Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DÖRT :ET 20 Şubat 1962 Frumet Tektaş'ı andık 4 şubat 1961 de, uzun jüren bir hastalığı yenemiyen sanatçı Frumet Tektaş'ı kaybetmiıtik. Güzel Sanatlar Akademisi, ressam Frumet Tektaş'ın ölümünün birinci yıldönümünde O'nu anmak isteğiyle, 17 şubat cumartesi gününden itibaren Akademide, O'nun eserlerinden kurulu bir sergiyi, sanatçı arkadaşlarınm yardımiyle, törenle açtı. Bu kadirbilirliği övmek gerekir... Frumet Tektaş ilk resim sergisini şehrimizde 1M5 yılında Flârmoni Derneği salonlannda açmıştı. 1946 yılındanberi ont be? yıl boyunca yorulmak ve yılmak bümeden, şehrimizin tanuunış müzisyenleri ve sanat dostlan kişilerle birlikte kurduğtı Türkiye Filârmoni Derneğini geliştirmek suretiyle sanat yolunda emek vermişti. Fakat onun sanat hayatı çok küçük ya?tan başlar. Babası eski Büyükelçilerimizden Suad Davaz'ın Roma'da bulunduğu esnada, Frumet Tektaş «Villa Medicis» Fransız Akademisi. sonra da Ingiliz Akademisine devam etmişti. Emile Beaume, Castaing gibi ressamlarla çalışma ve «Grande Chaumiere» ve «Andre Lhote» atelyelerine devam imkânmı bulmuştu. Frumet Tektaş'ı sanat çevrelerimiz ozeilikle sanatçılar için iyi bir ev «ahibesi ve feragat örneği olarak hiçbir zaman unutmıyacaklardır. GtORGIO VÎANELLO Tanmmış ttalyan piyanisti Giorgio Vianello şehrimizde Türk Italyan Kültür Merkezi (Kaza d'îtalya) da 21 şubat saat 21,15 te bir resital verecektir. DENEME SAHNESt •• Istanbul Belediyesi Kon* servatuvarı Tiyatro Bölümü' nün Max Meinecke idaresindeki «Deneme Sahnesi» açılmış ve ilk denemesıni «PANTOMİM» sanatı üzerine yapmıştır. Bela Bartok'un muzığı ile suslenen ve lonesco'nun eserlerini içine alan program başarılı olrauştur. «TURHAN 62» •• Değerü karikaturist Tur* han Selçuk'un Karikatür Albümü «TURHAN 62» adı altında çıkmıştır. Bu karikatür albümünün önsözünde Yusuf Ziya Ortaç çöyle demektedir : «Turhan Selçuk, günümüzün büyük bir üslupçusudur: MİItetlerarası bir çizgi üslupçusu.. Cem ekolünden, Ramiz ekolünden, Cemal Nadir ekolünden sonra, Türk karikatürcülüğünde yeni çığırm adı, hiç şüphe yok, bütün özellikleriyle Turhan Selçuk Ekolü olacaktır.» Albümün başında aynca çeşitli yazarların, önceki 1959 60 albümü için övgüleri yer aldıktan sonra, ilk karikatür'ün başmda Tennyson'un şu sözü bulunmaktadır : «Bütün gördüklerimin bir parçasıyım ben.» Selmi ANDAK Meşhur sofralar Yazan: Raufi Manyas Bir rvin yemek odasına, ai le efradının sofra başında 0turuş ve veme tarzlarına dikkat ediniz; o ailenin içtimai seviyesi hakkında bir kanaate sahip olahilirsıniz. Bu bahiste zenginlik, takirlik ölçüsü yoktur. Ruhen efendi olmak veya olmamak mevzuu vardır. Yemek masasının başına oturup etrafına sevdiklerini toplayıp bir tarhana çorbası ile hir tatar böreii ikram edenle. horoz dilindtn ve ördek bcyninden ve tayyare ile tetirilmiş taze taavyar, ile liste tertip edenin aralarındaki fark, sırf sofra etrafında esen havanın efendilik havası olnp olmamasından ibarettir. Ba.sit mütevazı yemeklerini ikram etmek için toplanmış abbap larla çerçevelenmiş bir yemek masası. Umnm Müdür maaşlı Şefin bazırladı^ı taindi dolmasından daha zevkli ve muhakkak daha samimı bir hav» temin etmiş olabilir. Tarih boyunca evlerinde cevirlerinin müsahirini topla makla şöhret kazanmış ve bu toplnluklarda siyaset ve trfekkür âlemini ilgilendiren hadiseler kaydedilmesine hizmet etmiş olan kimselerden bahstdilirken. muhakkak surette yenen yemeklerin nefasetl de kavdedilmis bulnnmaktadır. Taribî Viyana kongresine çiden Talleyrand'a Kıralın «Yardımeılarınıı kimler ola cak?» diye sorması ttzerine Talleyrand; «Majestelerinin en şöhretli »hçıbaşıları» diye cevap vermi.ştir. Sofra bakkındaki bilgileri mil tarih önoesine kadar n zanmakta ise de, esaslı ve mazbut bilgilerimiz Romalılar devrinden başlamaktadır. Sofra başmda şairler, filozoflar belâçat ve fikir yarifların da bulundukları gibi, zamanın en namdar dansozleri, hanen deleri. sazfndeleri, hokkabaz ve cambaslan, pehlivanlan da raarifet ve kabiliyetlerini gösterırlrrdi. Bu sebeple sofra başında saatlerce kabnırdı.Pek tabiî otarak »hçıba>ılar da, ev lahibinin şeref ve itibarını vükseltecrk mükellef vrraekler hazırlamağa eayret eder lerdi. Trimalcion'nın Neron'a veröigi bir ziyafette, bütön kırarmış domnz sofraya tetirilince Trimaleion pürhîddet ahçıbasıyı çağırtarak. «Talırın şo küstahı yere, vuron boy nnnn!» diye küliremis. sebep olarak da domuz kızartılmadan içinin boşaHılmasının, temizlenmesinin anutulmuş ol masını göstermiştir. Gafletini itiraf ve dâvetlilerin de işti rakiyle ba defalık affını di lemiş, Trimaleion, cBn teklifi bir şartla kabnl ednrim. Ne vapıp yap, bu batayi düzelt» demiş. Ahçıbaşı, hemen bıça fını kapıp domuzun karnını deşer deşmez, domuz karnın dan kızarmış, neffs ve süslü knşlar çıkmış ve bunun inee bir tertip oldnğu anlaşılmış. Apicius ve bilhassa Lncnl lus'un ziyafetlerî, bu çünnn mfjhur tabahet kitaplannda dahi tafsilâtı ile anlatılmsktadır. Roma'dan sonra tabahet tahannda üstallık Fransızlara ve bilhassa 17 ve 1» inci asırlarda »ofra, en yüksek mertebesine varmıştır. 14 üncü Lui'nin ziyafetleri hakkında ciltlerce yazı yazılabilir. Fransız tabahetinin yanında tkinci Mahmud devrine kadar dünya yüzünde ikinciliği mu • hafaza etmiş olan Türk taba hetine ait de bir çok menkı beler vardır ki, bunların arasında en hoşu, Saltan Mab mud'un bir vezirinin Doğan cılardaki konagına habersizce çirip iftara kalması hikâyesi oir. ratih ve Kanunı Suley man, Vezırlerinin mutfaklarına ehemmiyet vermelerine çok itiııa etmişlerdır. Fatihin Veziri Azamı Mahmut Paşanın her haita zamanıııın tikir ve mnsiki üstatlarına veıılisi ziya fetier meşhurdur tski zamanlarda Avrupada \pmekten sonra zemjinler, parmaklarını gul suyuna batjnp peçetelere silnıi'k snrrtijle teınizlerlerdi. Fakirler ise, fllerini üstlerine silerlerdi. Bizde i»e lefen ve ibrikle eller yıkanır ve arkasından gül aydanlıklarla gül suyu serpilir, el isi ve halen viirinlerde autika diye sakladıjımız peşkirlere •ilinirdi. Türk tababeti, rnaalesef tkinci Mahmut devrinden sonra mütemadiyen tereddiye n|ramış ve nihayet hartinkü perişan haline jelm''Turizm t'âvasının " rkeiin dilinc pelesenk olduı^ • ou devirde. bu dâvanın hallı için Türk mutlaşının ihyası hnsusunda gerekli tedbirleri almakla isı> haşlamak lâzırp geldigine ilcililerin inanması lâzımdır. Malüm olduğu veçhile evvelce yemek elle yenirdı. Çatal ni«peten yenidir. tkinci Mahmut devrinde tstanbnla rlyarete relen bir Fransız barb cemisi Le Blone Knmandanı tarafından verilen bir tiyafette calal bıçak takımını fören Vezirlerden biri. ertesi ftia kuvumculara murassa bir ta kıcn ısmarlıyarak Hünkira hediye etmiştir. Fransada ta Ondördüncü Lui zamanında çatal bıcak kullanmak âdeti baslamıştır. Sofraya bir tepsi ile ki7armıs et getirilen bir liyafettr : Hazreti Mnhammed, a iaıtan çatal şeklinde bir dal keserek et parçalannı tevzi rtmi«. diye, bir din adamından dinlemiştim ki. ilk çatalı knllananın, bu rivayet dofrn ise, Hazreti Muhammed olduğa anlaşılroaktadır. Fransafia Onsekizînci Asır baslarında ziyafetleriyle meşhur Grimaud de la Ruçnier'in bir dâvetinde sofrada taer dâvetlinin yanına yere konan ipekli bir yastık üzerine «an saçları omuzlarına dökülmüş güzel kızların oturduğunu görrn ve bu hale saşıran dâvetlilrre dâvet sahibi, «Kusura bakmayın. Gül suyu tedarik edemedim. Ellerinizi bn hanım kızların saçlarına sileceksiniz» demiş. Diger bir dâvetinde de her dâvetlinin arkasına bir tahut koydurmus ve bu garip tertihini de hayatın boşlngn hakkında Asuri Kıralı Sardabal'in mezar taşına yazdırdıçı veçhile: «Yeyin, için ve eğlenin, üst tarafına hiç bir kıymet vermeyın» vrcizesiyle izah etmiştir. (tkinei yazı 6 mart salıya) 5 subat 1961 de giineg ve peyklerinin durumu .itllllllllllllllllllllllllllllllllllllltlllllL: Sağlığını j Asfrologlarm Seven İ saf insanları Elma 1 aldatmak Kürü y a p a r g i e i n Günde dörder elmadan bir hafta devam edecek kür, organizmanızı toksinlerden temizler, canlılık getirir ve sinirlerinizi kuvvetlendirir. ettikleri tabit olay: Kısmî bir güatş lutulması Garip bir ilân yor: îstanbuldan bir okurumuz yazı j nüş bileti almıştım. Gece, Kadıköy I iskelesinden dönmek istedim. (Bu fc Elmada derair var. DeGeçen gün îstanbu] gazetelerin bilet burada geçmez) dediler. Vamir kanda alyuvarları artırır. rien birinde mânasını pek de an tandaşın parasm! ne hakla sokağa Iıyamadığım garip bir ilân oku atıyorlar? Denizyolları tdaresi hal fa Fosfor var, hâfızaya kuvdum. Bu ilân, tanınmış hafızları ka zorluk çektirmek için mi yara vet verir. mızdan bazılarının okuduğu, âyet dılmıştır? İt Potasium, kiikürt, manIlimsiz ve ilkel insan topve süreleri ihtiva eden plâkların CEVABIMIZ: ganez var. Bunlar viicuda luluklarmda, bâtıl itikatlanreklâmı idi. Reklâmın buraya kaBu konuda, bundan önce de bazı dayanıklıhk, hâfızaya canlılık na kuvvet alrayan tipik cemirlar olan kısmmda hiç bir fevkalâyetlerde, bu çeşit astronomik delik yoktu. Fakat rekiâmın al şikâyetler yayımlamıştık. Deniz verirler. olaylardan istifade edilmiştir. fında «Bu plâklar komşuya verile yollan îdaresinin bunlan dikkate Eger kansızsanız, hiç bitmiyen Güneş tutulmaları bö'yle cemez, ve teype ahnamaz!» diye bir alarak anlayış gösterecefini tahbir yorgunluktan şıkâyetçi iseniz, miyetlerin daima korku alarsatır konmuştu. j min ediyoruz. romatizmanız varsa, elma kürü en mı olmuş, dolayısiyle ilmi cep Kur'anıkerimi plâğa aîmakta ve Hukuk mahkemesine iyi ilâç yerine geçer. Kış boyunca hesi çok gerilere atılmışür. bu plâklan satıs arzetmekte bir bu meyva sağlığın, tâ kendisidir. Yukarıda açıklanan tutu!mahzur yoksa bunlan komşuya başvurunuz! İyi bir kür» şöyle yapılır: GünmalaS alelâde tutulmalardır. vermekte veya teype almakta ne Bir hayat boyunca bir kaç Dr. Necmettin Mısırlıoğlu yazı de 4 elmadan. 7 gün arasız elma gibi bir mahzur olabilirdi? îşte beyiyeceksiniz. tlki sabahleyin, »ç kere gözlenebilecek kadar da nım anhyamadığım bu noktadır. yor: çok olabilirler. Halbuki 5 şuBu konuda lutfen beni aydınlatır 1957 yılında Ankarada kurulma karnınıza yenecek. Üstüne de bir bat 1962 tam güneş tutulmasım.'smız? sı mutasavver Sağlık Bankası için bards\ maden suyu içtiniz mi, bar saklarınız yıkanmış gibi olur. öğnın daha başka özellikleri buEtibank Ankara şubesine banka CEVABIMIZ: le yemeğinde soğukluk yerine yi lunmaktadır: Din bezirgânlarının yeni bir n ı huse senedi mukabili olmak üze yeceğiniz ikinci elma, yediklerini1 Geçtiğimiz ö şubat 1962 rifetini haykıran bu ilânın anlaşıl re para yatırmıştık. Bugüne kadar zi kolayca sindirmeye yarar. Saat de meydana gelen tablo, son mıyacak hiç bir yanı yok: Kur'an bu banka kurulmadığı gibi, yatı dörtte, öğleden sonranin ağırlığı1000 yıl içinde ancak 4 defa ha parçalannı taşıyan bu plâklar ko rılan bu paralar da bloke vaziyet nı, yorgunluğunu üstünüzden at sıl olan tablolafrdan biridir. Di r.aya komşuya verilir veya teype te tutulmaktadır. Bu işle ilgili o mak, kuvvetinizi tazelemek için ügerlelri 9 eylul 1186, 5 şubat alınırsa satışları, azalacak. buna larak gerek müteşebbis heyete, çüncü elma. Yatarken, ddrdüncü 1524 te olmuş, biri de 5 mayıs bağlı olarak da saghycakları kâr ; gerek bankaya yaptığımız müraca elma. Bu da size güzel bir uyku 2000 de olacaktır. ezalacak! Bu durum karşısında siz at neticesiz kalmıştır. Ticaret Ve getirir. hiç çekinmeden bu plâklan, hem kâleti Bankacılık Şubesinden böy2 Bu dört tablonun hepsin Bütün bu elmalan iyice yıka konuya komşuya verir, hem teype le bir bankanın kurulmadığı hakde güneş, ay ve 5 ünlü gezeyıp kabuğu ile yemek en iyısi. lyl kında bir yazı aldık. Bu durum alabilirsiniz! gen (merkür, venüs, mars, jükarşısında başvuracağımız merci çiğnemek de şart tabiî (Hele barpiter ve satürn) bulunmakla saklarınız dayanıksızsa). Biraz anlayış bekliyoruz neresi olabilir? beraber, yalnız 5 şubat 1962 Bir haftada bu kür organizma deki tabloda bir tam güneş CEVABIMIZ. Kadıköy'deu Rüştü C»n Atagök nızı toksinlerden, temizler ve tutulması vuku bulmuştu*. yazıyor: Görünüşe göre hukuk mahkeme size canlılık getirir. Sinirlerinizi üsküdar iskelesinden gidiş dösi. kuvvetlendirir. nillllllllllllillinillllllllllllllllllllHIIL: Ş PBOF. NİMBÜS'ün MACE KALARL 2 «Üzüm kürü» nü çok duymuşsunuzdur. Ama, elma kürünün sözü pek geçmez. Oysa bu meyva da neler yok ki... Vitaminler, madenî tuzlar.. Hepsi de sağlık dengesi için şart olan şeyler. Birer birer inceliye lim: Güneş tutulmaları Kıyametin kopacağı kehanetleri, güneş tutulmaları sırasında çekim kuvvetinin maksimuma erişmesiyle her zamankinden şiddetli med ve cezirler olması gibi bir gerçeğe dayanır. Yılda en az 2, en çok 5 muhtemel güneş tutulması olur. Güneş tutulmalarının üç çeşidi vardır: Bunlar tam tutulma, halkalı tutulma ve kısmî tutulmadır. Bilhassa tam ve halkalı güneş tutulmaları ilk çağlardan günümüze kadar merak ve tecessüsle gözlenmiş, çoğu zaman insanların (emasa zevkine yenilik katmıştır. 5 şubat 1962 de güneş tam olarak tutulduğu zaman, burada gösterilen şematik tablo gözle görülebilmiştir Bu tabloda en muhteşem yerı pırıl pırıl taciyle güneş almıştır. Bu tacın sol alt yanında venüs bir güzellik ilâhı gibi parlamış ve biraz ilefride sağ alt köşesinde bakır rengiyle ve Merih yer almışt* Merkür, jüpıter, satürn ge/egenleri ise bu unutulmaz tabloyu zenginleştirmişlerdir. 5 şubat 1962 tam güneş tutulması nerelerden gözlenebilecek: Etraflıca açıklanan 5 şubat 1962 tam güneş tutulması 45 şubat 1962 tarihinde Pasifik Okyanusunda gözlenebilmiştir, Bu tam tutulmanın Pasifik Okyanusunda karalann nispeten fazla bulunan bir bölgeye tesadüf etmiş olması bile bir şanstır Yoksa Ayın gölgesi tamamen denizler üzerinde de seyerdebilirdi. Tutulma ilk defa 4 şubat günü Borneo adasının ekvatoru üzerinde başlamıştır. Buradan itibafren ayın gölgesi. daiarına u/.anmı? ve buradan ~ itibaren yön değiştirip tekrar ekvatofu katederek. Kuzey Amerikanın Pasifik sahilleri ^ ne ulaşırken kaybolmuştur. ^ Anlatılan tam tululmayı gö Z ren meskun yeirler şunlardır: ^ Falu, Amahai, Kaukehau, Sa ~ lamaua ve Fai«i. Kısmî tutul ^ nıa ise tam tutulma şeridinin kuzeyinde bulunan Filipin, ^ Midway ve Hawai adalarında, ^ tam tutulma şeridinin güne yinde ise Avustralya kıtasının ~ tamamından ve Yeni Zelân S da'nın kuzeyinden gözlenebil ^ miştir. Her sene, yenisine girmeden ~ evvel çeşitli falcılar tarafın ~ dan çok değişik tahminler or ^ taya atılmaktadıir. Bunlar ba Ş zan insanların. bazan devlet lerin ve bazan da dünyanın o s yıl içinde ba.şına gelecekleri Ş sayıp dökerler. Yaşadığımız S 1962 yılı içinde böyle bir ke. = hanet 1961 yılı sonunda ortaya alılmıştı. Hepimizin hatırhya ~ cağı gibi, 2 şubat 1962 dünya |E nın sonu ilân edilmişti. ^ Astrologlar yani yıldızlara E bakarak fal açanla* ve fala S bakanların kıyametin kopaca S ğı iddiasını ileri sürmeleri 5 olsa olsa 5 şubat 1962 tam gü = neş tutulmasiyle ilgili olabi 2 lir. Filhakika güneş ve ay tu E tulmalannda. güneş ve ay küt ~ >lerinin yer üzerindeki çekim ~ kuvvetlerınin bir maksımuma 2 ermesi dolayısiyle. şiddetli j5 medlefr olur. Bu tutulmaya her 7amanki çekim kuvvetle ^ rine ilâveten bir de 5 ünlü ge ^ zegenin çekim kuvvetleri da jj; hil olmaktadır. Bütün bu kuv vetlerin bir araya gelmeleri Z dünyanın sonunu getirebile ~ cek büyüklükte olamazlar. Yalnız tam tutulmanın olacağı = günler her zamankinden faz la medler ve cezirler bekle E E mek doğrudur. ^ Kd. Yzb. = Günav KLRTCAN = S e n i ? l j Si 62 mil ile 91 mil ara sında degışen bir şerit içinde, her noktada ortalama 1.5 dakikalık bir iz bırakarak süratle Yeni Gine'ye doğru ilerlemiş, daha sorüra Salamon a rıiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiMiııııııııııııııııııııııııııııııııııiı VENt TtYATRO: Her gece eaat î l de IYI SAATTE OLSLKLAR CumartPfi. Pazar 15.30, gair t ü n l e r 18 de KlMtZDKKl ASLAN. Sall fünleri ternsil yoktur TEPEBAŞt TİTATROSU: ÎKJTİDAR Her gün s»at 21 d e OPERA: LA TBAVtATA. Perşembe v e Cumartesi 21 de Tel: 44 21 57. FATtH TtYATROSl): Her ge^e «aat 21 ae ve Cumartesı. Pazar sa«t 15.30 da MOR DEFTER Pazartesi günleri temsi] yoktur. Tel: 22 01 71 KAU1KÖV TİYATKOSU: Her gfire 21 < • ve Cum*rt«« Psz»r ) • 35.30 da YEŞİL KUBBAĞA Perşemb« günleri temJil yoktur. Telefon: 36 CS 82 t î s i Ü O A R BOI.CÎMÜ: Heı gün laai 51 dc v* Cumarte») Pazat 15.30 da SAHİLDEKİ KANAPE ve PUSLDA Pazar günleri »aat 11 de çar^amba günleri saat 14.30 da MİLYONLUK YEĞEN ıÇocuk Tijyatrosu) cuma günleri temsil yoktur. tSTAKBCL TtYATHOSU Pazartesi hariç hergece 21.15 te, Çarşamba Cumartesi Pazar 15 te c l C t BEY. Yalnız Pazartesi g«celeri 21.15 te Salı hariç hergün « da KAPANAN DOSYA. StTE TtY.ATROSTJ: GÖNÜL AVCIS1 Her akçam taat 31 15 t«. Çarsamba. Cumartesi Pazar matine 18 de. KÜCüK SAHNE: Pazartesı. Salı Çarçamba ŞAİRİN" MEKILPLARJ Perşembe. Curr.a, Cumartesi. Pazar OYTJNCAKÇ1 D C K K A N ] Matinfler' Sa!ı. Cuma. Cumartesl. Pazüi 17 d e KEVT OYUNCULARI (Karaca Tiyatro) 44 66 6R. W.I.1SM den (tibartn Suvare 2115 BÜY'ÜK SEBASTlYANLAR. Matıne 18 00 APTAL KIZ. Pazartfsi oyun yoktur OPERA Aksaray: TEVHİT BtLGE. KONGRR ECLEVİYOB Gazanfer Özean. AMAX İDARE ET: pizarıesi. salı. çarsamba »uvare 21.15 matine 16.15. Tel:: 21 57 22 BULVAR TtYATROSl): Hnzartesi hariç her gece 2!.!5 te BAVA ÇİÇEK YOLLAMA Çarşamba Cumartesi, Pazar maıir.e 16.15 de. AZAK TİYATROSTJ ( B e y a z ı t l : Muammer Karaca S E N A T € R . Her ak.şam 21.15. Matineler car?amba. cumartesi. pnzar lfi. 15 te Tel: 22 S2 46 •IIIIMIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIKIIIIIIII ııııııııııııııııııı JANE'İN KIZI 77 Görürsün kızun, ben onu bir adam ederim ki „ /MPATÜ DEFOLUti! NBİL Resirali Roman: 113 M E L ' U N K I Z Çuen: YVES SAYOL Çeviren: Mazhar KUNT Lncile birden ne kadar ihtiyatsız faaEdmond hafif hafif inliyordn. Kadın: reket ettigini anladı. Oglnoıuı hali kal Zavallı yavrum, diyordu. Bütün kabahat mamıştı, kendisi de soğnğa artık dayana benim, simdi ne olacağız?. Etrafına bakınmıyordu. Geri dönse iyi olacaktı. Fakat dı. Görünürde hiç bir ışık yoktu. Boynunnasıl olsa ileride de bir köy vardı. Bu daki şah çıkararak çocufu sardı .. düşünce ile yola devam etti ama çok gefemeden tekrar darmsk zorunâa kaldı... ... Sonra ayağa kalkmak istedi. Fakat şimdi pek fazla üşüyordu. Gözleri kararıyor, kulakları ugulduyordu. Birden genç kadın (Jurumun bütün vehametini kavradı ve avazı ;ıktıgı kadar: «Imdat, imdat» diye bağırmağa başladı. (Arkası var) Eliyle bir hareket yaptı. önle CUMHURİYETİn Tefrikası: 23 ' «... Geri dönmeli.. Ama imkânı rinde çarşaf gibi uzanan suyun vuh I yok... yahut...» ve biraz daha yükfl bir görünüşü vardı. Nehır baI sek perdeden. Doyle'un ümıtsiz, yijiıed devam eden çı.plak r kayaıık: fakat kimli sesi, «Daima kaçamalardn. zaman zaman kaba an su" yız Lin. Bu işi şimdi halletmeli yun tahrip ettiği terked'lrris kii yız.» çük jvler görünüvordu. Bütnn bu BirKaç saat sonraydı. Güneş, yemanzarada melânkolik, insanı âdeni batmıştı. Poirot, camekânla çev ta inküten bir güzellik var.U rüı salonda ilerleri seyrediyordu. Rosalie Otterbourne. «însanlar j VevirenJer: Mete Ergin Uani l'ener Karnak, dar bir geçıtten geçiyor dan uzak,> diye söylendi. du. tki yandan kayalar, aralarında «Biz hariç, Matmazel.» hızla akan nehire dimdik saplanılumseme Jjelirui. Sonra birden dı net.» diye mırıldandı. Kız, omuzlarmı silkti. Sonra «Bu kilerek, hayretle haykırdı: «A, ba Vapur, iskeleden ayr'Uyordu. 1 yordu. Artık Nübye'deydüer. memlekette öyle bir şey var ki, Bir kıpırdama işitti: Linnet Doykendimi günahkâr hissediyorum.ln kın Mrs. Doyle'la kocası! Onlann kinci Şelâleye yedi günlük, gidış le'u yanında gordü. Kız, parmak dönüş yolculuğu bai,lamıştı. s£iun içinde kaynayan hısleri dı da geldiğini bilmiyordum!> ortalarına Arkalarında titrek bir kahkaha larını büküvordu. Poirot, onu hiç şarı vuruyor. Her şey adaletsiz.» Linnet, güvertenin bu halde görmemişti. Ne yapaca doğru bulunan kamaralardan bi duyuldu. Linnet bırden döndü. dcdi. bir çocuk gibiydi, rinden çıkmıştı. Simon arkasından Jacqueline de Bellefort orada ğını şaşırmış • Acaba. Maddi deiıiierle hüKÜm geliyordu. Poirot, kadının görünü duruyordü^ Gayet neşelij'di. Linnet. veremezsiniz ki.» şune bayağı şaşırdı öyie göze çar \ «Merhaba, Linnet! Seni Durada «Mösyö Poirot,» dedi. «KorkuyoRosalie mırıldandı: «Bir başka pan, kendinden emin bir haü vardı fiöreceğini ummuyordum. Assuan rum her şeyden korkuyorum.Şim lannın annelerine bakın, bir de ki. Simon Doyle da ÇOK oeğişmiş da daha on gün kalacaksınii zan diye kadar hiç böyle olmarmştım. benimkine. Cinsiyetten başka ti. Ağzı kulaklarına vara vara nediyorum. Hoş bir sürpriz!» Bütün bu vahşî kayalar bende nef. Allahı >ok. Salon.e Otterbcurne de memnun bir mektep çocuğu gibi j «Sen demek» Linnet kck«İ3dı. ret ve dehşet uyandırıyor. Nereye ba Ailahın peyganıberi » Sustu. sırıtıyordu. , Zorla gülümsedi. «Ben ben de gidiyoruz? Ne olacak? Korkuyo «Punu herhalde sdylemcmeliydim.» O da küpeşteye yaslanarak, «İşte seni göreceğimi ummuyordum.» rum, diyorum size. Herkes benden Poirot eliyle bir hareket yaptı. bu fevkalade.» dedi. «Can atıyor«Ya?» nefret ediyor. Şimdiye kadar hiç «Niçin söylemiyesinız bana? Ben dum bu gezintiye, sen ne dersin Jacqueline, vapurun öbür tara böyle bir hisse kapılmamıştım. In çok şey işitenlerdeniın. Eğev söy Linnet? Turistik bir geziden çok, : fına doğru gitti. Linnet, kocasımn sanlara daima iyi muamele ettim lediğiniz gibi, içinız kaynıyorsa sanki Mısırın tâ kalbine gidiyor kolunu kuvvetle sıktı. onlara iyilikler yaptımama, orreçel gibi eh bien, bırainn kö muşuz hissini veriyor bana.» | «Simon Simon » lar benden nefret ediyor'.ar çok pük yüze çıksın, o zamaa bir ka Karısı hemen cevap verdi «Bı Doyle'un bütün neşesi kaçmıstı. kimseler benden nefret edıyor. üişıkla kaldınlabilir, şöyle» liyorum. O kadar vahşi ki, neden Ateş püskürüyordu. Kendini tut mon'dan başka etrafım ciüşaıanla Nil'e bir şey atıyormu? gibi bir se.» mağa gayret etmesine rağmgu el dolu. Insanın kendinden nefret ehareket yaptı. Kocasının koluna g;rdi. .Simon Ileri pençe gibi gerilmişti. îkisi de denler bulunduğunu hissetmjsı ne «tşte gitti.» da onun kolunu kendisininKİ ile biraz öteye gittiler. Poirot, başını fena...» Rosalie, «Ne fevkalade bir insan bastırdı. çevirmeden, kesik kesik bir takım «Fakat, bütün bunlar niçin, Masınız!» dedi. Gergin ağzında bir gü Simon, «Yolculuk bajlacı, Lin 1 iâflar işitti: dam?» ^^^ (Arkası vaxj NiL CiNAYETi • ••ll»l>Blllfaillllllllllllll«ll IKMMIIIIIftllllll