27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
/ Dencere tKl CUMHURlYET 7 Aralık 1962 IIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIlllllll 1 DÜŞÜNCELER ıııiEiııi!imıımımımııımıııııııııııııııımııııııııııiHiıııııiMiııııııııi!iıııııiiiııııııııııııımıııııııifiı=ıııı Milletlerarası Meseleler Gerçek milliyetçilik! Oduncular havaların soğumasını fırsat biıdiler Insan dısarlarda oldu mu, bir baska dnygnlulnğa kapıhyor vataıı konusunda. lîelki asırı bir duvgululuk ama çaresiz. Bir Fransız arkeologu \e balık adamı Turki>ede arastırmaIar japmıv Gunev Anadolu dolaylarında ve Bodrumda. Gördüklerini filnıe çekmis. Adamı teleUzyona da\et edip : MÖSAÖ, dcdiler. anlatın bakalım şrördüklerinizi. Adamcaçız bir bir anlatırkcn, çektığı filmı de gdstermefe basladı. Gune\doğu Anadoluda hudut bölgelerine yakın köyler . Scru\orlar : Burası eski de\irlere ait harabeler mi? Yok canım, burada simdi Türk kö'. lüleri \aşı\orlar. Bir köy daha Ka>a r^uklarına sığınmıs, Taş üstünde taş. Pcki ama hic pencere yok. Evet >ok. Bö^le penccresiz et lerde yasıyorlar. DoŞrusunu sövlijeyim. Heyecandan pek dikkat edemedim. Ben Anadoluda bir karıs bo^unda bir delikten ışık alan çok toprak dam çördüm. Fakat böyle pencerosiz tas yı|ınlarına raslamamıstım. Fransız tele\ iz\onunda Türkiyeji se\redi\oruz. Avrupalının çerçekçi objektifi Türk topraklarında dolasıyor. Ne bir ajaç Ne bir mcdeniyet isareti Sanki Kerbelâ. Bir baska koye daha ulasn oruz. Üstü bası sefalet haritası gibi pafta pafta insanlar hulgur dövüyorlar. Tokraak sanki dibek tasına değil, kafama iniyor : Tak, tak. tak, tak . Kadınlar, erkekler, tas devri tarihinin yapraklarından televizyon ekranına atlamıslar. \urlu ufuklar Turkiyesinden, Avrupanın gözü önüne serilen manzara, Ankara ve tstanbulun kejif sara\larınd» caka satıp, kursulerinde pala\ra sıkan politikacılarımızın bepsini iflâs masasına uzatmağa yeter. Biz oralarda istediğimiz kadar sansür he^etleri kurup filimlerdeki sefalet sahnelerini kırpalım. Gerçekleri değistirmek \e dünianın gözunden saklamak mümkün olmuyor. Bo arada, son yıllar boyunca, Türk milliyetçilifi adına ıçirisilen safsataların gülüııçlüğü çözümün önüne seldi. Çünkü bir süreden beri Türkiyenin sefaletini gizlemek, sözümona milliyetçilikten sayılı>or. Hatır, Buna millivetçilik de(il, yslancılık derler. Gerçek millivetçilik, millî şunrnn, nvandıfı yerde gözlerini \atan toprağındaki sefalete çevirmesi demektir. Bir milletin yüzde doksanını sefalette, yüzde onunu sefahatte yasatmayı tabiî gören düşüncenin, milliyetçilik meslegivie nzaktan yakından ilgisi yoktnr. tç sömürgeciliğin adına milliyetçilik demek marifetini hangi düzenbaz ne zaman becerebilmiş! Bu ne sahte terazidir ki, milletin sefaletini dile getirdin mi vatan haini sayılırsın Büyük sehirlerin cicilerini gözler önüne sürdün mfi milliyetçü. Bana kalırsa Anadolnnan cümle sefaletini en acı çirgilerivle filme alıp her sinemanın her seansında kanun zoruyla on dakika seyrettirmeli. Kafamıza dank edinceye kadar. Çünkü biz o kafamızı Anadolnda çöllesen topragımızın knmlarına deveknşn gibi gömdükçe, köylerimiz Fransız televizyonnnda göründügü gibi sürüp gidecektir. Daha kimbilir kaç yıl . Bizim asıl ağlanacak yanımız yalnız köylerimizin sefaleti mi? Ta o sefaletin üstüne kurdugumuz politikanın sefaleti?^ Ta o politika sefaletinin ötesine berisine serpiştirdigimiz ırkçılık, tnraneılık, komünistlik masalları . Orta Asyayı fethe çıkmadan önce şu bizim Anadolnmnzu fetbetmeye niyetlensek n u ı l olnr!.. Neyi kurtarmak istiyoruz? Neyi kurtarmak istiyoruz? Once bu nu kesm olarak bıl meden bir şey yapamayız; veya yap tığımız her hareket geminın bir parça aaha su almasına sebep olur. Son senelerde herkes kurtarıcı rolünde, ama henuz kurtulan hıç bir şey yok. Bir kısmı «Demokrasıyı kurtarahm» dıye bağınyor; dığer bir zumre hurriyetı kurtarmak sevdasmda. Kibacası herkes bir sey kurtarı\or. Kımısi Anayasayı, kımısı Kayserıdekılerı, kımısı 27 Mayısı, kımısı dını, kımısı Ataturk'ü ve kımisı de paraları... kurtaran kurtarana; galıba bu sonuncular en akıllısı, «mal canın yongası> derler. Ikıncı Meşrutiyette de herkes kurtarıcı oldu; ve fakat koca bir Impaıatorluk çatır çatır yıkıldı. Nıhayet halk kendı kendıs'ni kurtarmak zorunda kaldı. Tarıhimıze bakacak olursak, hep aynı olayın tekrarlandığını goruruz. Kur tarıcılar batırır, halk, «gayret dayıya duştu» deyip kendısını kurtarır. Ama bir de kurtarmıyacağı, jıkacağı tutar.. Canım efendım şu kurtarıcılıktan vazgeçelim de, memleketi kurtarmıya bakalım. Memleket çökerse ne hurruet, ne demokrası ve ne de Anavasa bir ıse yaıar. O halde hurrıyet, demokrası, ınsan hakları kavgasını sonraya bırakalım da memleketi kurtarmıya çahşalım Çunku bu, mılletın butununu ilgılendıren bir konudur. Fakır, zengın, ışçı burjuva, koylu kentlı, aydın cahıl, hırsız namuslu. faydacı ıdeaast hepımız bir gemınin ıçındeyız. Gemı batarsa, zen gının parası, hırsızın metâı gıtmek le kalrr.az, toptan giderız 30 mıl% on Turkün vebalinı de omuzlarımızda gotıiruruz. Şimdı biz batmak tehlıkesinde olan bir geminın ıçinde, once gemijı kurtarmayı duşunecek yerde, saç saça baş başa kavga ediyoruz; ithamlar, iftiralar, tahrikler birbırini kovalıyor; en akıllılarımız bıle ancak gemide asaM^ ve duzen araştmyor, çokuntuyu duşunmuyor. Duşunenler tehdit edılıyor, suçlu gorulüyor; olmaz hoyle şey.. Bir zamanlar Mustafa Kemal de suçlu goruldü; tehdit edıldı Suçu r.eydi? Milletle bırhk olmak.. Bu memlekette halkla beraber olmanın guçluklennı peşınen kabul etmek zorunda} ız. Halka angaıe oldunuz mu bir çok zumre menfaatlerı karşınıza dıkılır, sızi suçlar. Goze almak lâzım tehlıkelerı; sızı, savunduğunuz halka ol] durtseler dahı goze almak lizım. Yok bunun baska çıkar yolu . Memleketi kurtarmanin ilk şartı memleket gerçeklerıne donmektır. Mılletı kurtarmanın îlk şartı halkı sevnjftktır. Hfika^ ks^^ı^ olan hlç bır hjTreket tutunmaz. Bunıj prensıp olarak kabullenmek zorundayız; tabıi halkla ış yapmak istıjorsak. Halkı aldatmaya çalışanlar sonunda sadece kendıni aldatırlar. Once halkla, şu çeşıtli kurtarıcılar arasında gerçek sevgı bağlarının kurulmasına ihtıyaç var. Çoğumuz bılmiyerek halka kotuluk ediyoruz. Toplulumumuzdaki bu bunalım benı karamsar yapmıyor. 27 Mayıstan sonra ayağımız ılk defa suya erdı 27 Majıstan sonra memleketın dertlerını yarım yamalak tedbırlerle çozemiyeceğımızi anladık. 27 Mavısın siyasi iflâsı kafamıza dank dedı. Yüzelli yıldan beri safdan soldan devşirılmis eğretı fikirlerin \etmedığını gorduk. İnanılmış, oğrenılmış, ezberlenmis fıkirlere karşı ıçımızde bır kuşku, bır şuphe doğdu. 27 Mayısın politik yonü ne kadar basarısız olursa olsun. ıçımıze bır fıkır sancı^ı du Pakistan ve Cento, Seato münasebetleri Yazan: Zafer Hasan Aybek ıııııımıımııııııiiiıııiMiıı Yazan: Cahit Tanyol surdu. Ilk defa ajdınla halk, maskelerıni çıkararak, çırılçıplak yuz j'uze geldi. Aydını halktan ayıran Osmanlı tedbırı fıkırler toptan iflâs ettı Ortadaki bunalım, ortadakı lcaygı Türkiyenin yenı îikirlere gebe olduğunu gosterıyor. Şımdıye kadar aydınlar eğret1 kalıplar uğrunda ddvugen bır somurge askerine benziyordu. Bugun artık çatısma, sömürge askerine benzıjen aydınla halka tutulacak ışık arayan aydın arasındadır. Biz bunu yeni bir çağ ba^langıcı, bir «aydınlanma devri» gibı gorüyo ruz Bugune kadar Turk avdınının dusuncefine giydırılen medrese kalıplariyle, batı kalıpları arasında kavga vardı Yenıhk hareketımız bır kalıplar kavgası ıdi. Fakat artık kendı kalıbımızı. kendı ozumuzu anyoruz; elbette bulacajız Elbette kalıb kı\afet, şekil ve tavır değıstirmis vabancı ve eŞreti kalıpları tasfn e edeceğız. Fikir bir gerçeğe yonelince tehlıkelı olmaktan çıkar. Bizim için bugun onemlı olan gerçeğe avak ba*mı« o'mamızdır Fıkir kendi gerçeklerımize uvmadıktan sonra, ister asırı sagdan ister aşırı soldan gelsin, bir değerı yoktur Aksiyona IOI gosteren teoriyi kendı gerçeklenmızden çıkaracağız. Bu gerçek ler bızi sol teorilere bile gotürse ırkilmeden sövliyeceğiz. Bizim icin sağ, bizim içın geri olan, sadece gerçek dışı olandır. Fransız filozofu Descartes'in yeni çağı açan bir tutumu ve davranısı vardır Kendisine sorduğu ilk soru: «Doğruyu ve gerçeği bulmak için ne yapmam lâzım'» soru^udur. Filozof .0006 butun bildıkler'mden sovunacağım ve hepsini şüpheli savacağım ve veniden hiç bir sey bilmivormus gıbi düsünmeye başlıvacağım» der Biz d< bütün bilgilerden soyunacaSız. Bıldiklerimizi gerçekle olan bajlantıları yönünden kontrol edeceğiz. Peşin yargıları. peşin kanaatleri bir yana iteceğiz En kutsal saydığımi7 şevler uzerine yeniden egileceğiz. Insanları, eserleri, gerçekle bağlantıları açısından degerlendirecegiz Bu hi7 hiç bir ?aman som cerçek yığınları içinde bogmaz Tam tersine, gerçekler'n olus bağlantılarına goturur. Doktrin dedığ'mi? de başka türlü bır araştırma değıldir. Gerçek tutkusu olmazsa, çoğu zaman h??ır doktrınler bızi aldatır Gerçeğe varayım, derke n bizi spekulâtif bir dusünce alanma sürükler. Doktrinlerin, hazır kalıpların savunuculusunu yapmak bir nfvi 5Jini,i^belhlrtt^'Bır dok+rinın içmde rah.it rahat, tenbel ten Dün yapılan kontrollarda, yüksek fiyatla satış yaparken yakalanan 10 oduncuya para cezası verildi Oduncular japılan kontfollara rağmen, havaların soğumasını fırsat bilerek yuksek fiyatla satış yap maya de\am etmektedirler. 10 odun deposu sahıbi daha dun yapılan kontrollarda yuksek fıyat la satış yaparken yakalanmışlardır. Para cezası verılen oduncular, ıkıncı kontrolda yuksek fiyat la satış yaparken yakalamrlarsa, depcları kapatılacaktır. Beledijenm elınde hâlen 208 bın çeki odun, 300 ton mangal komuru stoku bulunmaktadır. Bu bakımdan bu yıl odun ve komur sıkıntısı çekılmıyeceğı belırülmektedıt. Beledıye ve Beledıyeye bağlı muesseselefde çalışan bazı memur ların çalışma saatleri ıçinde gorevlerı başında bulunmadıkları gorulmuştur. Beledıye Başkan Yardımcısı Kad n llkay, dun yaptığı teftışte, 16 memuru çalışma saatlerınde gorevletı başında bulamamıştır. Bu meraurlara ıhtar cezası veren Kad ri llkay, suçun tekrarı hahnde haklarında kanuni ışlem yapacağını açıklamıştır. Görevleri başında bulunmıyan memurlar cezalandınlacak A.l.D. teşkılatından Mrs. Persoy, fstanbuldakı ışçılerın eğıtımı hususunda Turk lşe yardımcı olmak üzere dun şehrımıze gelmıstır. Bilindıği uzere îl Danışma Kurulu, muhtehf ış kollarındakı ışçilefrın eğıtımı ıçın kurs ve seminerler açılmasıııa karar vermişti. A.t.D. Teşkilâtından bir uzman geldi V E F A T Şirketimij: kurucularından ve Idare Meclisi Reis vekili kıymetli mesai arkadaşımız üsküdarh kua bir rahatsızlığı mutaakıp aramızdan eMdiyen ayrılmı* bulunmaktadır. Cenaıesi 7/12/962 bugunkü cuma günü öğl» namazından sonra Aksaray Vahde Camiinden kaldınlacağından dost ve ahbablarırun tejrifleri rica olunur. Lefkoşe Turk Beledıyesının dâvetlısı olarak, Kıbfrıs Turk Beledıyelerinın mâli ve hukuki durum larını tetkık etmek uzere Kıbrısa gıden Beledıjecılerımız dun şehrı mıze donmuşlerdır Hukuk Işlen Muduru Tojgaf j Akman, Hesap tşlerı Mudüru Uygur Haydaroğlu v e Özel Kalem Muduru Fıkrı L'nal'dan kurulu he jet, 5 Turk Beledıyesını ayrı ayn mahallınde tetkık etmış, Kıbrıs Anajasasını ve Kıbrıs Beledıyeler Kanununu ıncelemişlerdır. He \et, Beledıjelere gehrlcrını artırmak ıçın bazı tavsı> elerde bulunmuşlardıl. Kıbns'a giden Belediye heyeti döndii EUREKA METAL T.A.S. Levent Karakoy troleybüs hat tı bugun saat 16 30 da yapılacak torenle açılacaktır. Bu hat içın 27.722 metre bakır troley telı, 361 beton dırek kullanılmıştır. Bu hatta şımdılık 4 troleybüs çalışacaktır Onumuzdekı gunlerde bu bolgedekı voltaj duşukluğu gidetıldığı takdırde, troleybüs sayısı 10 a çıkarılacaktır Levent Karaköy troleybüs hattı açıhyor MEVLİT Alleımzın acı kaybı olan B. ŞEVKET Avunduk'un 8 12 1962 t cumnrtesl günü ogle namazından sonra (Teşvlkiye) Camllnde okutulaeak Mevlidı Şerufe teşrtflert rlca olunur. Cumhurıyet 16782 Butun Pakistan mılletinın mm kumpan\alarının merkezi halindenet ve şukranı ıle karşılanan, ve dır. Gelişmekte olan ağır Hınt saPakistan Parlamentosunca o>bırlı nayıınde çahsmak uzere eskısınğı ıle tasvıp olunan, Hukumetımi den daha fazla Ingıliz mutehassıszin Hındıstana silâh yardımı >ap ları hulunmaktadır. Ingıltere bu mamak hususundakı isabetli ve u menfaatleri tehlıkede gorunce, Hın zak goruşlu kararından sonra, Pa dıstana silâh yardımı yapmaN a kistanda, Cento ve Seato'ya dahil koşmuştur. îngiltere ve Amerıka aleyhınde, Amerıka ise, Hındistanın tarafKızıl Çin Hındıstan sınır çarpış sızlık snasetıni bırakıp Batı cepmaları uzerme Hındıstana yapılan hesıne katılacağını umıt ederek, ve Hındıstan ıle Pakistan arasın ona bu zamanda sılâh yardımı dakı kuvvet dengesmı bozacak o yapmaktadır. Halbukı Hındıstan, lan sılâh yardımı yuzünden, şim simdıye kadar, dunyadakı askeıî dıye kadar gorulmemış umumi bır ıttifaklardan ve bloklardan ayıı galeyan başgostermıştir. Pakısta durduğunu ıddıa ve taraf tutmanın butun buyuk şehırlerinde gos mış olan memleketlerin safında terıler yapılmakta ve mıtıngler kalmayı tercıh ettığını beyan edetertıp edılmekte ve hatıpler Pa rek, hâlâ dahi tarafsızlığı muhakıstanın Cento ve Seato ittıfakla fazada ısrar etmektedır. Amenka rından çekılmesını talep etmekte ile Hındıstan arasında, 1951 ve sondırler. Halkın heyecanını yatıştır ra da 1958 de sılâh yardımı husumak ve Hükumetının, Pakıstanın sında yapılan bir gızlı anlaşmanın \uksek manfaatlerını daıma goz mevcut olduğunu Pakistan gazeonunde tutarak dıs sıyasetını ıdare telerı yazmaktadır. Ote yandaıı edeceğını onlara ınandırmak ıçın, Hındıstan Sovyet Rusyadan da en Pakistan Cumhurbaskam Mareşal son model jet av uçakları almaya Ejup Han ve Pakistan Parlamen çalışmaktadır. Bınaenalevh Hıntosunda Pakıstanın dış sıyasetı hak distanın Batı cephesıne ıltıhaK ekında mılletvekıllenne uzun uza deceğı suphelıdır dıva bevanatta bulunan ve Kızıl Hındıstana \apılan bu sılâh yarÇın Hınt sınır anlaşmazlığına daır Hükumetının gorusunu açık dımlarından kuşkulanan Pakıstalayan Pakistan Dışışlerı Bakanı nı yatıştırmak ıçın, Amerıka ıle Mehmet Alı Bogra, olağanustu gay Îngiltere bu sılâhların Hındıstan tarafından Pakistan aleyhınde kul retler sarf etmektedirler. lanılmnacağını temın etmekte ve Mehmet Alı Bogra'nın açıklama Pakıstandan Kesmir meselesını sım larından anlaşıldıjına gore, Pakis dıhk bahıs konusu etmıyerek, Hin tan, Kızıl Çın Hınt sınır çarpış dıslanı Kızıl Çıne karşı desteklemalarını ancak bır hudut ıhtılâfı olarak kabul etmekte, ve Hındıs mesını arzulamaktadırlar. Pakistanın da bu hâdıselen avnı şekılde tan ıse. Hındistanın geçmıs on beş telakkı ettığını ve fazla cıddıye yıl zarfındakı tutumunu ve Keşmır almadığını ılerı surmektedır. Nıte de bır serbest ve âdılâne plebısıt kım halâ dahı Hınt Ordusunun bu yaptırmak hususunda verdığı sozyuk bır kı»mının Pakistan sınırla den caymıs olmasını gozonunde rında yığılı bulunmuş olması ve bulundurarak bovle temınata guÇıne karşı cepheje sevk edılme venmemektedır. Fransanın Amerımesı, Kızıl Çın Hınt dıplomatık kan sılâhlannı Cezayırlı mucahıtmunasebatının kesılmemesı, ve ta lere karşı kullanmasını, ve Hındisraflaıın sefaıet he3etlerının eskısı tanın Amerıkan yardımından faygıbı faalıjette bulunması, muha dalanarak Coa'yı kolayca ıstılâ etsımlar arasında harbın ılân edıl mış olmasını goren Pakistan, eğer memıs olması ve en son olarak da boyle teminata bel bağlamaktan ve Kızıl Çının tek taraflı bır kararla tek taraflı olarak Ke«mır meselecephelerde ates kes emrı vermesı, sınde ıstenılen fedakârlığı yapPakıstanın bu noktaı nazarının maktan çekınnorsa, tamamen hak dogru olduğunu gostermektedır. lıdır Fakat Pakistan halkının, Zaten, Kızıl Çının taarruzunu, ne Hındıstana yapılan Amerıkan ve SunYat Sın'ın Partısı Kuamıng Ingıhz sılâh yardımından dolayı tsn'ın kurduğu Çın Cumhurıyetı âni bır hejecana kapüarak ığbırar nın ve ne de Formosa'dakı Mıllî duyması ve hukumetlerinden CenÇın Hükumetının hıç bır zaman to ve Seato'dan çekılmesını ıstekabul etmedığı, McMahon hattına melerı, kısa goruşlu bır hareket ınhısar ettırmesı ve Hınt kuvvet sayılır, zıra, Pakistan bu anlaşmalerını çevırme\e musaıt noktalar lardan çekılecek olursa, tamamen dan taarruza geçmemesı de Pakıs >alnız ve muttefıksız ve bugun tanın goruşunun ısabetını ıspat et ıkıncı beş yıllık kalkınma plânı mektedır. Fakat Hındıstan bu hâ için Batı devletlerınden gormekte dıselerın dunya kamu oyu uzerın olduğu ıktısadi yardımdan mahde yaptığı psıkolojık tesirden ga rum kalmış olacaktır. yet kurnazca favdalanarak, BatıSon ajans haberlerine gore, Adan muhım mıktarda sılâh yardımı saglamaya ve bovlece Pakıstanla merıka ve Ingılterenın arabulucudığer Cento ve Seato uyelerı ara| luğu sayesinde, hasıl olan Pakissında bır ıhtılâf yaratmaya mu. I tan Hındıstan yakınlasması';"ve Hındistanın simdıye kadar Pakisvaffak olmuştur. tan hudtrdunda yığılı tuttuiJU1 asîngılterenin, Hındıstandan sağ kerî kuvvetlerının yuzde seksen ladığı menfaatler, Hindıstan iitık beşınden bır kısmını gerı çekerek lâlini kazandıktan sonra da, pek a Kızıl Çıne karsı sevk etmiş olması, zalmış değıldır. Bugun Kızıl Çı suruncemede kalmış olan Keşmır nın tehdıdı altında bulunan Hın meselesının halli içın iyi bir ışadistanın Assam eyaletmde, Hın ret sayılır, ve bu m*sele de hallodıstan ıhracatının yüzde onunu lunduktan onra, Pakistanın Cen• teskil eden çayın yetiştiği bahçe to ve Seato'dan çekılmesine lüzum Neyi kurtarmak istiyoruz? Mem ler hâlâ Ingılızlerın malıdır. Hin kalmıyacağı gıbi, bu iki komşu adıstanın en buyuk şehri Kalkuta, rasındakı gerginliği de tamamen leketi. Ama bir çokları hâlâ paçaları bugun dahi, buyuk Ingıliz tıcaret bertaraf etmıs olur kurtarmayı memleketi kurtarmak sayıyor.. ' bel pmeklemek ıle, bir nassın zebunu olmak arasında fark yoktur. BaşKalarının üu şuncesi ıçinde oturmak, dusunmek değıldır. Duşunmek başkalarının. dusuncesını gerçekle kontrol etmek demektir Son zamanlarda bazı Marx'cı aydınlarla uzlaşamadığımız nokta bu olsa gerek. Ben Marx'cı doktrini kendı gerçeklerımız ıçinde kontrol edelım dıyorum. Onîar, Marx'ın doktrini butun toplumları kusatan kulli prensıpler kanısında.. Bence Marx, sosyalızmde bır merhaledır: son sozu soylıyen düşunur değıldır. Marx'ı bır âhır zaman peygamber gıbı gormek, kanaatimız ce, bızzat sosyalızme ve hattâ Marx'a aykırıdır. Oysa kı bızım ıçın onemlı olan şu veya bu doktrın değıl, onlarm sos\al gerçeklerımız açısından kontroludur. Bu ko/ıtrolu reddetmek, doktrini bır «Fetvahane doğması» halıne getırır. Hur duşuncenın kontrolunu, gerçeklerın hesaba katılmamasını gerektıren bo\le bır anlavış, ister sağcı olsun, ister solcu olsun, bızi bir Ortaçağ fanatızmıne goturur. gerçekle olan bağlantılarımızı keser. Bugunün aydınına düşen vazıfe, sağı solu bır \ana ıterek, kendı gerçeklerımızın kalıplarını arastırmak ve doktrinlere, kontrolu gereklı birer deney objesi gozuyle bakmaktır. Yukarıda bir suru kurtarıcılardan bahsettık. Bu kurtarıcıların her bırının elınde bır takım kanaat reçeteleri vardır. Doktnnler dahı, eğer bır gerçeğın kontrolune dayanmazsa, fıkır olmaktan çıkar bir ckanaat» olur. Bir memleket ne kanaatlerle idare edılır ve ne de kanaatler onu kurtarır. Yalnız başkalarının fıkır ve kanaatlerıne, onlara ıstırak etmemıs olsa dahi, gerçeğe varamadığımı? muddetçe saygı gostermek zorundayız. Bu, duşunceye verılen «h uriyet payı» dır Bunu kımsenın ehn den almaya hakkımız yoktur. Bizde, çoğu zaman, fıkır tartışmalarının sur'atle kisisel bir renk alması, kufur, hakaret ve ıftıra ıle sona ermesı, fıkır sandığımız bır çok şeylerın bir kanaat yığını olmasından ilerı gelmektedır. Çünkü insanlar, kanaatlertmn bir çogunu, kisılıklerının bır parçası sa \arlar. Onlar >ıkılınra kısılıklennin de yıkılacagını bılırler. Kanaat çatısmaları ne kadar ke'kın ve agır olursa olsun. bır fıkır olusuna çevrılemez. Kanaatler kapalıdır. Çatışma bu kapalılığı hır kabuk haline getinr. Yobaz kafası n:n duzenı boyle kurulur Fıkır ıse açıktır. Buradaki çatısma, çozumlemenın başlangıcıdır. Memleketımizde fıkırlerın açılıp serpılmesı ve bır oluş zinciri ıçinde âevam etmesı ancak gerçeklere yonelmek ve gerçeklerı kontrol etmekle mümkundur. Yeni kusaklar. boyle bir anlayış seferberhğıne katıldığı zaman. doktrinlerın kalın kabukları ıçinde uyuyanların gulunçluğu mevnına çıkar; ve onların birer «fikir aylağı> olduğunu görür... BAŞ SAGLIGI Şirketimiz kuruculanndan ve Idare Meclisi Reis vekili kıymetli mesai arkadaşımız Yaz saatının değı^tırılmesı ıçın şımdi de Basın Teknısyenlen Sendıkası faalnete geçmış \e bu mu nasebetle Başkan tbrahım Guzelce bir basın toplantısı yapmıştır. Başkanın bıldııdığıne gore, yaz saatinin tatbıki ıle. elektrık enerjisınden tasarruf edılmemekte bilâkis ıstihlâk artmaktad* Basın iscileri de yaz saatine itiraz ediyorlar AVRUPADAN ÜSTüN AMBALAJ ÖMÜR YOâURDU OAAURI OLÜM Mıhriban Işbecer'ın eşi, Saadet Doğancı, Sabahat Tuncay, Selma .Borazancı, Y. Muhendıs Semıh Işbecer'ın babaları, E. General Kâzım Doğancı, Vet. E. Albay Ethem Tuncay, Operator Dr. Bnb. Talât Borazancının kavınpederlerı; Fıliz Doğancı, Nejat, Nıhat, Nazan Tuncay'ın dedelerı ÜSKÜPLÜ MEVLİT temyiz Mahkemesi Dördüncu Dairesi Azası S«vgili kardeşimir Ceza Reklâmcılık 5080 16796 GELÂL TOKSOY'un . Faik üsküdarh kısa bir rahatsızlığı mutaakıp aramızdan ebediyen aynlmış bulunmaktadır. Kederli ailesine, dost ve yakınlarına baş sağlığı diler acılarına iştirak ederiz. IPRA6AZ EUREKA METAL T.A.Ş. Üâncılık: 8550/16773 Madenîş Sendıkası tarafmdan düzenlenen ve yaz ayları munasebetiyle ara verılen hafta sonu isçı seminerlerme bugunden ıtibaren teklrar başlanacaktır. îktisat Fakultesı Içtımaiyat Enstıtusu Öğretim uyelerı tarafın dan yonetılen semınerler cuma, cumartesi ve pazar günleri yapılacak ve butun işçiler sıra ile katılacaklard*. İşçi seminerlerine yeniden başlanıyor AADETıNıZıN ANAMTARI Elınızden bırakmıyacağınız nefis bir kıtaptır Üzüliiyorsanız * İşleriniz hep aksi jidiÜmitsizseniz yorsa• Kendinize güveniniz yoksa •• Hasta olmaktan, ihti* • Çeşitli sinir hastalıkları* yarlamaktan ve ölmekna ugramışsanız. ten korkuyorsanu. Ve * Hayatmızı başarıya ulaştırmak istiyorsann. ETHEM RUHİ İŞBECER 5 aralık çarsamba gunü Hakkın rahmetıne kavusmustur. Cenazesı 7 aralık cuma gunu Bugun oğle namazım mutaakıp Aksaray Vahde Camiinden kaldırılacak, Sehitlıkteki aıle kabrıstanına defnedileeektır. Allah rahmet eylesın. Allesi vefatının kırkıneı gününe tesadüf eden 8 aralık 1962 cumartesi günü Aksaray Valide Camıınde öğle namazını mutaakıp okunacak Mevlidi Şerife akraba, dost ve din kardeşlerimizin tesrıflerini rica ederiz. Kardesleri : İHSAN TOKSOY FFV'Zİ TOKSOT Cumhuriyet 16781 TEŞEKKUR Bazik mudahalelert İle b*nl müzlç böbrelc taıından Inırtaran Üçüncü Cerrahl Kllnlğl Dırektorü T E Ş E K K U R Üçnücü Cerr»hl Mlnlgınde ya pılan bobrek taçı amelıyatımla yakın llgderlnl ealrgeımlj'en Tedavl Kllnltl Direktbrtl Ord. PTof. Cumhuriyet 16791 ARALIK 7 RECEP 10 ı c s V E. O M e S < AAOETıNıZıN ANAUTARI Kitabını mutlaka okuyunuz. Komple Plâstik Boya' ve Parke cilâsı Ham maddeleri ve tesisatı ıle birlikte musaıt sartlarla , devredilecektir. Telefon: 21 17 03 Reklâmcılık 5029/16766 Ord. Prof. FAHRİ AREL ve Ürolojl Klinlgl Doçentl 8 10 13 05 15 27 17 40 19 18 6 21 2 29 7 25 9 47 12 00 1 38 12 40 Kitabm başında Dr. Refet KAYSERİLİOĞLU'nun bir takdim yazısı vardır. Umumî Bayii: Ferhan BOZKURT ve Ort. Ş. KebecihanİsUnbıJ Cumhuriyet 16801 Op. Dr. NECATÎ GÜVENÇ Prof Dr. Derviş Manlzade. Doç. Dr Adnan Salepçioğlu. Narkozıtör Doç. Dr Sadl Sun, Dr. Fertt Baykam, Dr. Nllüfer Ara», Basaslrtan Dr. Metin, Dr. Akdogan. Laboratuîr Çefi Dr. Neclân Gündüz. hemslre Saadet pansumancı Hlmmet ve «ervl» personellne minnet ve teçekkürlertmi arzedertm. TedtTİ Kiinljrt Teknik Aststam ÎSMET YÖRÜK Cumhurivet 16803 Dr SEDAT TAVAT Prof. Dr. REŞAT GARAN Doç. Dr. FİKRET BİYÂL Rontgen Mütehassısı Dr Muhlis Tuzlacı. Doç. Dr. Celâl Öker. Dr. N»zlf Bafnaçık, Dr. Orhan Özdej ve ııyaretleri ıle benl «on derece memnun eden Doçent Başaslstan, Aelstan dok•torlara. bütün arkadaşlara ve bilumum aile dostlanmıza en lcten te»eklcurlerlml arzfderim Tedart Klinlği Teknik Aslstanı ÎSMET YÖRÜK Cumhur^et 1R804 ^""""""•"•«»»»»"iıımmımmıııııııııııııııııııım^ 116 s «CUMHURİYET. in EDEBİ TEFRİKASL = Kosarak ormana geldiler. Ha san eski ocağının yerine odun tasıyıp üstüste yığdı. Kurıtmus dallarla odnnları besledi. Simdi atesi yakınca ne çüzel kokacaktı.. Bahar odunları bir baska, bir güzel kokar. Kajanın yanına oturdn. Birkaç günden beri kabına sığamıyor, hep ormana gidelim, gidelim diye tntturuvor, tlmmahan da gidelim de^ince viizü asılıjor, sonra da vazçeçiyordn. O kabına sıânıaz hali gene üstünde>di. Ağır ajır ccbinden bir kutu kibrit çıkardı. kııtuvu açtı, içindekı kıbritleri kucağına dök tü. Kurağındaki kibritlerdcn beser onar bir ara>a çetirijor çaknordu. Bes on kibritin bir ara^a eelmesınden çıkan yaIım bu>uk olınordu. Hasan bu »alıma ço7İennı diknor, kırpmadan. ^alım sönünceAp Uadar manan. ,a,,m sonuncP.P kadar Ö^fer demir S5k bakır seyredijor, yüzünde bir çesit rautluluk, acı, yüzü andan ana değisiyor. Bir acıya, bir boşluğa, bir mutluluğa giriyordu. Birinci kutuyu yaktı bitirdi. Ikinci kutuyu da yaktı. Imma han gözleri kocaman kocaman olmus, taş kesilmis ona bakıjordu. Bakıyor, bir şey söyliye miyordu. Bir ara: «Teter Hasan, yeter kardeşitn.» diye farkında olma\arak, Hasana yalvardı. Sonra hemen sustu. Hasan bütun kibritleri yakıp bitirdikten sonra Umraahana: «Seninkileri de ver,» dedi. l mmahan, yayına basılmısca sıııa verinden fırladı: «Vermem.» dedi. «Sen delisin. Deiisin. delisin!.» Hasan da a\m çeviklikle yermden fırla\ıp onun üstüne atıldı. Aralannda öldürtırrpsinp t.ld,. Iralannda 81düri,rpe«ne bir savas başladı. Hasan öylesine bir tntkuyla istiyordu ki kibritleri, kibritler için can verircesine boğuşu yordu ki, az sonra Ummahanın elinden kibritleri aldı. Ummahan bu boğnsmada tırnaklariy. Ie Hasanın yüzünü gözünü yırt mıştı. Hasanın yüzü kan içindeydi. Durmadan da kanıyordu. Ama onun bu kanlara aldırdığı bile yoktu. Tere gene bagdas kurup oturdu, kibrit ku tularının ikisini de kucağına bo salrtı. Soluk soluğajdı. Bu sefer top top yakıjordu. Yalımiar patlar gibi fıskınyordu. Eli de janık içindeydi. Hasan son kalan bir iki kibritle önündeki ocaçı tutuşturdu. Elim cencsıne da\a\ip ıa lımlara daldı Gözleri jaFımlarda bö'lp hi r sürp kalakaldı. Birden bir çıîlık attı Dalmış Eitmis ( mmahan irkildi. irküdi. «ıtn.1 I .. ... . . . .. «Bak bak, baksana kız! Ziyaret ağacı! Tasbaş amcanın evinin üstüne inen.. Bak bak, bak! Ayrıldı, süzüldü gidiyor .. Gör tnedin mi? Görmüyor musun?» L mmahan küsmüş, kırgm: «Görmüyorum. Hiç hiç görmüyorum.» Hasan gen e daldı. Ates yandı çeçti. Hasanın gözleri ocağa di kiliydi, Neden sonra kendine geldi. Tüm bedeni döğülmüs gibi ağrıjordu. Ayağa kalktı, bir i\ice kollarını uzun uzun açarak gerindi. «Kalk ayağa Ummahan.» dedi. «Arkanı dön. Kıpırdarsan, arkana dönersen, seni öldürürüm.» Kayalann arasından kayarak, sine sine, sivri kayanın yanına vardı. Tasının yanında bir süre dikildi kaldı. Taşına umutla. sevgijle kutsal bir sej'e bakar gibi bakı>ordu. Eğildi, tası birkaç kere oksadı, sonra iki eliyle tuttu kaldırdı. Ualdırır kaldırmaz da vurnlmuscasına ^crinde durdu kaldı. Ne \aparapnı bilemedi. Tası dikti. Gözlerını bir türlü tasın ^erinden ajıramı^ordu. iüzu gittik çe ısıvor, bir mutluluea şömülüyordu. Dağlar, taslar, ağaçIsr, ka^alar. toprak ısnor. Halar, ka.alar .TıVorHa sanın bedeninden mutluluk, ıe vinç tıskınyordn. «Ummahan,» diye bağırdı. «Ummahan gel!.» Sesinde öyle bir sevinç vardı ki, Ummahana da geçti. Kosarak geldi. Hasanın baktıgı yere baktı. İki kardeş simdi gözlerini taşın yerine dikmişler, gözlerinde sevinç ısıklan, yüz lerinde inanılmaz bir mntluluk taşın yerine bakıyorlardı. Belki, simdiye kadar, hiç bir insa n yüzü, iyi bir olav karsısında böylesine mutluluğa bürünroemişti. Tasın yerinde daha yeni açmış üç çiçek, kara topra^ın yü zün e yaslanmış dumyordn. Birisi kırmızı, parlak bir billur kırmızısı Talım yalım Uzun boyunlu. Birisi de san, ekin sa rısı, günes sarısı, sapsarı, billur sarı^ı... Uzun boyunlu. Birisi de mavi, devedikeni ma\ isi, cam göbefi, çök mavisi, deniz mavisi, yalım mavisi, billur mavisi Uzun bovunlu. Hasan Ummahanın gdzlerinin içine bakarak sordu: «Gördün mü?» «Gördüm.» «fçünü de?» «Gördüm.» SON . . = m ı I I I I l l l ı m m F % E CUMHURİYET I 1 Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilık Türk Anonim Şlrketl Cağaloğlu Halkevl Sokak No. 3941 Sahlbl Nüshası 25 Kuruş • ANKARA BÜROSU: Atatürk Bulvarı Yener Ap.Yenlşehlr KAYHAN SAĞLAMER Yazı tslertni fıılen ldar» eden Mesul Müdür NAZİME NADİ * Telefon: 12 95 44. 13 09 20, 12 09 66, 17 57 35 . * DOGO ÎLLERİ BÜROSTJ : Inönü Cftddesi Işmen Han Dlyarbatar Telefon: 1061 Gt.VF.T İ M E R İ MERKEZ BÜROSU : Küçuksaat Mejdanı Edırne Hanı Adana Telefon: 4550 Çanakkale Seramik Fabrikaları Anonim Şirketinden: Sene sonu munasebetiyle 31.121962 tarihine kadar bır defaya mahsust olmak uzere, deney raporlu ve garantıli beynelmilel norm ve standartlara uygun olarak alçak tevettur ızolatorlerınden RM2, RM3, RMS ve RMnato tıpi ızolatorlerın muhim tenzilâtla satışı yapılacağından alâkalı talıpUlerin şırket merkezine müracaatları rica olunur. Adres: Tersane caddesi Kipman Han Kat 5 Galata. Tel: 44 76 83 İlâncılık: 8532/16769 I | 1 Gazetpmlze gonderllen vazılnr konulsun, knnulmasın iade edılmez. tlânlardan mesulıyot kabul olunmaz. * ^»»»'»^'»»"»»•"Hiımııuıı.ıııı.ıııı.ıııııiHiıııııımım Abone ve llân lşlcrl için, larfm u.tune «Abone» \eva «tlân Servısı» k^^dının konması lâzımdır. BU GAZETE B\SIN AHL\K1 = VASASI^'A UYMAYI TAAHHUT \ I ETMİŞTİB. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle