demesi de tehlikeliydi, aralanndaki baf oracıkta kopnrerirdi. Kathy'nin kararını deti»tirebilraek için zemin ve zanıan btklemtliydi. « Çok acı bir bayal kırıklıfına uğrattın beni, Katby» dedi. Sâkin, üzgün bir sesle konuşnyordu. «Hiç ummoyordura, doğrusu. Yatnız, sendeki bu isteğin yiirefinin ne kadar derin bir yerinden geldiğini de biliyornm.» Kathy onun bu isteğe şiddctIe karşı geleceğini düşünmüs, ona göre hazırlanmıştı. Böyle, sâkin karsıladığıır. rürünc. ona karşı minnet do'o hi yakınlık duyarak, gözler; *>u£u1andı. « Çok iyi anladınız» dedi. Davit: «Yardım u? ederim» dedi. Bu düsüncc;, İP, veniden canlandı. «Heraen önilmüzdeki postayla Willie'ye, hey^ için. bagıs gBndereceSım . ''(ivük VAKİFLAR (Basın 2787/2637) ^fMiıımiMiıııııııımnıııııımıiHiııııııııımııııııımıınııııımınıııiHiıııııııııı ııııuıııııııııııııııııiMüüiifiııııııııııiMiııııııııııııııııııııııııııııııııınıııııııııi) ııııııııııııııı ıııııım#