Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İS Aralık 1962 CÜMHURÎYET BEŞ f Hayvsnlardan sonra, sıra şimdi de, labirentlerde insanlara geldı: | Biliyorsunuz, bugüne kadar en çok farelerin bir labirentte yolunu yitirince dışarı çıkmak için çabalaya çabalaya neler geçirdiği uzun incelemelere konu oidu Hattâ bu fa | relerin sıkıntı iie kansere tutuldukları görüldü. Sıkıntıdan kanser gelebileceği iddiası ria bu tecrübeler yüzünden doğdu. Son zanıanlarda labirent deneylerıne fareler değil insanlar kobay olarak katıhyorlar. Tabii yer altındaki karmakarışık. irinden çıkılmaz dolambaçlar da ona göre büyüciü Deney'.ere katılan gönüllülerin hepsi Los Angeles'li üniversiteliler. Gözlerı bagb labirente giren insan kobay bel hızasındaki plâst'k raylarm yardimı ile yolunu bulmaya çabalıyor. Başarısı yolu bulup dışarı çıkana kadar harcadığı vakitle ölçülüyor. e son moda Hem var, hem yok Bir garabet Yine gölgede kaldı Safiığı fazla kaçırmış Cürmümeshuî Demokraside son moda çinden bir türlü çıkamadığımız, daha do|rnsu, oır lünu içınc S' rl P vırlcşemediğimiı «denıoisrasi» dâvasını en ıyi şckilde, galiba yine, çüler yüzlü Seııatör Sıtkı ITlay Paşamız hal ıetti. üeçcnlerde Istanbula gcltn üstat, gazetecilerle konuştu, partiierden acı acı şikâyet etti, Ocvlct li.iskaı.mnı bunlan cezalaııdırması lâzını »eldiğini söyledi vc, herhaldc coşarak olacak «partisiz bir dcmokrasi» tikrini savundu. Hiç dc yabaııa atılacak bir söz deçil gibi Sörünüyor. Yaııi. programları hep aynı olan çok partili bir Meclis yerine, hiç proçramsız, çok »Latnlı bir Meclis. Böyle bir orijinal rejimin taydaları arasında şunlar akla şrelijor: Bir defa parti olınıyacaeıııa göre, Haysiyet Divanına verildi, parlidcn ihraç edüöi. o partiden çıktı, bu partiye Kirdi, yahut, ya o dedi, va ben dedi, gibi artık âsahımını bozan. çürültülerden Uurtulııroz. Sonra «parti disiplini mâni oluyor. n'âpivim konuşamıvorıım» mazereti altında gizli kalan bir takım, hiç siiplıesiz pek kıymctli, fikirlerden mahrtım kalmayıı. Daha sonra kavp.alar ferdî olur. Şimdi jrruplar naliııde birbirlerinin üzerine vürüyorlar. O zaman. eski dücllolar gibi, iki kişi bir köşeye tekilip yumruklaşır. ötekiler müzakereyc devam ederlcr. Velhâsıl, hani, bir denemeli. * * * Ama, kiiçücük bir yedek subay olamaısınıı. Tuhaf değil mi? * * * Î Yine gölgede kaldı fiocukluijumuzun masallarınt'a «ölümlerden v ölüm beyen!» diye ortaya çıkan hain adam t"pleri vardı. Bunlan masal diye dinler, seçerdik. Oünün birinde hakikat olacakları nc anlatanın. ! • de dinliyenin aklına bile gelmezdi. >! H^rdur'daki cinayetin tafsilâtını okudunuz mu? Xdam, kötü yolda olduğu anlaşılan, anasının evine gidiyor ve kadına soruyor: « Seni bıçakla m.. asarak mı. yakarak mı, keserek mi. öltîüreyim?» Ve, hiç mukavemet çöstermiyen kadının (anasının) kesilmevi tercih (!) ctti^ini söylemesi üzerine. tutup, başını dizinin üstüne yatırıyor ve boynundan kesiyor. Aman Yarabbi: Klâsik sahne facialarında, hususiyle Şekspir'de. çok kisi birbirini öldürür. Ama. böyle, birisinin diSerinı, asavım mı, kesevim mi, yakayım mı diye «ölümlerden ölüm beven» tercihi karşısında bıraktıgı bir piyes hahrlamıyorum. Meselâ Otello, Dezdemona'yı boğacağı zaman «bogulmak hoşuna gitmiyorşa, kılıcımla keseyim, belki daha rahat edersin» gibilerden bir teklifte bulunmaz. Bu ne mene vah?et canım. Her türlü hayali gölgede bıraktı. * * * • Modf>ya «h«vır» denilmeı. Parisli modacı Lanvin. bu Uıs yalnız deriden de<i!, deri post karısık mod"Ucr yarattı. Bcğcnileceği dc söyleniyor. Ne dersiniz? tstiyen. gücü yelen. kesesine, kasasına güvenen oyun zarlarını pırlantalarla süsleyecek. Bu göz kanıaştıran yenilik bir Hir.tli milyoneıden çıktı. MİIyoner Loııdra kuyumcularından birine kendısi için «Pırlantalı zar» lar ısmarlaymca hemen moda oldu bu. lCvliliğin ilk yıllan muhakkak ki tatlı, neş'eli, anlayış içinde geçer. Fakat ya sonıa?... uXeden Ueğişt:?> tAcaba niye boyle?.. soıulan zihinleri burgu misali delmeye başlar. Anrak bu soruiardan yılmamak, onları tabiî kar;ılamak lâzımHır • Evlilik denilen müess Bilhassa üstünden on yıl geçince, evlilik nıüessesesi artık eskisi gibi "tatlı tatlı, sessîz sessiz.' yürümüyor ve bugünün insanı kendisini ergeç «yapayalnız» hissediyor. Bu çıkmazdan kurtulmak için tek çare, yuvayı bozmamak için sabırla kendinizi savunmak, mücadelc etmcktir. Avrupa da « 19*2 AŞKI» iistüne yapılan aııket ne so nuç verdi bilirmisiniz?... Evliliklerin % 90 ı bir çıkniaza sapıj ormuş, Biiyük şehirlerde, bu kriz büsbütün göze çarpıyor. Bizde bu konuda bir anket bulunmadığı için rakam veremiyeeeğiz ama, durumun pek parlak olmadıgı boşananların savısından, gazetelerliğin, umduğu gibi «tatlı tatlı» akıp gitmediğini göreıı kişi, ona, açık ya da kapah, nasıl bir mücadele ile düzen vereceğini arayıp bulmadan «kesip atıyor.» Bifrincisi uzun çabalar istediği, ikincisi bir çırpıda verilmiş karar olduğu için. denilen şey de gözde büyütülecek kadar çetin değildir. Çünki elde bir yığın silâh var: bİTİikte yaşanmış sevinçler, heyecanlar dertler,... sonra o, alışkanhk denilen şey. Bir bakıma Dczdirıcı de olsa bir başka açıdan, kolay kolay kopmayan bir bağ değil mi?... Evlilikte .çıkmaz»ın bir neden'i de şu olabılır: Evlenirken hep bir başka kıjının dünyasını dolduracağımıza, birlik bir tek dünya yaratacağımıza inanınz. Sevisen iki insanın «birbirlerindp yittiği»ne inanınz. Bir süte için evet. Ama bir gün herkes kendi dünyasına sahip çıkacaktır. Aşk kimi vakit mucizeler yaratır, bir çift insan bir tek . Amerika bıldırcınla horoıu bir\ leştirerrk düııyaya yeni bir kuş i kazandırdı: bıldırcıntavuk. Ştk'inin nasıl olduğu yazılmıyor ama j tadı nefis olmaiı. Ne yazık ki viKolay kolay kopmıyan bağ yemiyeceitiz. Çok, çok pahalı. milyader sofralarına, lüks Amerikan Oysa «mücadele, mücadeie» lokantalarının listesine yeni bir de günün sansasyon haber ^ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııtııııııııııııııııııııııııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııuıııııııııııııııi!iıır7 ad girdi, şimdilik o kadar. lerini besliyen olaylardan ~ belli. Saklamaya ne lüzum E var?. Evlilik dedigimiz = müessesc artık «tatlı tatlı, E sessiz sessiz» yürümüyor. = Bir çift insanın bütün dün E yaya «bir tek insan gibi» karşı = koyacaklarına kapalı gözle i Zj nandıkları günler geride kal r dı. Bu günün insanı kendisini er geç «yapa yalnız» buluyor. E Hemen hemen «erişilmez, do E kunulmaz» sanılan «biz»in ar ^ tık bir hayal olduğunu anlı = yor. ^ Evliliğin üstünden bir yıl, üç yıl, hele on yıl geçince, kar E şısında «O ilk günlerin erke jŞ ğine, ya da kadınına benzemi Ş yen biri» ni buluyor = dünyayı paylaşır. Fakat genel olarak yol ayırımı er4geç görünür. O zaman şaşmnmak çökmemek, yıkılmamak. iştf, evliliği sarsıntısız yürütebilmenin ikinci sırrı lll» günlerin o tam beraberliğinden sonra bu bir boşluk yaratacaktıSr elbette. Onu da yeni ilgiler, yeni yeni dostluklarla, çalışma oyalama alanları ile doldurmak gerek. «Neden değişti?...» yok. Değişecektir. İnsan dediğin değışmeden olmaz. Belki çağ, belki «kendine dönüş » Hangisi olur?a olsun tabii şey. Bu tabii sonuçtan yılmamak. onunla uzlaşmaya çalışmak... Krizleı içindeki evliliğin işte cn güvenilir sıtjınağı. Los Angeles şchri filim yıldızlarının skandîlları. aşk maceraları, çoz kanıastı.sn, »arip kaprisleri ile, sık sık dillerde dolaşır, ama onun bütün bu saydîkiarınuz kadar sarip bir özelliiti dalıa var: Psikanalist sayısı bakımından d'.Jnva rckorıınu kırmıs bulunuyor. Gerçekten, Amerika Birlcşik Devletlerinde 14.903 kisiyc 1 tane psikanalist düstüğü halde «Tıldızlar Şehri» ndc 1S0 kişiye hir ruh hekimi düşmede. Amerika'nın guney tarafiarında. tavuklar içleri kahvere'.ıgi, üstleri pembe (sarı yerine kahverengi beyar yerine pembe) yumurtalar yapmaya başlayınca bilginler e yer.i bir meraK konusu açılmış, ineelemelerin sonunda oliyın neden'i ofrtaya çıkmıştır. Meğer bu tavuklara pamuk tohumu unu veriüvormus. z: E E E • Saflığı fazla kaçırmış Hem var, hem yok stanbul Belediye Başkanı sayın Kâmran Görgün, şehrin muhtelif dertlerine dair, bir rapor hazırlatmış. lîerhalde hayli ilgi çekici olacak. tnsaUah. lutfeder bir tane de bizim tarafa >ollarsa, daha etraflı tctkikleriz. Ancak, şimdilik, jazctelerde gördü|ümüz bazı rakamlara bakalım. Mescli, Istanbul Belediyesinin 75 bin kişilik bir personel Uadrosu varmış, ve bunlara seneCe 101 milyon lira ödeniyormuş. Hele bir durun. 75 bin kişiye sencde 101 milyon lira demek. adam başına. yine senede 134S, bir parça da küsnr, lira demektir. Bu da ayda 112, bir parça da küsur, lira ediyor. Elbelte bunun fazla alanı, az nlanı var. Bövle oluııra da şu hakikat urtaya çıkıyor: tstanbul Reledivesinde. huçün. 112 liranın da çok daha altında aylık alarak binlerce in.an çalı'şıyor. Olur mu böyle şey? Biliyorum, buııların kiminc elbise. kimine yemck veriliyor, dene cek. Ama, ne olursa oisun, ayc'a bu kadarcık paraya is görülür mü? Belediye işlerinin niçin volunda gitmedifini, yalnız bu rakamlar, izah eder. 75 bin kisinin, tcker teker, h»psi lüznrr.ln mudur. değil midir, orası ayrı. Fakat bu vaziyette bir takım hizmetlcri topyekun Iâğ\etmek daha akıllıca bir hareket olur. Çünkü hem para gidiyor, hem adamiar geçinemivor. hem de is görülmiiyor. Daha tuhafı, iş görülmiiyor değil de, trörü I i Iüyor zannolunuyor. P I • iyasada satılan çeşitli mallarda «ncnzlnk» gıda ma<Jdelerinde de «saflık» reklâmların esasını teşkil eder. Onun için dükkân vitrinlerinde sık sık «hakikî ucuzluk» yaftalan görürüz. Gıda maddelerinde de «hakiki saftır» parolası kullanılır. Şimdilik. ucuzlufu bir kenara bırakahm da. saflıga bir çimcik atalım. Karabük'ten yazan dikkatli bir okuyncn mu7 mektubuna oradaki hir sucuk firmasının etikftini yapıstırmıs. Etiketin yan tarafında, yüzde hesabiyle, sucuğun evsafı, yani saflık derecesi yazılı. Aynen şöyle: Yüzde 80 sığır, yttzde 20 yag, yüıde 3 tuz, yüzde 4 baharat. Okuyucumuc gibi rakamlan. lutfen, siz de toplayın da yekuna bir bakın. Yüzde 107 ediyor. Anlaşılan, bu vatandaş «saflık» yarışında o kadar ileri gitmis ki, hızını alamayıp, ortaya ültra saf b' T'k çıkarmıs. Ne yan''. ki. herkes onun sucugu kadar saf olamıyor, ve işte böyle, bazan dikkat edenler de bulunuyor. * * * Cürmümeşhut ir şey, ötedenberi, pek sinirime dokannr: Sivri akıllının biri çıkar, ortaya bir l£f atar, ve hemen arkasından, bu lâfıııı kuvvetlendirmek için «bü tün medenî memleketlerde oldu ğu gibi» teranesini ekler. Şahsan beni sinlrlendiren, işte bu «bütün medenî memlcketlerde olduğu gibi» tekerleme sidir. Bunun son mi salini , otomobil numaralarında gördük. Bizim otomobillerin plâkalarında, ma lum, kayıtlı bu lundukları vilâyetlerin isimleri yazılıdır. Şimdi bunlar defiştiriliyor, isim yerine, her vilâyete verilen, nnmaralar konnyor, çünkü efendim «bütün metleni memleketlerde» böyley ıniş. Burada size iki iptidai (!) memleket otomobilinden nümune veriyorum. Üstelik, bu fotoğraflar Istanbul sokaklarıııda çekilmiştir. Bunlardaki numaraiarın ayrı ayrı mânaları var mı bilmeın. Fakat görülüvor ki esas olarak isim kullanılmaktadır. tsim yerine numara. numara yerine isim, bunun faydası veya zararı nedir. aklım ermez. Ama siz istediğiniz gibi oynayın. Yalnız bıktık bu «bütün meder.î memleketlerde olduğu gibi» palavrasından. B *** Bir garabet kadinlarla evlenmek meselesi, memYahancıdevam edip çidiyor. Asağıc'ayüz karası lckttte, zaman zaman hakıki bir halinde, anlataca Eskiden «zeki. duygulu», E şimdi ise..= Eskiden «zeki, duygulu, her şeyle ilgili bir erkek» iken = şimdi «ilgisiz, ağır, durgun er = kek» eskiden «tatlı, şen, nük = teci, cıvıl cıvıl seven bir ka dın»ken şimdi «sinirli. değiş ken, otoriter kadın»... Eğlence = lcr, zevkler ayrılmış, düşünce ^ lelr git gide birbirinden uzak laşmada... = Bu «tanınmaz olmuş kişi»nin E yanında yanı başında kendi E ni «yalnız, yapayalnız», «boş ^ lukta» duyan bir insan. İşte, = on yıl sonra pek çok evliliğin iç yüzü... ~ Bir başka çağııı anlayış E ve krizleri jj= Bu muamr.ianın bir anahta ^ rı şu olabilir: Eşiniz belki de «ilk gençlikten» uzaklaştı. Bir E başka çağın sorumlulukları, E anlayışı hatta krizleri başladı. ^ Ne yapıiabilir?... Şj | Yürümeyen evlılıkleir için ŞŞ I çok öğütler veıilir, yazılır, E ' söylenir durur. Basma kalıp ! oğütler. En çok «sabır» derler, = j «objektif» olunuz derler. Ne = ; yin sabrı, neyin objektifi?... = İnsan, içinde bulunduğu bir o ş laya dışında imış gibi bakabi E lırmi?... Bunu yapabılmesi için E seyirci olması gerekir. Basit bir örnek bunun böyle oldu E : ğunu apaçık ortaya koyabilir: Z | çok önem verdiğimiz bir yelre Ş j ye*.işmek zorundasınız, önünü ~ ze çeşit çeşit engeller çıkıyor, «cçen her dakikanm bir kayıp E r^duğunu biliyorsunuz, sanki E kaybeden siz değilmış gibi du = rup seyredebilir misiniz?.. Bu kn.darcığı yapamayınca kendi ~ hayatmızin bocalayışını ya E hancı imışçesine nasıl seyre E rirırsiniz?... E bugüne kadar boya sanayiinde keşfedilen boyalaruı modernidiı f,\m vakaya benzer bir «iş» de vaktiyle bir dostumuzun basından geçmisti. Daha kimbilir kaç vaiandas böyle, cidden acayip, hallcre düşüyordur. Gcleiim hâdiseyc: Bir Türk genci, iki sene evvel, bir Alman kızı ile c\lenmi«. Bir de çocuklan olmuş. Güle oynaya yaşayıp şjidiyorlar. Derken bizim gencin askerlifi gelir çatar. Yedek subay olacak. Kendisine: «Ama, derler. senin karın ecnebi. Ondan boşanmazsan yedek sjbav olamazsın.» Ve gül gibi geçiiien karıkoca, ister iste mez. mahkemeyc giderler. meşhur «şiddetli geçimsizlik» bahanesiyle bosanırlar. Genç de, bövlece. yedek subaylık hakkını kazanır. Yazifesi büinee, tabii, yine evlenecekler. Ayıp dcçil ya, oldıım bittim. ben hıı kanunuıı ne mintığını. ne temin ettiği milli faydayı, ne de. her zaman biiyük büyük lâfını ettiçimiz. insan hsklarına uyar tarafını anlıyamıyorum. .^îeselâ, bu adam, Alman kızı ile evleneceSinc. onu metres tutsaydı, ortada mesele kal mnacaUtı. Olur mu böyle şey? Dahası var. Bir yabancı ilç evli olmanız mobus seçiimenize mâni deÇil. Mebns seçilince Millî niüdafaa Veltili olmanızın, hattâ Başvekil olmanızın, yolu kananen açıktır. CİOPIUS Bakanlığı V TERMOSTATİK ! DS! GENEL MÜDURLUGUNDEN VANALARI 1 Eksiltmeye konan iş: Ankara V. Bölpe Müdürlüğü mmtıkasında Kızılırmak üzerinde ve Hirfanh Hidroelektrik Santralmın 25. Km. mansabmda Kesikköprü Barajı ikmal inşaatı olup. işin muhammen keşif bedeli 25.500.000. TL. dır. 2 Eksiltme 11 Ocak 1963 Cuma günü saat 15.00 te Ankara Bakanlıkîar Bestekâr Sokak No. 25 te DSİ Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Dairesi Reisliği binası içinde toplanacak olan Komisyon tarafından kapalı zarf usulü ile yapılacaktır. 3 Eksiltme tasarısı ve ekleri 100 lira bedcl mukabilinde DSİ Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Dairesi Reisliğinden temın edilebüir. i Eksiltmeye girnıek istiycn şahıs v?ya Şirketlerin DSİ. Genel Müdürlüğüne (778.750. ) lirahk geçici teminat vermeleri ve 26 Aralık 1962 Çarşamba günü saat 17.00 ye kadar dilekçe ile DSİ. Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Dairesi Beisliğine müracaat ederek ihaleye ıştirak belgesi istemeleri lâzundır. İ?bu tarihten evvel eküiltme tasarısı ve eklerini almamış olanlara belge verilcmez. İstekliler iştirâk belgesi aiıp almadıklarını. 28 Aralık 1962 Cuma günü sabahından itibaren DSİ Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Dairesi Reisliğine müracaat ederek öğrenebilirler. Perşembe Pazarı GalataTsl: 44 75 29 5 Isteklilerin İdareden alacakları «Teknik Personel Beyannallancı.'ık: 81 mesi», «Makina ve TeçVdzat Beyannamesi». taahhütleri altındaki isleri bîldirir «Taahhüt Beyannamesi». iş yerini gördüğüne dair V. Bölge Müdürlüğünden alacağı yazı ile Bayındırlık Bakanhğından almmış Müteahhitlik karnelerini i • T İsvrc Ifi atmosfrr â iştirâk belgesi almak üzere verecekleri dilekçeye eklemesi şarttır. Bu işe müracaat edecek Müteahhitlerin karnelerir.in A grupundan en az 25.500.000 TL. lık olması lâzımdır. fi tsteklilerin Showel Ekskavatör 1J cuyar 2 adet, Dra.clinc Ekskavatör 1 cuyar 2 adet, asgari D6 Dozer 3 adet. Greyder 2 adet. 10 tonluk damperli kamyon 20 adet, 210 cuf Kompre A ı \ sör 4 adet. 5 PS lik tulumba 3 adet. 10 PS lik tulumba 4 adet, 20 PS lik tulumba 2 adet, çekicisi birlikte 2 çift keçi J I f Perşembe Pa;:arı t:a\ıtı f ayağı, lâstik tekerli siiindir 2 adet, Toprak sıkıştırmak için * • Htfc •* ^^ ^ ^ .^ ^ ^ .«^ ^ . ^ ^ ^ f| > ^ ^ 4 8 adet pnomatik tokmak, 5 tonluk 2 adet arazöz, 75 ton x İlâncılık 8693 172>3 m. lik 1 adet vinç, Kamyon üzerine yüklenmis 5 adet 1 m3 iük betoniyer, 10 16 m3/saat kapasiteli 1 adet beton tulumbası, ağır tip 4 adet vibratör temin edeceğihe dair usulü veçhile hazırlanmış makina teçhizat beyannamesini belge almak üzere verecekleri dilekçelcrine eklemeleri şarttır. îstkülerin eksiltme evrakmı 2. maddedc yazılı saattcn 15 AvrupatjÇefik tupfşji dakika evveüne kadar aynı maridede zikredilen adrestekı Eksiltme Komisyonu Başkanlığına makbuz mukabilinde teslim etmeleri şarttır. Postada vaki gecikmcler kabul cc'ilmez. Yuvayı bozmamak için E kendinizi savunacaksınız E Bu ış sabır değil, olsa olsa, «avunnıa ile çözümlenebilir. E Bir franp'.z yazarı tatlı bir ^ nükte ile bunu anlatıyoi". «ne fazla ne de eksik, diyor basba s jnğı bir düello bu, kendinizi ~ iavunacaksınız,» E Kendinizi savunacaksınız, yu E vavı bozmamak için... ŞŞ Bir çok evlilikleı bu savun Ş nıa gnze ahnmadıgı için çökü ZZ yr,ı. Bir çeşit korkaklık, S hir (,'esit «kaçış» bu. Evli ~ iffl^TFAKGAZ teknik Servisi • Bir Telefonla • Emrinizdedir 4419 4 3 443401 d ufimus SADOSAN, Sadolins and Holmblad Şirketiniıı lisansı ile DYO Fabrikalannda imal edilip 18 cazip renkte piyasaya arzedilmiştir. (Bu renkleri birbirleriyle kanşürmak suretiyle yuzlerce renk tonu elde edebüirsiniz.) SADOSAN, tnat ve süet görünüşlü bir satıh meydana geürir... harici tesirlere dayanıklı yegâne plâstik boyadır. SADOSAN, yağmura karşı duvarı korur, rutubetin içeri girmesine mani olur ve üstelik duvann nefes almasıuı sağlar. SADOSAN, sabunlu eu Ue kolaylıkla silinir. Sadosan, fırça, rulo veya tabanca ile kolaylıkla tatbik edilebüir. Tahtaya, duvara ve sentetik astar kullanmak suretiyle demire sürülebilir | *i ; J ır»R2 M f l i i ; BUHAR ; t * unn VE R E Ç İ N E VE F A B R l K A L A R l ( I Z M I R ) ÛULLIÎfl y| İlâncılık: 8737/17235 (Basın 21504 A. 13746/17204) İlâncılık: 8737/17234